Çağın Vebası : Oneitis illeti

Öncelikle Mahmut Bey ve diğer kıdemli yazar ve yorumculara teşekkür ederim. Kendi oneitis deneyimimi paylaşmak istedim. Gençler diyecek ki “zaten pek çok oneitis öyküsü okuduk, yenisine ne gerek var?”

Birincisi, benim yaşım kırkın üzerinde. Eğer aklınızı başınıza almazsanız, zihin yapınızı değiştirmezseniz, yaşını başını almış koca bir herif bile olsanız bu illetin sizi nasıl perişan edeceğini görün istedim.

İkincisi, bu konu ne kadar vurgulansa yeridir. Bakınız bu sitenin ilk yazısı neymiş?

Yaptığım ve şimdi erkekadam sayesinde tövbe ettiğim dangalaklıkları benim yaşımda itiraf edebilmek çok gurur kırıcı ve hiç de kolay değil gençler. Bunun kıymetini bilesüüz ve linç etmeyesüüz! 😀

Boşandıktan sonra yalnız geçen 2 yılın ardından yaşı yaşıma yakın, uzun yıllardır bekar takılan bir bekar anne ile tanıştım. Kadın oldukça fit ve hoştu. Geçimi kolay, hamarat ve iyi bir insandı. Eski karımla kıyaslayınca hayatım her açıdan 10 level atlamış gibiydi. Onunla tanışmadan bir kaç ay önce erkekadamı keşfetmiş, uzun süreli ilişkilerden ve evlilikten uzak durmaya karar vermiştim. Ancak hapı henüz sindirmemiştim. (halen de sindiremedim) Çerçeve, bolluk zihniyeti falan hak getire!

İlişkimiz sanki bir patlama gibi, yıldırım hızıyla başladı. Liseli aşık gibiydik. İnanılmaz bir kimya vardı aramızda; 1 yıllık ilişkimizde ayrı geçen bir tek günümüz olmadı. (afferim bana!) Burada yazılan istisnasız ama istisnasız tüm yap/yapma kurallarını (ilk 3 ay seni seviyorum deme, tabak çevir, aynı evde yaşama, erken duygusal yatırım yapma, muğlak ol…. aklınıza ne geliyorsa), hem de siteyi tamamen okumuş olduğum halde itinayla ihlal ettim ve çiğnedim. (Halt ettin!) Ama az da olsa kırmızı hap içimize kaçmış ya, makul mantıklı tarafım da (artık ne kadar kaldıysa geriye) yapabildiği kadarıyla beni frenlemeye çalışıyor. Ama tabii çerçeve merçeve olmadığından “ben evlenmek istemiyorum” denilemedi ve iş oraya doğru ilerlemeye başladı.

Bu arada ben hatunun çok ciddi bir sorunu olduğunu (daddy issues) keşfettim (o benim bildiğimi bilmiyordu) ancak sorun etmedim ve ona yansıtmadım. Çünkü o sorunları yaşamış olmasına rağmen gerçekten de şaşılacak derecede geçimi kolay ve iyi bir insandı. Sorunlarına göğüs germiş, hayata tutunmuş, olabildiği kadar normalleşmişti. Ancak benim açımdan daha ciddi bir sorun vardı: Boşanma sonrası geçirdiği uzun bekarlık döneminde doğal olarak ilişkileri olmuştu ve cinsel tecrübesi benden fazlaydı. Ona bir şey yansıtmadım ama bu durum bende hoşnutsuzluk ve kıskançlık yaratıyordu. Özellikle de o üzerimdeki evlilik baskısını gittikçe arttırmaya başlayınca. “O bunca sene bekarlığın tadını çıkarmışken ben neden hemen şimdi tekrar evlenmek mecburiyetinde hissediyorum ki?” diye düşünmeye başladım. Ama dürüstlük ve cesaret gösterip ayrılamadım. Yine de zihnim ikiye bölünmüştü artık. Evlenmek istemiyor ancak ondan da kesinlikle vazgeçemiyordum.

İkircikli ruh halim ister istemez ilişkiye yansıdı ve neticede ben ondan ayrıldım. Çok rahatlamıştım. Erkekadam ile bu sefer gerçekten de yeni bir başlangıç yapacaktım. Ancak hatun çok hızlı çıktı; ayrılıktan sonra dağılan, depresyona girip dibe vuran kız, 3-4 hafta sonra çivi çiviyi söker mantığıyla yeni birisini buldu. Adama benimle yaşadığı her şeyi bir bir anlatmış. Adam da kurtarıcı kahraman rolüne soyundu herhalde ki yaklaşmakta olan kırmızı alarmı görmezlikten geldi. Ben ise henüz yalnızdım. Başlangıçtaki o özgürlük ve sevinç duygusu gitti; içimi burukluk kapladı, boğazım düğümlendi. Sonraki 2 ay boyunca ruh halim gittikçe kötüleşti ve ben kıskançlık krizine, yalnızlığa, umutsuzluğa düştüm.

Bu arada kız beni unutamamış ve yeni sevgilisine çaktırmadan beni takip etmekteymiş. Hatta sosyal medyada bir sahte hesap açıp benle bir süre sohbet bile etmiş; sonradan itiraf etti. Neyse, ayrıldıktan 2 ay kadar sonra biz kızla bir vesile ile görüştük. Karşılıklı ağlamaktan konuşamadık. (Bu salaklıkları yapan 3 kişinin de yaşı kırkın üzerinde gençler, dikkatinizi çekerim. İbret alın)

Pişman olduğum her halimden belli ama ona açıkça “geri dön” demedim, diyemedim. Çünkü insan ne olursa olsun aldığı ayrılık kararının yerinde olduğunu derinlerde hissediyor. Birkaç gün sonra mesaj attı ve diğer adamla devam edeceğini, benimle artık iletişimini kestiğini söyledi. Keyfi yerindeydi, hatta bana da iyi dileklerde bulundu. Kuyruğu dik tutmaya çalışıp “Eyvallah, saygı duyarım, ben de artık kendi yoluma bakayım” dedim. Ama artık depresyonun dibindeydim. Yine de onu arayıp sormadım, rahatsız etmedim.

O da çok kötü zamanlar geçiriyordu. Ruh hali dengesizleşmişti. İletişimimiz olmasa da birbirimizi sosyal medya üzerinden görebiliyorduk. (İşte önemli bir kural ihlali daha). Birkaç hafta sonra onun sosyal medya hesaplarında tuhaf bir hareketlenme başladı. Benim ilgimi çekmek için sürekli bir şeyler yapıyordu. “Seninle son görüşmem” diyerek eski defteri kapatıp gittiği için açıkça arayamıyor ancak beni onunla iletişim kurmaya teşvik eden paylaşımlar yapıyordu. Bu durum bir kaç gün sürdü. Ben onun yaptıklarını farkediyor, o da benim onun yaptıklarını farkettiğimi biliyordu. Yine de birbirimize açıkça yazamıyorduk. Ancak psikolojim artık laçka olmuştu. Psikolog ile görüşmeye karar verdim, hemen birkaç gün sonrasına bir randevu aldım. Ancak daha henüz gitmeye fırsat bulamadan kız pat diye yanıma gelince ben şok geçirdim. Benden vazgeçememiş. Uzunca konuştuk. Konuşmak çok iyi gelmişti ikimize de.(Pırıl pırıl masmavi muhtaç kafa! Üstelik neredeyse son 1 yıldır düzenli erkekadam okuru olduğum ve yazılanlara tamamen hak verdiğim halde; dikkatinizi çekerim. Demek ki sadece okuyup anlamak yetmiyor)

Kadın bana doğru büyük bir adım atmıştı. Bu sefer bana geri dönmesini açıkça istedim ve evliliği açıkça telaffuz ettim. (Linç yok gençler, linç yok!😀) Düşünmek üzere gitti. Bana geri dönmek istiyor ancak cesaret edemiyor ve diğer adama karşı vicdan azabı çekiyordu. Ruhsal durumu çok dengesizleşmişti. Bir hafta sonra diğer kişi ile ilişkisi bozuldu ve yanıma geldi ama artık eskisi gibi değildi. Psikolojisi tamamen dağılmıştı. (Adam, onu, kendisini kullanmakla suçlamıştı ve haklıydı. Ama adam kesinlikle saf bir tip değil ve kendisini kullandırmanın nimetlerinden de faydalanmasını bilmişti. Kurtarıcı kahraman rolüne bizzat kendisi soyunmuş, kadının yaşadıklarını bildiği halde erkenden duygusal yatırım yaparak belaya davetiye çıkarmıştı) Ben kıza destek olacak ve düzelmesini bekleyecektim.

Ama artık bu iş bitmişti. Bana döndükten 2 hafta sonra bir veda mektubu bırakıp tamamen hayatımdan çıktı. Mektupta benden bir türlü vazgeçememesinin nedenini sonunda keşfettiğini yazıyordu: Daddy issues. Tekrar o adama döneceğini söylüyordu ama anladığım kadarıyla palavra atıyordu. Ona ulaşma çabalarım sonuçsuz kaldı. İyi ki de kalmış. Üçümüz için de çok hayırlı oldu. Bu arada ben psikoterapiye devam ediyordum; halen de danışmanlık alıyorum. Ancak samimiyetle itiraf etmeliyim ki erkekadam yazılarını iyileşme sürecimde tekrar tekrar okudum ve ciddi fayda gördüm. (Hem de bilabedel! Psikoloğa ise dünyanın parasını saydık! Hakkını helal et Mahmut Abi!😀)

1 ay sonra kızı sosyal medyada tesadüfen gördüm. Maalesef kendini dinlemek ve sorunları ile gerçekten yüzleşmek için yine kendine yeterince zaman tanımamış ve hemen yeni ilişki arayışına girmişti. Sanırım sürekli arayış içinde olma hali artık onun için bir alışkanlık olmuştu. Beni fark edince hemen engelledi. Profilinde hook-up dahil her türlü ilişkiye açık olduğu yazıyordu. Belli ki kriterlerini daha da gevşek tutuyor artık. İçim acıdı ikimizin hali ve yaşadıklarımız için. Umarım daha fazla yıpranmaz.

Diğer terk edilen arkadaşın da sosyal medyada bir hesabını gördüm. Romantik, ağlamaklı bir şarkı sözü yazılıydı profilinde. Burada yazılı kuralları uygulamadığı, yara bandı vazifesi görmekte olduğunu bile bile onunla ilişkiye girdiği ve erkenden duygusal yatırım yaptığı için neticede onun hissesine düşen de terk edilip şarkı sözü paylaşmak oldu. Belki de yakın zamanda bu siteyi ve yazıyı okuyacak, kendi hesabına dersini çıkaracak.

Şimdi gençler diyebilir ki “Yok vebaymış yok ebolaymış; amma da abarttın be moruk. Kadının ve senin kafadan kırık olduğunuz belli. Çözümlenmemiş çocukluk problemleriniz olduğundan oneitisi biraz şiddetli yaşamışsınız. Biz artık haplandık, bize vız gelir tırıs gider” Haklısınız muhtemelen. Ancak oneitisiniz azıtırsa veya uzun sürerse bu yazdıklarımı hatırlayınız ve profesyonel yardım almaktan çekinmeyiniz. Bırakın bu oneitis işi kabakulak, suçiçeği gibi çocukluk hastalığı olarak kalsın. Erişkinliğinize taşımayın. Emin olun vazgeçmeden ya da sahaya inmeden önce ruhunuzu didiklemek ve karanlık yönlerinizle yüzleşmek, bu siteden edineceğiniz ve şüphesiz hepsi de pek kıymetli olan oyun taktiklerinden çok daha öncelikli. Gnothi seauton!

Peki şimdi ne yapacağım? Spora devam ve erkekadam yazılarını birkaç hafta içinde hızlıca ama daha artık daha fazla uzatmadan özümseme. Sonra da o sürekli ertelediğim ama kaçınılmaz olan şey: yani sahaya inip oyuna katılmak. Kırkından sonra, hem de hayatında ilk kez saz çalmaya kalkmak nasıl yusuflatıyor bilemezsiniz! Bana şans dileyin! Birkaç ay sonra bir moruğun saha raporlarını okursunuz belki burada, kim bilir? Genel prensiplerin değişeceğini pek sanmam ancak benim gibi kırkını geçkin kart çömezlerin bilhassa dikkat etmesi gereken püf noktaları aklınıza gelirse yazın lütfen.

Yazan: Rabbit Hole

Saldıray Abilikten Yıldıray Abiliğe (Vaka Çalışması)

Merhaba Mahmut abi , sana geçenlerde night game den tanıştığım bir kızla yaşadığım anımı ve konuşmayı anlatıcam yorum yapmanı isterim 🙂

Gece oyunu benim alanım değil ama bakalım.

Öncelikle benim 2 tane gay couple arkadaşım var ve bunlar kafa ve eğlenceli çocuklar bir akşam bunlarla plan yaptık ve gay bara gitmeye karar verdik. Başta bi çekindim ama neden olmasın değişik bir tecrübe olur dedim ve gay arkadaşlarımı ve wingman hetero kankamı alıp bara gittik.

Evet değişik bir tecrübe. Ben birkaç kere yanımda birlikte olduğum bir kızla gittim. Sanki erkek erkeğe gitsek ne olacak da benim neslim Mavi İstiridye Bar (Polis Akademisi) yüzünden yanında kız arkadaş olmadan gidemiyor 😀

Bunları tanıştırdım biraz sohbet muhabbet makaradan sonra birer bira aldık ve beyaz Crop lu hb 5-6 bir kız bana sarılıp dans etmeye arkasını dönüp yapışmaya başladı çok sarhoş olduğunu farkettim ve fazla tepki vermedim. Kız bana bunları yaparken arkadaşlarıma bakıp gülüyorum.

Çok sarhoş kızı başınızdan savın.

Neyse biz müziğin olduğu yere geçtik bira dans derken baktım gay ler çıplak dolaşıyor dedim bende çıkartıcam 😀 vücudum dikkat çeken bir vücut ortalama nın 2 tık üstüyüm 180 boy 85 kiloyum.

Hiç de iyi bir fikir değil.

Üstümü çıkartıktan sonra gaylerin ve düz kızların hepsinin dikkatini çektiğimi fark ettim. Mekanda gay olmayan erkekler den hoşlanan kızlar olduğunu girer girmez fark etmiştim.

Evet. Bana kadınların çoğu heteroseksüel gibi gelmişti.

Bu beyaz croplu kız yine geldi ve bana dayalı bir şekilde twerk falan attı dans etmeye başladık baktım yiyişmeye çalışınca kafasını felan çekiyor sonra wingman im le dans etmeye başladı ve kızın ortamı kızıştırmaya çalıştığını fark ettim ve bunu wingman im de anladı kıza yüz vermedi sandwich felan yapıp dans etmeye çalışınca beni itince dedim.

Hatun kıçıyla penis kontrol yapıyor. Çok sarhoş kızı başınızdan savın.

beni itince dedim bunla uğraşmayalım bro bunu salalım dedim wingmanime ne istediği belli değil tipik Türk kızı.

Bu olay Türkiye dışında mı? Bu kız tipik Türk kızı değil, tipik Türk kızı gay bara gitmez. Oldukça marjinal ve muhtemelen çok sorunlu bir kız. Her ülkede görebilirsin. Bu kızı tipik Türk kızı sanıyorsan çok dejenere bir çevrede yaşıyorsun onu söyleyeyim.

