Anti Dump’ın Makinesi – Üçüncü Bölüm: İlişki Hazır Alınır, Yaratılmaz

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – İkinci Bölüm : İlgi Seviyeleri Hakkında Daha Fazlası

Anti-Dump’ın dediğine göre: bir ilişkiye ne istediğini bilmeden giren erkekler, istemediği şeyleri yapan kadınlarla uğraşmak zorunda kalır. İlişki “inşa edilen” bir şey değildir, gidersiniz direkt HAZIR ALIRSINIZ.

Alıntı:


İlişkiyi inşa etmeyeceksin, HAZIR ALACAKSIN.

 Yani kızla tanıştığın an HÂLİHAZIRDA ilişki materyali olması gerek.

Mesela bilgisayarları düşünün. Sıfırdan toplama kasa bilgisayar yapmanız gayet mümkün. Fakat sıfırdan bilgisayar toplamaya hem vakti hem de sabrı olan insan sayısı çok azdır.

Fakat çoğu erkeğin ilişkide yapmaya çalıştığı şey bu. Sohbet, nezaket, hediyeler, çiçekler vs. ile bir ilişkiyi sıfırdan inşa etmeye çalışıyorlar.

Üstelik karşısındaki kadın bir ilişki içinde OLUNMAMASI gereken birisiyken.

İlişki materyali olmayan bir kadın sizinle sevgili olma kararı verirken pek düşünmez. Zaten hak ettiği bir şey olarak görür, bunun kararını verecek kadar aklı olmasa bile.

Bir araba aldıktan sonra vites kutusunu değiştirmeye çalışmazsınız, kamyon tekeri takmaya da teşebbüs etmezsiniz.

Gidersiniz istediğiniz marka ve modelde bir araba alırsınız. Eğer DÜZGÜN bir araba bulamazsanız hiç almazsınız.

Eğer kız arkadaşınızın davranışları olması gerektiği gibi değilse, ilişkiyi hazır almayıp inşa etmeye çalıştığınızdandır.

Doğru kişiyi SEÇEN Don Juan’dan daha akıllı biri olduğunuzu zannetmiş, fakat yanılmışsınızdır.


Kardeşim kendine göre, evlenip beraber bir hayat kurabileceği bir kadın arıyordu. İstediği kadınları seçip, istediklerine yol veriyordu. İş görüşmesindeymiş gibi mülakata tabii tutuyordu. “Benim için doğru kişi mi?” diye sürekli sorguluyordu (“Onun için yeteri kadar iyi miyim?” diye sorgulamak yerine). Hatta bir ilişkiden beklentilerinin neler olduğunu açık açık belirtiyordu. Örneğin, ne sıklıkla seks talep ettiğini belirtiyordu  (“Haftada en az iki” diyordu, kız da bunu kabul etti! Üstelik daha sonra konuştuğumuzda bana “Aslında üç desem daha iyiydi” dedi!). Burada görüyoruz ki kendisi bir ilişkiyi inşa etmemiş, HAZIR ALMIŞ.  Belli başlı beklentilerini en baştan dürüstçe belirtmiş. Bir ilişkiden ne beklediğine dair herhangi bir fikri olmayan adam TERK de EDİLİR, CANI da YANAR.

Alıntı:


Aşk mahkeme salonu değildir. Bir kadın İSTİKRARLI BİR ŞEKİLDE iyi davranışlar sergileyerek ilgisini kanıtlayana kadar size karşı İLGİSİZLİKLE suçludur.

Aksi takdirde karşılıklı bir bağ oluşmaz.

Mazeretler, iptal etmeler, oyalamalar, “Bir ilişkiye hazır değilim”ler, “Bana biraz zaman ver”ler olmayacak.

SENİN istediğin şekilde olacak, eğer olmayacaksa sileceksin.

“SENİN istediğin şekilde olacak.” Hoşuna gitti galiba? Bundan sonra böyle Don Juan, alışmaya başla şimdiden.

Biraz omurgan olsun, hemen BUGÜNDEN. Buluşmaya arkadaş getirmeye cevabın HAYIR. Kaba davranışlara cevabın HAYIR. “Programıma bakmam lazım belki müsait olamayabilirim” cümlesine cevabın HAYIR. “Sen numaranı ver ben seni ararım” teklifine cevabın HAYIR.

Son karar mercisi sen olacaksın, onlar sizin uyacak. En azından birkaç aylığına, ondan sonra ilişkiyi eşit düzleme çekebilirsin, o da SADECE sen öyle istersen.

Vücudunda seni seven tek yere, GÖNLÜNE sakın halel getirme.


Relapse aşağıda başından geçenleri anlatmış. Uzun bir hikâye fakat bütün dediklerimi doğrular nitelikte, yıllardır anlatmaya çalıştığım şeyleri özetliyor:

Alıntı:


Bugün böyle bir yazı atman hoş bir tesadüf oldu. Başımdan geçen bir olayı anlatmayı düşünürken yazdıklarını okudum ve kendimden çok şey gördüm. Bu aralar çok sık oluyor ya bu, neyse.

Bir süre önce nişanlım ile ayrıldığımızı yazmıştım buraya. 4 ay önce yaşanan bir olaydı. Şu sıralar görüşüyoruz, “arkadaş kalmaya” çalışıyoruz. Biliyorum bir kısmınız bu hareketime çok sinirlenecek ama ilk cinsellik deneyimim kendisiyle olmuştu, bu sebepten aramızın bozulmasını istemiyorum kısacası. Dolayısıyla; ilişki sırasında neyi doğru, neyi yanlış yaptığıma dair beni çok iyi (hatta belki de gereğinden fazla) tanıyan birinden çok yararlı geri dönüşler alıyorum. Bu bile tek başına çok faydalı.

Bana anlattığına göre, ilişkinin başında onu kız arkadaş olarak isteyip istemediğimi tam olarak anlayamamış bile. Çok soğuk duruyormuşum, gizemli ve oturaklı bir hava oluşturduğum şeklinde yorumlanabilir belki de bu. O zamanlar karate ile uğraşıyordum, okulda çok başarılıydım, özel hayatımdaki bazı sıkıntılarla başa çıkmada çok iyiydim, galiba özgüven dolu biriymiş gibi gözüküyordum. Zaman ilerledikçe daha özgüvensiz ve tedirgin biri oldum, işin sonunda kalbim kırıldı. O bir halt etti evet, fakat ben de canımın yanmasına izin verdim, gönlümü yeterince koruyamadım.


Gönlünü koruyamamış! Kadınları etkilemek için gereken her şeyi doğru yapıp yine de KAYBEDEBİLMENİZİN sebebi de bu. Anti-Dump’ın kadınları etkileme üzerinde hiç durmadığına dair eleştirenler onun kast ettiği şeyi (HERKES kadınları etkileyebilir. EFENDİ ADAM olduğum dönemlerde bile etkilediğim kadınlar vardı. Kadınları sürekli etkileseniz bile bir işe yaramayabilir, sapla samanı ayırmak lazım) anlamıyor. Bu forumda olduğum süre boyunca Anti-Dump’ın bahsettiği konulardan bahseden başka bir kişi bile görmedim.

Yazının bir de devamına bakın:

Alıntı:


İlişki boyunca hep birbirimize yakındık, sonları hariç tabi. Seks hiçbir zaman bitmedi. Fakat şu var; benim soğuk olduğum ve kız arkadaş istediğimden tam emin olamadığı ilk dönemlerde, seks ÇOK YAPIYORDUK. Sohbet etme, bazı şeyleri paylaşma da oluyordu tabi ve bunlar da çok güzeldi, ama ÇOK seks yapıyorduk. Sırt masajı da ÇOKTU. Beni kaçırmaması gerektiği, elde tutmak için çaba harcadığı dönemler bana karşı ÇOK DAHA sevecen davranıyordu.  Ona karşı ilgimden emin olamadığı dönemler istediklerimi elde etmem daha kolaydı. Ne olursa olsun beni kaybetmeyeceğini fark ettiği an, işler sarpa sarmaya başladı.

Şimdi onla tekrar konuşmaya başlayıp ilişki boyunca neler hissettiğini, aklından neler geçtiğini öğrendikçe (ki baya şey saklıyormuş) burada kadınlar hakkında anlatılanların şaşırtıcı seviyede doğru olduğunu fark etmeye başladım. Ne kadar özel biri olsa da, sizi ne kadar sevse de en nihayetinde karşınızdaki bir kadın ve kadınların bir erkeğe ilgisinin kesilmemesi için gerekli olan belli başlı unsurlar var.


Şimdi aşağıyı çok dikkatli okuyun:

Alıntı:


Kıssadan hisse şu: Kendinize güvenin, kendinizden memnun olun. Sabırlı olun, istedikleriniz için beklemekten korkmayın. Bağımsız olun, çaresiz olmayın. Kendinizi geliştirmeye devam edin, olgunlaşın, ufkunuzu açın ve yeni deneyimler elde edin ki hep ilgi çekici ve gizemli bir yönünüz olsun. Kimseye sebepsiz güvenmeyin, güven verilen değil kazanılan bir şeydir. Kadınlara SAYGINIZ olsun ama kendinize SAYGISIZLIK yapılmasına izin vermeyin. Saygısızlık yapanlara (kadın erkek FARKETMEZ) ya hak ettiği cevabı vermesini bilin, ya da hayatınızdan çıkarmaktan çekinmeyin. Hatta ikisini de yapın. Biri sizi incitirse bundan ders çıkarmayı bilin ve hayatınızı devam ettirmeye çalışın. Kederlenmeniz gerekliyse onu da yapın, fakat yas tutup ağıtlar yakmayın.

Anlaşılan, bir kadının ilgi seviyesini yüksek tutmada en önemli nokta kendini geliştirmek ve İLK BAŞTA kendine saygı duymak.


