Kırmızı hapla gelen dırdır

Erkeklerin çoğu, kırmızı hapı yuttuktan ve davranışlarını buna göre değiştirdikten sonra, kız arkadaşlarının ya da eşlerinin bunu takdir edeceğini ve kendi dominant davranışlarına boyun eğip, mutlu mesut bir geleceğe yol alacağını düşünür. Maalesef, birçok erkek, bunun böyle olmadığını tecrübe ile görür.

İlişkiye feminen erkek çerçevesi ile girmiş birinin eşi / kız arkadaşı, kişinin maskülin benliğini ortaya çıkarmasına her zaman olumlu tepki vermeyebilir. Bu kadın, alıştığı hayat tarzının devamını isteyecek ve erkeği eskisi gibi feminen davranmaya zorlayacaktır. Ama biliyorsunuz ki kadın bu konuda ne yaparsa yapsın onu dinlememelisiniz.

Eğer kadınınız sizin erkek gibi davranmanızdan rahatsızsa ve özellikle de sizin yeterince / eskisi gibi duygusal ve duyarlı olmadığınızı söylerse, oturup ona kırmızı hap öğretisini de açıklamaya kalkmayın. Ve Allah aşkına sakın kadına “bak güzelim sen kadınsın, dominant davranıyorum diye dırdır ediyorsun ama inan bunu sen de seveceksin” tadında açıklamalar yapmaya kalkıp komik duruma da düşmeyin. Kırmızı hapı gerçekten yuttu iseniz kadınların asla tam açıklık istemediklerini, tam açıklığın feminen bir özellik olduğunu ve kırmızı hapı bile tam açıklarken kadının gözünde beta duruma düşeceğinizi bilmeniz gerekir.

Kadına söylemeniz gereken tek şey, SİZİN BÖYLE BİRİ OLDUĞUNUZ VE DEĞİŞMEYECEĞİNİZ. Açıklama yok. Açıklamaya kalkarsanız yanlış yaparsınız. Hatta bu konuyu tartışmak da yok. Çok büyük yanlış. Özür dilemek yok. Bu daha büyük bir yanlış. Bu konuda kavga etmek. En büyük yanlış!

Bu siteyi okuyanların çoğu genç ve bekar. Sizin için iş kolay. Kız arkadaşınızı birkaç kez bu şekilde geçiştirdikten sonra, eğer hala dırdıra devam ediyor ise, şunu söyleyin : “eğer bu durum hoşuna gitmiyor ise, bu ilişkiyi bitirebiliriz”. Ve bu laftan sonra da açıklama yok, özür yok, kavga yok. Bu lafı söyledikten sonra konuyu kapatın. Eğer susmanız gerekiyorsa susun.

Eğer kadın bu topa girer ve ilişkiyi bitirirse durumu onaylayın ve kıza “iyi şanslar” dileyin ve ayrılın. Siz yelkenleri suya indirip peşine düşmezseniz muhtemelen geri dönecektir ama dönmezse de sizin için ayrılık, erkek olmanızı kabul edemeyen bir kadınla beraberlikten daha hayırlıdır.

Olmak istediğiniz biri olduğunuzdan dolayı kimseye açıklama borçlu değilsiniz. Kimse için, olmak istemediğiniz biri olmak zorunda değilsiniz. Neden olmanız gerektiği gibi maskülin olma yoluna girdiğinizi biliyoruz, gereğinden fazla acı çekiyordunuz. Neden bu yola zaman ayırıp kendinizi değiştirdiğinizi de biliyoruz. Zira bu sizin hayatınızın olması gerektiğinden daha fazla izdıraplı olmasını önlüyor. Odakta siz varsınız ve şimdi size aşağıdaki yazacaklarım çok bencilce gelecek ama emin olun değil :

Sizin için öncelik sizsiniz, sonra varsa çocuklarınız ve sonra kız arkadaşınız / eşiniz.

Nasıl ya? Çocuklarımı kendimden önemli saymam gerekmez mi diyebilirsiniz. Ama emin olun böyle romantik duyar kasmalarının çocuklarınıza bir yararı yok. Kendi potansiyelini en tepeye çıkarmak yerine hayatını çocuklarının ihtiyaçlarına adayan bir erkek, çocuklarına iyilik yapıyor gibi hissedebilir ama kendisini daha yukarı çekerek çocuklarının geleceğini de daha iyiye çekeceğini hesaba katmadığından aslında kötülük yapıyor da olabilir. Çocuklarınız size bağımlı ve o nedenle de kendinize çok iyi bakmalısınız ve odaklanmalısınız. Kendini yüzde 100 ihmal edip hayatını ailesine adayan ve 40lı yaşlarının sonunda kalp krizi ya da beyin kanaması ile aniden ölüp, daha 15 yaşında bile olmayan çocuklarını ortada bırakan ne kadar çok erkek var bilseniz!

Neyse konumuza dönelim. Kadınınız eğer daha maskülin olmanızı protesto ediyorsa, buna kesinlikle duygusal bir tepki vermeyin. Kadın sadece erkeğin kontrolünü yeniden eline almaya çalışıyor. Çoğu kadın bir yerde erkeğin buna boyun eğmeyeceğini anlayıp bu dırdıra bir son verir. Hatta çoğu kadın, bir süre dırdır ile sizi shit teste çeker ve boyun eğmediğinizi görüp size daha bağlı olarak geri döner.

Şu uyarıyı da yapmamız lazım : kırmızı haplıyım diye hayat boyu seni seviyorum demeyeceğim, çiçek almayacağım ya da romantik birşeyler yapmayacağım sanan bir erkeğe dönerseniz, o dırdırın tek sebebi sizin maskülin olmanız değil, daha çok Erkek Adam olayım derken erkek ayıya dönüşmenizdir. Bu tür romantik jestleri yapmanız gerek ama feminen erkeklerden farklı olarak, siz istiyorsunuz diye, kadın ya da toplum zorluyor diye değil. Mesela 14 Şubat Sevgililer günü kepazeliğinde hediye falan almayın zira bu sizden beklenen birşey ve almanız boyun eğmeniz demek. Ama 2 hafta öncesi ya da sonrası bir romantik süpriz yapın. Öncesi daha iyi, zira sonrası sanki siz 14 Şubatta kendinizi affettirmeye çalışıyorsunuz gibi görünür.

