Erkek Adam Türkçe Podcast: Erkek Adam Grupları 1. Yılı (Ağırsağlam Furkan, Karanlık Rüya ve Mahmut Abi)

Erkek Adam Discord grubunun yayınlarının birinci yılında özel bir yayın yaptık. Günün konuşu, Hayat Okulu kanalında oldukça iyi bir Red Pill videosu hazırlayan Ağırsağlam Furkan.

Erkek Adam discord linki. Yayınları sitemizin Odysee kanalından ya da  spotify kanalından da izleyebilirsiniz.

Aşağıda podcasti Youtube kanalımızda üç parça halinde bulabilirsiniz. Videoları beğendiyseniz, daha fazla kişiye ulaşması ve daha fazla video hazırlanması için bizi videoları beğenerek ve paylaşarak teşvik edebilirsiniz. Kanal için notifikasyonları açmayı da unutmayın.

Erkek Adam Türkçe Podcast – Kırmızı Hap Anayasası

Mayıs 2020’de Kırmızı Hap Anayasası yayınları ile ilgili üç podcast yapmışız. Yazılar:

Not: Illimitable Man’den neden pek haz etmediğimi hatırlayalım.

Birincisinde Mahmut Abi, Hank Moody ve adminler, ikincisinde sadece adminler ve üçüncüsünde ise Karanlıkrüya konuk.

Yayınları sitemizin Odysee kanalından ya da  spotify kanalından da izleyebilirsiniz.

Yayınları Youtube’da izlemek için.

Kırmızı Hap Anayasası – Bölüm I

Kırmızı Hap Anayasası – Bölüm II

Kırmızı Hap Anayasası – Bölüm III

Erkek Adam Türkçe Podcast – Uzun süreli ilişkiler için 16 buyruk

İsmi talihsiz olsa da sitedeki önemli bir uzun süreli ilişkiler yazısını konuştuk: Amcığın 16 buyruğu

Yayınları sitemizin Odysee kanalından ya da  spotify kanalından da izleyebilirsiniz.

Yayını Youtube’da izlemek için.

Erkek Adam Discord Yayını – 20’lerinden 30’larına Erkekler (12 Aralık 2020)

20’lerindeki Erkekler: Güç Yolunda, İmparatorluğun 10 yılı yazısından yola çıkarak erkeklerin 20’lerinden 30’larına ne yapmaları gerektiğini konuştuk. Karanlık Rüya‘da bize konuk oldu. Gelecek sefere inselleri konuşmayı planlıyoruz.

Aileyi suçlamak, aileyi sevmemek

Mahmut Abi selam. Herhangi kötü bir durumda olduğumuzun sorumlusu sadece biziz diyorsun ya, ben kırmızı haptan sonra çok fazla anneme ve babama suç yükler oldum.

İçinde bulunduğun durumun suçlusu ya da sorumlusu illa sen olmayabilirsin. Suçlu sen de olabilirsin ama dünya adil bir yer değil. Ama içinde bulunduğun durumdan çıkmanın sorumluluğu senin. Ayrıca sen erkeksin. Bir erkek olarak senin düşmen, harcanıp gitmen falan toplumun umrunda değil. Bu toplumun da değil, en gelişmiş toplumun da. Bugünkü modern toplumun da umrunda değil, 1000 yıl önceki toplumlarında. Benim düşmem de kimsenin umrunda değil senin düşmen de ya da başka bir erkeğin düşmesi de.

Kırmızı hap romantik bir akım değil. İçinde bulunduğun dünyayı veri kabul edip burada nasıl yukarı çıkarım diye bir yol planı yapma akımı. Çoğu insan gücünün yetmeyeceği şeyleri değiştirmeye zihin enerjisi harcar ki aslında bu daha zor bir şey olan kendini değiştirmeme bahanesidir. Örneğin askerlik yazısında ben askerliğin zorunlu olmasını veri alırken biri gelip “askerlik zorunlu olmamalı neden bunu tartışmıyoruz?” derken askerlik zorunlu iken nasıl en iyi planı yaparım diye düşünmek yerine askerlik kaldırılsın diyerek plan falan yapmayabiliyor.

Aynı şekilde ailen de bir veri. Çoğu insanın ailesi tarafından çeşitli seviyelerde kötü yetiştirildiği de bir veri. Birçok aile bildiğin patolojik ve bunlar da nesilden nesile aktarılan patolojiler.

Enerjinin sınırlı olduğu da bir veri. Sen bir yandan ailenden nefret ederken bir yandan “durum bu burdan yukarı nasıl çıkarım” diye plan yapamazsın. Birinden birini bırakman lazım. Hayatın boyunca ailenden nefret edebilirsin ama bu arada da sokaklara düşebilirsin. Annen baban göçüp gittikten sonra kimse seni takmaz. Sorumluluk sende derken bunu diyorum.

evet çoğu şey benim sorumluluğum ama anne ve babaya düşen çocuğu doğru tarafa yönlendirmek olduğunu düşünüyorum. bu imkanı ve gücü kendilerinde görmeme rağmen misal çeşitli doğru alışkanlıklar erken saatte kalkma, sigara içmeme, diş fırçalama gibi. genelde ebeveynler çocuklarını kıyaslarlar ve bunun ben tam tersini yapmaya ve ikisinden de nefret etmeye başladım. hakikaten bütün sorumluluk bizde mi? çünkü bir çıkmaza girdim.

sanırım depresyon aşamasından daha çıkamadım.

