Küçük Porno Deneyi

Selam yoldaşlar. Bugün sizlere pornoyu bırakma sürecimi anlatacağım umarım sizlere de tecrübelerimin faydası dokunur (Tabii ki hiçbirimiz porno izlemiyoruz olm manyak mısınız?)

Öncelikle belirmeliyim ki bu süreç benim için çok da ideal geçmedi. Defalarca kez döndüm bu konuda kendime verdiğim sözlerden ama sonunda çözdüm. Defalarca kez bu son diye kalktım bilgisayarın başından ve sonra kendimi yine hunharca porno izlerken buldum.

Bağımlılık sürecim tam bir bataklıktı. Kesinlikle aşırı yoğun şekilde pornolar izledim hatta aranızda en extreme pornoları ben izlemişimdir. Compilationlar, throat bulge fuckingler,  bimbo abuselar … pornhub da subscribe ettiğim kanallar vardı mesela (link verebilirim 😀 )

Neyse efendim gelelim bırakma sürecime. Bu kısım biraz karışık o yüzden yanlış, gedik varsa affola. Bırakmaya karar vermem bir travma üzerine oldu. Bir keresinden penisime neredeyse dokunmadan porno izleyerek boşaldığımı farkettim. Partnerimle olan seks sürem komik boyutlara inmişti. Bırakmak için zaman geldi de geçiyordu bile…

Noluyordu lan ? Dokunmadan boşalmak da ne ? Ararştırdıkça öğrendim ki artık beynim neredeyse tamamen görüntü odaklı çalışmaya başlamıştı, aşağıda olanlar onu bağlamıyordu. Mahvolmuştu adeta. Neyse ki öğrendim ki tedavi edilebilirmiş. Bunu da süreci parçalara bölerek yaptım.

İlk etapta izlediğim pornoların içeriğini kıstım. Rough porn içeriklerini yasakladım ama compilation vs vs soft pornoları iki hafta kadar izlemeye devam ettim. Sonraki adım ise compilation izlemeyi bırakmak oldu. Artık sadece içinde aynı kadının ve erkeğin bulunduğu pornoları izlemek vardı. Bu kısımlarda hiçbir zorluk yaşamadım çünkü beyin küçük değişikliklere alışıyordu hemen.

Bir buçuk ay kadar bu şekilde ilerledikten sonra haftada ayırdığım zamanı azalttım ilk etapta hafta da 8 saate yakın bir zaman harcadığımı hesapladım bunu aniden yarıya düşürdüm. Bu zaman kotasına uymak koşulu ile izlemeye devam ettim haftaların devamında bu süreyi de kıstım ve yarım saate düştü. Artık kendiliğinden daha az porno izler oldum günlerce izlemeyince çıldırmıyordum. Halbuki önceki zamanlarımda iki gün zor dururdum.

Ancak her şey çok düzgün değildi halen dördüncü günün sonunda çok fena izleyesim geliyor libidom tavan yapıyordu ders çalışırken falan. Aslında beynin aradığı şey dopamindi. Ben de kötü alışkanlıklarım arasında bir şeçim yapıp canım her porno istediğinde biraz olsun bilgisayarda oyun oynadım (maks 20 dk). Dopamin dopamindi ve bilgisayar oynamayı çok daha rahat bırakabiliyordum. Beynim de buna olumlu yanıt verdi. Oyun sonrasında porno izleyesim gelmiyordu. Bu şekilde haftalarca izlemeden idare ettim ve porno izlemek nüksettiğinde bilgisayar oynuyordum.

Son darbe olarak ise “nüksetme” olayını araştırdım ve öğrendiğim kadarı ile bir bağımlılık size nüksettiğinde bulunduğunuz ortamı değiştirmek, yürümek vs vs size iyi geliyormuş daha sonra her nüksetmede bunu denedim ve geçti. Emin olun çok sürmüyor bu tarz nöbetler atlatıyorsunuz sadece size bunu çağrıştıran şeylerden uzak durun mesela ben bilgisayarımın olduğu odada ders çalışmıyordum gibi gibi… size bunları çağrıştıran nesneleri falan bulun ve onlardan uzak kalın faydasını görürsünüz…

Sonra tabi yine bilgisayar oynamayı da bıraktım yerine hobileri koydum modelcilik ve gitar çalmak. Nöbet çok şiddetli ise spor salonunda makinelere kafa atmak. Testosteron fazla olunca gözünüzü o ağırlıklar korkutmuyor.

Şu an 57 gündür porno izlemiyorum ve mastürbasyon yapmıyorum. Birkaç kere fuckbuddy ‘im ile seks yaptım o kadar kendisi de bir değişiklikler olduğunu onayladı (ben demeden).

Süreç öncesi depresif duygularım yoğunluktaydı. Bazen red pill’i yutarak kötü mü yaptım nile diyordum. Şimdi geçti sayılır neredeyse o duygular. Gayet pozitifim, hayatımın zor bir evresinde olmama rağmen. Sadece bunun için bile nofap önerilir.

Sporda ağırlıklarda yüzde yirmi civarında artış var ve vücudum daha az yoruluyor. Birçok işe koşabiliyorum eskiye oranla müthiş derecede ilerleme var. Ses tonumda kalınlaşma var ailem ve arkadaşlarım da söyledi bunu. Sosyal anksiyete daha az. Kızların gözünün içine bakabiliyorum artık konuşurken ve gerilmiyorum. Sonuç daha olumlu eskiye oranla. Bakışlarım daha sert olmaya başladı fark edilir derecede.

Benim tavsiyem şöyle alfa böyle sigma olurum diye sorular sormak yerine ciddi ciddi nofap e uyun çoğu şey kendiliğinden toparlanıyor zaten. Maskülenizm doğamızda var yüksek testosteron bir çok sorunu çözüyor.

Bir de sürece odaklanmayı öğrenin dostlar…

Ayrıca bkz. Pornoyu bırakmanın çok kolay yolu kitabı.

Konuk Yazar : Jagdpanzer

Erkekliğin 7 ölümcül günahı

Erkek olmanın ne demek olduğuna dair sonu gelmez tartışmalar sürerken ve erkeklik üzerinde bir anlaşma sağlanmamışken, erkekliği tanımlamak için maskülinitenin antitezi olan özellikleri tanımlamaktan başlayabileceğimize inanıyorum.

Aşağıda, bugünün erkekleri arasında salgın haline gelen yedi özelliği yazacağız.

1. Kendine Acımak

Burada listelenen 7 günah içinde, bu en hastalıklı olanı. Bu günahı işleyen erkek, kendisini bir kurban olarak görmeyi seçerek, ağlamak, şikayet etmek ve öfke nöbeti geçirmek gibi acıma duygusu yaratmasını umduğu hareketler icraa eder. Kendisi için üzülen erkek, kendi durumunu değiştirmek için hiçbir harekette bulunmayan erkektir. Hayatının neden bu kadar ızdırap dolu olduğunu anlayamayan erkek, kendi ızdırabını arttırmaktan başka bir şey yapmaz. Kendine acımak, kendi mezarını kendin kazmak gibi bir şeydir. Kendine acıyan her kimse, bu sert dünyanın acımasızlığını hakeder.

2. Rahatlık

Rahatlık, amaçsızlık ve boyun eğme ile aynı şeydir – temelde denemeden pes etmektir. Halinden memnun erkek, dışardan bir şey dürtmedikçe tepki vermeyen bir aylaktır. Katolik kilisesinin orjinal 7 günah listesinde bu, miskinliğe denktir.

Modern toplumumuzun temel problemi, erkek için (en azından fiziksel olarak) aşırı rahat olmasıdır. Geçmişte erkekler sırf zorunluluktan, maskülin enerjilerini sürekli işe koşmak zorundalardı yoksa hayatta kalamaz ya da yeni yerler fethedemezlerdi. Ama bugün, böyle bir zorunluluk yok. Çoğu erkek, güvenli ve konforlu ortamlarda çalışıyorlar ve işleri için çoğunlukla fiziksel hiçbir güce ihtiyaç duymuyorlar. Bununla beraber erkekler kendilerini eğlendiren elektronik ekranlarla çevrililer ve bu da onların fiziksel olarak dejenere olmalarına neden oluyor. Fiziksel dejenerasyonu ise zihinsel dejenerasyon takip ediyor. Bir kez tuzağa düştü mü erkek, azıcık çabayı bile büyük bir yük gibi algılıyor.

