Disiplin eşittir özgürlük

Çoğu insan kendisini geliştirmek için yapabileceği o tek değişimi arıyor. Hayallerini gerçeğe dönüştürecek o tek değişim. Fişten çekilmek ve kırmızı hap öğretisini öğrenmek, böyle bir değişim gibi görünebilir.

Fakat hayatınızı istediğiniz hale getirmek, sizi kafanızdaki potansiyel kişiye çevirmek için gerekli şey sadece bir tane değil. Ya da 10 veya 100 tane şey değil. Bu hızlıca koşup aşabileceğiniz bir yol değil ve maalesef kısa yol da yok.

Meditasyon sizi oraya ulaştırmayacak, ya da mucize bir hap. Sadece kırmızı hapı okumak ve zihninizde evirip çevirmek örneğin sizi daha maskülin bir erkek yapmayacak.

Daha iyiye evrilmek baş koymanız; gün-gün, hafta-hafta, ay-ay vermeniz gereken bir savaştır. Bu savaş tembelliğe, zayıflığa, nefsinize yenik düşmeye karşı hiç durmayacak olan bir savaştır.

Bu savaş, disiplin gerektirir. Çok çalışma ve kendini adama gerektirir. Erken kalkmanızı, geç yatmanızı ve bu ikisi arasındaki her dakika disiplinli bir şekilde çok çalışmanızı gerektirir. Hem de HER GÜN!

Eğer daha iyiye evrilmek istiyorsanız, bunun kısa yolunu aramayı bırakın. Hemen disiplin ve çok çalışma savaşına girişin. Kırmızı hapı bilgisayar başında okuyarak ve yazarak mı yutmaya uğraşıyorsunuz? Yapmayın. Bu fiziksel bir savaş. Hergün saat 6’da kalkmanızı, 11’de yatmanızı ve aradaki zamanda ağırlık kaldırmanızı, işinize ve daha fazla kazanmaya odaklanmanızı gerektiren bir savaş. Eğer bilmiyorsanız disiplinli bir şekilde İngilizce öğrenmenizi, eğer İngilizce biliyorsanız üçüncü bir dili öğrenmeye başlamanızı gerektiren bir savaş. Hergün, hayatınızın her anında dominant ve maskülin konuşmaya ve davranmaya çalışmanızı gerektiren, kadınlar tarafından reddedilme korkunuzu aşmak için oyunu pratik etmenizi gerektiren bir savaş.

<<Motivasyon
Motivasyon hakkında fazla endişelenmeyin.
Motivasyon kaypaktır. Arada gelir gider.
Motivasyon güvenilmezdir ve hedeflerinizi başarmak için motivasyona bel bağlarsanız yarı yolda kalırsınız. (*)

Her sabah kalkmak ve işe
koyulmak için motive olmayı beklemeyin. Sırtınızı motivasyona dayamayın.
Sırtınızı disipline dayayın. Ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.

Yani :

KENDİNİZİ YAPMAYA İTİN.

Bunu da disiplinle yaparsınız.

Herkes iş yapmadan amaçlarını elde ettirecek mucize hapı arar.
Fakat böyle birşey yok.

Hayır.

Çok çalışmak zorundasınız.
Çizgiyi tutmak zorundasınız.
İşleri yapmak zorundasınız.
Yani hemen çalışmaya başlayın.
Disiplinli olun. Disiplinin kendisi olun.

BAŞARIN.

Hepsi bu.

Joko Willink >>

Yorgunluk, isteksizlik, yarın yaparım abicilik asıl düşmanlarınız. Feminizm, hipergami, vs … Bunlar tembelliğin, motivasyonsuzluğun ve işleri ertelemenin yanında hiçbir şey değiller.

<<  Artık yok.

Artık bahaneler yok.
Artık “yarın yaparım” yok.
Artık “bir seferlikten birşey olmaz” yok.
Artık kendi nefsimin zayıflıklarını kabullenmek yok.
Artık kolay yolu konuşmak yok.
Artık zihnimi işgal eden sağlıksız ve verimsiz düşüncelere  boyun eğmek yok.

Hayır!

Artık yok.
Artık doğru zamanı beklemek yok.
Artık kararsızlık yok.
Artık daha fazla yalan yok.
Artık zayıflık yok.

Hayır!

Artık yok.
Şimdi güçlü olmanın zamanı.
Ve güç ile, kararlılık ile, mutlak bir disiplin ile
Olmak istediğim kişiye dönüşeceğim.
Ve ancak o dönüşüm tamamlandığında oturup
Artık yok diyeceğim

Joko Willink >>

Kendinizi hergün istisnasız sabah saat 6’da o yataktan kaldıracak disiplini elde etmediğiniz sürece başarılı olma şansınız yok. Haftanın 3 – 4 günü salona gidip ağırlık kaldırmadıkça başarılı olma şansınız yok. Hergün bilgisayar oyunlarına, internette sörf yapmaya, film veya dizi izlemeye, pornoya saatlar ayırdıkça gelişme şansınız yok. Bu alanlarda disiplini ele alacak kadar maskülin değilseniz, gidip kızlara yürümenin pek bir faydası yok.

<< Hergün

Bu yarı – zamanlı bir iş değil.
Bu mesaiyi bitir ve artık evine git işi değil.
Bu, haftasonu tatil yaptığınız bir iş değil.

Hayır.

Bu işte haftasonu tatili diye birşey yok.
Bu hergün yapmanız gereken bir iş : Hergünün Pazartesi olduğu bir iş.
Ve bu hoşunuza gitmeyebilir.

Ben? Ben buna bayılıyorum.
Benim için hergün yeni bir başlangıç.
Yeni bir gün.
Yeni bir hafta.
Hayata yeni bir başlangıç.
Kapıdan erkek gibi çıkıp, güne acımasızca saldırmak ve sahip olmak için yeni bir fırsat.

Bugün kelleler alacağım.
Baskı kuracağım.
Saldıran taraf benim.

Tabii ki yorulacağım.
Dayak yiyeceğim hatta nakavt olup yere serileceğim.
Kötü günlerim de olacak.

Ama DURMAYACAĞIM.

Joko Willink >>

Disiplin eşittir özgürlük nereden çıktı diyeceksiniz. Burada yazdıklarım emekli komando Jocko Willink’in felsefesi ve disiplin konusunda yazılmış en iyi kitaplardan biri olan Discipline Equals Freedom: Field Manual kitabının konusu. İngilizce biliyorsanız mutlaka okuyun. Bilmiyorsanız öğrenin ve sonra bu kitabı okuyun. Kitap iki kısımdan oluşuyor. İlk kısımda teori var ve ikinci kısımda ise pratik. Joko, ikinci kısımda, bu konuda ne yapacağını ve nereden başlayacağını bilemeyenler için çok sağlam bir yapılacaklar listesi veriyor.

Gerçi Joko’nun oldukça sağlam podcastlarını dinlerseniz, kitaptaki çoğu şeyin orada anlatıldığını göreceksiniz.

(*) – Motivasyon neden kaypaktır nasıl disiplinli olunur yazısında değindik.

Kırmızı hapla gelen dırdır

Erkeklerin çoğu, kırmızı hapı yuttuktan ve davranışlarını buna göre değiştirdikten sonra, kız arkadaşlarının ya da eşlerinin bunu takdir edeceğini ve kendi dominant davranışlarına boyun eğip, mutlu mesut bir geleceğe yol alacağını düşünür. Maalesef, birçok erkek, bunun böyle olmadığını tecrübe ile görür.

İlişkiye feminen erkek çerçevesi ile girmiş birinin eşi / kız arkadaşı, kişinin maskülin benliğini ortaya çıkarmasına her zaman olumlu tepki vermeyebilir. Bu kadın, alıştığı hayat tarzının devamını isteyecek ve erkeği eskisi gibi feminen davranmaya zorlayacaktır. Ama biliyorsunuz ki kadın bu konuda ne yaparsa yapsın onu dinlememelisiniz.

Eğer kadınınız sizin erkek gibi davranmanızdan rahatsızsa ve özellikle de sizin yeterince / eskisi gibi duygusal ve duyarlı olmadığınızı söylerse, oturup ona kırmızı hap öğretisini de açıklamaya kalkmayın. Ve Allah aşkına sakın kadına “bak güzelim sen kadınsın, dominant davranıyorum diye dırdır ediyorsun ama inan bunu sen de seveceksin” tadında açıklamalar yapmaya kalkıp komik duruma da düşmeyin. Kırmızı hapı gerçekten yuttu iseniz kadınların asla tam açıklık istemediklerini, tam açıklığın feminen bir özellik olduğunu ve kırmızı hapı bile tam açıklarken kadının gözünde beta duruma düşeceğinizi bilmeniz gerekir.

Kadına söylemeniz gereken tek şey, SİZİN BÖYLE BİRİ OLDUĞUNUZ VE DEĞİŞMEYECEĞİNİZ. Açıklama yok. Açıklamaya kalkarsanız yanlış yaparsınız. Hatta bu konuyu tartışmak da yok. Çok büyük yanlış. Özür dilemek yok. Bu daha büyük bir yanlış. Bu konuda kavga etmek. En büyük yanlış!

