Jordan Peterson – Başarı, fedakarlık, çalışmak ve hazzın ertelenmesi

Fedakarlık ve çalışmak arasında bir fark yoktur. İkisi de sadece insanlara özgüdür. Bazen hayvanlar da sanki çalışıyorlarmış gibi davranırlar ama yaptıkları sadece doğalarının dikte ettiği hareketleri yapmalarıdır. Su samurları barajlar inşaa ederler. Su samurları, su samuru oldukları için barajlar yaparlar. Barajı yaparken akıllarından “şu an kız arkadaşımla bir sahilde olmak isterdim” diye düşünmezler.

Fedakarlık, çalışmak, basitçe hazzın ertelenmesidir ama bu fedakarlığın ruhu paramparça edebilecek ciddiyetini anlatmaya yeterli olmayan bir tanımlamadır. İnsanlık için hazzın / ödülün ertelenebileceğinin keşfi, zamanın ve sebep – sonuç ilişkisinin keşfi ile beraber oldu. Ya da en azından bilinçli insan davranışlarının nedensel gücünün keşfi ile.

Çok çok geride kalan geçmişte, gerçekliğin sanki kendisi ile pazarlık edebileceğimiz bir şeymiş gibi kurulu olduğunu farkettik. Şimdi doğru davranarak, dürtülerimizi kontrol ederek, başkalarının durumunu da göz önüne alarak gelecekte, henüz daha varolmayan bir zaman – mekanda, ödüllendirilebileceğimizi keşfettik. Anlık zevklerimizi kontrol altına almaya ve organize etmeye başladık ki diğer insanlarla ve gelecekteki kendimizle çatışmayalım.

Bunu yapmak, toplumu organize etmekten ayrıştırılamayacak bir davranıştır. Bugünkü çabalarımızla geleceğin kalitesi arasındaki neden – sonuç ilişkisinin farkına varmamız, sosyal sözleşmeyi motive etti. Bugünün emeğinin çoğunlukla başkalarının verdiği “söz / vaat” olarak güvenilir bir şekilde stoklanmasını sağlayan organizasyonu oluşturdu.

Bir şeyi anlamak, çoğunlukla onu söze dökebildiğimizden çok önce anladığımız şeye göre davranmak şeklinde ifade edilir. Bir çocuğun anne veya baba rollerinin ne olduğunu anlatabilecek kelimeleri kazanmasından çok önce anne – baba taklidi yapabilmesi gibi. Tanrıya kurban vermek, ertelemenin yararlılığını göstermek için ilk zamanlarda oluşturulan karmaşık bir ritueldi.

Avı öldürünce dibine kadar lapur lupur yemekle etin bir kısmını ateşte buhulayıp akşama yemek ya da orada olmayan birine vermek üzere kenara ayırmak arasında çok uzun bir zaman dilimi vardır.

***

İnsanın bir şeyi kendi kullanımın ya da başkası ile paylaşmak için kenara ayırmayı öğrenmesi çok uzun zaman aldı. Aslına bakarsanız bu ikisi aynı şey zira kendi kullanımınız için saklamanız aslında başka biri olan gelecekteki kendiniz ile paylaşmak için kenara ayırmanız demektir. Elinin altına gelen her şeyi bencilce hemen mideye indirmek çok daha kolay ve daha büyük ihtimalle yapılacak şeydir.

Ödülün ertelenmesi ve bunun bir konsept haline getirilmesinin her adımı arasında uzun bir zaman dilimi vardır. Kısa dönemli paylaşım, gelecek için stoklamak, o stoğun kayıt olarak temsili, gelecekte para olarak temsili en sonunda da bunun bankada para biriktirmek şeklini alması adımları arasında uzun yüzyıllar vardır.

Atalarımız kaderi tayin eden gücü, sanki başka bir insanmış gibi kendisiyle pazarlık yapılabilecek, takas yapılabilecek bir ruh olarak kişiselleştirdiler. Ve inanılmaz olan şu ki bu işe yaradı. Bunun nedenlerinden biri, geleceğin genellikle sizin geçmiş davranışlarınızın her ayrıntısını izleyen insanlardan oluşmasıdır. Buradan yükseklerde oturan ve insanın her hareketini takip edip sonradan başvurmak üzere kaydeden tanrıya ulaşmak zor olmadı.

Peki neyi feda edeceğiz? Küçük fedakarlıklar, küçük ve tekil problemleri çözmek için yeterli olabilir. Ama daha büyük fedakarlıklar, daha büyük ve karmaşık bir dizi problemi aynı anda çözebilirler. Bu tür fedakarlıklar daha zordur ama daha yararlı olabilirler.

Tıp okulunun gerektirdiği disipline adapte olmak, üniversiteli genç parti hayvanının zevk dolu hayat stili ile çok ciddi bir şekilde çatışabilir. Gençliğinin tadını çıkarmak yerine disiplinli bir şekilde çalışmak, genç üniversiteli için büyük bir fedakarlıktır ama bir doktor gerçekten de ilerde evine yemek götürebilir. Uzman bir doktor olmak için yapılan fedakarlık, uzun süreli ve büyük bir fedakarlıktır.

Evet, fedakarlıklar, geleceği daha iyi yapmak için gereklidirler. Ve daha büyük fedakarlıklar daha iyi olabilirler.

***

Hazzın ertelenmesinin faydalı olacağının bilsek de, bu erteleme en antik ve temel hayvani dürtülerimizle çatıştığı için uygulamada büyük güçlükler yaşarız. Hayvani dürtülerimiz bizi her zaman anında ve zaman kaybetmeden tatmin olmaya zorlarlar. Özellikle de uzun süreli olarak bir şeyden mahrum kaldığımız zamanlarda. İşi daha da karmaşıklaştıran bir şey de, bu tür bir haz ertelemenin, ilerdeki ödülü garanti edecek bir sosyal stabilizasyona ihtiyaç duymasıdır. Kenara attığınız herşey ilerde yok olacak ya da çalınacak ise, tasarruf etmenin bir manası yoktur.  İşte bu nedenledir ki bir kurt, tek seferinde 9 kilo eti mideye indirecektir. Kurt, “böyle hayvan gibi yediğim için kendimden nefret ediyorum, birazını gelecek hafta için saklamalıydım” demez.

Peki bu kadar imkansız görünen iki başarı, ödülün ertelenmesi ve toplumun stabilizasyonu, nasıl oldu da aynı anda meydana geldi. Hayvandan insana doğru gelişimsel ilerlemeyi yazalım. Yazacaklarımız detaylarda yanlış olabilir ama buradaki temayı açıklamak için doğru bir yaklaşımdır.

Birincisi, elde fazladan yiyecek olması gereklidir. Mamutların ve diğer büyük otçulların etleri bunu sağlayabilir. Zamanında çok mamut yedik. Muhtemelen hepsini yeyip tükettik.

Büyük bir hayvanın avlanmasından sonra elde fazladan et kalır. Bu başlangıçta kazara olabilir ama zamanla “daha sonrası için”in yararı takdir edilmeye başlar. Bununla paralel belli bir fedakarlık fikri de oluşmaya başlar. “Eğer bir kısmını sonra yemek için bırakırsam, şu an canım hepsini yemek istese bile, ilerde aç gezmek zorunda kalmam”.

Bu fikir sonraki aşamaya evrilir. Eğer bir kısmını sonraya saklarsam, aç gezmem gerekmeyecek. Yakınımdakiler de aç kalmayacak. Buradan da şuna evrilir : “bütün bu mamutu tek başına yiyemem ama hepsini saklayamam da. Belki bir kısmını başkaları ile paylaşabilirim. Belki bu başkaları, onlarla mamutu paylaştığımı hatırlayacaklardır ve kendilerinde fazla mamut olduğunda ve bende mamut eti olmadığında benimle paylaşacaklardır. Böylece şimdi de yemek yerim, sonra avlanamasam bile yemek yiyebilirim. Hiç fena alışveriş değil.”

“Belki bu şekilde paylaştığım insanlar bana güvenmeye başlayacaklar. Belki sürekli olarak alışveriş yapabileceğiz. Böylece mamut gelecekte mamut olur. Gelecekteki mamut ise kişinin itibarı olur.” Bu sosyal sözleşmenin ortaya çıkışıdır.

Paylaşmak, değer verdiğin bir şeyi verip karşılığında hiçbir şey almamak değildir. Aslında paylaşmayı reddeden her çocuk, bunun olacağından korktuğu için paylaşmayı reddeder. Paylaşmak, doğru şekilde yapıldığında, ticareti ateşler. Paylaşamayan, alış veriş yapamayan çocuk, arkadaş edinemez. Zira arkadaş sahibi olmak bir çeşit alışveriştir.

***

İnsanlık başarılı insanların başarılarını ve başarısız insanların yenilgilerini binlerce yıl boyunca gözlemledi. Bu gözlemlerimizden şu sonucu çıkardık :

  • Başarılı olanlarımız hazzı / ödülü erteleyebilenlerimizdir.
  • Başarılı olanlarımız gelecekle pazarlık yapanlarımızdır.

Başarılı olanla başarısız olan arasındaki fark nedir? Gelecekte daha iyi bir ödül için, hemen şimdi duyabileceğin hazdan ve ödülden fedakarlık edebilmektir.

Jordan Peterson Türkçe Kitap

Daddy issues’u olan bir kızın 5 işareti

Daddy issues bir erkeğin en iyi dostu da olabilir en kötü dostu da… Bir yandan, babasıyla berbat ilişkileri olmuş bir kız, uysal, mütevazi, kısa süre sonra evinize gelip sert seks yapabileceğiniz ve sizin için kurabiye yapan bir kız anlamına gelirken, diğer yandan kendinizi berbat bir durumda arabanızı yeniden boyarken, arayan numaraları engellerken ya da kelepçeyle evden çıkarılırken bulmak üzere olduğunuz anlamına gelebilir.
Hatunun Freudiyen prenses kompleksi olan , baba yoksunluğu sebebiyle bunun yerini dolduracak kişiyi arayan biri olup olmadığını şeffaf bir şekilde anlamanız için daddy issuesu olan kadınları nasıl tanıyabileceğinizi bilmeniz gerekiyor.

Dady Issuesun 5 İşareti

1- Aşırı Derecede Kaşardır Veya Saklı Cinsel Fantezilerin Kadınıdır:

İnce örtülü seks fantezisi, rehberiniz olsun. Bir dereceye kadar tüm kızların sert seks sevmesi sır değildir ama daddy issues vakası size tüm seviyelerde tur attırabilir. Sizden şaşırtıcı derecede acılı ve domine edici fanteziler isteyebilir. Yaşlı adamlara bir çift Lululemon gibi yapışırlar. 1. Seviye ilgi orospuluğu yapabilirler. Bu sadece hergün Facebook profil resimlerini değiştirdikleri anlamına gelmez, alışveriş manyağı bir kız haline gelmeleri ya da orta sınıf bir aileden çıkıp porno filmlerde rol almaları anlamına gelebilir.

2- Kendine bir şekilde zarar verir:

Kendine zarar verme, çeşitli şekillerde derin ruhsal sorunlara işaret eder. Her yerin dövmeyle kaplı olması, piercingler, kadınlık belirtilerinin zarar görmesi ( örneğin saçı kazıtmak) gibi belirtiler, bir kadının baba figürüyle sağlıklı ilişkileri olmadığını gösterir. Kesme tabi ki kendine zarar vermenin bir göstergesidir. Tırnak yeme takıntısı da yine sıklıkla bunların eş zamanlı semptomudur.