Rahatlık bir yaşam biçimi olamaz. Dini inancınız olsun olmasın, bir amacınızın ve itkinizin olması lazım. Dindar bir erkek, Tanrısı tarafından kendine çizilmiş yolu bilir; ateist ise kendisinin takip edeceği yolu kendi yaratmalıdır. İki durumda da, tüm erkekler, içlerindeki tutku ateşini sürekli canlı tutmalı ve hiç durmadan yollarında yürümelidirler.

3. Korkaklık

Korklar yaşarken bin kere ölürler. Kaderini korkularının eline bırakan bir erkek ise köleden başka bir şey değildir.

Korku, harekete geçmeyi çarpıtılmış ve abartılmış bir imgeyle bastırarak, erkeği gülünç bir şekilde kontrol eden bir hiledir. Gerçek şu ki, korktuğumuz şeylerin büyük çoğunluğu öldürücü değildir. İlkel zamanlarda bizi bekleyen tehlikelerin aksine, günümüzde risk olarak algıladığımız şeylerin hemen hiçbiri bizi fiziksel zarar veya ölüm riskine sokmaz. Buna rağmen erkekler kaç kare sokakta beğendikleri bir kıza yürüme  ya da zehirli politik doğruculuk diline karşı çıkma fikri karşısında korku içinde kalırlar? Kaç kere kaybetme ve alaya alınma korkusu ile bir şeye başlamadan vazgeçerler?

Korku da acı gibi hayatın önlenemez bir parçası. Cesaret, korkunun olmaması değil, korkuya rağmen harekete geçebilmektir. Çoğu erkek, daha fazla konsantre olarak ve amaçları için daha fazla bastırarak korkunun yüzüne gülmeyi öğrenebilirler.

4. Dikkati Dağılmışlık

Düşünürseniz, tüm hayatınız zaman ve enerjinizin odaklanması üzerine. Odaklanma olmadığında, hayatınızı boşa harcıyorsunuz. Dikkat dağınıklığı, disiplin eksikliğinin en kolay göze görünen işareti ve bu günümüz dünyasında her geçen gün daha da artan bir problem. Herkes, elektronik cihazların alarm ve sesleri ile dikkati dağınık bir şekilde yaşıyor.

Dikkatinizin dağıldığı her anın kayıp olduğunu bilin; verimliliğinizi kaybedersiniz, zamanınızı kaybedersiniz ve misyonunuza doğru olan yönünüzü kaybedersiniz. Bunlar cep telefonu, televizyon ve internet gibi küçük dikkat dağıtıcılar olabilir ya da kötü kişisel bütçe yönetimi ya da zehirli kadınlar gibi büyük dikkat dağıtıcılar olabilirler.

Dikkat süreniz sınırlı. Dikkat dağınıklıklarını hayatınızdan çıkararak ya da kendinizi dikkat dağıtıcı ortamlardan çıkarara dikkat sürenizi canınız gibi savunun. Ne üzerine odaklanırsanız osunuz, dikkatinizi nereye yönelttiğiniz konusunda sorumluluk sahibi bir kişi gibi davranın.

5. Bağımlılık

Bağımlılık ve düşkünlük aynı elmanın iki yarısıdır. Bir erkek kendisini uyuşturmak için madde bağımlısı olabilir ya da nesnelere, kişilere veya olaylara fazlaca düşkün olabilir. Hangisine bağlanırsa bağlansın, düşkün olduğu şeyin kendisine mutluluk ve tamlık getirdiğini düşünür. Ama acaba öyle mi?

Budist öğretiye göre, düşkünlük tüm ızdırapların kaynağıdır. Dışsal onay ihtiyacı olan erkek zincirlere vurulmuş biridir ve rüzgarda savrulan bir yapraktır. Düşkünlüğün sadece arzu nesnelerine karşı olmayabileceğini aklınızda bulundurun; öfke, intikam, acı, üzüntü ve geçmişten gelen ve gelecekte olacak herşeye pişmanlık ve endişe şeklinde bağımlı olabilirsiniz.

Unutmayın : Beraber sürüklenmemek için, bırakıp gitmeniz lazımdır.

6. Zayıflık

Zayıflığın birçok çeşidi vardır ama hepsi eşit şekilde zararlıdır. Fiziksel zayıflık bir erkek için kesinlikle kabul edilemez ve bunu daha ayrıntılı açıklamaya gerek yok. Zihinsel zayıflık ise daha aldatıcıdır. Bu, ruhunuza her an sızabilecek bir şeydir, özellikle de savunmasız olduğunuz zamanlarda. Erkek olarak, başınıza ne gelirse gelsin üstesinden geleceğine inanmalısınız. Bunları her zaman istediğiniz gibi çözemeyebilirsiniz ama her zaman güç ve cesaret gösterebilirsiniz.

Zayıflık ruhunuza, rica minnet de sızabilir. Buranın okuyucuları için feminist buyruğun oyunlarını tekrar listelemeye gerek yok. Sadece kendinizi bunlardan birine boyun eğerken bulursanız hemen bırakın.

Erkekler güçlü doğmazlar. Fiziksel güç gibi, zihinsel zayıflığı yenmenin de tek yolu adım adım kendinizi güçlendirmenizdir : saçma sapan şeylere “hayır” demeyi öğrenin. Çizginizi çizin ve kendiniz için ayağa kalkıp dik durun. Rahatsız edici ve korkutucu şeylerden kaçmak yerine onlara meydan okuyun. Saçma özürler uydurmayı bırakın ve harekete geçin. Zayıflıklarınızı yenmek için sınırlarınızı zorlamalısınız; kendinize sürekli “alfa” olduğunuzu söylemeniz sizi “alfa” yapmayacaktır.

7. İradesizlik

İradesizlik / irade gücünün eksikliği, burada yazan tüm günahların anasıdır. İrade gücü olmayan bir erkek bir erkek değildir. Erkeği iten bu ateş olmadan, hiçbir şey mümkün değildir. Günümüz erkeği ve özellikle genç erkekler için bu erdemi bulup ateşlemek daha zordur. Günümüz Batılı toplumlarında erkekler, hak sanrısı içindeki kadınlara ve cinsel sapkınlara yer açmak için halı altına süpürülmüşlerdir. Masküliniteyi yok etmeye yeminli günümüz feminize toplumunda, çoğu erkeği bıkkın, savaşı bırakmış ve moralsiz görmek şaşırtıcı değil. Durum ne kadar kötü olursa olsun, bu üstesinden gelinmesi gereken bir durum, kenarda matem tutulması gereken bir durum değil.

İrade, geliştirilmesi güçten daha zor bir şey. Bazı erkekler güçlü bir irade ile doğmuş gibidir ama irade geliştirilebilir. Yukarıdaki bazı önerileri yaparak ve her günün bir öncekinden daha iyi olması için çabalayarak, çelik iradenizi yavaş yavaş geliştirebilirsiniz. Diğer muhteşem erkekleri okuyarak onları rol modeli yapmak ve bu şekilde gerçek hayatta olabilecek bir akıl hocası gibi kullanmak ve diğer destekleyici erkeklerle takılmak iradeniz için iyidir. Ve son olarak unutmayın : asla vazgeçmeyin. Hiçbir koşulda vazgeçmeyin, hayat buna izin vermez.

Çeviri : The 7 deadly sins of manhood

Büyük porno deneyi – Gary Wilson

Daha önce İnternet porno bağımlılığı yazısında bahsettiğimiz your brain on porn sitesinin kurucusu Gary Wilson’un günümüz hızlı internet ve yüksek kalitede yüzbinlerce porno videoya cepten ulaşım imkanının yarattığı hiperstimülasyonun, günümüz erkekleri üzerindeki yıkıcı etkisini tartışıyor.

İnternet pornosu insanın beynindeki ödül devresini sürekli ayartıyor zira sürekli yenilik bir tıklama uzaklıkta. Birkaç tarayıcı penceresi aynı anda açıkken saatlerce tıklaya tıklaya porno klipleri tükettiğinizde, her on dakikada tarih öncesi avcı toplayıcı atalarınızın bütün hayatı boyu görebileceğinden daha fazla ateşli piliç görüyorsunuz.

Günümüz hızlı interneti ve video streaming teknolojisi sayesinde internet pornosu sonsuz sayıda “yeni” uyarana ulaşım sağlıyor ve ilkel ödül devresini sürekli uyarıyor. Erotik yazılar ve resimler uzun süredir insanlığın bildiği birşey. Bunun yarattığı dopamin pompalaması da. Fakat sadece 20 yıl öncesine kadar en sık karşılaştığınız erotik yenilik ayda bir yayınlanan Playboy dergisi ve eve alınan erotik video kasetleri idi. Ama bunların hiçbiri günümüzün birden fazla pencereli sonsuz porno büfesiyle yarışamaz. İnternet pornosunun en büyük farkı kullanıcısına ölene kadar sürekli yeni yeni ve daha ağır erotik sahneler izleyerek dopamin salgılanmasını hep tepe noktada tutma imkanı sağlaması.

