Başarısızlığı Göze Al

Bu sitede olmanızın ve kendinizi daha önce hayal bile edemeyeceğiniz şekillerde geliştirmenizin sebebi, kadınlar konusunda istediklerinizi almaktaki yenilginiz.

Bu siteye gelmeden önceki kendinizi dinleyin:

“Ah, kadınlar konusunda nasıl da başarısız oldum! Ah keşke ne yapacağımı bilseydim! Keşke çekiciliğin, aşkın ve kadınların sırlarını bilseydim!”

Ve sonuçta burada, hiç olmadığı kadar çok bilgiyle doluyorsunuz. Bu iyi bir şey.

Ama …

Kendinize başarısız olmak için izin veriyor musunuz? Yoksa bir buluşmada tam olarak nasıl davranacağınızı yazan yazıları arayıp duruyor musunuz? Kendi rahat alanınızın sınırlarını zorluyor musunuz yoksa baştan çıkarma sanatı materyalinin sayfalarını 435,473üncü kere okumakla mı meşgulsünüz?

Yenilgi, olgunlaşmanın gerekli bir parçasıdır. Başarısızlığı göze alın.

Her zaman değil tabii. Siz sürekli çakılıp yanan ve bunun neden olduğu hakkında en ufak bir fikri olmayan İyi Çocuk değilsiniz. Don Juan’lar yenilgilerle inşa edilirler, başarılarla değil.

Başarısız olduğunuz zaman, üzerinde çalışabileceğiniz şeyler üzerinde bilgi edinirsiniz. Çok mu cılızsınız? Buluşmalarınız çok mu sıkıcı geçiyor? Kişiliğiniz bir problem oluşturuyor mu? Eğlenmek ve zevk almak için kendinizi bırakabiliyor musunuz? Seks yapmaktan korkuyor musunuz? Sorun ne?

Bir başarısızlık size bu sitedeki her yazıyı okumaktan daha fazla bilgi öğretebilir. Başarısızlık size tüm Don Juan İncilinden daha fazla şey yardımcı olabilir.

Don Juan’a dönüşmek öyle birdenbire bir lamba yanmış gibi olmayacak. Bu bilgileri beyninize yığıp bir robota dönüşmeyin. Kaybetmeye ihtiyacınız var. Kaybetmek ZORUNDASINIZ. Yenilgi size her zaman daha fazla şey öğretecek zira yenilgi varsayıma dayalı olmayacak! Yenilgi sizin kafanızdaki ışıldayan ve kızdan kıza atlayan Don Juan fantezileri ile dolu olmayacak. Hayır, orada (her şeyi öğreneceğiniz tek gerçek yer olan) SAHADA olacaksınız ve KAYBEDECEKSİNİZ. Bu yenilgiler size nerelerde iyileştirme yapmaya ihtiyacınız olduğunu gösterecek.

“Ama Pook! Eğer başarısız olursam, kızı kaybederim!”

Ölen her aşk için bir yenisi doğar. Bu Doğa’nın Kuralıdır!

Kızlara değil KENDİNİZE ODAKLANIN. Kızı kaybetseniz ne olacak? Başka bir kız hızlıca onun yerini alacak. Eğer birinci kıza takılıp kalırsanız, ikinci kızla karşılaştığınızda daha kötü durumda olacaksınız. ŞİMDİ KAYBEDİN.

“Ama Pook! Daha önce yaşadığım acıyı hatırlıyorum. Bu bilgileri öğreniyorum ki o acıyı bir daha yaşamayayım.”

Size DAHA ACILI OLACAK şeyi söyleyeyim. Hiçbir aksiyona girmeden bilgi yığmanın dolambaçlı döngüsünde kapana kısılmak. Bu durumda, İyi Çocuk bile sizden daha iyi durumda zira en azından İyi Çocuk kaybetmeyi göze alıyor. Siz ise yenilgiyi göze alamıyorsunuz ve böylece gelişmiyorsunuz.

“Ama Pook! Bütün bu bilgilerin amacı başarısızlığı ENGELLEMEK değil mi?”

Bu yanlış, sitede uzun süredir bulunan birçok erkeğin kapana kısılmasının bir numaralı nedeni. Bilgi başarısızlığı yok edecek sanıyorlar. Amaç bu değil. Kaslarınızın gelişmesi için onların kaybetmesine (spor salonunda baskıya ve acıya maruz kalmasına) ve sonra da protein ve uyku ile eskisinden daha iyi şekilde inşaa edilmesine ihtiyacınız var. Aynı şekilde OLGUNLAŞMANIZ İÇİN gerçekten sahaya çıkıp kaybedip, bilgi ve geri besleme ile eskisinden daha olgun biri olacaksınız.

“Ama Pook! Neden başarısız olmayı hedefleyeyim ki?”

Başarısız olmayı hedeflemiyorsunuz. Başarısızlığı göze alıyorsunuz. Bir kızla başarısız olduğunuzda, BU SİZİN KENDİNİZLE İLGİLİ BİR FIRSATTIR.

Tekrar edeyim.

BAŞARISIZLIK BİR FIRSATTIR. Sonuçta kişisel gelişimin anahtarı risk almaktır.

Burada en çok yapılan 2. hata da, insanların sünger gibi emdikleri tüm bu bilgiler yüzünden BAŞARISIZ OLMAYA HAKLARI OLMADIĞINI düşünmeleri. Yani onlara göre eğer başarısız olurlarsa, Don Juan değiller.

Size şunu söylememe izin verin: Don Juan’lar forumlarda yaratılmazlar. Don Juan’lar sahalarda yaratılırlar. Size sahada ne olursa olsun, olanlar ne kadar kötü olurlarsa olsunlar, buraya gelin ve size yardım edelim. Artık İyi Çocuk günleriniz geride kaldı.

Ama kusurlar ancak onlara meydan okuyarak yok edilirler, onları saklayarak değil.

“Ama Pook! Dediğin şeyleri yaptım ve … çok başarılı oldum! Başarısız olup gelişeceğimi sanıyordum ama kahretsin, hayal edemeyeceğim kadar çok başarılı oldum! Başarısız olmayı dört gözle bekliyordum ki gelişeyim ama güzel kızlar yürümelerime sıcak davranıp benimle buluştular! Bu nasıl olabilir?”

Şimdi tüm bu şeyin ana amacını görebiliyorsun. “Reddedilmekten korkma” ya da “kız seni kaybediyor” diye yazan sayısız yazı olmasına rağmen siz başarısız olmaktan hala korkuyorsunuz. Başarısızlık aslında güzel bir şey zira sizin gelişmenizi sağlıyor. Başarıyı KAFADA CANLANDIRMAK iyidir ama başarısızlıktan da KORKMAYACAKSIN. Başarısızlığı bir hediye gibi kabul edeceksin zira başarısızlık senin gelişmeni sağlayacak. Bugün başarısız olmazsanız yarın başarısız olacaksınız. Bunu bir an önce aşmanız daha iyi.

Bu bir kazan – kazan durumu.

ŞİMDİ SAHAYA ÇIKIN VE KAYBETMEYİ GÖZE ALIN!

  • ••

Ben bu siteye geldim zira istediğim bir kadınla feci şekilde başarısız olmuştum. Geri dönüp Pook yıllarıma baktığımda, başarısız olduğum zamanların, kafamı toparlayıp gerçekten değiştiğim anlar olduğunu görebiliyorum.

Bir kadınla “başarısız” olmayı öğrenme deneyimine, başarıya giden uzun yolda bir tümseğe çevirmek, seminerlerden fırlama kulağa hoş gelebilecek sözlere benziyor. Ama risk almalısınız, zarı atmalısınız.

İyi Çocuklar “efendiler” zira başarısız olmak istemiyorlar. Yoksa neden kadın tavsiyesi dinlesinler? Neden kadınlara çikolatalar, hediyeler, çiçekler, şiirler, vs. versinler? Bunu gerçekten aşkın ruhu için yapmıyorlar (gerçi birçoğu gerçek birer kaybeden olduğu için bu sebeple de yapıyor). Birçoğu bunu olması gereken garantili yol bu diye yapıyorlar ki başarısız olmasınlar. Oyunu “emniyetli” ve “garantili” oynamak istiyorlar.

İyi Çocuk “seni öpebilir miyim?” diye sorar. Kadının “rahatsız hissetmesini” istemez. Eğer bu İyi Çocuk başarısızlığı göze alsaydı, eğilip kızı öperdi ve sormazdı. Ya tokat yerdi ya da hatun “Şükürler olsun! Ben de bu adamı homoseksüel sanmıştım!” diyecekti. İki senaryoda da sorun yok.

Bu sitedekilerin bazıları hala İyi Çocuk gibi davranıyorlar. Tek farkları artık erkek tavsiyesi dinlemeleri. Hayatınıza risk serpiştirmelisiniz.

Anti-Dump’ın dediği gibi, kalbinizi korumak istiyorsunuz. Ama bazıları başarısızlıktan o kadar çok korkuyorlar ki, hayatlarını etrafında bir KOZA ÖRÜYORLAR!

Tek tabancalara sesleniyorum. Siz kim olduğunuzu biliyorsunuz. Hayatınızda bir kadın olması için yeterince iyi olmadığınızı, doğru şeylere sahip olmadığınızı, doğru şeyleri yapmadığınızı, vs. düşünüyorsunuz. Ama bu doğru değil! Siz yalnız kurtlar rahat dünyanızda kalmayı tercih ediyorsunuz ama bunun için uzun vadede mutluluğunuzu kurban ediyorsunuz. HAYATINIZA BİR KADININ GİRMESİNE İZİN VERİN! Muhtemelen onun hayatına sizin düşündüğünüzden çok daha fazlasını katacaksınız, ve o da kesinlikle sizin hayatınızı zenginleştirecek!

