İçindeki alfayı cilalayıp parlatmak

İçindeki betayı öldürmek  yazısında bir okuyucu yorum ile şöyle sormuş :

aşmaya çalıştığım şeyi daha da açayım; beğendiğim bir kadının karşısında sesim farkında olmadan inceliyor, vücut dilim dostane-talepkar arasında bir şekle bürünüyor. seksi bir kızla sohbetim ilerlerken o insana alışıp kendimi biraz rahat hissetmeye başladıktan sonra kıkır kıkır gülmeye başlayıp kendimi salıyorum. gevşeyip frame kaybediyorum. bunların her an farkında olmak ve düzeltmek için zihinsel mücadele vermem gerekiyor. dedim ya şartlandırılmış evcil hayvan gibi. alçaltıcı bir ifade ama çoğu erkeğin durumunu özetlediğine inanıyorum.

Evet, doğru söylüyorsun. Çoğu erkeğin durumu bu.  Daha önce de söylediğim gibi, alfa aslında bir erkeğe değil bir davranışa sıfat. Bu konuda tekrardan Rollo Tomassi’nin yazısına bakabilirsiniz. Bizim basitçe “alfa erkek” dediğimiz adam, “alfa / maskülen davranışları” daha çok olan erkek. Yani beta da, beta davranışları daha çok olan bir erkek. Zaten bu nedenle ben son zamanlarda maskülen benlik kavramını kullanmaya başladım. Alfa biyolojide bir türün belli bireylerini ima ettiği için kafa karıştırıyor. Biz de burada kolay kaçıp alfa erkek / beta erkek dediğimiz için kafaları daha çok karıştırıyoruz.

Otomatik Beyin

Yukarıda bahsettiğin erkek, kadın karşısında beta davranışları şahlanan erkektir. Yani güzel bir kadın gördü mü, 95% beta, 5% alfa davranışı sergiler. İşin sizi umutsuzluğa düşüren tarafı şu : siz kırmızı haptan haberdarsınız, belki bu siteyi baştan aşağı okudunuz ama mavi haplı adamdan hala sadece marjinal olarak iyisiniz. O 95% – 5% iken siz belki bu öğreti ile 90% – 10%siniz. Pratikte aynı betalık! Neden?

Aslında beynin nasıl çalıştığını düşündüğünüzde bunun neden böyle olduğunu anlamanız zor değil. Hoşlandığın ve güzel bir kadın ile iletişime girdiğinde, aranızdaki iletişimin yüzde 90’ı vücut dili. Sorun da burda. Vücut dili daha çok, beyinde otomatik devrelerce idare edilir. Vücut dilini istediğiniz zaman bilinçli olarak da kontrol edebilirsiniz ama doğal eğilimimiz vücut dilini otomatik devrelere bırakmaktır.

Bu otomatik devreler ise bir şeyi ancak defalarca tekrarlayarak öğrenir. Bisiklet sürmeyi düşün. Bisiklet sürerken yaptığın hareketleri istersen bilinçli olarak yönetebilirsin ama çoğunlukla dikkatin dağılır ve bisikleti sürmeyi otomatik devreye bırakırsın.

Yani sen kırmızı hapı biliyorsun ama senin kadınla iken vücut dilini kontrol eden devreler daha bunu bilmiyor. Onları da öyle bir gecede değiştiremezsin. Bir gecede 90% beta – 10% alfa davranışından, 10% beta – 90% alfa davranışına geçemezsin. Yapman gereken, yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak ve tekrar. Bu konuya maskülin benliği geliştirmek yazısında değindim ama tekrara vurgu yapmadım.

Tekrar

90% beta – 10% alfa davranışından, 10% beta – 90% alfa davranışına geçmenin tek yolu var. Kendini bu davranışı gösterdiğin duruma maruz bırakmak (güzel bir kızla iletişim kurmak) ve bunu yaparken de  elinizden geldiğince 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışmak. Ve şu süreci göze almak :

İlk defa bunu yaptığında sen 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışacaksın ama 89% beta – 11% alfa davranacaksın. Pratikte beta olacaksın ve 1%lik iyileşmeyi algılayamayacaksın.

İkinci defa bunu yaptığında sen 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışacaksın ama 88% beta – 12% alfa davranacaksın. Pratikte beta olacaksın ve 2%lik iyileşmeyi algılayamayacaksın.

Üçüncü defa bunu yaptığında sen 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışacaksın ama 87% beta – 13% alfa davranacaksın. Pratikte beta olacaksın ve 3%lük iyileşmeyi algılayamayacaksın.

Bu şekilde devam ettiğinde, bir yerde 50% beta – 50% alfa davranacaksın ve ondan sonra alfa özelliklerin baskın olmaya başlayacak. Bu noktada iyi bir haber vereyim. İlk başta her yaklaşmanda belki 1% iyileşeceksin (hatta belki 0.5%) ama sen 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışırsan bir süre sonra bu iyileşmeler sıçrama yapacak. Tek bir denemende belki olumlu tepki alacaksın ve 10% iyileşeceksin. Bunun tersi de doğru. Yani geriye gitmen de mümkün ve iyileşmenin yavaşlaması da. Fakat sonuçta o eşiği aştığın an gelecek.

Harekete geçmek

Burada tabii çoğunluğun yaptığı 2 önemli hatayı yapmazsan bunun olma ihtimali var :

Birincisi, erkenden havlu atmak. Örneğin diyelim ki 10. yaklaşmandasın. Sen 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışacaksın ama 80% beta – 20% alfa davranacaksın. Pratikte beta olacaksın ve o 10%luk farkı da belki algılayamayacaksın. Sürecin bu aşamalarında birçok erkek, o kadar denedim bir şey değişmiyor diye havlu atar. Değişim daha su yüzüne çıkmamıştır çünkü.

İkincisi, yaklaşma sıklığını ayda yılda bir tutarsan, yani ayda bir bu tür bir yaklaşma yaparsan, 20 yaklaşmayı 2 senede yaparsan yani, bir yerde istesen de istemesen de havlu atarsın.

Burada sen tekrarlarla beynindeki devreleri değiştiriyor, otomatik devrelere 10% beta – 90% alfa öğretiyorsun. Bunun tekrardan başka yolu yok. Sihirli hapı yok. Bu siteyi istediğin kadar oku, git başka kitaplar oku, harekete geçmediğin sürece, bu tekrara dayalı süreci yaşamadığın sürece, bahsettiğin betalaşmayı azaltamazsın, yani içindeki betayı öldüremezsin :

Ne yazık ki, sana seni mucizevi şekilde olmak istediğin Erkek’e gönüştürecek standart bir program veremeyeceğim. Bu yolu ancak sen bulabilirsin. Fakat şunu söyleyebilirim, olmak istediğin Erkek olmak, harekete geçmeni gerektiriyor. Hedefin her zaman senden uzağa doğru hareket ediyor ama aslında bu iyi bir şey. Bizi büyümeye, olgunlaşmaya ve zorluklarla mücadele kapasitesi kazanmaya iten bir şey bu. Ama bütün bunlar, senin harekete geçmenle mümkün.

Bu blogda ve kırmızı hap komunitesinde günlerce tavsiye okuyup, bilgelikten faydalanabilirsin ama bunların hiçbiri sen harekete geçmedikçe bir işe yaramayacak. Sayamayacağım kadar çok genç erkeğe her türlü tavsiyeyi verdikten ve onları pratiğe dökmeleri için teşvik ettikten sonra, bu erkeklerin harekete geçecek motivasyonu bulamadıklarına şahit oldum. Çoğunlukla harekete geçmek için dibe vurmayı ya da çok ciddi bir travmayı bekliyorlar.

Buraya gelip saha raporlarını okuyorsunuz, taktikler öğreniyorsunuz. Bunları bilmeniz önemli ama eşiği aşma azmi ile uygulamadığınız sürece, sahada başarılı olma şansınız yok.

Eşiği aşma anı

Bu şekilde tekrarların bir yerinde, eşiği aşıyorsunuz. Ve bu da aslında hayatınızda ilginç bir anı oluyor.

Ben kırmızı hapın öncülü fikirlerle ilk karşılaştığımda, bunlar genelde kızlara yaklaşma üzerineydi. O zaman internetten yürümek pek yaygın olmadığından, bu da barda ya da sokakta yaklaşmak anlamına geliyordu.

Kendime şöyle demiştim. 100 kere yaklaşıp deneyeceğim ve 100ü bulana kadar pes etmeyeceğim. Kaç kere yaklaşıp havamı almam gerekti tam hatırlamıyorum ama 30 bile değildir.  O gün de diğerleri gibi üç dört kızla iletişime geçip, işi yürümeye çevirdiğimde havamı aldığım günlerden biri idi. O gün de davranışlarımın çoğu beta idi. O gün de tünelin ucundaki ışık görünürlerde yoktu.

Biraz suratsız ve yorgun bir şekilde markete girip bir şeyler almak için raflara bakıyordum. Etrafıma baktığım yoktu, radarlarım kapanmıştı. Bir rafta durmuş bir ürünün etiketini okurken sol tarafımdan çok tatlı bir sesin “merhaba” dediğini duydum. Kafamı çevirdiğimde yanımda bütün vücudu bana dönük, 1.60 boylarında oldukça güzel bir kız vardı.

“Merhaba. Şu tepedeki deterjanı almama yardımcı olabilir misin?”

Kıza vücudumu dönmeden sıratıma bir gülümseme geldi ve sonradan kendim de şaşırsam da “Telefon numaranı verirsen olurum tabii” deyiverdim.

Kız şaşırdı ama hemen yapıştırdı : “Senden her yardım isteyen kıza böyle asılır mısın?”

