Pook’un Kitabı – 15 Ders – Yedinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Altıncı Ders

Genç adam, artık arzularına hükmedebildiğini düşünüyordu. Artık kız arkadaş – erkek arkadaş ilişkisindeydiler ve o mahçup ilk zamanlar geride kalmıştı. Her şey güzel gidiyordu! Bir şey hariç …

“Ben açım,” dedi kız (zaten sürekli aç değiller mi?). “Bana öğle yemeği alsana.”

Zavallı genç adam. İlişki öncesinde ve başlarda bunu yapmayacak kadar biliyordu. Ama şimdi kendi kendine şöyle dedi : “O benim kız arkadaşım. Onu mutlu etmeliyim!”

Ve kıza öğle yemeği getirdi. Kız karnını doyurduktan sonra tatmin olmuş muydu? HAYIR! Kız şöyle devam etti : “İşte şunu şunu yapmam lazım. Gerekli malzemeleri alıp getirebilirsen çok güzel olur.”

Ve efendi adam hemen alışverişe çıktı! Ve alışverişten geri geldiğinde, onu yeni işler beklemekteydi. Zavallı efendi adam! Bu böylece sürüp gitti! Daha fazla iş, daha fazla ödev ve bir de baktı ki kızın parmağının ucundaydı.

Sonra ne oldu : “Sanırım biz sadece arkadaş olarak kalmalıyız” dedi kız.

Efendi adam yıkılmıştı. Ama aynı zamanda kafası da karışmıştı. Onu hoş tutmak için elinden geleni yapmıştı ve sonuç bu muydu?

“Ahh” diye ayıldı. “Onun isteklerini tatmin ederken kendi yolumu kaybettim. Sen onun hizmetkarı oldun mu, o seni arkadaş olarak görecektir”. Zira …

“Saygı her şeydir.”

“Ama Pook, neden? Neden saygı bu kadar hayati?”

“Böyle bir soru beni aşar. Gel büyük bir filozofa soralım.”

Ve birden bire Sokrates belirdi!

“Sokrates! Sen buraya çağırıldın! Bunu biliyor muydun? Saygı neden hayatidir sorusunu cevapla.”

Ve Sokrates cevapladı : “Bu kolay bir soru Pook. Saygının olduğu her yerde korku da vardır, ama korkunun olduğu her yerde saygı yoktur. Çünkü korku saygıdan çok daha geniş bir alanı kaplar.” Bunu dedikten sonra Sokrates mavi bir dumana karışıp gözden kayboldu.

“Oh ulu bilge! Eşsiz ruh! Saygı, konulmuş sınırların farkına varmaktır. Sonuçta, bir korku hissi olmadan (senin çekip gidebileceğin korkusu), saygı nasıl kazanılabilir? Kadındaki gerçek tutku, sadece erkek kolayca çekip gidebilecek biri olduğunda ortaya çıkar; Büyük Avı’ın çekip gitmesi kadın için en büyük korkudur.”

“Çekip gitmek?”

“Evet. Şimdi karşı cinse bir soru soralım. Ey kadın, buraya gel!”

Kadın ateş ve kıvılvımlar içinde yanlarında belirdi.

“Bilmeceyi cevapla : bir erkeğin çekip gitmeye istekli / hazır olması sizi neden baştan çıkarıyor?”

Kadın güldü : “Bunu herkesin bildiğini sanıyordum. Bırakıp gidebilen erkek, alternatifleri olan bir erkektir ve bu erkek, kadının yerine başka bir kadını kolayca koyabilir. Başından bir kadına bağlanmış bir avukat, doktor ya da politikacı bulamazsın.”

“Gidebilirsin!” ve kadın bir ateş ve kıvılcım yumağında gözden kayboldu.

“Yani İyi Av her zaman çekip gitmeye hazır mıdır?”

“İyi Av saygıdır. Kadın seni emir eri olarak kullanmak yerine seninle hayatın tadını çıkarmalıdır. Sen Erkek Adam ol ve saygı istiyorsan önce kendine saygı duy.”

Sonraki Bölüm : Sekizinci Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Altıncı Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Beşinci Ders

Erkek bir kendisine bir kız arkadaş arıyordu. Birçok kıza yürüdü ve onları KAZANMAK için elinden geleni yaptı. Hepsinde de yenilgiye uğradı.

Kızın birine çiçekler aldı, diğerine hediyeler. Bir başka kıza çikolatalar aldı.

Kızla konuşurken, kızın her dediğine hemfikir oldu. Yapacaklarını planlarken, kızın tek sözüyle tüm kendi planlarını değiştirdi. Kadınlar tüm hayatının etrafında döndüğü birer güneş oldular.

Ama zavallı erkek sürekli yere çakıldı ve yandı.

Daha yaşlı kadınlar ve arkadaşları “çünkü senin ne kadar İYİ olduğunun farkında değiller” dediler.

Ama yine de erkek, tüm çakılmalarında ve yanmalarında ortak bir noktayı farketmeye başladı. “Bütün bunlarda tek sabit benim. Ya bütün bu yenilgilerin sebebi benim ısrarla yapıp durduğum bir şey ise?”

Aynı şeyleri yapmaya devam etti. Bekleneceği gibi yine çakıldı, yine yandı. Ama birgün içinde bir şeyler kaydı. “Artık yeter!” dedi. “Neden dilenci gibi davranıyorum? Zekiyim, yakışıklıyım, geleceğim parlak ve asıl kadınlar beni elde etmek için çalışmalı!”

Ve sonunda, çiçekler almayı, hediyeler vermeyi, çikolatalar getirmeyi, kızın her dediği ile hemfikir olmayı, herşeyi kıza göre planlamayı ve onun kaprislerinin yörüngesinde dönmeyi bıraktı.

“Artık hatunları göklere çıkarmak yok” zira …

“Sen çok iyi bir avsın.”

“Evet” dedi Pook. “Sen kazanılması gereken bir ödülsün.”

Genç adam büyük bir sevinç ile hoplayıp zıpladı. “Süper! Bu demektir ki kılımı kıpırdatmayabilirim, hayalperest alışkanlıklarıma devam edebilirim ve kendimi değiştirmek için hiçbir şey yapmama gerek yok! Bunu duyduğuma sevindim zira ben zaten mükemmelim ve kimse için değişmeme gerek yok!”

Pook genç erkeğe okkalı bir tokat attı. “Aptal ergen! Eğer hayat seni değiştirmiyorsa, sen o hayatı yaşamıyorsun demektir! Hayat tarafından tamamen değiştirilmeyenler, onun zerre farkında olmayanlardır!”

Ama genç erkek inatçıydı. “Ben” dedi, ders verir bir tonda. “hiç kimse için değişmeyeceğim.”

“Ya kendin için?”

Kendimi olduğum gibi seviyorum!

“Tamam! Bu kadar yeter!”

Genç erkek şaşırmıştı. Pook’u hiç sinirli görmemişti.”Ben neysem oyum” diye ısrar etti.

Bunun üzerine Pook 2 genç erkeği yanlarına çağırdı. Her biri birer köşede duruyordu. Pook şöyle dedi : “Önümüzde, hayatın başında 2 erkek var. İkisi de aynı kökenden geliyorlar ama gittikleri yerler birbirlerinden çok farklılar. Önce birinci erkeğe bakalım.”