Utangaç erkeklere sesleniyorum. Siz kim olduğunuzu biliyorsunuz. Başkaları ne der, kız ne düşünür, herkes ne söyler diye endişelenip duruyorsunuz. Ama gerçek şu ki birgün yanlışlıkla bir otobüsün önüne adım arsanız, bir iki güne hiç yaşamamış gibi unutulacaksınız. Kimse bir hatunu arzuladığınızı takmayacak. HAREKETE GEÇİN! BİR KERECİK OLSUN ARZUNUZU TAKİP EDİN!

SoSuave bağımlısı kalabalığa sesleniyorum. Siz kim olduğunuzu biliyorsunuz. Okuyorsunuz ve okuyorsunuz ve okuyorsunuz ve okuyorsunuz. Ama tek yaptığınız bilgisayar başında oturmak. Burada gördüğünüz bilgi sizin için yeni, üstünde düşünmeniz gereken bir bilgi. Ama bir kez sahaya çıkıp kadınlarla başarısız oldunuz mu, tüm bilgiler tamamen değişecekler. Adapte etmeniz gereken yeni bir felsefe olmaktan çıkıp, savaş planınızın ilavesi olacaklar. TEORİ dünyasından çıkın. SAHAYA ÇIKIN. Zaten tüm piliçler de sahadalar. Teori dünyasında bulabileceğiniz tek hatun türü feministtir ve zaten siz de onları istemiyorsunuz.

Bu siteye herkes bir problem ile geliyor. Bu site birçok derde deva oldu. Ama maalesef site birçok yeni problem de yarattı. Bunlardan biri de insanların yenilmekten korkmaları, özellikle de bu kadar değerli bilgiyi öğrendikten sonra. Bu bilgi varken başarısız olunamayacağını düşünüyorlar. Başarısız olmak eğlenceli olabilir ve hayata şevk katar. Başarısız olmayı göze alın!

Başarısızlık, metamorfozun tek yoludur.

Alıntı:

Bir şeyi denemeye devam edebilirsiniz ve ilk birkaç keresinde başarısız olsanız bile, sadece yere düşüp bir daha kalkıp denemeyi reddettiğinizde gerçekten “kaybedersiniz”.

Sizi sadece başarısızlıklar başarıya taşıyabilir.

Don Juan olmak dans etmek gibidir. Tüm adımları öğrenebilirsiniz. Ama sahneye çıkıp tepe taklak olmayı, kızın ayağına basmayı, vs. göze alıp bunlardan geçmezseniz, hiçbir zaman DANS edemezsiniz.

Bazı erkekler başarısızlıktan o kadar çok korkuyorlar ki, nasıl davranıp ne söyleyeceklerini ezberlemeye kalkıyorlar. Benim ise kafamdan tek geçen şey: EĞLENCE.

Bazı erkekler kızlara bakarlar ve “NEDEN?” diye ağlarlar. Ben ise kadınlara yaklaşırım ve “NEDEN OLMASIN?” derim.

Bu yazı Pook’un Kitabı (The Book of Pook) kitabından. Kitabın Türkçesini şurada bulabilirsiniz.

Vaka Çalışması – Buluşan, vuruşan ve ortadan kaybolan hatun

Haydar rumuzlu okurun şu sorularından serbest stil çalışacağım ve genel olarak gördüğüm bazı hataları değerlendireceğim:

Selam Mahmut Abi,Bazen işaretleri iyi okuyamıyor,tam anlamıyla kızın ilgi seviyesini anlayamıyorsun.

Normal bu. Her işareti iyi okuyamazsın ya da ilgi seviyesini tam anlayamazsın. Burada önemli olan okuyabildiğinden ve anlayabildiğinden çıkardığın sonuçlara göre hareket etmektir.

Mesela kız aniden soğuk davranıyor,mesajlasmayı kesiyor,3 kere buluşup FC yaptığın kız 3-4 gün hiç bişey yazmıyor!

Olabilir, bu da normal. Tek bir kızın ne yaptığını umursamazsan önemli de değil. Kız aniden soğuk davranıyorsa ya bir yanlış yapmışsındır ya da resimde bir üçüncü şahıs vardır.

“F*ck close yaptığın kız 3 – 4 gün bir şey yazmıyor.” Eee? Kızı alt tarafı s*kmişsin, kız arkadaşın değil ki? Yazmasa ne olacak? Aranızda sevgili ilişkisi mi var ki hergün yazışacaksınız? Kız biz neyiz konuşması yapana kadar neden ilişki modu bekliyorsunuz? Kızdan daha hızlı ve önce ilişki moduna girme nedeniniz nedir?

Bu bana evdekal süreci öncesinde yaptığım bir telefon koçluğunu hatırlattı:

Arkadaş (A), Mahmut Abi (M)

A: Abi şu sana bahsettiğim kızı engelledim.
M: Neden?
A: Abi geliyor, yatıyoruz eğleniyoruz sonra birden kayboluyor. Bir ay sonra pat diye geri geliyor. Aynı seks – eğlence – kayboluş.
M: Ah tabii bir genç kızın duyguları ile oynamış … Çok kötü 😀
A: Abi ama …?
M: Abiciğim bundan iyi tabak mı olur? Ayda bir geliyor, yatıyor, gidiyor. Daha ne istiyorsun?
A: Ben abi şey diyordum … hani daha fazla …
M: Abiciğim kız arkadaş istiyorsun tamam. Ama yattığın her kızla kız arkadaş olmayacaksın. Düşün bir. Böyle 3 kız olsa, kız arkadaş yapana kadar takılsanız. Kötü mü?
A: Haklısın abi.
M: Haklıyım tabii amk. (Tamam bunu ben sonradan ekledim :))

Nasıl bir paralel evrende yaşıyorsak hatun erkek gibi yaşıyor, erkek ise hatun gibi daha fazlasını istiyor!

Haydar’dan devam edelim.

Tabaklıktan düşürülebilir,gram sorun yok!Ama insan merak ediyor ne olduğunu?Resimde başka bir erkek mi var?işleri mi çok yoğun?yoksa ilgisi mi yok?ya da bı şekilde muhtaç göründüm ve kız sogudumu?sorunun ne olduğunu anlamak gelisimim için çok önemli,çünkü eğer oyunumda hata varsa duzeltmemi saglar..

Bakın arkadaşlar. Burada çok dikkatli olun.

Bir kızla ne hata yaptığını kafasını cidden kuma gömmemiş her erkek kendi kelimeleri ile kendi kendine bilir. Bunu kızın kendisi ya da başkası size söyleyemez.

Kızla etkileşiminizi analiz etmeniz ve hayatlarınızı aramanız güzel. SAHA sizi böyle geliştirir. Ama bir erkek, eğer böyle bir hatayı kendi kendine göremiyorsa, o zaman kızın neden böyle olduğu onun derdi değil! Bir sorun varsa ve kız bunu bana söylemiyorsa bana ne onun derdi der geçer, geçmelidir.

Zira erkek eğer böyle bir hatayı bulamadığı halde hala ne hata yaptım diyorsa, bu hatasını düzeltmek gibi ulvi bir amaçtan değil, BU KIZI İLLA ELDE ETMESİ İÇİN İLLA BİR ŞEY YAPMASI GEREKTİĞİNİ söyleyen ezik beta tarafı kaynaklıdır.

bu bağlamda 1-2 gün sonra bı yoklama çekip sorunun ne olduğunu anlamak yerinde mi olur? yoksa yazmıyorsa next mi?en son Ben yazmıştım,bı cevap vermemişti.Bir de yoklama nasıl çekilmeli?sorun nedir diye açıkça sorulmalı mı?

Yeni tanıştığınız kız eğer mesajınızı havada bırakıyorsa o mesaj atana kadar mesaj atmayın. Ama mesajı havada bırakmak mesela size  cevap vermesi gerekirken cevap vermemesi demek. Yoksa mesela son mesajı attınız ve konuşma o şekilde bitti ise, o dönene kadar bekleyin ya da en fazla bir iki hafta haftada bir (daha fazla değil) konuşmayı siz başlatın.

Bu mesaj ise sanki hiçbir şey olmamış gibi olacak. Neden yazmıyorsun dediğiniz anda kıza “ben yazılmaya değecek biri değil miyim?” diye sitem ediyorsunuz ki kızın bundan hızlıca çıkaracağı sonuç sizin yazılmaya değer olmayacak bir adam olduğunuz. Siz kendinizi öyle görüyorsunuz, kızdan farklı bir şey görmesini beklemeyin.

Kıza mesaj attım,su aralar pek yazmıyorsun dedim.yazmak istemedim,çünkü dilimizi pek bilmiyorsun dedi(kız da ingilizce bilmiyor)…yabancı bir ülkede yaşıyorum dili B1 düzeyinde biliyorum..belki dil bahane,sadece ilgisi azaldı,belki bahane değil.

