Vaka Çalışması – Benim Hapım Kırmızı, Kafam Mavi, Hayallerim Pembe

Eski çalıştığım farklı binadaki arkadaş izin aldı yerine bakıyordum. HB8 bir kız geldi. Bakışma dalga geçme yaptım, espri filan yapabildim.(kırmızı hap sayesinde … tabii becerebildiğim kadarıyla.) 2-3 kez aynı gün gidip geldi, en sonunda numarasını aldım (önce iş bahanesi ile alayım dedim, kırmızı hap gerçekleri aklıma gelince, direkt ilgimi belli edip numarasını aldım).

Buraya kadar her şey güzel.

3 gün sonra dışarı çıkacağım gelsene diye aradım, geldi. Tabii betalık daha çok yaptım arada ama kırmızı hap düzeltmeleri yaptım. Kafede karşılıklı değil yan yana oturma, alfa oturuş poziyonu filan var ama betalık kasılma heyecen sıça sıvama daha çok.

Pook‘tan gelsin:

Sevimli genç kadınla beraberken Don Juan’ın kafasında sadece bu var.

La Leydi La Güzellik! Ooh la la! “Mösyö Pook! Ooh la la!”

Ama çoğu erkegin kafasında “ooh la la” yok. Bunun yerine “yeterince eglenceli miyim? Yeterince ilginç miyim? Hata yapmadan dogru sekilde oynuyor muyum? Tanrım, bana yardım et!”

Böyle bir erkegin önünde bir kadın yok. Hayır, kadın baska bir seye, kayıp rüyaların müjdecisi, duyguları için güvenli bir liman, onları cool yapacak sihirli bir makineye dönüşüyor.

Her seyi uygun yerlerinde bırakın. Bir kadına yürüyüp konusuyorsanız, konusmaya odaklanın. Bir kadınla bulusmaya gidiyorsanız, bulusmaya odaklanın. Bir kadınla seks yapıyorsanız … o zaman …

Ooh la la!

Buluşmadan zevk almak yerine kadını Pook’un bahsettiği sihirli yaratığa çevirmen, eğlenmek yerine hata yapar mıyım, doğru yaptım mı gibi şeylere odaklanman ilk hatan.

Arka masaya hb8 güzel bir hatun oturdu. Yanımdaki güzeli görünce, bu kız erkek arkadaşı yanındayken beni kesmeye başladı (kırımızı hap sen ne diyosan çıkıyor diye sırıtaak kısık sesle söylendim.) . Her şey orta şekerdi … buluşalım haftasonu diye sözleştik … Neyse evlere dağıldık.

Bir buluşma günü, hele de kızla daha yeni buluşuyorsanız, bir sonraki buluşmayı ayarlamayın! Azıcık hayal gücüne oynayın, bir daha arayacak mı/buluşacak mıyız gerilimini, kızın bu şekilde sizi düşünme fırsatını ve zevkini elinden almayın.

Fiziksel temas yok.

Himm bu iyiye işaret değil. Kızla konuşma 70% – 30% oldu mu acaba?

Daha yeni kırmızı haplı beta olayı anca bu kadar …

Teli alana kadar erkeklerin 90%ının önüne geçmişsin, irrasyonel kendine güvenden, irrasyonel kendine güvensizliğe geçmene gerek yok bence.

3 güne hiç aramadık birbirimizi …

Gereksiz uzun. 2. gün arayacaktın.

Arayacaktım o gün, farklı binada arkadaşın yerine bakmaya devam ederken kadınlar dedikodu yaparken benim çıktığım kızın ordan biriyle 3 senedir cıktığını ve sadece 10 gün önce ayrıldıklarını duydum.. Yedek uydu muhabbeti aklıma geldi kh gereği..

Hoppala! Daha bir kere buluştuğun kızla evlilik hayalleri mi kurmaya başladın, pembiş hayaller insanı! Bırak kız seni rebound diye kullansın, sen onu tecrübe diye kullan. Buluş, eğlen, eğlendir seks yap. Kafa maviyken kırmızı hap taktiği uygulamaya çalışan effendi çocuk / mavi haplıların çoğu gibi “anneciğim uyduuuu olacağım” korkaklığı ile kırmızı hap mankafalılığı yapmışsın.

Yapman gereken resmi olmayan ilişkiden başlamaktı.

Kız tam benim istediğim gibi olduğundan yani bağlanmayım diye, ortada bir şey yokken h.sonu sözleşmişken telefon numaramı değiştirdim, sosyal medyadan engelledim. görüşmedim.

Pardon bu kırmızı hap embesilliği olmuş effendi çocuk. Doğru, hemen sil 😀 Senin hemen içine daldığın 12 yaşındaki kız çocuğu naifliğindeki pembe hayallerini yıkmaya hangi ZALIMIN hakkı var.

3-4 hafta sonra arkadasın yanına uğradım alt kalt kafeteryada bu kızı bir elemanla samimi gördüm. Arkadaş onların 3 yıldır çıktığını ayrılıp tekrar birleştiklerini söyledi …

3 – 4 hafta ama muhtemelen aylarca, hayat boyu hatırlayacağın ve sana bir şeyler katabilecek güzel bir takılmayı kaçırmışsın. Neden? Yüzüne gülen kızı kız arkadaşın diye kapamaya çalışan muhtaç iyi çocukluk yüzünden.

Kırmızı gerçekleri onetis beta uydu yedek muhabbetine tabak olma olayından kurtulmuş oldum… yorum lazım…

Bu pembiş kafayla (yüzüne gülen kızla utanmasan doğacak çocuklarınızı düşünmeye başlayan kafanla) kız 3 yıldır bekar olsa da kaybederdin zaten. Ne yapacaksın, hayat boyu herkesi nextleyip abazan ama mutlu mu olacaksın, yoksa bir gülümsemeye aşk bahçelerine, pembe panjurlu evlere dalan oneitis kafasını mı atacaksın?

Kızla buluşmaya kadar güzel. PUA kısmını yani kolay kısmı çözmüşsün ama yine de çoğu erkeğin beceremediği bir şeyi yapmışsın. Oradan sana aferin. Gerisi ise felaket. Tam bir pembiş mavi hap kafası. Bir daha böyle aptalca şeyler yapma.

Hafif olun arkadaşlar. Kızı etkilemeye hatta kıza değil buluşmadan zevk almaya ve buluşmaya odaklanın.

Pook ile bitirelim:

Odagınız eglenmek/iyi vakit geçirmek olmalı.

Neden bu kadar ciddisiniz? Ilk bulusmada, dördüncü bulusmada ya da sekizinci bulusmada kıza evlenme teklif etmeyeceksiniz. Ona hayat hikayenizi anlatmayacaksınız.

Seksten ilk bulusmaya, odagınız iyi vakit geçirmekte olmalı. Bu “ruh-ikizi”, “gerçek-ask” ve kızı kaideye koyup tapma gibi saçmalıkları kafanızdan atmanız lazım.