Genç erkeğin çocukluğuna şahit oldular. Çocuk kafasını çarptığında, gidip annesine ağlıyordu. Annesinin eteğini çekiştiriyordu. Annesinin yanında güvende ve rahat hissediyordu. Babasının yanında ise için için, anlamlandırmadığı bir korku hissediyordu. Cezaları, süreleri ve öğrenilmesi gereken dersleri babası belirliyordu. Çocuk ise bu tür zor şeylerden uzak görünen annesinin yanında olmayı tercih ediyordu.

Sonra, ikinci genç erkeğin çocukluğuna gittiler. Onun çocukluğu da birinci erkek ile tıpatıp aynı idi!

Genç erkek sabırsızlıkla, “bununla nereye varmaya çalışıyorsun?” diye sordu.

“İzle” dedi Pook.

Birinci erkek, annesi ile beraberken hissettiği o çekici, rahimdeymiş güveni veren histen hiçbir zaman kurtulamadı. Gerçek hayata atıldığında, zamanın rüzgarı nereye eserse oraya savrulan bir yaprak gibiydi. Hayatta ne yapmak istediğini bilmiyordu ve bu nedenle çevresindekiler ne yapıyorsa onu yaptı. Arkadaşlarının elinde, kendi işine bakmak için hiçbir zaman gruptan kopamayan bir kukla idi. Oyun oynamak ona annesinin yanındayken hissettiği rahatlık ve neşeyi hatırlatıyordu ve bu nedenle oyun oynamayı çok seviyordu. Sonunda bir kız buldu ya da daha doğrusu kendisinden hoşlanan (belki de kim bilir kendisine tahammül edebilen) ilk kızı seçti ve evlendi. Ne yazık ki evliliği sadece birkaç yıl sonra bitti ve boşandılar. Zavallı erkek “beni neden terk etti?” diye zırladı. “Onu EL ÜSTÜNDE tuttum! Ona hergün çiçek aldım. Soneler söyledim. Ona onu sevdiğimi sürekli söyledim!” Kadın ise “ondan bıktım” diye yakındı. Erkek hayatta yıkılarak ve sonra tekrar yıkılarak yol aldı ve hayatı boyunca çocukluğunun neşe dolu kumdan kalesini tekrar inşaa etmeye çalışsa da, hayatın dalgaları kaleyi yıkıp durdu. Sonunda unutulmuş ve önemsiz biri olarak öldü gitti.

“Offf!” diye haykırdı genç adam. “Bu çok korkunç!”

Pook, “korkunç olan ne?” diye sordu. “Sonuçta o sadece kendisi oldu! “Şimdi ikinci genç adama bakalım.”

İkinci genç adam, artık çocukluğun bittiğini kısa zamanda anladı. Yaz tatillerinin dertsiz tasasız ve feminen saadetinin sonsuza kadar tekrarlamaya çalışmak yerine, gerçekliğin kucağına atladı. “Hayatımı bir hiç olarak yaşamayacağım!” dedi. Arkadaşları ve çevresi onun sürekli kendisini geliştirmesini, yeni yeni yetenekler elde etmesini şaşkınlıkla izlediler. O ise tam tersine arkadaşlarına şaşırıyordu. “Sanki zamanda donup kalmışlar gibi” dedi. “Ben değiştim ve bunu onaylıyorlar. Ama onlar aynı kaldılar!” İstediği kadını SEÇTİ. İstediği kariyeri seçti. İstediği kaderi seçti. Hayatın zorluklarına meydan okudu ve onlar karşısında geri çekilmeyi reddetti. Birinci genç adam yaşadığı çağ ile tanımlanıyor iken ikinci genç adam yaşadığı çağı tanımladı! Öldüğünde ardından, sayısız insan ağladı. Onun bir dahi olduğunu düşündüler. Diğerleri onun çağının ötesinde bir yetenek olduğunu söylediler. Bazıları ise ona ilahi bir el değdiğinden bahsettiler! Bu zavallı aptallar başarıyı başka ne şekilde tanımlayabilirler ki? “Böyle bir şeyi insan sonradan kazanamaz” dediler. “Doğuştan gelen bir şey olmalı.” Hayır! O böyle başarılı idi zira o, dünyanın ve kültürün elinde şekillenmek yerine onları elleriyle şekillendirmeyi seçen bir Erkekti.

Pook “fark çok basit” dedi. “Birinci genç adam yüzünü bebekliğe dönmüştü. İkinci genç adam ise yüzünü bebeklikten öteye dönmüştü. Birinci genç adam ana rahmine geri dönmeyi diliyordu; ikinci genç adam ise ana rahminden uçup gitmeyi istiyordu. Birinci genç adam dünyada yumuşacık ve rahat bir yer arıyordu; ikinci genç adam ise yumuşacık rahatlığı ardında bırakmayı diliyordu. Birinci genç adam olağandı; ikinci genç adam ise olağanüstüydü. Bu nedenle ikinci genç adam Çok İyi Bir Avdı ama birinci genç adam en fazla evrende boşluk dolduruyordu.

“Anladım” dedi genç adam. Şaşkınlık içindeydi. “İkinci genç adam sürekli daha iyi olmak için çalışıyordu. Birinci adam ise, eğer daha kötüye gitmediyse, aynı kaldı.”

“Aynen! Bu ÇÜRÜMEK ile OLGUNLAŞMAK arasındaki farktır. İyi bir meyve olmaya bak! KAZANILMAK istenen ödül ol!”

Sonraki Bölüm : Yedinci Ders (Yakında)

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Beşinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Dördüncü Ders

Bir kadın ona azimle yavşıyordu ve erkek bu duruma alışık olmadığı için şaşırmış ve dona kalmıştı. Erkek, sabredecek kadar bilge idi. Ama …

Kadın ona daha da yaklaşıyordu. Onu görünce, gözleri parlıyordu. Öpücük ve öpüşme üzerine şakalar yapıyordu. Erkek, kadını öpme dürtüsünü hissetti ama buna karşı koydu.

Bir süre sonra, kız soğudu. Erkekle ilgilenmemeye başladı. Ve erkeği bırakıp başka limanlara yelken açtı.

Erkek “aman Tanrım” diye uyandı. “Onu öpmeliydim. Bazı öğretileri takip ediyordum ve kendim olmayı bıraktım. Kendi içsel doğamı takip etmeliydim ve …

“Sezgilerine güven!”

Genç adam, “sezgilerine nasıl güvenirsin” diye sordu.

Pook onu bir kahvaltı masasına götürdü. Masada bir çocuk oturuyordu.

“Şimdi, söyle bana. Bu çocuk yemek yemesi gerektiğini nerden biliyor?”

“Yemek hemen önünde. Yemeğin kokusunu alıyor ve onu görüyor. Ağzının suyu akıyor.”

“Ve kadınlar konusunda da olay budur! Çocuk daha sonra ne yapar?”

“Masadakilerin tadına bakar.”

“Ama bunu ne zaman yapacağını nereden biliyor?”

“Hisleri ona ne zaman tadacağını söyler. Ne zaman yemek yiyeceğini bilir zira yemek hazırlanmıştır, pişirilmiştir ve önüne konulmuştur”.

“Ama hangi mekanizma bunu ona söyler?”

Genç erkek gülümsedi. “Midesi.”