Yukarıda bahsettiğim hata. O ana kadar kızın aklında belki seninle ilgili tek kötü şey dil bilmemendi. Ama kıza “şu aralar pek mesaj atmıyorsun” diye sitem ederek “ben yazılmaya değecek biri değil miyim?” diyorsun. Artık kızın aklına senin yazılmaya değmeyecek biri olabileceğini soktun. Bunu sen kendin yaptın. Ne oldu, kayboldun … uzaylılar mı kaçırdı desen daha iyi ama hiçbir şey demesen ve normal muhabbet açsan en iyisi.

Soruyu sordum çünkü,tek derdim kızın ilgisinin neden azaldığı keşfedip,başka kızlarda aynı hataları yapmamak..

Tek derdin bu değil hatta bu “derdin” yukarıda bahsettiğim gibi kız için birşey yapman gerektiği inancı olma ihtimali yüksek. Yeterince tabak çevirmemek en büyük derdin. Şimdi bana “yok ben tabak çeviriyorum”diyebilirsin ama tabak çeviren adamın bir kızı hatırlayıp da “şu aralar pek yazmıyorsun” diyebilmesi çok az bir ihtimal. Tabak çevirirken genellikle kendisini hatırlatmayan kızı unutuyorsun.

Artı olarak kadınlar konusunda tecrübesizsin sanırım. Bu soruyu sorup gerçekten bir cevap alabileceğini düşünmen bana bunu söylüyor. Böyle bir şey mümkün değil. Kadının sana ilgisi azaldıysa bunun nedeni seni kendisi için cinsel ve duygusal olarak yeterli görmemesidir. Hiçbir kadın bunu ve bunun neden olduğunu sana söylemez! Seni kırmak istemez ve genelde sudan bir sebep söyler.

Her ilgisi azalanı,direk next yaparsak nasıl biseyler öğreneceğiz..

NEXT yapınca siktir çekmiyorsun, ilgisi düşük kızlar kategorisindeki havuza atıyorsun. Ayrıca dediğim gibi kızı arayarak nerede ne hata yaptığını öğrenebileceğin gibi yanlış bir inancın var.

Şu ruh haline girmen gerek: Ben ne hata yaptım bunu görebiliyor muyum? Hayır. Kız bir şey söylüyor mu? Hayır. O zaman niye aramadığı, neden geç aradığı ONUN PROBLEMİ, BANA NE! Bitti!

Nasıl öğreneceksin ve gelişeceksin? Dediğim gibi, kendi hislerine güvenip kendi kendine bulduğun hataları düzelterek.  Şöyle düşünün: Size ilgisi yüksek bir hatun, sizin fark etmediğiniz bir hata yüzünden size ilgisini kaybedebilir mi? Sizin böyle yıkıcı bir hatayı bırakın sonradan fark etmeyi, yaptığınız anda fark etmeme şansınız var mı?

YOK diyeceksiniz ama var! Eğer kızın size ilgisi sınırdaysa bazen böyle ufacık hatadan ilgi sınırın altına düşer. Ama sosuave efsanesi Anti-dump’ın dediği gibi o sınırda ilgili kızlardan daha fazlasını hakediyorsunuz, gidin onları bulun.

Aptallar! Siz bir kadını elde etmeyi başarı sanıyorsunuz ama başarı sizinle İLGİLENEN bir kadını elde etmektir. “Başarı = Kadını elde etmek” ve “başarısızlık = yalnız kalmak” gibi siyah beyaz bir şey değil bu! HAYIR! Başarı = sizinle (yeterince) ilgilenmeyen bir kıza bağlanmamaktır ve başarısızlık = sizinle (yeterince) ilgilenmeyen bir kıza bağlanmaktır! Mutsuz bir evlilik, bekarlıktan kötüdür.

Anti-Dump’ın Makinesi (Anti Dump Machine)

Haydar’dan devam:

3 buluşma 3 FC ve aniden sogudu..garip..sildim fcb ve telefonunu..artık aramam.

Evet, sikişirken konuşmanız gerekmediği için dilin (konuşma açısından en azından, öbür kullanımını beğenip beğenmediğini bilemem) bahane olduğunu düşünebilirsin.

Ama neden sildin? Yukarıdaki arkadaşa dediğim gibi. Soğudu dediğin kaç aydır yazmayı kesti? 3 hafta ortadan kaybolup sonra ortaya çıksa ve yeseydin neyin eksilecekti?

Şu aralar pek yazmıyorsun diyerek geçici seks yapan hatuna biraz yüz verirsem yapışır bu imajı verdiğin ve sonra bunu numarasını silerek gösterdiğin alınganlıkla kuvvetlendirdiğin için bir daha araması zor ama öyle hatalar yapmasan ve arada gelip gitseydi kötü müydü?

Bardağı neden dolu tarafından görmüyor, hayata hafif ve neşeli tarafından bakmıyorsunuz? Ben tabak çevirirken böyle 1 – 2 kız mutlaka olurdu. Hatunu 3 gün hoplatırdın sonra 1 ay kaybolurdu. Ya da başka hatun arayıp sormaz sonra pat diye arar gelir, vuruşur giderdi. Ya da hatunla sadece 2 kere seks yapardım tamamen ortadan kaybolurdu.

Bunlar normal şeyler. Özellikle kızları Tinder gibi uygulamalardan buluyorsanız böyle hatun çok (sevgililik hatun da çok). Yerim ben onların “Tinderı amacı için kullanmıyorum”larını 🙂

Neden? Bilmem. Bana ne? Üzümünü ye, bağını sorma. Daha doğrusu bağa sahip olma ne olacak? Bu kızlar beni seks için kullanıyor, erkek arkadaşı yapmak istemiyorlar. Allah razı olsun. Böyle 10 kız değil 100 kız kullansın. Daha ne isterim 😀 Bir kere bile de bu hatunların neden sonra gelmediğini merak etmedim. Belki zaten başları bağlı, belki hayatlarının vur-kaç dönemindeler, belki başka tabakları ile ilişkiye başladılar, vs. vs.

Bazen bu sitede böyle şeyler dinlerken paralel bir evrene bakıyorum gibi hissediyorum. Bizim evrende hatun sikişiyor ve ilişki istemeden ortadan kayboluyorsa bu iyi bir şeydir. Ama baktığım paralel evrende erkeklerde bir kadın hassaslığı, bir ilişki isteği bir romantizm var! Kadınlar ise erkek gibiler!

Piyasa bu. Hassas olmayın, özellikle de feminen hassaslıklara kapılmayın. Buluşsun, vuruşsun ve ortadan kaybolsun. Ya kusura bakmayın yine söyleyeceğim … abiciğim daha ne istiyorsunuz ya 😀

İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları

Kırmızı Hap – Fişten Çekilme Kitabı

Erkek Adam’dan 23 Nisan Hediyesi!

Kırmızı Hap – Fişten Çekilme hazır! Sitemizdeki yazıların önemli bir kısmını konu sırasına göre dizdik ve PDF haline getirerek bir “başlangıç kiti” hazırladık!

Şuradan indirebilirsiniz: Kırmızı Hap – Fişten Çekilme

Not: Arkadaşlar bunu ben hazırlamadım. Discord grubundan arkadaşlar hazırlamış, Freddie paylaştı. Kendilerine teşekkür ederim.

 

Erkekadam sitesi 3 yaşında …

Erkekadam sitesi, 24 Mart 2017’de En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak, Duyarlı Erkek ve Erkek adamın en önemli 12 özelliği yazıları ile yayına geçti. Tam üç sene ve 781 yazı olmuş.

Üçüncü yıl vesilesi ile, bu yazının yorumlarında siteyi nasıl keşfettiğinizi ve hayatınızda (olduysa) nasıl değişiklikler yarattığını paylaşmanızı istiyoruz. Hadi klavye başına.

Saha Raporu – Hapı Yutmak

Mahmut abi bayadır bunu yazmamı istiyordu benden. Ben hapı nasıl yuttum onu anlatıcam size. Bu aslında biraz da Erkek Adam’ın nasıl doğduğunun da hikayesi.

Hikayeye başlamadan önce, Mahmut Abi ile tanışmadan önce nasıl bir hayatım vardı onu açmam lazım. Mahmut Abi ile tanıştığımızda 20’li yaşların ortalarında, hayatında toplamda 6-7 hatun girmiş bir adamdım. Ortalama bir tipim, fena sayılmayacak bir işim vardı.

Özellikle son 3-4 yılda kadınlarla olan ilişkilerim aşırı dengesizdi. Bazen bir kızı kafaya takıp 6 ay mal gibi peşinde koşuyor, kırk yılda bir de hatun düşürüyordum. Ortam olarak bir sorunum yoktu, çevremde her zaman yazılmaya uygun bir hatun bulunurdu ama bende sonuca gidecek ekipman yoktu. Daha doğrusu yokmuş, sonradan öğrendim.

Bu noktada, dönüp baktığımda yaptığım hataları çok net görebiliyorum. Aşırı alkol tüketimi, düzensiz yaşam, kendine bakmama gibi bir sürü etmen o dönemki başarısızlığımı tetiklemiş. Ama en önemlisi, erkeğin hayatı düzenli olmayınca, psikolojisi de düzenli olamıyor. Düzenli olarak depresif, kaygılı bir ruh hali ile yaşayınca da hatunlar ile ilgili başarılı olma şansı pek olmuyor.

Gelelim asıl hikayeye, Mahmut abi ile tanışmam aslında o dönem Türkiye’den taşınma planları ile başladı. Taşınmayı planladığım ülkeye Mahmut abi’de düzenli olarak seyahat ediyordu, o dönem bana baya bir yardımcı oldu bu konuda.