3- Sahte, Abartılı bir Özgüveni vardır:

Her daddy issues kendinden nefret etmeyle sonuçlanmaz. Aslında bazıları aşırı bir benlik algısına yol açar. Aşırı babalık, hayatın ilk 18 yılında bir kızı her gün “prenses” olarak adlandırılmak gibi şeyler bir kadının kendini kandırmasını ve keşfedilmenin eşiğinde olduğunu düşünmesini sağlayabilir. Yemek yapamadığı için övünür, size jestiniz için teşekkür etmeyi beceremez ya da geç kaldığı için sizden özür dilemez çünkü bu tip davranışların iyi olmadığı, babasının küçük kızına asla öğretilmemiştir.

4- Kendinden Emin, Maskülen Bir Adam Tarafından Gözü Korkutulur:

Hiçbir şey, erkeklerle ilgili sorunları olan bir kadın için erkek gibi davranan bir erkekten daha fazla kaygı uyandıramaz. Bu yüzden günümüzün Tumblr tarzı feministlerinin, babalarından normal kadınlara nazaran daha fazla zarar gördüklerine eminim. Mantıksız bir erkek korkusu olan kızlar, herhangi bir erkeği küçük düşürücü şekilde etiketlerler. Bir kadının sıklıkla erkeğe fiziksel zarar vermeye yeltenmesi o kadının babasına olan derinlerde kalmış öfkesini gösterir.

5- Vücut Görüntüsü Sorunu Ya Da Yeme Bozukluğu Vardır:

Sözüm ona, ne hakkında konuştuğunu bilen insanlar genellikle yeme bozukluklarına, ” her şey kontrolle ilgili” derler. Yani, hayatlarının kontrolünü kaybettiklerini hisseden kızlar, kontrol ettiklerini düşündükleri şeyin kontrolüne( yediklere şeye) saplantılı olurlar. Öyleyse bu kızları sürekli yeme bozukluğu kliniğine iten kim? Onların zorba babaları! Yeme bozukluğu olan kızların %90’ından daha azının daddy issuesu belgelenseydi şok olurdum.

Daddy issuesu olan bir kız, seks hayatınızın 3. demir yoludur. Tehlikeliyken, tünellerinizin sağlamlığını bozar. Devam edin ama dikkatli olun.

Kaynak: 5 signs a girl has daddy issues

Çeviri: SVBG

İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları

Beta vücut dili – Instagram erkek arkadaşları ve anasının kuzusu oğluşlar

Instagram, bir erkeğin dikkatle ve kırmızı hap farkındalığı ile bulunması gereken bir ortam. Kim ne derse desin bu uygulamanın ana kullanım amacı kadınların ilgi çekme ihtiyacını karşılamak. Bu ortamda selfie ya da bir erkekle fotoğraf koyan kadın o erkeği, erkek sevgilisi bile olsa, fotoğraf aksesuarı olarak kullanıyor. Uydu erkeklerin de instagramda “Melis benimle fotoğrafını koymuş, bana önem veriyor …” dedikleri fotoğrafların amacının ne olduğunu daha önce yazmıştık.

Bu yazıda çiftlerin vücut dilindeki beta alametleri konusuna tekrar gireceğim. Rollo Tomassi son aylarda bu konuda birçok örnek fotoğraf ve video paylaştı ve geçen gün Man Effect’te Timothy Wegner ile bu konuda bir podcast yaptı.

Yukarıdaki foto, Rollo Tomassi’nin Beta Tells (beta alametleri) yazısından. Erkek kadına doğrı eğilmiş ve kadın ondan demir korkuluğun fiziksel olarak izin verdiği son noktaya kadar geriye kaçmış. Vücut dili erkeğe oldukça kapalı.

Kadınlar söz konusu olduğunda söylenen değil yapılan mesajdır. Bunu bir kez öğrenen erkeğin taktığı kırmızı hap gözlükleri ile hayata baktığınızda, birçok çiftin ilişkisindeki statüsünü vücut dilinden anlayabilirsiniz. Kadınlar erkeklere göre çok daha fazla oranda vücut dili ve hareketlerle “konuşurlar” ve bir erkek kadının bu “konuşmasını” duymuyor ise kadın bilinç altında o erkeği tecrübesiz = kadınlar tarafından tercih edilmeyen diye yaftalar.

Instagram erkek arkadaşları

“Eğer kız arkadaşınız size sıklıkla fotoğrafını çektirip Instagram’a koyuyor ise o durumda bir aksesuar olduğunuzu unutmayın.  Kadınlar neden Instagram’a fotoğraflarını koyuyorlar : ilgi çekmek için. Bir kadın Instagram için fotoğraf / selfie çekiyorsa ve siz de o fotoğrafın içinde iseniz siz o fotoğrafta aksesuarsınız. Giydiği bir kolye kadar aksesuarsınız.”

Aşağıdaki foto bir ara çok moda olan ve bir erkeğin en kepaze şekilde aksesuar olduğu instagram foto akımından.

“Kadın erkeğin önünde giderken onu elinden tutup sürüklüyor. Kadınlar bunu neden yapıyorlar? Kendilerinin reklamını yapmak için.  Bu fotoğraflarla ilgili yorumumu eleştiren erkekler “abartma ama sadece öylesine sıradan bir fotoydu” diyorlar.  Evet işte tam da sıradan olması problem. ”

 

Aşağıdaki foto, “instagram aksesuarı erkek arkadaşa” bir başka güzel örnek. Hatunun duruşuna dikkat edin. Eleman orda yokmuş gibi. Fotoğraf “çift fotoğrafı” diye etiketlenmiş ama hatun eleman orda yokmuş gibi poz veriyor. Gerçekten de elemanı bu fotoğraftan çıkarsanız, hatunun verdiği poz hiç garip kaçmaz. Ama eleman hatunun içine düşmüş, fotodan hatunu çıkaramazsınız. Aksesuar derken Rollo bunu kastediyor.

“Bu tür erkek kızın içine düşmüş ama kız erkek yokmuş gibi başka yöne bakıyor fotoğraflarındaki mesaj nedir? Mesaj şu : ‘ben hala uygunum ve mümkünse başkasını arıyorum. Bu elemanın beta olduğunun farkındayım ve bu elemandan uzaklaşmak istiyorum'”.

“Aşağıdaki foto sahiplenici eş korumacı bir pozisyon. ‘Bu piliç benim’ diyor. Bunun kendi başına hatalı bir şey olduğunu söylemiyorum. Kadının elinin erkeğin saran kolunda olması ise kadının bundan hoşlandığına işaret ediyor. Hatuna eğilmesi ve fazla duygusal pozu faüllü ama hadi tamam diyelim.

Antonie Bordain‘in böyle birçok fotosu var ve orada Bordain hatunu sarmalamış ve hatuna eğilmişken Asia Argento ise adamdan uzağa eğilmiş ve ‘yardım edin, beni alın buradan’ duruşunda.”

Anneciğimi çok seviyorum pozu

Aşağıdaki son zamanlarda klasikleşen bir poz.

“Adını hatırlayamıyorum ama bu adam ünlü biri. Elemanın parası var ve her şeye sahip. Bu foto bir fotoğraf serisinden. Hepsinde eleman böyle hatuna eğilmiş ve öpmeye çalışıyor. Ve hatunun suratına bakın. Hatun elemanın karısı. Sanırım eleman şarkıcı. Her neyse.

Elemanın sarışın güzeli bir karısı var. Elemandan genç gibi duruyor. Kadın kesinlikle henüz parti yıllarını geride bırakmamış bir kadın gibi duruyor. Fakat oldukça zengin olan bu adama yamanmış. Fakat kadının eline bakın. Bu fotoğraf yukarıda kadını kolları arasına almış adamın fotoğrafından çok farklı.  Orada eş koruma (mate guarding) var ama buradaki eleman tamamen “anneciğimi çok seviyorum” pozunda.

“Ben bu poza “anneciğimi çok seviyorum” pozu diyorum. Eleman öpücüğe abanmışken kadının nasıl giyindiğine, dışarıya (kameraya) nasıl baktığına ve gülüşüne dikkat edin. Kocasına değil ‘sana’ bakıyor. Bu bir reklam pozisyonu.”

“Bu tür fotoğraflar hep gündelik instagram fotolarında ortaya çıkıyor. Biliyoruz ki instagram fotoları kadınların dışarıdan ilgi toplama aracı. İlgi, kadınların dünyasının akçesidir.  Kadın bir erkekle beraber olduğunda, o erkek ya kadının arkadaşlarının kıskandığı ve kadının gözünün içine baktığı bir adam olur ya da aksesuar. Bu fotoğraftaki eleman kesinlikle aksesuar. Bu kadın böyle bir elemanla ünlü veya zengin olmasa idi asla beraber olmazdı.”

Fotoğrafta kadının elinin adamı nasıl kendisinden uzak tutmaya çalıştığına dikkat edin.

Aşağıda çiftin bir başka fotoğrafı var.

“Sanki adamı o fotoğrafa fotoşop ile koymuşlar. Sanki dalga geçmek için fotoğrafa fotoşop ile eklenmiş. Fakat maalesef fotoğraf gerçek. Elemanın bu kadınla her fotoğrafı böyle.

Kadının dışarı anons ettiği şey şu : ‘Ben sırf pratik olduğu için bu adamlayım’. Hatun eleman yokmuş gibi dışarı bakarak ‘umarım birileri bu fotoğrafı görür zira ben hala uygunum’ diyor. Kadın ‘ben hala uygunum’ bakışı atarken eleman ‘anneciğim seni çok çok seviyorum’ pozunda.

Çok trajik ama bugünlerde bu pozu çok görüyorum. Eleman muhtemelen beta kafa yapısını taşıma lüksü olacak kadar zengin.”

Aşağıdaki fotoğrafta ise dünyanın en soylu mavi haplısı Prens Herry var. Herry tipik bir mavi haplı.  Alfa mı beta mı tartışılır. Çocukken acayip ana kuzusu idi, babası dünyanın en beta soylularından biri ama kendisi 20lerinde gayet alfa takılan bir abi idi. Her neyse.

Yukarıdaki gibi berbat olmasa da Prens Harry’nin buradaki pozundaki hatuna eğilişi onu da neredeyse “anneciğimi çok seviyorum” pozuna sokmuş.  Kötü çocukların kucağında hopladıktan ve duvara tosladıktan sonra kendinden genç bir prensi kafalayan feminist ablanın yüzüğü dünyaya gösterişi de dikkate değer. Kendi hayatını yaşamış çoğunluk gibi sıradan bir bekleyen beta ya da kedilerle dolu bir evde sonlanmadım sevinci.

Aşağıdaki oğlan ise “anneciğim seni çok seviyorum” pozunu anahtarlık yapıp kıza hediye vermiş.  Trajik.

“Hatun dışarı bakıyor ve ‘bu elemanın beta olduğunu biliyorum ve bundan daha iyisini arıyorum. Bu elemanla birlikteyim ama hala uygunum’ sinyali gönderiyor. Eleman bunu kıza hediye yapıp vermiş. Kız ne zaman kız arkadaşlarıyla dışarı çıksa elemanı hatırlamak zorunda. Trajik olan şu ki eleman bunun tatlı bir şey olduğunu düşünüyor. Ama değil. Bu kıza sürekli yapışkan, duygusal ve fazlaca bağlı bir erkekle olduğunu hatırlatıyor.”