Bu siteyi okuyanların çoğu genç ve bekar. Sizin için iş kolay. Kız arkadaşınızı birkaç kez bu şekilde geçiştirdikten sonra, eğer hala dırdıra devam ediyor ise, şunu söyleyin : “eğer bu durum hoşuna gitmiyor ise, bu ilişkiyi bitirebiliriz”. Ve bu laftan sonra da açıklama yok, özür yok, kavga yok. Bu lafı söyledikten sonra konuyu kapatın. Eğer susmanız gerekiyorsa susun.

Eğer kadın bu topa girer ve ilişkiyi bitirirse durumu onaylayın ve kıza “iyi şanslar” dileyin ve ayrılın. Siz yelkenleri suya indirip peşine düşmezseniz muhtemelen geri dönecektir ama dönmezse de sizin için ayrılık, erkek olmanızı kabul edemeyen bir kadınla beraberlikten daha hayırlıdır.

Olmak istediğiniz biri olduğunuzdan dolayı kimseye açıklama borçlu değilsiniz. Kimse için, olmak istemediğiniz biri olmak zorunda değilsiniz. Neden olmanız gerektiği gibi maskülin olma yoluna girdiğinizi biliyoruz, gereğinden fazla acı çekiyordunuz. Neden bu yola zaman ayırıp kendinizi değiştirdiğinizi de biliyoruz. Zira bu sizin hayatınızın olması gerektiğinden daha fazla izdıraplı olmasını önlüyor. Odakta siz varsınız ve şimdi size aşağıdaki yazacaklarım çok bencilce gelecek ama emin olun değil :

Sizin için öncelik sizsiniz, sonra varsa çocuklarınız ve sonra kız arkadaşınız / eşiniz.

Nasıl ya? Çocuklarımı kendimden önemli saymam gerekmez mi diyebilirsiniz. Ama emin olun böyle romantik duyar kasmalarının çocuklarınıza bir yararı yok. Kendi potansiyelini en tepeye çıkarmak yerine hayatını çocuklarının ihtiyaçlarına adayan bir erkek, çocuklarına iyilik yapıyor gibi hissedebilir ama kendisini daha yukarı çekerek çocuklarının geleceğini de daha iyiye çekeceğini hesaba katmadığından aslında kötülük yapıyor da olabilir. Çocuklarınız size bağımlı ve o nedenle de kendinize çok iyi bakmalısınız ve odaklanmalısınız. Kendini yüzde 100 ihmal edip hayatını ailesine adayan ve 40lı yaşlarının sonunda kalp krizi ya da beyin kanaması ile aniden ölüp, daha 15 yaşında bile olmayan çocuklarını ortada bırakan ne kadar çok erkek var bilseniz!

Neyse konumuza dönelim. Kadınınız eğer daha maskülin olmanızı protesto ediyorsa, buna kesinlikle duygusal bir tepki vermeyin. Kadın sadece erkeğin kontrolünü yeniden eline almaya çalışıyor. Çoğu kadın bir yerde erkeğin buna boyun eğmeyeceğini anlayıp bu dırdıra bir son verir. Hatta çoğu kadın, bir süre dırdır ile sizi shit teste çeker ve boyun eğmediğinizi görüp size daha bağlı olarak geri döner.

Şu uyarıyı da yapmamız lazım : kırmızı haplıyım diye hayat boyu seni seviyorum demeyeceğim, çiçek almayacağım ya da romantik birşeyler yapmayacağım sanan bir erkeğe dönerseniz, o dırdırın tek sebebi sizin maskülin olmanız değil, daha çok Erkek Adam olayım derken erkek ayıya dönüşmenizdir. Bu tür romantik jestleri yapmanız gerek ama feminen erkeklerden farklı olarak, siz istiyorsunuz diye, kadın ya da toplum zorluyor diye değil. Mesela 14 Şubat Sevgililer günü kepazeliğinde hediye falan almayın zira bu sizden beklenen birşey ve almanız boyun eğmeniz demek. Ama 2 hafta öncesi ya da sonrası bir romantik süpriz yapın. Öncesi daha iyi, zira sonrası sanki siz 14 Şubatta kendinizi affettirmeye çalışıyorsunuz gibi görünür.

Eğer maskülin davranışları kadın dırdırı ile bırakıyorsanız ise var halinize. Kadına sizi istediği zaman kontrol edebileceğini gösterdiniz.

Şimdi evli ve çocuklu kardeşlerimize gelelim. Kırmızı hap ile fişten çekildiğinde kendini mavi hap mantalitesi ile girdiği bir evlilikte evli ve çocuklu bir halde bulmak sanırım, fişten çekildiğinizde olabileceğiniz en kötü durumdur. Üstüne hem sizin içinizi dışınızı bilen bir hatun ile berabersiniz, hem de sizin erkekliğinizi devlet zoru ile götünüze nafaka ve iştirak nafakası şemsiyesi olarak sokup açacak bir belgeye imza atmışsınız.  Sizin işiniz daha zor ama yine de kadının dırdırına boyun eğmeyin. Umarım evlendiğiniz kadın, artık daha çok kadının olduğu gibi erkeklerle ilişkisi bozuk ve ruhen hasta biri değildir. Eğer böyle değilse, çoğu erkek gibi evliliğinizde düzelme göreceksiniz. Ama eğer kadın bu tip bir hasta ise, masküliniteyi şeytani bir tiranlık olarak algılar ve buna çok sert bir tepki gösterir. Bunlar babaları ile ilişkileri kötü kadınlardır genelde. Sizin yine masküliniteyi bırakmamanız lazım ama bu tip bir kadınla evliliğin çirkin olmayan bir şekilde bitmesi pek mümkün değil.

Bolluk zihniyetinin dorukları

Farkettim de, alfa aşağı, alfa yukarı konuşuyoruz ama etten kemikten alfalara pek örnek vermiyoruz. Bugünden başlayarak açığı kapatalım ve hatta bugün iki tane verelim. Amerika’da maçlarda kiss cam (öpücük kamerası) diye bir olay var. Çiftlere odaklandı mı, çiftler büyük ekranda çıkıyor ve öpüşmeleri bekleniyor.

Aşağıdaki abinin ise bolluk zihniyetinin tepe noktalarındaki hareketi de bizi kopardı. Hatunu da koptu. Abinin başındaki alfa oturuşuna dikkat edin :

  • kızın beklentilerine meydan oku
  • cazibeli serseri ol
  • sıkıcı bir beta / efendi çocuk olma

Arada bu kiss camlere böyle elemanlar çıkıyor. Bir de dondurmasını hatundan cengaverce koruyan aşağıdaki alfa elemana bakın.

Hatun elemanın dondurmasından kaşıklamaya çalışıyor ama eleman dondurmayı çekince kaşık havada kalıyor. Hatun hemen surat yapıyor ama eleman kıza bakmıyor bile. Tüm dikkati oyunda. Kız bir atak daha yapıyor ama eleman dondurmasını yine başarı ile kaçırıyor. Eleman yine hatunun sormaya bile yeltenmeden “hakkı” saydığı bir kaşık dondurmayı geri çekiyor. Özür yok, kızgınlık yok. Dikkatle bakarsanız elemanın suratında belli belirsiz bir sırıtış var.

Hatunun suratındaki “bana bunu yaptığına inanamıyorum, ben bir kızım” bakışına dikkat edin. Eleman sonrasında hatuna dondurmadan tattırıyor ama dikkat edin o kaşıklama anında bile hatuna bakmıyor.

Eleman gayet eğleniyor. Kız da. Standart iyi çocuk kadınına böyle birşeyi yapmayı aklından bile geçiremez ama aslında bu tür kötü çocuk anları kadınların çok hoşuna gider. Bu çift viral olduktan sonra beraber televisyona çıkmışlardı ve “bu olay bizim için hiç önemli birşey değil ama olay oldu” demişlerdi.

Sizin için önemli olmayabilir birader fakat şu kısacık video ortalama iyi çocuğa kadın – erkek ilişkisi dinamiği konusunda beta akım medyada çıkan binlerce taviyeden daha fazla bilgi veriyor.

Video İngilizce ve çevirmeye üşendim ama medyaya neden beta akım dediğimi bu videodaki spikerler çok iyi gösteriyor. Biraz ingilizce biliyorsanız “she”‘nin kadın için, “he”nin erkek için kullanıldığını bilirsiniz. Adamlar neredeyse tamamen “she” diyor ve aslında tamamen kızın tepkilerine odaklanmış ve beta perspekstifinden “kadının suratındaki ifadeye bak, eve gidince başın dertte diyor” yorumları yapıyorlar. Adamın perspektifi yok tabii. Feminizasyon o kadar derine işledi ki, bu videoda yorum yapan adamların kendilerini ışık hızıyla kadınla özdeşleştirmeleri ( yani kadınlaştırmaları) neredeyse hiç kimseye garip gelmiyor.

