Terk edildikten sonraki doğru zihin yapısı

Erkek adam sitesine veya Youtube kanallarına (Erkek Adam Kanalı ve İlişki Sohbetleri kanalı) gelen birçok erkek (ve kadın), sevgilisinden yeni ayrılmış oluyor ve genellikle eski sevgili nasıl geri döner, eski sevgilim beni engelledi ne yapacağım gibi sorularla sitemize ya da kanallarımıza teşrif ediyorlar. Burada buldukları ise meşhur iletişimi kes kuralı (no contact rule).

İletişimi kes kuralını uygulamak zor ama mekaniğini anlamak zor değil. Kısaca tekrarlarsak (1) eski sevgiline, o sana ulaşana kadar ulaşma ve (2) eski sevgilinden sana olan bilgi akışını tamamen kes ve (3) kendi hayatına odaklan. Bugün bunları tekrar etmeyeceğim zira birçok yazıda bunlardan bahsettim. Bunun kitabını bile yazdım 🙂 Ama bugün yeterince bahsetmediğimi düşündüğüm bir konuya parmak basmak istiyorum: iletişimi kes kuralının zihin yapısı.

Aslına bakarsanız buna kısmen değinen bir yazı var. İletişimi kes kuralının başarı yüzdesi diye. Bu yazıda kısaca iletişimi kes kuralı eğer başarıyı doğru tanımlarsanız %100 başarılıdır demiştim ve başarının doğru tanımının da ya eski sevgili döner ya da ben başka birini bulurum olduğundan bahsetmiştim. Şimdi bu yazıdaki fikri sürekli olarak anlatsam da bu yazının başarı için yeni bir ilişkiye başlamanız gerektiği (yeni biriyle ya da eski sevgili ile) fikrini aşıladığının farkındayım. Bu da tam olarak doğru değil zira eski sevgiliyi büyük oranda unutup yalnız (iki sevgili arasında) olduğunuz hayattan yeterince doyum alır hale gelmeniz de başarının bir ayağı. Yani çiviyi çiviyle sökmenize gerek yok.

Buradan da günün konusuna gelelim. İletişimi kes kuralının zihin yapısına. Mesajla ya da arayarak bana ulaşanların çoğundaki zihin yapısı “eski sevgilim geri döner mi?”, “eski sevgilimin geri dönme ihtimali nedir?”, “onun geri döneceğini umuyorum”, vs. Ayrılığın ilk ayında bu düşüncelere boğulmanız normal olsa da hızlıca geçmeniz gereken doğru zihin yapısı bu değil. Doğru zihin yapısı şu:

“Eski sevgilim ilişkiyi çöpe attı. Benimle yeniden bir ilişki şansı olacaksa çöpe girip ilişkiyi çöpten o çıkaracak ve sonra gelip çaba gösterecek. Ben o zaman onunla yeniden istersem ona bir şans vereceğim ama geç kalırsa şansını kaybeder. Benim için de şimdi olmasa bile kısa süre içerisinde hangisi olduğu fark etmez.”

Bu zihin yapısına ne kadar hızlı gelirseniz sizin için o kadar iyi zira hem hayatınıza doyumlu bir şekilde devam edip bir sonraki ilişkiye yelken açma hızınız artıyor hem de eski sevgilinizin yeniden dönme ihtimali.

Çoğu insan maalesef iletişimi kes kuralını üç ayağı ile birden uygulayamıyor. Ya kaygılarını yenilip eski sevgilisine ulaşıyor ya da onu gizlice takip ederek ayrılıktan sonra oluşan yarasını kaşıyıp duruyor ve uzun süre iyileşemiyor. Bu ikisini yapsa bile birçok insan kendi hayatına ve başka limanlara doğru yol almaya odaklanamıyor. Birinci ayağı yapan ama ikinci ayağı yapamayan insanlar ise genellikle şöyle bir senaryo ile karşılaşıyorlar: Eski sevgili terk ettiğine ulaşıyor ve genelde de özlem ve buluşma isteği ile ulaşıyor. Ama terk edilen gizlice takip ederek (stalk) ya da kendi hayatına odaklanmak için yeterince çaba göstermeyerek ayrılık yarasıyla kıvrandığı için, eski sevgilisi kendisine ulaştığı zaman zayıf ve itici şeyler yapıyor. Bu da hem ayrılık yarasının kapanmasını zorlaştırıyor hem de eski sevgiliyi yeniden uzaklaştırıyor.

Tam tersi “eski sevgili bir daha dönmez, dönmezse de dönmesin ben de çöllere düşecek değilim herhalde, hayatıma devam edeceğim ve daha iyi olacağım” diyen, eski sevgilisi döndüğünde “şimdi bu insanı hayatıma yeniden alsam mı almasam mı” noktasında olan kişi, çok daha avantajlı durumda oluyor. Terk eden bu ruh halinde birine ulaştığında, sıklıkla onun peşine bile düşebiliyor.

Daha önce bahsetmiştim. Çoğu terk edilen sanki terk eden ile aralarında görünmez bir bağ varmış ve kendileri de arkalarını dönüp giderlerse o bağ ölecekmiş gibi davranıyor. Sanki bırakıldıkları noktada eski sevgiliyi bekleyip o bağı canlı tutmazlarsa her şey sonsuza kadar bitecekmiş gibi davranıyor. Bunu size söylemeye gerek olmamalı ama sizi terk eden ile aranızda böyle bir bağ olmadığı gibi, böyle canlı tutmanız gereken bir bağ varmış gibi davranmanız, sonsuza kadar bitme ihtimalini kuvvetlendirdiği gibi, sizin yeni bir hayata yelken açmanızı da geciktiriyor.

Kısacası iletişimi kes kuralı bir taktik değil zihin yapısıdır. Tabii ki yaptığınıza inanmasanız ya da yaptığınız şeyin zihin yapısını hiç hissetmeseniz bile mekanik olarak sizin sizi terk edeni terk etmişsiniz gibi davranarak beyninizi hızlı bir şekilde daha güçlü bir insan olacağınız şekilde programlamanızı sağlar. Ama zihin yapınızı değiştirmeniz ve “abi sence geri döner mi?” zihin yapısından bir an önce kurtulup “beni terk edeni mi bekleyeceğim, ben de onu terk ediyorum” zihin yapısına geçmeniz de işinizi oldukça kolaylaştırır. Bu zihin yapısına geçmekten, eski sevgiliniz size ulaşırsa onu pek de istememekten hatta hiç istememekten korkmayın. Bu zihin yapısına geçerseniz olabilecek bir şeyin olmamasına neden olacağınızdan korkmayın. Sizi terk edeni siz de terk edin. Size ulaşırsa ve hala istiyorsanız buluşma teklif edin ve flört edin. İstemiyorsanız buluşmayın. Ama ilişki fikri ondan gelecek, gelmezse sizinle olma şansını kaybedecek.

“Benimle olma şansını kaybedecek” size başa çıkma mekanizması gibi gelebilir. Belki bir miktar öyledir. Ama biraz düşünürseniz, sizinle olmak da bir şans ya da öyle değilse biri sizinle neden olsun? Bir ilişkiye illa bir şeyler veriyorsunuz ve bunların da bir değeri var. Bu değer olmasa 6 ay, 2 yıl, vs. sizinle neden oldu ki? Belki o değeri kaybettiniz ama ayrılıktan sonra o değeri yeniden kazanabilirsiniz ve kazanma yolunda olmanız bile sizinle olmayı bir şans yapar.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Uzaktan flört etmek, aylar sonra buluşma ve hüsran – Vaka Çalışması

Mahmut abi merhaba. İnstagramdan 9 ay boyunca görüntülü konuştuğum uzak mesafedeki kızla buluştum.

Sanal flört ya da ilişki pişmanlıktır. Görüntülü konuşma her ne kadar sadece konuşmaya ve mesajlaşmaya göre daha üstün olsa da, iki insanın yüz yüze buluşmasının yarısı bile değildir. Kadın erkek ilişkilerinde çekimin çoğu koku, vücut dili, ses tonu, mimikler ve kim bilir başka ne tür fiziksel sinyaller şeklindedir. Görüntülüde koku yok, vücut dili ise çok sınırlı.

Ayrıca bir araya geldiğinizde, yüz yüze geldiğinizde sizi daha fazla heyecan sarar ve bu da normalde telefonda görüntülü görüşmede bile ihtiyaç duymadığınız bir duygusal güç, sakinlik ve rahatlık gerektirir. Eğer sizde bu seviyede bir duygusal güç yoksa, buluşma sırf bu heyecana yenilmekten dolayı fiyaskoya dönüşebilir.

Uzun süre sanal flört ya da sanal ilişki yaşayanların, bir araya geldikleri anda birbirlerini beğenmemeleri ya da en azından birinin diğerini beğenmemesi ihtimali, ikisinin de buluşmada da birbirlerini beğenme ihtimalinden daha yüksek.

… ve buluştuktan bir hafta sonra beni engelledi.

Yukarıdaki satırları yazarken bunu okumamıştım. Ama en beklenen sonuç buydu. Birinizin diğerini beğenmemesi. Yalnız engellemek, eğer sen rahatsız etmediysen, kızın duygusal olarak dengesiz ya da çok zayıf olduğuna işaret.

Sonra engeli kaldırıp beni ekledi. Bunalımdayım yok olmak istiyorum sana yansıtmak istemiyordum ama sana yansıttım diye cevap verdi.

Engeli kaldırdığında umarım ilk mesajı sen atmadın. Çok aciz, kendine saygısız ve itici bir hareket bu. Ayrıca duygusal olarak dengesiz kız. Uzak durmalıydın, bunu gördükten sonra kız istese bile kızdan uzak durmalısın.

Aslında son iki aydır da kendimle kalmak istiyorum deyip az yazıyordu ve aramalarıma dönmüyordu.

Kız zaten sana olan sanal yani olmayan ilgisini bile kaybetmiş. Ne diye 2 ay daha sanal sanal vakit kaybedersin ki. Flörtünüz sanal ama senin yaptığın duygusal yatırım gerçek 🙁

Ben işsiz olduğu için psikolojik olarak kötü olduğunu düşünüp hep destek verdim.

Şu satırlarda anlatılan adam sensin:

İyi çocuk ya da efendi erkek dediğimiz erkekler ki erkek nüfusunun önemli bir kısmını oluşturuyorlar,  kaygılı bağlanma stiline sahipler. Bu erkekler genellikle normal kadınları iterken, ciddi sorunları olan kadınlar bulup onlara hizmet ederek, onların da karşılığında kendi ihtiyaçlarını karşılayacağı umudunu beslerler. Bu strateji ile sevilmeye layık olmayan benliklerini fedakarlık karşılığı, alış veriş ile sevdirmeye çalışırlar.

Fakat bu tip sorunlu kadınlar temelde arızalıdırlar ve iyi çocuklara iyi veya sadık davranmazlar. Bu erkekler sonunda kaçınılmaz bir şekilde yaralanacakları için, birkaç tercübeden sonra tüm kadınları böyle sanmaya başlarlar ve başka türlüsünün olamayacağını düşünürler.” – İyi çocuklar, kaygılı bağlanma, kırmızı hap ve kaçıngan bağlanma

Sen daha da kötüsü, sanal duygusal yastık oldun yani 🙁

Bana günde bi mesaj atıp hikayemi beğeniyordu daha fazla yazmıyordu ikinci buluşma teklifimi de erteledi.

