Erkek Adam Soru Cevap – Youtube yorumlarında kalan sorular

Youtube kanalımızda sorulan ve orada kalan soru – cevapları buraya taşıyorum. Zaman zaman sosyal medyada geçen soru – cevapları siteye taşıyacağım. Anladığım kadarıyla sitenin soru – cevap kısımları, en az yazıların kendisi kadar ilgiyle takip ediliyorlar:

***

“Mahmut abi, bir kızın kıskandırma shit testlerini geçtikçe kızın onu kıskandığımı anlayana kadar bu testlerin sıklığını ve büyüklüğünü artırması durumu normal mi ?”

Shit test ile ilgili anlamanız gereken şeylerden biri, bunların belli bir sınırı aşması durumda kızın şansını kaybetmesi gerekliliği. Yani kız yüzünüze tükürse “yarabbi şükür shit test” demeyeceksiniz. Sıklık ve büyüklük artıyorsa bir yerde kızın kıçına tekmeyi basmanız lazım.

Senin durumuna gelelim. Şimdi burada iki durum olabilir:

(1) Eğer kıza yürüyorsan ve aranızda henüz cinsel / duygusal bir ilişki yoksa, kız muhtemelen sana shit test atmıyor. Seni kanka olarak görüyor ve her geçen gün daha fazla kanka olarak gördüğü için sana her geçen gün daha fazla şey anlatıyor. Bu durumda kızı tamamen bırak. Ya birden değere binersin ve senin peşine düşer (ama bu durumda da çok şans vermezsin) ya da seni kanka gören kızla boşa zaman harcamazsın.

Şunu unutmayın. Size ilgisi yüksek olan kız, size artan oranda shit test atmaya cesaret edemez.

(2) Eğer kızla cinsel / duygusal ilişkin varsa, kız ya arızadır ya da seninle casual takılıyordur.  Bu şekilde kıskandırmaya çalışan sevgili, rütbe düşümü gerektirir, bir daha yukarı çıkmamak üzere. Kızı tamamen bırakabilirsiniz de. Eğer kız casual ise, bırak anlatsın. Sen yemene bak.

***

Bir takipçi youtube’a yazmış:

Saat 2.53 olmuş ben hâlen bu videonu izliyorum o kadar seviyorum yani seni mahmut abi. Adamsın.

Beni sevmek yerine dinleseydin de 1100’den sonra ekrandan uzak durup en geç 11:30‘da yatsaydın. Gece vardiyan varsa onu bilemem.

***

Mahmut abi sevgilim bana haksız yere küfür edip engelledi , bende onu engelledim , 1 gün sonra engeli açtı ,bende açtım ama 3 gün geçti hâlâ yazmadı , cevap verirsen sevinirim uzun zamandır sıkı takipçinim.

Küfür eden kız özellikle de haksızsa ve engellemişse biter. Bence haklı olsa bile bitmesi lazım, küfür eden kızla ne işiniz var? Bu kız maalesef kendisini bitirmiş, zaten engellemiş de. Bu fırsatla hayatından çıkar ve bir daha da hayatına alma. Başka limanlara yönel. Sana yazsa da buluşma, görüşme, başından sav, yakandan düşür.

***

Abi ben kız arkadaşım olmasını gerçekten çok istiyorum, ama bi kızla o amaçla konuşmak için çıktığımda sebepsizce vazgeçiyorum. Eminim tek değilimdir, güzel bir konuşma konusu olabilir.

Alakalı bir diğer soru:

yks sürecinde karı kız meselerini nasıl halletmeliyiz sanırım set açma bağımlısı gibi bir şey oldum %80 istediğim kızı elde edebilecek gibi hissediyorum ve çabuk sıkılıyorum tamamen bırakmalı mıyım ?

Genç yaşta kız arkadaşının olmasını gerçekten çok istemen saçma, kızlarla cinsel ve duygusal ilişki istemen daha mantıklı. Şu sulu romantizmi bir  tarafa bırakırsak, sen sebepsizce vazgeçmiyorsun, reddedilme korkuna yeniliyorsun. Egonu kurtarnak için de sıkıldım, sarmadı, sebepsizce bıraktım, vs. gibi şeyler uydurup kendini kandırıyorsun.

İkinci çocuk da benzer durumda: “Ben var ya ben, istesem yapardım ama işte istemiyorum. Ah bir istesem var ya …” Egonuzun birincil işlevi, sizi rahat hissettirmek. O nedenle de böyle şeyler düşünmenizi sağlıyor. Bu durumda egonuza fazla kapılırsanız, zarar görürsünüz çünkü sizin egonuzca pışpışlanmanız, gerçekleri acı da olsa kavrayıp onlara göre harekete geçmenizi engeller.

Bu arada YSK sürecinde kız meselelerine bulaşmayın. O soruyu da yanıtlayayım. Kağıttan kaplan yazısına bakın.

Bazı erkeklerde bu durum, kızla azıcık ilerlese ve kız ilgili olsa da var. Yani geçmişte başında kendilerine ilgili kızları, hemen muhtaçlaşarak soğutup durdukları için, “hacı kız ilgiliydi ama sonra birden soğudum bıraktım” gibi de büyüklenerek konuşurlar. Ama aslolan korkudur. Yani birçok kızı ilişkiye girdikten sonra beğenmeyip bırakırsın, o sorun değil. Ama bu nedenle hiçbir kızla ilerlemiyorsan sebebi senin korkundur.

***

Bir kızı mükemmel olarak görme ve ondnan daha iyisini gelecekte bulamayacağını düşünmek (bir kız var ve beni böyle peşinden koşturuyor ) bu düşünceden nasıl vazgeçebilirim bu kızdan daha iyisi bulabilceğimi kendime nasıl anlatabilirim ? Duygusal kontrol güçle mi alakalı mahmut abi 2 3 cümle yazda kendime gelim gerekirse fırça at bana

Öncelikle muhtemelen bu kız var ama seni peşinden koşturmuyor. Seni istemiyor ama sen buna rağmen peşinde koşmaya devam ediyorsun.

Bu iş daha çok pratikle ilgili. Evet duygusal güç kontrolü gerekli ama duygusal güç kontrolünü kendi kendini telkin ederek veya okuyarak kazanamazsın. Kas gücünü kazandığın gibi ağırlık altına girerek kazanırsın. Yani duygusal olarak güçlü biri gibi davrandın mı, duygusal gücü olmayan biri olarak çok acı çekeceğin bir durumda, kendi isteğin ile ve ağlaya ağlaya, duygusal olarak güçlü biri gibi davranmayı seçerek acı çekerek kazanırsın. Ve sadece o anlarda kazanırsın. Okuduğun şeyler seni fazla dönüştürmez ama o anlarda ne yapacağını sana anlatır. Sen tam o anlarda acı çekmeyi seçerek dönüşüm konusunda sıçrama yaparsın.

Şimdi senin örneğine bakalım. Bu kızın yüzüne kapadığı ya da arada açar gibi yapıp içeriye almadığı  kapısına arkanı dönüp gitmen senin için çok zor. Sen duygusal olarak zayıf her erkek gibi, muhtaç ve aç bir şekilde çevresinde dolanıyorsun ve bunu da ah bu kız çok mükemmel gibi saçma sapan bahanelerle yapıyorsun. Ondan daha iyisini bulamam ise komik bir bahane zira sanki bunu bulabilmişsin de bırakacaksın gibi kendini avutmandan kaynaklanıyor. Sen muhtemelen bu kızla hiç beraber olmadın. Ama bir de şu var: Sen kendini dibe batırmadan, bir kızı mükemmel bir tanrıça yapamazsın. Senin şu anki halin gerçekten daha iyisini bulamaz. Aslında daha kötüsünü de bulamaz.

Her neyse, duygusal olarak güçlü bir adam ne yapardı? Bu kızı tamamen, geri dönüşsüz bırakırdı. Sen eğer duygusal güç kazanmak istiyorsan, bu kızın çok mükemmel olmadığını, aslında senin çok aşağıda olduğunu görmek istiyorsan, bu kızı ağlaya ağlaya bırakacaksın. Hayatından çıkaracaksın. Kendi gelse bile almayacaksın. Erkekliğe geçmek için, oneitisini sembolik olarak kurban edeceksin.

Bunu yaparsan, ilerde duygusal olarak güçlenebilirsin. Hem bu kızın yörüngesinde bir zavallı gibi döneyim, hem de duygusal olarak güçlü olayım diye bir şey istiyorsan, hem bütün gün Netflix izleyip hazır gıda tüketeyim, hem de sağlıklı ve iyi vücuda sahip bir erkek olayım gibi bir şey istiyorsun. Olmaz. Her geçen gün daha kötüye gidersin.

Bu kız senin hayatına beraber olman için girmedi. Bırakıp giderek erkekliğe geçişine yardımcı olmak için girdi.

***

abi şimdi 11 aylık samimiyetimin olan hoşlandığım kız geçen ekimde bana açıldı sevgili olduk geçen hafta da ayrıldık şimdi kız bana aniden hiç bir şey yokken soğuk yapmaya başladı bende yapmam gerekeni yaptım şimdi bana karşı hiç birşey hissetmiyormuş Eyvallah. Bu kızın 1-2 tane kız arkadaşı var şuan kızı bana karşı kışkırtmaya çalışıyolar beni aşağılamaya ve rezil etmeye çalışıyor bunlara karşı nasıl bi çizgi çekmeliyim.

Kız arkadaşlarının dolduruşuna gelebilen ve bu nedenle bir şans daha vermemen gereken kızla ayrıldığına göre, artık o kızlarla ilgili yapman gereken tek şey, hepsini hayatından çıkarıp kendi aralarında ne hale yerlerse yesin umursamamak.

***

Merhaba Play Türk diye bir kanal var Manüpulasyonla kız tavlamayı üstelik bunun bir öğreti olduğunu iddia ediyor. Kızları belirli tiplere bölüyor ve her bir kız tipini detaylı olarak analiz edip onlara nasıl davranmalısın gibi psikolojik taktikler veriyor birnevi nabza göre şerbet olayı. Sizin bu konudakı fikirlerinizi önemsiyorum. Yazım hatalarım olabilir şimdiden affola. Teşekkürler.

Kanalı bilmiyorum ve izlemedim o nedenle senin yazdığın yoruma göre fikir bildireceğim. Eski usül Pick up Artist genelde manipülasyondur. Kadınları analiz edip, sınıflandırma, NLP temelli manipülasyonlar, vs.

Benim bu konuda bir şansım oldu. PUA’ları bilmeden önce İlişki Sihirbazı ile tanıştım, Pook‘u okudum (2004 – 2005 civarı) ve başından itibaren odağım erkek adam olmak, kadınları değil erkek olmayı analiz etmek oldu. Kadınlar bizim için birer ayna olarak analiz ediliyorlar yoksa dikkat et saatlerce, “dokumacı kadınlar”, “yıkamacı kadınlar” vs. diye tartışmıyoruz.

Manipülasyon işe yarar mı? Kısa süreli olarak yatmak için eskiden çok işe yarıyordu ama bunlar filmlere bile girecek kadar bilinir olunca, kızlar bunları öğrendiler. Şimdi o kadar etkili olmadığını diye düşünüyorum. Dediğim gibi ben genel olarak bunlara hiçbir zaman sıcak bakmadım ve gereksiz olduklarını, aslolanın erkek adam olmak olduğunu düşünüyorum. Hele bir de NLP tabanlı manipülasyonlar var ki onlarla ilgili düşüncelerim tamamen negatif var.

***

Mahmut abi geçen günlerde geçen bir muhabbetten bahsetmek ve size danışmak istiyorum:

Ben: akşam parti var orda çok güzel kızlar olacak onlarla takılacağım

Kız : (alaycı bir gülüşle)sanki kızlar da seni bekliyordu gelse de eglensek diye

Böyle bir shit teste nasıl karşılık verilmeliydi abi cevaplarsan sevinirim.

Senin yaptığın manipülasyona girer ve genelde ters teper. Kızlara erişim olan adamlar bunu gizli yaparlar, erişimi olmayan adamlar ise erişimi varmış gibi laf yaparlar. Senin erişimin ne bilmem ama bu laf ile “benim kızlara erişimim yok” diyorsun. Kız söylemesi gerekeni söylemiş. Senin bu konuya hiç girmemen gerekiyordu.

Bugün şöyle bir tweet gördüm, onu da konuyla ilgili olduğu için bırakayım buraya:

Babam psikolog olarak derdi ki “oğlum, bir kişi sürekli bir özelliğini dile getiriyorsa, o özellik büyük olasılıkla onda yoktur.” Bir insan dürüst ise neden sürekli ben dürüstüm deme ihtiyacı duysun, bir insan ahlaklı ise neden sürekli hatırlatma yapma ihtiyacı duysun ki.

***

Belcikada yasiyorum, fransizca ingilizce ve turkce konusuyorum, turkiyedeki asgari ucretle kiyaslanamayacak para kazaniyorum ,25 yasinda, cevremdekilerin yakisikli diye tanimladigi birisiyim. Ben herhalde yuzde 20 nin icerisindeyim.

