Yineleme zorlantısı – Repetition compulsion

Psikolojide Freud’un icat ettiği yineleme zorlantısı (Repetition compulsion) diye bir kavram vardır. Freud bunu “kişinin başına gelen travmatik bir tecrübeyi bir şekilde benzer koşullarda tekrar yaratıp tekrar yaşayarak travmanın yol açtığı nevrotik etkileri gidermeyi amaçlaması” diye tanımlar. Yineleme zorlantısı, tamamen bilinçdışı yapılan hareketlerde ortaya çıkar. Freud’a göre bilinçdışı aslında travmanın olduğu yere gidip o travmayı çözmek ister. Freudçu tanıma göre örneğin berbat bir ilişki sonrası sizi mutsuz edeceğini bile bile gidip aynı insana yapışmanız ya da aynısını bulamıyorsanız onunkilere mümkün mertebe benzer özellikler taşıyan birilerini aramanız da hep bu “aynı şey olsa bu sefer sıçmam, kesin hakkından gelirim ya da en azından ağzıma bu kadar sıçılmaz” sanrısının bir sonucudur.

Yani örneğin sizin betalığınız sonucu sizi terk eden kızın peşinde koşmanızın tek nedeni gurur kırılması değil. Yineleme zorlantısı ile bilinç altınızın terk edilme tramvasını gidip aynı yerde çözme sanrısı da işin içinde.

Yineleme zorlantısının Jung ekolünde tanımı daha değişiktir. Bunu Jordan Peterson üstadın kısa ve öz açıklaması ile söylersek : “bir duruma sürekli aynı sorgulanmamış ön yargılarla gelirsen, o durumda hep aynı kaderi yaratırsın”. Burada ön yargı kadar, bazı gerçeklerin bilinçsizce ama düzenli bir şekilde es geçilmesi de rol oynar.

Günümüz fem-merkezli dünyasında bu psikolojik durumu hem erkeklerde hem de kadınlarda sıkça görürsünüz. Örneğin, kafasında hiç sorgulamadığı veya aşamadığı arkadaşı oynama önyargıları ile ilişkilere giren erkek (önden arkadaş ve destek olayım ve onun benim ne kadar bulunmaz bir erkek olduğumu görmesini bekleyeyim), her denemesinde kadınların bu oyuna sahip erkekleri (doğru şekilde) zayıf diye etiketleyip friendzone bölgesine atan tarafını aktif hale getirir ve kızı da “kötü çocuk” dediği adama kaptırır. Böyle bir erkek, zamanla “tüm bu kaltaklar aynı ve sadece kötülükten” anlıyor yargısı geliştirebilir. Oysa burada olan tüm kadınların aynı olmasından ziyade bu erkeğin ilişkiye hep aynı önyargı, davranış ve duygularla girip, hepsinden aynı sonucu almasıdır.

Kadınlarla ilişkinizden sürekli aynı sonucu alıyorsanız, bütün bu ilişkilerin tek gerçek ortak noktasında – kendinizde – bir problem olabileceğini en azından gözden geçirmeniz gerekiyor. Ama bu sabır ve acıya dayanıklılık gerektiren bir şey zira bunun temelinde henüz çözümlenmemiş bir travma olma ihtimali yüksek. Öz eleştiri yapmak, kendi bilinçaltı ön yargılarını sorgulamak, sırf sonuçlarını görmek ve eğer iyi ise adapte etmek için yeni ilişkilerde daha değişik ön yargı ve davranışları denemek emek ister ve zor yoldur.

Sorunlarımızı, onları yaratırken kullandığımız düşünce şekli ile çözemeyiz.”

Bunlarla uğraşmak yerine daha kolay yolu seçmek de var. Zaten bu yolu seçenleri sıklıkla görüyoruz. Her ilişkide aynı duruma düşen ya da daha kötüsü ilişki bile elde edemeyen çoğu kişi, oldukça zararlı olsa da, kendilerini kurban, ilişkilerde tekme yemeyi kader olarak görmeyi tercih eder. Çoğunluğun tercih ettiği yol budur. Zira bu yol kolaydır, emek istemez ve hiç çaba harcamadan bu yolu tutturmuş diğer erkeklerin sempatisi ve desteğini beraberinde getirir.

Kırmızı hap açısından size tavsiyemiz tabii ki zor yolu seçmeniz. Mavi haplı zamanlarınızda başınıza gelen travmaları aşmanın yolu, kırmızı hap öğretinin ön yargıları ile ilişkilere girmektir. Geçmişte aynı girdilerden (mavi hap masalları) aynı çıktıları (hüsran) alıyor iken, şimdi farklı girdilerden (kırmızı hap gerçekleri) farklı çıktılar alabilirsiniz. Girdiyi değiştirince çıktının değişeceği gerçeği çok şaşırtıcı olmasa gerek.

Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 2

Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 1‘in devamı.

Özet ve Sonuç

Hayat boyu, her insan hedeflerine ulaşabilmelerini sınırlayan huy ve inançlar edinecektir. Bunların çoğu, zihinsel yazılımımızdaki bazı açıklar nedeniyle, bilinçsiz olarak yapılır.

Hayatınız, iyi huylarınız ile kötü huylarınızın toplamının net değeridir. Yıllar önce, Olimpik halter takımına girmek için çalışan bir adamın yaşamı okuduğumu hatırlıyorum. Adam bu sırada şişmanlamış zira çok sıkı bir antrenman yapmasına rağmen, kendisini antrenmandan sonra cheeseburger, kızarmış patates ve kola ile ödüllendirme huyu edinmiş. Kötü antrenman pratiğini iyi bir diyet ile kompanse edebilirsiniz ama kötü bir diyetin sonuçlarını antrenman ile yokedemezsiniz.

“Mavi hap anlatısı” o kadar içselleşmiş inançlar üzerine kuruludur ki, bir erkek kırmızı hap yolculuğu boyunca bunlar üzerinde çalışıp bunları reddetmelidir. Örneğin, “kadınlar erkeklerin nasıl göründüğünü hiç önemsemezler” inancına sahip bir erkek, obez, pis ve herhangi bir giyim stiline sahip olmayışına çok rahat bahane bulabilir ve hala HB10 ruh ikizinin birgün kendisini bulacağına inanmaya devam edebilir. Bunun tersine “tüm kadınlar erkeklerin nasıl göründüğünü çok önemserler” inancına sahip biri ise kendi kişiliğini ve entellektüel gelişimini tamamen boşvererek 100% nasıl göründüğüne odaklanabilir.

Kişisel gelişim çoğunlukla uzun bir yolculuktur ve bu yolda ilerleme, yola baş koyan erkeğin istediğinden çok daha yavaştır. Bu yoldan dönmemek için, süreci sekteye uğratabilecek inançları ortaya çıkarıp, süreci destekleyecek fedakarlıkları destekleyecek inançları güçlendirmeniz lazımdır.

Hayatımın birkaç alanında neredeyse sürekli olarak kendimi geliştiriyorum ve bu konuda en çok karşılaşılan güçlüklerden biri de Red Pill Reddit’te “(endişe trolü) concern trolling” denilen şey. Yani size yakın birinin metod ve motivasyonlarınızı, “senin için endişeleniyorum” bahanesi ile sorgulaması. Geçmişte “vur ensesine al lokmasını” olan birinin kendi sınır çizgilerini dayatmaya başlaması, hayır demeyi öğrenmesi, her yaptığını hayatındaki herkese açıklamak zorunda olmadığını öğrenmesi, genellikle çevresindekilerin onun artık “kendisi gibi olmadığı” bahanesi ile saldırıyla karşılanır.  Zira bu kişinin kendini geliştirme süreci, onu kullanan insanları negatif etkileyecektir. Geçmişte şişman olan erkekler, zayıflama süreci boyunca, endişeli kişilerden “bu yaptığın sağlıklı mı?”, “kendine zarar vermeyesin” ya da hala 20% üstünde yağa sahipken “yeterince zayıfladın” gibi şeyler duyacaklardır. İroni şudur ki bu kişiler erkek kendisini fast fooda ve msır şurubuna boğarken hiç endişe belirtmemişlerdir.

Rational Male erkeklere kendi zihinsel odakları haline gelmelerini söylemekle gurur duyar ama erkeğin kontrol kaynağının dışardan olması gerektiği üzerine kurulu inanç, huy ve davranışları varken bu çok zordur. Dışsaldan içsel kontrol kaynağına geçişte, kişi egosunun ve IDin gücünü arttırırken, süper-egonun gücünü sınırlamalıdır.

Mavi hap anlatısının muhtemelen en sinsi yanı, sosyal olarak desteklenen ve belirtilen davranışların, sonuçları önceden görülür şekilde etkileyeceği anlatısıdır. Kısaca, mavi hap anlatısını takip ederek alacağınız ödül, sosyal makine içinde ne kadar iyi işleyen bir vida olmanıza bağlıdır. Mavi haplı erkek, kadınla konuşurken güçlü bir cinsel çerçevesi olmasının kötü olduğuna inanır. Sosyal baskıya rağmen kendi inanç ve değerlerinde diretmenin kötü olduğuna inanır. Cinsel ilgisini saklamanın ve toplumun öğretisi ile bağdaşmayan kendi değer ve inançlarını feda etmenin iyi olduğuna inanır.