Depresyondan çıkmanın ilk adımı, aileni Coca Cola Ramazan Bayramı reklamlarındaki gibi ütopik ailelerle değil ortalama Türk ailesi ile kıyaslaman.  Herkesin mükemmel ailelere doğmadığı gerçeğini görmen lazım. Mükemmel aile diye bir şeyin olmadığını görmen lazım. (Yabancı kırmızı hap camiasında çokça yapılan ve her zaman güldüğüm bir absürt hareket var. Bakın ABD 1950’lerde ne kadar güzelmiş, kadınlar kadın gibi, erkekler erkek gibi, her şey pırıl pırıl, kuşlar böcekler, … Paylaştıkları foto ve videolar da hemen hemen istisnasız 1950lerden reklam filmleri!)

Dünyanın adil olmadığını anlaman lazım. Senden daha kısa çöpleri çekmiş insanları görmen lazım ki sadece anlattıklarından gördüğüm senin kısa çöp konusunda dibten bayağı uzaktasın. Anne babasının terk ettiği, taciz ettiği, taciz edilmesine ses çıkarmadığı, sürekli olarak aşağıladığı, vs. bir sürü insan var.  Kendini biraz da onlarla karşılaştırman lazım. Bu durumdan bile hayatlarının sorumluluğunu alıp çıkan insanları görmen lazım. Bu dünyanın o ya da bu şekilde ızdırap dolu olduğunu ve adil olmadığını görmen lazım. İnan bana 3 yaşında çocuğun beynine tümör koyabilen dünya size sandığınızdan çok daha insaflı davranıyor.

Depresyondan çıkmanın ikinci adımı ise bahsettiğin disiplinin yetişkin bir erkeğin kendi kendine öğrenebileceği bir şey olması. Nöroplastisite diye bir şey var sonuçta.

Üçüncü olarak da ailenle çok kısa süre içerisinde gerçek anlamda ebeveyn – çocuk ilişkinin kalmayacak olması. Zira yetişkin bir erkek olacaksın ya da olman gerekiyor. O başka ve daha mesafeli bir ilişki. Bu duygusal yükün olmayacağı bir ilişki.

Hipergami ve Tip

The Rational Male kitabının yazarı Rollo Tomassi‘ye büyük saygım var. Kendisi hakkında hergün yapılan eleştirilere rağmen, Rollo’nun kadın cinsel seçim stratejileri ile ilgili bilgi dağarcığımıza yaptığı büyük katkı yadsınamaz. Fakat bazen onun son 10 yılda yazdığı efsanevi makalelerin oldukça hacimli olmasının, sevenlerinin ve sevmeyenlerinin Rollo’nun bazı önemli fikirlerini anlamasına engel oluyor diye düşünüyorum.  Rollo’nun verimliliği ve ürettiği metin hacmi onun önemli fikirlerini anlamaya engel olabiliyor.

Bunun en bariz olduğu alan hipergami ve tip konusu. Rollo, tip konusunda iki harika makale yazdı ve bunları her erkeğe tavsiye ederim: “Looks count” ve “Bir stilin olsun”. Ama Rollo aynı zamanda hipergami konusunda da çok fazla sayıda makale yazdı. Hipergami kelimesi “kadınlar her zaman en iyi çiftleşme adayını ararlar” demenin cafcaflı bir yolu.

Bu makale kümelerinin ikisini ya da herhangi birini okuyan birçok erkek ya “tip hiç önemli değil, şişmanlasam, dilenci gibi giyinsem ya da duş almasam bile olur” ya da “tip her şeydir, 1.70 boyunda ve kızıl saçlıysam bittim ben bittim” sonucunu çıkarıyor. Bu iki sonuç da yanlış.

Kırmızı Hapın bir tarikat olmadığını kanıtlamak için Rollo’nun “Looks Count” yazısındaki bir sözüne katılmadığımı söyleyeceğim.

“Sarsılmaz oyununuz ve çekici kişiliğiniz, gömleğinizi çıkardığınızda ortaya çıkan görüntüyü daha iyi yapmayacak.”

Benim tecrübeme göre gömleğimi çıkardığımda kız zaten çıplak oluyor yani o aşamadan sonra geri dönüş yok. Ama bu söz yazının ana fikrinden uzak. Benim görüşüme göre hipergami niceldir, “bu adam benim standartlarımı karşılıyor mu?”, “benim içime girmek için yeterli değere sahip mi?”, “onun üstüne atlamam için yeterince uzun mu?” gibi.

Tip ise niteldir. “Bu benim içimi kıpır kıpır eden bir tip mi?” En son Red Man Group bölümünde Modern Life Dating kanalından Jon buna şöyle bir örnek verdi: “Aman Tanrım, pembe gömlek giymiş beni hemen sikmesini istiyorum” ve onun karşısında “Aman tanrım pembe gömlek giymiş, homoseksüel olmalı.”

Cinsel Pazar Değeriniz (CPD) yeterince yüksek ise, yeterince güçlü bir çerçeveye sahipseniz, yeterince dominantsanız, bir kadın size karşı koyamayacak diye düşünmek, içine çok kolay düşülen bir hata. “Kadınlar yüksek değerli erkeğin karşısında erir biterler” düşüncesi gerçek dışı bir düşünce.

Yüksek cinsel pazar değerine sahip olmanız size çok daha fazla çiftleşme şansı verir. Sizin daha az reddedilmenizi sağlar ve daha çok kadınla beraber olmanıza imkan verir. Ama hiçbir zaman 100% seviyesine ulaşamazsınız. Eğer iş sadece kadınların nicel değerlendirmesi olsaydı, evet o zaman belki yeterince değerli bir erkekseniz tüm kadınlar sizi karşı konulmaz bulabilirdi.  Ama maalesef bu sadece kötü porno filmlerinde olan bir şey ve gerçek hayatı yansıtmayan bir düşünce.

İşte tam burada nitel taraf devreye girer. Bazı kızlar müzisyenlerden hoşlanırlar, bazı kızlar üniformalı erkeklerden, bazıları bunları itici bulur, vs. Kadınların bu tür nitel tercihleri ise “evet hemen şimdi” kadını ile “himmm belki belki” kadını arasındaki farktır.