Bunların hepsine rağmen kadınlar konusunda çekingen, tutuk ve duygusal olarak zayıfsan değilsindir, bu konularda en azından normalsen öylesindir. Bir de hangi çöplüğün %20’sindesin onu da hesaba katman lazım. Boğaziçi Üniversitesinde okuyan adam mesela statü olarak genelin tepesinde olabilir ama sadece o okul içinde yürüyorsa (ki çoğu öyle yapıyor) orada %20’de mi acep? Sen de gelip TR’da yürüyorsan tamam ama senden binlerce kilometre uzaktaki pazarda tepede olmanın sana bir faydası var mı?

***

Benim kızlar hakında bir inancım var: Bana göre kızların çoğu ilgi peşinde yani karşıdaki erkekten hoşlanma numarası yapıp, dişiliğini kullanarak onun ilgisini sömürmek istiyor. Sırf bu inancım yüzümden kızlardan soğudum, kendimi aseksüel hissediyorum ve aşka olan inancım kalmadı belki yanlış düşünüyorumdur ama tecrübelerim bu yönde.

Bu inancın, senin ve senin gibi olan büyük çoğunluğun gerçekliği maalesef. Sen karşılaştığın her kızda bunu yaşıyorsun sanırım. Bunun sana işaret etmesi gereken şey, senin cinsel / duygusal olarak etkileşime değer olmadığın ve bu nedenle tek işe yarar tarafının ilgin olduğu gerçeği. Ama tabii bunun yerine “kızlar şöyle böyle” demek daha kolay. Zira şöyle böyle olmasalardı var ya … benim  gibi pırlantayı seçerlerdi ama işte şöyle böyle olduklarından seçmiyorlar.”

Ama maalesef tek bir cümleyle kendini ele veriyorsun: “aşka olan inancım kalmadı”. Masal dünyasındasın. Masal dünyasında yaşayan erkek zayıftır, gerçeklikte güçsüz kalır ve kadınlar için iticidir.

***

Abi ben şunu anlayamıyorum, kadın erkeğin çerçevesine girmeyi her halükarda arzular tamam. Fakat girmek istediği çerçevenin tanımı ne tam olarak? Yani çerçevenin %90’ı işi gücü oturtmak iyi paralar kazanmak mı? Örneğin mesleki bir işi olmayan fakat kendi hobileri, dostları, eğlenceleri olan 20’lik bir genç düşünelim (yaşını genç söyleme sebebim anca bu yaştaki bir insanın çalışmıyor olabileceği) kırmızı hapı da çerçeveyi de bildiğini varsayalım bu herifin çerçevesi olabilir mi? Yani ben çerçeveyi spesifik olarak sınıflandırmadım hiçbir zaman, genel anlamda kadının kendi uğraşları ve eğlenceleri olan bir erkek ile birlikte olması olarak yorumladım. Aklımda erkeğin %70 kendine %30 kadına odaklı olması olarak kaldı. Yanlış mı bu söylediklerim?

Çerçevenin dediklerinle hiçbir alakası yok. Kadının erkeğin çerçevesine girmesi demek, onu evin / ilişkinin direği, kaptan pilotu olarak görmesi demek.

İlişkiyi erkeğin yönlendirmesi demek yani. Spesifik tek bir örnek verme şansın var mı buna? Yani ilişkiyi yönlendirmeye.

Sadece yönlendirme değil sorumluluk da demek. Kaptan pilot – yardımcı pilot çok güzel açıklıyor aslında.

Mesela kız arkadaşının nasıl giyineceğini senin çerçeven belirler. Ben istediğimi giyerim diyorsa senin çerçevende değil. Ama genel hatları ile senin ne kadar açık giyineceğine ait çerçevenin içinde istediğini giyer.

iyi de bu kısıtlamak olmaz mı mesela? Yani kıza onu giyemezsin diyeceksin demediğini biliyorum ama örneklendirmen daha iyi olur söylediğin şeyleri. Misal kız elbise giymek istedi fakat elbise senin anlayışına göre kısa, kıza ne diyeceksin? Kız genel hatlarıyla senin çerçevende olsa bile reddedemez mi sonuçta? Aynı şekilde reddederse veya reddetmese bile bunu giymek istiyorum ama derse ne yapacaksın?

Kıza pek bir şey demeyeceksin. Kimseye çerçeveni dayatamazsın. Sen sınırlarını belli edeceksin, o ona uyacak. Uymuyorsa, zorla kısıtlamayacaksın, kızı salacaksın.

Ve evet bu bir kısıtlama. Bir kadının giyiminin açıklığı, dışarı verdiği cinsel sinyal şiddetini belirler. Bir erkeğin bu konuda çerçevesine uymayan hatun, uymamakta özgürdür ama erkek de kızı sevgili olarak tutmamamta özgürdür.

Kız giyim gibi önemli bir konuda senin çerçevende değilse, genel olarak çerçevende falan değildir. Kendini kandırırsın. Son sorunun cevabını yukarıda ve sitede verdim: Bir kız giyim gibi bir konuda dikleniyorsa, o kız çerçevesi olan bir erkekle sevgili olarak kalamaz.

Çerçevenin camiada pek takılmayan anlamı “kişinin kendisini (kendi ilke, ihtiyaç ve isteklerini) zihinsel dünyasının merkezine koyması”. Günümüzde erkeklerin çerçeve konusunda en çok sorun yaşadıkları yer burası. Kadınını ilke, ihtiyaç ve isteklerini merkeze koyması.

Çerçeve nedir? yazısından:

Bir erkeğin eğer bir kadınla ilişkiye girecekse ilk dikkat etmesi gereken şey, bağlılık sözü vermeden önce kendi çerçevesinin ilişkinin temel çerçevesi olacağını garantilemesidir. Tabii ki arada çevçeve dengesi kadın – erkek arasında gidip gelecektir ama toplamda ilişkinin teması erkek tarafından belirlenmeli ve şekillenmelidir.

Yukarıdaki genelde yanlış anlaşılır zira çerçevenin güç ile pek alakası olmamasına rağmen çerçeve güçmüş gibi algılanır ve böylece çerçeve kontrolü kafada zorbalık gibi canlandırılır. Fakat burada zorlama veya zorbalık yoktur. Her kadın, doğru adamın gelip kendi çerçevesi ile hayatına yön vermesini arzular. İkincisi ise çerçeve, duygusal ya da fiziksel şiddet veya duygusal manipülasyon ile değil, bir duruş alıp onu korumakla sağlanır ve korunur.

***

Mahmut abi diğer kişilere nazaran daha iyi bir tipim var 10 üzerinden 7 veya 8 gibisinden bakımlıyım ama bu 50 kg zarganalara kızlar yanılmak için giderken bize gelen yok fiziğim gayet iyi ve ama anlamıyorum neden

Şuradan başlayayım:

diğer kişilere nazaran daha iyi bir tipim var 10 üzerinden 7 veya 8 gibisinden bakımlıyım

Kadın olsan çok işine yarardı ama “maalesef” erkeksin. Tip önemli ama yanında erkek adamlığın, cesaretin, kendine güvenin falan olacak. Eğer oralarda eksiksen, istersen 10/10 adam ol, 50 kg ama kendine güvenli adam sana nal toplatır.

Günümüzde erkeklerin feminist propagandaya düşmesinin ve feminenleşmesinin en önemli sonuçlarından biri de, kadınları kendileri ile aynı sanmaları. Kendileri çoğunlukla tipe bakıyorlar ya, kadınlar da öyle olmalı! Ama durum bu değil. Erkeğin cinsel pazar değeri birçok şeyin toplamı.

Kadınlarla başarılı erkeklerin önemli bir kısmı, bu başarılarını desteklemek için hem kadınlar hem de çevrelerindeki kadınlardan anlamayan erkekler üzerinde bir ilüzyon yaratırlar. Bu adamlar mesela arka planda kızlara yürürler, defalarca reddedilirler, vs. ama bunları ustaca saklarlar ve sadece kızların kendilerine geldiği anları, başarılı oldukları kızları, vs. gösterirler.

Fakat işin pis tarafı şu ki bu adamlar sizi bilinçli olarak sözle de kandırırlar. Kızı gidip tavlamıştır mesela, bununla ne zaman tanıştın dedin mi, kendilerini çok çekici gösteren bir hikaye yazarlar. Atıyorum kıza yürümüş işi ısıtmıştır, kız senin de göreceğin şekilde pat diye geldiğinde ve oğlana düştüğünde sana “ya işte kendi geliyor hacı, başımdan da atamıyorum” gibi bir hikaye anlatırlar. Ya da belki geçmişte acısını çekip erkek adam olmuştur ama sana bunu doğal şeytan tüyü diye satar.

Bu adamlar burada bir taşla iki kuş vuruyorlar: Bir sizin moralinizi bozarak sizi olduğunu başarısız konumda tutuyorlar ve (2) çok revaçtaymış imajı ile daha da tercih edilir oluyorlar.

Siz kadınlarla başarılı olduğunuzda da bunu yapmalısınız. Zira bu önseçilimdir yani tercih edilen erkek imajı. Fakat işte sen kadınlardan anlamadığın ve tecrübesiz olduğun için, bu ilüzyonu yiyorsun.

 

“İyi” geçen ilk buluşmadan sonra yazmayan kız

Ekşi Sözlükte biri süper geçen bir buluşma sonrası yazmayan kadın diye bir başlık açmış ve ilişki uzmanı ekşici kardeşlerine fikirlerini sormuş. Bize sormamış ama burada bu soruya cevap vermeye çalışacağım ki okurlarımıza bir faydası olsun.

Şimdi öncelikle başlık çok iddialı. Bir buluşmanın süper geçmesinin kriteri eğlenip evlere dağılmak ise, buluşma sonrası seks yapıp sarılarak uyusa nasıl geçmiş olacaktı acaba? Zaten bazı ekşiciler de buna dikkat çekmişler:

süper geçmemiş –  tasasizpenguen

iş görüşmesi gibi. güzel geçtiğini sanırsın ama dönmezler – esmiyor01

Neyse, soruya gelelim:

uzun zamandır tanıdığım ve hoşlandığım kız ile uzun zaman sonra buluşma ayarladım ve onunla güzel bir akşam geçirdim.

Neden bu kadar bekledin ki? Hem tanışıyorsun, hem hoşlanıyorsun hem de harekete geçmiyorsun. Bütün bunlar kızın seni arkadaş olarak görmesine neden olabilir. Sen beklersen, beklemeyen biri kızla birlikte olur. Falan filan.

beraber biletli bir etkinliğe gittik ordan çıkışta yemek yedik.onu evine bırakana kadar yaklaşık 4-5 saat çok tatlı ve eğlenceli vakit geçirdik güzel sohbet ettik.

İlk buluşmada biletli etkinlik dediği sinema, konser gibi bir şey ise bu da yanlış. 2 saat oturup ekrana ya da sahneye bakıyorsun. Oysa iki saat konuşsanız, aranızda bir pozitif cinsel gerilim oluşsa çok daha iyi. Boşa giden birkaç saat alt tarafı ama ilk buluşmada önemli birkaç saat heba olmuş.

yeri geldi fiziksel temasta bulunduk(gülerken el ele değme, evine bıraktığım zaman sarılması vs.)

Gülerken el ele değme kino sayılabilir ama daha fazlası olabilirdi. Fakat burada asıl sorun sarılmak. Eve bıraktığınız kızı öpmüyorsanız sarılmayın. Sarılmayı iyi yönde işaret sayanlara şaşırıyorum. Sarılmak çok arkadaşça bir şey (öpüşmeden sarılmadan bahsediyorum). Aynı şekilde yanağa öpücük de öyle. Arkadaşça bir şey. Gerçi bizimkisi erkeklerin bile birbirlerini yanaktan öptüğü bir kültür (özellikle Batılıların bunu nasıl garip karşıladıklarını bileniniz vardır) o nedenle hadi ondan kaçamazsınız diyelim. Yine de günün sonunda arkadaşça sarılarak arkadaşız sinyalleri vermemen lazımdı.

bir dahaki buluşma için de sözleştik

Bu bir hata. Bir daha buluşacak mıyız, arayacak mı sorusu, bir kadının eve bıraktıktan sonra kendi kendine ve arkadaş mesajlaşmalarında iyi pişmesi için önemli bir malzeme. İlk buluşmada ya da herhangi bir buluşmada, bir sonraki buluşmayı ayarlamayın. Buluşmanın olduğu gece de ayarlamayın. Gerçi kadın sizden hoşlanmamışsa, bunu yaptınız diye hoşlanacağı yok ama sınırda bir yerde ise sizin istediğiniz tarafa gelmesi ya da ilgiliyse daha da ilgili olması için bu önemli. Fakat, eğer kızın kendisi bir sonraki buluşma için plan yapıyorsa, ona da çıkıp “bakarız güzelim” demeyin. Buluşmak için sözleşin ama bu sizden gelmesin.

hatta o efsane soru olan eve vardın mı sorusu da geldi ondan.

