Algılanan statü ve cinsel pazar değeri

Statünün, paranın ve karizmanın nasıl algılandığının, erkeğin cinsel pazar değeri üzerindeki etkisini gösteren bir deney var aşağıda. 37 yaşındaki Peter’ın önce doğal hali kadınlara gösteriliyor ve sonra da bir stilist tarafından daha nüfuslu biri gibi giyindiği zamanki hali.

Türkçe altyazılı.

 

Burdan hemen klasik “kadınlar paraya gelir abi” çıkarımı yapacaklara (ki belgeselde de bu ima var), sayılara dikkat etmelerini öneririm. Adamın ilk halinden, ikinci haline geçişinde kadınların tahmin ettiği gelir seviyesi artışı sadece yüzde 25. Ama adamın ortalama çekiciliğindeki artış yüzde 70!

Kadınlar paraya gelir sığlığı ile ilgili Skeptico Parayla her kadının elde edilebilmesi adlı güzel bir yazı yazmış. Hala okumadıysanız (neden?) gidin okuyun. Kadınları etkilemek için elbet bir asgari gelirinin olması lazım ama benim kişisel görüşüm Peter’ın giyimi, daha bakımlı ve karizma olmasının kadınların gözünde Peter’ı çekici bulmalarına etkisi (cinsel pazar değerindeki artış) paradan ziyade (sadece yüzde 25 artıyor), statü. Bence zıplayan çekiciliğin sebebi bu.

Saha Raporu – 50 öpücük bir la pompa

Hatunla internette tanıştık. Kısa bir yazışmadan sonra bir yerlerde ikimiz de müsait olunca buluşmak üzere anlaştık. Normalde 30 yaş üstü hatunlarla pek takılmam ama bana spor olarak direk dansı tercih ettiğini söyleyince ilgimi çekti ve numaralarımızı aldık.

Aradan 20-25 gün geçmişti ve bir anda aklıma geldi ve yazdım.  Hatun yakında olduğunu ve kısa da olsa goruşebilecegimizi söyledi. 15 dakika sonra anlaştığımız yere geldim. Karşımda dudakları hafif silikonlu, sarışın bir bomba vardı. Hiç istifimi bozmadan selamlaştık ve içeri geçtik.

Hemen alfa erkek pozunu alıp hatunun yanına oturdum. Birkaç dakikaya kalmaz ellerim omuzlarında idi. Güzelliğini çok övüyordu, belli ki uyduları çok iltifat ediyordu. Ben ise hergün gördüğüm birşey bu havasında takılmaya devam ettim. Çok güzel yemek yaptığımı ve onun içinde özel birşeyler hazırlayabileceğimi söyledim. Eğer  beğenirse karşılığında özel bir dans istediğimi söyledim. Evine bırakırken dudaklarının tadına baktım.
Anlaştığımız gün öncesi bana beni hiç tanımadığını ve bende kalamayacağını söyledi. Ama ikna ettim bu akşam görüşelim dedi. Ben de bu akşam başka planlarım var deyip reddettim. Gece bana gece klubünde olduğunu ve istersem gelip biraz takıldıktan sonra bana gidebileceğimizi söyledi  bende bunda bir “beta oder”  durumu gördüğüm için whatsapp mesajını okuyup cevap vermedim. Ertesi gün goruşmemize 2 saat kala türlü bahaneler uydurup bana gelmeyi reddetti. Ben de ona açıkça “yeterince kadınım var, senin olgun bir kadın olduğunu ve daha derin bir ilişki kurabiliriz diye düşünmüştüm ” dedim. O da hadi sinemaya gidelim dedi. Yine tavrımı koydum, “senin istediğin seyleri yapmak zorunda değilim. Eğer gerçek bir erkekle olmak istiyorsan kuralları ben koyarım” dedim. Hatun mesajlarımı çok uzun aralıklarla okuyor ve okuduktan sonrada biraz daha bekleyip cevap veriyordu. Son mesajımın üzerinden 1 saat geçmişti artık başka alternatiflerle plan kurmaya baslamışken bana sex shop ürünü omuz askılarını aşağı indirdiği bir hizmetçi kıyafetiyle fotoğraf gönderip ona yakışıp yakışmadığını sordu ve ekledi “çok rahat bir elbise, tenime değmesinden çok haz aldığım bir kumaşı var”. Ben de “eh işte fena değil” diye cevap verdim. Zoruna gitmiş olacak ki üzgün  smile lar atmaya başladı ve “demek beğenmedin” dedi. Ben de ” bana tam boy fotoğraf gönder, bu şekilde gözüm yanlış yerlere kayıyor” dedim ve en sevdiğim şeytan smilemi gönderdim. Oda “evet galiba elbiseyi gölgeledim”dedi. Daha sonra telefonda biraz konuştuk. Ben çerçevemi ona kabul ettirmeye kararlıydım. Bu tür hatunlar için burada Türklerin yarattığı bir deyim var: “yedir-içir dobriy vecer (iyi aksamlar) . Ceza oyununu seçtim.  Bana “kızgınlığın geçti mi?” Diye sorunca ben de ” sana ceza kestim, ödersen affederim. Cezan bana 50 öpücük.. ” hoşuna gitti. “Nereyi öpecegimi kendim mi seçeceğim?” Diye sordu ve ekledi “eğer 50 defa seni farklı yerlerinden öpersem bu gece sinemada bitmez”. Ama şartımı kabul etti.

Arabaya biner binmez dudağına öpücüğü kondurup.”kaldı 49″ dedim ve bütün film boyunca saydım. Film çıkışı bana gidiyoruz diye emri-vaki yaptım. Yine biraz mırıldadı ama ben yolu kendi evime doğru cevirdim. Kararlılığımı görünce itirazı kesti. Ve şart saymaya başladı. Ben de sadece bakıp sinsice bir gülüş attim :).

Eve varınca hemen dudaklarına yapıştım ve kucaklayıp yatağa görürdüm. Hatun tam bir porno yıldızı gibiydi. Dik, sert ve iri göğüsler(silikon sandım ama doğal olduğunu söyledi ve ameliyat izi yoktu ) incecik bir bel. Yuvarlak ve sert bir popo. Direk dansı yaptığı için geniş ve güçlü omuzlar ve harita gibi bir sırt. Sert ve uzun bir la pompa sırasında şarıl şarıl orgazm oldu. Pozisyon değiştirmek istediğini söyleyip ayağa kalktı ve ellerini duvara koyup arkasını döndü. Bende kalkıp poposuna bir şaplak attım ve “şimdilik bu sana yeter. Söz dinlemeyi öğrendiğinde seni ödüllendirecegim” dedim ve banyoya gittim. Şimdi iş seyahatindeyim ve hatun bana evdeki bütün fantazi koleksiyonunu tek tek fotoğraflayıp heyecanla bekliyor.