Tüm bunlar olurken de yan tarafımız da bir lezbiyen abla dediğimiz türden maskülen bir abla ve çekik gözlü hetero bir kız vardı asıl kızımız bu Mahmut Abi. Kızın lezbiyen arkadaşı buna sakso içerikli ayakta cinsel bir dans yapıyordu arkadaşlarımızla baya komiğimize gitti ve bu lezbiyen ablamız benim vücudu görünce kas gösterir gibi garip figürler sergiledi şakalaştık. Sonra bana gay olup olmadığımı sordu yok dedim ben dümdüz errkeğim hanım abla dedim 😀

Abla pegging peşinde sanırım.

O zaman arkadaşımla dans et dedi ve bir den bu kızla dans etmeye başladım Kız ingilizce konuştuğunu fark ettim ve nereli olduğunu sordum ve Kazakistanlı olduğunu öğrendim aa dedim almaty güzel memleket felan biraz muhabbet den sonra yakınlaştık ve birden yiyişmeye başladık ve biraz hararetli bir yiyişmeydi biraz dikkat çekiyorduk 😀

Başımıza taş yağacak taş.

Kızı duvara dayamıştım elim poposunda yiyişirken arkadan omzumu biri çekti ve noluyor sen hani gay din diye bir Lezbiyen mekanın görevlisi maskülen bir abla geldi ve ben gayim demedim ki dedim neyse mekandan atıldık wingmanim le çıktık sonradan gay arkadaşlarda geldi ve onları durağa bıraktık.

O ne be? Heteroseksüel erkekleri atmıyorlardır da seni fazla şov yaptın diye atıyorlardır. Fazla ilgi çekmek tekin bir hareket değil.

sigara almak için mekanın önünden geçerken bir de ne göreyim o kazak HB 7 kız ve arkadaşı mekandan çıkıyordu direk gittim ve biraz makara yaptık sonra biz after a başka mekana geçiyoruz sizde gelsenize dediler wingmanim le gittik .

Heavy metal cluba gittik yolda bu kızla biraz daha muhabbet ettim numarasını aldım ve bana yaşımı sordu 22 olduğumu söyledim ve kızın 30 olduğunu öğrendim. Kız yaşlı olduğunu söyledi bende şöyle söyledim ;
Don’t worry you look young and pretty dedim ve kız hihihi feminen bir gülüşle Thank you dedi ve diğer mekana geçtik.

Kızla yine dans ettik yiyiştik bir ara yanak dudak ısırmaya geçtik enerjimiz gayet iyidi bir ara küçük kız gibi kızı yukarı kaldırdım mekanda kızın baya hoşuna gitti. Müzik bitti kızları taksi binecekleri yerde bıraktık ve son kez dudaktan öptü ve we should hang out after dedim ve kızların yanından ayrıldık 2 gün sonra kızın verdiği numaraya yazdım ve aramızda şöyle bir konuşma geçti; K

K: Hi Tanrının Kırbacı
K: This is my what’s app number🙃 (Bu benim whatsapp numaram)
K: I am doing good, how are you? (İyiyim sen nasılsın?
E: Today I feel great 🙂 (Bugün çok iyiyim.)
E: what are you doing tomorrow ? (Yarın ne yapıyorsun / boş musun?)

Çok hızlı. Biraz daha muhabbet etmen lazım. Ayrıca biraz muhabbet ettikten sonra iki alternatif gün versen çok daha sağlam.

K: I am meeting with my friends tomorrow (Yarın arkadaşlarımla buluşuyorum.)
K: What about you? (Ya sen?)

Kız sana ilgili, seni de soruyor.

E: what a friendly girl 😀 (Ne kadar arkadaş canlısı bir kız)
E: when do we drink coffee 😁 (Ne zaman kahve içeriz)
K: 🙃
K: Let’s meet next week ☺️❤️ (Hadi gelecek hafta buluşalım).
E: Take care untill next week girl:) (O zaman gelecek haftaya kadar kendine iyi bak)
K: You too,Tanrının Kırbacı🥰 (Sen de God’s whip)

Kızı dinlemiyorsun bile. Daha beteri dinlememe de değil, yazdığını bile okumuyorsun. Sen ne yapıyorsun diye sordu sen aç abazan gibi “geç onu abla ne zaman buluşup dingo dingo yapacağız” peşindesin.

-3 gün sonra yazmışım

Üç gün sonra gelecek hafta değilse çok erken.

E: I heard that Kazakh girls make good coffee, is that true ? (Kazak Kızları çok iyi kahve yapıyormuş, bu doğru mu?)

Kazaklar çaycıdır.

K: Really? I didn’t know that 🙃 (Gerçekten mi? Bilmiyordum.)
E: So do you make good coffee? 🙂 (Sen iyi kahve yapar mısın?)
K: I prefer tea 😊 (Ben çayı tercih ederim.)
E: I want to drink your tea ,when are you available let’s meet 🙂 (Senin çayını içmek istiyorum, buluşmak için ne zaman müsaitsin?)

Oh boy. “Senin var ya ben senin … içmek istiyorum …” 😀 Birader tamam sevgili yapmayacaksın ama bu ne aç, muhtaç ısrar.  2 dakika Kazak Kültürünü Google Abiye sormamışsın, iki lafından biri “Ne zaman buluşuyoz? Neticede sevişiyoz değil mi?”

Bence sen lakabını Hz. Netice yap.

K: 🥰🫠🫠 (Garibim aç abazan galiba. Güleyim de sevinsin)
K: Sure 😊 (Tabii ki)
E: When areyou Free ? (Ne zaman müsaitsin?)
K: Hi baby (Selam bebek)

Bebek 😀

K: Maybe we can meet on weekends (Haftasonu buluşabilir miyiz?)
K: I am moving to another apartment this week, so my mind is so full right now 😣 (Bu hafta başka bir daireye taşınıyorum, şu an kafam çok meşgul)
K: I wish I could relax 🥺 (Biraz rahatlayabilmeyi çok istedim.)
E: oh I know moving things are a bit annoying but you got this then we relax together :)) (Taşınmak biraz sinir bozucu biliyorum ama sonra beraber rahatlayabiliriz :))

Yok sen lakabını Kartal Maltepe yapsana. Yakışır.

E: If you can handle the move I will come to you but ı will meet my friends  on the weekend evening See you baby 🙂 (Eğer taşınmayı halledebilirsen sana geleceğim ama haftasonu akşamı arkadaşlarımla buluşacağım)
K: No problem🙂 (Problem değil)
K: You can meet with your friends (Arkadaşlarınla buluşabilirsin)

-Kız taşındığı için bıraktım işi var diye 3 gün sonra bir daha yazdım

Bakalım ne abazanlık yaptın.

E: Hey Girl What did you do with the move? (Gız taşınmayla ne yaptın? – Turkish English)
K: Hi Tanrının Kırbacı (Hi Kartal Maltepe pardon Tanrının Kırbacı)
K: I am solving this problem right now (Şu an bu problemi çözüyorum)
K: I was planning to rent one room, but I am changing it right now (Oda kiralamayı planlıyordum ama bu planımı değiştiriyorum)
E: I understand what are you doing tomorrow ? (Anladım yarın ne yapıyorsun?)

Oh man …

Nah anladın! İnanılmaz sosyal özürlü ve itici davranıyorsun. Kız sana bir sürü yem atıyor benimle konuş diye sen “when we will meet girl, I am so so horny, no one wants to fuck me” modundasın. Muhtemelen normalde o kadar sosyal özürlü değilsin ama çoğu erkek gibi Sikinin Götürdüğü Yere Git felsefesine kapıldığın için kızı dinlemeyi beceremeyip saçmalıyorsun. Birader kızla azıcık muhabbet et, “I changed plans” dediği zaman “cool, what is your new plan now?” diye sor. Seni zikeceğim başka bir şeyle ilgilenmiyorum diye bağırma.

Tekrar ediyorum, kızla sevgili olmak istemeyebilirsin ama hem biraz da olsa yatırım yapman lazım hem de böyle çok abazan görünüyorsun. Muhtemelen öylesin, bilmiyorum.

K: I am moving to another apartment 😅 (Başka bir apartmana taşınıyorum, dinlemiyor musun bebek)
E: I think you’ll be busy with the house on Sunday 😀 (Sanırım Pazar da evle uğraşıyor olacaksın)

Çok zekisin.

dedim ve konuşma burda bitti 5 gün geçti

Kız sana hiç ulaşmıyor farkında mısın?

öncelikle kızın bana karşı enerjisi ve ilgisi gayet iyi gibi gözüktüğü için ve yiyişme olduğu için direk çay kahve ye geleyim dedim

Başında öyleymiş ama sen bunu sıfıra indirmek için azimle çalışıyorsun.

sence bu kıza bir daha buluşma teklifinde bulunmalımıyım

Direkt “açım abazayım ama güzel çocuğum” yaz.

fazla da saldıray olmak istemiyorum ama Mahmut Abi seninde yorumu merak ettim kendine iyi bak 🙂

Fazla saldıray oldun zaten, yıldıray moduna geçiyorsun. Kızla bir iki gün buluşma teklif etmeden mesajlaş, evi ne yaptın, oda tutmayacağım dedin yeni planın ne gibi. Sonra buluşma teklif et. Çok azimli olsan da kızın ilgisini düşürmeyi henüz becerememiş olabilirsin.

Birden ortadan kaybolan kadın (Vaka Çalışması)

Abi hipergami tarafından ezildiğim bir vaka hakkında sana danışacağım.

Hipergami faydalı bir kavram ama bunu bir ideolojik doktrin haline getirmeyin. Evet kadınlar kendilerinden daha yukarıda bir erkekle birlikte olmak isterler ama hipergami kelimesini kullananların bazıları, bir kadınla her hüsrana uğradıklarında, basit bir şekilde nerelerde itici davrandım da bu oldu diye düşüneceklerine, “hipergami” diyerek kestirip atıyorlar ve bu neredeyse itici davranmak için bir çeşit bahane oluyor. “Tipim iyi, spor yapıyorum, para durumum fena değil ve bu kadar iyi özelliklerime rağmen hipergamiye yenildim”. Birader muhtemelen olay basit: iyi özelliklerinin hepsini çöpe atacak şekilde itici davrandın ya da çok yanlış bir kadını seçiyorsunuz.

Burada yapabileceğin diğer bir hata da, ben (özümde) iticiyim demek. İticiliğinize ego yatırımı yapmayın. İtici davrandım sonuç bu oldu. O zaman çekici davranırsam sonuç değişik olur diye düşünün ve itici yanlarınızı değiştirmeye odaklanın. İki uç düşüncenin de ortak noktası, sizi değişmemeye teşvik etmesi. İşi incel noktasına taşıyanlar oyunun değişmesini istiyorlar, kaderciler de ben böyleyim değişmem diye donup kalıyorlar.

Bakalım sen ne iticilikler yaptın? Ya da belki yanlış kadına yürüdün.

Satış elemanıyım ve ürünümüzü satan birçok mağazayı ziyaret ediyorum. Bir mağazada oldukça güzel bir kız vardı. Kız pozisyonundan dolayı benim amirimmiş gibi davranıyordu. Birgün “sen buranın amiri gibi davranıyorsun yok öyle, gel biraz bana yardım et de biri sana patronluk taslasın” dedim. Çıkışır diye beklerken gülümsedi ve gelip bana yardım etmeye başladı.

Guzel. Çok guzel.

10 dakika kadar bana yardım etti ve ben de şakasına ona patronluk tasladım. Patronum olsan istifa ederdim bu ne ya? diye şakasına protesto etti 🙂 Sanırım güzel bir kız olduğu için herkes aşırı iyi davrandığından, kızın pek alışık olmadığı bir davranıştı.

Muhtemelen. Belki güzel diye patronu bile yaltaklanıyordu.

Ben seni şirketimizde kalmaya ikna ederdim merak etme dedim. Nasıl yapacaksın ki diye sorduğunda da, gitmem lazım ama bir ara bir çay içeriz anlatırım dedim ve ertesi gün iş çıkışına anlaştık.

Kız seni çekici bulduğundan işler kolay olmuş ama senin oyunun ve daha önemlisi duruşun asıl faktör.

Kız buluşmada, gelen satış elemanlarının ara ara kendisine yürüdüğünü ama benim çok farklı olduğumu ve ilk defa satışçılardan biri ile dışarı çıktığını söyledi.

Diğerleri muhtemelen kız güzel diye, kızın patronluk taslamasını alttan alıp yaltaklanıyorlardı.

Öyle buluşmaya başladık abi. 2-3 hafta sürekli olarak peşimde koşan, bana ulaşan taraftı. Hergün olmasa da sıklıkla gün içinde kendinin ya da ilginç şeylerin fotoğraflarını çekip bana atarak da olsa sürekli bana ulaşıyordu.

Güzel. Bu, yüksek ilgi göstergesi.

Sonra birden bire bana ulaşmayı bıraktı. Önce 2-3 kere ben ulaştım ama kısa cevaplarından sonra ben de, itiraf edeyim içim kan ağlayarak, mesaj yazmayı bıraktım. Tam 2 hafta mesaj yazmadı!

İlginç. Farkında olmadan yanlış bir şey söylemediysen, bu genelde eski erkek arkadaş olan üçüncü bir şahıs yüzünden olur. Anladığım kadarıyla kızla birkaç kez buluştunuz ve fazlası yok. Kız arkadaşın değil, adı konmadı. Bu aşamada en iyisi, senin yaptığın gibi kızı kendi haline bırakmaktır. “Ne oldu”, “neyin var” diye sormanın bir gereği yok. Kokusu ortaya çıkar.

En son mesajımdan 2 hafta sonra bana yazdı. Duygusal olarak oldukça yıpratıcı ve geride bırakması gereken şeyler yaşadığını söyledi.

Muhtemelen yeni ayrıldığı ve resme yeniden giren eski erkek arkadaş. Eski erkek arkadaş olayı zordur zira birkaç senelik duygusal yatırımı olan bir adam terk edilmiş ve senin seviyende olmasa bile, duygusal yatırım açısından öndedir. Gerçi kim olursa olsun, bir kadın için başka erkekle rekabete girmen gerekiyorsa,bu rekabete girmemen lazım. Oyunun ne kadar iyi olursa olsun, aklı daha çok başkasında olan kıza oynamak seni küçültür. Bu aşamada kız seni istiyorsa, o sana gelecek, o seni kazanmaya çalışacak. Tersi olmayacak.

Sonunda sinemaya gitmek için buluşabildik.

Bana sen onun için daha fazla adım attın gibi geldi ama bunu yazmamışsın.

5 senelik bir ilişkiden yeni çıktığını ve eski erkek arkadaşının ona ulaşmaya başladığını söyledi.

Evet, eski erkek arkadaşmış. Kızın 2 hafta ortadan kaybolması, onu atlatamadığına işaret. Burada tavsiyem, eski erkek arkadaşı hayatında olan bir kızla, ciddi, tek eşli ilişkiye girmemen. Hayatında olması kızın suçu olmasa bile. Ama burada zaten 2 hafta ortadan kaybolması, kızın adama karşı duygu yüklü olduğuna işaret. Kim terk etti o da önemli ama onu da yazmamışsın. Belki kız söylemedi.

Bu arada nedense birden bire, bu kızın benim hayatımla fazla ilgilenmediğini, sorular sormadığını fark ettim. Ayrıca son 2 hafta ne yaptığımı bile sormadı. Yahu bu da dahil 4 kere buluştuk, yaşımı bile sormadı.

Ayrıca bu eski erkek arkadaş olayını öğrenince, genelde bana çok ulaşmasına rağmen, bazen tamamen ortadan kaybolduğunu hatırladım.