Seni istemediği bariz ve hala peşinde koşuyorsun 🙁

Geçen gün ona ilişki düşünüp düşünmediğini sordum düşünmüyorum dedi.

(1) Bir kadına asla böyle ezik bir soru sormayın. Bir kadının sizinle ilişki düşünüp düşünmediği belli değilse (ki bu kızın seninle ilişki düşünmediği belli), kendinizi geri çekin. Bu soru “ben kendime güvenmiyorum, özdeğerim de yok, sen de beni istemiyorsun değil mi?” demek gibi bir şey.

(2) Kadınlar burada seninle değil kimseyle ilişki düşünmüyorum gibi bir şey söyleyebilirler. Kimseyle ilişki düşünmüyorum demek, seninle ilişki düşünmüyorum demektir.

Benden hoşlanmadın mı dedim.

Yuh! Bir kadına böyle ezik sorular sormayın. Hayır bu kız zaten bariz bir şekilde senden hoşlanmıyor ama azıcık hoşlanıyor bile olsa, şu sorularınla o hoşlanmayı da silersin.

Sen burada yoğun kaygı duygularını kendi kendine yönetmeyi beceremediğin için, kıza sorup onun seni rahatlatmasını umuyorsun ama bu kaygını arttıracağı gibi seni aşırı itici yaparak yalnız da bırakacak bir davranış.

Bu sefer bana arkadaş olarak daha güzeliz seni farklı şekilde düşünemiyorum zorladım olmadı dedi.

Muhtemelen peşini bırak diye söylüyor. Arkadaş olarak bile isteyeceğini sanmam. Gerçi duygusal tampon, sanal pipisiz psikolojik destek olarak bir işlevin var.

Çok sinirlendim açıkçası çünkü bu kıza çok güvenmiştim aylardır görüntülü konuşuyorduk.

Kendine sinirlen. Hayal dünyasında debelenmene sinirlen. Gerçek hayatını nasıl bir çöle çevirdiysen artık, 9 ay sanal flörtlere kalmışsın. Ona sinirlen. Bir kere bile görmediğin kıza “güvenecek” kadar çocuk olmana sinirlen.

Keşke seni tanımasaydım arkadaşlığa gerek yok siliyorum seni dedim.

Bu “vey oyuncağımı, oynamıyom senle, anneme de söyleyeceğim” atarı, arabesk bir “gitme, seni ne olursa olsun kaybetmek istemiyorum” tepkisi çekmek için yapılır ama kızın pek umrunda olmadığın için bir sonuca ulaşmayacak.

Öyle mutlu olacaksan öyle yap seni tanıdığıma memnun oldum herşey için teşekkürler yapacağım bişey yok dedi.

Gördüğün gibi kızın pek umrunda değilsin. Muhtemelen senin gibi 1-2 tane daha saftirik, muhtaç sanal psikolojik destek elemanı var.

Artık evlenmek istediğim için ve bu kızı da evlenilecek bir kız olarak gördüğüm için aylardır konuştuk uzak mesafe olduğu için …

Bir kere bile görmediğin kızı evlilik materyali olarak görmen nasıl aptalca farkındasın değil mi?

insanlara hemen güvenmediğim için de emin olmak için hemen buluşmadım

Bu da bu hafta duyduğum en aptalca laf ki bu her hafta çok aptalca bir sürü laf duyuyorum 😀 İnsanlara hemen güvenmediğin için, emin olmak için hemen buluşup gerçeği görmen lazım. Saçmasapan bir hayal alemindesin, gerçeklikten kopuksun. Bunu 8 ay önce yapsan 8 ay böyle zaman kaybetmeyecektin.

sonuç hüsran

Güzel. Senin gibi fantezi dünyasında, yetişkinliğe geçemediğin Neverland diyarında uyuyan erkeklerin, uyanması için hayat tarafından tekme tokat dövülmesi, hüsrana uğraması gerekir. Hüsrana uğra ki bir daha böyle aptalca, itici, saçmasapan şeyler yapma. Uğra ki, gerçek hayatında yapamadığın şeyleri sanalda telafi edemeyeceğini gör ve ağlaya ağlaya gerçek hayatına odaklan. Sen gerçek hayatından kaçıyorsun muhtemelen.

Üstelik kız da görüntüsünden daha kötü

Sen de görüntünden daha kötüsün. Sanalda 9 ay konuşsan da, gerçekte 1 saatin yerini tutmayacağının kanıtı.

Gerçekten kendime o kadar kızıyorum ki 9 ay boyunca konuşup tanıyacağımı sandım halbuki bunların hiç önemi yokmuş.

Zor yoldan öğrendin.

Bir insanla sanal tanışabilirsiniz ama buluşmayı geciktirmeyin. Gecikiyorsa o insanı bırakın. Özellikle de buluşmayı karşı taraf bilerek geciktiriyorsa. Sadece burada olduğu gibi onca aydan sonra bile 15 dakika buluşma ile birbirinizi beğenmeme ihtimalinizin yüksek olması riski yok. Aynı zamanda, gerçek hayattaki partnerinden duygusal destek alamadığı için sanal flörtü kullanan ve bekarmış gibi davranan bir sürü insan olduğundan da boşa zaman harcarsınız.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Oyun robotu – Oyunu kadınlara anlatmak (Vaka Çalışması)

Merhaba, 21 yaşındayım ve üniversiteye gidiyorum. Hem okuduğum hem de yarı zamanlı çalıştığım için oldukça yoğunum.

3 aydır bir kız arkadaşım var. Kız benim yaşadığım şehirden 3 saat uzaklıkta başka bir şehirde yani uzak mesafe ilişkisi.  Ama neredeyse her hafta görüşüyoruz. Ama sürekli ben oraya gidiyorum, o ailesiyle yaşadığından buraya gelemiyor zira dönüşü çok geç oluyor. Kız bu arada 18 yaşında ve sınava hazırlanıyor.

Üniversite okuyorsun, yakınında bir sürü kız var muhtemelen ama sen 3 saat uzaklıkta ve sürekli gidip görmen gereken, özgürlüğü oldukça kısıtlı bir kızla çıkmayı tercih ediyorsun. Uzak mesafe tercih edilir bir ilişki şekli değil. Seninkisi bunun da kötü versiyonu yani onun da sana gelmesi lazım ama hep sen oraya gidiyorsun. Git gel 6 saat yol.

Son haftalarda bana daha az mesaj atmaya başladı. İlgisinin düştüğünü hissediyorum. Eskisi gibi muhabbet heveslisi de değil. Bir haftasonu çıkamayacağını zira rahatsız olduğunu söyledi ki bu, benim her hafta yollarımı gözleyen bir kız.

Ben de bunun üzerine ona daha az ulaşmaya ve kendime odaklanmaya karar verdim. Fakat birgün mesajlaşmadıktan sonra bana mesaj atıp bir sorun olup olmadığını sordu.

Bir sorun olmadığını, iyi olduğumu söyledim. Sonra da “dürüst olmam gerekirse, aramızdaki iletişimin azaldığını fark ettim ve ama sorun değil” dedim.

Son kısımda saçmalayana kadar iyiydi. Yani sorun olmasa bunu neden belirteceksin ki? Bariz sorun ediyorsun zira bunu ona söylüyorsun.

“Sana ulaşıp duracağıma senin bana olan ilgin artana kadar kendime odaklandım” diye de ekledim.

Offf daha kötüsü geliyormuş meğerse. Yahu arkadaşlar, oyunu oynayın, kıza anlatmayın. Bu sizin acemiliğinizi gösterir, saçmalamayın. Sizi karizma değil palyaço yapar. Balık nasıl balık avlandığını bilmez, balığa onu nasıl avlayacağınızı anlatmak sizi komik duruma düşürür.

“Senin bana ilgin artana kadar kendimi geri çekiyorum zira Youtube’da Maho Abi öyle dedü”.

Neden bilmem ama kız sinirlendi.

Neden acaba? Allah Allah. Oysa “benim erkekim oyunun taçsız kralı olmuş, çok gururluyum” diye ağlamalıydı.

“Sana olan ilgimde bir azalma yok ama çok çalıştığın için sürekli arayıp rahatsız etmek istemedim” dedi.

Aranızdaki muhabbet azaldığında bundan etkilenmemelisin.  Yapman gereken tek şey, kızın mesajlaşma sıklığına ve uzunluğuna uygun mesajlaşıp kendi hayatına bakmak. Eğer bir iki hafta böyle devam ederse konuşabilirsin ama Allah aşkına “bana ilgin azalmak o zaman ben seni çok aramamak, Oturan Mahmut böyle dedi” diye zırvalama. Sadece nasıl olduğunu, bir sorunu olup olmadığını sorup öğrenebilirsin.

Oyunu söze döküp anlattığında karizma olmuyorsun. Bu senin karizmanı sıfırlıyor. Tam tersi genellikle kuyruk acın olduğunu, üzgün ya da kızgın olduğunu sinyalliyorsun. Kızı pasif agresif bir tavırla cezalandırıyorsun gibi duruyor.

Ona her gün yüz yüze görüşemediğimizi ve telefonda sürekli konuşmamızın bizim beraber geçirdiğimiz zamanın değerini azalttığını söyledim.

Bu konuda bana katılmadığını, böyle bir durumu hiç yaşamadığını söyledi.

Bana çok kastığımı, robot gibi konuştuğumu, daha fazla duygu ifade etmem gerektiğini söyledi.

Senin robot gibi olduğuna inanırım. Yalnız sen şimdi buradan aşırı uca kayarsın. Kız senden duygusal bir kıza dönüşmeni, duygularını üstüne kusmanı istemiyor.  Metaverse tanıtan Mark Suckerberg gibi değil de bir insan gibi davranmanı istiyor.

Arada bir mesaj atıp onu hala önemsediğimi göstermemi istiyor.

Arada bir mesaj at sen de. Yani altın oran 2:3 gibi bir şey ya da ilk ulaşmada 1:3 gibi bir şey. 1:10 ya da 1:5 değil. Altın oranı ve çekimi kıza fazla ulaşarak da bozabilirsiniz, kıza çok az ulaşarak da.

Kızın kendine güven problemi var sanırım.

Belki. Belki de sen gerçekten yetersiz ilgi gösteriyorsun.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Sevgilim bana karşı saygısızlık yaptı – Vaka Çalışması

Merhaba, ben 25 yaşındayım, kız arkadaşım 23 yaşında. Bir ortak arkadaşımız vasıtasıyla tanıştık ve çok fazla ortak noktamız olduğundan, hızlıca ilişkiye başladık. Neredeyse hergün birlikteydik. Bunun yanlış olduğunu şimdi biliyorum.

Evet bu genellikle, kadını hayatınızın merkezi yapmanıza, kadın hariç hayatınızda bir şey kalmamasına neden olur. Çocuk yetiştirmek için yuva kurmak adına hergün beraber yaşarsın ama evlilik hariç hergün birlikte olmak iyi bir fikir değil. Yine de eğer kendi sosyal hayatına ayrı olarak devam edebildiysen, beraber olma isteklerinin ya da mesajların çoğu ondan geliyorsa o kadar da hayati bir hata değil.