Eğer maskülin davranışları kadın dırdırı ile bırakıyorsanız ise var halinize. Kadına sizi istediği zaman kontrol edebileceğini gösterdiniz.

Şimdi evli ve çocuklu kardeşlerimize gelelim. Kırmızı hap ile fişten çekildiğinde kendini mavi hap mantalitesi ile girdiği bir evlilikte evli ve çocuklu bir halde bulmak sanırım, fişten çekildiğinizde olabileceğiniz en kötü durumdur. Üstüne hem sizin içinizi dışınızı bilen bir hatun ile berabersiniz, hem de sizin erkekliğinizi devlet zoru ile götünüze nafaka ve iştirak nafakası şemsiyesi olarak sokup açacak bir belgeye imza atmışsınız.  Sizin işiniz daha zor ama yine de kadının dırdırına boyun eğmeyin. Umarım evlendiğiniz kadın, artık daha çok kadının olduğu gibi erkeklerle ilişkisi bozuk ve ruhen hasta biri değildir. Eğer böyle değilse, çoğu erkek gibi evliliğinizde düzelme göreceksiniz. Ama eğer kadın bu tip bir hasta ise, masküliniteyi şeytani bir tiranlık olarak algılar ve buna çok sert bir tepki gösterir. Bunlar babaları ile ilişkileri kötü kadınlardır genelde. Sizin yine masküliniteyi bırakmamanız lazım ama bu tip bir kadınla evliliğin çirkin olmayan bir şekilde bitmesi pek mümkün değil.

Madonna Fahişe Kompleksi

Bugün Ekşi Şeyler’de Erkeklerin; Sevdiği Kadını Masum, Birlikte Olduğu Kadını Kötü Olarak Sınıflandırması: Madonna Fahişe Sendromu adlı bir yazı gördüm. Modern toplumun kadın ve erkeklerin cinsel stratejileri konusundaki iki yüzlülüğünü en güzel ortaya koyan bu konuda bir kaç kırmızı haplı şey yazmak istedim.

Yazar, Madonna Fahişe Kompleksini (buna kompleks derler aslında bunu nedense sendrom diye değiştirmiş) şöyle anlatıyor :

daha çok orta doğu gibi, cinselliğin bir tabu olarak yaşandığı halklarda görülen, bireyin cinsel birleşmeye ergenlikten itibaren kötü ve ayıplanacak bir durum olarak bakmasından ortaya çıkan hastalıktır.

Hastalık yaftası önemli. Daha önce Erkek Cinsel Dürtüsünü Hastalık Haline Sokmak yazısında bahsettiğimiz duruma benzer ve aynı şekilde hastalık diye yutturulmaya çalışılan birşey bu olay.

Madonna Fahişe Kompleksi nedir? Çok kısaca Alfa Siker Beta Öder‘in erkekteki karşılığıdır.  Erkekler uzun süreli ilişki için Madonna ararken (Madonna burada Azize anlamında, şarkıcı Madonna değil) kısa süreli ilişki için “orospu” arar. Kadınların uzun süreli ilişki için “beta öder baba” ararken, kısa süreli seks ve tohumlar için “alfa erkek” aradıkları gibi. İkisi de aslında bu özellikleri idealinde tek kadında / erkekte bulmak ister (erkek örneğin kadınının yatağında orospu gibi olup dışarda azize gibi olmasını isterken, kadınlar kocasının hem sağlayıcı hem de alfa serseri olmasını ister).

Bu ikili özellikler tek kadında / erkekte aynı anda bulunmadığı için kadınlar kısa süreli zevki alfalarla yaşamaya ve idealinde onlardan çocuk yapmaya; kendilerine ve çocuklarına bakmaya beta bulmaya meyillidir. Aynı şekilde erkek de bakire bir kadınla evlenmeyi hayal eder ama kenarda “yollu” dilberlerle kısa dönemli vuruşa meyillidir. (Gerçek erkeklerden bahsediyorum, feminenleşmiş sünepeler bu kaka dürtüyü kendi kendilerine başarıyla bastırırlar).

Eğer Alfa Siker / Beta Öder hipergaminin erkeklerde bir karşılığı var mı diye merak ediyorsanız, bu “kompleks” dedikleri dürtüdür.

Modern toplumun ikiyüzlülüğü şu : Geleneksel toplum erkeğin madonna – orospu dürtüsünü ve evliliğine paralel kaçamaklarını “erkeğin elinin kiri” diye yaftalayıp, kadının hipergamik dürtüsünü ağır cezalandırıyordu. Şimdi hipergami gayet doğal iken erkeğin dürtüsü hastalık olarak pazarlanıyor.

Madonna Fahişe Kompleksi böylece, erkeğin evinde karısı varken dışarıda yollulara yürümesini de engeller. Erkeklerin kadınları “evlenilecek kadın \ eğlenilecek kadın” olarak ayırmasını kötüler. Son zamanlarda bu propogandanın daha iğrenç kullanımı da, erkekleri alfa siker beta öder denklemindeki ödeyen beta olmaya itmek : kadın 20lerinde fahişe gibi yaşasa da, 30larında tövbe edip azizeye(!) dönüşeceğinden (!!), onun bu değişimini kabul edip, iyi bir anne ve eş olacağına inanmasını beklemek ve bunu yapmıyorsa da onu ayıplamak. Bu dinamiğe Bekleyen Betalar ve En İyisini Sona Saklamak yazılarımızda değinmiştik.

Neyse hadi iyisiniz. Beta yığının Ekşi Şeyler’i varsa, sizin de Kırmızı Şeylerimiz var 😀

Maskülen benliğini geliştirmek

Storm, Kadınları para ile elde etmek yazısında sormuş :

Senin deyiminle “kendi maskülen benliğini geliştirmek” nasıl olacak?

Bu konuda kitap yazılır aslında ama bir yazıya sığdırmaya çalışayım. Maskülen benliği geliştirmek, aslında kırmızı hap öğretisinin temel amaçlarından biri. Bu sadece kızlara yürümek için değil, hatta kırmızı hap için kızlara yürümek yan ürün olmaya başladı. Bir erkeğin maskülen benliğini geliştirmesi, hayatının merkezine kendisini koyması ve kararlarını kendini, isteklerini ve duygularını odağa koyarak vermesi ve daha başarılı bir insan olması için yapması gereken birşey.

