Kırmızı Hap Anayasası – Bölüm II

Madde 8. Çerçeve ve Duygusal Çalkantılar

Kadınlar duygularını aşırı uç noktalarda yaşadıkları için erkeklerin duygusal açıdan daha dayanıklı olmasını beklerler. Bu durum erkeklerin baskı altında ezilmemesini gerektirir ki biz buna “çerçeveyi korumak” diyoruz. Kadınlar naz yaparak duygusal değişimler yaşamaya daha yatkındır; erkeklerin ise duygusal açıdan dengeleyici bir güç olmasını isterler. Bu bağlamda bir erkek genellikle kadının duygularını ifade edeceği bir araçtır; bir nevi kadının aşırı ve orantısız duygusal tepkilerinden etkilenmeyen bir basınç vanası veya “fırtınada sığınılacak liman” da diyebiliriz. Kadınlar duygularını adeta ruhlarından boşaltırlar, bu yüzden de sürekli olarak zihinsel sıkıntılarından arınma ihtiyacı duyarlar. Fakat erkeğin böyle bir şey yapması asla tavsiye edilmez ve olumsuz karşılanır; çünkü zayıflıklarını dile getiren bir erkek ölüm fermanını imzalamış demektir. Kadınları sakinleştirmek için ya agresif davranmanız ya da sabırlı bir şekilde bu durumun geçmesini beklemeniz gerekir.

Bu sebeplerden ötürü, duygusal çalkantılarını açıkça ifade eden bir erkek, kadında sevgiden çok korku ve tiksinti uyandırır. Canını acıtan bir erkeğe güvenmeye alışmış kadınlarda bu durum daha da belirgindir. Dolayısıyla siz ne kadar dürüst olduğunuzu düşünseniz de bir kadına dert yanmak erkek için maalesef salakça bir hamledir. Duygusal gelgitlerini açıkça paylaşma ayrıcalığı sadece kadınlara aittir. Kendisine saygı duyulmasını isteyen bir erkek bunu yapamaz.

Bir kadın, duygusal problemleri karşısında güçlü kalabilen bir erkek gördüğü zaman onu çekici bulur. Kadınlar, kendileri çözemedikleri problemlerin erkekler tarafından çözülmesini isterler. Bunun çifte standart olduğunun farkındayım; ama ilişki içerisindeyken sorunların çözümü için kadına güvenirseniz yarı yolda kalırsınız. Çünkü bırakın erkeğinkini kendi problemlerini bile çözecek durumda değiller.

Duygusal denge farkı ile arzu mekanizması arasındaki bu ince ilişki, kadınların duygularını bencillik derecesine varacak şekilde ve özgürce yaşamalarını sağlar. Öte yandan, erkeklerin kendi felaketlerini hazırlamadan açıkça yaşayabilecekleri duygusal durumlar çok kısıtlıdır. Eğer iki taraf da duygusal çalkantılara kapılırsa, dengeden söz edilemez ve ilişki sürmez. Kadınların mantıklı davranması erkeklere göre daha zor olduğundan erkeklerin bu yükü kabullenip daha mantıklı davranan taraf olması gerekir. Bu ne kadar çaba gerektirse de bir erkek elinden geldiğince bu kurala uymalıdır. Bu adil değil farkındayım; ama işe yarayan tek şey de bu.

Madde 9. Kadınların İçgüdüsel Tiksintisi

Bir önceki maddeden yola çıkarsak, kadınların zayıf erkeklerden nefret etmesinin temel sebebi hipergamidir. Bu tür erkeklere karşı pek arzu duymazlar. Kadının daha adil davranan cinsiyet olduğu saçmalığı sürekli dile getirilse de düzgün işleyen bir toplumun belkemiği erkeklerdir. Duygusal sorunlar yaşayan bir erkeğe kadından çok erkekler yardım eder. Çünkü bir erkeğin zayıf bir erkeğe yaklaşımı kadınınki kadar keskin değildir. Erkekler de kadınsı davranan erkekleri küçük görür; ama bu en ufak bir zayıflık göstergesinde o erkekten tiksinecekleri anlamına gelmez. Güçlü olmak duygusal olarak vurdumduymaz kalmak değildir; bir erkeğe kara günde yardım edecek tek kişi başka bir erkektir. Çünkü kadınlar zayıf bir erkeği görmeye bile dayanamaz ve böyle bir erkeği en fazla sömürürler. Erkeklerin aksine kadınlarda “fayda sağlama” güdüsü yoktur; daha çok almaya yatkındırlar.

Madde 10. Dominantlık ve Cesaret

Karşınızda kim olursa olsun sınırlarınızı iyi belirleyin, enayi olmayın. Korkusuz bir cesaret duygusu geliştirin. Erkekler kadınlardan daha çok risk alır; çünkü erkekliğin gereği budur. Korkak, özgüvensiz ve risk almaktan kaçınan bir erkek başarısızlığa mahkûmdur ve çevresinden saygı görmez. Erkekler gerektiğinde sorunla yüzleşerek risk alabilmelidir. Sorumluluktan kaçarak ve pasif kalarak saygı görmeyi bekleyemezsiniz. Hal böyleyken erkeklerin sorun çözmesi ve kadınlardan beklenmeyen şekillerde sorunları halletmesi gerekir. Zaten erkekler böyle sorunlarla baş edebilecek şekilde donatılmıştır (bkz. Madde 3 ve 9).

Madde 11. Sürü Psikolojisi ve Grup İçi Yanlılık

Kadınların cinsiyetleri söz konusu olduğundan belirgin bir yanlılığı vardır. Tartışmadaki nesnel gerçekler ne olursa olsun hemen diğer kadınların yanında yer alırlar. Kadınlarda sürü psikolojisi yaygındır ve grupça tek bir fikri desteklerler. Fikir grupça kabul görürse o fikre karşı tehdit olduğunu düşündükleri diğer düşünceler ve davranışları savuşturmak için grubun gücünü kullanmaya çalışırlar. Tabii bu da ahlaki açıdan düzenbaz olmayı gerektirir ve kadın arkasındaki grubun kendisini destekleyeceğini bilerek toplumda neyin kabul edilebilir olup olmadığına karar verir.

Madde 12. Kadınların Cinsel Çoğulculuğu

Kadınlar, cinsellik konusunda çoğulcudur. Parası olan efendi erkeği evlenilecek adam olarak görürler ve onunla yatmadan önce sürekli para harcamasını beklerler. Zaten bu erkek kadında arzu uyandırmaz, sağladığı maddi güvenlik nedeniyle kadına ona “katlanır”. Fakat kadını etkilemeye çalışmadan doğru bildiğini ortaya koyan bir adam olursanız kısa zamanda soluğu yatakta alırsınız. Bunun sebebi de kadının midesinde uçuşan kelebekler ve yarattığınız arzu kıvılcımlarıdır; çünkü kadının efendi sağlayıcısı değil şehvet duyduğu sevgilisi olursunuz. Kısaca ödeyen beta değil siken alfaya dönüşürsünüz.

Madde 13.  Düşük Statülü Erkekler

Ne kadınlar ne de toplum zayıf erkekleri umursar. Madde 6’da da belirttiğim gibi hipergami nedeniyle düşük statülü erkekler kadınlar için görünmezdir. Zayıf, depresif, ufak tefek, fakir, eğitimsiz, özgüvensiz, herhangi bir şekilde güçlü olmayı beceremeyen bir adamsanız yaşayıp yaşamamanız kimsenin umrunda değildir. İnsanların sizi önemsemesi için ya güçlü bir erkek ya da kadın olmanız gerekir. O yüzden kolları sıvayıp kendinize yetecek hale gelmezseniz kimse sizi takmaz. Ya yüzeceksiniz ya da batacaksınız. Batarsanız kendi başarısızlığınız ve zavallığınızda boğulursunuz. Ama yüzerseniz insanlar sizi farketmeye başlar.

Toplumun kadınlar için her zaman bir güvenlik ağı vardır; çünkü zayıflık kadınlar için bir avantajdır. Beyaz atlı prensler kadını kurtarmaya gelir, diğer kadınlar da onu destekler ve devlet de bu çifte yardım etmeye dünden hazırdır; ama erkeğe bir başarı veya övgü atfedilmez. Benzer durumdaki bir erkekten ise herkes soğur. Kadınlar toplumdan dışlanmadan hayatına devam ederken erkeklerin böyle bir olanağı yoktur.

Madde 14. Kadın Merkezli Aile Hukuku

Hukuk ve mahkemeler her zaman kadının yanındadır. Bugünkü hukuk, mantık, şeref ve adaletten ziyade kadının çıkarını ön plana çıkarır. Aile hukuku tamamıyla bozuldu ve feminist zırvaların getirdiği karar alma mekanizmaları ile yönetiliyor. Anayasanın maddeleri, genel hukuka aykırı bir şekilde, erkeklerin haklarını vahşice çiğneyen modern mevzuatlarla yeniden düzenlendi.

Madde 15. Narsist Kadınlar

Bu devirde ortalama bir Batılı kadın, feminizm ve sosyal medyada gördüğü ilgiyle beyni yıkandığı için her şeye hakkı olduğunu sanan bir şımarıktır. Hipergaminin iyice suyu çıktı ve bir nevi narsistliğe dönüşerek en sıradan kadınların bile değerini olduğundan yüksek görüp kendini özel sanmasına yol açtı. Bu narsistliği güçlendiren unsurlar ise peşine takıldıkları ideoloji ve gördükleri aşırı ilgidir. Aslında günümüzdeki narsist kadınların yarattığı sorunun büyük kısmı, kültürümüzün tamamen kadın merkezli olmasıdır. Değerlerimiz kadınların değerlerine dönüştü. Fakat tamamıyla kültürel değerleri suçlamak da doğru değil. Bu narsist davranışların kökeni, sayıları gittikçe artan bekâr annelere dayanıyor. Bu kadınlar kendi aşk hayatlarında başarısız oldukları için kızlarını öyle bir erkek nefretiyle büyütüyorlar ki o kızlar karşı cinsi ancak olumsuz yönleriyle tanıyor ve kızın hayatındaki her sorunda annesi “ben sana demiştim” diyekre kendini haklı çıkarıyor. Kendine feminist desin ya da demesin modern toplumda çoğu kadının değer yargıları feminizmden gelmiştir. Güçlü kadın mesajı ve erkeklerin şeytan gibi gösterilmesi toplumda gitgide yayılıyor.

Toplum ve anneler, kadınlara sürekli olarak “ödül” olduklarını, kadınların melek olduğunu, fakat erkeklerin tüm kötülüklerin kaynağı olduğunu ve geçmişte kadınlara yaptıkları kötülüklerden ötürü asla pişmanlık duymadıklarını öğütlüyor. Durum bu iken kadınlar erkekleri etkilemeye uğraşmıyor; çünkü erkeklerin aksine kendilerini kanıtlamaları gerektiğini düşünmüyorlar. Fakat erkeklerden sürekli olarak kendisini kanıtlamasını bekliyorlar. Batı toplumlarının damarlarında dolaşan bu kibir, hem feminist ideolojinin hem de modern kadının kalbidir.

Madde 16. Bağlılık, Seksten Daha Değerlidir

Kadınların erkeklere ihtiyacı, erkeklerin kadınlara olan ihtiyacından fazladır; kadınlar da bunu bilir ve bu durumdan nefret eder. Erkekler genelde seks ve belki bir noktaya kadar da aile ister. Ancak kadınların duygularına hâkim olmak için bir erkeğin enerjisine ihtiyacı vardır. Bu yüzden mantıklı davranışların yarattığı güven ve denge duygusunu hissedebilmek için babalarının dominant olmasını isterler. Bekâr annelerin ve ileri yaştaki kadınların yönettiği evlere bakarsanız acınası bir halde olduklarını görürsünüz. Bu kadınların ufacık bir mutluluk için bile erkeğe ihtiyacı vardır; ama kendileri bir erkeğin hayatına sorundan başka hiçbir şey getirmezler. Bekâr ve evde kalmış ifadeleri bu sebepten farklı anlamlar taşır; çünkü bir erkeğin en değerli varlığı kadına sunacağı bağlılıktır.

Devamı gelecek…

Çeviri: The Red Pill Constitution

Kırmızı Hap Anayasası – Bölüm I

Illimitable Men‘in kaleminden çıkan ve kırmızı hap dünyasının özeti niteliğindeki bu metni paylaşmak için aslında geç bile kaldık diyebilirim. Bugüne kadar bu sitede kadınlar ve ilişkilere dair okuduğunuz her şeyi özetleyen bir başucu eseri. Tek seferde yutmalık bir kırmızı hap. 

Madde 1. Feminizm, Acındırma, Güç ve Ayrıcalık

Feministler, erkeklerin güçlü olmasını sağlayan ayrıcalıkları elde etmek istiyorlar. Kadınlara faydası olan durumlarda (hesabı erkeğin ödemesi veya cesaretin erkekten beklenmesi gibi) “gelenekçi” davranırken bu geleneklerin önlerini kestiği durumlarda ise (önüne gelenle yatan kadının kınanması, kadınların liderliğine güvenilmemesi vs.) birden “ilerici” kesiliyorlar. Bu amaca ulaşmak için kadınların toplumdaki “yumuşak gücünün” (yani cazibelerinin) etkisini örtbas etmeye çalışarak kadınları ve erkekleri sadece görünürdeki güç (ekonomik ve siyasi) üzerinden kıyaslıyorlar. Bu tek taraflı bakış açısının gücü, insanların kadınlara karşı duyduğu acıma hissinden geliyor. Böylece kadının güçsüz olduğu masalı kendilerine daha fazla güç olarak geri dönüyor.

Feminizm, hümanist eşitlikçilik kisvesine bürünmüş bir kadın ayrıcalığı hareketidir. Erkeklerin bariz şekilde üstün olduğu alanlarda kadınların beceriksizliğini haksızlıkmış gibi göstererek erkekleri suçluyor ve söz konusu alanlarda kadınlara öne çıkarılmas için önünde hukuki düzenlemeler yaptırıyorlar. Bu sayede kadınlar, erkeklerin eskiden beri iyi olduğu sahalarda toplumsal kazançlar elde etmeye başladı.

Kadınlar, yumuşak gücü sessiz sedasız kullanmaya devam ediyor. Sosyal etkileri ölçmek zor olduğundan güzellik ve acındırma eşitliği bozan faktörler olarak görülmüyor. Feministler bu durumun ne kadar gülünç olduğu anlaşılmasın diye ev işi gibi ekonomik değeri son derece düşük becerileri göz önüne çıkarıyorlar. Dolayısıyla böyle küçük ekonomik değerleri ölçerken kadın güzelliği veya kırılganlığının etkisini hesaba katmamak ikiyüzlü bir davranıştır. Erkeklerin sert gücü tekeline aldığı tam tersi durumlarda zayıf kalan erkeklere destek sağlanması, 50 seneyi aşkın bir sosyal mühendislik sayesinde mümkün olmuştur. Beceriksiz olduğu halde saygı görme ayrıcalığı, kadınlara has ve nedense pek az dile getirilen bir sosyal avantajdır. Zaten feministler de ideolojik temelini bu psikolojik dayanak üzerine kurmuştur.

Terazinin bir kefesinin kadınlar lehine ağır basmaya başladığı zamanlarda benzer bir erkek hareketi ortaya konulamadı. Bunun başlıca sebebi, toplumun erkeklere pek acımamasıdır. Merhamet arayan bir erkek, yardımdan ziyade bu zayıflığından ötürü hakir görülür. Bu yüzden, kadınların ekonomik ve siyasi gücünü doğuran psikolojik mekanizma erkekler için çıkmaz sokaktır.

Madde 2. Kadınlar, Mantık ve Duygusal Muhakeme:

Kadınlar mantıksız ve tutarsızdır. Elbette mantık kapasiteleri vardır; ama bunu kullanmaya pek meyilli değillerdir. Fabrika çıkışlarında mantık olmadığından mantıklı davranmak için daha fazla çaba harcamak zorundadırlar. Erkeklerinse mükemmel olmasalar bile mantığa yatkınlığı kadınlara göre daha fazladır. O yüzden tüm dünyada erkeklerin muhakeme ve karar verme becerisi daha üstündür.