Bulusmalarda, neyin yanlış gidebilecegine degil, neyin dogru gidebilecegine degil, sonuca degil oyuna odaklanın. Kız kaybedenin teki çıksa bile, yine de kazançlı çıkacaksınız zira iyi vakit geçirmeye odaklandınız, kıza degil. (Iyi vakit geçirmeye degil kıza odaklananlar, iyi vakit geçirme odaklarını kaybederler ve bunun sonucunda da kızı kaybederler).

 

Vaka Çalışması – Engelleme ve terk etmeyle cezalandıran sevgili, çerçeve vs

Genç olduğunu tahmin ettiğim bir arkadaş Eski sevgiliyi geri kazanma yazısına yazıp sormuş:

Mahmut abi merhaba

Korona yuzunden memleketlerimize döndükten beri, kız arkadaşımla sanal takılmak zorunda kaldık. 2 hafta önce ilgisiz olduğum için gün icinde bana cevap vermemeye başladı, ben de 2 saat içinde 3-4 kere ulaşmaya çalıştım, çünkü haklıydı.

Ulaşamamanın bir nedeni varmış, aşağıda yazmışsın. 2 saat içinde 3 – 4 kere ulaşmaya çalışman hata. Kızın kafasındakini onaylamışsın ve peşine düşmüşsün. AMA hayati bir hata değil.

Cevap vermeyince umursamadım.

Eh umursamamaktan başka yapabileceğin pek bir şey yok.

Birkaç saat geçtikten sonra büyük bir trip yedim. İlgisizlikle suçladı beni.

Küçük bir olayı büyütmüş. Peşinden koşmaya alıştırmışsın. Bu tripler ile iş çözmeye alıştırmışsın muhtemelen.

Gün içinde sıkıntılar yasadigimdan ulaşamadığımı, ulaşmak istediğimde de reddedildigimi söyleyip, ben de onu ilgisizlikle sucladim.

BAM! Çerçeve 101 dersine gelin.

Arkadaşlar, çerçeve kavramını pek anlamıyorsunuz, size anlatmam için iyi bir fırsat bu! Yazılı sorularda bu örnek az çok karşıma çıkıyordu ama yaptığım konuşmalarda çokça rastladığım bir olay olduğundan bu konuda ne zamandır yazmayı planlıyordum.

Kıza no contact yaparken bile kız size ulaştığında soğukkanlı, neşeli ve kibar olun derken bazıları bunu yumuşaklık sanıyor ama aslen ERKEK OLUN diyorum. Sizin erkek olarak çerçeveniz soğukkanlı, neşeli, ilişkide eğlencesine bakan (kızla eğlenen ya da gönül eğlendiren anlamında değil ilişkiden zevk alan ve kıza da aldıran anlamında) olmalı.

Neden?

İki kutupluluk sağlıklı bir ilişkinin çekirdeğidir. Bir kadın, kaprisleri, istekleri ve sürekli değişen ruh hali ile sizin üzerinizden geçmeyi istemez. Kadının duyguları kasırga, ruhu ise kundakçıdır. Kendinizi onun fırtınalarına karşı duran bir kale duvarı gibi düşünün. Güçlü rüzgarlar ve en kötü dürtülerinin yarattığı fırtınalar karşısında tutunabileceği bir kaya aradığında, orada siz olmalısınız … güçlü, sağlam, sarsılmaz ve yerinden oynamayan.

IV. Onun kuralları ile oynamaAmcığın 16 Buyruğu (Rossie’nin espri anlayışı sağolsun yazının ismi çok talihsiz ama bu yazı, sitedeki ve kırmızı hap camiasındaki en önemli uzun süreli ilişki metnidir).

Kız seni ilgisizlikle suçlamış. Sen de pat diye onu. Bu tür bir yanıt genelde bana “abi bak çerçeveyi korudum” havasında anlatılıyor. Çerçeveyi korumayı pısırık olmamak sanıyorsunuz. Bu tür bir tepkiyi cool bir şey algılıyorsunuz!

Sen burda KIZIN ÇERÇEVESİNE girmişsin. ERKEK ADAM kızın çerçevesine girmez kendi çerçevesini korur. İlk tepkisi “bebeğim ne alakası var, bla bla … kızınca çok güzel oluyorsun ısırırım ben seni” modundadır. Çok ilginçtir, ERKEK ADAMın ya da PİÇİN bu erkek davranışları, katı ve kırılgan iyi çocuklara palyaçoluk olarak görünür ama adamın tek yaptığı kendi çerçevesini bozup kızın tribal çerçevesine girmemek. Katı ve kırılgan olmayı cool sanan iyi çocuk ise pat diye kızın çerçevesine giriyor!

Kadınlar ilişkide küçük bir sorunu alıp büyütmeye eğilimlidir. Uzun süreli ilişki konusunda tecrübeli erkekler büyütülen bu sorunu alıp küçültürler. – Corey Wayne How to be a 3% Men

Artı kız sana feminen bir bana ilgi göster yakarışı atıyor, erkek olarak senin vereceğin en akıllıca tepki feminen bir bana ilgi göster yakarışı mı olmalı? Bunu iyi düşünün.

Eğer böyle davranırsanız, yani kadının çerçevesine girmez, onun yönlendirdiği yere gitmek yerine kendiniz kızın elinden tutup sorunu küçültmeye yönelirseniz (dominant olmak olarak da bilinen şekilde davranırsanız) genellikle hem sorun küçülür, hem sizin soğukkanlı ve neşeli haliniz kıza da bulaşır, hem de kadın sizi kolay kolay yönlendiremeyeceğini anlar ve bunu daha az dener (shit test azalır).

MASKÜLEN davranmak, rahat ama aynı zamanda kendinden emin ve dominant davranmaktır ve çevrenizde olan şeylere duygusal tepkiler vermemektir. – Michael W. İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları

Karşılık olarak beni suçlamaya devam edince, iyi geceler deyip son mesajimi attım.

Kavgaya girmemişsin bu güzel ama iyi geceler demek yerine “bak ben bu konuda seninle kavga etmeyeceğim, sana neden aramadığımı anlattım. Kızgınlığın geçip de kavga etmek yerine konuşmak istediğinde konuşuruz” demen daha doğruydu. Zira sorunu küçültmekten çok kızı umursamamışsın. Bu sorunu büyütür.

2 gün sonra yine mesaj attı, yolun açık olsun gibisinden. Yine cevaplamayinca, engel yedim.

Bence kızı umursamamanın üstüne hiç aramaman da gereksiz. Kızı arayabilirdin. Hiçbir şey olmamış gibi. Ha yine trip attı, suçlamaya başladı konuşmayı uzatmazdın ve o zaman bir daha aramaz onun aramasını beklerdin.