İşte oyun bilgileri burda birden işe yaramaya başlıyor. Kızın sesinden beni çekici bulduğunu hissetmiştim. Ama cevaben “git işine” demeyip de benimle iletişime devam edecek şekilde shit test atması “yürü la Mahmut” gazı vermeye yetti.

Gözünün içine bakarak ve hala gülümseyerek “Tabii ki hayır. Sadece kırmızı çizmeli, kıvırcık saçlı ve güzel olanlara asılırım” dedim. Sonra da bir şey demeden döndüm ve deterjanı indirip kıza verdim. Ardında da telefonumu çıkardım. Kız gülümseyip telefonu aldı ve numarasını yazdı. Bir şey demeden çekti gitti ama bir iki kere dönüp bana bakmayı da ihmal etmedi.

İşte o an bunca “faydasız” yaklaşmanın bende Mr. Miyagi etkisi yarattığını anladım. Onca cilala parlat sonrası hiçbir bok değişmedi diye sinirlenirken, ilk yumruğu, binlerce kez cilalayıp parlatmış Daniel San gibi karşılamıştım. Artık kartal vuruşuna giden yolum açılmıştı!

Ha kız yüzüme gülüp telefonuma yanlış numara girmiş, ordan ekmek çıkmadı. Ama aslolan daha önce asla cesaret edemeyeceğim bir girişkenlikle fırsat değerlendirmem, shit test savurmam ve vücut dilimin tamamen “oyun” modunda olması idi. Bir şeylerin geri dönüşsüz değiştiğini hissetmemdi. O hatunda iş çıkmasa da gerçekten bu olay bende otomatik hale geldi ve sonradan çok ekmeğini yedim. Yıllar sonra bile o devreyi kullanıyorum. Mesela yıllar sonra bira kuyruğunda bana “bir bira daha alsana, 2 bira alana bir tane bedava” diye akıl veren kıza “tamam, o ekstrayı benimle içeceksen alayım” diye atlayan devre, o gün o markette son bağlanışını yapıp aktive olmuştu.

“bunların her an farkında olmak ve düzeltmek için zihinsel mücadele vermem gerekiyor. dedim ya şartlandırılmış evcil hayvan gibi” derken doğru söylüyorsun. Ama o mücadele, eğer sen o mücadeleye kendini sürekli maruz bırakır ve dediğin gibi her an farkında olarak düzeltirsen, azar azar otomatikleşecek ve bir noktada şartlanmış evcil hayvandan, şartlanmış vahşi kurta dönüşeceksin. Tabii erkeklerin çok azı gibi yolu yürümeyi göze alabilirsen.

İçinizdeki betayı öldürmek – II

İçinizdeki betayı öldürmek – I yazısının devamıdır.

Estetik mi  Sosyal Robotlar mı?

Daha önce belirttiğim gibi, erkekler gerçek romantiklerdir, kadınlar da çok nadir olarak takdir edilen bu romantizmin araçlarıdır. Cinsel devrim sonrası feminizasyonun en büyük yakınmalarından biri, erkeklerin feminen yanları ile bağlantı kuramadıklarıdır. Biz “duygularımızla bağlantılı değiliz”. Tanrı popüler kültürü, her cinsiyetin içinde eşit ama ortaya çıkarılamış bir feminen ve maskülin enerji olduğuna inandırdığı için Carl Jung’un çürümüş cesedini sonsuza kadar cehennemde yaksın. Batı kültürü Jungcu teoriye öyle batmış vaziyetteki bunun farkında bile değiliz. Cinsiyetsiz ve androjen toplumun ideal hedef olması normalleşti.

Ateşli konuşma bir yana, son 50 yıla kadar, gerçekten de erkekler, duygular söz konusu olduğunda kendilerini en çok kontrol edebilen cinsiyetti. Erkeklerin duygularını belli etmemeleri kadınlara çekici gelen şeydi. Ya gizemli şairler ve sanatçılar olarak, ya da her duygu gösterisi kendi başına olay olan doğal olarak acıya dayanıklı bir insan olarak, erkeklerin duygusal ulaşılmazlığı kadınların ilgisini daha fazla çekmiştir. Modern toplumlarda ise, kadınlarla samimiyet için erkeklerin duygularını açıkça ifade etmeleri teşvik ediliyor ve pratikte erkeğin sahip olabileceği tüm gizemi öldürüyor. Kadın erkek beyinlerindeki farklar bir yana, erkeklerin duygularını saklayacak şekilde evrimleşmelerinin sebebi, çocukça bir zayıflık değil, düzenli şekilde kadınların ilgisini çekiyor olması.

Fakat bu devirde değil. Erkekler ve oğlan çocukları, her durumda duygularını açıkça ifade etmelerinin problemlerin çözümü olduğunu duyuyorlar. “Erkekler ağlamaz” öyle amaçsız bir söz değil. Duygularını zaptetmeden dışa vurmak feminen bir özellik. Erkeklerin en yoğun duyguları hariç hiçbir duyguyu göstermeyen sosyal robotlar olması değil bu; duygularını göstermenin her durumda normalleşmesi ile ucuzlaması. Erkeğin duygularını, bunu gerçekten takdir etme kapasitesi olmayan kadınlara göstermesi, kadınlara çok nadir verilmesi gereken bir hediye

Öğrendiklerinizi kafanızdan atın

Duygusal olarak ulaşılır olmaya uzun süre koşullanmış bir beta erkek için, duygusuz olmak çok zor olacaktır.  İyi haber şu : size duygusuz olmanızı söylemiyorum, sizi her ota boka kolayca duygusallaştıran nedenleri kafanızdan atın diyorum. Duygusal olarak yanınca duygusuz biri olmak çok zor değil. Asıl zor olan bu duygular hakkında iyi hissederken onları frenleyebilmek. Duygularımız bizi insan yapan şeyler ve onları takdir etmek önemli. Ama duyguların aleyhinize ne kadar kolay kullanılabileceğini farketmeniz deaynı şekilde önemli. Sizi kolayca duygusallaştıran nedenleri kafanızdan atmanız lazım. Belki terk edilmiş olmak ya da özellikle kolayca duygulanan biri olarak yetiştirilmiş olmak gibi nedenler.

Araba kullanmayı öğrenirken çok duyduğunuz “virajı içten almak” ve “virajda fren yapmamak” kavramlarını hatırlayın. Araba kullanırken kendimizi virajda bulduğumuzda doğal dürtümüz frenlere asılmak ve daha da kötüsü bunu yaparken virajı dönmeye devam etmektir. Tüm içgüdümüz bunu söylese de böyle yaparsak zaten tehlikeli olan durumu daha da tehlikeli hale getirir hatta kaza yaparız. Ama virajı dönerken fren yapmamamız gerektiğini öğrenip uygulayarak, fren yapmamayı refleks haline getirebiliyoruz ve böylece de kaza yapmadan araba sürüyoruz.

Aynı şekilde yolda kazalara uğramamak için eski alışkanlıklarınızı  ve şartlanmalarınızı atmanız gerekiyor. Bu pratik ve tekrar gerektiriyor – en fevri reaksiyonlarınızın bile tersi davranacağınız şekilde değişmesi gerekiyor. Azmin yerine koyabileceğiniz birşey yok.

Kendiniz hakkındaki düşüncelerinizi değiştirmeniz ilk adım. Aslında bu en zor adım zira çoğu erkek, kendi kendileri hakkında yeni bir düşünce şeklini içselleştirmeleri gerektiğine inanamaz.  Çoğu durumda rehavet, erkeklerin bu değişimi yapmamalarının en önemli sebebi. Bir insanın şimdiki durumundan ne kadar mutlu olduğuna kendini inandırması için bahaneler bulması, gerçekten kendini eleştirip değişmek için çabalamasından daha kolay.

Ne yazık ki, sana seni mucizevi şekilde olmak istediğin Erkek’e gönüştürecek standart bir program veremeyeceğim. Bu yolu ancak sen bulabilirsin. Fakat şunu söyleyebilirim, olmak istediğin Erkek olmak, harekete geçmeni gerektiriyor. Hedefin her zaman senden uzağa doğru hareket ediyor ama aslında bu iyi birşey. Bizi büyümeye, olgunlaşmaya ve zorluklarla mücadele kapasitesi kazanmaya iten birşey bu. Ama bütün bunlar, senin harekete geçmenle mümkün.

Bu blogda ve kırmızı hap komunitesinde günlerce tavsiye okuyup, bilgelikten faydalanabilirsin ama bunların hiçbiri sen harekete geçmedikçe bir işe yaramayacak. Sayamayacağım kadar çok genç erkeğe her türlü tavsiyeyi verdikten ve onları pratiğe dökmeleri için teşvik ettikten sonra, bu erkeklerin harekete geçecek motivasyonu bulamadıklarına şahit oldum. Çoğunlukla harekete geçmek için dibe vurmayı ya da çok ciddi bir travmayı bekliyorlar.

Kendimi motivasyon konuşmacısı saymıyorum ama bir aşamada uçurumu aşman ve kafanı değiştirmen lazım

Çeviri : Kill The Beta

İçinizdeki betayı öldürmek – I

Rational okuru Paul muhtemelen en çok tavsiyem istenen konuda kendisine yol göstermemi istemiş.

“Bütün blogunu okudum ve benim en büyük problemim şu : içimdeki betayı nasıl öldüreceğim? Her yattığım kıza, hatta her takıldığım kıza, karşı duygular geliştirdim. Tek gecelik bir ilişki yaşadığım hatta erkek arkadaşını benimle aldatan kız için bile. Sanki hiç öz kontrolüm yok gibi yani yattığı her erkek için acı çeken kız gibiyim.