Kadın mantıklı olmaya çalışsa bile duygusallığa hemen geçiş yapabilir. Bu özelliğinden ötürü bir kadın ne kadar zeki olsa da sağduyusunu kaybetmeye daha meyillidir. Kadınların akıl yürütme konusunda kötü olmalarının nedeni budur. Çünkü bir kadın kararlarını mantıktan ziyade o anki duygusal durumuna göre alır. Adil ve mantıklı olanın ne olduğunu görse bile o andaki duygu seline kapılır kapılmaz bunu inkâr edip sırf “doğru olduğunu hissettiği” şeye yoğunlaşacaktır. Bir kadının mantıklı bir şey duyduğu anda duygularına yenilip “Umrumda değil!” dediğine ve ağzından ondan başka herkese mantıksız gelecek sözler çıktığına hepiniz şahit olmuşsunuzdur. İşte bu “solipsizm” dediğimiz olayın en belirgin örneğidir. Solipsizm, bir kadının dış etkilere kendini kapatıp duygularına göre karar vermesidir. Hal böyleyken bir kadının kararsız ve çelişkili davranmasını beklemek gerekir. Kadınlar kaypaktır, akıllı adam kadınların dediklerinden çok yaptıklarına bakan adamdır.

Madde 3. Kadınların Manipülatif Doğası:

Kadınlar, doğası gereği çıkarcıdır. Ortalama bir erkeğe göre ikna ve sosyal manipülasyon konusunda çok daha başarılıdırlar. Cinsiyetler arasındaki bu farkın evrimsel temeli, kadınların bedensel olarak daha güçsüz ve zayıf olmasından kaynaklanır. Bu sayede erkeklerle rekabet etmek yerine onları etkileyip kullanmayı öğrenmişlerdir. Yani kadınların gücü fiziki güçten ziyade zihinsel bir güçtür. Fiziki şiddet yasadışıyken duygusal şiddet böyle değildir. Dolayısıyla fiziksel şiddet isteğini bastırıp duygusal şiddete yönelmek kadınlar için sosyal bir avantajdır. Bu sayede hukuk sistemi tarafından yargılanma tehlikesiyle karşılaşmadan toplumda istediklerini elde ederler. O yüzden erkeklerin de duygusal şiddet konusunda kadınlar kadar becerikli olmayı öğrenmesi gerekir.

Hukuk, erkeğe karşı uygulanan duygusal şiddete ceza vermez. Çünkü fiziki şiddet görünür ve ölçülebilirken (tabii bu kadının erkeğe fiziki şiddet uyguladığı durumlarda pek geçerli değil) duygusal şiddet karakterle ilgili bir sorundur ve yasaya göre değerlendirilemez. Erkeğin kızınca yumruk atmak istediği gibi kadınlar da kızınca sizi perişan etmek ister. Zihinsel yaralanmaların da fiziksel olanlar kadar can yakıcı olduğu su götürmez. Özetle, kadınlar erkeklere göre duygusal açıdan daha agresiftir.

Madde 4. Kendini Kısıtlayan Genetik Belirleyicilik

Zengin ve/veya başarılıysanız ırkınızın hiçbir önemi yoktur. Küçük beyinli çoğu erkek, beyaz, siyah, Asyalı, Hintli, Arap olmak gibi yüzelsel kimliklere takılıp kalmıştır. Hepiniz dünyaya kendi etnik kökeninizin getirdiği bir bakış açısıyla yaklaşıyorsunuz. Örneğin Batı ülkelerindeki beyaz olmayan kişiler, etnik kimliklerinden ötürü utanç veya öfke duyarlar. Özellikle Asyalılar beyaz olmayı yücelterek kendi kültürlerine karşı içlerinde bir nefret büyütürler. “Hiçbir zaman mükemmel olamam çünkü beyaz değilim” düşüncesi hastalıklı bir kafa yapısına işarettir. Çünkü bu düşünce sizi sınırlayan ve özgüvensizlik aşılayan bir inanıştır. Yaşadığınız yerde beyaz adam üstün görülüyor olabilir; ancak güç, tüm etnik engelleri aşar ve para da güç demektir. Kızların dalga geçeceği ufacık bir çükü olan 1.60’lık bir erkekseniz bol sıfırlı bir banka hesabı ve özgüvenli bir duruş bunu telafi edecektir.

Beyazlara kızarak veya onları kıskanarak hiçbir yere varamazsınız, bu aşağılık duygusunu yenmeniz gerekiyor. Kendinizi ırkınızdan ötürü harap etmek yerine başarılı olmaya çalışın. Erkekler, hayatlarında bulundukları konuma göre ölçülür. Başarılı adam sevilir, başarısız olan sevilmez. Değiştiremeyeceğiniz özelliklerinize bakıp üzülmek zihninizi kirleterek başarılarınızı engeller. Kökeninizden utanmayın; çünkü değiştiremeyeceksiniz.

Madde 5. Hipergami ve Dal Değiştirme:

Kadın hipergamisi erkeklere ikili bir bakış açısıyla yaklaşır. Onlara göre bir erkek ya üstündür ya da değildir. Bir kadın karşısındaki erkeğin değersiz olduğunu düşünüyorsa onunla asla sevişmez. Ancak üstün gördüğü bir erkekle yatabilir. Bu yüzden kadınlar erkeklerin üstünlüklerini kanıtlayacak şekilde güç sergilemesini bekler. Bir kadın kendini erkekten aşağıda görüyorsa ona karşı arzu duyar. Buna da hipergami denir. Bir nevi sosyal merdivende yukarı çıkma isteği de diyebiliriz. Hipergaminin etkisinden ötürü kadınlar yakışıklılık, zenginlik, özgüven, popülerlik gibi yüksek statü göstergelerine ilgi duyarlar.

Hipergami çok farklı şekillerde ortaya çıkabilir. En çok görülen örneği para avcılığıdır. Yani bir kadının bir erkekle sırf parasından ötürü birlikte olmasıdır. Daha az çıkarcı ilişkilerde ise kadınlar kendisinden daha özgüvenli buldukları erkeklerle sevgili olurlar. Genel olarak özgüveni düşük kadınların hipergami dürtüsü de düşükken egoist olanlarınki daha yüksektir.

Hipergami fırsatçılığı doğurur. Hipergamisi kontrol altında tutulmayan bir kadın daha yüksek statülü bir adam bulduğu anda aldatacaktır. Eğer bu adam kendisiyle uzun dönemli ilişkiye hazırsa birlikte olduğu adamı bırakıp ona koşması yüksek bir ihtimaldir. Bu eyleme “dal değiştirme” denir. Muhafazakâr bir aile hayatı ve güçlü bir aile reisi figürüyle kontrol altında tutulmayan hipergami, kadınların aşırı derecede fırsatçı ve sadakatsiz olmasına yol açar. Gelenekçi toplumlarda kadınların hipergamisi aile, toplum ve kültür tarafından dizginlenir ve kadınların “daha iyisi gelene kadar beklemesine” izin verilmeden yaşıtı biriyle evlenmesi sağlanır.

Bazı kadınlar diğerine göre daha hipergamik olabilir; ama her kadın mutlaka hipergamiktir. Bunu bir ölçek gibi düşünün, her kadının farklı bir hipergami derecesi var. Hipergami Pandora’nın kutusu gibidir. Bir kere içine girildi mi bir daha çıkmak zordur. Kadın ne kadar deneyimliyse hipergamisi o kadar çoğalır ve ilişki materyali olmaktan o kadar uzaklaşır. Aile kurma ve annelik için en uygun kadınlar, hipergamisi kontrol altında tutulanlardır. Maddecilik ve hafifmeşreplik hipergamik davranışlardır, kadındaki “sürekli daha iyisini isteme” duygusunun bir göstergesidir. Bu kadınlarla ciddi ilişkilerden kaçınmak gerekir. Tutumlu ve alçakgönüllü kadınlar uzun süreli ilişkiye daha uygundur.

Madde 6. Yüzde 80/20 Kuralı:

Yüzde 80/20 kuralı, hipergaminin doludizgin yaşandığı toplumlarda erkeklerin yüzde 20’sinin kadınların yüzde 80’i ile yatacağını anlatan teoridir. Bu durum, pareto ilkesinin cinsel ilişkilere uyarlanmış halidir. Sadece evlilik yanlısı muhafazakâr toplumlarda her erkeğin kendi sosyal çevresinden bir kadınla evlenmesi garantidir. Aile düzeni yıkılıp zevkine düşkünlük topluma yayıldığı zaman görülecek doğa düzen yüzde 80/20’dir.

Madde 7. Aşk Hiyerarşisi:

Aşk, kadının hipergamisinin doyurulmasından ibarettir. Bir kadın sizden iyi olduğunu düşünürse size saygı duymaz. Size saygı duymazsa da size âşık olamaz. Çünkü kadınlar erkeklerden farklı şekilde severler. Kadınların aşkı, hayranlık ve saygının bir birleşimidir. Saygı da güçten doğar. Dolayısıyla sevilmek istiyorsanız güçlü olmak zorundasınız. Zayıf bir erkek her zaman hor görülür. Hipergami kadına güçsüz olan erkeğin aşka layık olmadığını telkin eder.

Kadınların aşkı faydacıdır. Karşısındaki erkeği koşulsuz olarak sevmeleri mümkün değildir. Bu tür bir karşılıksız sevgi sadece çocuklarına özeldir. Bu davranışlarının kaynağı Briffault Kanunu’dur. Fakat bir erkek karşısındaki kadına yaptığı şahsi yatırımdan ötürü karşılıksız bir sevgi duyabilir. Aşkın hiyerarşisi, erkekler > kadınlar > çocuklar şeklindedir. Yani kadınlar aşk ve para söz konusu olduğundan erkeklerden daha bencildirler. Erkeklerin aşkta fedakârlık yapması beklenirken kadın böyle değildir. Erkekler fedakâr, kadınlar fırsatçı âşıklardır.

Devamı gelecek… 

Çeviri: The Red Pill Constitution

Vaka Çalışması – Mavi hap tarafından yenilip yutulmak

Merhaba arkadaşlar, size anlatacağım olayı tamamen ibretlik olması açısından yazıyorum. Etkileyici bir saha raporu olmasını canı gönülden dilerdim ama maalesef değil. Betalığın, hatta omegalığın diplerinde gezinmek ve işin en berbat kısmı psikolojik çöküntü yaşamak cidden çok kötü. Hala o zamanlarımı hatırlarım. Vücudumun nasıl sıkıldığını, nasıl haftalarca ızdırap olduğu aklıma gelir. Şimdi geri dönüp düşününce “beynini sktiğim salağı” diyorum kendi kendime. O zamanlar yaşadığım stresten saçlarım dökülmeye başlamıştı ve ilerleyen yaşla beraber dökülme de arttı. Kim için? Nemfomanik şizofren bir kaltak için.

Bahsettiğim olay, bizim Antalya’dan kalkıp asıl memleketimize gelmemizle başladı. Batı Karadeniz bölgesinde kalıyor bizim memleketimiz. Çoğunuzun pislik olarak addedeceği olaylar silsilesi aslında tüm bunlar. Ben ergenliğime girerken gelmiştik memlekete. Köyde küçükken oyunlar oynadığım bir kız vardı. Meral’di adı ve ikimiz de büyüdükçe oynadığımız oyunların şiddeti biraz artıyordu (gelişmekte olan ergenlerin farkında olmadan flörtleşmeye başlaması ama bunu farkedemeyecek kadar sığır olmaları durumu) benden iki yaş küçüktü. Arada sanırım akrabalık da vardı. Zamanla beraber büyümenin ve çok sık beraber olmanın ayrıca da hormonların dayanılmaz etkisiyle bende ufak ufak çekimler başladı. Belki o benden çok daha önce hissetmişti bende bişeyler olduğunu, bilmiyorum. Kız, küçük yaşta babasını kaybetmişti, amcası ve abileri vardı sadece. Kalabalık bir ailedeydi. Aynı köyden olduğumuz için kesinlikle aramızda bişey dahi olması kabul edilemezdi. O yüzden elimden geldiğince bunu gizlemeye çalıştım. En büyük epic fail’ı da burada yaptım: Lisede aynı sınıfta olduğum piçin tillahı bir çocuk vardı. Adı Mertcan’dı. Çocuğun babasının güvenlik şirketi vardı, çocuk baya yakışıklıydı, ayrıca baya da zengindi. Katıldığımız bir düğünde Mertcan, Meral’i oynarken görüyor ve gelip bana soruyor. Ben de hem kızın hem de tüm çevrenin anlamaması için güya ters köşe yapmak amacıyla ikisini tanıştırıyorum. Hatta üçümüz beraber oturduk ki, güya ikisi yalnız başına oturmasın. (Betalığı, omegalığı geçtim, bildiğin alagavatlığın da doruğuna çıktığım anlardı anlayacağınız) Daha sonra ben üniversiteyi kazandım ve Trabzon’a gittim. Yarıyılda döndüğümde tahmin edeceğiniz üzere baya bir yol almışlardı: Sahil kenarındaki ilçeye arabayla kaçamaklar, gece geç vakitlerde içmeli sıçmalı gezmeler, Mervelerde kalmalar, vs. Anladınız siz. Daha sonra kızın ailesi, durumu farkedip çocuğa telefon bile etmişlerdi. Nolur kızdan faydalanma, bak o şöyledir böyledir üzme vs tarzında konuştular. Daha sonra da kızın ailesi, kızı çocukla tanıştırdığım için bana cephe aldı. Ortada normalde suçum yokken bi anda günah keçisi olduğumu sanabilirsiniz ama gerçek şu ki, yaptığınız şey absürd ve yanlış bişeyse, mutlaka dönüp sizi buluyor. Neyse. Kız daha sonraları bayılmaya ve kasılmaya başladı. Sara teşhisi kondu. Tabii bu arada kız gitgide daha da manyaklaşmaya başladı. Benim tanıştırdığım çocukla mesafe koyup başka bi herifle vuruşmaya başladı. Adam evde kızı hunharca kullanıyordu, güya evlenmek istiyorlarmış. Çocuk askere gittiğinde buralardan kalkıp ta Ankara’lara gitmişliği var. Sonraki yaz, yazları köye gelen başka bir çocukla takılmaya başladı. Fındık ağaçlarının arasında yiyişiyolardı amk. Sonra onun da peşinden kalkıp, çocuğun yaşadığı Ereğli’ye kadar gitti. Aynı odada falan kalmışlar hatta. Ereğli’yi bilen bilir. Ben de tüm bunları duyup bildikçe kıza karşı korkunç bir öfke duymaya başlamıştım onunla konuşmuyordum (İyi ki gizlemeye çalışmışsın amk dediğinizi duyar gibi oluyorum) Sonraki sene bu İstanbul’da üniversite kazandı ama özel üniversite tabii. Hayvan gibi ücretli olduğunu bilmeden direk tercihe yazdığı için kolayca tuttu. Gözü hırs bürümüş ablası sayesinde apar topar İstanbul’a taşındılar. Maalesef anneleri, büyük şehrin temposuna dayanamadı ve fenalaşıp hayatını kaybetti. Kızın annesinin cenazesinde, kız, artık iyiden iyiye manyaklaşmıştı ve ben de bütün betalığımla tüm olan biten kırgınlığı unutup, ona iyi davrandım (niyeyse?) Sonra konuşmalar uzadı, uzadı uzadı ve uzadı. Herşey yolunda gibi görünüyordu; beta olarak kızın en zor zamanlarında yanındaydım ve ona tüm sahipleniciliğimle kol kanat geriyordum. Olayların en trajik kısımları da tam olarak burada başlıyor.