Ortalama bir beta erkek bu elemanın bir ayı olduğunu ve eve gidince dırdır yiyeceğini düşünür. Oysa kırmızı hapı yutmuş bir erkek o gecenin nasıl duvardan duvara bittiğini tahmin etmiştir 😀

Bu iki adamın da ortak özelliklerine dikkat :

İkisi de kız arkadaşlarından onay aramayan tipler

İki erkek de sosyal baskıya boyun eğmiyor

İki erkek de ne kızın ne de toplumun bu antika hareketlerini nasıl değerlendireceğini umursamıyor

İkisi de sonuçtan bağımsız (bolluk zihniyeti ile olur ancak)

 

Türk Kızı çok rererö

Red Pill‘i keşfetmeden önce kadınlara öfke duyuyordum. Hatta sık sık, Türk kızı başlığını okuyup öfkemi pekiştiren entryleri beğeniyordum. düşüncelerimin aksini yazanlara da sinir oluyordum. Türk kızı masum olamazdı. Kendini beğenmiş, kokoş bir kezban olmalıydı ve biz çok şanssız olmalıydık. Tabi ki param olmadığı için tercih edilmediğimi düşünüyordum. İlişkilerim kısa sürüyordu ve çoğu, sevgili olma aşamasına gelmeden bitiyordu. Uzun zaman bunun sebebini düşündüm. Bir yerlerde yanlış yapıyordum ama nerede yanlış yaptığımı bir türlü bulamıyordum. Bu konuyu genç, yaşlı bir sürü kadınla konuştum. Söyledikleri şey, doğru zaman geldiğinde doğru insanın beni bulacağıydı.

Üniversite hayatım boyunca doğru zaman bir türlü gelmedi. Doğru kadın da öyle… Bir süre sonra, gerek zeka, gerekse entelektüel açıdan diğer insanlardan üstün olduğumu düşünmeye başladım. Kadınlar cahil ve geri kafalıydı. İşleri güçleri evlilikti. Kendilerini ilişkileri üzerinden tanımlıyorlardı ve ilişkiler dışında konuşacak şeyleri yoktu. Bense o zamanlar Alfred Adler, Jung, Freud, Nietzsche okuyup Dünya Sinemasının sanatsal filmleriyle kafayı bozmuştum. Kadınlardan da umudumu kesmiştim. Belki abartı gelecek ama kadınları ölene kadar hayatıma dahil etmemeyi bile düşündüm. O zamanlar MGTOW ya da Red Pill’den haberim yoktu. Meğer MGTOW kafasıyla düşünüyormuşum.

Red Pill’le tanışmam Skeptico sayesinde oldu. Uzun zaman söylediklerine inanmadım. Aşırı abartı geliyordu fakat tecrübelerim Skeptico’yu haklı çıkarıyordu. Onun perspektifinden bakınca nerede, ne hata yaptığımı anlayabiliyordum. Beni Red Pill’e bağlayan esas şey, Red Pill’e yönelik hakaretler ve aşağılamalar oldu. Hiçbiri tutarlı değildi. Öfke ve nefret dolu feminaziler ve meriçler adeta Red Pill’den ve erkeklerin uyanışından rahatsız oluyorlardı. Bunun başka bir izahı olamaz. Bir şeye sürekli hakaret edip o şeyi savunanları aşağılıyorsanız bu öfkenizin sebebi o şeyin gerçek olabilme ihtimalinden rahatsız olmanızdır. Karşıt fikirleri Red Pill’den daha çok okudum ama bu mantıksız, tutarsız eleştiriler beni Red Pill’in içine çekti. Bu aşamadan sonra Türk kızına dair hiçbir öfke ve kızgınlık duymamaya başladım. Evlilik ve çocuk yapma arzusunu anlayabiliyordum. Kadın doğası buydu. Bunu inkar etmek, doğayı ve milyonlarca yıllık evrimi inkar etmekti. Çocuk doğurmak isteyecekti, çocuğunu emzirdiğini, büyüttüğünü hayal edecekti. Topluma ve aileye şekil veren geleneklerini benimseyecekti. Çalışmak yerine evde durup kendi çocuğuna bakmak isteyecekti. Bundan doğal ne olabilir ki?

Kadın vücuduna bakın. Narin ve zayıf. Kastan ziyade yağdan oluşuyor. Kemikleri ince. Kadının zihnine ve düşünce yapısına bakın. Duygusal, hassas, ürkek, kararsız. Bir kadın, yorucu ve uzun mesai saatlerine, iş yüküne, iş yerindeki psikolojik baskıya ve katı kurallara nasıl dayansın? Böyle bir ortama kadınlığından ödün vermeden nasıl adapte olsun? Emekli erkeklerin evde durmak istememesi, çabucak sıkılıp kendilerini dışarıya atmaları da yine bu sebepten. Erkek, doğası gereği mücadeleci ve savaşçı. Kadın, doğası gereği edilgen ve stabil. Dahası; Türk kızı, ailesine ve evine düşkün. Diğer milletten kadınlara göre daha anlayışlı ve sadık. Türkiye’deki boşanma oranları Avrupa ile kıyaslanınca devede kulak gibi kalıyor. Yine Türk kızı, hipergamisini baskılamakta diğer ülkelerin kadınlarına nazaran daha başarılı çünkü Türkiye’de hala gelenekler, din, örf ve adetler önemli bir yer tutuyor. Aldatan kadın orospu ile eş tutuluyor.

Peki Türk erkekleri bu kadınlardan neden bu kadar şikayetçi? Aslında bu şikayetler, tipik yetersiz, tercih edilmeyen erkek şikayetlerinden pek farklı değil. Hatta birkaç istisna dışında neredeyse diğer ülkelerdeki erkeklerin şikayetleriyle aynı. Bunlardan en çarpıcı olanı, sekse ulaşımın zor ve aşırı maliyetli olması ki, bu bence 10 sene önce tarih oldu. Artık Türkiye’de sekse ulaşım, toplumun her kesimi için neredeyse Avrupa ile aynı seviyede. Sekse ulaşamayan ya da çok zor ulaşan biri, bu noktada kendi değerini ve yeterliliğini sorgulamalı.

Sorun sende değil hormonlarımda – Testosteronun Etkileri

Vücuttaki hormon seviyelerindeki dalgalanmaların insanların davranışları ve ruhsal durumları üzerindeki etkileri daha yeni yeni anlaşılmaya ve araştırılmaya başlanan bir konu. Bu aşağıdaki videoda Lisa Welling, testosteron seviyesinin, kadın ve erkeklerde karşı cinste çekicilik konusunda nasıl etkili olduğu konusunda örnekler veriyor.

İnsan çekiciliğinde 3 çeşit steroid hormon öne çıkıyor : Progestinler ki anahtar hormonu progesterondur, temel olarak hamilelik sürecinde yer alırlar. Estrogenler ki anahtar hormonu estradioldür, temel olarak kadınların ikincil cinsel karakteristiklerinin gelişiminde rol oynarlar. e son olarak androgenler ki anahtar hormonu testosterondur, çoğunlukla erkek ikincil cinsel karakteristiklerinin gelişiminde rol oynarlar. Farkedilen ana fonsiyonlarına rağmen bu üç sınıf hormon da hem kadınlarda hem de erkeklerde bulunur (fakat çok farklı oranlarda).

Welling’in bahsettiği örnek, hemen her erkeğin kadının koruyup kollama konusunda bilmesi gereken birşey : adet döngüsü. 28 günlük ortalama adet döneminde, adet birinci günde foliküler denilen evre ile başlar. Adet 5 gün sürerken, folliküler evre yumurtlamaya kadar devam eder ki bu aşamada yumurtlanır ve döllenme olabilir. Yumurtlamadan sonra luteal diye bilinen evre vardır ki bu evrede döllenmiş yumurta uterus duvarına yapışabilir ve hamilelik olabilir. Hamilelik olmazsa, hormon seviyeleri düşer ve döngü yeniden başlar.

Aşağıdaki grafikte gördüğünüz gibi estrogen, testosteron ve progesteron, adet döngüsü boyunca tahmin edilir oranlarda salgılanırlar.

Geç Foliküler Evre – Alfa siker günleri 

Adet döneminin değişik evrelerinin değişik hormon profilleri var. Örneğin cinsel ilişkinin döllenme sonuçlanabileceği geç foliküler evrede estrojen ve testosteron seviyeleri yüksek iken, progesteron seviyesi çok düşük. Ama döllenmenin olmayacağı luteal fazın ortasında ise yüksek estrogen seviyesi var (ama yine de daha az), düşük testosteron ve çok yüksek progesteron seviyeleri var.

Araştırmalar gösteriyor ki kadınlar, yumurtlamaya yakın dönemde erkeklerde maskülin karakteristikleri daha çekici bulduklarını söylüyorlar. Yani kadınların bu genetik sağlık göstergelerini olan çekimi, döllenme ihtimallerinin en çok olduğu dönemde daha artıyor.

Bu tercihleri hormonlar yönetiyor. Unutmayın, yumurtlamaya yakın testosteron seviyesi yüksek, estrogen seviyesi yüksek ve pregesteron seviyesi düşük.  Süslü bir matematiğin de yardımı ile her bir hormonun tek tek katkısını hesaplamışlar ve görünen o ki testosteron bu maskülin erkek seçme etkisini yaratıyor. Kadınların testosteron seviyesi yumurtlamaya yakın yüksek iken maskülin erkek tercihi aynı kadının testosteron seviyesi daha düşük olduğu zamana göre daha fazla.