Bir süredir bir kızla birlikte olan erkekler eğer kızın hala kendilerine çok da ilgili olmadığını söylüyorlarsa problem %90, erkeğin kıza çok daha fazla ulaşması ve hatta 50 – 50 ulaşması oluyor. İlişki için adımlar atmak feminen enerjidir ve aynı zamanda erkeğin fazlaca ulaşması, kadının erkeğe aşık olması için gerekli olan ayrı süreyi vermez. Kadınların aşık olmaları için merak etmeleri gerekli ve siz sürekli ulaşarak bunu kadının elinden alıyorsunuz.

Soğuk davranın demiyorum tam tersine. O aradığında sıcak davranın ama size ulaşmayı başlatması için kadına bir şans verin. Eğer ulaşmıyorsa “bunu da kaybediyorum, bu da gidecek” kaygısı ile kadına ulaşmak yerine işinize gücünüze odaklanın.

Kadın size ulaştığında, size buluşma teklif etmez. O sizin işiniz. Kadın size daha fazla ulaşsın, siz bundan mutlu olduğunuzu gösterin ve buluşma teklif edin.

Onun için çok ulaşılır olduğumu hissediyorum. Bu nedenle de eskisine göre daha uzaklaştık.

Bu durumda yapman gereken, özellikle sen daha çok ulaşıyorsan, kıza ulaşmayı azaltman. Son zamanlarda sen çok ulaşıyorsan örneğin, bir iki kere ilk o ulaşmalı. İlişki içerisinde kadına daha fazla ulaşmak sizi ilişkinin kadını yapar ve iticileştirir. Kadını da ilişkinin erkeği olmaya iter. Normal bir kadın bunu size karşı, anlamlandıramadığı bir soğuma olarak hisseder. Neden ilgisini kaybettiğini bilmeden size olan ilgisini kaybetmeye başlar.

Beni yanlış anlamayın, ilişki harika.  Geçen Pazar’a kadar bana sürekli ulaşıyordu. Size ulaşma sebebim de bu.

İlişki harika olsa bize ulaşmazdın.

Pazar bir arkadaşla halı sahaya gittik ve ona mesaj attım. Arabama geri döndüğümde, ona bu akşam görüşelim mi dedim. Tabii ki dedi. Ne zaman uygunsun dedim, 5 gibi işim biter dedi.

5 dediğin zaten 1 saat sonraydı ben de trafiği de hesaba katarak yola çıktım. Fakat ona varmama 15 dakika kala bana bir mesaj attı. Bir arkadaşı ile alışveriş merkezinde takılmaya devam etme kararı almış.

Benimle hala görüşüp görüşmek istemediğini sordum.

Bunu asla yapma.  Kız arkadaşın seninle görüşmek istemiyor iması yapma. Senin de katılacağını var say. Aksini söylemezse.

Bana sen eve gitsen iyi olur dedi.

“Seninle plan yaptık, oraya varmama 15 dakika var ve bu planı değiştiriyor musun?” diyeceksin. “Geri dönmem. Tabii dönmemi istersen istersin ama bu yaptığın hiç hoş olmaz onu da söyleyeyim” diye devam edersin.

Ona oraya 15 dakikam kaldı, yarım saattir yoldayım dedim. Kendini kötü hissetti ve alışveriş merkezinde buluşalım dedi. Sorun şu ki onun benimle buluşmak istemediğini hissettim. Sırf bana acıdığından buluşmak da istemedim. O nedenle “hayır, sonra görüşürüz” dedim. Gelmem için ısrar etti ama ben de gelmeyeceğim konusunda ısrar ettim.

Şimdi burada sorun bu tekil olaydan ziyade, kızın seni son anda ekebilmesine neden olan ilgi seviyesi. Az önce eskisine göre uzaklaştığınızı söylemiştin ve bu da bu uzaklaşmanın bir göstergesi. Senin sormaman gereken “benimle görüşmek istiyor musun” sorusunu sorma sebebin de, bunu hissetmen.

Sonradan olayı yönetişin kötü değil. Onu söyleyeyim. Ama sorduğun soru bana zihin yapının ayrılıktan korkan bir noktaya gittiğini söylüyor. Ya da sonrada söylediğin “acıdığı için buluşma” lafları. Kızın sana ilgisinin düştüğünün farkındasın ve bundan duyduğun beklentili kaygı çok yüksek.

Bunun yanında aslına bakarsan ben oraya giderdim. İstenmediğin yerde durmuş olacaksın gibi gelebilir ama sonuçta kız sana söz verdi, kendini zorla bir olaya eklemiyorsun.

Asıl sorun şimdi başlıyor. Birden telefonu suratıma kapadı ve o günden beridir de ondan bir haber almadım.  Normalde hergün konuşuruz.

Aranızdaki ilişki o kadar da harika değilmiş 🙁

Bu beni kaygıya boğuyor.

Telefonu suratına kapaması çok kaba ve saygısız bir hareket. Sinirlenmiş ve bunu seninle konuşmak yerine pasif agresif bir şekilde halletmeye çalışıyor. Oldukça çocukça.

Kızın hareketlerine baktığımızda, seninle olup olmamayı o kadar da umursamıyor gibi görünüyor.

Nasıl hareket edeceğimi bilemedim. El yardım lütfen! Beni cebinde gördüğünü hissediyorum. Yaptığı çok saygısız bir hareket.

Doğru. Sana katılıyorum.

Onu ben ararsam bunun beni zayıf göstereceğini düşünüyorum.

Doğru. Sana katılıyorum. Zira sen onu ararsan, beni son anda ekmeye çalıştın, telefonu suratıma kapadım. Teşekkür ederim, lütfen bana daha fazla saygısızlık yap” gibi bir mesaj verirsin.

Bazı kadınlar “kavga ettik, sinirlendim, trip attım / suratına kapadım, erkek olan arar” gibi bir havaya girerler. Bir kadını bu havaya sokmayın, fabrika ayarı bu olan kadınları da sevgili yapmayın. Ama seninkisi muhtemelen sana karşı ilgi eksikliğinden böyle.

İyi de ne yapacağım?

Bu kızla iletişim konusunda hiçbir şey yapmana gerek yok. Sen bunu soruyorsun. Saygısız kızı gerekirse bir daha asla görüşmemeyi göze alıp aramayacaksın, sormayacaksın.

Beni cebinde gördüğünü hissediyorum diyorsun ya. Eğer bu davranış konusunda geri adım atmazsan, sınırlarını korursan bu ilişki bitebilir ve bundan korkup eğilip büzülürsen, seni cepte olduğun için cepte görüyor olur. Cepten çık önce. Cepten çıkarsan seni cepte göremez.

Bu kız seni aramazsa, nasıl becerecekse artık sana kendini affettirmezse, bu işi bitiyor. Bunu göze alacak şekilde kendini hazırla. Yoksa kız seni olduğun gibi yani cepte görmeye devam eder. Tabii seni görmeye devam ederse.

Bak bunu yapmak kolay değil. Oldukça acılı. 1.5 senelik ilişki senin canını aylarca yakar. Ama bunu göze almak zorundasın. Bunu göze alamayıp bugün 3-4 ay 100 birim acı çekmekten kaçanların hemen hemen tamamı, yarın küçük düşerek terk edilip  7-8 ay 1000 birim acı çekiyorlar.

Ben onu aramam. Ama o ararsa ne olacak? Aramazsa ne olacak?

Sana 2 hafta içinde ulaşmazsa ayrıldığınızı var say. Bir hafta içinde sana ulaşmazsa, bundan sonra ulaştı mı kendini nasıl affettirecek hiçbir fikrim yok açıkçası. Bunu onun yaratıcılığına bırak. Ama üste çıkmasına izin verme. Sana saygısı azalmış bir kadın beni niye aramıyorsun diyebilir.

Sen sakin ama sert bir şekilde “suratıma telefonu kapadıktan sonra seni aramamı bekleme. yaptığın kabul edilir bir saygısızlık değil ve kendini nasıl affettireceksin merak ediyordum” de ve geri adım atma. Kendini affettirmiyorsa bu iş bitti. Senin duruşun bu olmalı.

Şimdi uzun süredir sana saygısı azalıyorsa, senin birden omurga kazandığına inanmayabilir ve o nedenle “ben bir şey yapmadım” diye geveleyip kavga çıkarmaya çalışabilir ya da kapatabilir. Kavga çıkarmasına izin verme. “Tekrar ediyorum, kendini nasıl affettireceksin merak ediyordum. Arayıp kavga etmene de toleransım yok, eğer bu konuyu sakince konuşacak duruma gelirsen ara” de. Bir daha da o arayana kadar arama.

Bak eğer bu yanlışını düzeltme gereği görmeyen bir kızla berabersen, artık bitmiş bir ilişkiyi alttan alarak uzatmaya çalışmanın bir anlamı yok. Dediğim gibi, bugün acıyı engelleyeceğim diye yarın daha beter acı çekmen çok büyük ihtimal.

Bir kadının sana saygısı yoksa, seni sevemez. Bu konuda geri adım atmaman, onun sana saygısının olmasının tek yolu. Sert, kavgacı, saldırgan olmana gerek yok. Sakin ol ve geri adım atma. Ha o sana saygısını kazansa bile sen hala onunla olmak ister misin ayrı mesele. Ama sen omurgalı olmak zorundasın.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Başka vaka çalışmalarında görüşmek üzere.

Görüştüğüm kız bana yeterince aşık değil – Vaka Çalışması

Selam. Yaptığınız işi kitaplar ve Youtube da dahil bir süredir takip ediyorum. Ama şimdi anlatacağım kızı çözemedim.

Bakalım ben “çözebilecek” miyim? Ya da senin hoşuna gitmeyecek ama asıl seni “çözebilecek” miyim?

38 yaşındayım ve iyi kazanıyorum (dolara vurursan 6 haneli kazanıyorum).  Bu yaşa kadar evlenmedim ve belli bir birikime de sahibim.  Kız 23 yaşında ve üniversiteden yeni mezun oldu. Çok, çok, çok ama çok güzel.

Çok güzel demek yerine dört kere “çok” demen gerçekten anormal. Bu bana, kızın güzel olduğunu ve senin ona aşırı düştüğünü gösteriyor. Bu kadar aşırı düştüğün kızın önünde, kendini istediğin kadar yüksek değerli gör, yüksek değerli davranman ya da yüksek değerli sinyalleri vermen imkansıza yakın. Kız muhtemelen senin gelirin – statün ile davranış uyumsuzluklarından dolayı da git gelli davranacaktır.

Her gittiği yerde başları çeviren bir kız.

Biraz da başkalarının onayı ihtiyacın var sanki. Birazdan daha fazla.

10 aydır çıkıyoruz. Tüm prensipleri aynen takip ettim.

Onun güzelliğini görmezden gel prensibini teğet geçmişsin 🙁 Bakalım tek görmezden geldiğin bu prensip mi.

Mesajlaşmanın çoğunu o yapıyor, haftada en fazla 1 kere görüşüyorum.

Haftada bir az. Başlangıçta normal ama 10 aydır görüştüğün kız (aslında sevgilin olan kız ilk 3-4 haftadan itibaren) seni daha fazla görmeye çabalar ve haftada 2-3 kere görüşürsünüz. Sen mi kızı özellikle itiyorsun yoksa kız mı haftada bir kereden memnun?

Bu arada bu haftada 2-3 kereyi düz adamlar her hafta sadece 2-3 kere anlıyorlar. Kızla bazen 1 hafta beraber geçer, bazen 1 haftada 1 kere buluşursunuz. Ortalamada 2-3. Yani arada 4 gün kalmaya çalışan kızı “aman Allah’ım 3 günü geçecek yapamam nayır” diye evden göndermeye çalışan adamlar var 🙁

Mesajlaşmanın çoğunu onun yapması iyi ve normal. Birçok erkek özellikle başlarda, kadına sürekli ulaşarak, erkeği düşünmesine ve merak etmesine fırsat vermiyorlar. Kadının sizden uzakta ve sizden haber almadığı bu zamana ihtiyacı var.