O dönem gidip gelirken tanıştığı HB7 bir sarışın doğu avrupalı hatun ile tanıştırdı beni. Bir akşam denk getirip bir etkinliğe gittik. Hatun gayet hoş, hatta baya da pas veriyor olmasına rağmen gerizekalı ben hiçbir sinyali alamadım tabi. Kız en sonunda facebook’umu istemese belki de bu hikaye orada son bulacaktı. Ama o gece kızla konuşurken ne kadar tedirgin olduğum hala aklımda.

Neyse ki, kendi adım atmış bir kıza yürümeyecek kadar salak bir adam değildim, kızla bir yemeğe çıktık, gayet de güzel geçti ama tabi o zaman ilk buluşmadan adım atmak falan ne haddime! 2 gün sonra Türkiye’ye geri döndüm ama kızla iletişim devam etti. 2 ay sonra taşınacaktım ve kızı “sıcak” tutmalıydım. Her gün mesajlaşmaya başladık, tabi o zaman oyun falan da yok, mal gibi aklıma ne gelirse yazıyorum falan. 1 ay kadar sonra Mahmut abi ile denk geldiğimizde kızı sordu, “süper gidiyor her gün konuşuyoruz” dedim, “oğlum her gün mesajlaşmak iyi birşey değil kızı soğutursun kendinden” dedi. Hala unutmam içimden “siktir lan ordan sen ne biliyon sanki” dedim. Pişmanım!

Neyse, kızla ilk yemeğe çıktığımızdan 2 ay sonra falan valizimi topladım ve tek yön bilet ile taşıma işlemini gerçekleştirdim. Bu arada muhabbet o kadar ilerlemişti ki kız beni havaalanında karşıladı. Hatta 1 hafta sonraki bir konsere plan yapıp bilet falan da almıştık, hatun cepteydi yani. Daha doğrusu salak ben öyle zannediyordum.

Aslında burası biraz şanssızlık ama kızın çalışma izni ile ilgili bir sorunu oldu ve 3 hafta kadar ülkesine dönmesi gerekti bn taşındıktan 1 hafta sonra. Neyse dedim bekleriz, ne olacak. Kız ülkesindeyken de muhabbet aynen devam etti, ama o zaman beta olan ben, muhabbeti hiçbir zaman tam olarak flört etme kıvamına getiremiyordum. Baya kendi kendimi friendzone’a itiyordum ama farkında bile değildim.

Bu arada taşındıktan sonra Mahmut abi ile fazlaca zaman geçiriyorduk, o ara ara beni eğitme girişimlerinde bulunsa da umursamıyordum, her şey yolundaydı nasılsa. Hatun döndüğünde ben “bir şekilde” bu işi çözecektim. Şimdi dönüp kendime bakınca beni bir gülme alıyor.

Neyse hatun döndü, ilk buluşmayı yanağa güzelce bir öpücük ile kapattım. Ama ikinci buluşmada bir sorun vardı, kızın istediği restaurant’a gidip, onun istediği yerlerde takılmıştık ama kız pek de memnun gözükmüyordu. Hatta kız buluşmanın sonunda açıkca “ben daha dominant, güçlü bir erkek istiyorum” cümlesini açıkca kurdu.

Bu noktada kıza bir parantez açmak lazım, Doğu Avrupa (Rusya ve civarı diyelim genel olarak) kültürü bu konuda baya sert. Erkekler genel olarak aşırı dominant ve mental olarak sağlam. Bizim hatun biraz spirituel ve hafif feminist olmasına rağmen bu kültür ona da net bir şekilde işlemiş durumda. Garip olanı çoğu kadının aksine bu hatun ne istediğini açıkca söyledi. Bunun tam olarak nedenini hala çözebilmiş değilim.

Tahmin edeceğiniz üzere bu buluşma çok daha soğuk bitti ve ben eve kuruldum. Eve gitmeden kıza “ya noldu sorun ne?” gibisinden bir mesaj attım ve konuşmaya başladık. Bu arada eve vardığımda da güzelce içmeye başladım. Kıza gel konuşalım sorun ne diyince, “gel burda konuşalım” dedi, kalktım evine gittim. Kız alkollü olduğumu anlayınca, “eve çıkmayalım arkadaşlarım uyuyor” dedi, apartmanın bahçesinde konuşmaya başladık. Tahmin edeceğiniz üzere kız “bizden sevgili olmaz arkadaş kalalım modunda noktalandırdı konuşmayı. Ben de mal gibi “tabi olur” diyerek kabul ettim bu durumu. Kafada hala bir yerlerde ben bu kızı döndürürüm düşüncesi var tabi.

Kafam allak bullak olmuştu, 3 ay emek verdiğim kız 2 buluşmada kıçıma tekmeyi basmıştı. Birkaç gün sonra Mahmut abi’ye anlattım olayı, adam resmen suratıma kahkaha attı. Sonra biraz neden böyle olduğunu anlatmaya başladı bana, “dur lan bu adam hakatten birşey biliyor galiba” dedim kendi kendime.

Mahmut abi’nin anlattığı şeylerden yola çıkarak aramaya başladım internette, sadece bu adam biliyor olamazdı ya bu işleri. Reddit’te The Red Pill’i bulduğumda altın madeni bulmuşa döndüm resmen. Ben Mahmut abi’ye reddit’i, o da bana eskiden kalma kaynakları göstermeye başladık.

İlişki Sihirbazı kitabının ilk 20 sayfasından sonra kafayı kaldırdıp “hassiktir lan bu adam haklı” dediğim anı unutamam. The Red Pill bugüne kadar ilişkilerimle ve kadın davranışları ile ilgili anlamlandıramadığım her şeyi açıklıyordu. Neden peşinden koştuğum hatunlardan sonuç alamadığımı, neden çok kötü davrandığım hatunların peşimden ayrılmadığını, neden 3 yıllık kız arkadaşımın benden tiksinerek benden ayrıldığını.

İnsan bir konuyu teorik olarak öğrendiğinde o konuyu çok rahat uygulayabileceğini sanıyor. Ben konuyu çözdüğümü düşünüyordum ama asıl sancılı süreç yeni başlıyordu.

Sarışın hatun ile bağımı kopardım, yürüdüğüm hatun ile arkadaş olmanın bir mantığı yoktu. Hayatım çok da dağınık değildi aslında, yakşalık 15 yıldır ailemle yaşamadığım için her işimi kendim görmeye alışmıştım. Kilolu bir adam değildim ama yıllardır bilgisayar başında olmaktan postür konusunda baya bir kötüydüm. Spora başlamam gerektiğini farkettim.

Aslında bu kararları aldıktan sonra, herşey iyileşmeye başladı. Yalan söylemeyeceğim, ilk 3 ay en zor kısmıydı. Hem yıllardır spor yapmamış bir bünyeyi haftada 3 gün ağır spor yapmaya zorluyordum, hem de Tinder, bar v.s. gibi ortamlardan date kovalıyordum. Buluştuğum ilk 10 hatundan falan hiçbir sonuç alamadım. Shit testleri anlamak ve onlara buluşma esnasında modunu düşürmeden cevap verebilmek en zoruydu başlarda.

Zamanla işler güzelleşmeye başladı. Yatağa atabildiğim ilk hatun kendime olan güvenimi baya bir yerine getirdi. Ordan aldığım gazla da devamı geldi. Tabi çok reddedildim, moralimin bozulduğu zamanlar da oldu, ama her kötü giden buluşmadan sonra dönüp nerde yanlış yaptığımı anlayıp kendimi geliştirmeye devam ettim. Bu noktada sağolsun Mahmut abi ile baya bir mesai harcadık. O da konuya yıllardır uzak olduğu için bir anlamda onu da canlandırmış oldum.

Benim için konuyu tam anlamıyla iki şey oldu. Birincisi, tabak çevirmeye başlayınca insanın kafası çok daha rahat oluyor buluşmalarda. Bu olmazsa yarın başkası nasıl olsa olacak düşüncesiyle, erkek çok daha özgüvenli hareket edebiliyor ve bu kadınları çok ciddi anlamda etkiliyor. İkincisi de reddit’de okuduğum “Bir kadın sizinle buluşuyorsa kafasının bir yerinde sizinle yatma fikri vardır. Bu fikri ancak ve ancak sen mahvedebilirsin” lafıydı. Bunu kafama koyduktan sonra herhangi bir kadın karşısında çok daha rahat ve özgüvenli olabilmeye başladım ve başarı oranım inanılmaz arttı.

İşte tam bu sıralarda Mahmut abi 2000’lerin başında erkekadam.com diye bir site olduğundan bahsetti, site falan kalmamış tabi. Farkettik ki bu konu ile ilgili Türkçe çok çok kısıtlı kaynak var, dedik biz neden yapmıyoruz birşeyler, hiç olmazsa çeviri yapar ingilizcesi olmayan erkeklere okuyacak kaynak yaratırız diyerek başladık yaklaşık 3 sene önce. İyi de yapmışız.

Kendi adıma konuşmak gerekirse, benim açımdan hapı alıp dönüşümümü geçirip sonuç almaya başlamam yaklaşık 2 ayımı aldı. Tabi bu kişiden kişiye farklılık gösterebilecek bir durum. Ben çevremde kadın olmasına alışkın bir adamdım, sadece oyun konusunda beceriksizdim. Oyunumu biraz geliştirdikten sonra ortaya çıkan sonuçları eski saha raporlarımda görebilirsiniz zaten.