Bu durumda, basit bir etki – tepki ilişkisi anlatının bir parçasıdır. “Toplumun senden istediğini yaparsan ödüllendirileceksin”. Ama insan durup da sosyal sözleşmeyi biraz analiz ederse, bunun tarihte büyük çoğunluk için doğru olduğunu ama son yıllarda tamamen değiştiğini görecektir. 1940 veya 50lerde yaşayan erkekler, zanaat öğren – iş bul – çok çalış – evlen ve Amerikan Rüyasını yaşa sosyal planını takip edip de ödüllendirilse de, bu senaryo günümüzde tamamen ölüdür fakat yine de “doğru yaşam tarzı” olarak büyük bir şevkle erkeklere pazarlanmaktadır.(*)

Manipülasyon yöntemleri genellikle korku, buyruk, utandırma ve suçluluk duygusu üzerine kuruludur. Bu nedenle kendi ahlak anlayışınızı geliştirmeniz hayatidir. Eğer hala sizi geride bırakan ahlak anlayışı ile yaşıyorsanız, kötü yazılım parçasının beyninize ulaşması için kolay bir giriş noktası var. Kendi ahlak kodunuzu geliştirerek, bir nevi kendi anti-virüs yazılımınıza sahip oluyorsunuz. Bu ahlak kodu da aynı zamanda çerçeveniz için bir çapa noktasıdır ve dışardan gelen saldırılara karşı firewall görevi yapar.

(*) Çevirenin Notu :

“Yanlış olan, kadınları evliliği bozduğu için utandıran geleneksel baskılar tamamen kalkmış iken, bir erkeği sosyal ve kültürel baskı ile, utandırarak, ‘bağlanmaktan korkmakla’ suçlayarak ya da ‘Peter Pan Kompleksi’ gibi uyduruk şeylerle evlenmeye zorlamaktır. Boşanmaların yüzde 90’ı kadınlar tarafından başlatılmasına rağmen. Dahası, bir kadın bağlılığı yokettiğinde, çocuklar büyük zarar görürler ve kadın şimdi ve gelecekte terk ettiği erkekten para talep eder. Evlenmeyi reddeden bir erkek ne masum küçüklere zarar veriyor ne de yıllarca bir kadına para ödemek zorunda kalıyor. Bu absürt çifte standardın, topluma gözle görünmeyen ama büyük zararları var.”

Erkek Düşmanlığı Balonu (The Misandry Bubble) – Bölüm 1 – Kültürel Kriz

Çeviri : Red Pill Logic: Dangerous Habits

Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 1

Geçen hafta, yeni başladığı düşük karbonhidratlı diete sadık kalmada problem yaşayan bir adamla muhabbet ettim. Stres olduğunda bu stresi, diet kriptoniti olan yemeklerle yatıştırdığını anlattı, yani bol yağlı ve işlenmiş karbonhidratlı yiyeceklerle. Konuşmamız devam ettikçe, bu huyunun nereden geldiğini bulmak için Sokratik metodu kullanarak beyninin içine daldım.

Bu, kendisini geliştirmeye odaklanmış her erkeğin arada bir yapması gereken bir şey. Oturup, hedeflerinize ters ya da verimsiz olduğunu düşündüğünüz huylarınızı masaya yatırıp, bunların neden kaynaklandığını bulmaya çalışın. Scott Adams’ın dediği gibi, bizler biyolojik bilgisayarlarız ve işletim sistemimizin nasıl çalıştığı üzerine büyük etki eden küçük kod parçalarını sıklıkla içselleştiririz.

Kendimi geliştirmeyi ilk denediğimde, fena sıçmıştım ve bu çoğunlukla alışkanlık olan davranışlarım yüzündendi. Bu nedenle, kendimi kendime “psikoanaliz” yaparken ve bu davranışların kaynaklarını belirlemeye çalışırken buldum.  Dahası, bu davranışlarımın nereden geldiğini bulup, hedeflerime ters başka davranışları da içselleştirmeyi önlemeye çalıştım.

Çocukluğunuzda aldığınız görünürde zararsız mesajlar, sizinle hayat boyu kalabilirler ve on yıllarca davranışlarınızı pozitif ya da negatif şekilde etkileyebilirler. Bazıları savunma mekanizmalarının yararsız bir şekilde kullanımını öğrenirler, bazıları kendi kendilerini sabote ederler, banal bir yaşamı kabul ederler ve kendi rahat alanlarından öteye geçmek için kendilerine bir kere bile meydan okumazlar.