Video Türkçe alt yazılı.

 

İnternet pornosu bağımlılığının varlığını kabul edenler bunu genelde uyuşturucu bağımlılığı ve video oyunu bağımlılığı ile karşılaştırıyorlar. Bağımlılıklar her ne kadar benzer beyin mekanizmalarını kullansa da burda büyük bir fark var : insanların seks için ayrı beyin devreleri var ve bunlar ergenlik döneminde çok hassaslar.

Ayrıca Pornoyu bırakmanın çok kolay yolu kitabına da bakabilirsiniz.

Kağıttan kaplan

Bir okur genç erkeklerin kırmızı hapla ilgili en çok yaptığı hatayı şöyle özetlemiş :

Mahmut Abi,

Senin, hayatınızda ipleri elinize almadan, önünüzde aşmanız gereken çok daha ciddi meseleler varken karı, kız toplarına çok girmemeyi tavsiye ettiğini biliyorum gençlere.

Misal, adamın ösym sınavı var, ya da hayatında tam sorumluluklarını eline alamamış, bağımlılıklarından tam anlamıyla kurtulamamış, disiplin kazanmamış vs. gidiyor burada okuduğu ilişki dinamikleri hakkında yazılarla, maskülin, alfa olmak ile ilgili şeylerle hemen “ava” çıkıyor. Eee oğlum senin hayatın akıp gidiyor boşuna, bi hedefin yok, ziyandasın… sitede okudukların arasında bunu mu anladın bir tek?

Ben red pilli ve bu siteyi, skeptico nun sitesini bazı genç arkadaşlara tavsiye ediyorum çevremde. fakat kadın erkek ilişkilerinin gerçek yüzünü görüp, sonra bunu bir kenara/cebine koyup, asıl yapmaları gereken hayatta güç kazanmak, iyi bir yerlere gelmek, sorumluluk almak olması gerekirken, gidiyorlar kız peşinde koşuyorlar güçlü bir karakter ve hayat inşa etmeye girişmeden.

Bu konuda bir yazı yazmanı ve bunu “14 – 18 yaş arası gençlere tavsiyeler” ile beraber en tepeye sabitlemeni çok isterim. çünkü bu “ben anlatırım isteyen mgtow olur, isteyen oyunu oynar veya bu bilgileri başka türlü kullanır buna karışamam” şeklinde düşünmenden çok daha farklı. bilhassa gençler kırmızı hap’tan öğrendiklerini nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar, hata ediyorlar. bu adamlara nasıl kullanırsanız kullanın demek (bunu dediğini görmedim. kendilerine tatlı geldiği ve gerçeği göremedikleri için böyle yapıyorlar) çok büyük bir hata.

Gençlerin en eften püften sorularıyla bile ilgilenen birisin. bu konu dikkatini çekebilir diye düşündüm. benim zeki bildiğim arkadaşlar bile bu tuzağa düşüyorsa bunu es geçmemeli.

“14 – 18 yaş arası gençlere tavsiyeler” yazısı bence yeterli değil sözünü ettiğim nokta için. başlı başına bunun üzerinde duran, “gençler dikkat-danger-ölüm tehlikesi” girişiyle “1. amacınız hayatta başarılı, güçlü, disiplinli, çalışkan olmak olsun. sonrasında zaten kızlar kendiliğinden gelecektir. kız konusunu erteleyin, hayatınızı ve geleceğinizi rayına koyup, ayaklarınız yere sağlam basana kadar” minvalinde bir yazı çok iyi olur.

Çok sevdiğim bir sözü de buraya bırakayım.

“sorunlu insanları düzeltmek yerine, güçlü çocuklar yetiştirmek daha kolaydır.” Frederick Douglass

Ben önce hayatınızı disiplin altına alın sonra kızlar zaten gelir yolunu değil de hem hayatınızı yoluna koyun hem de aktif olarak avlanın diyen biriyim. Ama bunun çoğu erkek tarafından hayatını yoluna koymadan ava çıkmak şeklinde uygulandığını biliyorum.

Bu sitedeki kişisel gelişim ve disiplin tavsiyelerini uygulamadan, sadece PUA teknikleri ile kız tavlamayı öğrenebilirsiniz. Aslında teknikler işin kolay tarafı. Asıl zor olan işin kendi hayatını kontrol altına alma kısmı. O kısım olmadan sürekli yapana kadar yapıyormuş modunda takılırsınız. Eninde sonunda ya bir kadını oneitis yaparsınız ya da 40larında amaçsız bir erkek olarak kalakalırsınız.

Kadınlarla ve hayatta gerçekten başarılı olmak için dominant / egemen olmak zorundasınız. Daha kendi hayatına ve düşüncelerine egemen olamayan erkek, başkalarına egemen olamaz. Olsa olsa zorba ya da götün teki olur.

Mesela, buraya gelip ya da eposta atıp “abi acil yardım” diye kız meselesi / sorunu çözmek için tüyo / yardım isteyen ama bahsettiğimiz disiplin ve spor hayatını ısrarla yapmayan adamlara tek kelime yazmak israf. Siz gerekli ağır antrenmanı yapmadan ringe çıkan boksörlere benziyorsunuz. Biz size kenardan en iyi gardı, en seri yumruk kombinasyonlarını bağırsak ve siz hepsini tek tek yapsanız bir işinize yarayacak mı sanki? O tıfıllıkla isterseniz en teknik gardı alın, en seri yumrukları atın. Dayak yemeye ve nakavt olmaya mahkumsunuz. Ve süpriz süpriz süpriz … Bu maçtan çıkıp da yine ağır antrenman yapmadan ringe çıkarsanız, bilin bakalım ne olacak?

Aynı örnekten gidersek, o dayağı önemli bir toplantıdan birgün önce de yemek istemezsiniz. İnsanın hayatındaki önemli dönemeçlerde, benim hem hayatını düzene koy hem de kızlara yürü felsefem (tam olarak paralel değil, belki disiplin 4 – 6 ay pratik edildikten sonra yürümeler başlayabilir) zararlı olabilir. Bunun sebebi şu. Siz ne kadar öğretiyi hatmedip disiplini sağlarsanız sağlayın, ilişkilerde alfa davranışlar gösterecek kadar çelikleşmek, bir iki tavında dövülme gerektirir. Yani ilk bir – iki ilişkinizde sağlam betalık yapıp tekme yiyeceksiniz. Yılların betalığını öyle düşünce gücüyle sakin sakin atamazsınız. İşte bu yanmaların üniversite sınavı gibi bir şeyin hemen öncesinde olması sınavda ayağınızı kaydırabilir. Bu nedenle yürüme kısmını yapmamanız daha hayırlı.

Yanlış anlamayın. Tehlike yürümelerin başarısız değil başarılı olması. Reddedilmek sizi pozitif bir MGTOW dönemine bile sokabilir. Bende öyle olmuştu mesela. Lisenin ve aile ile yaşamanın kısıtlayıcı hayatından kurtulmak ve ortaokuldan bozma bir üniversiteye değil de iyi bir üniversiteye gitme motivasyonunu ateşleyen lisedeki abazanlığımdı ve derece yapıp üniversite kazanmamı sağladı. 16 – 17 yaşlarımda zoraki MGTOW yaşamamı boşa giden zaman olarak görmüyorum. Şimdi olsa yine aynısını yaparım. O sayede 23 yaşından itibaren kendi parasını kazanan, kendi evi olan ve bekar bir erkek olarak hayatın tadını çıkarabilen biri oldum. Üniversitede part – time çalışmadan okuyamayan biri olmama rağmen.

Rollo Tomassi’nin dediği gibi oyun tekniklerinin problemi, kırmızı haplı olmayan erkeğin herhangi bir kızı tavlaması :

Ama PUA idealinin en önemli problemlerinden biri, AFCizm’in temel sorununa hiç değinmemiş olması. Bu da şu : AFC (beta), AFC (beta) olmayı bırakmak istemiyor ki! Çoğunlukla istedikleri ONEitislerinin (ya da hayallerinin kadınının) kendileri ile uzun süreli beraber olmalarını ve böylece de yan gelip yatacakları şekilde “kendileri olmak” istiyorlar. Oyuna göre PUA Tanrısı Mystery bile PUA senaryosunun kendi ONEities’i olan Katya ile uzun süreli ilişkiye girmek için işe yaramadığında intihara meyilli, zavallı bir AFCye dönüşüyor. Tarihin en meşhur PUAsı bile hala AFC zihniyetinde zira o zihniyeti öldürmek için birşey yapmamış – içindeki AFCyi öldürmemiş.