Kendini geliştirmek ve önce kendine saygı duymak! Bunu daha önce nerede duymuştuk? Bazı erkekler ilişkilerden korkar, fakat asıl önemli olan kendini sürekli geliştirmek, yeni deneyimler elde etmek, yeni şeyler yaşamak. Böyleyseniz asla sıkıcı birine dönüşmezsiniz, biraz gizemli; onda ilgi uyandıran biri olmaya devam edersiniz.

Anti-Dump Relapse’e şu cevabı vermiş:

Alıntı:


Onu sevdiğini belli ettiğin an, kız görevini tamamlamıştı.

Kadınlar sevgi avcısıdır. Bir sevgi emaresi görene kadar orada beklerler. Buldukları anda başka bir adama geçip aynı işlemi orada uygularlar.

Senin de fark ettiğin gibi, asla aradıkları sevgiyi bulduklarından %100 emin olmasınlar. Bundan sonra “Seni seviyorum” cümlesini çok nadir kullan.


Kadının sizi elde etmek için ÇABALAMASINI sağlayın. Bu Pasif ve ilgisiz olmanız gerektiği anlamına gelmiyor, sadece kendi hayatınızı yaşamaya devam ederken size misafir olmak isteyen birine “Tamam, ama uyman gereken bazı kurallar var.” demeniz gerektiği anlamına geliyor. Bu konuda tutarlı değilse ona YOL VERİN.

Dördüncü Bölüm: Kadınların Zayıf Noktası Olan Aksiyona Öncelik Verin (Yakında)

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – İkinci Bölüm : İlgi Seviyeleri Hakkında Daha Fazlası

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Birinci Bölüm: İlgi Seviyeleri

Varsayalım bi buluşma planı yaptınız. O da ne, hatun planı sevmedi! Yetiş ya Anti-Dump, ne diyeceğiz bu kıza şimdi?

Alıntı:


Ne dediğinin HİÇBİR önemi yok. Onunla bir daha görüşmeyeceksin çünkü.

“Yok ya, ilgimi çekmedi. Neyse dikkat et kendine.” Diyorum, sonra telefonu kapatıyorum ben.

Bir kadın ne zaman sizin sunduğunuz ilk teklifi çevirmeye kalkarsa direkt “İlgimi çekmedi.” Cevabını verip, teklife teklif ile cevap vereceksiniz.

Sen: “Hadi cumartesi akşamı dışarı yemeğe çıkalım.”

Kız: “Benim bowlinge gidesim var.”

Sen: “Bowling ilgimi pek çekmiyor benim, bilardoya gidelim.”

Unutmayın bu SADECE 1. Ve 2. Buluşma için. İKİNCİ teklif de iplerin sizin elinde olmasını kabul edecek mi diye yaptığınız bir ilgi sınama yöntemi.

Yaptığınız karşı teklife de olur demiyorsa: “Neyse boş ver, başka zaman bir şeyler yaparız, dikkat et kendine görüşürüz.” Diyerek bitirin. Bir daha da aramayın, sizin için bu kadarcık bir fedakârlık bile yapamayan biri ile buluşmayın.


Peki ya: “Tamam gidelim, ama o gün buluşmadan birkaç saat önce beni bir ara belki bir işim çıkabilir.” Benzeri bir cevap gelirse ne olacak?

İlişkiler üzerine birkaç kitap yazmış Don Steele’e göre doğru cevap:

Alıntı:


“Programının bu kadar yoğun olmadığı başka bir zaman yapsak daha iyi o zaman.” Cevabını verin. Eğer dediğini kabul ederseniz sizi cepte bilip, oyalayıp, son dakikada ekmesi mümkün VE BU BERBAT BİR ŞEY! Başıma geldi oradan biliyorum.

Fakat ben bunu taşaklarınızın kaç okka çektiğini anlamak için yapılan bir TEST olarak kabul ediyorum. Kadınlar sizin çocuk mu yoksa erkek adam mı olduğunu test etmek ister. Oğlan çocuğu iseniz genlerinizin gelecek nesle aktarımına karşı İLGİSİZLİĞİ saniyeler içinde tavan yapacaktır.

Erkeklerin, kadınlar tarafından sınanmayı kabullenmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyorum. Karşınızdaki kıza hiçbir zaman çantada keklik gözüyle bakmayın, size karşı İLGİSİ OLDUĞUNU, sizi SINAYIP durmasının EDERİNİZİ bilmek istemesinden kaynaklandığını varsayın. Erkek çocuğuysanız ederiniz yok, erkek adamsanız belki vardır. Testler bir süre devam edecek, ardından tekrar yenileri gelecek.


BondjamesBond şu yorumu yapmış:

Alıntı:


Kendi adıma konuşayım, son gün teyit amaçlı aramalarla ilgili bir sıkıntı yaşamadım… Hep yaptığım bir şeydi. Bir-iki gün önceden arayıp, değişen bir şey olup olmadığını kontrol etmek amaçlı, karşı tarafın isteğiyle değil tamamen kendi isteğimle yaptığım bir şeydi. Kendimce bir sınama yöntemiydi. Yarım ağızla verilen cevaplar ya da buluşmayı iptal etme isteği geliyorsa ardıma bile bakmadan uzaklaşıyordum. Sadece bir kere bir hatunun gelmemesini anlayışla karşıladım… Apandisit iltihabı sonucu hastaneye gitmesi gerekmişti, böyle durumlar da yaşanabiliyor.

Beni ekeceğini düşündüğüm için irtibatı kestiğim hatunlar arasında bana kendi dönüş yapıp buluşma ayarlamaya çalışanların sayısını bile unuttum, hiçbirinin telefonunu da açmadım. Bana kalırsa teyit amaçlı yapılan aramalar, kendi koyduğunuz sınırlar çerçevesinde, makul olabilir.

Ama 1 numaralı kuralı sakın çiğnemeyin…
Asla ama ASLA bir kadına yalakalık yapmayın.


Şimdi Anti-Dump’ın İyi Çocuk ile olan bir diyaloğuna bakalım.

İyi Çocuk, “İyi bir kız” zannettiği kız arkadaşının neden eski sevgilisine döndüğünü bir türlü anlayamıyor:


Hoyratça davrandığın tek şey Erkeklik gururun.

Ayan beyan terk edilmişsin ama farkında bile değilsin.


Eski sevgilisi de tekrar onla birlikte olmak istiyormuş, kız da “bir şans daha vermek istedi”.


Kardeşim, sen TERK EDİLMİŞSİN. Kızın aşk hayatından kalıcı olarak atılmışsın. Bir kadın eski erkek arkadaşına döndüyse seni, kendisi için yeterli görmediği kararını verdiğindendir. Senden“tadımlık bir lokma” aldı sadece, sana karşı duygusal bakımdan ilgi seviyesi DÜŞÜK.

Belki tekrar sana dönebilir, ama dönse bile seni tekrar TERK EDECEK. Çünkü ilgi seviyesi yetersiz.


Onu da anlıyorum biraz.


Yalnızca kafası karışık, her şeyden bihaber, iğdiş edilmiş bir iyi çocuk, kızın onu terk edip eski sevgilisine gitmesini “anladığını” söyler.

Neyse ki doğru yere geldin, senden bir Don Juan çıkarmamız hala mümkün.


Asıl mesele bana karşı hala boş olmaması fakat “arkadaş kalmamızı” istemesi.


Senden hala “biraz” hoşlanıyor, bir Don Juan için bu yeterli değil. Sana hasta olması gerek.

Seninle evlilik hayalleri kurması gerek.

İşin özü, sana karşı ilgi seviyesinin YÜKSEK olması gerek.


Merak ediyorum, adamın bu kızla tekrar görüşmesinin sebebi kıza sahip olabilecek tek kişi olmadığını anlaması mıydı?


Fark etmez, “Ona dönmeye karar verdim.” der demez sana karşı ilgi seviyesinin YETERSİZ olduğunu göstermiş oldu.


Onun için de kolay bir karar olmadı ama çok üzüldü, çok ağladı…


Siz iyi çocuklar tam da bu noktada TAMAMEN yanılıyorsunuz. Seni terk etmesi zor falan olmadı, eski erkek arkadaşına beslediği duygular sana karşı beslediklerinin 10 katıydı. Terk etmesi çok da kolay oldu.

Zor olan kısım SENİ ÜZMEKTİ. Sana az da olsa değer verdiğini biliyordu, başlattığı gibi bitiremeyeceği bir işin içinde olduğunu da biliyordu. Senin için ağlamadı, senle eski sevgilisi arasında kararsız kaldığı falan yok.

Ağlamasının sebebi SENİ BIRAKIP GİTMESİ.

Sizin gibi iyi çocukların yapacak çok işi var. Sakın unutma, ben de bir zamanlar senin durumundaydım.


Asıl sorum şu: O elemanın onu kullanıp atacağını kıza nasıl fark ettiririm?


Niye umursuyorsun ki? Artık senin sevgilin falan değil, bir daha da olmayacak. Bir kadın seni bir kere terk ettiğinde duygusal açıdan bütün her şey bitmiştir, başka bir ihtimal yok.


Ya da bu “arkadaş kalalım” durumundan nasıl kurtarırım kendimi?


İmkânsız. Her şey bitti kardeşim, seni boşa umutlandırıyor. Onu tekrar elde etsen bile seni TEKRAR terk edecek. İlgi seviyesi yetersiz çünkü.


Ama daha geçen gün onu çok azdırdığımı söylemişti.


Tahrik oluyordu çünkü eski erkek arkadaşı onu tatmin etmek için yanında değildi. EĞER öncelikli olarak senden isteseydi, üstüne atlardı zaten. 6 ay çok uzun bir süre, bu kadar süre seks talebi hiç olmamış, hayra alamet değil.