“Kadınlarla da durum aynıdır! On yıllar süren gelişme ve büyüme sürecinde buna hazırlanırlar. Bunu hayal ederler. Bunu isterler. Oh evet, bunu isterler! Senin neşen, senin ilgin, senin arzun ve onların arzusu ile olaya ısınırlar. Kendi kendilerini sana sunarlar. Şu giydiğini kendisi için mi giyiyor sanıyorsun? Kadınlar bakılıp hayran olunacak takılar değillerdir. Tüketilmek için vardırlar. Sen bunu biliyorsun. Onlar bunu biliyorlar.”

“Anlıyorum …”

“Doğanın halihazırda çalışan bir sistemi var. Dünyanın hiçbir felsefesinin sana faydası yok. Çalıştıkları düşünülen felsefeler, doğanın müziği ile en uyumlu olan felsefelerdir. Ya sistemle aynı yönde akarsın ya da akıntının tersine acı içinde yüzersin. Bu nedenle, SEZGİLERİNİ dinle.”

Sonraki Bölüm : Altıncı Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Dördüncü Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Üçüncü Ders

Bir erkek kendisini güzel kadınların ortasında buldu. Ama ortamda aynı zamanda kendisine güveni yüksek olan birçok erkek de vardı. Bu erkekler yakışıklıydılar. Daha zengindiler. Daha çekiciydiler. Her açıdan daha iyiydiler.

Ama bu erkek de kendisinin bazı şeylere sahip olduğunu biliyordu. Bu şeyler sadece diğerlerinin sahip oldukları gibi cafcaflı değildi. “Sabırlı olacağım ve kartların doğru yere düşmesini bekleyeceğim” dedi. Bunun atalet ya da yavaşlıkla alakası olmadığına dikkat et. Güzel kadınların dikkatinin ya da rakiplerinin başarılı veya başarısız olmasının kontrolünü kaybetmesine izin vermedi.

Güzel kadınlar “gel buraya” diye feryat ettiklerinde ve diğer erkekler onlara koştular. Ama bu erkeğe aynı şeyi yaptıklarında, erkek sadece güldü ve YOLUNA DEVAM ETTİ.

Diğer erkekler, daha yakışıklı olmalarına rağmen kız arkadaş bulma arzularına yenik düştüklerinden kızları kaybettiler. Sabırlı adam ise kızları kaptı.

İki kolunun altında iki kadınla “şimdi anlıyorum” dedi.

“Sabır, rafine edilmiş kendine güvendir.”

Genç adam “ama Pook” diye isyan etti. “Sabır nasıl kendine güven olabilir? Kendine güven cesaret demek değil midir? Sabır nasıl kendine güven ve aksiyon anlamına gelebilir?

Pook genç adama “seni aptal çocuk!” diyerek bir tokat attı. “Şimdi seninle Don Juan’ı çağıralım ve onun nasıl davrandığını gözleyelim.”

Bir ışık hüzmesi içinde Don Juan yeryüzüne indi.

“Duy sesimi ey Don Juan! Etrafta kadınlar ver ve erkekler onlara yürüyorlar! Buna senin tepkin nedir?”

Don Juan omuz silkti ve güldü.

Genç adam “ne?” diye bağırdı. “Diğer erkekler kızları kapacaklar! O nasıl böyle rahat olabilir?”

“O bu kadar rahat zira kendisinin iyi bir av olduğunu ve kadınları elde etmenin kolay olduğunu biliyor. Kendisinin Prens olduğunu biliyor.”

“Ama kadınlar …”

“… onlar önemli değiller. Odağın sende olmalı! Hemen her kadını elde edebilen erkekler, diğer erkeklerin kızlara yürümesinden korkmaz ya da tedirginlik hissetmezler. O, diğer erkeklerin bilmediklerini bilir. Aslında, akıllı ve seçici kızları aptal piliçlerden ayırlamaları için onların serbestçe hareket etmesine izin verebilir. Kaslar konusunda olduğu gibi. Genelde fiziksel olarak en güçlü olan erkekler, kendi kapasitelerinin bilincinde sessiz ve sabırlılardır. Genellikle gürültülü yapanlar, gerekli yeteneğe sahip olmayanlardır. Daha sessiz olanlar genelde daha büyük köpeklerdir ve küçük köpekler aradaki boyut farkını gürültülü bir şekilde havlayarak kapamaya çalışırlar. Dünyayı kontrol edenler sabırlı olanlardır, sabırsız olanlar ise dünyanın kontrolü altındadırlar!

Sonraki Bölüm : Beşinci Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Üçüncü Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – İkinci Ders

Bir erkek bir kadını aradı ve onu dışarı çıkmaya davet etti. Erkek heyecanlı idi, tedirgindi; utangaçtı.

“Yani yarın buluşuyoruz değil mi?”

Kız, “hımm, evet” diye cevapladı.

Ve yarın gece oldu. Erkek bütün gün boyunca bu buluşmayı düşünerek ızdırap çekti. Buluşmada nasıl davranmalıydı? Ne giymeliydi? Yeteri kadar parası var mıydı? Kız için yeterince eğlenceli biri olacak mıydı?

Ama zavallı çocuk bütün gün boyunca çektiği ızdırabın boşa olduğunun farkında vardı. Buluşma falan yoktu. Kız oğlanı ekmişti.

Belli ki, kızın geçerli bir bahanesi OLMALIYDI. Belki de başına kötü bir şey gelmişti. Belki arabası çalışmamıştı. Belki de tam o gece, iki aşığın yıldızlarının hizalanmasına engel olan kozmik ve olağanüstü bir olay meydana gelmişti.

Bu nedenle yeniden denedi. “Birbirimizi yanlış mı anladık?”

“Oh, hımmm … Evet.”

“Hala buluşmak istiyor musun?”

“Tabii ki.”

“O zaman hadi şu şu gün buluşalım. Tamam mı?”

“Tamam!”

O gün gelir. Erkek yine ekilir.

Ama erkek olayı yine de mantıklı bir açıklamaya bağlar. Kız, hayatında bazı şeylerin olmakta olduğunu söylemiştir. Kız onunla buluşmak istediğini söylemiştir. Kız onunla vakit geçirmenin sorun olmadığını söylemiştir. Belli ki, bir şeyler olmuştur. Sonuçta, buluşmaya evet diyen kızın kendisi değil mi?

Kısacası erkek kızı bir daha arar ve başka bir buluşma ayarlar. Ve önceki gibi YİNE ekilir.

Erkek “AGRHHH” diye haykırır. “Bu benim hatam zira yapmam gereken …”

“Ne söylediğine değil ne yaptığına bak.”

Pook sonra erkeği, üzerinde muhteşem bir tablo bulunan bir duvarın yanına götürdü. Tabloda erkeğin kendisine çok benzeyen bir erkek resmedilmişti. Tablodaki erkek, dişi bir canavarın, sfenksin önünde duruyordu!

Erkek, “bu canavar nedir?” diye feryat etti.

“Neden” dedi Pook. “O canavar tüm kadınlardır, doğa ananın kendisidir! Bu iğrenç sfenks kalpleri söküp atar ve bilmecesine cevap veremeyenlerle beslenir[1]. Tablodaki o adam, sfenksin bilmecesini çözdü. Bu nedenle de ona, DON JUAN denilmeye başlandı.”

“Peki sfenksin bilmecesinin cevabı neydi?”

“Cevap, aslında ortada bilmece olmadığı idi. Kadın, herhangi bir bilmecesi olmayan sfenkstir. Ona sırlar, gizemler atayan, onları yüksek mertebelere ve tanrıça statüsüne çıkaran, bizim zihnimizdir.”