Güzel, burada doğru olanı yapıp kızı aramamış, kızdan mesaj gelmiş. Buluşma gecesi kızı aramayın. Ama o ararsa, aradığına sevindiğinizi saklamadan konuşun ya da mesajlaşın.

buraya kadar her şey süper.

Kullandığı kelimeler tesadüfen ağzından çıkmıyor maalesef. Buraya kadar iyi sayılabilecek bir buluşma olmuş ama sorun şu ki, kendi aşırı isteğini kıza yansıtıyor. Bu, buluşmada kendi farkına varmayacağı hatalar yapmasına neden olabilir.

Buluşmalarda kendi yüksek ilginizi karşınızdakinde görmeye çalışmayın. Gerçeği olduğu gibi – ne olduğundan iyi, ne de olduğundan kötü – görmeye çalışın.

Bu anlattığı buluşma, iyi bir buluşma ama bir sonrakinin olacağına dair bir işaret yok (sözleşmeleri hariç) ya da süper değil.

fakat bundan sonra tatsızlık başlıyor. ertesi gün onunla iletişimde kalmaya yazışarak devam etmek için konu açıp bir şeyler paylaşıyorum fakat çok soğuk ve kısa cevaplar veriyor.

Asıl hatayı da burada yapıyor. İlk buluşmanın ertesi günü kıza ulaşması normal hatta olması gereken. Bir 24 saat sonra mesela. AMA bu ulaşma, arkadaşın yaptığı gibi kızla zararsız tavşan mektup arkadaşı olmak şeklinde olmamalı. Arkadaş burada birden bire kıza kanka gibi davranmaya çalışıyor. Amacı tabii ki kızı sıcak tutmak ama bu tek başına kızı soğutacak bir zihin yapısı.

Şimdi tabii kız belki de gece nezaket gereği güler yüzlü kaldı, insani olarak iyi vakit geçirdi ama adamdan hoşlanmadı. Fakat yine de böyle davranmamalıydı. Yapması gereken şey normalde bir mesaj atıp dün geceden çok zevk aldığını yazmak ve … İşte buluşma günü bir sonraki buluşmayı ayarlamanın ikinci zararı geliyor. Zira burada “en kısa zamanda tekrar buluşmak” istediğini belirtip yer – gün – zaman buluşma ayarlamalıydı.

Burada buluşma zaten ayarlandığından “selam, dün seninle vakit geçirmekten çok keyif aldım, sözleştiğimiz yerde görüşmek üzere” yazabilirdi. Ve sonra kız ona yazmadan ya da 2-3 gün geçmeden yazmamalıydı.

konuşmak istemiyormuş havası yaratıyor. sanki o güzel akşamı hiç geçirmemişiz gibi davranıyor.

Şunu çok açık söylüyorum, eskiden telefonlarda mesaj uygulaması olmadığu zamanlarda ikinci buluşma ihtimali daha çok oluyordu. Eski kafalı diyeceksiniz ama bu mesaj uygulamaları erkekleri kadınlaştırıyor. Senin ne işin var mesajlaşma ile konuşma ile. İlk buluşmadan sonra ilişki peşine düşmesi gereken kadındır. Kadınlar mesajlaşmaya ve konuşmaya meraklıdır ve bunu yürütürler. Arkadaş burada kadın rolüne bürünmeye çalışıyor.

Bu kız adamın kız arkadaşı değil. Hergün mesajlaşmak zorunda değil. Duruma bakar mısınız? İlk buluşmadan sonra kız hayatına bakıyor, erkek mesajla, konuşma ile ilişki yürütme peşinde.

bu da benim aklımı kurcalayıp o akşam sonrası beslediğim güzel umutları bi tık yıkıyor.

Dünyanın “gizemlerinden” biri de, ilk buluşmadan sonra bir mesajla kıza ulaşıp sonra kendi hayatına bakan adamın, pembe hayaller, mavi umutlar besleyerek mesaj / konuşma ilişkisi bekleyen adamdan daha fazla iş yapacağı gerçeği.

İlk buluşma olmuş, ikinci buluşma ayarlanmış. Daha neden kızın uzaktan mesaj arkadaşı olmaya çalışırsın ki?

ne yapacağımı bilmiyorum ne yapılır bilmiyorum.

Bir şeyler yapmalıyım yanılgısı budur işte. Senin burada hiçbir şey yapman gerekmiyor. Tek yapman gereken kıza dediğim gibi mesaj atmak ve sonra buluşmak. Arada kız sana ulaşırsa muhabbet edersin, mesajlaşırsın. Kız 2 kere ulaşırsa bir kere de sen ulaşırsın. Ama mesaj / telefon kadın sahasıdır, o sahaya onun çabasıyla girersin, sen kadın olup o sahada top koşturmaya çalışmazsın.

Fakat oğlumuz bir kere “kaybediyorum, kız gidiyor, aman Allah’ım” moduna girdi mi artık bundan sonrası yokuş aşağı. Arkadaşın yazış şekli, kendinin de ödül olduğuna güvenen bir erkek adam gibi mi duruyor yoksa ödülü kaçıracağım tedirginliğinde bir erkek gibi mi duruyor? Arkadaşın zihin yapısı ki çoğu erkek böyle, şu son cümlelerinde açık seçik görülüyor:

biliyorum bu başlığın altı erkek kadın ilişkileri ile ilgili stratejik taktikler ile dolacak. sorun da bu zaten. hislerle hareket etmek gerekirken satranç mı oynanıyor bilmiyorum.

Bir erkek olarak, hislerle hareket etmek gerektiğini düşünüyor! Bana kadın erkek ilişkileri ile ilgili çalışır da olsa tavsiye vermeyin, ben mantığımla, zekamla değil, hislerimle hareket etmek istiyorum diyor. Kadınlar hisleriyle hareket etmeye meyillidirler ama kadınlar bile bu tip erkeklere göre daha mantıkla hareket etmeye meyillidirler.

Bir ömür süren beyin yıkamanın sonucu bu işte: hislerle hareket etmek gerektiğini düşünen erkekler.

Muhtemelen buluşmada da hisleri ile hareket etmiş ve bu nedenle kızın verdiği sinyalleri, davranışları yorumlamak yerine kendi hislerinin fantezi dünyasına kapılarak “süper” bir ilk buluşma geçirmiş.

Benden bu kadar ama bazı tavsiyeler o kadar kötü ki, onları da ele almadan edemeyeceğim:

“30 yaş üstü abilerden genç erkeklere tavsiyeler ;” yazmış biri:

“peki ben şimdi ne yapmalıyım?” sorusuna gelince, içinizden ne geliyorsa onu yapacaksınız tabii ki. merak ettiyseniz karşı tarafa neden öyle davrandığını soracaksınız. üzüldüyseniz hissettireceksiniz, belirteceksiniz. strateji kaygısı gütmeyeceksiniz. saygı çerçevesinde, içinizden nasıl geliyorsa o şekilde davranacaksınız. sadece ikili ilişkiler açısından söylemiyorum bunları. siz hayata karşı net olacaksınız ki karşınıza size “layık” birisi çıksın.

Başkası olma kendin ol, o seni olduğun gibi sevmiyorsa sana layık değil diye kendini avut. Bahse girsek, paramı bu çocuğun bu 30luk abisini dinleyeceğine koyarım. Hislerine göre hareket etmekse al işte sana hislerinle hareket etmek.

Böyle davranırsa ne olacağını biliyorsunuz. Ya da bilmiyorsanız söyleyeyim:

“merak ettiyseniz karşı tarafa neden öyle davrandığını soracaksınız” ve böylece karşı tarafa “neden sen de benden hoşlanmadın, neden beni sevmedin, sen de benden hoşlanmadın” diyecek. Bu çekici bir hareket mi?

“üzüldüyseniz hissettireceksiniz, belirteceksiniz.” Bir buluşmada sana kapıldım, üzüldüm diye hissettireceksin ki kız senin opsiyonsuz, tercih edilmeyen bir erkek olduğunu anlasın. Pardon onu zaten anlamıştır bu sayede kesin olarak bilsin.

“içinizden nasıl geliyorsa o şekilde davranacaksınız” ve içinizden kaybediyorum, o ödül ben ise onu kapması gereken biri işte diye geliyor ve ona göre davranacaksınız. Ne güzel.

“siz hayata karşı net olacaksınız ki karşınıza size “layık” birisi çıksın.” Yani siz ne olduğunuzu ortaya koyun ki kızlar sizi seçme hatası yapmasınlar, siz de opsiyonsuz olduğunuz gerçeğini kabul etmeyip karşına daha bana layık biri çıkmadı diye pornoya dalın.

Şu tavsiyelerin tek bir cümlesi bile bir erkek davranışı gibi geliyor mu? Aslına bakarsan tamamen bir kadından geliyor gibi.

Biri şunu yazmış:

senin için mükemmel geçmiş olabilir; ama karşı taraf için pek de öyle olmamış demek ki mına koyiyim. bunun neyini sorguluyorsun. tek taraflı bi şey olmuş gibi. öteki türlü yazar dururdu zaten.

Bu da fazla kötümser. Muhtemelen bu çocuk, kendi aşırı ilgisi nedeniyle fantezi dünyasına gömüldü ve kızın aslında kendisinden o kadar da hoşlanmadığını anlamadı bile. Kızın davranışı da o yönde.

Ama buna karar vermesinin yolu bir sonraki buluşmaya gelecek mi, arada arayacak mı, o buluşma daha iyi geçecek mi gibi somut davranışlar olmalı. Erkek satışı oldu kabul edip işine bakmalı. Somut davranışlardan ise sonuç ortaya çıkacaktır. Kabul edelim, o buluşma kız için süper falan geçmedi. Muhtemelen iyi bile geçmedi. Yani arkadaşça çerçevede iyi geçmiştir ama kız elektrik alamadı muhtemelen. Ama şu aşamada kızı kendi haline bırakıp kendi işlerine odaklanmalı, ikinci buluşmaya gelip gelmediğine göre bir karar vermeli.

 

Vaka Çalışması – Eski sevgiliyi unutamayan kadın, sabırla bekleyen iyi çocuk

Ağustos sonunda bir kızla tanıştım. Eski erkek arkadaşından yeni ayrılmıştı. Görüşmeye başladığımızda bana eski erkek arkadaşından yeni ayrıldığını ama arkadaş olarak görüşmeye devam ettiklerini söyledi.

Eski erkek arkadaşı ile “arkadaş” olarak görüşen kız, ilişki için tehlikelidir. Özellikle de yeni ayrılmışsa. Bu eski erkek arkadaş yedekte tutulur ve seninle bir sorun çıkarsa ona koşma ihtimali vardır.

Başlangıçta iyi vakit geçirmek için buluşuyorduk ama buluşmalarda birbirimizden hoşlandık. Birkaç buluşma sonra bana benden çok hoşlandığını söyledi. Bu, ayrılıktan bir ay sonra oldu ve beni şaşırttı. Zira ayrıldığı adamla 4 senelik bir ilişkileri vardı.

Rebound sınırındasın. 4 yıl çok uzun bir süre ve büyük bir duygusal bağ veya onun kalıntısı demek. Seninle bir şeyler kötüye gittiğinde, ona dönme ihtimali çok yüksek. 4 yıllık bir ilişkinin kalıntılarından kurtulmak 6 ay – 12 ay sürer. Yani eğer oyunun sağlam ve sen de hemen kapılmayan bir erkek isen rebound tehlikesine rağmen eğlencene bakabilirsin ama yüzüne gülene aşık olan bir AFC isen ya da yeni yeni erkek adam oluyorsan ateşle oynuyorsun. Yazmamışsın ama 1 ay sonra da o adamla arkadaş olarak görüşüyorsa, bu kızla casual hariç bir şey düşünmemelisin. Eğer eleman hayatından çıkarsa ve aranızda 6 ayı aşan bir beraberlik varsa o zaman düşünebilirsin.

2 ay kadar sonra zaten, eski erkek arkadaşını unutamadığını anladı.

Şaşırdık mı?

Eski erkek arkadaşına dönmedi ama bana aramızdaki şeyin çok hızlı geliştiğini ve daha yavaş olmak istediğini söyledi. Bu 3 ayın ilk ayında öpüşüyorduk ama seks yapmadık.

Sebep? Dur tahmin edeyim: tipik iyi çocuksun.

Onun emin olmadan seks yapmayacak bir kız olduğunu düşünüyorum.

Sana kötü haberlerim var ama neyse 🙂 Mr. İyi Çocuk. Kadına saygı şerefimizdir tipi. Belki ama belki diyorum, birlikte olsanız senin için daha iyi olurdu.

Aramızda sexting oldu, onun vücuduna sıklıkla dokunuyordum ama seks yapmadım. Çünkü ona saygı duyuyorum ve seks yapmadan önce bana aşık olmasını istiyorum. Bana olduğum gibi aşık olmasını istiyorum.

Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin. Bu yaptığın, sandığının aksine çok yanlış. Tek başaracağın, kendine güveni olmayan pipisiz bir tavşan olduğunu kıza gösterip durmak. Sana bir haberim var: Kadınlar seks yapmayı isterler ve seks yaparlar. Sen yapmasan, ben yapmasam, köşedeki iyi çocuk yapmasa, yapacak birini bulurlar.