Birinci olarak, ikinci olarak, , üçüncü olarak vs. vs. kendinize odaklanın. Sonra kadınları düşünün.

Kırmızı hap çok fazla teorik bilgi içeriyor gibi görünse de, maskülen benliği geliştirmek için pratik olarak ortaya çıkan yok haritası çok karmaşık değil. Sadece yapması zor ve disiplin isteyen birşey ve bu nedenle birçok erkek böyle bir yola gireceğine kolay yol ya da mucizevi bir hap arıyor.

Maskülen benliği geliştirmek için yapılması gereken ilk şey, bu benliği kendi kendinize bastırmanızı sağlayan safsatalardan kurtulmaktır. Bu zihinsel detoks için bir tur Rollo Tomassi Türkçe çevirisi serimizi okumanız ve anlamanız, işin çoğunu halledecektir.

İkincisi ise hemen Kırmızı Hap Öğretisinin pratiğine başlamaktır :

Birincisi ve en önemlisi ağırlık kaldırmak.  Ağırlık kaldırın, kardiyoya asıl amaç değil. Evet şişmansanız zayıflamanız lazım ama spor salonunun asıl verdiği şey adeleler değil testosteron

İkincisi, iyi ve sağlıklı beslenin ve iyi uyuyun. Sabahlara kadar parti yapmak, hamburgerle beslenmek ve bira fıçısına düşmek 20lerin ilk yıllarına kadar yapılabilir ama sonrasında tamamen erkekliğinizden yer. 

Üçüncüsü, eğer çalışmıyorsanız, kendinize bir iş edinin. Eğer boktan bir işiniz varsa daha iyisini bulun. Eğer işiniz iyi ise ve siz bir süredir yükselmiyorsanız, işte yükselmenin yollarını arayın.

Bazen kırmızı hap pratiğini yoğun uygulamanız gereken bir sürece ihtiyacınız olabilir. Buna camiada Rahip Modu derler. Hank Moody bu konuda şu yazıları yazmıştı, bunları uygulamanız maskülen benliğe hızlı bir geri dönüş sağlamak için çok önemli : Rahip Modu (Monk Mode) – Giriş, Gelişim ve Hatunlarla İletişim.

(Hatunlarla İletişim konusunda birçok kırmızı haplıdan ayrıldığımızın farkındayız. Kırmızı hapın kanaat önderlerinin önemli bir kısmının felsefesi, “siz kırmızı hapın gereklerini, yatırımlarını yapıp erkek egemenlik hiyerarşisinde yükselin, kızlar size zaten gelecektir”dir. Biliyorum çok fazla basitleştirdim. Kırmızı hap öncesi PUA takipçiliğinden gelen kol ise, kızlara aktif olarak yürümenin, bu olayın önemli bir parçası olduğunu düşünür. İki yoldan hangisini seçtiğiniz önemli değil ama biz burda ikinci kola daha yatkın olarak yazıyoruz.)

Bir sonraki adımda çerçeveyi korumayı ve dominant olmayı hayatınızın bir parçası haline getirin. Testosteron bunun için önemli ama sadece spor ve iyi beslenme ile yeterli testosteron seviyesine çıkamazsınız. Hareketleriniz ile de testosteron salgılamanız lazım.

Çerçeveyi korumayı ve dominant olmayı başaramayan erkeklerin en büyük problemi, bunu sadece kızların önünde yapmaya çalışmalarıdır. Kızlar etrafta yokken bile çerçeveyi ve dominant zihniyeti sürekli pratik etmeniz lazım. Bunun için de bu iki özelliğe sahip bir adamın vücut dilini, bilinçli bir çaba ile göstermeniz lazım.

Çerçevesi ve dominant karakteri sağlam bir erkek rahat, yavaş, kendinden emin ve yumuşak şekilde hareket eder. Bunlara sahip olmayan bir erkek ise tedirgin, hızlı, ürkek ve sert hareketler yapar. Bu gerçeği hemen hemen herkes bilir. Çok az kişinin bildiği ise, insanın ruh hali ile hareketlerinin birbirini iki yönlü etkilediğidir.

Şimdi bunu dikkatli okuyun :

Maskülen bir ruh hali ile maskülen erkek gibi hareket edeceğiniz gibi, maskülen bir erkek gibi (rahat, yavaş, kendinden emin ve yumuşak) hareket ederek, ruh halinizi maskülene çevirebilirsiniz.

Nasıl? Yapana kadar yapıyor gibi yapmak yazımızda açıkladık :

Bizim duygu diye hissettiğimiz şeylerin hormon salgılanması ile alakalı olduğu artık bilinen birşey. Yeni yeni keşfedilen şey ise hareketlerle hormon salgısının değişebileceği ve bunun da duygu yaratabileceği. Belgeselin aşağıdaki Fake It To Make It (Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak) bölümünde, alfa maymun hareketleri yapmanın (örneğin kollar havada açık V duruşu) testosteron seviyesini 20% arttırdığı ve tam tersi itaatkar ve boyun eğer hareketlerin ise 10% azalttığı verisinden yola çıkarak bir deney yapılıyor.

Testosteron, erkeklik hormonu ve yüksek seviyeleri erkeklerin egemenlik ve hırs dürtüsü ile alakalı. İşin ilginci, bu tür özgüven hareketleri sadece testosteronu arttırmak ile kalmıyor, kortizol seviyesini de (stres hormonu) azaltıyor. Bu da alfa erkekliğin sadece agresif bir hırsla değil, stres karşısından serinkanlı bir şekilde davranmayla da ilişkisini açıklıyor.

Maskülen erkeğin hem dominant hem de rahat olması, bu iki hormonun etkisi.

Eğer doğal olarak maskülen ve rahat biri değilseniz, bunu pratik etmek için bir kadının yakınında olmayı beklemeyin. Gündelik hayattaki, sıradan şeyleri maskülen ve rahat bir şekilde yapın. Hızlı yemek yiyen biri iseniz, yavaş yemek yeyin, lokmalarınızı yavaş ve sonuna kadar çiğneyin, koltukta tek başınıza otururken bile alfa oturun, her zaman sırtınız dik, göğüs ilerde ve omuzlar hafifçe geri yürüyün, vs.

Bir kıza yürürken, ne dediğinize ve nasıl dediğinize dikkat ettiğiniz kadar vücut dilinize de dikkat edin. Ağır, sakin ve rahat bir şekilde hareket edin, kıçınızda kurt varmış gibi kıpırdanmamaya özen gösterin.