Bu arada sarışına ne oldu onu da anlatmadan bitirmeyeyim. Birkaç ay sonra bir mekanda karşılaştık, yanıma geldiğinde ben başka bir hatuna yürüyordum. Sarışın biraz ilgi göstermeye başlayınca diğer hatun ortadan kayboldu, kadınlar sarı saçlı, mavi gözlü ve kendilerinden daha güzel bir kadın ile yarışmaya girmeyi pek sevmezler. O gece dudaktan güzel bir öpücük verip gitti, ama 2 gün sonra hatun “sen beni öptün ben öpmedim, yok ben seni arkadaş olarak görüyorum” deyince, hayatımdan temelli çıkardım gitti.

Erkek adam’ın kerameti

Biliyorum cok uzun zaman oldu,  Mahmut Abi ara ara insanlar seni soruyor diyor. Kusura bakmayın hayat baya yoğundu bir süredir. Şu 1 yılda başıma gelenleri halen daha uzunca bir saha raporu ile anlatmayı planlıyorum ama ona bu akşam enerjim yok.

Sitede ayda 1-2 kere sorun yaşanmakta bu ara, onun için de kusura bakmayın ana sebebi benim. Siteyi bir süre önce başka bir sunucuya taşımamız gerekiyordu ama vakitsizlikten yapamadık.

Şimdi gelelim ben neden böyle bir başlık attım diye. Duydum ki site göçtü diye Mahmut Abi’yi maile boğuyormuşsunuz. Ya hani burası bir sosyal platform olsa herkes birşeyler paylaşıyor olsa bir nebze anlayacağım da, biz bu siteyi size gerçek hayatta kadınlarla olan ilişkilerinize destek olsun diye açtık. 1 gün okuyamadığınızda çıkın sokağa pratik yapın lan teknik bilgi bir bokunuza yaramaz uygulamazsanız.

Özellikle Z kuşağında (1998 ve sonrası doğumlu arkadaşlar, evet siz) internetten birşeyler aratıp bulup okuyunca tüm dertlerinin çözüleceği gibi bir anlayış var. Kusura bakmayın ama NAH çözülür. Bu sitede yazılanların hiçbiri gidip 20-30 kadın tarafından ağzının tadıyla reddedilmeden hiçbir boka yaramaz.

Erkeklerin ancak ve ancak %20’si gerçek anlamda kırmızı hap’ı kabullenebilir ve uygulayabilir derken götümüzden mi uyguluyoruz? Bu siteyi bulup okudunuz diye hayatınızda değişecek tek şey mavi haplı yerine siyah haplı olup kadınlardan nefret etmek olacak eğer kıçınızı sıkıp uygulamaya dökmezseniz. Şu siteye takılan adamların %90’ıö kaldır kıçını haftada 3 kere hiç sektirmeden spor salonuna git desem ikinci hafta bırakır.

Lafı açılmışken gelelim son dönemde Mahmut Abi’nin dediğine göre burada kadınlardan nefret eden siyah hap tayfasına. Arkadaşlar siz kafanızdaki pembe dünyadan çıkamayıp, kadınların kafanızdaki pembe dünyaya uymadığını anlayınca onlardan nefret etmeyi seçmiş özünde hala mavi haplı olan kardeşlerimizsiniz. Şu sitede her zaman şunu yazmaya çalıştım (tamam lan biliyorum 1 yıldır yazmadım) kırmızı hap kadınları anlamaya yarar. Burada yazılanlar kadınlardan nefret etmek için değil onları anlayıp onlarla birlikte olabilmek için var.

Yakında temelli döneceğim. Ben hapı alıp benimsedikten sonra gidip gerçek hayatta ciddi anlamda test etme şansı yakaladım. Nacizane Mahmut Abi kadar olmasa da, anlatacağım, paylaşacağım çok şey birikti. Ama döndüğümde burada kadın düşmanı tayfanın ağzına vurmak için de güzelcene bir kürek edindim kendime, hazır olun.

Sadece erkekler girebilir

Erkekler arasındaki arkadaşlık duygu alışverişi ile olmaz. İçinde rekabet, bir miktar zorlama ve bazen yenme – yenilme olan bir deneyimi paylaşarak olur. Halı sahada futbol oynayarak ya da balık tutarak mesela. Masa başında ya da daha kötüsü forumlarda kızları konuşarak değil.

Sadece erkeklerle yaptığınız aktiviteler olmalıdır, bunları yaparken grupta kadın olmamalıdır. Kadın – erkek karışık sosyalleşmeleriniz de olabilir ve hatta sosyal hayatta bu tür aktiviteleri sıklıkla yapacaksınız. Ama erkek olarak sadece erkeklerin yaptığı ve içinde kadın olmayan aktivitelere de ihtiyacınız var.

İnsanlığın uzun tarihi boyunca hem kadın – erkek karma hem de sadece erkeklerin yaptığı aktiviteler vardı. Eskiden avlanırken erkeklerin nasıl günlerce kadınlardan uzak, takım olarak çalıştığını düşünün. Ama aynı erkekler avdan geldiklerinde ateş etrafında kadın – erkek- çocuk olarak da sosyalleşiyorlardı. Bugün problem sadece erkeklerin yaptığı aktivitelerin neredeyse kalmamış olması.

Burada teknolojik değişim kadar kadınların davranışlarındaki değişiklikler de etkili. Günümüzde kadınlar, erkeklerin bu aktivitelerine burunlarını sokmaya hakları olduğunu sanıyorlar. Erkeklerin sadece kendi erkek arkadaşlarıyla yaptıkları aktivitelere dırdır etmeye kalkıyorlar. Hatta bazı durumlarda erkeklere “izin” vermeyebiliyorlar, evet bu gibi şeyler için karılarından izin almak zorunda olan adamlar var. Buna direnin. Karınızın ya da kız arkadaşınızın sizi erkek erkeğe yapacağınız aktiviteden kısıtlamak gibi bir hakkı yok. Bunu açıklamaya bile gerek görmeden aktivitenizi yapın.

Ama şunu unutmayın. Her kadın shit test olarak erkeği bu aktivitelerden uzaklaştırmaya çalışacaktır. Ama erkek shit testi geçip bu konuda yapması gerekeni yapmalıdır. Erkek shit testten kalırsa kadın mutlu olmaz, erkeğin arkadaşlarından kopması onu daha az erkek yapacaktır.

Bunu her kadın yapar dedik ama bazı hasta kadınlar bu konuda inanılmaz dırdırcı ve karın ağrısıdır. Bu kadınlarla ilişkiye devam etmemelisiniz (sizin tüm zamanınızı bu tür aktivitelerle geçirerek abartmadığınızı varsayıyoruz).

Her hafta en az bir akşam, karınız/kız arkadaşınızın olmayacağı şekilde yakın erkek arkadaşlarınızla buluşun. Kamp yapın, ava gidin, balık tutun, paintball oynayın, maç izleyip kağıt oynayın, futbol oynayın, vs … Ama doğa ve fiziksel aktivite en faydalısı olacaktır.

Bu aktivitelerde küfür, bağrışma, arada kavga, dalga geçme, biraz zorbalık vs … olacaktır. Bunlar erkeklerin birbirlerinin sınırlarını test etmesi, kimi güvenilir kimin olmadığını anlaması ve takım olması için gereklidir. Ortamda kadın varken olmayan şeyler.

Sürekli kızlı – erkekli takılıyorsanız, bu tür erkek shit testleri olmayacaktır. Bu ise sizin maskülenitenizi zayıflatır. Maskülenite kas gibi zorlamadınız mı erir. Sadece yalnız, kadınınız ve kızlı erkekli ortamlarda iseniz maskülen olamaz ya da kalamazsınız :
Günümüz toplumunda hayat çok kolay. Maskülen olmak ise zorluk gerektiren bir şey. Maskülen olmak için hayatınızı zorlaştırmanız lazım. Bir kasın gelişmesi için nasıl ağırlığa ihtiyacı varsa, maskülinitenin gelişmesi için de “dirence” ve “baskıya” ihtiyacı var. Aynı şekilde hiçbir ağırlığa maruz kalmayan bir kasın erimesi gibi, tamamen kolay ve zorluktan arınmış bir ortamda maskülinite de erir.
Erkek arkadaşlarınızla sadece maç izleyip içerek de maskülen olamazsınız. İçinde sizin utanarak yenilme ihtimaliniz olan, tercihen fiziksel aktivite ve doğa içeren aktivitelere ihtiyacınız var.
Bu sitede ben discord grubu veya buna benzer bir forum açmadım. Bence asıl yararlı olan şey sizin, kendiniz gibi ama sizi zorlamaya hazır 4 – 5 erkek ile arkadaş olarak sosyalleşmeniz. 1000 tane erkeğin günlerce erkeklik tartıştığı forumlarda geçireceğiniz aylar, 4 – 5 erkek arkadaş olarak fiziksel aktivite ve rekabet ile geçireceğiniz bir gün etmez. İsterseniz bu grubu bu siteye takılan adamlardan da oluşturabilirsiniz. Bir aktivite ayarlayıp onu yaparken kırmızı hap muhabbeti bile edebilirsiniz. Ama bir düzineyi geçmemeye bakın.
Bu tip bir grup kuracaksanız, normal şartlarda şöyle işleyecektir :
İki grupta da başlangıçta insanlar yerel hiyerarşiyi anlayana kadar bir miktar karmaşa oldu. Erkekler genellikle neyin gerekli olduğunu düşündülerse onu yaptılar – ortamda emir veren bir lider yoktu. Kimi avlanmaya çıktı, kimi yiyecek toplamaya giderken kimi balığa çıktı. Bir elemana kumda oturmaktan gına geldi bank yapmaya başladı. Diğerleri zamanla büyüyen bir klübe yaptılar. Bir diğer eleman her gece yemek yaptı. Birkaç gün içinde, muntazam bir medeniyet çıktı ortaya, hergün bir öncekine göre biraz daha varlıklı bir medeniyet.
Fakat birkaç erkek grubun tepesine çıkmak için grup düzenini sürekli bozan, hır çıkaran ve grubu işlevsizleştiren hırtlıklar yapabilir. Bu adamlar atanamamış alfa değil gamma erkeklerdir. Bir grubun tamamı normalden düşük uyumlu karakterde olan maskülen erkeklerden oluşsa bile saat gibi çalışabilir (elit komando birliklerine bakın).  Bu tür hırtlar atanamamış alfa değil gamma erkeklerdir. Siz bu adam olmayın, bu adamı da hızlıca grubunuzdan dışlayın. Grupta hiyerarşide tepeye doğru çıkmanın doğru yolu gruba değer katmak, karar verme ve yenilme riskini göze almakla olur, hile hurda ve sürekli kavga çıkararak olmaz (bu tür gruplarda kavga arada sırada ortaya çıksa da).
Ve son olarak, eğer böyle bir grup kurarsanız artısı : bir duygusal probleminiz olduğunda dertleşebileceğiniz erkekler olur. Eğer duygusal olarak boşalmak ve dertlerinizi anlatmak istiyorsanız bunu bir erkeğe anlatın. Bir kadına anlatmayın. Özellikle de kendi kadınınıza.