Kafası karışmış bir vaziyette, ama elimden ne gelir ki?


KAFASI KARIŞIK FALAN DEĞİL! İyi çocuklar bu konuda hep yanılıyor, seni değil eski sevgilisini istiyor işte. Bu kafa karışıklığı değil kesinlikle.


Onu tamamen görmezden gelip, arkadaşlığını da kaybedecek şekilde hayatımdan çıkarayım mı (ki bu oldukça zor), yoksa böyle devam edip, arada kendimi hatırlatıp geri dönmesini bekleyeyim mi?


Arkadaş olarak kalsın, ama acilen onun yörüngesinden çık ve başka kızlardan numara almaya çalış. Seni boş yere umutlandırmasına mahal verme, aynı tuzağa düşme.

Başka birini bul.


TANIDIK GELDİ Mİ? Belki sizin de başınıza gelmiştir, kız sadece eski sevgilisini kıskandırmak için sizinle takılmıştır. Evet, kadınların erkekleri böyle kullandığı da oluyor.

Peki, biz erkekler neden kadınların ilgi seviyesi konusunda bu kadar zorluk çekiyoruz?  Çoğu şeyi gereğinden fazla analiz ediyoruz çünkü.

Peak diyor ki,

Alıntı:


Beyler, Anti-Dump bu konudan başka bir postunda, sadece laf arasında bahsetmişti ama bence yedi düvele duyurmak lazım, o yüzden bunu aklımıza kazıyalım! Gözünüzü seveyim, bir sonraki adımı atmak için bir işaret aramayı bırakın, sizi beğendiğine dair bir alamet aramayı da boş verin. Bir kadının kafasının içine asla giremezsiniz, boşuna denemeyin bile. Kadınları “okumaya” çalışmayın, vakit kaybı. Gidin bir yerlere davet edin, o zaman ne düşündüğünü KESİN OLARAK bileceksiniz. Eylemleri üzerinden bir sonuca varabilirsiniz.

İlk adım için size lazım olan tek şey ufak bir tebessüm ve biraz göz teması.

Bu dediğimin gerçek olup olmadığını mı sorguluyorsunuz?

Ben ettim siz etmeyin, hatalarımdan ders çıkartın. Geçmişte, bir yerlere davet edecek cesareti toplayana kadar benden uzun süre hoşlanmış kızlar oldu. En sonunda harekete geçtiğimde mutluluktan havalara uçuyorlardı, bu kadar fazla kızın benden hoşlandığından haberim bile yoktu. Ayrıca evet, hoşlanmak derken cinsel manada çekici bulmayı da kastediyorum. Haberim bile yokmuş, artık anladım tabi.


Anti-Dump ekliyor,

Alıntı:


Peak’in ilk yorumunda da dediği gibi “Analiz felcinden sakının!”

Erkekler kadın değillerdir. Beyler, o eteklerinizi çıkarın.

Aranızda henüz bir şey olmadan karşı tarafın kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını düşünenler KADINLARDIR. Erkekler bir şekilde kadınlardan bu kötü alışkanlığı kaptılar.

Kızın sizden hoşlanıp hoşlanmadığı aklınızın ucundan geçmemeli. Kızdan telefon numarasını istemeden ÖNCE bunun hiçbir önemi yok. Önemli olan tek şey sizin onu İSTEMENİZ.

Bilmeniz gereken tek şey bu.

Erkek adam önce istediğini ELDE EDER, sonra soru sormaya başlar.


Üçüncü Bölüm: İlişki HAZIR ALINIR, Yaratılmaz.

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – Birinci Bölüm: İlgi Seviyeleri

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Anti-Dump’a “Kadınları mutlu etmek için ne yapmalıyım?” sorusunu sorsaydınız size cevabı şu olurdu:

“Ne?!  Kadınları mutlu etmek mi? Konuya kızın tarafından değil, kendi tarafından yaklaş ve önce KENDİNİ nasıl mutlu edersin onu düşün.”

Çoğu insanın Anti-Dump’ı yanlış anladığı nokta burası. Bu adamlar (Hızlı baştan çıkarıcılar (speed seduction) ve türevleri) romantik bir ilgiyi sıfırdan UYANDIRMAYA çalışıyorlar. “Kadınlara beni daha iyi tanıması ve etkilenmesi için gerekli ortamı sağlayacağım.” gibi bir düşünceye sahipler. Anti-Dump’ın ise böyle bir kaygısı, ilgi ortamını YARATMAK gibi bir derdi yok, çünkü ilginin varlığını önkoşul olarak belirlemiş. Bu durum da çoğu kişinin kafasını karıştırıyor.

Çekici bir erkeğin Anti-Dump’ın Makinesini kullandığını varsayalım: Bu şahıs en nihayetinde kendisini seven bir kadın bulacaktır. Bir de berduşun tekinin bu Makineyi kullandığını varsayalım: Bu şahıs ise kendisini seven bir kadın bulamayacaktır.

“Bak gördün mü? Makine bozuk işte!”

Ahmak herifler! Başarı kıstasınız İLGİSİ YÜKSEK bir kadın elde etmek değil, sadece bir kadın elde etmek olmuş. Bu dünya siyah-beyaz, “Başarı = Kadınlara erişmek” “Başarısızlık = Bekâr kalmak” denklemine göre işlemiyor; asıl denklem “Başarı = YETERSİZ İLGİ SEVİYESİNDE bir kadına bağlı kalmamak” ve “Başarısızlık = YETERSİZ İLGİ SEVİYESİNDE bir kadına bağlı olmak” şeklinde. Mutsuz bir evliliği idare etmek bekâr olmaktan çok daha zor.

Çekici olan erkekte de, berduşta da Anti-Dump’ın Makinesi tıkır tıkır çalıştı. Makine’nin işi size kadın bulmak değil, ilgisiz kadınları elemek, SAPLA SAMANI AYIRMAK.  İpsiz sapsız herifin tekiyseniz sorunu Makine’de değil, kendinizde arayın.

Eğer bu berduş hayatını bir düzene koyup kendini adam ederse, makine eninde sonunda karşısına ona karşı ilgisi yüksek bir kadın çıkartacaktır.
Olay bu kadar basit.

Alıntı:


Kadının ilgisi SİZE olmalı, sizin yaptığınız şeylere değil.

Eğer bir kadın buluşma planını değiştirmeye kalkarsa bu KIRMIZI ALARMDIR.

Altı üstü bir buluşma için bile “pazarlık” yapan kadının, ilerleyen süreçte ne kadar büyük taleplerde bulunacağını siz hesap edin.

Yeminler olsun ki tamı tamına ON farklı ikinci buluşma teklifini reddeden bir kadınla nişanlıydım.

Bir ilişki yürüttüğüm belki de EN İNATÇI hatundu kendisi. Evliliğe doğru giden bir ilişkimiz vardı ve pazar günlerini annesinin evi dışında bir yerde geçirmeyi kesinlikle REDDEDİYORDU. Boston’dan da nefret ederdi ki ben Boston’ın HASTASIYIM. Keşke ikinci buluşma yerini Boston yapsaydım!

Eğer öyle bir teklif yapsaydım kendisiyle yolları çok daha erken ayırabilirdim.

Git kıza direkt: “Senle bilardo oynamayı planlıyordum, başka zaman haberleşiriz o zaman” cevabını ver geç.


KENDİ istediğiniz buluşma planını yapın. İlk başlarda, karşınızdaki kız sizin tarzınızı sevecek biri olmalı.

Alıntı:


Bir hafta sonra APAYRI bir buluşma teklifi yapın. Onun söylediği değil, kendi belirlediğiniz bir plan olsun. Unutmayın, sınadığınız şey İLGİ SEVİYESİ. İkinciyi de kabul etmezse numarasını bile unutun. İkinci teklifim reddedilse “ Biz apayrı insanlarmışız ya, neyse belki sonra görüşürüz.” gibi bir cevap verirdim ben olsam.

Sadece ilk değil, ikinci ve üçüncü buluşma teklifiniz da kabul edilmeli. Ondan sonra taviz vermeye başlayabilirsiniz.

Başka bir yöntem de teklife teklif ile karşılık vermektir.

Ron: Hadi paraşütle atlamaya gidelim. Cumartesi öğlen 1’de alırım seni.

Dediğim dedik kız: Aman, ben korkarım atlayamam uçaktan. Akşam yemeğe çıkalım onun yerine?

Ron: Olmaz, daha yeni 5 kilo verdim, Jet Ski’ye ne dersin? (KARŞI TEKLİF). Amcamın sözü var, onun jet skiyi alacağım. Saat 3 gibi alırım seni

Dediğim dedik kız: Olmaz ya, ben çok korkuyorum ondan düşerim diye.

Ron: Belki başka zaman buluşuruz o zaman, şimdi gitmem gerek görüşürüz.

Bütün mevzu şu: Kız ilk üç buluşmanızı kabul edecek biriyse gelecekte de esnek ve anlayışlı bir partner olacaktır.

BÜTÜN buluşmaların ortak bir ilgi alanı üzerinden olmasını bekleyen kadın benim gözümde başa beladır.

Yıllar önce kızın birini sinemaya davet etmiştim, aldığım cevap: “Film izleyecek HAVADA değilim ya şu sıralar.” olmuştu.

Şimdiki Anti-Dump “İyi o zaman, o havaya girdiğin zaman seni tekrar ararım.” derdi, yani HİÇBİR ZAMAN.

Bu konuda taviz vermeyin. Çaresiz biri olmadığınızı, ERKEK ADAM olduğunuzu gösterir. OMURGASIZ olmayın.