Yine de terk etmek aşırı tepki. Gerçi birazdan aslen neden böyle davrandığını anlayacağız ama senin yanlış zamandaki umursamaz tavrın da (olayı kabul edip kavgayı kesmek yerine iyi geceler deyip kestirip atman) olayı büyütmüş.

Ayrıca kız sana ayrılalım demiş, sen de (sonradan yazdıklarından anladığım kadarıyla ayrılmak istememene rağmen) sessiz kalarak “olur ayrılalım” demişsin. O da muhtemelen zaten dünden razı olduğunu görünce engellemiş. İki bebek gibi davrandığınıza göre yaşlar da küçük sanırım.

Zaten engelleyecegini biliyordum, çünkü daha önce ufak tefek şeylerden hemen iletişimi kesip engelliyordu.

Hımm bak bu kötü. Bu davranış kırmızı alarm. Bu kız pek kız arkadaş materyali değil. Ufak tefek şeyleri engelleme, terk etmeyle cezalandıran, kendine güveni olmayan, yetersizlik hissinde boğulan bir insan. Normalde bu kızla ilişkiye girmemen ya da ilişkiden çoktan çıkman lazımdı. Bu tür insanlarla uzun süreli ilişki yürütmek çok zordur. Muhtaç değilsen pek girilecek iş değil.

Bir kere dalga geçtim diye engelledi (Comfort test olduğunu düşündüm).

Evet bu anormal bir davranış.

Bir kere de başkasıyla flortlesirken yakalandım.

Bu ufak tefek bir hata değil ama engellemek yine anormal bir davranış.

Genelde suçlu ben olduğum için gönlünü alıyordum.

Kendini suçlu bulmaya aşırı meyillisin. Bu nedenle bu olayın anormal bir davranış olduğunu pek göremiyorsun.

Ben de fırsat bu fırsat deyip, bu engelleme işinden vazgecsin diye iletişimi kestim. Pişman olup geri dönünce bu engelleme işinin ne kadar çocukça olduğundan bahsetmeyi planlıyorum.

3-4 yerden engel atıp, twitterdan atmamis. Oradan da niye engellemedigini biliyorum, çünkü oradan ulaşıp özür dilememi bekliyor.

14-15 gündür iletişim yok ama bu süreçte Twitterdan ilk başta pişman olacaksın tarzı şeyler paylaşıyordu, sonra kızgın paylaşımlar falan. Son zamanlarda ne olur dön affettim tarzı paylaşımlar yapıyor. En sonunda istediğime biraz yaklaştım, ben başkalarına karşı ilgisizim, seninle ne kadar ilgilendigimi tahmin edemezsin tarzı bişey paylaşmış. O beni ilgisizlikle suçlarken, ben de onu ilgisizlikle suçlamıştım, o yüzden sonuca yaklastigimi düşünüyorum.

Seni terk etmiş. Üstüne engellemiş. Twitterından takipten çıkıp twitterına bakmaman gerekirdi. Kızı sosyal medyadan takip etme. No Contact sadece aramamaktan ibaret değil, gerçekten hiçbir şey yapmamaktır. Sosyal medyadan takip edip kızı geride bırakmıyorsan no contact yapmıyorsun demektir.

O beni ilgisizlikle suçlarken, ben de onu ilgisizlikle suçlamıştım, o yüzden sonuca yaklastigimi düşünüyorum.

Tabi bu arada ben herhangi bişey paylaştığım zaman, karşılık olarak bana laf sokan biseyler paylaşıyor. Hâlâ oradan iletişim hâlinde olduğumuzu sanıyor.

Hayır o iletişim halinde olduğunuzu sanmıyor, sen iletişim halinde olmadığınız imajı çizerek iletişim halinde olmadığınızı sanıyorsun. Burada gerçeklikle bağı kopuk olan sensin. Kızın sana istediği mesajı atacağı kanal açık, sana iletişip duruyor. Twitterına bakmasan ve takipten çıkarsan o zaman iletişim halinde olmazdınız.

Sormak istediğim şey tüm bunlara rağmen arkadaşlarımla, ölsem ilk adımı ben atmam diye haber yolluyor. İlk adımı benden bekliyor.

Normal. Sudan sebeple seni terk etmiş ve terk etme sebebi seni hizaya getirmek, cezalandırmak, boyun eğdirmek. Bir açıdan tabii bu iyi bir haber gibi zira kızın aslında ayrılmak istediği falan yok ama aslen kötü bir haber zira yukarıda yazdığım gibi bu tür ağır manipülasyonlara başvuran kızlarla ilişki yürütülmez. Yürüttükçe boyun eğersin, 2 – 3 seneye kızın – ağır konuşacağım – yavru köpeği olursun. O seni terk etmezse diyeceğim ama böyle ağır yetersizlik hissi olan hatunlar da kolay terk edemezler. Zırt pırt “terk etmelerine” rağmen 😀

Kendince Twitter’dan iletişim içinde olduğumuzu sandığı için …

Tekrar söylüyorum, sen kendince iletişmediğinizi sanıyorsun ama o seni gayet güzel manipüle ediyor. Kendini kandıran sensin.

durum geri dönme sürecini uzatır mı?

Uzatır ama (aması aşağıda) … Bir kadın seni terk ettiğinde onu engellemeyeceksin ama takipten çıkacaksın. Onun sosyal medyasına hiç bakmayacaksın. O zaman iletişimi kesersin. Sen iletişimi kesmemişsin. İletişimi kesmiş imajı çizmeye çalışıyorsun sadece.

Engellediği kanallardan bana ulaşmak zorunda kalmasını istediğim için Twitter hesabımı kapatsam nasıl olur? Tereddüt ediyorum çünkü onun için bu adımı atmayi düşünüyorum, kendim için değil.

Ama kısmına geldik. Bu yazdıklarımdan sonra kızı istiyorsan no contact uygula, al istersen kitabı orada ayrıntısı var da o kitapta da böyle bir kıza bye bye demen gerektiği yazıyor, başından söyleyeyim.

Yaklaşık 7 ay önce flortlesmeye basladik. 3-4 ay flortlesme sürdü, çok uzun olduğunu biliyorum …

Evet çok uzun, çok peşinden koşmuşsun. Hele bir de tek bu kızın peşinde koştuysan ilişkiye girdiğin andan itibaren güç dengesi aleyhindedir.

ama her girisimimi sen beni uzersin diye reddetti.

Seni pohpohlamış, sen pek bu kızı üzebilecek biri değilsin.

Bı şekilde bazı şeyleri ispatlayinca, öyle sevgili olabildik.

Bu muhtemelen kendimi iğdiş edince sevgili olabildik anlamına geliyor. Ayrıca olabildik dediğine göre bayağı da “ödül” kızın peşinde koşmuşsun.

Kendisi çok inatçı, inadını hala kirabildigimi düşünmüyorum …

Peki eski sevgiliniz inatçı biriyse?