Dur bakalım doğru anlamış mıyım? Kız seninle 1 ay geçirdikten sonra sana “ben eski erkek arkadaşımı unutamadım” demiş. Seks yok. Arada öpüşüp koklaşıyordunuz ama aranızda ilişkiye benzer bir şey de yok. Şimdi o bile yok. Yani sen tabak gibi, uydu gibi bir şey oluyorsun.

En son olarak bana ilişkiye hazır olmadığını söyledi. Bunu anlayışla karşıladım.

Tabii ki. İyi çocuk her zaman anlar. Her zaman saygılıdır. Her zaman efendidir. Kendi isteklerini ve ihtiyaçlarını düşünüp karşılamak gibi kaka şeyleri asla düşünmez. Gel derler gelir, git derler gidemez 🙂

Eski ilişkisini atlatmakta zorlanıyor.

Atlatmasına yardım edecek biri de çıkmamış ki karşısına.

Onu anladığımı ona söyledim. Bence benimle henüz ilişkiye hazır olmamasının sebebi bu. Sebebini bilmese de, bana olan duygularını dışarı vuramıyor. Ama benden gerçekten hoşlandığını biliyorum zira benimle telefonla konuşmadan birgün bile duramıyor.

Allah’ım sana geliyorum 🙁 Dertlerini de anlatıyor mu bari?

Belki de onun peşinde çok koşuyorum zira başında gerçekten çok hoşlanıyordu.

Muhtemelen. Ama daha da kötüsü, sen böyle eski sevgilimi umutamadım diyen, seni yeterince sevmediği belli olan kızın yörüngesinde anlayışla, saygıyla, özveri ile dönüp duran pipisiz tavşan modunda kalarak, kızın saygısını – artık ne kadar kaldıysa – yitiriyorsun. Gerçekten erkek olan bir erkek, böyle ilgisi yetersiz kızların yörüngesinde durmaz.

Sanırım sizin deyişinizle çok iyi çocuk oldum. Anladığım kadarıyla bu itici bir şey.

Hem de nasıl.

Ama sorun şu ki ben bu kızı çok seviyorum. O benim tam aradığım kız.

ONEITIS!

Saçmalama yahu. Kız seni uydu yapmış, önden iki mucuk mucuk çevresinde yedek lastik olarak tutuyor, senin moda bak: Onu görünce anam dimişim, sanki ekşi börek, çemen yimişim, tam aradığım avrat dimişim!

Seni yeterince sevmeyen, seni herhangi bir şekilde sevdiği bile şüpheli olan avrat, aradığın avrat olamaz! Kendini ödül olarak görmeyen, değersiz gören insanlar, kendilerine ödül gibi davranmayan ve değersiz gören insanlara yapışmaya meyillidirler. Yapıştıkları bu insanlar kendileri ile ilgili öz değersizlik hissini doğrularlar. Ayrıca kendilerini değerli hissetmek için yapmaları gereken zorlu davranışsal ve içsel değişimi, o insanları elde ederek değerli hissetmeye çalışmak gibi hayali bir sürece havale ederler.

Kendilerini ödül olarak gören, özdeğere sahip insanlar, kendilerine değer vermeyen insanlardan uzaklaşmaya meyillidirler.

Bu kız senin tam istediğin kız değil. Senin kendine değer vermeye başlamak için girişmen gereken zorlu yola girmek yerine, onayını kazanarak kestirmeden değerli olacağını sanmana neden olan bir hayalin öznesi sadece.

Onu 3 aydan uzun süredir tanıyorum ve hemen hemen hergün mesajlaşıyoruz.

Ama eski erkek arkadaşını unutamamış, aranızda cinsele benzer hiçbir şey yok, ilişki istemiyorum diyor, vs. Kızın kız kankası olsan da seni hergün arar. Kızın mektup arkadaşı, terapisti, uydusu olmuşsun.

Benim acı çektiğimi gördüğü için görüşmemeyi teklif etti.

Acı çeken uydu erkek (temsili)

Ne kadar tatlı.

Bunu iki kere denedik ama birbirimizden 3 gün ayrı kalamadık.

Türkçesi: Ondan 3 gün ayrı kalamadım (ya da  yedek olmadan 3 gün güvende hissedemedi). Acaba hangisi? Belki de ikisi birden. Ben paramı birincisine koyarım.

Ondan vazgeçemiyorum. Vazgeçmek istemiyorum.

Kendini bir fantezi dünyasına hapsetmişsin ki, dışarıda kendine uygun, ilgisi yeterli bir kızla eşleşmek için gerekli reddedilme duvarını aşmaktan korkan çoğu çocuk, kendisine azıcık da olsa gülen kıza sarılıp, kendisini bu fantezi ile çerçeveler.

O benim sadece aşık olduğum kadın değil, en yakın arkadaşım, sırdaşım oldu artık!

Sırlarını da mı paylaştın? Mükemmel! Mükemmel 🙁

Ne yapmalıyım?

Şu an bir avuç oyun hamurundan müteşekkil t***klarını azıcık beton yapman ve kendi ihtiyaçların, isteklerin ve arzuların için sınırlarını çizmen lazım. Günde 2 saat erkekadam.org ve artık iyi çocuk olmak yok yazılarını okumanı, yatmadan hergün 30 dakika podcastlerimizi dinlemeni ve tahtaya 1000 kere “Ben çok efendi bir erkeğim” diye yazmanı, hergün sabah yüzüne bir su çarptıktan sonra sağlı sollu iki tokat atmanı tavsiye ediyorum.

Benim suçum olmasa da benimle ilgili duygularından emin değil.

Bu tamamen senin suçun. Son iki aydır tamamen arkadaş modunda yörüngesinde dönüyorsun.

Şimdi sana tavsiyem, bu kızı hayatından çıkar. Bu kızın hayatında olması senin için büyük bir fırsat maliyeti. Birçok erkek senin gibi yalnız olduklarını kabul edip, acılı ve reddedilme dolu piyasaya çıkmaktan ödleri koptuklarından, azıcık ilgi kırıntısı ile yetinip hayali umut limanlarında bekleşiyorlar. Ama bunun bir bedeli var. Kırıntı değil de gerçekten bir doyum alabilecekleri ilişkilerden mahrum kalıyorlar.

Bu kızla geçirdiğin her gün, sonradan hayatına girecek ve seni gerçekten isteyecek kızlarla geçirdiğin birkaç günden çalıyor.

Bir kadını oneitis yaptığınızda yapabileceğiniz en iyi şey, o kadını geride bırakıp gitmektir. Başta acı çekeceksin ama sonra kendine saygını kazanacaksın.

Sen bu kadına muhtaç olmuşsun. Bir kadına muhtaç olursan, ne o kadına çekici gelirsin, ne de başka kadınlara. Onun yörüngesinde beklemek, seni onun için de itici yapar, diğer kadınlar için de. Yani aslında bırakıp giderek aylar sonra da olsa bu kızla da bir şeyler yaşama ihtimaline sahipsin. Böyle yörüngesinde kalarak bu ihtimali sıfırda tutuyorsun.

NOT: Bundan daha kötü ama benzer bir vaka çalışması için bkz: Seni terk edenin peşinde koşma

Vaka Çalışması – Friendzone manipülasyonu

Burada friendzone ile ilgili sıklıkla söylediğim bir şey var: erkekler, arkadaş çağrışımı yapan davranışlarla, kendi kendilerini friendzone’a atıyorlar. Örneğin buluşmadan haftalarca mesajlaşmak ya da cinsel / duygusal olarak yürümeden defalarca buluşmak gibi.

Bu genellikle doğru bir önerme ama bazı kadınlar erkekleri özellikle friendzone diyarına atmaya çalışıyorlar ve bunun için manipülasyon yapıyorlar. Burada aktaracağım hikayedeki kadın, bu tür bir manipülasyon peşinde ve bu manipülasyonu bilmeniz sizin yararınıza. Soru bana gelmedi, internette gördüm.

Çok güzel, beni ne zamandır ilk defa böyle heyecanlandıran bir kızla tanıştım, telefon numarasını aldım ve çok güzel iki buluşmamız oldu. Birçok ilgi işareti aldım ve ilk buluşmamızın sonunda öpüşüp seviştik ama seks olmadı.

Yiyiştiniz yani, sevişmediniz. Her neyse. Ama asıl problem, senin daha başından kıza bu kadar düşmüş olman. Bu sana çok hata yaptırır. Sakin.

Ama ikinci buluşmanın sonunda soğuk davrandı ve kendini geri çekti. Bir önceki sefer öpüşüp sevişen kadın, …

Yiyişen olacak.

… bu sefer öpüşmedi.

Buluşmada, kızın ilgi seviyesini düşüren bir şey oldu muhtemelen. Belki konuşmalarda bir şeyler oldu, belki birinci buluşma sonunda yiyişmeyi abarttın, belki de kızın kötü bir günü. Ama eğer kız başında ilgili ise genellikle sen aptalca bir şey söylemeyip yapmadığın sürece bu şekilde bir ilgi düşüşü olmayacaktır. Ama eğer kızın ilgisi başından düşük ise, çok da ahım şahım olmayan bir iki hata ile kız bu seviyeye gelebilir. Yani ya kızın ilgisini kafanda abarttın ya da ciddi bir hata yaptın.

Bir tahminde bulunmam gerekirse kendi aşırı ilgini (Abi çok güzel, beni ne zamandır ilk defa böyle heyecanlandıran bir kızla tanıştım) kıza yansıttın. Yani ya o ilgi kızda da var fantezisine daldın ya da kızı kızın seni istediğinden çok daha fazla istediğini ona gösterdin.

Üçüncü buluşma için akşam bir yer düşünmüştüm ama ulaştığımda bana şu aralar pek vakti olmadığını ve vakti olduğunda bana haber vereceğini söyledi. Ben de tamam haber verirsin dedim ve kafamda kızı nextledim.

Güzel. Sen ona bana haber verirsin diyeceksin ama asla beklemeyeceksin. Burada kızı nextle ve kendi işine bak. Kız sana geri dönerse bir şans daha verecek misin buna bakarsın.

3-4 gün ne mesaj attım ne de aradım. Aslına bakarsan, eğer bana ulaşmasaydı, ona bir daha ulaşmayacaktım.

Aynen, burayı güzel uygulamışsın.

4 gün sonra o bana geri döndü.  2 gün sonra vakti olduğunu söyledi ve öğlen bir kafede buluşmayı teklif etti. Bu bana çok arkadaşça geldi. Bir şekilde friendzone gibi.

Evet, kesinlikle. Bunu yakalaman güzel.

Ona daha önceki teklifimi hatırlattım ve akşam orada buluşalım dedim. Kabul etti.

Güzel.

Ama buluşacağımız günün sabahı, akşam değil de öğlen bir kafede buluşabilir miyiz diye mesaj attı.

Kötü. Planı değiştirmeye çalışıyor. Kabul etmemen lazım.

“Güzel bir şarap içmek varken kahve içmeyi mi tercih edeceksin diye dalga geçtim. Sonra da, planı değiştirmeyelim, bu gideceğimiz yer eğlenceli, iyi vakit geçirebileceğimiz bir mekan.”

Güzel.

Cevabı şöyle oldu: Ben şu an bir ilişki istemiyorum …

Evet, bir kadın sana bunu söylüyorsa, o kadına fazla ilişki öncelikli erkek sinyali vermişsindir. Soğuma nedeni bu olabilir. Kız “bu adam benimle, benim onunla istediğimden çok daha fazla ilişki istiyor” dedi mi, adama ilgisi genellikle yokuş aşağı gider. Kadınlar, bir kadın tarafından çekilmeden kafese girmek için can atan kuşların bir arızası (tercih edilmemek, muhtaçlık, zayıflık, efendi erkeklik, vs.) olduğunu sezebilirler.

“ama umarım arkadaş olabiliriz.”

Friendzone teklifi geldi. Aslında çoğu kadın bunu darbeyi yumuşatmak için öylesine söyler ve arkadaş olmaya niyeti yoktur.

Ona kendisi ile arkadaş olmakla ilgilenmediğimi, daha fazlasını düşündüğümü söyledim ve fikrini değiştirirse beni aramasını söyledim. Burada bitse burada da bırakırdım zaten.

Güzel. Teklifini yapmış ve masadan kalkmış.

Bunun üzerine, daha fazlası ile ne demek istediğimi sordu. Ben de buluşmak, birlikte iyi vakit geçirmek, kadın erkek romantizmi yaşamak ve bunun nereye gideceğini görmek dedim.

Güzel.

Bunu anlayamadığını söyledi. Eğer daha fazlasını istiyorsam neden çok az mesaj atıyorsun ve sadece buluşuyoruz diye sordu. Sürekli aranmayı bekliyormuş ve buluşmalarda yaşadığımız şeyin mesajlaşma veya telefonla konuşmaya dönüşmemesine şaşırmış.