Aslında ilişkinin 3üncü ayından itibaren haftada 2 kere görüşmeye başladık.

Sen bunu özel yapmadıysan kız seni görmese de pek bir sorun yaşamıyor gibi. Kızın sana ilgisi çok yüksek değil gibi görünüyor. Az önce mesajlaşmanın çoğunu o başlatıyor derken ilk aylardan bahsediyordun sanırım. Belki de daha çok başlatan sen olmaya başladın ve bu da kızın sana gelme hızını yavaşlattı.

Aramızdaki seks olağanüstü, neredeyse kendimden geçiyorum. Kız bunun yanında hem eğlenceli hem de çok zeki. Hayatımda ilk defa onun gibi bir kızla beraber oluyorum. Şimdiye kadar gördüğüm en harika kız. Ona sırılsıklam aşığım.

Düşün bir. Bu kelimeleri kullanıyorsun ve bunlar hanginizin diğerine daha aşık, daha duygusal yatırımlı olduğunu gösteriyorlar?

Bunları 18 yaşında yeni seks yapan adamın söylemesi normal de, 38 yaşında bir adam sekse ya da bir kadına bu kadar düşmemeli? Yıllardır para ve statü kazanacağım diye kendini aç mı bıraktın acaba? Ona sırılsıklam aşığım dediğin yerde, seksi ve kızın güzelliğini tanımlama şeklini de eklersek, senin bu kıza aşırı duygusal yatırım yapmış olduğunu anlıyoruz. Bir erkek bir ilişkide bir kadından daha fazla duygusal yatırım yaparsa, genellikle o ilişkinin kadını olur ve kadını ya tamamen iter ya da sanırım senin kızda olduğu gibi bir türlü yeterince çekmez.

Sorun ne diyeceksin? Sorun şu ki, hala ilişkide miyiz değil miyiz belli değil? Yeterince görüşmüyoruz. Son 5 aydır, 5 ay önce olduğumuz yerdeyiz.

Kadın gibi konuştuğunun farkındasın değil mi? Serseri erkeğin sevgisini tam hissedemeyen, onu ilişkiye kafesleyemeyen kadın gibi.

Bana aşık olduğunu hissetmiyorum.

Ama sen ona sırılsıklam aşıksın.

Bazen kendini geri çekmeyi denedim. Mesela ilk ben aramadım ve 4-5 gün bekledim. 4-5 günü hiç geçirmeden mesaj attı.

Bak işte burada olan olayı görmen lazım. Az önce bana daha çok o ulaşıyor dedin ama muhtemelen o işin başındaydı. Sonra bir yerde sen ona daha fazla ulaşmaya başladın. Ara ara kendini çeksen de genelde sen peşinde koştun.

Bunu yapma nedenin de sen sırılsıklam aşıksın, o ise eh işte.

“Bir ilişkide daha güçlü olan taraf, diğerine daha az ihtiyaç duyan taraftır.” – İlişkilerin Temel Kuralı

“Sağlıklı bir ilişki için, İlişkinin her aşamasında kadın sizden daha fazla duygusal yatırım içinde olmalıdır.” – Duygusal yatırım nedir?

Bu iki kuralı çok uzun süre ihlal etmişsin ve bu da (olacağı varsa) kızın sana aşık olmasını engeller. Senin için o 4 x çok güzel kız, sen ise onun için muhtemelen “ya yakışıklı adam işte, parası da vay”.

Bu arada kendini geri çekmeyi manipülasyon olarak yapıyorsun. Ben kendini geri çekmeyi bir duruş olarak öğretiyorum, sen manipülasyon olarak yapıyorsun. Bir duruş olarak yapsan, kız sana daha çok ulaşana kadar ona daha fazla ulaşmazdın. Bir kere yapıp eski haline dönüyorsun.

Kızın bana olan duyguları güçlü olsa, o kadar beklemezdi diye tahmin ediyorum.

Doğru tahmin ediyorsun. Ama sen, kızın sana olan duygularının güçlenmesine izin vermiyorsun.

Aramızdaki şeyin adı konulmadığı için, kızın da olaya takılma gibi baktığı şüphesi ile başka kadınlarla görüşmeye devam ediyorum ama ben bu kızla sevgili olmak istiyorum.

38 yaşındaki bir erkeği değişik kadınlarla seks yapmak tatmin etmez artık. Özellikle de bunu yapabilen bir erkekse. Eş bağlanması, sevgili ilişkisi, hem seks hem de duygu tatmin eder. Ama sen sevgili istiyorsun, sadece bu kıza odaklanmaman lazım.

Ama onu biraz zorlasam kaçacağını hissediyorum.

Birader sen zaten peşinde koşarak sürekli zorluyorsun ve bu nedenle muhtemelen kaçacak. Kız senin ondan, onun senden daha fazla hoşlandığını biliyor. Bunu zorla gösteriyorsun. Kız senin ona olan ihtiyacının, onun sana olan ihtiyacından fazla olduğunu biliyor. Bunu sen zorladın. Kız gücün elinde olduğunu biliyor ve bir kadının karşısında daha güçlü olduğunu hissettiği bir erkeğe aşık olma ihtimali çok düşüktür.

Ne tavsiye edersin?

Buluşma aralarınızda bir süre ilk o sana ulaşsın. Sadece bir kere değil. Ne kadar uzun süreli sana ulaşmadığı önemli değil. Bir süre ilk o sana ulaşacak. Başında olduğu gibi. Sen muhtemelen bir kere manipülasyon ayağına ulaşmayı ona bırakıyorsun ve bu olunca hemen kızın peşine düşmeye devam ediyorsun.

Sen buluştuğunuzda sadece iyi vakit geçirmeye, eğlenmeye ve fiziksele odaklan. İlişki işini ona bırak. Kızın peşini bıraktıktan sonra aranızdaki denge değişir ve bu yeni dengede ilişki isteği ondan gelirse bakarsın.

Üçüncüsü ve bu çok önemli, bu kızın rütbesini düşür. Yani haftada bir kere buluşmanız yeterli. Sevgili istiyorsan başka kızlarla da o amaçla görüş ve bu kızı sevgili yapacağım takıntısını bırak. Senin gibi kafası bir kıza takıntılı biri, normal kafa ile sevgili olarak görebileceği kadınları sevgili olarak göremez. Kafan tamamen bu kızla dolu. İlla bu olacak diye takmışsın. O şansı kullanmamış, kızı özel olmaktan çıkar. Eğer kendisi daha fazla görüşmek isterse bunun için sana daha fazla ulaşır ve eğer sen de ona daha fazla ulaşmaya başlamazsan biz neyiz noktasına gelebilir. Gelemeyebilir de. Bu konuda ona bağlı olmayı bırak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Üniversiteye yeni başlayanlara tavsiyeler Türkçe Podcast (kızlar konusu ve daha fazlası)

Üniversiteye yeni başlayacak olan arkadaşlara tavsiyeler verdim ama üniversiteye başlayalı çok olmadıysa da sizin için faydalı olabilecek bir yayın oldu.

Arkadaşlar, Youtube kanalına Katıl da ekledim. Kısa süre içerisinde oraya da video koyacağım.

Aşağıda yayının Youtube videosu var. Yayına Spotify kanalımızdan da ulaşabilirsiniz.

00:00 Üniversiteye yeni başlayanlara tavsiyeler
00:26 Kızlarla ilgili tavsiyeler
12:28 Genel üniversite tavsiyeleri
18:30 Soru #1 – Alkol sigara kullanmıyorum, üniversitede zorluk çeker miyim?
19:15 Soru #2 – Üniversitede iş kuruyorum, üniversite bitince başka üniversite okuyayım mı?
20:50 Soru #3 – Üniversitede sosyalleşmesem ve ineklesem normal olur mu?
22:35 Soru #4 – Üniversitede kızlarla iyi iş çıkarmak için kendi evinde kalmak mı lazım?
24:54 Soru #5 – İyi bir üniversite / bölüm aile ile kalmak mı, daha kötü bir bölüm ama kendi başına kalmak mı?
25:45 Soru #6 – İstanbul’da üniversite okumak mantıklı mı? Depremden çekiniyorum.
25:59 Soru #7 – Ailemle yaşıyorum o nedenle kızlarla sonuna kadar gidemiyorum. Ne yapayım?
27:58 Soru #8 – Tıpçılar nasıl sosyalleşebilirler?
29:07 Soru #9 – Alkolsüz – sigarasız sürekli bara giden arkadaşlarla nasıl sosyalleşeceğim?
29:50 Soru #10 – Lisede çok sosyaldim, İstanbul’da üniversitede sosyalleşmekte zorlanıyorum.
33:03 Soru #11 – Üniversitede kaç aktivite kulübüne gitmeli?

Efendi Adamın Toksik Kırılganlığı (No More Mr. Nice Guy) Kitap Özeti

Dr. Robert Glover’ın No More Mr. Nice Guy adlı eseri, her erkeğin en az 3-4 kez okuması gereken bir klasik. Tam adı No More Mr Nice Guy: A Proven Plan for Getting What You Want in Love, Sex, and Life olan 2003 tarihli bir kitap, 2 asır sonra Türkçe’ye Efendi Adamın Toksik Kırılganlığı adıyla çevrildi.

Dr. Robert Glover alanında uzman bir psikoterapist ve kitap hem kendisini efendi erkeklikten çıkarma sürecindeki tecrübelerinden, hem de bu konuda çalıştığı sayısız erkeğin deneyimlerinden süzülerek oluşturulmuş.

Bu yazıda size bu kitaptaki fikirleri özetleyeceğim. Bu kitabı Türkçesinden okumadığımı belirteyim ama eğer İngilizceniz yoksa Türkçesini alın ve okuyun.

***

İyi çocuk, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde, yaptığı şeylerin hemen hepsini, birilerinin onayını kazanmaya ya da hoşnutsuz etmemeye göre ayarlar.

Dr. Robert Glover – Efendi Adamın Toksik Kırılganlığı (No More Mr. Nice Guy)

Çocukluğunuz boyunca büyürken anne babanızdan ve çevrenizden sürekli olarak çeşitli mesajlar aldınız. Bazıları için bu mesajların önemli bir kısmı gerçekte olduğunuz kişi olmanın güvenli, istenilir ve kabul edilebilir olmadığıydı. Bu mesajlar, insanlarla ve özellikle kadınlarla oldukça zayıf ilişkiler kuran, zamanlarının önemli bir kısmını kendilerinde problem olarak gördükleri şeyleri saklamaya, onay ve kabul edilirlik için sürekli olarak başkalarının isteklerini ve ihtiyaçlarını kendi istek ve ihtiyaçlarının önüne koymaya çalışan iyi çocuklar ortaya çıkarır.

Bebek dünyaya geldiğinde ve ondan sonraki yıllarda hayatta kalması tamamen ebeveynlerine ya da kendisine bakan büyüklere bağlıdır. Bu nedenle bir çocuğun en büyük korkusu terk edilmektir.