Evet sevgili dostlar, alfa siker, beta öder hipergamisi, hormonların da etkisi ile 28 günlük periyotlar halinde sürekli tekrarlanıyor. Bu nedenle hatununuzun adet döngüsünün bilmeniz çok önemli. Hatununuzun adet döngüsünü bilin ve bu yumurtlama penceresinde kıskançlık seviyenizi arttırın. Bırakın kızlarla dışarı çıkıp kız kıza başka bir zamanda eğlensinler. Hem bu döngüyü bilirseniz sürekli kıskançlığa da gerek yok. Sadece o alfaya meyilli dönemde gözünüz açık olsun yeter :))

Ve toy, alfa özellikleri gelişme aşamasında erkeklere tavsiyemiz ise hedefteki kadının adet dönemini bilebilirlerse bu beta öder kısmında yatağa atlayabilirler. Şimdi bulamadım ama beta erkeklerin en çok bu dönemde seks bulabildiğini (hamilelik olmayacak bu dönemde) gösteren bir araştırma okumuştum.

Erkeklerde Testosteron ve kadın çekiciliği

Son dönemlerde erkeklerin hiç de kadınsı olmayan kadınlara çekilebilmesini açıklayan bir bölümde var videoda. Erkeklerin testosteron seviyesi arttıkça, feminen kadınlara yöneliyorlar. Ama gençlerin testosteron seviyesi tabanda olduğu için, tam tersi geçerli.

Erkeklerde başarı ve testosteron

Videonun en son bölümü ise bence çok önemli bir bilgi içeriyor. Testosteron seviyesi, erkek rekabete dayalı bir oyunda kazandı mı tavan yapıyor ama kaybetti mi yerlerde sürünüyor. Bu önemli ve gerçekten de yaptığınız işin rekabetçi olması ve bunda çok iyi olacak şekilde kendinizi geliştirmeniz, testosteron seviyenizi tavanlara çıkaracaktır.

İçinde mavi hapı muhafaza etmek

Fişten çekilmenin 5 Aşaması yazısında BayDooku şöyle sormuş :

kırmızı hap ve mavi hap yutan erkekler rekabetinde ben açıkçası ikisinide bir üstülük getiremedim.Yanlış anlamayın sakın hocam hani sizin savundugunuz kırmızı hapı elbette daha mantıklı ve gerçekte olması gereken olduğunu düşünüyorum ama hayatın bazı alanlarındada sanırım mavi haplı arkadaşların duygusallığını kullanmamız ve onların kartlarından birkaçını oynamamız gerekiyor. Biraz absürt kaçacak ama yarım kırmızı hap yarımda mavi hap(mor hap diyorum ben kendi kitabımda ) güç dengesini bu şekilde muhafaza etsek acaba nasıl olurdu ?

Kırmızı hapı yuttuktan sonraki evrede (takriben ilk 6 ay – 2 sene arasında), birçok erkeğin kırmızı hapa bakış açısı, mavi hap referansları ile devam ettiği için, mavi hap onlara nihilist ve mutsuz bir yaşam felsefesi gibi görünür. Bu aşamada mavi hapın duygusallığı, kırmızı hapın sert gerçeklerine karşı bir kaçış olarak bir kenarda tutulmak istenir. Hatta kırmızı hapı reddedenlerin sıklıkla dile getirdiği “hayatına giren her kadının arkasından işler çevirdiğini sanan, her kadını gardı biraz indirse suratına hipergami yumruğu sallayacak sanan, kızgın ve acınası erkek” imajı, kırmızı hapın temellerini kabul eden erkeklerde bile görülür. Burada es geçilen şey ise, kırmızı hapın bu umutsuz ve nihilist tarifinin gerçek olamayacak kadar kötü olduğudur. Kırmızı hap bu bakış açısından o kadar paranoyak ve nihilist görünür ki, böyle bir hayat imkansızdır fakat nedense kırmızı hapı içselleştirmiş erkeklerin bir şekilde bu ruh halinde yaşadığı sanılır. Tekrar ediyorum, kimsenin böyle yaşayamayacağı bariz olmasına rağmen

BayDooku bahsettiği bu değil ama bu kısmı belirtelim önce. BayDooku daha faydacı bir yönden yaklaşıyor, ama bu yaklaşım sert gerçeklerden kaçışa bahane olabilir, uyaralım.

Kırmızı hap farkındalığı olan biri duygusallaşamaz diye birşey yok. Eğer çerçeveniz kırmızı hap merkezli ise tamamen herşeyi büyük bir soğukkanlılıkla ve planlayarak yapan robotlara dönüşmüyorsunuz. Kadınları daha az sevmiyorsunuz. Sadece kafanıza işlenmiş ve etten – kemikten kadınların sığamayacağı Disney prensesi şablonları reddediyorsunuz.

Neil Strauss’un The Game kitabında belirttiği robotlardan İdealizm yazısında bahsetmiştik. Mavi hap odaklı düşüncenin kırmızı haplı erkeklere bakışı, bunu sürekli numara yaparak ve duygusuz robotlar gibi yaptıkları ve böyle yaşayan bir erkeğin her saniye uyanıklık ve çaba gerektiren yorucu ve soğuk bir hayat demek olduğu. Bu doğru değil. Evet, mavi hapın önceden hazırlanmış senaryolarını bilinçsizce oynayan bir erkek için kırmızı hapın bireysel sorumluluk ve yeni bir paradigma inşaası gerektiren hayatı ilk başlarda zor, yorucu ve duygusuz gelecektir. Ama kırmızı hap eğer kişi çoğu insan gibi mavi hapa ya da alkol gibi klasik erkek kaçışlarına geri sığınmazsa içselleşecektir.

Alfa olmak ile ilgili olması gerektiğinden fazla yaygın bir yanılgı vardır. Tabak ya da sevgili olan kızın alfaya gelip “bugün babamın kanser olduğunu öğrendim” diye ağlaması durumunda alfa olan (a) bana ne ben kızı pompalar evine yollarım veya (b) kızı teselli eder o gece ona sarılır uyur şıklarından (a)yı seçer diye düşünülür. Oysa ikisini de seçecek alfa vardır. Skeptico’num sıklıkla belirttiği gibi (a)ya yakın duran alfalar da alfadır ama bugün toplumu yönetmek yerine hapishaneleri doldurur. (b)ye yakın duran alfalar da vardır. Ya da alfa olmak, (b)yi dışlamaz.

NOT : Ham, dark triad alfanın uygarlık baskısından kurtulmasının ardından iktidar taebi ve içindeki kötülükle yüzleşip onu yüzleşen ile savaşmak için terbiye etme cesareti gösteremeyen alfanın (ya da belki nitelikli betanın) hikayesini ve doğal alfanın bu şekilde kazanmasının nereye gideceğini görmek için Sineklerin Tanrısı kitabını okumanızı tavsiye ederim. İç açıcı bir hikaye değildir ama çok iyi bir hikayedir kendisi.

Kırmızı hap – mavi hap güç dengesini muhafaza etme fikri hemen her zaman Mitch’in hikayesine dönüyor maalesef. Bu çoğunlukla kırmızı hap araçları ile mavi hap idealleri gerçekleştirme bahanesi oluyor. Bu da genelde hüsran demek.

Daha iyi bir yol var : bu işin daha kolay olmasını dileyeceğinize, kendinizi daha dagüçlendirin. Erkek olmak kolay birşey değil, farkında bir erkek olmak hiç kolay değil. Ama hayatı anlamlı yapan eğer sorumluluk olmak ise, kırmızı hap hayatı anlamsızlaştıran birşey hiç değil.

Reçetesiz antibiyotik red pill

Kadın-erkek ilişki dinamiği üzerine yazılan kitapları, yapılan fimleri, tv programlarını, ailenizin, dostlarınızın tavsiyelerini düşünün. Muhtemelen bunların gerçekçi ve işe yarar tavsiyeler olmadıklarını anlamaya başladınız. Bu zamana kadar başarısız ilişkileriniz oldu hatta belki de ilişkiniz bile olmadı. Kadınlara dair birçok söz duydunuz. Bir kısmı mantıklı geldi. Kendinizi bir dönem kadınlardan bile soyutladınız. Türk kızını Avrupalı kızlarla kıyaslayıp çok şanssız olduğunuzu düşündünüz. Yanlış bir coğrafyada doğdum, eyvah! Türk kızı çok… cümlenin sonunu kafanıza göre tamamlayabilirsiniz. Bu, tamamen öfkenize ve hayalgücünüze kalmış.

Şöyle dediğinizi duyar gibiyim: ” paran varsa, dış görünüşün ortalamanın üzerindeyse şanslısındır, zaten istediğin hatunu elde edersin. ikisine de sahip değilsen hatunlar için böcekten farkın yoktur. onlar elini sallasa ellisi. istediği erkeği istediği zaman elde edebilecek bir canlı beni ne yapsın? ” Kendinize zulmetmeyin. Kendinizi ezmek için bahane aramak ve sonunda öğrenilmiş çaresizliğe boyun eğmektir bu.

Nasıl ki erkek için kadını değerli kılan kıstaslar varsa, kadın için de erkeği değerli kılan kıstaslar var. Bunlar çoğunuzun inanmak istemediği, reddettiği, kendini kandırmak için görmezden geldiği kıstaslar. Hayatta bazı şeyler vardır. Bu şeylerin doğruluğu yadsınamaz ama kimse bu doğrulardan bahsetmez, bahsedemez. Buz gibi ortada olan gerçekler de olsa konuşulmaz bunlar. İşte red pill böyle bir şeydir. İnsanın en gizli kalmış, konuşmaktan en çok imtina edilmiş yanıdır. Babanız, abiniz, arkadaşınız size gerçekte nerede hata yaptığınızı söyleyemez. Sadece kendi tecrübelerinden yararlanarak bazı öğütler verebilir ve çoğu zaman bunlar işe yaramaz.