Pook, genç adamın kafasının karıştığını farketti ve açıklamaya devam etti. “Yukarıdaki örneği ele alalım! Elemanın nasıl tekrar tekrar ekildiğine ve yine tekrar tekrar bunu nasıl rasyonalize ettiğine bak! Bu eleman kaç kere “sinyalleri” kendi hoşuna gidecek şekilde rasyonelleştirdi? Tanrıça hazretlerine ki adamın kafasında hatun tanrıçalaştı, kaç kere hediyeler ve hazineler adadı? Elemanın aşırı aktif hayal gücü kızın saygısızlıklarını, sığlığını ve kusurlarını kaç kere ‘aşka’ çevirdi?”

“Yani biz tabloda ne görmek istiyorsak onu mu çiziyoruz?”

“Aynen! Ne söylediğine değil ne yaptığına bak. Zihninin görmek istediğine göre değil ne yaptığına göre yargıla. Kibrimiz, bize ilgisi olmayan her kadının imajını alıp onu gizli gizli bizi seven bir aşığa dönüştürür (kadınlar da duymak istediğimiz şeyileri söylerler). Bu nedenle de bir kadının bizimle ilişkisini değerlendirirken, söylediklerine değil yaptıklarına bakmalıyız.”

Sonraki Bölüm : Dördüncü Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – İkinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Birinci Ders

Kadın ardında bir erkek ile eve girdi. Erkek, birazdan olacağını düşündüğü “yakınlaşma” yüzünden kulaklarında gülümsüyordu. Ama eyvah, kadın birden erkekler hakkında atıp tutmaya başladı.

“Eski erkek arkadaşım piçin tekiydi”, diye başladı. “Neden erkekler bana kötü davranıyorlar?”

Erkek bunun üzerine Bay Duyarlı’ya dönüştü. “Sakin ol” diye mırıldandı. “Onlar senin ne kadar mükemmel bir kız olduğunu bilmiyorlar! Sen her açıdan güzelsin, sevimlisin, büyüleyicisin ve başdöndürücüsün. Ama bu geri zekalılar bunu göremiyorlar.”

Kız “sen çok iyisin! Ne kadar iyi bir arkadaşsın!” diye devam etti. “Sana erkeklerle olan diğer problemlerimi de anlatmama izin ver …”

Ve erkek, biraz önce olabilecek “yakın aksiyon” ile heyecan içinde olan erkek, şiddetli bir hayalkırıklığı ve içinde yankılanan boş bir his ile evden çıktı. “Arkadaşlık sayesinde, aşkın eninde sonunda ortaya çıkacağını düşünmüştüm. Ne kadar da yanılmışım! Kız seni arkadaş olarak görürse, en fazla arkadaş olabiliyorsun.”

Erkek eve girerken, kapının üzerinde bir yazı olduğunu farketmişti. O zaman, o yazıyı okumayı düşünemeyecek kadar heyecanlı idi. Şimdi evden çıkarken, yazıyı okudu.

Arkadaşlık – Girerken sahip olduğun tüm umudu kapıda bırak!

“Ama neden Pook? Arkadaşlık neden umutsuz olsun!? Ben arkadaşım olan kıza aşık olabiliyorum, onlar da aynısını yapmıyorlar mı?”

Pook bunun üzerine bir kadın çağırdı. Kadın bir ateş topunun içinde belirdi (muhtemelen tüm kadınların ait olduğu yerden geliyordu …).

“Ey kadın, söyle bana! Neden arkadaşın olan erkeklerin peşinden koşmuyorsun?”

Kadın birinin kendisine böyle bir soru sorabilmiş olmasına şaşırmış gibi baktı. “Çünkü, onlar sadece arkadaşım olduğundan.”

“Ama onlar sana aşık olmuyorlar mı?”

“Evet oluyorlar. Arkadaşım olan erkekler bana sık sık aşık oluyorlar.”

“Doğruyu konuş madam, sen ve arkadaşın olan erkekler birlikte ne yaparsınız?”

“Hıım, takılırız. Bol bol konuşuruz.”

“Konuşmak? Ne hakkında konuşursunuz?”

“Her şey. Aklımıza gelen her şey hakkında.”

“Ve onlar sana aşık oluyorlar.”

“Evet.”

“Tamam” dedi Pook. “Artık aradığımız cevabı bulduk. Şimdi gidebilirsin.” Ve kadın geldiği gibi bir ateş topunun içinde gözden kayboldu.

“Ne cevabı?”

“Nedeni, erkek ve kadın cinsiyetinin farklı olması. Söyle bana genç adam, erkek arkadaşlarınla birlikte iken neler yaparsınız?”

Genç adam düşündü. “Basketbol oynarız. Şehirde arabayla gezeriz. Video oyunu oynarız. …”

“Sen ve erkek arkadaşlarınız oturup duygularınızdan ve hayatınızın nasıl gittiğinden konuşur musunuz?”

Genç adam sinirlenmişti. “TABİİ Kİ HAYIR!”

“İşte cevap bu. Erkekler sırf konuşmak için bir araya gelmezler. Biz bir şeyler yapmak için bir araya geliriz. Kadın arkadaşlarımızla birlikte iken, çok daha fazla çene çalarız. Biz konuşma, duygularımızı ve deneyimlerimizi paylaşma gibi şeyleri romantik olarak ilgilendiğimiz kadına sakladığımız için, kadın arkadaşlarımız ileyken aklımız karışır. Bu nedenle de onlarla romantik olarak ilgilenmeye başlarız.”

“Ama Pook, ya kadınlar?”

Pook tepelerinden geçen telefon hatlarını işaret etti. Hatların arasında elektrik arkları akıyor ve parlıyordu.

“Telefon hatları! Yanıyorlar!”

“Kadınlar bir araya geldiklerinde ne yaparlar?”

Genç adam ateşler çakan telefon hatlarına baktı. “Konuşurlar!”

“Ne hakkında?”

Kıvılcımlar üzerine yağarken genç adam biraz düşündü. “Her şey hakkında!”

“Kadınlar genellikle bir araya gelip sadece bir şey yapmaya alışık değillerdir. Bu nedenle arkadaşları olan erkeklerle bir araya geldiklerinde, onların da kafası biraz karışır.”

“Anlıyorum …”

“Bu nedenle arkadaş olalım yolunu unut. İlgini çeken bir kadın gördüğünde, ona romantik ilgi ile yaklaş. Eğer seni arkadaş olarak görürse, her zaman arkadaşı olarak kalırsın.”

Sonraki Bölüm : Üçüncü Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Birinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Arzu ile dolup taşan bir genç erkek, çok güzel olduğunu düşündüğü bir kız gördü. Kız etrafta dolaşıyor ve kendi işine bakıyordu.

Genç adam içinden “onunla konuşmalıyım” diye geçirdi. “Gidip konuşmalıyım!”

Ama vücudu kendisine itaat etmiyordu. Orada öylece durdu ve sıcak basmasına ragmen göz ucuyla kızı izlemekten başka bir şey yapmadı. Kız sonunda gözden kayboldu ve genç adam kendisine daha fazla lanet okudu.

Sonra, öncekinden de güzel bir kadın belirdi!

Genç adam içinden “gidip merhaba demeliyim” diye geçirdi. Ama buna rağmen yine orada heykel gibi durup için için yanmaktan başka bir şey yapmadı. “Bu kız benim ligimde değil. Benim gibi bir erkeğe asla yüz vermez!” Kıza hiç yürümedi ve kız bir süre sonra gözden kayboldu.