Çocuk terk edilmeyi çeşitli seviyelerde yaşayabilir. Ebeveynlerin boşanması, anne ya da babanın terk etmesi, kendisine bakmakla yükümlü olan büyüklerinin kendisini fiziksel ve duygusal olarak ihmal etmesi, fiziksel veya duygusal şiddet uygulaması, vs.

Bu şekilde “terk edilen” ya da “ihmal edilen” çocuk ben merkezli hale gelir. Çocuklar doğuştan gelen bir dünyanın merkezi olma düşüncesine sahiplerdir ve çocuklara göre her şey onların etrafında döner. Bu nedenle de başlarına gelen her şeyin sebebinin kendileri olduğuna inanırlar.

Çocuk ihmal edildiğinde ya da terk edildiğinde, bunun sebebinin kendisi olduğuna ve kendisinde bir sorun olduğuna inanır. Bu toksik utancı gidermek için, ihmal edilen veya terk edilen çocuk, başkalarının onayını aramaya başlar. Bu onay arayışı kendini değişik şekillerde ortaya koyabilir:

  • Agresif bir şekilde başarı hırsı
  • Fiziksel görünümüne aşırı dikkat ve aşırı vücut geliştirme uğraşı
  • Komiklik yaparak ya da başkalarını memnun ederek ortamda var olma çabası

İyi Çocuk Sendromu

İyi çocuk / efendi erkek sendromunu açıklamadan önce, buradaki iyi ve efendi kelimelerinin iğneleyici bir anlamı olduğunu belirtelim.

Buradaki “iyi”, iyi insandaki iyi gibi değil daha çok iyi maskesi altında sinsi bir amacı olan erkekler için kullanılır. Bu erkekler, kendilerinin çok iyi, efendi bir erkek olduklarını düşünürler ve bu özelliklerine inandıkları gibi, başkalarını da bu özelliklerine inandırmaya çalışırlar.

Oysa iyi çocuk sendromuna sahip kişinin yaptığı şeyin iyilikle alakası yoktur. Amaçları pasif bir şekilde kadınları kendileri ile birlikteliğe ikna etmektir. Bu erkekler genellikle uyumlu, kibar, duyarlı ve kırılgandırlar. Başkalarının özellikle de hedeflerindeki kadının ihtiyaç ve isteklerini, kendi ihtiyaç ve isteklerinin önüne koyarlar, çatışmalardan kaçmak için yapabilecekleri her şeyi yaparlar, insanlara duygusal destek sağlarlar.

Fakat iyi çocuklar bunları karşılıksız ya da iyi birer insan olduklarından yapmazlar. Bu kişiler iyi insan olabilirler ama bu davranışlarını karşılık bekleyerek yaparlar. Bu karşılığı talep etmedikleri için karşılıksız bir fedakarlık yapıyor gibi görünselerde, aslında insanlardan bu yaptıklarını ödüllendirmelerini beklerler. Örneğin iyi çocuk, cinsel birliktelik istediği kadına yürümek yerine onun arkadaşı olmaya, ona duygusal destek vermeye, onun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır. Tamamen arkadaşça davransa da, kadının bu yaptıklarını takdir ederek onun özellikle kötü çocuk olarak tanımladıkları ve aslında çoğu kararlı olan erkeklerden farklarını anlamalarını ve onlarla seks yapmasını bekler.

İyi çocuklar kadınlara ve diğer insanlara karşı yaptıkları bu “iyiliklerin” karşılığını beklerler ama bunu kararlı bir şekilde talep etmezler. Örneğin yine ilişkiler temelinde konuşursak, iyi çocuk cinsel ilişki beklemektedir ama kadından görünürde tek talebi arkadaşlıktır.

Gizli Sözleşmeler

Bu tür karşı tarafın haberi olmadan iyi çocuğun karşılık beklemesine, No More Mr. Nice Guy kitabının yazarı Dr. Glover gizli sözleşme diyor. Dr. Glover’a göre iyi çocuklar temel olarak 3 adet gizli sözleşmeye göre hareket ederler.  Gizli derken hem iyi çocuğun kendisi bilinçli olarak farkında değildir hem de iyi çocuğun etrafındakilerin bu sözleşmelerle ilgili en ufak fikri yoktur. Yani ailesi, kız arkadaşı, iş arkadaşları, vs … bu sözleşmelerin varlığından haberdar değillerdir.

Gizli sözleşmelerin 3’ü de “eğer … öyleyse …” şeklindedirler. Hepsi karşılık bekleyerek ver şeklindedir.

1. Gizli sözleşme : Eğer iyi çocuk olursam benden hoşlanır(lar) ve beni sever(ler). Birçok erkek için bu sonunda (kadınla) yatarım şeklindedir. Eğer iyi çocuk olursam hoşlandığım kadın benim iyi çocuk olduğumun farkına varır ve benden hoşlanır ve sonunda benimle seks yapar.

2. Gizli sözleşme : Eğer onlar sormadan ben diğerlerinin ihtiyaçlarını karşılarsam, ben sormadan onlar da benim ihtiyaçlarımı karşılarlar.

3. Gizli sözleşme :Eğer herşeyi doğru yaparsam problemsiz ve tasasız bir hayatım olur.

Hayatı bu gizli sözleşmelere göre yaşamanın getirdiği bazı problemler var tabii. Birincisi böyle yaşamak oldukça çocukça ve disney masalı tarzı düşünmek demek. Ama bir diğer problem de kimse bu sözleşmelerin farkında değil! Bu nedenle diğer insanlar “sözleşmenin” kendi taraflarını ihlal ettiklerinde ki iyi çocuk bunu bilir ve sürekli “ben şunu yaptım, bunu yaptım” diye bir liste ve skor paneli tutar ve “ama bu takdir edilmedi, şunun karşılığı verilmedi, vs …” diye not alır durur. Bu nedenle de iyi çocuk yaptıkları ile almaya hak kazandığı ama alamadığı herşeyle ilgili zamanla dünyaya ve Tanrıya kin beslemeye başlar ve öfkeli hale gelir.

Problem şu ki bütün bunlar masallarda yaşamakla alakalı. Biliyoruz ki gerçek hayatta istediğiniz kadar düzgün biri olun herkes sizden hoşlanmayacaktır. Ve tabii ki herkes sizinle yatmak istemeyecektir. İnsanlar için bir şeyler yapıp onların da aynı şekilde karşılıksız bir şeyler yapacağını beklemek çocukçadır. Zira yetişkin demek zaten kendi ihtiyaçlarının karşılanması, isteklerinin yerine getirilmesi ve davranışları konusunda 100% sorumluluk alan kişi demektir. Yani bir yetişkin olarak ihtiyaçlarımın nasıl karşılanacağını bulmak ve çevremi ihtiyaçlarımı karşılayacak insanlarla doldurmak benim kendi sorumluluğum. Ve son olarak da her şeyi kitabına göre yaptım diye dertsiz tasasız bir hayat beklemek gerçek hayatta karşılığı olmayan bir şey. Problemsiz bir cennette yaşamıyoruz, kaotik ve kontrolümüz dışında olayların olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Sonuç olarak bütün bunlar iyi çocuğu çocukça hayallere saplanmış kalmış, hayal kırıklığı içinde, öfke ve kinle dolu biri yapar. Bu da onların kafalarını allak bullak eder zira iyi çocuk olarak hiçbir zaman öfkelenmeyeceklerini düşünürler ama birçok iyi çocuk sürekli bir öfke içinde yaşar. Zira kimse gizli sözleşmelere uymamaktadır.

Bu nedenle kendilerine her alaycı bir şekilde ne kadar iyi çocuk denilse de, iyi çocuklar genellikle sinsi ve pasif agresif kişilerdir. Başka insanlara sınır çizmek konusunda büyük zorluk yaşarlar.

İyi çocuk sendromundan kurtulmak

İyi çocuk sendromundan kurtulmanın doğru yolu, pasif ya da pasif agresif olmaktan, agresif olmaya geçiş değil, kararlı biri olmaya geçiştir. Çatışmalardan korkmayan, bunları kararlı bir şekilde halleden, sınırlar çizmekten ve bunları korumaktan çekinmeyen biri olmaktır.

Dr. Glover bunu şöyle açıklıyor:

“Efendi erkek mi piç erkek mi” paradigmasından farklı bir paradigma daha var. İnsanoğlu doğası gereği olaylara siyah – beyaz bakan bir varlık. “Biri çıkıp da erkeklere iyi çocuk olmamalarını öğreten bir kitap yazdı ise onlara götün teki olmalarını öğretiyordur” sanan birçok insan var.

Temel aksiyomum şu :

Çoğu iyi çocuk aslında götün teki piçe (asshole jerk) bir tepki olarak iyi çocuk olmuşlardır. Ben bunu korku ve kaygıya karşı “savaş – dona kal – kaç reaksiyonu” çerçevesine sokuyorum. Göt herif piç savaşçıdır, fiziksel olarak egemen, sözel olarak zorbadır. Çoğu iyi çocuğa küçüklüklerinde anneleri ve diğer kadınlar tarafından “aman o adam gibi olma sakın” diye öğretilir. İyi ol, efendi ol denir. İyi çocuk ise bu götün teki piçe reaksiyon olarak diğer aşırı uca gider ve kendi korku ve kaygıları ile başa çıkmayı “dona kalma – kaçma” şeklinde yönetir. Silik bir profil çizer, çatışmadan kaçınır, vs … Götün teki piç de ayak paspası iyi çocuk da aslında korku ve kaygılarını yönetmeye çalışıyorlar.

Bir erkek çıkıp “ben iyi çocuk olmak istemiyorum ama götün teki piç de olmak istemiyorum, ve mutlu bir orta nokta bulmaya çalışıyorum” dediğinde benim cevabım şu : bu iki ekstrem işlev bozukluğu arasındaki denge noktası nerede bilmiyorum!

Yani mutlu bir orta yol aramıyoruz ama bunun yerine paradigmayı yeniden tanımlamaya çalışıyoruz. Erkekler kaygı ve korkularını dışlarında olan şeyleri yönetmeye çalışarak değil içlerinde yatıştırmayı öğrenmeleri paradigması. “Ben ne istiyorum, istediğimi nasıl elde ederim” gibi sorular sormaya ve kendi kendini onaylayan ve özdeğeri dışarda aramak yerine içinde arayan biri olma paradigması.

Yani ağlak bir kapı paspası olmaktan götün teki piç olmaya evrilmiyoruz. Onun yerine seviye atlıyoruz ve yetişkin biri olma ile ilgili yetenekler ediniyoruz.

Kendi ihtiyaç ve isteklerini öncelik yapmak

İyi çocuklar genellikle başkalarının ihtiyaç ve isteklerini, kendi ihtiyaç ve isteklerinin önüne koyarlar. Bunun nedeni, çocukluklarında kendi istek ve ihtiyaçları zamanında ve sağlıklı bir şekilde karşılanmadığında, ihmal edilmelerinin veya terk edilmelerinin nedeninin bu istek ve ihtiyaçlar olduğuna inanmış olmalarıdır. Bunun sonucu olarak da bütün o fedakar ve hiçbir talebi ve ihtiyacı olmayan iyi biri görüntüsünün altında iyi çocuk, aşırı muhtaç biridir. Kendi ihtiyaç ve isteklerini karşılamaya çalıştıklarında, manipülatif ve kontrol manyağı biri gibi davranırlar.