Bu eski erkek arkadaşla işler duygusal olarak pozitif değilken sana yöneliyor, pozitif olduğunda kayboluyor muhtemelen. Eski erkek arkadaş, siz görüşmeye başladıktan 3 hafta sonra aramamıştır. Arada ulaşıyordur. Muhtemelen ortadan kaybolduğu 2 hafta araları pozitifti sonra negatif oldu ve sana ulaştı.

Bu tür ikili oynaması da, kızın iyi bir kız arkadaş olmak için yeterli kendine güvene sahip olmadığına işaret. Ya seninle, ya da onunla görüşmemesi lazımdı.

Senin ona ulaşmaman ve 2 hafta kendi haline bırakman iyi olmuş. Eski erkek arkadaşı ile iyiyken senin onun peşinden koşman komik duruma düşmene neden olacaktı.

Sinemadan sonra bana gittik ve beraber olduk. Bu arada ilk 3 hafta buluşmalarımızda da beraber olmaya başlamıştık. Sonra, hanımefendi yine 5-6 gün ortadan kayboldu ve bana mesaj attığında da, “buna devam etmek istediğinden emin misin?” yazdı. “Doğru kişiye mi attın? Neye devam etmek?” diye cevapladım. “Şu an kimseye ilişki sözü veremem” dedi.

Dikkat et, “sana” değil “kimseye”. Sen ve eski erkek arkadaş varsınız ama belki sadece 2 kişi ile görüşmüyor.

Ben de “ben de başkaları ile görüşüyorum, iyi kızsın hoş kızsın ama eski erkek arkadaşın hala hayatında ve bu üçgene bir köşe olmak da ne bileyim bana göre değil gibi” dedim.

Belki dörtgen, belki beşgen 🙂 

“Yani?” dedi. “Yani seninle görüşmek istiyorum ama bu durumda ilerde bile seninle ciddi bir ilişki ister miyim bilmiyorum” dedim.

Şu an ağlıyorum biliyor musun? Çok gusel. Çok gusel. 

Sonra biraz oyuncu bir tavırla, “sen beni kazanmak için çabalarsan bu değişir belki, bakarız ;)” yazdım.

Gel el vereyim yeni site aç.

Öhö. Neyse şimdi yorumlamaya devam edeyim. Kız aslında sana diyor ki, “seninle görüşmek istiyorum ama bana fazla kapılma, soğurum senden”. Sana yardım ediyor aslında. Belki sende ona karşı fazla ilişki önceliği gördü ya da diğer %97 böyle olduğundan senin de öyle olacağını varsayıyor. Ya da belki ortadan kaybolmalarını takmadığın için sana meydan okuyor ya da seni manipüle ediyor.

Bazen kızlar sizin zayıf olduğunuzu varsayarlar. Sizin bir şey yaptığınızdan değil, karşılarına çıkan adamların ezici çoğunluğu böyle olduğundan.

Tam alakalı değil ama bir hikaye aklıma geldi. Yıllar önce kendisine ilgim sıfır olan bir arkadaşım vardı. Bu kızın inanılmaz cool ve arkadaş takılan bir kankası, bir gece bu kızda kalmış ve kıza çok kepaze bir şekilde açılıp ağlamaklı bir şekilde ilanı aşklar yapmış. Kız bunu bana anlatırken biraz da travma yüzünden “sen de beni sevmiyorsun değil mi Mahmut?” demişti. Ben de “sevmek ne demek, seni pembe panjurlu evimizde evire çevire yalama hayalleri içinde yüzüyorum … gerizekalı gerizekalı konuşma” diye dalga geçmiştim (kız çok samimi bir arkadaşımızdı ve 20 sene önceydi, bu laflar çok samimi olmadığınız bir kızla 2020’lerde başınıza iş açabilir haberiniz olsun :)) Yani birden bir varsayım ile beni de test etmişti ama benim kıza bir duygum yoktu. O adam gibi teke tek buluştuğumuz da nadirdi.

Kız sizin zayıf olduğunuzu varsayabilir ama bu dert değil. İlk testinde öyle olmadığınızı anlar. Tabii gerçekten öyle değilseniz.

Bana benden başka kimseyle yatmadığını söyledi ama bu kızı ilerde çok istese bile kız arkadaşım yapar mıyım? Tam emin değilim aslında.

Bir kızla çıkmaya başladığınızda paralelde başka bir erkekle duygusal veya cinsel bir şey yaşaması, birçok erkek için sonradan o kız kendisini çok istese de kabul etmesi zor bir şey. 

Ama tabak yapacaksan, başkalarıyla görüşmesi dert değil. 

Bazen bana eski erkek arkadaşından bahsediyor.

Sana bunu söylüyorsa bunu önemsemene gerek yok. Görüştüğün her kızla kız arkadaşın olarak görüşme zorunluluğun yok. “Ben de başkalarıyla görüşüyorum ama seninleyken senden başkası yok o nedenle benimleyken başkasından konuşma” de geç.

Arada çok kötü oluyorum.

Ver o eli geri 😀 Böyle bir kızla görüşeceksen, bunu yapamazsın. Çaktırmadan bırakıp git daha iyi. Bu anlar senin bu kıza fazla kapıldığına işaret.

Beni seçmeme sebebi hipergamisi için yeterli olmamam mı diye kendimi aşağı görüyorum.

Nein. Şimdi biliyorum bizim camiada “yeterince alfa olsaydın, yeterince hay veluyun batsın men olsaydın, her şeyi bırakır senin peşinde koşardı” diye atlayacak bir sürü düz adam var. Ama eski erkek arkadaşla aralarında duygusal yatırım hala yüksek ve sen kızla bu olay bitmeden tanıştın. Olay bu. Seni bu adama ya da belki diğer adamlara tercih etmemesi bu aptal dönemin eseri.

Çekicin çivi çakma sorununa çözüm olduğunu öğrendikten sonra, her gördüğünüz sorunun kafasına çekiç indirmeyin. Her yerde hipergami görmeyin.

Şimdi asıl konuya geleyim. “Beni seçmeme sebebi hipergamisi için yeterli olmamam mı” düşüncesi buram buram özgüven eksikliği kokuyor.

Burada sen umarım bu kız benden hoşlanır, beni seçer zihin yapısında davranıyorsun. Bu, özgüvenmenin tam tersi ve özgüven de bir kadının bir erkekte çekici bulduğu özelliklerin en önemlilerinden birisi. Aynı zamanda tabii ki özgüven eksikliği, bir kadının, az çok ilgilendiği bir erkekte en itici bulduğu özelliklerden birisi.

Yani hoşuna giden bir kadınla görüşmeye başladığında, onun kalbini ve ilgisini kazanacağını, başkalarını değil de seni seçmesini düşünüyorsan, genellikle bu kadına karşı aşırı “iyi” çocuk olursun, fazla iltifat etmeye başlarsın, kadına fazla ulaşmaya başlarsın. Konuşma şeklin ve davranışların fazlaca yumuşar ve sürekli olarak kadından daha değersizmişsin, onu hak etmiyormuşsun sinyalleri vermeye başlarsın. Kadınlar erkekte özgüven aradıkları ve aslında buna ihtiyaç duydukları için, sürekli olarak özgüven eksikliği sergilemeye başladığında, sana olan ilgisi de sönmeye başlar. Özellikle de çevresinde özgüven konusunda bir eksiği olmayan başka erkekler varsa. Bunun sonucu genellikle friendzone diyarıdır. “Elektrik alamıyorum”, “bir şeyler eksik”, “seni arkadaş olarak görüyorum”, “sorun sende değil bende” veya benim favorim olan “benden daha iyilerine layıksın” gibi sözlerdir.

Burada popüler kültürün de suçu büyük. Filmlere ve dizilere baktığınızda, bu yapımlar erkekleri, hoşlandıkları kadınlara anneleri ya da terapistleri gibi davranmalarını söylüyorlar. Oysa maskülen olan, güçlü olan taraf sensin ya da en azından sen olmalısın. Aksi taktirde, cinsel, maskülen – feminen zıtlığı ters yüz edersin.

Doğru zihin yapısı ise, normalde onun da seni kazanması gerektiğini düşünmen. Burada ise kız daha fazla uğraşmalı. Bu sayede de konuşmanın, duruşunun ve davranışlarının dengeli ve özgüven dolu olması kaçınılmaz.  

Kadın erkek ilişkilerinde erkek için hipergami karmaşasına girmeden bilmesi gereken en basit ama en önemli iki kuralı, ilk iki kuralı unutma:

  1. İtici olma.
  2. Çekici ol.

Bu kız duygusal olarak bana açık değil sanırım.

Evet. 5 senelik duygusal yatırım sonrası ayrılık olmuş ve yeni olmuş. Bu kadar uzun ilişkiden duygusal kopuş aylar sürebilir. Şu aşamada 3 haftalık “bu kızdan kız arkadaş olur” hayalini savuşturup, umursamaz olman lazım. 

Bundan sonra nasıl hareket etmeliyim?

Şimdi gel el al dedik ama ciddi problemli sorular sormaya başladın 🙂 Dediklerin lafta kalmasın. Başka kızlarla görüşmen yalan bile olsa gerçek haline getir. Bu kızla sadece ciddi olmayan ilişkide olman lazım. Ama bu kızın eskisi ile görüşmesi seni çok rahatsız ediyorsa, yanlış zihin yapısındasın ve bu kızı bırak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Vaka Çalışması – Masraflı düğün ve sonrası

Bunu instagram’da gördüm:

Yaklaşık 2 yıl önce evlenmiş bir adamın evlilik sürecinde yaşadıkları ve bekarlara tavsiyeler:

Yaşım 30’a yaklaşınca ailem ve akrabalarım “ne zaman evleneceksin” baskısını arttırdılar.

Bir erkek için 30 geç bir yaş değil, bu baskıya karşı durmanız lazım zira birçok aile evlensin de kiminle evlenirse evlensin gibi hayret verici bir kafaya giriyor ve oğlanı ateşe sürüklüyorlar. 30 yaşında evlenmeyin demiyorum ama sanki biyolojik saatiniz varmış gibi baskıya boyun eğmeyin.

Sürekli olarak bir tanıdık kız tavsiyeleri vardı. Sonunda bir yakın arkadaşımın tavsiyesi ile, biriyle görüşmeye karar verdim. Bir akşam, arkadaşımın benimle görüştürmek istediği hanımefendi ile dışarı çıktık.

Sakin, efendi bir kızdı. Kafalarımız ilk dakikadan itibaren uyuştu. Evlenme fikri iyiden iyiye kafama yerleşti. Ailelerimiz de hemen hemen aynıydı. Ortalama geliri olan, mütevazi yaşayan insanlardı.

Şimdi bu da çok hızlı. Tamam kafalar uyuşuyor olabilir ama ben görücü usulü evlenenlere bile, tanışmadan imzaya en az 8 ay süre vermelerini tavsiye ediyorum.

Evlilik konusu açıldığında, kendisinden önce evlenen arkadaşlarının nasıl evlilik teklifleri aldığından bahsediyor, uzun uzun anlatıyordu. Sürprizler, organizasyonlar, balonlar, pahalı tektaş yüzükler. Aslında birçoğu romantik film ve dizilerdekinin aynısıydı.

Bu saçmalıklar da yeni moda oldu. Bence bu bir kız için önemli testlerden birisi. Evlilik teklifi nasıl yapılır sorusuna cevabım, evlenelim denir, yüzük alınır (beraber bütçeye göre alınır, sürpriz değil), bir yerde beraberken takılır. Balonlar, organizasyonlar, zart zurt bunlara girmeyin. Bunlara girmediğiniz için sizinle evlenmek istemeyen ya da arıza çıkaran kızla da evlenmeyin. Bakın biliyorsunuz ben bizim camiadaki birçok insanın aksine evlilik taraftarı biriyim ama illa evleneceksiniz diye bir kural yok.

Muhtemelen kendisi de böyle şeyler bekliyordu.

Yok, sana spor olsun diye anlatıyor 🙂

Sonuçta böyle şeyler ömürde bir kez yapılan şeylerdi.

Hayır bir kez burada elini kaptırdın mı, düğünde, evlilikte kolunu ve tüm vücudunu da kaptırıyorsun. Hak sanrılı, erkek değil mi ben isterim o harcar kadını ile evlenmek için birebir.

Kendimi hazırlamıştım, o akşamki yemekte evlenme teklif edecektim. Lüks bir restoranda rezervasyon yaptırdım.

Anlaşıldı. Sen evliliğinde ve evliliğin biterse sonrasında, sağlam beta öder olma yolunda ilerliyorsun.

Tektaş yüzük aldım. Kıyafet, ayakkabı, vs. aldım gittim. Yemekte onun beklediği şekilde diz çöküp evlilik teklifi ettim.

Aklıma Joker ve Nevzat ile yaptığımız programda Joker’in anlattığı hikaye geldi. Joker eşi ile tartışırken yaşlı bir amca “ya diz çök af dile, evlilik teklifi ederken diz çökmedin mi sanki” diye bir şey söylemiş. O da “yoo çökmedim” demiş. Evlilik teklifi ederken diz çökmeyin arkadaşlar, saçmalık. Ha buna “aman diz çökünce erkekliğiniz mi eksilecek” diye utandırma taktiği uygulayan kadınları da boşverin. Onlardan beklenen bu, böyle ötmeseler şaşırtıcı olurdu.

Filmlerdeki dizilerdeki gibi.

Sizi zaten bu filmler ve diziler yakıyor.

Kabul etti.

Lütfetmiş. Ecnebilerin “she said yes!” (evet dedi) diye sosyal medyada paylaşması gibi. Hey embesil arkadaşım, ya ne diyecekti!  Evet diyeceği %100 olmayan kıza mı teklif ediyorsun, yoksa premses senin gibi bir toprak kölesi ile evleniyor diye inanamıyor musun?

Popüler kültürün şu olayı ters yüz edişi inanılmaz. Evlenmek isteyen kadın, erkek o kadar evlilik meraklısı olmaz. Yine de bu zayıf adamlar sanki erkek evlenmek için can atıyor da, premses lütfediyor da evleniyor gibi bir ortam yaratıyorlar.

İkimiz de çok mutluyduk.

Allah bir yastıkta kocatsın.

Tabii bu gecenin maliyeti yaklaşık 5 bin TL oldu.

Bugünün parasıyla sanırım 15 bin TL. Yüzük dahil mi bilemedim. Değilse çok be.

Sırada kız isteme, nişan, düğün faslı vardı.

Nikaha kadar mokoko.

Bu işlerden çok anlamadığım için kız arkadaşım bana yapılması gerekenleri söylüyor, ben de ne lazımsa alıyordum.

Birader internet diye bir şey var. 2 saatte ne yapılması gerekiyor, fiyatı ne, uzmanı olursun. Sanki senin kız 10 kere evlendi de tecrübeden konuşuyor. Sorup soruşturuyor. Bu cahilliğin ve cahil kalma isteğin, sana çok pahalıya mal olmuştur.

Kız istemeye giderken çiçek çikolata devri maalesef kapanmış.

Yoo kapanmadı. Seni fena keklemişler.

Gümüş gondol içerisinde en kaliteli ve en pahalı çikolatalardan almak, en büyük çiçeği yaptırmak gerekiyormuş.

Hiç duymadım, sizi en beterinden soyuyorlar, ayakta uyumaktan başka da bir şey yapmıyorsunuz. Hayat boyu gıkını çıkarmadan ödeyecek adamlara yaptırdıkları şeyler bunlar.