Red pill kavramına şudur, demek namümkün. Tek bir şey değildir, birçok şeyi içinde barındırır. en doğru tanım, erkeklerin uyanma hareketi, olacaktır. Bir erkeğin, çocukluğundan beri toplumsal, dini, siyasi, sosyal normlarla doğasını yadsıyacak şekilde yontulmasına isyan etmesidir. Tepki akımıdır. Kişi, red pill’i almak ya da almamakta özgürdür, kimse zorlanamaz. İyileşmek isteyen red pill’i alır ve tavşan deliğinin gittiği yeri görür. Bu süreçte de sorularının hepsine yanıt bulur. Hasta olduğunun farkına varamayanlar ya da varmak istemeyenler kendilerini neyin, nasıl yıprattığını bilemezler. Bu insanlar, red pill’i alan azınlığın başarılı olma şansını inanılmaz derecede arttırırlar ve insanlar arası rekabette daima mağlup olurlar.

İdealizm

Neil Strauss The Game adlı kitabını yazarken, enteresan bir yan başlığı da kitabın sonuna doğru işler. PUA yeteneklerini öğrenen ve daha önce hayallerinde bile göremeyecekleri kadınlarla başarıyı tadan erkeklerin kendi deyimi ile “Sosyal Robot”lara dönüşeceğinden endişelenir. Buradaki fikir önce oyun-suz olan bu gençlerin oyun automatonları haline dönüşmesi, bir senaryoyu papağan gibi tekrarlayarak bunun yanında robot gibi bazı davranışları sergilemesi ve hesaplı ve planlı bir şekilde kadınlara yürümesi.

Korkulan, bu Sosyal Robotların “kendileri olmaması” ve Msystery MEthod, Real Social Dynamics, vb. ile programlanarak başarı elde etmesi ve bu başarı ile daha fazla robotlaşması. Benim bu blogda, SoSuave ve diğer forumlarda deneyimim ise oldukça farklı. Çoğu erkek, kırmızı hap zihniyetine geçiş esnasında inatla “sadece kendin ol ve doğru kadın hayatına girecek” zihniyetine yapışıp kalıyor.

Erkeklerin Kırmızı Hap farkındalığına karşı güçlü direnci, her zaman “numara yapmak” ve ancak sürekli ve daha fazla özel çaba göstermeleri ile kadınlarla belli bir başarı gösterebilecekleri inancıdır. Bu erkekler süresiz olarak olmadıkları biri olmayı istemezler. Bu onlara gerçek görünmez. Ya kadınların sıkı fıkı ilgisine kabul edilmek zorunda olmayı küçümserler ya da “oyunu” sürekli oynamayı imkansız görürler. Hangi şekilde olursa olsun bir kadın tarafından kabul edilebilirlik için değişmek gerekliliğine karşı bir hınç vardır burada. Öyle ya, onların gerçek benlikleri doğru kadın için yeterli olmalıydı.

Bu dinamik, Kırmızı Hap farkındalığını içselleştirme süreci ve oyun hakkında birçok yazı yazdım. Burada değinmek istediğim erkeklerin içlerinde muhafaza ettikleri ve içgüdüsel oyunlarını dayandırdıkları idealizm kökü. Doğrusu, bu Oyun Feminen Zorunluluğun koşullamasının sonucudur ama erkeklerin yapışıp kaldığı idealist aşk kavramı, bu koşullamayı etkili kılan şeydir.

Oyunun Ne?

Daha önce de yazdım, her erkeğin bir Oyunu vardır. Kültürü ve geçmişi ne olursa olsun her erkeğin, kadınların yakın ilgisine ulaşmak için en uygun yaklaşma, etkileşme ve ilerleme adımları konusunda efektif ve en iyi olduğunu düşündükleri bir yöntem vardır. O “oyunun” ne kadar efektif olduğu göreceli bir şey ama herhangi bir erkeğe kız arkadaş edinmenin en iyi yolu nedir diye sorsanız, size kendi Oyununu anlatacaktır.

Mavi hap zihniyetindeki erkekler muhtemelen feminen – öncelikli koşullamanın içselleştirdiği “oyunu” papağan gibi tekrarlayacaktır. Sadece Kendin Ol, kadına saygılı davran, onu objeleştirme, olmadığın biri olmaya çalışma, Feminen Buyruğun etkisinden bi haber Mavi Hap erkeğinden duyacağınız geleneklerden sadece birkaçı.

Bu metodolojideki inançlarının çoğu mavi haplı erkeğin kadınların “eğer beraber olmak istiyorsa bir kadına nasıl davranılması gerektiği” konusunda anlattıklarından çıkardığı sonuçlardır. Mavi Hap zihniyetinin karakterize özelliği, kendisini feminen ile özdeşleştirmesidir ve bu özdeşleşmeye karşı her düşünce yanlıştır.

Biraz derine indiğinizde ise, bu Mavi Hap Oyununun, erkeklerin hipergamik potansiyelini doğru değerlendirme zorunluluğu tarafından dayatıldığını görürsünüz. Kadınların bir erkeğin hipergamik potansiyelini değerlendirmelerine yardımcı olacak her şey, potansiyel olarak onların hipergami amaçlarını optimize edecektir. Sosyal kanıt (social proof) ya da önseçilim (pre-selection) erkeğin değerini kadına gösteren bilinçaltı kısa yollarıdır. Erkeklerin “samimiyeti” üzerine kurulu Mavi Hap Oyununun amacı da aşağı yukarı aynıdır – hipergamik değerlendirmeyi daha iyi yapmak. Erkekleri kim ve ne olduklarını açık açık göstermeye koşullandırırsanız, sadece kendileri olmalarını sağlarsanız, onların hipergami gözünde değerini kolayca ölçebilirsiniz.

Burası, çoğu Mavi Hap erkeğinin oyunlarında çuvalladığı yerdir; kim oldukları gizemli değildir, hürmet ve saygıları değersizdir zira çok yaygındır ve onun “sadece ne olduğu”, kadının oyunu beraber oynamak istediği karakter değildir.

Yani en iyi Mavi Hap koşullarında bile, bir erkek feminen tarafından en çok kabul göreceğine inandığı şeyi oynamaktadır. Onun samimiyeti, feminen ile en iyi özdeşleşendir. Mavi Hap / Beta Oyunu aslında sosyal robotlaşmanın çok daha sinsi versiyonudur; senaryo içselleştirilmiş ve oyun erkeğin kendisi olmuştur. Ama şunu da not etmek lazım ki bu samimiyetin kökleri hala erkeğin karşılıklı ve idealist aşk konseptindedir.

Aşk ve Savaş yazısından :

Rahatlamak istiyoruz. Açık ve dürüst olmak istiyoruz. İçinde mücadelenin olmadığı, güç kazandığımız ve dinlendiğimiz güvenli bir cennet istiyoruz. Her zaman tetikte olmamak istiyoruz. Tek istediğimiz bizim temel ve insani ihtiyaçlarımızı anlayan ve bizden esirgemeyen biri ile beraber olmak. Kavgayı be oyunu bir süre de olsa durdurmak.

Buna sahip olmak istiyoruz, bunu çok istiyoruz.

Ama eğer sahip olursak, bir süre sonra bu elimizden kaçıp gidecektir.

Performans Yükü yazısında, erkeğin feminen tarafından kabul görmek için performans göstermesi gerektiğini ele almış ve erkeğin idealist aşkının koşulsuz sevgi merkezinde değil, kadınların hipergami dürtüsünün dayattığı fırsatçı performans isteklerinden azat edilme merkezinde odaklandığını anlatmıştık. Yukarıdaki alıntı, idealist aşkın nasıl da kadının aşkı ve kabulü için performansa gerek duymadan, sığınabileceğin bir liman olması hayali üzerinde kurulduğunu özetliyor.

Tabii burada problem, performans beklentisiz aşkın olabileceği beklentisidir, ama erkeğin idealist doğası hala böyle bir durumun varolabileceğine inanır. Sosyal ölçekte Feminen Buyruk, bu idealde çıkarına kullanabileceği bir yan görür ve hem kadının hem de erkeğin bu tür bir idealize aşk kavramına inanmasını teşvik eder. Ve erkekler, kadın ile erkeğin aşk perspektiflerinin farklılığını bilmeden, kadınların yapabilecek kapasitesi olduğuna inandığı bir aşka inanır. Erkekler hala çok çalışır, imparatorluklar kurar ve servetler edinir, o cennetvari performans beklemeden ömür boyu sığınabilecekleri aşkı kazanmak için.

Fırsatçılık ve İdealizm Evliliği

İki hafta önce yorumlar bölümünde George Weeks tarafından çelişkili olduğuna inandığı bir söylemimi açıklamaya davet edildim : erkeğin idealist aşk kavramının, kadının fırsatçı aşk kavramı ile ortakyaşar (simbiotik) ilişki içinde olduğu.  Bu otistik dikkat çekme çabasına sizi maruz bırakmayacağım ama yine de kadınların ve erkeklerin ayrı, amaca yönelik aşk kavramlarını geliştirmelerine dair açıklamak hissetiğim birkaç noktaya değindi.