Alışkanlıklar nereden geliyorlar?

Doğduğumuz andan itibaren, alilemiz, arkadaş grubumuz ve diğer birçok etken tarafından sosyalleştiriliriz. Klasik “TV tarafından yetiştirilen çocuk” örneğin, çoğunlukla uyumlu bir mesaj vermek için hazırlanan kurmaca bir çevre tarafından sosyalleştirilir. İnsanlar diğer insanları taklit ederek, diğer insanların değerlerini ve kafa yapılarını içselleştirerek ve diğer insanlardan gördükleri tepkilerle öğrenirler.

4 yaşındaki size olan bir şey, bilinçaltınızda halen varolup sizin 20, 30 veya 40 yıl sonraki halinizi etkileyebilir ve bazen daha da uzun süre etkisini sürdürebilir. Freud süper-egodan, bu tip içselleştirilmiş çocukluk olaylarından ve mesajlarından bahsediyordu. Bunlar içsel kural-koruyucunuza entegre olup, sizin dengeli bir ego ve ID kazanmanız için gerekli gelişmeyi engelleyebilirler.

Her birine örnek vermek için, kendisine değersiz olduğu söylenen biri, çoğunlukla buna önceden tahmin edilebilecek 2 şekilde tepki gösterir, ya üstünlük kompleksi ya da aşağılık kompleksi geliştirir. Bu nedenle de ya bir narsisist ya da bir bağımlı olarak büyür. İlkinde egosu tarafından yönetilmektedir, ikincisinde de süper-egosu.

Yemek yemeyi kendini yatıştırmak için huy edinmiş kişi, bunu muhtemelen çevresindeki birinden ya da bir akrabasından görüp öğrennmiştir. Bir kişi “tüm ailem şişman, bu bizim genlerimizde var” diyebilir ama bu yarı doğrudur. Zira bu yemeği hayatla başa çıkabilme mekanizması olarak kullanma huyu edinmiş bir aile de olabilir. Burada hem egoyu, hem de süper-egoyu bastıran bir ID vardır.

Oyuna Etkisi

Oyun ve baştan çıkarmaya baktığımızda, burada da içselleşmiş huy ve anlatımlarla uğraşıyoruz. Mavi hap çerçevesini benimsemiş bir erkek, “mavi hap oyunu” diye etiketleyebileceğimiz huylar geliştirir. Burada huyları, süper-egosunun çocuklukta içselleştirdiği anlatılardan kaynaklanır.

Bunlar, “sadece kendin ol” ve “ruh ikizi miti” gibi ‘gerçekleri’ de kapsar. “Eğer kıza yürümen başarısız oldu ise, kızın doğru kız olmaması” defolu mantığı, iki cinsiyetin de aynı şekilde çalıştığını ve düşündüğünü sanan eşitlikçi miti, ve bir çoğu. İçseleştirdiği bu mit ve yanlış inanışlar, davranışlarının temelini oluşturur. Ve defalarca tekrarlanan davranışlar da huy halini alır.

Bu nedenle, mavi haplı erkek manosphere’e geldiğinde, bu bloga ya da başka bologa veya redpill reddit’e gelsin farketmez, içselleştirdiği ve hayatı boyunca sahip olduğundan bihaber olduğu bazı ‘gerçekleri’ kafasından atması gereklidir. Bu, birçok açıdan travmatik bir olaydır ve erkek çoğunlukla acının 5 aşamasından geçmek zorunda kalır. Aynı zamanda da, davranışlarının doğallaşması için yeni huyları içselleştirmesi gerekir.

Erken PUA dönemi “2 – 3 tane açılış öğrenin ve bunları kullanarak 100 kere yürüyün” tavsiyesinin nedenlerinden biri budur. Zaman içinde bu, erkeğin doğal tepkisi haline gelecektir ve aynı zamanda onun yürüme korkusunu aşmasına yardımcı olacaktır. Temelde bu, mavi haplı erkekler için bilişsel davranış terapisidir. Ama bu noktaya gelebilmek için, erkeğin kendisini bağlayan huyları ve içselleştirdiği inançları belirlemesi gerekir.

Huyların Sokratik Metodu

Sokratik metodu bilmeyenler için anlatalım. Sokratik metod, kritik düşünceyi ve  altta yatan varsayım ve fikirleri ortaya çıkarmak için müşterek diyalog içeren, sorular sorma üzerine kurulu epistemolojik yöntemdir. Klasik metotta, sorular, sorgulanan hipotezleri zayıflatmak için içsel tanım ve çelişkileri ortaya çıkaran hipotezler ortaya koyar.