Başka çok yaygın birşey de reform olmuş ve OYUN yolunda iyi ilerleyen AFCnin, oyun sayesinde hayallerindeki kızı tavlaması ve bunu başarır başarmaz onunla eski AFC çerçevesi temelli bir uzun süreli ilişkiye girerek onu kaybetmesidir. Ben büyük bir Ross Jefferies hayranı değilim ama zamanında dediği bir laf çok doğru : “PUA yeteneklerini bu kalaslara öğretmek, küçük çocukların eline dinamit vermek gibi birşey”. Bu laf kendi tahmin edebileceğinden daha doğru muhtemelen, çünkü felaket potansiyeli çok fazla. Birçok erkek, hedefteki kızı kapatabilecekleri sihirli değnek ya da sihirli formül peşinde. Ama bu onların uzun süredir fantaziledikleri tembel ve beta uzun süreli ilişkiye onları hazırlamak konusunda hiçbir şey içermiyor. Bu adamlar erkek adam değil, ellerinde dinamit olan oğlan çocuklarına dönüşüyorlar. Sonra OYUNu öğrenmek sayesinde hayallerinin kadınının kalbini çalan arkadaş, “başına gelmiş en güzel şey” olan bu hatun kendini terkedince yıkılıp, intihara meyilli bir hale gelince şaşırıyor muyuz? Ya da sevgili ONEities’i bipolar bozukluktan müzdarip çıkınca ve elemanın hayatı OYUN sonrası uzun süreli ilişkiye hazır olmadığı için tepetaklak olunca?

Herhangi bir kadını tavlamak için sadece PUA yeteneklerini kullanmanın problemi, bunun bazen gerçekten HERHANGİ bir kadını tavlaması. Önden araştırma yok, muhakeme yok, düşünmek. AFC oyun sayesinde güzel bir kızı ya da eskiden uydusu olduğu kızı tavlayabilmeye başlayınca o kadar kendilerinden geçiyorlar ki, nasıl bir kadınla beraber olmaları gerektiği konusundaki kriterleri boşveriyorlar. Bu nedenle duygu manipulasyonu yapan kadınlara karşı tamamen hazırlıksız oluyorlar, özellikle de bu kadınlar çok güzelse. Bu nedenle kısa zamanda bu kadını takıntı ve ONEitis haline getiriyorlar.

Bu teknikleri daha pişmemiş bir oğlan çocuğu olarak kullanıp, bir erkeğin girmeyeceği ilişkilere (sorunlu kızlarla) ya da anca yetişkin bir erkeğin başa çıkabileceği ilişkilere girmeleri. Bu durumda ya bir kızı kız arkadaş tutmaya çalışarak ya da kız tarafından terk edilip bunalıma girerek hayatının en önemli fırsatlarından birini heba etmesi.

Kendi hayatınızı kazandığınız ve kendi evinizde yaşadığınız dönemde, eğer o döneme iyi kazanan biri olarak girmişseniz, kadın – erkek ilişkileri daha güzel. Eğer aceleniz varsa hayata hemen atılmaya bakın (okulu uzatmayın, askere gitmemek için master yapmayın ve askerliğinizi yapın, iyi bir iş hayatına sahip olmak için çalışın, vs …). Tamamen kızlaran uzak durun demiyorum ama odağınızdan kızlar için sapmayın. Kızlar kaçmıyorlar.

Sosyal dominantlık ve dominant olmanın yolu

Dominant olmak konusunda çok soru geliyor ve çoğu sorudan anlaşıldığı kadarıyla dominant olmak oldukça yanlış anlaşılıyor. Bu sadece bize özgü bir problem değil. Global kırmızı hap camiasında oldukça yanlış anlaşılan bir kavram dominantlık. Çoğu erkek dominantlığı astlarına ya da içinde bulundukları grubun daha az dominant erkeklerine karşı emirler yağdırırken yanlarındaki kadının onları izlemesi ve bunu sosyal statünün bir kanıtı olarak görüp o adamla hemen yatma isteği duyması gibi algılıyor. Arkadaş grubunda nasıl dominant olurum sorusu soranların çoğunun bu yanlış anlamaya sahip olduğunu düşünüyorum.

Nasıl sosyal dominant olunur sorusu mesela Eğlenen Ustalık yazısında çok gelmişti. Bir başka sıkça sorulan soru da erkeklerin erkeklere nasıl davranması gerektiği konusu. Bunlar genelde dominantlıkla ilgili ve soruların cevapları basit, ama uygulaması çok zor.

Dominantlığın en önemli 2 kaynağı ve geliştirme yöntemi vardır : Disiplin ve duygusal dokunulmazlık.

Disiplin

Disiplinli olmak, kendine egemen olmak demektir. Kendine egemen olamadan dominant olmaya çalışan erkek dışarda anca dominantlık taslar. Sonunda da tabii grup tarafından ağzının payı verilir. Nasıl daha dominant olurum sorusunu soran adam eğer disiplinli değilse, yani yapmak istediği şeyleri (örneğin ağırlık kaldırmak, derslerine çalışmak, vs.) yapması gereken zamanda yapmayı ve yapmaması gereken şeyleri yapmamayı beceremiyorsa (sigara içmemek, porno izlememek, vs), sorusunun cevabı basit : disiplin. Disiplin yoksa, dominant olmak da yok. NOKTA. En azından kendini disiplin altına almadan dominant olman mümkün değil. Hayatının disiplin altına alamadıktan sonra, şöyle kazak erkek davranayım, şöyle sert erkek olayım diye tüyolar aramak nafile çaba. Tekrar ediyorum. Disiplin yoksa dominantlık da yok. Eğer grup içinde ezilen biriyseniz tabii diklenmeniz gerek ya da grubu terk etmeniz. Ama disiplinsiz biriyseniz, ne yapacağınız ya da yapmanız gereken şey belli. Disiplinli olmak. Disiplin yoksa, niye dominant değilim diye sormak çok absürt. Ya da disiplinli olma kısmından kaytarıp yine de dominant olmanın yollarını aramak.

Duygusal Dokunulmazlık

Dominant olmanın çok sevdiğim bir tanımı daha var :

DOMİNANT OLMAK demek en temelde kadınların ve aslında diğer herkesin üzerinizde, özellikle ama özellikle, psikolojiniz ve duygularınız üzerinde, hiçbir ETKİ VE GÜCÜNÜN OLMAMASI demektir.

DOMİNANT OLMAK demek sizin üzerinizde sadece sizin gücünüzün olması demektir. Ben buna DUYGUSAL DOKUNULMAZLIK da diyorum. Duygusal gücün bir alt kümesidir.

Bu ikisi üzerine ek olarak sorumluluk almaktan ve karar vermekten de çekinmezseniz, grup içinde dominant biri haline gelirsiniz. Unutmayın, insan topluluğu kurt sürülerinden çok daha karmaşık bir sosyal grup. Özellikle kaba ve açık güç gösterileri şeklinde dominantlık, topluluk tarafından reddedilir.

Dominant olmak, emir ve istek yağdırmaktan ya da insanlarla ağız dalaşına girip zaferle çıkmaktan çok daha fazlasıdır. Dominantlık disiplin ve duygusal dokunulmazlıktan geldiğinde konuşmanıza, suskunluğunuza, kıyafetinize, kariyerinize, sosyal statünüz gereği muhatap olduğunuz insanlara karşı tavırlarınıza, hoş gördüğünüz veya görmediğiniz şeylere yansır. Hareketlerimiz ne kadar dışa dönük olursa insanların (ve özelinde kadınların) o kadar dikkatini çekeriz gibi bir düşüncemiz var; fakat aslında insanlar hareketlerimizin ince ayrıntılarına düşündüğümüzden çok daha fazla dikkat ediyorlar. Yani az hareketle çok iş başarmak mümkün ki dominant ve karizma birinin alametifarikası budur.

Bu açıdan baktığınızda, dominant olmanın neden kontrol manyağı ya da aşırı kıskanç olmak ile ilişkili olmadığını anlarsınız. Kontrol manyağı ve aşırı kıskançlık ÖZGÜVEN eksikliği göstergesidir. Bir erkeğin kadınını kendine gerçekten bağlayacak arzuyu onda uyandıramaması / uyandıramayacağına inanması ve bunun yerine o bağı zorla kurma ihtiyacının sonucudur. Dominantlıkla da alakası yoktur.