  1. Ne kadar inatçı olursa olsun sizi yeterince özlediyse size ulaşacaktır.
  2. Eğer sizi özlemesine ve hatta belki sevmesine rağmen size ulaşmıyorsa, bu insanı hayatınızda istemenizin nedeni ne? Bunu kendinize neden yapasınız ki? Siz sevilmeyi hakediyorsunuz ve bu insan size hakettiğiniz şeyi verebilecek kapasitede değil. Bu insanın hayatınızda olması sağlıklı bir şey değil.

Eski Sevgili Nasıl Geri Döner? İletişimi Kes Kuralı

ne yapmalıyım?

Anladığım kadarıyla sen bu soruyu nasıl geri döner diye soruyorsun ama yapman gereken şey bu kızı geri döndürmek değil bırakmak. Kendinden çok taviz vererek ilişkiye girmişsin, kız karın ağrısı, engelleme/terk etme yani cezalandırma ile seni hizada tutuyor, ilişkiniz de zayıf (alt tarafı işin var diye aramadın üstüne bir kavga olunca terk ediyor) vs. İnadını kırmayı falan boşver kendine başka kız bul. Benden sana abi tavsiyesi.

Vaka Çalışması – İyi giden ama sonra bir yere gitmeyen ilk buluşma

Genç bir arkadaş buluşmanın sonuna kadar oldukça ilgili olan bir kızın sonradan neden soğuduğunu anlayamamış ve her şeyi kitabına (!) göre yapmasına rağmen olayların neden böyle geliştiğini anlamaya çalışıyor. Güzel bir şey bu. Zira bu iş pratik ve sonra neyin yanlış yapıldığını anlamaya çalışmakla gelişir. Maalesef çoğunuz çok genç olduğunuz için bu yanlışları anlamanız yıllar alabilir. Neyse ki Mahmut The Abi var 🙂

oneitis degil problemim, problem benim. ama bi kiz yuzunden yaziyorum bunu bastan soyliyim. soyle ki bi kiza karsi yapilmasi gerektigini dusundugum her seyi uyguladigimi dusunuyorum bu kiza karsi, ne gibi mesajlasma oyununu cok iyi oynadim, kizin ilgisini cok iyi cektim ki 3e2 kurali vs bunlara asinayim. ilgisi hadsafhadaydi, bana sudan bahanelerle yaziyodu filan. bulustum, bulusmayi saati ben ayarladim, şık giyindim, kiz elini uzatti tokalasmadim belinden tutup klasik yanaktan opucukle karsiladim, sakin ses tonuyla agir hareketler sergiledim ki zaten normalde de boyleyim, hep ardima yaslandim, 70 30 sohbet kuralini uyguladim, kizla rahat 2 saat sohbet ettik, kiz bu esnada saciyla oynuyor masada bana dogru egiliyor vs. hesabi ben odedim, bi sonrakini ben oderim dedi. sonra evine kadar eslik ettim yine. ayrilirken yine klasik yanaktan opucuk. o bulusmada her seyi dogru yaptigimi dusunuyodum ki o gunden sonra ilgisinin bariz azaldigini iliklerime kadar hissettim, belki de naza cekti, soguk degildi ama ilgisi azalmisti. bulusmadan sonra hic iletisimi gecmedim bir iki gun. sonra standart mesajlasmalar, tabii ben hep kisa kesiyorum cok mesajlasmayi sevmem.

bir hafta sonra mesajlasirken ayni avmde oldugumuzu ogrendim, ben yalnizim o kiz arkadaslariyla. aradim dedim ben de burdayim, dedi biz bowlingdeyiz yeni basladik vs. ben dedim benim isim bitti duruma gore haber ver dedim. sonra mesaj attim ben gidiyorum sonra gorusuruz diye (cercevemi korudum) aradi dedi gitme bitiyo yanimiza gel. kizlarla guzel muhabbet ettim yine ayni pozisyonda, benim kizla dalga gectim arada. sonra beraber kalktik isim var deyip yanlarindan ayrildim ki vardi arkadas aradi kiz da duydu. yuruken kiz gruptan ayrilip yanimda yurudu hep, sanki erkek arkadasiydim. yani yine ilgisi vardi. ama o gunden sonra da iki uc gun boyunca hic iletisime gecmedi.

bunlari neden yaziyorum cunku su ana kadar yanlis yaptigim bi sey gormuyorum. ama mutlaka bi seyi yanlis yapiyorum.

onemli olan bu kiz degil, onemli olan benim neyi yanlis uyguladigim, iceriden kendimi goremiyorum. bi sonraki kizda da ben bunlari uygulayacaktim ama baktim ki bi seyi yanlis yapiyorum ki ilgili kizi soguttum.

benim dusuncem su, kizla cinsel odakli temas kurmadim, elini dahi tutmadim, kiza ilgi belli etmedim, dalga gectigim anlar oldu, cercevemi sohbet esnasinda korudum. cok fazla siritmadim, goz temasimi guzel kurdum. agirbasli bi kisiligim var. seninle bulustum ama beni etkilemen lazim opsiyonlarim var kolay lokma degilim gibi kafadayim. kizdan yesil isik gorsem ilerlerim ama tam hissetmedim. yanlis yaptigim nokta bu mu acaba. hamleyi kizdan bekledim.

daha once flortum oldu ama iliskim olmadi. utangac kisiligim yok, ozellikle kizlarla bulusurken, muhabbet ederken.

Şimdi burada belli bir tecrübeye gelmiş bir erkeğin kolayca görebileceği bariz hatalar var.

ayrilirken yine klasik yanaktan opucuk

Neden? Tamam ilk buluşmada yatağa atmayabilirsin ama dudaktan öpmeye gitmelisin. Özellikle de işlerin buluşmada iyi gittiğini düşünüyorsan. Bunu yapmazsan kız senin çekingen ve yeterince tecrübesi olmayan biri olduğunu düşünür. İkincisi eğer dudağa gitseydin ve kız seni öpmeseydi, oracıkta kızın pek ilgisi olmadığını ya da “3 kere buluşmadan öptürmem kızı” olduğunu anlardın. Şahsen ben iki tipi de orada bırakırdım zira buluşmada para harcıyorsun ve israf. Ha senin alternatifin yoksa “hemen öptürmem” kızına kas istersen ama kızın ilgisi yoksa hemen orada bırak.

Dudaktan öpmeye gitmemenin bir diğer problemi de kızın sizin ona ilginizin olmadığını sanıp başka alternatiflere kasmasıdır. Bu devirde kızlar erkek gibi, erkekler kız gibi maalesef. Bir kız erkeğin yapması gerektiği gibi alternatiflere kayabiliyor. Erkekler ise kız gibi ilişki peşinde.