Ve bu çok önemli : ruhunuzu aşk temalı diziler ve romantik komediler ile zehirlemeyi bırakın. Hayatının kadınını, hayatının odağı yapan erkeklerin “kahraman” olduğu bu tür senaryolar, siz fark etmeseniz de sizin kadın – erkek ilişkilerinde beta çukuruna batmanıza oldukça yardımcı oluyor.

Aynı şekilde aşk şarkısı dinlemeyi de bırakın. Hele hele kendini terk eden kadının ardından salya – sümük ağlayan adam arabeski ve kuyruk acısı ile kadına lanetler yağdıran adam protestinden uzak durun.

İlişkiler konusunda, zihin yapınızı ONEitis‘ten kurtarıp, bir sonrakine ayarlayın. Bir erkeğin gücünün opsiyonlarından ve kendine opsiyon yaratma kapasitesinden geldiğini unutmayın.

Bunları yaptığınız zaman, maskülen benliğiniz kendiliğinden gelişir, merak etmeyin. Başka bir açıdan aslında maskülen benliğiniz içinizde fakat sizi feminen yapan sosyal koşullamanın altında gömülü. Tek yaptığınız, onun üstündeki enkazı kaldırmak ve onu açığa çıkarmak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Hipergamiyi lehine kullanmak

Bolluk zihniyetinin dorukları  yazısında dreex şu yorumu bırakmış :

hocam selam, ben bu bolluk zıhnıyetını kendıme asılamak ıcın suan kendı sevıyemın altında gordugum 3 farklı kızla takılıyorum. 3 ude 10 uzerınden gozumde 4-5 lık kızlar. Bunlardan ıkısı ile fbyım istediğim zaman sevisebılıyorum …

Orada yazdım ama yorumlarda kalmasın diye buraya aktarıyorum zira bu önemli. Hipergami hakkında o kadar yazıp çizdik ve bunu da genelde erkeklere uyarı olarak yaptık. Dedik ki, kızlar statü olarak kendilerinden aşağıda erkeklere ilgi duyamazlar o nedenle ilişkiye girince salıp kendi statünü düşürme, hipergaminin farkında ol, riskleri bil, alfa siker beta öder denkleminin sağ tarafı olma, vs … Oysa hipergamiyi bilmenin bir yararı da, nasıl çalıştığını bilirsen, yararına kullanabilecek olman.

Skeptico Kızlarla Özgüvensizlik Problemi Nasıl Aşılır? yazısında yazmıştı :

Erkekler için reddedilmeleri azaltmak içinse sürekli söylediğimiz Hipergamiyi tatmin etme hadisesi var. Yani yazdığınız kızın hipergamisini ne oranda tatmin ediyorsanız o kadar az reddedilirsiniz. Maslak plazalarda beyaz yakalı olarak çalışan hafif kilolu 170lik erkek Levent Zorlu center’da gezinen manken kızlara yazdığı zaman reddedilecektir, ama Bağcılarda kafede kızlara yazsa daha az reddedilecektir. Hipergamiyi kendi avantajınıza çevirin – kendinizi her açıdan geliştirerek hiyerarşide yukarı tırmanmaya böylece reddedilmeyeceğiniz karşı cins havuzunu mümkün mertebe büyütmeye çalışın.

Katılıyorum.  Hipergamiyi kullanmanın bir yolu, kendini geliştirerek erkek egemenlik hiyerarşisinde daha yukarı çıkmak. Böyle yaparak, kendinize daha geniş bir avsahası yaratırsınız.

Hipergamiyi kullanmanın bir başka yolu da, kendi rahat alanından, sosyal çevrenden çıkarak, statünün daha yüksek olduğu alanlarda avlanmaktır. Bize mesaj atan arkadaşların çoğu kendi sosyal çevresinde avlanıyor. Bu çok kısıtlı bir av sahası ve eğer kızlarla başarılı değilseniz, sosyal statünüzün lehinize çalışacağı ortamlarda avlanın. Üniversite öğrencisi iseniz üniversite mezunu olmayan ve o yaşlarda çalışan kızlara yürüyün. Ya da örneğin 25 yaşında işi, arabası olan bir adamsanız ve Maslak’da Plaza hatunlarına hitap edemiyorsanız, gidin 20 yaşında, aynı yaşta akranları ev, araba ve maaşın getirdiği rahatlıklar sağlayamayacak üniversite öğrencilerine yürüyün.

The Last Samurai şöyle bir yorum yapmış :

Benim tavsiyem; ligini yükseltmeye başla. Rahibelerle de uğraşma (eğer çok sıradışı bir fantazin yoksa). Bir erkeğin zamanı değerlidir.
Rastgele “Day game” olayına gir. Tinder kullan. Daha üst seviyelerde yeni tabaklar edin.

Katılıyorum ama 2 tane uyarı koyacağım :

1) Ligi hemen başında yukarda tutmak ama elinde tabak yokken geleni HB7 değil diye reddetmemek lazım. Yani hedefi başından yukarda tutun ama HB 5 – 9 arasına yürüyün, 5 – 6 değil.

2) Burada dreex’in bahsettiği spesifik kızları bilemem ama özellikle kızlarla başarı geçmişi olmayan erkekler HB seviyelerini çok karıştırıyor. Tamam HB görece bir kavram, özellikle erkeğin kendi CPD‘sine göre göreceli değerlendirilen birşey.  Ortalama bir erkek HB7 ve üstü olmayan kızlara bakmama ve HB 6.5 görse HB 4.5 görme eğiliminde. Öyle adamlar var ki, İrina Shayk’dan aşağı olmaz diye diye yıllarca ellerine kadın eli değmez. Benden söylemesi, kriterleriniz olmasın demiyorum hatta olsun. Ama yıllarca yalnız gezip, ellerinizde nasırlar, gözünüzde yaşlar denize doğru sigara tüttürmek size ne kadar çekici gelirse gelsin, biraz büyük de olsa çıplak kalçalara yaslanıp uyumak, çok daha iyidir.