Ablamın kocasıyla aram pek iyi değildir. Kendisinin durumu bi hayli iyidir. Ailesi asker kökenli olduğu için ve babası eski OHAL zamanlarında Güneydoğu’da aktif görevlerde bulunduğu için hayvani paralar kazanmışlar ve bunu değerlendirmişler. Kendisi ablamla evlendiği günden beridir hep bizimkileri, akrabalarımızı ve beni hakir gören, aşağılayan, su katılmamış kallavi bir orospu çocuğudur. Beni sürekli kıza tekrar yanlamam için gazlamaya başladı. Başardı da. Bir gece odasında konuşurken (tabii kıza yapıştırma beklentisi had safhada götlüğün lüzumu yok.) bir anda kucağımda buluverdim. Sonradan özgüvensizliğimden, beceriksizliğimden, korkumdan ve kıza üzüldüğümden (üzüldüğüm kısmı doğruydu) kalkıp gitmek zorunda kaldım. Kapının önüne geçti, yalvardı, yakardı gitmemem için. Ama çıkıp gittim. Birkaç öpüşme ve yalaşmadan ötesine gitmemiştim. İlerleyen günlerde kız, Mertcan askerden döner dönmez evine gitti ve bütün geceyi çocuğun evinde geçirdi. İki gün sonra diğer herifin evinde sabahladı. Sonraki günlerde kızın bir arkadaşı vardı. Geyik olsun diye, ablamın kocasının da olduğu bir ortamda “yea, şu kızı ayarlasana bana” demiştim. Ve ciddiye alınmıştı bu dediğim. Pezevenk enişte de “e tamam işte tam senlik bu kız, yürü, yapıştır, koçum, aslanım vs” diye onaylıyordu. Bi anda tanımadığım kızı müstakbel sevgilim yapmışlardı. Ama benim aklım Meral’deydi. Oysa, ben istemediğimi söylememe rağmen arkadaşıyla konuşmuştu bile. Ertesi günü bir kafede buluşulacaktı. Eniştenin 4×4 jipiyle kafeye gidildi. Kızın ortalama bir tipi vardı. Sonradan, Meral ve enişte kalktılar ve “sizi biraz yalnız bırakalım” gibisinden bişeyler söyleyip gittiler. Yaklaşık bir saat kadar da gelmediler. Ben artık önümdeki kızı dahi unutmuştum, kız da muhtemelen benden iğrenmişti. Normalde o düzeydeki bir kızın benden iğrenmesini egoma büyük bir darbe olarak algılar, haftalarca şişinip bunalıma girerdim (genç kız hareketleri dikkat ederseniz) Bende jeton neyse ki erken düştü. Hala delilim yok ama adım gibi eminim ki kız, puşt enişteyle jipin içinde emmeli gömmeli skişmişti. Sonradan kızla konuşurken attığım zarfları yutan kızın paniklemiş hali, tüm mevzuyu teyit etti. Götoğlanı enişteye gittiğimde tabii ki de inkar etti. Evlerine gittim. Durumu ablama dahi söyledim. Ablam bana inanmadı. Öyle bi kızın bu adamla ne işi olur? dedi. Enişte de bir anda “İzmir’in yarısı benim ailemin, sıkıntı olursa hepsi gelirler” tarzında bişeyler geveledi. Oysa ki ona göre endişelenecek bişey yoktu. Olayı büyüklere anlatmadım. Sadece anneme anlattım. Orospu çocuğu enişte, telefonda anneme benim psikoloğa görünmem gerektiğini, boşlukta kaldığımı ve artık tehlikeli olmaya başladığımı söylemiş. Sonradan oturup anneme anlattığımda annem bana inandı, sadece ablamın huzuru kaçmasın diye kimseye bişey söylemedi. Mallığın doruklarında gezindiğim bu olayda, hem kendi elleriyle sevdiği kızı başkasının kucağına meze eden bir alagavattım. Diğerinde de kızın pezevenk enişteyle yalnız kalabilmesi için sıçrama taşı olmuş bir gerizekalıydım. Hem aşağılanmış, hem küçümsenmiştim, ayrıca suçlanmıştım, hem de giren bana girmişti. İkisi de kaldıkları yerden devam ediyorlar. Manyak olan ben oldum amk. He, ikisini tanımam için müthiş bir fırsat oldu. Ayrıca kırmızı hapla ilgili ciddi anlamda sorgulamalarımı başlatan travmatik olay da budur. Ben de sitede, aranızda olan biriyim ama bazı tanıdıklarıma blogdan bahsettiğim için ayrıca rumuzumu da bildikleri için, farklı rumuzla yazmak istedim. Herkes buna benzer olaylar yaşamış mıdır bilemem ama bu baya baya şiddetliydi. Belki biraz daha normale yakın ve kaldırılabilir bi mevzu olsaydı, tabak çevirmek veya hatunlara yanaşmak konusunda bu kadar tereddütte olmazdım. MGTOW yoluna kötü şekilde giriş yaptım anlayacağınız. İşin kötüsü kızla ve o orospu çocuğuyla görüşmeye devam etmem gerekiyor. Nefret gitti ama yapılanları da unutmuş değilim. Benzer bişeyi yaşamış olanınız varsa, sakın intikam almaya falan çalışmayın. Daha da pis boka batarsınız, çıkamazsınız. Şuan tabi skimde değil, 7-8 sene geçmiş amk. Herhangi bi sorun yok davranışlarımda, gayet normalim. Ama ikisinden biri önümde tökezlerse de tekmeyi atmakta sakınca görmem. Mahmut abiye de paylaştığı için teşekkür ederim. Kendinizi kullandırmayın. Kırmızı hapın da ötesinde, elinizi sikin ama şerefli, onurlu yaşayın. Kimseye eyvallahınız olmadığında, sizden iyi olduğunu düşündüğünüz kim varsa, ondan öndesiniz demektir. Bence bir erkeğin sahip olabileceği en büyük güç, kimseye mecbur olmamaktır. Sitedeki yazıları iyi belleyin. Yoksa böyle belletiyolar. Umarım sitedeki herkes, istediği noktaya gelir. Kendinize iyi bakın.

Rumuz: Toyboy

Pasif Meriç: Dert Dinleyen Erkek

Meriç, genellikle duygusal/cinsel karşılık almadan kıza iyilik yapan, para harcayan, iltifat eden veya kızın hatalarını savunan erkeklere deniyor ki bunlar doğru. Dikkat ederseniz bunların hepsi erkeğin harekete geçerek yaptığı şeyler. Ancak bir de erkeği hiçbir şey yapmadan pasif meriç durumuna düşüren bir hadise var: kızın derdini dinlemek. Beta tuzaklarından biri olduğu için biraz açmayı düşündüm. O yazıda son maddede belirtilmiş; ancak anlatacağım olay onun biraz genişletilmiş hali.

Bir gün herhangi bir sosyal ortamda bir kızla tanışırsınız. Karşılaşmadan itibaren elektrikler havada uçuşur, numaralar kolayca alınıp verilir. Erkek başta çekingen davranır, kıza mesaj atarken ne yazsam diye düşünüp durur. Sonuçta bu şansı (!) kaçırmak istememektedir.

Derken beklemediği bir şey olur! Kız kendisine mesaj atar. Hem de çok üzgündür, yardım istemektedir. Erkeğimizin beklediği fırsat ayağına gelmiştir. Kızı dinleyerek onu ne kadar anladığını ve dolayısıyla kıza ne kadar değer verdiğini (!) gösterecektir. Farkında olmadan meriç pozisyonuna sokulmuştur bile, hiçbir şey yapmadan. Sadece dinleyerek.

Bunları nereden mi biliyorum? Çünkü ben de böyle bir meriçtim, hele ki lisede. O yaşlarıma dönüp kendime amına kodumun merici demek istiyorum. Tamam sakinim.

Yukarıda link verdiğim yazıyla anlattığım şey arasındaki fark şu: orada kızın maddi bir sorunu olmasından bahsediliyor. İşte dersim var, hastayım, param yetmiyor vs demesi. Burada yardım etmezseniz kız sizi meriç haline getiremez. Fakat benim anlattığım durumda sadece dinleyerek aslında kendinizi friendzone kuyusuna atıyorsunuz. Çoğu erkeğin farkında olmadan düştüğü bir tuzak bu, çünkü ortada görünür bir sorun olmadığı için “ben kıza için bir şey yapmadım o zaman meriç değilim” diye kendimizi kandırmamız yüksek ihtimal.

Ve günlerce devam edecek pasif meriçlik durumu başlar. Kız anlatır, erkek dinler. Her gün ilk mesajı atan, daha uzun mesajlar yazan, iç dünyasını döken kız olduğu için erkek kızla “yakınlaştığını” zanneder. Ve bu sürecin sonunda yeterince “paylaşım” yaptıklarını düşünüp kıza sevgili olmayı teklif eder. Cevap ise “ben seni arkadaş olarak görüyorum?!”

Neden böyle oluyor? Çünkü kız, erkeği psikolog olarak kullanmaktadır. Alakalı bir yazıda sivil palyaço nickli sözlük yazarı durumu güzel anlatmış:

adam geldi bana bir gün dedi ki: “abi ben bir kızla günde 10 saatten fazla konuşuyorum. sürekli bir şeyler paylaşıyoruz. beni rüyalarında gördüğünü söylüyor, beni özlediğini söylüyor. hatta bana beni sevdiğini bile söyledi!”. “eee, ne güzel işte beraber olun o zaman. tut elini, sarıl ve takılın” dedim haliyle. adamın bana dediği şu; “abi kız seviyor ama sevgili olmak istemiyor..”. oğlum manyak mısınız siz? nasıl bu konuma düşürüyorsunuz kendinizi? sonra günde 2 paket sigara içip alkol masalarından kalkmıyorsunuz. hiç mi anlamıyorsunuz, günde sana 10 saat abuk sabuk şeyleri anlatan kadına sen değil anlatmak iyi geliyordur. senin yerine put koysalar kadın o puta da anlatır. köpek koysan ona da anlatır. ama onların vereceği ilgi senin ilgine eş değil. çünkü sen zamanla seveceksin. onu düşünecek, arzulayacaksın. folloş hale geleceksin. kadının niye umrunda olsun? ona göre siz yakın arkadaştınız(!), ama sen duygular beslemeye başlayınca her şeyi mahvettin. bu kadar basit.

Evet güzel kardeşim, senin yerine put koysan o kız puta da anlatır.

Peki çözüm?

Bir kadınla eğer cinsel/romantik bir ilişki düşünüyorsanız maddi manevi hiçbir derdine kulak asmayın. Kırmızı hapın 50 tonu serisinde de belirttiğimiz gibi kadınların dertlerinin çoğu tiyatrodan ibaret. Kendilerine icat çıkartır gibi dert çıkarıyorlar. Aslında saçma sapan duygu dalgalanması yaşadıklarının farkındalar, dolayısıyla kendileri saygı duymadıkları şeyleri ciddiye alıp dinleyen adama da saygı duymuyorlar.

Bir daha size dertlerini anlatıp psikologu yapmaya çalışan bir kadın gördüğünüzde bir bahaneyle yanından ayrılın. Hele ki ilişkinin başında böyle şeylere asla tahammül etmeyin. Birkaç gün sonra konuşmayı tekrar siz başlatın, hala aynı ruh halini size yansıtmaya çalıyorsa iletişimi kesin. Karşılaştığı her erkek kadının duygusal ayıcığı moduna girmeye hazır olduğu için bu hareketiniz onun kafasında farklı ve kendine saygısı olan bir adam izlenimi uyandırmak için tek başına yeterlidir.

Unutmayın, sizin gerçekten bir derdiniz olsa ve bunu paylaşmak isteseniz, kadın bunu mızmızlanma ve zayıflık olarak görüp sizden uzaklaşacaktı. Aynı acımasızlığı erkek olarak sizin göstermeniz daha elzem. Zaten siz onun derdini dinledikten 10 saniye sonra rahatlamanın verdiği hisle sizin bu iyiliğinizi unutacak.

Evlilik Oyunu

Her ne kadar kırmız hap erkekleri evlilikten soğutsa da özellikle çocuk sahibi olmak isteyenler için bu kaçınılmaz bir yol. Şahsi olarak kırmızı hapın evlilik ve uzun süreli ilişkilerde daha çok işe yaradığını düşünüyorum. O yüzden Rollo Tomasi’nin evlenecek erkeklere nelerden vazgeçtiklerini ve neye dikkat etmesi gerektiğini anlattığı bu yazıyı çevirdim. Yazı erken evlilikten bahsetse de her türlü evlilik için geçerli olduğunu düşündüğüm noktalar mevcut.

Okurlarımın da bildiği üzere kızım üniversite ikinci sınıfa gidiyor. Onun kendi hayatında aştığı her eşik, benim de geçmişe gitmeme ve o yaştayken deneyimlerimin kızıma göre ne kadar da farklı olduğunu düşünmeme neden oluyor. 19 yaşındayken kızım kadar düzenli ve – dürüst olmak gerekirse – varlıklı biri olabileceğim asla aklıma gelmezdi. O zamanlar, kısa bir süreliğine, yaptıklarım ve düşüncelerimle ilgili bir günlük tutmuştum. İlk “gerçek” kız arkadaşım bana düşüncelerimi yazmam için bir defter hediye etmişti (o da günlük tutan kızlardan biriydi); ben de o dönemki betalığımın gereğini yaparak kızlara karşı aslında mavi haptan kaynaklanan öfkemi bu deftere dökmüştüm. Bu günlüğü ilerde beni aldattığı zaman hissedeceği suçluluk duygusundan kurtulmak için bana hediye ettiğini ise çok sonra anlamıştım. Böylelikle kız arkadaşım, 18 yaşındayken ve heyecanla beklediği “parti yıllarına” henüz girmişken, ilk kız arkadaşıyla evleneceğini zanneden görev aşığı bir betadan da kurtulmuş oluyordu.

Bu olay 1988’de yaşandı. O zamanlar 19 yaşında olan Rollo Tomassi, klasik bir mavi haplı betaydı. O zamanlar nasıl bir düşünce yapım olduğunu tekrar görmek için ara sıra günlüğümden birkaç sayfa okuyorum ve ne kadar da idealist bir beta olduğumun farkına varıyorum. Üstelik aynı hülyalara dalmış birkaç arkadaşım da vardı. O zaman bu durumun benden önce de sonra da var olmaya devam edecek bir süreç olduğunu fark ettim. Bu dönem, Koruyucu Tıp (Preventive Medicine) kitabımda “Kırılma Süreci” adını verdiğim dönemdi.

Bu bahsettiğim kız benim ONEitisim olmuştu. Benimle (arzulu bir şekilde) sevişen ilk kızdı, benim gibi bir adamla birlikte olduğu için “kaliteli” olduğunu düşündüğüm kızdı. Dolayısıyla ben de “sıradan bir erkek” olmadığım için onun başkasıyla yatabilecek ve erkeklerle gönlünü eğlendirecek bir kız olmadığını düşünüyordum. Hatta bu kızla evlenmeyi istiyordum; çünkü mavi haplı kafa yapım kendimi feda edip kadına “destek” olmanın, onun hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olmanın en doğru yol olduğunu söylüyordu. Yol gösterenim de olmadığı için bu kararı vermem gayet kolaydı.

Kızım geçenlerde okuldaki en yakın kız arkadaşının 19 yaşındaki erkek arkadaşından evlenme teklifi aldığını söyledi. İki genç de üniversite ikinci sınıftalar. Bunu duyunca anılarım aklıma geldi. 49 yaşında şu bloğu yazarken yararlandığım bilgi ve deneyimi elde etmemi sağlayan ilk kız arkadaşımın beni terk etmiş olmasından memnuniyet duyuyorum. Bunu kabullenmek zor biliyorum, özellikle de bipolar kız arkadaşımla geçirdiğim sefil yılları düşününce. Ancak bu kötü deneyimler de iyi olanlar kadar gerekliydi. Bu yüzden kızımın arkadaşına “Tebrikler” demekte cidden zorlanıyorum.