“Eleman bunu kıza bir çeşit bölgesini işaretleme jesti olarak vermiş. Kız dışardayken ona evde erkek arkadaşı olduğunu hatırlatacağı kadar diğer erkeklere bu kadının bir erkek arkadaşı olduğunu gösteriyor. Burada büyük bir kendine güvensizlik ve süper beta bir davranış var. ”

Ama trajedi istiyorsanız, olay bu aşağıdakidir. Fotoda yazan şu :

“Ben kelime anlamıyla bu adamı yıllarca peşimde koşturdum … ve nihayet kaçmaktan yorgunum. Hayatıma yeniden hep olması gerektiği gibi başlamaya hazırım. Seni seviyorum.”

Elimizde yine “anneciğim seni çok seviyorum” fotosu var. Yine adamı fotoğraftan at, kızın pozu zerre sırıtmaz zira adam orada yok gibi poz vermiş. Suratında yine yukarıdaki kadınların suratındaki ifade var.

Burada yakında duvara çarpacağını anlamış, Rollo’nun uyanış aşaması dediği aşamaya gelmiş bir kadın var. Bekleyen betasını kullanmak üzere yörüngeden indirmiş. Eleman hatunun kucakta hoplamalı parti yılları bitene kadar bekleyecek kadar aptal.  Hatunun suratında Prens Herry’nin gelini Megan gibi “parti yıllarımda hayatımı yaşadım ama sonunda da cezasını çekmeyeceğim” mutluluğu var.

Erkeğin eş kollama sarılışı yukarıdaki oğlandan farklı. Orada kız vücut dili ile bunu onaylıyordu (elini erkeğin koluna koyarak) ama burada erkek 100% aksesuar. Fotoşopla at kimse farketmez.

Erkeğin duygularını saklaması

Maybe one day’in şu yorumu dikkatimi çekti ve çok yaygın olduğunu düşündüğüm bu mavi haplı düşünce ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum :

Tristan bro dediğine katılıyorum. Maalesef en basit olarak bir derdini anlatmaya bile hakkın yok eğer erkeksen senden Allah gibi olmanı bekliyorlar. Hanfendi sana sorununu anlatacak hatta erkek olarak onu cozmeni bekleyecek ama senin en ufak derdin onu ilgilendirmeyecek bence çok adil bir şey değil ki dertli bir insan olduğumu zannetmeyin bu konuda çok rahatım ama gerçekten oyunda erkeğin dezavantajına yürüyen oldukça şey var. Duygusal güç şu bu eyvallah ama insan robot olamaz illa düşecek kalkacak ve düştüğünde karının hipergami insafına kalacaksın ki nesil ilerledikçe kadınların fedakarlık ve tahammül özelliği azalıyor. Mgtowculara hak veriyorum yani. Sonuç olarak oyun ciddi anlamda bizim aleyhimize şeylerle dolu ama hakem hatasını bahane etmek yerine 3 puan almaya bakalım. En azından onları 30 yaşında duvar bekliyor bizde ise 30da olay yeni başlıyor. Sabır ve çalışmak gerek.

Maalesef en basit olarak bir derdini anlatmaya bile hakkın yok eğer erkeksen senden Allah gibi olmanı bekliyorlar.

Kimse sizden Allah gibi olmanızı falan beklemiyor. Erkekseniz derdinizi içinize ya da erkek arkadaşlarınıza dökeceksiniz. Bu kadar basit ve on binlerce yıldır böyle olan bir kanun bu. Yer çekimi gibi. Kabul edin bunu artık. Dedenizi gelip dertlerini anneannenizle paylaşırken düşünebiliyor musunuz? Ben düşünemiyorum şahsen. Büyüyün artık 20 yaşını geçmiş adamlarsınız. Bir erkek derdini kadınıyla paylaşamaz. NOKTA.

İlla düşecek kalkacaksınız ve düştüğünüzde babalarınızın ve dedelerinizin yaptığı gibi kadına renk vermeyip ihtiyacınız varsa meyhanede içip erkek arkadaşlarınızla salya sümük ağlayacaksınız. Ya da illa bir kadınla konuşmaya ihtiyacınız varsa pavyona gideceksiniz ve orada derdinizi ablamıza dökeceksiniz.

Allah aşkına biraz aklınız kullanın ve erkeğin kadınıyla derdini paylaşmamasının doğal olmadığını, kadınıyla derdini paylaşmamasının gereksiz kasmak olduğunu söyleyen embesillere de kanmayın. 200,000 yıldır her nesil erkeğin yaptığı şey doğal değil, 70lerin kafalarını LSD sikmiş çiçek böcek çocuklarının feminist dolmaları doğal!

Sizin içinizde kadınınızla derdinizi paylaşma ihtiyacınız “hassaslığım gücümdür” propogandasının uzantısı ve bu propogandanın temel amacı erkeğin herşeyi kadına anlatmasını sağlayarak kadın tarafından manipülasyonunu kolaylaştırmak. Ama işte binlerce yıllık eşleşme mekanizmasının üstünü yazamıyorsun. Kadının ilişkide eline koz olarak verilmek üzere erkeklerin duygusallaştırılmazı, kadının içinde tiksinti yaratıp kadının ilişkisini mahvetmesine neden oluyor.

Haldun Abi sağolsun en erkenden öğrendiğim ve çok faydasını gördüğüm bir kuraldır bu. Çoğunluk gibi kız arkadaş bulur bulmaz yakın arkadaşlarınızı ihmal eden bir kazma değilseniz derdinizi paylaşacak bir erkek grubunuz zaten vardır ve bunlarla en az iki haftada bir yanınızda tek kadın olmadan buluşuyorsunuzdur. Eğer hiç kadın olmadan buluşabildiğiniz bir erkek grubunuz yoksa veya varsa bile bunlarla ilişki başladığından beridir buluşamıyorsanuz taşaklarınızı da bir zahmet kadınınıza verin çantasında saklasın.

Maybe One Day bu yazıyı senin şahsına yazmıyorum, yazdıklarından esinlendim sadece.

Mavi hap travması

Yukarıdaki ekran görüntüsündeki mesajlaşma şöyle : Mavi Haplı Çocuk (MHÇ) – Yıktın Gittin İnsafsız (!) (YGİ)

MHÇ : Deniyorum ama daha da kötüye gidiyorum. Ne yaparsam yapayım seni unutamıyorum. Dün çaresizlikten resmen odamda 1 saat ağladım. Senin hayatımda olmana gerçekten ihtiyacım var ve ilişkimizi mahvettiğimi bilmek beni öldürüyor. Senin bunu yapamayacağını bilmeme rağmen herşeyin normale dönmesi için sonuna kadar çabalamak istiyorum. Ama tamamen darmadağın oldum ve bütün bu süreçte çok yalnız hissediyorum.

Seninle konuşmaya ve senin yanımda olmana ihtiyacım var. Seni nasıl da bu kadar çabuk kaybettiğimi anlayamıyorum.

YGİ : Bu ilişkiyi mahveden sadece sen değilsin. Bu ilişki iki taraflı idi bu nedenle kendini suçlamanı istemiyorum. Herşeyin bir sebebi var ve ikimizde bu ilişkiden çok şey öğrendik. Öğrendiklerimiz bugün olduğumuz kişileri şekillendirdi. Hayat çılgın şekillerde işliyor ve bugün imkansız görünse de zamanla bunu aşacağını ve unutmanın daha kolay olacağını biliyorum. Herşey yoluna girmeden önce işler çok kötüye gider.

MHÇ : Ama beni hayatından nasıl bu kadar hızlı söküp atabilirsin! İlişkimiz için çabalamak ve ilişkimizin çalışması için fırsat istiyorum zira ilişkimizin nasıl olabileceğini biliyorum. Neden çabalamak istemiyorsun? Sana şu an çok ihtiyacım var zira şu an o kadar depresyonda ve yalnız hissediyorum ki!  Seni yeniden hayatımda görmek için yapabileceğin birşey yok mu çok merak ediyorum.

Biliyorum benimle olmak ya da beni görüp görmemek senin zerre umrunda değil. Ama “seni özledim” ve “seni seviyorum”dan beni tamamen mahvetmeye bu kadar hızlı nasıl evrildin anlayamıyorum.

Bunların hiçbirini duymak istemediğini biliyorum ve seni rahatsız ettiğim için çok üzgünüm. Ama seni düşünmeden yapamıyorum, özellikle şu anda. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim ve hayatımda hiç bu kadar kötü hissetmemiştim.

YGİ : Bildiğim tek şey bu ayrılığın senin için iyi olduğu. Daha önce dediğim gibi – bunu duymanın acı verdiğini biliyorum ve bunu söylemek bana acı veriyor – ama konuşmaya devam edersek, bu ayrılığın acı tarafı devam edecek. Başka hiçbir şeyin olmadığını söyleyemezsin zira her zaman senin yanında olan harika arkadaşların ve bir ailen var. Böyle birden bırakmakla sana acı verdiğimi biliyorum ama bence en iyisi bu ve tüm arkadaşların ve ailen bana hak verecektir.

MHÇ :Ama bu neden iyi olsun? Neden beraberce çabalayıp ilişkinin çalışmasını sağlamayalım?

YGİ :Çünkü ben bu aşamayı çoktan geçtim. Üzgünüm Jake.

MHÇ : Denemedin bile! Sadece vazgeçtin, ama ben vazgeçemem. Sabrina inan bana başka kimsem yok! Arkadaşlarımı kaybediyor görünüyorum ve insanlar konuşmak istemiyor / ben onlarla konuşmak istemiyorum. Ailemle de bu konuda konuşamıyorum zira şu an ilişkimiz hakkında ne düşündüğü umrumda bile değil.

Sabrina vazgeçemem, üzgünüm ama seni bırakamam.

Bana en çok sorulan sorulardan biri şu :

“Bir erkeği fişten nasıl çekerim? Kadın erkek ilişkileri dinamiği hakkındaki tüm bu kırmızı hap farkındalığı benim hayatımı iyiye doğru radikal bir şekilde değiştirdi! Arkadaşlarımın, erkek kardeşlerimin, babamın bu farkındalığın kadınlarla ilişkiler konusunda kendilerine nasıl fayda sağlayacağını bilmelerini istiyorum.

Bu bilgiler ÇOK ÖNEMLİ!  Ama en yakın arkadaşlarımda ve ailemde bile büyük bir dirençle karşılaştım. Ne yapabilirim? Bu adamlara kitabını vermek ve kitabı mantık çerçevesinde tartışmak istiyorum. Bu bilgiyi tavsiye ettiğin gibi diğerlerine vermek istiyorum ama onlar sanki gerçeği görmek istemiyorlar. Bu konu hakkında konuşmak bile istemiyorlar. Kendilerini sürekli olarak hayalkırıklığına uğratan boktan yolda ısrar ediyorlar ve kadınlarla mavi hap perspektifinden etkileşime geçmeye devam ediyorlar. Rollo, biraderime nasıl yardım edebilirim?

Bir zamanlar SoSuave Forumunun moderatörlerinden biri iken bu soruyu tartışırdık. Arkadaşınızın ya da erkek kardeşinizin eğer gözlerini açıp kadın – erkek ilişkilerinde küçük yaşlardan beridir kabul ettiği koşullanmalar nedeniyle nasıl kapana kısıldığını bir görebilse hayatının ne kadar güzelleşebileceğini bilmek yıldırıcı. İnanın bana, bu konuda hala hüsrana uğruyorum. Yukarıdaki çocuk gibi birçok erkeğin mavi hap izin vermediği için daha değişik düşünemediğinden bunalımın ve intiharın eşiğinde olmasını görüyorum.