Yeni tabagima hoşgeldin diyin 🙂

Konuk Yazar : Ed

Saha Raporu – Son dakika direncini geri çekilerek aşmak

Mine (gerçek ismi değil) ile Tinder’da tanıştık. Hatunla eşleştikten sonra iyi bir mesaj oyunu ile hemen buluşmaya kadar verdik. Kız şu “çok konuşuyorum değil mi … kusura bakma” deyip yine de çok konuşan kızlardan. Tinder yaşı 32 olmasına ragmen, tipik bir şekilde 4 yaş daha büyüktü. Ama evlenmemiş, çocuk yapmamış ve iyi spor yapmış olduğu için vücudu iyi idi. Bunu sadece fotolarından değil, mesajlaşma sırasında bana gönderdiği güya çıplak fotoğraflardan (yüzü kapanıyordu ve kapanması gereken yerleri de havluyla kapatıyordu) görebiliyordum.

Neyse, kızla buluştuk. Gerçekten de fotoğraflardaki gibi idi. Önce bir restoranda buluşup biftek yedik ve yanında bir şişe şarap içtik. Hatun pahalı bir yeri çok övdü ben de o zaman sen ödersin diye takılayım derken oraya gittik ve restoranı gerçekten de o ödedi. Yemek sırasında, daha önceki mesajlaşmanın samimi ve cinsel tonundan aldığım cesaretle, genelde yatağa giden ilk adımım olan yanağa öpücük oyununa başladım. Restoranda öpmedi ama sonra gidip bir barda iki şişe daha şarap açılmaya başladı (adam başı 1.5 şişe şarap içtik). Önce yanağa öpücüğü aldım ve sonra “en az 10 kere buluşmadan yatağa girmeyeceğiz” uyarısı ile dudağa. Gece saat 12 civarı ise sarhoş kafayla evine yanlız gitme bahanesi ile onu taksiye koyup evine götürdüm. Evde bana ayılma kahvesi yapmaya hazırlanırken arkasından kavrayıp kendime çevirerek kucakladım ve hatunu koltuğa attım.

Tek parça elbisesinin altında tanga giydiğini farkedince sevişme ihtimali yüksek psikolojisi ile benimle buluşmaya geldiğini anladım. Fakat tam o tangayı çıkaracak iken Son Dakika Direnci geldi. İki ileri bir geri rahatlatmaya çalışıyorum bir yandan da sızmasa bari diye düşünüyorum zira bıraksan duvarlara tırmanacağım. Fakat hatun yaklaşık yarım saat süren tüm ileri ataklarımı sinirlenmeden ve şakacı bir şekilde püskürttü ve o kilodu bana çıkarttırmadı. “6 kere buluşacaktık önce” (ben şaka yollu onu yarıya indiririm diye pazarlık ederken 6’ya anlaşmıştık(!)) diyor başka birşey demiyordu. Orda bıraksa sarılıp sızacağım ama gecenin bir vakti super shit testi salladı : çok sarhoşuz, sen burada koltukta uyu, ben içeri geçiyorum yatmaya deyiverdi. Hatunu daha zorlamanın verimli olması mümkün görünmüyordu, fakat orada efendi çocuk olarak kanepede yatmak da shit testi geçememek demekti.

Eski efendi çocuk benliğim belki sabaha ya da 3 vakte kadar verir diyerek o koltukta sızardı ama shit testi öyle geçemezsin. Tam bu aşamada uslu uslu koltukta yatmak ve gece belki gelir verir diye beklemek bir erkeği opsiyonsuz gösterir.

Ayağa kalktım, kapıya yöneldim. Koltukta dikilip şaşkın bir şekilde bana baktı. “O zaman ben gider evimde yatarım” dedim. “Burada yat işte sabah kahvaltı yaparız” deyince de “burda kalıp da seninle yatmazsam bu toplar patlar burda, koltuğun rezil olur” diye takıldım. Kalkıp yanıma gelip sarıldı ve “sabah gelir misin peki?” diye sordu. “Sabah ola hayrola” dedim ama gülümseyerek göz kırpmayı da ihmal etmedim. Sağlam öpüşmeli bir iki ısrardan sonra ben “yatmayacaksak kalmıyorum” diye diretince (tüm bu gidiyorum ben sürecinde gülümsedim ve hep şaka yollu söyledim zira kızın koltukta yat önerisine sinirlenmek çok ciddi bir shit test yenilgisi) pes etti ve kapıyı açtı. Ben de çıktım, hatunu son bir öptüm ve bir an önce gitmek (!) üzere asansör çağırdım.

Hatunun dairesinin kapısından asansörün önü görünmüyordu. Asansörü çağırdım, içine girip aşağı düğmesine bastım ve hemen dışarı çıkıp kapının kapanmasını izledim. Tabii ki böyle birşey olacağından emin değilim fakat kız arkamdan koşar mı diye bir umut ve biraz da içgüdü işte. Gerçekten de asansör kapısı açılıp – kapanınca kızın kapısı hışımla açıldı ve hatun arkamdan yetişmek üzere asansöre fırladı.

Beni asansöre binmemiş görünce de o kafayla bir gören olursa diye düşünmeden boynuma atladı ve ben de onu kucaklayıp kapamayı bile unuttuğu kapıdan içeri soktum, kapıyı ayaklarımla itekleyerek kapatıp, hatunu yatağına attım (evet filmlerdeki gibi oldu ve bir hafta “ama Mahmut tıpkı filmlerdeki gibiydi” deyip durdu zaten). Azgınlık tepede fakat alkol de tepede, tamamı misyoner, ortalama bir zevkte tek bir atıştan sonra sızdım. Öğlen uyandığımızda hatun tamamen feminen fakat vahşi bir kediye dönüştü, hayatımın en iyi oral sekslerinden birini aldığım gibi, bir de üstüne beni tepeden tırnağa yıkadı (ayak yıkamanın modern versiyonu sanırım bu ilk defa başıma gelmiyor, sebebi ne acep :D)

Kıssadan hisse
Çekmek (elinden almak), oyunun önemli bir parçası ve doğru zamanda kullanıldığında güçlü bir silah. Bu durumda bence tek silah. Tecrübem bana doğru zamanda kendini çekmenin ciddi bir “benim hayatımda bolluk var mesajı verdiğini” ve kadında “şimdi olmazsa bu adamı başkası kapar” korkusu yarattığını öğretti. Burada iki sonuç olabilir ki ikisi de sizin için iyi:

  1. Hiçbirimiz superman değiliz, her kendinizi çektiğinizde kadın koşarak kucağınıza atlar diye bir kural yok. Bazen öylece evinize gider yatarsınız, bir daha da hatunu görme fırsatınız olmaz. Ama bu tür bir geri çekilmenin, eğer kadın size koşmazsa bile psikolojiniz üzerinde çok olumlu bir etkisi olur. Sabah kalktığınızda “vay lan, o koltukta uslu uslu belki sevişiriz diye bekleyeceğime, kalktım evime gittim yalnız yattım” der kendinizi pohpohlarsınız. Ben şahsen böyle birşeyi her yaptığımda kendimi Clint Eastwood gibi karizmatik hissediyorum bir iki gün.
  2. Eğer kadın size geri koşarsa, sizin çekicilik seviyeniz onun gözünde 10 ile çarpılır ve ondan sonraki seksin kalitesi ise … yok böyle birşey.

Hatunla sonra bir hafta birlikte olduk. Ben aslında daha haftalarca beraber olabilirdim ama işin yoğun olduğu bir dönemdi. O haftadan sonra 3 hafta kızı arayamadım. Sonrasında mesajlarıma cevap bile vermedi. Bu da benim öküzlüğümdür, siz böyle yapmayın (kızı hayatınızdan çıkarmak istemiyorsanız).