Bu dışa dönüklük ve güç gösterisi yanlış anlamalarını şu tür sorularda hissedebilirsiniz:

hocam peki alfa erkeği arkadaşlarına karşı nasıl davranıyor?? Bütün betaları etkisi altına mı alıyor yoksa onların yanında normal mi takılıyor? Veya arkadaşlarını vezir/rezil yapabiliyor mu? Kısaca arkadaşlarının yanında nasıl davranıyor.

Öncelikle bu sitede defalarca belirttik. Alfa davranışlara sıfattır, insanlara değil. Tamam alfa erkek lafını biz de çok kullanıyoruz ama bunu kullanırken bu ayrım hep aklımızda. Alfa davranışlar ve alfa davranışları çok daha fazla ve tutarlı şekilde sergileyen erkekler vardır ve biz bunlara alfa diyoruz.

İnsan alfası deyince kafanızda kurt sürüsünün alfası gibi bir erkek canlanmasın. Birincisi, insanda alfa davranışları, alfa kurt gibi arada sırada diğer kurtları ısırıp haddini bildirerek olmaz. Yukarıdaki gibi disiplin ve duygusal dokunulmazlıkla, grup içinde ittifakları koruyup beslemek ile olur.

İkincisi, insan gruplarında birden fazla alfa karakterli erkek olabilir. Elit komando takımlarını düşünün. Hepsi alfa, bir liderleri olmasına rağmen. Öyle ben lider olacam, gruba sözümü geçireceğim yoksa betayım, ben lidersem alfayım gibi absürt düşüncelere en güzel cevap.

Şu bir gerçek : Eğer karakter olarak kadınların “iyi çocuk” diye tanımladığı bir insansanız, sadece kadınlarla değil herkesle dominant olmalısınız. Ama dominantlığın anahtarı disiplin ve duygusal güçte (duygusal dokunulmazlık). Boş efelenmelerde ya da ezme / ezilme mekanizmalarında değil.

Saha Raporu – Rahip Modu Uygulama biçimim ve gelişim evrelerim

Rahip modu‘nu uygulayış biçimimi ve gelişim evrelerimi anlatacağım size.

-dizi/film izlemek yok!
-devamlı sosyal medyada takılmak yok!(sözlük yazarlığım, twitter hesabım gitti)
-oyun oynamak yok!
-mastürbasyonu azaltarak bıraktım artık yok!
-dengesiz uyku düzenimi çok zorlandığım halde düzene soktum.
-alkol ve uyuşturucuyu hayatımdan tamamiyle çıkardım, sigara hariç onu da her hafta deniyorum illa ki bir gün olacak.
-ağırlık kaldırmayı aksatmıyorum, gitmediğim günlerde açık havada bisiklet ile kardiyo yapıyorum, dağ tepe dolaşıyorum.
-halihazırda piyano çalmayı biliyorum ama piyanom yok onu da en kısa zamanda temin edicem.
-ders çalışmayı çözemedim.

Ve tabi bunları yaptıktan sonra bazı zamanlarda ortaya çıkan şey “SIKILMAK ve BOŞLUK”. Her sıkıldığımda ya ingilizce çalıştım ya dışarı çıkıp sosyalleştim. Bunları yapmak benim için zordu çünkü 2 sene önce annemi, anneannemi, iki çocukluk arkadaşımı ve pek tabii betalık olarak gördüğüm son darbeyi sevgilimden yemiştim. Şimdi düşünüyorum da doğru yapmış beni terk etmekle. Çünkü 114 kilo olan ben bütün bu olanlardan sonra 80 kiloya düştüm ve şimdi daha kararlıyım.

“Uyuşturucuya ve alkole sürüklenirseniz olacak şey sadece sağlığınızın mahvına çaresizce bakmaktır.”

Dostlar bir sürü motivasyonla ilgili postlar yazıldı bu siteye, üstüne ben de tabi yabancı kaynaklardan okuduğum ve çözümlediğim kadarıyla her şeyin başı “BEN YETERLİYİM!çerçevesi. Kim ne derse desin bu çerçeveyi içselleştirdiğiniz zaman her zaman ve mekanda başarıya istemsizce sürükleniyorsunuz çünkü matematiğe çalıştığınızda veya bir kıza yürüdüğünüzde kafanızda oluşan “ben bu matematiği anlamıyorum/yapamıyorum.” “bu kız bana bakmaz/ya tatmin edemezsem?” gibi kalıplaşan otomatik düşünceler sizi kilitliyor.

Üstüne bir de saha raporu vereyim bu gelişmelerden sonra;

Bana bakınca çoğu kişinin vereceği puan HB6-7‘dir. Etrafımda hep yakışıklı herifler var lakin ayrıldığım nokta genel kültürüm, bilgi zenginliğim ve özgüvenim.

Arkadaşlarım kızlarla birlikte bir mekanda muhabbet ediyorlardı ben de hastaneden dönüp bir uğrayacağımı söylemiştim. Berk, İsmail, Dilber ve İrem. Berk HB8-9, İsmail HB7, Dilber HB6-7 ve İrem ise HB9 diyebileceğimiz tipler. Berk daha 18 yaşında ve çok zor olduğunu bildiğim kendinden büyük kadınla ilişki içerisine girdi girecek, neyse. Ben mekana geldim bir kaç sohbet muhabbet üstüne kaynaştık. Berk anti depresan kullandığı için sohbeti domine edemiyor, İsmail 2 gündür uykusuz. Bekliyorum yapsınlar diye çünkü hem ben sıkıldım hem de hatunlar. Sohbeti ben devraldım ve bütün ilgi bana yöneldi. Abi, ben güzel miyim, sence biz beyinsiz miyiz, bizden nefret ettin galiba gibi envaitürlü shit testi savurucam diye bir ara daraldım ama yine dayandım. Hayatımda bu kadar shit test yediğimi hatırlamıyorum sanırım hatun çok güzel olduğu ve iki kanattan bu shit testleri aldığım içindir. Ne kadar çok shit test yiyorsanız o kadar çok beğeniliyorsunuz demektir. Bir tek “yukarıda otursak olur mu?” shit testini savuşturamadım, boşluğuma geldi kızların istediği yere oturduk.

Peki ben ilgiyi nasıl çektim?

-Güzelliklerini görmezden geldim.
-Ne kadar el ve kol titremem varsa bastırdım.
-Göz temasını kusursuz gerçekleştirdim.
-Dik durup göğsümü öne çıkardım.
-Düşünüp tane tane ve yavaşça konuştum.
-Mekana gelen kızları kestim ki kıskansınlar. (Hele hele bir kızın götünü çok beğendiler ben de dönüp baktım çünkü neden bakmayayım :D)
-Herhangi bir fiziksel temasta geri adım atmadım üstünü bacaklarımız birbirine değdiği anda ben daha da bastırdım.
-Yabancı bir erkekle konuştuklarında kıskançlık belirtisi vermedim.
-Alaycı ve güler yüzlü oldum.(Her dediğine gülmedim yalnız yanlış anlaşılmasın, dalga geçerken nasıl baba kız çocuğunu severse aynen öyle.)
-Dediklerini yapmadım, çoğu zaman domine eden oldum.

Peki ben neler kazandım, neler kaybettim, ne yapacağım?

Berk’in yoluna taş koymuş oldum ama benim amacım HB9 olan hatun ve HB6-7 olan hatuna arada iltifatlar dizdim ki beni friendzone’a alsın Berk’e sorun çıkartmayayım ve HB9 hatun kıskansın. HB9 hatunu durmadan yerin dibine gömerken diğerine böyle yaptım. Burada iyi mi yaptım kötü mü yaptım bilmiyorum orası ayrı. Berk’e de bu işleri ufaktan öğrettim ki hatunu başımdan alsın. Ufaktan kırmızı haplı bir kardeşimiz oldu hem de daha ölmediğimin farkına vardım :D.

Kayıplarımsa yatakta bitmeyen bir ilişki ve zaman.

Hala monk mode içinde bitiremediğim şeylerden ötürü bunları da yoluna koyup çıktığımda bir ilişkiye, tabak çevirmeye vs. kendimi hazır ve vicdanım rahat olarak çıkıcam.

Öğrenin öğretin, sevgiler…

Konuk Yazar : stilo

Not : Stilo’nun bu raporu aslen yorumlarda idi ama orada kıyıda köşede kalmasın, yazı olarak ortada olsun istedim.