Altı üstü bir adam olacaksın

Aşağıdaki Tweet’i görünce aklıma Okan Bayülgen’in “adam ol” temalı virtue signalling (duyar kasma) şaheseri geldi. Zira bu zihin yapısı (ya da zeka geriliği mi desek) kadınlara özgü değil :

 

Okan Bayülgen’in akıl dolu (!) sözleri şunlar :

 

Geçenlerde 12 saatlik bir uçuşun son saatinde, uçağın sol motoruna bakarken birden yine kafama dank etti. Bana arada böyle geliyorlar ve nasıl bir teknolojik mucize içinde yaşadığımızın farkına varıp şaşırıyorum. Kocaman bir Boeing 777, içinde neredeyse 300 kişi okyanus üstünde uçuyor. Bu aletin 2 adet turbofan jet motoru, tam 11 saattir hiç durmadan çalıştı, ki ciddi bir fırtına içinden de geçerek, ve bugün aynı şekilde 12 saat daha çalışacak. Uçaktaki sayısız sistem gibi. Ve o saatte havada olan 5,000 uçak gibi (ABD uyandığında havadaki uçak sayısı 10,000’e ulaşıyor). Bu devasa sistemi tasarlayan, yapan ve yürüten orduyu düşünün. Sadece pilotları, hostesleri ve havaalanı görevlilerini değil. O uçağa, motorlarına ve yerdeki radarlara servis yapan on binlerce kişiyi de. Ezici çoğunluğu erkek olan bu ordunun neferleri Mr. Bayülgen, diğer tüm sistemleri mucizevi bir şekilde saat gibi çalıştıran adamlar gibi, emin ol altı üstü adam olmaktan çok daha fazla şey yapıyorlar.

Altı üstü bir adam olacaksınmış. Son zamanlarda, özellikle feministlerde ve onların feminen işbirlikçilerinde bu inanılmaz körlük (ki bir çoğunda kötü niyetli görmezden gelme aslında) başladı. Bu kar taneleri, süper marketten aldıkları mısır gevreğinin, iyilik perilerince raflarda yaratıldığına, duyar kastıkları bilgisayarlarını taktıkları fişteki elektriğin doğal kaynağından evlerine ulaştığına inanıyorlar sanki. Fındık fındık sıçtıkları pembe boklarını evlerinden uzaklaştırsın diye çektikleri sifonunu suyu, kanalizasyon sistemi, vs … bunların kendiliğinden çalıştığını düşünüyorlar.

Bu kar taneleri gezmese de görmese de, fildişi kulelerinde yiyip içip sıçtıkları rahatı sağlayan petrolün, elektriğin, suyun, tükettiğimiz malların hemen hepsinin üretiminden, bize ulaştırılmasına, servisinden, tamirine tüm işleri yapanların ezici çoğunluğu, şeytani ataerkil sistemin, pis maskülin minionları olan erkekler. Arada bir, bir maden çöküp, bir gaz tesisi patlayınca duyar kasmak için kararmış suratlarını paylaşsalar da, sonra duyar kasma puanlarını toplar toplamaz unuttukları ve aslında da zaten hiç de umurlarında olmayan erkekler.

Feministlerin son on yılda dillendirmeye başladığı artık erkeklere ihtiyaç yok fikri o kadar embesilce ki. Erkekler olmasa, klimalı / ısıtmalı ofislerinden çıkıp, Kuzey Buz Denizideki petrol rafinelerinde, ellerindeki parmakları kaybetme pahasına kendileri ve erkek feminist işbirlikçileri çalışacak sanki. Çünkü bu nadide çiçeklerin tırnakları kırılmasın diye dikkatle marşına bastıkları arabalarının petrolü, o zehirli maskülinite sembolü erkekler olmazsa, okyanus tabanından kendiliğinden çıkmayacak.

(BONUS = Feministlerin altın kuru, popon rahat ofis işleri dışındaki işler için bir kere bile “neden bunlarda yeterince kadın yok!” diye çığırttığını duyduk mu? Duymadık tabii ki.)

Bu kartanelerinin farkında olmadığı, şeytani diye kakaladıkları ataerkil sistemin, bütün bu devasa modern makineyi çalıştıran sistem de olduğu. Onu yıkarken, modern dünyayı da yıkmakta olduklarının farkında değil. Bu makinenin ne kadar büyük bir mucize olduğunu ve yıkılırsa nasıl bir barbarlık içinde kalacağımızı unutmayın.

Aklımıza Rollo Tomassi‘nin şu sözleri geldi :

 

 

 

Yörüngeye kameralar önünde fırlatılan uydu erkek

Bir kadının erkek arkadaşı ve kız arkadaşları vardır. Bir kadının erkek arkadaşı değilseniz, kız arkadaşısınız.

Uydu erkek (ya da Umut Sarıkaya’nın Türkçeye kazandırdığı ismi ile meriç), erkek dünyasında en çok yerilen ama ezici çoğunluğun yine de içine düştüğü bir durum. Bu konuya biz de çok değindik ve mekanizmasını az çok anlatmaya çalıştık. Meriç, sadece kendisine değil, kadınları karşılıksız ilgiye boğarak kadın milletinin ruhunu, kişiliğini bozduğu için tüm erkek milletine kötülük eden bir mahlukattır.

Dün kiss cam’de alfa kurtların nasıl davrandığını göstererek, alfa erkeklere örnek vermiştik. Şimdi de kiss cam’de koca bir ülkenin gözü önünde yörüngeye fırlatılan şu aşağıdaki merice bakalım.

 

3 … 2 … 1 … and lift off! 😀

Kimsenin görmediği bir yerde uydu erkek yörüngesine fırlatılmak zaten taşaklara iyi bir tekme etkisi yaratır, ama böylesi … erkeğin ruhundaki masküliniteyi söker atar 🙁

Bu elemanın vücut diline ve özellikle de suratındaki gülüşe bakın. Bu sahibinden bir dal muz almış sirk şempanzesi sırıtışı, iyi çocukların güzel kadının yanında olmakla bile sergiledikleri bir kepazeliktir. Vücut dili ile ilgili biz yazmayalım. Size bolluk zihniyetinin doruğundaki alfa kurtlarla karşılaştırın. Alfa vücut dilinin ve oturuşunun önemini daha önce anlatmıştık. Bu vücut dilinin tek başına testosteron salgılatacağna değinmiştik. Bu elemanın düşük omuzlarla oturuşu beta vücut dilinin en önemli öğelerinden ve bol bol kadınlık hormonu salgılatıyordur.