Sadece iyi vakit geçirmek için sizi kullanmaya çalışanları ya da sizi “sadece takılmalık” görenleri ayıklarsınız böylelikle.

ÖNCELİĞİNİZ kendiniz olsun.


Aynen öyle! Odak noktanız KENDİNİZ olacak, kız değil. Sizi olduğunuz kişi olarak seven biri olmalı, sevdiği kişi oldurmaya çalışan biri değil. Aksi davranışlarla da ilgi falan “uyandırmıyorsunuz”, sadece kendinizi kandırıyorsunuz. Bir insan niye kendini kandırır? Egosunu tatmin etmek için.

Alıntı:


Bir stratejinin işe yaraması için, taraflardan birinin stratejisiz olması şarttır.
Bu cümleyi tekrar okuyun.

“Strateji yapan tarafın” kazanması için diğer tarafın savunmasız olması şarttır.
Bu cümleyi de tekrar okuyun.

Efendi çocuk bir kadını defalarca arar çünkü “kurallara göre” bir kadın asla bir erkeğin cevapsız çağrısına dönmez.

Başka bir tabirle, (kurallara göre) bir erkek bir kadına buluşma için “yalvarmalıdır”. Hayır, erkek adam yalvarmaz.

Benim yöntemi kullanan birinin yalvarması teknik olarak mümkün değil, çünkü sadece iki kere arama sınırı var. Yani savunmasız değilsiniz.

Eğer hem kadın, hem erkek strateji yapıyorsa tıpkı bir satranç oyunundaki gibi çıkmaza kalırsınız, oyun kitlenir.

İki taraf da MAĞLUP olur.

Bunun çözümü basit: Strateji yapmayan hatunlarla buluşun. Bunun bir güzelliği de şu: Kadınlar strateji kurmayı pek sevmezler. YÜKSEK DÜZEYDE İLGİ uyandıran bir adamla tanışır tanışmaz kuralları ilk onlar çiğner zaten!

Bu yöntemi istisnasız uygulamanız biraz da bu sebepten dolayı gerekli. -Ufak da olsa- İlk tavizi veren her zaman kadındır.


Erkeğin önderlik etmesine (ilk başta) imkân vermeyen kadın, kadın olmaktan korkuyordur. Böylelerinden uzak durun.

Alıntı:


Şu dünyadaki erkeklerin neredeyse hepsi kadınları AŞIRI derecede ilgiye boğuyor. Bu artık olağanlaşmış, böyle gelmiş böyle gider diyebileceğimiz bir hakikat. Kadınlar ise bundan sıkılmış vaziyette, kendilerine milyonlarca iltifat yağıyor zaten. Siz kadınların yeterince ilgi görmediğine inanıyorsunuz, fakat bu inandığınız şey külliyen yalan. İlgiye aç olduklarını düşünüyorsunuz, ama öyle bir şey yok. Her gün bir erkek bir kadına “şu gün buluşalım” teklifiyle geliyor. Her gün bir erkek ondan numarasını istiyor, Her gün bir erkek ona ne kadar güzel olduğunu söylüyor.

Yukarıda verdiğim örneklerdeki gibi, bir kadına ilgiyi İLK gösteren taraf olduğunuzda kadın ilgisini KAYBETMEYE BAŞLIYOR. Yönteminiz, kadınlara hiç kimsenin yaklaşmadığı bir dünyada yaşasaydık işe yarardı sadece. ANCAK O ZAMAN, ilgi seviyesinde ani bir ARTIŞ olurdu. Fakat gerçekte olan, ona ne kadar güzel gözüktüğünü veya konuştuğunu söylediğiniz anda ilgi seviyesinin DÜŞÜŞE GEÇMESİ. İlgi görmek onun için ÇOK SIKICI.

Yani vardığımız sonuç ortada bir “Döngü” falan olmadığı. İlgi göstermek bütün işi bozuyor. Haksızlık etmeyeyim, belki çekici olmayan bir kadında bu yöntem işe yarayabilir. Fakat çekici ve güzel birinde bana kalırsa GERİ TEPER.


İlginç bir durum aslında, sanki çirkin kadınlar güzel davranışlar, güzel kadınlar çirkin davranışlar talep ediyormuş gibi.

Aptal âşık gibi davranmayı bırakın ama güzel bir hatun bulmada işe yaramadığından değil, aslında kendinize saygısızlık yaptığınız için bırakın. Yaptığınız şey hak etmeyen kadınlara çiçek almaktan farksız.

Alıntı:


Don Juan yöntemi, senin de dediğin gibi, aldatmaca değil. Bunu sen de biliyorsun. Çok sık rastlanılmayan, sağduyu içeren bir yöntem. Bunu yüksek düzeyde ilgi uyandırıp, kızı yatağa attıktan hemen sonra terk etmek için de uygulayabilirsin tabi. Ama bu düşük bir ihtimal.

Bu metotları kullanan erkekler sadece seks değil, SEVGİ de arıyor.

Dikkatsizlik problemi çeken insanlar değiliz, Bize ilgisiz kadınlar hariç tabi!

Devlar’ın DJ yöntemini ahlaksızlıkla suçlaması da gülünç. Kız bize ilgi duymazsa zaten seks yok, onun yaptığı gibi kızı yatağa attıktan sonra kaçmıyoruz. Bizim kaçtığımız zaman dilimi seks aşamasından çok daha önce.

Asıl ahlaksızlık nedir söyleyeyim size: Gerçek “ahlaksızlık” erkeklerin KERİZ muamelesine maruz kalması. Gerçek ahlaksızlık, Kadınların -umurlarında bile olmayan erkekler tarafından- hediyelere boğulması, istediği konsere ücretsiz girebilmesi, erkeklerin KULLANILMASI.

Seks oyuncağı olarak kullanılmayı da buraya ekleyebilirim. Evet, erkekleri sadece seks için kullanıp atan kadınlar da MEVCUT. Bu tarz hatunlardan uzak durmanız şart çünkü kendileriyle sağlıklı bir ilişki kurabilmeniz imkânsız (kadın veren taraf olmalıdır, alan değil).


Özetlersek:

Alıntı:


Ko-B bile meseleyi çözdü. “Eninde sonunda ambalajı açıp asıl ürünü gördüğün an gelir.” Demişti ki olay tam da bu işte! İlişki müessesi emlak borsasına benzer, hiçbir şey bilmeden piyasaya giren büyük kazık yer. İlerde değerlenecek yalanlarıyla, dağın başında bir arsa ile kalıverirsiniz.


Sonraki Bölüm: İlgi Seviyeleri Hakkında Daha Fazlası

Çeviren: Seljuk

Eski Sevgili Nasıl Geri Döner? – İletişimi Kes Kuralı (No Contact Rule)

115 Sayfa | Eski Sevgili Nasıl Geri Döner? | İletişimi Kes Kuralı (No Contact Rule)
(E-Kitap)

(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Sevgilinizden/eşinizden ayrıldınız daha doğrusu terk edildiniz. Sizden önce sayısız insanın deneyimlediği bir şeyi yaşıyorsunuz ve hissettiği şeyi hissediyorsunuz.

Eski sevgiliniz size nasıl geri dönecek? Bu kitapta size bunun garantili yolunu yani yalan vaadetmiyoruz ama sayısız kere denenmiş ve başarıya ulaşmış bir yöntemi (İletişimi Kes Kuralı – No Contact Rule) kullanmayı öğretiyoruz.

Bu kitapta eski sevgilinizin ayrılık sonrasında sizi özlemesi ve daha sonra sizi araması için neler yapacağınızı, o aradıktan sonra nasıl buluşacağınızı ve buluşmada aranızdaki ilişkiyi yeniden alevlemek için neler yapacağınızı anlatıyoruz. Ama bunlar bu sürecin temel problemleri değiller.

Biz problemin kökenine ineceğiz. Ayrılığınız muhtemelen bir hastalık belirtisi idi, hastalığın kendisi değil. Hastalığın belirtisini değil kendisini iyileştirmeye odaklanarak hem eski sevgilinizin size dönme ihtimalini en üst seviyeye çıkaracağız hem de yeniden başlayan ilişkinizin daha sağlam temeller üzerine oturmasını sağlayacağız.

Bu kitapta öğrenecekleriniz cinsiyetinizden ve cinsel eğiliminizden bağımsız olarak işinize yarar. Yani eski kız arkadaş için de çalışır, eski erkek arkadaş için de. Heteroseksüel ilişki için de çalışır, homoseksüel ilişki için de. Ve yine bu kitapta öğrenecekleriniz eski sevgiliniz, eski nişanlınız ya da eski karınız için de çalışır.

Not: Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz.

Kitabın içeriği ile ilgili fikir edinmek istiyorsanız şu videolara ve yazılara bakabilirsiniz:

Eski Sevgili podcast serisi (Youtube)

Eski sevgili nasıl geri döner?

Beni engelledi ne yapmalıyım?

No Contact Kuralı Başarı Yüzdesi

Eski sevgili nasıl pişman edilir?

Bu öğrenecekleriniz uygulaması zor şeyler. Sabır ve disiplin kadar duygusal olarak güçlü olmanızı da gerektiriyor. Fakat bir kez neden böyle davranmanız gerektiğini anlarsanız, size gerekli olan sabır ve disiplin için gerekli motivasyonu da kazanacaksınız.

Hadi, daha fazla vakit kaybetmeden, siz daha fazla yanlış adım atmadan başlayalım ve çok geç olmadan eski sevgilinizi size döndürebilecek bu sürece başlayalım.

Eski Sevgili Nasıl Geri Döner? | İletişimi Kes Kuralı (No Contact Rule)
kitabını satın almak için tıklayın.

Kitabı Türkiye dışından satın almak için tıklayınız.