Aslına bakarsanız bugünlerde 19 gibi erken bir yaşta evlenen hiç kimseye destek vermek istemem. Modern evlilik, bir erkek için hayvanat bahçesi gibidir. İnsanlar bana “Rollo, sen de evliyken neden evliliği bu kadar çok eleştiriyorsun?” diyorlar. Sanıyorlar ki evliliğim kötü olduğu için bu kadar olumsuz konuşuyorum. 21 senedir gayet mutlu bir şekilde devam eden evliliğime rağmen bugünün erkeklerine evliliği önermememin sebebi, evliliğin günümüz dünyasındaki halidir. MGTOW ve PUA camiasının üzerinde mutabakata vardığı belki de tek nokta evliliğin bir mavi hap düşüncesi olduğudur. Bu fikre karşı olduğumu daha önce birçok yazımda belirttim; ama bunu diyenlere hak vermiyor da değilim. Evliliğin riski, güzelliklerini kesinlikle aşıyor; ancak kırmızı hapla tanıştığı halde evliliğe adım atacak erkekler de mevcut. Bu erkekler, evlendikleri kadının tek bir sözüyle kendilerini evden attıracaklarını ve çocuklarını elinden alacaklarını gayet iyi biliyor. Evli erkekler olarak tabiri caizse hayatımızı ortaya koyup bir erkeğin girebileceği en riskli dünyaya adım atıyoruz. Çocuklarımızın ve ailemizin geçim derdi, mutluluğu ve gelecek kaygısı çoğu erkeğin yaşam enerjisini sömürüyor. İşin kötüsü, aldığımız riskten ötürü karılarımızın bizi anlamasını veya takdir etmesini de bekleyemiyoruz.

İşte kızımın arkadaşının 19 yaşındayken aldığı evlilik teklifinden sonra bunları düşündüm. Bu evliliğin gerçekleşmesi halinde, istatistiki olarak, 28 yaşına gelmeden boşanacaklar. Eminim ki bu teklifi yapan erkek bunu tam bir mavi hap idealizmiyle yapıyor ve ne yazık ki bu idealizm feminist buyruğun eşitlikçi hülyalarından fena halde etkilenmiş durumda. Doğal olarak da bunun iyi bir düşünce olduğunu söyleyemeyeceğim. Bu çocuğun babası olsaydım evlenmesini engellemeye çalışırdım; ama manosphere camiasında bunun doğru olduğunu söyleyen de çıkabilir elbette.

 “Büyüyen” Erkekler

Gelenekçi muhafazakâr çevrelerde evliliğin bir erkeğin “büyümesi” için son şansı olduğuna dair yaygın bir inanış var. Bugünkü evlilik kavramına bakarak bu fikre de karşı çıkıyorum; ama büyümeyi pek istemeyen erkeklerle dolu bir sosyal düzende bu gibi basmakalıp sözlerin kulağa ne kadar hoşa geldiğini de biliyorum. Bu fikir, AMOG (Alpha Male of Grup, Grubun Alfa Erkeği) olmanın yeni bir yolu olarak görülüyor (özellikle de dindar çevrelerde); evlenip aile kurmaktaki kerameti görebilecek kadar kendini bilen bir erkekseniz, ergenliğini uzatmak isteyen oğlan çocuklarına göre “daha iyi bir adam” olarak kabul ediliyorsunuz. Bu da pek yeni bir düşünce değil.

Bahsettiğim düşüncenin bu kadar yaygın olmasının sebebi ise uzun vadeli düşündükleri partnerlerine yatırım yapan erkeklerin birden fazla partner bulamadıkları için bu beceriksizliklerine kılıf uydurmaya çalışmasıdır. Böylelikle mecbur kaldıkları durumu aslında bir erdemmiş gibi sunuyorlar. Ama atladıkları ayrıntı şu ki bir kadınla hayatlarını geçirerek uzun vadede doğru kadını bulmalarını sağlayacak birden çok kadından kendilerini mahrum etmiş oluyorlar. Mavi hap, bir erkeğe daima tek bir kadınla ilişki kurmasını tavsiye ederken kadınları birden fazla eş potansiyelini değerlendirmeye teşvik eder.

Erkeklerin CPD’lerinin zirvesine varması daha uzun sürüyor demiştik; fakat esas sorun, bu erkeklerin kendilerini aile/evlilik hayatına hazırlayacak ve kadınların hipergami odaklı cinsel stratejilerine göre davranmalarını sağlayacak ilişkileri yeterince tecrübe etmemiş olmalarıdır. Kadınlar da erkekler de artık geç evleniyorlar. 34-35 yaşına kadar evlenemeyen kadınlar ise muhtemelen hiç evlenemeyecekler.

Erken Evlilik

19 yaşında evlilik teklifi yapan bu çocuğa “aferin” demek erdemli gibi görünse de bu teklifi yapmasına neden olan mavi hap düşünceleri evliliği tamamıyla bu genç adamın aleyhine çeviriyor. Ne genç erkekler ne de genç kadınlar ileride ulaşacakları potansiyeli görebiliyorlar. Dindar bir çevrede “meşru” sekse giden tek yol evlilik olduğu için erkenden evlenenler var; ancak “sürekli” seks yapabilmek için bir an önce evlenmesi gerektiğini düşünen erkeklerin de sayısı az değil. Aslında bu devirde kadınların evliliğe sıcak bakmaması bizim için bir lütuf; çünkü birçok genç erkek bu yatırımı yapabilmek için kendi hayallerinden vazgeçmeye hazır.

20 ile 24 yaş arasında yapılmış evliliklerin yüzde 39’u boşanmayla sonuçlanıyor. Bu durum aslında kadınların “gençliğimi yaşayamadım” sendromunun bir sonucu. Erken evliliğin mavi haplı idealist erkekler için en büyük dezavantajlarından birisi de hanımlarının hipergamisini bilmemeleridir. Kadınların yaptıkları tercihler ne kadar kötü olursa olsun hipergamilerinden vazgeçmediklerini daha önce yazmıştım. Tabii ki kültürel veya şahsi faktörler bunun etkisini azaltabilir; ama evrimin getirdiği dürtü asla tamamen kaybolmuyor. 20 yaşında evlenip çocuk sahibi olan bir kadın, 30’una geldiğinde etrafındaki bekâr arkadaşlarının heyecan verici deneyimlerini görüp öfkeyle dolacak. Olaylar ve kişiler değişebilir; ama hipergami değişmez.

Erken evlilik, bir erkeğin potansiyelini kısıtlar. Gelenekçi muhafazakârlar bu dediğime kızacak biliyorum; fakat evliliğin ve babalığın sorumlulukları erkeği bekârken değerlendirebileceği fırsatlardan alıkoyar. Aristo, “Erkekler için ideal evlilik yaşı 35, kadınlar içinse 18’dir.” demiş. Bunun sebebi, bir erkeğin gerçekten erkek olmak için çok uzun bir süreye ihtiyaç duymasıdır. Erkeğin evlenirken yapığı fedakârlıklardan biri de bekârken önüne çıkacak fırsatlardan vazgeçmektir. Hatta bazı fırsatlardan sırf evli olduğunuz için yararlanamayabilirsiniz. Erken evlenen erkeklerin çoğu bunun farkında bile değil.

Erken evlenip CPD’lerinin zirvesine gelene dek boşanmayan erkekler, orta yaş krizini daha sert yaşıyor. Bu da bir kadının CPD’si düştüğü için daha iyi bir adam bulamadığı zaman yaşadığı öfkeye denk geliyor. Aslında erkeklerin yaşadığının kriz olduğunu da sanmıyorum. Bu durum, oyunu ve dolayısıyla kadınları daha iyi anlamaya başladıkları zaman kendileriyle yaptıkları hesaplaşmanın bir yansıması. Mesele erkeğin evli olması değil; işin püf noktası erkeğin oyunu önceden bilseydi “yaşayabileceği” hayata dair pişmanlığıdır, yaptığı fedakârlıkların ve karşılığında elde ettiklerinin (tabi elde edilen bir şey varsa) bir muhasebesidir.

Erken evliliğin en büyük yararı, erkeği daha sonraki eşinin saygı duyacağı bir dünya kurma yolunda eğitmesidir. Dediğim şey kadınların din ve sosyal gelenekler gibi faktörlerden ötürü erkeğe saygı duymak zorunda kaldığı zamanlarda ve kültürlerde çok daha sık görülüyordu; ancak o günler geri kaldı. Şu anda kadınlar istemedikleri her türlü ilişkiden kafalarına göre çıkabilirken erkekler kendilerini kadınlara beğendirmek için birçok sorumluluk üstlenmek zorunda.

Avantajlar

Erken evliliğin birkaç avantajı var; ancak bunlar biraz da erkeğin evlendiği kadının karakterine bağlı. Eğer sağlam bir çerçeve ve erkeğin gücüne saygı duyan bir kadınla evlenirseniz uzun vadede mutlu olma ihtimaliniz bulunuyor. Hele ki kadın bakire ise güçlü bir çerçeve ve dominantlığın getirdiği alfa karakter kadının erkeğe daha da bağlanmasını sağlıyor. Dolayısıyla bakire kızlarla tabak çevirmenizi asla tavsiye etmiyorum. Alfa erkekle veya alfa görünmeye çalışan bir erkekle bile seks yapan bakire kız, o adama çok daha kolay bağlanır. Zaten bu tür kadınlara alfa dul diyoruz; ama böyle ilişkiye girdiğiniz bir kızla yapacağınız evlilikte çok güçlü bağlarınız olacaktır.

Defalarca bahsettiğim üzere sağlıklı ve ruhsal dengesi yerinde çocuklar yetiştirmenin en kolay yolu evliliktir. Bu durum bana göre bugünün erkeklerinin evlenmesi için tek sebeptir. Biyolojik saatini dikkate alarak CPD’sinin zirvesinde (22-26 yaş arası) evlenen bir kadınla yapılan evlilikten doğan çocukların mutlu olması kuvvetle muhtemeldir. Hayatının yarısından fazlasını milyoner bir mimar olmak için harcayan bir kuzenim var; ama benimle aynı yaştayken (49) çocuklarının yaşı 5 ve 7. Benzer bir hayatı yaşamaya asla katlanamazdım. Tabii para çoksa işler kolay; ancak evrimsel açıdan baktığımızda bu yaşta dede olmamız gerekirdi. Ben 28 yaşında evlendim; bunun elbet avantajları ve dezavantajları vardı. Fakat bu yaşımdayken hala küçük çocuklarım olduğunu düşünemiyorum bile.

Son olarak, genç bir kadınla evlenmeniz gerektiğini söylememe gerek yok herhalde. Bir kadının evlilikte, özellikle de erken evlilikte, dengeyi korumasının tek yolu hangi konuda fedakârlık yaptığının farkında olmasıdır. Kadınlar da evlenirken kendi geleceklerinden fedakârlık yapıyorlar, bu da daha sonra kızgınlık yaşamalarına neden oluyor. Eğer bir erkek kırmızı hap düşüncelerinden nasibini aldıysa zaten kendi fedakârlıklarının farkındadır; ama kadın da kendi fedakârlıklarının farkına varmalıdır. Bu tabii çok zor bir durum; çünkü kadınların solipsist ve hipergamik doğası toplumun aşıladığı “güçlü kadın” düşüncesiyle birleştiği zaman asla hak ettikleri şeylere ulaştıklarını düşünmüyorlar.

Günümüzde gelenekçi muhafazakâr çevreler, evliliğin sorumluluğunu sürekli olarak erkeklere yüklüyor. Kadınların sorumluluklarından bahseden neredeyse hiç yok. Kadınların hep erkekler yüzünden bu hale geldiği söylenip duruyor. Bunun feminist buyruğun kadınları suçluluk psikolojisinden kurtarma çabaları olduğunu daha önce belirtmiştim. Kadınlara “bir erkek uğruna” bir şey yapmamaları öğütleniyor, yapan kadınlar da erkeğe köle olmakla suçlanıyor. Böylece ortaya solipsist ve erkekten sürekli fedakârlık bekleyen bir kadın nesli çıkmış oluyor. Bu durum evliliklerin başarısız olmasının bir numaralı nedenidir, başka sebep aramaya gerek yok. Evlilik, erkeğin kaynaklarını kadına akıttığı, fakat kadının erkek için yapacağı her şeyin “ayıplandığı” bir ticarete dönüştürülüyor. Bu düşünce sadece mavi saçlı feministlere özgü sanmayın; dindar kadınlar da aynı kafada.

Kadınlar, ancak çerçevesi güçlü olan bir erkeği memnun etmeye çalışır. Kendinize kadının girmekten zevk alacağı bir dünya kurun ve onun size eşlik etmesini, destek olmasını sağlayın. Tabii bu iş zaman alacak. Kadınlar, erkeklerde yeterlilik arayacak şekilde evrimleşmiştir. Bir kadının hipergamisi “potansiyeli” olan bir adama yatırım yapacak kadar bekleyemez, ortada gözle görülür bir değer olmasını ister. Kadınların kendisinden büyük ve uzun boylu erkekleri istemesinin nedenlerinden birisi de budur. Daha da önemlisi, bugünkü feminist ideolojinin telkin ettiğinin aksine, kadının size köstek değil destek olması gerekir. Çünkü kadın erkek eşitliği, karı-koca arasında işbirliğini değil rekabeti körükleyen bir düşünce yapısıdır.

Kaynak : The Marriage Game

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Kırmızı Hapın 50 Tonu Bölüm IV