Kıssadan hisse : Bir kızla beraberken her hareketiniz sanki televizyondan canlı yayınlanıyormuş gibi hareket edin. Sokaktaki sade vatandaş seyredince sizin için utanacağı hareketler yapmayın.

 

 

Bolluk zihniyetinin dorukları

Farkettim de, alfa aşağı, alfa yukarı konuşuyoruz ama etten kemikten alfalara pek örnek vermiyoruz. Bugünden başlayarak açığı kapatalım ve hatta bugün iki tane verelim. Amerika’da maçlarda kiss cam (öpücük kamerası) diye bir olay var. Çiftlere odaklandı mı, çiftler büyük ekranda çıkıyor ve öpüşmeleri bekleniyor.

Aşağıdaki abinin ise bolluk zihniyetinin tepe noktalarındaki hareketi de bizi kopardı. Hatunu da koptu. Abinin başındaki alfa oturuşuna dikkat edin :

  • kızın beklentilerine meydan oku
  • cazibeli serseri ol
  • sıkıcı bir beta / efendi çocuk olma

Arada bu kiss camlere böyle elemanlar çıkıyor. Bir de dondurmasını hatundan cengaverce koruyan aşağıdaki alfa elemana bakın.

Hatun elemanın dondurmasından kaşıklamaya çalışıyor ama eleman dondurmayı çekince kaşık havada kalıyor. Hatun hemen surat yapıyor ama eleman kıza bakmıyor bile. Tüm dikkati oyunda. Kız bir atak daha yapıyor ama eleman dondurmasını yine başarı ile kaçırıyor. Eleman yine hatunun sormaya bile yeltenmeden “hakkı” saydığı bir kaşık dondurmayı geri çekiyor. Özür yok, kızgınlık yok. Dikkatle bakarsanız elemanın suratında belli belirsiz bir sırıtış var.

Hatunun suratındaki “bana bunu yaptığına inanamıyorum, ben bir kızım” bakışına dikkat edin. Eleman sonrasında hatuna dondurmadan tattırıyor ama dikkat edin o kaşıklama anında bile hatuna bakmıyor.

Eleman gayet eğleniyor. Kız da. Standart iyi çocuk kadınına böyle birşeyi yapmayı aklından bile geçiremez ama aslında bu tür kötü çocuk anları kadınların çok hoşuna gider. Bu çift viral olduktan sonra beraber televisyona çıkmışlardı ve “bu olay bizim için hiç önemli birşey değil ama olay oldu” demişlerdi.

Sizin için önemli olmayabilir birader fakat şu kısacık video ortalama iyi çocuğa kadın – erkek ilişkisi dinamiği konusunda beta akım medyada çıkan binlerce taviyeden daha fazla bilgi veriyor.

Video İngilizce ve çevirmeye üşendim ama medyaya neden beta akım dediğimi bu videodaki spikerler çok iyi gösteriyor. Biraz ingilizce biliyorsanız “she”‘nin kadın için, “he”nin erkek için kullanıldığını bilirsiniz. Adamlar neredeyse tamamen “she” diyor ve aslında tamamen kızın tepkilerine odaklanmış ve beta perspekstifinden “kadının suratındaki ifadeye bak, eve gidince başın dertte diyor” yorumları yapıyorlar. Adamın perspektifi yok tabii. Feminizasyon o kadar derine işledi ki, bu videoda yorum yapan adamların kendilerini ışık hızıyla kadınla özdeşleştirmeleri ( yani kadınlaştırmaları) neredeyse hiç kimseye garip gelmiyor.

Ortalama bir beta erkek bu elemanın bir ayı olduğunu ve eve gidince dırdır yiyeceğini düşünür. Oysa kırmızı hapı yutmuş bir erkek o gecenin nasıl duvardan duvara bittiğini tahmin etmiştir 😀

Bu iki adamın da ortak özelliklerine dikkat :

İkisi de kız arkadaşlarından onay aramayan tipler

İki erkek de sosyal baskıya boyun eğmiyor

İki erkek de ne kızın ne de toplumun bu antika hareketlerini nasıl değerlendireceğini umursamıyor

İkisi de sonuçtan bağımsız (bolluk zihniyeti ile olur ancak)

 

Biz Şimdi Neyiz?

Alfa erkek hakkında birçok tanımlama var. The Red Pill camiasındaki herkes alfa erkeği farklı şekillerde tasvir ediyor. Tam olarak şu ya da bu, denilen ortak bir alfa erkek tanımı yok. Güç ve otorite sahibi olma, liderlik etme, sözünü geçirebilme gibi herkesin hemfikir olduğu bazı özellikler var ama bunlar da tam olarak alfa erkeği tanımlamıyor. Bazıları alfa erkeğin superman gibi iyi bir karakter olduğuna inansa da, bazıları joker gibi pisliğin teki olduğunu düşünüyor. Bunlardan ikincisi bana daha uygun geliyor. Alfa dediğimiz adamın, elinde alışveriş poşetleriyle zile bastığını, ” hanım, bugün ne yemek yaptın? ” dediğini düşünemiyorum. Alfa erkek, kadınların hayranlığını kazanan sonra da işini gördükten sonra onlara tekmeyi basan, serseri ruhlu, pislik bir heriftir. Sadece kendini düşünür. Acı vermeyi sever. Bu yüzden dark triad dediğimiz şey, adeta onun karakterini oluşturur. Toplumdaki güç dengesini kendi lehine bozar ve istediğini elde etmek için her türlü kötülüğü diğer insanlara reva görür. Sanırım, Cengiz Han bu tanıma cuk diye oturuyor. Zevk ve sefa dolu hoyrat yaşamında fethettiği coğrafyayı kan gölüne çevirip sayısız suç işlemesine rağmen imparator olarak saygıyla anılıyor. Adına belgeseller yapılıyor, tarih kitapları adamdan gururla bahsediyor. Mesela, Hitler’i düşünün. Milyonlarca insanın kaderi, dudaklarının arasında. Bu adamın zamanında yaşasaydınız, otoritesine saygı duymaktan başka çareniz kalmayacaktı. Güç dengesini nasıl kurduğuna bakın: Alfa> sistem> toplum. Ben şahsen böyle bir adamın otoritesi altında yaşamak istemezdim.