Üç Adımda İçinizdeki Merici Öldürün

Meriçlik çağımızın büyük vebası. Her erkek, özellikle de genç yaşlarda, bu derde düşüyor. Hatta yıllar geçse de hala bunun farkına varamayıp kadınlara iyilik yaparak, destek olarak yatağa giden yolu açacağını düşünenler var. Daha kötüsü darbe yediği halde yaptığını savunmaya devam edenler var. Ben de geçmişte bunlardan biriydim ve kırmızı hap sonrası aşağıdaki üç kurala dikkat ederek içimdeki merici tahtalı köye yolladım.

1. Anne, kız kardeş, babaanne, anneanne, hala, teyze gibi birinci dereceden akrabalarınız dışında hiçbir kadına iyilik yapmayın. Meriçliğin temel başlangıç noktasıdır bu iyilik meselesi. Kıza yaranmak için yaptığınız her iyilik onun gözündeki pısırık, yalaka erkek imajını güçlendiriyor. Bahsettiğim iyilikler bilgisayar tamir etme, kızın eşyasını taşıma, ödevine/sunumuna yardım etme, yiyecek veya içecek ısmarlama gibi şeyler. Örnekleri elbette çoğaltabiliriz. Burada ana fikir, kızın siz olmadan halledebileceği her sorunu (ki kızların sorunların çoğu zaman eften püften meseleler olduğu için bu sorunların neredeyse yüzde 95’idir) kıza bırakmak. Merak etmeyin, ölmeyecek. Ölüm veya sağlık gibi hayati meseleler varsa o başka tabii. Ama o konularda da zaten elinizden gelen pek bir şey olacağını sanmıyorum.

2. Hiçbir kadınla samimi arkadaş olmayın. İsterse karşınızdaki ilgi duymadığınız bir kadın olsun. “Onunla bir ilişki düşünmüyorum ne olacak ki?” demeyin. Hele de okul ve iş yaşamında ister istemez artan samimiyet sizi kadınlarla arkadaşlık fikrine daha çabuk alıştırıyor. Bu durum, uzun vadede ilişki/seks düşündüğünüz kadınlara da aynı biçimde yaklaşmanıza neden oluyor. Yani bir nevi alışkanlığa dönüşüyor ve aradaki gizemi azaltarak arzuyu anında öldürüyor. Hele ki uzun mesajlaşma falan kesinlikle 10 kusurlu hareketten biri.

Peki kadınla görüşmeden, konuşmadan nasıl işi ilerleteceğiz? Benim demek istediğim yabani gibi davranmak değil; sadece kadınla kanka moduna girmeyin. Günde 7-8 saati birlikte geçirmeyin, her boku birlikte yapmayın, yapışık ikiz gibi dolaşmayın. Sadece baş başa buluşma olduğunda kadınla samimi olun. Zaten orası kendine güvenen esprili bir dille ve dokunarak kadını kendimize bağlayacağımız yer.

3. Hiçbir kadının derdini dinlemeyin. Bu davranış, ağzınızdan tek kelime çıkmadan sizi pasif meriç konumuna sokuyor. Unutmayın ki kızlar kendi aralarında boktan bir meseleyi bile saatlerce tartışma kapasitesine sahip. Diğer kızlarla yapmaya alışık olduğu bu hareketi sizle de yapmasına izin verdiğiniz zaman bilin bakalım ne oluyor? Kızın derdini saatlerce dinleyebilecek “başka bir kız arkadaş” oluyorsunuz. Yani kız sizi bırakın sevgili/seks adayı olarak görmeyi erkek olarak bile göremiyor.

Tabii bunları ilk yaptığınızda kadınlar size “öküz, odun, kaba herif” diye kızacak. Hatta bazıları feminik masallarıyla soslanmış şövalyelik dersleri verecek. Gülüp geçin, çünkü kendisini kullandırmayan bir erkekle karşılaşmanın şokunu yaşayıp shit test atıyorlar. Bunları duymanız doğru yolda olduğunuzu gösteriyor. Belki o kadınla ilişkiniz bozulacak; ama meriçlik yapmamanın getirdiği özsaygı kendinize bakışınızı ve duruşunuzu değiştirecek.

Daha da önemlisi kadın bu kararlı davranışlarınızdan ötürü sizi kafasında etrafındaki meriç topluluğundan çok daha farklı ve üstün bir yere koyacak, eliniz güçlenecek. Tecrübeyle sabit.

Gerçekte 250 kişinin tamamıyla rekabet etmiyorsun

Erkek kardeşim bir keresinde eyalet dışında bir işe başvurmuştu.

Pozisyon için 250 kişi daha işe başvurmuştu ve matematik açıdan şansı 250’de 1 gibi görünüyordu.

İşe alım sürecine girmeye karar verdiğinde telefonda konuştuk. “Lee, insanlar bana hiç şansım olmadığınız zira işi almak için bir sürü insanın başvurduğunu söylüyorlar” dedi.

“Evet, tahmin edebiliyorum” dedim.

“Ama olay şu ki ben bütün o adamlarla rekabet etmiyorum. Şimdiden onların çoğundan daha iyiyim.”

Küstahça mı geldi? Öyle değil. Objektif baktığında doğru söylüyordu.

Biz küçükken babamız ve büyükbabalarımız bize “sağlam ve güçlü bir şekilde el sıkış”, “zamanında gel”, vs. gibi şeyler öğretmişti. Her erkeğin bilmesi gereken temel şeyler.

Fakat günümüzde, bunlar çok ve boş konuşan soyaoğlanlar arasında yaygın şeyler değiller. Benim birader de Millenial ama öyle davranmıyor.

Tabii ki insanlar belli ırk kotalarını doldurmak gibi şeyler için işe alındıklarından iş piyasası kötü ama yetenek / yeterlilik hala sizi bir yerlere çıkarabilir, özellikle de küçük işletmeler dünyasında. Benim erkek kardeşimin avantajı, el bebek  gül bebek büyütülmemesi. Daha önce bu yollardan geçmiş sert erkekler tarafından büyütüldü.

Birden fazla görüşmeye gitti. Hepsine gitti, el sıkıştı, işin başındakilerle görüştü, isimleri hatırladı, binadaki diğer çalışanlarla konuştu ve patron içeri girerken kafası ile selam vermek üzere oto parkta kahve içti.

Bir ay içinde elene elene 10 aday kaldı. Benim birader de bunlardan biri idi.

Sonunda işe birini aldılar- ama o kişi benim birader değildi.

Omuz silkti. Ucundan kaçırmıştı.

Ama sonra patron kardeşimi aradı ve dedi ki “dinle, senin bizim takımda olmanı istiyoruz, bir yerlerde, herhangi bir yerde. Yukarıdakilerle konuştum ve eğer becerebilirsek sana bir pozisyon açacağız.”

Kısa süre sonra, birader yeni pozisyonda işe alındı.

Şaşırmadım.

Evlilik istatistiklerine bakıp “AMAN ALLAHIM, BOŞANMA ORANLARINA BAK!” diyebilirsiniz.

Bir çocuk yetiştirmenin masraflarına bakıp “AMAN ALLAHIM, BEN ÇOCUK SAHİBİ OLAMAM” diyebilirsiniz.

“ŞANSIM 250’DE BİR, KAZANMA ŞANSIM YOK!” diyebilirsiniz.

Ama çoğu insanın yememesi gerekirken patates cipsi yemeyi bırakacak kadar bile öz kontrolü yok. Çoğu insanda gelecek için para biriktirecek, bir köpeği eğitecek ya da oyunu öğrenecek kadar sabır yok. Bunun yerine istatistiklere bakıp hırlıyorlar. Dünyanın adil bir yer olmadığından ya da kadınların şeytani olduğundan ya da kimsenin işe adam almadığından şikayet edip duruyorlar. Ve o siktiğimin köpeği koltuğa işemeye devam ediyor!

Rekabet ettiğiniz adamlar bunlar. Şansınız düşündüğünüz kadar az değil.

Çeviri : You’re not really competing against all 250

Yapasım gelmiyor

Merhaba Erkekadam okuyucuları. Ben Boğaç. Daha doğrusu rumuzum bu. Kendimi uzun uzun tanıtmak isterdim ama konumuz bu değil. Sizinle önemli bir çeviri paylaşacağım. Erkek Adam Jocko Willink’in “Disiplin Eşittir Özgürlük” kitabına atıfta bulunarak bir yazı yazmıştı. Bu yazıyı gördüğümde aslında en önemli şeyin harekete geçmek ve devam etmek olduğunu tekrar hatırlamış oldum. Şimdi de Jocko’nun “Not Feeling It” podcastinin çevirisini paylaşmak istiyorum. Önemli olduğuna inanıyorum ve eklemeler de yapacağım. İyi okumalar…

 

Bir şey yapmak istemediğim günlerle nasıl başa çıkıyorum? O yorgun olduğum, yıprandığım veya kendime yaptığım eziyetten bıktığım günler… O günlerde ne yapıyorum?

