Retired PUA saha raporları

 

1- Geçmiş saha raporlarımı yazmak aklıma sahalara geri dönme düşüncesini koymuştu. Yaklaşık 1 yıldır oyundan uzak kalan ben(day game için arada başkalarına gösteriş yapmak için açtığım bir iki seti saymazsam 1.5 yıl) , tabii ki paslanmış ve kir tutmuş bir haldeyim. Yine de yeni bir saha raporu yazmak bana evden çıkacak cesareti verdi ve büyük bir alışveriş merkezine doğru yola çıktım.

Karşılaştığım şey çok zordu; oyuna ilk başladığım zamanlardaki gibi bir gerginlik (AA) hissetmesem de beynim sürekli bahane bulma modundaydı. Sadece denemenin bile başarı sayıldığı çaylakları dönemlerimi geçtiğimi düşündüğüm için, numara alamadığım bir set benim için başarısızlıktı. Daha önce bu durumla ilgili videolar izlemiş olmama rağmen kendimi ikna edemedim. Sürekli bir mükemmel set arama modunda 15-20 dk mal gibi gezindim ve gördüğüm her setle iligili bir bahane üretip açamadım. Daha sonra yemek katında bir yere oturdum, kendimi sakinleştirmek için. Bu sırada yemek yiyen iki hatundan birisyle kesişmeye başladım (ya da bana öyle geldi). Kısa bir süre sonra yürüme davetiyesi aldığımı düşünüp yanlarına gittim ve

*Merhaba, ben retired_pua. Açıkçası tarzınızı çok ilgi çekici buldum ve yanınıza gelip sizinle tanışmak istedim.

-(yancı hatun) ??!!!! Biz evliyiz !!??

* Ah .. ben … ımmm .. neyse… size mutluluklar diliyorum o zaman.

Biraz açılmıştım, bir alt kata inip sigara içilen bölüme çıktım. Tek başına sigara içen bir hatunun yanına oturdum.

*Eşlik edebilir miyim ?

– Gerek yok.

*(burda error verdim) Sadece seninle tanışmak istemiştim.

-(Kız kalkıp uzaklaştı)

Biraz daha yürüdüm, bir iki seti durdurmaya kendimi ikna edemedim (başarısızlıktan başka bir olasılık göremiyordum o sırada) ve pes edip eve döndüm. Day game için önemli olan açılabilir set yoğunluğunun burada iyi olmadığını düşündüğüm için bir daha burada sahaya çıkmayacağıma dair kendime uyarı notu koydum.

2- Bir arkadaşımla üniversite yakın bir meskende buluşmak için sözleştik. Bu yeri bilerek seçmiştim, zira amacım oraya bir yarım saat önce gidip birkaç set açmaktı. Oraya vardığımda tam 27 dk vardı, buluşma zamanına. Etrafı süzüp, yoğunluğu ölçtüm; adeta bir cennet gibiydi, etrafta sürekli tek başına dolaşan HB ler vardı ve sirkülasyon gayet iyiydi. Yürüyen seti durdurma konusundaki başarısızlıklarım aklıma geldiği için birkaç setten caydım. Tek başına bekleyen bir HB8 i gördüm. Bir süre kendimi ikna etmeye çalıştıktan sonra tam harekete geçmişken iki kız daha geldi ve selamlaştılar. Pas geçtim, 3 kızı idare edecek cesaret ve özgüvenim kesinlikle yoktu. Başka bir duran hedefi bir süre gözledim; bu sırada erkek arkadaşı geldi, öpüşüp devam ettiler.

Yer değiştirdim; bankta tek başına oturan bir kız vardı. Yine 1-2 dk heba edip gözetledim, telefonunda bir oyun oynuyordu. Sonunda yanına gittim.

*Hey merhaba, kimi bekliyorsun acaba?

-Öğretmenimi.

* Ok, ben de arkadaşımı bekliyorum. (5-10 sn geçiyor, bayağı paslanmışım). (sonunda el uzatarak) Ben retired_pua.

– (Ağzını oynatıyor ama ses çıkmıyor)

*Efendim ?

– Ben HB 7

* (Kızın bayağı heyecanlandığı belliydi, kötüye yorup korktuğunu düşündüm) Endişelenme gerek yok, sadece tanışmak istemiştim.

-(Çantasını toplayıp ayağa kalktı)

*Dur dur .. kaçmana gerek yok.

-Yok kaçmıyorum (gözümün içine bakıyor, tam olarak ne hissettiğini aklıma tartıyorum)

* Şöyle diyim, normalde 2-3 dk laga luga yaptıktan sonra senin numaranı isteem gerekiyordu. Numarını isteyimmi ? (lol)

-Hayır. (Göz kontağımız sürüyor. Bu bakışı bir yerden hatırlıyorum sanki … Evet evet sik beni bakışı bu)

*( Bir önceki sorduğum soru yüzünden setin kaçtığını düşünüyorum… Belki de fazla teorinin zararları, biraz daha ısrar etmeliydim. Büyük hata)

Baştan mı başlasak ? (lol, iyice düşüyorum)

-(Hala göz kontağını tutuyor)

* Peki canım kendine iyi bak.

Bu sırada arkadaşımı görüyorum. Seti kaçırdğım için üzgün olsam da aklımda düşünecek birkaç şey var. Zira sadece cold approach ın bile değerinizi 1-2 puan artırdığını unutmuşum. Yoksa korkulacak bir tip, vücut duruşu ya da mekanda değildik. Kızı resmen “intimidate” etmiş olduğumu düşündüm. Aklıma eskiden yaşadığım benzer setler geldi, setlerin yatak kapanışına gitme yüzdesi ilk 1 dk da öpüşmeye başladığım setlerden bile daha iyi olduğunu bir yerlere not ettiğimi hatırladım. Bundan sonra day game mekanım olarak aynı yere gitmeyi kafamda kesinleştirdim.

Seti yanlış okumuş da olabilirim, yorumlarınızı bekliyorum.

Konuk Yazar : retired_pua

Geçmiş saha raporları

 

1-

Küçük bir sahil kasabasındayım, yazlığa yakın yerdeki plajlarda daha çok emekli amca ve teyzeler oluğu için sıkılıyorum, ben de daha merkezdeki plaja gittim. Kendimi suya atıp serinledikten sonra plaja dönüp etrafı kesmeye başladım.

-(Cold approach yöntemiyle) Kızlarla tanışmak için en iyi yerlerden biri olduğu düşünüyorum, hele yanınızda plaj topu, frizbi vs gibi oyuncaklar varsa; hem ortak aktivite de olur. Giriş için de fazla düşünmenize ve heyecan yapmanıza gerek kalmaz.

Sol çaprazımda tek başına oturan bir kız vardı, bir kitap okuyordu. Gülümseyerek yanına gittim, “emekli teyzem de sahilde tek başına kitap okumayı sever” diyerek oturdum. İfadesiz bir suratla hıhıh gibi bir gülme efekti verdi. “Ama belki sen daha eğlencelisindir, tanımam gerekli “dedim. Arkada oturan erkek arkadaşımın hoşuna gitmeyebilir bu düşüncen dedi (arkada bir bar var, gölgelik yerde insanlar oturup bira içiyorlar). Kahkaha atıp, sanırım dedim ve kendi yerime geçtim. Bu sırada biraz ileride iki tane hatunun(HB 8.5 – HB 8) denize girmekte olduklarını görünce ben de denize atladım. Biraz ilerde denizde bir ip ve şamandıralar var, oraya yaklaşınca hatunlara bağırıp “sakın bu ipi geçmeyin ileride köpekbalıkları dolaşıyormuş” dedim. Birbirlerine baktılar, bir süre sonra güldüler.
Sen geçiyor musun diye sordu birisi, o sırada diğeri de dalga geçiyor be inanma dedi. Bir süre cesaret ile ilgili bir muhabbet döndü, bu sırada kızların aslında Hollanda’da yaşadıklarını ve kardeş olduklarını öğrendim. Kızlar güle güle deyip çıktılar, ben de 5 dk sonra çıktım. Üstüme bir t shirt geçirip (ki bence hataydı, kendi vücudumdan utanıyor izlenimi bıraktım) yanlarına gittim. Fiziksel temas ve olayı cinselliğe çekemedim ve ortamdaki duygu durum seviyesi çok statik kaldı. Yine de genç olan kızın numarasını akşam bir ara çıkmak üzere aldım. Birlikte kalktık, kızları bırakmayı teklif ettim (arabayla gelmiştim), gerek olmadıklarını söyleyip güle güle ile veda ettiler. Daha sonra olayı mesajlaşmada hiçbir yere bağlayamadım.

2-

Ufak bir banka işini hallettikten sonra metroya binmeden istasyonun önündeki parkta bir sigara içiyorum. O sırada yandaki banklarda tek başına oturan bir kızı gördüm, birisini bekliyor gibiydi. Yaklaşık 3 dk kendimle mücadele ettikten sonra yanına gidip ‘kim bekletiyor seni” diyebildim. Bir arkadaşım dedi, 15 dk oldu bekliyorum ve çok sıkıldım. Kızın vücut dili çok olumluydu, ben de yanına oturdum. Klasik kimsin necisin sorularını fazla geçemedim. Bu sırada onunla konuşma nedenimin onu beğenmiş olduğum için olduğum söyledim. Açıkçası çok kötü bir set olduğunu düşünüyordum, çünkü kendimden emin değildim ve rahat konuşamıyordum. Fakat kız gelen bir telefon sonrası kalkıp giderken yine de numarasını istedim. Numarasını verdi ve bende çaldırdım; kaydetmek için ismimi sordu, “Ah ama hatırlamıyorsan beni hak etmiyorsun” diye cevapladım. Söylemedin ki dedi (Gerçekten söylememiş olabilirim, o anda hatırlamıyordum) , neyse deyip ismimi söyledim ama giderken “Görüşürüz ….” onun ismini yanlış söyledim . Gözlerini kısıp şakacıktan kızarmış gibi baktı.