  1. Eğer kadın ilginizi artık talep etmiyorsa aynı veya daha fazla ölçüde ilgiyi başkasından görüyor demektir.
  2. Kadının yaşı ne kadar büyükse o kadar aceleci, erkeğin yaşı ne kadar büyükse bağlanmaya o kadar isteksiz olur.
  3. Sizi terk edip başkasına gitmekle korkutmaya çalışan kadına yaptığının misliyle karşılık vermeniz gerekir.
  4. Bir kadının egosunu kontrolde tutmak için yaptığı her hareketten şüphelenin, hatalarını yüzüne vurun, dalga geçin, görmezden gelin. Yaptığınızın farkında olsa bile bu taktik etkisini kaybetmez, sonuçta dominant olan sizsiniz.
  5. Kadınlar kaypak davrandığı için söyledikleri her lafın sonuna “şu anda canım böyle istiyor” diye kafanızda ekleyin, o zaman onları daha iyi anlarsanız.
  6. Kadınların düşünceleri içinde bulundukları ruh halinin bir sonucudur; dolayısıyla bağlayıcı ifadeler değildir. Ruh halleri değiştiği zaman tüm söylediklerini ve düşüncelerini anında inkâr edebilirler.
  7. Kadınlar beğenilmek, erkekler ise sevişebilmek için çok çalışır.
  8. Bir kadın biraz zamana ihtiyacım var diyorsa asla tartışmaya girmeyin. Tüm ilginizi çekin ve ortada kaybolun. Bu kadar kolay gitmeniz kararını sorgulamasına neden olacaktır.
  9. Bir kadının güvende hissetme isteği, her şeyi egoistçe ve sorumlu tutulmaksızın kontrol etme isteğinden ağır basmalıdır.
  10. Bir çocuğun yetişkin olmanın getirdiği varoluşçu baskıları anlaması zordur. Bu durum, tamamen değilse bile kısmen, kadınlar için de doğrudur.
  11. Özgüven sorunu olan kadınlar yüksek statülü bir adamı elde etmekte zorlanmaz; çünkü pasiflik kadınsı bir özelliktir. Cesaret ise erkeğin omzundaki bir yüktür.
  12. Evlilik potansiyelini mahvetmiş her genç kadının ya bir adam tarafından kalbi kırılmıştır ya da kulağına sürekli zehirli düşünceler fısıldayan erkek düşmanı bir kadın arkadaşı vardır.
  13. Kadınlar başkalarını cezbederek kandırmakta her ne kadar hünerli olsalar da aynı beceriyi karar vermekte gösteremezler. Hilede bu kadar iyi olmalarının sebebi kötü bir karar verici olmalarıdır. Kadınlar uyum sağlamak üzere evrimleşmiştir, mantıkla değerlendirmek harçları değildir.
  14. Bir kadınla ilişki kurduğunuzda ya siz onu ayağa kaldırırsınız ya da o sizi süründürür.
  15. Kadınlar kazanırsa kadın dâhil herkes kaybeder; çünkü kadınlar kendilerini mahvetmeye meyilli mazoşistlerdir, kendilerine yardım edenleri de mahvederler. Tabii siz buna izin verirseniz.
  16. Egoist kadınlar kendi yerlerini unuttukları için asla boyun eğecek karakterde olmadıklarını düşünürler; ama alfa erkekler çatışma değil boyun eğme ister.
  17. Çoğu genç kadın karşısındaki erkeğin sevişme niyetini bildiği için temkinli davranır; ama kendilerini yoldan çıkaran sinsi olgun kadınlar tarafından kolayca kandırılırlar.
  18. Erkekler gerçeği gördükleri zaman büyürler, kadınlar ise gerçekten uzak oldukları zaman. Çünkü masumiyetini kaybetmek erkeği güçlendirirken kadını yaralar.
  19. Toplumlar aldatmaya meyilli tarafın erkekler olduğunu söylerseler de aldatma sonucu gelen boşanmaların çoğunda kadın sorumludur. Çünkü kadınların eline daha çok aldatma fırsatı geçer ve erdemleri de erkeğe göre azdır. O yüzden ancak sürekli ve tavizsiz bir disiplin görürlerse düzgün davranırlar.
  20. Bir kadının erdemi, erkeğinin ona karşı ne kadar acımasız olabileceğiyle doğru orantılıdır.
  21. Eğer bir kadın sizin kötü, ahlaksız, etik değerleri olmayan biri olduğunuzu söylüyorsa kazandınız demektir.
  22. Boyun eğermiş gibi numara yapmakla övünen bir kadın gerçek kadın değil kurnaz bir şarlatandır. Bunun erkekteki karşılığı dominant görünmeye çalışan erkektir.
  23. Sadakat, kadınlarda pek bulunan bir özellik değildir.
  24. Her ne kadar kadınlar aksini iddia etse de erkeğin ahlakından çok onun genlerini ve başarılarını önemserler. Hal böyleyken erkeğin nimetlerinden yararlanmak için onun tüm ahlaksız davranışlarına mutlaka bir kılıf bulacaktır.
  25. Kadınlara liderlik etmek erkeğin görevidir; ancak kadınlar erkeğe göre daha kurnaz olduğu için en başarılı erkekler kurnaz olan liderlerdir.
  26. Kendisini öldürebilecek bir erkeğin yanında güvende hissetmek, kadını inanılmaz ölçüde tahrik eder; çünkü nazik olup aynı anda da çekici davranabilen adamlar kadınların afyonudur.
  27. Attığınız shit testleri umursamayan bir kadını siz de görmezden gelin.
  28. Eğer size karşı ilk adımı atan kadınsa kazandınız demektir. Kadını kovalamazsanız ona ihtiyacınız olmadığını ve başka seçeneklerinizin bulunduğunu düşünecektir. Böylece o sizi kovalamaya başlar ve size ihtiyacı olduğunu bilinçaltında da olsa kabullenir.
  29. Kadınlar erkeğin çıkarına ters gelen isteklerini yaptırabilmek için erkeğin performans yükümlülüğünü ve erkekliğini kanıtlama isteğini silah olarak kullanırlar.
  30. Kadınlar öyle iflah olmaz egoistlerdir ki ne kadar zarar görseler de düzelmeyi reddederler ve yaptıklarına rağmen kabul görmek isterler.
  31. Kadınlar konusunda talihin yüzünüze gülmesini beklemeyin. Kötü bir kadın seçerseniz sürekli istekte bulunup ukala davranacaktır. Haddini bildirseniz bile zırt pırt isyan edecektir. Kaliteli bir kadın seçerseniz de bu defa özgüveni düşük ve muhtaç davrandığı için duygusal açıdan dengesiz olacaktır. Yani hangi kadın olursa olsun güvenli ve dominant olduğunuzu görebilmek için sürekli sizi test edecektir.
  32. Kadınlar duygusal açıdan bencil ve benmerkezli oldukları için erkeklerin duygularını önemsemezler. Kadınların saygı duyduğu şey, erkeğin onda farklı duygular uyandırmasıdır. Böylece acı ve arzuyu bir arada yaşama tutkularını gerçekleştirirler.
  33. Uyum sağlamaktan çok çatışmayı seven bir kadın ilişkiye uygun ve layık değildir.
  34. Gerçek kadınlar boyun eğer, boyun eğen kadın da kontrol değil güvenlik ister. Boyun eğiyormuş gibi yapan kadınlar, kendi doğalarıyla feminizm arasında gelgitler yaşayanlardır.
  35. Bir kadının niteliği ne olursa olsun, sürekli olarak kendisine geçmişteki savaş eseri kadınlara davranıldığı gibi davranacak bir kötü adam arar.
  36. Tutarsız ve dedikleriyle sürekli çelişen yapılarından ötürü kadınların düşünceleri çoğu zaman değersizdir.
  37. Kadınlarla her daim savaştasınız. Size ihtiyacı olduğunu bile bile ve ikinizin de mahvolması pahasına sizinle çatışır. Patronun kim olduğunu göstermezseniz asla sizi saymaz.
  38. Kadınlar, içlerindeki mazoşist dürtülerinden ötürü, kendilerini ve yardımcı olmaya çalışan erkekleri mahvetmeye çalışırlar.
  39. Bir erkek, kadının yarattığı kaosu bastıramaz ve onun duygusal dalgalarına karşı set çekemezse kendini cehennemde bulması kaçınılmazdır.
  40. Kadınların kaos yaratmak, erkeklerinse düzeni sağlamak için dünyaya gönderildiğini asla unutmayın. Dolayısıyla disiplinden taviz vermeyerek kadının kaosunu bastırmak erkeğin görevidir.
  41. Bir kriz esnasında amacınız kadının sorununu çözmek değil duygusal durumunu idare etmek olmalıdır. Kadının duyguları yatışmadan gerçek soruna asla odaklanamazsınız; çünkü o ana kadar sürekli panik yaparak ve mızmızlanarak durumu daha da zorlaştırır.
  42. Bir kadın endişeliyse duyguları hareket geçmiş demektir. Kadınların çoğu için sadece duyguları vardır; mantığını kullanmaya çalışan azınlık için bile önce duyguları gelir. Mantığı iğrenç bir şey olarak görmeseler bile sevdikleri de söylenemez.
  43. Zeki ve egoist kadınlar boyun eğiyormuş gibi yaparak istediklerini elde etmeye çalışırlar.
  44. Bir kadının size ihtiyacı olduğunu hissetmesi gerekir; yoksa sizden iyi olduğunu düşünecektir. Erkeklerin muhtaç davranma lüksü yoktur, zayıflık kadınlara özgü bir ayrıcalıktır.
  45. Kadının boyun eğmesi erkeğin yumuşak karnıdır.
  46. Erkekler daha sağlam çalışır, kadınlar ise doğurmakta iyidir. Erkeklerin ekonomiyi yönetmesi, kadınlarınsa üremesi gerekir.
  47. Kadın üretmeyi bilmiyorsa hayatındakilere de değer vermez. Tembel bir kadından ne iyi bir eş ne de iyi bir anne olur.
  48. Eğer uzun bir süre boyunca seks yapmadıysanız işler sizin için kötüye gidiyor demektir. Kadının size karşı arzusunun sönmesi ilişkinin geleceği açısından kötüdür.
  49. Bazen en iyisini elde etmek için yapmadan önce yıkmak gerekir. Bu bakış açısıyla, bir erkeğin de gerekli beceriye sahip olması durumunda kadını kendi istediği şekle sokacağını söyleyebiliriz; ancak bir kadına erkeği mahvetme hakkı verilirse adamı çürütmeden gitmez.
  50. Eğer kadın sizi rahatlıkla çiğneyebiliyorsa yeterince sert davranamıyorsunuz demektir.

– SERİNİN SONU –

Kırmızı Hapın 50 Tonu Bölüm III

  1. Bir kadının çekiciliği mutluluğundan, erkeğinki ise özgüveninden gelir. Sürekli avutulmayı bekleyen bir kadın, tıpkı ürkek bir adam gibi, çekiciliğini kaybeder.
  2. Erkekler değer kazanmak, kadınlar ise değerini korumak zorundadır. Kadının yaşı sorulmaz lafı buradan gelir. Zamanın geçmesi kadından çok erkeğe yarar.
  3. Bir kadını sürekli özlüyorsanız, onu zaten kaybetmişsiniz demektir. Bırakın gitsin. Sürekli özleyen taraf o olmalıdır. Yarışmacı değil ödül olun. Ödüller asla kaybetmez, yarışmacılar ise çoğu zaman kaybeder.
  4. Erkekler söz konusu olduğunda kadınlar piyano başındaki Mozart gibidir. Erkekler doğayla oynar, kadınlar erkekle. Erkeğin hedefi medeniyet, kadının hedefi erkektir.
  5. Ukalalık erkeğe yakışan ama kadının üstünde eğreti duran bir kıyafettir. Ukala erkek kadınlar için çekiciyken ukala kadın erkeklere çekici gelmez.
  6. Bir erkek karşısındaki kadını âşık etmek için ondan daha ukala olmalıdır. Kadınlara değer verilen kültürlerde kadın erkekten daha ukaladır, dolayısıyla böyle ortamlarda çoğu erkek kadınlar tarafından çekici bulunmaz.
  7. Erkeğin kadına göre daha ukala olması kadının dış görünüşten kazandığı üstünlüğü büyük ölçüde dengeler. Kadın da erkek kadar ukala olursa bu denge kaybolur. Kendini olduğundan büyük görmek bir erkeğin sevişme şansını asla azaltmaz.
  8. Bir kadın ona istediğinden daha az ilgi göstermenizi arzular. İstediği kadar ilgi göstermeniz durumunda ise arzusu kaybolur. Kadınlar, her dediklerini yapan erkeklerin ilgisini değersiz bulurlar. O yüzden tutumlu davranın; çünkü bir erkeğin ilgi bakımından çok cömert olması kolayken çok tutumlu olması diye bir şey söz konusu değildir.
  9. Kadınların beklentileri ve liyakatleri genelde birbirine denk değildir. Beklentileri her zaman layık olduklarını aşar.
  10. Eğer bir kadın kendi kararlarından ötürü erkeği suçlayıp sorumluluğu üzerinden atmak için bir sebep arıyorsa mutlaka bulur. Çünkü kadınlar daima sorumluluktan kaçarlar ve yaptıklarından dolayı hesap vermekten nefret ederler.
  11. Kadınların sizi hedefinizden uzaklaştırmak gibi bir huyu vardır, buna izin vermeyin.
  12. Genç kızlar ve kadınlar arasındaki fark, erkekler ve oğlan çocukları arasındaki fark kadar büyük değildir.
  13. Bir kadının görünürdeki ahlak anlayışı aslında erkekleri utandırıp caydırmaya çalışan bir mekanizmadan fazlası değildir. Düşüncelerinizden utanmayın, yoksa kadın suçu size yıkmaya kalkar.
  14. Kadınlar zayıf bir erkeği çekici bulamazlar; ancak erkekler kadınların narinliğini çekici bulur. Dolayısıyla cinsel açıdan eşitlik söz konusu değildir; çünkü kadının arzu duyması tamamen erkeğin yükü sırtlayarak güçlü olmasına bağlıdır.
  15. Bir kadınla erkek arasında sorun çıktığı zaman hatanın hep erkekte olduğu düşünülür ve sorunu erkeğin çözmesi beklenir. Suçun çoğu kadında da olsa toplum nezaket icabı bunu reddeder ve erkeğin sorumluluk almasını ister. Buradan yola çıkarak insanların bir kadını mantığa davet etmektense erkeği baskı altına almanın daha kolay olduğuna inandığını söylemek herhalde abartı olmaz.
  16. Kadınlar ilişkileriyle, erkekler başarılarıyla var olur.
  17. Kadının acizliği, sempati ve yardım etme isteği uyandırır. Erkeğinki ise, yardım edenler olsa da, tiksinti uyandırır. Bağımsız olmak kadınlar için bir tercihken erkeklerin böyle bir seçeneği yoktur.
  18. Kadına ihtiyaç duyan bir erkeği hiçbir kadın istemez. Kadınlar kendilerine muhtaç değil sadece kendilerini arzulayan erkekler ister. Bir kadına ihtiyaç duymak onu kaybetmenin en kısa yoludur, arzunun ihtiyaca dönüşmesine tahammül edemezler.
  19. Kadınlar daha muhtaç ve bu yüzden de daha tehlikeli olan taraftır. Çünkü büyük ihtiyaçları karşılamak büyük düzenbazlıklar gerektirir.
  20. Mantık erkeklerin âlamet-i farikasıdır, kurnazlık ise kadınların. Strateji de erkek aleminin ustalığıdır.
  21. Bir kadının cinsel cazibesi her şeyi elde etmesini sağlar. Bu yüzden çirkin kadınlar sefalet içindedir. Kadınlar bir erkeğin arzusunu uyandırarak istekleri ve duygusal ihtiyaçlarına ulaşırlar. Erkeklerse kadının arzusunu sadece cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için uyandırmaya çalışır.
  22. Kadınlar, statüsü düşük erkeklerin kendilerine ilgi göstermesinden tiksinirler, bunu da ahlak kılıfına uydurarak dile getirirler. Aslında bu tiksintinin temelinde güçlü bir adam tarafından seks objesi haline getirilme arzusu yatar. Zayıf adamın eli boş kalırken güçlü adam tüm cinsel isteklerini yaşar.
  23. Değerli bir adamı elde edebilmek kadınların tek varlık sebebidir; fakat hiçbir zaman en iyisini elde ettiklerinden emin olamazlar.
  24. Bir balkon, içinde otururken sokaktan bakıldığındaki gibi etkileyici görünmez, hipergami bunun farkında değildir.
  25. Günümüzde kadınlar erkeklerin yeterince erkek olmadığına ve erkekler de kadınların yeterince kadın olmadığına inanıyor. İki görüş de doğru, çift cinsiyetlilik çağımızın vebası.
  26. Bir kadın hiçbir şey yapmadığınız halde sizi aldatmakla suçluyorsa büyük ihtimalle kendi sadakatsizliğini size yansıtıyor demektir. Derhal terk edin.
  27. Kadınların oğullarını başarısızlığa sürüklemesinin sebebi, olaylara sadece kadın bakış açısıyla yaklaşmalarıdır. Sadece annesi tarafından büyütülen ve etrafında örnek alacağı bir adam olmayan erkek çocuklarının başarısız olması kaçınılmazdır. Bir anne oğlunu ne kadar sevse de ona tam anlamıyla rehber olamaz; çünkü erkeğin varoluşçu bakış açısını anlayacak soyut düşünce sistemine sahip değildir. Bu bir tercih değil kadın doğasının eksiğidir.
  28. Bir kadın eski sevgilisinin kendisinden sonra gelişmesini istemez, çünkü onu terkederek doğru tercihi yaptığından emin olmak ister. Yoksa hipergamisi yara alır ve hareketinden büyük bir pişmanlık duyar.
  29. Bir kadının vicdanına güvenerek doğru şeyi yapmasını beklemek salaklıktır.
  30. Kadın ne kadar zekiyse duygularını mantık kisvesine o kadar çabuk büründürür.
  31. Kadınların ruh eşi dedikleri erkekler, bilinçaltında yarattıkları yüksek statülü adamlardır. Erkeklerin ruh eşi yoktur, hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları kadınlar vardır.
  32. Bir erkek kazansa da kaybetse de risk almak zorundadır. Kayıtsız ve pasif kalmak kadınlara has bir ayrıcalıktır. Erkeğin performans yükümlülüğü vardır. Risk almak erkeklerin en temel özelliğidir. XY kromozomlarına sahip olmak bunu gerektirir. Uyuşuk ve tembel erkeklerin eli boş kalır.
  33. Erkeksi davranan kadınlar, kötü bir erkek örneğidir; çünkü erkeğin mantığını ve sorumluluk duygusunu almadan sertliğini sergilemeye çalışırlar.
  34. Bir kadın istediğini vermeyen erkeği sevmez; ama istediğini hiç direnmeden veren erkekten tiksinir.
  35. Bir kadın yaşlandıkça yüksek statülü bir adamla evlenme ihtimali azalırken yaşlanan erkeğin daha iyi bir eş bulma ihtimali artar. Kadınlar ilişki konusunda erkeklere göre daha zeki olduğundan kendi değerleri düşerken değeri yükselen erkekleri bağlayabilirler.
  36. Doğurganlık ve güzellik konusunda zaman kadının değil erkeğin tarafındadır. Kadınların ilişkiyi sürekli bir üst seviyeye taşıma çabası değerlerinin hızlıca düşmesinden kaynaklanır.
  37. Alfa erkek basit konularda gücü kadına bırakıyormuş gibi yaparken (perdenin rengini seçmesine izin vermek gibi) ciddi konularda ağırlığını koyar. Böylece kadın önemsiz konularda bile olsa gücün kendinde bulunduğunu sanarak egosunu tatmin eder.
  38. Eğer kazanan bir erkekseniz kadın en ufak sorununuzla bile ilgilenir; ama kaybederken ölseniz umrunda olmaz.
  39. Kazanan bir erkeğin kaba ve kural tanımaz olma lüksü vardır, hatta böyle durumlarda erkek hata yapsa bile kadın özür diler. Ama kaybeden bir erkekseniz kadın kendi hatalarından bile sizi sorumlu tutar.
  40. Kadınının karşısında zayıf kalan erkek, çocuğuna boyun eğerek hem onu hem de kendisini felakete sürükleyen ebeveyn gibidir.
  41. Bir erkek nasıl ki seksi kolayca elde edemiyorsa kadın da bağlılığı kolayca elde edemez. Erkekler kadını seks için baştan çıkarır, kadınlar da erkeği ilişki için baştan çıkarır. Kadın kur, erkek yatırım yapar.
  42. Duygusal olarak ne kadar ulaşılmaz olursanız kadın size o kadar yakın olur.
  43. Bir erkeğin benliğini kadın etkisinden korumasının tek yolu kadının amigdalasının yüzde 99’unu şok etmektir. Geriye kalan yüzde 1 zeki, psikopat veya mazoşist olur.
  44. Masumiyet kadınların en büyük illüzyonudur. Hele bunu özellikle ön plana çıkarıyorsa kesinlikle illüzyondur.
  45. Size âşık olmasını istediğiniz kadınlara karşı asla doğruları söylemeyin. Kadınlar bu dürüstlüğü kaldıramaz; çünkü kendilerini rahatsız edici bir gerçekle yüz yüze getiren erkekleri düşman olarak görürler.
  46. Kadınlar ayrılığı erkeklere göre daha çabuk atlatır; çünkü duygusal boşluklarını dolduracak birini bulmaları daha kolaydır, daha az yatırım yaparlar ve en beğendiği yönlerinizi bile unutacak şekilde hafızalarını yenilerler.
  47. Kadınlar iyi bir hizmetçi ve kötü bir efendidir. Bir kadına güç vermek felaket doğurur.
  48. Kadınlar her daim gücünüze sadıktır. Güce sahip olmak kadınlara sahip olmak demektir. Gücü bir kez kaybederseniz ihanete hazır olun.
  49. Yüksek enerjili dominant bir adam değilseniz kadınlar sizi sevmez. Kadınlar, ancak kendilerinden daha merhametsiz erkekleri sevebilirler. Böyle bir kişiliğe sahip olmadan başlanan her ilişki, aşka değil ekonomik çıkarlara dayalıdır.
  50. Bekâr kadın kendisine yatırım yapılmasını sağlayamamış kadındır. Bekâr erkek ise bu yatırımı yapmayandır.