Kadınlar cinsel pazar değerleri kendilerininkinin altında olan erkekleri görmezler. Bu erkekler kadınlar açısından görünmezdir. Ama kadınlar CPDsi yeterince yüksek erkekleri görebilseler bile onlardan hoşlanmayabilirler. “Aslında çok çekici ama … bilemiyorum” burada ortaya çıkar.

Kadınların da erkekler gibi tercihleri vardır ve yeterince çekici olmak yeterli değildir. Bir kadın için mükemmel CPD’ye sahip olabilirsiniz ama onun tipi olmayabilirsiniz. Erkekler için cinsel pazarda başarı stratejileri geliştirirken, bu durum gerçek bir güçlük yaratır.

Size oyunu öğretebiliriz. Sizi düzenli olarak ağırlık kaldırmaya, iyi beslenmeye, o berbat ayakkabılardan ve pantolondan kurtulmaya ikna edebiliriz. Ama sizin spesifik one-itis hatunun bütün bu alanlarda en iyi olsanız bile sizinle yatağa atlayacağını garanti edemeyiz.

Bu nedenle Kırmızı Hapın mottosunun daha çok “sana o kızla beraber olmanı sağlayamayabiliriz ama sana kızlarla beraber olmanı sağlayabiliriz”. Zira size o spesifik kızla beraber olmanızı garantileyemeyiz. Ama size dediğimiz şeyleri yaparsanız, sizin tipinizi beğenen yeterince kızla beraber olabilirsiniz.

Özet ve Sonuç

Bu görece kısa yazıyı özetlemem gerekirse, sizin yapabileceğiniz ve cinsel pazarda değerinizi arttıracak nicel şeyler var. Bu iş dünyasında ürün ve servis kalitesini arttırmaya benzer. Aynı zamanda sizin yapabileceğiniz ve sizi cinsel pazarda ayrıştıracak nitel şeyler var.

Ben hergün işe takım elbise ile gidiyorum. Bazı kızlar takım elbise giyen erkeklere bayılırlar ama bazıları bunun erkek ayrıcalığının sembolü olduğunu düşünüp itici bulurlar. Tüm kızların her zaman 100% hoşuna giden biri olamazsınız, ama bir kızı yaklaşık olarak okuyup onun hangi gruba girdiğini anlayabilirsiniz. Ama eğer kızın tipine uymadığınızı anlar ve buna rağmen buluşmada onun tipiymişsiniz gibi davranırsanız, çevirmek için fazlaca emek harcayacağınız bir tabak yapabilirsiniz.

Kısacası cinsel pazar değerinizi 1o üzerinden 11 yapsanız bile tüm kızların sizi istemesini sağlayamazsınız. Kadınların da erkekler gibi tercihleri vardır ve bence çoğu erkeğin kafası bu konuda karışıyor.

“Kendimi 10 üzerinden 10 yaparsam istediğim kızı elde edebilirim.”

Hayır, maalesef. 10 üzerinden 7 ama doğru tipe sahipsen belli bir tipi çekici bulan kızlar sana karşı koyulmaz bir çekim duyabilirler. 10 üzerinden 10 iken kızın tipi değilsen kızın sana ilgisi olmayabilir.

Kaynak: Hipergami and the looks

Ne Söylediğine Değil Ne Yaptığına Bak

“Anlaşılmaz sinyaller” ya da “anlaşılmaz mesajlar”. “Bana çok karmaşık sinyaller veriyor hacı”, birçok insanın ağzından duyabileceğiniz birşey.

Çoğunlukla ortada “anlaşılmaz” olan birşey yoktur aslında. Burada olan bilerek ya da bilmeyerek karşındakinin sana ilettiğini okuyamamak. Birinden hoşlanan çoğu insanın yargısı duyguları tarafından perdelenmiştir, sevdiğinin konuştuğu kelimelerden ne demek istediğini anlamaya çalışır, ama karşındakinin davranışını okumak ve bu okuduklarını doğru şekilde yorumlamak için tecrübe, öz disiplin ve kendini duygularına kaptırmamak gereklidir.

Sevdiğiniz insan bir sıcakkanlı iken bir mesafeli oluyor ve sonra tekrar sıcakkanlı oluyor ise, mesaj BUDUR – klasik “satın alan pişmanlığı” (buyer’s remorse), sen onun ilk önceliği değilsin, seninle kafasındaki daha iyi bir aday arasında gidip geliyor, sarhoşken daha güzel / yakışıklı görünüyordun, vs. – mesaj “ya öyle ise”ler değil, mesaj karşınızdaki insanın tereddütleri ve davranışının bu tereddütleri nasıl yansıttığı.

Seks yapmadan önce en az 10 kere buluşmak? Mesaj budur.

Buluşmaları iptal etmek? Son anda ekmek? Güçlü ilgi ya da az ilgi? Mesaj BUDUR.

Size olan ilgi seviyesi güçlü olan biri kafanızı karıştırmaz.Bir insan sizinle beraber olmak isterse, sizinle beraber olmanın bir yolunu bulur. Eğer hoşlandığınız kişinin size olan ilgisi bir artıp, bir azalıyorsa, onu hemen bir kenara koyun ve başka limanlara açılın.

Eğer sizinle ne yapacağını çözer ve sizin peşinizde koşarsa, siz ilginizin bir değeri olduğunu ve onun gibi kaypak birine ilginizi peşkeş çekmeyeceğinizi göstermiş olursunuz. Eğer sabırla bekleyerek acaba onun sana ilgisini arttıracak sihirli formül nedir diye merak ederseniz, onun ilgisini azaltırsınız.