Ee kız isterken damat şık olmalı malum. Elbise, çiçek, çikolata derken 5 bin TL’de burda masraf ettik.

Çüş! Siz nasıl orta halli mütevazi ailelersiniz birader! Ya da annen baban öyle sen iyi kazanıyorsun sanırım. Bugünün parası bir 15 bin sadece kız istemeye gittiyse düğünü duymak istemiyorum.

Kahvelerimizi içtik, aile büyüklerimiz de kızı istedi.

Gümüş gondolu geri alıyor musun yoksa onlara mı kalıyor? Benim aklım orda kaldı.

Nişan günü belirlendi. Hazırlıklar başladı. Salon, kuaför, bohçalar, elbiseler, vs. derken 10 Bin TL masraf ettik. Yakın akrabalar ve arkadaşların katılımıyla güzel bir gece oldu. “Olsundu mutluluğumuz için her şeye değerdi. Ömürde bir kere oluyordu sonuçta.”

Ona o kadar emin olma. Araştırmalar gösteriyor ki, düğünde ne kadar çok masraf yapılıyorsa, boşanma ihtimali de o kadar yüksek oluyor.

Şimdi sıra kına ve düğündeydi. Mütevazi bir semtte evimizi tuttuk.

Neyse en azından burada adettir diye sana deniz manzaralı daire kilitlememişler.

Fakat ne o evi doldurmak için ne de düğün masrafları için, ikimizin ailesinde de para yoktu.

Genç insanları anlarım da, 30’una yaklaşmış adam da evi ve eşyaları için ailesine bel bağlamamalı.

Kendi birikimimi, evlilik, nişan derken bitirmiştim.

Aferin.

Ailenin birikimi de ancak takılara yetecekti.

Yahu ne takısı arkadaş? Düğünde takı takılır ve sonra onları bozdurup borç varsa onu ödersiniz. Siz bir de kıza aile birikimini sıfırlayıp takı mı takıyorsunuz? Biliyorum, böyle bir adet var ama ben hep daha muhafazakar çevrelerin derdi diye bilirdim. Şimdi kendine seküler, eğitimli diyen insanlardan bile duyuyorum.

Ailemi yormamak için kredi çekmeye karar verdik.

120 Bin TL kredi çektik.

Yine iyi kurtarmışım. Bu zamanın parası ile 360 Bin diyelim. Ben 500 binler, 600 binler duyuyorum. İnsanlar aylık gelirlerinin 25 katına evlenme masrafı yapabiliyorlar. Aşırı anormal.

Evlendikten sonra takılan takılarla bir kısmını kapatıp gerisini de taksitle ödeyecektik.

İyi bak en azından o noktada karşı taraf makul davranmış. Bu, iyiye işaret. Siz borç altında ezilirken altınlar bana kalacak diyen kadın, sizi o evlilikte inim inim inletir.

Evimiz için alışverişe çıkmaya başladık. Mobilya, halı, perde, beyaz eşya, vs. derken 70 bin TL harcadık.

2 sene öncesinden bahsettiğini unutmayın. Ben 3le çarpıyorum.

Ömürde bir kere oluyordu sonuçta.

Ne kadar harcarsan o kadar boşanma tehlikesi var dedik ya. Eleman hissediyor galiba. Sürekli aynı bahane 🙂

Düğünden sonra balayı tatili olmazsa olmazdı.

Olurdu aslında ama tabii senin elin mahkum. Ömürde bir kere oluyor değil mi? Bir kere s*k*liyoruz bari sağlam olsun.

İyi bir acenteden balayı için tatil satın aldık. 10 bin TL’de orada gitmişti.

Düğünden birgün önce kına gecemiz vardı. Yine aynı prosedürler burada da işledi.

Merak etme, ömürde sadece bir kerecik değil mi?

Salon, kıyafet, vs. derken 9 bin TL maliyetle kına gecemizi de yaptık.

Düğünümüz tam eşimin istediği gibi oldu. Arkadaşları ne yaptıysa biz de yapmıştık. Kimseden eksik kalmadık çok şükür (!)

Böyle pahalı istekler de düğünle bitse iyi. Bitmiyor.

Düğün, balayı tatili bitti. Acı gerçeklerle yüzleştik. Toplam 200 bin TL üstünde masraf yapmıştık.

O zamanki dolar kurundan bakarsak 25 bin Dolar harcamışsınız. Şimdi gelirinize bakar. O zaman ayda 50 bin kazanıyorsan yaparsın belki. Ama ben aylık gelirinin 25 katı düğün masrafları görüyorum.

Bir de bu borç senin mi, sizin mi? O da önemli.

Benim ailemin aldığı 20 bin TL takı ve eşimin ailesinin aldığı hediyeler hariç!

Ailenin birikimi sadece 20 bin TL ve o da takıya gitti 🙁

Çektiğimiz kredinin bir kısmını takılarla kapadık.

Bak en azından o noktada sizin evlilikte umut var.

Geri kalanını da taksitle 2 yıldır ödüyoruz. İkimiz çalışmamıza rağmen birimizin maaşı krediye gidiyor. Diğerimizin maaşı da kira, evin ihtiyaçları derken ucu ucuna yetişiyor.

Borç ikinizin ki oradan da evliliğe artı puan yazılır ama yazık yahu.

Bazı aylar onu da yapamıyoruz. Bu maddi sıkıntılar yüzünden eşimle kavga ediyor, birbirimizin kalbini kırıyoruz.

Azıcık omurgan olsaydı, 2 sene önce bu harcadığının yarısına bu işi kapatırdın.  Kız film, dizi ve bizim Merve’lerden neyimiz eksik salaklığına düşmüş, sen de ağzını açıp tek kelime edememişsin.

“Mutluluğumuz için her şeye değer” derken meğerse mutsuz olmak için her şeyi yapmışız.

Abi siz sözelci bile olsanız bu kadar matematik bilmiyor musunuz? O krediyi çekerken senin maaşın, onun maaşı belli. Ne ödeyeceğiniz, ne süre ödeyeceğiniz belli. Hiç mi kafanız çalışmıyor, ne olacak göremiyor musunuz?

Sonradan düşündükçe anlıyor, evlilik teklifi için pahalı restoran ve tektaş olmazsa olmaz mıydı?

Nasıl olsa bir kez üstüne oturuyoruz denilen kazık 2 sene çıkmayınca zihin açılıyor tabii 🙂

Gayet olurdu ve bunları okuyan arkadaşların morali bozulmasın, gayet de oluyor. Buna hayır diyeceksiniz ve eğer buna hayır dediniz diye bir kızla evlenemezseniz aklınızda bu adamın 2 senedir yaşadıkları bulunsun. Bu arada böyle kadınlar genellikle düğün sonrasında da durmazlar, sürekli bak herkes yapıyor diye borç çıkarırlar.

O zaman sosyal medyada düğününün her detayını paylaşanlardan, arkadaşlardan, Fatma Teyzelerin, İsmail Amcagillerin düğününden eksik kalırdık.

Memlekette IQ düşük olduğundan, o sosyal medya düğün paylaşımları arasında, sonradan yıllarca ödenen kredilerin ve yapılan kavgaların olmadığını tahmin edilemiyor.

Nasıl da ayıplarlardı, küçümserlerdi belki de …

Yüzeysel olarak belki. Ama için için kıskanırlardı, helal olsun adama, borç batağına girmeye karşı çıktı diye kıskanırlar, takdir ederlerdi. Tabii kendileri aynı bok çukuruna düştükleri için, yüzeysel olarak size çamur atarlardı.

Yeni düğün yapmış ve muhtemelen bu adamdan fazla para kazanıyor olmama rağmen daha az masraf yapmış biri olarak söylüyorum. Eminim bu tür ayıplamaları yapan bir iki kişi olmuştur ama bizim kulağımıza gelmedi. Sosyal medya maymunu olmayan yığınlar hala bütçesi içinde düğün yapıyor. O adamlardan olun, bunlardan olmayın.

Velhasıl 2 yıldır çektiğimizi biz biliyoruyoruz. Sözde mutlu olmak için evliliğimizin en güzel 2 yılını 3 saatlik düğün için harcadık.

Eşin umarım akıllanmıştır yoksa sen bir de çocuk olunca seni ne masraflara sokacak onları gör.

Sen sen ol kardeşim, YAPMA! Mutlu olmak için evlen, BORÇ ÖDEMEK İÇİN değil. Ömrünün en güzel yıllarını bankalara ipotek etme. Düğünde hediye ettiğin süslü ponponlu şekerler unutulur ama maddi sıkıntı durumunda eşine söylediğin en küçük söz yıllarca yara olarak kalır!

Düğünde gereksiz harcamalardan kaynaklı sıkıntılar, sıklıkla boşanma ile sonuçlanıyormuş.

Evet maalesef. Ama orada bir de kadının erkeği aslen pek istememesine rağmen evlenip, istek eksikliğini ödeme ile kapaması da var. Senin durumda eşinin temel problemi daha çok sosyal medya aptallığına kapılmış olması gibi duruyor. Yani sizde devam ihtimali biraz daha yüksek.

Herkesin şikayet edip herkesin de ağına düştüğü bir cendere bu :/

Orada dur işte. Herkes sizin gibi aptal diye düşünmek hoş geliyor tabii. Ben aptalım ama herkes aynı aptallığı yaptı demek oldukça avutucu. Ama herkes bu ağa düşmüyor.  Bu ağa düşmeden evlenen de çok.

Şu hadisi şerif ışık olmalı herkese: “Nikahın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır.”

Çok doğru.

Yazının Youtube ve spotify yayınları aşağıda.

Kadınlara küsen erkekler

Mahmut Abi, 25 yaşındayım. Uzun süreli bir kaç ilişkim oldu. İlişkilerimin bitmesinin sebepleri genelde benden daha iyi birisini bulduklarında veya öyle düşündüklerinde terkedildim. Bu tarz yaşadığım üzücü olaylardan sonra kadınlara karşı bakış açım fazlasıyla değişti daha çok faydacı oldukları sevginin hoşgörünün pekte bir anlam ifade etmediği kanaatine vardım bir bakıma onlara küstüm ve kadınlarla arama perde koydum, yalnız takılıyorum yaklaşık olarak 2 senedir de sevgilim yok.

Birkaç gün önce bir danışanımla konuşurken konu, yaşadığı birkaç kötü deneyim nedeniyle tüm kadınlara küsen erkeklere geldi. Serseri erkeklere kanıp da genç kızlık hayalleri ile oynandığı için tüm “erkekler kötüdür, kadınları kullanıp atar” diyen saftirik kızların erkek versiyonları bana göre ya yeni türedi ya da yeni yeni çok büyük bir sayıya ulaştılar. Yaşı yetenlere soruyorum, eskiden de kadınlarla başarısız ve kötü tecrübesi olan adam çoktu hatta çoğu adam öyleydi (ben de dahil). Ama 2010 öncesinde bu nedenle tüm kadınlara küsen, tüm kadınlara “gerçekten sevmeyen zalımlar” diye bakmaya başlayan erkekler var mıydı? Gerçekten ama arabesk şarkısı sözünde değil. Bu fenomen bana çok yeni geliyor.

İlişkilerimin bitmesinin sebepleri genelde benden daha iyi birisini bulduklarında veya öyle düşündüklerinde terkedildim

Şimdi sadece bir iki ilişkisi olmuş ve ikisinde de saçma sapan bir kadına denk gelmiş ve aynen dediği şey olmuş olabilir. Ama ben paramı, bu senaryonun şöyle geliştiğine koyarım: İlişkilerinin bitmesinin sebepleri genelde filmlerden öğrendiğin şekilde sevgilini aşırı yapışman, ilişki içerisinde betalaşman ve bunun doğal sonucu olarak iticileşip terk edilmen.

Birçok erkek maalesef, sevgili olunca filmlerin beynini yıkadığı şekilde kadına yapışıyor, kadın gidince de yırtılıyor. Bu tip bir yapışkan, vıcık vıcık ve gerçekten gülünç “sevgiye” erkeğin yaptığı gibi yapışmadıkları, bu zayıflığı sevgi diye yutmadıkları, erkeğin kafasındaki masal kahramanları gibi davranmadıkları için de erkek kadınlara küsüyor. Kendilerine küsülmesi kadınların da pek umrunda olmadığı için erkek yıllarını boş ve renksiz bir şekilde geçiriyor.

Dediğim gibi, dışarıda oran olarak az olsalar da azımsanamayacak kadar sayıda kötü kadın var. Yani kadınların hepsi melektir iddiam yok. Kadınlar insanlar, melek ya da şeytan değiller.  Birçok durumda sorun, erkeğin ilişki içinde aşk şapşiğine dönüşmesi ve iticileşmesi. Fakat birçok erkek aşırı şişkin ve aşırı kırılgan bir egoya sahip olduğundan, “ben nerede hata yapıyorum?” demek yerine “ben iyiyim ama kadınlar kötü” diyorlar. Ya da en azından “ikidir aynı tip kadına denk geliyorum, neden böylelerini seçiyorum diyeceğine“, “tüm kadınlara küstüm, oynamıyoyum, verin oyuncaklarımı ben gidiyorum” diyor. Evet maalesef bu yetişkin erkek değil de oğlan çocuğu davranışı.

Azıcık alçakgönüllü ve yetişkin erkek olman lazım. 25 yaşındasın. Bakın 25 yaşında bir erkeğin ayrılık sonrası çok kötü hissetmesi ve olayı abartıp bir daha hiç mutlu olamayacağım gibi bir kafaya girmesini saçma ve hatta komik bulsam da kaldırabiliyorum.  Ama 25 yaşında yetişkin birer erkek olması gereken adamların, çocuk gibi “payktaki tüm kızlar çok kötüler, ben onlarla oynamıyom, küstüm hepsine” moduna girmesine pek katlanamıyorum.

Bunun doğru olmadığını da biliyorum afedersiniz elizabet nereye kadar? Fakat aynı şeyleri yaşayacağım diye beynimi o kadar tembihlemişim ki korkuyorum ve kimseyle konuşmak flörtleşmek içimden gelmiyor sizden istediğim tavsiye ben bu düşüncelerden nasıl kurtulabilirim ve kendimde bir ilişki içersinde olma isteği nasıl oluşturabilirim?

Birincisi arkadaşlar, bunun bir orta yolu var. Siz, alt tarafı sevgilinize, normal bir adamın 20 yıllık karısına yapmadığı duygusal yatırımı yapıp (normal adam duygusal yatırım yapmıyor değil, siz aşırı yatırım yapıyorsunuz),  kendinizi kaptırıp, sonra kız “anam erkek diye aldık aşk böceği şapşik bir çocuk çıktı” diye topuklayınca, resmen travma sonrası stres bozukluğu yaşıyorsunuz. Sonra da bunun karşısındaki radikal uca kaçıyorsunuz: kadınlardan duygusal olarak tamamen uzak durmak. Bunu kadınlarla başarısı olmayan çoğunluk, kadınlardan tamamen uzak durarak yapıyor, başarısı olan adamlar ise “bundan sonra zikecem, atacam, binicem üstüne, vurucam kırbacı, vurucam kırbacı, sabah kapıya koyacam. Bunlar anca bundan anlar” şeklinde uzak duruyor.

Kararında duygusal yatırım yapın, ilişkide betalaşmayın ve kırmızı alarmları olan kızlarla ciddileşmeyin ya da ciddileştiyseniz kafanızı kuma gömmek yerine daha az ciddi bir moda geçin. Bunun ortası var ve her iki uçtan da daha zevkli. Kendimizi kaptırmadan sevemeyecek miyiz yazısında anlattım.