İyi çocuğun öncelikli olarak anlaması gereken şey, kendi istek ve ihtiyaçları yüzünden ihmal edilmediği ve bu istek ve ihtiyaçlara öncelik vermesinin, muhtaç olduğu onayı tamamen kaybetmesine ya da deli gibi kaçtığı hoşnutsuzluğa boğulmasına neden olmayacağıdır. Evet, kendi ihtiyaçlarını ve isteklerini öne koyarak bazı insanların onayını kısmen ve tamamen kaybedecektir ve bazı insanları kısmen ve tamamen hoşnutsuz edecektir. Ama toplamda gördüğü onay azalmayacak, hoşnutsuzluk artmayacaktır.

Fakat burada dikkat etmeniz gereken şey, kendi istek ve ihtiyaçlarını ilk sıraya koymanın, başkalarının istek ve ihtiyaçlarını tamamen göz ardı etmek demek olmadığı. İhtiyaçlarını gidermeye çalışırken iyi çocuklar dolaylı, belirsiz, manipülatif ve kontrol manyağı olabilirler.

Bir insanın kendi ihtiyaçlarının karşılanmasını sabote etmesinin birden fazla yolu var. Bir tanesi, başkalarının size ihtiyacınız olan şeyi vermesini zorlaştırmaktır. En çok ihtiyaç duyduğunuz zaman aynı zamanda en fazla terk edilmiş hissettiğiniz zamandır zira insanları itersiniz. İnsanların size yardım etmesine izin vermelisiniz.

İkincisi yolu da gizli sözleşmelerdir. İyi çocuğun gizli sözleşmesi şudur: ben senin için bir şey yapacağım ve sen de karşılığında benim için bir şey yapacaksın ama ikimiz de böyle bir sözleşmeden habersizmiş gibi davranacağız. Bu nedenle size şu ödevi veriyorum: sevdiğiniz biri ile aranızda yaptığınız gizli sözleşmelerden en az bir tanesini bulup ortaya çıkarın.

Gücünüzü geri kazanmanın 5 yolu

İlk yapmanız gereken şey, sınırlarınızı çekmektir. Önümüzdeki hafta boyunca kendinizi gözlemleyin ve aslında hayır demek isterken evet dediğiniz durumları bulun. Neye toleransınızın olduğunu ve neye toleransınızın olmadığını açık bir şekilde ortaya çıkarın. Örneğin benim ilişkide sınırlarımdan biri, hayatımın geri kalanında haftada en az 5 gün sağlıklı beslenmeden ödün vermemek.

İkinci yapmanız gereken şey, kontrol edemeyeceğiniz şeyleri kontrol etmeye çalışmayı bırakmaktır.

Üçüncü yapmanız gereken şey, korkularınız ile yüzleşmektir.

Dördüncü yapmanız gereken şey, bir ahlak geliştirmektir.

Beşinci yapmanız gereken şey de, duygularınızı ifade etmeyi öğrenmektir. Burada biraz durmak istiyorum. Bence en önemli şey, duygularını başkalarına ifade etmekten çok, kendi duygularınızla yüzyüze gelmektir. Kendinizi kendi duygularınızdan, kendinizden uzaklaştırmak ve kendinizle yüzleşmemek için sürekli olarak dinlediğiniz müziği kapatın ve kulağınıza taktığınız o kulaklığı çıkarın. Sizin kendi duygularınız ve hisleriniz, sizin bütünlüğünüzün bir parçasıdır. Duygularınızın dilini öğrenerek, iyileşmekte olan bir iyi çocuk olarak, hayat boyu taşıdığınız o yükü sırtınızdan attığınızda, kendinizi Willy Wonka’nın Çikolata Fabrikasına altın bilet kazanmış Charlie gibi hissedebilirsiniz.

Maskülenitenizi yeniden kazanın

Erkek rol modeli olmadan büyüyen erkekler, günümüzün iyi çocuk sendromu problemini ortaya çıkardılar. Endüstri Devriminden sonra babalar oğullarını evde bırakıp, fabrikalara ve ofislerde çalışmaya gittiler ve oğulları da daha çok anneleri ve başka kadınlar tarafından yetiştirildi. Bu sosyal koşullanmanın da, iyi çocukların diğer erkeklerden kopması gibi bir etkisi oldu.

Bunu düzeltmek için maskülen erkek rol modelleri ile arkadaş olun.

İstediğiniz sevgiyi nasıl alacağınızı öğreneceksiniz

İyi çocuklar neden istedikleri sevgiye ulaşamazlar? Çoğu iyi çocuk, çocukluklarında babaları ile yakın ilişkileri olmadığını anlatıyor. Bunun sonucu olarak da birçok iyi çocuk, anneleri ile sağlıksız bir bağ geliştiriyorlar. İyi çocukların anneleri ile tek eşli ilişkiye yatkınlıkları, büyüdüklerinde gerçek bir kadın partner ile iyi ilişki kurabilmelerini engelliyor.

İyi çocuklar, kırılganlıklarının açığa çıkması korkularını, yalnız kalma korkuları ile dengelemeye çalışırken, işlevsiz ilişkiler yaratırlar. Burada kırılganlıklarının açığa çıkması korkusu, biri kendileri ile yeterince yakınlaşırsa, ne kadar zayıf / kötü olduklarını anlar korkusudur. İyi çocuklar, başkaları bunu keşfederse, alay edileceklerine, yaralanacaklarına ya da terk edileceklerine inanırlar. Bunun alternatifi de hiç iyi değildir zira kendilerini diğer insanlardan izole ederlerse, bu sefer de çocukluklarında çok korkutucu olan terk edilme deneyimleri yeniden canlanır.

Kırılganlıkları açığa çıkacak korkusu ile terk edilecekleri korkusunu dengelemek için, iyi çocuklar yardıma ihtiyaç duyarlar ve bu yardımı aynı şekilde yaralı ve yakınlık kurmakta zorlanan insanlarda bulurlar ve beraberce iki tarafı da hüsrana uğratan ilişkiler yaratırlar.

Aslında ne olduklarının açığa çıkmasını engellemeye çalışırken, iyi çocuklar iki çeşittirler: yapışkanlar ve mesafeliler. Yapışkanlar, kendilerini ve kendilerine ilgi gösteren diğer insanları hiçe sayacak şekilde ilişkilerine yapışırlar. Mesafeli olanlar ise asıl partnerlerine duygusal olarak mesafeli dururlarken, ilişki dışında iyi çocuk rolü oynarlar.

Peki bu durumda iyi çocuklar istedikleri aşka nasıl ulaşırlar? İyileşmekte olan bir iyi çocuk, bunu başarmak için sınırlarını belirlemelidir. İyileşmekte olan iyi çocuk, partnerleri ile aralarındaki sınırlarını belirleyip korumaya başladıklarında, bu partnerlerinin kendilerini güvende hissetmesine neden olur. Kadınlar güvende hissettiklerinde, seviliyor da hissederler.

Sınırlarını belirlemek aynı zamanda saygı da yaratır. İyi çocuk sınırlarını belirleyip koruyamadığında, partnerine kendilerine saygılarının olmadığını sinyallerler. Bu durumda kadınları onlara neden ve nasıl saygı duyabilir ki?

İstediğiniz seksi nasıl alırsınız?

İlk yapmanız gereken şey, kendinizi hapsettiğiniz içselleştirilmiş utanç ve korku hücresinden dışarı çıkmaktır. Bunlar, doyurucu bir seks hayatının önündeki en büyük engellerdir. Ne kadar kitap okursanız okuyun, ne kadar kursa katılırsanız katılın, cinsellik konusunda çözmediğiniz utanç ve korkularınız olduğu sürece bunlar bir işinize yaramayacaktır.

İkincisi, bu konu hakkında konuşun. Cinsel geçmişiniz ve erken cinsel hatıralarınız hakkında konuşabileceğiniz güvenli bir yer bulun. Varsa çocuklukta cinsel taciz ya da travma deneyimlerinizi, ailenizdeki cinsel problemleri konuşun.

Üçüncüsü, porno ve fantezi kullanmadan kendi cinselliğinizi yaşayın. Porno ve fantezinin dikkat dağıtması olmadan kendi cinselliğinizi yaşayana kadar, sağlıklı bir cinsellik yaşayamayacaksınız.

Porno, sizin utanç ve korkularınızdan uzaklaşarak içinde cinsellik yaşayabileceğiniz bir trans hali yaratır. Ama porno utanç duygusunu katlayarak arttırır zira genellikle gizli saklı yapılır. Fantezi de bir çeşit kopmadır ve birinin vücudunu zihninden ayırmaya yarar. Fantezinin tek sağladığı şey, sizin utanç ve korkularınızı geçici olarak unutmanızı sağlamaktır ya da kötü seks hayatınızı saklamaktır.

Dördüncüsü, kötü sekse hayır deyin. Size kötü haber vermek istemezdim bayanlar ama zamazingonuzu Bangkok’ta kolay altılılara batırma fantezilerinizi bırakma vakti geldi. İyi seks haricinde seks yapmamayı kafaya koyarsanız, değişik bir şey yapmak için sorumluluk da almaya başlarsınız. Harika bir aşık olma kavramını bırakırsınız, açık ve direkt davranmaya başlarsınız, uygun bir partner seçersiniz ve kötü seksin, hiç seks yapmamaktan daha iyi olmadığına karar verirsiniz.

Son olarak, ben erkek Amerikan geyiğini kendime örnek alıyorum. Doğada alfa erkek ve Amerikan geyiği erkeği oturup kızların kendisini beğenmesini neyin sağlayacağını düşünmez. Bu erkekler acımasız, rekabetçi ve cinsel olarak gururludurlar zira neyseler olar ve ne yapıyorlarsa onu yaparlar. Dişiler onlardan böyle etkilenirler.

Size son bir mesajım olacak. hayatınızın gerçekliğine bakın ve kendinize şu iki soruyu sorun:

Birincisi, istediğiniz hayatı yaratıyor musunuz? Ve ikincisi, eğer yaratmıyorsanız neden yaratmıyorsunuz?

Bunun sebebi muhtemelen korku. Korkularınızla kafa kafaya gelecek şekilde yüzleşin. İstediğiniz hayatı elde etmenin tek yolu bu.

Aşırı duygusal yatırım yaptığım kadını unutamıyorum (Vaka çalışması)

Mahmut Abi, aşırı duygusal yatırım yapılan kız nasıl unutulur? Aklımdan çıkmıyor. Sosyal hayatımı dolduruyorum, haftada 2 gün kurs 3 gün kickbox geri kalan gunlerde de sürekli üretken calışıyorum ama aklımdan çıkmıyor.

Aramızda cinsel etkileşim oldu birkaç kez. Sorun şu gece uyurken uyuyamıyorum, uykum 3-4 kez bölünüyor. Bir çok kez rüyalarıma dahi giriyor rahatsiz oluyorum. Stalkı bırakma konusunda sıkıntı çekiyorum. stalk yapmak duygusal yatırıma mi yol açar ?

Aranda sadece birkaç kere “cinsel etkileşim” olan yani hemen hemen hiçbir şey olmayan kızı, geceleri uyuyamayacak kadar kafaya takman, ağır ama maalesef yaygın bir zayıflık. Bunun için hayatının gerçekten çok renksiz olması lazım. Cinsel etkileşim dediğine göre cinsel ilişki bile yok. Cinsel ilişki bile olsa, kadınlar cinsel ilişkide oksitosin salgılayıp bağlanmaya meyillidir, erkekler ise daha çok dopamin salgılayıp işin zevkine varmaya. Senin erkek olarak bu kıza yapışman doğandan kaynaklanmıyor, öğrenilmiş ve kurtulman gereken bir çaresizlik.