Bu, sizin ona, onun size olduğundan daha fazla ihtiyacınız olduğunu gösterir ve bu da onun kendi ilgisinin koşullarını size dayatabilmesi anlamına gelir.

Çoğu sevenin, sevdiğinin verdiği “anlaşılmaz mesaj” ya da kafa karıştırıcı davranış olarak düşündüğü şey, onun neden böyle davrandığını anlayacak kabiliyete sahip olmamalarından ya da anlamayı reddetmelerinden kaynaklanır.

Bu genelde sevenin, sevilenin içine düşmesi ve onun davranışlarını olduğu gibi kabul etmek yerine bunlara kılıf uydurmaya çalışmasıdır.

Çünkü sevilenin karmaşık ve anlaşılmaz davrandığını düşünüp “kadınları/erkekleri anlamak zor hacı” demek kolaycılıktır, seven aslında bu insandan başka alternatifi olmadığından ya da daha doğrusu öyle düşündüğünden kendini bu insanın peşinde tutmaya çalışmaktadır.

Size olan ilgi seviyesi yüksek bir insanın, sizin gözünüzdeki statüsünü şüpheli hale getirecek davranışlara ne ihtiyacı, ne cesareti ne de motivasyonu vardır.

Çoğunlukla karşınızdaki tüm gerçeği davranış ve tutumları ile açık açık gösterir ama burada olan karşınızdakinin iletişim kanallarının sözel olmamasıdır.  Direkt söylemek örneğin kadınların fabrika ayarında pek yoktur, ayrıca karşınızdaki kadın ya da erkek sizi üzmemek adına, sizi kenarda plan B olarak tutmak adına, politik doğruculuk adına size ilgisizliğini direkt söylemeyebilir.

Sizin öğrenmeniz gereken şey, karşınızdakinin gerçek motivasyonunu öğrenmek için onun (dediklerine inanmak yerine) davranışlarını gözlemlemektir. Yapılması gereken tek şey davranışları ve onların sonuçlarını karşılaştırarak burdan amacı çıkarmaktır.

Eğer karşınızdakinin sadece söylediklerini değil, davranışlarını da ölçü alırsanız, karşınızdaki insanın aslında size büyük miktarda bilgi aktardığını anlarsınız.

Fakat şunu da göreceksiniz ki çoğu zaman karşınızdakinin davranışları ile işaret ettiği gerçek, sizin kabul etmek istemediğiniz şeydir.

Bunu söyleyen kadın bir önceki bölümde hocasını zorla yemeğe çıkartmıştı ve hocasına kur yapıyordu.

Sadece ne söylediğine değil ne yaptığına da bakın.

Ne yaptığı size söyleyemediğini bildirecektir.

Sizin duymak istemeyeceğiniz, sizin duymak istemeyeceğinizi düşündüğü şeyleri bildirecektir.

Bunlara bakmak zordur zira bunları bilmek istemeyebilirsiniz.

Ama sizi aslında pek sevmeyen biriyle vakit kaybetmemek için bunu yapmak zorundasınız.

Bonus 1: “Mahmut Ağabey, kıza açıldığımda kız da bana aynen böyle “şu an ilişki istemiyorum, sadece seninle değil kimseyle istemiyorum” dedi. Ne yapayım? Go next?

Ne demiş ünlü düşünür Pet Shop Boys

(Go Next) Life is peaceful there
(Go Next) In the open air
(Go Next) Where the skies are blue
(Go Next) This is what we’re gonna do

Bonus 2: Pook’un Kitabı – 15 Ders – Üçüncü Ders

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Kırmızı Hap Kimliği

Şu pandemi süreci en çok hangi sektörü vurdu, diye sorsalar, hiç duraksamadan ” hatunculuk sektörünü” cevabını verirdim. Evde kaldığım süreçte sitedeki derslerin üzerinden tek tek geçtim. Okumadığım yazıları okudum. Hatunlarla online konuşmalar yaptım ama buluşma olayına pek girmek istemedim. Bununla birlikte, burada sayamayacağım birçok şeyle uğraştım.

Pook’un Kitabını okuduktan sonra fark ettiğim şey, kırmızı haplı zannettiğim ama aslında mavi haplı olan birçok davranışımın olduğuydu. Örnek verecek olursam, maskülenlik göstergesi olan bazı davranışları göze parmak sokar gibi yapmam, kadınların yüzlerine karşı onları eleştirmem, bunu yaparken de ” aa ne güzel, demek ki meriç değilmiş bu! ” gibisinden takdirle karşılanacağımı düşünmemdi fakat anladım ki hatuna karşı kendimi ispatlama derdine düşmem bile mavi hapın daniskasıymış. Sonra ” ulan, peki nedir bu kırmızı hap? ” diye sordum kendime. Fikir mi? İnanç mı? Paradigma mı? Ütopya mı? Hayır. Hiçbiri değil. Sonra Pook’un şu sözü geldi aklıma: Kırmızı hap’ın amacı üzerinize kadın yağmasını sağlamak değildir. Böyle bir beklentiniz varsa daha çok beklersiniz. Kırmızı hap’ın amacı, size ilgisi olan kadına ilgi duymanızı sağlamak, size soğuk olan kadınla ise bağları koparmaktır. Yani kişinin sağlıklı bir ilişki kurmasını sağlamaktır. Kulağa gayet basit geliyor değil mi? Feminen tahakkümün hayatımızda söz sahibi olduğu bu dönemde bir erkeğin kendi iç sesini dinleyip doğru olanı bulması, Mars’a koloni kurmak kadar zor bir şey.