Mesajlaşma oyununu beceremediğim düşündüğüm için bir arkadaşıma verdim, onunla 1-2 gün yaklaşık 1 saat yazıştıktan sonra, öğlen vakti evimin bir sokak önündeki cafede bir şeyler içmek için buluştuk. Cafe de bir süre sonra oturduğu sandalyeyi yanıma çektim, fiziksel teması kurdum ve 1-2 dk içinde öpüşmeye başladık. Konuyu hobilere getirdim, tabii ki yanıtladıktan sonra aynı soruyu bana sordu. Gözlerine bakarak ve ufak bir sırıtışla, pul koleksiyoncusu olduğumu söyledim; bu sırada kızın tepkisine göre eve götürme hamlesini yapmayı düşünüyordum. Dalga mı geçiyorsun dedi beklemediğim şekilde ama “Yoo, hayır, evim 1 dk mesafede hemen gösterebilirim cevabını yapıştırdım”.Güldü, çok beklersin dedi.

Umursamaz bir ifadeyle “Hıhı” diyerek geçiştirdim.

Bu sırada hesabı istedim ve ayağa kalktım; kız bu sırada sözde itiraz etsede içten heyecanlandığı belli oluyordu. Kısa süreli bir öpüşme seansı daha yaşadık ve ona pul koleksiyonumun küçük olduğunu ve beklentiyi yüksek tutmamasını söyledim. Görücez diye yanıtladı ve hiç LMR ile karşılaşmadan eve geçtiğimiz anda sevişmeye başladık.

3.görüşmeden sonra, kızın ilgisini kaybettim ve bir daha görüşemedik. Zira benim en büyük problemlerimden biri, baştaki enerjiyi kalan sürede çok düşürüyorum ve kız bunu ki yüzlülük olarak görüp soğuyor. PUA taktiklerinin bir sonucu bence; başta bir takım “gimmick”ler ile kızı etkileyip, fiziksel oyun ve hızlı vites yükseltme ile ne koparırsam kardır mantığıyla yürüyorum sürekli. Uzun vadede sohbet, statü ve sosyal becerilerime güvenmiyorum çünkü. TRP ‘nin faydalı yönlerinden biri de bu olabilir, gerçi tam tersine ne kadar kızla birlikte olursanız o kadar gelişirseniz diye bir düşünce de var. Evet gelişiyorsunuz ama zaten iyi yaptıklarınızı daha iyi ve özgüvenli yapıyorsunuz, yapamadıklarınız yine aynı kalıyor.

3-

Berlin de bir hosteldeyim, birlikte dolaştığım İspanyol arkadaş lobide bir kız grubuyla (3 italyan kız) sohbeti başlatmış. Gece takılmak için dışarı davet ediyor ancak kızlar yorgunuz deyip geri çeviriyorlar; yalnız içlerinde birisi istekli, diğer ikisi onu bastırıyor. Bu sırada arkadaş dillerini benzerliğinden faydalanarak bir şeyler söylüyor ben anlamıyorum; o sırada partiye hevesli kızın önünde hafif vücut temasıyla dans edermiş gibi yapıyorum. Kızın hoşuna gittiğim belli (HB 5.5-6), bu sırada tütün vs çıkarıp sigara sarmaya başlıyor. Aa bana da sarsana deyip, bodrum katındaki sigara içme odasına gitmeyi öneriyorum(Dışarısı çok soğuk). Aşağıda kız sarıyor, ben de parti mevzunu tekrar gündeme getiriyorum; ancak arkadaşlarını bırakmak istemediğini söylüyor. Bu sırada odada kimse yok ve kimse gelecek gibi de değil gibi hissediyorum ve ilginç bir şeyler denemeye karar veriyorum.

-Biliyorsun, parti sadece club lar da olmaz.

*Başka neresi mesela?

-Benim olduğum her yer. Burası da parti için uygun bence, baksana bayağı kalabalık

* … (gülüyor) Aklında ne var?

Burada kızla öpüşmeye başlıyoruz. Ben kızın ileri gideceğini düşünmüyorum, odam da boş değil, işi nasıl ilerleteceğim diye düşünürken, kız sikimi ellemeye başlıyor. Bu sırada telaşa kapılıyorum, evet onu orada sikmek istiyorum ama birinin gelme düşüncesi ben de anksiyete yaratıyor. 2-3 dk öpüşüp elleşiyoruz, ben de biraz rahatlıyorum zira kimsenin geleceği yok gibi yine de L şeklindeki odada en azında kapı önünde olmasın deyip kuytuya çekip, yeteri kadar soyunuyoruz. İşlem tamam, lobiye döndüğümüzde kimse bize naptığımızı da sormuyor ama bir gülüşme oluyor. Kız beni Face’den ekliyor ve odalarına çıkıyorlar. Hayatımdaki en kısa/kolay yaptığım seks budur. Kızın çok güzel olmaması ve zaten DTF olması işime geldi ama fırsatı değerlendirdiğim için de mutluyum.

Konuk Yazar : retired_pua

Optimum alkol eşiği

Merhaba size avucumun içindeki bir kadını kendimden nasıl tiksindirdim vakası anlatacağım.

Kızı daha önce görmüşlüğüm vardı. Hafta sonu da klüpte karşılaştık. Aynı 5 – 6 kişilik arkadaş ortamındayız, ortamda sadece bir kişinin tanıdığı sıfatı ile, kuzenim ile gelen ben varım.

Işık’lar, müzik ve alkol derken ben kendimi bu kıza yapışmış buldum. Standart dans, kulaktan kulağa muhabbet falan derken optimum düzeyi kaçırmamak için sigara bahanesiyle dışarı çıkarıp öpüşme yakınlaşma faslına geçtim.

Sonra içeri girdik. Buradan gidip bir yerde oturup bir şeyler içelim denildi. Tamam dedim, toplandık gittik. Kalabalığın arasından geçerken bu elimi tutuyor, yakın temas o gecenin en enerjik olduğu anda kuruldu ya kopmuyor o yüzden.

Hikaye burada başlıyor arkadaşlar.

Gittiğimiz mekanda ben, Ams***dam bira, tekila derken masada a*ı g*tü dağıttım. Çenem düştü. Kız oradayken herhangi bir şey içmedi. Ben masada benimle aynı kafada olanlarla muhabbete tutuldum.

Sonra bir de bu kıza dönüp muhabbet etmeye çalıştım ama muhabbet BENİM KENDİMDEN BAHSETTİĞİM ve kızla sık sık dalga geçerek küçümsediğim şakalarla doluydu. Kız üzülmüş ve hayal kırıklığı yaşamış haldeydi.

Bu hikayeyi neden anlattım?

Alkol eşiği.

Çoğumuz kafamız iyiyken daha rahatız daha keyifliyiz ama asla daha cool daha Alfa değiliz.

Yetişkin bir erkek adam böyle bir olayda sarhoş olmamalı. Benim hatam ikinci mekana geçtiğimizde içmek oldu. Oradayken herhangi bir içki söyleyip çok çekelemeden kontrolü elden bırakmamalı ve kızla olan güzel muhabbeti sürdürmeliydim.

O an içkinin kafasıyla kolay olan eğlence için herşeyi Kesin bir gecede ayakta zor durarak eve döndüm.

Mutlu son: neyseki kızında bende gönlü varmış bir kaç gün sonra takmadı bu olayı.

Konuk Yazar : Bay Pipo

Red Pill felsefesine yönelik eleştirelere cevap ve yeni başlayanlara temel tavsiyeler

Evet arkadaşlar önceki yazılarımdan bilen vardır ben Secret Child fakat bundan sonraki yazılarıma Ames Profondes ismiyle devam edeceğim. Yazılarımıza değer verip paylaşan Erkek Adam Blogu yöneticilerine ve zaman ayırıp yorum yapan kişilere teşekkürlerimi sunarak başlamak istiyorum.

Red Pill’le yeni tanışmış veya yeni tanışacak olan insanlara bir konuk olarak söylemek istediğim şeyler olacak. Bu felsefeyle ilgili yapılan yanlış yorumları da açıklayacağım. Ben de kırmızı hapı yeni yutmuş sayılırım. Bundan öncesinde farklı platformları da okuduğum oldu ama Red Pill bunların arasında olaya en doğru ve gerçekçi yaklaşımı sunan platform. Özellikle Erkek Adam Blogu’nda yer alan çeviriler önemli derecede bir bilgi birikimi bunun değerini bilin. Asıl değinmek istediğim şey bazı sözlüklerde The Red Pill felsefesini olur olmadık şekilde eleştiren ve yanlış anlayan insanları ciddiye almamanız. Önce eleştirilere cevap verip devamında yeni tanışanlara ve tanışacak olanlara temel bilgileri verip bu camianın amacını sade bir dille açıklayacağım. Elon Musk’ın başarılarını bile çürütmeye ve eleştirmeye çalışanlar varken bu camianın eleştirilmemesi garip olurdu. Bu bizleri şaşırtmıyor açıkçası.