Saha Raporu – Lezzetli börekler

Ecnebilerin day game (gündüz oyunu) dedikleri birşey var, kenarda yazıyorum yazıyorum ama daha yayınlayamadım. Yıllar önce onu ciddi oynadığım bir dönem olmuştu. Ama arada direk yaklaşmalar da olsa da daha ziyade, bakış avı şeklinde oynuyordum. Yani porno, bilgisayar oyunu, televizyon gibi şeylerle vakit öldüreceğime sürekli dışarda dolaşıyor ve uygun tanışma fırsatları (bana sinyal verenler arasından) avlıyordum.

Day game aslında oran olarak dönüşü en düşük oyun tipi. İyiyseniz bile, 30 yaklaşmadan 3’ü sonradan buluşmaya ve bunlardan biri de yatağa dönüşüyor. Kötüyseniz bu oran 50 – 10 – 1 gibi bir şey de olabilir. Fakat sayı olarak dönüşü yüksek olabilecek bir oyundur zira günde 3 yaklaşma yaparsanız (*), 10 günde bir yeni bir kızla ilişki şansınız oluyor anlamına da gelir. Tabii böyle bol zaman kimsede yok. O nedenle günde 3 kıza yürüseniz ama haftada bunu 2 gün yapsanız, buradan size 5 – 10 haftada bir ekmek çıkar. Ve bol bol da absürt olay.

Absürt olay dedim de. Bunlardan birini anlatayım.

Yine bu av zihniyeti ile yaşadığım günlerde, elektrik faturası elde birşey yapmaya gitmiştim. Şimdi neden elde fatura kuyruğa girdim hatırlamıyorum. Köşede küçük bir börekçi var, orada kahvaltı ediyorum. Radarlar açık. Çok güzel bir kız geçti ve belli belirsiz bir bakış attı. 10 – 15 saniye ne yapsam diye düşünürken birden bir ışık yandı kafamda “oğlum hatun kesin elde fatura kuyruğa gidiyor, kalk arkasında sıraya gir!”. Yepyeni çayı ve böreği masada bırakıp ardından koştum.

Cidden de kız kuyruğa girdi ve ben de hemen arkasında yer alabildim. Bir iki dakika sonra arkasına bakıp göz göze gelince gülümsedi ve ben de bir fırsatla konuşmaya başladım hatunla. İlk ne dedim hatırlamıyorum, ama basit birşey olmalı. Neyse bir saat kuyrukta muhabbetten sonra onun sırası gelince “işin bitince beklesene, köşede bir çaycı var orda konuşmaya devam ederiz” dedim. “Peki” dedi ve işi bittikten sonra da uslu uslu beni bekledi.

Çaycıya yürürken “acıktım ben börek de yiyelim” dedim. “Benim evim hemen şu köşede, gelsene bana evde çay da var börek de var” deyiverdi. O ana kadar gündüz oyunundan(**) kaldırdığım hatun olmuştu ama ilk tanışmadan 2 saat sonra köşedeki restoranın tuvaletinde sikiş tadında kapanışlar şehir efsanesi. En az 3 buluşma tadında geçiyor hayat. Beni yıllar sonra Erkek Adam sitesinde gençlere böbürlenerek anlatacağım duşa sokucu bir anının heyecanı sardı tabii 🙂 Takıldım hatunun peşine, gittik apartmanına. Çıktık kapısına.

Kapıyı açtı ve kapı arkamızdan kapanır kapanmaz boynuma atladı. Onu kaç saattir ara ara kestiğim diri kalçalarından kaldırıp bir o duvara bir karşı duvara dayarken dudaklarımız şehvetle … diye hayal ederken hatunun anahtar çıkarmayıp zile basması ile uyandım. Ha siktir lan “börek” derken “böbrek” mi gidecek derken kapıyı bir teyze açtı. Burayı hızlı alayım. Teyze “anneciğim” idi. Ben ise “anneciğim bak Mahmut ile elektrik kuyruğunda tanıştık, çok iyi biri (aaaagggghhhh) Mahmut”. O lafı duyunca “pardon teyzeciğim, dayım doğum yaptı,  ziyaretine gidecektim ama tamamen aklımdan çıkmış” der sıvışırdım ama kahvaltılık böreği masada bırakmışım bu amın ardına takılacağım diye, açlıktan geberiyorum. Anne elinden çıkmış bedava börek, güzel de görünüyor. Böreğe gömüldüm, gayet de lezzetliydi. Kahve yapıp falıma bile baktılar utanmadan. Neyse teyzeciğimin elini öpüp kıza araşırız dedikten sonra (nah arar bu iyi çocuk seni) bu absürt gündüz oyunu yenilgisinden (gerçi börekler güzeldi) kendimi azat ettim.

İnsanın HB7.5 bir dilberi elektrik kuyruğundan çaycıya çekmesi gözünü kör ediyor. Muhtemelen başında samimi bir cinsel ilgi vardı ama ben bunu o dönem baskın oyunum olan temel beta oyunu ile darmadağın ettim :

  • Kendimle ilgili herşeyi ilk 1 saatte kıza açmak ve tüm gizemi öldürmek – yapıldı. Bu normalde kendi başına yeter ama ucundan kırmızı hap değmiş biri olduğumdan muhtemelen sokaktaki beta gibi itici olmadı (ve kız arada sıvışmadı)
  • Kızın ah ne ilginç, hadi anlatsana diye gazlamalarına kanıp konuşmanın yüzde 70ini yapmak ve sinema bilgimle onu etkilemeye çalışmak (kendinin çekici olduğuna inanmayan birinin bunu sıklıkla başka meziyetleri göze sokarak kapamaya çalışma arzusu) – yapıldı
  • Konuşmaya cinsel bir tansiyon eklememek (dikkat edin ekleyememek değil, bunu denememek) – o zamanlar kız çok güzelse çok başıma gelen bir halttı, o da yapıldı.
  • Vücut dilini salmak – Yapıldı

Aslında ilgi başında vardı ama yukarıdakiler hergün karşılaştığı sıradan bir beta olduğumu gösterdikten sonra kayboldu. Bugünkü tecrübem olsa (a) yukarıdakileri yapmazdım ve (b) bir şekilde kadının ilgisi sönerse bunu anlar, kız ne kadar güzel olursa olsun NEXT eylerim (bolluk zihniyeti)

Kızı NEXT edemememin nedeni, bolluk zihniyeti olmadığından bana ilgi gösteren her kadını çölde su bulmuş gibi karşılamam ve ilginin seviyesini tartmadan sonuna kadar zorlamam idi. Bunu tabii böyle olduğu gibi kabullenmiyorsun, “kız güzel, fırsat elimde, sonuna kadar zorlarım” diyerek rasyonelleştiriyorsun.

Sonunda bu tür bir yenilgi – kapanış kaçınılmaz. Neyse bu durumda NEXT eylemem iyi idi zira börekler lezzetliydi.

(*) Bir günde 3 – 4 yaklaşmadan fazlasını tavsiye etmem. Çoğu day game ustası gidin salın kendinizi, yazın da yazın diyor ama benim şahsi fikrim ordan ekmek zor çıkar. Zira o şekilde ne spesifik yakşalmalara gerektirdiği ciddiyeti gösterebiliyorsun ne de yaklaşmanı gözlenmeyip, öz değerlendirme yaparak artılarını / eksilerini analiz edecek vaktin oluyor.

(**) O zaman buna oyun deniliyor muydu emin değilim. Neil Strauss The Game kitabını yayınlamıştı ama benim o dönem okuduğum elemanlar buna oyun demiyordu. Yaklaşma diyorlardı basitçe.

Bunalmadan günde 10+ saat nasıl ders çalışırım ve kendimi bu tempoya nasıl alıştırırım?

University of Toronto öğretim üyesi ve klinik psikolog Jordan Peterson‘un Quora’daki bazı sorulara yanıtlarını burada paylaşmaya devam ediyoruz. Bu tavsiye, öğrencilere ama çalışanlar için de faydalı bilgiler içeriyor.

Bunalmadan günde 10+ saat nasıl ders çalışırım ve kendimi bu tempoya nasıl alıştırırım? sorusuna üstadın yanıtı şu :

Öncelikle​ (1) bunu yapamazsın ve (2) yapmaya da çalışamazsın. Kimse o kadar çok ders çalışamaz. Günde 3 saatten fazla yoğun konsantre olabilmek çok az rastlanan bir şeydir.

Ama, eğer gerçekten yapman gereken bu ise …

Günde 7.5 saatten fazla çalışma. Kendini tüketirsin. Daha fazlasının sana bir faydası olmaz. Tükendikten sonra hiçbir şey öğrenemezsin.

Haftada 1 gün tatil yap. O gün yapmaktan hoşlandığın şeyler yap. Uzun süre boyunca ders çalışman / çalışman gerekecek, kendini tüketme hakkın yok. Bu tam tersi sonuç doğuracaktır. Senin işin öğrenmek, öğrenmeye çalışırken genç yaşta ölmek değil.

Bir plan yap. Konuların her birinde en önemli bilgi hangisi? Önce, sadece o bilgiye konsantre ol. Her çalışma alanında ilk hedefin önce en kolay 50%yi öğrenmek.​
Düşük çözünürlükten, yüksek çözünürlüğe doğru çalış. Önce kendine çalıştığın konunun merkezi fikirlerini öğret. Sonra, ancak bundan sonra, detayları öğrenmeye başla. Bunun anlamı, çalıştığın konu hakkında özet yazı yazıyormuş gibi genel ve yüksekten bir çalışma yapman.

Arada kestir (uyu). 2.5 saat çalış. Sonra ara ver. Bu arada kafanı yormayacak birşey yap, örneğin bir film bölümü izle. Sonra biraz uyu. Bu hem seni tazeleyecektir hem de çalıştığın konuyu hatırlama şansını arttıracaktır. Uyku, hafızayı pekiştirmeye yardım eder.

2.5 saat bir konuda çalış. Sonra başka konuya geç. Böyle devam et.

Oku. Sonra kitabı bırak ve okuduğunu özetle. Kitaba tekrar bakma, bu şekilde hatırlamayı öğrenmen lazım. Bu pratikle okuduğunu hatırlamayı öğrenirsin ve bu senin bir şeyi hatırlama gücünü arttırır. Bir materyali kabak tadı verene kadar okumak sanki çalışan bir yöntemmiş gibi görünür ama işe yaramaz. MEtnin altını çizmek gibi gereksiz şeylerle kendini kandırma.

Gece yan iş yapıyorsak burda verimliliği nasıl arttırırız? sorusuna ise şöyle cevap vermiş:

Günün sonunda enerjinizi arttırmanın en sağlam yolu, 20 – 45 dakika ya da daha fazla uyumaktır. Bu gecenize 3 – 4 saat verimli saat daha katacaktır. Bunu yapmak, ekran başında yarı ölü gibi çalışmaktan çok daha faydalıdır.

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Ölümcül ONEitis belirtisi – Bir kızla ilgili kısa öykü yazarak tavsiye istemek

Bize mail atan herkese tek tek yazıyorum ama bunu bir yazı olarak yazma zamanı geldi. Zaten bugün biri TheRedPill redditte de yazmış.

Daha önce Bir Sonraki yazımızda belirtmiştik, e-posta adresimize çok sayıda tavsiye e-postası alıyoruz. Orda da temel problemi belirtmiştik ama bugün TheRedPill’de yazıyı görünce bir kez daha tekrarlamak istedim :

Bunlarda konu ne olursa olsun, ortak problemi görmek hiç zor değil : paragraflarca yazı sadece bir kız ile ilgili! Bu kız eski kız arkadaş ya da hedefte olan ve iş atıp – iş atmadığı anlaşılamayan bir hatun kişi. Maillerde bu kız ile maili atan erkek arasındaki iletişimin ayrıntıları ve nerede hata yaptıklarına dair sorular var ama hatanın kendisi zaten bu tek kadına bu kadar saplanmak. Bu o kadar yaygın ki bir tavsiye isteği aldığımızda genelde uzun olan bu mailde ilk yaptığımız detayları okumaktan ziyade yazan kaç kadından bahsediyor oluyor. Tahmin edebileceğiniz gibi bu sayı her zaman “bir”. O özel kadın tabii ki.

Maillerin pratik olarak hali hep şöyle :

Hey Erkek Adam, yazıları beğenerek okuyorum. Bir kızla / tabakla ilgili tavsiyelerine ihtiyacım olacak. Ben bu ONEitis hastalığından kurtuldum (ya da bu anlamda bir ön garanti) ama bak şu konuya bir el atıver.

Buradan itibaren ise bu tabakla ilgili aşağı kaydıra kaydıra bana karpal tünel sendromu kazandırmaya aday paragraflarca yazı.

Bu paragrafları üşenmeyip okuyorum ama arada başka bir aday kız var mı umuduyla (şimdiye kadar rastlanmadı). Ayrıntılar, kız şunu dedi, ben şunu dedimler, vs … önemli değil. Burada sorun bariz : ONEitis. Hem de ileri seviye.

Bir kadınla ilgili başka bir erkeğe danışırken paragraflarca yazabiliyorsanız bu kadın en güçlüsünden ONEitisdir (evet tabak mabak değildir). Kafanızda ONEitis olan bir kadınla, eğer kız halihazırda sizinle yatmıyor ise, başarı şansınız yok denecek kadar azdır, onun ne dediği, ne demediği, sizin ne yaptığınız ya da ne yapmadığınız hiç önemli değildir. Eğer halihazırda sizin kız arkadaşınız ise de boynuz is coming. Zira ONEitis hastalığından müzdarip iseniz, kontrol sizde değildir, kızdadır. Kadınlar kontrolü kendilerine bırakan erkeği küçümserler ve bu güç dengesinde iken sizin burdan iş çıkarmak ya da ilişkiyi elinizde tutmak için yapabileceğiniz birşey olamaz.

Bir kadınla ilgili başka bir erkeğe danışırken paragraflarca yazabiliyorsanız bu kadın en güçlüsünden ONEitisdir. Kontrol sizde değil kızdadır. Kız sizi kontrol etmektedir. Bu kadar basit, kabul edin bunu. Kontrolü elinde olan hiçbir erkek bir kadınla ilgili kısa öykü kategorisinde yazı yazamaz. Kontrol kızda iken de bizim size tavsiye yazmamızın, hatta aranızda ne oldu okumamızın yararı da yok.