Belki binlerce defa yazılmıştır ama ben bir kez daha yazmak istiyorum. Red pill’in erkeğe kazandırmaya çalıştığı şey, bir kimliktir. Değer gören, saygı duyulan erkek kimliği… Yalnız, bu kimlik kolay kolay kazanılmaz. Her şeyden önce uzuuun bir tecrübe sürecinden geçmek gerekir. Bu süreçte erkeğin anlaması gereken şey, değer yaratması gerektiği ve bu değer sayesinde diğer erkeklerin önüne geçeceğidir. Peki, nedir bu değer? Öncelikle zihniyetin değişmesi gerekli. Kıtlık zihniyetinden çıkıp öğrenilmiş çaresizliği köşeye atmak ve bolluk zihniyetini içselleştirmekten bahsediyorum. Bence erkeklerin en büyük sorunu, kendilerini ezmeye yer aramaları.

Türkiye’deki gelir dağılımını incelediğimde kendimize ciddi anlamda haksızlık ettiğimizi anladım. Ortalama gelirin biraz üzerinde kazanan, eğitimli, kadınlar konusunda tecrübeli, kırmızı haplı erkeklerin, her zaman arzulanan %20’lik dilimde olduğunu görmek beni şaşırttı. Mali durum, eğitim, kariyer gibi önemli maskülen unsurlar kadar özgüvenin de önemli olduğunu anladım. Özgüvenden kastım, ilgi duyduğu kadının gönlünü çelebilen, ilgisi olmayan kadını da kolayca nextleyebilen, alternatifi bol tutan erkek modeli. Bu tip bir erkek zaten ister istemez kadınları kendisine çekecek.

Kadın- erkek mevzularını fazla dillendirmeyen, kadının beğenilerine hitap etmek için çabalamayan, kendi beğenilerine hitap eden kadınlara yürüyen, istenmediğini anladığında nazikçe kadının hayatından çıkan o elit erkek olmaktı red pill. Sempati kazanmak için kedilere sarılıp fotoğraf çektiren tüysüz tiplere gülerek bakmaktı. Şüphesiz, öfke fazını aşıp sükunetin en büyük saldırı olduğunu anlayabilenler, söylediklerimi haklı bulacaklardır.

Oyun ve Manipülasyon

Oyuna dahil olduğum uzun yıllardan beri bana oyunun seks yapmak için kadınları manipüle etmek olduğu söylendi. Manipüle teriminin bu bağlamda geçerli olabilecek iki tanımını buldum:

1. Bir kişiyi ya da durumu ahlaksızca veya zekice kontrol etmek, etkilemek.
2. Bir aleti, mekanizmayı ya da bilgiyi maharetli bir şekilde idare ve kontrol etmek.

Öncelikle oyunu eleştirenlerin neye atfen ithamda bulundukları gayet açık ve bunu da onların perspektifinden bakınca anlayabiliyorum. Her şeyin sonunda oyun erkeklerin kendi cinsel alanlarında ve ilişkilerinde daha başarılı olmasına izin veren bir alet çantası. Bu yüzden birisi de çıkıp oyunu
oynayan kişinin kendi gerçek özü olmadığını, kendisinin veya farklı bir insanın daha iyi versiyonu olmak amacıyla bir çerçeve kullandığını iddia edebilir.

2000‘lerden 2010’a kadar rağbet gören kesin ve detaylı olarak ne yapmamızı, ne söylememizi ve nasıl davranmamız gerektiğini anlatan gayet elle senaryo olarak yazılmış bu oyun modeli benim en çok eleştirdiğim şeylerden biriydi. Bu bağlamda oyun bir manipülasyon, eğer kullanılan oyunun ahlakına bakacak olursak kategorik zorunluluk testinden kalabilir (Kant’ın ahlak felsefesinde merkez aldığı eylemlerin motivasyonlarını değerlendirmenin bir yolu) ya da manipülasyon karşıtı olma eğiliminde olan sosyal kurallar açısından da başarısız olabilir bununla birlikte komik olan şeyse birbirimizi bilinç altından sık sık manipüle ediyor olduğumuzdur. Modern işletmelerde liderlik alanını oluşturan şeylerin çoğu çalışanların havuç ve çubuklarla manipülasyonuna izin veren bir taktikler dizisidir.

Ardından biri sonuç etiğine geçtiğinde ki bu da muhtemelen en ilginç alan ve gerçeğin netleştiği bir yerdir. Örnek olarak Married RedPill topluluğunu ele alırsak( evliler için kırmızı hap topluluğu), diğer erkekleri kurtarma ve onları uzun süreli ilişkilerinde geliştirmeye yönelik bir girişim. Eğer bu aynı anda kadınları ve erkekleri mutlu etmeyi sağlıyorsa iyi bir şey değil midir? Diğer taraftan da eğer bir adam oyunu seksin ötesinde bir maksadı olmadan yüzlerce kadınla yatmak için kullanırsa biri bunun kötü bir şey olduğunu savunabilir. Yine de benim açımdan kadınlar ve erkekler kendilerinden zevk aldığı sürece iki tarafta bundan iyi bir şey çıkarmış oluyor. Aynı zamanda “onu bulduğundan daha iyi bırak” düşüncesini de doğru buluyorum mesela bir kızı eve attığında, dışarı çıkardığında veya randevulaştığında onun iyi bir deneyim yaşadığından emin ol.

Umarım şimdi konu oyuna geldiğinde ahlak merkezli savlardan neden kaçınma eğiliminde olduğumu anlıyorsunuzdur, çünkü hiçbir gerçek ilerleme kaydetmeden hatta cevaba bile yaklaşamadan, farklı ahlak anlayışlarının, kuralların ve yargıların içinde bir labirentte sıkışmak oldukça kolay. Ahlaklılık bu konuda oldukça komik ancak nadiren de olsa hızlı ve sürdürülebilir ilerlemeye öncülük edebilir.