Palavra. Manipülasyon. Adam 3. buluşmayı ayarlamak istiyor. Kız ise arkadaş kalalım dedikten sonra bunu kabul etmeyince “sen beni aramadın / mesaj atmadın, vs.” diye faturayı ona kesmeye çalışıyor. Bazı kadınlar böyle karın ağrısıdır ama biraz düşünürseniz, demeye çalıştığı şeyin palavra olduğunu anlarsınız:

Beni yeterince aramadın, sormadın o nedenle sana arkadaş kalalım diyorum.

Yersen diyeceğim de, yiyen çok.

Bu aralar çok yoğun olduğumu söyledim (bu gerçekti) ve eğer mesajlaşmak veya konuşmak istiyorsa bana ulaşabileceğini söyledim.

Az önce arkadaşlıkla ilgilenmiyorum dedin ama şimdi bunu nezaketen söylemediysen mektup arkadaşlığını kabul etmiş oluyorsun! Oltayı yuttun sanki. Bu durumda eğer normalden az mesajlaşma sebebin buysa bir kere söyler orada bırakırdın. İstediğin zaman mesaj at dememeliydin zira sana mesaj attığında, fikrinin değiştiğini varsayman lazımdı. Şimdi bunu nasıl varsayacaksın?

Bu dediğinde haklı olduğunu düşündüm ve gündüz kafede buluşmayı kabul ettim?

Haydaaaa. İyi sıçmışsın. Buna kesinlikle hayır demen gerekiyordu. Kızın çerçevesine giriyorsun. Bu önemli deme, zira önemli. İlgi seviyesi düşük ve sana friendzone teklif eden bir kadınla karşı karşıyasın ve zamanını boşa harcaman önemsiz değil. Belki belki daha iyi bir yer önerseydi giderdin.

Buluşmada uzun uzun konuştu ve bana daha önce bu şekilde bir erkekle buluşup ilk buluşmada öpüşmediğini, bugüne kadar çıktığı erkeklerle önce arkadaş olarak başladığını ve oradan sevgililiğe gittiğini anlattı.

Eject, eject! Seni hala friendzone’a atmaya çalışıyor. Birbirini tanıyan ve sonradan araya hoşlanma giren iki arkadaş değilsiniz dikkat edersen. Senin ilgin arkadaşlıktan öte. Durum buyken bir erkeğin “arkadaşlıktan başlayalım bakalım nereye gidecek?” teklifini kabul etmesi, ilişki isteyen bir kadının “fuck buddy olarak başlayalım bakalım nereye gidecek” teklifini kabul etmesine benzer. Daha önce de belirtmiştik: Kadınlar için ilgi daha önemlidir, erkekler için seks. Erkeğin seks yapmadan arkadaşlık ilişkisinde sırasını beklemesi, kadının ilişki içinde olmadan seks yapıp ilişki sırasını beklemesine benzer.

Eğer geri dönebilecekleri bir arkadaşlık yoksa, hayatına giren kişi ile ilişkileri biterse onun tamamen hayatında çıkmasından korkuyormuş.

Traş. Sana da bravo, orada no contact yapacağına bu saçmalıkları dinliyorsun.

 Ona aynı şeyi tekrarladım: Seninle arkadaş olarak başlamakla falan ilgilenmiyorum.  Ama ilişki sürecinin bir parçası da zaman içinde arkadaşlığın da gelişmesidir …

Burada hem ilişki, hem arkadaşlık kelimelerini kullanman yersiz olmuş.

Sonunda kafede iyi vakit geçirdik ve sonra arabada öpüşüp seviştik.

Yiyiştiniz. Pump up the jam, pump it up yok. Your blue balls on the floor tonight (mavi topların yerlerde bu gece), bilmem farkında mısın?

Gerçi çok kötü değil ama bu kızla arkadaş olarak buluşmama planına sadık kal ve bir yerde yiyiş yiyiş nereye kadar deyip bırak.

Kız 23 yaşında ama ilişkiler konusunda pek tecrübeli birine benzemiyor.

Bunu bilmiyorsun. Yaptığın ya da yapmak istediğin şeyleri rasyonelleştirmeye çalışıyorsun. Yani la-pompa olmadan arkadaşça buluşmaları.

Belki de korkuları var ve kendini korumaya çalışıyor.

Ya da seninle o kadar ilgilenmiyor ve çevresinde uydu olarak dönmeni sağlamaya çalışıyor.

Çünkü, geçmişte kalbinin kırıldığından bahsetmişti.

23 yaşındaki her genç insan gibi. Buradan kurtarıcı planına düşersin. Pardon bir yere düşemezsin, kurtarıcı planı olan uydu olarak yörüngede yaşarsın.

Kızı birçok açıdan beğeniyorum o nedenle kararsız kaldım. Bu şekilde buluşmaya devam etsem mi, bıraksam mı?

Şu arkadaş olamayız dediğin yerde bıraksaydın ve kızın aramasını beklesen iyiydi. Orada tükürdüğünü yalamışsın. Kızın kafe buluşması isteğine boyun eğmişsin.

Kızın ilgi seviyesi sınırın azıcık üstünde. Bu aşamada 3-5 gün zaman ver belki o sana ulaşır ve bu şekilde olursa buluşmada kızla daha fazlası şansı yüksek olur. Eğer o sana ulaşmazsa ona ulaş ve buluşma ayarla. Sen mesaj atmadın zart – zurt olayına girerse “1950’lerde yaşamıyoruz, bak ben atıyorum sen de atabilirsin, başarabilirsin ha gayret” diye dalga geç.

Ama bu kızla bir yere gitmesi ihtimali düşük o nedenle 2-3 buluşmada da bir şey çıkmazsa, kızı hayatından çıkar.

 

Erkek Adam Türkçe Podcast – Freddie & Mahmut Abi ile cevaplanmayan sorular

Discord adminimiz ve yazarımız Freddie’nin Youtube kanalı var. Burada Mahmut Abi ile cevaplanamayan soruları konuşuyor. Şimdiye kadar yapılmış olan videoları buraya koyuyoruz. Videoların devamı gelecek, Freddie’nin Youtube kanalına abone olarak oradan takip edebilirsiniz.

Freddie bunları kendi spotifyına koyacak ama henüz bu kanalı açmadı.

Cevaplanmayanlar 1 – Nasıl çevre yaparım?

Cevaplanmayanlar 2 – Okumak, Okumak ama Yapamamak!

Cevaplanmayanlar 3 – Neden Evlenmelisin ve Neden Boşanmalısın?

Cevaplanmayanlar 4 – Her Şey “250 Gram” İçin Mi? Bu Ne Saçma Düşünce!

Cevaplanmayanlar 5 – İnancın Karşı Cinsle İlişkini Gerçekten Engelliyor Mu?

Cevaplanmayanlar 6 – Bir Zaman Gelip Her Şeyin Yoluna Gireceğini Mi Düşünüyorsun?

Cevaplanmayanlar 7 – Tanışmak İstediğin Kadın Çığlık Atar Mı ve Tesbih Testi

Cevaplanmayanlar 8 – İlk Buluşmada Neden Donup Kalıyorsun ve Eğlenen Ustalık

Cevaplanmayanlar 9 – İlk Buluşmalardaki 3 Aşama ve Kino Nedir?

Cevaplanmayanlar 10 – Uzak Mesafe İlişkileri Nedir, Neden Yapılır, Nasıl Sorunlarla Karşılaşılır?

Cevaplanmayanlar 11 – Aldatma Üzerine

Cevaplanmayanlar 12 – Var Olmayan İlişki Türü: Sanal İlişkiler

Cevaplanmayanlar 13 – Kadınlarla İlişkilerinde 20’lerindeki Erkekler

Yedekte tutan kadın

Bu siteyi okuyanlar, yedekte tutan kadın başlığını okuyunca, uydu erkek diye düşünmüşlerdir. Ama uydu (ilişki ihtimali olmayan ya da çok az olan kadının çevresinde dolanan, arkadaş oyunu ile sinsice don içine gireceği günü bekleyen) erkeklerin önemli bir kısmı, yörüngede kendi kendilerine dolanıyorlar. Bu erkekler yedekte tutulmuyorlar, kendileri bir şekilde yörüngeye yerleşiyorlar. Burada bahsedeceğimiz erkekler, uydu erkeklerin bir alt grubu. Bu grubun derdi, yedekte aktif olarak tutulmaları.

İngilizcede bunun argosu benchning yani (yedek kulübesindeki) bankta bekletmek. Burada bekleten kişi, bekleyeni aktif olarak bankta / yörüngede tutuyor:

“Birinin sizinle tam olarak ilgilenmemesi ama aynı zamanda sizin yörüngeden çıkmanınız / banktan kalkıp gitmenizi de istememesi”

Türlü türlü yedekte tutma var. Özellikle internette tanışma yaygınlaştıkça, online olan yedekte tutmalar artıyorlar zira bunlar daha kolaylar. En yaygını, sizinle çok sıcak konuşan ama sizinle buluşmaya yanaşmayan kadınlar. Eğer kadın erkek ilişkilerinde tecrübesiz ve çocuksuysanız, yörüngeye yerleşebiliyorsunuz. Zira bırakıp gideyim deseniz ortada sıcak bir konuşma, arayıp soran bir kadın var. Ümit var, icraat yok. Bu nedenle birçok erkek, özellikle de opsiyonsuz ve yokluk zihniyetindeki erkek, birgün ilk 11’e girerim umuduyla yedek kulübesinde bekliyorlar.

Diğer yaygın bir yöntem de, bir kızın sizinle buluşması ama buluşmaların ısrarla bir yere gitmemesi. Bu bir yere gitmeyen buluşmalar sonucunda erkek bir yerde bırakıp gitse bile, kadının hemen peşinden koşması. Ama peşinden koşmaya kanıp kalan erkeğin yine bir kol mesafesi uzakta tutulması. Örneğin kız erkekle buluşuyor, evine bile geliyor ama kanepede bir kol mesafesi uzakta duruyor, öpmeye bile izin vermiyor. Ama erkek bırakıp gidince peşine düşüyor, konuşmak, buluşmak istiyor. Bu da bir yörünge işlemi. Adı üstünde yörünge: kadının erkeği yörüngede tutacak kadar çekim vermesi lazım yoksa erkek yörüngeden uçar gider. Ama yeri geldiğinde itmeli ki Apollo karanlık deryalara splashdown (suya iniş) yapamasın.

Bunun bir de yarı çekimli versiyonu var. Kadın hiç aramıyor mesela ama adam aradı mı gayet güzel muhabbet. Ya da adamla buluştu mu eğlenceli, güzel (güzel eksi cinsellik) zaman geçiriyor fakat iki buluşma arası adam aramasa varlığını gösterir hiçbir hareket yapmıyor.

Yedekte tutulmaktan nasıl kurtulursunuz?

Öncelikle “biraz daha çabalasam belki olur”, “bıraktım ama belki bir adım daha atsam olurdu” gibi sinsi düşüncelerden kurtulmanız lazım. Ayrıca yedek kulübesinde oturmaya gönüllü olmanıza neden olan asıl problemi ele almanız lazım: İlk 11’de oynayacağınız başka bir takım olamayacağı inancı. Bunun “ben olabileceğini biliyorum, istesem bulurum ama bu takımı istiyorum” versiyonundan kurtulmanız lazım. Egonuzun birinci vazifesi sizi rahatlatmak ve başka takım bulamayacağınızı düşünüp sizi strese sokmak yerine “ben istesem olur ama istemiyorum” diye sizi pışpışlıyor. Burada egonuz sizin dostunuz değil.

Next (bir sonraki), aslında sizin bir kadınla gereksiz yere vakit kaybetmemeniz için var ama sizi yedekte olmaktan da koruyacak bir araç. Bir kadına iki buluşma teklif ediyorsunuz ve bunları reddediyorsa next. Bir daha o sizi arayana kadar siz onu aramıyorsunuz. Bir daha sizi ararsa ama buluşma lafını ağzına almazsa, bir süre sonra kısa ve aralıklı iletişim ile kibarca başınızdan savıyorsunuz. Bir daha sizi ararsa ve buluşursa bakarsınız.

Bir kadınla 3 bilemedin 4 kere buluştunuz ama sizinle ileri gitmiyor mu? Sizi “arkadaş” olarak mı görüyor? Duygularından emin değil mi? Next. Emin olunca daha doğrusu duyguaları sizin istediğiniz yere gelince sizi arasın. O zamana kadar (ki o zaman gelirse eğer) görüşmüyorsunuz.

Bakın unutmayın, yedekte tutan kadın, sizi özellikle orada tutmak için her zaman bir çekim yaratacaktır. Siz onu nextlediğinizde, sizi arayıp peşinize düşecektir. Burada sizin için kriter, sizin istediğiniz şey oluyor mu olmuyor mu? Belki bir buluşmada değil, belki 3-4 buluşmada ama daha da uzuyorsa, o kadın sizi yeterince istemiyordur. Bırakır gidersiniz, çoğu kadın da orada burakır. Ama yedekte tutan kadın, sizin peşinizden gelir fakat yine bir şey olmaz.