Sözlüklerdeki eleştirilerin içinden en çok dikkatimi çeken “ The Red Pill felsefesi psikopat insanları savunup bize alfa gibi gösteriyor. ” yorumuydu. Bu arkadaşımız olayı çok yanlış anlamış ve olaya sadece bir açıdan bakmış. Sözlükte yazılan onca bilgiden bu çıkarımı yapması ayrı bir olay. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Red Pill’in burada anlatmak istediği şey Alfa niteliklerine sahip olan kişilerin beta kişiler tarafından saldırıya maruz kalması ve Alfa niteliklerine karaktersiz damgası vurulmaya çalışılmasıydı. Sürekli uydu erkek olarak kalmış , meriçliğin zirvesine ulaşmış ve iyilik ayağına yatıp kadınları pusuda bekleyen kişilerin ortamda bir Alfayı farkettiği zaman onu karalama kampanyasına başvuracağı gerçeği değişmiyor. Sonra bu kişiler tarafından Alfa kişimize psikopat damgası vuruluyor. Neden ? Çünkü bu beta kişimiz onun üstünlüğünün farkında ve onu karalamaktan başka bir çaresi olmayacağının farkında. Eleştiren kişi de büyük bir ihtimalle online ve MMO oyunlarla bilgisayar başında vakit öldürüp sözlüklerde ona buna sallayıp eksi basan bir kişidir. Kadınların uydusu olmaktan çıkamamış, Friendzone yapraklarının arasında yuvarlanan panda olmaktan kendisini alıkoyamamış devamında da hatalarını kabullenmek yerine suçu başka şeylere yüklemiş ve hatalarını düzeltmek adına hiçbir şey yapmamış insanların saçma yorumlarını ciddiye almayın. Olaylara tek açıdan bakmayın. Asıl anlatılmak istenen şeye odaklanın. Sen de online oyun bağımlısı olan, boş vakit geçiren biri olabilirsin fakat önemli olan bunlardan kurtulmak için çaba göstermen ve hatalarını kabullenmen. Eğer buradaysan bir şansın var.

Dikkatimi çeken ve genel olarak yanlış anlaşılmalara sebep olan diğer eleştiri de Red Pill’in kadın düşmanı olarak gösterilmesi ve kadınlara orospu damgası vurduğunun iddia edilmesi. Bu yönde eleştirilere birkaç yerde rastladım. Yine bazı kişilerin olayı yeteri kadar anlamamış olmasından kaynaklı bir durum. Şimdi şuna bir açıklık getirelim. Red Pill kadın düşmanı değildir ve kadınlara orospu damgası vurmaz. Red Pill’in anlatmak istediği şey kadınların ve erkeklerin doğası gereği farklılıkları olduğudur. Yani Feminizm diye ortaya çıkarılan akıma karşıdır ki bu konuda Red Pill çok haklı sebepler sunuyor. Erkekler ve kadınlar farklıdır. Bu bir gerçektir. Feminizm konusundaki başlıkları iyice okuyun ve olayın özünü kavrayın. Red Pill kadınlara orospu damgası vuruyormuş buna çok güldüm. Lan bir kız kendisine kötü davranınca ya da başka erkelerle takılınca direk orospu damgası vuran insanlar çıkıp bir de böyle bir yorum yapıyor. Bu kişilere ithafen şunu demek istiyorum: Sayın a*ına koyduklarım ! Red Pill kadınlara orospu demiyor. Kadınların doğası en iyi eşi seçmeye eğilimli olduklarını söylüyor. Yani bir erkekte temel olarak aradıkları şeylerin güce ve duygusal dayanıklılığa dayandığını anlatıyor. Duygusal olarak çökmüş, kendine bile saygısı olmayan gücünü kaybettiğini hissettirmiş erkeği kadın ne yapsın? Gidip Youtube’da müziklerin altına “ Aga bee ” veya “ Sigara paketten çıktı yanayım mı abi dedi. ” yorumlarını yapan veya bu tür yorumlara like atan erkeği kadın ne yapsın? Bu tür erkeklerle ilişki yaşayıp bu seviyesizliğe mi insinler? Bu camiayla yeni tanışmış olan insanları bu konuda iyice düşünmeye davet ediyorum.

Bu camiayla yeni tanıştıysanız özellikle “ iyi biri olmak ve iyilik “  kavramını doğru bilmeniz gerekiyor. Bizim toplumumuzda bu kavram çok yanlış anlaşılıyor. Kızın götünden ayrılmayıp ne dese onaylayan ve kızın hataları karşısında duyarlı davranan veya öyle olmaya çalışan bir kişi iyi biri değildir fakat bu kişiye yıllar boyunca iyilik ve iyi biri olmak kavramı toplum ve arkadaşları tarafından bu şekillerde lanse edildiği için bu kişi gerçeği göremiyor. Gerçeğin farkına varsa da bu durumdan vazgeçmiyor. Bu kişi uydu erkek ve meriç diye adlandırdığımız türlerdendir. Erkek Adam Blogu’nda Uydu ve Meriç erkeklerle ilgili bir sürü yazı mevcut ama kısaca bu konuya değindim ki blogdaki yazıları okumadan önce temel bir oluşsun. Kız sizi açıkça kullanıyor ve “ Sen çok iyi birisin. “ ayaklarıyla sizi elinde tutup sizi umutlandırıyor. Lan sana böyle dese ne olacak? Sen kız ne dese onaylıyorsun. Kızı kaybetme korkusundan kendi fikirlerini söyleyemeyecek kadar acizsin. Kendi fikrini söylemek yerine her boku kıza sorup onun fikirlerini önemsiyor ve uyguluyor ayağına yatıyorsun. Senin kendine saygın yok kız sana nasıl saygı duyacak? Kız zaten sana saygı falan duymuyor sadece iyilik kavramı üzerinden senin betalarını coşturuyor haberin yok. Kısacası iyi biri olmakla aptal olmak arasındaki farkı bilmelisin. Burayla yeni tanıştıysan ilk bilmen gereken şeylerden biri bu. Bu durumlarda ne yapılması gerektiği de blogda mevcut.” ONEities “ ve “ En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak “ başlıklarını iyice okuyup kavramalısınız.

Son olarak Red Pill’in amacını iyi kavrayın. Bu konuda yazılmış şeyler var ama yine de değinmekte yarar var. Sözlüklerde ve başka platformlarda Red Pill’i sırf kadın tavlama taktiği olarak lanse eden insanlar var. Bu tür insanlara şunu söylemek istiyorum: Onca yazıdan ve bilgiden çıkardığın sonuç bu mu s*kik? Bu camiayla yeni tanışan arkadaşlar. Red Pill’in temel amacı size hayatın gerçeklerini gösterip bunun karşısında güçlü olabilmek için yapılması gerekenleri göstermektir ve hayatta statünüzün, kendi benliğinizin ve başarılarınızın kadınlardan önce geldiğidir. Red Pill herşeyden önce size disiplinli olmanın ve ulaşabileceğiniz en verimli halinize nasıl gelebileceğinizin yollarını anlatır. Bunlarla birlikte kadın ve erkek arasındaki farkları her yönden inceleyip sizlere göstererek farkındalığınızı arttırır. Sosyal konulara değinir. Özellikle bazı başlıkları okuyup bazılarını okumamak gibi bir hata yapmayın. Olayları gerçekten anlayabilmek için her başlığı ayrıntısıyla okumanız lazım yoksa bazı şeyler oturmaz. Buradaki tecrübeli insanlar her ne hata yaptıysanız bundan dönebilmeniz için size yollar gösteriyor ve deneyimlerini paylaşıyor. Buradaki çoğu insan sizin hatalarınıza benzer hatalar yapmış ve bunlardan ders çıkarıp güç almış insanlar. Sonuçta yumruk yemeden yumruk atmayı öğrenemeyiz. Bunlardan yararlanmak sizin elinizde ve bu camiayla tanışmanız bile sizin için büyük bir fırsat. Gidip kızlarla tanışma eğitimi setlerine ve internetteki saçma kitaplara onlarca para döken aptal insanlardan olmayın. Bu camianın değerini bilin. Bir sonraki yazımda Türkiye’de online oyun bağımlılığına ve bunun yol açtığı durumlara değineceğim.

Erkek Adam Blogu’na saygılarımla.

Konuk Yazar : Ames Profondes

Vaka Çalışması – Mavi hap tarafından yenilip yutulmak

Merhaba arkadaşlar, size anlatacağım olayı tamamen ibretlik olması açısından yazıyorum. Etkileyici bir saha raporu olmasını canı gönülden dilerdim ama maalesef değil. Betalığın, hatta omegalığın diplerinde gezinmek ve işin en berbat kısmı psikolojik çöküntü yaşamak cidden çok kötü. Hala o zamanlarımı hatırlarım. Vücudumun nasıl sıkıldığını, nasıl haftalarca ızdırap olduğu aklıma gelir. Şimdi geri dönüp düşününce “beynini sktiğim salağı” diyorum kendi kendime. O zamanlar yaşadığım stresten saçlarım dökülmeye başlamıştı ve ilerleyen yaşla beraber dökülme de arttı. Kim için? Nemfomanik şizofren bir kaltak için.