İkincisi, acemi bir genç olarak başınızdan geçen iki üç deneyimden sonra dünyayı çözdüm diye kendi kendinize havalara girmeyin. Deneyimlerinizden ders alın ve devam edin. 23 yaşına kadar yaşadığın birkaç kötü deneyimden sonra 40 yaşına kadar defalarca aynı şey başına gelmiş bir adam gibi kadınları çözdüm hepsi kötü diye aptalca bir kibre kapılmışsın.

Üçüncüsü, evlenmediğiniz sürece kadınlara sizin sandığınız kadar güvenme ihtiyacınız yok. İlişkilerinize “tamam çocuklarımın anasını buldum” şapşikliği ile girmeyin. Günümüzde erkekler ilişkileri gerçekten çok ama çok ciddiye alıyorlar.

Bakın herkesin başına kötü deneyim geliyor. Ben şu yazıda başıma gelen bir tanesini anlatmıştım. Hani şansıma bu kızın ardından bir tane daha kötü deneyim yaşayıp kadınlara küssem, sonra senin gibi yıllarca yalnız gezerdim herhalde.

Dördüncüsü, “ben kadın kurbanıyım, kadınlar faydacı, sevgiden hoşgörüden anlamaz, bizim gibi pırlantaların değerini bilmez” gibi suçlamalar başa çıkma mekanizması. Aynı zamanda günümüzde biliyorsunuz mağduru oynamak çok yaygın bir ahlaki üstünlük ve komunite kurma aracı.  Yalnız mağduru oynamak erkeklerin pek işine yaramaz onu söyleyeyim. Kenarda kendi kendinize oynarsınız.

Şimdi Rollo Tomassi’nin “kadınlar faydacı, erkekler idealist sever” sözünü hatırlatmayın. Masal dünyasında yaşayan mavi haplı erkekler idealist severler, idealist sevmek erkek doğası değil. 1950’li yıllara gidip 25 yaşında bir grup erkeğe “erkekler idealist sever” dediğinizi düşünün. Sizinle hunharca dalga geçerlerdi. “Kadınlar fırsatçı sever” deseniz de “hadi ya, Einstein” derlerdi herhalde. Kafası masalla bulanmamış herkes çeşitli derecelerde fırsatçı sever, gerçek dünyada sevgi budur. Masal dünyası sevgisi masal dünyası sevgisidir, gerçek dünya sevgisi değil.

Bunun yerine, hayatının sorumluluğunu almak daha akıllıca. Hatta sorumluluğu biraz abartmak da akıllıca. Aldatan, daldan dala atlayan kızlar varlar ve hep var olacaklar. Onlar sizi aldattı diye suç sizde değil. Ama bir iki kızdan kadınları anlamış bir bilge gibi davranamazsın. Birçok kızla aynı durum başına geliyorsa, bu tür kadınları çeken ve bu ilişkilerde muhtemel ortak problem de sensin.

Erkekler için ilişkiler setine de bakmayı unutmayın.

Bu yayını spotify kanalımızdan ya da Youtube kanalımızdan (aşağıda) da dinleyebilirsiniz.

İlk buluşmada sorun yok ama sonra ikinci buluşma olmuyor (Vaka Çalışması)

Abi bir kızla çıkmaza girdim, umarım bana yardımcı olabilirsin. Önce hikayeyi anlatayım. Bu kızla Tinder‘da tanıştık ve bir süre orada mesajlaştıktan sonra telefonunu aldım. Telefonda da bir süre mesajlaştıktan sonra ilk buluşma teklifimi kabul etti. İşlerimiz çok uzak değildi, öğle yemeğinde buluştuk.

Şimdi bu ciddi bir hata. Beraber olmak istediğin bir kadını öğle yemeğine götürme. Bu fazla arkadaşça bir yaklaşım. Beraber olmak istediğin kızla akşam buluşmak istersin. Eğer kız akşam çok erken eve dönmesi gereken biriyse belki ama bu durum haricinde senin hedefin akşam buluşmak ve bir şeyler içmek olmalı. İçki içmiyorsanız limonata için, çay için ama akşam için.

Bunun birkaç sebebi var. Birincisi dediğim gibi gündüz buluşmak daha arkadaşça, akşam buluşmak daha fazla gece sporu çağrıştıran, romantik havası olan bir buluşma. İkincisi tabii ki öğle buluştunuz mu işinize dönmek zorundasınız ama akşam buluştunuz mu, sonra çok iyi vakit geçirirseniz hızlıca başbaşa kalabileceğiniz bir yere geçebilirsiniz.  Üçüncüsü, birçok erkeğin gündüz buluşma sebebi, kızı önce arkadaşça bir şekilde çağırmak ve böylece “korkutmamak”, daha sonra da “kraliçenin” gönlü olursa akşama çağırmak.  Bu bir miktar karşındakini memnun etmeye odaklanma ile alakalı ve iyi bir zihin yapısı değil.

Buluşma fena geçmedi. Hatta buluşmada bir sonraki buluşmada bir şeyler yapmayı kararlaştırdık ve kendisine haber vermemi ve ugun olursa katılacağını söyledi.

Burada da iki hata var. Birincisi, bir buluşmada, bir sonraki buluşmanın planını yapmayın. Birçok erkek bunu, kıza telefonda bir daha ulaşamazsan korkusu ile yapıyor ama yanlışlıkla fazla muhtaç sinyali veriyor. Ayrıca kızın buluşma sonrası acaba bir daha davet edecek mi düşüncesine girerek kendisine duygusal yatırım yapmasını engelliyor.

Ertesi gün ben kıza ulaşmadan o bana ulaştı ve bir önceki gün buluşmadan çok keyif aldığını yazdı.

Buluşmadan sonra buluşma gününde kıza ulaşmayarak doğru yapmışsın, kızın sana bu şekilde ulaşması da iyiye işaret. Ama bakalım ne oldu da bu ilgi azaldı. Bir kadının ilgisi artar ve azalır, ilk başta çok istekli diye sonrasında çok istekli olacak diye bir kural yok. Tabii tam tersi de geçerli. Bu değişim de genellikle ya erkeğin davranışlarına bağlıdır ya da üçüncü şahıslara.

Bu mesajlaşmada akşam yemeği ayarladık.

İşi hala hafif tutup içmeye gitmeniz daha doğru olurdu.

Fakat daha sonra hasta olduğu için bu planı iptal ettik. Sanırım buradan itibaren hata yapmaya başladım.

Buraya kadar üç önemli ve gereksiz hata yaptın zaten.

Hasta olduğu için sabit bir buluşma ayarlamak istemedim ve sanırım bu süreçte çok fazla mesajlaştım.

Evet kızla sadece bir kere buluştun ve şimdi hasta. Nezaketen biraz mesajlaşabilirsin ama kız sevgilin değil. Sürekli mesajlaşmana gerek yok ve aslında böyle yapman sana da olabileceklere de zararlı. Özellikle de hergün mesajlaşma başlatmana gerek yok.

Burada muhtemelen başka kızlarla konuşmadığın ve bu kızla da buluşamadığın için kaygıya kapıldın ve kızı mesajla sıcak tutman gerektiğini düşündün. Kadınlar bu tür kaygı ve korku sinyallerini kapabilirler ve bilinçaltında senin kadınlarla başarısız olduğunu, kendisinden başka kimseyle görüşmediğini sezebilierler. Şimdi bilinç üstünde kadın bunu çok tatlı bulabilir ama bunun bilinçaltı mesajı, senin başka kadınlar tarafından tercih edilmediğindir ki bunun sonucunda da bilinçaltında bir “başkasının tercih etmediğini ben neden tercih edeyim” sorusu oluşur.

Bundan sonrasında genelde erkek kadına sürekli mesajla ulaşmaya başlar. Birçok durumda kadın bu mesajlara sıcak olabilir ama mesajlaşmayı kendisi başlatmaz ya da buluşmak için bir türlü vakit bulamaz.

Kız benden çok daha genç. Ben 32 yaşındayım, kız 24 yaşında ve o yaşta birçok kız gibi mesajlaşmayı seviyor. Sanırım kızı oneitis yaptım. Önceki ilişkim, ben ayrılmış olsam da, sancılı bitti ve bu kızla konuşmaya başlar başlamaz online uygulamadaki diğer kızları tamamen ihmal ettim. Daha da kötüsü, uygulama profilimi kapattım ve böylece başka eşleşmeler de olmadı.

Oysa bu kızla konuşmadığın zamanlarda, başkaları ile konuşabilirdin. Bu da seni oyun konusunda geliştirirdi. Birçoğunuzun hemen yakalayacağı gibi ilk büyük hatası bu. Başka kızlarla konuşup pratik yapmayı bırakmak ve pek de ilgili görünmeyen ama yine de biraz ilgili bir kıza odaklanmak. Bu arkadaş sadece bu kıza odaklanmış ve bu kız o kız diyerek onun peşinde koşmaya başlamış. Çoğu erkeğin kadın erkek ilişkilerinde daha en başta rastladığı bu tuzağa düşmüş : Bu biricik kızın peşinde , sonunda pes edip bana evet diyene kadar zombi gibi koşmalıyım. Haftalarını bazen de aylarını çöpe atmak ve sonunda mavi toplarla başbaşa kalıp hüsrana uğramak için iyi bir formül.

Sen kendini cinsel pazardan çekerek, sadece bir kere buluştuğun bir kız için diğer tüm alternatiflerini çöpe attın. Sadece bu kızla görüştüğün için bu kıza fazla duygusal yatırım yaptın.  Aslında tek bir kızla görüşüyor olsan bile fazla duygusal yatırım yapmaktan uzak durabilirdin ama senin tek kıza odaklanmana neden olan zihin yapının bunu başarması çok zor.

Sanırım hala geçmişten gelen kendine güven problemlerim var. İşin kötüsü güzel kadınlarla tanışma ve ilk buluşma konusunda hiçbir problemim yok ama buluşmadan sonra işleri ilerletmede büyük sorun yaşıyorum. 

Evet muhtemelen ikinci buluşma olmuyor zira ilk buluşmada ve/veya sonrasında muhtaç ya da arkadaşça davranıyorsun.

İkinci buluşmayı iptal ettikten bir  süre sonra bir daha buluşma teklif ettim ama hala hasta olduğunu söyledi. Ben de “daha iyi hissettiğinde görüşmek isterim, kendine iyi bak” dedim.

Dikkat edersen sonra buluşuruz gibi bir şey söylememiş. Bu aşamada hastalığı bahane ediyor diye düşünebilirsin. Burada “tamam daha iyi hissettiğinde bana haber ver” deyip mesaj atmayı kesmen çok daha iyi olurdu. Bunu yaptıktan sonra da sana ulaşana kadar ona ulaşmamalısın. Zira bahanesi de olsa iki teklifin reddedildi. 2 teklifin reddedildiğinde görüşmek istediğinde beni ara anlamına gelen bir şey yazarak topu onun sahasına atar gidersin. Kendi hayatına dönersin ve kızı unutursun.

Burada birçok erkek, kız kendisini bir daha aramaz korkusu ile bunu yapamaz ve kıza ne kadar iyi bir çocuk olduğunu göstermek için kızın sağlığını yoklar durur. Burada motivasyonlarının bir daha aramaz korkusu değil de kızın sağlığına duyulan endişe olduğunu göstermeye çalışır ama bunu kendisi hariç kimse yemez.

“Teşekkür ederim, seninle yeniden görüşmeyi çok isterim” dedi. Ben de “önce iyileşmene bak, seni hasta hasta dışarı çıkarıp daha da hasta etmek istemem ama istersen sana nane limon yapabilirim :)”

Bu oldukça kibar ve tek başına problemi olmayan bir mesaj ama kız eğer hastalığı bahane ediyorsa seni komik duruma düşüreceğinden iyi bir mesaj değil.  Bu bağlamda buram buram kıza yaltaklanma, “ben piç değilim iyi bir çocuğum” derdi kokuyor maalesef.

“Ben de görüşmek ve seni daha yakından tanımak istiyorum.” Biliyorum, çok fazla ve aptalca.

Yani ağzının suyu akıyor gibi yazmışsın aptalca olduğu doğru.  Sadece bir kere buluştunuz, yavaş. Kız senin bu seviyede ilgini kazanacak bir şey yapmadı daha.

İki gün sonra bir daha mesaj atıp sağlığını kontrol ettim.

Evet peşinden koşuyorsun. Aslında kızın sağlığından çok seni unutacağından korkuyorsun. Dediğim gibi “bana haber ver” deyip nextlemen lazımdı. Kız seninle görüşmemek için bahane uyduruyorsa komik duruma düşüyorsun. Uydurmuyor gerçekten hastaysa da peşinden koşuyorsun. Kız yetişkin bir birey, kendi kendini idare edebilir.

Sen bunun yerine kızı bırakıp kendi hayatına dalsan, kızın sonra seni arayıp bir şeyler yapmak isteme ihtimali çok daha fazla. Trajikomik olan da bu zaten. Sen kız seni unutmasın, sen aramazsan aramaz ve buluşamazsınız korkusu ile kıza ulaşarak, kızın seni unutma ve aramama ihtimalini arttırıyorsun.

Sen kızı orada bıraksan, başka kızlara yönelsen, seni birkaç gün ya da hafta sonra ararsa çok daha iyi bir pozisyonda olacaksın. Kız senin yapışkan bir iyi çocuk olmadığını görecek, sen daha antrenmanlı olacaksın, oturduğun yerde duygusal yatırım yapmayı bıraktığın için daha güçlü olacaksın, vs.

Peki ya aramazsa? Aramayabilir ama muhtemelen sen ona ulaşıp dursan da aramazdı.

O gün işe gitmiş ama beni arayıp rahatsız etmek istememiş.

Seni aramaya gönlü yokmuş.

Tabii önce tam olarak iyileş dedim ve biraz hastalığından konuştuk. Ona birkaç ev yapımı ilaç tavsiye ettim. Sonraki birkaç gün ona ara ara ulaşıp sağlığını kontrol ettim. Biliyorum aptalca bir şey yaptım.

Aşırı anlayışlı davranıyorsun ve kızın doktoru rolüne girdin. Ona çok iyi davranırsam, ne kadar cici olduğumu gösterirsem beni sever modu.  Bu maalesef zayıf ve muhtaç bir şey.

Geçen Cuma attığım mesaja dönmedi.

Baktı yapıştın, nezaketen ima edilen “hayır istemiyorum” umrunda değil, sonunda seni görmezden gelmeye başladı. Bu aşamada mesaj atmayı tamamen kesmelisin. Hiçbir şey yapmamalısın. Bu kıza yeterince ulaştın. Aslında çok fazla ulaştın ve sırf bu bile kızı soğutmuş olabilir.

Tinder profilini aç ve başka kızlarla görüş.

Bu kızdan çok hoşlanmıştım …

Yavaş, sadece bir kez buluştun.

ama bu aşamadan sonra ona ulaşıp muhtaç görünmek istemiyorum.

Muhtaç göründün zaten. Ama ona ulaşman sadece muhtaç görünmene neden olsa iyi, aynı zamanda muhtaç olmana da neden oluyor. İçinde bir başlangıç muhtaçlığı olabilir ama muhtaç davranarak muhtaçlığı körüklüyorsun.

Kızı nextledim ve kendi hayatıma bakacağım.

Evet yapman gereken bu. Sana ulaşana kadar kızı unut. Kız sana ulaştığında da hemen buluşma teklif etme. Bunun sebebi, senin 2 buluşma teklifin zaten reddedildi. Buluşma konusunu o açacak ya da sana arka arkaya 2-3 kere ulaşacak. Bu olmadığı sürece buluşma teklif etme.