Ödeyeceğin bedeli seç

Allah’ın Aslanı rumuzlu okuyucu sormuş :

Selam Mahmut abi, uygun yazinin bu oldugunu düsündüm.

Gecici olarak günde 8 saat calismaya basladim ve vaktin cok kisitli oldugunu daha iyi farkettim. Acikcasi isten sonra kalan az vakti insan ister istemez iyi degerlendirmeye sartliyor vakit az oldugundan. Yalniz su var, ömür boyu günde 8 saat calisacagimi düsününce iliskiler konusunda ugras vermenin, spora gidip vakit ayirmanin degecek bir sey oldugu konusunda süpheye düsüyorum. Spor günde en fazla 1.5 saatini alabilir diyebilirsin ama o 1.5 saat bile cok degerli oluyor kisitli sürenin icinde. Isten yorgun argin geldikten sonra ayaklarimi uzatip birami yudumlarken keyif yapmak varken neden spor salonunda demirlerin icinde mücadele etmeliyim? Sunu sordum diye senden firca da yiyebilirim ama bilemiyorum. Belki mgtow olanlar hakli …

Bu ciddi bir konu ve çok sık içine düşülen bir yanılgı. Forumlarda görüyorsunuz, kadın – erkek ilişkileri ile ilgili ne tartışılırsa tartışılsın, daha 3 – 5 yorum geçmeden biri çıkıp “ya hacı kadınlardan uzak durun, derdiniz tasanız olmaz” diyor. Bazı açılardan doğru gibi görünen bir önerme bu. Mesela çalışma olayını düşünelim.

Gerçekten MGTOW yaşarsanız kendinize bakmak için çok çalışmanıza gerek yok. O zaman neden olmasın?

Çoğunuzun anlamadığı nokta, hangi yolu seçerseniz seçin bir bedel ödeyecek olduğunuz. MGTOW seçseniz de bedel ödeyeceksiniz, evlenseniz de. Spor salonuna gitmeyi seçseniz de bedel ödeyeceksiniz, biranızı yudumlayıp yan gelip yatmayı seçseniz de.

Bana bazen kırmızı hap – mavi hap kavramları, aslında bedensel ve duygusal olarak yetişkin erkek ile oğlan çocuğu ayrımına bizim bulduğumuz cafcaflı tanımlar gibi görünüyorlar. Yetişkin bir erkek olarak hayatta ne yöne giderseniz gidin bir bedel ödeyeceğinizi bilmeniz lazım. Bedel ödememeyi, fedakarlık yapmamayı seçemeyeceğinizi, sadece ödeyeceğiniz bedeli ve yapacağınız fedakarlığı seçme lüksünüz olduğunuz bilmeniz lazım. Evet tekrar ediyorum bunu kafanıza sokun :

Gitmeyi seçeceğiniz her yönün gerektirdiği bir bedel ve fedakarlık var. Fedakarlık yapmamayı seçemezsiniz, sadece gideceğiniz yönü ve yapacağınız fedakarlığı seçebilirsiniz.

MGTOW olurum hacı, karı – kız yok rahat rahat yaşarım diyenler – ki genellikle bu konuda konuşacak zerre tecrübesi ve bilgisi olmayan 25 yaş altı oğlan çocuklarıdır kendileri -o yolun da bir bedeli olmadığını sanıyorlar. O bedeli bilseler çoğu göze bile alamaz. Bir laf vardır : herkes aslan olmak ister ta ki iş aslanın aslan olmak için yaptığı şeyleri yapmak zorunda kalana kadar!

İlişkilerden ve kadınlardan uzak durmanın yanlızlık, biyolojik üreme dürtülerine sürekli karşı gelmek zorunda olmak, hayatın en temel ihtiyaç ve güzel zevklerinden biri olan sekstten mahrum kalmak, vs … gibi bedelleri var. Kadın – erkek birbirlerinden farklı ama birbirleri ile uyum içinde olurlarsa oldukça doyurucu bir yaşam kurabilecek varlıklar, bu ihtimali çöpe atmak var. Bakın ben arkadaş çevremde çocuk yapmaktan ve evlilikten en uzak adamdım ve çocuğum olduktan sonra bile söyleyebilirim, çocuksuz da olabilirdim. Ama çocuk hayata büyük renk katabiliyor, bundan mahrum kalmak var.

Spor evet bedel ister ama koltuk patatesi olarak yaşamanın da sana kalp damar hastalıkları gibi bir ton bedeli var. Bugün toplum oldukça stabil diye bu lüksü sürdürebileceğini sanarsın ama yarın dünya tepek taklak olduğunda ilk sen gidersin mesela. Ben biraz kafa olarak buna müsaitim ama her uygarlığın yıkıldığı kıyamet filmi izlediğimde aklıma gelir : lan şimdi burada ne kadar şeker hastası varsa ilaç bulamadığında komaya girip ölecek!

Mavi haplıyken kırmızı hap gören çoğu erkeğin MGTOW ile flört etme nedenlerinden biri de bence budur. Fişe takılı oğlanın mavi haplı aşk, oneitis, bekleyeyim gelecek, vs … peri masallarına bakarsanız, hepsi bedelsiz (performans yükü olmadan elde edilen idealize aşk) pembe düşler. Bu çocukların yetişkinliğe adım atmak yerine bedelsiz yollar araması ve bedelsiz sandıkları MGTOWa yönelmeleri şaşırtıcı değil.

Kısacası, seçtiğiniz yolda bedel / fedakarlık göremiyorsanız, henüz seçim yapacak olgunluğa sahip olmayan saf birisiniz demektir. Her yolun artıları ve eksileri vardır. Seçtiğiniz yolun da arkanızda bıraktığınız yolun da hem getirilerini hem de götürülerini tartın. Bundan sonra MGTOW da seçseniz  evlilik de seçseniz, gözü kapalı seçim yapan ve hayal dünyasında yaşayan oğlan çocuklarına göre daha iyi bir hayat yaşarsınız.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Piçin sırrı

Yorumlarda sıkça sorulan bir soru var : “Bir arkadaşım var ve çok yakışıklı / iyi / kariyer sahibi ama beğendiği kız buna hayır dedi ve gitti çirkin / kötü / beş parasız bir adamın ağzının içine bakıyor. Ekşi’nin meşhur başlığındaki “kadınların efendi adam yerine piç tercihi” olayı. Ara ara başka başlıklarda ısıtılıyor ve hala çoğunluk olayı kavrayabilmiş değil. Kırmızı hap okumuş bile olsa.  Bir kadın için çabalamayan erkek başlığındaki şu yazılana bakın örneğin :

en doğrusunu yapan erkektir. kimse, tek başına uğruna çabalamaya değmez. kendimden örnek vereyim; çok hoşlandığım bir kız vardı. inanılmaz değer veriyor, üstüne titriyordum tabiri caizse. ne zaman canı sıkılsa, morali bozulsa ben de üzüldüm. sevindiğinde mutlu oldum. ne zaman konuşmaya ihtiyacı olsa yanında oldum hep, dinledim. yeri geldi birazcık daha beraber kalmak için vaktimden sırf onun için ödün verdim. her doğum gününü hatırladım başka kimse umursamazken. ben hasta oldum dedi çıktım bir dünya yol tepip görmeye gittim elimde en sevdiği tatlıyla. onun için şarkılar mı söylemedim? hediyeler mi almadım? yüzünü güldürmek için şakalar, espriler mi yapmadım? o bulamamaktan şikayet ettiğiniz “iyi adam” benim hanımlar. karşılığında ne kazandım biliyor musunuz? hiçbir şey! o kız senede bir defa doğum gününü bile hatırlayıp kutlamayan, bir allah’ın günü kendisini arayıp sormayan, anlattığı hiçbir şeyle ilgilenmeyen, onu mutlu edecek tek bir şey yapmamış, üstüne üstlük sevgilisi olan bir çocuğun gözünün içine bakıyor.

Şimdi asıl konuya girmeden şunu da belirtmekte yarar var. Utanmadan kendisini iyi adam olarak tanımlıyor. Sen iyi bir adam değilsin arkadaş. Kızın donunun içine girmek için uydu olmuş sinsi sinsi iyi çocuğu oynayan birisin. Güya sen iyisin ama niyeti açık ve erkekçe oynayan adam kötü. Kapıyı çalacak cesaretin yok bacadan girmeye çalışıyor beceremeyince içeri girmek çok çaba istiyor değmez diyorsun.Kapıyı çalsana. Evet biliyoruz kapıyı çalsan belki açmayacak ama en azından kapısı açılmayacak eve bacadan gireyim diye aylarca uğraşmayacaksın. Aylarca uğraştıjtan sonra cayır cayır yanan şömine ateşine düşüp götün alevler içinde aynı bacadan ağlaya ağlaya kaçıp gitmeyeceksin.

Oynadığı iki yüzlü, yalancı ve sinsi oyunu sardığı paketlere bak :

düşünsene senin tüm sevgin, çaban ve yaptığın onca güzel şey …

Yersen diyeceğim de yiyen çok.

Peki bu çocuk neden böyle? Ya da daha doğrusu piçin sırrı ne? Bu çocuk o özel kadının peşinde koşa koşa yorulup havasını alırken piç neden elini sallamadan hatunu kapıyor?

Bunun tembel cevabı, hatunlar kötü, kötülükten anlıyor, sikecen sevmeyecen, vs … gibi herkesin gevelediği ama nedense çok değerliymiş gibi pazarlanan siyah hap safsataları.

Oysa burada olan şeyin çok basit bir açıklaması var. Kızın yanıbaşında duran yakışıklı çocuğun görünmez, çirkin piçin görünür olmasının nedeni basit. Piçin sırrı basit :

Piç ya da değil erkek adam, Erkek, damarlarında testosteron dolaşan ve bu testosterondan korkmayan adamdır.

O adamı çekici yapan piçliği değil, erkek olmaktan ve erkek gibi davranmaktan korkmaması. Erkek olarak istediğini görmesi, onu almak için direkt yürümesi, alsa da almasa da bu hareketleri yüzünden kimseden özür dilememesidir. Ne kendisine ne de başkalarına bir sebep bulmak zorunda olmamasıdır. Damarlarında yeterince testosteron dolaşan ve bu testosteronun etkisi ile ortaya çıkan hareketlerini bastırmayan adam analiz etmez. Oturup “kız bana burada shit test attı, o zaman bu durumda ben 50% shit test savar, 25% korku oyunu ve 25% neg içerecek bir şekilde karşılık vereyim” diye düşünmez. Yanlış anlamayın shit testi de savar, negi de korku oyununu da atar ama bunlar maskülenitesini bastırmayan erkeğin doğal hareketleridir.

Yukarıdaki her genç kızın rüyası iyi çocuk elemana bakalım. Ne istediği belli. Ama kadın gibi olmasa da erkek gibi de davranmıyor. Erkekliğini bastırıp cinsiyetsiz biri gibi davranıyor. İlk paragrafta yazdıklarını ben size 6 kelimede özetleyeyim : kızın sarılıp uyuyabileceği oyuncak ayı idim. Tamam oyuncak ayı olarak bir işlevin var ama oyuncak ayının pipisi yok ki! Senin bir kişiliğin ya da omurgan bile yok. Kadın ne arzular ise ona göre şekle giren bir oyun hamuru olmuşsun.

İyi çocuklar bir kadını, suda boğulmak üzere olan birinin can simidini sevdiği gibi severler. Doğanın derin ve geniş okyanusunda yüzmesini bilmediklerinden hatuna can simidi gibi yapışırlar.

Bu çocuğa damarlarındaki testosteron ne diyor? Fedakarlık ve mükemmel bir ilişki adına onunla üzül, onunla sevin, onu mutlu et mi diyor? HAYIR. Piçin damarlarındaki testosteron piçe ne diyorsa bu iyi çocuğa da onu diyor : “benim ihtiyaçlarım var ve bunları karşıla”. İyi çocuk ile piçin farkı birinin bundan utanması ve bu kaka istekleri fedakarlık / iyilik / aşk gibi süslü truva atlarına sarıp kaleden içeriye sokmaya çalışması. Annen ve annenin altın günü tayfası, sana 5 yaşından beridir erkek olmanın kaka bir şey olduğunu öğreten toplum seninle gurur duyuyor iyi adam.

Yukarıdaki iyi çocuk piç gibi davranabilmeyi istemiyor mu? Kendini merkeze koymayı, umursamamayı, aşırı çaba harcamamayı? İstiyor tabii, ama bu isteklerini gerçekleştirmek için adım atmaya cesareti yok.

Piç neden bencil görünür? Ya da güya kötüdür? Çünkü kendi maskülenitesinin isteklerine kulağını tıkamaz, ona yakındır ve onun isteklerini kaka şeyler olarak görüp bastırmaz. Hayatı boyunca kadın için kendi isteklerini bastırmaya ve fedakarlığa programlanmış “iyi” çocuk için bu kötülüktür. Oysa “Ağlama Melis” kız arkadaşlarına ve pipili kız arkadaşı iyi çocuğa ne kadar ağlasa da piç kadına aradığı masküleniteyi sunmaktadır. Burada arzunun kaynağı maskülenitedir, testosteronun özür dilemeden dışa vurumudur. Götlük yapmak değildir.

Arzu tercihe bağlı değildir

Bakın gidin götün teki olun demiyorum. Tam tersi, olay götlükte değil diyorum. Bugün öyle bir duruma geldik ki, hem maskülen hem de iyi adamların sayısı azaldı. Çoğu erkek iyi ama ya damarlarında yeterince testosteron dolaşmıyor ya da dolaşan testosteronun yarattığı dürtülere göre hareket etmekten ödleri kopuyor. Bir kısım erkek de diğer radikal uçta : aşırı maskülen ama götün teki. Kızların masküleniteye duydukları arzu tercih meselesi değil maalesef. Güçlü bir doğal dürtü. Ortamda yeterince  “iyi” ve maskülen erkek olmayınca o arzu az sayıda piçe yöneliyor.

Erkek olarak bunu anlamanız zor ama şu şekilde kafanızda canlanabilir. İyi kızların hemen hepsinin 150 kilo, ince ve çekici kızların ise çoğunlukla götün teki olduğunu düşünün. Sizin içinizdeki arzu sizin için saçını süpürge eden 150 kilo hatuna mı şiddetli istek duyardı, yoksa evlat olsa çekilmez ama taş gibi hatuna mı?

Sizin damarlarınızda yeterince testosteron yoksa, olanını da bastırmaya programlı iseniz, yani doğanın yaratabileceği güçlü arzuya hedef olacak ilkel özellikleriniz yok ise, kadınlar için çabalayıp durur, sonunda da genellikle hüsrana uğrarsınız. Bu yüzden önce gyme gidin (ne kadar kas o kadar testosteron, ne kadar testosteron o kadar kas döngüsü), bir hedef yoluna baş koyun, disiplinli olun (küçük başarılar ard arda testosteron artışı sağlar ve küçük başarılar için disipline ve bir hedefe ihtiyacınız var), vs. diyoruz. Bu yüzden erkek olmaktan utanmayın, mavi hap masallarından (erkekliğinizi bastıracak veya ihmal ettirecek pembe masallar topluluğu) uyanın diyoruz. Bunları bir arada yapın diyoruz. Damarlarınızda yeterince testosteron yoksa istediğiniz kadar olmayan testosteronu bastırmayın doğal bir arzu mıknatısı olamazsınız. Ya da isterseniz testosteron osuracak kadar testosterona bulanın eğer bunu masallar uğruna bastırıyorsanız arzu mıknatısı olamazsınız. Hem testosteron olacak hem de onu bastırmayacak bir zihniyet yapısı. Bunu başarırsanız be PUA teknikleri ezberlemeniz gerekir ne de bir kadın için aşırı çaba göstermeniz.

Kazanılması gereken ödül olmak ya da çürümemek ama olgunlaşmak

Erkek bir kendisine bir kız arkadaş arıyordu. Birçok kıza yürüdü ve onları KAZANMAK için elinden geleni yaptı. Hepsinde de yenilgiye uğradı.

Kızın birine çiçekler aldı, diğerine hediyeler. Bir başka kıza çikolatalar aldı.

Kızla konuşurken, kızın her dediğine hemfikir oldu. Yapacaklarını planlarken, kızın tek sözüyle tüm kendi planlarını değiştirdi. Kadınlar tüm hayatının etrafında döndüğü birer güneş oldular.

Ama zavallı erkek sürekli yere çakıldı ve yandı.

Daha yaşlı kadınlar ve arkadaşları “çünkü senin ne kadar İYİ olduğunun farkında değiller” dediler.

Ama yine de erkek, tüm çakılmalarında ve yanmalarında ortak bir noktayı farketmeye başladı. “Bütün bunlarda tek sabit benim. Ya bütün bu yenilgilerin sebebi benim ısrarla yapıp durduğum bir şey ise?”

Aynı şeyleri yapmaya devam etti. Bekleneceği gibi yine çakıldı, yine yandı. Ama birgün içinde bir şeyler kaydı. “Artık yeter!” dedi. “Neden dilenci gibi davranıyorum? Zekiyim, yakışıklıyım, geleceğim parlak ve asıl kadınlar beni elde etmek için çalışmalı!”