Bahsettiğim olay, bizim Antalya’dan kalkıp asıl memleketimize gelmemizle başladı. Batı Karadeniz bölgesinde kalıyor bizim memleketimiz. Çoğunuzun pislik olarak addedeceği olaylar silsilesi aslında tüm bunlar. Ben ergenliğime girerken gelmiştik memlekete. Köyde küçükken oyunlar oynadığım bir kız vardı. Meral’di adı ve ikimiz de büyüdükçe oynadığımız oyunların şiddeti biraz artıyordu (gelişmekte olan ergenlerin farkında olmadan flörtleşmeye başlaması ama bunu farkedemeyecek kadar sığır olmaları durumu) benden iki yaş küçüktü. Arada sanırım akrabalık da vardı. Zamanla beraber büyümenin ve çok sık beraber olmanın ayrıca da hormonların dayanılmaz etkisiyle bende ufak ufak çekimler başladı. Belki o benden çok daha önce hissetmişti bende bişeyler olduğunu, bilmiyorum. Kız, küçük yaşta babasını kaybetmişti, amcası ve abileri vardı sadece. Kalabalık bir ailedeydi. Aynı köyden olduğumuz için kesinlikle aramızda bişey dahi olması kabul edilemezdi. O yüzden elimden geldiğince bunu gizlemeye çalıştım. En büyük epic fail’ı da burada yaptım: Lisede aynı sınıfta olduğum piçin tillahı bir çocuk vardı. Adı Mertcan’dı. Çocuğun babasının güvenlik şirketi vardı, çocuk baya yakışıklıydı, ayrıca baya da zengindi. Katıldığımız bir düğünde Mertcan, Meral’i oynarken görüyor ve gelip bana soruyor. Ben de hem kızın hem de tüm çevrenin anlamaması için güya ters köşe yapmak amacıyla ikisini tanıştırıyorum. Hatta üçümüz beraber oturduk ki, güya ikisi yalnız başına oturmasın. (Betalığı, omegalığı geçtim, bildiğin alagavatlığın da doruğuna çıktığım anlardı anlayacağınız) Daha sonra ben üniversiteyi kazandım ve Trabzon’a gittim. Yarıyılda döndüğümde tahmin edeceğiniz üzere baya bir yol almışlardı: Sahil kenarındaki ilçeye arabayla kaçamaklar, gece geç vakitlerde içmeli sıçmalı gezmeler, Mervelerde kalmalar, vs. Anladınız siz. Daha sonra kızın ailesi, durumu farkedip çocuğa telefon bile etmişlerdi. Nolur kızdan faydalanma, bak o şöyledir böyledir üzme vs tarzında konuştular. Daha sonra da kızın ailesi, kızı çocukla tanıştırdığım için bana cephe aldı. Ortada normalde suçum yokken bi anda günah keçisi olduğumu sanabilirsiniz ama gerçek şu ki, yaptığınız şey absürd ve yanlış bişeyse, mutlaka dönüp sizi buluyor. Neyse. Kız daha sonraları bayılmaya ve kasılmaya başladı. Sara teşhisi kondu. Tabii bu arada kız gitgide daha da manyaklaşmaya başladı. Benim tanıştırdığım çocukla mesafe koyup başka bi herifle vuruşmaya başladı. Adam evde kızı hunharca kullanıyordu, güya evlenmek istiyorlarmış. Çocuk askere gittiğinde buralardan kalkıp ta Ankara’lara gitmişliği var. Sonraki yaz, yazları köye gelen başka bir çocukla takılmaya başladı. Fındık ağaçlarının arasında yiyişiyolardı amk. Sonra onun da peşinden kalkıp, çocuğun yaşadığı Ereğli’ye kadar gitti. Aynı odada falan kalmışlar hatta. Ereğli’yi bilen bilir. Ben de tüm bunları duyup bildikçe kıza karşı korkunç bir öfke duymaya başlamıştım onunla konuşmuyordum (İyi ki gizlemeye çalışmışsın amk dediğinizi duyar gibi oluyorum) Sonraki sene bu İstanbul’da üniversite kazandı ama özel üniversite tabii. Hayvan gibi ücretli olduğunu bilmeden direk tercihe yazdığı için kolayca tuttu. Gözü hırs bürümüş ablası sayesinde apar topar İstanbul’a taşındılar. Maalesef anneleri, büyük şehrin temposuna dayanamadı ve fenalaşıp hayatını kaybetti. Kızın annesinin cenazesinde, kız, artık iyiden iyiye manyaklaşmıştı ve ben de bütün betalığımla tüm olan biten kırgınlığı unutup, ona iyi davrandım (niyeyse?) Sonra konuşmalar uzadı, uzadı uzadı ve uzadı. Herşey yolunda gibi görünüyordu; beta olarak kızın en zor zamanlarında yanındaydım ve ona tüm sahipleniciliğimle kol kanat geriyordum. Olayların en trajik kısımları da tam olarak burada başlıyor.

Ablamın kocasıyla aram pek iyi değildir. Kendisinin durumu bi hayli iyidir. Ailesi asker kökenli olduğu için ve babası eski OHAL zamanlarında Güneydoğu’da aktif görevlerde bulunduğu için hayvani paralar kazanmışlar ve bunu değerlendirmişler. Kendisi ablamla evlendiği günden beridir hep bizimkileri, akrabalarımızı ve beni hakir gören, aşağılayan, su katılmamış kallavi bir orospu çocuğudur. Beni sürekli kıza tekrar yanlamam için gazlamaya başladı. Başardı da. Bir gece odasında konuşurken (tabii kıza yapıştırma beklentisi had safhada götlüğün lüzumu yok.) bir anda kucağımda buluverdim. Sonradan özgüvensizliğimden, beceriksizliğimden, korkumdan ve kıza üzüldüğümden (üzüldüğüm kısmı doğruydu) kalkıp gitmek zorunda kaldım. Kapının önüne geçti, yalvardı, yakardı gitmemem için. Ama çıkıp gittim. Birkaç öpüşme ve yalaşmadan ötesine gitmemiştim. İlerleyen günlerde kız, Mertcan askerden döner dönmez evine gitti ve bütün geceyi çocuğun evinde geçirdi. İki gün sonra diğer herifin evinde sabahladı. Sonraki günlerde kızın bir arkadaşı vardı. Geyik olsun diye, ablamın kocasının da olduğu bir ortamda “yea, şu kızı ayarlasana bana” demiştim. Ve ciddiye alınmıştı bu dediğim. Pezevenk enişte de “e tamam işte tam senlik bu kız, yürü, yapıştır, koçum, aslanım vs” diye onaylıyordu. Bi anda tanımadığım kızı müstakbel sevgilim yapmışlardı. Ama benim aklım Meral’deydi. Oysa, ben istemediğimi söylememe rağmen arkadaşıyla konuşmuştu bile. Ertesi günü bir kafede buluşulacaktı. Eniştenin 4×4 jipiyle kafeye gidildi. Kızın ortalama bir tipi vardı. Sonradan, Meral ve enişte kalktılar ve “sizi biraz yalnız bırakalım” gibisinden bişeyler söyleyip gittiler. Yaklaşık bir saat kadar da gelmediler. Ben artık önümdeki kızı dahi unutmuştum, kız da muhtemelen benden iğrenmişti. Normalde o düzeydeki bir kızın benden iğrenmesini egoma büyük bir darbe olarak algılar, haftalarca şişinip bunalıma girerdim (genç kız hareketleri dikkat ederseniz) Bende jeton neyse ki erken düştü. Hala delilim yok ama adım gibi eminim ki kız, puşt enişteyle jipin içinde emmeli gömmeli skişmişti. Sonradan kızla konuşurken attığım zarfları yutan kızın paniklemiş hali, tüm mevzuyu teyit etti. Götoğlanı enişteye gittiğimde tabii ki de inkar etti. Evlerine gittim. Durumu ablama dahi söyledim. Ablam bana inanmadı. Öyle bi kızın bu adamla ne işi olur? dedi. Enişte de bir anda “İzmir’in yarısı benim ailemin, sıkıntı olursa hepsi gelirler” tarzında bişeyler geveledi. Oysa ki ona göre endişelenecek bişey yoktu. Olayı büyüklere anlatmadım. Sadece anneme anlattım. Orospu çocuğu enişte, telefonda anneme benim psikoloğa görünmem gerektiğini, boşlukta kaldığımı ve artık tehlikeli olmaya başladığımı söylemiş. Sonradan oturup anneme anlattığımda annem bana inandı, sadece ablamın huzuru kaçmasın diye kimseye bişey söylemedi. Mallığın doruklarında gezindiğim bu olayda, hem kendi elleriyle sevdiği kızı başkasının kucağına meze eden bir alagavattım. Diğerinde de kızın pezevenk enişteyle yalnız kalabilmesi için sıçrama taşı olmuş bir gerizekalıydım. Hem aşağılanmış, hem küçümsenmiştim, ayrıca suçlanmıştım, hem de giren bana girmişti. İkisi de kaldıkları yerden devam ediyorlar. Manyak olan ben oldum amk. He, ikisini tanımam için müthiş bir fırsat oldu. Ayrıca kırmızı hapla ilgili ciddi anlamda sorgulamalarımı başlatan travmatik olay da budur. Ben de sitede, aranızda olan biriyim ama bazı tanıdıklarıma blogdan bahsettiğim için ayrıca rumuzumu da bildikleri için, farklı rumuzla yazmak istedim. Herkes buna benzer olaylar yaşamış mıdır bilemem ama bu baya baya şiddetliydi. Belki biraz daha normale yakın ve kaldırılabilir bi mevzu olsaydı, tabak çevirmek veya hatunlara yanaşmak konusunda bu kadar tereddütte olmazdım. MGTOW yoluna kötü şekilde giriş yaptım anlayacağınız. İşin kötüsü kızla ve o orospu çocuğuyla görüşmeye devam etmem gerekiyor. Nefret gitti ama yapılanları da unutmuş değilim. Benzer bişeyi yaşamış olanınız varsa, sakın intikam almaya falan çalışmayın. Daha da pis boka batarsınız, çıkamazsınız. Şuan tabi skimde değil, 7-8 sene geçmiş amk. Herhangi bi sorun yok davranışlarımda, gayet normalim. Ama ikisinden biri önümde tökezlerse de tekmeyi atmakta sakınca görmem. Mahmut abiye de paylaştığı için teşekkür ederim. Kendinizi kullandırmayın. Kırmızı hapın da ötesinde, elinizi sikin ama şerefli, onurlu yaşayın. Kimseye eyvallahınız olmadığında, sizden iyi olduğunu düşündüğünüz kim varsa, ondan öndesiniz demektir. Bence bir erkeğin sahip olabileceği en büyük güç, kimseye mecbur olmamaktır. Sitedeki yazıları iyi belleyin. Yoksa böyle belletiyolar. Umarım sitedeki herkes, istediği noktaya gelir. Kendinize iyi bakın.