Bu ciddi bir konu. Mavi hap koşullanması ve bir erkeğin bu koşullanmadan kurtulma kapasitesi gerçekten ölüm kalım meselesi. Kırmızı Hap farkındalığı olan bir erkek olduğunuzu ve en yakın arkadaşınızın ya da kardeşinizin Eski Kitaba olan ego yatırımı başka türlüsüne izin vermediği için ilişki çılgınlığına gömüldüğünü düşünün. Kadın erkek ilişkilerinin nasıl olması gerektiği ile ilgili düşüncelerini sorgulayacaklarına boyunlarına ip geçirmeyi tercih ediyorlar.

O benim herşeyim

Yazının ilerleyen bölümlerinde bu soruna tekrar geleceğiz ama şimdi bir okuyucunun beni Twitter’da haberdar ettiği bu mesajlaşmaya bakmak istiyorum. Çözünürlük için özür dilerim. Bu tweet ben yorum yazdıktan sonra silindi ve benim elimde de sadece ekran görüntüsü var. Burada aşırı yatırım yapmış bir mavi haplı çocuk ile herşeyi yaptığı kadın çocuğun hayatından çıkıp gitmesini istediğinde içine düştüğü düşünce yapısını görüyorsunuz. Burada çok şey oluyor ve bu yazıda bunları değerlendirmek istedim. Belli bir süre Kırmızı Hap farkındalığına sahip olduğunuzda Mavi Hap koşullanmasının içine düşen erkeğim düşünce süreci ile karşılaşmak kafanızı karıştırabilir. Kırmızı Hap Gözlüğü hem ödüldür hem de lanet. Bu gözlük ile fişten çekilmiş erkek, mavi haplının yaşadıklarına yabancı hissedebilir ve mavi haplının kadın – erkek ilişki dinamiği ile ilgili körlüğü nedeniyle affallayabilir.

“Bu çocuk bu kızın kendisinden neden kurtulmak istediğini gerçekten de göremiyor mu?” Kırmızı Hap bakış açısından bu çocuğun ne yaptığının zerre farkında olmamasından dolayı gerizekalı olduğunu düşünebiliriz. Olan biteni o kadar apaçıkken görememesi çocukta bir sorun olduğunun göstergesi değil mi? Fakat çoğunlukla bu çocuklarla ilgili tek problem Mavi Hap koşullanmalarının içine düştükleri durumu eski kitabın çerçevesinin sınırlarından algılamalarına neden olması. “Kaliteli kadın”ın da anlayıp kendileri gibi oynayacağını sandıkları ve dinsel bir şevkle takip ettikleri kuralların sınırlaması. Bunu şimdilik bir kenara bırakalım.

Deniyorum ama daha da kötüye gidiyorum. Ne yaparsam yapayım seni unutamıyorum. Dün çaresizlikten resmen odamda 1 saat ağladım. Senin hayatımda olmana gerçekten ihtiyacım var ve ilişkimizi mahvettiğimi bilmek beni öldürüyor …

Bu çocuğun (yazdıkları gerçekten de bir ergen olduğu izlenimini veriyor) yazdıkları tamamen kendi kendini suçlama ile dolu. Bu Mavi Hapın içgüdüsel bir parçasıdır – her ayrılık erkeğin kendi suçudur. Eski kız arkadaşın ayrılıkta kendi hatalarını da itiraf etmesine rağmen çocuk bunu tamamen görmezden gelecek. Bir ilişki, evlilik her zaman erkeğin yeterince yatırım yapmaması nedeni ile biter. Kadın aldatsa bile Mavi Hap mantığı kadının gözünün dışarda olmasının faturasını erkeğe kesecektir. Bunun sözünün eri zihin yapısının ve “ilişki büyük çaba ister ve bu çabayı kadının yakınlığını haketmek için sürekli erkek göstermelidir” temalı “Oprah evlilik danışmanlığı onaylı” nosyonunun içsel bir parçası olduğunu da belirteyim.

Sonuç olarak, Mavi Hap kafası otomatik olarak kendini suçlu bulacak ve bir şekilde kendi yüzünden “bozulan” ilişkiyi tamir etmek için yeni bir programın pazarlığına oturmaya çalışacaktır. Mavi Hap ile koşullanmış erkekler hala erkektir ve bu nedenle de erkeklerin fabrika ayarı olan tümdengelime meyillidirler. Yani Mavi Hap dünyasında ilişkiyi tekrar eski haline getirmek için çözümler aramak mantıklıdır. Mavi Hap zihin yapısı böyle çalışır : Herkesin uyduğu ya da uymak zorunda olduğu bir grup (Eski Kitap) kuralı vardır ve kadın – erkek aynı olduğu için kadının arzusu ve yakınlığının pazarlık edilebilir birşey olduğunu düşünür.

Hatasının farkındadır ve bunu düzelteceğine emindir. Ama dünya böyle çalışmaz. Gerçekte, bu hata kabulünün kendisi kadının terketme kararını güçlendirir. Hipergaminin kökleri şüphe üzerindedir ama bu erkeğin hipergamik bilinçaltının şüphelendiği gibi hiçbir opsiyonu olmayan bir Beta olduğu artık kesinleşmiştir.

Ama beni hayatından nasıl bu kadar hızlı söküp atabilirsin? İlişkimiz için çabalamak ve ilişkimizin çalışması için fırsat istiyorum zira ilişkimizin nasıl olabileceğini biliyorum.

Bu mesajlaşmadaki en yapışkan ve muhtaç duygusal boklardan uzak durmaya çalışıyorum. Mavi haplı erkekler ilişkinin en güzel zamanlarında bile kendilerini duygulara gömerler ama bir ayrılık ile karşı karşıya kaldıklarında kendilerine öğretilen “hassaslık güçtür” saçmalıkları onların ayaklarına tamamen pranga vurur. Bu duygusallığın kendilerini terk eden kadını nasıl tiksindirdiğinden bahsetmeye gerek bile yok.

Burada büyük bir yatırım yaptıkları kadının kendilerini terk edip gitmesi ile karşılaşan standart Mavi Hap şaşkınlığını görüyoruz. Kadını görev aşkı ile zihinsel merkezine koymuş olduğuna göre, kadın da aynı kurallar kitabına göre oynamıyor mu? Yukarıdaki alıntıda Savaş Gelinleri yazısını linkledim zira çoğu kadının erkeği hızlıca geride bırakabilmesinin mekanizması odur. Kadınların önceden yüklü gelen zihinsel yazılımının bir parçasıdır bu.

Bunun ardından oğlumuz Mavi Haplı bir şekilde ilişki yatırımını öne sürüyor ve ilişkiyi onarmak için gerekli çabaya hazır olduğunu anlatıyor. Ayrılıkta “ilişkiyi onarmak için çalışma” olayı ters teper özellikle de erkek eşitlik dolmalarını fazlaca yutmuş biri ise. “Açık iletişim her sağlıklı ilişkinin anahtarıdır” masalı öğretilen oğlumuz kendisine eşit ruh ikizinin ilişkiyi onarmak için çalışmak istememesi karşısında afallar. İşler iyiye giderken bu “ilişki için çabalama” olayı kadının istediğini alması açısından yararına çalışır ama kadın  (genellikle kendini daha iyi hipergamik opsiyonlara açmak için) Mavi Haplıyı terk etmek istediğinde bu “çabalama” isteği ayak bağıdır. Ama neden ilişkiyi onarmak için çabalamak istemiyor?

Ayrılık esnasında kaderini belirleyen bunlar olmasına rağmen Mavi Hap koşullanması o kadar derindir ki içinde bulunduğu durumu yazdığından daha farklı yorumlayabilecek kabiliyeti yoktur.

MHÇ : Hayatımda yaptığım herşey ilişkimizi daha iyi yapmak içindi. Ve burada Kingston’da, uğruna kalkıp buraya taşındığım kişi olmadan yaşamak beni öldürüyor. İyi bir ilişkimiz olmasını garantilemek için atılabilecek her adımı attım.  Kalbinde benimle konuşmaya ve beni duymaya istekli bir parça yok mu?

MHÇ : Hayatımı mahvettin ve bana herşeyi düzeltmek için bir şans bile vermiyorsun. Hiçbir şeyim kalmadı. Ailem ve arkadaşlarımla ilgili söylediklerin umrumda değil zira onlarla hiçbir şey konuşmak istemiyorum. Hiçbir şeyim yok burada. Berbat bir iş ve her tarafı bana seni hatırlattığı için içinde barınamayacağım bir şehirden başka. Geçirdiğimiz güzel zamanları takdir edemem, beraber geçirebileceğimiz güzel zamanları takdir etme ihtiyacım varken. En iyi arkadaşımla daha çok zaman geçirmeye ihtiyacım var. Eğer bunu yapamazsam hayatımla ne yapacağımı bilmiyorum. Aramızdaki ilişki nerede kötü gitti anlayamıyorum.

Ah evet, oğlumuz daha da sıçıyor. Bu çocuk çoğu Mavi Haplı erkeğin kendilerini ego – yatırımları ile tanımlarken yaptıklarını söylediğim şeyi yapmış. Mavi Hap bu erkeklerin kendi hayallerini gerçekleştirme kapasitelerini öldürmekle kalmaz, herhangi  bir hayal ve hırs sahibi olmalarını bile engeller. Elimizde hayalleri “mükemmel erkek arkadaş” olma etrafında dönen bir çocuk var. Bu olsun diye gerçekten herşeyi yapabilecek ve bırakabilecek biri. “İyi bir ilişki” en büyük amacı ve kadın kendi rolünü oynamadığında – “çalışması için herşeyi yapma” kurallarını – tepki genelde kendinde hata bulmaktır. Zira ruh ikizinde hata bulmak bütün Mavi Hap makinesini sorgulamak demektir.

Fakat hatun hala oynamamaktadır. Bu durumda 3 seçenek var : Birinci ve en çok kullanılan seçenek bir şeyleri feci şekilde sıçtığını düşünmektir. İkincisi, aynı kurallarla oynamadığı için kadında bir sorun olduğunu düşünmektir. Ve son seçenek ise kendi Mavi Haplı ego – yatırımının kurallar hakkındaki görüşünün yanlış olduğunu düşünmektir. Son seçenek en zor olanıdır ve bir erkek çok az ihtimalle bu seçeneğe gider.

Kılıçların çekilmesi

Çoğunlukla bu aşamada kadın kendisine “ilişkiyi onarmak için çabalama” baskısı yapan eski Beta erkek arkadaşına karşı savunmaya geçer. Mavi Haplı erkek herşeyi kitabına göre yapmış olmasına rağmen bu çabasının ona ilişki yatırımı olarak dönmemesinden dolayı şaşkındır. Ne yanlış yapmışsa o yatırımın bunu ödemesi gereklidir. Bunları bırakın, açık iletişim ve pazarlık onun da katılması gereken bir oyun değil midir?

Sorun şu ki yatırımı onu, kadının artık onunla tek bir dakika bile çöpe atmasına tahammülü olmayan hipergamiden korumamaktadır. Oğlumuz bunun farkında değildir ve davasını sonuna savunmaktadır ama bu çabası ise kadının savunma kalkanlarını kaldırır.

En tatlı, en anne eli ile seçilmiş kızın bile egosu hipergami ile direkt bağlantılıdır. Hipergami optimizasyonu onun hayatta onun en temel Darwinist dürtüsüdür. Bu optimizasyondan ödün vermesi fikri bile kadında ölüm – kalım meselesi ciddiyetinde karşı atağı harekete geçirir. Bir zamanlar sosyal kontrol mekanizmalarının kadının hipergami optimizasyonunun en kötü taraflarını dengelesi beklenirdi. Görücü usulü evlilik, sosyal ve dinsel kurallar, mahalle baskısı, vs … bu hayatta kalma içgüdüsünü kontrol etmek için varoldular ve erkeklere hipergami üzerinde kurumsal bir kontrol mekanizması sundular.

Bugün, cinsel devrim sonrası distopyada, kadının hipergami optimizasyonundan ödün vermesinin kişisel ya da sosyal olarak beklendiğini ima etmek bile azgın bir tepki ile karşılanır. Cinsel pazar değerlerinin kullanım gününün geçtiği zaman “Mr. Yeterince İyi” ile hayatını birleştirme ihtimalinin bile kadınların tüylerini diken diken etmesinin nedeni budur. Bu sanki onların bilinçaltına hayatları boyunca biraz daha bekleseler daha iyi olabilecek çocuklar kadar iyi olmayan çocuklar yetiştireceklerini fısıldamak gibi birşey. Hipergami gelecekte bulabileceği bir erkek için kadının hayatıyla kumar oynar ve evet bildiğin hayatta kalma dürtüsüdür.

Bütün bunlar “aşağı bir erkeğe” bir kez hayat boyu yatırım için değersiz olduğu anlaşıldıktan sonra duyulan düşmanlık olarak ortaya çıkar. Temelde bu kadına bu erkeğe yapacağı yatırımın yanlış olduğunu ve hemen erkekten kurtulması gerektiğini söyler. Erkeğin Mavi Hap paradigmasında oynamak artık kadın için çekilmez olduğunda bu vahşi tepki tüm gücüyle ortaya çıkar. Kadın elemanın bandajını birden çekip çıkarmadan önce onu yumuşak bir şekilde bırakmayı denediğini kendi egosuna anlatma ihtiyacı duyar. Bu aşamada erkek “deli”, “muhtaç” ve “anne problemi” bulunan ve “kendine güvensiz” biridir. Bu bahaneler ile kadın zaten  erkeğin Mavi Hap bağlılığı yüzünden olan şeylerle ilgili suçluluk duygusunu üzerinden atar.

Erkek Mavi Haplı ama Kafayı Yemiş.

Eminim ki bu yazıyı okuyan kadın ve erkek bir kısım okuyucu, bu çocuğun gerçekten sorunlu biri olduğunu düşünecektir. Belki çocuk gerçekten de bir süre tutunmayı başaran bir insel ve muhtaçlıkları yüzeye çıktığında kadın akıllıca davranarak çocuğu terk etti. Bu bariz birşey gibi görünse de her Mavi Hap koşullu erkeğin bu çocuk olduğunu iddia edeceğim. Hayat boyu maruz kaldığı bu koşullama erkeğin içsel idealizmi üzerine oynar ve tam olarak burada sergilenen düşünce sürecini tetikler. Kadınlar sizin koşullanmış zihinsel odağınız olduğunda, hayatınızı ilişki devam etsin diye yeniden düzenlemek doğal süreçtir. Bir kadın olmadan yaşayamayacağınıza inanmanız sizin sıfırlanmanızı daha da kolaylaştıracaktır.

Son olarak da bu erkeğin – ya da böyle birşey başına gelmeden fişten çekmeye çalıştığınız arkadaşınızın – ayrım noktasına geldik : terk edilme ile yüzleşip ya kendi Mavi Hap gözlüklerine daha da sarılacak ya da oyununu üzerine kurduğu kuralların geçerliliğini sorgulamaya başlayacak.Kırmızı Hapa bir erkeği en çok getiren neden bu tip bir tecrübedir. Ne yazık ki, uyuyan bir erkeği uyandırmak sarsıcı bir deneyim gerektirir ama kadın – erkek ilişkilerine bakışa meydan okunması birçok erkeğin mavi hapla çelişen fikirlere gözlerini açmasının tek yoludur.

Bana “Rollo arkadaşım, kardeşim, babam çok kötü bir yıkıma doğru ilerliyor ona fişten çekilmeleri gerektiğini nasıl gösterebilirim?” Söylemem gerekir ki doğru zamanı beklemelisiniz. Bazı erkekler daha önce izledikleri yolun hiçbir sonuca ulaşmaması ve şartların zorlaması üzerine kırmızı hapa gelirler ve Kırmızı Hap farkındalığı kazanırlar. Ama çoğu erkek Betadır ve çoğu derin koşullanma ile dolu yaşamlarında kendilerini bu çocuğun yerinde bulurlar. Bunların çoğu onların yanlış yetiştirilişlerini yüzlerine vurduğunuzda size şiddetle karşı koyarlar.

Bu adamları kendi hallerine bırakmak bazen en kolayıdır ama ya bu adam sizin hayatı boyunca ayak paspası olsa da en küçük fırsatta bile beyaz şövalye kesilen erkek kardeşiniz ise? Verebileceğim en iyi tavsiye doğru zamanı beklemeniz. Çoğu insan en zayıf anlarında bu erkeklere Kırmızı Hap aşılamanızın onu manipüle etmeniz anlamına geldiğini söyleyecektir ama bir kişiyi fişten çekmek için genellikle bu kişinin Mavi Hap tarafından darmadağın edilmiş olması gereklidir.

Böyle bir erkeğe karşı her zaman dürüst, açık ve affedici olmanızı tavsiye edeceğim.Bu adam muhtemelen geçmişte beyaz şövalyeliğine laf ettiğinizde sizi sorunlu ve kadın düşmanı ilan etmişti. Onu eğitebileceğinizi “sandığınız” için sizinle dalga geçmişti. Kırmızı Hap öğretecekseniz geçmişte olan bu şeyleri unutmanız lazım. “Ben sana demiştim” demek yerine adamı kendi haline bıraksanız daha iyi. Bırakın  o size gelip teşekkür ederek “sen beni uyarmıştın” desin.

****

Burada bir paragraf açıp bu bokun bir Mavi Haplıyı benim “başarı pornosu” dediğim bir grup satış taktiğine karşı savunmasız nasıl da savunmasız bıraktığına dikkat çekmek istiyorum. Mavi hap idealizmini anlamış olmanın arıza sonuçlarından biri de bu arzuyu sömürmek için mor haplı yaşam koçluğu satmaktır. RSD’nin (Real Social Dynamics) yeni ürünü olan “get me a girlfriend game” (bana kız arkadaş bul oyunu) programı buna bir örnek. Bence bu program direkt olarak mavi haplı “herşeyi olması gerektiği gibi yapmak” idealizmine oynuyor.

“Yaşam koçları” bu muhtaçlığı, kırmızı hap farkındalığı içinde mavi hap güvenliğine tutunmaya çalışan mavi hap rüyaları için mükemmel bir satış segmenti olarak görüyor. Hem kırmızı hap farkındalığınız olacak hem de bunlarla tüm mavi haplı hayallerinizi (kendinizi kurtarmak için cehennem azabından geçtiğiniz hayalleri) gerçekleştireceksiniz – ne kadar mucizevi değil mi? Bu tür hileler siz bu programları almaya niyetli olduğunuz sürece sizin hayatınızı bombok etmeye hazırlar.

Çeviri : Blue Pill Trauma

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Can Çekişen Çocuk

Adam, sterilize edilmiş odanın karşısına oturdu ve çocuğunun can çekişmesini izlemeye başladı.

Berlin’in kömürleşmiş ve paramparça olmuş enkazının içinde ve Sovyetlerin düşmanca konuşlandırılmış makineli tüfeklerinin altında, kendi krallığına ve ülkesine hizmet ederken soğukkanlılığını koruyabilmişti. Daha sonra, yetiştiği, yaşadığı, sevdiği ve ailesini yetiştirdiği ülke olan Amerika’ya, dünyanın öbür ucuna dönmüştü.

Şimdiyse bu eski raportörün elinden, ateşli bir havale geçirmekte olan ve migrenden kıvranan küçük oğlunun feryat dolu acılarını izlemekten, beklemekten, yorgun eliyle sarı bir not defterine sanki bir gazetecinin olağan bir huyuymuş gibi notlar almaktan başka bir şey gelmiyordu. Çocuk kıvranıp duruyordu, sonra yorgunluktan bitap düşüp tekrar yatağında sessizliğe gömüldü.

Haftalardır ellerini, kollarını, ayaklarını ve bileklerini kaplayan belirgin kan damarlarının çevresindeki yaralar kabuk bağlamıştı. Her geçen günle birlikte, yeni kabukların oluşması için gittikçe daha az boş yer kalıyor, artık şifacı olarak davranamayan ve sadece müşahit seviyesine düşen doktorların ve hemşirelerin ümidi gittikçe azalıyordu.

Günler ve geceler bulanıktı; uyku ve uyanıklık evreleri oyun, yemek ve dinlenme ile değil, şafak vaktinden önceki karanlık saatlerde uyanarak hemşirenin odasından yüzüne vuran sarı lambanın ışığı altında acıyla ağlayan ve olanlara anlam veremeyen masum çocuğun ateşinin alevlenme ve yatışma döngüsü ile yönetiliyordu.

Haftalar geçerken, adam, çocuğunun kafatasının içini kıvrandıran, aklını kavurup kül eden ve duyularını katleden menenjitin ilerleme sürecini not etmeye devam etti.

“Duyması azalıyor.” diye not aldı.

“Acı çekerken bile, kendisine bir şeyler olduğunu ifade edebiliyor ve duyamadığından yakınıyor.”

Sevgi ve savunmasızlık, üstünde yazılı kelimelerle parlayan o deftere kazınmıştı.

Son aşamaya gelindiğinde, bütün zorluklara rağmen havaleler kesildiğinde ve doktor, adamı bir kenara çekip “Tamam. Onu kurtardık.” deyince, alınan notlar durdu.

Öldürücü hastalık kaybolmuştu, acı gitmişti. Çocuğun sararmış başını kıvrandıran ızdırabın ve basıncın yerini, birer hediye olan sükunet ve uyku almıştı.

Bir süre sonra çocuk, ailesiyle birlikte evine döndü ve artık hiçbir şeyin bir anlam ifade etmediği bir dünyaya girdi. Dünya tepetaklak olmuştu, her şey bölük pörçüktü.

Artık sağırdı. Kuşlar, kahkahalar, müzik, insan sesiyle kurulan iletişim, her şey bu hastalık ve bedenine cılız bir umutla pompalanan ilaçlar tarafından çalınmıştı.

İç kulağındaki denge merkezini beynine bağlayan sinirler yandığı için, çocuk artık yürüyemiyordu. Algılanacak bir “yukarı” ve “aşağı” artık yoktu. Ayağa kendi başına kalkmak için yaptığı basit bir hamle bile dünyanın takla atıp ters yüz olmasına ve zeminin sıçrayıp herhangi bir sempati göstermeksizin suratına çarpmasına neden oluyordu.

Eskiden ona şarkılar söyleyen ve onu ninnilerle uyutan, evrendeki en güzel seslerinden biri olan ses, annesinin sesi artık sessizdi. Artık sadece, çocuğa dudak okumayı öğretmenin uzun ve yorucu sürecinde yavaşça kımıldayan bir ağızın olağanüstü çabası vardı, sanki çocuğun hayata devam etmesi buna bağlıymışçasına… Doğruydu, buna bağlıydı.

Arkadaşlarla ve aileyle olan yaşayan bağın hissiyatı tamamen kopmuştu. Artık çocuk sadece dinleyerek, gülmecelerin, konuşmaların, paylaşımların ve fısıldamaların ayrılmaz ve kabul edilen bir parçası olamıyordu. Eşit bir katılımcı değil, kalıcı şekilde üçüncü şahıs haline gelmiş, dışlanmış, sadece bir gözlemci durumuna düşmüştü.

Küçük bir erkek çocuğun, astronot, itfaiyeci, polis, asker olma rüyaları suya düşmüştü. Duyma, dinleme ve buna göre davranma kabiliyetine dayalı bir gelecek bir daha asla mümkün olmayacaktı.

Ve böylece çocuk artık bağımlı, incinmiş, korkmuş ve kimseyi anlayamadığı bir durumdaydı.
Sonunda o gün geldi; aile akşam yemeğine oturmuştu, çocuk yere uzandı ve yardım etmeleri için ağladı çünkü yürüyemiyordu. Fakat bir tek kişi bile yardıma gelmedi, uzandığı yerde acınası bir umutsuzlukla kalakaldı.

Ta ki öfke patlaması içinde çığlık atmaya başlayana kadar.

O zaman büyük ablası geldi ve yanıbaşında durdu. Dudaklarının okunabileceğinden ve anlaşılabileceğinden emin olacak şekilde konuştu:

“Ayağa kalk ve yürü!” dedi, “Ağlamayı bırak.” Suratı sert ve ciddiydi. “Dünya sana yardım etmeyecek.”

Ve arkasını dönüp ailenin yemek yediği mutfağa çıkan merdivenlere yöneldi.

Çocuk afallamış bir halde ve yüzleştiği gerçeğe isyankarca bir öfke içinde bir süre yerinde kalakaldı.

O an, içinde bir şey ortaya çıktı ve çocuk yerinde doğruldu. Merdivenlere baktı ve sessizce yüzünü eliyle sildi.

Sürünerek merdivenlere yöneldi ve kendini yukarı çekerek tırmanmaya başladı, kızgın bir şekilde, sonunda babasının oturduğu sandalyenin yanındaki boş sandalyeye ulaştı. Ve sandalyeye tırmanıp çıkana kadar nefes nefese uğraştı. Masadaki hiç kimse ona göz ucuyla bile bakmadı, yardım etmeyi önermedi. Sandalyeye oturmayı başarınca, babası ona baktı ve sakince çocuğun tabağına akşam yemeğinden koydu.

Ama o adamın gözlerinde, bir kraliyet muhafızları memurunun bir erkeğe verebileceği en büyük takdirin pırıltısı vardı.

Bu saygıydı, çocuk o bakışı bir daha asla unutmadı.

O gün 4 yaşındayım.

IVAN THRONE (Dark Triad Man)


The Dying Child
çeviri: Yin

"Ivan Throne 4 yaşında geçirdiği menenjit krizi nedeniyle duyma yeteneğini kalıcı olarak kaybetti. Ailesinin çabasıyla dudak okuma sanatını öğrendi. Çocuk yaşta uzak doğu dövüş sanatlarıyla ilgilenmeye başladı ve 30 yıl boyunca Japon Ko-ryū dövüş sanatıyla ilgilenerek ustalaştı. Maskülenlik, dark triad ve insan ilişkileri üzerine 4 kitap yazdı."

Red Man Group Episode 21 Notları – Kendine güven, özgüven nasıl kazanılır?

The Red Man Group Episode #21 – $$$ vs. Looks vs. Game grubun en bomba bölümlerden biri idi. Bu önemli kısımda çokça sorulan kendine güven, özgüven nasıl kazanılır sorusu cevaplanıyor.

Rollo : Özgüven nasıl kazanılır, kendine güvenimi arttırmak için tavsiye verir misiniz gibi soruları alıyorum. Eskiden beridir özgüvenin gerçek ve elle tutulur opsiyonlardan türediğini düşünüyorum. Kendine güven düşünce gücü ve doğru düşünce şekli ile içinizde türetebileceğiniz sihirli bir duygu değildir. Bu deli saçması bir düşünce. Özgüven opsiyonlardan ve bu opsiyonlar üzerinde kurduğunuz başarılardan gelir.

“Artık kırmızı hap farkındalığına sahibim ama şimdi ne yapacağım?” Her zaman tavsiye ettiğim şey bir tür yarışma ortamına girin. Neyde iyi iseniz. Satranç ya da güreş olması umrumda değil. Atletik ve fiziksel birşey olmasını tercih ederim ama bir şeyde iyi olun. Robert Greene’nin Ustalık adlı kitabında dediği gibi bir şeyde çok iyi olun. Bir şeyde, o şeyde kazanan biri olacak kadar iyi olun. Elinizde “herşey boka sarsa bile en azından bunda iyiyim” diyebileceğiniz birşey olsun.

Günümüzde rekabetçi olmayan bir ideolojiye düşmek çok kolay. Günümüzde daha çok “işten eve gidince kendimi rahatlatmak için ne yapmalıyım” diye düşünüyoruz. “Kendimi geliştirmek” ya da “bir şeyde kazanmak” için ne yapmalıyım diye düşünmüyoruz.

Zira diğer insanlarla rekabet etmediğiniz sürece birşeyde  kazanan olamazsınız. Ne yapıyor olursanız olun bir rekabet içindesiniz. Her zaman söylediğim kendinize iyi olduğunuzu düşündüğünüz birşey bulup o şeyde rekabetçi olmayı öğrenin. Benim için bu dövüş sanatı ve esktrimdi. Bunlara spor olarak girdim ve eskrimde uzun süre çok iyi idim.

Bir erkek kazandığında, bir rakibi yenerek kazandığında, hatta bir erkeğin tuttuğu takım kazandığında ve “evet kazandık” diye sevinçten uçtuğumuzda kanımızdaki testosteron seviyesi artıyor. Kaybettiğinde ise testosteron seviyen düşecek. Bu bilimsel bir bulgu. Bunun nedeni “kazanan” erkeklerin evrimsel bir fonksiyona sahip olmaları. Bunu şimdi size söylüyorum : kadınlar erkeklerdeki bu testosteron artışının yarattığı bilinçaltı iletişim ipuçlarını, kendine güveni ve ukalalığı hissederler.

Sanırım bunu Rossie söylemişti : erkeklerin irrasyonel bir kendine güvene sahip olması lazımdır ve bu irrasyonel kendine güven için de rekabet etmek zorundasınız.

Kendinize iyi olduğunuzu düşündüğünüz bir alan bulun. Bu alanda profesyonel seviyede iyi olmanıza gerek yok. En minimumda dışarı çıkıp ve rekabete giriyor olun. O zaferler size gerekli kimyasal itkiyi verecekler.

Bence günümüzde çok fazla erkek, özellikle MGTOW topluluğundaki erkekler, rekabetçi olmak istemiyorlar. Rekabeti kenara itip eve gitmek ve rahatlamak istiyorlar.

Bir de şu eğer hayatında bir kadın yoksa bu seni diğer tüm o fantastik şeyleri yapmak için özgür bırakacak fikri var. Eğer rahip moduna girecekseniz girin. Ama rahip modunda iken gidin yeni bir dil öğrenin, programlamayı öğrenin, ya da başka birşey yapmayı öğrenin.

Ben çok ama çok az MGTOW erkeğinin bunu yaptığını görüyorum. “Artık benim böyle bir derdim yok, siz kaşkavallar gidin ve kadınlarla uğraşın. Ben eve gidip kendimi geliştirmeye, içsel gelişimime veya çakralarımı ayarlamaya vs … gideceğim” diyorlar. Ama rekabet etmek zorundasınız.

MGTOWlar ile her konuşmamda, bende hiç rekabetçi olmadıkları izlenimini bırakıyorlar.

Karl (Black Label Logic) : MGTOW ile ilgili çokça olan şu : Robert Greene’nin Güç Kurallarından biri der ki “insanlar elde edemediklerini küçümserler”. Rekabetçi olmak istemediklerinden, istedikleri şeyi elde edemediklerini kabul etmek yerine onu küçümsüyorlar.

Uzun süreli ilişkiye girmeyeceğim ve evlenmeyeceğim gibi şeylerde MGTOW ile paralel düşünüyorum ama yine de gidip yavrulara yürüyüp para kazanacağım ve gyme gideceğim. Evde oturacağım, ot içeceğim ve Counter Strike’da 12 yaşında veletleri tokatlayacağım MGTOWcuları ile paralel değilim. Bunlar bir açıdan üzüntü verici adamlar zira erkek istese de istemese de rekabetçidir. Eğer bu Xbox oyunundaki skoru bile olsa rekabetçidir. Sadece gerçekten önemi olan birşeyde rekabetçi değildir. Zira önemi olan birşeyde rekabet etmek demek dışarı çıkıp yenilme riskini göze almak demektir. Bilgisayar oyununda kimseye görünmeden yenildiğin ve oyun hesabını silip yeniden açabildiğin için aslında yenilme riskin yok.

 

Red Man Group Episode 21 Notları – Tip mi, oyun mu yoksa para mı?

The Red Man Group Episode #21 – $$$ vs. Looks vs. Game grubun en bomba bölümlerden biri idi. Biramı alıp seyretmek isterdim ama olmadı. Onun yerine yükleyip uçakta bazı kısımlarını çevirdim. Bu önemli kısmı paylaşarak bitmeyen tartışmayı yeniden ateşleyeyim. Oyuncu Emre mi, yakışıklı Buğra mı yoksa BMWli Berkecan mı?

Rollo : Kırmızı Hap camiasında çok bilinen bir tartışmadır bu. Bu tartışmada taraf erkekler iki kamptan birine düşerler. PUA tarafındaki erkekler, kendine güvenin yüksek, oyunun iyi ayarlanmış olduktan sonra ve kadında bir duygu yaratıyorsan, duygusal bir iz bırakıyorsan nasıl göründüğünün önemli olmadığını söylerler. Bu adamlar size sokakta güzel kızlara yürüyen ve telefon numarası alan şişman erkeklerin videolarını göstereceklerdir. Oyunları iyi olduğu için bu kızları götürebiliyorlar mesajı vermek için bu videoları hazırlıyorlar. Bunları şimdiye kadar sadece RSD videolarında gördüm ama biliyorsunuz bu ihtimal dahilinde bir olay. Videolardan birinde şişman gösterecek şeyler giyen ve kadınlara yürüyüp oyun oynayan bir adamı seyrettim. Bu gerçek mi sahte mi bilmiyorum.

Neyse, iki kamp var. Oyunun herşey olduğunu düşünen erkekler ve olayın sadece dış görünüş ve yakışıklılık olduğunu düşünen erkekler. Eğer yakışıklı değilsen, 185 boyunda değilsen, simetrik surata ve hatlı kaslara sahip değilsen şansın yok ya da çok az adamları. Oyun kampındakiler dış görünüşü tamamen önemsiz sayarken tip kampındakiler oyunun tip yeterli değilse işe yaramayacağını düşünür.

Bir de herşey servet ve para diyen erkekler vardır. Eğer paran yoksa kızlar sana bakmaz diyen erkekler.

Rollo der ki :

Tip.

Oyun.

Para.

En azından ikisine sahip olun. 3üne de sahipseniz en iyisi. Ama sadece birine sahip olacaksanız oyun en önemlisidir. Zira oyun sizi en azından alışık olduğunuzdan bir basamak yukarıda kadınların radarına sokacaktır.

Bu üçü içerisinde en çok direkt kontrolünüz olanı tip. Zira daha değişik giyinebilir, gyme gitmeye başlayabilir ve kendinize çeki düzen verebilirsiniz. Eğer dış görünüşünüz iyi ise oyununuz daha kolaylaşır. Eğer tipinize özen gösterirseniz daha çok IOI (Indication of Interest – İlgi Göstergesi) alırsınız. Bu durumda kadınlar size daha çok dokunacaklar, daha dokunaklı olacaklar. Bu aşamada sıçmamak ise size kalmış.

Zira tipi çok iyi ama oyunu olmayan boğazına kadar mavi hapa batmış birçok erkek gördüm. Bunlar ilk aşamayı ve tanışmayı geçebilirler hatta seks de yapabilirler. Ama her zaman yanıp tutuştukları kız arkadaşa bir türlü sahip olamazlar. Zira boğazlarına kadar mavi hapa batmışlardır.

Birçok erkek olayın sadece para ile ilgili olduğunu düşünür. Eğer paran ve kaynakların yoksa kadınlar sana yüzvermeyecektir. Benim N-sayımın (yattığım hatun sayısı) çoğu cebimde beş kuruş para yokken oldu. Bir pickup arabam, amplifierım ve müzik aletlerimden başka birşeyim yoktu. Kadınlar benim Kuzey Hollywood’daki tek oda stüdyoma gelip benle seks yapıyorlardı. Zira ben o dönemde onların idealindeki alfa sikerdim. 22 yaşında (rock müzik grubu üyesi) …

Oyununuzu ve dış görünüşünüzü geliştirebilir ve biraz ekstra para da kazanabilirsiniz. Ama para çoğu erkek için 20lerinizin sonuna ve 30larınızın başına kadar gerçekten gelmeyecek. Bu nedenle erkeklerin cinsel pazar değeri zirvelerini erken 30lara koyuyorum.

Carl (Black Label Logic) : Son zamanlarda insanları sinir eden tweetler atıyorum. Geçenlerde böyle bir tweet attım. Biz erkekler kadınların peşinde onlara yürüyüp duran 6 – 7 milyarder koşuyormuş gibi bir izlenime kapılıyoruz ama gerçekte ellerinde olan 50 tane instagram takipçisi var. Bunlarda ortalama erkekler ise ortalama 1.77 boyunda, BMI indeksleri 29 civarında (obezite sınırı) ve 101 cm gögüs ölçüsüne ve yıllık ortalama 40,000 USD gelire sahip, kendilerine bir iki numara büyük gelen crocs ve kargo short giyen erkekler. Bu sürünün üstüne çıkmak o kadar da zor değil. Abur cuburu bırakıp, biraz daha fazla para kazanmanın bir yolunu bulup o bol giyecekleri arka bahçenizde yakarsanız …

Sorun şu : günümüz ortalama erkeği çıtayı o kadar düşürdü ki … eğer kendinizi o seviyenin üstüne çıkaramıyorsanız sizin asıl sorununuz çalışma ahlakınız.

AJ : Eğer erkeksen ve daha fazla kızın radarına girmek istiyorsan daha iyi giyin, hijyene önem ver, daha iyi ayakkabılar giy … Bunlar tamamen temel şeyler. Çoğu hergün duş almak ve nasıl göründüğüne biraz dikkat etmek ile alakalı. Ve bu konuda benimle tartışan adamlar biliyorum. “Benim ayakkabılarıma ve ne giydiğime önem veren bir kadınla asla birlikte olmam” diyen erkekler. Çıta o kadar hastalıklı şekilde düşük ki …

Eğer bir erkeksen ve fiziksel olarak fit olmak için çalışırsan vücudunda doğal fizyolojik değişimler meydana geliyor. Daha kendine güvenen ve kendini ileri süren biri haline geliyorsun. Bunu zaten gymde yapıyorsun ama gymdeki metafor hayata taşınıyor.

Kadınlar için çok hayal kırıcı olan şeylerden biri fit ve çekici bir erkek görüp sonradan bu erkeğin mavi haplı olduğunu anlamak. Böyle vücut geliştiriciler gördüm.  Fiziksel olarak 10 numara olmalarına rağmen bir kadının çevresinde yavru köpeğe dönüyorlar zira o mavi haplı kafa yapısı içindeler. Çok çekici görünüyorlar ama ağızlarını açtıklarında olay bitiyor. Azıcık oyuna sahip olsalar bile arzuladıkları hatunu bulunca AFC kafa yapısına geri düşüyorlar.

Rollo’nun dediği gibi bu alanların hepsini (para, oyun ve dış görünüş) geliştirmeye çalışmalısınız. Sadece birinde çok iyi olup kadın – erkek ilişkilerinde ve hayatta o şeyin sizi ileri götürmesini bekleyemezsiniz.

Erkeklere En Çok Söylenen Yalanlar

Dün Youtube’da erkek kanalı isimli video kanalını izlerken keşfettim ki gerçekten umutsuz şekilde sevgili edinmeye çalışan snowflake‘lere söylenen yalanların haddi hesabı yok. Bu halde bile kanalın 182.700 abonesi var. Kanaldaki videoları izleyen erkekler, gerçekten kadınlar konusunda başarılı olabilecekleri ümidini taşıyorlar. Klasik beta erkek bilgilerini sindirip de hayal dünyasını genişlettiklerinde mavi hapın aslında çok tatlı olduğunu sanıyorlar.

İyimser düşünmek insanı mutlu eder, evet. İnsan birçok şeyin üstesinden bu şekilde gelir ama ikide bir duvara toslayıp hala taktik değiştirmeden iyimser düşünmeye devam ediyorsan bunun salaklıktan başka bir açıklaması olamaz. Zaten kanal da mavi hap yalanlarını güzelleştirip saf erkeklerin önüne koymaktan başka bir şey yapmıyor. İşte bu yalanlardan bazıları:

1- Seni sen olduğun için sevecek biri olmalı:

Bu malesef en çok inanılan yalanlardan biri çünkü erkeğimiz gerek fiziksel gerekse mental açıdan kendini geliştirmeye üşeniyor. İstiyor ki oturduğu yerden ona en güzel hatunlar gelsin. İstiyor ki hiç emek harcamadan mucizevi şekilde iyi bir hatuna sahip olayım. Hayır, kendini geliştirmiş bir adamla suya sabuna dokunmayıp konfor alanından dışarı çıkmamış bir adam asla bir olmaz. O hatun, birinci tip adamın ikinci hatta üçüncü sevgilisi olmayı seninle olmaya tercih edecek.

2- Hayatının kadını, seçilmiş kişi:

Bu özellikle 18- 25 yaş arası gençlerde çok yaygın. Sebebiyse tecrübesizlik. İlk defa elini tuttuğunuz kadın sizin için özeldir. Onun diğer kadınlardan çok farklı ve üstün olduğunu düşünürsünüz çünkü o kadını kendi zihninizde özel bir yere koymuşsunuzdur. Bu, kadını kaybetmemek için geliştirdiğiniz zihinsel bir reflekstir. Birlikte uyuduğunuz, tatile gittiğiniz, seviştiğiniz kadın sayısı arttıkça kadınları zihninizde kutsama hastalığınız da azalır.

3- Kadını memnun et, onu el üstünde tut:

Mavi hapın belki de en zehirli yönlerinden biri bu. Kadını kendinden üstün tutma ve onu her koşulda memnun etmeye odaklanma. Bu bakış açısına sahip erkeklerin %90’ı hayalkırıklığına uğrar ve gösterdiği fedakarlıkların bedelini ya terk edilerek ya da aldatılarak öder çünkü kadınlar, kendilerini yanında güvende hissedebilecekleri, cesur, kadın tarafından onaylanma ihtiyacı hissetmeyecek erkekleri severler. Beklentileri her zaman erkeğin onlardan üstün olması yönündedir.

4- İlişkide para önemli değildir:

Bunu herhangi bir videoda kadınlardan duyduğumda gerçekten ekranı yumruklayasım geliyor. Bir insan göz göre göre yalan söyler mi? Kadınsa ve doğası gereği kendini cici kız olarak göstermek istiyorsa söyler.

Para gerçekten çok önemlidir. Belki de ilişkideki en iyi jokerdir çünkü para= statü= güçlü erkek= sağlıklı nesillerdir. Kadının güdüsel seçilimi böyledir. Çoğu zaman parası olan erkek, çirkin ve şişman olsa bile en güzel kadınlar tarafından tercih edilebilir. O andan itibaren erkeğin kusurları kadın tarafından görülmez olur.

5- Kadınlar masum ve iyidir:

Gerçekten tüm kadınların Disney karakterleri gibi olduklarını düşünen erkekler var ve bu erkeklerin sayısı hiç de yabana atılacak gibi değil. Twitter’da çoçuklarına köpek maması veren, hastanedeki hastaların ilacına zehir katan, öz çocuklarını döven, eşini öldüren, terör örgütü mensubu olan vb. birçok kadına dair haberler okuyorum. Daha beterleri de var. Mesela kocasının kafasını kesip köy meydanında gezdirenler, pompalı tüfekle kafasını uçuranlar vs vs. Bunun yanında, kadınlar genellikle fiziksel açıdan erkeklerle başa çıkamadıkları için zihinsel şiddete başvuruyorlar. Yani kadınları melek gibi görüyorsanız bir daha düşünün.

Kırmızı hap mantığı : İyi Çocuklar

Bazı erkekler, hayatı sürekli toplum yararına davranışları için onay bekleyerek oldukça öngörülebilir bir kalıpta yaşarlar. Ana-babalarının, öğretmenlerinin ve diğer büyüklerinin sözünden çıkmazlar ve de büyüdüklerinde hepimizin aşina olduğu ve birçok erkeğin tuzağına düştüğü o bilindik anlatıları takip ederler. Üniversitedeki zamanım boyunca çoğunlukla mühendislik, yönetim ve muhasebe gibi öngörülebilir ve güvenli alanlarda diploma peşinde koşan ve bu diplomayı aldıktan sonra da hayatları boyunca bu alanlarda çalışmayı planlayan bu tip erkeklerle çokça karşılaştım. Üniversiteden önceki hayatları da en iyi notları alarak, müfredat dışı aktiviteleri arttırarak ve mükemmel devamlılıklarını koruyarak en iyi üniversiteye girmeye çalışarak geçmiştir.

Birçoğunun hemen hemen şöyle özetleyebileceğimiz hayat planları vardır : iyi bir üniversiteye git, iyi notları al, en tepedeki firmalardan birinde staj yap, mezun ol, bu firma ile çalışmaya başla, kariyer basamaklarını tırman, çok güzel bir eş ile ödüllendiril, 2 – 4 çocuk yap ve çok güzel bir evin olsun.  Bu hedef onların motivasyonudur ve hergün bu planı gerçekleştirmek için vargüçleri ile çalışırlar. Ama planlar gerçek hayatla karşılaştığında, çok az plan uygulanabilir kalır.

Mike Tyson’un zamanında dediği gibi “ağzının ortasına yumruğu yiyene kadar herkesin bir planı vardır.”

Bu tip erkeklerin çoğunlukla karşılaştığı sorun, kendi yollarını çizeceklerine büyürken kendilerine sunulan anlatıları kabul edip hayatlarını yıllar hatta on yıllar boyunca süper egolarının yönetmesine izin vermeleri. “İyi çocuklar” dünyanın içsel bir etiği olduğuna, sosyal anlatının hayatı iyi yaşamanın yöntemini ortaya döktüğüne ve bir erkeğin bu anlatıya göre yaşaması durumunda ise iyi davranışlarının ödüllendirileceğine inanmışlardır. Bu dünya görüşü “karma” kavramında özetlenir. İyi şeyler iyi insanların başına gelir, kötü şeyler kötü insanların.

Sosyal uyumlu davranış

Muhtemelen en çok bilinen anlatı, erkeğin içinde yaşadığı sosyal grubun yararına olan anlatı. Örneğin erkeğin çok çalışan ve vergi veren bir vatandaş olarak topluma faydalı olması. Anlatı, erkeğin toplumun ihtiyacı olan ürünleri üretmesinin yanında maaşının da kamu – sosyal ürünlerinin satın alınmasında kullanılmasına yarıyor. Kendisi bu ürünleri kullanmasa bile. Bu sosyal ürünlerin amacı sosyal grubun toplam mutluluğunu arttırmak ve ideal bir dünyada, bu erkek vergi olarak ödediği parayı gerçekten kendi mutluluğunu arttırmak için de kullanabilir.

Yukarıdaki namuslu işçi ile hayatını suç ile kazanan bir erkeği ele alırsanız, önceki hem yasalara uyarar hem de yasa uygulayıcısı kurumları vergi verip destekler. İkincisi ise toplum düzenine zararlıdır zira hem yasalara uymaz hem de yasa uygulayıcı kamu kurumlarını besleyen vergiyi vermez.

Bu nedenle de sosyal anlatı toplum yararına davranışlar üzerinedir. Çocukların dua etmesi, sebze yemesi, otoriteyi dinlemesi ve kurallara uyması beklenir. Sosyal anlatı en yalın hali ile ahlaki bir hayatın nasıl sürdürüleceğine dair el kitabıdır. Ve bu el kitabını izleyen “iyi çocuklar” bu iyiliklerinin karşılığını alacaktır.  Açıkça anti – sosyal davranışları özendiren bir toplum uzun ömürlü olmacaktır zira temel sosyal sözleşme, sosyal bir grup olarak organize olmanın avantajları üzerine kuruludur.

Cinsiyetler arasındaki dinamik

“İyi çocuklar” çoğunlukla, kendilerine çocukluktan beridir yedirilen cinsiyetler arası anlatıları satın almış klasik beta erkeklerdir. Bu anlatılar tarih boyunca toplum yararına olan anlatılarla aynı amaca hizmet etmiştir. Zira toplum yararına olan bir cinsiyetler arası dinamik gerçekten vardır.  Atalarımız aile kurumunun ve biraz daha büyük ölçekte kabile kurumunun  herhangi bir insan grubunun temeli olduğunu keşfetmişlerdir.  Bir şekilde herhangi bir ülkeyi alıp parçalarına böldüğünüzde, en küçük temel birim olarak aileye ulaşırsınız. Toplum yararına olan cinsiyetler arası dinamik, aile kurumunun temelidir ve tarih boyunca cesaretlendirip ödüllendirilmiştir.

Bu tür toplum yararına olan cinsiyetler arası davranışlar çoğu dinin merkezinde yer alan prensipleri de içerir : sadakat, aldatmamak, onur ve görev kavramları ile  beraber erkeklerin çoğunun bir eşe ve çocuklara sahip olabileceği ve geleceğe yatırımlarının toplum tarafından garantilendiği bir sosyal düzen. Sonuçta, erkeğin karısını ve çocuklarını beslemek gibi bir görevi olduğu bilinir ve bu ödev erkeğe dayatılır. Aynı şekilde erkeğin iş gücü karşılığında, kadını ve çocuklarının onun liderliğini takip etmesi de bilinir ve ödev olarak kadına ve çocuklara dayatılır. Bir erkek bir kadınla evlenmek istediğinde, kadına teklif etmeden önce babasının iznini alır ve eğer izin verilir ise kadın baba evinden koca evine taşınır.

Bu düzen gelecek ailelerin istikrarlı olmasını sağlamış ve tarafların hepsinin yararına işlemiştir zira iki tarafın ailesi de işin içinde ağırlık taşımaktadır. Fakat birinci dalga feminizm ile beraber tarihten kopmaya başladıkça, feminizm geri besleme mekanizmalarına artarak işlemeye ve dramatik değişimler yaratmaya başladı. Öncelikle, boşanma eskiye göre çok daha yaygın birşey haline geldi. Önce kadın ve erkekler eğer belli koşullar meydana gelmişse boşanmaya başladılar. Bunu kusura dayalı olmayan boşanma takip etti. Yani “boşanmak istiyorum” diyenin diğerinde kusur göstermesine gerek kalmadı. Cinsel özgürlük kadının bir veya iki uzun süreli ilişkisi var diye defolu sayılmamasından bugün manosphere’de ” atlıkarıncada hoplamaya(*) ve bekar anneler salgınına geldik (**).

Ama “iyi çocuklar”a anlatılan masallar ise neredeyse hiç değişmedi. Ruh ikizi miti günümüz kültüründe “Disney Masalı” denilen ve “sonsuza dek mutlu oldular” mesajı içeren anlatı ile hala pazarlanıyor. Bu mit, kadını melek statüsüne çıkaran oneitis’in ve aynı zamanda “doğru” kadınla evlenmenin doyumlu bir hayatın anahtarı olduğu fikrinin de temeli.

Adam ol” anlatısı da değişti : Eski düzende erkeğin karısının ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılaması beklenirdi ve anlatıya göre erkek kendi çıkarını en sona koyarak emeği ve sorumluluğu ile bunu gerçekleştirirdi. Geçmişte bir erkeğin karısının ve çocuklarının sorumluluğunu alması beklenirdi ve bunun karşılığında ise evin reisi olurdu. “İyi çocuklar”a günümüzde de pazarlanan anlatı bu ama gerçekler çok değişti. Koca, popüler kültürde karısının hayallerini gerçekleştirmekten başka işe yaramayan bir komedinin figürü haline geldi.

Doğa, eğitim ve ödüller

Günümüzün “Biyoloji mi sosyal yapı mı” tartışmasının çoğunlukla görmezden geldiği şey, toplumun kendisinin bir yapı olduğu. İnsanların üreme, kaynak biriktirme, kan bağına sadakat, beslenme ve güvenlik gibi dürtüleri toplum olmadan da varolabilir ama toplum bu dürtülerden bağımsız olarak varolamaz. Çoğu dürtü gibi bu dürtüler de pozitif kazanımlar için sömürülebilirler  ya da uygarlıkların yok olmasına neden olabilirler. Bu nedenle bahsi geçen dürtüleri toplum yararına olacak şekilde dizginleyen, kontrol eden ve yönlendiren mekanizmalar gereklidir ki birçok sosyal anlatının doğumu bu nedenledir.

Ahlak, bu anlatıların temelini oluşturan ve davranışları, düşünceleri ve aksiyonları iyi ya da kötü diye ayıran bir sosyal yapıdır.  Doğa acımasızdır ve bulunduğu çevreye adapte olma yolu ile en güçlü organizmaların ve genlerin hayatta kalmasına izin verir. İhtiyacı olan birşey artık çevresinde bulunmayan organizma ya adapte olur ya da yok olur. Diğer organizmalara karşı az da olsa avantajı olan organizma, evrim oyununda diğerlerini yavaş yavaş yener.

Doğa “adil” olmaya çalışmaz zira temelinde “rekabet” vardır. Evrimin gözünden rekabet edemeyen organizma ya da gen kümeleri kötüdür ve rekabet edebilen genler veya organizmalar iyidir.  Evrim sürekli mutasyonlarla ve değişimlerle deney yapar.

Buna karşın insan ahlak sistemleri “adalet” üzerine kuruludur. Fakat adalet ve adil insan kavramlarıdır, doğal kavramlar değildirler. Her ne kadar insan bebeklerinin çok erken yaşlardan itibaren adalet duygusuna sahip olduklarını gözlemleyebilsek de, bu muhtemelen bizim sosyal bir hayvan olmamızı sağlayan yapının bir parçasıdır ve girdiler (fırsat eşitliği) üzerine değil daha çok çıktılar (paylaşma eşitliği) üzerine bir eşitliğe dayanır.

İnsan ahlak sisteminlerine bakarsak, ana sistemlerin ödev, sonuçlar ve ahlak olduğunu görürüz. “İyi çocuklar” en fazla birincisine odaklanır. Bu sistemde iyilikler ödüllendirilir ve bunun muhtemelen en bariz örneği Hristiyanlıkta iyiliklerin cennete bir yer olarak ödüllendirilecek olmasıdır. Bu, kişinin arzuladığı şekilde ödüllendirilme beklentisi ile, belli bir şekilde davrandığı tipik teşvik teorisidir. Bu, karılarına “daha fazla seks için ne yapmalıyım” diye soran evli erkeklerin dinamiğinin temelidir.

Fakat, bu ahlak görüşü doğanın gerçekliğine karşıdır. Doğa niyeti takmaz, sonuçlara bakar. Bir genetik küme artı mı eksi mi sonuçlar doğurur diye bakar.

Özet ve sonuç

İyi çocukların” dünyaya ışık tutmak üzere içselleştirdiği anlatının kendisi yanlış olmayabilir. Sadece geçmişte bir zaman diliminde toplumun insanlardan beklediği davranışlar ile bu davranışları ödüllendirip cezalandıran kurumlar arasında bir bölünme olmuştur. Toplum Skinnercidir (Burrhus Frederic Skinner) : toplum yararına davranışları teşvik etmek için anlatıları devreye sokarken, “iyi” davranışı daha da teşvik etmek için ödül ve cezalar koyar.

İyileşmekte olan mavi haplı erkeklerle genel olarak mavi haplı erkeklerin temel problemi “herşeyi doğru yaptım ama vaadedilen ödülleri neden alamadım” şeklinde özetlenebilir. Birçok mavi haplı, herşeyi kendilerine belletilen mavi hap anlatısının kitabına göre yapmış olmalarına rağmen, piç kötü çocukların daha fazla seks ile ödüllendirildiğine şahit oldukları için uyanmaya başlarlar. Çalışkan, sorumlu ve sadık işçiler olmalarına rağmen, kendilerinden yıllar sonra işe başlayan Psikopat Patrick’in köşe ofisi kapması, mükemmel bir eş ve baba olmalarına rağmen, karılarının süpriz bir boşanma davası açması ile karşılaşırlar.

En temel seviyede bu etki – tepki hipotezine indirgenebilir. “İyi çocuklar” toplumun kendilerini inandırarak yetiştirdiği anlatılara göre davranırlarsa, iyi işlerle, iyi evliliklerle ve iyi hayatlarla ödüllendirilecekleri hipotezini takip ederler.  Fakat bu etki – tepki ilişkisini yöneten sosyal mekanizma çoktan daha ilkel, tartışmasız bir şekilde doğaya daha yakın bir forma dönüşmüştür. Bu nedenle iyi çocukların hipotezi hata vermektedir. Zira Batı toplumu çoktan ahlak temelli olmaktan sonuç temelli olmaya değişmiştir.

Bunun anlamı, ödül ve cezaların artık kuralları takip etme temeline göre değil de aksiyonların sonuçlarına göre dağıtılıyor olduğudur. Statünün, değerin ve diğer ödüllerin “iyi” olana göre değil de “ne işe yarıyorsa ona göre” dağıtıldığı bir topluma dönüştük. Sonuçta eğer kuralları takip etmenin sonuçları istediğin gibi olmuyorsa, kuralları takip etmenin mantığı nedir?

Çeviri : The Red Pill Logic : Good Boys

(*) cock carousel – yarrak atlı karıncası ki Türkçe’de kucaktan kucağa hoplamaye denk gelen bir kavram. Bazı kadınların 20lerinde kötü çocukların kucağından kucağına atlamasını belirtir.

(**) Single mom – Batıda çok yaygın olan ve kadınların sağlayıcı iyi çocukları pas geçmesini sağlayan mekanizma. Kadın kötü çocuktan hamile kalır ve doğurur. Çocuğuna iyi çocukların ödediği vergileri kendisine aktaran devlet yardımlarıyla bakar ya da aç bir betaya ara ara vererek baktırır. Burada single mom kocası ölmüş veya terk etmiş kadınları değil, serserilerden sorumsuzca evlilik dışı hamile kalan kadınları belirtir.