Ayrıca kadınlarında oyuna karşı neden gücendiklerini anlayabiliyorum. Akla gelen 2 temel neden var:

1.Eğer oyun güvenilir ve tahmin edilebilir bir şekilde işlerse; ardından kadınların kendilerinde görmeyi sevdikleri karmaşık, sezgisel, birer kar taneleri olmadıkları anlaşılır.

2.Eğer oyun işe yararsa; bu da bir kadının hem kiminle seks yaptığını hem de kiminle ilişkiye girdiğini seçme olayını ortadan kaldırır.

İkincisi benim açında en ilginç olan şeyse, ideal bir dünyada kadınlar yattıkları her erkek hakkında her şeyi bilmek isterler. Kadınlara birazcık daha itici gelen şeyse onu elde etmeyen bir erkeğin kadın tarafından onu elde eden bir erkek olarak algılanabilir, böylece kızla yatabilir.

Bu manada oyun kötüdür çünkü erkeğin kadının istediği yüksek değerli erkek olmadığını ama öyleymiş görünmesine izin verir. Algı nadiren gerçektir ve böylece sonuçta onun hipergamisi açısından iyi olmayan bir adamın yavruları yüksek ihtimal üstüne kalacaktır .

Pekala benim görüşüm nedir?

İdeal bir dünyada oyunun ve kırmızı hapın var olmasına gerek olmamalı. Aynı şekilde ideal bir dünyada Jordan Peterson’un 30’larında ki 40’larındaki erkeklere dik dur, odanı topla, çükünü yıka , pantolonunu yukarı çek gömleğini içine sok da dememesi gerekir.
Normal bir dünyada erkekler oyunu arkadaşlarından ve ailelerindeki erkeklerden öğrenmesi gerekir ve bu sosyalleşme sürecinin bir parçası olmalıdır. ”teşekkür etmeyi ve “lütfen” demeyi öğrendiğimiz gibi, aynı şekilde toplum içinde pantolonumuzu giymeliyizdir ve de birinin suratına durduk yere yumruk atmak tabi ki de kabul edilemezdir. Bizim kadınlarla nasıl etkileşim içinde olacağımızı, nasıl heyecan yaratacağımızı, nasıl cazibeli olacağımızı ve nasıl sapasağlam bir adam olunacağını öğrenmemiz gerekir.

Birinci kural: Çekici ol.
İkinci kural: İtici olma.

Her nasılsa birçok adama nasıl çekici olunacağı ve nasıl itici olunmayacağı söylenmedi. Monitörün önünde varsa çok az sayıdaki becerikli kardeşleri, amcaları veya diğer erkek aile üyeleriyle büyüdü. Çoğu zaman kırmızı hapı ve oyunu bulan erkekler, buna ben de dahil, bunları olması gerektiği gibi gençken öğrenmedi.

Ergenlik yılları kızların ve erkeklerin birbirleriyle nasıl etkileşim halinde olacaklarını öğrendikleri yıllardır. Böylece, bir oğlana “seni beğenmesi için iyi çocuk olmalısın” dendiğinde o bunu ”asla onu mutsuz etme potansiyeli olan bir şeyi yapma” olarak yorumladı. Bu nedenle onu hiçbir zaman tahrik etmedi, hiçbir zaman uyumu bozmadı, hiçbir zaman açık onayı olmadan ona dokunmadı ve ona yaklaşmasını istediğinden, rahatsız olmadığından emin olmak için ilgi işaretlerini bekledi.

Bir çocuğa “ona bir içecek ısmarla” dendiğinde o bunu “ona iyi bir sağlayıcı olduğunu” göster olarak algıladı. Bu yüzden 8000 dolar tutan 17 adımlık ilk buluşmayı planladı ve ardından kız buluşmayı ertelediğinde hiç tanımadığı bir insana bu kadar yatırım yaptığı için şok oldu.

Belki de en önemlisi tüm bunlar bir erkeğe söylendiğinde, ve bir çok kez bunları denedikten sonra boynundaki dövmesiyle “Chad’in”, kızı dans pistine çıkarıp ve sonrada onu tuvalette becermeye devam etmesi , bu kini ateşledi. Her şeyin sonunda Chad akşam yemeği , çiçekler ve filmlere para harcamadı ve efendi çocuk olmadı. Sadece onu dans pistine çıkardı ve dudaklarına yapıştı. Gittiği kadar Chad’in bunu tekrar tekrar yaptığını gördü. Oğlan belki Chad’e ve onun gibi geleneksel adamlar yerine Chad’e vurdurmayı tercih eden kadınlara karşı öfkelenebilir ve bu ona çok aptalca şeyler yaptırabilir.

Bir bakıma , şuandaki toplumsal düzenimiz erkekleri başarısız olmasına neden oluyor, çünkü genç adamlar kadınlarla doğal bir şekilde etkileşim kuracak şekilde sosyalleştirilmedi.4-10 yaş arasında kız ve erkek çocuklarının birbirleriyle nasıl oynadığına bir bakın . Bir çok genç erkek doğuştan Alfa, kızların saçların çekiyorlar, onlarla dalga geçiyorlar, onları bitli olmakla suçluyorlar , daha ilginç bir şey olduğunda ona doğru gidiyorlar ve buna benzer şeyler…

Bununla birlikte bir çocuk ergenliğe geldiğinde onun doğuştan gelen alfa özelliklerini onları “üretken ,iyi ,sağlam birer genç erkek vatandaş” yapmak için yenmeye karar verdik.

Şöyle ki bu olayların ironik özelliği, genç bir adamın alfa sınavının son hali onun alfalığını yenmeye çalışan öğretmenlerine, ebeveynlerine ve diğer yetişkinlere karşı çerçevesini muhafaza edip etmediğidir. Eğer onlar başarılı olurlarsa bir beta olursun, eğer onlar kaybederse cinsel açıdan başarılı hale gelirsin.