İyi de, ne yapalım yani? Bir erkeğin bu noktada yapabileceği en iyi şey, Alfa olmaktan ziyade kendi değerini yükseltmeye çalışmak olmalıdır. İş yerinde eksikliği hemen hissedilen, değerli biri, evde güçlü, otoriter, saygı duyulan bir baba, arkadaşları arasında sözü geçen bir adam… Diğer türlü kendinizi tabutta ya da hapiste volta atarken bulabilirsiniz. Sistem, onu altüst edip kendinize göre ayarlayacağınızı bildiği için kendini güvence altına almış ve sizi elemek adına ciddi çalışmalar yapmıştır. Alfa olmak suç işlemeyi gerektirir çünkü yasalar onun karşısında konumlanmıştır. Sisteme düşman olmak yerine, mevcut sistemin avantajlarını, yelkenleri şişiren bir rüzgar gibi kullanıp yol almak gerektiğini düşünüyorum. Red Pill’i almış bir adamın beta olmasına imkan yok. Alfa olması da eğer ciddi bir travma yaşamamışsa çok zor. Bu adamın yapması gereken, karısına iyi bir eş, kardeşine iyi bir abi, annesine iyi bir evlat, topluma yararlı, değer yaratan bir birey olmak.

İnsan hayatı bir yolculuktur. Bu yolculukta eğer ders alabilirsen tecrübeler altın değerindedir.  Red Pill sana bu tecrübeleri nasıl değerlendirmen gerektiğini söyler. Kafandaki soru işaretlerini giderir. Alfa widow’dan, hipergamiden, slut shaming’den bahseder. Bu kavramlar hayatidir.

Peki biz şimdi neyiz?

Biz, çocukluğumuzdan beri betaize edilerek yetiştirilmiş, maskülen özellikleri törpülenmiş erkekleriz. Kafamızdaki soru işaretleri bizi gerçeği aramaya itti ve Red Pill ile tanıştık. Hayatımızın birçok alanında yüzümüze vurulan gerçeklikleri reddettik. İyi hissetmek için kendimize yalanlar söyledik. Vaktimizi boşa harcadığımız da oldu ama artık her şeyin farkındayız. Kurşunlarımızı doğru yere harcıyoruz. Hiçbir şeyin bizi yıpratmasına izin vermiyoruz ve erkek olmanın hakkını vermeye çalışıyoruz.

Kadınları para ile elde etmek

Erkeklerin çoğunun yüzde 100 inandığı birşey var. Kadınlarla başarılı olmanın anahtarı çok paranın olmasıdır, özellikle de tipin iyi değil ise.

Yanlış.

Neden peşinen yanlış dedim anlatayım. Evet, kadınlar bilinçaltında gücün her şeklini çekici bulurlar ve para da gücün bir şeklidir.

Ama gücün her şekli aynı şiddette arzu yaratmaz. Aslına bakarsanız para, nasıl kullanıldığına da bağlı olarak erkeği kadınlar konusunda diğer erkeklere göre avantajsız konuma bile getirebilir.

Kadınlarla başarılı olmanın anahtarının para veya tip değil dominant ve maskülin davranışlar olduğunu, maskülin davranışlar ile sadece para veya tipe yaslanan erkeklere göre çok daha avantajlı durumda olacağınızı iddia edeceğim.

Peki dominant, maskülin ve özgüven sahibi olmak neden paraya göre daha avantajlı?

Zira karar verici, dominant, maskülin ve özgüven sahibi olmak dolaysız yoldan kadının bilinçaltında ham arzu yaratırken, para dolaylı olarak bilinçaltına etki eder. Bu çok da anlaşılmaz birşey değil. Sonuçta insanlık tarihinin yüzbinlerce yıllık geçmişinde, acımasız doğa koşullarında, kimse kimseden daha zengin değilken, erkekler arasındaki rekabette belirleyici olan şey karar verici, dominant, maskülin ve özgüven sahibi olmak idi.

(Bazılarınız “hayır efendim, daha adeleli ve güçlü olan kazanır” diye düşünebilir ama bilimsel araştırmalar öyle göstermiyor. İnsanların en yakın akrabası şempanzelerde mesela grubun alfası en güçlü şempanze değil, en lider özellikli, özgüven sahibi, politik şempanze. Siz istediğiniz kadar güçlü olun, sosyal gruplaşmanın olduğu bir toplulukta ufak tefek ama lider olan biri 4 – 5 elemanın aklını çeldi mi sizi toprağa gömer.)

Şimdi yüzbinlerce yıldır bu maskülin özellikleri güç olarak algılayıp evrimleşmiş bir devre var. Bu devrenin parayı tanıması birkaç bin yıllık tarihi olan birşey. O kadar kısa sürede dolaysız olarak paraya bakan bir devre evrimleşemez. Yani para dolaylı bir güç simgesi. Dolaysız güç simgesi de maskülin özellikler.

Kadında HAM CİNSEL ARZUYU doğrudan yaratan en önemli güç, bir erkeğin kontrolü elinde tutan, duygusal olarak güçlü ve dominant bir ERKEK olmasıdır. Ham cinsel arzu ise para ile oluşan çekimden kat be kat daha güçlüdür. Hatta yukarıda bahsettiğimiz ve duygusal gücün ve sağlamlığın dışa vurumu olan simgeler bana sorarsanız iyi genlerden bile daha güçlü arzu coşturucuları.

İyi genler araştırma ardı araştırma sonucunda erkeklerin bağışıklık sisteminin gücüne işaret ettiğinden kadınlar tarafından çekici bulunuyor. Dünyada tarih boyunca en çok insanı, özellikle de çocuk yaşlarda öldüren yaratıkların Barbar Konanlar değil virüs ve bakteriler olduğunu düşünürseniz bunun önemli bir eş seçme kriteri olduğunu görebilirsiniz. Fakat bence kadınların dominant ama tipsiz erkekleri, iyi fizikli ve yapılı ama dominant olmayan erkeklere tercih etmesi bize birşey anlatıyor.

Daha önce bahsetmişimdir, 20li yaşlarımda kadınlar konusunda en çok gözüme çarpan çelişki bana ilişkilerde genç kadınlar için dominant ve maskülin olmanın daha önemli olduğunu gösterdi. Örneğin bir keresinde fiziksel olarak gayet iyi ve iyi para kazanan tipik bir yazılımcı arkadaş ile bir bara gitmiştik. Bu arkadaşın tipi de fena değil. Yine de bu arkadaş kızlar için görünmez iken, arkadaşlarının salon koltuklarında yatan çulsuz ve tipsiz bir herif o gece tanıştığı ve kendisine vermeye hazır hatunlardan hangisini götürsem, grup yapsam mı diye düşünüyordu. Sonra iki kızla çıktı gitti ama ondan sonra ne yaptı bilmem (ya da hatırlamıyorum).