Kırmızın Hapın 50 Tonu Bölüm II

  1. Kadınlar paralı asker gibidir. Kazanmak için ellerinden geleni yaparlar. Birden taraf değiştirirler veya en iyi seçenek olduğunu düşündükleri erkeği elde etmek için göz göre göre yalan söylerler. Bir kadın için maalesef sadece bir “seçenekten” ibaretsiniz.
  2. Toplum, korkularını açıkça paylaşan erkeğin özünü yansıttığı için kadınlar tarafından takdir edileceğini söyler. Bu kuyruklu yalandır. Sıradan bir erkek kadının narin yapısını sevdiği için kadın da kendisininkini sever diye düşünür. Ama böyle bir yükle karşılaşan kadın ilişkiyi bitirme planı yapar. Kadınlar zayıflığa tahammül edemez. Erkeğin buradaki hatası, kendine çekici gelen şeyin kadına da çekici geleceğini varsaymaktır. Cinsel devrimden önce erkekler bunun böyle olmadığını zaten biliyordu.
  3. Güçlü bir adamın yüzeysel zayıflıkları kadının hoşuna gider. Kadınların kendiyle barışık erkekten kastı budur, özgüvensizlik değil.
  4. Erkekler zayıflıklarını paylaşmanın aşk ve güven göstergesi olduğunu, acıların aradaki bağı pekiştireceğini zanneder. Ama böyle bir durumda kadın sergilenen zayıflıktan ötürü tiksinti duyar. Kadınlar zayıflığınızı, acılarınızı ya da yaşadığınız zorlukları onunla paylaşmanıza saygı duymaz. Daha doğrusu umurlarında değildir. Aksine, böyle durumlar karşısında sağlam duruş sergilemenize hayran olurlar.
  5. Para erkeğin makyajıdır.
  6. Kadınlar için para erkeklerden daha önemlidir. O yüzden kadınların değil paranın peşine düşün. Parayı kovalarken kadınları elde etmeniz kadınları kovalarken para kazanmanızdan daha olasıdır. Paranız ya da Allah vergisi bir fiziğiniz olmadan oyunu en zor seviyede oynarsınız. Para her şeyin daha iyisine sahip olmak demektir, yanınızdaki kadının güzelliği de bunun kanıtıdır.
  7. Erkekler bir ilişkiyi ancak sakin kalarak yönetebilir, kadınlar ise gereğinden fazla tepki göstererek.
  8. Kadınlar aşırı uçtaki duyguları kendi yararına kullanırlar, bu da erkekleri bıktırır. Kadınların duygusal hareketleri çoğunlukla tiyatrodan ibarettir.
  9. Kadınlar drama bayılır; çünkü bu yöntem duygularını silah olarak kullanıp istediklerini elde etmelerini sağlar. Duygularından arındırılmış bir kadın kavga edemez ve psikolojik gelgitlerinin karşısında çaresiz kalır. Böylelikle başka olaylara burnunu sokarak gördüklerini abartır ve psikolojik dünyasının saldırı güdüsünü rahatlatacak yeni sorunlar ortaya çıkarır.
  10. Kadınlar psikolojik açıdan şiddete yatkındır.
  11. Kadınsı davranan erkeklere ve erkeksi davranan kadınlara arzu duyulmaz. İnsanlar kadınlara yardım etmeye, erkeklere ise saygı duymaya yatkındır. Kadınlar kendini acındırarak toplumda güç kazanır, erkeklerse güçlenerek saygı kazanır.
  12. Kadınlar uzun vadede mutluğunuza karşı en büyük tehdittir. Nietzsche’nin de dediği gibi: “Kadınlar en tehlikeli oyuncaktır.” Her zaman gardınızı koruyun. Tarihin gördüğü en büyük adamlar savaş kazandı, yoksulluğu yendi ve muazzam imparatorlukları yönetti. Peki, bu adamların mahvolmasına yol açan tek bir sebep gösterin desem? Evet bildiniz, kadınlar.
  13. Her zaman özünüzü koruyun. Kadına özünüze inme fırsatı verseniz de her şeyinizi açık etmeyin. Kendinizi bir kale gibi düşünün. Onu içeri alın ama en büyük kapının anahtarını asla vermeyin. Kapının kapalı olduğunu görünce size kapının ardında ne olduğunu ve oraya girmesine izin verip vermeyeceğinizi soracaktır. Bu konudaki sıkıştırmalarına kulak asmayın. Bu kapıyı açmaya değecek tek kadın annenizdir. Eğer aşkın her şeyi paylaşmak olduğunu sanıyorsanız aşkı anlayamadınız demektir.
  14. Kadınların iki farklı hayatı vardır. Dışarıya iyi kız görüntüsü verirken aslında içlerinde bir fahişe yatar. Çünkü kadınlar da bilir ki hafifmeşrep olmak değerlerini düşürür. Bu yüzden hafifmeşrepliği tamamen bırakmak yerine böyle davranmıyormuş gibi insanları kandırmayı tercih ederler.
  15. Bir kadın ne kadar çok adamla yatmışsa benliği o kadar yara almıştır. Onlarca adamla yatmış bir kadın aslında seks yoluyla erkekleri obje haline getirmiş demektir. Bu kadınlarla ilişki yaşanmaz. Onlar da bunu bildikleri için erkekleri kandırmak amacıyla yattıkları adam sayısını düşük gösterirler.
  16. Eğer bir kadının yattığı adam sayısını tam olarak bilmek istiyorsanız bu konuda onu yargılamıyormuş gibi davranın. Hatta siz de onlarca kadınla yattığınızı söyleyin. Bu durumun verdiği rahatlıkla doğruyu söyleyecektir.
  17. Kadınların büyük çoğunluğu kötü olan yanlarını değiştirmek yerine karşı tarafı kandırma becerilerini geliştirmeye çalışırlar.
  18. Kadınların psikolojiyle ilgili üniversite bölümlerine ilgisi, bu alandaki becerilerini artırarak çıkar elde etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.
  19. Kadınlar erkeklere ahlak dersi vermeye bayılırlar. Böylelikle daha temiz görünerek karşı tarafı suçlu hissettirmeye çalışırlar. Asla kendinizi ona ispatlamaya çalışmayın.
  20. Kadınların hatası asla görülmez, erkeklerinki ise asla unutulmaz.
  21. Babasız ya da zayıf bir babayla büyüyen erkeklerin kadınsı davranışlar sergileme ihtimali daha yüksektir. Aynı şekilde babasız veya zayıf bir babayla büyüyen kadınlar da erkeksi davranışlarda bulunur. Kötü yetiştirilmiş çocuklar iyi bir yetişkin olamaz. Tabii ki bu insanların arasında kendini geliştirenler de vardır; ama sayıları çok azdır. Çocuğunuz varsa ona iyi örnek olun. Babaların daha erkeksi ve sert olmaları, annelerin de ailelerinden daha önemli olmadıklarını bilerek kendi istekleri uğruna kocalarına ve çocuklarına ihanet etmemeleri gerekir.
  22. Hayatta olmak istediğiniz yerde değilseniz kadınlarla ciddi ilişkilere girmeyin. Hem aklında her daim ilk haliniz olacak, hem de onun ihtiyaçları sizin ilerlemenizi engelleyecektir. Siz vücudunuzu ve işinizi geliştirmeye uğraşırken o mızmızlık yapmakla, negatif enerji yaymakla ve kendi sorunlarını size yüklemekle meşgul olacaktır. Onun olumsuz tavırları sizi de etkileyecektir.
  23. Kadınlar çoğu zaman bir kazanç olmaktan ziyade bir borçtur. Tüm paranızı, zamanınızı, kaynaklarınızı yutan bir kara deliktir. Zaten bu yüzden erkeğin bağlılığı değerlidir. Dolayısıyla bunun boşa harcanmasına, gasp edilmesine izin vermeyin. İlişkileriniz konusunda seçici olun.
  24. Kadınlar her zaman en iyisini hak ettiklerini düşünürler. Hepsi olmasa bile çoğu böyledir. Bir erkeğin gösterdiği çabayı nadiren takdir ederler. Kadının bir sorunu mu var? Bunun çözülmesini rica değil talep eder. Ona göre bir erkeğin kendisine yardım etmesi tercih değil zorunluluktur. Fakat yardım eden erkeği de asla takdir etmez ve ona saygı göstermezler; çünkü kadınlar doğaları gereği her şeye hakları olduğunu düşünen narsistlerdir. Bu davranışları değiştirilebilir; ama bir erkek bunu yapmazsa kadın kendi başına değişmez.
  25. Kadınlar nadiren takdir eder ve çoğu zaman beklenti içinde olur.
  26. Kadınlar bencildir, soyut düşünme yetenekleri yoktur. Kendilerini etkilemeyen şeyleri umursamazlar. Eğer bir kadının bir konuyla ilgilenmesini istiyorsanız ona bundan nasıl etkilendiğini gösterin. Yoksa ilgisiz kalacaktır.
  27. Kadın bencilliği dünyayı soyut bir varlık olarak algılamaz, daha çok tecrübe edilecek uyarıcı olarak görür. Dolayısıyla gerçeklik algıları kendilerinden bağımsız değildir.
  28. Kadınlar sürü psikolojisine son derece yatkındır. Grupta sivrilmeyi sevmezler, sürekli olarak normal görünmeye çalışırlar. Bu çaba erkeklerde de vardır; ama kadınlarda çok daha belirgindir.
  29. Kadınların büyük çoğunluğu kendini dış görünüşüne göre tanımlar, dolayısıyla vücutları ölçüsünce var olabilirler. Güzelliğinden çok zekâsına güvendiğini söyleyen kadınlar, güzel olanları kıskanır; çünkü güzellerin kolayca kazandığını elde etmek için daha çok çalışmak zorundadırlar.
  30. Eğer tepedeki yüzde 20’lik erkek grubuna dâhil değilseniz kadınlar sizi yok sayar. Kadınlar erkeklerin daha kolay yaşadığını söylerken tepedeki yüzde 20’lik grubu kasteder. Hatta bu düşünceye o kadar körü körüne bağlıdırlar ki kendilerinin altında kalan erkeklerin yaşadığı zorlukları bir an bile görmezler. Bu adamlar “görünmezdir”, hipergami sayesinde varlıkları yok sayılır ve asla kadınların radarına girmezler. Diyelim ki cesaretlerini toplayıp bu kadınlara ilgi gösterdiler, anında utandırılıp tacizci ilan edilirler.
  31. Asla bitiremeyeceğiniz bir ilişkiye başlamayın. Kadına bağımlı hale geldiyseniz terk etme zamanınız gelmiş demektir.
  32. Kadınlar kaypaktır, güvenmeyin. Daha genel olarak söylemek gerekirse, insanlara belli işler için güvenin; ama bu işleri birbirinden ayırın. Bir domino taşı düşünce diğerleri de devrilmesin. Böylelikle sonuca olan bağımlılığınız ortadan kalkar ve rolünü iyi oynayamayan adamların yerine yenisini getirebilirsiniz. Kadınlarla ilişkilerinizde de bu taktiği uygulayın.
  33. Kadınlar için itibar her şeydir. Bütün ahlaki değerlerin, kuralların ve ilkelerin üstündedir.
  34. Kadınlar eleştiriden ve yargılanmaktan nefret ederler. Eleştiriniz yapıcı bile olsa bunu itibarlarına bir saldırı olarak görürler. Erdemli görünmek için gerçeği aradıklarını söylerler; ancak gerçeği duymaya katlanamazlar. Dolayısıyla kadınlarla konuşurken gerçeği bir çocuğa anlatır gibi süsleyip püsleyerek sunmak gerekir.
  35. Kadının ne dediğine değil ne yaptığına bakın. Kadınlar inanılmaz sıklıkta yalan söylerler. Bunun üstüne bir de bencilliklerini ekleyin, karşınızda sözleri gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan birini bulursunuz. Bu arada, kadınlara kırmızı haptan asla bahsetmeyin. Sadece uygulayın. Bu fikirlerden nefret etseler de etkilerine bayılacaklar.
  36. Kadınlar mantık, olgunluk, düşüncelilik, kendini bilmek vs. gibi sahip olmadıkları özelliklerle övünmeye bayılırlar.
  37. Kadınlar sürekli olarak ergen kalırlar. Boş özgüveni ve şahsi tercihlerini olgunluk zannederler. Girişken olmak olgunluk değildir. Olgunluk, bir insanın ne kadar sorumluluk alabildiği ve bu sorumluluğun getirdiği baskıyı ne kadar kaldırabildiğiyle ölçülür. Kadınlar, erkeklerle kıyaslandığında, bu iki beceriye nadiren sahiptir.
  38. Kadınlar 18 yaşından sonra pek olgunlaşmaz. Sadece daha zor beğenmeye ve her şeyi hak ettiklerini düşünmeye başlarlar. Varlıklarını gözlerinde büyüterek aydınlanma yaşadıklarını zannederler. Sürekli olarak olgunluktan bahsettiklerini duyarsınız; ama aslında bu bir manipülasyondur. Kadınların erkeklere olgunluk dersi vermesi komiktir; çünkü hoşlarına gitmeyen erkek davranışlarını çocukluk olarak görürler. Erkeklerden daha erken olgunlaşıyor gibi görünseler de aslında erkekler kadar uzun bir olgunluk süreci geçirmezler.
  39. Kadın doğası gereği ilgi meraklısıdır, dramı sever, mızmızlanır, hemen ağlar, hayalcidir ve öz eleştiride zayıftır. Bunlar genelde çocuklarda görülen huylardır. Dolayısıyla kadınların erkekler kadar olgun olmadığını söylemek onlara haksızlık değildir.
  40. Kadınlar oyun oynamayı sever; ama bir yandan da oyun oynamaktan ve oynayanlardan nefret ettiklerini söylerler. Bu da oyunlarının bir parçasıdır.
  41. Kadının bilinçaltı beynini her zaman gölgede bırakır. Kadınları yöneten mekanizmalar evrenseldir, herhangi bir kadına özgü değildir ve kadının karar verme sürecini büyük ölçüde etkiler. Kadının yüzeysel özelliklerinin farklı olması bu mekanizmayı değiştirmez.
  42. Bir adamın erkekliği hareketleriyle, bir kadının kadınlığı ise yaşıyla anlaşılır. Kadınlar, tıpkı sevmedikleri erkek hareketlerini çocukça gördükleri gibi, kendilerine gelen eleştirileri de genç kız ve kadın ayrımı yaparak savuşturmaya çalışırlar. Mesela burada bahsettiğimiz fikirleri bir kadına anlatsanız bunun kadınlar değil genç kızlar için geçerli olduğunu söyleyecektir. İşin komik yanı ise bunu diyen kadın kaç yaşında olursa olsun asla kendini genç kız olarak görmeyecektir.
  43. Aslında elde edebileceğiniz bir kadının size bakmayacağını düşünüyorsanız size bakmaz. Bu kendini gerçekleştiren bir kehanettir.
  44. Erkeklerin ruhunda mantık ve felsefe vardır. Kadınların ruhunda olayları duygularına göre yorumlamaya yatkınlık vardır.
  45. Bir kadın ne kadar güzelse yaptığı saçma sapan hareketler erkekler tarafından o kadar hoş görülür. Ama kendi iyiliğiniz için bunlara asla göz yummamanız gerekir.
  46. Kolayca bağlanan ve ilgisini cömertçe dağıtan bir adam erkeğin orospusudur. Sürekli kullanılır; ama duygusal olarak asla karşılık alamaz. Bu tek taraflı dinamiğe friendzone denir.
  47. Kadınlar hayatlarında her zaman gerçek bir erkek ararlar. Eğer bir ilişkiniz varsa ve yeterince erkeksi davranmıyorsanız kadın sizi aldatır. Bunun olacağı kesindir, kadın sadece doğru zamanı beklemektedir. Bu yüzden ilişkinin devam etmesi kadına değil erkeğe bağlıdır.
  48. Erkekliğinden rahatsız olan bir adamsanız kadınlar duygularınızı istismar ede ede size erkek olmayı öğretir; çünkü sert aşktan keyif alırlar. Onun canınızı acıtması sizi daha iyi bir erkek olmaya teşvik edecektir. Erkeklerin kırmızı hapla tanışmasını sağlayanlar genellikle kadınlardır.
  49. Erkekler kadınlara güvenmezler; çünkü kadınların mantıksız davranışları inandırıcılıklarını zedeler. Kadınlar da erkeklere güvenmezler; çünkü erkeklerin bağlılık hissetmeden sadece bedenlerini arzulamasından korkarlar.
  50. Sosyal statüsü düşük adamlar ne yapsa suç olur, yüksek olanların ise yaptıkları her şey kesesine kâr kalır. Sosyal statünüz ne kadar yüksekse kuralları o kadar rahat çiğnersiniz.