FAKAT burada arkadaşın her şey iyi gitti kafasını da sorgulamak lazım. Bir kızın buluşmada sana ilgisi olup olmadığını ve daha doğrusu öpülmek istediğini anlamanın en sağlam yolu kızın sana dokunmasıdır. Bunun için (1) kızı yan yana oturabileceğin bir yere götürmen lazım ve (2) güldürüp rahatlatman lazım. Kız şakalarına gülüyor mu, rahat mı? Robot gibi anlatmışsın şunu da yaptım bunu da. Ama kızın ruh halini takip etmemişsin, ilgi işaretlerinden en sağlamı olan dokunma yok vs …

sonra standart mesajlasmalar, tabii ben hep kisa kesiyorum cok mesajlasmayi sevmem.

NEIN NEIN NEIN NEIN!!!!

Kızla iki gün iletişime geçmemiş, bunda bir sorun yok. Ama sonra kız oyununa düşüp mesaj buddysi olmuş. Şimdi şunu iyi dinleyin :

Buluşma günü, kız sonradan aynı gün mesaj atsa bile bir sonraki buluşmadan ve gelecekten bahsetmeyin! Ama ideal olarak buluşmadan sonraki günlerde ilk mesajı kız attığında kısa bir mesajlaşma ardından HEMEN İKİNCİ BULUŞMAYI AYARLAYIN!

Bir kızı mesajla zor tavlarsınız. Fiziksel olmanız lazım. O nedenle de hemen ikinci buluşmayı ayarlamanız lazım. Ortalama bir erkek bir kızla 3 – 4 buluşma sonrası birlikte olur. Bakın buluşma diyorum. Sadece ikinizin olduğu yeme, içme vs … aktiviteleri. Mesajlaşıp mesajlaşıp buluşmaya çağırmazsan friendzone’a doğru ilerlersin, çocuğu koymaya değil! Bir kere sizden daha atak bir erkek kızı kapar. Siz mesajlaşıp mesajlaşıp kızı bir kere bile 2. buluşmaya davet etmezken adam bir günde 3 buluşma ayarlar (yemeğe götürür, sonra bowlinge götürür, sonra arabayla manzara izlemeye götürür). Siz o arada kıza mesaj atıyor olursunuz. Mesajlaşma kız oyunudur ve birçok erkek burada eleniyor. Ha kızla buluşma ayarladın, sana yazıyor. Samimi cevap ver, süper uzatma. Ama buluşma ayarlamadan mesajlaşma.

bir hafta sonra mesajlasirken ayni avmde oldugumuzu ogrendim.

Aferin. Buluştuğun ve iyi izlenim aldığın kızı ilk mesajlaşmada başbaşa buluşma ayarlayacağına 1 hafta tavşan tavşan mesajlaşmışsın. Bu kıza senin ne tür bir erkek olduğun mesajını veriyor hiç düşündün mü?

ben yalnizim o kiz arkadaslariyla. aradim dedim ben de burdayim, dedi biz bowlingdeyiz yeni basladik vs. ben dedim benim isim bitti duruma gore haber ver dedim. sonra mesaj attim ben gidiyorum sonra gorusuruz diye (cercevemi korudum) aradi dedi gitme bitiyo yanimiza gel. kizlarla guzel muhabbet ettim

Oh NEIN! Was machst du Bruder? 🙁

Burada sağlam sıçmışsın! Buluştuğun kıza kız arkadaşı muamelesi yapma ve onunla bir süre kız – erkek arkadaş olmadan onun çevresine girme! Burada oraya giderek hem mistizmi kaybetmişsin, hem diğer kızların görüşüne sokmuşsun kendini, hem de arkadaş tavşanı olmuşsun. Bir kızla bir süre sadece baş başa buluşun arkadaşlar, kendi kendinizi elemeyin, arkadaş tavşanına dönmeyin. Bırakın bir gizeminiz olsun, sizi diğer kızlarla tartışsın bir sonraki buluşmayı hayal etsin.

Öpmemişsin, buluşma ayarlamamışsın, bir hafta kendi kuyruğunu kovalamışsın sonra da tüm gizemini kaybederek kızın arkadaşlarının önüne çıkmışsın. Ne olacaktı?

ayrilip yanimda yurudu hep, sanki erkek arkadasiydim.

İşte tüm bu hatalarının ruhsal nedeni burası! Daha önce dedim, siz erkek olarak buluşmaya, eğlenmeye ve fiziksele odaklanın. Gerçek bir erkek böyle yapar. Bir süre bu şekilde birlikte olduktan sonra ilişki işine kadın girer. Bir ERKEK kız bunu ortaya atmadan erkek arkadaş kelimelerini asla düşünmez.

Bak ayrıntıya gerek yok şu kafan bile seni eler. Sanki erkek arkadaşıydım, bana onun erkek arkadaşı olmak istiyorsun ve buna hedeflenmişsin onu gösteriyor. Nope. Bu beta davranışı, konuşmana siner, o bir hafta mesajlaşmalarına siner ve kız bunun kokusunu alır. Tercih edilen erkek buluşmaya, eğlenmeye ve fiziksele odaklanır. Onun açmaya çalıştığı kapı sekstir. Kadın ise bir süre sonra ilişki kapısını açmaya çalışır.

Tercih edilmeyen erkek ise daha 1 kere buluştuğu kadınla ilişki düşünmeye başlar. Daha da beter kızla konuşurken bir yandan bebelerimiz nasıl olacak, nerede yaşarız, en güzel hangi yemekleri yapar … falan gibi düşüncelere dalar! Kız gibi ilişki kapısını açmaya çalışır, erkek gibi davranıp fiziksel kapısını açmayı düşünmez bile. Böyle bir adam friendzone’a değil de nereye düşecek? Bana neden olmadı diye soruyorsun ama ben şahsen nasıl olabilirdi ki diye düşünüyorum.

benim dusuncem su, kizla cinsel odakli temas kurmadim, elini dahi tutmadim, kiza ilgi belli etmedim, dalga gectigim anlar oldu, cercevemi sohbet esnasinda korudum. cok fazla siritmadim, goz temasimi guzel kurdum. agirbasli bi kisiligim var. Kısacası tavşan tavşan buluşmuşsun. Neyse en azından farkındasın.

yanlis yaptigim nokta bu mu acaba. hamleyi kizdan bekledim. YES! Seninle ilk iletişime geçtiğinde ikinci buluşmayı, BAŞBAŞA buluşmayı, ayarlayacaktın! Oradan itibaren yokuş aşağı.

Arkadaş sonra şöyle yazmış:

benim temel sorunum su; kizla bulusmadan ilk mesajlasirken yakaladigim havayi ise yaradigini gordugum icin bulusma esnasinda da surdurmeye calismam (aklina ne geliyo biliyorum, gorunmek imaji cizmek geliyor.) soyle ki tavlanmasi gereken, kizla konusan ama tek opsiyonumun da o olmadigini hissettiren ben, bunu bulusmada da sergiledim. tamam espri yaptim, kiz guldu, rahatti. ama kafam seni etkilemeye calismiyorum kafasindaydi ki herhalde abarttim biraz. ama ayari tutturamiyorum, bir yazi diyor seksi ilk bulusmada masaya surun, diger yazi diyor guzelligini gormezden gelin, etkilemeye calismaya calismayin. ilk bulusmak isteyen oydu, ne yani bulusur bulusmaz ondan etkilendigimi belli mi etmeliydim? gibi sorular donuyo kafamda. ama etmezsem de zararsiz tavsan olacagimi biliyorum. yani buyuk celiskideyim, ayarsizim, tecrubesizim.