Cinslerarası Hiyararşi yazısından :

Bu serinin başlangıcında erkeklerin ve kadınların aşka yaklaşımının sonuçta birbirini tamamladığından bahsetmiştim, bu son modelde bu ikisinin nasıl sarmaş dolaş olduğunu görebiliriz. Bu aşamada biraz garip görünebilir ama sosyal etkiler bu geleneksel tamamlayıcıları dengesizleştirdiğinde, bunların nasıl bir araya geldiğini görürüz.

Bir kadının fırsatçı aşkı bir çiftin ilişkisinin temel paradigması olduğunda, ilişki ve aile artık o kadının hipergamisini optimize etme dürtüsünün dayattığı fırsatçılığın insafındadır. Tam tersi bir erkeğin idealist aşkı dominant çerçeve olduğunda (geleneksel modelde olduğu gibi) kadının fırsatçı aksi taktirde aileyi dengesizleştirip yıkacak karşı bariyer olur.

Heartiste’den:

7. Ev işleri, para, seks ve romantizm konusundaki tartışmalar en çok, kadının kararları verdiği evliliklerde var. Kadının karar verme statüsü, evlilikten memnuniyetsizlik konusunda kadının para kazanma statüsünden daha fazla etkili. Kadınlar evlilikte daha fazla para kazanan kişi olmayı tolere edebilirleken, ilişkide lider olmaktan tiksiniyorlar.

8. Eve ekmek getiren kadınların kocaları ile kavga etme sıklığı, kadının karar vericiliği düştükçe azalıyor. Erkekler için ders : onun iş dışı hayatında dominant güç siz olduğunuz sürece sizden fazla kazanan bir kadınla mutlu bir birliktelik yürütebilirsiniz. Ya da : OYUN EVLİLİK KURTARIR.

Kadının aşk konsepti dominant olduğunda, o ilişki onun fırsatçılığı ve hipergamisinin optimizasyonu amacı ile yönetilecektir. En sonunda arzu edilen geleneksel aşk hiyerarşisi, dominant bir erkeğin yönettiği ve karar verdiği ilişkidir.

George’un kafa karışıklığının temeli de tam burası. Hipergaminin kadını ittiği fırsatçılıkta, erkeğin idealist aşk konsepti onun samimiyet isteğinden ve bunun gerçek olabileceğine inancından kaynaklanır. Erkeğin idealizminin ondan beklenen performans yükünün uzantısı olduğunu iddia edeceğim. Kadınları zihinsel odağına alan Beta perspektifinden, bu yük adil olmayan bir boyunduruktur; zorla boyna geçirilen ve idealinde oyunu değiştirebilse kurtulması gereken. Kendini zihinsel odağı halinde tutan Alfa için ise bu boyundurluk üstesinden gelmesi gereken ve kendisini güçlendirmek için bir fırsat olan bir meydan okumadır. Ama sonuçta ikisi de, bu yükün temsil ettiğinden idealistik olarak daha fazlası olan bir sonuç beklerler.

Böylece erkeğin idealizmi onun güç kaynağı da olabilir, en büyük zayıflığı da. Ve dizginsiz Hipergami fırsatçılığı kadınların erkeklere uyguladığı en kötü kıyımların sebebi olduğundan, Hipergami insan ırkının içinde evrimleştiği taslaktır. Hipergami ne iyi ne de kötüdür, nasıl ele alındığı ve uygulandığına göre iyi veya kötü olur.

Erkeklerin idealist aşk konsepti, kadınların fırsatçı aşk konseptine karşı bir savunmadır. İdealizm Beta zihin yapısından ifade edildiğinde, kadının fırsatçılığı ona egemen olur ve onu zayıflatır. Ama Alfa zihin yapısından ifade edildiğinde, kadının fırsatçılığını ilişki lehine altına alır.

Şartlanmış İdealizm

Blue Valentine filmini örnek olarak kullanırsak, erkek ilişkideki tüm otoritesini ve hırslarını, karısının fırsatçılığının eline teslim etmektedir. Erkek idealist bir şekilde “aslolan tek şey aşk” inancındadır ve kadını mutlu etmekten daha fazla da bir ihtirası yoktur ve “sadece kendisi olmaktadır“. Çünkü şartlanması bunun yeterli olacağını öğretmiştir.  Erkeğin Beta şartlanması onun bariz performanssızlığına rağmen karısının onun idealist aşk konseptini paylaşacağına inandırmıştır. Sonuçta kadın bu sebeple erkeği hor görür. İlişkide bilfiil lider kadındır ve erkek egemenlik altında bir birey olmaya (bakılması gereken bir çocuk daha) kayar.

Şimdi bir erkeğin Alfanı niyetli idealizmi, onu daha yüksek ihtiraslara ulaştırdığında ve kendi aşk konseptini dominant çerçeve haline getirdiğinde, ve kendisini kendinin zihinsel odağı yaptığında, bunun onu nasıl geleneksel modele götüreceğini görebiliriz. Erkeğin idealizmi bu durumda o nasıl uygun görürse ve uygularsa, öyle uygulanır.

Erkeğin idealist aşk konsepti, sünepe bir Beta zihniyetinden uygulandığında, bir erkeğin en kötü zayıflatıcısı olabilir. Bu idealizm onun yapılan yatırımın kadınca paylaşılıp, karşılığının verileceği beklentisi ile kendini gösterdiğinde, erkeği ezer geçer. Bu ezici bir şekilde bugünkü feminize sosyal öncelikli kültür çerçevesinde idealizmin ifade ediliş biçimidir.

Alfa perspektifinden ise bu idealizm bir Betayı parça parça edebilecek aynı feminen fırsatçılığa karşı bir settir.

Bir zamanlar erkeklerin idealist aşk konseptinin fırsatçı (hipergami merkezli) aşk konseptine göre üstün görülür ve saygı duyulurdu. Bu sosyal kontrol ile ilgili Kötü davranışlar sergileyen kadınlar yazısında değindim.

Bu işin eski okul kitaplarında, (arzu edilirliği olmasa bile) erkeğin çekiciliği onun sağlayıcı rolüne bağlı idi ve erkeğin idealist aşkı cinsler arası ilişkiyi belirlerdi. Centilmenlik, romantizm, geleneksel aşk hiyerarşisi vardı. Ama bunlar eski okul fikirleri, ve ben erkekler gerçek romantiklerdir derken bu aşk-idealizminden bahsediyordum.

Bir zamanlar erkeklerin idealist aşk konseptlerinin onları başarıların doruklarına zorladığı ve bunun sosyal erdem olarak kabul edilip takdir gördüğü zamanlar vardı. Ovid, Shakespeare ve Beatles bu idealizm erkekleri ve toplumu yöneten güç olmasa idi böyle ikonlar olamazlardı. Aynı şekilde kadınların fırsatçı, hipergami-tabanlı aşk konseptleri, aşırı uçlarda acımasız olsa da, hem erkeğin idealist aşkının itici gücü hem de cinsel seçilim için filtre görevi görürdü.

Yeni okul kuralları altında, yani feminen merkezli sosyal düzende, erkek idealizminin gücü, aşk onuru ve bütünlük Feminen Buyruğa hizmet eder hale geldi. Erkeğin idealist aşkı eğer kadının da aynı aşkı paylaştığına inanırsa onun güçsüzlüğü olur. Feminen ile özdeşleşerek feminen olmuş erkek nesilleri ile olan budur. Bunlar kadınlarla erkeklerin aynı olduğunu sanan eşitlikçi yalana inanmış erkek nesilleri. Bu açıdan iki cins de aynı idealist aşk konseptine sahip olmalı ve bu da erkeklerin idealist aşklarının tek başına karşılık bulacağı yanılgısına neden oluyor. Bu da onların kullanılmasına ve kendi kendilerine zarar vermelerine olanak sağlıyor.

Bir erkeğin idealizmi, kadının fırsatçı çerçevesine girip de hala ikisini de aynı aşk konseptine inanması ile onun zayıflığı haline gelir.

Çeviri : İdealism

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Aşk Hiyerarşisi

“Kadınlar aşık olmazlar, onlar sadece kendilerini düşünürler”.  Bu bir süre önce bir centilmenin yazdığı ve benim de rastladığımda durup düşünmeme neden olan bir yorum. Ve şimdi okuyacağınız yazıyı kaleme aldım. Bu yazıyı yazmama ilham veren yoruma katılmıyorum. Bu yorumu yazan erkeğin bu dediğine vücudunun her zerresi ile inandığını tahmin etmekle birlikte yorumun yanlış olduğunu düşünüyorum. Yine de kendisini anlıyorum. Her ne kadar doğru düşünmese de, tamamen yanlış düşünmüyor. Kırmızı hap topluluğunun eskiden beri bilinen bir gerçeği var : kadınlar erkekleri, erkeklerin kadınların kendilerini sevmesini istediği şekilde sevemez.