Bu soruya kesin bir cevabımın olmasını çok isterdim Paul. Adım – adım betalıktan kurtulun programı geliştirebilmiş olsa idim, tüm erkeklerin takip ederek içlerindeki betayı öldürebilecekleri bir şablonum olsa idi, hayal edemeyeceğim kadar zengin olabilirdim. Alfa Buda hakkında dediğim gibi, eğer alfa özünü şişeleyip satabilse idim hayatım kurtulurdu. Gerçek şu ki bu sorunun basit bir cevabı yok zira her erkeğin durumu kendine özel. Tabii ki erkeklerin problemlerinin ortak kaynakları ve Feminen Matrix sınırları içinde çalışır bir cinsel strateji kurma çabalarında (beta oyunu) ortak zihin yapıları var. Ama bu zihinsel şemaları uygulamada ve bu şemalardan kurtulmak için ihtiyaçları olan reform yolunda her erkek farklı bir vaka.

Ben Oyunun hakettiği gibi ciddiye alınmamasının temel sebeplerinden birinin bu olduğunu düşünüyorum -kendi öz analinizi yapmak ve sonra da bu analize göre kendinizi baştan yaratmak oldukça büyük bir iş. Geçen 10 yılın PUA gurularının ve oyun yarı tanrılarının şarlatan satıcılar gibi ucuz görünmesinin sebeplerinden biri, bu kişilerin her erkeğin kaçınılmaz olan içindeki betayı öldürme gerekliliği konusunda ihtiyaçları olan kişiselleşmeyi göz önünde bulundurmamalarıdır. Bu seminerlerde PUAların değinmekren kaçındıkları şey zira sizin başarınız, sonuçta başarıyı nasıl ölçtüğünüz, tamamen size bağlı.

Daha önce hayalinizde görmediğiniz kızlarla birlikte olma fikri PUA DVDleri sattırabilir; kişiliğinizin iç işleyişini değiştirmek ise çok daha zor bir iştir. Bir kitapçının self-help (kişisel gelişim) bölümüne baktı ve bu konuda neden bu kadar çok kitap basıldığını düşündü iseniz, tamamen aynı dinamik nedeniyle – bir kişinin hayatında temel bir değişim yapmaya etki etmek çok az kişinin gerekli sabır ve sebata sahip olduğu ciddi çaba gerektirir.

Bunu aklımızda tutarak demem gerekli ki senin içinde elimde bir yol haritası yok maalesef – elinde böyle bir harita olduğunu söyleyen herkes sana birşeyler kakalamaya çalışıyor -ama, sana doğru yönü göstermeye çalışacağım. Neyin çalışıp neyin çalışmayacağını sana ben söyleyemem, bunu ancak sen kendin bulabilirsin. Ama unutma, kendini değiştirmek, zaman alan bir süreçtir. İçsel oyunlarını dönüştürme konusunda çok zorlanmayan erkekler bile, bu hala devam eden bir süreçtir. Ben kendimi alt rütbe bir alfa olarak tanımlamayı arzu ediyorum (Roissy’nin ölçü yöntemleri ile) ama bu ara ara daha aşağı kaymadığım anlamına gelmez. Süreç derken de kastettiğim bu; her shit testi geçebilecek şekilde kurşun geçirmez biri olmayacaksın ama hatalarından ders alıp kendini bir dahaki sefer için ayarlamaya teşvik edileceksin. Artık alfa olduğunun farkına vardığın büyük an gibi birşey yok, oyunu tamamen içselleştirdiğin bir nokta da yok. Oyunun üstadıdır sertifikası da almayacaksın. Ama düşünceni değiştirebilirsin ve hep doğru yönde yürüyebilirsin.

Bilmek savaşmanın yarısıdır

Eğer içselleştirmenin gerçekten bir ilk adımı varsa bu kendinizi eğitmektir. Bu aslında en zor işlerden biri. Eğer benim blogumu okuyorsanız, ya da en azından ucundan da olsa Oyun konseptine aşina iseniz, bu size gayet kolay görünecek ama unutmayın, hala fişe takılı olan koca bir dünya dolusu insan var. Bu erkeklerin sadece küçük bir yüzdesi Oyunu ve pozitif masküliniteyi dikkate alacak ve bunların da çok az bir kısmı bunda bir değer görecek. Bizim perspektifimizden olay oldukça apaçık : kitapları / blogları okuruz, konseptlere aşina oluruz, çalışacağını düşündüğümüz şeyleri alırız, fikirleri deneriz, bunların geçerliliğini gözden geçiririz ve bir fikri ya içselleştirir ya da çöpe atarız. Fakat fişten çekilmiş için apaçık olan şey, fişe takılı için “dine küfretme” gibi algılanır.

“Eğitiminiz” fişten çekildiğinizde bitmez. Aslında yeni bir zihin yapısını içselleştirmek fişten çekilen için çok daha önemli zira siz bunu pratiğe döküyorsunuz. Birçok erkeğe söylüyorum, bir kez hapı yuttunuz mu geri dönüş yok. Oyunu keşfeden ve sosyal yeteneklerden yoksun olmak ya da PUA tekniklerinin hayallerindeki kadını sikmek için uygulanabilecek sihirli formül olduğuna kendilerini inandırdıklarından uygulamayı başaramayan birçok erkek, daha önceki cinsiyetler arası dinamik cahili oldukları rahat kabuğa dönmek isterler. Ve bunu yapmaya çalışırlarsa geri dönüş olmadığını keşfederler. Sosyal etkileşimler, feminizasyon, normal diye kabul etmeye koşullandıkları kaybeden taraf olma – bütün bunlar onlara incelikle kaçındıkları gerçeği hatırlatıp durur ve onlar da bundan nefret ederler. Ve bu gerçeğe düşman kesilirler.

Bunu buraya ekliyorum zira bu pozitif masküliniteyi içselleştirmek için dönüşen erkekleri bekleyen gerçek bir tehlike. Aynı şekilde artık Oyun gerçeklerine ve fişten çekilmişim gerçekliğine daha duyarlı hale geldiniz (ya da gelmeniz gerekir). Burada eskiden normal saydığınız şeylerden uzaklaşacaksınız. Buna kolay bir örnek popüler medyadaki kadın erkek ilişkileri ile alakalı şeylere kafa yormak. Bir şarkı duyacaksınız, bir dizi izleyeceksiniz veya bir konuşmaya kulak misafiri olacaksınız ve temel varsayımları feminen önceliği tarafından domine edilmiş bir kültür ile çevrili olduğunuzu farkedeceksiniz. Yeni zihin yapısını içselleştirmek ve ya da eski zihin yapısına yeniden dönmek açısından bütün bunların içinde kendi pozisyonunuzu anlamanız önemli

Değişimi uygulamak

Yeni gerçeklik olarak algıladığınız şeyi uygulamanızın hayati olduğunu söylememe gerek yok. Öğrendiğiniz teorileri internetten çıkıp sahada test etmeniz lazım. Bu klüplerde kızlara yazmak, karınıza karşı tavrınızı değiştirmek ya da hatta iş yerindeki bir kadınla iletişiminizi değiştirmek anlamına gelebilir, tamamen size kalmış. Değişimi uygulamanın en zor tarafı, sizi daha önceden tanıyan kişilerin “yeni” sizi sorgulamalarının şoku olacak. Eğer yeni bir şehre taşınıp, yeni sosyal çevre edinirken piç alfa rolünü oynamaya başlasanız böyle bir derdiniz olmayacaktı. Ama sizi yıllardır bilen insanların gözünün önünde böyle bir değişim yaptığınızda, “olmadığı biri olmaya çalışan sahte biri” etiketini yiyeceksiniz.

İnsanların öngörülebilirliğe ihtiyaçları var – bu onlara diğerleri üzerinde belli bir kontrol hissi verir. Kendinizi değiştirdiğinizde, ya da kişiliğiniz bir dış etmen tarafından değiştirildiğinde, bu öngörülebilirliğe karşı bir tehdittir ve buna karşı mantıki tepki diğerlerinin dizi eski yerinize itmeye çalışmasıdır. Utandırma, kadınların başvurduğu doğal bir taktik, ama itki her zaman sizi yeniden kendi çerçevelerinin içine doğru olacaktır. Ve aslında diğerlerinin tehdit olarak algıladığı şey, yeni sizin çerçeve sarsıcı olmanızdır. Bunu bir kere ve ağır bir şekilde yaparsanız insanlar bunun sizin kişiliğinizin  daha önce “yanmış” olmaya karşı gerçekçi olmayan bir tepkisi olduğunu iddia edeceklerdir. Bunu ince bir zeka ile zamana yayarak yapın, insanlar değişimin gerçek olduğunu kabul etmeye daha istekli olacaklardır. Her zaman değişim talep edin ama bunun hemen olmasını talep etmeyin.

Bunu unutmayın zira arkadaşlarınız sizin dönüşüm sürecinizdeki en büyük şüphe kaynağı olacaklardır. Kötü niyetli olmayabilirler, ama anlamanız gereken şu ki, bu niyet normallik arzusunda geliyor, sizin için en iyisini istediklerinden değil. Eski bir kadın arkadaşınızın sizi ilk defa “hayvan” olarak tanımladığı an, sistem için bir şoktur. Eski benliğiniz alttan alta durumu düzeltmek isteyecektir ama bunu hakaret olarak algılama dürtünüze karşı koymanız lazım. “Evet, hayvanım” diye övünmek, bütün önceki hayatınız başkalarını kızdırmamak / gücendirmemek, hele de sikmek istediğiniz hatunları, üzerine kurulduğu için çok zor gelecektir. İçinizdeki beta için bu mantığa aykırı bir hareket. Size ne kadar sadist gelirse gelsin, beraber olmak istediğiniz kadınları dolaylı olarak kızdırma kapasiteniz, sizi bol bol ödüllendirecek. Fakat içinizdeki beta ile yeni yeni ortaya çıkan alfa arasındaki çelişki, uzlaştırması en zor çatışma olacak. Çoğu erkeğin dönüşüm esnasında çuvalladığı nokta burasıdır ve bunun sebebi de temel olarak bu erkeklerin duygularını kontrol edebilme pratiklerinin olmamasıdır.