Rumuz: Toyboy

Vaka Çalışması – Yapılmaması Gerekenlerden Gerçek Bir Örnek – 1

Blogu uzun bir süredir takip ediyorum ve çok şey öğrendim. Red Pill forumunu da takip ediyorum tabi ki. Hatalarımı kabul etme konusunda bir problem yaşamıyorum tam tersi paylaşmam gerekenleri de blogla veya sizinle paylaşmak istiyorum. Uygun görürseniz yayınlayabilirsiniz. Yayınlama gereği duymasanız bile okuyup yorumlamanız bana çok şey katacak. Olayın özeti Meriçliğin ve betalığın ötesi bir durum. Bunları görüp yapmasınlar diye paylaşıyorum ki zaten bu blogdan birşeyler öğrenmiş insanların bu duruma düşeceğini zannetmiyorum. Bu benimle kız arasında geçen konuşma. Kızla aynı sınıftaydık ve bildiğiniz üzere sınıfın Whatsapp grubu kuruldu. Ben kıza mesaj atmayı düşünüyordum ama beklemediğim bir şekilde ilk mesajı bana kız attı. Konuşmalar gayet iyi gidiyordu fakat sık mesaj atmam bir hataydı ki Erkek Adam Bloğunda da buna değinildi. 2 haftalık sürecin sonlarına doğru ben umursamayan ve bir kıza ihtiyacı olmayan adam havasından çıkınca haliyle işler yokuşa sürüklenmiş oldu. Kız benim davranışlarımın değiştiğinin farkına varınca benim ondan hoşlandığım düşüncesine de kapılmış oldu. Konu gece bir şekilde bu yöne kaydı ve 2 gün içinde olanlar oldu. Konuşmaları zaten sizinle paylaşacağım. Yaptığım hatalara değineceğim ki daha tecrübeli olanlar daha farklı ve ayrıntılı yorumlar getirebilirler.

Kız: İyi geceler , tatlı rüyalar.

Erkek: Sana da. Sınavdaki kötü not için üzgünüm herşeyi düzelteceğim.

Kız: Ha şey neden böyle birşey dedin ?

Erkek: Hep sana mücadele etmen gerektiğini söylemiştim ne olursa olsun gücünü kaybetme demiştim fakat bir anlığına ben kaybettim.

Kız: Düzelteceksin

Erkek: Söz veriyorum.

Kız: Bana karşı sorumlu hissetmeni istemiyorum aslında.

Erkek: Neden ?

Kız: Bilmiyorum rahat hissettirmiyor.

Erkek: Hoşlandığımı mı düşünüyorsun ?

Kız: Hayır öyle bir fikirden bağımsız.

Erkek: Sana karşı sorumlu hissetmiyorum fakat fikirlerine önem veriyorum seni ayrı bir yerde görüyorum yeterli mi ? ( İşte y**rağı burada yemiş olduk bir anlamda. )

Kız:Yeterli değil. Açık değil. Oturmuyor tam bende sanırım.

Erkek: Açık mı olmamı istiyorsun

Kız: Bilmiyorum. Sanırım.

Erkek: Sana karşı içimde saf bir sevgi var ama bu öyle sıradan insanların anlattığı saçma aşk teorileri gibi bir şey değil.

Kız: Anladım.

Erkek: Artık uyu seni çok tuttum

Kız: Ben sanırım bana karşı oluşturduğun merakın dışında özel bir ilgi oluşturman fikrini oturtamıyorum. Mesela ben de seni çok merak ediyorum ama ben başka ilgimi çeken ortak ilgi alanlarımız olduğunu düşündüğüm herhangi bir insanı merak ettiğim gibi ediyorum. ( Ben seni arkadaşım olarak görüyorum anlamına geliyor bu )

Erkek: Bende neyi merak ediyorsun. Sormak istediğin bir şey olunca açıkça sorabilirsin

Kız: Sohbetimiz içerisine giriyor bunlar zaten

Erkek: Tamam o zaman problem özel ilgi mi

Kız: Özel ilgi ve kastettiğin sevgiyi biraz açar mısın

Erkek: Özel ilgi değil sadece seni diğer insanlar gibi sıradan görmüyorum anlatabildim mi

Kız: Evet

Erkek: Şimdi sevgiden mi bahsetmemi istiyorsun

Kız: Evet

Erkek: Sen ne hissediyorsun. Benim sana bakış açımı nasıl hissediyorsun.

Kız:Bilmiyorum. Bunu anlatmak istemiyorum sanırım.

Erkek: Özgür olmalısın

Kız: Bazen beni izlediğin hissine kapılıyorum

Erkek: İzlemek derken ne anlamda ?

Kız: Gün içerisinde

Erkek: Gözlerine bakmam gibi mi ?

Kız: Hayır aynı ortamda değilken mesela sen başka insanlarla sohbet ederken ben başka insanlarla koridorda. Bunun gibi.

Erkek: Yani bilerek mi geldiğimi düşünüyorsun. Takip etmek gibi mi

Kız: Takip etmek değil. Bakmak, gözlemlemek. Odak noktasının ben olması gibi.

Erkek: Seni gözlemlemeye ihtiyacım yok ki zaten çoğu şeyi anlattın bana.

Kız: Tamam

Erkek: İçine dert ediyorsun.

Kız: Rahat değilim.

Erkek: Bu benden mi kaynaklı ?

Kız: Bilmiyorum. Benden de kaynaklı bence

Erkek: Seni seviyor olma ihtimalim seni korkutuyor.

Kız: Evet

Erkek: Eğer sevseydim ne yapardın ?

Kız: Niye böyle şeyler düşünüyorum bilmiyorum.

Erkek: Peki neden korkuyorsun ? Önemli olan bu. Kırmaktan mı , kaybetmekten mi ?

Kız: Biri beni sevsin istemiyorum pek.

Erkek: Farkındayım seninle okulda çok konuşmamamın sebebi buydu. ( Kırmızı hapın acı tadını almaya başlıyoruz. )

Kız: Neydi.

Erkek: Sana karşı duygusal bir şey hissetme tehlikesine karşılık kaçıyordum.

Kız: Evet bence de iyi yapıyormuşsun. ( Hapın boğazdan inişi )

Erkek: Ama hissediyorum bu konuda senden özür dilerim. ( Bir de özür dileyerek sıvadık )

Kız: Hayır özür dileme

Erkek: Daha dikkatli davranmaya özen göstereceğim

Kız: Böyle hareketlerini kısıtlamasını istemem kimsenin bana karşı ama bu bir korku.

Erkek: Aklın karışıyor ve kendini iyi hissetmiyorsun. Bu benim için iyi bir durum değil ben kendimi düşünerek yaşayan birisi değilim.

Kız: Yani evet.

Erkek: Bunlara takılma bu benim sorunum. Artık uyumalısın.

Kız: Uyuyorum o halde

Erkek: İyi uykular

Kız: İyi geceler

Evet beyler gördüğünüz gibi olan oldu zaten geri dönüşünün olması da mümkün değil. Bu olaydan sonraki gün okula gittik ve aynı sınıfta olmamıza rağmen kıza hiç bakmadım bana dönüp baktığında hiç umrumda olmadı. Bir kelime bile konuşmadık. Kız neredeyse ağlayacak gibiydi 1 saat içinde sık sık bana baktı. Okul bittikten sonra eve gittiğimde bana şu mesaj geldi:

Kız: Konuşmayacak mıyız ?

Erkek: Neden bu kadar aklına takıyorsun ?

Kız: Neden mi? Ciddi mi soruyorsun bunu

Erkek: Evet

Kız: Bence bunun cevabını kendin verebilirsin.

Erkek: Ne cevap vermemi bekliyorsun. Seninle güzel şeyler paylaştık sırlarımızı anlattık. Bu yönden bu tepkiyi beklemiyordun bunu biliyorum ama dün beni izlediğini hissediyorum rahat değilim dedin ben de ona göre davrandım.

Kız: Ona göre böyle mi davranmak lazım. Kafanı çevirmek. Özür dilerim bunu söylediğim için ama çok kırıcı geldi fazlasıyla.