Aşk Uçurumu

Sorun sadece erkeklerin istedikleri şekilde sevilmeye olan açlığı değil aynı zamanda kadınların sevebilme kapasitesi. Erkekler fedakar bir aşk arzularlar, fedakarlık sadakat ve bağlılık ima eder. Erkeklerin aşktan beklentileri ve kadınların aşk kapasitesi arasında uçurum vardır.

İş aşka geldiğinde (sadece ihtiras değil), erkekler oldukça iyimser eşitlikçilerdir. Bir erkek, sevilmeyi istediği gibi sever. Aşk konusunda bir erkek genç ve kadın doğasından bi haber olduğu yaşlarda, kendini tamamen altın kurala (sana nasıl davranılmasını istiyorsan, karşındakine de öyle davran) adamıştır.

Erkek doğasının aptallığı, kadının anaç içgüdülerinin özüyle ilgili sadakatin, romantik aşk için de ulaşılır olduğuna dair inancıdır. Erkek budala bir şekilde, annesi kendisini nasıl sevdi ise idealleştirdiği kız arkadaşının da kendisini öyle seveceğine inanır. Kadınların çocuklarını nasıl sevdiklerini gözlemleyerek kadınların büyük bir sevgi kapasitesine sahip olduğunu çıkarır. Bu doğrudur, kadınların büyük bir sevgi kapasitesi vardır. Ama maalesef bu büyük sevgi sadece çocuklarına ayrılmıştır ve erkeklerinin ulaşımına açık değildir. Bu nedenle erkeğin kadın aşkı konusundaki ideali gerçekçi değildir.

Erkek arzuladığı sevginin özünde annelik ile ilgili olduğunun ve kendisi için hissedilemeyeceğinin farkında değildir. Doğa burada erkeğin psikolojisi üzerinde acımasız bir oyun oynar. Erkeğe çocukluğunda saf ve yüksek kaliteli bir sevgi verir. Erkeğe, ilerde kadınlar için standart sandığı bir kadın aşkı şeması öğretir. Annesinin sevgisi ile, koşulsuz sadakatın, soylu karakterin, nazikliğin, fedakarlığın ve güvenin kadın doğasının özü olduğunu öğrenir. Bu nedenle çocukluktan erkekliğe adım atarken şu mantıksal çıkarımda bulunur : eğer “iyi bir adam” olursa, aşık olduğu kadın tarafından annesinden öğrendiği şekilde sevilmeyi bekleyebilir. Annesi de iyi niyetli ama oldukça yanlış bir şekilde oğlunun bu düşüncesini onaylar. Oysa bu şeytani bir yalandır ama henüz kalbi kırılmamış erkek bunun farkında değildir. Erkek, kadının sevgisinin değişmez olduğunu sanar. Onun çocuğu için olan sevgisinin, kendisi için olan sevgisinden oldukça farklı olduğunu bilmez.

Yani erkek, bu sevgi sadece çocuklara ayrılmış iken çocuk gibi sevilmeyi arzular. Kafasındaki aşk tipinin anne sevgisi olmasına rağmen romantik sevgi olduğuna inanır. Bu tip bir erkek ikisi arasındaki ayrımı yapacak tecrübeye sahip değildir. Ve onun için trajedi, kadınların erkekleri çocuklar gibi sevemeyeceğini öğrenmektir. Annelik bağının doğasında olan koşulsuz sadakat, çiftleşmek için biraraya gelen iki insanın arasındaki bağda yoktur. Çoğu erkek bunun farkında değildir. Bir kadın tarafından acımasızca ters köşeye yatırılana kadar saf ve erdemli bir aşk ile severler. Burada sorun bu trajik anın olup olmayacağı değil, ne zaman olacağıdır. Eğer şanslılarsa da olduğunda kendilerini bu blog ya da benzeri bir yerde bulurlar.

Buradan itibaren de erkek kadının sevgi kapasitesi konusunda kafasında bulunan normları yeniden değerlendirebilir. Bir kadının eşi için hissettiği sevginin, çocuğu için hissettiği sevgiye göre daha az psikolojik ve ahlaki kaliteye sahip olduğunu öğrenir. Bu güçlü bilgiye nasıl tepki vereceği ise onun nasıl bir erkek olacağına ait kararını şekillendirir. MGTOW da olabilir, kadınları sadece seks için kullanan müzmin bir bekar da olabilir ya da evini iş gibi idare eden, risklerin farkında ve bütün gücüyle bu tehlikelere göğüs geren bir baba da.

Bu ne kadar acımasız olursa olsun bir kadın, erkeğin sevgisine aynı karşılığı veremez. Erkek ve kadın farklı sever. Yukarıdan aşağıya sızan hiyerarşik bir aşk vardır ortada. Erkek kadın için fedakarlık yapar, kadın çocuk için. Nehir çok istisnai durumlarda yukarı doğru akar. Eğer bir erkek kadının kendisi kadar sevebileceğine inanırsa, kaderi hayalkırıklığı ve azaptır zira kadın adamın idealleştirmesine göre değil, doğaya göre hareket edecektir

İkaz

Çoğunuz buraya kadar beni takip edebildiniz, bazılarınız edemediniz. Başlangıçta “Erkek budala bir şekilde, annesi kendisini nasıl sevdi ise idealleştirdiği kız arkadaşının da kendisini öyle seveceğine inanır” demiştim. Bu dediğimde iki anlam var. Gerekli tecrübe ve nuans farkını anlayacak zihne sahip değilseniz ikinci anlamını anlamanız zor. Temel olarak aranızda iyi bir anneye sahip olanlar bu cümleyi okuduğunda, şimdi olmasa bile zamanında “umarım annem kadar tatlı ve ilgili bir kadın bulabilirim” demiştir. Ama annesi narsist, umursamaz ve sevgisiz olanlar için durum farklı. Bu tip anneler her ne kadar da toplum önünde mükemmel anne imajı çizseler de kişiliklerindeki bir bozukluk yüzünden anne sevgilerini oğullarından esirgemişlerdir.

Bu konuyu konuştuğumuzda, annesinin kendisini gerçekten hiç sevmediğini (benimki sevgi dolu bir kadındı) söyleyen erkek sayısının fazlalığı beni şok etti ama bugün bildiklerimden sonra bunun süpriz olduğunu söyleyemem. Annelerinin anne sevgisini kendilerinden esirgediği erkekler, kırmızı hapı daha kolay yutarlar ve yetişkinliklerinde kadın doğasını daha iyi anlarlar. Benim kişisel gözlemim, anne sevgisi olmadan büyüyen erkeklerin yetişkinliklerinde kadınları idare etmek konusunda daha başarılı olmaları. İhmal edilmiş bir oğlan çocuğu olarak büyüyen bir erkek, kız arkadaşının kendisini anne gibi seveceği budalalığına kapılmaz, kadının kendisini kendi annesi gibi seveceğini bilir, aşırı bir şartlılıkla.

Bu demektir ki çocukken anne sevgisini deneyimlemeyen erkekler, olgunluklarında kadın aşkını idealize etmezler. Bu adamların kadın aşkı konusunda kafalarındaki fikir, doğal olana daha yakındır. Çoğu erkek gibi kadınlardan anne sevgisi benzeri bir fedakar sevgi beklemezler zira zaten bu tür bir sevgiyi hiç hissetmemişlerdir. Annesi kendisini anne gibi sevmemiştir, partneri ile olduğu gibi annesi de kendisini sağladığı fayda üzerine sevmiştir. Bu nedenle çocukken annesi tarafından anne sevgisi ile sevilmeyen erkek, yetişkin olarak diğerlerine göre avantaj sahibidir.

Kadın Aşkının Tanımı

Kadının aşkı, öncelikle sizin gücünüze olan arzusudur, ikincil olarak da sizin karakterinizin ona kendini nasıl hissettirdiği ile ilgilidir. Kabaca şöyle diyebiliriz : fırsatçılık ve duygusal ödünün, ihtiras soslanmış hali.

Erkekler aşkın fedakarlık açısından yukarı doğru akmadığını çoğu zaman unuturlar. Bir erkek bir kadına ihtiras duymadan onu sevebildiği için, kadının da aynısını yapabildiğini sanar. Bu mümkün değil zira kadının aşkı fedakarlık üzerine kurulu değildir, erkeğin fedakarlığının takdir edilmesinin, ihtiras ile karşılaşması üzerine kuruludur. Bir erkek bir kadın için fedakarlık yaptıkça, yaptığı yatırım ölçüsünde ona olan aşkı derinleşecektir. Bir kadın içten gelen hayvani bir ihtiras olmadan, erkek için fedakarlık yaptıkça, ona olan sevgisi azalacaktır, kendi fedakarlık gerekliliğinin, erkeğin yetersizliği olduğunu düşünecektir. Yani, bu hiçbir zaman söze dökülmese de, kadının davranışlarından çıkarılabilir : kadın erkeğin kendisini, onun erkeği sevdiğinden daha fazla sevmesini bekler ve böylece aşk hiyerarşisini güçlendirir. Kadının fedakarlığının ihtiras gibi ön koşulları vardır. Erkeğin fedakarlığı ise ondan beklenir ve beleştir

Aşk ve Kadının Kendini Kandırması

Size karşı ihtiras hissetmeyen kadın sizi onun sizi sevmesini istediğiniz gibi sevemez. İhtiras, kadın aşkının temelidir, kadın ihtirassız sizden hoşlanır, sizi sevmez. Fakat bu kadın sizi kullanmak için size aşık numarası yapabilir. Eğer bir kadın için size aşık olmak kendisi için kullanışlı ise, kendisini size aşık olduğu konusunda kandıracaktır. Kadınlar, kendini kandırmanın ustalarıdır, o nedenle kadının kendini inandırdığı şeylere yüzde 100 güvenmemek gerekir. Bu duygulara safsata gözüyle bakın.