Cevap basit. Her türlü harekete geçiyorum. İşimi yapıyorum.

Bazen ruhsuz bir şekilde yapıyor da olsam da, eylemlerimin peşinden gidiyorum(ÇN: Aslında kalıp “go through motions” ama ben böyle çevirmeyi daha uygun gördüm).

Antrenman yapmak istemiyor muyum? ANTRENMAN YAPIYORUM.
Kafamı projeme gömmek istemiyor muyum? KAFAMI PROJEME GÖMÜYORUM.

Erken uyanmak ve yatağımı terk etmek istemiyor muyum? ERKEN UYANIP YATAĞIMDAN ÇIKIYORUM!

Bu arada, bunlar bazen ufak bir araya ihtiyacınız olduğunun birer işareti olabilirler ve doğru da olabilirler.

AMA bugün ara vermeyin. Yarına kadar bekleyin. Size tatlı tatlı fısıldayan anlık hazlara aldırmayın. O sesi kapatın. Dinlemeyin. Bunun yerine, eylemlerinizin peşinden gidin. O ağırlığı kaldırın. Tepeye deparınızı atın. Projeniz üzerine çalışın. YATAKTAN ÇIKIN.

Ben ertelemeyi sevmem. Ama ara veresiniz varsa, bu ertelemeniz gereken tek şeydir. Yarına bırakılacak tek şey ara vermektir.

Ve yarın geldiğinde, hâlâ ara vermek istiyorsanız, verin. Muhtemelen ara vermeyeceksiniz veya buna ihtiyaç bile duymayacaksınız. Muhtemelen ara vermeye olan arzunuzun sadece bir zayıflık olduğunu fark edeceksiniz. O arzu aşağı inen yoldur, en az direncin yolu.

Eylemlerinizin peşinden gitmekle, bu zayıflığınızın üstesinden geleceksiniz. Ve doğru yolda kalacaksınız, disiplinin yolu. Savaş yolu!

Yani tam da ait olduğunuzu bildiğiniz yerde.

(Çevirmen Notu: Şahsen benim gelişim maratonunda öğrendiğim en önemli şeylerden biri, eylem ve motivasyonun, bize anlatılan dinamiğin tam tersi şekilde işlediği. Motivasyon eylemin sebebi değil, sonucudur. Harekete geçmek size motivasyon getirir. Harekete geçin. Eğer bir şey yapasınız yok ise o an disiplin sizinle dost olmak için fırsat kolluyor demektir. Ona merhaba deyin ve bağ kurun. O işi yapın. Hayattaki en iyi dostunuzu kazanın.)

Kırmızı Hap Anayasası – Bölüm III

Madde 17. Kapı Bekçiliği 

Erkekler ilişkinin, kadınlar ise seksin kapı bekçisidir. Seksin olup olmayacağına kadın, seksin devamında ilişkinin olup olmayacağına ise erkek karar verir. Peki neden? Cevap basit: arz ve talep. Erkekler daha çok seks, kadınlar ise ilişki isteyen taraftır. Bir erkeğin kadına bağlılığı seks kadar değerlidir. Bu işin cilvesi ise kadınların ilişki için seks sunmak zorunda olmamasıdır. Bu üstü örtülü bir sözleşmedir; karşılıklı saygın bir anlaşmada seks sunan kadın ilişki talep eder, erkekler de ilişki karşılığında seks ister. Nasıl ki erkekler ilişki olmadan da seksi seviyorsa kadınlar da seks olmadan sunulan bağlılığa bayılır.

Bir kadın, erkeğe seks sunmadan ilişkiyi elde edebiliyorsa o erkekle “arkadaş olur”. Buna friendzone diyoruz. Friendzone, erkeklerin kadından herhangi bir seks sözü almadan ona sadık kaldıkları ve karşılığında onurlarını göz göre göre harcadıkları dipsiz bir kuyudur. Böyle bir adam erkeğin orospusudur; çünkü nasıl ki önüne gelenle yatan bir kadın seksin bedelini ucuzlatıyorsa, seks olmadan ilişkiye devam eden erkek de ilişkinin değerini düşüyor demektir.

Madde 18. Duvar: Erkek Değer Kazanır, Kadın Değer Kaybeder

Kadınlar değeri gitgide düşen varlıklardır; tek varlıkları ve satış noktaları, güzellikleri ve doğurganlıklarıdır. Güzelliklerinin zirve dönemini hesapsızca harcarlar, basit zevklere adanmış ortamlarda bir kucaktan diğerine atlayarak rahatça seks yaparlar. Kendilerine de güçlü kadın derler. Partinin sürekli devam edeceğini sanarak 20’li yaşlarını bir çocuk gibi hoyratça ve sorumsuzca geçirirler ve “uslanmak” için çok zamanları olduğunu düşünürler. Ama 30 yaşına geldikleri zaman garip bir şey olur ve kadının dış görünüşü inanılmaz derecede bozulmaya başlar, yüzündeki her kırışıklık güzelliğinden ve gücünden bir parça alıp götürür. Çapkınlıkları ve madde kullanımı bu durumu daha da kötüleştirir. Buna bir de yemek yapmaktan anlamadığı için sağlıksız beslenmeyi eklerseniz, modern kadının neden daha erken yaşlandığını anlarsınız.

Kadın, ancak güzelliğinin gücünü kaybettiği zaman hayatındaki öncelikleri değişmeye başlar ve uslanmak için umutsuzca erkek aramaya koyulur. Çoğu zaman da birkaç sene önce yüzüne bakmayacağı bir erkeğe razı olmak zorunda kalır. Öte yandan erkekler bu yaşlarda 20’lerine göre daha güçlü olmaya başlar, dolayısıyla cazibeleri de artar. Bir kadın gençliğinde parlarken yaşla birlikte çabucak söner. Zaman erkeklere çok daha cömert davranır ve yıllanmış şaraba dönüştürür. Kadının yaşı sorulmaz denmesinin sebebi budur; çünkü erkeklerin böyle bir çekincesi yoktur.

Madde 19. Kadın Doğulur, Erkek Olunur

Kadın doğulur, zaten bir kadın çocuk doğurabilen bir kız çocuğundan daha fazlası değildir. Bir kadını kız çocuğundan ayıran herhangi bir zihinsel veya ruhsal bir farklılık yoktur. Aradaki tek fark yaştır. Fakat bir kadın erkekleri eleştirirken sevmedikleri adama “oğlan çocuğu”, sevdiklerine ise “adam gibi adam” der. Erkeklerden ise kadınlara dair böyle laflar duymazsınız. Kadınların aksine, erkeklerin yaşla birlikte aşması gereken ve erkeğin kalitesinin ve karakterinin ispatı olan engeller vardır. Bunlar erkeğe saygı duyulmasını sağlar. Korkusuzluk, özgüven, cesaret güç ve onur gibi… Bu yüzden erkek olunur diyorum. Acı, sefalet, zorluklar ve kalp kırıklıkları erkekleri oğlan çocuğundan adama dönüştüren şeylerdir.

Çatışma ve acı, maskülen bir zihin yapısını oluşturan unsurlardır. Bir erkek çatışmalarla uğraşmadan ve geriye dönüp hatalarını analiz etmeden adam olamaz. Erkekliğin alameti deneyim ve zorluktur, düzensizlikten rahatlığa geçiş süreci erkeğin içgüdüsel olarak takip ettiği bir yoldur. Erkekler güçlenerek oğlanlıktan adamlığa geçmek için hayatlarındaki acılara mantıkla yaklaşmak zorundadır. Erkek doğulmaz; çünkü konfordan gerçek bir adam çıkmaz. Kanlı savaş meydanlarında erkek olunur. Bu savaş ekonomik, psikolojik veya bunların bileşimi şiddetli bir savaş olabilir. Dolayısıyla erkekler bir nevi askerdir, korkusunu bastırmayı ve adrenalini besleyerek gelişmeyi öğrenmiş bir bireydir. Adamlığın ruhu budur. “Adam” kelimesinin gerektirdiği kudrete layık bir erkek olabilmek için bu süreçten geçmek gerekir.