Burada sizin için en önemli oyun, kadının ilgisinin yeterli olup olmaması. Ama ilgi yeterliliği ne demek bunu unutmayın:

(İlgisi yetersiz derken) ilgisi, kendine değer biçen bir erkeğin ilgisine değecek seviyede görünmüyor diyorum. Kız seni istiyor mu acaba şeklinde ilgiden bahsetmiyorum. NEXT ile bazen aslında size ilgisi olan kız, ilgisini zamanında, yeterince gösteremediği için sizi kaybeder şeklinde bakmanız lazım. Ben 100% elinin altındayım yeterki biraz da olsa ilgisi olsun şeklinde değil.

Kızın yanlış adımlar atması, zamanında adım atmaması, vs … ile aslında istese de şansını kaybedeceği adamlar olun.

Bu tür manipülasyonlardan kendinizi korumak için, ilgi yetersizliği konusunda, abartmadan olduğundan az görmeye meyilli olun.

Pırlanta gibi mutsuz erkekler, piç gibi it gibi mutlu herifler

33 yaşında biri şöyle yazmış:

Kendimden ve çevremden gördüğüm kadarıyla hep paralı ya da karaktersiz erkekler evliliklerinde mutlular. Tabi istisnalar kaideyi bozmaz. Parasız erkeği yalnızca annesi sever misali … Adam zengin, itin teki ama karısı kocasından başkasını görmüyor. Ya da adam şerefsizin teki zengin değil ama bu tip te hep mutlu tapılıyor adeta bu tiplere. Hadi parası olanı anladık karşı taraf kullanıyor bu durumu peki ya şerefsiz itlik yapan insana neden tapılıyor anlamış değilim. Ciddi anlamda pırlanta gibi insanlar (erkekler) tanıyorum ya mutsuzlar ya boşanma aşamasına gelmişler ya da boşanmışlar. Karılarına lüks hayat sunamayan çoğu erkek, evliliğinde mutsuzlar, sevilmiyorlar ve sayılmıyorlar.

Bunu yazanın, kadınlarla başarılı erkeklere karşı hıncını ve kıskançlığını hissedebiliyor musunuz? Kullandığı kelimeler, “karaktersiz”, “it”, “şerefsiz”, vs. Bunun efendi çocukların geliştirdiği bir savunma mekanizması olduğundan daha önce bahsetmiştik. Kendileri gibi “iyi çocuk” (pırlanta gibi erkek) olmayan erkeklere bu çamurları atarak üste çıkmaya çalılıyor. Aslında “ben bu kadar iyiyim, farklı olmak için en efendi benim ama neden onlar kazanıyor?” diyor.

Şimdi pırlanta gibi çocukların erkekliklerinden utanır hale gelmeleri ve erkekliklerinden başarı ile kurtulmaları sonucunda, meydanın erkekliklerinden utanmayan piçlere kaldığından da daha önce bahsetmiştik. Piçi çekici yapan kötülükleri değil, erkekliklerinden utanmamaları. Koca bir Pook’un Kitabı bu konu etrafında dönüyor:

İyi çocuklar mı piçler mi olayına bir şey ekleyeyim: piçler kazanıyorlar zira kendini beğenmiş duyarsızlıklarında, ham cinselliklerini hiçbir zaman saklamıyorlar. İyi çocuklar ise duyarlılıklarında cinselliklerini saklıyorlar zira bunun kadınları ezdiğini düşünüyorlar.

Fakat iyi çocuk bunu göremez, görse zaten “iyi” kalamaz. İyi çocuk kendisini erkeklikten arındırdığını kabul edemeyeceği için, karşısındaki adamlarda çekici olanın kötülükleri olduğunu, kötülük “sevici” oldukları için de kadınların kötü olduğunu düşünürler.

Karılarına lüks hayat sunamayan çoğu erkek, evliliğinde mutsuzlar, sevilmiyorlar ve sayılmıyorlar.

Bu erkeklerin mutsuz olma sebepleri lüks hayat sağlayamamaları değil, sağlayıcılıkları hariç çekici bir taraflarının olmaması. Olmayan çekicilik yerine ödemeleri talep ediliyor ve bu talebe de boyun eğdikleri için daha da yeriliyorlar. Daha önce de belirtmiştik: Özellikle evlilikte, bir kadını mutsuz etmenin en kolay yolu, onun her istediğini yapmaktır. Özellikle de bu istekler sizin gücünüzü aşıyorlarsa.

Yanlış anlamayın. Bir evlilikte seks ve finans en önemli şeylerden ikisi. Bu ikisi kötü ise o evlilik kötüye gider. Ama bu arkadaşın bahsettiği sorunu yaşayan insanların büyük kısmı normalde orta ve ortanın üstü insanlar. Yani görece olarak paraları yok değil. Bu adamlar, omurgalı olmadıkları için sevilip sayılmıyorlar. Güçlerini aşan bir lüksü sağlayamadıkları için değil.

Haldun Abi bu pırlanta gibi mutsuz erkekler ile onların mutsuz karıları konusunu, 20 sene önce Magandalar Kadınları Daha Çok Mutlu Ediyor yazısında anlatmıştı:

Örneğin izlediğim ailelerin en mutlusu, en çok para kazanını olsaydı ve mutsuzu da en fakiri çıksaydı, bilimsel açıdan iş çok kolaylaşacaktı. Bana yıllık maaşını göster, sana ne kadar mutlu olduğunu söyleyeyim deyiverecektik. Ama bu kadar kolay olmadığını biliyoruz.

Sonunda aşağıda anlatacağım noktaya geldim ve en azından, bizim “maganda” diye adlandırdığımız türden bazı insanların, kadınlarına “aydın” diye adlandırdığımız kişilerden daha doğru davrandıklarına inanmaya başladım.

Hayır maganda olmamız gerekmiyor. Ama magandaların her şeyi yanlış yaptıkları saplantısından kurtulup, onları incelememizde hatta bazı davranışlarından ders almamızda hiç bir sakınca yok.

Öncelike bir kadınla evli ya da uzun bir ilişki içindeyseniz vereceklerinizin sınırını çok iyi çizin ve bu sınır aşıldığında ölümü bile göze aldığınızı çok ama çok açık bir dille belirtin (ve gerektiğinde uygulayın).

Hipergami yine yeniden

Hipergami konusunda gerçeğe dayanmayan düşünce ve korkular arada bir yorumlara geliyor. Bunu arada bir hatırlatmakta fayda var yoksa sırf bu kavram bile klasik mavi haplı masallardan kaynaklanan yanlış anlaşılamalarla birleştiğinde, erkeği negatife itmeye yetiyor:

Mahmut abi, kızların hipergamik olduğunu kabul ettikten sonra nasıl kızlara güvenmeye hâlâ devam edebiliriz? Özellikle 20-27 yaş aralığı yani hipergaminin zirve yaptığı dönemde.

Bkz. Kadınlara güvenmek İlişkilerde bindiğiniz dala değil kanatlarınıza güveneceksiniz ve yetişkin erkekliğe, oğlan çocukluğunda ihtiyacınız olan güven ihtiyacını taşımayacaksınız.

Kızlar hep erkekler arasında en iyisini secmek istiyorsa …

Böyle bir şey yok. Kadınlar erkekler arasından, kendi kapasitelerinin elde edebileceğinin en iyisini seçmek istiyorlar. Bazı kırmızı hap mankafası insanlar ki sayıları camiada çok, bunu aynen senin dediğin gibi yazıyorlar. Bu, kadınları tanrıça gören mavi kafanın uzantısıdır. İnsanlar, en önce kendi kapasiteleri ile sınırlıdırlar. Kadınların öyle en iyisini seçme gibi bir lüksü yok. Sosyal medya tarafından egosu şişmiş bir kadın bile genellikle kendi kapasitesini için için bilir. Bilemeyecek azınlığa bulaşmayın yeter.

… ve biz bi ciddi ilişki içindeyken bizden daha iyi bir erkek ona yürürse kız neden “daha iyisini cepte buldum, bununla devam edebilirim” demesin ki?

Çünkü karşında dürtülerinin esiri bir süper yaratık değil, bir insan var. Öncelikle hipergami tek çalışır dinamik değil. Kadınlarda hipergami var demek, kadınlar sadece hipergaminin esiridir demek değildir. Bkz.  kaplan terbiyecisi, bkz. Hipergami üzerine notlar, bkz. awalt

Kısacası (a) her kadında aynı seviyede hipergami vardır ama her kadındakiahlak, dürtü kontrolü, vs. seviyesi aynı değildir. O nedenle kadını seçmek önemli. (b) Kadının erkeği yeterince erkekse, eldekini bırakıp gitmenin kaybı yüksek olursa, çoğu kadın bu atlamayı düşünmez bile. Erkek adam olarak değersiz, masküleniteden uzak, iyi / efendi çocuk sünepesini bırakmak pek kayıp olmadığından, o tip adamlar hipergaminin insafındadır. Yani senin yeterince erkek olman önemli.

Erkekler de önüne gelen güzel kadına kayma dürtüsüne sahip ama sırf o dürtü ile mi yaşıyorlar? Erkeklerin tohumlarını yayma dürtüsü en öncesinde kapasiteleri sonra kendi ahlak anlayışları ile sınırlı. Kadınlarda da aynı.

Sırf duygusal bir bağ var diye daha etkileyici olan erkeğe gitmeyen kız bize sevgisinden değil ilişkiye saygısından devam edecekse bence etmese daha iyi. Gitsin o alfa bireyle takılsın, çiftleşsin.

Vay. Çok romantiğiz. Bence sen bu absürt romantik düşüncelerden kurtulamazsan git masal dünyasında pembe pembe yaşamaya devam et. Kafandaki kutsal aşk çocuğu hayatına hastalıklı bir çocuklukla bağlı kalmaya devam ediyorsun ve yetişkin bir erkek olmak istemiyorsun henüz. Fakat egonu şişire şişire “gitsin onlarla takılsın” dersin, kadınlar da hay hay derler ve sen de kadınlardan, kendinden, dünyadan nefret ede ede yaşar gidersin. Zihin yapın hala mavi haplı bundan hızlıca kurtulman lazım.

Anlayamıyorum hâlâ bu durumu, yanımıza her alfa gelişinde onu kıskanmamız mı gerekecek?

Cinsel rakiplerini kıskanmak kadınlara özgü bir harekettir. Erkekler böyle işlemezler ama günümüzde erkekler feminenleştiği için cinsel rakiplerini kıskanmaya başladılar. Yeterince erkek adam isen, kimseyi kıskanmana gerek yok.

Erkek adam aldatılmaz mı? Aldatılır. En alfa adam da aldatılabilir. Ama yetişkin bir erkek bundan korkmaz. Zira hem bunun ihtimali azdır hem de oldu mu erkeğe zarar verme şansı yoktur. Bu tür korkular, erkek cinsel çekiciliğinden yoksun ve bir kadına tamamen yatırım yapıp terk edilince yıkılacak adamların derdi.

Hipergami gerçeğini bilen bir erkek söylemesi ayıp gavat gibi hissetmez mi bu duruma kayıtsız kaldığında?

Gavat ne alaka? Yukarıda sıraladığın kırmızı hap mankafalılığı düşüncelerine devam edersen böyle absürt, saçma sapan ve alakasız şeyler düşünürsün.

Kırmızı hapı her bünye kaldırmıyor zira böyle gerçekten kopuk ve izole yorumluyorlar. Senin şu anki durumun şuna benziyor: Kırmızı hap sana trafik kurallarına uymazsan, iyi sürücü olmazsan başına gelecekleri gösteriyor. Zira sana nasıl sürersen sür, gideceğin yere mutlu mesut gideceğin anlatılmış. Kendin gibi sür, kimsenin sana şöyle ol demesine izin verme masalından uyanmışsın. Bu durumda trafik kurallarını öğrenmek, uymak ve iyi sürücü olmak şeklinde davranman gerekirken sen trafiğe çıkmaktan korkar hale geliyorsun.

Anneciğim gibi olmayacaksa olmasın

Bir Ekşi sözlük yazarı, erkeğin ilişkide yaptığı hatalar girişine şunu yazmış:

Herkes hatalardan bahsetmiş. Ben size kadınların en temelde ne istediğini yazayım. oradan uyarlayın kendinize. Kadınlar güç ister sayın amına koduklarım. (beylere sesleniyorum).

Evet güç.

Aklınıza hemen para ya da sosyal statü geliyor ama öyle değil işte. sadece paralı ve sosyal statüye sahip andavalların yanındakilere kadın demiyoruz, önce bunu bir aklınıza sokun.

Fiziksel güç ister kadınlar. Çünkü milyarlarca yıldır dönen evrende kadının vazgeçemediği tek şey budur. Çük kadar yengeçler bile dişiyi etkilemek için güç gösterisi yapıyorlar amk, insanız diye farklı mı olacak sandınız? Boylu poslu diye tabir boşuna mı çıkmış ortaya? Vücudunuz %5 yağ oranına sahip olmak zorunda değil, ama dayanıklı ve cesur olacaksınız. Korkak görünürseniz sıçtınız.