Kitabın içindekiler bölümü (pdf)

İçindekiler:

Terk edildim nasıl davranmalıyım?
İletişimi Kes Kuralı
Ayrılık Acısı Nasıl Atlatılır?
Ayrılık Süreci
Eski Sevgilim Mesajlarıma Cevap Vermiyor
Eski Sevgilim Beni Engelledi
Zihin Okuma (Eski Sevgilim Ne Düşünüyor?)
Gizli Ajan (Eski Sevgiliyi Stalklamak)
Eski Sevgili ile Arkadaş Kalmak
Eski Sevgili ve Özel Günler
Eski Sevgili ile Aynı Yerde Çalışmak
Eski Sevgili Nasıl Geri Döner?
Eski Sevgilinizi Sonsuza Kadar Kaybetmenize Neden Olacak Hatalar
İletişimi Kes Süreci
Eski Sevgilinin Geçtiği Aşamalar
Yüceltmek
Eski Sevgilim Beni Düşünüyor mu?
Eski Sevgilim Beni Arayacak mı?
Eski Sevgilim Yeni Limanlara Yelken Açar Mı?
Eski Sevgilinin Yeni Sevgili Yapması
Rebound İlişki, Kıskandırma İlişkisi, Daldan Dala Atlayan Maymun İlişkisi
Eski Sevgilinin Araması
Eski Sevgilinin Aramasına / Mesajına Cevap Vermemek
İletişimi Kes Sürecinde İlk Arama / Mesajlaşma
Buluşma Teklifinizin Reddedilmesi
Eski Sevgili İle Buluşma
Eski Sevgili ile Yeniden … Peki Şimdi Ne Yapacağım?

How to get your ex back? – No Contact Rule

 

Takdir edilmek

15 yıllık harika bir evliliğim var ama evliliğin bir erkek için, bir kadının asla anlayamayacağı ve takdir edemeyeceği fedakarlıklar içerdiğini de masallar ardına saklamayacağım. Ben evliliğe karşı değilim. Ben bilgisizce yapılmış, Polyana kafasıyla girilmiş, ruh ikizi gazlı, utandırma taktikleri ile yönlendirilen, “böyle olacağını görmeliydim” ve iflas sonucuna giden, çocukları hayat boyu yaralayacak olan evliliğe karşıyım.

Bir kadın seni elde gördüğünde seni seviyordur. Bunu duymak size garip gelebilir ama sürekli seninle oynaşmadığında ve evliliğin 10. yılında bu sevgi hergünkü konuşmanızın bir parçasıdır. “Tamam, seni seviyorum, bye” telefon konuşmalarını bitiren cümledir. Bu konu hakkında düşünmüyorsundur zira düşünmene gerek yoktur. Eğer “beni sevdiğini nasıl bileceğim?” diye soruyorsan zaten sorun vardır. Kadın hergünün alışılmışlığı ve rahatlığı bozulduğunda sevgiyi takdir edebilir. Ama bir kere sıradanlık yerli yerine oturduğunda sevgi nadiren açıkça belirtilir. Aslında bunu belirtmek sizden beklenir.

Bütün o sevgililer günü kartlarındaki ya da yıldönümü yazılarındaki çiçek dolu saçmalıklar başkaları tarafından yazılan şeyler. Arada sırada çiçek fena bir şey olmasa da, ayrıntılara boğulup büyük resmi kaçırmamak lazım. Evlilik, sıradan zamanlarda ve hergün ne yaptığınızla alakalı. Ara sıra yapılan yakınlık gösterileriyle, çiçeklerle vs. değil. Her Cumartesi sabahı beraberce 300 kez mısır gevreği yedikten sonra ne olduğunuzla alakalı. Ya da siz masada hangi faturayı önce ödemek gerektiğini konuşurken çocukların televizyon kumandası ile ilgili kavga etmesi ile. Ya da çimlerin ne kadar kötü biçilmiş olması ile. Evet, ona yürürken ya da onu tabaktan daha başka bir şey olarak görmeye başladığınızda zerre düşünmediğiniz şeylerle.

Evlilik budur. Her ne kadar sıklıkla sıkıcı olsa da illa sıkıcı olmak zorunda değildir. Ama sıradandır. Normal, olağan bir şeydir ve öyle olmaya da evrilir. Sizden önce kaç insanın aynı şeyleri yaparak yaşadığını, evlendiğini ve öldüğünü düşünün. Evliliği tecrübe etmemiş bir insanın kesinlikle anlayamayacağı ama evliliğin asıl test edildiği şey budur : sıradanlık. Mutlu, Oprahvari fikir “evliliği sürekli taze tutmalısınız” şeklinde. Ama tazeleyici bir akşamdan ve Wal-Mart iç çamaşırlarından sonra yapacağınız şey, sabah çocukları teyzelerinden alıp her zamanki sıradanlığı ile evliliğe devam etmektir. “Evlilik hayali” size satılırken kimsenin bahsetmediği şey budur. Bir tanesini bulduktan ve planlı program yaparak ya da onunla 3 ay maraton seksi yaptıktan sonra hatun hamile kalması ile yaptığınız evlilikten hemen sonra gelen “iyi tamam da bundan sonrası ne?” hissi.

Takdir

Bence birçok erkek, yaptıkları fedakarlıkların kadın tarafından eninde sonunda takdir edileceğini düşünerek kendilerini kandırıyorlar. Bunu hemen şimdi öğrenin : fedakarlıklarınız hiçbir zaman takdir edilmeyecek. Hiçbir kadın onun gerçekliğini tesis etmek yolunda yaptığınız fedakarlıkları anlayıp takdir edemez. En bilge, en sevecen kadın bile feminen odaklı gerçeklik içinde yaşar. Erkeğin onun onurlandırmak, ona saygı duymak ve onu sevmek için yaptığı fedakarlıklar sıradan şeylerdir. Sizden zaten beklenen şeyler bunlar. Kendi hırs ve potansiyelinizden fedakarlık yapıp ona daha iyi bir hayat mı sağladınız? Zaten yapmanız gereken şey buydu. Ağzınızın içine bakan ve tek hareketinizle sizinle olmayı bekleyen güzel sekretere hayır deyip karınızı aldatmadınız mı? Zaten yapmanız gereken şey buydu. Evliliği, aileyi vs. sürdürmek için aldığınız sorumluluklar? Beklenen şeyler. Sadece eksikliklerinde takdir edilen şeyler.

Feminen – odaklı gerçekliğin tamamı budur.Erkeğin tek varoluş amacı, feminen gerçekliği gerçekleştirmektir. Buna karşı çıkan hatta bunu analiz etmeye kalkan ise “erkek” / “adam” değildir. En ben merkezli, en başınabuyruk erkek bile feminen önceliğe göre tanımlanmıştır. O asidir zira feminenin tanımladığı gerçeklikte “adam” gibi davranmamıştır. İşin ironisi şudur ki feminene uyan (ya da daha fazlasını yapıp onun taraftarı olan) erkek değil, bu serseri erkek feminen tarafından takdir edilir.

Takdir, kadın – erkek ilişkilerinin diğer başka tarafları ile iç içe geçmiş bir kavramdır.

Örneğin, opsiyonları olan 40 yaşındaki bir erkeğin, daha genç kadınlara yürümek yerine “doğru olanı” yapıp kendi yaşındaki bir kadın ile ilişki kovaladığını düşünün. Yaşını almış bir kadına ikinci baharını yaşattığı için takdir edilecek mi? Yoksa zaten yapması gerekeni yaptığı mı düşünülecek? Ya da çocuklu bir bekar anne ile evlenen ve başka bir erkeğin çocukları için ebeveynlik yatırımı yapan erkek takdir edilecek mi? Kadın bunu adamın karakterini değerlendirirken düşünecek mi yoksa adam zaten kendisinden bekleneni ve yapması gerekeni mi yapıyor? Takdir, beyaz şövalyenin ikilemidir.

İlişkiler çaba işi değildir.

Alışılmışlık, horgörüyü, vasatlığı, banallığı vs … besler. Birçok evlilik bu nedenlerle bok çukurunda biter. Hem kadın, hem de erkek kendisini tamamen salar.

İlişki çaba gerektirir lafı bir sosyal gelenektir.Erkeklerin bunu sıklıkla söylüyorlar. Bu artık erkeklerin bile bilincine işlemiş bir gelenek. Uzun süreli ilişkideki birçok erkeğin kafasında, kendileri ilişki için sürekli çalışan ve çaba harcayan taraf ve kadınlar da kendilerine ve çabalarına “not” veriyorlar. Bu mitin bekar erkeklere yutturulabilmesi için, her birinin uzun süreli ilişkinin ancak böyle olabileceği konusunda beyninin yıkanması gereklidir. Bu mit ise, erkeklerin yaptıkları fedakarlıkların ve davranışların, kadınlar tarafından takdir edilebileceği gibi yanlış bir inanca dayanır.

Bir erkeği, bir kadının mükemmel erkek konusundaki ideallerine uydurmanın en iyi metodu nedir? Kadınlar “erkeği düzeltmeye”, “onun üzerinde çalışmaya”, “onu yontmaya” bayılırlar. “Aslında harika biri olabilir ama şöyle şöyle olursa” ya da “onu yontmaya çalışıyorum.” Ne zaman ki “onu yontmaya çalışıyorum”, “illişkimiz için çalışıyoruz” a evrilir, o zaman erkek kadının çerçevesi içine girmiş demektir.   İlişki çaba işidir mitinin çıktığı yer burasıdır. Kadınlar ne sıklıkta “ilişki için çabalarlar?” Ve eğer çabalayan kadınsa, ilişki terminolojisi hemen değişir (erkeğin takdiri için çalışan kadın değil, erkeği yontmaya çalışan kadın).  Burada çaba, erkeğin kendi kimliğini onun ideal ilişki kavramına göre değiştirdiğini, feminen merkezli gerçekliğe daha iyi uyduğunu belirtir.  Bunu yapmanın, erkeği daha eline kadın eli bile değmemiş iken, kadın ideallerine göre kendisini yontmaya güdülemekten daha iyi bir yolu var mı?

Çeviri : Appreciation

Bu yazı Patreon patronlarının katkıları sayesinde Türkçe’ye çevirilmiştir.

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Onbeşinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Ondördüncü Ders

Genç adam artık, hayat ve kadınlar hakkında bilmesi gereken herşeyi biliyordu. Hayat denilen kumarhaneye adım atmıştı ve oyuna girmişti. Bir erkek zar atarken, genç adam zar atana odaklandı ve :

“Pook! Senin konuştuğun genç adam kim biliyorum! O sensin!”

“Evet. Ben sana sadece kendi öğrendiğim dersleri anlatıyorum. Genç adama çıkışırken, aslında kendime çıkışıyorum. Hadi devam edelim.”

Pook masaya baktı ve zafer haneleri ile onların sunduğu ödülleri gördü. Önemli olanın kazanılan ödüller olmadığını bilerek zarı elinde salladı. Hayatın tuzu biberi, zarın şındırtısıdır” dedi kendi kendine.

Oyunu yöneten sordu : “Mösyö Pook, bu el için ne kadar bahis oynamak istiyorsunuz?” dedi. Pook elindeki zarlara baktı. Yetenek, Hayaller ve Dayanıklılık zarlarıydı bunlar. Bir de elimdeki çiplere baktı. Bir renkte sahip olduğu tüm mal varlığı, diğerinde ailesi ve arkadaşları da dahil sosyal bağları ve diğer renkte ise sahip olduğu en muhteşem varlık vardı : zaman.

Pook oyun yöneticisine döndü. “Hepsini masaya koy.” Oyun yöneticisi panikledi. “Ama bunu yaparsanız, tüm varlığınızı, sosyal ağlatınızı ve zamanınızı yani hayatınızı kaybedebilirsiniz. Bunların tamamını yeteneğiniz, hayalleriniz ve dayanıklılığınız üzerine oynamak istediğinizden emin misiniz?” dedi. Kumarhanedeki herkes Pook’a dönmüştü. Çok az insan bütün herşeyini masaya koyardı.

Zarı sallarken “hepsini masaya koy” diye tekrarladı Pook. Zarları yuvarlarken şöyle dedi :

“Hayatta alabileceğin en büyük risk, her şeyini masaya koymamaktır!”

“Dünyanın en zeki, en yetenekli ve en azimli insanı olabilirsin. Ama RİSKİN şanını kucaklamadan hayatta ve kadınlarla başarılı olamazsın.”

“Ama Pook. Ben risk almaktan korkuyorum. Ya kaybedersem?”

Pook genç adamı tokatladı. “Kaybedemezsin! Herkes seni tanımlamaya, seni kendilerine göre şekillendirmeye çalışıyor. Politikacılardan arkadaşlarına kadar. Sen olduğun gibi kaldığın sürece her şey yolunda. Sen bu kalıbı kırdığında ise herkes ama herkes seni durdurmaya çalışacak.”

“O zaman nasıl kaybedemeyiz ki?”

“Yiğit savaşçının savaş meydanında savaşarak kaybetmesi onurdur. Erkeği zafer değil savaş tanımlar. Bazı insanlar vardır, lanet ya da kötü şans ile hergün kuru ekmek yemek zorunda kalırlar. Bu durumu değiştirmek için her savaştıklarında, kazanıyordurlar.”

“Yani, risk almak savaşmak demektir. Yani bu bilgi ve öngörüler ise kılıçtır, kalkandır, zırhtır ve savaşırken kullandığın diğer şeylerdir. Ve ellerinde yeterince silah yokken bile savaşanlar, baştan aşağı en iyi silahlarla donatılmış iken kıçının üstünde oturanlardan daha değerlidirler.”

“Evet. Cennet, kibarca söyleyelim, bir çift zardır. Elindekini harekete geçmek için riske at. Eğer yeteneklerini ve hayallerini gömüp üstüne yatarsan, göklerin gazabı üstünde olacaktır.”

“Ama ya durum İMKANSIZ ise? Ya HER ŞEY SENİN ALEYHİNE ise? O zaman ne olacak?”

Pook bu yazıdan yorgun, tüm Pookların geldiği Pook Ülkesine doğru yavaş yavaş gözden kaybolmaya başladı. Giderken de şöyle dedi. “Şunu unutma …”

“Fırsatlar, imkansız durumların ardına gizlenirler.”

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Ondördüncü Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Onüçüncü Ders

Genç adamın tek bir problemi kalmıştı. Kadınlarla, tek gecelikten buluşmaya ve uzun süreli ilişkiden tüm alanlarda oldukça başarılı idi. Ama arada sırada, sanki bir Yaratık yarıp da çıkmaya çalışıyormuş gibi, göğsünde bir baskı hissediyordu.

Kadınlar onunla “falan filan, falan da filan” diye konuşurken oldukça tatlı bir hisse kapılıyordu. Kız tatlı tatlı konuşmaya devam edince tüm vücudunu sıcak bir his ele geçiriyordu. Ona ne olmakta idi? Kız konuşmaya devam ediyordu ve bu his onun vücudunu sarıp onu felç ederken bir zehir içmiş gibi hissediyordu. Kız konuşmaya devam ettikçe, genç adam bu his yüzünden bayılacak gibi oluyordu.

Ertesi gün, kıza çiçek, çikolata ya da kötü şiirler göndermemek için kendiniz zor tutuyordu. Ve sonunda dayanamadı ve kendini bıraktı, “Sen benim hayatımsın! Senden başkasını böyle sevmedim. Senin için HERŞEYİ yaparım.”

Ve birgün kız şöyle dedi, “sanırım arkadaş kalmalıyız …”

AFC hastalığı yeniden ortaya çıkmıştı! Bir erkek bu hastalıktan tamamen nasıl kurtulabilir? Genç adamın suratında bir gülümseme belirdi ve farkına vardı :

“Her zaman bir yedek piliç bulundur!”

“Ama Pook! Belki de bu çocuk aşık olmaya başlamıştı!”

“Hayır, bu sahte aşk. Gel ve gör.”

Pook genç adamı Erkeğin Kalbine götürdü. Geniş odada, her duvarda birçok televizyon ekranı vardı.

“Burası neresi?”

“Her erkeğin değişik şeylere yönelik tutkuları vardır. Bu duvarda “araba” tutkusu vardır. Birçok değişik arabanın görüntüsünü görebiliriz, o hepsini sever. Bir başka duvarda da “yemek” tutkusu vardır. Burada da bir sürü değişik yemek görürüz, onun tüm favori yemeklerini. Eğer herhangi bir tutku duvarına gidersen, o tutkuyla ilgili bir sürü ekran vardır. Şimdi ise Kadın Duvarına bak.”

“Pook! Orada sadece bir ekran ve o ekranda da bir foto var!”

“Evet. Doğa bizi eğer evlilik içinde isek o duvarda sadece bir resim olacak şekilde sevmek üzere tasarladı.”

“Bunu anlayabiliyorum. Ama o zaman sorun ne?”

“Sorun şu ki adam daha evli ya da nişanlı değil! Aslında sadece “ilişki” içindeler veya “sadece arkadaşlar” ama erkek sanki kızla evliymiş gibi seviyor!”

“Aman tanrım …”

“Evet. Eğer bir erkek kızlarla buluşmaya başlarsa ve her defasında bir kızla birlikte ise, duvarında sadece bir kız olacaktır. Eğer duvarda sadece bir kız varsa, oğlan ister istemez kendisini o kızla evliymiş gibi görecektir. Bu da onun daha yeni görüşmeye başladığı kızla AFCye dönüşmesine neden olacaktır.”

“Diyelim ki genç adam sosyal yeteneksizlikten müzdarip ve sadece bir arkadaşı var. O arkadaş da bir kız. Sadece o kızın fotosu duvarda olacak. Yani bu nedenle kıza aşık mı olacak?

“Evet. Eğer tek bir f*ckbuddysi varsa, bir süre sonra kızla çıkmak ve daha fazlasını isteyecek ve zamanla AFCye dönüşecek.”

“Ama eğer yedekte bir piliç varsa …”

“… o zaman duvarda başka bir foto daha olacak. Bu durumda “evliymiş” gibi hareket edemeyecek zira orada birden fazla fotoğraf var. Bu da onun potansiyel AFCliğini durduracak.”

“Ama eğer başka şeylere ilgili ise? O zaman tek bir kızla çıkması gerekmez mi?”

“Hayır. Ya BİRDEN fazla kızla çık ya da HİÇ çıkma. Eğer sadece BİR kızla çıkarsan, AFC olursun. Çoğu erkek birden fazla kızla çıkmak için çok TEMBELdir ya da bundan KORKAR. Bu nedenle de hayat boyu AFC kalırlar.”

Sonraki Bölüm : Onbeşinci Ders

Erkek Adamın Notu : Bu yazı, Erkek Adam sitesinin Patreon destekçilerinin katkıları ile çevirilmiştir.

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Onüçüncü Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Onikinci Ders

Genç adam ne zaman bir kadına yaklaşsa, kafasına bin tane Don Juan felsefesi üşüştü. Bütün bu fikirler ise hareketlerini tıkıyordu!

Ve sonra küçük bir çocuk iken kızlara davranışlarının nasıl da HARİKA olduğunu hatırladı. Çocuk parkında iken her zaman Don Juan idi.

Merak ediyordu, acaba kadınlar mı değişmişti? Hayır, sadece zihni değişmişti. Gerçekte, kadınlar hala birer küçük kızlar. Bu nedenle kenarda oturan bomba hatunu gördüğünde, gülümsedi ve karşısında, eğlence arayan sıkılmış bir kız çocuğu gördü. Onunla dalga geçerdi, fiziksel şeyler yapardı, onu elinden tutup bir yerlere götürürdü ve kız da onun nasıl da harika bir erkek olduğunu düşünürdü.

“Ukala – eğlencelinin kaynağının ne olduğunu anladım …” dedi gülümseyerek.

“İşin sırrı, kadınlara küçük kız çocuklarıymış gibi davranmaktır.”

“Bu hayatımda duyduğum en cinsiyetçi şey!”

“Seni gidi şüpheci genç! Sen kalas bir kötümser, huysuz bir filozofsun.”

“Benimle böyle kaba davranabiliyorsun?”

“Bak genç adam. Çocuk iken tek istediğimiz büyümekti. Şimdi, yetişkin insanlar olarak, yeniden çocuk olmak istiyoruz! Fakir biri olarak, zamanını ve sağlığını para ile takas ediyorsun ve sonra da para ile zaman ve sağlık alıyorsun. Hepimiz çocuk olduk.”

“Çocuk gibi mi olalım diyorsun?”

“Evet! Küçük çocuklar, ergenliğin getirdiği kimyasal çılgınlığın laneti olmadığından TAMAMEN RAHATTIRLAR ve karşı cinse davranılması gerektiği gibi davranırlar. Hiçbir küçük çocuk gidip bir kıza “ne istersen yaparım” demez. Oğlan çocukları SÜREKLİ HAREKET EDERLER, oldukları yerde oturup bütün gün kızlarla konuşmazlar. Oğlan çocuklarının kamyonları, oyuncakları, atıldıkları tehlikeleri ve maceraları vardır. Şimdi, bu oğlan çocuklarının davranışlarını, kadınlarla GERÇEKTEN BAŞARILI erkeklerin davranışları ile karşılaştır.”

Genç adam şaşkındı. “Tıpatıp aynılar! Kadınların bu sözde kötü çocukların ve piçlerin peşinde koşmalarını OLGUN OLMAMALARINA bağlardım. Şimdi görüyorum ki evet bir açıdan olgun değiller ama gençliğin neşesini bir şekilde içlerinde yaşatmayı başarmışlar. Biz ise o neşeyi çoktan öldürdük.”

“Bir kızla buluştuğunda ne yaparsın?”

“Onunla felsefe, edebiyat, evrenin tasarımı, DNA ve dünya olayları hakkında konuşurum.”

“Bunu yapmayı bırak! Gel ve Gençlik Pınarının suyunu iç.”

Genç adam Gençlik Pınarının suyunu içti. Tüm o listelerle dolu beyni uçtu gitti. “Şimdi tek yapmak istediğim bir şeyler yapmak. Ortalıkta koşuşturmak istiyorum. EĞLENMEK istiyorum!”

“Kadınlar böyle adamlara BAYILIRLAR.  Bazı insanlar büyümekten o kadar korkarlar ki, genç bedenlerinin içinde aşırı yaşlı bir bunağa dönerler. Şimdi sen tüm filozofların, akademisyenlerin, düşünürlerin ve derin analizcilerin gıpta ile baktığı biri olacaksın. Onların ulaşamadığı bir dünyada olacaksın. Hiçbir şey değişmedi. Oyun parkında kızlara nasıl davranıyorsan, şimdi de onlara AYNI davranman lazım. Genç düşün ve HAYATINI YAŞA.”

Sonraki Bölüm : Ondördüncü Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Onikinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Onbirinci Ders

Genç adama artık gökten kadın yağıyordu. Hayat ne kadar da güzel görünüyordu! Ama etkileri de ne kadar yıpratıcıydı! Kendisini bomboş hissediyordu … sanki bir konuda kendisini kandırıyormuş gibi hissediyordu. Ve birgün, içinde bir ses belirdi.

İÇ SES : “Hey kımıl zararlısı! Beni hayatının sonuna kadar bu kafese tıkamazsın!”

“Sen kimsin ey zalim ses? Sözlerin kalbime bir hançer gibi saplanıyorlar.”

İÇ SES : “Öyleyse sen korkaksın. Ben senim, senin derinlerdeki benliğinim, senin kendi hayalgücünüm, ve … eğer … öyle hoşuna gidecekse … senin ruhunum. Beni kafese kapalı tutmaya devam edersen, kadınlarla başarın seni artan oranda hüsrana uğratarak canını acıtacak.

“Ne! Benliğimi bir virüs gibi saran bu BOŞLUĞU sen mi yayıyorsun?”

İÇ SES : “Seni gidi ödlek, imansız şapşal! Şimdi arzuladığın gibi kadınları elde edebiliyorsun. O zaman neden böyle mutsuzsun?

“Ah iç ses, çok acımasız ve iğrençsin. Bu dünyaya davetsiz gelen bir kabalıksın. Benim cevabım şu : henüz ruh ikizimi  / ONU bulamadın …”

İÇ SES : “Seni gidi gidi sivilceli, ahmak saksağan! Duygularını benliğinden kopardığın için mutsuzsun. Hayalgücünü gerçeklikten kopardığın için mutsuzsun. Gerçek kişiliğini evrenden soyutladığın için mutsuzsun.”

“Ama değişmek zorundaydım çünkü kadınlar yüzüme bakmıyordu!”

İÇ SES : “Ve sonunda kaybettin zira beni kafese kapatarak kendini sınırladın.”

“Kadınlar neyi istiyorssa onu yaptım.”

İÇ SES : “Ama kadınlar senin kendi dünyanda yaşamanı, kıçına şaplak yemek için sürekli domalmayı ve önüne gelene duygusal tampon olan bir zavallı olmayı bırakmanı isterler. Sen erkekleri mutlu etmek için yapabileceği herşeyi yapan bir kadın gibisin. Evet, şu her erkeğin bifteğini içine soktuğu hatunlardan. Sen her kadının içinde yeri olan bir mucize tamponsun …”

“Ah seni acımasız doğa kuvveti!”

“Kadınların tüm istediği … kendine güvenmen … eğlenceli olman … spontane olman … Bunlar kendi hayalgücüne göre yaşayan erkeğin özellikleri. Kendi rüyalarını gerçekleştirmeye bak! Kadınların gözünde mükemmel olmaya çalışmayı bırak yoksa cinselliğin en gerçek buyruklarından birine karşı gelirsin : Kadınları sıkıntıdan öldürme ve …”

“Rüyalarını ve günlük hayatını birleştir.”

“Genç, sana bir mektup var.”

Genç adam heyecanlandı. “Mektup? BANA?” Mektubu yırtarak açtı. “Kimden bu?”

“Oku.”

Ve genç adam okudu. Pook’a baktı. “Adrese göre bu mektup Kadın Evreninden geliyor!”

“Evet! Üzerimizdeki gökkubbe gibi, Kadın Evrenindeki hanımlar bizi gözlüyorlar. Evet, seni sürekli izliyorlar. Hayatına bakıyorlar ve erkek olanı dişi unsur ile ödüllendiriyorlar.”

“Ama her erkek eşit şekilde almıyor bu ödülü?”

“Tabii ki hayır! Bazıları saf altınından alırken şapşallara dökme demiri düşüyor.”

“Bu feminen unsur hakkında daha fazla bilgi istiyorum.”

“Feminen unsur oldukça rahatlatıcıdır, spor arabada çok güzel aksesuar olur, nedensiz yere patlar ya da donar ve altın, platin gibi değerli metallere ve taşlara çok iyi reaksiyon gösterir. Kendisinden daha iyi bir örneğin yanında yeşile döner.”

“Ne diyorsun Pook? Bu unsur bizim dengeleyicimiz olan bir unsur mu?”

“Ah salak oğlan. Bırak bu süslü sözleri de mektubu oku.”

“Kadınlar biz erkeklere sık mektup yazarlar mı?”

“Nadiren. Kadınlar kadınca konuşurlar ve biz erkekle bunu duymayız bile. Ama ben, emektar Pook, bu mektubu erkekçeye çevirdim.”

“Teşekkürler. Demek bu nedenle 19. Yüzyılda yazılmış gibi.”

“Traşı kes, mektubu oku.”

Genç adam mektubu okumaya başladı.

Sevgili Genç Adam,

Kadınlara nankör davranmayın. Size süpriz yaptılar belki sizi şoke ettiler ama bir yandan da sizin için büyük zaferler hazırladılar. Bu başarılar arasında, kendi hayatınız ve kaderiniz üzerindeki kontrolünüz ve yönlendirmeniz de var.

Ama maalesef çoğu erkeğin kaderi bu değil. Çoğunuz için durum, odağınızı devasa bir yanlıştan kaldırıp başka bir yanlışa odaklanmak şeklinde. Sırtınıza binmiş bu ağır tahtı yıkmak yerine, onun üzerine yeni “sistemler” ve “teknikler” yığıyorsunuz! Kaybedenlik kısır döngüsü!

Doğa yanılmaz ve doğanın sırrına erişilmez diye boşuna dememişler. Eğer bize bir dakikanı ayırırsan (sana birazdan elçimiz olan Mösyo Pook aracılığı ile göstereceğimiz üzere), sana devrimci bir devrim göstereceğiz. Ve senin hayatını yöneten taht, üzerine hangi sistemi koyarsan koy sarsılacak ve kırılacak.