“Rich Dad, Poor Dad” yazarı Robert Kiyosaki, zengin baba ile fakir baba arasındaki algı farkını zıtlaştırarak, iş paraya ve varlığa gelince perspektiflerin ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Eğer kişi varlıklı birinin ya kötü biri olduğuna ya da servetini ahlaksızlık ve yolsuzlukla yaptığına inanırsa, bunun doğal sonucu olarak kişi servet edinirse, kendisini ahlaksız biri olarak yargılamalıdır. Bu genelde, para konusunda insanın kendi ayağına sıktığı davranışlara neden olur ve kişinin finansal olarak amaçladığı hedeflere ulaşmasını engeller.

Aynı şekilde, kişinin cinsel ilişkiler alanında içselleştirdiği inançlar, bu alanda kişinin kendi ayağına sıkıp geride kalmasına neden olabilir. Bunun klasik örneği, kendi niyetini saklayıp kadının kendisinin ne kadar “harika bir erkek” olduğunu yavaşça keşfetmesini sağlayarak ve bu sırada da hiç harekete geçmeyerek (açıkça yürümeyerek), kadın onun üzerinden reddedilme yükünü alacağına ve kendisinin ruh ikizi olduğunu anlayacağına inanan uydu erkektir.

Eğer erkek, kadınlarla oldukça başarılı olan “Piçin”, bu başarısını ahlaksızca davranmasına (ve kötü çocuk olmasına) borçlu olduğuna inanırsa, bunun doğal sonucu olarak da “iyi” bir çocuk olmak için, “Piç”in cinsel başarı için kullandığı tüm davranışları reddetmelidir. Eğer ilişkilerde “Piç” ya da “kötü çocuk” olarak anılan kişiyi, para konusundaki “zengin baba”ya benzetirsek, erkek ahlaklı olmak için, başarıya gidecek tüm değerleri, kafa yapısını ve davranışları yoketmelidir.  Yani temelde, “piçin karşıtına” dönüşen erkek, baştan çıkarmanın tam tersi şekilde davranmayı içselleştirir.

Bu içselleşmiş inanç genellikle erkeğin annesi, kız kardeşi veya diğer kadın kadın akrabaları ile başlar ve alfa erkek modelinin yokluğunda, amaç erkeği gelecekteki “gelin” için uygun bir “beta öder” olarak yetiştirmektir. Bu kadınlar erkeği, kadınların ve kendilerinin istediğini söylediği erkeğe çevirecek şekilde yetiştireceklerdir,  davranışlarıyla aslen istedikleri görülen erkek tipinde yetiştirmeyeceklerdir.

Eğer kişi Sokratik yöntemi kullanarak bu huyuna saldırmak isterse, “kadın erkek ilişkileri hakkında neye inanıyorum?” sorusu ile başlamalıdır. Bu şekilde ortaya çıkan listeyi eline alan erkek, bütün bu inançları gözden geçirerek kurtulması gereken inanç, huy ve özelliklerini içeren ikinci bir liste hazırlamalıdır (*)

Çevirenin Notu :  Kadınlar piçlere ve kendilerine kötü davranan erkeklere verirler diye bir inancınız varsa, o çocukların gerçekten o kadar da piç ve kötü mü olduğunu, yoksa sizin ‘kadın’ çıkarını değil de kendi çıkarını merkeze alan erkeğe (kendi çıkarınızı kadın çıkarı için feda etmenizi sağlamak için) kötü demeyi mi içselleştirdiğinizi ciddi ciddi sorgulayın. Bir ipucu vereyim : mavi taraftan kırmızı tarafa geçen birçok erkek, aslında o çocukların yaptıklarının çoğunun kötülük olmadığını, kadını üzmek gibi bir özel çabalarının olmadığını, sadece kadına değil kendine öncelik verdiklerini ve erkeğin önceliği olmaya çalışan kadının kendi kendine üzüldüğünü görürler. Ahlaklı ve iyi çocukların ise sinsi ve içten pazarlıklı olduklarını ve bunu Nietzche’nin köle ahlakındaki mekanizma gibi, ahlak maskesi ile (beceremediğin şeyi yapamıyorum dememek ama o şeyi yapmak ahlaksızlık demek) kapattıklarını görürler. Para kazanmaya imkanı olan ama bunu yapacak çabayı gösteremeyen memur zihniyetli orta sınıfın (gerçekten fakir olan insanlardan çok daha fazla oranda), zenginleri ahlaksız ve havadan para kazanan kötü insanlar olarak görmesi gibi.

Devamı Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 2

Çeviri : Red Pill Logic: Dangerous Habits