Erkek: Konuşmak istemediğimden değil ama öyle rahatta davranamazdım. Benim de senin gibi kendi yarattığım bir duvar var.

Kız: Pekala o zaman. İyi akşamlar diliyorum.

Erkek: Herşey normalmiş gibi davranıyorsun.

Kız: Sana karşı herhangi bir davranışta bulunmadım. Sadece bugün yüzüme dahi bakmadığın için sormak istedim konuşmayacak mıyız diye. Sen de neden öyle tepki verdiğini anlattın kendi duvarlarından bahsettin .

Erkek: Konuşmakta sakınca bulmuyorsan konuşurum bu problem değil.

Kız: Konuşmakta sakınca bulmak ? Ben bunların hiçbirini dile getirmeyi bırak düşünmüyorum bile.

Erkek: Sen tehlike görmüyorsun yani

Kız: Pek çok insanla sohbet ediyorum. Şu an bunu açıkladığıma inanamıyorum mesela. Her sohbet ettiğim insanı tehdit olarak görmüyorum ben. Fakat bugün kafanı çevirdin. Sohbet etmeyi bırak kafanı çevirdin ısrarla.

Erkek: Tamam kırıcı davranışımdan dolayı özür dilerim. ( Asla edilmemesi gereken bir özür. )

Kız: Ben pek ifade edemiyorum kendimi.

Erkek: Ben seni anlıyorum. Bana anlatmana gerek yok gözüne bakmam yeterli benim için.

Kız: Bunu ben istemedim. Ben sadece korktuğum birşeyi dile getirdim. Keşke getirmeseydim. Çünkü bugün sana günaydın bile diyemedim.

Erkek: Sakin olur musun

Kız: Sakinim

Erkek: Demek istediğin herşeyi anladım. İfade etmek istediklerini de o yüzden rahat ol lütfen.

Kız: Ben arkadaşlığımızı çok kıymetli görüyorum.

Erkek: Ben de öyle görüyorum. Bir an öyle düşünmediğimi düşündün ama

Kız: Evet

Erkek: sonuç olarak şimdi nasılsın

Kız: İyiyim tabiki

Konuşmalar gördüğünüz gibi böyleydi. Bu günden sonra herşey normalmiş gibi devam etti fakat bir süre sonra mesajlarıma geç cevap almaya ve devamında da hiç cevap almamaya başladım. Konuşmalarından tamamında ” Meriçliğin ve betalığın zirvesine nasıl ulaşılır? ” sorusunun cevabını almış olduk. İşin kötüsü de bunları yapmamam gerektiğini bildiğim halde yapmamdı bu apayrı birşey. Aslında herşey apaçık ortada. Yapmam gereken şey zaten belli. Kızdan hızlıca uzaklaşmak. Bundan sonraki yorumlar sizlerin.

Konuk Yazar : Secret Child

Saha Raporu – Sadece Tecrübe Et

Herkese selamlar.

Kırmızı hapı alan biri olarak hayatımda yaşadığım değişimlerden bahsetmek istiyorum. Spora başladım kilo verip kas yaptım.
Kitap okudum kendimi geliştirmeye adadım ama her erkekte olduğu gibi porno ve mastürbasyon batağındaydım. Onları azalttım hatta yok ettim. Hayatımın ilk 20 senesi böyle ezik betalıklarla geçti Robert Greene ile tanışmak hayatımı değiştirdi. Haziran gibi kırmızı hapı aldım. Bütün yazıları ve blogları okudum. İngilizcem sayesinde redditi takip etmeye başladım, kendimi çok geliştirdim diyebilirim. Hocamız sağolsun ondan da çok şey öğrendik. Neyse konumuza dönecek olursak , her haliyle değişiyordum ama yürümüyordum kızlara sonra Yetti aq diyip başladım yürümeye.

İnternetten 20 küsür kıza yazdım. 2 tane ile devam etti konuşmamız. En son biri ile muhabbettimizi çok ilerlettim. Cold approach (soğuk yürüme) yaptım.  Cocky funny (ukala – eğlenceli) ile kızı baya etkiledim. Hatta ilk gece konuştuğumuzda baya da güldürmüştüm , bir şeyler içme sözü aldım kızdan. 1 hafta sürdü görüşmemiz internetten. Aynı anda 3-4 kızla beraber görüşüyordum ama paralel olarak (Tabak Çevirmeye başlamıştım).

Muhabbet ederken kızın kesinlikle etkilediğim bir özelliğim vardı. Fazla kendini beğenmiş , özgüveni yüksek biri olmak. Ayrıca kızı baya da şaşırtıyordum. Arada yapılan shit testleri baya tersleyerek savuşturuyordum. Beni test ettiğinde; beğenmediysen defolup gidebilirsin, diyerek ağırlığımı ortaya koyabiliyordum. Bakın bunlar sadece yazışmalarımızda yapılan şeyler. Sinemada öpeceğimi elleyeceğimi falan dedim. Komiktim, piç imajı verdim. Sonra kızı birşeyler içmeye çağırdım. Buluştuk bir yerde ama aslında baya vazgeçecek gibi oldum çünkü kızı uzaktan gördüm ama o beni hiç görmemişti. Tipini çirkin geldi sonra vazgeçtim eve geri gidiyordum ki düşündüm reddedilme korkusu ile ilgili hocamızın yazdığı önemli bir not vardı: REDDEDİLME VE YÜRÜME OLAYLARINI BİRAZ TECRÜBE KAZANANA KADAR DIŞARDA, BAŞKA ORTAMLARDA DENEMEK. OKULUMDAKİ DAHA GÜZEL KIZLAR İÇİN BUNA KATLANMAM GEREKİYORDU.Sonra sikerler amk deyip geri döndüm (Özgüvenimi yıllarca kıran orospu çocuklarını söve söve yürüyerek ) Kızı gördüm merhaba dedim büyük bir ciddiyetle. Sonra bir şeyler içmeye götürdüm onu.

Kızın tipini beğendim, fiziği de gayet iyiydi.

Cool takıldım , kendini beğenmiş hafif egolu modumu sürdürdüm. Aniden gelen sessizlikleri siklemedim. İçeceğimi içip insanları seyrettim kendisi soru soruyordu. Shit testlere karşı uyanıktım yaşımı ailemi falan sordu. Hepsini salladım. Kaç kardeş olduğumuzu da sorunca
KİMLİĞİMİ AL İSTERSEN DEDİM. Genel olarak BAĞIMSIZ EGOLU KARİZMA TAKILDIM. Shitlerin çoğunu savurdum. Sanane lan , Seni ilgilendirmez aq gibi tavırlardaydım ve bunu hem yazarak hem yüzüne söylüyordum.(Barzo erkeklerin belki de en büyük silahı SHİTLERİ HAYVANCA KOVMALARI VE FRAMELERİNİ ÖLÜMÜNE SAVUNMALARI ). Bunu mesajlaşırken de sık yapmıştım (skeptico ya selam çakıyorum buradan BANA KİMSE BİR ŞEY YAPTIRAMAZ HERKESİN AMINA KORUM -skepticonun öğütlediği – modundaydım. Hayatım boyunca sevgilim olmamış aq özgüvenime bakın … )

Bana içeceği bitince sonra “Şimdi ne yapacaz ” diye sorunca sinemaya gidiyoruz dedim .Sinemaya gittik. Hafiften elime dokunuyor gibiydi ama 30 dk sonra kafaya koymuştum öpüşecektim yada elleşme olacaktı kesinlikle. Sonra sarıldık öpüştük alt dudağımı ısırdı aq, göğüslerine dokundum ve elimi içine attım kendisi açtı düğmesini her yerine dokundum. Parmaklarımı ellerimi öptü hatta ısırdı . Amına elimle bastırıyordum titriyordu ,bacaklarını baya açtı. Dakikalarca kasıldığını hissedebiliyordum. Elimi en derinlerle götürdüm (Kaybedenler Kulübü sinema sahnesinin aynısı ) filmi izleyemedim bile zaten. Aşk filmiydi ,her öpüşme yada sevişme sahnesinde kızla yiyişiyorduk. Salon kalabalıktı ama buna rağmen film boyu memelerinin ucunu sıktım.

Öpüşürken çok zevk alıyordu kız gözünü kapatıyordu ama benimki açıktı anlamaya çalışıyordum bu duyguları. Ben zerre zevk almıyordum zerre… Onu okşarken gözlerin defalarca kapattı titriyordu. Ben de sadece nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışıyordum. O da benim sikimi eliyle falan sıkıyordu defalarca. Sonuçta neredeyse film boyunca durmadan yiyiştik. Filmin sonuna doğru öptürmemeye başladı ama yine öpüştük. Film bitti falan bu sefer shit testler gelmeye başladı . Yürürken önümde gidiyordu. Hayırdır amk acelen varsa git dedim sonra durdu koluma girmeye başladı. Bir yere oturmaya gittik birşeyler içmeye.

Göz kontağı kurmuyordum canım istemedikçe , modum devam ediyordu. Esprili küstah şakalar falan yapıyordum sürekli. Sonra işim var dedim yolladım onu. İsmini söylemedi bana ben de ona yalan söylemiştim ismimi. Benden büyük bir hatundu arada devam edecek onunla.