Bir kadınla ilgili başka bir erkeğe danışırken paragraflarca yazabiliyorsanız bu kadın en güçlüsünden ONEitisdir. Dediğiniz herşey, yaptığınız her hareket, onun etrafında dönmektedir ve onun çıkarları için sizin kendinizi feda etmeniz, onu tepede bir kaideye tanrıça heykeli gibi oturturken, önünde diz çökmenizdir. Bu durumda kendi çıkarınıza olan herşey size vicdan azabı çektirir, kendi kafanızda sizi “cennetten düşmüş bir meleğe zarar veren bir iblis” konumuna getirir.

Bu nedenle, eğer elinize klavye alıp bir hatunla ilgili tavsiye için bize e-posta yazdığınızda, sayfayı aşağı kaydırmamız gerekecek ufak çaplı bir öykü yazdıysanız, gönder tuşuna basmadan önce bir düşünün.

Bir kadınla ilgili başka bir erkeğe danışırken paragraflarca yazabiliyorsanız bu kadın en güçlüsünden ONEitisdir. Bu kadının kafanızdaki yeri, siz ne kadar itiraf edemeseniz de aşağıdaki gibidir. Kızın önündeki duruşunuz, ses tonunuz, vücut diliniz ve hatta feromonlarınız buna göre olacaktır ve kadının bilinç altının bunu kavramaması mümkün değil.

ONEitis öyle güçlü bir kapı bekçisidir ki, şunu aşarsanız, Matrix’ten yüzde 60 çıkarsınız. Abartmıyorum. Bütün sorunlarınızın kaynağı bu, sizinle yanılıp şaşırıp yakın ilişkiye geçen her hatuna çölde su muamelesi yapmanız.

Peki abi iyi, güzel diyorsun da, bu ONEitis’ten nasıl kurtulacağız? Bundan üç şekilde kurtulabilirsiniz ancak :

1 – ONEitis ardı ONEitis gider, her birinden tokadı yer akıllanmazsınız ve birgün bir ONEitis öyle bir tokat koyar ki, hayatınız kayar ve kurtulursunuz. Ama bu ağır durum size pahalıya patlayabilir ki bazı erkekler bu olayı beklediği için hayatlarını kaybediyorlar (daha da kötüsü zavallı kadına da zarar verebiliyorlar).

2 – Bir dahaki sefere ONEitisiniz olduğunda, onu sırf bu nedenle terk edin. Evet, bir kadını sırf siz onu ONEitis mertebesine çıkardınız diye terk edin. O içinizde size resmen işkence eden “ama ya bu farklıysa, ya bu özelse, ya bu kız gelecekte çocuklarımın anası ise, ya hayatımın kadını buysa, vs …” kısım var ya, “kız öyle pat diye sırf ONEitis diye bırakılır mı” diyen. İşte o kısım sizin dostunuz değil. Matrix’in pili olun diye kafanıza yerleştirilmiş kapı bekçisi program o, her “önce ben sonra başkası” diye çekip gitmek istediğinizde arı kovanı gibi kafanızı siken. Ona iyi bakın. O sizin dostunuz değil. Sizin çıkışınızın önündeki ilk ve en güçlü bekçi o. Onu küçümseyemezsiniz, muhtemelen 5,000 yaşında bir sosyal program o. O kadar antik,  o kadar köklü. Onu yenmenin benim bildiğim tek yolu, ONEitis’i bırakıp gitmek. Kafanızın içinde önce kadını düşünen programa rağmen, kadını bıraktığınızda; belki de gelecekteki çocuklarınızın anası olacak kadına sırtınızı dönüp gittiğinizde, o program çok ciddi sarsılıyor ve bir süre sonra da yıkılıyor.

3. Dışarı çıkıp oyun oynayın ve 4 – 5 hatunla yatın. Bakın bakalım o hatun ONEitis olarak kalıyor mu?

Yani, bize o maili atmayın. Tavsiyemiz belli. ONEitis olmuş kızı, hele hele hayatınızda daha önce hiçbir kadından vazgeçmedi iseniz, orada bırakın. Bu, sizin içinizdeki betaya öldürücü darbeyi vurmak için ayağınıza gelmiş inanılmaz bir fırsat. Elinizin tersi ile itmeyin.

Soru : Ama abi kızı bırakmasak da, onu ONEitis yapmayı bıraksak?

Cevap : Bir kızı ONEitis yapmayı bırakmanın bizim bildiğimiz tek etkili yolu, o kızı bırakmaktır. Öbür türlüsü muhtemelen hatunu ONEitis tutma bahanesi. Biz kaç aydır birçok arkadaşla ONEitisleri ile gelişmeyi izliyoruz. Senaryo hep aynı. İlk mektupta kısa öykü yarışmasına aday bir yazı = ONEitis. Bırak o kızı tabak çevir ya da başkasına bak diye cevabımız. Sonrasında kız adamı terk edene kadar adamın bize “ama abi bak şöyle de oldu …” maili ve bizim ısrarla “bırak o kızı” cevabımız.

Soru : Ama abi ben bu ONEitis ile evliyim!

Cevap : Sen göndere bas bahtsız kardeşim, senin durum farklı.

Buzzfeed erkekleri testosteron seviyeleri

Buzzfeed diye meşhur bir propaganda aracı pardon haber-blog sitesi var, social justice worrior çöplüğü bir yer. Türkiye’deki onedio tipi birşey. Geçenlerde yaptıkları bir video ile dışardan pek erkek görünmeyen beta / omega dibi erkeklerin, testosteron seviyelerinin ne seviyelerde süründüğü hakkında bir bilginiz olması açısından ilginç.

Buzzfeed çalışanı 4 “erkek” testosteron seviyelerine bakıp hangisi daha çekici karar verecekler. Testosteron erkeği erkek yapan hormon. Tırnak içindeki erkekler şu aşağıdakiler.

Buzzfeed kafasındaki bir erkeğin testosteron seviyesinin düşük olmasını beklersiniz zaten ama sonuçlar ciddi anlamda şaşırtıcı. Erişkin bir erkeğin normal Testosteron-seviyesi 270-1,070 ng/dL arasında ve 25 – 34 yaş arasındaki erkeklerde ortalama seviye 617 ng/dL.

Buzzfeed betalarının testosteron seviyeleri ise şöyle.

Şöyle söyleyelim : Yukarıdaki değerlerin hepsi 85 yaşındaki dedelerin ortalama testosteron seviyesi olan 376 ng/dL seviyesinin altında 😀 Daha da kötüsü, birinci eleman (Asyalı eleman) hariç diğer üç beta erkeğin testosteron seviyeleri alt sınırında altında.

Hepsi 20li yaşlarında olan bu erkeklerin genel popülasyonu yansıttığını düşünmeyin. Daha çok Buzzfeed gibi beta akım medyada, feminazizmin dibine vurmuş kanallarda yer bulabilen erkeklerin ortalamasını yansıtıyor.

Bu yazıdan çıkarılacak sonuç ise testosteronun önemi. Tamam, burada tavuk – yumurta durumu var biraz ama eğer hayatta bir amacınız, belli bir hırsınız, enerjiniz yoksa, kadınlarla ilişki konusunda sorun yaşıyorsanız, bunun fiziki bir temeli olabileceğini de aklınızdan çıkarmayın. Testosteron seviyelerinize bir baktırın. Eğer düşük ise testosteron seviyenizi arttırmaya bakın.

 

Hafızayı, zihinsel yetenekleri, konsantrasyonu arttırmanın en hızlı yolu

University of Toronto öğretim üyesi ve klinik psikolog Jordan Peterson, manosphere’in yeni ama önemli figürlerinden biri. Kendisinin Kırmızı hap camiası ile bir ilişkisi olmasa da bu camia tarafından takip edilen önemli biri. Burada ve YouTube kanalımızda kendisine sıklıkla yer veriyoruz.

Kendisinin Quora’daki bazı sorulara yanıtlarını burada paylaşmak istiyoruz zira her erkek için önemli bilgiler içeriyorlar.

Hafızayı, zihinsel yetenekleri ve konsantrasyon süresini arttırmanın en hızlı yolu nedir? sorusuna şöyle cevap vermiş üstad :

Hergün aynı saatte, mümkünse sabah saatlerinde, uyan.

Uyandıktan hemen sonra iyi ve görece büyük bir kahvaltı yap, fazla karbonhidrat ve şeker tüketmekten kaçın.

Bu tür zamansal rutinler kurmanız çok önemli zira vücudunuzun herhangi bir duygusal stabilite ve kapasite kurması ve sürdürmesi, eğer biyolojik ritminiz süreklü bozuluyorsa pek mümkün değil. Güne başladığınızda yemek yemeden önce kendinizi herhangi bir işe ve strese de koşmayın zira bunun yan etkilerinden gece uyuyana kadar kurtulamazsınız.

Bu iki alışkanlığı geliştirmek size diğer herşeyden daha fazla yardımcı olacaktır. Bunun yanında zaten böyle yapmazsanız, hiçbir zaman optimal performansa ulaşamayacaksınız.

Kendisi en son H3 Podcast‘e ve Jocko Podcast‘e katıldı. Vakit olsa da şunlara alt yazı yapabilsek 🙁

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Meriçliğin dibi – Sinsi erkek feminist

Aşağıdaki iki elemanları Skeptico’nun twitter hesabında görünce, bir süredir yazmak istediğim bu yazıyı karalayıp bitirdim.

Bir numaralı sinsi erkek feminist (neden sinsi dediğimi aşağıda açıklayacağım) Tolga “Dünya Erkekler Gününü” topuklu ayakkabı ile geçirmiş.

İki numaralı sinsi erkek feminist olan ekşi sözlük yazarı ise “erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular” başlığında şunları sıçmış :

bu ülkede yok sayılan, değersizleştirilen, hakarete, şiddete, tecavüze, cinayete maruz kalan insanlar olarak neden acaba hâlâ “evde kalmak, hayırlı bir kısmet, kız istemek, bayan…” vb söylemleri kullanıyor ve kullanıldığında itiraz etmiyor, şikâyet etmiyor, dava açmıyorsunuz?

öylesine sorulmuş, kötü niyetli, abartılı-ütopik ya da saçma bir soru olarak algılanmaması için kendimden bir örnek vermek istiyorum.

ben erkeğim. hizmet satın aldığım şirketlerden biri ile sözleşmemi başlatırken, bana güvenlik sorusu olarak, annemim evlenmeden önceki soyadını sormalarını kabul etmeyeceğimi, bunu özellikle sözleşmeye eklemezlerse, müşterileri olmayacağımı belirtip, kabul ettirdim. birkaç ay önce, bu şirketi, aldığım hizmette yaşadığım bir sorun nedeni ile aradığımda, görüştüğüm kadın çalışan bana “annenizin….. aaaa pardon, size bu sorunun sorulmamasını istemişsiniz…” dedi şaşırarak, yadırgayarak. “bu size neden garip ve rahatsız edici geliyor, bir kadınsınız üstelik, sizden tebrik, teşekkür beklerdim. ben hiçbir kadının evlenmeden önce ve sonra, cinsel ilişki yaşamadan önce ve sonra diye tanımlanmasını, yargılanmasını, değerinin, saygınlığının, haklarının… yorumlanabilmesini kabul etmiyorum. bu bir insanlık suçu…. ” dedim. umurunda olmadı.

sizce de çok üzücü ve daha çok sorumluluk almanız, artık !!! bu ülkedeki pek çok kadının, kendilerine bilmem kaç taş yüzük alacak bir finansör koca yerine, kendi insanlık hakları için hareket etmeye başlamaları zamanı değil mi?

Bahsi geçen Ekşi Sözlük başlığında daha bir sürü var böyleleri.

Sinsi erkek feminist, erkek egemenlik hiyerarşisinde rekabet edemediği için hatunlarla işbirliği yaparak (genelde hatunların kıçını yalamakla kol kola giden bir işbirliği) hatun düşürmeye çalışan erkekimsi kişilere denir. Bu kişiler, klasik erkek egemenlik hiyerarşilerinden birinde yukarı çıkmaya yetecek maskülin enerjiye, yeteneğe ya da kişiliğe sahip olmadıklarından hem bu hiyerarşinin dışında konum  almaya çalışırlar, hem de bu hiyerarşiye kadın feministler gibi bok atarak, burada rekabet eden erkekleri gözden düşürmeye çalışırlar. Amaç tabii ki kadınların bu yardakçılığı takdir edeceği ve bazı kadınların kendilerini seksle ödüllendireceği beklentisi vardır. Sinsi taraf budur işte. Amaç yine kilodun içine girmek ama iyi çocuk gibi duyar kasarak (virtue signalling) sikişe gitme amacını gizlemek çok baskın.

Burada çalışan klasik beta mitlerinden en tehlikelisi olan Ben diğer erkeklerden farklıyım mitinin daha sinsi bir versiyonudur :

OHK, kadının ağzından çıkan karşı cins kriter ve beklentilerine mümkün olduğu kadar uyarak ve kendisini bunlara uymayan bazı varsayımsal “diğer erkekler”e üstün bir pozisyona koyarak özel olduğunu ve bunun da kadın tarafından takdir edileceğini düşünür.

Bonus : Türkçe online beta akım medyanın temsilcilerinden Onedio’da ele alınan şu meriç mesela, feminist mi bilmem ama duyar kasarak am düşürme işinde sosyal medyaya iyi yükleniyor :

“Melis,her kimsen erkek arkadaşın bugün 18’de Kadıköy starbucks’ta bi kızlayken,sen aradığında hayatım kemalle oturuyoruz diye yalan söyledi.

Arkadaşlar herkes rt atsın melise ulaştıralım kız arkadaşlar özellikle hemcinsiniz aldatılıyo destek olsanıza haydiiiii

 

 

Amcığın 16 Buyruğu

Çevirenin Notu : Kırmızı Hap camiasının en çok kaynak gösterilen ve meşhur metinlerinden birini çeviriyoruz bu yazıda. Camiada (o eski halinden eser yok şimdi) Rossie olarak bilinen elemanın Chateau Heartiste’de bulabileceğiniz The Sixteen Commandments Of Poon yazısı (Rossie siteyi kendisinde de WASP bir grup elemana devretti). Evet yazının başlığının çevirisi “Amcığın 16 Buyruğu” ve maalesef yazının ağırlığını azaltıyor. Ama yazının başlığına ve yazılışına bakıp yazıyı pas geçmeyin, çoğu oldukça önemli ve uzun süreli ilişkilerle ilgili olan bu öğütleri uygularsanız (Hazırda hep 2 tane bulundur gibi şeylere katılmıyorum), dünyanın en mutlu kız arkadaşına ya da eşine sahip olabilirsiniz 🙂

I. Asla seni seviyorum diyen ilk sen olma

Kadınlar bir erkeğin kalbini kazanmak için engeller aşmaları gerektiğini hissetmek isterler. Başka kadınların ilgisi için rekabet ettiği bir erkeğin ilgisini kazanmak üzere çabalamayı ve sonunda onun kararsızlığını aşıp tek eşli bağlılığını kazanmayı çok arzularlar. Duygusal dünyasını kadının ayaklarına kolayca seren bir erkek, kadının erkeğin aşkını kazanma zevkini gasp eder. Ona aşıksanız bile, o size seni seviyorum demeden, siz ona seni seviyorum demeyin. Onun yin tatminine doğru savaşma ihtiyacı için kendinizi tutkuyla dizginleyin. İlk adımı onun atması için onu esinlendirin, bu iyiliğinizin karşılığını size bin katıyla verecektir.

II. Onu kıskandır

Onun önünde başkaları ile flört edin. Başka kadınları sizinle flört etmekten caydırmaya çalışmayın. Kadınlar bunu asla kabul etmezler ama kıskançlık onları heyecanlandırır. Başka bir kadına gidiyor gibi olmanız düşüncesi onu tahrik eder. Hiçbir kadın, hiçbir kadının istemediği bir erkeği istemez. Kıskançlığın fırtınasını kendinde toplayan partner, ilişkinin dizginlerini elinde tutar.

III. Önceliğin kendi misyonun olmalı, kadının değil

Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “her şeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına destek olmayı arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim her şeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “her şeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.

IV. Onun kuralları ile oynama

Eğer kadının kuralları koymasına izin verirseniz sizden en azılı tecavüzcülerin bile nail olmadığı bir şekilde tiksinecektir. En güçlü kadın da, en azılı feminist de güçlü bir erkeğe itaat etmeyi ve onun tarafından yönlendirilmeyi arzular. İki kutupluluk sağlıklı bir ilişkinin çekirdeğidir. Bir kadın, kaprisleri, istekleri ve sürekli değişen ruh hali ile sizin üzerinizden geçmeyi istemez. Kadının duyguları kasırga, ruhu ise kundakçıdır. Kendinizi onun fırtınalarına karşı duran bir kale duvarı gibi düşünün. Güçlü rüzgarlar ve en kötü dürtülerinin yarattığı fırtınalar karşısında tutunabileceği bir kaya aradığında, orada siz olmalısınız … güçlü, sağlam, sarsılmaz ve yerinden oynamayan.

V. Altın orana uy

Kadınınıza size verdiğinin üçte ikisini verin. Her üç arama ya da mesaj için iki arama ya da mesaj yapın. 3 aşk ilanına, 2 aşk ilanı ile karşılık verin. 3 hediye, 2 gece dışarda yemek. Ona 2 sevgi gösterisinde bulunun ve o karşılığında 3 tane sevgi gösterisinde bulunanan kadar durun. Konuştuğunda, daha az kelime ile karşılık verin. Altın oran fikrinin arkasında 2 fikir var – kadının sizin peşinizde koşmasını sağlayarak sizin değerinizi arttırır ve sizin onun kişisel dramalarına karşı kendinizi geri çekebileceğinizi gösterir. Her yaptığına eşit karşılık vermemeniz, sizin yüksek değerinizi onun gözünde güçlendirir. Belinin derinliklerinde gerçekten istediği de budur.

VI. Onu hep tahmin eder durumda bırak

Esrarengiz doğaları gereği kadınlar, direk cevap istemedikleri sorular sorarlar. Bı sorulara direk yanıt veren erkek – beta azabına hapsolur. Geçiştir, şaka yollu takıl ve kafasını karıştır. Kadının duyguları sizin onu düşündüğünüzü hayal ettiğinde serpilir, sizin gerçekten ne hissettiğinizi bildiğinde ise solar. Bir kadın finansal ve aile güvencesi isteyebilir ama tutku güvencesi istemez. Aynı şekilde eğer size bir yamuk yaparsa, anında cezalandırın ama size bir doğru yaparsa, yavaş yavaş ödüllendirin. Onun güzel davranışını parça parça ve tahmin edilemez bir şekilde ödüllendirin ve görün ki kadın, sizi memnun etmek için çalışmaktan hiçbir zaman yorulmayacaktır

VII. Hazırda hep 2 tane bulundur

Hiçbir zaman “avcunun içindeki” adam olma. Opsiyonları olan erkek, bağımlı olmayan erkektir. Ayağın kaydığında, ayrılıkta, boşanmada, hedefteki bir kadının olmaması durumunda yönelebileceğin başka bir kadının olması kendine güveni inşaa eder ve kadınlarla cesur olmayı olanaklı kılar. Bir kadın bir erkekle yattığında, elindeki gücün bir kısmından feragat ettiğinin farkındadır. Kadın erkeğe aşık olduğunda ise elindeki tüm gücü erkeğe teslim eder. Ama aşkın ömrü kısadır ve kadın bir süre sonra gücünü yeniden keşfedebilir ve sizi terk etmekle tehdit edebilir. Bu onun elindeki son kozdur. Kadının tüm sevgisini ve vücudunu sizden çekmesi, eğer bu durumda yapayanlız kalacaksanız sizin ruhunuzu parçalar. Oysa böyle bir durumda gidebileceğiniz başka birinin olması sizin hem niyetinizi güçlendirir hem de erkekliğinizi tatmin eder

VIII.  Sadece gerçekten gerekli olduğunda özür dile

Yaptığın her hata için özür dileme. Bu hiçbir erkeğin yapmaması gereken bir boyun eğme hareketidir, ne kadar alfa olursa olsun. Özür dilemek, daha fazla özür dileme beklentisini güçlendirir. Kadın sizin özür dilemenizi, kedi yemeğini bekler gibi beklemeye başlar. Ve onun gözünde sizin değerinizi azaltır. Bunun yerine eğer kötü birşey yaptı iseniz “özür dilerim” kelimelerini direk söylemek yerine suçluluğunuzu başka bir şekilde kabul edin. Bill Clinton manevrası çekin, “bir hata yapıldı” deyin ve ona yaptığınız şey yüzünden “kötü hissettiğinizi” söyleyin. Bir ilişki boyunca sadece iki kere “özür dilerim” kelimelerini kullanma hakkınız var, bu kısıtlı kaynağı akıllıca kullanın

IX. Onun duyguları ile bağlantı kur

Kendinizi diğer erkeklerden farklı kılın ve kadının duygusal dünyasına bağlanın. Onun zihni sizin için varmanız gereken noktaya gitmek için el yordamı ile yol aldığınız yabancı bir gezegendir; mantığın kuru çölünden ziyade duyguların sörf yaptığı şen bir dünya. Oyuncu olun. Tüm duyularınızı işe koşun. Onun kalbini ateşe vermek için senaryoları gür detaylarla yeşillendirin. Duygularınız özgürce, ordan oraya koşsun. Evet, ordan oraya koşsun. Doğru bir deyiş bu. Onunla düz bir yolda değilsiniz. Siz her yerdesiniz ve onu bir maceraya çıkarıyorsunuz. Bu dünyada düşünceleri bitirmek ya da sonuçlara varmak zorunda değilsiniz. Tek ihtiyaç DENEYİMLEMEK. Onun elinden tutup sonsuzluğa koşuyorsunuz, labirentlere dalıyorsunuz, gülüyorsunuz, eğleniyorsunuz

X. Onun güzelliğini görmezden gel

Güzel bir kadını düşünürken beyninin ödül merkezini kontrol altına alabilen erkek, kadınlarla olan etkileşimini inanılmaz bir şekilde dönüştürebilir. Böyle yapabilirse, heyecanı ve endişesi kaybolur ve arzularının nesnesi ile daha samimi ve içten bir etkileşime girebilir. Büyük çapkınların idare edebileceklerinden çok fazla aşka boğulmalarının sebeplerinden biri budur – bir sürü güzel kadınla bir sürü pozitif deneyimden sonra güzellik önünde ortaya çıkan saygı ile karışık korkuları kaybolur, ve bununla beraber güzellik karşısındaki güçsüzlük de ortadan kalkar. Hoşunuza giden kızları tanımlamak için “güzel”, “tatlı”, “bomba”, “afet” gibi kelimeleri tamamen lugatınızdan çıkarmak size çok doğru bir zihinsel çerçeve kazandırır. Bunun yerine kendinize “bu kız ilginç” ya da “bu kız tanımaya değebilir” gibi şeyler söyleyin. Bir kadına asla güzelliği konusunda iltifat etmeyin, özellikle de henüz sikmediğiniz hatunlara. Beyninizin onları “gökten düşmüş meleğe” ya da “nadide bir kar tanesine” dönüştürmeye çalışan kısmının fişini çekin. Bu tür bir Zen Nirvanası seviyesine ulaşmak için yapabileceğiniz ileri eğitim tekniklerinden biri de yatabileceğiniz kadar güzel kadınla yatmanız (gerilemek istemiyorsanız çok fazla çirkin kadınla yatmayın). Kısa zamanda bir Jedi aşığa dönüşeceksiniz.

XI. Mantıksız bir şekilde özgüvenli ol

Seviyeniz ne olursa olsun, hayatı özür dilemeden ve mazeret üretmeden arşınlayın. Sizin objektif olarak bir kadının tavlayabileceği en iyi erkek olmamanız farketmez; önemli olan sizin kadının elde edebileceği en iyi erkekmiş gibi düşünmeniz ve davranmanızdır. Kadınlarda, erkeklerin korkaklıklarının kokusunu alacak, köpeklerdeki gibi, bir burun vardır; bunu onlar için daha da kolay hale getirmeyin. Kendine-güven, garantili ya da değil, kadınlarda itaatkar davranışları tetikler. İrrasyonel bir kendine güven size rasyonel bir yenilgi kabulünden daha fazla am getirecektir.

XII. Güçlerini arttır, zayıflıklarını azalt

Bir erkek ne kadar kendini geliştirirse o kadar kadını yörüngesinde uydu yapabilir. Bu çekim gücünün en kendiliğinden ve verimli olması için, doğal yeteneklerinizin ve zayıflıklarınızı farkına varıp, üzerlerinde çalışmanız gerekir. Yetenekli bir komedyen iseniz gidip felsefi tartışmalarda zamanınızı ve enerjinizi harcamayın. Eğer iyi bir yazar ama berbat bir dansçı iseniz, erkeksi etkinizi dans pistine yaymakla uğraşmayın. Sizin hedefiniz en az çaba ile kadınları çekebilmek bu nedenle ne olurlarsa olsunlar güçlü yanlarınızı geliştirin; her erkek uğraşı için bir groupie vardır. World of Warcraft hariç.

XIII. Yüreklilikte aşırıya kaç, aza değil

Ona ilk buluşmada bir şekilde dokunmak size hiç dokunmamaktan daha büyük yol aldıracaktır. Onun yapay kızgınlığının sizi yıldırmasına izin vermeyin; kadınlar cinsel ilgisini saklamayan ve bunu göstermekten çekinmeyen erkeklerden hoşlanır. Piçin tekine dönüşmenize gerek yok ama piçin teki olmak, beta olmaktan iyidir.

(Çevirenin Notu : Rossie’nin uçtuğu ve katılmadığım bir madde bu. Kino (dokunmak) güçlü bir oyun aracı ama dokunmaya kızan kadına aldırmayıp dokunmaya devam etmek belaya davetiye çıkarmaktır. Madem siteme koyuyorum, fikrimi belirteyim. Burada tek işe yarar bilgi dokunmanın önemi ve piç olmanın beta olmaktan iyi olduğu)

XIV. Onu iyi sik

Onu sanki bu son sikişinizmiş gibi sikin. Ve onun son sikişi gibi. Onu o kadar iyi, o kadar yoğun, o kadar umursamadan, o kadar utanmazca sikin ki işiniz bittiğinde seks sıvıları ile kaplı titreyen bir varlık olarak yatakta öylece uzansın. Onu boşaltın, sonra daha da boşaltın. Onun her tarafını öpün, bütün gece sevişin, ve sabah devam edin. Vücuduna, benliğine ve aşkına sahip olun. Nasıl yapılıyor bilmiyorsanız onu fışkırarak orgazm etmeyi öğrenin

XV. Kontrolü hep elinde tut

Siz bir çınar ağacısınız. Ağlamayla, bağırmayla, yalanla, zihin oyunları ile, cinselliği esirgeme ile, kıskanç senaryolarla, acındırma çalışmaları ile, shit testlerle, bir yakın – bir soğuk oyunları ile, ortadan kaybolmalarla veya utandırma / suçlu hissettirme taktikleri ile eğilip bükülmeyeceksiniz. Hatun sizin tepenizde fırtınalar koparsa bile fırtına dinene kadar onun sığınağı olacaksınız. Sizi kendi kaosuna sürükleyip köklerinizden sökemeyecek. Kendinizin efendisi olmasını becerirseniz, onu da efendisi olmayı becereceksiniz

XVI. Onu kaybetmekten asla korkma

Korkmayın. Korku aşkı öldürür. Korku egonun size yanlızlıktan başka birşey getirmeyecek olan zaferidir. Korktuğunuz başınıza gelir. Korkunuz sizin üzerinizden geçer. Sizin kendinize saygınıza zarar verecek birşey yaptığında onu terkedin ve onun kalbi de size karşı boşaldığında sizi terk etmesine izin verin. Yokluğu ile sizi mahvedebilecek olan kadın, sizi elinde kukla gibi oynatır. Ona o gücü vermeyin. Ondan önce kendinizi sevin.

Bu buyrukları ne kadar sadık bir şekilde takip ederseniz, gerçek ve şartsız aşkı ve mutluluğu o kadar kolay bulur ve muhafaza edersiniz.

Sevgiler,

Kralınız

Not: Bu yazıyla ilgili bir podcast yaptık: Uzun süreli ilişkiler için 16 buyruk