Yazılımcı arkadaşım tipik bir Clark Kent sendromu yaşıyordu. Yani süperman fiziğine sahip olmasına rağmen Clark Kent gibi ürkek ve kararsız davrandığından (en azından kızların yanında), Süperman için eriyip bitecek bir Lois Lane ile yan yana gelse, hatun kendisinin yakında olduğunu bile fark etmiyordu. İş paraya, tipe ve genlere kalsa, benim arkadaşın kızları götürmesi lazımdı ama durum öyle değildi.

Bu dinamiğe sonra sıklıkla şahit oldum. Bunu Reddit’in meşhur Michael’in Hikayesi yazısındaki sünepe Michael de anlatır. Michael bugün 32 yaşında ve Miami’de deniz kıyısında kondoda kalan, iyi para kazanan bir genç ve üniversite yıllarını hatırlarken şöyle bir hikaye anlatır :

“Hatırlıyorum da bir keresinde bir kız tarafından reddedilmem kalbimde derin bir yara açmıştı … Çok ortak noktamız vardı. Ona tam bir centilmen gibi yürüdüm ama sonunda kız beni reddetti. Beni reddettiği haftasonu ise onun yurtta yan odada hayvan gibi sikilirken bağırışlarını dinlemek zorunda kaldım. O odada yaşayan çocuk, inanılmaz tipsiz ve uyuşturucu bağımlısı, baştan aşağı dövme kaplı bir “müzik çalışmaları”öğrencisi idi. Bu kız güzel, ince ve hayatının baharında bir taze idi. Hiçbir şey demedim ama böyle bir herifle tek gecelik ilişkiyi bana tercih etmesi beni yıktı. Bu adam kızla yaptıklarını sonradan bana anlattı ve fazla üzülmememi zira bildiği hemen her erkeğin bu hatunun üstünden geçtiğini söyledi.”

Hikayesinden görebildiğimiz kadarıyla Michael iyi tipli, avukatlık okuyan ve gelecek vaadeden bir çocuk ama karakteri dominant ve maskülin olmanın tam tersi bir yerde. Bu nedenle de, dominant ve maskülin ama ne bir gelecek vaadeden ne de tipi olan bir erkeklere 20li yaşları boyunca yenilmiş durmuş.

Yazının başında para, nasıl kullanıldığına da bağlı olarak erkeği kadınlar konusunda diğer erkeklere göre avantajsız konuma bile getirebilir dedik. Eğer bir erkek kendi maskülin benliğini geliştirmek yerine kadın stratejisini paraya dayandırırsa, IQsu yüksek bir gold diggerın ATMsi olmaktan öteye geçemeyebilir. Ya da Michael gibi o kadar paranın ve lüksün içinde yalnız ve öfkeli bir erkek olarak kalabilir.

Aslında bu doğal dinamik bence pozitif birşey. Tamam kadınların ilkel dürtüler yüzünden efendi adamlarla nezih nezih koklaşacağına piç erkeklerin peşinde heba olmaları kötü ama maskülin olmak sadece zengin bebelere değil daha geniş bir kesime açık. Yanlış anlamayın. Duygularını kontrol altında tutabilen, en stresli durumlarda bile soğukkanlığını koruyabilen birine evrilmek, zengin olmaktan daha zor birşey. Ama en azından herkese daha açık birşey.

Jordan Peterson – Göz Teması

Jordan Peterson’ın bir dersinde kaydedilmiş bu ilginç videodaki erkeklere güzel kadın yüzlerini gösterdikleri çalışmadan bahsettiği bölüm özellikle dikkatimi çekti. Erkek deneklere gözleri sağa, sola ve direk erkeklerin gözlerinin içine bakan güzel kadın yüzleri gösteriyorlar. Araştırmacılar bunu yaparken de deneklerin beyinlerindeki dopamin merkezlerindeki aktiviteyi gözlüyorlar.

Kadınların gözlerinin içine baktıkları fotoğraflarda bu merkezler ışıl ışıl oluyor. Ve bu merkezler, kadın kırmızı elbise giyiyor ise daha da ışıldıyor. Daha da komiği, erkeklere biçimli hatları olan spor arabaları gösterdiğinizde de aynı ışıldamayı yaratabiliyorsunuz 🙂

 

Dopaminle ilgili daha önce yazmıştık :

Dopamin beynin ödül devresi (reward circuit) ismi verilen bir kısmını ateşleyen bir kimyasal. Bu devre sizin arzu ve zevk hissettiğiniz ve aynı zamanda bir şeye bağımlı olduğunuz bölge.

Dopamin’in evrimsel görevi sizi genleriniz için iyi olan şeyi yapmaya itmek. Ne kadar çok dopamin salgılarsanız isteğiniz de o kadar şiddetli oluyor. Hiç dopamin yoksa, karşınızdaki şeyi / kişiyi tamamen es geçiyorsunuz. Çikolata, kremalı kek ve dondurma ile dopamin seviyesi tavan yaparen kereviz dopamin salgılatmayacaktır bile. Cinsel uyarı ise ödül devrenizde en çok dopamin salgılanması sağlayan doğal uyaran.

Dopamin’in göbek adı “bağımlılık molekülü” zira bağımlılık konusunda merkezi bir rolü var. Dopamin “zevk molekülü” olarak da bilinse de bu isim teknik olarak pek uygun değil aslında. Dopamin aslında tamamen ödül arama, tahmin ve isteme ile alakalı bir kimyasal. Dopamin uzun dönemli hedefler için potansiyel ödülü arama istek ve motivasyonu sağlıyor sadece. Bu konu tartışmalı olsa da, ödül ve zevk ise opioid denilen kimyasallar sayesinde.

Göz teması önemli. Göz teması ilgi göstergesidir ve prensipte yaklaşabilme ihtimalini gösterir. Yaklaşma ise dopamin tarafından düzenlenen pozitif bir duygusal durum yani. Hatunun bakışları bir şekilde sizi buluyorsa, beyniniz motivasyon hormonunu salgılayıp sizi yaklaşmaya itiyor bir şekilde.

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.