Mental güç ister kadınlar; ki bu modern kadın için fiziksel güçten daha önemlidir. Neden? Çünkü M.Ö. 500 yılındaki gibi yaşamıyoruz artık. Sadece fiziksel güce sahip olmak, sürdürdüğümüz hayattaki çoğu şeye yetmez. Mental güç deyince, kafadan 25 basamaklı iki sayıyı çarpıp sonucu söylemek değil amk. Fizik alanında yeni bir buluş yapmanız da değil. Kıvrak zekaya sahip olmak, psikolojik ve duygusal olarak güçlü olmak, cesur olmak. parlamanız lazım anlıyor musunuz lan?

Açalım biraz:

Denizde ayağınıza yosun deyince ödünüz patlıyorsa,
ne yesek acaba diye kararsız kalıyorsanız,
abuk subuk durumlara ağlıyorsanız,
sürekli “sen bilirsin”, “çok yoruldum”, “canım istemiyor” diyorsanız,
şikayet üretmeyi seviyorsanız,
kararlı davranmıyorsanız,
yalan söylüyorsanız,
çok konuşuyorsanız, (hele ki boş konuşuyorsanız)

Sıçtınız.

Şimdi diyeceksiniz ki her kadın aynı değil. Biliyoruz herhalde. Kişilerin karakterleri, değerleri, mizaçları farklı olacak elbette. ama ne olursa olsun, güç isteği kadının yaradılışında vardır. Peki bunlara sahibiz, neden hala ilişkimiz bok gibi? nerede hata yapıyoruz?

Çünkü bir erkek ne kadar güçlü olursa olsun, sevdiği kadına karşı gardın hemen indirir. yani bir kadın, erkeğe hata yaptığını söylediği zaman erkek kişisi kafasında hemen bir soru işareti yakar.

“haklı mı acaba?”

Haaah afferin. (kamyoncu bi dayı vardı kaza yapanlara haaah afferim size diyen, o tonlama ile söylüyorum). işte büyük sıçış. Kadınlar dener. Sürekli gardınızı indirecek misiniz, geri adım atacak mısınız diye denerler. Kararınızdan, söylediğinizden, beklentinizden, Yaptığınızdan kısa bir süreli bile olsa vazgeçerseniz, geri dönüşü olmaz.

Zion’un duvarını ilk delen makineyi hatırladınız? sonrasını da hatırlayın.

Not: hayatınızdaki kadının/erkeğin mutluluğunu kendi mutluluğunuzun “önüne/arkasına değil”; yanına koyun.

Tamamını buraya aldım zira sonra bunlar silinebiliyorlar. Bugün bu girişten konuşmayacağız. Bu girişe cevaben yazılan aşağıdaki girişi konu edeceğiz:

Üst edit: işbu entry, bu yazılanlara cevap olarak yazılmıştır.

Bir üstte yazan yazar arkadaş “ne sikik tavsiyeler veriyorsunuz demeyeceğim” demiş. ben diyorum ne sikik tavsiyeler bunlar.

“Açalım biraz:

denizde ayağınıza yosun deyince ödünüz patlıyorsa,
ne yesek acaba diye kararsız kalıyorsanız,
abuk subuk durumlara ağlıyorsanız,
sürekli “sen bilirsin”, “çok yoruldum”, “canım istemiyor” diyorsanız,
şikayet üretmeyi seviyorsanız,
kararlı davranmıyorsanız,
yalan söylüyorsanız,
çok konuşuyorsanız, (hele ki boş konuşuyorsanız)

sıçtınız.” bak bak yazdığına bak.

Ben bir kadını sevdiğim zaman; sen bilirsin, çok yoruldum, canım istemiyor diyemeyeceksem, çok konuşmayacaksam, onunla boş yapamayacaksam, ne yesek diye salak salak fikirler üretemeyeceksem, “yosun” burada metafor ise atıyorum ben de “palyaçodan” korkamayacaksam, canım sadece ağlamak istiyor diye onun mis gibi kokan vücuduna sarılıp doya doya ağlamayacaksam, kararsız kaldığımda ona soramayacaksam. ee ne sikime var o kadın benim hayatımda.

Kadın, güçlü erkek istermiş, yengeç bile güç gösterirmiş, hassiktir ordan rıfat abi. ben bütün güçsüzlüklerimde yanımda olacak kadın isterim, bunu küçük gören kadının da yeri belli. internet geldi de daha fazla görüyoruz. “rakı seven kadınların, kısa paçalı reyis “güçlü” sevgililerini.

Bizler artık mağara adamı değiliz beyler, koynuna girip ağlayamayacağınız kadınlarla işiniz olmasın. sonunda ya atm olursunuz, ya bombok bir ilişki içerisinde boğulursunuz. bırakın “rakı” seven, hayatında bir bok olamayıp, karşısındaki adamın gücüyle statü kazanan kadınları da kendi ayakları üzerinde duran, zaten “güçlü” olan kadınlarla birlikte olun. bu ayı oğlu ayılar gibi güçlüyüm ben diyip de vasıfsız, korunmaya muhtaç kadınların peşinde koşmayın.

Debe editi: dün geceden beri mesaj kutusunun içi bmw anahtarları dolmuş. rica ediyorum “alfa” beyler, benim mesaj kutum nargile cafe değil, en çok siz “erkekkkkk”siniz. hadi, siz yavaştan cadde’ye akın
bir de “sevgili olmayalım” videosunu çeken “alfa” seven hanımlar, sizi de mesaj kutum yerine cadde’ye alalım.

Şuku veren herkese de teşekkür ediyorum, iyilik kazanacak kısa paça bitecek 🙂

Şu bölüm can alıcı:

Ben bir kadını sevdiğim zaman; sen bilirsin, çok yoruldum, canım istemiyor diyemeyeceksem, çok konuşmayacaksam, onunla boş yapamayacaksam, ne yesek diye salak salak fikirler üretemeyeceksem, “yosun” burada metafor ise atıyorum ben de “palyaçodan” korkamayacaksam, canım sadece ağlamak istiyor diye onun mis gibi kokan vücuduna sarılıp doya doya ağlamayacaksam, kararsız kaldığımda ona soramayacaksam. ee ne sikime var o kadın benim hayatımda.

Kadın, güçlü erkek istermiş, yengeç bile güç gösterirmiş, hassiktir ordan rıfat abi. ben bütün güçsüzlüklerimde yanımda olacak kadın isterim, bunu küçük gören kadının da yeri belli. internet geldi de daha fazla görüyoruz. “rakı seven kadınların, kısa paçalı reyis “güçlü” sevgililerini.

Ben bana anne olacak kadın isterim, yoksa istemem diyor yani. Aşk hiyerarşisindeki büyüyememiş oğlan çocuğu bu. Bir idealizm içinde yaşayan, performans yükünü reddeden ve muhtemelen bunun sonuçlarını yaşayacak biri.

Bu girişin debeye girdiğini hatırlatayım. Ekşi sözlük yazarlarının genel olarak içinde bulunduğu okumuş kesimde şu videoda anlattığım korkunç hayatları yaşayan kocaların oranının neden daha yüksek olduğuna şaşırmıyorsunuz umarım.

Şu kısımla ilgili de yazmak istiyorum:

Debe editi: dün geceden beri mesaj kutusunun içi bmw anahtarları dolmuş. rica ediyorum “alfa” beyler, benim mesaj kutum nargile cafe değil, en çok siz “erkekkkkk”siniz. hadi, siz yavaştan cadde’ye akın

Bunların en büyük problemlerinden biri de, kendilerini bir elit, modern, ileri sanmaları. Maskülenite ile ilgili söylenen her şey ise “cahil”, “kro”, vs. yaftası ile kafalarına girmeden çöpe atılıyor. Ben şahsen bu adamlara neden laf anlatmak istiyorsunuz, neden mesaj atıyorsunuz, neden onlar için zaman harcıyorsunuz anlayamıyorum. Sizden yardım istemeyi bırak, herhangi bir yardım teklifinizi sizi aşağılamaya çalışarak karşılayacak insanlara kesinlikle bir yardımda bulunmaya çalışmayın. Bu insanlarla tartışarak vakit de kaybetmeyin. Siz inandığınız şeyleri yaşayın, bu tür bilgileri anlamaya çalışanlara yardım edebilecekseniz edin ama bu adamları bırakın yazsınlar, çizsinler, kuduz köpek gibi her tarafa cahil, kro cadde insanı yaftaları atıp kendilerini taze soğan sansınlar ve sonra karılarının kırbacı altında Acun izlerken kurdeşen döksünler. Bu kötü bir şey olabilir ama bu adam gibiler bunu tamamen hak ediyorlar ve ilerde ancak gelip nerede hata yapıyorum diye kendileri araştırırlarsa belki bir şeyler anlatılabilir.

Şuku veren herkese de teşekkür ediyorum, iyilik kazanacak kısa paça bitecek 🙂

Bu insanlara bir şey anlatamazsınız zira bu insanlar tamamen “iyiler” ve herkesin tepesinde bir “elitler”. Buna kendilerinden başka kimse inanmıyor ama olsun. Bunların dünyasında en küçük bir doğal gerçek kro, toksik maskülen ve kötü.

Yanlış anlamayın, burada okuduklarınızı başkalarına ulaştırabilirsiniz. Birçok insan burayı başka birinin tavsiyesi ile buluyor. Arkadaşından, hiç tanımadığı bir yabancıdan, oğlundan (evet oğlundan), kuzeninden, vs. duyup gelen çok. Ben şahsen bir kişiye kırmızı hapı bir kere hafif bir şekilde açıklarım, eğer şu yukarıdaki moda girerse bir daha asla onunla bu konuyu konuşmam.

Arkadaş meclislerinde bu konuları tartışırken zorlandıklarını söyleyenleri duyuyorum. Neden tartışıyorsunuz ki? Bana ne yaptığımı soruyorlar. Ben böyle tartışmalara hiç girmiyorum, zorlarlarsa anlamadığım sıkıcı konular deyip geçiyorum. Size de aynısını tavsiye ederim. Kırmızı hap, en iyi yaşanarak ve senin nasıl böyle olduğunu öğrenmek isteyenlere anlatılarak yayılır. Boş içki masası tartışmaları ile değil.

Sevgilim / flörtüm mesajlarıma geç cevap veriyor ne yapmalıyım

Bugün modern teknoloji kurbanı gençlerini üzüp duran geç mesaj atma davranışını konuşacağız. Mesajlarıma geç cevap veriyor? Neden? Ne yapmalıyım?

Bunları sorular üzerinden tartılacağım:

Sevgilim mesajlarıma geç cevap veriyor çok sinirleniyorum ne yapabilirim?

Arkadaşlar sevgilimle mesajlaşıyoruz ama mesajlarıma geç cevap veriyor 3 dk 5 dk 15 dk 25 dk bile oluyor kaç kez söyledim etki etmiyor ne yapmam gerekiyor siz olsanız ne yapardınız kendimi önemsiz ve ciddiye alınmamış hissediyorum haksızmıyım siz ne düşünüyorsunuz ne yapmalıyım cevaplarınız için teşekkürler

Bunu yazan kişinin sorusu sevgilisinin geç cevap vermesi değil zira sevgilisi geç cevap vermiyor. 25 dakikayı bırak bazen bir iki saat sonra cevap verir, neresi geç bunun? Bu şekilde sevgilim geç cevap veriyor diye soranlar, kendilerine güven problem yaşayan, terk edilme korkuları olan ve negatif duygulara aşırı yatkın insanlardır. Bu insanlar için küçük ve genellikle bir problem olmayan şeyler bile onların terk edilme, yalnız bırakılma korkularını tetikler.

Bunu yazan erkeğin yapması gereken, kendisine böyle saçma şeyler sorduran zayıflıklarını düzeltmeye çalışmaktır. İzolasyon korkusunun temeli geçmişte terk edilmek ya da bunun korkusunu yaşamak olabilir. Terapi işe yarayacaktır ama terapisiz de ilk yapması gereken, burada mesajın geç gelmediğini anlamak.

Tekrar edeyim, burada olduğu gibi, sevgilim geç mesaj atıyor sorularının önemli bir kısmında sevgili geç mesaj atmıyor, soruyu soran en ufak tetikleyicide korkularına kapılan biri.

Aslında bunu yazan erkek ama bu kadınlarda daha yaygın olan bir problem. Muhtemelen sebebi de kadınların Beş büyük kişilik özelliğinden biri olan negative duygulara yatkınlık boyutunda erkeklere göre daha negative duygulara yatkın olmaları. Bir insan negative duygulara ne kadar yatkınsa, ufak tetikleyicilerden felaket senaryoları yaratmaya da o kadar yatkındır.

Kadınlar neden negatif duygulara daha yatkınlar? Tam sebebi bilinmese de en mantıklı açıklaması, kadınların hamilelik ve bebek bakımı sorumlulukları nedeniyle, her şeyin en negatif sonucunu düşünmeye ve böylece en çok güvenlik önlemi almaya yatkın olmaları. Fakat işte türümüzün devamı için faydalı olan bu özellik, kadınların kişisel hayatlarında negatif sonuçlara neden olabiliyor.