Bu nedenle, bir anlamda oyunu ve kırmızı hapı erkekleri olmadıkları şeylere değil, onları toplum bozmadan önce oldukları şeylere geri döndürmek olarak görüyorum.

Kaynak : Meta: Game and Manipulation

Çeviren:Alesta

Kadın ne istemez : Itibar kaybetme korkusu

Sosyal ağların ve insan etkileşiminin içinde bulunmaya bir erkekten daha çok ihtiyacı olan kadın için itibarı, erkek için olduğundan çok daha önemli. Çoğu erkek, özellikle günümüzde, böyle bir olgunun farkında bile değil. Örneğin biz erkekler için kendi aramızdaki çatışmalarda tehlike fiziksel kavgadır ama kadınların kendi aralarındaki çatışmalarda tehlike itibar süikastıdır. Kadınlar başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğüne, ne dediğine, arkalarından nasıl konuştuğune erkeklere göre çok daha fazla önem verirler zira toplumdaki ve cinsel pazardaki yerleri çok daha fazla oranda itibarlarına bağlıdır.

Bunun yansıdığı alanlardan biri de kadın – erkek ilişkileridir. Bir kadın bir erkek ile (kendisine yürüyen, erkek arkadaşı ya da kocası) aralarından çözülmesi gereken bir sorun olduğunda, sorunun en pratik şekilde nasıl çözüleceğinden çok bu sorun çözülürken şu iki şeyin bilinmesine  odaklanırlar :

1 – Bu sorun / tartışma benim SUÇUM değil.

2 – Ben KÖTÜ bir insan / kadın değilim.

Bunu olguyu kavrayabilirseniz, bir kadınla etkileşiminiz oldukça tahmin edilebilir hale gelir.

Örneğin bir erkeğin bir kadına yürümesini ele alalım. Birçok kadın erkeği istemiyor olsa bile ona direct HAYIR demez. Zira sosyal olarak birini yüzüne karşı “hiç şans vermeden”  direct reddeden kadın iyi bir insan değildir. Bu nedenle de aslında hiç ilgisi olmasa da hemen HAYIR demek yerine erkeğin bunu kendiliğinden anlayacağını umarak olayı süründürür. Ya da en kötü “arkadaş kalalım” der. Arkadaşı oynamak yazısını hatırlayalım :

Bu aynı zamanda reddedişin yükünü erkeğin omuzlarına da yıkar zira eğer siz arkadaş kalalım cevabına “yok öyle bye bye” diye karşılık verirseniz, onun uzattığı arkadaşlık elini iterek suçlu konumuna da düşersiniz.

Sonuçta erkek acemi ise bunu “bir şans” olarak algılayıp defalarca yürümeye devam eder. Ama erkek ne kadar acemi olursa olsun erkeğin içinde kadının sinyallerini yakalayıp yorumlayan antik (milyonlarca yıllık) ve güçlü erkeklik algoritmaları vardır. Bunlar maalesef dil öncesi antik (gri beyin) algoritmaları olduğu için sonuçların “his” olarak ortaya çıkar. Erkek burada bir terslik olduğunu “hisseder”. Ama toyluğuna ve mavi haplı beyin yıkamasına bağlı olarak bunları görmezden gelen bahaneler geliştirir :

  • Belki emin değil,
  • Belki hazır değil
  • Belki Merve kanına girdi
  • Belki verem ve benim üzüleceğim için beni kendinden uzaklaştırmaya çalışıyor (nayır nolamaz)
  • Belki binlerce yıllık köklü bir vampire ailesine mensup ve beni çok istese de vampir akrabalarının bana zarar vereceğinden çekinip beni istemiyormuş gibi davranıyor
  • Vs …

Erkek bunu, kadın artık sorunu çözmek için mecburen “kötü” olup ve suçu üzerine alarak, erkeği reddetmesi gereken köşeye sıkışana kadar yapabilir. Bu olduktan sonra da erkek mesela bizim siteye gelir ve şöyle bir soru sorar :

Neden hemen seninle işim olmaz demedi de bu kadar “oynadı”?

Kız burada “oynamaya” mahkum. Şunu unutmayın, “neden hemen seninle işim olmaz demedi de bu kadar oynadı” diyen adamların ezici çoğunluğu kızın başında direkt reddetmesi durumunda “zalim kaltak bir şans bile vermedi” diyecekler. Kötüsü diğer kızlar da aynı şekilde (cinsiyet içi rekabetten dolayı) kızı “ruhsuz zalim kaltak” olarak yaftalayacaklar. O nedenle kız burada “ben kötü biri değilim / bu benim suçum değil” takıntısına olabildiğince devam edecektir.

Kız arkadaşınız ve karınızla tartışmalarınızda çalışan mekanizmalardan biri de budur. Bu mekanizma artı kadınların sorumluluk almaktan korkmaları (zira sorumluluk demek kaybetme ihtimali demek) herşeyin sizin suçunuz “olması” şeklinde dışarı vurulacaktır. Bazıları bunu uç noktalara götürüp aldatılmanızın bile sizin suçunuz olduğunu iddia edecektir. Bu mekanizmayı bilirseniz o suçlamaların nereden geldiğini anlar ve kadını bu olayın suçunun onda (ya da ikinizde) olduğuna ikna etmek için saatlerce kavga etmek yerine çenenizi kaparsınız.