Altta yatan patoloji varsa bunu psikologlara bırakıp bundan nasıl kurtulacağına bakalım. Bu arada da duygusal yatırım ile ilgili yanlış anlaşılan bir konuyu açıklığa kavuşturalım.

Duygusal yatırım bildiğiniz gibi (bilmiyorsanız mutlaka öğrenin) bir kişinin düşünce ve duygularınızda yer etmesi demek. Bu yatırım genellikle davranışlarınızla olur ve buradan engellenebilir.

Öncelikle bir kadına karşı duygusal yatırımı bıraktığınız ya da minimuma indirdiğiniz anda, daha önceden yaptığınız devasa duygusal yatırım bile aylar içinde erir biter. Duygusal yatırımınızın yüksek olması, hala duygusal yatırım yapıyor olmanızdandır. Şimdi burada yaptığın duygusal yatırımlardan oluyor.

Şimdi sen kızı stalklıyorum (gizlice takip ediyorum) diyorsun. Bugün sosyal medya maalesef bu işi o kadar kolaylaştırdı ki, eskiden bir iki haftada atlatılacak olay aylarca atlatılamıyor. Sosyal medya insanları ama özellikle erkekleri maymun etti maalesef.

Şimdi şöyle düşün. Bu kızın evinin karşısında bir daire kiraladın. Hergün gidip o daireden kızı gizli gizli gözetliyorsun. Bu kızı nasıl unutacaksın? Sosyal medyadan stalklaman aynı şey! Her stalkladığında devasa duygusal yatırım yapıyorsun.

Sosyal medyada ya da mesajlaşma uygulamasında stalklamayı hafife almayın. Yıllarca stalkla yıllarca unutamazsın. Bir insanı unutman için onu önce davranışsal olarak bırakman lazım. Bunu zihinsel ve duygusal bırakma, maalesef haftalar veya aylar sonra takip eder (ama her geçen gün daha iyi hissederek yani haftalarca kötü hissetmeyeceksin).

Şimdi sen sadece birkaç “cinsel etkileşimin” olan kızı unutamamanda kronik “dam” eksikliğinin de etkisi var. Gerçi ben o tadı da almış gibi yazmamışsın ama en azından tatmaya milimetreler kalmıştı 🙂 Yani oldukça fazla sayıda kadınla olan adamlar bile bir kız için böyle olmayı becerebilseler de, bu genelde kendini kadınlardan uzun süre uzak tutmuş adamların başına gelir.

Sadece bir iki cinsel etkileşimle nasıl devasa duygusal yatırım yaptın anlatmamışsın. Belki de daha önce çok konuştun, peşinde koştun.  Ama şu an devasa yatırım yapmaya devam ediyorsun ve bunu hemen bırakman lazım.

Kıza ulaşmak büyük yatırımdır o nedenle ulaşmamalısın ki bunu yapıyorsun. Ama stalk da belki de aynı ölçüde büyük yatırım. 5 sene stalkla 5 sene unutamazsın. O nedenle stalklamayı bırak, gerekirse sosyal medya hesaplarından çık (silme), uygulamaları sil ve 2-3 ay girme. Bu da yetmiyorsa kızı her yerden engelle.  Engellemek normalde zayıf bir davranış olabilir (kız normalse; eğer kız toksikse değildir) ama stalklamayı engelleyecekse oldukça makul bir zayıflıktır.

Son olarak hayatına odaklanman ve sosyal hayatını geliştirmen lazım. Onu yapıyora benziyorsun ama daha kızlı erkekli, aktivite merkezli, kurslar daha hızlı etki eder. Aynı zamanda eğer durup durup bu kızı unutmak için başladıysan ya da yeni başladıysan etki etmesi zaman alır. Biraz zaman da lazım.

Şimdi düşünce ile duygusal yatırıma gelelim. Bu en zoru. Nörobilimci Andrew Huberman’ın dediği gibi “zihni zihinle değiştirmek zordur, zihni mümkün olduğunca davranışlarla değiştirmek lazım”. Ama iş oraya gelirse zihni zihinle değiştirmek de gerekebilir.

Bu kadın aklına her geldiğinde, durup 5 dakika nefes meditasyonu yapabilirsin. Nefesine odaklan ve tabii ki başlarda aklın defalarca kıza kayacaktır. Zaten odaklanma meditasyonlarının asıl ismi odak kaybedip yeniden odaklanma meditasyonu olmalı zira işin pratiği bu. 5 dakika aklın kaydıkça ısrarla nefesine dön, zaman içinde aklının daha az kaydığını, zihnini daha iyi kontrol edebildiğini göreceksin. Ben meditasyon yapmam diyorsan koyun say fark etmez. Ama koyunlara odaklanmaya çalış.

Şunu defalarca söyledim ama orada burada söylediğimden çoğu insanın görmesi için tekrar edip duruyorum: Senin gibi unutamayanların çoğunun ortak özelliği, kızın sevgili gibi tarihçesi olmayan bir kız olması. Bir erkek 5 senelik sevgilisini, 5 günde 2 kere yattığı kıza takıntı yapan adamdan daha hızlı unutuyor. Belki de ne olursa olsun doymuş bir geçmişi olmasından, bilmiyorum ama beni arayanlar arasında aynı kız için 1-2 sene boyunca arayanların hepsinin ortak özelliği, kızla aralarında pek bir şey olmamasıydı.

Özellikle şu düşünceler devasa duygusal yatırım sebebi:

“O zaman şöyle yapsam olur muydu, şöyle yapmasam olur muydu?”

“Belki o zaman istiyordu ama ben şöyle yapmadım / yaptım olmadı.”

“Benim aramamı mı bekliyor, aramıyorum diye olacak iş olmayacak mı?”

Bu düşünceleri aklınıza getirmemek için elinizden geleni yapın.

Onu cok sevmiyorum ama özlem oluyor söylediğiniz gibi ne soylediğine değil ne yaptığına bakıyorum sevilmeyi hakedicek davranışlar da bulunmuyor.

Bu seviyesi sevgi değil takıntı zaten. Bunda bir gariplik yok. Ayrıca duygusal yatırımın sevgi veya aşk ile aynı olmadığını da söylemiştim. Bir kadını çok sevebilirsiniz ama ona çok duygusal yatırım yapmayabilirsiniz. Karınızı sevgilinizi çok seversiniz ama gün içinde işe güce dalıp onu unutursunuz, sürekli düşünmezsiniz. Mesela düşünün, çoğunuz kız arkadaşınızın instagramını muhtemelen bu arkadaşın bahsi geçen kızın instagramını kontrol ettiği kadar kontrol etmiyorsunuz.

ne yaptığına bakıyorum sevilmeyi hakedicek davranışlar da bulunmuyor.

Ne yaptığına bakma yahu, zaten baktığın için böylesin. Kız sevilmeyi hak etmiyor diyorsun ama kız asıl böyle takip edilmeyi, böyle duygusal yatırımı hak etmiyor. Bunu bırakman lazım. Bence stalkı bıraksan zihnini kontrol etmeye bile gerek kalmayabilir.

Gerek beni arayanlar gerek de yorumlarda takip ettiklerim bana şunu gösterdi: iletişimi kes kuralını eksiksiz uygulayanlar, istemeseler bile unutuyorlar. Unutmadan edemiyorlar. Duygusal yatırımları sönüp gidiyor. Yoksa unutamıyorsun, üç ayaktan birini yapmadın mı (ulaşma, bilgi alma, kendine odaklan) sana bir cigara yakıp faydalar faydasız, imkanlar imkansız demekten başka bir şey kalmıyor.

Unut onu unut.

“Unutamıyorum Mahmut Abi … Kendimi unuttum, onu unutamıyorum.”

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Kadınlar fikirlerini değiştirme imtiyazına sahiptir

Merhaba, aşağıdaki paragraflar tamamını, kolay okunur bir şekilde, yeni çevirmeye başladığım Rollo Tomassi-The Rational Male kitabından küçük bir alıntıdır. Bu kitabın birkaç yerde google, chatGPD çevirileri dolanıyor ancak bunlar insanı okumaktan soğutur cinsten. Ben yavaş yavaş elle çevirerek bu eseri tamamlayıp, okuyucu karşısına ücretsiz şekilde çıkaracağım.

Şimdi çevirdiğim kitaptan önemli bulduğum, küçük bir bölümü sizlerle paylaşıyorum. Bu da “Fair Use” olacağı için sıkıntı yaratmayacaktır. Rollo diyor ki:

“Kadınlar kendi üreme stratejilerini daha iyi hale getirmek için genetik avantajlarına olacak şekilde sosyal sözleşmeler ve psikolojik şemalar başlatmışlardır. Bu yüzden kadınlar her zaman “fikirlerini değiştirme imtiyazına” sahiptir. Ve en kaypak, dönek davranışlar bile sosyal olarak maruz görünebilir, bunun yanında erkeklerin davranışları “doğru olan şeyi yap” denilerek daha yüksek bir standarda çekilir, bu da kadının üreme stratejisine hizmet eder. “Oyuncu” olan erkekler ve eşlerini terk ederek kendi doğalarında olan üreme stratejilerini ortaya koyan babalar bu yüzden kötü adam ilan edilir. Ve hatta kendinden olmayan çocuklar için finansal, duygusal yatırım yapan ve hayatını ortaya koyan tarzdaki babalar da toplumsal kahramanlar olarak ilan edilir ki bu da kadının genetik stratejisine hizmet ettikleri içindir.

Bu, kadınlara özgü sosyal dinamikler, örneğin “sadece arkadaş olalım”  (LJBF) reddetmelerine ve kadınların kendilerini kurban gibi hissetmelerine yol açan temel motivasyondur. Kadınlar erkeklerdeki “kurtarıcı” (Cap’n Save a Ho) zihinsel şemasını tetikleyerek erkeklerde kadınların üreme stratejisine uyum sağlama motivasyonu yaratır.

Kadınların metodolojisinde (stratejinde) üstesinden gelmeleri gereken iki büyük zorluk bulunur. Kadınlar sadece kısa bir zaman aralığında cinsel çekiciliklerinde en tepede olabilirler (genelde 20’lerinin başları) ve bu sürede iyi, uzun vadeli partner (iyi baba) bulabilme niteliğine sahip olurlar. Ve bu nitelikler, iyi bir üreme becerisiyle (iyi genler) daha iyi genleri elde etme kabiliyeti getirir, ancak bu ikisi nadiren aynı erkekte bulunur. Sağlayıcılık ve güvenlik kapasitesi iyi baba ile eşleşmek için fantastik bir motivatördür ama aynı karakteristik bu erkeği genellikle dezavantajlı konuma da sokar. Daha iyi genetiğe sahip, fiziksel olarak çekici olan, risk alma niteliği daha gelişmiş olan bir erkek, çocuklarına çevreye adapte olma kapasitesini daha iyi aşılayacaktır (Çocuklar kendi genetik malzemelerini gelecek jenerasyonlara geçirmek üzere diğerlerinden daha güçlü, hızlı ve çekici olacaklardır). Bu Piç vs Efendi Erkek paradoksudur, evrimsel ölçekte karşımıza çıkar.