Senin gözleri hırs ile parlayan soylu yoldaşların, senin onların hayatının sınırları içinde yaşaman için, kendilerini o tahta yerleştirmeye çalışacaklar. Senin rüyalarının taç yapıp, “Bana bak! Ben senin hayatının odağıyım. Benim isteklerim senin kanunların olacak. Bugün neyden hoşlandığın, ne yemeyi, hangi kadını, hangi arabaları tercih ettiğin benim tarafımdan dikte edilecek. Ben tek başıma senin dünyanın çerçevesini belirleyeceğim” diyecekler.

Ah seni zavallı genç adam! Ve sen böylece başkalarının önünde eğilip, onların seni kontrol etmelerine izin vereceksin. Ama senin içinde, dışarı fışkırmak için tutuşan, bir anka kuşu gibi küllerinden doğacak bir Prometheus ateşi var. Senin hayallerinden beslenen bir ateş. Tek yapman gereken, düşüncelerini ve hareketlerini, gümlük hayatını ve hayallerini birleştirip, sırtındaki o tiran tahtinin yok oluşunu izlemek.

“Ah Pook! Bu kadınlar ne kadar garipler!”

“Öyleler! Benim Don Juan’a dönüşmem sonrası en çok şaşırdığım şeylerden biri, daha yaşlı kadınların bendeki değişimi farketmeleri değil, “sen sanki yetişkin bir erkek oldun” demeleriydi.”

“Bunu neden dediler Pook?”

“Çünkü gerçek buydu. Başkalarının seni şekillendirmesine neden izin veresin ki? Hayatın aynı kısır döngüye hapsolmuş vaziyette zira kendini birer kaybeden olan arkadaşlarından ve aptalca eğlencelerden koparamıyorsun.”

Don Juan ile bir şapşal arasındaki fark, Erkek Adam ile çocuk arasındaki farktır. Şüphen olmasın, Erkek Adam ile şapşalın dünyaları, cennet ve cehennem kadar birbirinden farklıdır.

Bu, bir zamanlar herkes tarafından bilinen bir gerçekti. Erkekler gelişip kendi dünyalarını kendileri yaratırlardı. Ne isterlerse önce alırlar, sonra sorarlardı. Hayatta ne yapmak istediklerini ve oraya nasıl varacaklarını kendileri tasarlarlardı.

Kadınların en çok iğrendiği şey, yıkık erkeklerdir. Amaçsız, İyi Çocuk ve şapşal erkekler. Bunlar enerjilerini yanlış şeylere harcarlar ve üretici enerjilerini heba ederler. Ömürlerinin tüm yılları böyle trajik bir şekilde geçip gidebilir.

Ya da daha kötüsü, odaklandıkları şey sandıkları şey olmaz. Eğer Doğa onları özgürlüğe doğru yönlendirmezse, Erkeğin İyi Çocuğa, aygırın sütçü beygirine dönmesi gibi.

Erkeğin hayatı yumuşacık ve başkalarının verdiği yönergelerle yürüyen bir hayat değildir. Tüm erkekler liderlik yapmalıdır. Eğer başka erkeklere lider olmasalar bile en azından kendi evlerinde lider olmalılardır. Karılarını ve çocuklarını yanlış yollardan, Doğanın meyvelerini çekirgelerden ve fırtınalardan koruyan bir lider.

Genç adam mektubu bir kenara bıraktı. “Bu ne kadar da garip bir mektup!”

Pook gülümsedi. “Eğer birgün, gerçekten Kadın Evrenine gidersen, daha çok şaşıracaksın.”

“Ve bu evrenin anahtarı nedir?”

“Düşlerini ve gündelik hayatını birleştirmen. Tek yolu bu.”

Sonraki Bölüm : Onüçüncü Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Onbirinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Onuncu Ders

Adam, artık kendisi ile barışık ve başarılı bir erkek olarak rahatladı ve arkadaşları ile tekrar görüşmeye başladı. Kısa sürede onların “kadın” problemleri olduğunu gördü.

Bir arkadaşı, “kadınlar neden kadın ki?” diye fikir belirtti. “Eğer kadın olmasalardı her şey çok daha kolay olurdu ve mantıkla açıklanabilir hale gelirdi!”

“Doğru! Kadınlar sadece kadın değiller, sinir bozucu derecede kadınlar.”

Ve şikayetleri böyle sürüp gitti.

Yıllar sonra, genç adam arkadaşlarının evlendiğini ya da ciddi ilişki içinde olduklarını gördü. Her bir arkadaşını, kız arkadaşı seçmişti. Arkadaşlarının her biri kronik olarak mutsuzdu.

Ama, arkadaşları bunu kendilerine itiraf edemiyorlardı. Ona şöyle diyorlardı, “Ne? Hala yalnız mısın? Zavallı çocuk! Birgün sen de bizim gibi bir hatun bulmayı başaracaksın.”

“Tabii ki,” dedi bir diğeri. “Ben daha yeni bir kız arkadaş buldum ama sen hala yalnızsın! Hah!”

Üçüncüsü ise şöyle dedi : “Biz hepimiz ya evliyiz ya da kız arkadaşlarımız var. Ama sen, zavallı dostum, hala yalnızsın. Bizim tavsiyelerimizi dinlemelisin.”

Ve hep beraber dediler ki, “Kadına çiçekler, çikolata, şiir, ilanı aşk, tüm ilgini, tüm sözlerini, tüm zamanını, tüm hayallerini ve tüm HAYATINI ver! Onun tüm arzularını, planlarını, manipülasyonlarını ve geleceğiniz için tasarladığı her şeyi gerçekleştirmeye bak.”

Genç adam güldü. “Erkekliğimi bir kız için çöpe at diyorsunuz? İstemez zira …”

“Başarı, Kızı elde etmek değildir.”

“Pook! Bununla ne demek istiyorsun?”

“Çoğu erkek hala kadın gibi düşünüyor. Birçok kadınla uyuyarak, kız arkadaşı sahibi olarak ya da bir kadınla evlenerek kadınlarla başarılı olacaklarını düşünüyorlar.”

“Yani dilenciler seçici olamazlar mı diyorsun? Yani erkeğin kadını seçmesi yerine onun tarafından seçilmesi.”

“Yaklaştın ve dediğin doğru. Ama kadınlar birçok bahane ile bir erkekle çıkarlar. Ve birçok değişik sebeple bir erkekle evlenirler. Yine birçok sebeple bir erkekle yatarlar. Yukarda dediğine ek olarak sen SENİNLE ilgilenen bir kadın bulmalısın.”

“Anlamadım.”

Bunun üzerine Pook 4. Erkek ve kız arkadaşını çağırdı. Erkek kasım kasım kasıldı : “Artık bir kız arkadaşım var! Yabadabadu!” Pook bir de bekar erkek çağırdı. Kız arkadaşı olan erkek daha da bir kasıldı, “ah, zavallı şey! Üzülme! Birgün sen de benim yaptığım gibi bir kız bulacaksın!”

Bekar erkek kafasını eğdi. Üzgün görünüyordu. Kız arkadaşı yoktı. Herhangi bir kızla herhangi bir ilişkisi yoktu. Yuuuuuuh.

“Şimdi,” dedi Pook. “Birkaç yıl ileriye saralım.”

Yıllar sonra, kız arkadaşı olan erkek ve kız arkadaşı evlenmişlerdi. Neden evlenmişlerdi? “Zira bu atılacak bir sonraki adım gibi görünüyordu!” Ama, birkaç yıl sonra da boşandılar.

“Bu adamların hatası, başarıyı bir kadını veya kadınları elde etmek olarak tanımlamalarıydı. Bunun yerine kendilerinden GERÇEKTEN HOŞLANAN bir kız bulmaya bakmalıydılar.”

“Bunu neden söylüyorsun Pook? Dediğin eksta emek istiyor gibi.”

“Evet, ama bunu yaparsan ilerde şunları söylemekten kurtulursun : “

“Beni sevdiğini söylüyordu ve evlendik! Ama şimdi neden boşanmak istiyor?”

“Bütün arkadaşlarım “beni sahiplendiğini” söylüyordu. Ama neden beni eski erkek arkadaşı ile aldattı?”

“Telefonlarıma çıkmıyor? Ne oluyor?”

“Buluşmaları onun istediği gibi ayarladım ama o benim “sıkıcı” olduğumu söyledi. Ne demek istiyor?”

Pook kafasını salladı. “Eğer uzun süreli bir şeyler düşünüyorsan, kadının SENDEN hoşlandığından emin olmalısın. Seninle çıkıyor, seninle yatıyor, ve evet maalesef seninle EVLENİYOR olması senden hoşlanıyor anlamına gelmez.”

“Peki ne yapmalıyım?”

“İlk buluşmaları ve bu buluşmalarda ne yapacağınızı hep sen planla. Eğer kız SENDEN hoşlanıyorsa, bir şekilde o buluşmalara gelecektir. Bir iki ay sonra bu konuda yumuşayabilirsin ve buluşmaları onun istediği şekilde de ayarlarsınız. Ama başlangıçta buluşmaları sen ayarladığında, hatun seni ekiyorsa, seni peşinden koşturuyorsa ve planları hiç uymuyorsa, bunlar kızın aslında senden hoşlanmadığının belirtileridir.”

“Anladım … ama ya sen berbat biri isen ve HİÇBİR kadın senden hoşlanmazsa?”

“O zaman biraderlerinle istediğini yapacak bol bol vaktin olur. Kızı elde etmek başarı olamaz zira bu yalnız olmak kaybetmektir anlamına gelir. Hayır. Kaybetmek, mutsuz bir evlilik içinde olmak ya da kadınının aslında senden hoşlanmamasıdır.”

“Yani odak sen olmalısın, onun ilgisi de dahil?”

“Evet. “Kızı elde etmek başarıdır” kafasını bırak ve hiçbir zaman TERK EDİLMEZSİN.”

Sonraki Bölüm : Onikinci Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)