Kadınlar genelde duygusal olarak nevrotiktir (negatif duygulara yatkın). Kendi benliğinin fazlaca farkına varan bir kadın, içindeki hayvani öğelerden kurtulamadığı için kendinden nefret edebilir. Kadınlar bunun için özel çaba gösterseler de sizi sizin istediğiniz gibi sevemezler. Bunu zorlarsanız, kadını tarifsiz ızdıraba sevkedersiniz. Kız arkadaşınızın sizi anneniz kadar sevememesi size ne kadar adaletsiz gelse de, onu sizi bu şekilde sevmeye zorlamak, kız arkadaşınız için adaletsizdir. Benim şahsi fikrim, toplumun kendini nesiller boyunca bu nedenle kandırdığı. Gerçek, çekirdek aileyi tehdit edecek kadar güçlü, bunun için sadece MGTOW hareketine bakmanız yeterli. Birçok erkek, kırmızı hap gerçeklerini keşfettiğinde, aile kurma fikrini kabul edemiyorlar. Çoğu erkek için cehalet erdemdir, bu nedenle bu blogdaki bilgiler güçlü olduğu kadar da, tehlikelidirler.

Kapanış

Kadınlar neyse odur, sizin kadınlarla ilgili algınızın ne olduğu, temel doğal gerçekler karşısında önemsiz. Bu öğrendiğiniz bilgiler ile onları olduğu gibi kabul etmeyi öğrenirsiniz, ya da “kadının aşkı derdine değmez” deyip onları hayatınızdan çıkarabilirsiniz. Bu benim sizin için yapacağım bir seçim değil, kendi kişisel tercihiniz. Bir kez bilgilendiniz mi, tercihiniz sizden geri alınamaz. Bu bilgi ile ne yapacağı, hayatın ne aşamasında olduğuna göre değişir.

Kırmızı hap gerçekleri bir erkeğe kadınlarla ve hayatı ile ne yapacağı konusunda karar vermek için büyük bir enerji verir. Bununla ne yapmak isteyeceğiniz, yaşınıza göre değişir. 20 yaşında bir delikanlı, safça hayatı boyunca bekar kalacağını düşünür. Boşanmış, yaşlı bir erkek, budalalık dediği bu işlerden elini eteğini çekebilir. Barlarda bir on yılını hatun kaldırmakla harcayan bir erkek, daha derin birşeyler istediğine karar verebilir. Erkeklerin yapmaya meyilli olduğu gibi, kadınlar nasıl sever, sevgi ihtiyacımı, kendini mahvetmeden nasıl karşıların sorularını sormaya başlar. Kendiliklerini kaybetmeden sevmenin bir yolu bulamayan erkekler ise, sevgiyi reddederler.

Çeviri : The Hierarchy of Love

Erkek Adam Notu : Her ne kadar yazılanların bazılarına katılmasam da, Illimitable Man’in bu yazısını önemli bulduğumdan çevirdim.

Bir sonraki …

Erkek Adam sitesini e-posta adresine oldukça fazla sayıda tavsiye isteği alıyoruz. Bu maillerde konu ne olursa olsun, ortak problemi görmek hiç zor değil : paragraflarca yazı sadece bir kız ile ilgili! Bu kız eski kız arkadaş ya da hedefte olan ve iş atıp – iş atmadığı anlaşılamayan bir hatun kişi. Maillerde bu kız ile maili atan erkek arasındaki iletişimin ayrıntıları ve nerede hata yaptıklarına dair sorular var ama hatanın kendisi zaten bu tek kadına bu kadar saplanmak. Bu o kadar yaygın bir problem ki bir tavsiye isteği aldığımızda, genelde uzun olan bu mailde ilk yaptığımız detayları okumaktan ziyade yazan kaç kadından bahsediyor kontrol etmek oluyor. Tahmin edebileceğiniz gibi bu sayı her zaman “bir”. O özel kadın tabii ki.

Arkadaşlar, belirli bir kadın herhangi bir aşamada çark edebilir. Dün yüzünüze gülerken, bugün size sırtınızı dönebilir. Bunun nedeni siz de olabilirsiniz, kadın da. Kadınlar tabak çevirir ve sürekli opsiyonlarını karşılaştırır. Bir eleman öne geçmiştir, kadın sizi geriye atar, tamamen atar, falan filan. Önemli değil. Bir kadın şu an kız arkadaşınız / karınız değil ise ve bu kadın sizin hedefinizdeki tek kadınsa, o kadınla aranızdaki iletişimin içeriğinden çok daha büyük olan hata, sizin sadece bir kadına odaklanmanızdır.

Şu yazımızı iyi okuyun :

Kırmızı Haplı Çocuk – Mavi Haplı Çocuk

Dikkat edin, kızlar kırmızı haplı çocuğa yağmamaktadır. Kırmızı haplı çocuğun tek yaptığı kendisi ile seks yapmayan hatuna fazla zaman ve kaynak ayırmamasıdır. Kırmızı haplı çocuk resmen tabak çevirmektedir.

Bizim size tavsiye ettiğimiz gibi tabak çevirmiyor olabilirsiniz. Yani “abi ben aynı anda birden fazla kadınla yatamam, benim kişiliğime, prensiplerime, inançlarıma uymaz” diyor olabilirsiniz. Ama eğer şu an kimseyle yatmıyorsanız, birden fazla kadına paralel yürümemenize bir bahane değil bu. Bekarsın, kız arkadaşın yok, neden sadece bir kıza yazıyorsunuz?

Tabak teorisi yazısından :

Uzun süreli ilişki dışında erkeklerin büyük bir kısmı, sniper yöntemi olarak adlandırılabilecek bir ilişki stratejisi izlerler. Beta erkek sıklıkla tüm zamanını, enerjisini ve kaynaklarını hedefi sabırla beklemeye, o sabırla beklediği doğru zaman gelip de hedefindeki kıza niyetini belli etmeye adar. Bu “kız”, bütün bu bekleme / kur yapma dönemi boyunca, beta erkeğinin hedefindeki tek hatun kişidir. Bu proses birkaç haftadan, bazı uç örneklerde birkaç yıla kadar sürebilir. Bu bekleme süresi boyunca beta erkeği, en önemli kaynağından fedakarlık yapar – diğer potansiyel fırsatlar. Tabak çevirme teorisini kullanan erkek ise bu saçma (ama maalesef çok yaygın) durumdan kendini koruyabilir ve kadın peşinde koşarken birçok hedefe seri halde yönelir (pompalı tüfek yöntemi). Kadınsı koşullanma ile beyni yıkanmış beta erkeği balığı olta ile avlarken, tabak çeviren erkek balığı çok geniş bir ağ ile avlar. Ağa takılanlardan beğendiklerini alır, beğenmediklerini tekrar suya atar.

Kırmızı haplı erkeğin, mavi haplı erkekten farkı, kırmızı haplı erkeğin birden fazla kadını, hızlıca değerlendirmesi ve kendisine yeterince meyilli olmayan kadını hemen geride bırakarak bir sonraki hedefe yürümesidir. Mavi haplı erkek bir kadını haftalarca ve aylarca tüm ilgisinin odağında tutar ve ayda yılda bir yeni bir kadına yürürken, kırmızı haplı erkek onlarca kadına yürür.

Emin olun bir alfa erkek, ortalama betadan kat be kat fazla red yiyen biridir. Ha onun cazibesi nedeniyle belirli bir kadından red yeme oranı daha düşüktür ama başarı oranı yüzde 50 bile değildir. Eğer tek bir kadına haftalarca takılı kalmışsanız yaptığınız en büyük hata, sizinle henüz yatmamış bir hatuna takılıp kalmanızdır, aranızdaki konuşmalar, iletişim detaydır.

Aynı şey, eski kız arkadaş için de geçerli. Bir kız sizinle ilişkisini bitirdiği anda sizi başka bir kadına yelken açmak için serbest bırakmıştır. Nokta! Bizim eski kız arkadaş konusunda duruşumuz net (hemen geride bırak) ama diyelim ki hala onu geri kazanmaya uğraşıyorsun (çok yanlış hareket), yine de hemen başka kadınlara da yazmanız lazım.

Soru : Ama abi aşk?

Kısa cevap : Yalan dostum, aşk diye birşey yok.

Uzun cevap: Bu aşk masalı sizi uysal betalar olarak tutmak için var zaten. Yanlış anlamayın, iki insanı çocuk yapmak ve ona ilk senelerinde bakmak için biraraya getiren hormonal salgılamaların yarattığı “romantizm” yalan değil. Sağlıklı birşey. Ama bu Disney masalı tarzı “ömür boyu mutlu yaşadılar” aşkı tamamen propoganda ve ruh ikizi kişilik bozukluğunun bir parçası. İşin ilginç tarafı buna erkekler kadınlardan daha fazla kanıyorlar.