Erkekler için İlişkiler Setimize de bakabilirsiniz.

Eski sevgilim buluştuktan sonra soğudu

Merhaba, Bir iş arkadaşımla 4 ay kadar sevgili olduk ama ilişkinin son bir ayında soğuk davranmaya başladı ve benden ayrıldı. Arkadaş kalmayı teklif etti ama kabul etmedim ve iletişimi kes kuralı uygulamaya başladım. Aynı iş yerinde olduğumuz için birbirimizi görüyorduk ve bu da duygusal olarak zordu. Ama bunun haricinde iletişime geçmedim, sosyal medyasına da bakmadım.

İki hafta geçtikten sonra bana ulaştı. Kısa bir mesajlaşmadan sonra buluşmaya çağırdım. Buluşma iyi geçti. Nereden anladın diyeceksen sonunda öpüşme oldu 😊 Fakat ikimiz de ailelerimizle kaldığımız için akşamı birlikte geçirmedik.

Şimdi iletişimi kes kuralını uygulamışsın yani kapıyı açık bırakarak arkanı dönüp gitmişsin. Arkadaşlık teklifini de kabul etmemişsin. Muhtemelen sana ulaşmadığı iki hafta zor geçti ve sıklıkla zikerim iletişimi kesmeyi ben bu kızı arıyorum noktasına yaklaştın. Evet maalesef bu zor bir süreç zira kaygı doluyorsun ve kıza ulaşırsan geçici olarak büyük bir rahatlama duyarsın. Ama bu rahatlama kısa ömürlüdür ve sonrasında genellikle, ulaşmadan önceki halinden daha kötü hissetmeye başlarsın.

Kendine hakim olup terk edene ulaşmazsan, o rahatlamayı yaşamazsın ama bu ufak kriz geçtiğinde, öncesine göre daha güçlü ve iyi durumda olursun. Eğer başlangıçta güçlü bir şekilde gelen bu krizleri atlatırsan, kriz dalgalarının gücü azalırken, senin gücün artar. Ama tam tersi bu krizlere yenilirsen, kriz dalgalarının gücü artarken, senin gücün azalır.

Bu tuzağa düşmedikten sonra sana ulaştığında gördüğün gibi ilgi seviyesi 10 üzerinden 5’in üstünde. Ama unutma, çok da üstünde değil sadece sınırda. O nedenle buluşmaya çağırıp işleri ilerletiyorsun ve sizde işler ilerlemiş ve ilgi seviyesi 10 üzerinden 6’nın üstüne çıkmış.

Buluşmadan sonraki günlerde sanki beni çok istiyor gibiydi. Sürekli mesaj atıyordu. Ama sonra bu durum birden değişti. Bana pek mesaj atmıyor ve attıkları da kısa mesajlar oluyor.

Bu, buluşmadan sonraki ilgi seviyesinin düştüğüne işaret. Öpüşmüş olsanız da buluşmada ufak tefek hatalar yapmış olmalısın. Ya da bunu belirtmemişsin buluşmadan sonra mesajların fazla istekli olabilir. Bu ufak tefek hataların ne olduğunun farkında olmayabilirsin ama mümkün olduğu kadar uyanık olup kendini gözlemlemeni tavsiye ederim. Bunlar genellikle kızdan daha ilişki öncelikli olma ile ilgili hatalardır.

Şimdi siz ayrıldınız, önceki ilişkiniz bitti. Seni o terk etti. Sana ulaştı ve buluştunuz. Öpüşme oldu. Ama hala ilişkide değilsiniz ve eğer yeni bir ilişkiye başlayacaksanız da bu ondan gelmeli.

Bir erkeğin bu aşamada yaptığı en büyük hata, fazla umursamaktır. Burada umursamaz olmanız lazım ama umursamaz olmaktan götün teki olmayı, kadını umursamamayı kastetmiyorum. Onunla devam edip yeni ilişkiye başlasam da mutlu olurum, devam etmeyip tamamen birbirimizin hayatından çıksak da mutlu olurum. O benimle de olabilir, başkasına da gidebilir. Ben iki durumda da mutlu olurum (tabii başkasına gittiği için değil, ben de başkasını bulacağım için)”. Umursamamak budur. Bu zihin yapısını elinden geldiğince korumazsan, mimiklerinde, ses tonunda, vücut dilinde fazla “umursar” hareketler yapar ve karşındakini soğutursun.

Beni kendinden uzak tutuyor gibi hissediyorum.

Yazmamışsın ama anladığım kadarıyla buluşmadan sonra kıza fazla ulaşıyorsun. Oysa yeni tanıştığın bir kadından farklı olarak ilk buluşmadan sonra (burada ayrılık sonrası yapılan ilk buluşmadan sonra), onun sana ulaşmasını beklemen gerekiyor. Ve o sana ulaştı mı da ona, onun sana ulaştığından fazla ulaşmaman, ondan daha sık, daha fazla yazmaman gerekiyor. Anladığım kadarıyla sen buluşma ve öpüşme sonrası, fazla umursamaya başladın yani “onunla yeniden olursak mutlu olurum, onunla yeniden birlikte olmazsak mutsuz olurum” kafasına girdin. Bu kaygı yaratır ve kaygından kurtulmak için de kıza fazla ulaşmaya başlarsın.

Senin yapman gereken ise “onunla olsa da mutlu olurum, olmasa da” kafasını geliştirmek için, kız sana ulaşmadığı sürece işine bakmak ve onsuz da mutlu olma yolunda yürümek. Senin onun peşinde koşmanan, seni çekici yapacak şey. Tam tersi onun peşinde koşman ise, bu abartı bir peşinden koşma olmasa bile, seni itici yapıyor.

Lütfen yardımcı ol, ne yapmam lazım? Onu çok istiyorum.

Şimdi öncelikle bu “lütfen yardımcı ol … onu çok istiyorum” zihniyetinden kurtulman lazım ama ona gelmeden söyleyeyim bu aşamada yapman gereken hiçbir şey yok. Sana bir daha ulaşana kadar ona ulaşma ve sana ulaşırsa bir sonraki buluşmayı ayarla. Ama hemen pat diye teklif etme. 5-6 karşılıklı mesajlaşın ve ona teklif etmesi için fırsat ver. Eğer teklif etmiyorsa o zaman sen buluşma teklif et.

Bu arada da elinden geldiğinde kendi içinde umursamamayı geliştir.

Tekrar ediyorum. Umursamamak demek “onunla yeniden bir şeyler olsa da mutlu olurum, olmasa da” demek. Bu ise oturduğun yerde bunu kendine tekrarlayarak olmaz. Üç şeyi bir arada yaparak olur. Ona ulaşma, onu takip etme ve kendi hayatına odaklan.

Bu arada sana ulaştığında uzun uzun mesajlaşma. 5-6 mesaj yeterli. Ayrılık sonrası ilk buluşmada ya da iletişimde en çok yapılan hatalardan biri, terk eden ile fazla mesajlaşmaktır. Ya da uzun uzun konuşmak. Eğer daha fazla konuşmak istiyorsa, yüzyüze buluşun.

Şimdi öpüşme de olduğu için aslında en iyisi kızı evine çağırmak olurdu ama senin böyle bir imkanın yok. Şu aşamada onunla beraber kalmak için ev tutman da fazla. Yani yine dışarda buluşacaksınız ama seninle her iletişime geçtiğinde senin tek hedefin, iyi vakit geçirip fiziksele gitmek. İlişki değil, olmamalı.

Bu aşamada bir kadının seni hergün aynı seviyede istemeyeceğini, ilgisinin dalgalanacağını ve bazen bir süre sana ulaşmayacağını da önceden bilmen lazım. Yapman gereken şey, eğer aranızda mesafeye ihtiyacı varsa o mesafeyi vermek.

Erkek olarak biz, sorunlara çözümler düşünüyoruz ve hemen bu çözümleri harekete geçirmsek istiyoruz. Maskülen enerji hedef belirlemek ve bu hedef için çalışmak ile alakalı olduğu için, terk edildiğimizde de kızı yeniden kazanma gibi bir hedef koyup sürekli olarak o hedef için bir şeyler yapmaya çalışabiliyoruz. Örneğin kız ulaşmadığı zaman, kızın daha fazla ulaşması için ona ulaşmaya çalışabiliyoruz.

Eğer geçmişte zayıf davranışlar gösterdiğiniz için, beta ve dominant olmayan bir şekilde davrandığınız için sizden soğuduysa, yapmanız gereken şey alfa ve dominant davranmak. Umursamaz olmalısınız. Kadınlar, kendilerine karşı duygularından emin olmadıkları erkekleri daha çekici bulurlar. Sizin ondan hala hoşlandığını görmesine rağmen, sizin ona ulaşmıyor olmanız, onda böyle bir etki yaratır. Siz ona ulaşmıyorken ne halt yediğiniz konusunda hayal gücü çalışır ve bir süre sonra kadın, size ulaşmazsa bir daha hiç ulaşamayacağından korkmaya başlar ya da başlayabilir. Bu da onun size olan duygularını arttırır.

Bu arada sadece 4 ay çıkmışsınız. Daha uzun süreli bir ilişki olsaydı bir iki ay bekle derdim ama bu durumda senin başka kızlarla da görüşmeye başlaman lazım. Ya eski sevgili ya sıfır gibi bir moda girme. Sadece bu kıza odaklanmak istemezsin. Bunu yapman, bu kızla olma ihtimalini de azaltır. Tamam, bu kıza karşı yoğun duygular besliyor olabilirsin ama o duyguların kontrolünde olursan, hem bu kızla yeniden olma ihtimaliniz azalır hem de başka biriyle beraber olma ihtimalin azalır.

Erkekler için İlişkiler Setimize de bakabilirsiniz.

Aldatan eski sevgilinin geri dönmesi

3 yıllık kız arkadaşımla son zamanlarda çok sık kavga etmeye başlamıştık. Yaptığım en ufak şeylere bile sinirlenip kavga çıkarıyordu.

Kadınlar bunu yapabiliyorlar. Muhtemelen senden ayrılmak istiyor ama seni terk etmeye zorlamak için kavga çıkarıp duruyor. Bu şekilde seni terk ederek vicdan azabı hissetmeyecek. Birçok arkadaş burada maalesef blöf ayrılığı yapıyor yani kadın peşinden koşar diye terk ediyor ve kadın tabii büyük bir şevkle ayrılığı kapıp gidince de kadının peşine düşüyorlar. Burada yapılacak en iyi şey gerçekten terk etmek ya da kendini tamamen geri çekmektir.

Ben de dayanamayıp ayrıldım. Fakat bir hafta sonra terk eden ben olduğum için aramamda problem yok diyerek aradım. Fakat ayrılmamızın en doğru şey olduğunu, son dönemlerde artık anlaşamadığımızı söyleyerek barışma isteğimi reddetti.

Küsmüyorsunuz ki barışasınız. Seninki blöf ayrılığının geri tepmesi oluyor. Kız ayrılığı senden alıp cebine koymuş.

Açıkçası, daha önce sizin videolarda gördüğüm no contact kuralını uygulamaya başlasam da muhtemelen bu kuralı bozacaktım zira dayanılmaz bir arama ve yeniden denemeyi isteme arzusu beni sürekli ele geçiriyordu.

O arzu özellikle  böyle uzun ilişkiden sonra ilk 2-3 ay şiddetli olur. Ama ilk başlarda çok değişmese de, bir iki hafta içinde bu arzuya her karşı koyduğunda bir sonraki dalganın şiddeti azalır. Her yenildiğinde ise bir sonraki dalganın şiddeti artar.

Fakat kızın tanıdığım bir sınıf arkadaşı (aynı şehirde farklı üniversitelerdeyiz) bana eski kız arkadaşımın beni 5 aydır aldattığını söyledi.

Bak işte bu ekstra can yakar. Ama bu bilgi aslında düşünürsen onu çok daha kolay silmeni sağlar.

İlk duyduğumda beynimden vurulmuşa dönsem de aldatan kadını silme yoluna gittim ve arayıp hesap bile sormadım.

Doğrusunu yapmışsın. Hesap sorsan zaten umrunda olmayacak. Ama daha da iyisi ileride sana geri dönerse kıçına tekmeyi koyarken daha fazla zevk alacaksın. Ve evet, bu kızların önemli bir kısmı, özellikle peşlerinden koşmadığında, utanmadan sana geri dönmeye çalışıyorlar.

Bir iki hafta içinde bu bilginin onu kafamdan atmama yardımcı olduğunu fark ettim.

Olması gereken de bu.

Bu arada aldatma konusuna eminim, iftira değil. Başka birini de konuşturdum. O da biliyormuş ama bana söylememiş.

Bak işte terk edildiğinde bir kızın peşinden koşmamanın bir yararı da, böyle bir durum varsa ya da kız aldatmasa da sonra başkasını bulup gizli gizli onunla görüşüyorsa, kendini küçük düşürmekten kurtuluyorsun.

Neyse kolay bir süreç geçirdiğimi söyleyemem ama no contact kuralını uyguladım. Aramadım, bir kere bile takip etmedim ve kendi hayatıma odaklandım. Aslına bakarsan bu olay okul açılırken olmuştu ve bu sayede okulda ders açısından en iyi dönemimi geçirdim diyebilirim. Bir de bir miktar kilo almıştım onu verip vücudu şekle soktum.

Bravo. Zor olsa da yapman gerekeni yapmışsın.

Ve kız kafamdan tamamen çıkmıştı ama bir ay önce birden beni aramaya başladı.

Evrenin gizemli bir fenomeni de bu. No contact uygulanan eski sevgilinin genelde tam kafandan ciddi oranda çıktığı zaman geri dönmesi. Ne kadar erken çıkarsa da o kadar erken oluyor bu. İlginç bir olay.  Mistik bir şey gibi görünüyor ama bence sebebi terk edilenin eski gücüne ulaşma hızının, terk edenin terk  ederek kazandığı ekstra sanal gücü kaybetme hızını belirlemesi.

Hem de öyle havadan sudan konuşmak için falan değil. Direkt konuya girdi. Beni kaybettikten sonra hayatındaki boşluğu dolduramadığını fark ettiğini …

Boşluklarını dolduran abiden ayrılmış demek ki.

beni kaybetmek istemediğini, yeniden denemek istediğini söyledi. Çok pişmanmış.

Tabii eminiz ki çok pişman 🙂

Açıkçası henüz ona aldatma olayını bildiğimi söylemedim.

Bu, olayı daha da zevkli hale getirecek dedim değil mi?

Benim artık o ilişkiyi geride bıraktığımı ve yeniden başlamayı düşünmediğimi söyledim. Fakat peşimi bırakmıyor. Sürekli buluşmak istiyor. Henüz bunu kabul etmedim.

Buluşma zaten.

Aslında bir yanım acaba bir şans daha versem mi diye düşünüyor. Çünkü gerçekten çok acı çekiyorsa benziyor.

Hayır aman ha! Bu kızdan bir daha sevgili olmaz. Ayrıca bırak acı çekerse de çeksin. Acısını hafifletme konusunda senin en ufak bir sorumluluğun olmadığı gibi, bu konuda yardım edecek en son kişi de sen olmalısın. Bu kadın yetişkin bir kadın ve bunu sonuna kadar kendisi yapıp hak etti.

 Ne yapayım? Ona aldatma olayını bildiğimi söyleyeyim mi?