Hocam senin kimseye bir şey belli etmene gerek yok. Kızı merkeze alıp düşünüyorsun. Senin adım adım amacın şu :

1 – Kendim eğlenip iyi vakit geçireceğim. Acaba bu kız buna uygun mu?
2 – Tamam uygun. Benim sorularımı cevaplıyor, bana soru soruyor. Yavaş yavaş açılıyor bana. O zaman kıza da iyi vakit geçirteyim.
3 – Kızı beğendim. Acaba onun ilgisi ne? Saçları ile oynuyor mu? Ben konuşurken dudaklarıma bakıyor mu? Dokunmama tepkisi ne? Bana dokunmaya başladı mı?
4 – Dokunuyor. Şimdi öpme zamanı. Ağzından, yanaktan değil.

Sen ne istediğini, buluşma nasıl ilerletiliri bilen ve bundan korkmayan bir adam olarak gideceksin oraya. Ve buluşma fiziksel bir şey, mesaj gibi değil. Orada vücut dilin ve sesin de önemli. Ruh halin de. Şu yazışından anladığım kendinden emin değilsin, streslisin. Bu orada sana yansır.

Sonrası ile ilgili yazdıklarımı sikine takmadın ama ilk buluşmadan sonra adım adım kendi sikine sıkmışsın. İlk buluşmada kızı öpsen bile sonrasında yaptıklarını yap yine senden soğur.

ama o gunden sonra da iki uc gun boyunca hic iletisime gecmedi.

Arkadaşın bu kızla şansı var mı?

Var! Ama benim dediklerimi yaparsa.

Kızla ASLA iletişime geçme. Eğer kızın belli bir ilgisi kaldı ise seni mesajlar. Kalmadı ise mesajlamaz ama zaten o durumda sen arasan da bir boka yaramazdı. Erkeğin kızın peşinde koştuğu ve sonunda kızın onun ne kadar ERKEK bir erkek olduğunu anladığı filmleri falan unutun. Gerçek hayat öyle işlemez.

Sen kızı bırak, arama, iletişime geçme, sosyal medyasına girme. Kendi işine bak. Başka kızlara bak. Yani NEXT.

Bu şekilde NEXTlediğin bir kız, senin diğer erkekler gibi peşinde koşan sünepenin teki olmadığını farkettiğinde seni arayabilir. NEXTlediğiniz bir kız sizi aradığında, azıcık ben ödülüm ruh halinde olun ve kendinize güvenin ve kızın sizinle buluşmak istediğini varsayın. Zira muhtemelen onun için aradı ama reddedilmekten korktuğu için havadan sudan bir sebeple size ulaşıyor.

Sana mesaj atarsa hiçbir şey olmamış gibi neşeli ve soğukkanlı şekilde 2 – 3 mesajlaş ve “Senden mesaj almak güzel. Şu şu zaman seninle görüşmek isterim, müsait misin?” diye bir mesaj at.

Eğer gelmezse, “Tamam kendine iyi bak, eğer fikrini değiştirirsen bana bir mesaj at” de ve mesajlaşmayı kes. Bir daha ulaşırsa yine aynı şekilde. Eğer yine buluşmak istemezse bir daha buluşma önermeyin. Ya o önerir ya da bir süre sonra size mesaj atmayı keser.

Bu işlerde arkadaşlar, pozitif olun. NEXTi hala istediği oyuncağı alamamış hırçın veled gibi bir öfke ve kuyruk acısı ile kıza sırt dönmek olarak algılayanlar var. NEXT kızı geride bırakıp önünüze bakmanız demek. KİBARCA! Böyle yaparsanız erkeklerin 90%ından farklı davranırsınız. Zira onlara öğretilen “git, daha fazla uğraş ve onun kalbini kazan” saçmalığı. Eğer erkeklerin 90%ından farklı davranırsanız NEXTlediğiniz birçok kız size geri dönecektir. Bunları yukarıda anlattığım şekilde tavlayabilirsiniz.

Burada arkadaş kızı kendi elleri ile soğutmuş. NEXT eyleyip kız döndüğünde kızı bir daha denememesi için bir neden yok.

Vaka çalışması – Bakışılan kızla konuşmak

ModaŞizofreni rumuzlu okurumuz yazmış :

Mahmut abi, elini ayağını seveyim. 18 yaşındayım kaldığım için lise üçüncü sınıftayım. Aylardır bir kızdan baya bir hoşlanıyorum. Pek belli ettiğim söylenemez. Kesiyorum ve anlattıklarına göre YD alıyorum ancak daha fazlası değil. Kızın beta olduğumu düşünmesini sağlayacak pek bir sorunum yok sanırım, alfa olduğumu iddia etmiyorum ancak beta da değilim. Yine de yürümek konusunda çok sıkıntı çekiyorum. Daha önce defalarca kez kız arkadaşım oldu ve yürümekte sorun yaşamadım ama bu sefer çok farklı hissediyorum. Bir nevi çekiniyorum, betalaşıyorum ancak sadece bu kıza karşı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim çünkü halihazırda bir sevgilim ve benden hoşlanan farklı bir kız var. Kızı gözümde büyütüyorum, bunu kıza tam olarak yansıtmasam da bu durumu değiştiremiyorum. Kız, benim için çok güzel (his olarak), bense henüz tam bir erkek vücuduna sahip değilim(bu yolda çalışıyorum). Belki aylardır kızı kesiyorum ve her seferinde bir kaç saniyelik(yarım dakikaya kadar çıktığına yemin edebilirim) göz teması kuruyoruz. Yani bunun bir YD olduğunu düşünüyorum. Reis, sorum şu; ne yapayım? Bu arada tekrardan elini ayağını öpeyim, böyle haklı ve doğru bir yazı hayatım boyunca görmedim. İstiyorsan Onedio videolarına doğru yol alabilirim.

Can alıcı nokta şurası :

Aylardır bir kızdan baya bir hoşlanıyorum.

KH kanunlarından biri şudur : Eğer bir kızı oneitis yaparsan, onu elde etme şansın sırf kızı oneitis yapman yüzünden dibe çakılır. Bu nedenle eğer bir kızı oneitis yapmış isen onu bırakman lazımdır.

Kızları bu şekilde “aylarca hoşlanıyorum ama yürüyemiyorum” diyerek kendi kendinize harcamış olursunuz.