Kırmızı Hapın 50 Tonu Bölüm I

Bu seri, kırmızı hap dünyasının sağlam yazarlarından Illimitable Men’e ait. Genel bir bütünlük içermeyen, kadınların ve ilişkilerin doğasını açıklayan notlardan oluşuyor.

  1. Erkek ne kadar sert olursa yanındaki kadın o kadar uysal olur. Erkek ne kadar uysal olursa etrafındaki kadın o kadar sert olur.
  2. Bir kadın asla ona ihtiyaç duymanızı istemez, yalnızca arzulamanızı ister. Arzunuz ihtiyaca dönüştüğü anda artık kadın sizi arzulamaz.
  3. Kadının aşkı, saygıya dayalı bir hayranlık üzerine kuruludur. Kadınlar, güçlü ve tecrübeli erkekleri her zaman çekici bulur. Erkeğin aşkı ise arzuya dayalı bir saygı üzerine kuruludur. Erkekler hassas ve narin kadınları çekici bulur. Bir kadın hayranlığını kaybettiği ve erkek de fedakârlık yapmadığı zaman aşktan söz edilemez. Bu çok hassas bir dengedir. İki taraf da üzerine düşeni yapmadığında saygı kaybolur.
  4. Kadınlar çocuklarını erkeklerin kadınları sevdiği şekilde severler.
  5. Kadın ruhu bir koruyucu arar, erkek de korumak ister. Problem şu ki bu iki şey güvensiz olmaz. Bu zamana kadar iki taraf da birbirine zor güveniyordu, ama feminizm yüzünden artık daha da az güveniyorlar.
  6. Cinsiyetler arasında düşmanlığı sürekli olarak tetikleyen bir güvensizlik vardır. Bu düşmanlık, cinsiyetlerin birbiriyle temelde çelişen cinsel stratejilerini uyumlu hale getirememelerinden kaynaklanır. Erkeğin cinsel stratejisi yüzünden kadın acı çeker, kadınınki de erkeğin acı çekmesine neden olur. Bu yüzden iki taraf da acı çekmemek için diğerinin acı çekmesine yol açar. Bu bir üreme savaşıdır, cinsiyetlerin mücadelesidir.
  7. Cinsiyetler aslında birbirine güvenmek ister; ama cinsel dürtüleri bu isteklerinin çok daha üzerindedir. Hal böyle olunca güven, kör bir sadakatten ziyade tarafların kontrolü elde tutmasına bağlıdır.
  8. Kadınlar takip eder, lider değildir. Modayı, gücü ve statüyü takip ederler, doğuştan gelen bir sadakatleri yoktur.
  9. Ortalama bir erkek kadınlar konusunda cahildir ve yanlış yönlendirilmiştir. Zihnindeki kadın imajı kadınların ulaşabileceği seviyeden çok daha fazlasıdır. Çünkü erkeğin biyolojik özellikleri kendisini kandırır, toplum da ona yalan söyler. Yine de gerçek olduğu gibi ortadadır.
  10. Kadının güzelliği iyi bir karakterin göstergesi değildir. Bunlar birbirinden ayrı şeylerdir. Ama güzellikten etkilenen bir erkek bu ikisini aynı şey zanneder.
  11. Tüm hayatınız boyunca size kadınların doğası hakkında yalan söylendi. Bildiğinizi zannettiğiniz her şeyi unutun, çünkü muhtemelen yanlış fikirleriniz var. Toplumun size verdiği tepeden inme öğütleri görmezden gelin, kendi anlayışınızı temelden oluşturun.
  12. Bütün kültürlerde makbul bir cinsiyet vardır. Bazı çağlarda erkeklere, bazılarında ise kadınlara değer verilmiştir. Zengin kültürlerde eşitlik yoktur; bir cinsiyet ancak diğerinin üstünlüğünü tanıyıp işbirliği yapabilir. Kendi kültürünüzdeki durumu merak ediyorsanız hangi cinsiyetin eleştirilebilir olduğuna bakın. En az eleştirilen cinsiyet, o kültürün desteklenen cinsiyetidir.
  13. Kadınlar size değil gücünüze sadıktır.
  14. Geleneksel sadakat anlayışı onura bağlıdır. Onur erkeklerin zihnindeki soyut bir kavramdır. Kadının sadakati tamamıyla güçlü olup olmadığınız üzerine kuruludur. Buna fırsatçı sadakat denir. Erkekler isterlerse kadın anlayışına göre (fırsatçı) sadık olurlar, isterlerse de gerçekten bu kelimenin hakkını verir ve fedakârlık yaparlar. Ama söz konusu erkekler olunca kadınlar fırsatçı sadıklardır, fedakârlığı çocuklarına saklarlar.
  15. Fedakâr sadakat bir insanın gücü üzerine kurulu değildir; ama fırsatçı sadakat tamamıyla güce sabitlenmiştir.
  16. Kadının sadakati aslında kelimenin tam anlamıyla sadakat değildir, çünkü çoğu zaman koşula bağlıdır. Geleneksel sadakat anlayışı, güce saygıdan daha öte bir bağlılık gerektirir.
  17. Fırsatçı sadakat, faydacı bir bakış açısından ileri gelir. Dolayısıyla, fedakâr sadakatin aksine yarım bir sadakattir.
  18. Kadınların aşk anlayışı sadakat becerilerini baltayarak yarım yamalak bir sadakat anlayışına dönüştürür: onurdan ziyade hipergaminin yönettiği, çıkarcı ve kendi çıkarına hizmet eden bir sadakat. Bu yüzden pek asil değil. Kabul edin ya da etmeyin, gerçek budur.
  19. Eğer şu anda kadına bir faydanız yoksa geçmişteki bütün fedakarlıklarınız geçersizdir. Daha basitleştirelim: Ona şimdi bir yardımınız yoksa daha önce yardım etmiş olmanızı umursamaz.
  20. Anneniz sizi gücünüz için değil de siz olduğunuz için sevecek tek kadındır.
  21. Hoşlandığınız bir kızı annenize benzetiyorsanız o kızın sizi kısa zamanda hayal kırıklığına uğratmasına hazırlanın.
  22. Kadınlar harcadığınız çabayı değil başarılarınızı önemser.
  23. Kadınlar son ürünü ister. Ancak erkekler zorlu süreçte yanında bulunan kadınlara değer verir. Kadınlar riskten nefret eder, bu yüzden risk almayı bilen erkekleri aksi ve özgüvensiz davranışlarla engellemeye çalışırlar. Erkek güçlendiği zaman onun üstündeki tekellerini kaybetmekten korkarlar. Dolayısıyla onu sabote edip güvenini kırarlar, yengeç zihniyeti kadınların içgüdülerinde vardır.
  24. Bir kadının erkek üstünde kontrolü arttıkça ona olan arzusu ve saygısı kaybolur. Kontrolü azaldıkça ise arzusu ve saygısı artar. Aslında pısırık olan ama dominant görünmeye bir erkek gördüklerinde ona şiddetle karşı çıkarlar. Çünkü onun pısırık olduğunu bilirler ve üstünde uyguladıkları kontrolden zevk alırlar. Erkeğin dominant olması, kadında erkek üstündeki gücünü ve etkisini kaybetme korkusu uyandırır. Başlarda pısırık olan bir erkeğin ileride gerçek bir lider olacağına asla inanmazlar.
  25. Kadınların faydacı cinsel stratejileri erkeğin rolünü bölümlere ayırır. Buna kadının cinsel çoğulculuğu denir. Kadınların kontrol etmek ve kontrol edilmek ikilemine dayalı bir doğası vardır. Dominant erkekle birlikteyken mazoşist, pısırık erkekle ise sadist güdülerini tatmin ederler. Böylelikle güce olan arzuyu pısırık, kadınsı hisleri de dominant erkekle yaşamış olurlar.
  26. Pısırık erkekle birlikteyken kadın kendi mutluluğuna öncelik verir. Dominant erkeğin yanında ise erkeğinkine önem verir. Dominant erkeği mutlu etmek kadını da mutlu eder. Pısırık erkeğin mutlu olması böyle bir etki yaratmaz, kadın bunu gereksiz görür.
  27. Kadınlar sadakat konusunda eskisi gibi olmaz, erkekler de seks konusunda geriye dönmez. Tek istisna, kadının ya da erkeğin elinde daha iyi bir seçenek olmamasıdır.
  28. Kadın bir erkeğin bağlılığını kontrol etmeye çalışır, erkekler de kadının bedenini.
  29. Her zaman görüştüğünüz kadınların önüne gelenle yatan biri olduğunu farzedin. Erkekler genelde kadınların masum olduğuna inanmaya hazırdır, ama böyle düşünmemeniz sizin yararınızadır.
  30. Önemli olan kadının fahişe olduğunu değil olmadığını kanıtlamasıdır.
  31. Bir kadının masum olduğunu varsaymaktan ziyade kanıt üzerine hareket edin. Dünya çapında masumiyetin kadında her zaman bulunduğu varsayan sayısız erkek çok ağır bedeller ödemiştir.
  32. Kadın neye ihtiyacı varsa onu doğru kabul eder. Gözünün önündeki doğru ruhuna hitap etmiyorsa alakasız bir doğruyu anında üretecektir.
  33. Kadınlara fayda sağlayan şey feminizm değil ataerkillik ve dindir. Erkeklerin yönetimi kadınların durumunu iyileştirmiştir. Feminizm, kadınların kendini yönetmesidir. Bu yönetim de kadınların yüzeysel olmayan, samimi bir nezaketten yoksun olduğunu göstermiştir. Feminizm kadınlara asaleti öğütleyen sosyal utandırma mekanizmalarını ortadan kaldırarak onların vahşi yüzünü ortaya çıkarmıştır. Kadın doğasındaki tüm olumsuzluklar feminizmle birlikte iyice artmıştır.
  34. Sevilmek için erkeklerin güçlü olmaya, kadınların ve çocuklarınsa sadece o ortamda bulunmaya ihtiyacı vardır.
  35. Erkekler çocukluk döneminde gördükleri sevgi ve şefkatin büyüdükçe azaldığının farkına varır. Kadınlar ise böyle bir sevgi kaybına uğramaz. Hal böyleyken erkek bir daha asla cömertçe sevilmeyeceğini acı da olsa anlar. Erkek biraz sevgi elde etmek için çokça sevmek zorundadır. Annesinin cömert sevgisini daima özler. Kız arkadaşında da bunu bulamaz, zaten kızlar da böyle bir erkeği zayıf bulacağı için o sevgiyi vermekten kaçınır. Kırmızı hapın en acı yudumu bu olsa gerek.
  36. Evlilik kadınların ve boşanma avukatlarının cebine yarar, erkeklere göre değildir.
  37. Evlilik, erkeğin özgürlüğü pahasına kadını güvence altına almasıdır. Eskiden bir erkek evlendiğinde yükü artsa bile bunu telafi edecek gücü de elde ederdi, artık durum böyle değil.
  38. Evlilik, günümüzde bir sözleşmeyi ihlal eden tarafın sözleşmeye uyan tarafı cezalandırabildiği tek yasal sözleşmedir.
  39. Kadınlar, erkeklerin aksine, evliliği yasal bir sözleşme veya sorumluluk olarak görmezler. Evlilik onlara göre çocukluk hayallerinin gerçekleştirildiği bir sigortadır.
  40. Bazı insanlar, çocukları sağlıklı yetiştirebilmek için evliliğin gerekli olduğunu düşünür. Eskiden böyleydi evet, ama zaman değişti. Feminist hukuk politikaları eskiden kazanç olan bir yapıyı borca dönüştürdü.
  41. Boşanma çocukları mahveder. Hiç evlenmezseniz boşandığınız zaman hayatı mahvolacak çocuklarınız da olmaz.
  42. Kadınlar kaybedecekleri az ve kazanacakları çok olduğu için tabii ki evlenmek ister. Erkek için ise durum tam tersidir. Belki maddi durumu çok iyi olan kadınlar istisnadır.
  43. Güvenlik ve bağlılık kadınların nihai hedefidir, evlilik de bunları sağlar. Evlilik, kadınlara en büyük arzularını sunar. Erkeklerin nihai hedefi ise güzel kadınlardan oluşan bir haremdir.
  44. Politik çıkarlara dayalı bir evlilik yapmanızı gerektiren elit bir sosyal ortamdaysanız malınızın çoğunu güven fonuna aktarın. Bu sizin sigortanızdır. Teknik olarak sizin olmayan şey sizden alınamaz.
  45. Su nasıl ıslaksa kadınlar da öyle çıkarcıdır.
  46. Kadınlar seksi silah olarak kullanır, genelde bu ellerindeki tek işe yarayan silahtır.
  47. Kadınlar, çekici adamları seksle kontrol etmeye bayılırlar. Libidosu istediğinde zevk için sevişir. Güç istediğinde ise seksi tıpkı uyuşturucu gibi azalan ölçeklerle dağıtır ve erkeği Pavlov’un köpeği gibi eğitmeye çalışır.
  48. Bir kadın çekici bulmadığı bir erkeği manipüle etmek istediği zaman bunu gerçekten seks yapmak yerine sahte bir seks vaadiyle kandırarak yapar.
  49. Kadınlar, çıkarlarını elde etmek için karışık sinyaller gönderir. Seks ihtimalini gündeme getirmeleri bile kendilerine güç sağlar. Böylelikle erkekler sevişme şansı olduğunu düşünerek gücü kadının eline verir.
  50. Mantığı yerine duygularıyla yaşamayı tercih eden biriyle tartışırsanız sabrınızı tüketmekten başka bir şey yapmazsınız. Bu yüzden kadınlarla tartışmak gereksizdir, manasızdır. Duygularla tartışamazsınız, ancak manipüle edebilirsiniz.