Erkekler ve kadınlar doğuştan olacak şekilde (bilinçaltında) bu dinamiği anlarlar, o yüzden kadının iyi genlere sahip babayı kullanırken, iyi babanın da verebileceği en iyiye sahip olması için sürekli olarak sosyal sözleşmeler icat etmesi ve değiştirmesi gerekmektedir. Bu kadının avantajı elinde tutacak şekilde biyolojik faydasına ve çoğulcu cinsel stratejisine uygun olarak yapılır.”

Kitabın çevirdiğim tüm bölümlerini şuradan okuyabilirsin, çevirdikçe yavaş yavaş yazılar artacak ve sonunda kitap tamamlanacaktır.

https://www.centilmenkulubu.com/category/rollo-tomassi-rational-male-kitabi-turkce-ceviri/

Sana tavsiye edeceğim 2 adet ürünüm var:

Özdeğer / ben ödülüm zihin yapısı nasıl kazanılır?

Mest rumuzuyla bir takipçi yazmış:

Mahmut abinin belki de cevaplandirmadigi tek soru. Abi nasıl ödül mentalitesine geçeriz gerçek anlamda.

Bunu birçok yerde cevaplandırdım aslında.

Taklitle de oluyor ama gerçek anlamda. İkincisi ödül mentalitesinde bir erkek nasıl davranır. Ben bunu işe bağlıyorum bir erkek işinde ne kadar başarılıysa işiyle alakalı o kadar ödül mentalitesinde oluyor. Tabak çevirme ya da seçenek gibi olaylara girmeyecegim. Hayatta başarı sağladıkca ödül hissediyorsun bu kadar genel basit bir kural diye düşünüyorum sence?

Şimdi öncelikle taklit dediğin şey öyle küçümsenecek bir şey değil. Taklit, insanın konuşmayı, yürümeyi, sosyal ilişkiler, vs. öğrenmesini sağlayan en güçlü mekanizmalardan birisi. Direkt olarak sinir sisteminin kendini değiştirme yeteneğini (nöroplastisite) kullanmanın en etkili yolu.

Öncelikle ödül zihniyeti ile özdeğer pek farklı şeyler değil. Bizim camiada ödül zihniyeti pratikte, kadın erkek ilişkilerinde özdeğerli olma, kendini kadın erkek ilişkileri piyasasında değerli görme ile eş anlamlı olarak kullanılıyor.

Senin taklit dediğin şey, özellikle özdeğer gibi görece soyut konularda oldukça somuttur. Bir şeyin piyasa değeri, o şeye biçilen değerdir. Burada özdeğerini yükseltmenin yolu, özdeğerini yükseltecek şekilde davranmaktır.

Örneğin, seni iki kere reddeden bir kızı her nextlediğinde, “özdeğerim beni 2 kere reddedene kendimi bedava peşkeş çekeceğim kadar az değil” diyorsun ve bu da senin özdeğerini arttırıyor. Taklit bile değil bu. Kendine yüksek bir değer biçip, piyasada düşük değere el değiştirmeyi reddediyorsun.

Bunun oldukça çalışır bir yöntem olmasının en önemli nedeni maalesef çok acıklı. Çoğunuz aslında piyasada düşük olmayan bir değere zaten sahipsiniz ama bizim mavi hap dediğimiz programlamanız yüzünden, kendinizi piyasada gerçekte olabileceğinizden çok daha düşük değere konumluyorsunuz. Bu nedenle başka hiçbir parametreyi değiştirmeseniz bile zihin yapınızın değişmesi, tek başına ödül değerinizi yükseltiyor.

Örneğin birçoğunuz gayet eli yüzü düzgün, birçok kadının hayatında isteyebileceği adamlarsınız ama mesela bir kadınla ilişkiye girdiğinizde ve bu ilişkide ilk soğuma olduğunda çok yüksek kaygıya kapılıp, ilişkinin kadını olarak kendinizi kısa vadeli rahatlatmaya ama erkek olarak ödül değerinizi düşürmeye programlısınız. Hiçbir şey yapmasanız 7/10 iseniz, sürekli olarak sadece kaygılı bağlanmanızın sizi ittiği davranışlar ile 4/10 oluyorsunuz.

Başka bir örnek vereyim. Birine kararında duygusal yatırım yapmayı becerdiğinde, özdeğerin artıyor. Senin değerin artıyor. Sen kendine yüksek bir değer biçiyorsun ve piyasaya bu değeri koyup bununla alan alır, almayanın peşinden koşmam diyorsun.

Şimdi zaten dediğim gibi durduğun yerde, kısa vadeli kaygılara dayanmak yerine onları yatıştırmak için saçmalamasan, kendi ayağına sıkmasan değerin az değil. Kendi ayağına sıkmayıp da ödül değerini azaltmadan piyasada durmaya inat etsen, seni gerçek değerinde alan sonradan çıkıyor ve pratik yeni değerin de belirlenmiş oluyor.

Senin hayatına değer değil drama katan, ilgi budalası, betasın lan öde mantıklı kadını için kan ağlayarak bıraktığında, özdeğerini yüksek tutuyorsun. Piyasada değersiz bir şekilde kullanılmaya izin vermiyorsun.

Seni terk eden kadının peşinde koşmak yerine, için kan ağlayarak da olsa kendini yeniden piyasaya koyduğunda, senin değerin artıyor. En azından terk edenin peşinde koşarak değerini azaltmıyorsun.

Yani piyasada değerli bir erkek olduğunuz ilkesine göre yaptığınız her hareket taklit değil, size bir yüksek bir değer biçen, veren ya da en azından içsel değerinizi aşağı çekmeyen somut bir artı değer. Sonradan olan da bu yeni ve yüksek değerinizle alıcınızın çıkması ve sizin zihninizde de yeni değerinizin tam oturması.

Bazı insanlar, insanın en etkili kendini değiştirme mekanizması olan taklidi aşağılıyorlar. Bunu ben ilişki sihirbazı zamanından beridir bilip öğretiyorum ama özellikle nöroplastisite notları ile aslında ne kadar bilimsel olduğunu da anladım.

Kadın erkek ilişkilerinde bizim mavi hap dediğimiz bir sürü davranışı içselleştirmiş oluyorsunuz yani bunlar için sinir sisteminizde otomatik devreler geliştiriyorsunuz. Bu otomatik davranışlar oldukça uyumlu ve bu nedenle güçlü. Hem egonuzu koruyor (reddedilmekten kaçıyorsunuz) hem de aslında size evrimsel avantaj bile sağlıyor. Ama karşılığında çok acı çekiyorsunuz. Zira evrimsel açıdan adaptif ama size zararlı bir otomatik algoritma koleksiyonu içinde sürekli değerinizi düşürerek davrandığınız için değeriniz düşüyor tabii ki.

Şimdi örneğin hoşlandığınız bir kadın sizin esprili bir mesajınıza dönmediğinde otomatik algoritmanız “kaygılan ->  o mesaji geri alan uzun bir ikinci mesajı döşe -> kaygıdan kurtul” şeklinde. Bu algoritmanın amacı kısa vadede kaygıdan kurtulmanızı sağlamak ama uzun vadede daha kaygılı olmanıza neden oluyor ve değerinizi düşürüyor. Siz değerli bir erkeği taklit ettiğinizde, beyniniz tabii ki bilişsel enerji açısından ucuz ve kaygı yönetimi açısından uyumlu olan otomatik algoritmayı zorluyor ve tabii ki değerli erkek gibi davranmak size doğal olmayan, taklit bir şey gibi geliyor. Zira otomatik algoritması yok! Tamamen zorlama! Ama sizin doğal dediğiniz de yıllar önce, uzun aylar belki de yıllar boyu zorlaya zorlaya, tekrarlaya tekrarlaya otomatik hale getirdiğiniz davranışlar. Bu zorlamaları çok genç yaşlarda yaptığınız için ya da toplumda kabul gördüğü için hatırlamasanız da durum bu.

Siz yeni “zorlama” davranışı yeterince yaparsanız beyniniz “demek ki bundan sonra böyle tepki verilecek ve ben her seferinde karşı koyarak çok enerji harcıyorum” diye pes edip yeni otomatik devre kuruyor. Bu devrenin kurulması tekrar gerektirdiğinden ve beynin direnci nedeniyle zaman aldığından, bir süre (belki aylarca) “hissetmeden” “taklit ediyorsunuz”. Ama siz ısrar edince o devre kuruluyor ve o devre de daha üstün bir adaptasyona sahip olduğundan (uzun vadede kaygı azaltıcı, değer katıcı) sağlam ve kalıcı oluyor.

Özdeğer sonuçta bir duygu olsa da sadece size bağlı değil. Sosyal bir varlık olduğumuz için çevrenizin geribildirimlerine de bağlı. Ama zaten yukarıdaki örneklerdeki gibi davrandığınızda çevreniz de size pozitif geri bildirim yapıyor. Yani 2 kere reddedildiğinizde nextlediniz mi, daha önceki gibi yedek lastik olup bir kızın küçümseyen bakışları altında beklemediğiniz gibi, o kızın size geri dönüşünde daha saygılı olduğunu görüyorsunuz. Geri dönmese bile en azından değer kaybınız olmuyor.

Özdeğeri desteklemek için somut şeyler de gerekli. Yani tembel, koltuk patatesi, vs. bir adam olmanız durumunda özdeğerli “taklidi” çok zor. Ama sadece çalışkan, fit, vs. olmak da yetmiyor. Otomatik algoritmaları yıkıp yenisini yapmanız için “taklit” lazım.

Siz taklit ederek sıfırdan dil öğrendiniz, yürümeyi öğrendiniz, yetişkin biri olarak kendi başına yaşamayı öğrendiniz. Taklidi küçümsemeyin.

Özdeğerinizi arttıracak diğer yöntemler

Erkekler için uzun süreli ilişkiler rehberinde ilişkiler konusunda hiçbir metinde olmayan bir bölüm yazdım: kararlılık (assertiveness). Onu aslında kendi başına bir eğitim haline getirmem lazım zira özdeğerinizi ve özgüveninizi arttıracak en etkili yöntemlerden birisi de kararlı olmak.

Kararlı olmak bu bağlamda pasif ya da pasif agresif bir insanın, omurga kazanmak için saldırgan (agresif) olmak yerine karşısındakinin istek ve ihtiyaçlarını da gözeterek, kendi istek ve ihtiyaçlarını öne çıkarmasıdır. Karalılık temel olarak hayır diyebilme becerisi, talepte bulunma becerisi, olumlu ya da olumsuz düşüncelerini ifade edebilme becerisi, konuşmaları başlatabilme ve sürdürebilme becerisi gerektirir.

Birçok erkek, pasif veya pasif agresif davranarak kendi değerini düşürüyor zira (davranışlarıyla, lafla değil) değer talep etmek yerine değersizleştirilmeye boyun eğiyor.

Birçok erkek bunu zayıflıktan ve korkaklıktan yapıyor ama birçoğu, belki de çoğu, aslında kararlılık ile saldırganlık arasındaki farkı bilmiyorlar ve kararlı olmayı saldırgan olmakla karıştırdıklarından pasif ya da pasif agresif davranıyorlar. Çoğu erkek “efendi / iyi çocuk” olarak yetiştirildiği için, saldırgan olmaktan aşırı korkuyor ve saldırgan olmayayım diye özel çaba harcarken kararsız ve pasif oluyorlar (çoğu efendi erkeğin kararlı erkek ile saldırgan erkek arasındaki farkı göremeyip kararlı erkeklere kötü çocuk demeleri de bundan).

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.