Donald Trump – Justin Trudeau

Aşağıdaki fotoğraf, Amerika Birleşik Devletleri başkanı Donald Trump ile Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun görüşmesinden. Politik görüşünüzü bir kenara bırakarak, fotoğraftaki iki erkeğin vücut diline bakın.

Trudeau’nun büzülmüş vücudu, suratındaki tedirgin bakış, ellerini ve bacaklarını sanki karnına yumruk yeme ihtimali var gibi kapalı tutması ve parmakları ile oynaması (ya da oynuyor gibi görünmesi) kendisi ve beta kafa yapısı hakkında çok şey anlatıyor.

Trump ise daha dik, bacakları açık, daha açık bir vücut diline sahip ve ellerini aşağı doğru kasıklarını işaret eder şekilde birleştirmiş. Oldukça rahat görünüyor. Alfa lider erkek pozunda.

Trudeau feminen ve oldukça fazla miktarda social justice zımbırtısına bulaşmış bir mangina. Kafa yapısı tamamen bir beta. Ama adamı hiç tanımasanız bile, bu fotoğraftan feminen bir erkek olduğunu görebiliyorsunuz.

Alfa bir kafa yapısıdır, demografik değil

Alfa – beta ikilisi ile ilgili en fazla yapılan hata, bunların biyolojide kullanıldığı şekilde bir bireye sıfat olduğunu düşünmektir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, biz de burada kolaya kaçıp “alfa davranışları baskın erkek” / “beta davranışları baskın erkek” demek yerine, alfa erkek / beta erkek deyip geçiyoruz. Oysa alfa bireye değil bir kafa yapısına ya da davranış şekline sıfattır.

Alfa bir kafa yapısıdır, demografik değil. – Rollo Tomassi

Üstelik durum biraz daha karışık :

  • Bir erkeğin hayatının bir alanında alfa kafa yapısına sahip olması, onun diğer alanlarında da alfa kafa yapısına sahip olacağını garantilemez. Buna en güzel örnek, kız arkadaşı Asia Argento’yu oneitis yaptığı ölmeden önce verdiği demeçlerde, fotoğraflarda ve arkadaşlarının verdiği bilgilerde belli olan ve söylentiye göre Asia Argento’nun kendisini aldatmasından sonra intihar eden ünlü şef Antony Bourdain. Bu adam, iş hayatında tamamen alfa kafa yapısında olsa da, aşk hayatında neredense tamamen beta kafa yapısında.
  • Bir erkeğin alfa kafa yapısında olması, mavi haplı olmasına engel değildir. Yine Antony Bourdain’i ele alalım. Kız arkadaşı Asia Argento’nun uzun süreli ilişki materyali olmadığı her tarafından bağırıyor : vücut dövmelerle ve metalle kaplı. Kendi rızasıyla Harvey Weinstein’ın casting couchundan geçtikten yıllar sonra MeToo hareketi ile bunun tecavüz olduğuna karar verip bunu lehine kullanmaya çalışan bir ilgi orospusu. 25 yaşında bir rockstardan sonra 35 yaşında daha efendi bir adamdan çocuk yapmış, ikisini de boşamış. Normalde ucundan kırmızı haplı bir erkeğin 100 metre yanına yanaşmayacağı bir hatuna sırıl sıklam aşık. Ki bir öncesinde MMA savaşçısı bir kadınla evlenip, onun boynuzuyla boşanmış (hatun Bourdain’i parasını kendi ödediği trainer ile aldatmış) bir erkek.

Erkeklerin alfa algısı genelde “erkeklerin lideri” diye anılan grup erkek. Oysa aşağıdaki grafikte göreceğiniz gibi, bunların sadece bir kısmı alfa.

Alfa – beta kavramlarının bir kafa yapısına sıfat olduğunu unutursanız, kırmızı hap bilgileri sizi büyük bir karamsarlığa itecektir. Zira erkeklerin 80%si beta 20%si alfa (ki aslında 90% – 10% muhtemelen) lafını duyunca, bunun kader olduğunu düşünürsünüz. Bir bireyin ya alfa ya da beta olduğunu sanarsınız.

Oysa kafa yapısı olarak alfa – beta, daha dinamiktir. Tepe alfa davranışları baskın erkek grubu oldukça dinamiktir. Orada kalmak zordur ve sürekli çaba ve şans ister. Bu gruba sürekli alttan bireyler çıkar ve sürekli olarak da bu gruptan bireyler beta davranışları zaman içinde baskınlaşarak aşağı düşerler. Örneğin bekar iken alfa davranışları baskın bir erkek, evlendiğinde salarak müzmin bir betaya dönüşebilir. Bu arada evliliği boyunca beta ayak paspası olan bir erkek, boşanma tecavüzüne uğradıktan sonra hayatta kalırsa, hızla alfa davranışı baskın bir erkeğe dönüşebilir.

Bu gerçeği ara ara hatırlatmakta fayda var. Zira siteye sürekli yeni insanlar geliyor.

Alfa bir kafa yapısıdır, demografik değil

Saha raporu – çikolata beklerken içilen soğuk su

8-10 gündür game girişimim olmamıştı. Dün avm’ye gezmeye gittim. Çikolata reyonunda çalışan, bu hafta gördüğüm in güzel şey olan hb8 i gördüm ve çok etkilendim . Yanında hb3 vardı. Yanlarına gittim ve şöyle bir konuşma gerçekleşti.

B:Merhaba
Hb8:Buyrun
B:çok hoş ve güzel birisiniz :))
Hb8: :)) ….
Hb3: Eee
B: (hb8 e bakarak) sadece bu kadardı, kolay gelsin
Hb3: deli herhalde
Hb8: 😂😂😂😂😂 (hatunun çok hoşuna gitti egosu tavan yaptı tabi)

Ertesi gün, game açılışı yapıp yapmamam konusunda kararsız kaldım. Şansımı denemeli miydim? Yoksa iltifat edilen kıza ikinci kez gitmeyip next mi yapmalıydım? Ve Karar verdim. Gidip konuşacak ve %90 reddedilecektim. Çünkü kendime yeteri kadar güvenemiyordum. Kız gerçekten güzeldi ve sanırım ben daha burada kaybetmiştim.
Tekrar avm ye girdiğimde sakindim ama yaklaşmaya başladıkça heyacanım artıyordu.Ellerim titriyordu . Aklıma, giriş yapıp sohbeti ısıtabileceğim bir kaç cümleden fazlası gelmiyordu( bu diğer gamelerde olmamıştı. İki kişi oldukları için bu kadar gerildim sanırım.Ama yine de bu kadar heyecan fazla ve çok saçmaydı). Önce vazgeçtim . Avmde tur atmaya başladım . Ama sonra böyle çıkıp gidersem Kırmızı hapla tanışmamdan önceki halime dönecek ve bir daha hiç game yapacak cesareti kendimde bulamayacak olmaktan korktum. Bi ara blog yazılarını açıp okudum. Belki iyi gelir diye ama fayda etmedi.En kötüsünü düşünüp yanlarına gittim.

B:Merhaba kolay gelsin
Hb8: Merhaba buyrun :))
B:Çikolata istiyorum , şundan olsun
Hb3 : Siz burada mı oturuyorsunuz?
B: Avm de mi? Hayır :))
Hb3:iki gündür geliyorsunuz , eviniz avm ye yakın herhalde
B: Evet yakın sayılır, iş çıkışında uğruyorum genelde( niye böyle bir açıklama yaptım ki sanki ? Avm nin önünde ki bankta yatıyorum ablacım sanane?! sen işine bak! iki dakika konuşturmadın. Bi susta biz konuşalım demek istedim ama diyemedim tabi )
Hb3: Ne iş yapıyorsun?
B:Silah ticareti 😎
Hb8: 😄
Hb3: Kaç yaşındasın?
B:kaç gösteriyorum
Hb8:24
B:Teşekkür ederim 😊 25 yaşındayım.
Hb3:18 gösteriyorsun 😏(Dalga geçiyor aklı sıra gereksiz)
B:En azından reşitmişim :))
B: (hb8 e dönüp) adın ne?
Hb8: P….
B: Soy ismin Yok mu?
Hb8: Söyleyemem
B: Alma şansın olsaydı dünyada ki hangi ailenin soyadını isterdin ?
Hb8:Bilmem
B: Bence Rockefeller olabilir, hem zenginler hem kulağa hoş geliyor 😎
Hb3: sen ne kullanıyorsun?😏
B: Ara sıra çikolata kullanıyorum :)) Siz? 😏
(hemen hb8 e döndüm ve) ; Tanışabilir miyiz? İnstagram hesabın var mı?
Hb8: Hayır sosyal medya kullanmıyorum
B:Ben de kullanmıyorum. Söyleseydin yeni hesap açacaktım :))…Peki nasıl tanışalım o halde? İllede birisinin mi bizi tanıştırması gerekiyor?
Hb8: hayır tanışamayız, ben sözlüyüm.

Parmağına bakamadım ama bunun test olmadığına eminim. Çok inandırıcı söyledi. Tersler gibi bir hali yoktu.

B: Öyle mi ? Ben de evliyim 5 tane çocuğum var 😅
Kızlar şaşkın bir ifadeyle yüzüme bakıp gülümsediler …
B: Bir tane de soğuk su alabilir miyim?
Hb3: Üzerine iç , iyi gelir😁
Burda iyi laf soktu ama asabileşmek istemedim. Sonuçta açılışı ben yapmıştım ve kaybettim. Evet bu reddedilişin üzerine soğuk su içmeliydim-

B: (hb8 e bakarak) iyi günler :))

Dedim ve ordan ayrıldım.

Game sırasında duruşum ve vücut dilim iyi değildi.Dik duramadım ellerimi tezgahın üzerine koyarak konuşuyordum. Kuralları teoride bilmekle sahada uygulamak arasında çok fark var. Ses tonum iyi ama hb3 ün testlerinin ardı arkası kesilmiyordu.Sohbetin onunla hiç ilgisi olmamasına rağmen soruları beni fazlasıyla gerdi . Oyuna yeterince odaklanamadım.Sinirlendim ama belli etmemeye çalıştım.Gardım kolay düştü . Bazı cevaplarımda kendimi açıklama ihtiyacı duydum. Basit sorulara daha alaycı ve zeki cevaplar verebilirdim ama yapamadım, kaybettim.kırmızı hapla tanışalı bir buçuk ay oldu ve 6. game denemem böyle sona erdi. Herkese selamlar.

Konuk Yazar : Sydney Carton

Red Pill Karşıtı Erkekler

Uzun bir aradan sonra tekrar sahalara döndüm. Bu zaman zarfında gözlemler ve okumalar yaptım, belli konuları badilerimle tartıştım. Red Pill üzerindeki karalama kampanyalarını inceledim, gerekli yanıtları verdim. Dikkatimi en çok çeken şey, Red Pill’in safsata olduğunu düşünen ve son derece çirkin bir üslupla bunu canhıraş şekilde savunmaya çalışan meriçlerdi. Öfkenin ve hasedin girdiği yerde kuşkusuz, mantık devre dışı kalıyordu. Buna cinsellik ve kadınlardan men edilme durumu da eklenince meriçler baya baya sinir küpüne döndüler ve işi kişisel şovdan çıkartıp açıkça düşmanlığa döktüler. Burada söz konusu düşmanlık, biri yer biri bakar düşmanlığı. Yani sana öğretilen masallara göre yaşayıp hatuna iyilikler yapıyorsun, ona prensesmiş gibi davranıp her söylediğini onaylıyorsun, bir dediğini iki etmiyorsun, hamallığını, hizmetçiliğini yapıyorsun, o kızla dertleşiyorsun, hatun omzunda ağlıyor ama sonra gidip başkasıyla yatıyor. Sen belki bana da verir umuduyla bunu normalize edip hatunu özgür, ilerici ilan ediyorsun ama o hatun asla senle sevişmiyor. Bir ton emek, zaman, enerji israfı ve elde var sıfır.

Bu adamın, istediğini elde edebilen, edemese bile onurunu muhafaza ettiği için kadınlardan saygı gören erkeklere düşmanlık beslemesi çok doğal. Bunun yanında, doğuştan paraya, statüye, iç açıcı bir görünüşe sahip olan meriçler de var. Bunlar ekseriyetle şanslı azınlıktan olup elindeki kaynaklarla kısa süre de olsa istedikleri hatunu rahatça elde edebilen, sekse ulaşımı sorunsuz tipler. Benim bu yazıda değinmek istediğim tipler de bunlar.

Hepiniz ilişkiler konusunda hatalar yaptınız. Sevdiğiniz kızdan ilgi görmediniz, terk edildiniz, emek verdiniz, ilişkiyi devam ettirmek istediniz ama olmadı. Sizi terk eden hatun çabucak başka birini buldu ve unutuldunuz. Sonra bunu sorgulamaya başladınız. Bir şeylerin yanlış olduğunu fark ettiniz ve Red Pill ile tanıştınız. Kafanızı kemiren soruların çoğuna yanıt buldunuz, rahatladınız. En kemik kavramlardan biri olan hipergami ile tanıştınız. Artık yaşadıklarınızdan ders almaya ve yolunuza devam etmeye çalışıyorsunuz. Peki bu kötü tecrübeleri hiç yaşamasaydınız? Size ömür boyu sadakat sözü veren, size deliler gibi aşık olduğunu her fırsatta dile getiren hatun tarafından terk edilmeseydiniz, yine de Red Pill’i keşfedebilir miydiniz? Bu sorunun cevabı: kesinlikle hayır. Muhtemelen hala aşk, meşk yalanlarıyla, onetis masallarıyla hayatınıza devam edecektiniz. Tabi bu da sağlam bir kayaya çarpana dek sürecekti ve sonunda çok ciddi travmalarla, bunalımlarla yüzleşecektiniz. Damdan düşeni sadece damdan düşen anlar sözü buraya cuk diye oturuyor işte. Hepiniz hipergami mağdurusunuz. Buna ben de, skeptico da, Mahmut Abi de dahil. Hipergamiyi yaşayarak öğrendik. Şahsen ben öğrenciyken öğrenim kredisinin yatmasını dört gözle bekliyor, sonra da onu çekip kirayı ödüyordum. Benim yaşıtlarımın bir kısmı ise son model bmw’leri ile kampüste turluyor, bugün hangi hatunu kaldırsam diye düşünüyordu. Hatunlarla kantinde tost yemek vs hatunlarla barda eğlenmek… Bu adamlar, hipergamiden tokat yememiş adamlar. Çoğunun ailesi zengin, geleceği garanti altında. Bir kısmı Avrupa’da okuyor, Türkiye’de üst düzey şirketlerde çalışıyor ve bizim 10 yılımızı vererek gelebildiğimiz yerlere 1 seneden kısa sürede geliyorlar. Bu adamların Red Pill’i reddetmesinden doğal ne olabilir? Hangimiz hasta olmadıkça keyfi yere ilaç alıyoruz? Hangimiz durduk yere derman arıyoruz?

Bankada 10 haneli rakamlarla paran varsa shit test size uğramıyor. Uğrada da kaynak ve alternatif bol. Babanızın villası varsa, altınızda son model BMW varsa kim takar Red Pill’i? Ama o işler göründüğü gibi değil. Umursamadığın milyonların ömür boyu senin olma garantisi yok. Bir kadına servetini nafaka, tazminat vs. niyetine hibe etmeyeceğinin garantisi yok.

Yineleme zorlantısı – Repetition compulsion

Psikolojide Freud’un icat ettiği yineleme zorlantısı (Repetition compulsion) diye bir kavram vardır. Freud bunu “kişinin başına gelen travmatik bir tecrübeyi bir şekilde benzer koşullarda tekrar yaratıp tekrar yaşayarak travmanın yol açtığı nevrotik etkileri gidermeyi amaçlaması” diye tanımlar. Yineleme zorlantısı, tamamen bilinçdışı yapılan hareketlerde ortaya çıkar. Freud’a göre bilinçdışı aslında travmanın olduğu yere gidip o travmayı çözmek ister. Freudçu tanıma göre örneğin berbat bir ilişki sonrası sizi mutsuz edeceğini bile bile gidip aynı insana yapışmanız ya da aynısını bulamıyorsanız onunkilere mümkün mertebe benzer özellikler taşıyan birilerini aramanız da hep bu “aynı şey olsa bu sefer sıçmam, kesin hakkından gelirim ya da en azından ağzıma bu kadar sıçılmaz” sanrısının bir sonucudur.

Yani örneğin sizin betalığınız sonucu sizi terk eden kızın peşinde koşmanızın tek nedeni gurur kırılması değil. Yineleme zorlantısı ile bilinç altınızın terk edilme tramvasını gidip aynı yerde çözme sanrısı da işin içinde.

Yineleme zorlantısının Jung ekolünde tanımı daha değişiktir. Bunu Jordan Peterson üstadın kısa ve öz açıklaması ile söylersek : “bir duruma sürekli aynı sorgulanmamış ön yargılarla gelirsen, o durumda hep aynı kaderi yaratırsın”. Burada ön yargı kadar, bazı gerçeklerin bilinçsizce ama düzenli bir şekilde es geçilmesi de rol oynar.

Günümüz fem-merkezli dünyasında bu psikolojik durumu hem erkeklerde hem de kadınlarda sıkça görürsünüz. Örneğin, kafasında hiç sorgulamadığı veya aşamadığı arkadaşı oynama önyargıları ile ilişkilere giren erkek (önden arkadaş ve destek olayım ve onun benim ne kadar bulunmaz bir erkek olduğumu görmesini bekleyeyim), her denemesinde kadınların bu oyuna sahip erkekleri (doğru şekilde) zayıf diye etiketleyip friendzone bölgesine atan tarafını aktif hale getirir ve kızı da “kötü çocuk” dediği adama kaptırır. Böyle bir erkek, zamanla “tüm bu kaltaklar aynı ve sadece kötülükten” anlıyor yargısı geliştirebilir. Oysa burada olan tüm kadınların aynı olmasından ziyade bu erkeğin ilişkiye hep aynı önyargı, davranış ve duygularla girip, hepsinden aynı sonucu almasıdır.

Kadınlarla ilişkinizden sürekli aynı sonucu alıyorsanız, bütün bu ilişkilerin tek gerçek ortak noktasında – kendinizde – bir problem olabileceğini en azından gözden geçirmeniz gerekiyor. Ama bu sabır ve acıya dayanıklılık gerektiren bir şey zira bunun temelinde henüz çözümlenmemiş bir travma olma ihtimali yüksek. Öz eleştiri yapmak, kendi bilinçaltı ön yargılarını sorgulamak, sırf sonuçlarını görmek ve eğer iyi ise adapte etmek için yeni ilişkilerde daha değişik ön yargı ve davranışları denemek emek ister ve zor yoldur.

Sorunlarımızı, onları yaratırken kullandığımız düşünce şekli ile çözemeyiz.”

Bunlarla uğraşmak yerine daha kolay yolu seçmek de var. Zaten bu yolu seçenleri sıklıkla görüyoruz. Her ilişkide aynı duruma düşen ya da daha kötüsü ilişki bile elde edemeyen çoğu kişi, oldukça zararlı olsa da, kendilerini kurban, ilişkilerde tekme yemeyi kader olarak görmeyi tercih eder. Çoğunluğun tercih ettiği yol budur. Zira bu yol kolaydır, emek istemez ve hiç çaba harcamadan bu yolu tutturmuş diğer erkeklerin sempatisi ve desteğini beraberinde getirir.

Kırmızı hap açısından size tavsiyemiz tabii ki zor yolu seçmeniz. Mavi haplı zamanlarınızda başınıza gelen travmaları aşmanın yolu, kırmızı hap öğretinin ön yargıları ile ilişkilere girmektir. Geçmişte aynı girdilerden (mavi hap masalları) aynı çıktıları (hüsran) alıyor iken, şimdi farklı girdilerden (kırmızı hap gerçekleri) farklı çıktılar alabilirsiniz. Girdiyi değiştirince çıktının değişeceği gerçeği çok şaşırtıcı olmasa gerek.

Erkekler neden mavi haplı yetiştiriliyorlar?

Mavi hapın doğuştan gelmediğinden (bazı erkekler karakter olarak buna daha uygun olsa da), bunun bir koşullanma olduğundan bahsetmiştik.  Peki bu koşullanma neden var? Koşullanma aslında feminizmin erkekleri özellikle feminenleştirme kampanyalarından önce de varolan bir olgu. Sorunun cevabı ise, Rollo Tomassi’nin Owed Sex adlı yazısında (aslında Erkek Düşmanlığı Balonu‘nda da biraz bahsetmiştik):

Sağlayıcılık ve kendi karakterine yatırım yapma, maskülen erdem ve hırs gibi cinsel devrim öncesindeki eski düzende yaşayan erkekleri kadın hipergamisinin güvenlik – ihtiyaç kısmına hitap ederek çekici yapan şeyler, artık erkeklerin evlenilecek kadın bulmalarını garantileyemiyor. Eski düzende çekicilik kadın hipergamisinin güvenlik – ihtiyaç kısmına hitap etmekten geliyordu zira o zamanlarda kadın hipergamik karar verme kabiliyeti sınırlı olduğundan, bulunması en az garanti olan taraf bu idi.

Kadınların uzun – dönem güvenlik ihtiyacını önceliklendirmelerinden ilham alan erkeklerin, karşı cinsi etkileyebilmek için bu konuda kendisini geliştirmeye ağırlık vermesi şaşırtıcı değil. Bugünün kadınlarının önceliklendirdikleri “alfa” arzu uyandırıcılığının o zaman önemli olmadığını ya da arzu uyandırmadığını söylemiyoruz. Sadece, eski düzende kadının uzun süreli ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda erkeğe bağımlı olması ve bu ihtiyaçlarını karşılayacak erkeği bulmasının önemi, Alfa Siker kısmını geri plana itiyordu.

Bugün problem şu : cinsel devrimden beridir, (beta) erkeklerin çoğu hala eski düzen bağlamına göre yetiştiriliyorlar ve en iyi cinsel strateji diye zamanı geçmiş bir sosyal sözleşmeye ego – yatırımı yapıyorlar.

Fem – merkezci toplumun kolayca inanmasına rağmen, ancak en cahil ve kendini beğenmiş erkekler, kadınların kişisel yatırım, kendini verme ve nezaket karşılığında erkeklere seks borcu olduğuna inanır. Özellikle de hayatı boyunca kadına tapmak, sırf kadın olduğu için birine saygı göstermek ve kendinden yukarı görmek öğretilen çoğunluğun aklından bile geçmez bu borç.

Fakat, eski sosyal düzenin koşullamasının kendilerine öğrettiği “kadın hipergamisinin  ihtiyaç – güven tarafına hitap eden erkeğin kadınlar için çok çekici olacağı masalı” nedeni ile, erkeklerin kafaları karışık ve mesele kendilerine “borçlu” olunan seks konusunda reddedilmeleri değil. Mesele şu : seks, aşk, hayranlık, yakınlık, saygı, vs … gibi ödüllerin kendilerine değil de eski düzenin çizdiği erkek modelinin tam tersi olan adamlara verilmesi.

İlişki yatırımı ve Alfa siker

İlişki yatırımı denilen batıl inançtan daha tam olarak kurtulamamış herkes gidip o konudaki yazıyı okusun. İlişki yatırımı, erkeğin bağlılık ve ödev aşkı ile ilişkisine yaptığı duygusal, fiziksel, finansal, ailesel, vs. yatırımın onu hipergaminin Alfa siker tarafından koruyacağı inancıdır.

Temel olarak bu yanlış inanç, güven ihtiyacı tarafından erkeğe bağımlı kadınların çoğunlukta olduğu ve beta öderin alfa sikere galip geleceğine güven duyulan eski düzen kaynaklı.

Bir erkeğin bu yanlış inanca olan ego – yatırımı, o erkeğin alfayı tanımlarken kendi egosunu süreçten soyutlayarak kadınların gerçekten Alfa arzu uyandırıcılığına sahip erkeklerin etrafında nasıl davrandığını gözlemek yerine, kendi imajına göre Alfa tanımı yapmasına neden olur. Eski düzen betalığın gerçeklerden kopukluğu,  Corey Worthington (namı diğer Alpha Buda) hikayesinde çok iyi görülüyordu:

Corey gibi erkekler kendi öz-değerlerine yatırım yapan ve evrensel olarak bunun takdir göreceğini bekleyen erkekleri çileden çıkarırlar. Bu nedenle utanmazca kuralları ihlal eden bir doğal alfa ile karşılaştıklarında, hınç ile dolarlar. Bu tip bir çelişki karşısında gösterdikleri doğal tepki, alfa terimini kendilerine ve kendi başarılarına en uyan şekilde tanımlayıp, bu adamları dışlamaktır. Ama buradaki asıl çelişki, bu yeniden tanımlanan alfanın, doğal alfa duruşu kadar takdir görmemesidir ki böylece döngü devam eder. Sizin ya da herhangi birinin bir insana saygı duyup, duymamanızın o adamın alfa kafa yapısı ile hiçbir ilgisi yoktur. 3 adet bitmiş evliliğin ve 100+ seks partnerinin alfa kafa yapısına sahip olup olmamak ile ilgisi yoktur. Kafasından bir kere bile aldatma fikri geçmeyen bir sürü saygıdeğer beta var iken, 300 tane kadınla yatmış (fahişeler ya da bir çeşit ün ya da yakışıklılık sayesinde diğer kadınlar) betalar da vardır.

Kadın öncelikli ayıklamalı çiftleşme

“Hayat arkadaşı ararken, kadınlara tavsiyem hepsiyle çıkın : kötü çocuklarla, cool çocuklarla, bağlanmaktan – korkan çocuklarla, çılgın çocuklarla. Ama onlarla evlenmeyin. Kötü çocukları seksi yapan şeyler onları iyi koca olmaktan alıkoyar. Evlilik için, kendisi ile eşit bir partner isteyen bir erkek bulun. Kadınların zeki, fikir sahibi ve hırslı olması gerektiğini düşünen bir erkek. Eşitliğe değer veren ve kendine düşen ev işlerini yapmayı bekleyen ve hatta yapan bir erkek. Bu erkekler varlar ve inanın bana, zaman geçtikçe, onlardan daha seksisi yok”.

― Sheryl Sandberg, Lean In: Women, Work, and the Will to Lead

İronik olarak kadın hipergamisinin iki tarafı arasındaki zıtlığı en iyi gösteren kişi Sheryl Sandberg – Feminen Buyruk ve sınırsız hipergami içinde yetişmiş birkaç neslin sözcüsü ve kişiliğe bürünmüş hali. Sandberg zihnindeki feminen öncelikten ve hipergaminin bencil bir onaylanmasından o kadar bihaber ki, erkeklerin gıkını çıkarmadan genç kızlara verdiği tavsiyedeki rollerini oynayacaklarını düşünüyor. Azıcık insaf duygusu olan bir erkeğin açık açık oynanması tavsiye edilen bu ikili kadın stratejisini reddedeceği (ya da bundan tiksineceği) aklının ucundan geçmiyor.

Yani kısacası, erkekleri seks, sevgi, aşk, ilgi ve saygı iddialarının ve beklentilerinin nedeni kırmızı hap uyanışı değil. Sandberg zihniyetli kadın nesillerinin eski düzene göre koşullanmış beta erkekleri utanmazca sömürmesi ve bir yandan da bu erkeklerin Alfa siker erkeklerle yaptıkları açık aldatmayı görev duygusu ile sineye çekmelerini beklemeleri.

2009 ve sonrası incel patlaması

Aşağıdaki grafik ABD’de yaşayan,22 – 35 yaşında olup da son bir yılda seks yapmamış kadın ve erkekerin toplam nüfusa oranlarını ve bu oranların yıllar içindeki trendini gösteriyor. Mavi renk erkek, kırmızı ise kadın. Noktalı çizgiler hiç evlenmemişler.

1990 – 2009 arasında trend çizgisi değişmiyor yani bu oran 14 – 16% arasında zigzag çizse de aslında az çok sabit. Ben şahsen hafif bir artış trendi beklerdim zira evlilik yaşı yükseliyor. Ama asıl ilginci hemen göze çarpan 2009’dan itibaren başlayan tırmanış.

2009’da ne oldu? Bazı KH yazarlarının iddia ettiği gibi akıllı telefon destekli sosyal medya (2008 – 2009 akıllı telefonun yaygınlaştığı yıllar) ile kadınların daha tepedeki erkeklere ulaşımı artarken ilgi ihtiyaçlarını sanal uydularından karşılamaları ve böylece dipteki omega erkek nüfusunun artması mı? Yoksa yine 2009 yılı civarında pornonun hızlı internet ve akıllı telefon aracılığı ile yüksek kalite ve çeşitte her yerden ulaşılabilir hale gelmesi mi? Bilemem ama ilginç bir fenomen. Incel sayısında ciddi bir artış trendi var.

20% az gibi görünebilir ama unutmayın yaş aralığı 22 – 35. ABD’de erkekler için ortalama evlilik yaşı 29.2. Yani bu oran muhtemelen 29 yaş altındaki erkeklerde çok daha yukarda.

Bir dipnot : 2016’da ABD’de evli erkeklerin 2%si bir sene seks yapmamış. Evli kadınların yüzde sıfırı. Yani adamların karıları dışarda sikişmiş.

Kırmızı hap Mantığı : Nirvana’yı aramak

Nirvana Yanılgısı ismini Budizmin nihai hedefinden alıyor. Bir insanın gerçekliği, gerçekçiolmayan ve idealize edilmiş bir alternatif ile karşılaştırması anlamına geliyor. Bu yanılgıdaki insanın kafasında olmak istedikleri bir opsiyon var ama bu opsiyon tamamen gerçek dışı.

Bu yanılgı, mükemmel çözüm yanılgısı ile yakından alakalı. Bu yanılgıda da kişi bazı sorunları için mükemmel bir çözüm olduğuna ya da ortaya sunulan çözüm sonrası bazı sorunların çözümsüz kalması nedeniyle bu kusurlu çözümün reddedilmesi gerektiğine inanır.

Nirvana Yanılgısı ve Kişisel Gelişim

Nirvana yanılgısı, mavi hap ilüzyonuda önemli bir rol oynar. Aslında mavi hap yanılgısının temel direğinin, gerçek dünyaya tamamen gerçek dışı bir alternatif sunmak olduğu söylenebilir. Bu ütopik gerçeklikte, her erkeğin mükemmel bir partneri ve bir ruh ikizi vardır. Bu partner görünenin ardındaki cevheri keşfederek erkeği performansından, hareketlerinden ve cinsel pazardaki konumundan bağımsız olarak, olduğu gibi sevecektir. Kısacası mavi hap dünyası, erkeğin performans yükünden kurtulduğu ve koşulsuz sevildiği bir ütopyadır.

Kendini geliştirmede Nirvana Yanılgısı hem işleri ertelemenin hem de motivasyonun kaynağıdır. Negatif tarafta, çoğu erkek hayatlarında gelişime neden  olacak davranışları, sırf mükemmel olmadıkları için reddedecektir. Örneğin, bir erkek en mükemmel antrenman programını ararken aylar boyunca tek bir ağırlık kaldırmayabilir. Ya da mükemmel diyeti ararken aylarca abur cubur yiyebilir.

Öte yandan, kişi mükemmeliği hedeflerse, bu hedef her ne kadar aşılmaz olsa da kişiyi büyük başarılara yöneltme ihtimali yüksektir. Üzerinden atlamak üzere konulan yüksek çıtalar büyük çabaya ve daha iyi sonuçlara götürür. Kişi hedefe ulaşamayabilir ama hedefin sadece 50%sine ulaşsa bile bu büyük bir gelişimdir.

Mükemmel Çözüm Yanılgısı ve Kişisel Gelişim

Bu yanılgı politikada ve ekonomide sıklıkla görülür. Bir program ya da çözüm daha iyi sonuçlar getirebilecek bile olsa problemin tümünü çözmediği için uygulamaya konulmayabilir. Erkekleri fişten çekmeyi denerken bu yanılgıyı içeren mailler alıyorum.  Zira kırmızı hap aslında kendi başına sorunlarına çözüm değil ama sadece problemi ve problemin nedenini anlatan bir öğreti. Her ne kadar öğretinin yazılı hali “X’i yapmanın 8 yolu” gibi reçete olmaya soyunan yazılarla dolu olsa da, kırmızı hap erkeklerin problemlerini toptan çözebilecek bir mucize hap değil.

Kırmızı hapın temel bakış açılarından biri, her erkeğin kendi cinsel pazar değerinden ve pazarlarda aldığı sonuçlardan kendisinin sorumlu olduğudur. Kırmızı hap erkeğe rehberlik edebilir ya da bir harita olarak kullanılabilir ama erkek pazardaki yolunu kendi yürümelidir. Bu yürüyüş, yüksek değerli erkek olmak için gerekli özellikleri yaratan şeydir zaten : metanet, kararlılık, disiplin, kendine güven, kendine yeterlik ve odaklanma.

Mavi hap ilüzyonundan uyanan erkeğin “mavi hap sendromundan” müzdarip olduğu söylenebilir. Bu erkeğin önünde, yılların ihmal edilmişliği ile paslanmış birçok şeyi tamir etmek gibi büyük bir iş durmaktadır. Her tarafı dökülen evini tamire soyunmuş kişi gibi, sadece evin dışını değil elektrik ve su tesisatı gibi derinlikler de dahil içini de tamir etmelidir. Bu genellikle insana dağ gibi görünen bir iştir zira yapacak çok iş vardır. Bu durum da erkekleri genellikle tüm problemlerini tek kalemde çözecek mükemmel çözümü aramaya yöneltir ve diğer çözümler sorunun tamamını düzeltmediğinden bir kenara itilir.

Problem

Basit ve karmaşık olmak üzere iki tür problem vardır. Basit problem bir tek değişkenin düzeltilmesini gerektiren ve bunun çözümü ile kişinin hayatının düzeldiği problemlerdir. Örneğin hayatında, cinsel pazar değerini etkileyerek onu depresyona sürükleyen sadece bir adet problem olabilir. Hisse senedi piyasasındaki “sıkıcı” şirketlerin örneğindeki gibi : mükemmel finansal göstergelere, iyi bir stratejiye, çok iyi uzun dönemli performansa sahip olmasına rağmen sırf yaldızlı bir sektörde olmadıkları için yatırımcıların gözünden kaçan şirketlerin hisselerini düşünün. Bir erkek çok fit, iyi para kazanan ve çok iyi bir hayatı olan ama sosyal yeteneklerden yoksun ya da 12. yüzyıl saray soytarısından hallice giyinen biri olabilir. Ama bu sorunu çözdüğü anda ise cinsel pazarda performansı iyileşir.

Karmaşık probleme örnek olarak da bir erkeğin hayatının enkaz olduğu ve tüm problemlerinin birbirini beslediği durum verilebilir. Bu durumda erkek hayatın birçok alanında kötü bir performans sergileyebilir ve hayatının genel performansı, tek tek yönlerinin performansının toplamından daha kötü olabilir. Bu yazının hedefi, önünde daha çok iş bekleyen bu erkekler.

Yazıyı bu şekilde adlandırdım zira bu tür büyük problemlere sahip erkekler, hayatlarını geliştirmek için mükemmel çözümü aramaya meyilliler. Kısacası bu erkekler, karmaşık bir probleme basit bir çözüm aramaktalar. Bir açıdan bu erkeğin hayata bakışını yansıtıyor, en az çabayla çok fazla sonuç alma isteğini. Bu bakış açısı, erkeğin hayatını tüm açılardan çözecek şeyi ararken, tümünü çözmeyen yolları kenara atmalarına neden oluyor. Ya da erkeğin hiçbirinde maksimum getiri elde etmeden çözümden çözüme atlamasına.

İlkine örnek olarak, vahşi batıda her türlü sorunu çözdüğünü iddia ettikleri mucize ilaçlar satan şarlatan satıcılar verilebilir. Çözüm mükemmel ama hiçbir sonuç üretmiyor. İkincisine ise hep daha iyi bir “mucize ilaç” buldukları için haftada bir gym ve diyet programı değiştiren erkekler verilebilir. Bu adamlar, 30 yıldır abur cubur yemekten obezleşmiş erkeğin 1 ayda incecik olmasını sağlayacak ilacı aramaktadırlar.

Özet ve Sonuç

Hayatın paradoksu şu ki “problem” yaratması kolaydır, çaba istemez. Sadece yaymak yeterlidir. Eğer insanların milyonlarca yıl kaynaklarla yaşamasının beynimizde sabitlediği, yemek bulunca gömülüp hepsini ye devrelerini takip edip de ne isterseniz yerseniz, obez olursunuz. Sadece arzu ve dürtülerinizi takip ederseniz, ki bu ne disiplin ne de irade gerektirir, muhtemelen potansiyelinize ulaşamadığınız kötü bir hayata sahip olursunuz. Eğer sadece kendiniz olursanız, muhtemelen kendinizi sonunda hiç olmak istemeyeceğiniz bir yerde bulursunuz.

Bu hayatın ironisidir, arzu edilir ve rahat süreçler insanı hiç arzu etmedikleri ve rahatsız edici noktalara götürür. Hiç arzu edilmeyen ve rahat bozucu süreçler ise insanı arzu edilir ve rahat noktalara götürür. İnsan yılların kayıtsızlığından uyanıp da kendilerini bulmak isteyebileceklerinden çok farklı bir noktada olduklarını fark ettiklerinde, içgüdüleri onlara ihmalkarlıklarının sonuçlarını tamir etmenin küçük bir çaba gerektirdiğini söyler. Ama yukarıdaki ev benzetmesindeki gibi, yılların ihmalkarlığının sonuçlarını tamir etmek yıllarca sürecek aktif davranışlar gerektirecektir.

Bu durumda kişi tutturduğu yolu devam ettirmeyi daha rahat bulabilir. Yol istemediği yerlere gitse de, bilineni bilinmeyenle değiştirmeye tereddüt edebilir. İdeal bir dünyada, aynı girdilerle farklı sonuçlar almayı isterler. Örneğin yeme alışkanlıklarını değiştirmeden zayıflamayı. Süreç ile çıktıları arasındaki bu kopukluk kişinin kişisel gelişimde karşısına çıkan tüm problemlerin temelindedir.

Bazı insanlar bu sürecin farkında değildir, bazıları sonuçların değeceğini düşünmez, bazıları sürecin muzice hap olmasını bekler ya da problemin basit bir problem olduğu temelli bir sürü başka şey. Fakat evren aldatılamaz. Yılların ihmali, yıllarca sürecek bir dikkat gerektirir.

Çeviri : Red Pill Logic: Seeking Nirvana

Haftanın öne çıkan uyduları : Haşmetsat, flört1 ve flört2 …

Ekşi’de Haşmetsat adlı uydu erkeği kızın arkadaşını mesajla terslemesi başlığı açmış ve şu konuşmayı yazmış. Siler miler, buraya yazayım:

Başıma gelmiştir. mesajı aktarıyorum.

ben: gunaydin nasilsin ? nasil oldun ?

kız: daha kotu ise gttim 5 dk sonra ciktim

ben: hadiya uzuldum. var mi yapabilecegim bisey

kız: yok saol

ben: aksama kurs var
umarim iyilesirsin aksamakadar

kız: gelmiycm bugn galiba

ben: ozaman ben aksama gelicem zaten
gecerken sana bisey vermek istiyorum
malum senin rahatsizligindan dolayi gorusemedik birturlu
enazindan iki dak kapinin onune inersen sevinirim

kız: hasmet hastayim diyorum ise gttim 9 da 9 5 gece aglaya aglaya cktm diyorum aksam derse gelemeyebilirim yatamiyorm bile diyorum senn derdin bisey vericm bisey soyliycem mi ya atesim var diyorm kafayi yiycem canimin derdindeyim ya dusuncesizligin bu kadari yani

ben: tamam . ben düşüncesizlik yapmak istemedim şuanki durumundan dolayı sen yanlış anladın sanırım beni sen ne zaman kendini iyi hissedersen o zaman görüşürüz. tekrardan geçmiş olsun

kız: ıyi olursam gelcm zaten knusuruz

Haşmet ilk 11de değilsin kardeşim anla artık yazmış bir suser.Haşmet bu atılganlıkla yedek klübesinden de atılacak (ki kötü bir şey değil).

Yörüngedeki tek Haşmetsat değil.

Twitter’da ise Bihter Eyşan Durulay, yörüngedeki uydularını sergilediği bir tweeter paylaşmış.

Flört – 1 ve Flört -2 adını verdiği uyduları, isimlerinden de anlaşılacağı gibi Haşmetsat gibi High Eart Orbitte değil daha yakındaki Low Earth Orbitte dönmekteler. Bu yörüngedeki uydular, esas oğlan kötü çocukluk yaparsa bir omuzda ağlamalık ya da ertesi sabah unutulacak bir sarhoş öpücüklük yakınlıktadırlar.

Heveslenmesinler, low earth de olsa uydu uydudur.