Ve sonra, önceki iki kızdan da daha güzel bir kadın belirdi!

Genç adam bir şekilde bu kıza yürüdü. Tedirgin bir şekilde “merhaba” dedi. Kız hoş biri idi. Genç adam en sonunda kızın telefon numarasını istedi, ama kız telefon numarasını vermeyi reddetti. Genç adam başarısız olmasına rağmen, denediği için kendisini çok daha iyi hissetti.

Birden hatasının farkına vardı.

“Reddedilmek, pişmanlıktan iyidir”

“Unutma” dedi Pook. “Değişim azar azar olur. Daha önce hiçbir fırsat görmüyordun. Şimdi ise etrafında birçok fırsat görüyorsun ama onları değerlendiremeyecek kadar tereddütlüsün. Yavaş yavaş, daha fazla farkına varmaya başladın.”

“Ne demek istiyorsun?”

“Kendini tereddüt içinde bulduğunda, her zaman harekete geçmeyi seç. Hoşuna giden bir kız gördüğünde orada saksı gibi dikilme, öküz gibi bakma ve “mükemmel anı” bekleme. Yürü, yürü, yürü!”

“Pook, yapamam. Biliyorsun … kendime güvenim yok. Bende o kendine güven yok!”

“Sen SEBEP ve SONUCU birbirine karıştırıyorsun. Tereddüt içindeki ruh halinin sebebi kendine güveninin olmaması değil. Sen istediğin, arzu ettiğin şeyi elde edemedin. Tereddüt içindeki ruh halinin nedeni budur.”

“Ne?”

“Bir kısır döngüye kapılmışsın. Tereddütlüsün zira işlerin istediğin gibi gitmesine alışık değilsin. Ve işler hiçbir zaman istediğin gibi gitmeyecek zira sürekli tereddüt içindesin. İstediğin şeyi görüyorsun, tereddüt ediyorsun ve fırsat penceresi kapanıyor. Sonra bu bird aha olur. Bir daha. Bir daha. Harekete geçmemeyi her seçtiğinde, kendini biraz daha reddediyorsun.”

Pook devam etti. “Tereddüt döngüsünün insanı götürdüğü yer budur. Senin Tereddüt dünyanda, her döngüde erkekliğini biraz daha fazla törpülersin ve sonunda tam teşekküllü bir İyi Çocuğa dönüşürsün. İyi Çocuğa dönüştükten sonra, tereddütünü ortadan kaldırmak için yürümeni risksiz yapmaya çalışırsın. Ve sonra hediyeler vermeye, şiirler yazmaya, çiçekler almaya ve aşkını ilan etmeye başlarsın. Olmayan sinyalleri, sonunda senin onların olmasını istediğin anlama gelene kadar defalarca analiz etmeye başlarsın. Ve en sonunda, onu tanrıça mertebesine çıkarıp önünde diz çökerek ona tapınmaya başlarsın.

“Eğer daha az acı ile muhtemel bir çok acı arasında tercih yapabilme şansımız olsa, her zaman daha az acıyı seçmeye meyilliyiz. Ergenliğinde, bir kıza yürüyüp ve başarısız olduğunda herkesin seninle dalga geçtiğini düşündün. Bu doğru olsun ya da olmasın, sen bunun doğru olduğunu düşündün.  Bu, senin kısır döngüde hapsolmanın nedenidir.”

“Ama Pook! Bu döngüyü nasıl kıracağım?”

“Harekete geçmeme kararının, harekete geçmekten daha acı verici olduğunun farkına varacaksın. Çocukluk bitti artık. Artık bir ERKEKSİN. Kızlara yürümek zorundasın. Bundan sonra her zaman harekete geçmeyi seç. Yıllarını tereddüt içinde yaşamakla heba etmiş olanlarımız, reddedilmenin her zaman pişmanlıktan daha iyi olduğunu biliyorlar. Her zaman.”

Sonraki Bölüm : İkinci Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Yeni başlayanlar için kızlara yürüme ve flört – Sıkça sorulan sorular

Yorumlarda çoğu kişinin ilk adımı attıktan veya sonrasında gelen buluşmalarda kızla ilişkiyi nasıl ileriye taşıyacağı konusunda hala tereddütler yaşadığını görüyorum. Aslında bu konuda sitede parça parça yazılmış birçok yazı var ama aşağıdaki 20 soru ve cevap bu konuya yeni girenler için tek seferde anlayabilecekleri bir rehber sunuyor. Yazı meşhur PUA forumu Sosuave’de 15 sene önce yayınlanmış. Ancak tavsiyeleri bence hala geçerli ve kızlarla özellikle ilk tanışma ve ilişkiyi ilerletme safhasında işinize yarayacak bilgiler mevcut. Tek seferde yutmalık kırmızı hap. 

Kızın benden hoşlandığını nasıl anlarım? Bir kızın sizden ne kadar hoşlandığını anlayabilmenin tek yolu numara almak, bir yere davet etmek veya kızı öpmek gibi bir hamle yapmaktır. Bunları yaptıktan sonra kızın tepkisini izleyin. İlk seferinde hamleniz başarısız olursa sonradan bir kez daha deneyin. İkinci sefer de başarısız olursanız kızı unutun ve hayatınıza devam edin. Yani NEXT deyin.

Kıza hislerimi nasıl belli ederim? Bir kıza karşı neler hissettiğinizi kelimelere DÖKMEYİN ya da yalaka gibi hediye alıp ilk buluşmada pahalı yemeklere çıkarmayın. Çünkü kıza aşırı istekli ve ezik görünürsünüz. Aksine uğraşmaya değer bir erkek olduğunuzu kıza göstermeniz lazım. Bir kıza yürüdüğünüz ve birkaç dakika konuştuğunuz zaman telefonunu alın, böylelikle onu tekrar görüşmek isteyecek kadar beğendiğinizi gösterirsiniz. Buluşmaya geldiğinde kızı öpmek ve elini tutmak da onu beğendiğinizi gösterir; çünkü kızlar beğenmediği bir kişinin bunları yapmasına genellikle izin vermez.

Friendzone’dan nasıl kurtulurum? Bu taktik her zaman işinize yaramaz ama kurtulmak için yapabileceğiniz tek şey de bu. Ona arkadaşınız gibi davranmayı BIRAKIN, ama onunla arkadaşınızmış gibi konuşmaya DEVAM EDİN. Birlikte daha fazla vakit geçirmek istediğinizi söyleyin. Numarasını almadıysanız hemen alın. Buluşma sırasında elini tutun, öpün, yeni tanıştığınız ve arkadaş olarak GÖRMEDİĞİNİZ kızlarla yaptığınız şeyleri yapmaya başlayın.

Kızlara nasıl yürürüm? Çoğu erkek kadına yürüme işini kendisi zorlaştırır. Aslında bu işi zorlaştıran şey sizin korkularınız. Bir kıza yürümenin en iyi yolu bu işe ciddi olarak hazırlanmaktır. Bir gün oturun ve kadınlarla tanışabileceğiniz muhtemel ortamları yazarak güzel bir (ya da birden fazla) açılış cümlesi  hazırlayın. Bu cümleyi defalarca tekrar edin. Ama sadece söylediğinizi değil NASIL söylediğinizi de tekrar edin; çünkü bu son derece önemli. Tanışma ortamına girdiğinizde ve yürümek istediğiniz güzel bir kız gördüğünüzde açılış cümlenize güvenmeniz kıza yürürken de daha rahat ve özgüvenli olmanızı sağlayacaktır. Kızla doğrudan göz teması kurun ve açılış cümlenizi ses tonu, beden dili gibi unsurlara dikkat ederek çalıştığınız şekilde söyleyin. Unutmayın, pratik yapmak mükemmelleştirir.