Sonuç Olarak;
1) Mesajlaşmada cinsel imalı hafif şakalar çok önemli
2) Shit testleri kovma için BOYUN EĞDİRİLMEZ
KİMSE BANA BİR ŞEY YAPTIRMAZ AMINA KOR modu önemli
3) Küçük ayrıntılara dikkat et : kızın önden yürümemesine falan dikkat et yada filmin Erotizm çağrıştırması önemli
4) Onu kaybetmekten korkma BOLLUK MENTALİTESİ ÇOK ÖNEMLİ. Tabak çevirme çok önemliyimiş… Şuan hali hazırda 3 kızla daha görüşeceğim mesela hatta birinde kahve içecem evind. Ayrıca gerektiğinde taşağını ortaya koyacak cesareti göster.
5) Hard seks çok önemli kıza ne kadar sert davransam o kadar hoşuna gidiyordu.
6) İplemez OL.
7) FAKE IT TILL YOU MAKE IT!
8) Sniper değil de shotgun tekniği çok önemli.
9) Kız bana baya ukala diyordu ama benden hoşlandı .DEDİKLERE DEĞİL YAPTIKLARA BAKIN.

Öpüşmeyi ve elleşmeyi sevmediğim bir hatunla yaptım ama bana iyi bir tecrübe oldu sadece BLUE BALLS oldum sjjsdm .Zerre zevk almadım ayrıca .Tecrübe çok önemli mesela öpüşmenin tadını aldım ve o kadar da siklemiyorum böyle şeyleri bundan böyle , artık oturup işime bakacağım spor ,ders neyse artık onlarla uğraşacağım.Ama tabak çevirmeye devam edeceğim. Kızlar gelir geçer yaşanan heyecan hep aynı. Önemli olan kendimize yatırım yapmamız ve GELİŞTİRMEMİZ. Hayatım boyunca kendimi şişman çirkin bir ucube olarak görmüştüm ama ilk yiyişme hepsini yok ettiajsjsjsn.

Diyeceklerim bunlar
ÜSTAD SAĞOLUN
KOLAY GELSİN HERKESE

Konuk Yazar : BenLark

Saha Raporu – Tabak çevirme deneyimim

Uzun süredir severek takip ettiğim bir grup yazarın antolojik kitabını ilk önce askerde alıp okumamla birlikte, bende öyküler yazmak isteği doğdu. Hatta ilk öykümü kitabı bitirdikten sonra yazmıştım. Burada da bazen websitesi kısmına yazıp değiştirdiğim oluyor; girip bakanlar hatırlayacaklardır. Uzun süredir takibinde olduğum bu yazarların üç seri kitabını da blogumda çok detaylı şekilde yorumladım. Benim bu yorumlarım, yazarların çok ama çok fazla dikkatini çekti. Önce sosyal medyadan başladı, daha sonra da yazarlarla yine aynı şekilde sosyal medyadan sohbetlere kadar devam etti. Okunduklarının farkında olan yazarların çok hoşuna gitmişti bu durum. Eh tabi, doğal olarak bir samimiyet oluştu zamanla. Yeni çıkacak kitabın Kadıköy’deki lansmanına kesinlikle gelmem gerektiğini ısrarla söylediler. Herşey ayarlandı; bilet alındı, tüm kitap külliyatı çantaya konuldu.

Mekana girdiğimde, yazarların beni farketmesiyle birlikte, masadaki tüm ilgi ve alaka bir anda bana dönüverdi. Yazarlarla beraber fotoğraf ve imza faslından sonra, karakteristik bir MGTOW davranışı olarak, kitaplarımı alıp, bara oturdum ve bir bira söyledim. Tabii bu esnada mekandaki 10/9’luk garson kızın kesişlerine de maruz kalıyordum. Barda yanımda oturan iki kız vardı. İkisi de ciddi anlamda hoş hatunlardı. Ben kitapları karıştırırken, kızlar bir anda dönüp, “pardon, şu kitaplar ilgimi çekti, biraz bakabilir miyim ne hakkında?” diye sorarak, sohbeti başlattı. Onlar da eski Türk motifleriyle ilgili çizimler yapıyorlarmış. Kitaplardan bahsettim. (Tabii burda kitapları gerçekten okumanın avantajı yadsınamaz) Tam ikisiyle de muhabbeti ilerletecekken yazarlardan birisi barda yanıma gelerek selam verdi. Ayaküstü konuşurken tabii ki fırsatı kaçırdım. Ama isteseydim tekrar da muhabbet edebilirdim.

Bir müddet sonra arkamdan bana seslenen iki bayan daha gördüm. Onlarla aynı şehirden olduğumuz ortaya çıktı. Ben konuşurken birinin gözleri içimi delip geçecekti nerdeyse. Sonra Facebook’tan beni ekledi ve blog sayfamı yer imlerine ekledi. Oradaki yazarlardan biri de (üstelik lansmanı yapılan kitabın yazarlarından biriydi) masaya gelerek selam verdi ve oturdu. Öyküler hakkında konuşurken bana bakışlarını farkettim. Ben konuşup, gülümsedikçe liseli kız moduna girip, heyecanlı şekilde kikirdiyordu. Bir başka yazarla daha öncesinden Messenger muhabbeti yapmıştım; ilk başta kendisini tanımadım. Sonradan o yanıma gelip, cilveli şekilde “merhabaaa” deyip “varlığını” belli etti. Sonradan hatıra amaçlı olarak getirilen ufak ajandayı yanıma gelip bıraktı ve “senin de bişeyler yazmanı istiyorum, senin yazman önemli, burda olduğunu hatırlamak için” deyip gitti. Sonra yazarlarla mekandan çıktık. Başka yerde çay içip sohbete devam edildi. Ben konuşurken, bahsettiğim iki bayan yazar da bana bakıyorlardı ve ikisinin de gözbebekleri büyümüştü (bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz). Kalkıldı ve eve döndüğümde iki yazarla da oldukça “samimi” sohbetler ettiğimi de söyleyeyim. Samimiden kastım, erotik ya da cinsel falan değil, yanlış anlamayın. İleri düzey flört içerikli konuşmalardı. İşe dönmem gerektiği için geçen gün dönmek zorunda kaldım. Diğer kitapların lansmanları için de mutlaka gelmemi söylediler. Orada olsaydım ya da daha free olabilseydim sonuçları az çok tahmin edebiliyorsunuz. Tüm bu anlattıklarımın haricinde üç tabak adayımın olduğunu da söyleyeyim.

ErkekAdam biliyor, konum konusunda sanırım haklıydı. Bulunduğum yerde yıllarca tanışamayacağım veya bakıp “sktret” diyebileceğim hatunlar, tek gecede ağzımın içine düşecekti. Yanlış duymadınız, TEK BİR GECE. Geçirdiğim bu güzel akşama istinaden, CPD’min de ortamdaki çoğu sözde marjinal Kadıköy piçinden daha iyi olduğunu da söyleyeyim. Tabak çevirmeyi çok daha ciddi düşünmeye başladım. Tabii bunda gerçekten sağlam bir okuyucu, artı yazabiliyor olmanın etkisi büyük. Yorumu okuyan arkadaşlar; beni bu insanlarla biraraya getiren şeye odaklanın. Yobaz ve muhafazakar bir yerden, Kadıköy’ün göbeğinde, öykülerini okuduğunuz yazar hatunla flörtleşmeye giden bir süreci anlattım dikkat ederseniz.

Kadınsız geçen rahip moduyla karışık MGTOW günlerimde okuduğum tüm kitapların haricinde yazdığım öyküler (yazarların çoğunluğunun da benim yazdığım öyküleri okuduğunu ilginç şekilde farkettim) ve bu insanlarla kitaplar ve ilgili diğer tüm konularda yapabildiğim yorumlar sayesinde oldu, görüyorsunuz. Akboy’ların kalesi gibi olan bir yerden çıkıp, bu bohem ve elegance insanların arasına katıldım ve kesinlikle eğreti durmadım, üstüne tüm ilgi ve alakayı üzerime çektim. Yazarların eski kitaplarını da imzalatmak için getirmem de hepsini şoke etti, belirteyim. Konum önemli. Artık tüm bu yazar grubunca tanınıyor ve biliniyorum. Kendi aralarında benim hakkımda uzunca konuştuklarını da ekleyeyim. Tabak çevirmeye artık olumlu bakıyorum. İmkan ve şartlar dahilinde elinizden geliyorsa denemekten çekinmeyin. O garson kızı az kalsın unutuyordum. Dediğim gibi konum önemli. Çok önemli.

Konuk Yazar : Tristan

Disiplin eşittir özgürlük yazısına yorum …

Disiplin eşittir özgürlük yazısına bayıldım benim fikirlerim de buna paralel.

1) Güzel kardeşlerim duyguyla yapılan hiçbir şeyin sonu gelmez. Çünkü güçlü duygular genelde olumsuz bir olaydan sonra ortaya çıkar.Misal,sınava girmişsindir çok kötü geçmiştir sonra sınav çıkışı gazlanıp dersin ki,ulan yarından itibaren bütün gün ders çalışıp bir daha ki sınav öttüreceğim.Ama sonra ne olur bir gün çalışsın iki gün çalışırsın sonra salarsın.Çünkü hepimiz insanız ve duygularımız sürekli değişir.İşi duygulara döktün mü asla bir iş yapamazsın.Benim bugün moralim bozuk,canım istemiyor,yarın bakarız demek en kolayıdır.Önemli olan duyguları kabullenip işe koyulmaktır.