Ve sonunda, çiçekler almayı, hediyeler vermeyi, çikolatalar getirmeyi, kızın her dediği ile hemfikir olmayı, herşeyi kıza göre planlamayı ve onun kaprislerinin yörüngesinde dönmeyi bıraktı.

“Artık hatunları göklere çıkarmak yok” zira …

“Sen çok iyi bir avsın.”

“Evet” dedi Pook. “Sen kazanılması gereken bir ödülsün.”

Genç adam büyük bir sevinç ile hoplayıp zıpladı. “Süper! Bu demektir ki kılımı kıpırdatmayabilirim, hayalperest alışkanlıklarıma devam edebilirim ve kendimi değiştirmek için hiçbir şey yapmama gerek yok! Bunu duyduğuma sevindim zira ben zaten mükemmelim ve kimse için değişmeme gerek yok!”

Pook genç erkeğe okkalı bir tokat attı. “Aptal ergen! Eğer hayat seni değiştirmiyorsa, sen o hayatı yaşamıyorsun demektir! Hayat tarafından tamamen değiştirilmeyenler, onun zerre farkında olmayanlardır!”

Ama genç erkek inatçıydı. “Ben” dedi, ders verir bir tonda. “hiç kimse için değişmeyeceğim.”

“Ya kendin için?”

Kendimi olduğum gibi seviyorum!

“Tamam! Bu kadar yeter!”

Genç erkek şaşırmıştı. Pook’u hiç sinirli görmemişti.”Ben neysem oyum” diye ısrar etti.

Bunun üzerine Pook 2 genç erkeği yanlarına çağırdı. Her biri birer köşede duruyordu. Pook şöyle dedi : “Önümüzde, hayatın başında 2 erkek var. İkisi de aynı kökenden geliyorlar ama gittikleri yerler birbirlerinden çok farklılar. Önce birinci erkeğe bakalım.”

Genç erkeğin çocukluğuna şahit oldular. Çocuk kafasını çarptığında, gidip annesine  ağlıyordu. Annesinin eteğini çekiştiriyordu. Annesinin yanında güvende ve rahat hissediyordu. Babasının yanında ise için için, anlamlandırmadığı bir korku hissediyordu. Cezaları, süreleri ve öğrenilmesi gereken dersleri babası belirliyordu. Çocuk ise bu tür zor şeylerden uzak görünen annesinin yanında olmayı tercih ediyordu.

Sonra, ikinci genç erkeğin çocukluğuna gittiler. Onun çocukluğu da birinci erkek ile tıpatıp aynı idi!

Genç erkek sabırsızlıkla, “bununla nereye varmaya çalışıyorsun?” diye sordu.

“İzle” dedi Pook.

Birinci erkek, annesi ile beraberken hissettiği o çekici, rahimdeymiş güveni veren histen hiçbir zaman kurtulamadı. Gerçek hayata atıldığında, zamanın rüzgarı nereye eserse oraya savrulan bir yaprak gibiydi. Hayatta ne yapmak istediğini bilmiyordu ve bu nedenle çevresindekiler ne yapıyorsa onu yaptı. Arkadaşlarının elinde, kendi işine bakmak için hiçbir zaman gruptan kopamayan bir kukla idi. Oyun oynamak ona annesinin yanındayken hissettiği rahatlık ve neşeyi hatırlatıyordu ve bu nedenle oyun oynamayı çok seviyordu. Sonunda bir kız buldu ya da daha doğrusu kendisinden hoşlanan (belki de kim bilir kendisine tahammül edebilen) ilk kızı seçti ve evlendi. Ne yazık ki evliliği sadece birkaç yıl sonra bitti ve boşandılar. Zavallı erkek “beni neden terk etti?” diye zırladı. “Onu EL ÜSTÜNDE tuttum! Ona hergün çiçek aldım. Soneler söyledim. Ona onu sevdiğimi sürekli söyledim!” Kadın ise “ondan bıktım” diye yakındı. Erkek hayatta yıkılarak ve sonra tekrar yıkılarak yol aldı ve hayatı boyunca çocukluğunun neşe dolu kumdan kalesini tekrar inşaa etmeye çalışsa da, hayatın dalgaları kaleyi yıkıp durdu. Sonunda unutulmuş ve önemsiz biri olarak öldü gitti.

“Offf!” diye haykırdı genç adam. “Bu çok korkunç!”

Pook, “korkunç olan ne?” diye sordu. “Sonuçta o sadece kendisi oldu! “Şimdi ikinci genç adama bakalım.”

İkinci genç adam, artık çocukluğun bittiğini kısa zamanda anladı. Yaz tatillerinin dertsiz tasasız ve feminen saadetinin sonsuza kadar tekrarlamaya çalışmak yerine, gerçekliğin kucağına atladı. “Hayatımı bir hiç olarak yaşamayacağım!” dedi. Arkadaşları ve çevresi onun sürekli kendisini geliştirmesini, yeni yeni yetenekler elde etmesini şaşkınlıkla izlediler. O ise tam tersine arkadaşlarına şaşırıyordu. “Sanki zamanda donup kalmışlar gibi” dedi. “Ben değiştim ve bunu onaylıyorlar. Ama onlar aynı kaldılar!” İstediği kadını SEÇTİ. İstediği kariyeri seçti. İstediği kaderi seçti. Hayatın zorluklarına meydan okudu ve onlar karşısında geri çekilmeyi reddetti. Birinci genç adam yaşadığı çağ ile tanımlanıyor iken ikinci genç adam yaşadığı çağı tanımladı! Öldüğünde ardından, sayısız insan ağladı. Onun bir dahi olduğunu düşündüler. Diğerleri onun çağının ötesinde bir yetenek olduğunu söylediler. Bazıları ise ona ilahi bir el değdiğinden bahsettiler! Bu zavallı aptallar başarıyı başka ne şekilde tanımlayabilirler ki? “Böyle bir şeyi insan sonradan kazanamaz” dediler. “Doğuştan gelen bir şey olmalı.” Hayır! O böyle başarılı idi zira o, dünyanın ve kültürün elinde şekillenmek yerine onları elleriyle şekillendirmeyi seçen bir Erkekti.

Pook “fark çok basit” dedi. “Birinci genç adam yüzünü bebekliğe dönmüştü. İkinci genç adam ise yüzünü bebeklikten öteye dönmüştü. Birinci genç adam ana rahmine geri dönmeyi diliyordu; ikinci genç adam ise ana rahminden uçup gitmeyi istiyordu. Birinci genç adam dünyada yumuşacık ve rahat bir yer arıyordu; ikinci genç adam ise yumuşacık rahatlığı ardında bırakmayı diliyordu. Birinci genç adam olağandı; ikinci genç adam ise olağanüstüydü. Bu nedenle ikinci genç adam Çok İyi Bir Avdı ama birinci genç adam en fazla evrende boşluk dolduruyordu.

“Anladım” dedi genç adam. Şaşkınlık içindeydi. “İkinci genç adam sürekli daha iyi olmak için çalışıyordu. Birinci adam ise, eğer daha kötüye gitmediyse, aynı kaldı.”

“Aynen! Bu ÇÜRÜMEK ile OLGUNLAŞMAK arasındaki farktır. İyi bir meyve olmaya bak! KAZANILMAK istenen ödül ol!”

Çeviri : 15 Ders – Altıncı Ders – Pook’un Kitabı

Çeviren : İsimsiz Adam

Mahmut’un Notu :

Geçenlerde Pook’un bir sözünü tweet attığımda İsimsiz Adam rumuzlu okur instagramdan bana mesaj atarak, Pook’tan çeviri yapmam gerektiğini ve sitede Pook çevirisi olmamasının büyük eksiklik olduğunu söyledi. Ben Pook’u sonradan okuyan biriyim, okur 2000lerin başından biliyormuş. Dediği doğru. Pooksuz kırmızı hap sitesi olmaz. Kendisine çeviri yaparsa yayınlayacağımı söyledim. Sağolsun en güzel Pook yazılarından birinin en güzel yerini çevirmiş.

Bilmeyene tanıtayım, Pook, 2000 – 2006 yılları arasında SoSuave adlı PUA / Seduction Art forumunda yazan ve olayı PUA’dan kendini geliştirmeye, iyi çocukların derdinin teknik bilmemekten daha büyük olduğuna ve iyi çocuğun toplumda daha temel bir cinsiyet politikası kayması (feminizm ve cinsiyet sosyal inşaadır politikası) nedeniyle toplumca “üretildiğine”, kendine odaklanmaya çeviren esrarengiz kişidir. Kırmızı hap ilkin Sosuave PUA forumunda yavaş yavaş şekillenen fişten çekilme kavramı ile ortaya çıktı ama temellerini ilk atan Pooktur.

2006 yılından sonra kısa bir süre sonra bir blog açmış ama sonra tamamen ortadan kaybolmuş.

Kırmızı Hapın ağa babası, sonradan SoSuave forumunda moderatör olan Rollo Tomassi olarak bilinir ama Pook Rollo’dan öncedir.

Pook’un kitabı, Pook’un SoSuave yazılarının derlenmesi ve özellikle 15 Ders kısmı zamanının çok ötesinde. Şiddetle tavsiye ederim. Türkçesini şurada bulabilirsiniz. İngilizcesi bedava olarak şu sitede. Pook’un Kitabı.