Grup halindeki kızlara nasıl yürürüm? Güzel kızların grup halinde gezmesi sık rastlanan bir durum. Grup halindeki kızlara yürürken esas yürümek istediğiniz kıza odaklanmadan öncelikle gruba odaklanarak yürüyün, daha sonra beğendiğiniz kızla birebir konuşun. Bütün gruba sanki tek bir kız varmış gibi yürüyün. Mesela tek kıza yapılabilecek “Merhaba, yeni birileriyle tanışmak istedim, naber?” açılışını gruba uyarlarsak “Merhaba, yeni birileriyle tanışmak istedim. Naber nasılsınız?” şeklinde bir giriş yapabilirsiniz.

Kızlar neden buluşma davetimi kabul etmiyor? Sebebin bir önemi yok. Öğrenseniz de kafanızı daha fazla karıştırır. Bildiğiniz bir şey var, o da kızın gelmek istemediği. O yüzden NEXT!

Kızlara nasıl çıkma teklif ederim? Asla bir kıza ilgisi veya zamanıyla ilgili HERHANGİ BİR ŞEYE ihtiyaç duyduğunuzu belli edecek sorular sormayın. Bunun yerine kıza gidip doğrudan herhangi bir yerde herhangi bir zamanda birlikte vakit geçirmek istediğinizi söyleyin ve gelmesini isteyin. Aranızdaki ilişkiyi bir günde değiştirmeye çalışmayın. Zaten kızla yeteri kadar baş başa zaman geçirirseniz işlerin zaman içinde kendiliğinden rayına girdiğini göreceksiniz.

Fiziksel yakınlaşmayı nasıl ilerletirim? Ufak dokunuşlarla işinizi ilerletmeye çalışın. Birden büyük işlere girişirseniz başarısız olursunuz. Mesela kızla ilk buluştuğunuzda ona sarılın. Biraz zaman geçirdikten sonra elini tutun. Bundan rahatsızlık duymadığını görürseniz öpme faslına geçebilirsiniz. Ancak bir aşamada kızın rahat davrandığını görmeden diğer aşamaya geçmeyin. Mesela kız rahatça elinizi tutmaya başlamadan öpmeye kalkmayın.

Kızları nasıl etkilerim?  Amacınız bir kızı etkilemek ya da onun onayını almaksa asla etkileyemezsiniz. Kulağa garip geliyor, farkındayım. Ancak bir kızı etkilemenin en iyi yolu, ona etkilenmesi gereken tarafın SİZ olduğunuzu göstermektir. Kızın onayını almaya çalışmak yerine o SİZİN onayınızı almaya çalışıyor gibi davranmaktır. Bunun size aileniz veya toplum tarafından öğretilen şeylerin tam tersi olduğunun farkındayım; ama bir kızı illa ki etkilemek istiyorsanız onu etkilemeye çalışmayı bırakın ve o SİZİ etkilemeye çalışıyormuş gibi davranmaya başlayın.

Kızlarla nerede tanışabilirim? Kızlarla tanışacak yer bulmak için endişe etmeyin, çünkü muhtemelen bu tarz yerleri biliyorsunuz. Sadece biraz kafanızı kullanmanız lazım. Bu konuda sıkıntı çekiyorsanız bu tarz onlarca yer olduğunu bilin yeterli. Aslında her an her yerde hazır olmanız lazım; çünkü herhangi bir yer de bir kızla tanışmak için güzel bir yer olabilir.

Zor kızı oynarsa ne yapmam gerekiyor? Bir kız elde edilmesi zor kızı oynuyorsa bu genellik bir shit testtir. Hatta bu tarz testlerin en bilinenidir. Sizin etkilenip etkilenmediğinizi görmek için test ediyor. Zor kızı oynamasının sizin üstünüzde bir etkisi olduğunu belli ederseniz bu testten kalırsınız. Ama hiçbir şey olmamış gibi hareket eder ve ona her zaman davrandığınız gibi davranmaya devam ederek TESTİ YAPACAĞINIZ BİR HAMLE İLE BİTİRİRSENİZ testi geçmiş olursunuz.

Kızlar sizin kararlılığınızı test etmek için zor kızı oynar. Kararlı olmazsanız testten kalırsınız. Ama çok yapışkan olursanız da başarısız olursunuz. Testin sizde hayal kırıklığı yarattığını belli ederseniz başarısız olursunuz; çünkü testin sizi ETKİLEMESİNE izin veriyorsunuz. Bu yüzden zor kızı oynamaya başladığı zaman ona normalde nasıl davranıyorsanız öyle davranın ve bir hamle yaparak testi bitirin. Kızı haftada bir arıyorsanız ve aramalarınıza dönmüyorsa BU DURUMU DİLE GETİRMEYİN VE HAMLENİZİ YAPIN. Muhtemelen kız sizin kolayca vazgeçip vazgeçmeyeceğinizi görmek istiyor. Sizin ondan hoşlanıp hoşlanmadığınızı anlamaya çalışmaktan muhtemelen yoruldu ve artık bir hamle yapmanızı bekliyor. Ama aramalarınıza dönmüyor diye de normalde aradığınızdan daha fazla aramayın. Yaptığınız şeyi yapmaya devam edin ve HAMLE YAPIN. Zor kızı oynamaya başladığında kız muhtemelen ilişkinin o anki halinden bıkmış demektir. O yüzden HAMLE YAPIN.

Kararlılık ve yapışkanlık arasındaki fark nedir? Kararlılık iyi bir şeydir, yapışkanlık değildir. Kararlı erkekler HAMLE YAPAR. Yapışkanlar YAPMAZ.

YAPIŞKANLIK/MUHTAÇLIK, asla bir araya gelme ihtimaliniz olmayan bir kızı kovalamaktır. Kızın sevgilisi olabilir veya onu daha fazla kovalamamanızı istemiş olabilir. Yapışkanlık/muhtaçlık, özgüvensizlikten kaynaklanır. Yapışkan bir adam, kız aramalarına dönmedi diye kıskançlık eder veya üzülür. Kız o sırada kendinden başka bir erkeğe ilgi gösterdi diye kıskançlık eder veya üzülür. Bu tarz yapışkan erkekler, kızlar tarafından genellikle arkadaş olarak görülür. Yapıştığı kız da erkek tarafından gereğinden fazla kovalandığını BİLİR.

KARARLILIK ise bir araya gelme ihtimaliniz OLAN ve ağzından aksi yönde bir laf çıkmayan bir kızı kovalamaktır. Kararlılığın kaynağı özgüvensizlik değildir. Kararlılık kızla zaman geçirme arzusundan kaynaklanır. Kararlı bir erkek, kız aramalarına dönmediği zaman kıskançlık etmez veya üzülmez. Kararlı bir erkek başarısızlıklara odaklanmak yerine denemeye devam eder. Kız kendisiyle zaman geçirmek istiyorsa zaman geçirir. KIZ KENDİSİYLE OLMAK İSTEMEDİĞİNİ BELİRTTİĞİ ANDA KIZI BIRAKIR. Kararlı bir erkek, kız başka erkeklere ilgi gösterdiği zaman üzülmez; çünkü böyle bir erkek kızın diğer erkeklerle ne yaptığıyla ilgilenmez. Kızla birlikte olup zaman geçirmekten memnundur, dolayısıyla başka erkeklerle ne yaptığı KIZI ilgilendirir.