Madde 20. Bekâr Anneler Zayıf Erkekler Yetiştirir

Bekâr annelerin erkek çocuklarını yetiştirecek becerileri yoktur. Daha doğrusu, erkeğe maskülen gelişimi için gereken rehberliği sağlayacak malzemelerden yoksundurlar. Bu yüzden potansiyeline ulaşamayan erkek çocukları disiplinden uzak kalır ve hayatta bir amaçları ve hedefleri olmaz. Kötü disiplin, pasiflik ve düşük özgüven getirir, bu özellikler de etkileyici değildir ve erkeğin romantik ilişkilerdeki başarısını düşürür.

Madde 21. Halo Etkisinin Önemi

Sosyal pazar değeri her şeydir. Düşük statülü bir adamın söylediği şey “iğrenç” bulunurken aynı şeyi güçlü ve yüksek statülü bir adamın söylemesi kadına “flörtöz” veya “seksi” gelebilir. Hal böyleyken erkeklerin fiziksel açıdan her zaman en yüksek standartta olması lazımdır. Çünkü bu durum hayatınızı cinsellik dışında sosyal ve maddi alanlarda da kolaylaştırır. Ne kadar iyi görünüyorsanız o kadar olumlu tepkiler alırsnız. Dış görünüş olarak çekici insanlara karşı daha az önyargı beslenmesine hale etkisi denir.

Madde 22. Testosteron ve Sağlık

Beslenme ve egzersiz, potansiyelinize ulaşmanız konusunda son derece önem taşır. Obez, düzenli uyumayan ve kötü beslenen bir erkek düşük enerjilidir ve verimli olamaz. Bu insanların zihinsel durumu başarılı olmaya yeterli değildir, üstlerinde sürekli uyuşukluk vardır. Erteleme hastalığı, hareketsiz bir hayat yaşayan bir erkeği yavaş yavaş öldüren bir zehirdir. Fiziki olarak aktif adamlar işlerini halleder. Egzersiz sizi sadece o anda harekete geçirmez, aynı zamanda sürekli devam edecek bir enerji aşılar. Düzenli fiziksel aktivite ve iyi beslenme, seçenek değil zorunluluktur.

Doymuş yağ tüketerek ve en az 8 saatlik gece uykusu alarak doğal testosteron seviyenizi artırın. Ağırlık kaldırarak antrenman yapın, haftada en azından üç kere squat, bench press ve deadlift antrenmanlarına gidin. Her antrenmandan önce mutlaka bir gün dinlenin. Erkek zihnini tam kullanılabilmek için vücuduna iyi bakmalıdır. Yüksek testosteron zihninizi berraklaştırır, özgüven verir ve enerji seviyenizi yükseltir.

Madde 23. Eğitimin Feministleşmesi

Modern eğitim, erkek çocukları ve genç adamlara karşı taarruz için inşa edilmiş sosyal mühendisliğin kalesidir. Kadın öğretmenlerin sayısı erkekleri geçiyor ve yükseköğrenim kurumlarında varlıklarını daha çok hissettiriyorlar. Eğitim kurumlarındaki kadın hocaların ve öğrencilerin erkeklere karşı cinsiyetçi tavırları erkekleri akademik dünyadan uzaklaştırıyor. Bu genç adamları kaybedecekleri apaçık belli olan bir yarıştan çekildikleri için suçlayabilir miyiz? Tabii ki hayır! Feminizmle kol kola giden politik doğruculuk, umut dolu ve enerjik bir erkeğin motivasyonunu, umutlarını ve onurunu kırmaya yetiyor. Modern akademik dünya, erkeklerin ruh sağlığı açısından yararlı bir ortam değil. Sözde ilerici sosyal mühendislik, modern erkeğin zihinsel sağlığını tamamen kötüleştiriyor.

Eğitim gören bir erkekseniz ve bu sürecin psikolojik anlamda yıpratıcı olduğunu düşünüyorsanız serbest çalışmanızı sağlayacak bir meslek veya beceri öğrenmenizin ya da iş kurmanızın vakti gelmiş demektir. Maddi özgürlük, sadece özgüven sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bir erkeğin politik doğruculuğa bulanmış beyaz yakalı dünyasından da kaçmasını sağlar. Mühendislik veya inşaat gibi ileri derece yetenek veya risk gerektiren sektörlerde kadınların sayısı düşüktür, böyle ortamlarda erkek düşmanlığından uzak bir sığınak bulabilirsiniz.

Tamircilik, elektriçilik, tesisatçılık gibi çoğu meslekte erkeklerin sayısı ezici çoğunluktadır. Dolayısıyla işyerindeki olumsuz kadın baskısından kaçmak için bu alanları tercih edebilirsiniz. Yaşamınızı sürdürmek için bir işe ihtiyacınız olduğu için maddi bağımsızlık bir erkeğin adam olmasının gereğidir. Girişimci olan veya erkeklerin çok olduğu alanlarda çalışan erkekler, beyaz yakalılara göre daha iyi durumdadır. Çünkü erkekliklerini bastırmak zorunda kalmazlar, istedikleri gibi davrandıkları için işlerini kaybetme korkuları yoktur. Kurumsal şirketlerde erkeklere karşı sergilenen olumsuz tavır akademinin bir yansımasıdır.

Madde 24. Kadınlar Neden Erkeklerle Arkadaş Olur?

Kadınların erkeklerle arkadaş olma sebebi, erkeklerin daha ilginç, eğlenceli, oturaklı ve uyumlu olmasıdır. Ayrıca, güzel bir kadın hiçbir şey sunmadan erkeklerden iyilik görebileceğinin de farkındadır. Bu yüzden eli yüzü düzgün denilebilecek kadınlar bile bu durumdan fayda sağlamaya kalkar. Erkeklerin kadınlarla arkadaş olma sebebi ise arkadaşlığın sekse giden yoldaki ilk adım olduğunu düşünecek kadar salak olmalarıdır. Kadınlar da bu yanlış inanışı kullanarak erkeklerin hiçbir şey elde etmeden zaman, para ve enerji harcamasından yararlanır. Arkadaşlığın yatağa giden bir yol olmadığını anlayan erkekler, kadınlarla arkadaşlığın anlamsız olduğunu görür. Bir erkeğin arkadaşlığı kadınınkinden daha değerli olmasına rağmen kadın arkadaşlık karşılığında seks sunmaz; çünkü sevilmeniz sevişilecek bir adam olduğunuz anlamına gelmez. Kadınlar da bu sorunun tam tersini yaşarlar. Çünkü kadınlar arkadaştan çok sevişilecek biri olarak görülür. Erkeklerin sevişmek, kadınların ise sevilmek için uğraşması gerekir.

Bir kadın sadece kendi ihtiyaçlarını düşünür, sizinkini umursamaz. Bir erkek nasıl ki karşıdaki kadını seks için kullanıp atabilirse kadınlar da erkeğin duygularını ve parasını kullanıp atabilir. Kadın sizin zamanınızı harcamaktan, sizi bir eğlence kaynağı olarak kullanmaktan ve hiçbir şey vermeden sürekli şikâyetlerini size anlatmaktan memnuniyet duyar. Arkadaşlığı daha değerli olan bir erkek için bu kötü bir anlaşmadır. Eğer sürekli takıldığınız bir hatunla sevişemiyorsanız yüzde 99 ihtimalle kötü bir anlaşma yaptınız demektir.

Çekici bulmadığınız halde size ilginç gelecek ve arkadaşınız olabilecek kadınların sayısı pek azdır; çünkü kadınların çoğu şahsiyetten yoksundur. İşleri güçleri dedikodudur. Kadın, sıkıcılığın en somut örneğidir. Çoğu kadının seksten başka sunabileceği bir şey yoktur; çünkü başarılı olmak için kendilerini geliştirmeleri gerekmez. Bu yüzden kadınların çoğu komik veya ilginç olmak için uğraş göstermez. Kaliteli bir arkadaşlık arıyorsanız erkekleri tercih edin. Bir kadınla sıkıntıdan öleceğiniz kadar çok muhatap olmak zorundaysanız (ki muhtemelen olacaksınız) yapılacak en iyi şey onunla dalga geçmektir. Kadınları ilginç hale getirmenin tek yolu onlara takılmak, hatalarını yüzlerine vurmak ve sürekli uğraşmaktır. Yoksa sıkılırsınız ve dünyanın en sıkıcı kitabını okumayı bir kadınla oturup iki çift laf etmeye tercih edecek hale gelirsiniz.

– SERİNİN SONU –

Çeviri: The Red Pill Constitution