Devamı : İçinizdeki betayı öldürmek – II

Çeviri : Kill The Beta

Her seferinde bir alışkanlığa odaklanarak disiplini sağlamak

Disiplinli olmak için irade gerektiğini hepimiz biliyoruz. Ama neden irademizi kullanıp disiplinli bir hayat yaşayamıyoruz sorusunun cevabı çeşitli. Bugün, en çok yapılan hataya değineceğim. Eminim çoğunuz bu hatayı, farkında olmadan da olsa, yapıyorsunuzdur : iradenin sınırlı bir kaynak olduğunu bilmemek.

Diyelim ki, disiplinsiz bir hayatınız var. Bağımlılıklarınız var (video oyunu, alkol, porno gibi) ve spor salonuna gitmiyorsunuz. Neyi ne zaman yaptığımız belli değil ve yapmanız gerektiğini bildiğiniz halde yapmadığınız yığınla şey var.

Öncelikle disiplin için ciddi iki sebebinizin olması lazım. İki dedim dikkat edin. Nasıl disiplinli olunur yazısında bahsetmiştik, sadece disiplinin ödüllerini değil, disiplinsizliğin cehennemini de her an aklınızda tutmanız lazım. Örneğin dünya üzerinde birçok yetişkin, kimse kendisini zorlamamasına rağmen her sabah aynı saatte işinin başında olacak disiplini bulabiliyor. Neden? Sonunda aldığı maaş çeki mi veriyor bu disiplini? Evet, kısmen ama asıl motivasyon, işe gitmezse ve işini kaybederse, çoluğunun çocuğunun aç kalacağı cehennem durumunun itmesinden geliyor.

Diyelim ki, tavsiyelerimize uydunuz ve bir plan yaptınız. Sabah erken kalkacaksınız, spor salonuna gideceksiniz, derslerinize çalışacaksınız, porno ve video oyunundan uzak duracaksınız, İngilizce kursuna yazılacaksınız, vs. vs. İradenizi kullanarak bunları yapmaya çalıştığınızda ise çoğu insan gibi bir süre bunları yapıp sonra dağılıyorsunuz.

Sorun muhtemelen insan iradesinin sınırlı olmasından. Bazı ciddi anlamda azınlık insanlar hariç çoğu insan her defasında sadece bir ya da iki şeyi irade gücü ile rutini dışına çıkıp yapabilir.

Bu durumda, sizin yapmanız gereken her seferinde sadece bir davranışı irade gücü ve disiplinli bir şekilde, alışkanlık olana kadar yapmak ve bu davranış alışkanlık olduğunda ise diğer bir tanesini ele almaktır.

Örneğin şu aşağıdakiler sizin yapmayı planladıklarınız :

  • Sabah 05:00de kalkıp spor yapmak
  • Sabah 05:00 – 06:00 arası spor yapmak
  • Pornoyı kesmek
  • Akşam 07:00 – 10:00 arası üniversite sınavına hazırlanmak
  • Gece saat 10:00’da yatmak (yedi saat uyku lazım diye)

Nasıl disiplinli olunur yazımızdaki gibi çizelgenizi yaptınız ve niyet edip yukarıdaki çizelgeyi uygulamaya başladınız. Başlayamazsınız. Kimse, hayatında ciddi bir şok olmamış ise 0% disiplinden 100% disipline gidemez. Gitmeye kalkarsanız, kimyanız sarsılır. Bunun yerine 3 hafta kuralı uygulamanız ve 0’dan 100’e aşama aşama gelmeniz lazım.

21 Gün Kuralı : Buna göre çizelgenizi yaptıktan sonra, nasıl disiplinli olunur yazısındaki gibi kendinize çalışanınız gibi kibar davranarak, bunu aşama aşama uygulayın. Örneğin yukarıdaki çizelgeyi ben olsam şöyle hayata geçirirdim :

  1. Önce 21 gün boyunca her gece saat 10:00’da yatardım. Ortalama 21 günde (bazı insanlarda bu biraz daha uzun sürebilir) saat 10’da yatmak irade gücünüzle yapmanı gereken birşey olmaktan çıkıp rutin halini alacaktır.
  2. 21 gün sonra sabah 05:00’da kalkmaya başlayın. Aslında bunu yukarıdaki ile birleştirebilirsiniz ama olmuyorsa zararı yok. 21 gün boyunca sabah saat 5’te kalkın. 6 haftaya hem gece 10’da yatıyor, hem de sabah saat 5’te kalkıyor olacaksınız. Sabah erken kalkmanın disiplin için önemini anlatmıştık. Bu şekilde 1.5 ay gibi bir sürede erken yatıp, erken kalkan biri olursunuz.
  3. 42. günde ise sporu hayatınıza 05:00 – 06:00 arası sporu sokun. 21 gün bunu disipline edin. 2 ay içinde erken yatan ve erken kalkan, aynı zamanda da sabah spor yapan biri olacaksınız.
  4. 85. günde sınav hazırlığı rutinine başlayın  …
  5. Ve sonra pornoyu kesin …

Böylece aynı anda 4 – 5 şeyi disipline edeceğinize ki yüzde 90’ınız bunu başaramaz, bir şeyi disipline edip rutinleştirme ile uğraşın. Birşey rutin haline geldi mi onu disipline etmeniz kolaylaşacak.

Tabii ki rutin hale getirdiğiniz şeylerden kaytardığınız da olacak. Acı çekeceksiniz ama örneğin sabah 6’da kalkmayı bıraktığınız zaman geri dönüp 21 günlük ek program ile onu tekrar rutin yapın. Sadece bir iki kaytarma önemli değil ama ne zaman rutinden çıktığınızı siz kendiniz anlarsınız zaten.

Böyle bir plan ile örneğin 5 önemli öğeye sahip bir çizelgeyi 15 haftada (4 aydan kısa bir sürede) oturtursunuz.

Saha raporu – Bir hatunu beklerken

Açıkcası bunu yazmayacaktım ancak dün bir çok takipçimizden şu saha raporu için “ya bir hatuna bu kadar efor harcanır mı?” tepkisi alınca, boşlukları doldurmak için bunu da anlatmakta yarar var.

Önceki saha raporunda, hatun kişisi beni yaklaşık 1.5 saat bir barda tek başıma bekletmişti ya, şimdi size o 1.5 saat boyunca ne yaptığımı anlatacağım.

Mekanda otururken sıkıntıdan, gelen tinder match’leri ile yazışmaya başladım. Bu kızımız da 22 yaşında, öğrenci. Kendi iddiasına göre tek gecelik ilişki, fuck buddy v.s. aramıyor kesinlikle uzun ilişki bakıyor. Müslüman ve dindar biri olduğunu söylüyor. Tahmin ediyorum çoğunuz böyle bir hatuna yürümeyi aklının ucundan bile geçirmez çoğu zaman.

Tinder‘dan telefona geçmek için 3-4 mesajlaşmadan sonra, whatsapp’a geçildi. İlk yeşil ışık “ne zamana kadar buradasın?” sorusu oldu, kadın dilinde bunun meali “gitmeden bir görüşsek ya senle” tam olarak. Baktık buluşacak vaktimiz var, ikinci sinyal geldi:

Kız: “Olgun görünüyorsun sen.” (yaş 27)

Ben: “Haha, kibar bir şekilde yaşlı mı demeye çalışıyorsun bana?” 

Kız: “Yoo ben olgun severim”

Herhalde normal bir erkeğin, daha fazla yeşil ışığa ihtiyacı yoktur. Mekanda hatun tarafından bekletilmenin etkisi ile, hatuna “gel şimdi buluşalım” dedim, “evdeyim yok olmaz” dedi. Biraz daha ısrar ettim, başı ağrıdığını söyledi.

Bence kritik nokta tam olarak burasıydı, burada “aaa tamam o zaman geçmiş olsun” demek en normal yol gibi gözükürken, bir akşamımı bu hatuna harcamaya değer mi sorusuna cevap aramak için atağa geçtim:

Ben: “Gel sen ben senin baş ağrını geçiririm ;)”

Kız: “Heheh nasıl olacak o?”

Ben: “Sen gel, gösteririm ben sana..”

Kız: “Gelemem ki, ailemle yaşıyorum ben.”

Ben: “Haa, peki o zaman yarın görüşürüz ;)” (gecenin 11’inde evden kaçıp gelmesini beklemek de artık fazlaca ısrar etmek olacaktı)

Kız: “Dışarda başka kızlara bakma ama :(“

Ben: “Valla sen gelip bakmamı engellemedikten sonra, ne yapacağıma söz veremem.. Haha”

Baktım bundan bir hal yol olacağı yok o gece, gidip mekan mekan avlanmaya da üşendiğimden, bir önceki hatuna doğru yola çıktım.

Bu hatunla, bir sonraki gün yemek için buluştuk. Zaten bir önceki günden hatunu elde etme ile ilgili soru işaretlerinin çoğunu elemiştim. Yemeğimizi yedik, hatunun çekingenliği sebebi ile dışarıda pek birşey olmadı. Yemeği bitirdiğimizde saat 8’di ve kız 11’de evde olması gerektiğini söyledi.