Ne yapmalıyım sorunun cevabı bariz. Geçmiş olsun. Bu kızı tavlama şansın en dibe inmiş. Eğer erkekliğini korumak ve maskülinitene zarar vermemek istiyorsan, kendi isteğinle şu anda bu kızı tamamen radardan çıkarman lazım. Bu kızı elde etsen bile bu büyük ihtimalle onun sana saygısı olacak bir şekilde olmayacak.

Oneitis ile başlanan ilişki bitirilemeyecek ilişkidir ve başlanmamalıdır.

Bir oneitis’i tavlamaya çalışmak (sonu başarılı olsa bile) erkeği betalaştırır. Tam tersi bir oneitis’i kendi isteğinle, daha reddedilmeden (şansını(!) denemeden) bırakmak seni güçlendirir.  Dünyanın en maskülin adamı olsanda, eğer bir kadın oneitis ise onun önünde betalaşırsın.

YDlere değinmedim bile. Onların önemi yok. Bir kızla ilk bir iki aldığın YD önemlidir. Gerisinin bir manası yok. Haftalarca bakışıp yürümezsen, kıza yürüyemeyecek kadar korkarsın ve kız da senin cesaretsiz olduğunu düşünür zaten. YD dediğin kızı ilk gördüğün bir iki kerede kullanılacak bir şey.

Kızları oneitis yapıp harcamayın ama oneitis olmuşlarsa da orada bırakın ve gidin.

Vaka Çalışması – Başarısız tinder buluşması

Erkek Adam kitapları serisinden Erkekler İçin Tinder Rehberi kitabı için tıklayınız.

Cerberos yazmış:

Hocam merhaba sana nasıl ulaşacağını bilmediğim için son postun altına yorum yazıyorum konuyla biraz alakasız ama yine de yazma ihtiyacı duydum. Dün tinderdan tanıştığım bir kızla buluştum esleseli iki gün olmuştu hemen bir buluşma ayarlayıp buluşma yerine gittik. İlk başta sohbet muhabbet derken sessizlik oldu ben de sizinde dediğiniz gibi birkaç zekice soruyla sessizliği bozmaya çalıştım fakat kız oralı olmadı neyseki şansım yaver gitti ve yan masaya kalabalık bir kadın topluluğu oturdu ve çok gürültü yaptılar ben de fırsattan istifade hadi kalkalım dedim ve kalktık. Bu arada olaylar izmir konakta geçiyor. Neyse kalktık ve kızın isteğiyle deniz ve Karşıyaka manzaralı merdiven basamaklarinda oturmaya başladık oldukça sote bir yerdi neyse ben yavaş yavaş dokunmaya başladım önce elini tutmalar sonra düşen kırpigi alma bahanesiyle yüzüne dokunmalar falan ardından da öpmeye çalıştım ama kız izin vermedi ve şunu dedi ilk buluşmada öpüşen kızlardan değilim ve sanırım seni hiç öpmeyeceğim çünkü birine aşığım. Ardından ben büyük bir sessizliğe gömüldüm normal olarak. Sonra kız kalkıp gitmek istersen anlarım dedi bende kalkalım o zaman dedim beraber yürürken kız kulaklığını taktı ve müzik dinlemeye başladı ben de durdurup saygısız olduğunu vs. Söyleyip oradan uzaklaştım. Öğrenmek istediğim tüm bunlar bir shit test miydi yoksa sadece kız benimle birkaç saat geçirip beni kullanan egoist bencil bir pislik miydi. Ayrıca tüm buluşma boyunca bir alfa erkek nasıl olmaliysa öyle davrandım ve gayet başarılı olduğumu düşünüyordum ki bunlar oldu. Sizin görüşlerinizi merak ediyorum cevap yazarsanız sevinirim. 🙂

Bu konuya Kadınlar için uğraşmak yazısında olduğu gibi defalarca değindik :

…, bir kız tinderda tanışıp ego tatmini için buluşmaz. Böyle bir ego tatminini, sadece mesaja bağlayan ve genelde çekici olmayan bazı kızlar yaparlar.

Burada olan basit. Kız, fotoğraflardan ve mesajlaşmadan çıkarsadığı erkeğe bakmış ve “bu adamla olabilir” diyerek buluşmuş. Yani, tinderdan buluşuyorsanız, kız oraya sizinle olabilir mantığı ile geliyor. Ego tatmini falan değil. Yukarıdaki olayda kadın, buluştuğu erkeği “olabilir” kategorisinden “olur bu” kategorisine değil “olmaz” kategorisine atmış. Olay bu. Bunu kabul etmek zor olduğu için çoğu erkek bu “ego tatmini” senaryosuna sarılıyor. “Kız beni reelde beğenmediğinden değil de ego tatmidi yapan bencil bir pislikti”. Bunu kabul etmek daha acısız AMA YANLIŞ VE YARARSIZ.

Reddedilmeye meydan okumak ve reddedilmeleri olduğu gibi kabul ederek yoluna devam  etmek, bir erkek ile oğlan çocuğu arasındaki en büyük farklardan biridir. Reddedilmek ne kadar acı olsa da, en iyilerimizin bile daha çok karşılaştığı senaryonun reddedilmek olduğunu kabul edin. Dünya üzerinde teorik olarak hemen hiç reddedilmeyen erkekler olabilir ama bu adamlar genelde ünlüdürler ve çok çok küçük bir azınlıktır. Sizin öyle olma ve birgün hiç reddedilmeyen olma ihtimaliniz de yok denecek kadar azdır. İçinizi rahatlatacaksa ben de o adamlardan değilim. Hayatın gerçeği bu, olgunlaşın ve kabul edin.

Buradan, çoğu gencin alfa davranışlarla ilgili çok yanlış anladığı şeye gelelim :

Ayrıca tüm buluşma boyunca bir alfa erkek nasıl olmaliysa öyle davrandım ve gayet başarılı olduğumu düşünüyordum ki bunlar oldu.

Çoğu erkek, alfa erkek olmayı, hiç reddedilmeyen bir erkek olmak sanıyor. Eğer bir erkek alfa davranır, statü sergiler ise yürüdüğü her kadının donunun içine girer, eğer giremezse alfa değildir sanılıyor. Alfa erkeklerle ilgili yüzeysel bir gözlem yaptığınızda adama gökten am yağıyor gibi göründüğünden, bu yanılgı güçleniyor. Oysa Kırmızı Haplı Çocuk – Mavi Haplı Çocuk yazısında yazdığımız gibi :

Dikkat edin, kızlar kırmızı haplı çocuğa yağmamaktadır. Kırmızı haplı çocuğun tek yaptığı kendisi ile seks yapmayan hatuna fazla zaman ve kaynak ayırmamasıdır. Kırmızı haplı çocuk resmen tabak çevirmektedir.