2) Aksiyon adamı olun güzel kardeşlerim.Çünkü önemli olan işin kendisidir,senin düşüncelerin değil.Örnek vereyim,diyelim sigara içiyorsun ve bırakmak istiyorsun,girdin internete 1 hafta sigaranın zararlarıyla ilgili yazılar okudun ama hala sigara içmeye devam ediyorsan bu kadar araştırıp düşünmenin bir anlamı yok.Düşünmeyin yapın.Ben size düşünmeyin derken düşünmeden hareket edin demiyorum.Yapılacak bir iş varsa düşünmek bu işin yapılmasını sağlamaz.Aksiyon alın.Bütün hafta , kitap okumaya başlasam iyi olur , diye düşünüp kitap okumadıktan sonra kitap okumayı düşünmenin bir anlamı yok,tamamen vakit kaybı.Aynı şekilde spor,aylarca sporla ilgili makaleler,yazılar oku gidip spor yapmadıktan sonra bunların bir anlamı yok.Aksiyon,aksiyon,aksiyon.Teoride çok tatlıdır,pratikte bir boka yaramaz.O zaman da teorinin bir anlamı kalmaz çünkü uygulayamadın.

3) Kendinizi eğitin.Kendinizi eğitmekten kastettiğim şey şudur:Sen hayatında yapmadığın bir şeyi bir kerede mükemmel bir şekilde yapamazsın.Örnek:Hayatında hiç koşuya çıkmadın gaza geldin,ben yarından itibaren günde 20 km koşmaya başlayacağım,dedin.Bok koşarsın.Önde 3-5 km hafif hafif koşarsın 1-2 ay sonra arttırmaya başlarsın.Hayatında hiç düzenli ders çalışmadın.Seneye de üniversite sınavı var,dedin ki, ben yarından itibaren günde 12 saat ders çalışacağım.Bok çalışırsın.Bir defa sen daha önce yarım saat bile oturup ders çalışmamışsın ki bir anda nasıl 12 saat çalışabilirsin.Yavaş yavaş aksiyon alıp,kendinizi eğitin.Bir sefer yaptın diye usta olamazsın.

4) Eğlence dünyası fakirin uyuşturucudur.Fakiri mecazi olarak al.Sabah akşam dizi seyretmek,oyun oynamak,manga okumak,anime seyretmek,film seyretmek senin hayatını daha güzel yapmayacak.Senin el alemin hikayelerini izlemek yerine kendi hayatını tuğla tuğla inşa edip,kendi hikayeni yazman gerek.Steam’de kazandığın achievementların gerçek hayata bir etkisi yok.

5) Asla şikayet etmeyin,sızlanmayın,bahane bulmayın.Bir kere bahane bulursan gerisi gelir.Eğer sen gözünü yükseklere dikmişsen çalışmaktan,emek vermekten gocunmayacaksın.Örnek:Okul birincisi olmak istiyorsan ders çalışmaktan şikayet edemezsin.Diğer bir örnek :Futbolcusun ve kendini Real Madrid’de görüyorsun o zaman antrenman yapmaktan sızlanmayacaksın. Genç kardeşlerimiz belki hatırlamazlar,Sergen Yalçın Türkiye’nin gelmiş geçmiş en yetenekli futbolcusuydu ama yurt dışında oynayamadı.Neden ?Çünkü tembeldi.Yetenek ve zeka çalışmadıktan sonra bir anlam ifade etmez.Diyelim ki piyanoya doğuştan yeteneğin var,ama hayatında hiç piyanoya dokunmadın.O zaman piyanoya doğuştan yetenekli olmadın bir anlamı var mı?

6) Stoacı Epiktetos’un güzel bir lafı vardır çok severim: Önce nasıl bir insan olmak istediğine karar ver,sonra o insan olmak için ne gerekiyorsa yap.Bence çağımızın sorunu tamamen bu.Herkes her şeyin en iyisini hak ettiğini düşünüyor ama o hak ettikleri düşündükleri şey için hiç emek vermek istemiyorlar.

Biraz uzun oldu ama yazı tam benlik ,yorum yapmadan geçmek istemedim, çünkü bütün olay disiplindir başka bir şey değil.

Konuk Yazar : Patorikku

Benim kırmızı hap hikayem

Şuan 20 yaşındayım. Kırmızı hapla tanışalı 1.5 sene oluyor. Tanışma hikayem ise bir çok insan gibi, hard-core betalık içeren 1 seneyi aşkın bir ilişki sonucu boynuzlanma.

Ben bu ayrılık döneminde sürünürken, arkadaşımın bir şey buldum deyip bana theycallmealpha.com sitesini atmasıyla red pill kavramını duydum ilk. Daha sonra ekşi sözlükte skeptico‘nun entrylerini keşfetmemle devam etti. İngilizce bilmediğim için orjinal hiç bir yazıyı okuyamıyordum. Bilgim çok fazla kısıtlıydı ama skeptico sayesinde en azından temellerini, neler yapmam gerektiğini öğrenmeye başlamıştım. Sonra diğer yazarları keşfetmem ile süreç hızlandı. En son da Erkekadam’ı keşfettim. İçerikleri gördüğümde çok sevinmiştim çünkü okuyamadığım yazıları çeviriyorlardı.

Aslında istediğim kızları etkileyip onlarla beraber olabiliyordum fakat işi sekse götürme oranım çok düşüktü sevişmenin ötesine geçemiyordum çoğu zaman. Uzun süreli ilişkileri yürütmeyi süre olarak başarsam da her zaman betalaşıyordum, shit testlerde hep çakıyordum. Feminen masallara çoğu cinsim gibi bende kanmıştım. Kızlar dışında, hayat amaçlarım da zayıftı, kendimi geliştiriyordum fakat yetersizdi. Vizyonum dardı.

Kırmızı hapla lisenin son sınıfına başlamadan önceki yaz ayında tanıştım. Ortalamanın çok altı kalitede bir lisede okuyodum ve bir sene sınıfta kalmıştım. İte kaka hiç bir şey öğrenmeden lise sona kadar gelmiştim. Bunları o an fark etmiştim ve ilk hedef olarak kendime üniversiteyi kazanmayı koydum. Dershane, özel ders vs. gibi opsiyonlarım yoktu ailemin durumundan ötürü ama kırmızı hapta bir erkeğin sızlanmasına, suçu başkasına atmaya yer yoktu. Bende youtubeda bana yardımcı olabilecek eğitim kanallarını belirleyip, 10 aylık bir çalışma planı çıkardım kendime. Ailem dahil hiç kimsenin benden bir umudu yoktu, okuldaki hocaların hepsi benden bir halt olmayacağından hem fikirdi. Test çözdüğümü gördüklerinde gülüyorlardı. Aldırış etmedim ve ham 30 bin sıralama yaptım. İstediğim çoğu üniversite ve bölüme puanım yetiyordu, okulumdaki herkesi sollamıştım. O bana gülenler, ailem hepsinin saygısı bana birden yükseldi. Bu benim ilk zaferim oldu. Tabi o dönem sınava hazırlanırken öğrendiğim az buçuk bilgi ile de 6-6,5 puan falan sayılabilecek bir kızı 1 seneliğine sınav stresi, kafa boşaltma, rahatlama gibi ihtiyaçlarım için düzenli seks için elimde bulundurmuştum. Bu da uzun süreli bir ilişkide hep dominant olup, her şeyi elimde tuttuğum, yönettiğim ilk ilişki ve kız olmuştu.

Üniversiteye geçtiğimde artık diğer eksikliklerimi kapatmaya yöneldim. Giyim tarzımdan, konuşmama, davranışlarıma, düşünce yapıma, bakış açıma, vizyonuma, kariyer hedeflerime kadar her şeyi değiştirip en iyi hale getirmek için çalışmaya başladım. Okulda uygulama birimlerinden birinde mesleğimle alakalı çalışıp, az da olsa para kazanıyorum. Dış görünüşüme verdiğim önemle, işimde ki başarıyla hem hocalarımın hem okuldakilerin saygısını kazandım.

Düzenli olan bir ilişkim var şuan her zaman olmasa da %80 olarak istediğim şekilde ilerliyor. Tabak çevirmeyi de ihmal etmiyorum bu sırada. Hayatımın merkezine kendimden, hedef, değer ve amaçlarımdan başkasını koymuyorum. Bana bir şey katmayacak şeylerden uzak duruyorum. Bunları yaptıkça da istediğim her şey ayağıma geliyor. Kendini iyi hissetmek nedir, özgüven nedir, özsaygı nedir bunları öğrenmek hayatıma çok büyük şeyler kattı.

Hala çok fazla eksiğim olduğunu biliyorum. kırmızı hapı sadece kız tavlamak için okumadım hiç bir zaman. Okusaydım da başarılı olamazdım eminim ki, çünkü o bilgiler senin donanımınla hayata geçip işe yaracak şeyler bence. Bildiğimden emin olduğum tek bir şey var ki, 1.5 sene gibi bir sürede beni getirdiği nokta çok çok fazla. Umarım o hapı tamamen sindirebilirim bir gün.

Çok dağınık ve gereksiz şeyler yazmış olabilirim, iyi bir yazı olmamış olabilir. Sadece sizinle paylaşmak istedim. Bu siteye emek veriyorsunuz ve az da olsa emeğinizin karşılığını aldığınızı bilmeniz için yazdım. Teşekkür ederim bütün yazarlara ve siteyi kuran herkese, minnettarım.

Konuk Yazar