Devamı gelecek…

Çeviri: Fifty Shades of Red

Savaş Lordu Gibi Hatun Kaldırmak III – Kadınların Testlerini Geçmek

KADINLARIN TESTLERİNİ GEÇEREK CİNSEL ARZU UYANDIRMAK

21. Testlere dayanabilmek=Arzu uyandırmak

Bir kadına yürüdüğünüz anda kadın sizi test etmeye başlar. Testleri geçerek çerçevenizin ondan daha sağlam olduğunu göstermiş olursunuz, bu da kadında size karşı cinsel arzu uyandırır. Kadınlar, yapıları gereği, bir erkek kendi dirençlerini kırmazsa o adam için ıslanmazlar. Bu yüzden testler sizin dostunuzdur, onu baştan çıkarmanız için fırsat sunar. Kadının test etmesi sizin için iyidir, yatağa atma sürecini hızlandırır. Kadın, sizi test edemeyecek kadar arzular hale geldiğinde birkaç buluşma sonrasında bile hala ateşlidir.

22. Testi geçme süreci arzunun TAMAMIYLA ortaya çıktığı noktadır.

Bir kadının arzusu, tavlama cümleleri ve hazır cevaplı olmakla uyandırılmaz.

Bir kadının arzusu, manipülasyon teknikleriyle uyandırılmaz.

Bir kadının arzusu, tiple veya parayla uyandırılmaz.

Elbette bunlar sizin o kadını yatağa atma şansınızı yükselten unsurlardır, işinizi daha kolay hale getirir. Ama ARZUYU uyandıran esas unsur bunlar DEĞİLDİR. Bir kadının arzusunu uyandıran TEMEL şey, KADININ TESTLERİNE DAYANABİLMEKTİR.

23. Testlere Dayanabilmek=Güçlükleri Yenme Becerisi=İYİ GENLER

Kadınlar sizin güçlü bir çerçeveniz olduğunu görmek istiyor, aksi takdirde onları koruyabileceğinizden ve tehlike karşısında sakin kalabileceğinizden emin olamıyorlar. Bunu anlamanın EN KOLAY yolu da sizin çerçevenizi test etmektir. Bunu da kaltakça davranma, hakaret, başından savma, görmezden gelme gibi testlerle yaparlar.

(Çeviren notu: Bu elemanın da tahtasını sikicem ama. Hala hakaret testtir diyor.)

Bunlar size adil gelmeyebilir. Ama bardaki sarışın fıstığın size yaşattığı sıkıntıları idare edemiyorsanız 2 metre boyunda ayı gibi bir herif sizi patır kütür dövüp evinizi dağıtırken ve gözünüzün önünde hatununuza tecavüz ederken nasıl karşı koyacaksınız? Bir düşünün.

(Çeviren notu: Düşündüm ve sen haksızsın ibne, sana laflar hazırladım. Bir kere günümüz hukukunda bunu yapmak göt ister, her ne kadar mafya dizileri ufak Polat Alemdarlar yetiştirmiş olsa da. Ayrıca yanınızdaki hatun aranmıyorsa isterse 3 metrelik bir adam olsun ona salça olması ve sizi rahatsız etmesi MÜMKÜN DEĞİLDİR. Ama testleri göğüsleme konusunda haklı tabii, hakaret dışında.)

24. Testleri göğüslemek

Birlikte olacağınız bir hatunun hiçbir direnç göstermeden önüne gelen her sike atlamasını mı istiyorsunuz? Yoksa erkekleri değerine göre sınıflandıran ve buna göre seçen, yüzlerce erkek içerisinde sizi en değerli olduğunuz için tercih eden bir kadın mı istiyorsunuz? Eğer normal ve sağlıklı bir adamsanız, ikinci kadını istersiniz. Bu durumda da mantıken o kadının sizi test etmesini beklemeniz gerekir. Hem de tüm gücüyle test etmesini… Ayrıca testleri beklemekle kalmayıp, HOŞ GÖRMEYİ de bilmek gerekir. O yüzden bir kıza yürüdüğünüz zaman size huysuz davranırsa sevinin. Bu durum, kızı tavlamanız durumunda ona yürüyen diğer erkeklere de aynı şekilde davranacağı ve bu adamları püskürteceği anlamına gelir.

Kadının değeri ne kadar yüksekse (görünüş ve karakter olarak) size karşı testleri o kadar “sıkıcı” ve “acımasız” olacaktır. Bu hep böyledir ve böyle de kalacak, değişmesini beklemeyin. Belki inanması zor ama testleri geçmeyi bilmeniz durumunda en taş hatunlar aslında baştan çıkarması en kolay olanlardır.

(Çeviren notu: Evet kolay hatunu özellikle de sevgili/eş olarak hiçbir erkek istemez, ama zor hatun da “bilmem kaç adamın arasından beni seçti” diye bu kadar yüceltilmeyi hak etmiyor. “Kadın hepsinin arasından beni seçti hüloğğğ” kafası mavi hap kafasıdır. Ona kalırsa siz de onlarca kadın içerisinden ona yürümeyi seçtiniz. Testi geçeyim derken kendini sürekli olarak patrona beğendirmeye çalışan eleman moduna girmeyin.)

SEKSİ KADINLARIN TEST ETME ŞEKİLLERİ VE BUNLARI GEÇMENİN YOLLARI

Bu tür kadınların iki testi olur — aktif ve pasif testler. 

25. Aktif testler
Aktif testlerin çoğu kırmızı hap camiasında zaten anlatılıyor. Kadının hakaret etmesi, küçük düşürmeye çalışması, alay etmesi, ya da sizi sinirlendirecek bir şey söylemesi aktif test örnekleridir. “Sevgilim var”, “efendi çocuğa benziyorsun”, “arkadaş olarak görüyorum” gibi “başından savma” cümleleri de aktif testtir. Bunları nasıl geçeceğinizi anlatmayacağım, zaten kırmızı hap camiasında çokça taktik verildi. Shit test konusuna bakmanız yeterli. Kısaca bahsedersem, bu testleri geçmenin iki yolu vardır: 1. Onaylamak ve abartmak 2. testi görmezden gelip duymamış gibi davranmak.

Bu aktif testleri geçebilmek ÇOK İYİDİR. Bir kız sizi aktif olarak test ediyorsa kesinlikle ilgisi var demektir. Ayrıca bu durum hazır cevap davranarak çekici kötü çocuk imajı çizmenin de en kolay yoludur.

26. “Huysuzluk zırhını” aşarak kadının içine girmenin yolu: Pasif testleri geldiği anda tanıyıp dayanabilmek

Erkeklerin anlamasının ÇOK DAHA gerekli olduğu diğer bir test türü de pasif testlerdir. Bunlar kırmızı hap camiasında pek ele alınmıyor ama aslında bu test türü en çok karşılaşacağınız test türüdür, özellikle de 9 ve 10’luk hatunlara yürüdüğünüzde. Bu testler, bir kıza yürüdüğünüz zaman kız İLGİSİZ, BIKKIN veya DALGIN gibi davrandığında ortaya çıkar.

Resting bitch face pasif testtir. Tek kelimelik cevaplar pasif testtir. Benim favori pasif testim ise seksi bir kıza yürüdüğüm zaman onun attığı tiksinti ile korku karışımı bakış ve ardından hemen uzaklaşması. ACIMASIZ gelecek biliyorum ama bu da bir test.

27. Pasif testleri “reddetme” ile karıştırmayın.

Erkeklerin yüzde 99’u pasif testlerin “reddetme” olduğunu zanneder. Doğal alfa dediğimiz adamlar bile böyledir. Tabii böyle düşünmek de gayet normal, kulağa çok doğru geliyor. Yüzüne bakmaya doyamayacağınız bir hatuna yürüdüğünüz zaman bu hatunun önce sizi süzüp ardından yanındaki arkadaşına “tiksinti dolu” bir bakış atması ve ışık hızıyla yanınızdan uzaklaşmasını düşünün, bu bir reddetme değil midir?

Peki size şu ana kadar yatmış olduğum taş gibi hatunların en azından yarısının ilk yürüdüğümde bu bakışı attığını söylesem? Bir örnekle destekleyeyim.

(Çeviren notu: Bu ısrar olayına şüpheyle yaklaşıyorum. Evet her reddetme test değildir, sonuçta kültürümüzde kız nazı diye bir olay var. Bu serinin ikinci bölümünde de dediğim gibi ilk kez tanışılan bir kıza karşı bu kadar kendine güven sergilemek bugünün taciz çığırtkanlığı yapmaya alışmış feminik dünyasında ters tepebilir. Özellikle yürüme işlerinde acemiyken dikkatli olun gençler. Sonra twitter’da, youtube’ta like kasmak isteyen kezoların “türkiye’de kadın olmak ühühü” temalı duygu sömürülerine meze olmayın.)

28. “Reddetme” aslında reddetme değildir.

Üniversiteye giderken bir hatunla tanıştım. Esmer, seksi, boş zamanlarında mankenlik yapan ve bulunduğum şehirde neredeyse “ufak çaplı bir ünlü” sayılabilecek bir kızdı. Muhtemelen okuduğum üniversitenin en güzel 10 kızından biriydi. Tabii ben de bu kızla yatmak istiyordum, çünkü güzel olmasının yanı sıra ilginç ve zeki birine benziyordu. Fakat okulda ona pek rastlayamıyordum.

Bir gün merdivenlerde onunla karşılaştım. Bunun elimdeki tek ve son şans olduğunu düşündüğüm için hemen yanına gidip “Merhaba, Ben Mike” dedim. Göz temasım iyiydi, tokalaşmak için elimi uzattım falan filan. Suratıma cüzzamlıymışım gibi baktı. Resmen irkilerek geri çekilmişti, gözlerini bir korku kapladı. Sanki ona AIDS bulaştıracakmışım gibi davranıyordu. Gevşekçe elimi sıktı, nezaketen bir şeyler söyledi ve hızlıca uzaklaştı.

Şimdi ben reddedildim değil mi? Karar vermekte acele etmeyin, hikâyemin bir de sonu var. O kadın şimdi benim sevgilim, hem de üç senedir. Muhtemelen de çocuklarımın annesi olacak. Peki bu nasıl oldu? Eğer beni ilk gördüğünde beğendiyse (ki daha sonra ilk görüşte beğendiğini söyledi) neden beni reddetmiş gibi davrandı? İşte bu sorunun cevabını vermek oyunun tüm sosyal dinamiğine hâkim olmanın anahtarıdır. Hazırsanız anlatıyorum.

(Çeviren notu: İlk okuduğunuzda cool story bro demek geliyor içinizden biliyorum ama burada elemanın cidden haklılık payı büyük. Benim de şu anki sevgilim ilk tanıştığımızda attığı shit testlere karşı takındığım sert tavra “bir kadına nasıl böyle davranırsın?!” diye büyük tepki gösterirken sonradan bu durumun çok hoşuna gittiğini ve beni erkeksi görmesine neden olduğunu söylemişti. Bunu söylediğinde ise ben geçmişime sövmekle meşguldüm. Yılları meriçlikle heba etmişiz amk.)

29. Siz ÇOK DEĞERLİSİNİZ.

Evet doğru okudunuz. Bu kızlar ONLAR İÇİN ÇOK DEĞERLİ olmanızdan ötürü reddediyor. Çünkü geriliyor ve içine kapanma ihtiyacı duyuyor. Bunun kulağa saçma geldiğinin farkındayım, ama anlatmaya çalışayım.

30. Kadınlar sizin yanınızda gergindir.

Seksi bir kadına pat diye yürüdüğünüz zaman ona değerinizin YÜKSEK olduğunu gösterirsiniz. Hem de düşündüğünüzden daha fazla. Bunun sebebi erkeklerin yüzde 97’sinin onlara HİÇ YÜRÜMEMESİDİR (Yürüyenler de genelde ya sarhoş ya serseri tiplerdir). Eli yüzü düzgün denilebilecek bir erkekseniz, seksi bir kıza yürüdüğünüzde özgüven bakımından tepedeki yüzde 3’lük erkek diliminin içine otomatikman girmiş oluyorsunuz. Diğer bir deyişle, kız kendiliğinden sizin alfa erkek olduğunuza HÜKMEDİYOR. İyi bir izlenim yarattığınız için hatun sizin yanınızda kendini rahatsız hissediyor. Dolayısıyla sakin, dalgın ve başından savmak istermiş gibi davranıyor. Çünkü hisleri cidden karmaşıklaşıyor. İncitici laflar söylüyor, çünkü başka diyecek hiçbir şey bulamıyor. Ya da kaçıp gidiyor, çünkü yanınızda durunca geriliyor ve ne yapması gerektiğini bilemiyor.

İşte böyle durumlarda sabırlı olmanız lazım. Daha net cümleler kurun, çerçeveyi koruyun, kıza ufaktan takılın ve gülümsemeye devam edin. En sonunda o da açılıp gülmeye, flörtünüze karşılık vermeye ve onun çerçevesini daha önce hiçbir erkeğin yapamadığı şekilde bozabildiğiniz için size arzu duymaya başlayacaktır.

Devamı gelecek …

Çeviri: How to Get Laid Like A Warlord