Kadınları neden anlattım? Sadece kadın okuyucular için değil, erkek okuyucular için de önemli olduğu için. Zira siz aslında geç cevap vermiyorsanız fakat sevgiliniz geç cevap veriyorsunuz diye trip atıyorsa, kızın kendine güven, özdeğer problemleri ile uğraşıyorsunuz. Gerçekten mesaj ve ilgi problemi ile değil.

Her neyse. Negatif duygulara daha az yatkın olan insanlar, sevgilisi bir saat mesaj atmazsa işi var herhalde der ve işlerine bakarlar. Bu olayda genellikle pozitif nedenler ilk akıllarına gelen nedenlerdir. Negatif duygulara çok daha yatkın olan insanlar ise 10 dk geç cevap aldıklarında, “artık beni sevmiyor mu”, “ben yeterince sevilmiyor muyum” gibi şeyler düşünürler. Özellikle de geçmişte terk edilme, aldatılma travmaları varsa, negatif duygulara daha yatkın hale gelirler.

Yukarıdaki durumdaki arkadaşlara vereceğim önemli tavsiyelerden biri de, bu negatif duygulara kapılarak hareket etmemeleri. Birçok kadın ve erkek, ilişkilerini ya da flörtlerini bu tür bir “geç mesaj yazıyorsun” çıkışması ile başlayan süreç sonucunda kaybediyorlar. Karşı taraf açısından baksanıza.

Diyelim adam toplantıda ve mesaja cevap vermedi. Hatta toplantıda mesaja baktı yani görüldü attı. Duygusal olarak güçlü birinin, hayat boyu uzun süre birlikte olduğu insanların hepsi, ben mesaja bir saat, iki saat geç cevap veriyorsa bunun iş, arkadaşlarla buluşma, vs. nedeniyle olduğunu bilen ve hır çıkarmayan insanlardır. Neden? Zira bu olaydan kavga çıkaran insanların uzun süreli ilişkide karın ağrısı olduklarını bilirler ve bu insanları elerler. Siz de bu nedenle elenen insanlardan olmayın.

Şimdi bir de şu örneğe bakalım:

Merhaba. Şu an flört ettiğim adamla bir arkadaş etkinliğinde tanıştık ama o hemen sonrasında uzak bir şehre yerleştiği için iletişimimiz uzak mesafeden oldu. 3 aydır görüşüyoruz ve ayda 1 kere buraya geldiğinde de buluştuk. Buluşmalar güzeldi ama benim sorunum şu: Mesajlarıma çok geç cevap veriyor. Bazen birkaç saat sonra ve bazen ertesi gün cevap veriyor. Bir de çoğu zaman ben mesaj atıyorum. 

Bu iki insan sevgili değil ve tanıştıktan sonra 3 ay geçmesine ragmen hala sevgili değiller. Bu ayrı bir problem ama mesaj kısmına gelelim. Yeni tanıştığınız ve flört etmeye başladığınız kişi, size birkaç saat sonra cevap verebilir. Bu onun size karşı ilgisiz olduğunu göstermez. Sadece, hemen cevap veren kadar ilgili ya da boş değildir (işi gücü olmaması anlamında).

Fakat burada sıklıkla ertesi gün cevap alıyorsa, ilgi azlığı var demektir. Bu durumda yapmasi gereken şey, hatasından dönmek zira yaptığı hata ilginin daha da azalmasına neden oluyor. Nedir hatası? Aslında 2 hatası var ama mesajlaşma ile ilgili olandan başlayalım.

Çoğu zaman ben mesaj atıyorum diyor. Aynı zamanda söylemese de, karşısındaki kendi mesajlarına geç dönerken, kendisi muhtemelen çok daha hızlı dönüyor. Kadınların bir tık daha fazla mesaj yazması normaldir ama sürekli mesajlaşmayı o başlatıyorsa, bunun nedeni bir önceki örnekte olduğu gibi korkudur, zayıflıktır. Karşısındaki bunu hisseder ve kimse korkularına yenilen, zayıf biri ile birlikte olmak istemez.

Yapması gereken, onun her mesajına karşılık, maksimum 2 kere mesaj başlatmak. Eğer bir veya iki kere mesaj başlattı mı, karşısındaki başlatmadan mesaj atmamak. 2 taraf da yaklaşık olarak aynı oranda birbirinin peşinde koşmalı. Bir taraf diğerinin daha fazla peşinde koşuyorsa, bunun sebebi ya karşı tarafın o kadar da ilgili olmamasıdır ya da peşte daha fazla koşan tarafın karşı tarafa mesaj atma fırsatı vermeyecek şekilde aceleci olmasıdır ki bu da genellikle peşinde koşanı soğutur. Özellikle de peşinde koşulan taraf az çok tercih edilen biriyse.

Mesajlaşmada eğer peşinden koştuğunu fark ediyorsanız, karşı tarafın daha çok mesajlaşma ihtimalini en çok arttıracak şey, karşı taraf ile aynı hızda, aynı aralıkta ve aynı uzunlukta mesajlaşmaktır. Burada yapması gereken, karşısındaki 1 gün sonra mesaj atıyorsa, ona 1 gün sonra cevap vermektir. Karşı taraf bir kere mesajlaşma başlatıyorsa, 2 kere mesaj başlatmaktır. Karşı taraf ne uzunlukta yazıyorsa o uzunlukta yazmaktır. Böylece hem ilgisi olan insanı az mesajla ilgisiz bırakmaz, hem ilginin yeşermesine izin verir hem de ilgisi zaten yeşermeyecek adama fazla duygusal yatırım yapmaz. Bu önemli zira siz birinin peşinde fazla koşarsanız, bu sizin fazlaca duygusal yatırım yapmanıza neden olur.

İlişkilerin Temel Kuralı şudur:

Bir ilişkide daha güçlü olan taraf, diğerine daha az ihtiyaç duyan taraftır.

Sorun şu ki peşinde koşmanızın nedeni daha fazla ihtiyaç duymak gibi dursa da aslında peşinde koşarak daha fazla ihtiyaç duyarsınız.

Konumuzla alakalı olarak burada yaptığı ikinci hata, uzak mesafe ilişkisi. Günümüz teknolojisi maalesef bizi çevremizden, şehrimizden koparırken, uzakta insanlarla bağlantıyı arttırıyor. Çok küçük bir yerde, gerçekten karşı cins açısından çok fırsat olmayan bir yerde yaşamıyorsanız, uzak mesafe ilişkisi başlatmak kötü bir fikir. Yani eğer zaten bir ilişkiniz varsa ve bu bir nedenle uzak mesafe ilişkisine evrilmişse o anlaşılır ama henüz ilişki yok ve uzaktan ilişki başlatmak istiyor sanız o tür ilişkiler iyi ilişkiler değiller. Buluşmalar ve fiziksel bir bağ yerine, mesajlaşma / arama gibi daha az etkileşim olan ortamlarda yürüyorlar ve aranızda bir bağ kurulması ve bunun korunması çok zor.

Şimdi bu konuştuklarımızdan sonra şunu yorumlayalım.:

Akşam mesaj yazdım instagramdan. Son seyehatinin nasıl geçtiğini sordum. Müthişti falan yazmış. Gülücük falan koymuş. Ben de sohbeti uzatmaya çalıştım sorular sordum. Mesajlarıma hep geç cevap verdi. 15 dk 20 dk 30 dk falan. Son mesajımı ise nerdeyse 10 saattir görmedi ya da görüldü olmadı cevap da yok.

Benimle ilgilenmiyor değil mi?

Şimdi daha önce konuştuğumuz gibi, 15 – 30 dk aralıklı mesaj burada normal. Aralarında bir ilişki yok. Ama, mesajını 10 saattir görmemesi mesela normal değil.

Bu tür sorularda hemen hiç yazmasalar da, tüm mesajlaşmaları muhtemelen yazan başlatıyor.

Sorusunun yani “benimle ilgilenmiyor değil mi” sorusunun cevabını ise şöyle bulabilir. O mesaj atmadan ona mesaj atmaz. Eğer mesaj atmazsa ilgilenmediğini anlar.

Bir başka soru ki, mesaj konusunda çok sorulan bir soru:

Bir aydır ilişkiye doğru giden bir flörtüm var. Bir kere buluştuk çok ilgiliydi. Fakat mesajlarıma geç cevap veriyor. Yazıyorum 15 dk sonra cevap veriyor, geçenlerde bir iş için yardım ettim. Nasıl gitti dedim: 5 saat sonra cevap verdi. Aradım mesela görüntülü konuşalım dedim, şu an işim var dedi. Sonra mesaj attı özür diledi. Bu tür saygısızlıklara gelemem dedim, kavga ettik.

Şimdi bu ilişkiye doğru giden bir flörtüm var lafını her duyduğumda içimden “onun ilişkiye giden bir flörtün olduğundan haberi var mı” acep diyorum. 1 ayda sadece bir kere buluşulan flört ile nasıl ilişkiye gidiliyorsa. Bu laf “sevgili gibiyiz” lafına benziyor. Sevgili gibiyiz genellikle söyleyenin kendisini “sevgili gibi sandığı ama friendzone diyarında olduğu flörtlerdir. Birçok durumda flört bile değildir aslında.

Neyse burada bir flört olduğunu varsayıyorum. Şimdi 15 – 30 dk mesaj normal dedik. 5 saat biraz geç olmuş ama sürekli değilse o da normal ki daha önce 15 dk yazdığına göre sürekli değil. Fakat daha önemlisi burada kız saygısız değil, erkek fazla alıngan ve kendi zayıflıklarına, korkularına kapılmaya başlamış.

Arkadaşlar. Bir kişinin sizinle, sizin istediğiniz kadar ilgilenmemesi, saygısızlık değildir, ilgisizliktir. Kimsenin size ilgi borcu yok.

Sonuçta erkeğin burada yaptığı muhtemel hata, mesajlaşmayı buluşmalar ayarlamak için kullanacağına, ilişki yürütme ortamı olarak kullanması. “Ama uzak mesafe” ise az önce dedim, o ilişkiyi başlatmasa daha iyi. Fakat yakın mesafe is eve ilişkiye gitmek istiyorsa, buluşma ayarlayacak.

Erkek mesajlaşmayı ilişki yürütmek için kullanırsa ve buluşmaları ihmal ederse, o ilişkiler pek gelişemezler. Erkek genellikle mektup arkadaşına döner. Aynı zamanda eğer kızın başka alternatifleri varsa, buluşmaya odaklanan bu erkekleri çok kolay geçerler. Haftada bir veya 2 kere  buluşmanız, hergün 1 saat mesajlaşmanızdan iyidir.

Özetlersek, flörtüm / sevgilim mesajlarıma geç cevap veriyor diyorsanız ilk önce sorgulamanız gereken şey, kendinizin bir hata yapıyor olup olmadığınız:

Acaba mesajlarınıza gerçekten geç mi cevap veriyor yoksa siz negatif duygulara fazla hızlı kapılıp geç mi sanıyorsunuz?

Acaba buluşma yerine, mesajla ilişkiye mi odaklandınız?

Acaba sürekli siz mi mesaj başlatıyorsunuz?

Eğer bunlar yoksa, karşınızda ilgisiz biri var demektir. Ya da yeterince ilgisi olmayan biri. Bu durumda bu kişiye mesajlarına daha sık cevap ver diyerek mesajlarınıza daha sık cevap verdiremezsiniz. Gerçekten işi gücü olan adama söylerseniz tamam ama ilgisi az ise bir işe yaramaz hatta ters teper. Yapabileceğiniz en iyi şey, onun mesaj başlatma sıklığını – mesaja cevap verme hızını, mesaj uzunluğunu geçmemektir.

Biliyorum (gerçi siz biliyor musunuz bilmiyorum), sürekli mesaj atma sebebiniz, mesaj atmazsanız kaçacağı, uzaklaşacağı korkusu. Ama gerçekte, bu korku ile sürekli mesaj atmanız, ilk mesajları hep sizin atmanız gibi hareketler, kendi kendini gerçekleştiren kehanet olarak korktuğunuz şeyin olmasını hızlandırır.

Yapabileceğiniz en iyi şey, sizin de karşınızdaki için bir ödül olduğunun farkına varıp, sizin peşinizden en az sizin onun peşinden koştuğunuz kadar koşmayan insanlara kendinizi bir değeriniz yokmuş gibi yamamaya çalışmamaktır.

2 mesaj başlattınız ama o 3 gündür başlatmıyor mu? Düşünmeniz gereken şey, “benim peşimden koşmazsa, benim için çaba göstermezse, ben ona kendimi çabasız, uğraşsız vermem. Ben, benim için emek harcayan birine layığım, değersiz ve tercih edilmeyen bir insan gibi kendimi emek harcayarak yamaman gereken birine değil.”

Bu konuda genel mesajlaşma prensipleri yazısına da bakabilirsiniz.

Bu yazıyı dinlemek isterseniz: