İyi çocuk olmak – Acıların çocuğu olmanın şaşmaz formülü (2)

İyi çocuk olmak – Acıların çocuğu olmanın şaşmaz formülü (1) yazımızda iyi çocuk olmanın kadınlar tarafından genelde güçsüzlük ve acizlikle eşdeğer algılandığından ve bunun da aslında hatunların kötü kalpli olmalarından ziyade zorunluluktan (evrimsel baskı) olduğundan bahsettik.

İyi / efendi çocuk olmanın bir erkek için felaket ve dominant, alfa erkek olmanın daha iyi olmasının başka bir nedeni daha var. Kadınlar sadece seksi, maskülen erkekleri çekici bulmakla kalmaz, bilinçaltı tarafından eğer varsa iyi çocuk için besleyebileceği duygulardan da şüphe duymaya zorlanır. Deli saçması gibi değil mi? Değil, sebebi de şu : İyi çocuklar farkında olmadan kadının içinde kendilerine karşı bir direnç oluştururlar.

Eğer bir erkek bir kadına iyi çocuk modunda davranıyorsa, bu kadın nadiren de olsa bu erkeğe karşı ilgi duysa bile, kadın içindeki “arzu”yu arzu olarak değil, “borç” ya da “suçluluk duygusu” olarak algılayacaktır. Kadın içindeki duyguları bu erkeğe birşeyler borçlu olduğu için ya da onun için üzüldüğünden hissettiğini sanacaktır. Daha başka bir deyişle içindeki duyguları arzu olarak algılamayacaktır.

Bunun tersine birçok kadın için piç herifin “piç”liği, onun seksiliğinin kanıtı olarak algılanacaktır. Burada piç heriflerin doğru yaptıkları şey, kadını etkilemeye çalışmamalarıdır ki kadın tarafından genelde “o kadar seksi ki etkilemeye bile çalışmıyor” olarak algılanır. Zira etkilememeye çalışmak genelde erkeğin başka opsiyonları olduğuna işaret eder ki kadının hayalgücünü ve rekabet kaygısını azdırır. Zaten iyi çocuğun kaybettiği şey “iyi kalp” değildir (hepimiz biliyoruz ki bir erkek iyi çocuk oyununu kötü çocuk gibi kadının donunun içine girmek için taktik olarak kullanır), kadını etkilemeye çalışarak ona “benim senden başka opsiyonum yok, zira bana bakan başka kadın yok” mesajı vermesidir.

Kadın, erkeğin seksi olduğunu düşündüğünde suçluluk, borçluluk ve acıma duygusu olmadan kendini erkeğe açabilir. Ve hissettiği şeyi de cinsel arzu olarak algılar.

Piç erkek davranışı devam ettikçe kadının hayalgücü ve arzusu kamçılanır. Kendi arzusu gerçek olmalıdır zira bu adam çok arzu edili biridir. Zira bu adam muhtaç değildir, demek ki başka kadınları elde edebilecek biridir. Ve başka kadınlar elde etmeden, elde edilmelidir. Kadının temel içgüdüsü bu kadar şaha kalktığı için de piç erkeğin kötü davranışları es geçilir.

Kadının arzusunu arttıran bir başka şeyde, kötü çocuğu çevresindeki diğer erkeklerle karşılaştırmasıdır. O erkeklerin çoğu kendisinin kıçını yalamaktadır, kendini yatağa atmak için iyi çocukçuluk oynayan “çocuk”lardır. Maalesef işini bilen bir alfa, kadının sadece hayalgücünü değil, çevresindeki betaları da acımasızca kaldıraç olarak kullanır.

Burada aktif olan psikolojik kavram bilişsel uyumsuzluk (cognitive resonance). İnsanın kafasında çatışan fikirlerden ve duygulardan kaçma eğilimi. İyi çocuk olarak yapılan şeyler genelde hediyeler vermek, destek olmak vs. gibi hareketler olduğundan ister istemez borçluluk hissettirecektir. Erkek bir de sürekli etkilemeye çalışarak ister istemez kadına “senden başka alternatifim yok” mesajı verirse acıma duygusu da yaratır. Erkeği görünce arzu duysa bile bir kadın aynı anda acıma ve borçluluk duyguları da çıkacağından, erkekten rahatsız olacaktır (bilişsel uyumsuzluk).

Bir kadının arzu hissi ile çatışacak duygular yaratmamak için ilişkinin özellikle başlarında ona hediyeler almak, sürekli işlerini halletmek (ödev yardımı gibi), iltifat etmek (özellikle fiziksel güzelliğine ki buna kaşlar, gözler gibi size zararsız görünen iltifatlar da dahil) ve sürekli duygusal destek olmak gibi davranışlardan uzak durmalısınız.

Aslına bakarsanız, herşeyi kendi kurallarınızla yapacağınızı ona göstermeniz lazım. Onu öpmenizi isterse örneğin, öpmeyin. Tartışma da yaratmayın. “Sana sarılmayı bitirmedim” daha gibi birşey söyleyin. Sonra onu öpersiniz ya da öpmezsiniz size kalmış. Kadınlar kontrolü elinde tutan erkeklerden hoşlanır ve kontrolün sizde olduğunu görmeyi arzular.

Bu ilkeyi her zaman uygulamanız lazım. Çok fazla gülümsemek bile kadında, ondan onay bekliyorsunuz izlenimi uyandırır.

Kıç Yalamamaya Giriş (Kıç Yalamama 101)

Seni Seviyorum = Kendini topuğundan vurmak

Çok güzelsin = Kendini iki topuğundan da vurmak

Allah aşkına (ya da inancınız neyse), yeni tanıştığınız bir kıza (yeni = 3 aydan az süredir) asla seni seviyorum demeyin! Bir kadına “çok güzelsin” ya da onun türevleri (“gözlerin çok güzel” gibi) söylemeyin. Çekici bir kadın bu “seni seviyorum”, “çok güzelsin” gibi kıç yalama türevlerini o kadar çok duymuştur ki bu kelimeler tek başına otomatik olarak erkeği diğer “ezik beta” ların kategorisine atar.

En az 3 aydır beraber olmadığınız bir kadına seni seviyorum demek sizi aptal ve aciz gösterir. Hiç itiraz etmeyin (a) bu kadar süre beraber olduğunuz kişiyi sevecek kadar tanıyamazsınız, (b) kadın bunu cinsel arzudan söylediğinizin 100% farkındadır ve (c) en kötüsü de kadın kontrolün kendisinde olduğunu anlar. Bu sözcükler aranızdaki ilişkiyi sizin lehinize şekillendirecek pozitif cinsel gerilimi de söndürür.

Tabii bu birkaç ay tanıştıktan sonra sürekli seni seviyorum demeye ve hatuna sürekli iltifat etmeye başlayın anlamına gelmiyor. Bu tür şeyler kıç yalamaktır ve sizi ezik gösterir. Siz ne kadar aslında kıç yalamaktan değil de ona olan saf sevginizden böyle yapıyorum deyip dursanız da (ki yalan), bu davranış kadının hayatındaki ezik erkekler tarafından o kadar çok yapılan birşeydir ki sizi o kategorinin içine atar.

Bu tür bir mesafeyi her aşamada korumanız ve “muhtaç” izlenimi vermemeniz lazım. Mesela barda bir kadınla tanıştığınızda tüm vücudunuzu ona dönmeyin. Konuşurken kadın size yeterince ilgi gösterene kadar sadece başınız ona dönük olsa yeterlidir.

Bir kadına onun etkisi altına girmediğinizi göstermenizin en kolay yolları sürekli gülümsememek, kadın sizinle konuştu diye çok heyecanlanmamak, ona ilginizi aşırı odaklamamak, ukala – eğlenceli ruh halinde onunla sürekli şakalaşmak gibi şeylerdir. Bunları doğal olarak yapamıyorsanız muhtemelen opsiyonlarınız olmadığı içindir (bkz tabak çevirmek).

Bu yazı, İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları Kitabındaki aynı adlı bölümden genişletildi.

İyi çocuk olmak – Acıların çocuğu olmanın şaşmaz formülü (1)

Beyni yıkanmamış bir erkeğin sergilediği en temel davranış, elle tutulur hedeflerini atılgan bir şekilde odaklanmasıdır. Hiçbirşey onun önünde duramaz. Bu tip bir erkek iyi çocuk değildir. Bu piçin teki olduğu anlamına da gelmez. Bu konsepti anlamak bir erkeğin yılların beyin yıkamasının etkisini atma ve maskülen doğasını ortaya çıkarma yolundaki en önemli adımdır.

Basitçe belirtmek gerekirse, kadınlar iyi çocuklardan tiksinirler. Evet tiksinirler, abartı yok. Bu hayatın acı gerçeklerinden biri ama 100% doğru bir gerçek.

Kadınlar iyi çocuk olmayı aşağılık olmakla bir tutarlar.

Kadınlar, güçlü – kuvvetli olmayı içinde barındıran maskülen karakteri arzularlar. İyi çocuk olmak, güçsüz olmakla eş değerdir. İyi, efendi çocuk rolüne büründüğünüzde kadına “ben güçsüz biriyim” mesajı gönderiyorsunuz. Bunu bir kadın aynı zamanda aranızdaki ilişkide, o ilişki her neyse, tüm ipleri ona bırakıyorsun olarak da algılar.

Bu kendi ayağına korkunç bir kurşun sıkma haline en güzel bir örnek bir erkeğin hakkında daha pek birşey bilmediği bir kadına seni seviyorum demesidir. Bu aptalca davranış hiç de çekici birşey değildir ve sadece kadının tüm ipleri elinde tuttuğuna inanmasını sağlar.

Bir kadın kendisine ihtiyacı olan ve herhangi bir şekilde muhtaç davranan bir erkeğe ilgi duyamaz. İyi çocuk olmak aslında bir kadınla herhangi birşey olma ihtimaline yaptığınız kamikaze dalışıdır.

Efendi çocukların bir diğer problemi daha vardır : Kötü çocuklar. Bu kötü çocuklar en azından bu acımasız, rekabetçi ve vahşi dünyada, kadınların dünyasını da kapsayan bu dünyada, nasıl ayakta kalabileceklerini bilirler ve iyi çocukların pek de rekabet edemeyecekleri rakipler olarak karşılarına dikilirler.

Kadınlar vahşidir demeye çalışmıyorum, ama karnında 9 ay, kucağında 2-3 yıl bebek taşımak zorunda olan bir kadın, bir erkeğe göre eş seçiminde çok daha acımasız ve gözü karadır. Olay, hayatta kalmak ve evrim ile alakalı.

Kötü çocukları çekici kılan şey, ancak evrimle açıklanabilecek derinlerden gelen bir dürtüdür : en güçlü olanın hayatta kalması = kadınların güçlü ve acımasız bir erkeği arzulaması.

İyi çocuklar bir kadını serserinin teki ile her gördüklerinde bunun bir istisna olduğuna inanırlar, bunu defalarca görseler bile. Eğer bir erkek kadınların iyi / efendi / kibar erkeklerden hoşlanmadıklarını gerçekten anlasa, kadın – erkek ilişkilerinde kendi kendini ayağından vurmaya eşdeğer bu ruh halini hemen üzerlerinden atarlar. Burada asıl problem, iyi çocukların “iyi çocuk” olmanın çalışır bir strateji olduğunu sanacak şekilde programlanmışlardır.

Kadınlar iyi çocuklardan hoşlanmazlar. Bu kendilerine kötü davranılmasından hoşlanırlar anlamına da gelmez (birçok iyi çocuğun olayı yanlış anlayıp o uca savrulması da görülmemiş birşey değil).

Fakat tekrar edelim, kadınlar iyi çocuklardan sadece hoşlanmamakla kalmazlar, onlardan tiksinirler.

Bunun sebebi basit : fazlaca iyi çocuk olmak öncelikle doğal değildir. Bu Bu ruh hali bir erkeğin doğal seksiliğini ve erkeksiliğini kapatan yapay bir katmandır. Bu davranış kalıbının bir erkeğin doğal yapısı olduğunu sanmak, beyin yıkamadan başka birşey değildir. Ve hoşlandığınız kadına karşı iyi / efendi / nazik çocuk olamayacağınızı bilmek pek de hoş hissettirmeyen bir gerçektir.

Ama bir kadınla “kötü çocuk” olmak iyi ve doğal birşeydir. İyi çocuk olmanız, kadında “günahkar” cinselliğini aseksüel bir iyi çocukla paylaşması nedeniyle suçluluk duygusu ortaya çıkarır. İyi çocuk olmak yapaydır. Erkeksi olmak seksi ve doğaldır. İyi çocuk olmak iki yüzlü olmaktır. Kadından seks koparmak için “gerçek” doğanı saklamaktır, kıçını yalamaktır.

“Neden böyle sonuçlandı anlamıyorum. Ona çok kibar davrandım, her zaman destek olmaya çalıştım. Ona çiçekler, hediyeler aldım. Onu sevdim, ona onu sevdiğimi defalarca söyledim. Başka kızlara bakmadım …”

Evet, tam olarak da bu ezik iyi çocukluk herşeyi mahveden şey. Problem şu ki çoğunlukla ortamda bunu bilen tek erkek grubu “kötü çocuklar” gibi durmaktadır. Bu erkekler, kıçlarını yalayan iyi çocuklardan ölesiye sıkılan kadınları ağlarına düşürürler. Bu kadınlar iyi çocukları seks için haftalarca bekletirken, serseri tiplerle ilk buluşmada yatabilirler.

Tabii ki kadınlar bu serserilerden şikayet edip dururlar. Kuyruk acısı ile iyi çocukların omuzlarında ağlarken, ilk fırsatta yine bir serserinin eline düşmekten kendilerini alamazlar. Oysa ortamın bu avcılara kalması kader değil.

Devamı için İyi çocuk olmak – Acıların çocuğu olmanın şaşmaz formülü (2).

Bu yazı, İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları Kitabındaki aynı adlı bölümden genişletildi.

Saha Raporu – Sarhoş Hatun İkilemi

Hatun kişisiyle akşam saat 8-9 sularında Tinder‘dan eşleştik. Eli yüzü düzgün muhabbeti iyi bir hatun. Biraz muhabbetten sonra, ilgisi olduğunu da anlayınca telefon numarasını aldım.

Bu aşamadan sonra işler, beklediğimden biraz hızlı gelişti. Telefon numarasını aldıktan sonra akşam ne yaptığını sordum, arkadaşlarıyla barda içtiğini söyledi. Normal şartlarda bir insan, yeni tanıştığı bir hatuna, iyi eğlenceler dileyip muhabbeti o gecelik orada bırakır. Dedim gel eve gitmeden son bir bira da benimle iç. Kabul etti ve bir mekanda saat 11 sularında buluştuk. Hatun geldiğinde gayet kendinde gözüküyordu. Ancak olay 2 biradan sonra değişti. Ben çok iyi içerim bana hayatta birşey olmaz gazıyla gelen hatun gaza gelip 3. birayı da alınca masadan kafayı kaldıramaz hale geldi.

Aslında yapmam gereken hatunu bir taksiye bindirip evine göndermek olmasına rağmen, başına birşey gelmesine güvenemeyip gel bende kal dedim. Burada koruyucu tarafım mı yoksa lan belki sevişiriz diyen abaza tarafım mı devreye girdi emin değilim. “Yok abi sırf hatuna birşey olmasın diye yaptım” diyerek yalan atacak değilim.

Eve geldiğimizde hatunun kafa bayaaa iyi olduğundan üstüne başına bile dokunmadan yatağa yatırdım. Evde başka yatacak yer olmadığından ben de yatağın diğer köşesine kıvrılıp uyumaya başladım. Tabi bu ana kadar yaptığım salaklığın farkında değildim.

Gece 3 sularında bir ara uyandım ve hatunun sayıkladığını garip garip sesler çıkardığını farkettim. Dur lan kusar musar ölmesin bari diyerek sırt üstü yatan hatunu yan tarafına döndürmeye çalıştım. Çalışmaz olaydım. Tabi kütük gibi uyuyan hatun kişisini döndürmek mümkün olmadı. Ancak 5 dakika sonra uyanan hatun, sen bana birşey mi yapmaya çalışıyorsun diyerek hiddetle uyandı. Ben en başta ciddi ciddi şaka yapıyor zannettim çünkü üzerinde ceketi dahil hiçbir kıyafetine dokunulmamış şekilde yatan insana ne yapmış olabilirdim? Ama anladım ki konu ciddi. Oturup sakin sakin neden onu döndürmeye çalıştığımı, aslında onun beni uyandırdığını, bir bok yiyecek olsam gecenin 3’ünü beklememin mantıksız olduğunu açıkladım.

Neyse ki hafiften kafası yerine geldi ve ettiği lafın mantıksızlığını kendi de kabul etti. Ancak kendini rahat hissetmediğini ve eve gitmek istediğini söyledi ben de “siktir git” diyerek kapıya kadar uğurladım. Sabah da yaptığının çok salakça bir hareket olduğunu ve bir daha beni aramamasını söyledim.

Peki bu noktaya kadar herşey normal, ama bu hikayede düşünmediğim bir durum vardı. Bu hatun kişisi gece aklını başına almayıp uyku sersemi iddia ettiği şeyleri sürdürse ve polis çağırsa, muhtemelen şu an tecavüz gibi bir suçlama ile yargılanıyor olabilirdim. Çünkü elimde aksini iddia edecek hiçbir delil yok. Peki ben nerede yanlış yaptım?

Çıkarılan ders

  1. Kendinde olmayan, tanımadığınız hiçbir hatunu, ulan belki sevişiriz diye eve almayın. Ne kadar sarhoş olursa olsun, bindirin taksiye evine gönderin. Sarhoş olmak onun sorumluluğu, hatuna bakmak zorunda değilsiniz.
  2. Telefonunuzda bir ses kayıt uygulaması olsun. Bir insan evinize ilk defa geliyorsa, ses kaydını açık tutun. Hatta ilk gece uyurken bile açık olsun. Sabah silersiniz. Ses kaydını, böyle anlamsız suçlamalar ile karşılaşırsanız hem hatuna karşı hem de eğer iş büyür ve polis veya mahkeme işin içine girerse yasal bir delil olarak kullanabilirsiniz.
  3. 2. maddede yazanlar abartı gelebilir, ama inanın değil. Hatta konu ile ilgili şöyle bir örnek mevcut. Hikayedeki arkadaşın şu an hapiste olmamasının tek sebebi, ses kaydı yapmış olması.

NOT: Sizin de insanlarla paylaşmak istediğiniz hikayeleriniz varsa, erkekadamblogu@gmail.com adresinden bize gönderin, yayınlayalım.

Yalvarırım terk et beni!

Aşağıdaki mesaj “The Red Pill Reddit forumu“nda (TRP) 2016 sonunda çıktı :

Biraz ön bilgi : kızarkadaşım ve ben iyi işlerde çalışıyoruz. Benim işim beraber yaşadığımız yerden görece uzakta bir laboratuvarda çalışmayı gerektiriyor ve ayda 2 hafta evde olmuyorum. 5 yıldır beraberiz ve aramızda herşey çok iyiydi. Lafını edecek hiçbir şiddetli kavgamız olmadı.

Anlatacağım olay geçen Cumartesi gerçekleşti. Pazartesi eve dönmeyi planlıyordum ve kızarkadaşım arkadaşları ile gece dışarı çıkacaktı … sık yaptığı birşey, pek aklıma taktığım birşey değil.

Cumartesi tipik yoğun bir gündü, çok yorgundum ve o akşam erkenden yattım. Pazar işe döndüm ama telefonuma bakmayı unutmuşum. Bir sürü mesaj  ve sesli mesaj aldığımı farkettim. Hepsi kızarkadaşımdan : sesli mesajların hepsinde ağlayarak, o gece dans etmeye gittiğini ama sarhoş olmasa da hafif alkollü olduğunu anlatıyor.

Bu dans ederken bir erkek kendisi ile dans etmeye başlamış (onun anlattığı bu) ve eğilip kızarkadaşımı öpmüş. O da karşılık vermiş. Ne kadar uzun bir öpüşme bilmiyorum ama kızarkadaşım ne yaptığının farkına varmış ve eve dönmüş hemen. Bütün o mesajları atmış sonra.

2 gündür evdeyim ve kendisi ile sadece bir kere konuşma fırsatım oldu. Eve geldiğimde ayaklarıma kapanıp af diledi. Doğrusunu isterseniz ayrılmayı aklımdan bile geçirmemiştim. O gün çok konuşmadık, beraber uyuduk. Onu kollarıma aldım gece boyu ve bunu bir şekilde atlatacağımızı düşündüm. Yanılmışım. Kızarkadaşım 3 gündür tamamen koyvermiş vaziyette. Gözlerimin içine bakamıyor, evi çok erken terk ediyor, eve çok geç geliyor ve mesajlarıma cevap vermiyor.

Acı çekiyor ve sanırım kendisini affedemiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum, ona ulaşamıyorum – sanırım ona zaman vermem lazım ama onun bu haline de dayanamıyorum. Ona karşı kızgınlığım yok, anlık bir hata yapmış sadece. Tamamen çaresiz vaziyetteyim. Onu hala sevdiğime ve bu olanları geride bırakabileceğime nasıl inandırabilirim? Ben bile son iki üç gündür ağlama noktasına geldim.

Oğlumuz birkaç gün sonra da şu güncellemeyi paylaşmış :

GÜNCELLEME : Ona bu yaşadıklarımızı atlatacağımızı anlatan bir not bıraktım. Bana bir not yazmış. Kağıtta ıslak bölgeler var ve genel olarak cidden sıçtığını ve çok üzgün olduğunu yazmış. Bunları bana zaten en son gördüğümde söylemişti. Benden uzaklaştığı için de özür dilemiş, ne yapacağını bilmediğini yazmış, benim o olanlardan sonra kendisine karşı anlayışlı davranışından sonra beni haketmediğini belirtmiş. Artık böyle aşağılık biri olmaya devam edemeyeceğini, işten dönünce benim hayatımdan tamamen çıkacağını, benim bana bu haftasonu davrandığı şekilde davranılmayı haketmediğimi yazmış.

TRP’de yorum yazanlar olayın aslını astarını ve burada yazacaklarımızı güzelce yazmışlar. Burada karşımızda gururun zerresi olmayan bir beta erkeği var. Birçok mavi haplı erkek gibi bu romantik “birbirimize karşı dürüst olmamız her problemi çözer” saçmalığını canı gönülden benimsemiş. Kendisini “büyüklük sende kalsın” mottosuna zorlayan, kadınının hatalarını affetmesi gerektiğine inandıran (en azından betamıza anlatacak kadar kendini suçlu hissettiği hatalarını) bir zavallı. Sadece bir öpücük, ne var bunda değil mi?

Betamız ve kızımız 26 yaşındalar. Beraber yaşıyorlar. Ne zamandır beraber yaşıyorlar belli değil (beraber yaşamak her zaman kötü fikir : bakınız Tomossinin 4. Demirden Kanunu).

Bu genç adamın yaşadığı durum aslında oldukça yaygın : genç kadının bilinçaltı adamın düşük rütbeli bir beta olduğunun farkına varmış ve bilinç üstü bu durumu mantıklı bir zemine oturtmaya çalışıyor. Kadınlar sözkonusu olduğunda “mesajın kendisi, nasıl söylendiğidir” kuralı geçerlidir. Yani “karışık” ve “çelişkili” mesaj diye birşey yoktur. Kadının davranışları erkeğe aslında ne demek istediğini tereddütsüz anlatacaktır. Davranış, motivasyonun ve niyetin tek gerçek ölçüdür. Bu nedenle kadının söylediği sözlerin, rasyonelleştirme, açık iletişiminin bir önemi yok.

Tamam bu yeni uyanmaya başlayan betalara oldukça zor gelecek ama bir kadının asıl mesajını davranışlarından çıkarmak, “uyanmak” yönündeki en önemli adımlardan biri. Bu adamın durumunda kadının demek istediği, azıcık uyanmış bir erkek için bile oldukça açık. Kadının davranışı muhtemelen sıkıcı hale gelmiş olan ev yaşamından kaçma dürtüsü ile “kızlarla dışarda” iken önüne gelen bir fırsatı değerlendirmesinden ibaret. Forumdaki birçok yazar tahmin edileceği üzere olanların muhtemelen basit bir öpücükten daha fazlası olduğunu yazmış.

Evrimsel Biyoloji 101

İlk yorumumuz bu öpücük olayı olduğunda kadının adet döngüsünde yumurtlama dönemde olması (bir kadının en çok alfa aradığı ve bu tür “hata”lar yaptığı dönem). Hatunun kaçamak aradığını ve kendini bunun olabileceği ortamlara açtığını da varsayabiliriz. Birini öpmek (olan sadece bu olsa bile) kadının başka birisi ile kısa dönemli çiftleşmeye açık olduğunu (alfa siker) gösterir. Kızımız kısa süreli de olsa betamızla içine düştüğü evcil yaşamdan çıkış yolları arıyor.

Temel evrimsel psikoloji / biyoloji bilgisine sahip ve beta matrisinden uyanmış biri için bilinen şeyler bunlar. İşin enteresan kısmı, kızımızın bu olaydan sonra betamızla iletişimi. Bu olaydan sonra betamıza karşı suçluluk duygusu içerdiğini varsayıyoruz. Bunu kızımızın yanlışlıkla hakkını yememek adına ve samimi olabileceği gerçeğini gözardı etmemek için varsayıyoruz.

Betamızın olayı rasyonelleştirme çabalarına baktığımızda ise bu empatik “suçluluk duygusu” varsayılarının kızımızın aleyhine çalıştığını görüyoruz. Burası önemli. Birçok kadının kaçamak itirafı, suçluluk duygusundan kaynaklanmaz. Bundan kadınlar pişman olmaz veya şuçluluk duymaz sonucu çıkarmak yanlış. Demek istediğimiz, kaçamak itirafının bilinçaltı amacının ve faydasının pişmanlıkla alakalı olmadığı.

Bir kadın aldattığında, seks yapmadan bile olsa, kadının bilinçaltı beta olduğundan şüphelendiği erkeğinin betalığını test eder. Bu riskli bir test (ya adam buradaki sünepe gibi beta değilse) ama hipergami gereği eğer kadın bilinçaltında erkeğinin beta olduğunu düşünmeye başlamış ise bunun böyle bir betayla uzun süreli ilişki ve daha kötüsü çocuk yapma riski, aldığı terk edilme riskinden daha fazla. Bu nedenle :

Bir kadının aldatma itirafı, erkek için shit test olarak algılanmalı!

En azından bir kadının aldatma itirafı, o kadının erkeğine yeterince ilgisi olmadığını gösterir. Bu aldatma itirafından sonra kadının söylediği herşey, davranış kalıbı olarak algılanmalı ve nasıl söylendiğine bakılmalı.

Peki nedir burada olan?

Kızarkadaşım 3 gündür tamamen koyvermiş vaziyette. Gözlerimin içine bakamıyor, evi çok erken terk ediyor, eve çok geç geliyor ve mesajlarıma cevap vermiyor.

Acı çekiyor ve sanırım kendisini affedemiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum, ona ulaşamıyorum – sanırım ona zaman vermem lazım ama onun bu haline de dayanamıyorum. Ona karşı kızgınlığım yok, anlık bir hata yapmış sadece. Tamamen çaresiz vaziyetteyim. Onu hala sevdiğime ve bu olanları geride bırakabileceğime nasıl inandırabilirim? Ben bile son iki üç gündür ağlama noktasına geldim.

 Betamızın raporladığına göre kızımız pişmanlıktan kıvranıyor ve af diliyor. Makul görünüyor değil mi? Konuşma yok, sarılma yok, betamızın gözünün içine bakma yok, evden erken çıkıp geç gelme var. Betamız, kız pişmanlıktan bitmiş vaziyette sansa da kızımızın davranışları bariz bir şekilde oğlumuzun davranışlarından büyük bir hayalkırıklığına uğradığını bağırıyor.

Bunu oğlumuzun daha sonraki güncellemesinde açıkça görüyoruz :

GÜNCELLEME : Ona bu yaşadıklarımızı atlatacağımızı anlatan bir not bıraktım. Bana bir not yazmış. Kağıtta ıslak bölgeler var ve genel olarak cidden sıçtığını ve çok üzgün olduğunu yazmış. Bunları bana zaten en son gördüğümde söylemişti. Benden uzaklaştığı için de özür dilemiş, ne yapacağını bilmediğini yazmış, benim o olanlardan sonra kendisine karşı anlayışlı davranışından sonra beni haketmediğini belirtmiş. Artık böyle aşağılık biri olmaya devam edemeyeceğini, işten dönünce benim hayatımdan tamamen çıkacağını, benim bana bu haftasonu davrandığı şekilde davranılmayı haketmediğimi yazmış.

 Burada bir erkeğin kendi iç sesinin kendisine bağıra bağıra gerçekleri anlattığı çığlığını nasıl bastırdığına şahit oluyoruz. Çok acı. Kadın, erkeğin alfa “öpücüğünü” affetmesi ile betalığını kanıtlamış. Kadın açıkça testi “korkunç” bir şekilde geçemeyen oğlumuzun kendisine kızarak kendisini terk etmesini umduğunu belirtiyor.

Yalvarırım beni terket!

Kadın açık açık terkedilmek için yalvarıyor ama bu çığlık bile beta beyin yıkaması tarafından es geçiliyor. Kadın kelime kelime “benim sana bu haftasonu davrandığım şekilde davranılmayı hak etmiyorsun” diyor. Burada kadının şeytani bir plancılıkla böyle şeyler yazdığı sonucunu çıkarmayın. Burada olan muhtemelen kadının bilinçaltının erkeğin bilinçaltına “Allah aşkına sen nasıl gurur yoksunu bir adamsın ki böyle birşeyi sorgusuz sualsız affediyorsun” demesi. Burada konuşan kadının bilinçaltını harekete geçiren genetik kodlaması ve betamsı bir erkek burada her ne kadar kadını suçlamaya eğilimli olsa da asıl problem bir kadının genetik materyaline “benim gibi ezik birinin genlerini gelecek nesile aktaracak salak sen olmalısın” diye bağıran oğlumuz.

Kendisine zerre saygısı olan bir erkek, bu “kaçamak” itirafının bir shit test olduğunu, böyle bir kaçamak itirafına karşı yapılabilecek tek şeyin bu kadını terk etmek olduğunu bilirdi. Zaten oğlumuz her ne kadar bunu  yapmamak için dirense de eninde sonunda kadın bunu kendisinden istemek zorunda kalıyor. Kadın için için erkeğin sinirlenmesini, kendisini duygusal olarak cezalandırmasını arzuluyor. Mazoşist olduğundan değil tabii ki, erkeğin beta olmadığını görmeyi arzuladığından. Erkek ise betalığı gereği bunu yapmadığında en son çare olarak “ben seni haketmiyorum” noktasına geliyor.

Çeviri Kaynağı : Please break up with me

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Hipergami nedir?

Kadınların cinsel stratejisini en iyi açıklayan kavram olan hipergami, aynı zamanda kadınlarla başarılı olmak isteyen bir erkeğin öğrenmesi gereken en önemli mekanizmalardan biri. Fakat nedir bu sıkça kullanılan kelimenin anlamı? Bugün bu yazıda, hipergami nedir sorusunu yanıtlayacağız.

Hipergami kelimesi klasik ve dar anlamıyla sosyolojide kendinden daha üst sınıfta veya seviyede biri ile evlenmek anlamında kullanılıyor. Evrensel olarak heteroseksüel birlikteliklerde kadınların kendi sosyo-ekonomik seviyelerinden ve kendi kendilerine biçtikleri cinsel pazar değerinden yukarda ya da en azından eşit erkeklerle birlikte olmayı seçmeleri demek hipergami. Fakat, konsept bu dar çerçeveden daha geniş bir seksüel strateji aslında. Evlilik sadece bunun bir yansıması.

Hipergami, durağan birşey değil. Örneğin ilişkinin başında kadın erkeğe eşit ya da daha yukarda bir değer biçerek birlikteliğe başladı ise de, eğer erkeğin hipergami değeri kadının altına düşerse (örneğin işini kaybederek), kadının erkekle ilişki isteği aynı hızda düşüşe geçer.

Yukarıdaki paragraftan hipergami‘nin şu pratik tanımına çıkalım :

“Hipergami, insan dişisinin şu an beraber olduğu erkeği, daha yüksek statülü bir erkekle birlikte olma (yani daha iyi genetik materyale sahip olan çocuk yapma) imkanı ortaya çıktığında, şu anki erkeği ile arasındaki ilişkiye yaptığı yatırım ne olursa olsun onu  daha yüksek statülü erkek için bırakmasına (geçici de olsa) iten güçlü bilinç altı dürtüsüdür.”

Hipergami kavramını bir erkeğin bilmesi çok önemlidir. Zira bu kavrama göre bir erkek, kendi ilişki materyali olabilecek kadın havuzunu yüksek tutmak istiyorsa, statü olarak yukarı çıkması gerektiğinin farkına varmalıdır. Ve burayı korumasının önemini. Bu kavramı bilmenin bir diğer önemi de erkeğin elindeki hatunu elde tutması ile ilgili. Hipergami nedeniyle bir erkek, kadınının ilgisini ayakta tutmak için statü olarak yukarda kalmalı, eğer statüsünü sarsan bir durum varsa da bunu kadınıyla paylaşmamalı. Evet, bir erkek derdini, zayıflıklarını, korkularını, vs … kadını ile paylaşmamalı. Bilinç üstünde kadınlar her ne kadar modaya uyup “duygularını gösterebilen” erkek istediklerini söyleseler de, böyle erkekleri hayatlarından hızla atma eğilimindedirler.

Hipergami, sadece kadınların değil, erkeklerin psikolojisini de etkiler. Bu mekanizma, erkek ve kadının psikolojisine milyonlarca yıllık evrim ile işlenmiş güçlü bir mekanizmadır ve hatta çok büyük ihtimalle, şempanzelerden bu kadar farklılaşmamızın itici motorudur. Zira şempanze dişilerinin aksine, insan dişileri kiminle çiftleşeceğini seçer ve bu konuda da fevkalade acımasızdır (şempanzelerde alfanın daha çok çocuk yapmasının tek mekanizması, betaları dövüp kovalamasıdır). İnsan erkekleri de bu mekanizmanın öbür ucunda, daha fazla dişiyi etkileyebilmek için sürekli statü arttırma gayretindedir. Bu gayret, homo sapiensi diğerlerinden ayıran en önemli itkilerden biridir. Bu gayret ile erkek egemenlik hiyerarşileri ortaya çıkar.

Burada statü sadece para değil, bir erkeğin bölgesindeki diğer erkekler arasındaki dominant statüsü ile de alakalıdır. Bu prikolojik üstünlük aslında paradan da önemlidir ve aslında tipsiz ve meteliksiz erkeklerin, güzel kadınları çekebilmesindeki temel nedendir. Bu nedenle erkek işinde veya sosyal statüsünde ne kadar sarsılırsa sarsılsın, eğer bu sorunlarını kendine saklar ve kadınına yansıtmazsa, kadını ile ilişkisi de büyük ihtimalle hemen sarsılmayacaktır.

Hipergamiyi en kestirme olarak “Alfa Siker, Beta Öder” diye açıklayabiliriz. Burada belirtilmek istenen, kadınların dual bir cinsel stratejisi olduğu ve partnerlerinde hem genetik olarak güç, hem de kendilerine ve çocuklarına bakabilecek miktarda kaynak aradıklarını belirtir. Peki neden alfa siker, beta öder? Zira genetik ve finansal güç çoğunlukla tek kişide bulunmaz. Bu nedenle kadınlar genetik güç göstermeyen bir beta ile evlense bile, cinsel arzusu alfaya yönelik olacaktır ve zavallı betamız, betalığında aşmış bir mertebeye ulaşırsa, boynuzu yiyecektir.

Eğer toplumsal tek-eşli aile yapısı olmasa, kadınların temel dürtüsü, erkeklerin sadece 20%sini oluşturan tepe zümresine yönelmektir. Alfa Siker, Beta Öder yazımızda bu konuya değindik.

Ayrıca bakınız Hipergami üzerine birkaç not.

Feromonal Beta ya da Mastürbasyonun Zararları

1998 yapımı Ah Mary Vah Mary (There’s Something About Mary) filmini izlediyseniz, artık klasikleşmiş olan “saç jölesi” sahnesini hatırlarsınız. Esas oğlan Ted, esas kız Mary ile buluşacaktır ama çok heyecanlıdır. Ted’in arkadaşı Dom, Ted’e şöyle tavsiye eder :

Dom : “Önemli bir randevudan önce tavuğu boğuyorsun değil mi? Lütfen bana önemli bir randevudan önce çavuşu tokatladığını söyle … (Ted anlamayınca), Aman Tanrım, bana bir kızla buluşmadan otuzbir çekmediğini söyleme! Sen deli misin? Dolu bir silahla buluşmaya gidersen tabii ki aşırı heyecanlanırsın. Ah benim arkadaşım, otur, otur şöyle … Bir kızla seks yaptıktan sonra, yatakta yatarken, hiç heyecan kalıyor mu? Kalmıyor, neden?”

Ted : “Çünkü yorulmuş oluyorum …”

Dom : “Yanlış! Bebek yapma olayı beyninden çıkıp gittiği için. Bak o düşünceler ordayken kafanı sikecek. Bir erkeğin hayatındaki en samimi anlar, yükünü boşalttıktan sonraki dakikalardır. Çünkü yükünü boşalttıktan sonra artık kafan seks yapmakta olmuyor … Bir kız gibi düşünmeye başlıyorsun ve kızlar bunu çok severler”

Filmi görmemiş olsanız bile, burada Dom’un bahsettiği beta oyununu görebiliyorsunuz değil mi? Dom maalesef feci şekilde yanılıyor. Kadınlar, kendileri gibi düşünen efemineleri değil, dolu silahları severler.

“Oyunu” cinsellikten arındırmak, beta erkeklerin yaptığı en temel hatalardan biri. Bir erkeğin cinsel isteğinin onun cinsel birleşme şansını azaltacağı varsayımı, maalesef oldukça yaygın bir saçmalık. Fakat bu saçmalık, beta erkekler tarafından çokça satın alınıyor. Sonra da bu erkekler, “arkadaş kalalım” çıkmaz sokağına vardıklarında, nerde hata yaptıklarını merak edip duruyorlar 🙂

Dr. Martie Hasselton tarafından yapılan bir dizi endorfin (mutluluk hormonu) ve hormon profili temalı deneyler, bu yukardaki hurafeyi çöpe atacak nitelikte. Dr. Hasselton, sağlıklı ve yetişkin bireylerin kanındaki endorfin ve diğer hormon oranlarını, flörtün değişik aşamalarında (flört, seks öncesi, seks sonrası, vs.) ölçüyor.

Erkeklerin potansiyel seks partnerlerini değerlendirirken, hormonların beyinlerinde oynadığı oyunlar oldukça çapıcı. Sağlıklı testosteron (erkeklik hormonu) seviyesi, erkeğin kadını resmen seks objesi olarak görmesine neden oluyor ve erkek beyninde düşünsel problem çözme merkezlerini simule ediyor! Testosteron, orgazm sonrası salgılanan oksitosin adlı bir hormon tarafından bastırılıyor. Testosteron cinsel güdü ve ısrarcılık / saldırganlık ile ilgili iken, oksitosin hormonu terbiye, güven ve rahatlık getiren br kimyasal. Oksitosin’in seks ve doğum sonrası kadında erkeğe nazaran duygusal bağlanma konusunda daha önemli rol oynayan bir hormon. Erkeklerde oksitosin daha çok seks sonrası testosteron ve dopamin seviyelerini düşürme işi gören bir hormon.

Seks sonrası vücut, seks öncesi ve sırasında doruğa çıkan endofrin ve dopamin hormonlarını dengelemek için kana yüklü miktarda oksitosin salıyor. Bu hormon erkeği hem cinsel olarak sakinleştiriyor hem de erkekte rahatlama ve güven hissi yaratıyor. Seksten sonra bir süre pestil gibi yatmanızın sebebi bu hormon. Evrimsel olarak da oksitosin hormonu, erkeğin hala kalkık olan penisini, yeni içeri boşalttığı spermlerle beraber dışarı çekmek yerine içerde kalmaya iterek, hamilelik şansını arttırıyor. Hormon ek olarak da, erkek ile dişi arasında bağ kurmak gibi de bir işleve sahip.

Yüksek testosteron seviyesi, erkeğin çekiciliğini arttırdığına dair birçok çalışma var. Örneğin, Abertay Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre, düşük stres ve yüksek testosteron, erkeği kadınlar gözünde daha çekici kılıyor. Kadınlar erkeğin testosteron seviyelerini sadece bu hormonların dış görünüşe etkisi ile değil (örneğin testosteron seviyesinin getirdiği erkeksi hatlar, kaslı vücut ve derin – kalın ses) feromonlar sayesinde algılayabiliyorlar.

Feromon, aynı türün üyeleri arasındaki sosyal ilişkileri düzenleyen kimyasal maddelere verilen bir isim ve Eski Yunanca “hormon taşıyan” anlamına geliyor. İnsan feromonları daha çok cinsel davranışları kontrol ediyorlar ve herhangi bir kokuya sahip olmamalarına rağmen burnun içinde bulunan ve “vomeronazal organ” olarak bilinen bir reseptör sayesinde algılanabiliyorlar. Feromonların, iki insanın “kimyasal” uyumununda nasıl önemli olduğunu Terli T-Shirt Deneyi yazımızda görebilirsiniz.

Biyo-mekanik pespektiften baktığınızda, düzenli masturbasyon yapan bir erkek, pratik olarak çevresine “ben bir feromonal beta erkeğim” mesajı yayar. Ve kadınlar bu feromon yayınını yakalayıp, kaydedecek bilinç altı mekanizmalarına sahiptir, hiç kuşkunuz olmasın. Daha yüksek testosteron seviyesine sahip olan ve bu seviyeyi koruyan erkekler, “çekicilik”lerini sadece davranışsal olarak değil, “koku” olarak da kadının bilinç altına işleyecektir.

Eğer testosteron seviyeniz kronik olarak düşük ise ve/veya sürekli oksitosinin rahatlatıcı etkisine maruz kalıyorsanız (sürekli mastürbasyon yapıyorsanız), kendinizi cinsel olarak oldukça avantajsız bir konuma koyuyorsunuz. Evrimsel açıdan bakarsanız, tarih öncesi avcı-toplayıcı toplumlardaki beta erkekler (genetik ve karakter olarak altta olan erkekler), seks yapmak için alfa erkekler kadar kadın bulamayacaklarından muhtemelen çok fazla mastürbasyon yapıyorlardı. Bu durumda, kadınların mastürbasyon sebebiyle salınan hormonları algılayarak bu beta erkeklerden uzak durmayı (elektrik alamamayı) sağlayan mekanizmalar geliştirmiş olmaları çok şaşırtıcı değil.

Kısacası mastürbasyonun en önemli zararı, erkeği hormonal olarak “ben betayım” diye fişlemesi. Ne kadar düzenli ve çok sayıda mastürbasyon yapıyorsanız, o kadar “daha az çekici” olursunuz ve gerçek cinsel deneyime ulaşmanız da o kadar zorlaşır.

Freud’un dediği gibi “her enerji cinsel” ise ve cinsel enerjiyi testosteron sayesinde erkekler çok daha yoğun üretiyorlarsa, erkeklerin bu enerjiyi kadınlara yöneltmedikleri zaman imparatorluklar kurmaya, yollar yapmaya, kurdukları gibi yıkmaya da yönlendirmeleri şaşırtıcı değil. Mastürbasyon bu enerjiyi bastıran birşey.

Ve Ted’in arkadaşı Dom’a inanıp da buluşmadan önce mastürbasyon yaparsanız, kendi bindiğiniz dalı kesersiniz 🙂 Kadınlar, cinsel isteklerini geri plana atarak daha duyarlı ve güvenli (korkak) oyun oynayan erkekleri genelde itici bulur. Bir kadının bir erkekle yatması için kendini rahat hissetmesi gerektiği miti ile kendi cinsel isteklerini geri plana atan bir beta, “önce arkadaş olalım” adlı, hemen her zaman kaybetmeye mahkum bir strateji izler. Fakat rahatlık ve güven, orgazm sonrası duygular, öncesi değil. Stres, uyarılma ve cinsel ihtiyaç ise orgazm öncesi.

Ayrıca bakınız : Pornoyu Bırakmanın Çok Kolay Yolu

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

İlişkilerin Temel Kuralı

Bir ilişkide daha güçlü olan taraf, diğerine daha az ihtiyaç duyan taraftır.

Bu kural aslında sadece kadın – erkek ilişkilerinin değil, aile ve iş gibi diğer tüm alanlardaki ilişkilerin de temel kuralıdır. Bir ilişkide bu dinamik her zaman aktif haldedir. Kendimin ve ailemin iyiliği için benim işverenime olan ihtiyacım, onun bana olan ihtiyacından daha fazladır. Ben her ne kadar şirketin ihtiyacı olan bir insan olsam da, şirketin bana olan ihtiyacı, benim şirkete olan ihtiyacımdan daha azdır. Bu denge, benim piyango kazanmam, master yapıp daha iyi bir iş bulabilecek kapasiteye gelmem ile tersine dönebilir. Bu gibi durumlarda şirket benimle devam etmek ya da benim daha fazla maaş gibi isteklerimi kabul etmek arasında bir seçim yapar.

Kadın – erkek ilişkilerinde de aynı dinamik geçerlidir. İlişkinizi güç dengesi üzerine inşaa edip etmemek sizin seçebileceğiniz birşey değil – bu dinamik siz isteseniz de istemeseniz de iki kişinin ilk karşılaştığı andan, yollarını ayırdıkları ana kadar sürekli var zaten. Onun kriterlerine uygun olup olmadığınız (ve onun sizin kriterlerinize uyumu), ilişkiyi başlatan ve devam ettiren birşey. İlk karşılaşma ve sonrasında karşımızdakinin ilişki kriterlerimize uygun olduğunu anlayıp beraberlik başlattıktan sonra ise geriye kalan sürekli bir müşterek pazarlık hali zaten.

Bu prensipte güçten kastedilen bir tarafın diğer tarafı mutlak boyunduruk altına alması değil. Sağlıklı bir ilişkide kontrol bir taraftan diğerine ve sonra tekrar bir tarafa sürekli geçer. Sağlıksız bir ilişkide ise bu kontrol dengesiz bir şekilde partnerlerden birinin elindedir. Her ne kadar kontrol hiçbir zaman eşit bir dengede olmasa da, bir tarafın sürekli kontrol eden olması, onun diğer tarafı sürekli şantaj ile manipule etmesi sonucunu doğurur. Bu dengesizlik birçok nedenle oluşabilir ama genelde iki şekilde kendini gösterir – itaatkar taraf diğer tarafın manipulatif olmasına şartlanır ya da dominant taraf bunu bastırıp alır. Her iki durumda da İlişkilerin Temel Kuralı geçerlidir – bir tarafa daha az bağımlı olan gücü elinde bulundurur.

Bu kural, sizin ilişkide sürekli partnerinizi, genellikle onun zararına, domine etmeniz gerekliliği anlamına gelmez. Fakat, ilişki içindeki birinin bu kuralı bilip, kendisini sürekli manipule edilen tarafta bulmamak için gerekli özdeğeri ve özgüveni geliştirmesi gerekir. Her iki cins te bu tür bir manipulasyonu uygulayabilir. Fakat bizim  burada kuralı ele alış amacımız, bir kadını tanrıçalaştırıp kendi hayatını ikinci plana koyarak o kadına şovalye duygularla hizmet eden erkeklerin gözünü açmak. Her ne kadar her iki tarafın da sağlıklı bir ilişki yürütmek için taviz vermesi gerekse de, taviz eğer bir manipulasyon sonucu ise, bunun farkına varılması ve karşı çıkılması lazımdır.

Yani, kadını ile tartışan bir erkeğin bir tartışmada alttan alarak olayı çözmeye çalışmasında bir problem yok iken, ilişkide bir barış noktasına ulaşmak ve kadının ilişki içinde olma isteğini ayakta tutmak için sürekli taviz veren taraf olması büyük problemdir. Bu durum klasik bir güç savaşıdır ve aslında bir shit testtir. Burada kadın bunu genelde gücü eline almaya çalışarak sizin bu gücü hemen onun eline bırakmayacak kadar erkek olup olmadığınızı test etmektedir. Burada erkeğin bilmesi gereken nokta da hiçbir kadının ilgisi ve cinselliği bu tür bir tavize değmez. Zira burada erkek sürekli taviz vererek kendi özdeğerini karşısındaki kadının yakınlığının altına koymaktadır. Kötüsü, toplumun şartladığı “eğer taviz verirsen seni onun için taviz verdiğin için daha fazla sevecek” zırvasının aksine bu tür tavizler kadının erkeğe saygısını da hızlıca azaltır (erkeğin shit testi geçememesi nedeniyle).

Burada erkeğin taviz vererek genelde elde etmeye çalıştığı şey kadının ilgisi ve sekstir. Kadının zaten bu tür bir shit test ile kullandığı silah da cinselliğidir. Eğer bunun bir güç oyunu olduğunu bilir, bu tür manipulasyonlara taviz vermezseniz, güç dengesi aleyhinize bozulmaz. Bu testler genelde kendi özdeğerini, kadının ilgisi ve cinselliğinin altına park eden erkeklerin, kadında “seks ve sevgi için tek alternatifi benim” algısı yaratmasıdır.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Alfa siker, beta öder

Kırmızı hap çevrelerinde kadın hipergamisini kısaca belirtmek için kullanılan meşhur bir atasözü ile sıkça karşılaşacaksınız : “alpha fucks, beta bucks” ya da “alpha fux, beta bux”. Bunun Türkçe tercümesi “Alfa siker, beta öder”.

Bir kadının çiftleşme stratejisi iki amaca sahiptir. Birincisi, kendisine ve çocuklarına bakılması / güvenliktir, ikincisi de iyi genetik materyale sahip çocuklar yapmaktır. Bunlar kadınların bilinçli planladıkları ve sinsice yürüttükleri stratejiler değildir, genetik kodlarına evrimce işlenmiş bilinç altı algoritmalardır.

Tarih öncesi avcı – toplayıcı toplumlarda iyi sağlayıcı olan erkekler aynı zamanda iyi genetik materyale sahip alfa erkeklerdi. Sürünün en iyi avcıları aynı zamanda sürünün en atletik ve gözüpek erkekleri idi. Orman kanunlarının hüküm sürdüğü bu upuzun (takriben homo sapiens’in 250 bin yıllık serüvenin bir 240 bin yılında) dönem boyunca, kadınların alfa erkeklerle olmayı (gerektiğinde aynı erkeği başka erkeklerle paylaşmak pahasına), beta erkeklerle birlikte olmaya tercih ettiler. Bunun en önemli kanıtı genetik araştırmalardan geliyor. Tarih boyunca yaşamış erkeklerin sadece 40%ı genlerini bugüne aktarabilmişken bu oran kadınlarda 80%.

Fakat yerleşik, modern zamanlarda yukaridaki dinamik altüst oldu. Avcı -toplayıcı toplumlarda genlerini bir sonraki nesle aktaramayacak olan bu beta erkekler muhtemelen sadece kendilerine yetecek kadar yemekle yaşayabiliyor ve en azından yan gelip yatmanın tadını çıkarıyorlardı. Fakat, avcı – toplayıcı toplumların aksine büyük insan gücüne ihtiyaç duyan gelişmiş toplumların,bu betaları daha üretken yapmaları gerekti. Bir erkeği, böyle bir toplumun geleceğini dert etmeye, çok çalışmaya ve çalışıp kazandığının çoğunu topluma bırakmaya zorlayan tek çalışır yöntem ise tek – eşli, evlilik temelli aile oldu. Fakat bu durumda, kadınları bu betalarla evlenmeye itecek baskılar, töreler geliştirilmek zorunda kalındı. Feminizm öncesi toplumların kadınlar üzerinde bu kadar baskı kurması, erkekler için aile kurumunu kurmak ve çekici kılmaktı.

Günümüzde erkekler genel olarak iki uç kategoriden birine giriyor : bir grupta kadınları hediyelere ve çiçeklere boğan, istikrarlı efendi çocuklar var. Bunlar kadınlarına iyi kaynaklar sağlayacak kariyerlere sahipler ama yeterince erkeksi ve dominant değiller. Bu erkeklere, manosphere’de genelde beta deniliyor. Diğer grupta ise “kötü çocuklar” ya da piç adamlar var. Bu erkekler kadınla yatıp bırakan, kadınlara görece kolayca ulaşan erkekler. Her ne kadar erkeksi ve dominant olsalar da, kadınlara uzun süreli kaynak ve güven sağlayacak erkekler değiller (ya bu kaynaklara sahip değiller, ya da sahip olsalar bile bunu bir kadına yedirmeye niyetli değiller).

Not : Tanıdığınız kötü çocukları ve efendi çocukları ormana koyduğunuzu hayal edin. Muhtemelen kötü çocuklar efendi çocuklara göre daha iyi avcılar olacaktır ve böyle bir ortamda kötü çocuklar hem genetik materyale hem de kaynaklara sahip olacaktır. Fakat modern toplumlarda efendi çocuklar kaynak edinmeye daha müsait işlerde çalışırken kötü çocuklar görece daha az kaynağa sahip oluyorlar. Fakat milyonlarca yıllık gen havuzu son 4000 – 5000 yıllık toplumsal değişime aynı hızda adapte olamadığı için, kadınların cinsel seçim algoritması hala kötü çocuklara arzu duyuracak şekilde çalışıyor.

Birçok kadın, kendilerine kaynak sağlayacak, istikrarlı bir efendi adamla evlenir. Bu arada da fırsatları olursa, karşılarına çıkan kötü çocuklarla da seks yaparlar. Böylece hem güven isteyen, hem de iyi gen isteyen taraflarını doyururlar. Peki aşk, sadakat, sevgi? Bunlar her kadına ve erkeğe uygulayacağınız, herkeste olan ulvi şeyler değil.

Kadınların hipergami dürtülerinin baskı altında tutulduğu töre merkezli baskının kalmadığı cinsel devrim sonrası modern toplumlarda alfa erkek olmak ne kadar güzel ise, bu tür günümüz toplumlarında beta erkek olmak da o kadar kötü. Bu toplumlardaki birçok genç kadın, güzelliklerinin doruklarında alfalarla parti yaparak geçirirken, bir yanda da friendzone’da beta biriktiriyor. Belli bir yaştan sonra ise alfalar için daha genç kadınlarla rekabet edemeyeceklerini anladıklarında ise bu betalardan en uygununu kafalayıp evleniyorlar. Özellikle bugün bazı Batılı toplumlarda ve gruplarda kadınların önemli bir kısmı, gençken alfalardan çocuk peydahlayıp sonra bir beta ile evlenerek kadın hipergamisini başarmış oluyor (iyi genleri ve kaynakları aynı anda al). Ya da aslında sosyal devlet sağolsun, bu çocuklara kaynak aktarımını devletin sosyal yardımları üzerinden yapıyorlar (bugün ABD’de mesela, siyahi toplumda çocukların sadece %30’u evli çiftlere doğuyor). Hatta daha da kötüsü, kadınların yaklaşık 3% kadarı (bu oran sosyo ekonomik seviye arttıkça 1%lere, azaldıkça 20%lere gidiyor) alfanın birinden gizlice çocuk, betanın birine bu çocuk kendisininmiş gibi yetiştiriyor.

Bunlar sosyolojik boyutlar. Peki bireysel boyutta bu ne anlama geliyor veya siz bu bilgiyi nasıl kullanacaksınız? Öncelikle bunu duyar duymaz kötü çocuk olacağım hevesine kapılmayın, iyi çocuğun (betanın) ilacı, kötü çocuk olmak değil. Hem maskülen, çekici ve yüksek statülü bir alfa olup, hem de güvenlik ve kaynak sağlayacak bir erkek olmak en iyisi.

Eğer siz beta erkek olursanız, illa aldatılırsınız, karınız başkasına kaçar diye bir şey yok. Bu riskler daha yüksek ve riski azaltmak için betalıktan kurtulmalısınız ama asıl önemlisi, beta erkek bir kadınla beraber olduğunda, alfa erkek olmamasının eksikliğini sürekli “ödeyerek” kapamak zorunda kalır. Ödeme derken sadece paradan bahsetmiyoruz. Daha fazla ilgi, zaman, kaynak, duygusal yatırım ile ödemek zorunda kalır. Bu her ne kadar sıklıkla bir kadını ilişkide tutmaya yetebilse de, kadının erkeğe arzu duymasını engeller ve erkek kadını ile ödediği sürece beraber olur ve daha da kötüsü kadınıyla al-ver seksi (kadının erkeği ilişkide kalsın da ödesin diye lütfedip yaptığı düşük arzulu, alışveriş seksi) yapar.

Siz yeterince alfa bir erkekseniz, kadınınız size arzu duyacaktır ve sizden daha iyisiyle karşılaşsa bile, eldekini kaybetme riskini göze alamayacağı için pek bir sorun yaşamazsınız. Ya da alfa erkek olursanız, dürtülerine daha fazla hakim olabilen bir kadın seçebilirsiniz (seçenekleriniz olduğu için) ve bu kadının da riski daha az olacaktır.

Siz yeterince alfa bir erkekseniz, ilişkiniz boyunca erkek tarafı kalmayı başarırsınız (dominant, duygusal yatırımı daha az, hedefleri olan, duygusal olarak güçlü) ve bu da kadını feminen olmaya itecektir.

Kısacası arkadaşlar, kırmızı hap camiasındaki bu deyişi, “kadın kesin arkandan alfalar ile sikişir” gibi bir mankafalılıkla ve negatif ile okumayın. Bu sözün ortaya çıkış amacı, size “sen ne kadar alfa isen, o kadar az ödemek zorunda kalırsın” diye sizi alfa erkek olmaya teşvik etmektir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

35 yaşına kadar evlenmezsem seninle evlenirim

Ekşi Sözlükte “35 yaşına kadar evlenmezsem seninle evlenirim” diye bir başlık var. Başlığı okuyunca, bunu karşısındaki erkeğe şaka yollu söyleyen birçok kadın olduğu görülüyor. Feminen önceliğin afyonladığı kafasıyla “tüm tanıdığım kadınlar bana bunu söylüyor. haremim çok büyük olacak” diyenler de var bunun anlamını az çok bilip de “bkz. stepne. bundan gurur duyan varsa ezikliğin kitabını yazmış demektir. hayreti mucip.” diyenlerde.

Bu söz, kadınların hipergami stratejisinin en açık seçik söylendiği şekillerinden biridir. Peki nedir hipergami? Kadınlar, hem statü hem de duygusal güç olarak daha üstte hem de kendisine ve çocuklarına bakabilecek kaynaklara ve sadakate sahip erkeklerle beraber olmak isterler. Sorun şu ki bu ikisine de sahip erkek sayısı çok azdır. Genelde fiziksel / duygusal üstünlüğe – alfa – (boy, kas, karizma, vs.) sahip erkekler sadık veya kaynakça zengin değildir, sadık ve kaynakça zengin erkekler de fiziksel / duygusal üstünlüğe sahip değildir – beta. Bu nedenle bir kadın, güzelliğinin doruğunda iken fiziksel / duygusal üstünlüğe sahip alfa erkeklerle parti yaparken, güzellikleri gitmeye ve daha genç kızlarla rekabet edememeye başladıkları zaman beta erkeklerle uzun süreli ilişki arayışına girebilirler. Hatta kadınların bir kısmı alfa erkekten hamile kalıp, beta erkeğe bu çocuğu besletip büyüttürürler (20li yaşlarında serseri sevgilisinden hamile kalıp, sonra 30larında betanın biriyle evlenen kadınlar ve daha iğrenci, evlendiği adamı aldatıp, doğurduğu çocuğu kocasına kakanlar) vs …

Her neyse? 35 yaşına kadar evlenmezsem seninle evlenirim genelde şu anlama gelir :

Sen şimdi iyi çocuksun, sağlayıcı betasın, ben de daha genç ve güzelim. Cinsel Pazar değerimin doruklarında (18 – 25 yaş) o alfanın kucağından, bu alfanın kucağına atlayım. Sonra hala kalan gençliğim ve güzelliğim ile (26 – 32 yaş) senden daha iyi özelliklere sahip birini arayayım. Artık gençlik ve güzellik gittiğinde de yanlız kalırsam (33 – 36 yaş), kendimi sana kakalamayı planlıyorum. Seninle çocuk da yapabiliriz. Sen de garibim sevinirsin “bakın sabrettim sonunda kızı ben kaptım” diye kendini avutusun … Sonra işte yeterince evli kalınca, seni boşarım. Kendime nafaka, çocuklara da çocuk destek parasını alırım, hayatıma bakarım. Sen de hayat boyu ödersin.”

Bu tuzağa düşmeyin. Özellikle kadın hipergamisini bastırmak üzere kodlanan geleneksel törelerle sınırlı olmayan modern kadının hayat tarzı bu kafaya yatkındır. Bu lafı söyleyen kadınlar, 20li yaşlarında yüzlerine bakmayacakları, kendisi kötü çocuklarla beraberken ellerinde çiçekler, kapısında sırıl sıklam bekleyen adamlarla, 30larında evlenirler. Bu adamlar da salak salak “bakın son gülen ben oldum” diye böbürlenirler 😀

Bu lafı duyan erkekler genellikle uydu erkektir  (orbiter). Tabak çevirmek yerine “çok özel” kadınların kapısında paspas olarak geçirdikleri 20lerinden sonra, bu kadınlardan gençlik ve güzellik olarak arta kalan kırıntılarla bir ömür boyu geçinirler.

Evlilik ve Hipergami
New York Times evlilik sözleri serisinde çıkan bu twit şöyle diyor : “Gelin, koridorun sonundaki tatlı ve istikrarlı iş arkadaşınının hiç farkına varmadı – 32 yaşına bastığı güne kadar”. Bu “Sex and The City” kızın 32 yaşında asıl farkına vardığı, hızla yaklaşmakta olduğu ve bir betayı kalamazsa, yalnız ve çocuksuz çarpacağı duvar.

Sorun şu ki, bir erkeğin 35 yaşı onun cinsel pazar değerinin teorik olarak dorukları iken, kadının 35 yaşı, cinsel pazar değerinin serbest düşüşte olduğu ve kadının hızla duvara toslamaya başladığı yaşıdır. Bu nedenle, bu lafı duyarsanız hem kendinize, hem de 20li yaşlarının güzelliği hiç solmayacak sanan karşınızdaki kadına bir iyilik yapın ve ona dolaylı yoldan cinsel pazar değerini hatırlatın. “Ben 35 yaşındayken, neden 35 yaşında işi bitmeye 3 – 4 sene kalmış bir kadınla evleneyim ki” deyin. Tamam acımasızca olabilir ama bir kadının saçma sapan feminist propoganda yüzünden tüm albenisinin 30undan sonra inişe geçeceğini görememesi ve 30larında can havliyle bir betaya yapışması, ya da daha da kötüsü bir eş bulamaması daha da acımasızca.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

ONEities – Ruh İkizi Kişilik Bozukluğu

Bu konuya daha önce En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak yazımızda değinmiştik ama konu o kadar önemli ki, manosphere’in önemli öncülerinden Rollo Tomassi’nin efsane sitesi The Rational Male‘in en önemli yazısı There is No ONE‘dan esinlenerek konuyu bir kez daha vurguluyoruz. İngilizce biliyorsanız, gidip yazıyı okuyun.

İngilizce manosphere’de oneitis kelimesi, bu ruh hastalığını daha iyi açıklıyor. One, bir demek. “-ities”de hastalık anlamına geliyor :

ONEities : “Genelde karşılıksız sevgi ve odaktaki kişinin tamamen gerçeklikten kopuk bir şekilde idealize edilmesi ile paralel giden hastalıklı romantik saplantı”

ONEities felç eden bir hastalık.

Bir erkeği beta yapan koşulların bazıları genetik olsa da, betalık daha çok sosyal koşullanma ile ortaya çıkan bir durum, bir karakter özelliği. Günümüz toplumunda, erkeklerin çoğunu beta yapan en önemli mitlerden biri de “ruh ikizi”, “özel kişi” miti.

Olay şu : Bir erkeğin doğal yapısı, o erkeğin birçok kadınla birlikte olmasına meyilli. Yani bir erkeğin doğasında “özel bir kadın”, “ruh ikizi”, “hayatımın aşkı” hatta “aşk” gibi bir kavram yok. Bir erkeğin dışarda bir yerlerde onu bekleyen “diğer yarısı” da yok! Bir erkek için binlerce hatta onbinlerce beraber olabileceği ve beraber olmayacağı kadın var. Bunun karşıtını söyleyen herkes, erkeğe birşey satmaya çalışıyor.

Ruh ikizi, Batı toplumlarında kaynağını bulan ve günümüzde hemen her yerde yaygın olan bir mit-hastalık. Bu dünya görüşü o kadar yaygın ki, bir am uğruna kendi hayatını heba eden Ferhat ya da Mecnun hikayeleri, aslen bu tür saplantılı aşka tutulan bir erkeğin hayatının nasıl kararacağını gösteren birer ibret öyküleri iken günümüzde romantik aşk hikayeleri olarak pazarlanabiliyorlar.

Leyla Mecnun Karikatür
Öleyim mi manyak? …

Bu ruh ikizi fantazisi hemen hepimizin bir şekilde paylaştığı bir idealizasyon – güya hepimiz için bir özel insan var ve şansımız yaver giderse ve biz aramaya devam edersek, birbirimiz için yaratıldığımız o kişiyi bulabilme şansımız var. Her ne kadar bu konsept tatmin edici bir romantik film senaryosu çıkarsa da, hayatınızı üzerine kurup inşaa edemeyeceğiniz bir fantaziden başka birşey değil. Kötüsü, ruh ikizi miti genelde insanı felç eden birşey.

En şaşırtıcı olan da hayatını, kadın-erkek ilişkileri alanında hüküm süren bu saçma fantazi üzerine kurma düşüncesine sıcak bakan erkeklerin oldukça yaygın olması. Normalde psikoloji, biyoloji, sosyoloji, evrim, iş yaşamı, mühendislik gibi alanların değerini bilen ve bunların hayatlarımızı şekillendirmedeki önemini kavrayan erkekler, dışarıda bizi bekleyen bir ruh ikizinin olmaması ya da bizim bilinçaltında koyduğumuz ruh ikizi kriterine uyan binlerce kadının olabileceğini duyduklarında buna ilk karşı çıkan kişiler oluyorlar. Sanırım bu yalın gerçek, onlara fazla nihilistik geliyor – tıpkı çok inançlı birine Tanrı aslında yok demek gibi bir etki yaratıyor. Bu Batı kaynaklı romantik mitoloji, bizim hayatımızı birleştirebileceğimiz ve bizi tamamlayacak sadece bir insanın olduğu ve bir insanın kaynaklarının önemli bir kısmını bu özel kişiyi bulmaya harcaması gerektiği (batıl) inancı üzerine kurulu. Bu mit, batı toplumlarının kadınlaştırılması (feminization) yüzünden günümüz modern toplumlarında neredeyse dini bir inanç mertebesine ulaştı.

Pop kültürünün sürekli pompaladığı ruh ikizi miti, birçok erkeği, eşi veya sevgilisi ne olursa ya da ne yaparsa yapsın onunla beraber olmak konusunda koşulluyor ki zaten mitin kendisi, feminizm ideolojisinin direk sonucu. Mutlu bir birliktelik için gerekli olan karşılıklı saygı, bu koşullanma nedeniyle hastalıklı bir psikolojik bağımlılık olan “o kadın / adam” ruh hastalığı ile karıştırılıyor.

“Bu kadın senin hayatının kadını, onsuz nasıl yaşarsın” şeklinde özetlenebilecek bu ruh bozukluğu, birçok erkeği doyurucu olmayan ve düpedüz yıpratıcı bir ilişkiye hapsediyor. Daha da kötüsü (çünkü ilişkide en azından seks var), birçok erkeği, “aşık” olduğu bir kadın için sonuna kadar uğraşmaya iterek onları yanlız, sekssiz ve mutsuz bırakıyor. Bırakıp gitmek en mantıklı ve doyurucu hareket iken bir erkeği “biraz daha uğraşssam, şunu da düzeltsem” diye yıllarca saçma sapan bir ilişkiye, tek taraflı aşka (açık ara kadın erkek ilişkilerinin en saçma ve absürb durumu), ezikliklerin ezikliği friendzona hapsediyor.

Bir kadının bir erkeği oyuncak etmesinin en kestirme yolu, kadının erkeğinin tek seks ve mahrem yakınlık alternatifi olduğuna inanması. Dikkat edin, “alternatif” dedik, yani sevgilisi ya da karısı olan bir erkeğin başka kadınlarla seks yapması gerekir demiyoruz. Ama bir erkeğin, sağlıklı bir ilişki ve ruh hali için eğer beraber olduğu kadın belli bir çizgiyi aşarsa, gidip başkasını bulabilitesi olmasından bahsediyoruz. Bir erkeğin ruh ikizi masalını içselleştirmesi, ki kadınlar tarafından yetiştirilmiş nesillerin ortak paydasıdır bu içselleştirme, onu hayatına giren her kadına “tek kadın” muamelesi yapmaya iter. Bu beta erkekler seri olarak uzun süreli ilişkiye girseler ve her bir sevgililerine “o özel kadın” muamelesi çekseler bile, hala bu “o tek kadın” masalının saçmalığını göremezler.

Eski sevgilini unutamıyor musun, ruh ikizi kişilik bozukluğundan. “Ben seni sadece arkadaş olarak görüyorum” kadınına arkadaş mı oluyorsun, ruh ikizi kişilik bozukluğundan. Bekarsın ama tek bir kadınla ilişkiye giriyorsan ve diğer fırsatları yaratmıyor hatta değerlendirmiyorsan, ruh ikizi kişilik bozukluğundan. Onu unutamıyor musun, ruh ikizi kişilik bozukluğu. Seni aldattı, terk edemiyor musun (Allah aşkına yapma!!!), ağır ruh ikizi kişilik bozukluğu. İlişki biraz ilerleyince “karım / sevgilim benim hayatımın kadını diyerek kendini salıp, sonra terk edildi isen”, klasik ruh ikizi kişilik bozukluğu.

Kadın erkek ilişkilerinde başarısız isen, seni beta erkek konumundan alfa erkek konumuna doğru en hızlı ilerletecek şey, bu ruh ikizi masalından kurtulmak.

Yine link verelim, şu yazıyı okuyun : En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.