Şimdi bu kızla en fazla takılabilirsin ama ben şahsen bu kadar uzun süreli ilişkiden sonra bu kızı pas geçmeni tavsiye edeceğim. Tek gecelik bile muhatap olma. Ona aldatma olayını bildiğini şimdi söyleyebilirsin.

“Beni şu şu adamla aldattığını biliyorum, hiç inkar etmeye kalkma bu konuda eminim ve senin açıklamanı dinlemeye niyetim yok. Sana karşı herhangi bir öfkem yok ama bir daha görüşmeyi düşünmüyorum ve beni bir daha aramazsan sevinirim.”

Çok kötüsün 🙂 Özellikle o “sana karşı öfkem yok” kısmı çok can acıtıcı zira direkt ve en acımasız şekilde “hiç şansın yok zira seni tamamen geçmişte bıraktım” diyorsun. Öfke bile hissedecek önemin kalmadı diyorsun. Dedim ya çok kötüsün 😀

Evet aynen böyle de. Bir daha aramaya kalkarsa da kibarca başından sav. Kibarlıktan anlamıyorsa o zaman engelleyebilirsin.

“Cevaplar için şimdiden teşekkürler.”

Vaka çalışması – Sebepsiz yere birden bire terk eden sevgili

“Beni ve ilişkimizi bir çöp gibi çöpe attı.”

Eski sevgilisinin terk etmesinden sonra çok zor günler yaşayan ve hatta psikolojik destek alan bir erkeğin yakarışı bu. Şöyle devam ediyor:

“Daha birgün önce sabah kapıdan çıkarken bana seni seviyorum demişti, ertesi gün ise artık içinde sevgi kalmadığını söyleyerek beni terk etti.”

Bu özellikle başlarda oldukça acı verse de aslına bakarsanız sıklıkla karşılaşılan bir ayrılık şekli. Bazen terk eden kendisinde duygular neredeyse tamamen tükenene kadar ilişki içinde kalıyor ve duyguları hemen hemen bittiğinde ve hazır olduğunda pat diye terk ediyor. İlişkiye kendini fazlaca kaptırmamışsanız, bu kişinin bir ayağının dışarıda olduğunu anlamanız çok zor değil. Ama birçok insan, özellikle de çok tecrübesiz gençler, ilişkiye kendilerini fazla kaptırıp bu işaretleri de göremiyorlar. Sonuçta da terk edende duygusal bağ neredeyse yok seviyesindeyken ve terk eden bu ayrılığa haftalardır hazırlanırken, terk edilenin duyguları yüksek seviyelerde oluyor ve terk edilen için ayrılık sürpriz oluyor. Haliyle terk edilen bu ayrılığa duygusal olarak zerre hazır olmuyor.

Burada terk eden kişinin terk edilene vurduğu darbeyi daha da arttıracak bir durum da, terk edecek olanın bu konuda son ana kadar kendini kandırması ya da bencilce bir şekilde son ana kadar karşı tarafı kandırması. Yani terk eden, hayır ben hala seviyorum diye kendini kandırmak için ekstra yakın davranmaya çalışıp, son ana kadar seni seviyorum diyebiliyor. Ya da kendi işi bitene kadar ilişki sürsün diye rol yapıyor. Her iki durumda da yapmacıklığı fark etmek ve ayrılığa gidildiğini görmek zor değil ama işte dediğim gibi terk edilecek olan da aşk böcüğü olmuş kendini kandırmakla meşgul.

Şimdi bu durumda terk eden kişi haftalardır hazırlandığı için ilişkiyi birden bire bitirip yeni limanlara yelken açabilir ve hatta daha kötüsü ilişkiyi bitirmeden atlayacağı dalı hazırlamış olabilir. Bu da terk edilenin acısını katlayacak ve kendi özdeğerine darbe vuracak bir durum. “Ben bu kadar değersiz, çabuk unutulabilecek biri miyim ki daha geçen hafta bana seni seviyorum darken bugün başka biriyle görüşüyor. Benim hiçbir önemim yoktu demek ki beni bir çöp gibi atabiliyor”. Şimdi çoğu ayrılık terk edilen taraf zayıf ve itici davrandığı için olur ve itici davranan birini unutmak daha kolaydır. Ama olayı o kadar da kişisel algılamamanız ve kendi özdeğerinizi kaybedecek noktaya gelmemeniz lazım zira dediğim gibi muhtemelen o sizi birden unutmadı, haftalar ya da belki aylardır buna hazırlanıyordu. Siz bunu fark edemediğiniz için size birden oldu gibi geliyor. Özellikle de karşınızda daldan dala atlayan yani sadakati değer olarak benimsememiş biri varsa aslına bakarsanız değersiz olan terk eden. Fakat terk eden o olduğu için ve terk edilme takıntı yarattığından, sizin bunu anlamanız zamanınızı alacak.

Buradan anlayacağınız, ilişkide ilgisizlik işaretlerini okumayı bilmek ve bunlara göre kendinizi hazırlamak çok önemli. Her şeyden önce karşınızdaki insanın ne dediğine değil ne yaptığına bakmanız lazım. Sizinle eskisi gibi zaman geçirmeye hevesli değil mi? Sizinle zaman geçirmemek için hep bir bahanesi mi var? Beraberken eskisi gibi heyecanlı değil mi? Seks azaldı ya da bitti mi? Seksi görev gibi mi yapmaya başladı? Sizinle vakit geçirme planlarını erteleyen ve son anda çıkan şeylerin sayısı arttı mı? Bu ve bunun gibi işaretler, dikkatli olmanızı ve kendinizi hazırlamanız gerektiğini gösteren işaretler. Bunları gördüğünüz yerde seni seviyorum, aslında buluşmak istiyorum ama hep bir şey çıkıyor lafları sadece birer laflar. Gerçek de olabilirler ama siz yine de tetikte olmalısınız.

Bu işaretleri görüp de kendinizi kandırmadan değerlendirirseniz, sadece hazır olmakla kalmazsınız. Aynı zamanda ilişkiyi kurtarıcı şeyler de yapabilirsiniz. Eski sevgiliyi geri kazanma ihtimalinin en yüksek olduğu zaman, eski sevgilinin soğumaya başladığın zamandan itibaren henüz eski sevgili olmadığı zaman dilimidir.

İlişkiyi kurtarıcı hareketler ne olabilir? Mesela siz sürekli buluşmak veya seks istiyorsunuz ve o da bir bahane buluyor diyelim. İlişkiyi bitirici bir peşinde koşma ve hatta dilenme sürecindesiniz. Bu durumda kendinizi geri çekmek, en azından 2-3 kere bunlar ondan gelene kadar buluşma ve seks istemeyi / dilenmeyi bırakmak, ilişki kurtarıcı olabilir. Genel olarak sizin de kendinizi geri çekmeniz, karşınızdakine ayrılmadan önce kendisinin de ayrılık ile değerli bir şey kaybedeceğini hatırlatabilir.

Evet size ne kadar mantıksız görünebilir ama bir ayağı dışarıda olan veya çıkışa yönelmiş bir partnere karşı uygulayabileceğiniz en kötü strateji, onun peşinde koşmak ve ona ilgiyi arttırmaktır (eğer bitişe gidişin sebebi sizin ilgisizliğiniz değilse ama o durumda bile ilginizi abartmayın). En iyi strateji ise kendini geri çekmek ve karşı taraf gibi ilişki bitimine hazırlanmaktır. İlişki bitsin istemeyebilirsiniz ama kendinizi buna hazırlamanız lazım. Bu şekilde ilişkinin bitme ihtimali de azalır.

Birden bire, çöpe atılmış gibi hissederek terk edilmemek için dikkat etmeniz gereken bir diğer önemli şey de, ilişkinizi hayatınızın en önemli şeyi veya daha kötüsü tek önemli şeyi haline getirmemektir. Sürpriz ve geri dönüşsüz terk edilenlerin çok büyük bir kısmı maalesef bunun tam tersini yapan insanlar. Kendinizi asla o kadar kaptırmayın, özellikle de başlarda. Böyle yaparsanız kendinizi bir cennet masalında gibi görmek için kafanızı kuma gömüp bariz işaretleri bile okuyamaz hale gelebilirsiniz. Ayrıca ayrıldığınız zaman da yıkılırsınız zira hayatınızdaki en önemli ya da tek önemli şeyi kaybetmenin maliyeti çok yüksektir.

Birdenbire, çöpe atılmış gibi hissederek terk edilmemek için dikkat etmeniz gereken bir başka önemli şey de, kendi özdeğerinizi ve onaylanma ihtiyacınızı, ilişkinize ve partnerinize bağlamamaktır. Tamam ilişkiniz ve partneriniz bunun bir kısmını karşılayabilir ama çoğu ondan geliyorsa maalesef bu durum çifte probleme dönüşür. Birincisi siz karşınızdakine muhtaç hale gelirsiniz ve bir yandan ona duygusal yük olmaya başlarken bir yandan da zayıf ve itici birine dönüşürsünüz. İkincisi, ayrılık sonrası aşırı derecede yıkılırsınız ve özdeğerinizi yeniden kazanmak, onay dilenmek için eski sevgilinizin kapısında ağlar durursunuz.

Tekrar ediyorum, ilişkinizin başından itibaren, en iyi olduğu zamanlarda bile ilişkinizi hayatınızın en önemli şeyi haline getirmeyin ve özdeğerinizi ve mutluluğunuzu büyük oranda ilişkinize ve partnerinize bağlamayın. Bunu ne kadar çok başarırsanız, ilişkiniz o kadar sağlam olur.

Şimdi baştaki arkadaşa dönelim. Kendisi birazdan göreceğiniz gibi ilişki bitiminde bir şok yaşamış ama sonra kendisinin de değindiği gibi orada olan işaretleri görmezden geldiği için bu durumu yaşamış.

Sekiz aylık ilişki içindeyken kız arkadaşım hiçbir sebep göstermeden, birdenbire terk etti ve neredeyse tamamen ortadan kayboldu.

Bakalım sana davranışları ile olayı anlattı mı, anlatmadı mı? Biliyorum, bu bencilce bir terk ediş ama bazı insanlar böyleler ve sizin böyle insanlarla karşılaşmaya hazır olmanız lazım. Çoğu insan size “sorun sende değil bende”, “sen  daha iyilerine layıksın” vs. gibi saçma bahaneler sunarlar ama en azından karşılarındaki insanı rahatlatmaya çalışacak ve bir bahane sunacak kadar önemserler. Neredeyse ghosting ile gideni geri almayın ama böyle davranan insanlara hazır olun. İlişkilerde bindiğiniz daldan önce kendi kanatlarınıza güvenmeniz lazım ki o dal sandığınız kadar sağlam çıkmazsa kendinizi yere çakılmış bulmayın.

Harika bir ilişkiydi, aramızdaki uyum öyle her ikilinin sahip olabileceği veya her zaman bulabileceğim gibi bir şey değildi.

Uzun süreli ilişkileri atlatmanın zorluklarından biri de bu. İnsanın karşısına uzun süreli ilişki uyumu gösterebileceği kişi senede veya iki senede bir çıkar, o da kendisini kadın erkek ilişkileri piyasasına koymuş biri ise. Her hoşlandığınız ya da fiziksel bir şeyler yaşadığınız kişiyle bu bağı göremeyeceksiniz ve hatta çoğuyla bu bağı bulamayacaksınız. Fakat bu bağ her zaman karşınıza çıkmasa da birçok kişiyle yaşayabileceğiniz bir bağ yani buradan o benim ruh ikizimdi, bir daha böylesini bulamam gibi aptalca bir sonuç da çıkarmamanız lazım.

Aslında ayrılık yaşamamış biri değilim ve ayrılıkları da bir şekilde, aşırı zorlanmadan atlatan biriyim. Ama aramızdaki uyum ve bunu birden kaybetmem nedeniyle bunu atlatamıyorum. Öyle ki hayatımda ilk defa bu konuda psikoloğa gitmeye başladım.

Bu kız ilişkinin başından neredeyse son anına kadar sürekli seni seviyorum diyordu. Sürekli olarak beni kaybetmenin onun için bir felaket olacağını söylüyordu. Benimle yaşlanmak istediğini bile söylüyordu.

İşte burada arkadaşım, herkesin bilmesi gereken bir şeyin kokusu var: aşk bombardımanı. Çok erken ve çok yoğun bir sevgi gördüğünde çoğu insanın tepkisi erimek ve kendini kaptırmaktır ama çok yoğun ve çok erken bir güzellik sizde her zaman bunun arkasında bir şey olabilir şüphesi yaratmalıdır. Görünen  o ki sen bu yoğun, emeksiz ve hızlı mutluluk bombardımanına kapılıp bağımlı hale gelmişsin.

Ve sonra aniden, hiçbir sebep göstermeden, kapanış yapmadan bırakıp gitti. Narsist kişilik bozukluğu olduğundan şüpheleniyorum.

Kız narsist biri de olabilir ama senin için önemli olan şu ki senden ayrıldığında sana karşı en ufak bir şey hissetmiyordu. Artık seni zerre önemsemiyor diye narsist etiketi atmak kolay ama durum bu olabilir de olmayabilir de. Benim gördüğüm kız seninle zerre bir şey hissetmediği zamana kadar kalmış. Burada yapman gereken, acaba senin yanlış yaptığın bir şeyler vardı da kız onları düzeltmen için bekledi mi diye bir düşünmek. Şimdi aniden terk eden yani “suçlu” o iken ben niye kendimi suçlayayım diyebilirsin ama burada amacın ani ilişki bitimi yaşamana neden olan zayıflıkların varsa bulup düzeltmek ki bir daha yaşamayasın. Yoksa kızı aklamaya çalışmıyoruz.

Narsist insanlar başkalarına karşı empati duyamıyorlar.

Bu kızın ayrılırken sana empatisi olmadığı kesin ve narsizm skalasında yüksek bir yerde olma ihtimali de çok yüksek. Kişilik bozukluğu mu? Evet bir aşk bombardımanı var ama aşk bombardımanı bazen erkeğin çok aşık bir kadının aşkına kapılıp aşk böcüğü bir yumuşağa dönüşmesi ile de biter. Maalesef kadın ilişkinin sonudaki yumuşakçaya değil ilişkinin başındaki sağlam erkeğe çok aşık olduğu için, o büyük aşkı tamamen ortadan kaybolabilir.

İlişkilerde kabul etmeniz gereken kanunlardan biri şu: karşınızdaki için önemli olan onun sizi ne kadar sevip çekici bulduğudur, sizin onu ne kadar sevip çekici bulduğunuz değil. “Onu çok seviyorum ya da onu benim kadar seveni bulamaz, bunun hiç mi değeri yok” sorusunun cevabı evet karşındaki seni sevmiyorsa hiç değeri yok. Siz de böylesiniz bu arada, siz onu bu kadar sevmiyor olsanız onun sizi ne kadar sevdiği ya da sevmediği de sizin umrunuzda olmazdı.

Beni böyle bir çöp gibi atıp gitmesini hazmedemiyorum özellikle de o yoğun sevgiden sonra. Senin videolarını ve kitaplarını görmek benim için çok iyi oldu. Peşinde koşmadım, geri dön ya da bir açıklama yap diye yalvarmadım ve hatta terk edildikten bir ay sonra, kendime acıma seanslarım devam etse de, kızlarla buluşmaya başladım. Kızlarla görüşmekten zevk almadığımı söyleyemem, burada öğrendiklerimi uygulamaya çalışmak ve başarı görmek ya da başarısızlıktan ders almak oldukça keyifli. Ama neden böyle olduğunu sürekli olarak düşünmekten de kendimi alamıyorum.