Eve gidip film izliyelim dedim, itiraz etmedi. Evde filmi 15 dakika kadar izleyebildik. Sonrasında hayatımdaki en ciddi son dakika direncine maruz kaldım ancak gece yine de mutlu son ile bitti.

Dün ben size bir önceki saha raporunu yazarken, bu arkadaş bana sen beni unuttun mu diye çıplak fotoğraf atıyordu. “iyi aile kızı” rolünü sadece 1 gün sürdürebildi, yazık.

Gelelim ben bunu neden anlattım:

Aslında bu kadar kolay kapanan saha raporu yazmayı sevmiyorum. Ama bir önceki saha raporundan sonra size, tek bir hatuna değil birden fazla hatuna düzenli olarak yazıyor olmanın yararını anlatmam lazımdı.

Burada ana nokta şu, önceki saha raporunda yazdığım kız benim tek yazdığım hatun olsa, kesinlike tökezler ve başaramazdım. Elinizde, hele de bir ilişkiniz olmadığı zamanlarda olabildiğince fazla hatun olsun. Hepsine yazın. Kimine fazla efor harcayın, kimi zaten kendi kendine gelip yatağınıza sokulsun. Tek bir hatuna odaklanınca, verilen emek fazla gibi gözükebilir ancak benim o hatunu 3 günden fazla umursayacak halim yoktu. Canım o gece onu götürmek istedi, bende ekstra efor harcayıp götürdüm.

Eğer gerçekten tabak çevirmek istiyorsanız size tavsiyem şu sayıları tutturmaya çabalayın:

Düzenli yatılan hatun sayısı: 2-4

Herhangi bir anda buluşma adayı hatun sayısı: 5-10

Sayılar yükseldikçe kendinize olan özgüveniniz artacak ve bu işi çok daha kolay yapabilmeye başlayacaksınız.

Erkeklik istatistik işidir, yeterince hatuna yürümeye başladığında, “match’den yatağa 4 saat” şeklinde gerçekleşecek ilişkilerin de olacak (bunu da ayrıca bir saha raporu olarak yazacağım, baya komik bir hikayem var), bir kere vermek için 3 date süründüren de. Burada hiçbir zaman bunun acısız bir süreç olduğunu söylemedik, çabalamayana ekmek yok.

Nasıl disiplinli olunur?

Dünkü Disiplin eşittir özgürlük yazımızdan sonra disiplin ile ilgili sorular geldi. Bu nedenle bugün Nasıl disiplinli olunur? sorusuna cevap arayacağız.

Öncelikle disiplin tam olarak ne demektir onu açıklayalım. Disiplin, aslında tek gerçeklik olan “şu anki” zevki, sanal bir “gelecekteki” yarara kurban etmek demektir. Bu nedenle zordur zira feda ettiğin şey somut gerçeklik aleminde birşey iken, beklediğin yarar ise henüz olmayan bir gelecektedir.

Cennet ve Cehennem

Disiplinli olmak için, öncelikle kendinize şu iki soruyu sorun :

  • Yapmam gerektiğini bildiğim halde yapmadığım ya da yapmayı sürekli ertelediğim şeyler neler?
  • Yapmamam gerektiğini bildiğim halde yapmaya  devam ettiğim şeyler neler?

Bu listeyi kimse size dikte edemez, ancak siz kendiniz yazabilirsiniz. Ve bu satırları okurken farkındasınız ki bu listedeki öğeleri zaten biliyorsunuz. Yine de kendinize zaman ayırın ve aklınıza gelenleri kağıda yazın. Daha sonra kendinize şu soruyu sorun :

  • Eğer yapmam gerektiğini bildiğim halde yapmadığım şeyleri yapmaya başlarsam ve yapmamam gerektiği halde yaptığım şeyleri bırakırsam; ve bunu da 5 sene boyunca disiplinli bir şekilde devam ettirirsem, 5 sene sonra nerede olurum?

Bu sorunun cevabını oturup kompozisyon yazar gibi yazın. Bunun sadece size değil, çevrenize nasıl iyi yansıyacağını ayrıntılandırın. Bu sizin cennetiniz. Motivasyonunuz.  Ama işte çoğu insanın disipline olamamasının sebebi, bunun ötesine gitmemeleri.

Disiplinin kaynağı motivasyon ve korkudur.

 Şimdi kendinize şu soruyu sorun :

  • Eğer yapmam gerektiğini bildiğim halde yapmadığım şeyleri yapmamaya ve yapmamam gerektiği halde yaptığım şeyleri yapmaya devam edersem; ve bunu da 5 sene boyunca yaparsam, 5 sene sonra nerede olurum?

Bu sorunun cevabını oturup kompozisyon yazar gibi yazın. Bu sizin cehenneminiz. Disiplinli olmazsanız, başınıza gelecek kötü şey. Bunun nasıl sadece sizin değil, çevrenizdekilerin de cehennemi olacağını ayrıntılı yazın.

Disiplinli olmak için hem cennete koşmaya, hem de cehennemden kaçmaya ihtiyacınız var. Disiplin sadece ödül ile olmaz. Disiplin için cezanın da tanımlı olması gereklidir. Korkusuz disiplin olmaz.

Askerlerin disiplini daha rahat içselleştirmeleri biraz da bundan. Sadece tanımlı bir cennetleri yok, eğer disiplini elden bırakırlarsa içine düşecekleri somut cehennemleri (düşmana yenilmek ve hatta ölüm) de sürekli enselerinde. Sivilde ise biz, cehennem kısmını tamamen es geçmeye meyilliyiz.

Erken Kalkmak

Disiplin için sonraki adım erken kalkmaktır. Birazdan yazacağımız hedefler ve korkular kısmı ilk adım gibi görünebilir ama bunları ortaya koymadan önce bile bu adımı harekete geçirebilirsiniz.

Erken kalkmak çok önemlidir zira onsuz disiplin olmaz. Erkenden kalkarak, günün disiplin tonunu belirlersiniz. Bunu bir rituel olarak da düşünün. Her güne, çok sevgili uykunuzu kurban ederek başlıyorsunuz ve güne kurban vererek başlayarak, disiplini yaratıyorsunuz. Disiplinin yukarıdaki tanımını anımsayın.

Egzersiz

Disiplin için ikinci adım egzersizdir. Kalktıktan sonra yapacağınız fiziksel egzersiz sizi günün içine, doğru enerji ile ateşleyecektir. Uykudan sonraki o tatlı tembelliği de kurban etmeniz, bonus olarak da ritueldir.

Çizelge

Dünyanın gelmiş geçmiş en ünlü merici zamanında demiş ki : “hayat siz başka planlar yaparken başınıza gelenlerdir”. Bok yemiş. Plan yapmak önemli ve bunu uygulanabilir bir çizelgeye çevirmek daha da önemli.

Evet, disiplinli bir yaşam için yapmanız gereken diğer adım ise çizelge. Ama çizelgeyi şunu şunu ve şunu yapacağım listesi olarak algılamayın. Çizelgeyi yapmanın en iyi yolu, yapılması istenen şeyleri isteyen tarafınızla, yapması gereken tarafınızı birbirinden hayali olarak ayırmaktır. Daha sonra da kendinizle, sizin için çalışan biri gibi pazarlık yapmalısınız. Yani sizin yapmak istediğiniz şeyler yanında, kendinize ödüller ve boş zamanlar da çizelgelemelisiniz.

Sizin için doğru iş yapılacak zaman / dinlenilecek zaman oranını bulun. Bir yerden başlayın ve onu azar azar arttırın. Mesela günde 7 saat iş, 9 saat boşluk diye başlarsanız, iş kısmını azar azar arttırarak hedeflediğiniz rakama çıkarın. Asla, hergün 16 saat diye girmeyin, hemen tükenir ve 1 haftaya kalmaz salarsınız.

Çizelgenizi kağıda yazabileceğiniz gibi Google Calendar kullanabilirsiniz. Bu adımı sabah rutininden sonra saydık ama bunu yapmanız için en iyi zaman gece yatmadan önceki yarım saat.

Gece yatmadan bir saat önce tüm elektronik aletleri bırakın ve yarım saat önce, ertesi gün için çizelgenizi yapın. Sabah uyanınca, yatakta dik oturun ve kalkmadan çizelgenizi gözden geçirin.

Çizelgenizi yaparken kenarda ihmal ettiğiniz ve siz ihmal ettikçe büyüyen işler konusunda uyanık olun. Bu tür işleri küçükken halletmeyi alışkanlık haline getirin. Bunlar sonradan çok ciddi boyutlara çıkabilir. Örneğin arabanızın motorundan gelen sesi ihmal ede ede birgün saatlerce yolda kalabilirsiniz.

Zayıflıklardan kurtulmak

Zayıflıklarınızdan kurtulmanızın tek yolu, onların üzerine gitmektir. Zayıflıklarımızı gözardı etmek onları yok etmediği gibi, büyütebilir de.

Egzersiz yapmaktan hoşlanmıyorsanız, gidin egzersiz yapmaya başlayın. Telefonla potansiyel müşterileri aramaktan mı korkuyorsunuz? Telefonu kapıp potansiyel müşterileri arayın. Kızlara yürümekten mi koruyorsunuz. Kızlara yürüyün.

 

 

 

Disiplin eşittir özgürlük

Çoğu insan kendisini geliştirmek için yapabileceği o tek değişimi arıyor. Hayallerini gerçeğe dönüştürecek o tek değişim. Fişten çekilmek ve kırmızı hap öğretisini öğrenmek, böyle bir değişim gibi görünebilir.

Fakat hayatınızı istediğiniz hale getirmek, sizi kafanızdaki potansiyel kişiye çevirmek için gerekli şey sadece bir tane değil. Ya da 10 veya 100 tane şey değil. Bu hızlıca koşup aşabileceğiniz bir yol değil ve maalesef kısa yol da yok.

Meditasyon sizi oraya ulaştırmayacak, ya da mucize bir hap. Sadece kırmızı hapı okumak ve zihninizde evirip çevirmek örneğin sizi daha maskülin bir erkek yapmayacak.

Daha iyiye evrilmek baş koymanız; gün-gün, hafta-hafta, ay-ay vermeniz gereken bir savaştır. Bu savaş tembelliğe, zayıflığa, nefsinize yenik düşmeye karşı hiç durmayacak olan bir savaştır.

Bu savaş, disiplin gerektirir. Çok çalışma ve kendini adama gerektirir. Erken kalkmanızı, geç yatmanızı ve bu ikisi arasındaki her dakika disiplinli bir şekilde çok çalışmanızı gerektirir. Hem de HER GÜN!

Eğer daha iyiye evrilmek istiyorsanız, bunun kısa yolunu aramayı bırakın. Hemen disiplin ve çok çalışma savaşına girişin. Kırmızı hapı bilgisayar başında okuyarak ve yazarak mı yutmaya uğraşıyorsunuz? Yapmayın. Bu fiziksel bir savaş. Hergün saat 6’da kalkmanızı, 11’de yatmanızı ve aradaki zamanda ağırlık kaldırmanızı, işinize ve daha fazla kazanmaya odaklanmanızı gerektiren bir savaş. Eğer bilmiyorsanız disiplinli bir şekilde İngilizce öğrenmenizi, eğer İngilizce biliyorsanız üçüncü bir dili öğrenmeye başlamanızı gerektiren bir savaş. Hergün, hayatınızın her anında dominant ve maskülin konuşmaya ve davranmaya çalışmanızı gerektiren, kadınlar tarafından reddedilme korkunuzu aşmak için oyunu pratik etmenizi gerektiren bir savaş.

<<Motivasyon
Motivasyon hakkında fazla endişelenmeyin.
Motivasyon kaypaktır. Arada gelir gider.
Motivasyon güvenilmezdir ve hedeflerinizi başarmak için motivasyona bel bağlarsanız yarı yolda kalırsınız. (*)

Her sabah kalkmak ve işe
koyulmak için motive olmayı beklemeyin. Sırtınızı motivasyona dayamayın.
Sırtınızı disipline dayayın. Ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.

Yani :

KENDİNİZİ YAPMAYA İTİN.

Bunu da disiplinle yaparsınız.

Herkes iş yapmadan amaçlarını elde ettirecek mucize hapı arar.
Fakat böyle birşey yok.

Hayır.

Çok çalışmak zorundasınız.
Çizgiyi tutmak zorundasınız.
İşleri yapmak zorundasınız.
Yani hemen çalışmaya başlayın.
Disiplinli olun. Disiplinin kendisi olun.

BAŞARIN.

Hepsi bu.

Joko Willink >>

Yorgunluk, isteksizlik, yarın yaparım abicilik asıl düşmanlarınız. Feminizm, hipergami, vs … Bunlar tembelliğin, motivasyonsuzluğun ve işleri ertelemenin yanında hiçbir şey değiller.

<<  Artık yok.

Artık bahaneler yok.
Artık “yarın yaparım” yok.
Artık “bir seferlikten birşey olmaz” yok.
Artık kendi nefsimin zayıflıklarını kabullenmek yok.
Artık kolay yolu konuşmak yok.
Artık zihnimi işgal eden sağlıksız ve verimsiz düşüncelere  boyun eğmek yok.

Hayır!

Artık yok.
Artık doğru zamanı beklemek yok.
Artık kararsızlık yok.
Artık daha fazla yalan yok.
Artık zayıflık yok.

Hayır!

Artık yok.
Şimdi güçlü olmanın zamanı.
Ve güç ile, kararlılık ile, mutlak bir disiplin ile
Olmak istediğim kişiye dönüşeceğim.
Ve ancak o dönüşüm tamamlandığında oturup
Artık yok diyeceğim

Joko Willink >>

Kendinizi hergün istisnasız sabah saat 6’da o yataktan kaldıracak disiplini elde etmediğiniz sürece başarılı olma şansınız yok. Haftanın 3 – 4 günü salona gidip ağırlık kaldırmadıkça başarılı olma şansınız yok. Hergün bilgisayar oyunlarına, internette sörf yapmaya, film veya dizi izlemeye, pornoya saatlar ayırdıkça gelişme şansınız yok. Bu alanlarda disiplini ele alacak kadar maskülin değilseniz, gidip kızlara yürümenin pek bir faydası yok.

<< Hergün

Bu yarı – zamanlı bir iş değil.
Bu mesaiyi bitir ve artık evine git işi değil.
Bu, haftasonu tatil yaptığınız bir iş değil.

Hayır.

Bu işte haftasonu tatili diye birşey yok.
Bu hergün yapmanız gereken bir iş : Hergünün Pazartesi olduğu bir iş.
Ve bu hoşunuza gitmeyebilir.

Ben? Ben buna bayılıyorum.
Benim için hergün yeni bir başlangıç.
Yeni bir gün.
Yeni bir hafta.
Hayata yeni bir başlangıç.
Kapıdan erkek gibi çıkıp, güne acımasızca saldırmak ve sahip olmak için yeni bir fırsat.

Bugün kelleler alacağım.
Baskı kuracağım.
Saldıran taraf benim.

Tabii ki yorulacağım.
Dayak yiyeceğim hatta nakavt olup yere serileceğim.
Kötü günlerim de olacak.

Ama DURMAYACAĞIM.

Joko Willink >>

Disiplin eşittir özgürlük nereden çıktı diyeceksiniz. Burada yazdıklarım emekli komando Jocko Willink’in felsefesi ve disiplin konusunda yazılmış en iyi kitaplardan biri olan Discipline Equals Freedom: Field Manual kitabının konusu. İngilizce biliyorsanız mutlaka okuyun. Bilmiyorsanız öğrenin ve sonra bu kitabı okuyun. Kitap iki kısımdan oluşuyor. İlk kısımda teori var ve ikinci kısımda ise pratik. Joko, ikinci kısımda, bu konuda ne yapacağını ve nereden başlayacağını bilemeyenler için çok sağlam bir yapılacaklar listesi veriyor.

Gerçi Joko’nun oldukça sağlam podcastlarını dinlerseniz, kitaptaki çoğu şeyin orada anlatıldığını göreceksiniz.

(*) – Motivasyon neden kaypaktır nasıl disiplinli olunur yazısında değindik.

Maskülen benliğini geliştirmek

Storm, Kadınları para ile elde etmek yazısında sormuş :

Senin deyiminle “kendi maskülen benliğini geliştirmek” nasıl olacak?

Bu konuda kitap yazılır aslında ama bir yazıya sığdırmaya çalışayım. Maskülen benliği geliştirmek, aslında kırmızı hap öğretisinin temel amaçlarından biri. Bu sadece kızlara yürümek için değil, hatta kırmızı hap için kızlara yürümek yan ürün olmaya başladı. Bir erkeğin maskülen benliğini geliştirmesi, hayatının merkezine kendisini koyması ve kararlarını kendini, isteklerini ve duygularını odağa koyarak vermesi ve daha başarılı bir insan olması için yapması gereken birşey.

Birinci olarak, ikinci olarak, , üçüncü olarak vs. vs. kendinize odaklanın. Sonra kadınları düşünün.

Kırmızı hap çok fazla teorik bilgi içeriyor gibi görünse de, maskülen benliği geliştirmek için pratik olarak ortaya çıkan yok haritası çok karmaşık değil. Sadece yapması zor ve disiplin isteyen birşey ve bu nedenle birçok erkek böyle bir yola gireceğine kolay yol ya da mucizevi bir hap arıyor.

Maskülen benliği geliştirmek için yapılması gereken ilk şey, bu benliği kendi kendinize bastırmanızı sağlayan safsatalardan kurtulmaktır. Bu zihinsel detoks için bir tur Rollo Tomassi Türkçe çevirisi serimizi okumanız ve anlamanız, işin çoğunu halledecektir.

İkincisi ise hemen Kırmızı Hap Öğretisinin pratiğine başlamaktır :

Birincisi ve en önemlisi ağırlık kaldırmak.  Ağırlık kaldırın, kardiyoya asıl amaç değil. Evet şişmansanız zayıflamanız lazım ama spor salonunun asıl verdiği şey adeleler değil testosteron

İkincisi, iyi ve sağlıklı beslenin ve iyi uyuyun. Sabahlara kadar parti yapmak, hamburgerle beslenmek ve bira fıçısına düşmek 20lerin ilk yıllarına kadar yapılabilir ama sonrasında tamamen erkekliğinizden yer. 

Üçüncüsü, eğer çalışmıyorsanız, kendinize bir iş edinin. Eğer boktan bir işiniz varsa daha iyisini bulun. Eğer işiniz iyi ise ve siz bir süredir yükselmiyorsanız, işte yükselmenin yollarını arayın.

Bazen kırmızı hap pratiğini yoğun uygulamanız gereken bir sürece ihtiyacınız olabilir. Buna camiada Rahip Modu derler. Hank Moody bu konuda şu yazıları yazmıştı, bunları uygulamanız maskülen benliğe hızlı bir geri dönüş sağlamak için çok önemli : Rahip Modu (Monk Mode) – Giriş, Gelişim ve Hatunlarla İletişim.

(Hatunlarla İletişim konusunda birçok kırmızı haplıdan ayrıldığımızın farkındayız. Kırmızı hapın kanaat önderlerinin önemli bir kısmının felsefesi, “siz kırmızı hapın gereklerini, yatırımlarını yapıp erkek egemenlik hiyerarşisinde yükselin, kızlar size zaten gelecektir”dir. Biliyorum çok fazla basitleştirdim. Kırmızı hap öncesi PUA takipçiliğinden gelen kol ise, kızlara aktif olarak yürümenin, bu olayın önemli bir parçası olduğunu düşünür. İki yoldan hangisini seçtiğiniz önemli değil ama biz burda ikinci kola daha yatkın olarak yazıyoruz.)

Bir sonraki adımda çerçeveyi korumayı ve dominant olmayı hayatınızın bir parçası haline getirin. Testosteron bunun için önemli ama sadece spor ve iyi beslenme ile yeterli testosteron seviyesine çıkamazsınız. Hareketleriniz ile de testosteron salgılamanız lazım.

Çerçeveyi korumayı ve dominant olmayı başaramayan erkeklerin en büyük problemi, bunu sadece kızların önünde yapmaya çalışmalarıdır. Kızlar etrafta yokken bile çerçeveyi ve dominant zihniyeti sürekli pratik etmeniz lazım. Bunun için de bu iki özelliğe sahip bir adamın vücut dilini, bilinçli bir çaba ile göstermeniz lazım.

Çerçevesi ve dominant karakteri sağlam bir erkek rahat, yavaş, kendinden emin ve yumuşak şekilde hareket eder. Bunlara sahip olmayan bir erkek ise tedirgin, hızlı, ürkek ve sert hareketler yapar. Bu gerçeği hemen hemen herkes bilir. Çok az kişinin bildiği ise, insanın ruh hali ile hareketlerinin birbirini iki yönlü etkilediğidir.

Şimdi bunu dikkatli okuyun :

Maskülen bir ruh hali ile maskülen erkek gibi hareket edeceğiniz gibi, maskülen bir erkek gibi (rahat, yavaş, kendinden emin ve yumuşak) hareket ederek, ruh halinizi maskülene çevirebilirsiniz.

Nasıl? Yapana kadar yapıyor gibi yapmak yazımızda açıkladık :

Bizim duygu diye hissettiğimiz şeylerin hormon salgılanması ile alakalı olduğu artık bilinen birşey. Yeni yeni keşfedilen şey ise hareketlerle hormon salgısının değişebileceği ve bunun da duygu yaratabileceği. Belgeselin aşağıdaki Fake It To Make It (Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak) bölümünde, alfa maymun hareketleri yapmanın (örneğin kollar havada açık V duruşu) testosteron seviyesini 20% arttırdığı ve tam tersi itaatkar ve boyun eğer hareketlerin ise 10% azalttığı verisinden yola çıkarak bir deney yapılıyor.

Testosteron, erkeklik hormonu ve yüksek seviyeleri erkeklerin egemenlik ve hırs dürtüsü ile alakalı. İşin ilginci, bu tür özgüven hareketleri sadece testosteronu arttırmak ile kalmıyor, kortizol seviyesini de (stres hormonu) azaltıyor. Bu da alfa erkekliğin sadece agresif bir hırsla değil, stres karşısından serinkanlı bir şekilde davranmayla da ilişkisini açıklıyor.

Maskülen erkeğin hem dominant hem de rahat olması, bu iki hormonun etkisi.

Eğer doğal olarak maskülen ve rahat biri değilseniz, bunu pratik etmek için bir kadının yakınında olmayı beklemeyin. Gündelik hayattaki, sıradan şeyleri maskülen ve rahat bir şekilde yapın. Hızlı yemek yiyen biri iseniz, yavaş yemek yeyin, lokmalarınızı yavaş ve sonuna kadar çiğneyin, koltukta tek başınıza otururken bile alfa oturun, her zaman sırtınız dik, göğüs ilerde ve omuzlar hafifçe geri yürüyün, vs.

Bir kıza yürürken, ne dediğinize ve nasıl dediğinize dikkat ettiğiniz kadar vücut dilinize de dikkat edin. Ağır, sakin ve rahat bir şekilde hareket edin, kıçınızda kurt varmış gibi kıpırdanmamaya özen gösterin.

Ve bu çok önemli : ruhunuzu aşk temalı diziler ve romantik komediler ile zehirlemeyi bırakın. Hayatının kadınını, hayatının odağı yapan erkeklerin “kahraman” olduğu bu tür senaryolar, siz fark etmeseniz de sizin kadın – erkek ilişkilerinde beta çukuruna batmanıza oldukça yardımcı oluyor.

Aynı şekilde aşk şarkısı dinlemeyi de bırakın. Hele hele kendini terk eden kadının ardından salya – sümük ağlayan adam arabeski ve kuyruk acısı ile kadına lanetler yağdıran adam protestinden uzak durun.

İlişkiler konusunda, zihin yapınızı ONEitis‘ten kurtarıp, bir sonrakine ayarlayın. Bir erkeğin gücünün opsiyonlarından ve kendine opsiyon yaratma kapasitesinden geldiğini unutmayın.

Bunları yaptığınız zaman, maskülen benliğiniz kendiliğinden gelişir, merak etmeyin. Başka bir açıdan aslında maskülen benliğiniz içinizde fakat sizi feminen yapan sosyal koşullamanın altında gömülü. Tek yaptığınız, onun üstündeki enkazı kaldırmak ve onu açığa çıkarmak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Biz Şimdi Neyiz?

Alfa erkek hakkında birçok tanımlama var. The Red Pill camiasındaki herkes alfa erkeği farklı şekillerde tasvir ediyor. Tam olarak şu ya da bu, denilen ortak bir alfa erkek tanımı yok. Güç ve otorite sahibi olma, liderlik etme, sözünü geçirebilme gibi herkesin hemfikir olduğu bazı özellikler var ama bunlar da tam olarak alfa erkeği tanımlamıyor. Bazıları alfa erkeğin superman gibi iyi bir karakter olduğuna inansa da, bazıları joker gibi pisliğin teki olduğunu düşünüyor. Bunlardan ikincisi bana daha uygun geliyor. Alfa dediğimiz adamın, elinde alışveriş poşetleriyle zile bastığını, ” hanım, bugün ne yemek yaptın? ” dediğini düşünemiyorum. Alfa erkek, kadınların hayranlığını kazanan sonra da işini gördükten sonra onlara tekmeyi basan, serseri ruhlu, pislik bir heriftir. Sadece kendini düşünür. Acı vermeyi sever. Bu yüzden dark triad dediğimiz şey, adeta onun karakterini oluşturur. Toplumdaki güç dengesini kendi lehine bozar ve istediğini elde etmek için her türlü kötülüğü diğer insanlara reva görür. Sanırım, Cengiz Han bu tanıma cuk diye oturuyor. Zevk ve sefa dolu hoyrat yaşamında fethettiği coğrafyayı kan gölüne çevirip sayısız suç işlemesine rağmen imparator olarak saygıyla anılıyor. Adına belgeseller yapılıyor, tarih kitapları adamdan gururla bahsediyor. Mesela, Hitler’i düşünün. Milyonlarca insanın kaderi, dudaklarının arasında. Bu adamın zamanında yaşasaydınız, otoritesine saygı duymaktan başka çareniz kalmayacaktı. Güç dengesini nasıl kurduğuna bakın: Alfa> sistem> toplum. Ben şahsen böyle bir adamın otoritesi altında yaşamak istemezdim.

İyi de, ne yapalım yani? Bir erkeğin bu noktada yapabileceği en iyi şey, Alfa olmaktan ziyade kendi değerini yükseltmeye çalışmak olmalıdır. İş yerinde eksikliği hemen hissedilen, değerli biri, evde güçlü, otoriter, saygı duyulan bir baba, arkadaşları arasında sözü geçen bir adam… Diğer türlü kendinizi tabutta ya da hapiste volta atarken bulabilirsiniz. Sistem, onu altüst edip kendinize göre ayarlayacağınızı bildiği için kendini güvence altına almış ve sizi elemek adına ciddi çalışmalar yapmıştır. Alfa olmak suç işlemeyi gerektirir çünkü yasalar onun karşısında konumlanmıştır. Sisteme düşman olmak yerine, mevcut sistemin avantajlarını, yelkenleri şişiren bir rüzgar gibi kullanıp yol almak gerektiğini düşünüyorum. Red Pill’i almış bir adamın beta olmasına imkan yok. Alfa olması da eğer ciddi bir travma yaşamamışsa çok zor. Bu adamın yapması gereken, karısına iyi bir eş, kardeşine iyi bir abi, annesine iyi bir evlat, topluma yararlı, değer yaratan bir birey olmak.

İnsan hayatı bir yolculuktur. Bu yolculukta eğer ders alabilirsen tecrübeler altın değerindedir.  Red Pill sana bu tecrübeleri nasıl değerlendirmen gerektiğini söyler. Kafandaki soru işaretlerini giderir. Alfa widow’dan, hipergamiden, slut shaming’den bahseder. Bu kavramlar hayatidir.

Peki biz şimdi neyiz?

Biz, çocukluğumuzdan beri betaize edilerek yetiştirilmiş, maskülen özellikleri törpülenmiş erkekleriz. Kafamızdaki soru işaretleri bizi gerçeği aramaya itti ve Red Pill ile tanıştık. Hayatımızın birçok alanında yüzümüze vurulan gerçeklikleri reddettik. İyi hissetmek için kendimize yalanlar söyledik. Vaktimizi boşa harcadığımız da oldu ama artık her şeyin farkındayız. Kurşunlarımızı doğru yere harcıyoruz. Hiçbir şeyin bizi yıpratmasına izin vermiyoruz ve erkek olmanın hakkını vermeye çalışıyoruz.

Erkek adamın en önemli 12 özelliği

Erkek adam olmak öyle kolay bir iş değil. Özellikle medyanın ve toplumun erkek adam özelliklerini kaba ve modası geçmiş antikalar olarak sürekli yerdiği, erkeklerin gitgide daha çok feminen hanım evlatlarına çevrildiği günümüzde.

Bu yazımda “kendine güven”, “güçlü bir vücut diline sahip ol” gibi klişelere girmeyeceğim. Bunun yerine bir erkek adamda olması gereken, gerçek bir erkeği, hanım evlatlarından ayıran 12 adet özelliği listeleyeceğim.

Eğer senin kişilik özelliklerin burada listelenenlere uymuyor ise iki seçeneğin var :

1 – Bu yazıyı göz ardı et ve bu siteyi terk et.

2 – Kişiliğin bu 12 özelliğe uyacak şekilde kendini geliştir (erkek adam olmak kolay değil dedik mi? dedik.) Tabii ki kendini geliştirmek tamamen bu 12 özellik ile sınırlı değil ama bir erkek için bu 12 özelliğe sahip olmak en iyi başlangıç.

Ve unutma, bu 12 özellik sadece kadınlarla daha başarılı olmanı değil, aynı zamanda hayatının her alanında daha başarılı olmanı da sağlayacak özellikler. Ve yine unutma ki, şu an bunlardan sadece 3 – 5 tanesi bile seni tanımlıyor olsa bile çalışarak 12’de 12 yapmak mümkün.

Neyse, uzatmadan listemize geçelim.

1 – Erkek adamlar karar vericidir.

Hayatınızı başkalarının karar vermesini bekleyerek mi geçiriyorsunuz, yoksa hızlı ama iyi düşünülmüş kararlar verebilen bir lider misiniz? Örnek verelim :

Gerçek bir erkek adam, kız arkadaşı / karısı “bu akşam dışarı çıkacak mıyız?” sorusuna asla şu şekilde cevap vermezler :

“Oh, bilmiyorum hayatım, sen ne yapmak istersin?”

“Bilmiyorum bebeğim. Sen ne istersin?”

“Himmm, bilmem ki. Senin kafanda birşey var mı?”

Bu ne lan!

Gerçek bir erkek, sorumluluğu ele alıp hemen olumlu ya da olumsuz bir karar verir.

“Evet, hadi çıkıp birşeyler içelim ve sonra sahilde yürüyelim.” ya da;

“Bugün birşey yapasım yok. Yarın konuşalım”.

Aradaki farkı görebiliyor musunuz? İlk örnekte alfa erkeği olumlu ve spesifik bir karar veriyor. Kadının kararı beğenip beğenmediği önemli değil. Önemli olan spesifik bir kararı hızlıca vermek. Zaten kızın soruyu sormasının sebebi de bu. Senin soru ile geri dönmen değil, bir karar vermen.

Erkek adam ne istediğini bilen biridir sonuçta.

2- Erkek adam kendi kendine yeter.

Hayır, Elizabeth (5 kız kardeş ile aşk) değil mevzu bahis olan. 20’lerinin ortalarına yelken açan bir adamın hala ailesinden harçlık almaması gibi bir durumdan bahsediyoruz. Hala üniversitede isen eyvallah (gerçi mezuniyet yaşını çoktan geçmiş isen eyvallah değil de!).

Bırak üniversiteyi, iş yaşamı çağında olup da hala ana babasının eline bakan erkekler var. Daha da kötüsü, karısının eline bakan erkek. Erkek adam böyle birşeyi asla yapmaz.

Erkek adam kendi kendine yeten, kendi hayatını sağlayabilen biridir. Eğer ailesi varsa karısının ve çocuklarına da bakan biridir. Hatta ideal de, karısı çalışmasa da ailesini geçindirebilen biridir.

Arada geçirdiği işsiz dönem ya da zorluk yüzünden yardım almak zorunda olan erkeklerden bahsetmiyorum. Bunu bir yaşam tarzı haline getirmekten bahsediyorum.

3 – Erkek adam kolay kolay kendi yolundan çıkmaz.

Erkek adamın hayatta bir amacı ve vizyonu olur. Ve bu vizyon ve amacın arkasında durur. Kimsenin kendisini bundan caydırmasına kolay kolay izin vermez.

4 – Erkek adam içgüdüsel olarak motivedir.

Erkek adamların genelde kendi amaç ve vizyonlarının verdiği içsel çekirdeklerinden gelen bir motivasyonları vardır (YouTube’da izlediği motivasyon videolarından değil). Motive olmak için başkalarından motivasyon beklemezler ve ihtiyaç duymazlar.

5 – Erkek adam konformist değildir.

Öncelikle bilmeyenler için konformist : “geçerli olan fikirlere veya inançlara uyan kimse”

Konformistler sürüyü takip eden koyunlardır genellikle. Kendilerine ait amaçları, idealleri ve kararları olmaz. Sürü nereye giderse onlar da oraya meyillenirler.

Konformistler bunu her zaman doğru olduğu için değil, onay ve takdir bekledikleri için yaparlar. Erkek adam ise bir şeyi doğru olduğuna inandığı için yapar. Onay dilenmek için değil. Erkek adamlar kendi yollarını kendileri çizerler ve sürü o yoldan gitmese bile kendileri o yolu takip ederler.

6 – Erkek adamlar fiziksel güçlerinin ve sağlıklarının doruklarındadırlar.

Bu maddenin önemini, televizyon ve bilgisayar başında patatese dönen hanım evlatlarının çoğunlukta olduğu günümüzde, ne kadar tekrar etsem az. Erkek adam yaşının ve fiziksel engellerinin elverdiği en güçlü durumdadır hep. Erkek adam, kendisiyle aynı yaş grubunda ve fiziksel engel durumunda olan erkekler arasında her zaman en güçlülerinden biridir.

Günde 4 saat bilgisayar başında pineklemek ile erkek adam olunmaz. Erkek adam şişman olmaz. Erkek adam, spor yapar. Ne yiyip içtiğine dikkat eder.

7 – Erkek adam zihnini de sürekli besler.

Erkek adam vücuduna gösterdiği ilgiyi zihnine de gösterir. Sürekli yeni bilgileri takip eder ve zihnini çalıştıracak meşguliyetler bulur.

8 – Erkek adam konuşmadan önce dinler.

Birçok insan sadece kendilerinden, kendilerinin olan şeylerden konuşurlar, dedikodu yaparlar. Erkek adam ise söyleyecek iyi birşeyi yoksa ağzını açmaz. Sürekli konuşmak ve kendi düşüncelerini açık etmek yerine, konuşmadan önce düşünür ve daha iyisi konuşma kısmını karşısındakine bırakır.

Bu özelliğin bir artısı da kadınlarla başarınıza etkisi. Çoğu erkek, özellikle bir kadınla buluştuğunda, ortamı yumuşatmak için veya sessizliğin stresi ile baş edemediklerinde çok konuşurlar. Hatta erkeklerin büyük çoğunluğu ilk defa etkileştikleri kadınları sadece 5 dakikada kendilerinden soğutmakta oldukça başarılıdır. Eğer bu aşamayı zar zor geçseler bile önlerindeki 15 dakikada tüm hayatlarını kadının önüne serip, başlangıçta kadın için elzem olan gizemi tamamen bozdukları için tüm şanslarını kaybederler. Bunun panzehiri ise konuşmayı kadına bırakmak (örneğin konuşmanın en az yüzde 70ini onun yapması).

9 – Erkek adam kontrol manyağı değildir.

Erkek adam olmayan erkekler genellikle dominant olmayı kontrol manyağı olmakla karıştırırlar. Bunun en yaygın ve görünür hali de aşırı kıskançlıktır. Bir erkeğin kontrol manyağı (örneğin kıskanç) olması onun erkek adam olmasından değil, kendine güveni olmayan bir ezik olmasındandır (dışarıdan öyle görünmese bile).

10 – Erkek adam etkilemeye çalışmaz.

Bu erkekleri her yerde görüyorsun. Muhtemelen sen de onlardan birisin. Her açtığında kendinden konuşan. Başarılarını, sahip olduklarını anlatan. Çoğu zaman konuşan onlar değil, kendi özgüven yoksunlukları. Onay ve ilgi dilenen tarafları. Kendilerini önemli hissetme ihtiyaçları.

Erkek adam, kendi başarıları ve sahip olduklarını ulu orta sergileyerek karşısındakini etkilemeye çalışmaz. Erkek adamın başkaları üzerinde iyi izlenim bırakan tarafları (a) karakterleri ve (b) başkalarının hayatlarında bıraktıkları olumlu izlerdir.

11 – Erkek adam sorumluluk sahibidir.

Kaybedenler, kendi hata ve başarısızlıkları için hep başkalarını suçlama eğilimindedir. Bu kişiler kendi hayatlarında boktan giden şeylerin sorumluluğunu almaktan kaçarlar. Çoğu için problemler kötü şanstan, böyle gelip böyle gidecek şeylerden kaynaklanır. Devletin bu işe birşey yapması lazımdır.

Gerçekte ise kötü giden şeylerin büyük çoğunluğunda hata sendedir. Erkek adam bunu bilir ve kabul eder. Ve bunu değiştirmek için elinden geleni yapar.

12 – Erkek adam onay aramaz.

Erkek adamlar ne istediklerine bakarak karar verirler. Başkalarının ne istediğine değil. Erkek adam bir şeyi başkalarından onay ve ilgi görmek için yapmaz – ve istediği şeyler için özür dilemez. Kendi isteklerini en öne koyar ve amaçlarını, hedeflerini ve hayallerini başkalarını mutlu etmek için harcamaz. Kendisine gerçekten önem veren kişilerin kendisini anlayacağını bilir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.