Bir kızla tanıştıktan sonra ne zaman aramalıyım?  Numara aldıktan sonra 2-4 gün bekleyin. Mesaj atacaksanız ertesi gün de yazabilirsiniz. Ama bir kızı numarasını aldığınız gün aramayın veya mesaj atmayın.

Buluşmada kız için kapı açmalı mıyım veya oturması için sandalyesini çekmeli miyim? Evet.

Kıza iltifat etmeli miyim? İltifatlar her seferinde gücünü giderek kaybeder. Bu yüzden çok idareli kullanmanız gerekir (3 buluşmada bir gibi). İltifatı dış güzellik gibi çok bariz olan ve kızın iltifat duymaya alışık olduğu şeyler üzerinden etmeyin.

Kızla nasıl flört ederim? Çoğu erkek, buluşmaya gelirken sahip oldukları kafa yapısı yüzünden flört işini olduğundan daha zor hale getirir. Bunun sebebi kızla eğlenmeyi unutup onu küstürmemeye veya üzmemeye çalışmaktır. Erkekler genellikle kızla eğlenmek yerine ona kendini sevdirmeye odaklanır. Efendi ve içten davranmanın kızı âşık edeceğini düşünseniz de bu gerçek değil. Bir buluşmada eğlenmeye odaklanmanın iyi yollarından birisi de kızı konuşturmak ve söylediği şeylerden eğlenceli diyaloglar çıkaracak fırsatları kaçırmamaktır. Örneğin:

Ben: Ne iş yapıyorsun?

Kız: Kafede garson olarak çalışıyorum.

Ben: Hadi ya öyle mi? Şurada bana bir kahve kapıp gel bakalım.

 

Başka bir örnek:

Ben: Nerede yaşıyorsun?

Kız: Los Angeles.

Ben: Ünlülerle tanışmak için mi taşındın oraya?

Bunlar kulağa aptalca gibi gelebilir ama emin olun HİÇBİR ŞEY SÖYLEMEMEKTEN DAHA İYİDİR.”Hımm güzelmiş” deyip geçmekten daha iyidir en azından.
(Çevirenin notu: Verilen örnekler alelacele verilmiş, özellikle ilki hakaret gibi. Ama demek istediği kıza takılmaktan korkmayın. Güzel örnekler için eğlenen ustalık ve spontane neg örnekleri yazılarına bakabilirsiniz.)

Kızın numarasını nasıl alırım?  Kızın yanından ayrılırken “Seninle tekrar görüşmek istiyorum. Sende hoşuma giden bir şeyler var.” deyip telefonunuzu kıza uzatın ve numarasını yazdırın.

Kız fiziksel yakınlaşma çabalarıma (sarılma, öpme, elini tutma vs.) direnç gösterirse ne yapmam gerekir? Kız fiziksel yakınlaşma çabanıza karşı koyuyorsa bu hiç gerçekleşmemiş gibi hareket edin ve farklı bir konuya geçin. Kız geri çekildikten sonra yaptığınızla ilgili herhangi bir şey söylerse “endişelenme, gayet iyiydin” deyip başka bir konu açın. Daha sonra aynı şeyi tekrar deneyin. Yine karşı koyarsa, NEXT.

Fiziksel yakınlaşmayı ne zaman başlatmam gerekir? Kızın gerçekten neşeli olduğu bir anda, yani sizin varlığınızdan en çok zevk aldığı anda harekete geçin.  Hatta bütün hamlelerinizi kızın neşeli olduğu anlarda yapmanız daha iyi olur.

Bir kızın beni istemesini nasıl sağlarım? Yukarıda bahsedilenleri yaparak.

Çeviri: Most commonly asked newbie questions

Kazanılması gereken ödül olmak ya da çürümemek ama olgunlaşmak

Erkek bir kendisine bir kız arkadaş arıyordu. Birçok kıza yürüdü ve onları KAZANMAK için elinden geleni yaptı. Hepsinde de yenilgiye uğradı.

Kızın birine çiçekler aldı, diğerine hediyeler. Bir başka kıza çikolatalar aldı.

Kızla konuşurken, kızın her dediğine hemfikir oldu. Yapacaklarını planlarken, kızın tek sözüyle tüm kendi planlarını değiştirdi. Kadınlar tüm hayatının etrafında döndüğü birer güneş oldular.

Ama zavallı erkek sürekli yere çakıldı ve yandı.

Daha yaşlı kadınlar ve arkadaşları “çünkü senin ne kadar İYİ olduğunun farkında değiller” dediler.

Ama yine de erkek, tüm çakılmalarında ve yanmalarında ortak bir noktayı farketmeye başladı. “Bütün bunlarda tek sabit benim. Ya bütün bu yenilgilerin sebebi benim ısrarla yapıp durduğum bir şey ise?”

Aynı şeyleri yapmaya devam etti. Bekleneceği gibi yine çakıldı, yine yandı. Ama birgün içinde bir şeyler kaydı. “Artık yeter!” dedi. “Neden dilenci gibi davranıyorum? Zekiyim, yakışıklıyım, geleceğim parlak ve asıl kadınlar beni elde etmek için çalışmalı!”

Ve sonunda, çiçekler almayı, hediyeler vermeyi, çikolatalar getirmeyi, kızın her dediği ile hemfikir olmayı, herşeyi kıza göre planlamayı ve onun kaprislerinin yörüngesinde dönmeyi bıraktı.

“Artık hatunları göklere çıkarmak yok” zira …

“Sen çok iyi bir avsın.”

“Evet” dedi Pook. “Sen kazanılması gereken bir ödülsün.”

Genç adam büyük bir sevinç ile hoplayıp zıpladı. “Süper! Bu demektir ki kılımı kıpırdatmayabilirim, hayalperest alışkanlıklarıma devam edebilirim ve kendimi değiştirmek için hiçbir şey yapmama gerek yok! Bunu duyduğuma sevindim zira ben zaten mükemmelim ve kimse için değişmeme gerek yok!”

Pook genç erkeğe okkalı bir tokat attı. “Aptal ergen! Eğer hayat seni değiştirmiyorsa, sen o hayatı yaşamıyorsun demektir! Hayat tarafından tamamen değiştirilmeyenler, onun zerre farkında olmayanlardır!”

Ama genç erkek inatçıydı. “Ben” dedi, ders verir bir tonda. “hiç kimse için değişmeyeceğim.”

“Ya kendin için?”

Kendimi olduğum gibi seviyorum!

“Tamam! Bu kadar yeter!”

Genç erkek şaşırmıştı. Pook’u hiç sinirli görmemişti.”Ben neysem oyum” diye ısrar etti.

Bunun üzerine Pook 2 genç erkeği yanlarına çağırdı. Her biri birer köşede duruyordu. Pook şöyle dedi : “Önümüzde, hayatın başında 2 erkek var. İkisi de aynı kökenden geliyorlar ama gittikleri yerler birbirlerinden çok farklılar. Önce birinci erkeğe bakalım.”