Aslına bakarsanız durum çoğu erkek için bundan daha da kötü. Birçok erkek kadına ve kadın olana tapmaya programlandığından suçu sorgusuz sualsiz üstüne alacaktır ve gerçekten suçlunun kendisi olduğunu düşünüp özürlere, çiçeklere, hediyelere ve çikolatalara abanacaktır.  Bu şekilde davranmak ise erkeğin gözden düşmesine neden olur çünkü aslında kadın burada sizi suçlamaktan çok kendi itibarını korumakla ilgileniyor. Ama siz suçu durduk yere üzerinize alarak onun zihnine şu iki zararlı duyguyu işliyorsunuz :

  1. Bu adam kadınlardan anlamıyor, demek ki pek tercih edilen biri değil. Ben neden tercih edeyim (etmeye devam edeyim).
  2. Belki de bu sünepe gerçekten suçlu! Ben ise tamamen masumum. O zaman benim gibi kusursuz biri neden bu kusurlu insanoğlu ile beraber.

Evlilikten de bir örnek vereyim. Diyelim ki kadın kocası ile seks yapmıyor ya da ayda yılda bir seks yapıyor. Kocası ise sürekli kadına yanaşıyor ama kadının erkeği reddetmesi lazım. Bu durumda kadın kötü bir insan olup / suçu üstüne alıp gerçeği söylemeyecektir. Ben seni çekici bulmuyorum demeyecektir. Onun yerine bahane (buffer) bulacaktır. Bahane (buffer) erkek ve kadın için farklı ama birbirini besleyen şeylerdir. Kadın bahaneleri erkeği direkt reddetmek zorunda kalmamak için kullanır, erkek ise bahaneleri reddedilme ile direkt yüzleşmemek için.

Kadın bu durumda mesela daha fazla ev işi yaparsan daha fazla seks yapabiliriz (aslında olay senin SUÇUN zira az ev işi yapıyorsun) diyebilir. Erkek ise aslında karısı tarafından (yeterince) çekici bulunmadığını (reddedildiğini) kabul edip bunun üzerine çalışmak yerine karşı bahane ile karısının dediğini yapmayı tercih edebilir. Bu durumda da kadın adam her bahaneyi aştığında yeni bir bahane uydurmak zorunda kalır (çocuklarla daha fazla ilgilen, çocukların bizimle yatması lazım, vs …) ve bu kendi kendini besleyen bir döngüye girerler.

Erkek burada ERKEK ADAM olsa idi zor da olsa reddedildiğini kabul edip buna göre strateji üretirdi. Daha çekici olmak için çalışırdı mesela (kadını veya kadınlarla birlikte olmayı istediğini varsayarsak). Fakat erkek ERKEK ADAM değilse, mavi hapla beyni yıkanmış ise “mutlu eş mutlu hayat” (happy wife happy life) dolmasına göre hareket edecektir. Bu da evlilik için kamikaze dalışıdır zira kadınlar bir erkeğin her istediklerini yapmasını (gayet doğru bir şekilde) o erkeğin muhtaç ya da tercih edilmeyen (tercih edilse tecrübeli bir erkek olurdu ve asıl olayı anlardı) bir erkek olmasından kaynaklandığını bilirler.

Bu konuda Yin bir başka örnek vermiş :

Tam da bu yüzden, “yapmam” dedikleri şeyleri yapmak için ikna olmayı beklerler ve yaptıklarında da “bana bunu sen yaptırdın / o yaptırdı” diye anlatırlar. Yapmak istemediklerinden değil, sorumluluk almak istemediklerinden. Oyun, bu sorumluluğu kadının üstünden alma sanatıdır.

Oyun da işe yaramıyorsa, “sizinle” yapmak istemiyordur. Nokta. Save edip baştan başlayacağınız bir oyun değil bu. Devam ederseniz siz zararlı çıkarsınız. Vakit harcamayın.

Evet tam da bu yüzden dominant, girişken ve atak ama oyunu doğal bir süreç gibi oynayan “piç”, adım adım, konuşarak, ikna ederek ve eşitlikçi oynayan iyi çocuğa toz yutturur. Piçle “kendiliğinden olur” veya “erkek baştan çıkarır”. Iyi çocukla seks ise resmen günahtır 🙂

Bir arkadaş instagram hesabımızda sormuş:

“Bu benim suçum değil” “Ben kötü bir insan değilim.” Yargılayan erkekten koşarak uzaklaşmaları bu yüzden mi admin?

Evet, yargılayan erkek kadının itibarına saldıracağı ya da saldırılmasına neden olacağı için kadın ondan uzak durmaya ya da her şeyi saklamaya meyillidir. Çoğu “iyi çocuk” AFC kaliteli kadın miti yüzünden yargılayıcıdır. Sitede öğrenen adam serisindeki çocuğu okuduysanız ilk gecede sadece kevaşe hatunlar verir diyordu ve o kafayı aşana kadar ilk gecede seks tecrübesi olmadı.

Bitirirken tekrar edelim: Bir kadın bir erkek ile (kendisine yürüyen, erkek arkadaşı ya da kocası) aralarından çözülmesi gereken bir sorun olduğunda, sorunun en pratik şekilde nasıl çözüleceğinden çok bu sorun çözülürken şu iki şeye  odaklanırlar :

1 – Bu sorun / tartışma benim SUÇUM değil.

2 – Ben KÖTÜ bir insan / kadın değilim.

Bunu olguyu kavrayabilirseniz, bir kadınla etkileşiminiz oldukça tahmin edilebilir hale gelir. Unutmayın ki kadınlar için çok uzun bin yıllar boyunca itibar kaybı canlarını tehlikeye atan (namus, kötü kadın, kaltak, cadı, vs.) bir şeydi. Ya da onları cinsel piyasadan atan bir şeydi (genetik ölüm). Bugün bile kadınların kendi aralarındaki rekabette bir numaralı silah itibar saldırısıdır. İtibarı koruma içgüdüsünün kadın psikolojisine neden bu kadar içsel olduğunu anlamak için bu uzun geçmişi düşünün.