Öncelikle senin durumundaki birinin mümkün olduğunca piyasaya dalması ve kadın erkek ilişkileri konusunda aktif olması lazım. Ne kadar kötü hissedersen hisset bunu yapman önemli. Bu senin depresyona girmemen için önemli ama bir başka önemi de eski kız arkadaşının şu an piyasada aynı şekilde aktif olması ve bunun sonuçlarını depresif bir şekilde içine kapanarak görmenin senin için daha yıkıcı olabilmesi. Seni terk edeni, özellikle de seni bu şekilde terk edeni, nedenler konusunda kafanda bir gürültü olsa da hızlıca terk etmen ve o yokmuş, olsa da senin için bir değeri olmamış ve yokmuş gibi davranman, senin iyileşmen için çok önemli.

Fakat ne kadar güzel ve ilginç kızlarla karşılaşsam da, onları eski sevgilimle karşılaştırmadan edemiyorum.

Hayır, burada dikkat etmen gereken şey, senin o etten kemikten kızları, terk edilmenin verdiği takıntı ile kafanda büyüttüğün, hayali bir eski sevgili figürü ile karşılaştırıyor olduğun. Senin yapman gereken, o kızları gerçekle yani terk edilmiş olman ve tamamen yalnız olmanla karşılaştırman. Birçok insan bu hatayı yapıyor ve kızları kafalarındaki bir idol ile karşılaştırıp sonra onlara aynı şeyleri hissedemiyorum diyorlar. Bunun en trajikomik versiyonu, yeni sevgilisi ile eskisi ile olduğu kadar aşık hissetmediğiniz söyleyen, yeni sevgilisini eski sevgilisinin idolü ile karşılaştıran garibanın, yeni sevgilisi tarafından terk edilir edilmez eski sevgilisini bir anda unutup, en taze eski sevgilisini idolleştirmesi! Kafanızda yarattığınız bu idol bu kadar güçlü ama bir yandan da bu kadar kısa ömürlü ve kırılgan bir şey.

Yeniden uzun süreli ilişki uyumlu biri ile belki bir belki iki sene karşılaşmayacağınız için, 4-5 ay kimseyi bulamayınca, onun gibisi olmayacak aptallığına da kapılmayın. Hemen olmayacak. Yoksa onun gibisini bırak daha iyisi de olacak.

Birçok insan maalesef onun gibisi gelmeyecek hurafesine göre yaşayarak, ayrılıktan iyileşmek yerine ayrılık yarasını canlı tutuyor ve sonra onun gibisi ya da ondan iyisi ile karşılaştığında, iyileştirmediği bu yaranın verdiği depresiflik, özdeğer ve özgüven yoksunluğu, sosyal ortamdan uzak durmanın verdiği acemilik ile bu insanı hayatından itiyor! Çok acıklı bir durum.

Aslına bakarsan eski kız arkadaşımla ilgili alarmlar vardı ama ben bunları görmezden geldim. Bunları şimdi görebiliyorum. Kızdı mı kendini kaybediyordu, çok içiyordu ve sarhoşken fiziksel şiddete gidebiliyordu. Son aylarımızda buluşmalarımız ve seks çok azalmıştı. Tamamen işini bahane ediyordu ve gerçekten çok yoğundu ama ben bunun altında başka bir şey olduğunu hissediyor gibiydim. Şimdi geçmişe bakıp uydurmuyorum, en yakın arkadaşıma “bu kızda bir şey var, bu sadece iş yoğunluğu değil” demiştim.

Anlattığın duygu kontrolsüz kadın hiç de ideal bir “ruh ikizi” değil. İlişkiniz o kadar harika değilmiş. Ayrıca kızın soğuma işaretlerini de görmüşsün.

Ama neden soğudu onu bilmiyorum. Yani tamam kıza kapılmıştım ama bunu belli edecek çok fazla şey yapmadım.

Bazen kapılman yeter, kapılmanın kokusu her tarafından akar. Ama belki de kız bu şekilde saman alevi gibi yanıp sönen ilişki insanı, belki sadakatsız, belki daldan dala atlayan biri, belki narsist. Önemli olan şu ki buradan alabildiğin dersi alıp yoluna devam etmen.

Şimdi bu kız geri gelsin istiyor muyum? Evet ama daha çok intikam fantezim var.

Kızı umursamayı bıraktıkça geçecek bir fantezi.

Ama daha çok bir daha böyle dağılmamak için ne yapmalıyım onu merak ediyorum.

Birincisi, bir daha aşk bombardımanı ile eriyip kendini kaptırma. İkincisi, ne dediğine değil ne yaptığına bak. Üçüncüsü ve daha önemlisi, artık çok sağlam bir dal buldum, kanatlarımı güçlü tutmama gerek yok diyerek kanatlarını güçten düşürme. Yani ilişkini hayatının merkezi yaparak, hayatının merkezi olması gereken kendi amaç ve hedeflerini sallama, sosyal hayattan, spordan, hobilerinden, vs. kopma. Çizgilerinden ciddi ödünler verme. Bir kadında ana kucağı buldum artık yetişkin erkekliği bırakıp o kucakta uyuyan oğlan çocuğuna dönebilirim diye hayallere dalma.

Vaka çalışması – Sanal flört

Sanal ilişkiler konusunda daha önce yazmıştım ama o yazı daha çok uzun süreli olarak sanalda ilişki yürüten daha doğrusu ilişki yürüttüğünü sanan insanlarla ilgiliydi. Bundan daha çok rastladığım şeye sanal flört diyeceğim zira iki kişinin sanalda tanışması, uzun süre mesajlaşıp konuşması ve bu uzun sürenin sonunda da genellikle bir tarafın “biz ne yapıyoruz, bu bir yere gitmez ki” diyerek iletişimi kesmesi ile bitişi şeklinde oluyor. Eminim bu uyanışı önce yapan erkek de çoktur ama okuyucu kitlemizin çoğunun erkek olması nedeniyle bize genelde uyanamayan tarafın erkek olduğu hikayeler geliyor.

Bir örneği yorumlayacağım ama çoğu hikaye bunun neredeyse aynısı.

Abi sosyal medyada tanıştığım bir kızla 2 aydır flörtleşiyordum.

Flörtleşmek nedir yahu, flört ediyordum desen neyse de sanki telefon ekranında yalaşıyorsunuz gibi absürt bir kelime bu.

Bilmiyorum, bunun bir zararı var mı? Ben çok keyif alıyordum ama buluşma şansımız yoktu zaten. Aramızda çok büyük mesafe var. Fakat bana kadınlarla mesajlaşma ve flört etme konusunda tecrübe olacağını düşünerek devam ettim. Ayrıca hergün günaydın canım yazan, mesajlaşabildiğim bir kadının olması açıkçası beni duygusal olarak da daha rahat hissettiriyordu.

Şimdi böyle iki faydası var gibi görünüyor ve bir miktar da vardır. Yalnız, yeterince kadın ilgisi görmeyen ve/veya sosyal hayatı neredeyse bomboş bir erkek için sanal da olsa bir ilgi ve sevgi kaynağı edinmenin rahatlatıcı olacağı kesin. Ama bu rahatlama maalesef porno ve fazla mastürbasyon gibi bir rahatlama. Hemen her zaman gerçek hayatta sevgi ve ilgi kazanacağınız bir flört ya da ilişki bulmak için emek harcamamanız için bir bahaneye dönüşen ve zararı hızlıca yararının çok üstüne geçen bir rahatlama.

Tecrübe konusu da aynı. Mesajlaşma başta olmak üzere bir miktar tecrübe edineceğiniz gerçeğine rağmen yine aynı şekilde gerçek hayatta bir flört veya ilişki bulmanız gerekirken sanal flört için vakit ayırmak sizi edinmeniz gereken tecrübeden mahrum bırakır.

Bu konudaki fırsat maliyetini hafife almayın. Birkaç kişiyle aramda şuna benzer bir konuşma geçti:

Mahmut Abi : Küçük bir şehirde de değilsin, dışarı çıkıp gerçekten flört edecek birilerini bulsana.

Danışan: Abi ona hiç vaktim yok.

Mahmut Abi : Bu kızla günde kaç saat mesajlaşıyorsun?

Danışan : Rahat 3 saat abi.

Mahmut Abi : Ayda 90 saatini bu kızla sanal flörte ayırıyorsun ama dışarda gerçek flörte zamanın yok?!?

Danışan : ….

Mahmut Abi : Madem sanala meraklısın, günde üç saatini evde çöpçatan uygulamalarında harcasan en azından kendi şehrinde veya çok yakınında bir kızla eşleşip buluşurdun ki muhtemelen o kadar zaman ayırsan bir kızdan çok daha fazlası ile eşleşip buluşurdun.

Danışan : ….

Mahmut Abi : Orda mısın?

Danışan : (Buradayım abi error verdim, sistemi yeniden başlatmam lazım.)

Kızı oldukça etkilediğimi düşünüyorum zira sürekli olarak mesaj başlatıyor ve çok sıcak konuşuyordu.

Bir kadının sana sanal olarak duyduğu çekim adı üstünde sanaldır. Kağıttan kaledir, bir üflemede yıkılır. Kadın yokluktan sana düşebilir ama gerçek hayatta ya da daha yakında herhangi bir erkek ile karşılaşırsa, sana olan o sanal ilgi, senin sağlam sandığın sanal etkileme bir anda biter.

Fakat son birkaç haftadır soğumaya başladığını hissediyordum. Her şeyi kitabına uygun bir şekilde yaparak durumu yönetmeye çalıştım. Onun mesajlaşmalarına senin yazdığın gibi aralıklar koydum, kendimi geri çektim ama hiçbiri işe yaramadı.

O kadar uzun süre sanal kalmanın, pipisiz mesaj arkadaşına dönmenin dezavantajı, pipisiz mesaj arkadaşına dönmendir. Belki başlarda bu kadar uzun süre ve gerçek bir buluşma olmadan mesajlaşacağınız gerçeğini bilinçaltınız algılamaz ama gerçek 3-4 haftada veya bazen birkaç ayda bir tarafın kafasına dank edecektir. Aynı zamanda siz buluşmadan mesajlaştıkça, bir tarafın daha gerçek veya daha yakın biriyle karşılaşma ihtimali de artacaktır.

Bu nedenle soğuma çoğunlukla kaçınılmazdır. Buluşamamanın etkisi ile erkeğin pipisiz mesaj arkadaşı durumu onu kısa sürede arkadaş alanına atar. Aynı zamanda kadına yürüyen daha fazla olacağı için kadının başka biriyle tanışması ile erkek henüz uyanmadan, önce ikinci plana ve sonra çöpe atılabilir.

Sonra abi kız birden bire ortadan kayboldu. Daha birkaç hafta öncesine kadar sana sarılmak ve kollarında uyumak için neler vermezdim diye kıvranan kız, birdenbire tüm iletişimi kesti ve beni engelledi. Bir açıklama borcu olduğunu düşündüğüm için normal telefondan aradım ve email attım ama ona ulaşamadım.

Bu şekilde ghosting genelde 3 nedenden olur: 1) Kız başkasını bulur, onunla başlar ve senin mesajın o başka biri tarafından görülmesin diye engellenirsin. 2) Kızın zaten erkek arkadaşı veya kocası vardır ve seninle sanal ilgi beslemesi yapıyordur. Bu adamla arası nanedir ya da adam bir nedenden dolayı uzaktadır (askerlik gibi). Adam geldiğinde seninle ilgili her şeyi siler ve seni engeller. 3) Senin bildiğin veya bilmediğin bir eski erkek arkadaş vardır ve kız bu adamla yeniden bir araya gelir.

Başka nedenler de olabilir ama bunlar en sık rastlanan nedenler. Sen gerçeği bilemezsin ama zaten bilmenin de bir gereği yok. Sonuçta sanal kız, hayalet oldu ve senin de hemen şimdi aslında çoktan yapman gereken şeyi yapıp zaten olmayan kızı hayatından çıkarman lazım.

Bazen bu şekilde sanal flört edilen kadın “bizden olmayacak”, “böyle olmuyor” diye konuşarak da flörtü bitirebilir. Bu durumda da uyanın ve çoktan yapmanız gereken şeyi yapıp bu kadınla görüşmeyi bitirin. Bir daha da başlamayın.

Abi birden bu şekilde engellenmek ve yok sayılmak beni çok sarstı.

Sen zaten yoktun.

Bu kızı etkilediğimden emindim.

Sanal olarak etkiledin yani hayal dünyasında etkiledin. Bu da zaten çok zayıf bir etkileme.

Sorun şu ki sosyal hayatım neredeyse yok denecek kadar az ve yürüyecek kız da yok.

Sen de zaten bu sorunları düzeltmeye girişmemek için sanal uyuşturucuya sarmıştın. Sosyal hayatının sığlığı ve kızlara yürüyeme sorunlarını düzeltmeye girişmek, seni gerçekten rahatsız edici, hüsranlarla dolu bir yola sokacak ve o yola girmeyi göze alamadığın için sanal flört ve sonrası olsaydı sanal sevgili yoluna girdin. Ama bu kızla sanal sevgili olsaydınız bile, sosyal hayatını zenginleştirme ve gerçek hayatta kızlara yürüme ihtiyacından uzun süre kaçamayacaktın. Ama maalesef sen bu sorunlarını düzeltmekten geçici olarak kaçabildiğin sürece, bu sorunların büyüyor ve çözümü daha zor ve hüsran dolu bir hale geliyor. O nedenle ne kadar erken başlarsan o kadar iyi. Bugün bu fırsatla şimdi başlasan diyelim 6-8 ayda düzelteceğin şey, sanal sevgili ile bir sene mastürbasyon yaptıktan sonra başlasan belki 12-18 ayda düzelecek hale gelecekti.

Şimdi tabii şunu sorabilirsin: Ben bir yandan sanal flört ederken diğer yandan sosyal hayatımı düzeltmeyle uğraşsam. Bir yandan gerçekten kızlara yürüsem ve bu kızla sanal olarak konuşup iyi hissetsem yararlı olmaz mı?

Maalesef büyük oranda hayır, yararlı olmaz. Hatta zararlı olur. Zira gerçek kızlarla hüsran yaşadıkça, sanala daha fazla kaçarsın ve hüsranın hırsı ile gerçek hayatta daha fazla emek harcamak yerine sanal ilişkinin uyuşturucu etkisine kaçarsın. Böyle bir kaçış yolu bırakmaman çok daha iyi. Ayrıca sanala ayıracağın zamanı gerçek hayata ayırsan daha hızlı sonuç alırsın.

Bak kızlarla sanal tanışabilirsin ve hatta sana yakın bir şehirdeki kızlarla sanal tanışman bile ideal olmasa da %100 sanal flörtten çok daha iyidir. Ben dışarda da oynamanı tavsiye ederim ama dışarda oyun oynayamayacağın bir yerde yaşıyorsan bile sanal tanışmayı kullanabilirsin. Sanal tanıştıktan sonraki 2-3 hafta içinde buluşmaya başlayabilecekseniz, sanal tanışmanın bir zararı yok.

Sence neden birden ortadan kayboldu? Bana olan sevgisi nasıl birden bire bitebildi.

Yukarıda nedenlerini yazdım.

Bana bir akıl ver abi kafayı yiyeceğim.

Yukarıda yeterince akıl verdim sanırım. Sosyal hayatını renklendirme ve hayatında gerçek ilişkiye yer verme ödevinden kaçamazsın ve kaçmamalısın. Sanal flörtü, sanal ilişkiyi hemen hayatından at, acı çekeceksen çek ama bir daha asla yeniden başlama.