Genç erkeğin çocukluğuna şahit oldular. Çocuk kafasını çarptığında, gidip annesine  ağlıyordu. Annesinin eteğini çekiştiriyordu. Annesinin yanında güvende ve rahat hissediyordu. Babasının yanında ise için için, anlamlandırmadığı bir korku hissediyordu. Cezaları, süreleri ve öğrenilmesi gereken dersleri babası belirliyordu. Çocuk ise bu tür zor şeylerden uzak görünen annesinin yanında olmayı tercih ediyordu.

Sonra, ikinci genç erkeğin çocukluğuna gittiler. Onun çocukluğu da birinci erkek ile tıpatıp aynı idi!

Genç erkek sabırsızlıkla, “bununla nereye varmaya çalışıyorsun?” diye sordu.

“İzle” dedi Pook.

Birinci erkek, annesi ile beraberken hissettiği o çekici, rahimdeymiş güveni veren histen hiçbir zaman kurtulamadı. Gerçek hayata atıldığında, zamanın rüzgarı nereye eserse oraya savrulan bir yaprak gibiydi. Hayatta ne yapmak istediğini bilmiyordu ve bu nedenle çevresindekiler ne yapıyorsa onu yaptı. Arkadaşlarının elinde, kendi işine bakmak için hiçbir zaman gruptan kopamayan bir kukla idi. Oyun oynamak ona annesinin yanındayken hissettiği rahatlık ve neşeyi hatırlatıyordu ve bu nedenle oyun oynamayı çok seviyordu. Sonunda bir kız buldu ya da daha doğrusu kendisinden hoşlanan (belki de kim bilir kendisine tahammül edebilen) ilk kızı seçti ve evlendi. Ne yazık ki evliliği sadece birkaç yıl sonra bitti ve boşandılar. Zavallı erkek “beni neden terk etti?” diye zırladı. “Onu EL ÜSTÜNDE tuttum! Ona hergün çiçek aldım. Soneler söyledim. Ona onu sevdiğimi sürekli söyledim!” Kadın ise “ondan bıktım” diye yakındı. Erkek hayatta yıkılarak ve sonra tekrar yıkılarak yol aldı ve hayatı boyunca çocukluğunun neşe dolu kumdan kalesini tekrar inşaa etmeye çalışsa da, hayatın dalgaları kaleyi yıkıp durdu. Sonunda unutulmuş ve önemsiz biri olarak öldü gitti.

“Offf!” diye haykırdı genç adam. “Bu çok korkunç!”

Pook, “korkunç olan ne?” diye sordu. “Sonuçta o sadece kendisi oldu! “Şimdi ikinci genç adama bakalım.”

İkinci genç adam, artık çocukluğun bittiğini kısa zamanda anladı. Yaz tatillerinin dertsiz tasasız ve feminen saadetinin sonsuza kadar tekrarlamaya çalışmak yerine, gerçekliğin kucağına atladı. “Hayatımı bir hiç olarak yaşamayacağım!” dedi. Arkadaşları ve çevresi onun sürekli kendisini geliştirmesini, yeni yeni yetenekler elde etmesini şaşkınlıkla izlediler. O ise tam tersine arkadaşlarına şaşırıyordu. “Sanki zamanda donup kalmışlar gibi” dedi. “Ben değiştim ve bunu onaylıyorlar. Ama onlar aynı kaldılar!” İstediği kadını SEÇTİ. İstediği kariyeri seçti. İstediği kaderi seçti. Hayatın zorluklarına meydan okudu ve onlar karşısında geri çekilmeyi reddetti. Birinci genç adam yaşadığı çağ ile tanımlanıyor iken ikinci genç adam yaşadığı çağı tanımladı! Öldüğünde ardından, sayısız insan ağladı. Onun bir dahi olduğunu düşündüler. Diğerleri onun çağının ötesinde bir yetenek olduğunu söylediler. Bazıları ise ona ilahi bir el değdiğinden bahsettiler! Bu zavallı aptallar başarıyı başka ne şekilde tanımlayabilirler ki? “Böyle bir şeyi insan sonradan kazanamaz” dediler. “Doğuştan gelen bir şey olmalı.” Hayır! O böyle başarılı idi zira o, dünyanın ve kültürün elinde şekillenmek yerine onları elleriyle şekillendirmeyi seçen bir Erkekti.

Pook “fark çok basit” dedi. “Birinci genç adam yüzünü bebekliğe dönmüştü. İkinci genç adam ise yüzünü bebeklikten öteye dönmüştü. Birinci genç adam ana rahmine geri dönmeyi diliyordu; ikinci genç adam ise ana rahminden uçup gitmeyi istiyordu. Birinci genç adam dünyada yumuşacık ve rahat bir yer arıyordu; ikinci genç adam ise yumuşacık rahatlığı ardında bırakmayı diliyordu. Birinci genç adam olağandı; ikinci genç adam ise olağanüstüydü. Bu nedenle ikinci genç adam Çok İyi Bir Avdı ama birinci genç adam en fazla evrende boşluk dolduruyordu.

“Anladım” dedi genç adam. Şaşkınlık içindeydi. “İkinci genç adam sürekli daha iyi olmak için çalışıyordu. Birinci adam ise, eğer daha kötüye gitmediyse, aynı kaldı.”

“Aynen! Bu ÇÜRÜMEK ile OLGUNLAŞMAK arasındaki farktır. İyi bir meyve olmaya bak! KAZANILMAK istenen ödül ol!”

Çeviri : 15 Ders – Altıncı Ders – Pook’un Kitabı

Çeviren : İsimsiz Adam

Mahmut’un Notu :

Geçenlerde Pook’un bir sözünü tweet attığımda İsimsiz Adam rumuzlu okur instagramdan bana mesaj atarak, Pook’tan çeviri yapmam gerektiğini ve sitede Pook çevirisi olmamasının büyük eksiklik olduğunu söyledi. Ben Pook’u sonradan okuyan biriyim, okur 2000lerin başından biliyormuş. Dediği doğru. Pooksuz kırmızı hap sitesi olmaz. Kendisine çeviri yaparsa yayınlayacağımı söyledim. Sağolsun en güzel Pook yazılarından birinin en güzel yerini çevirmiş.

Bilmeyene tanıtayım, Pook, 2000 – 2006 yılları arasında SoSuave adlı PUA / Seduction Art forumunda yazan ve olayı PUA’dan kendini geliştirmeye, iyi çocukların derdinin teknik bilmemekten daha büyük olduğuna ve iyi çocuğun toplumda daha temel bir cinsiyet politikası kayması (feminizm ve cinsiyet sosyal inşaadır politikası) nedeniyle toplumca “üretildiğine”, kendine odaklanmaya çeviren esrarengiz kişidir. Kırmızı hap ilkin Sosuave PUA forumunda yavaş yavaş şekillenen fişten çekilme kavramı ile ortaya çıktı ama temellerini ilk atan Pooktur.

2006 yılından sonra kısa bir süre sonra bir blog açmış ama sonra tamamen ortadan kaybolmuş.

Kırmızı Hapın ağa babası, sonradan SoSuave forumunda moderatör olan Rollo Tomassi olarak bilinir ama Pook Rollo’dan öncedir.

Pook’un kitabı, Pook’un SoSuave yazılarının derlenmesi ve özellikle 15 Ders kısmı zamanının çok ötesinde. Şiddetle tavsiye ederim. Türkçesini şurada bulabilirsiniz. İngilizcesi bedava olarak şu sitede. Pook’un Kitabı.