Bu tabii ki yürümelerinizde statü yansıtmak, davranışlarınıza, nasıl bir statü yansıttığınıza, ağırlık kaldırmaya vs … dikkat etmek önemli değil demek değildir. Ama eninde sonunda bir kıza yürüdüğünüzde reddedileceksiniz. Betayı belki her 30 kadından biri reddedecek, alfayı her 5 – 10 kadından biri.

O nedenle şunu unutmayın. Alfa erkek statü yansıtır, oyununu oynar ve eğer kadın bu gösteriye feminen bir teslimiyet göstermiyorsa kalıp onu etkilemeye çalışmak yerine kadını geride bırakarak önündeki maçlara bakar. İçinizde “yok abi, eğer kadını tavlayamıyorsa, alfa değildir, uğraşması lazım” diyen bir ses duyuyorsanız, o işte feminen buyruğun oneitis canavarının sesi. O sesi siktir edin.

Ki, erkek burada alfa davranmamış.

… neyse ben yavaş yavaş dokunmaya başladım önce elini tutmalar sonra düşen kırpigi alma bahanesiyle yüzüne dokunmalar falan ardından da öpmeye çalıştım ama kız izin vermedi.

Neden? Soğuk bir kadına neden kino? Çok erken ve kadın erkeğin cinselliğini hakedecek bir şey yapmamış ki. Feminen mi davrandı, konuşuyor mu, çok sıcak olmasa da samimi mi? En azından oyun oynuyor gibi mi? Eğer böyle değilse, kino da yok. Erkek haketmeyen kadına kino yaparsa bunun tek bir anlamı var : muhtaç beta detected. Burada yazılanları bir bütün olarak algılayın. Kızı seks eşiğinden aşırmak için cinsellik masaya erkenden koyun diyoruz ama haketmeyen kadın için? Bakın sinyal veren demiyorum, o kelime yerine hakeden diyorum. Zira erkek ben ödülüm mantalitesinde olmalı ve “sinyal” denilen şeyler kadının o ödüle ulaşma isteği olarak varsayılmalı. Sinyal / samimiyet yoksa, bu ödül de yok.

Kısacası, anlatılanların kadına “muhtaç beta” görüntüsü çizeceğini ve bu aşamadan sonra kadının saygısızlaşacağını bekleyebilirsiniz.

Sonra kız kalkıp gitmek istersen anlarım dedi bende kalkalım o zaman dedim beraber yürürken kız kulaklığını taktı ve müzik dinlemeye başladı ben de durdurup saygısız olduğunu vs. Söyleyip oradan uzaklaştım.

Kızlar bu saygısızlığı normal ve normalin üstü beta / alfa erkeklere göstermezler. Genelde muhtaç beta algıladıkları erkeklere gösterirler. Burada doğru hareket, kızın farketmediği bir anda birşey demeden sıvışmaktır. Ama asla saygı istemek değil (saygısızlık uyarısı saygı istemek olarak algılanır).

Bunları arkadaşı yermek için yazmıyorum, hepimizin başına gelecek şeyler. Bana bir kere bulusmada boyle saygısızlık yapan bir hatun olmuştu. Sürekli cepte mesajlaşıyordu. Bir sebepten dolayı muhtaç beta algılanmıştım ya da hatun götün tekiydi. Muhtemelen her ikisi de. Bu durumda yapılması gerekeni yaptım. Kalkıp göstermeden hesabi odedim ve haber vermeden sıvıştım (ilk başta her zaman kahve falan için, yemek işine girmeyin). 30 dk sonra mesaj atıp nerde kaldığımı sorunca da bloke etmistim. Aynısını tavsiye ederim. IQsu yeterli ise hatun ne bok yedigini anlar. Size kendinizi iyi hissettirir, o salağa da “lan belki de kaçan balık büyüktü” hipergamik şüphe işkencesi yapar.

Burada bir başka yanlış anlaşılan şey de shit test.  Bir kadının size shit test mi attığı yoksa gerçekten red mi ettiği anlaşılır olabileceği gibi, çoklukla hemen anlaşılmaz. Sizin burada kendinize irrasyonel bir güven göstererek oyuna devam etmeniz tavsiye edilir. Ama sadece bir adım daha.

Örneğin kız buluşmanın başında çok soğuk davrandı. Sıklıkla karşılaştığım bir olaydır. Benim şu anki kız arkadaşım örneğin, ilk 5 – 10 dakika buz gibiydi. Ben bunu shit test sayıp oyuna devam ettim. Aslında ne shit testmiş ne de red. Kız çok çekingen biri o nedenle de çekingenliğini böyle maskeliyor.

Ama bu buz gibi soğukluğun reddedilmek olduğu çokça da durum yaşadım. Eğer hatun 5 – 10 dakika içinde çözülmüyor ise (hadi eğer muhabbet devam ediyorsa 30 – 45 dakika verin) burada shit test olmama varsayımı güçlenir ve siz de ona göre davranırsınız.

ilk buluşmada öpüşen kızlardan değilim ve sanırım seni hiç öpmeyeceğim çünkü birine aşığım.

Bunu dile getiren kızlar da genelde ilk buluşmada öpüşen tiplerdir ama burada asıl öldürücü vuruş, birine aşığım. O kendisine yüz vermeyen birine alternatif arayan kızımız, erkeğe hayır deme bahanesi olarak bunu ortaya sürmüş. Burada doğru cevap “yahu daha yeni tanıştık bana hemen dertlerini anlatıyorsun” diye sırıtmaktır ama bu aşamada bu buluşmanın cinsel içeriği bitmiş zira bu laftan önce bir de soğukluk geçmişi var.

Bir başka örnek de “erkek arkadaşım var” lafı. İlk duyduğunuzda shit test varsayıp ona göre karşılarsınız ama kız tekrarlıyorsa ya da konuşmadan doğru söylediği belli ise hemen gerçek varsayıp kızı NEXTleyin. Kız size olumlu tepki verebilir ama bence “bros before hoes”.

 
Tinder Rehberi

Vaka Çalışması – Çok merak ettiğim 3 konu

Talisca rumuzlu okuyucu sormuş :

Selam abi. Benim olayım şu: İflah olmaz bir betayım. Artı olarak etkisi giderek azalsa da bir Oneitisim. Ama yine de zihniyetimi değiştirmek için inanılmaz çaba sarf ediyorum. Spor+red pill+kişisel gelişim vs. Yani gidişat iyi.

Merak ettiğim konulara gelince. Neredeyse bağımlı hâline geldiğim ve libidom ne zaman artsa aramaya mecbur hissettiğim eski bir sevgilim var. Her seferinde yüzeysel kalan yiyişmelerden ve tam ilişkiye girememekten belki de. (Nextleyemediğimi ve diğer hatalarımı biliyorum. Dur, vurma 🙂 Bu kıza bir betanın yapabileceği her şeyi yaptım. Sonuç olarak “bu çocuk benim gibi bir eziği bile kaybetmekten korkan bir aciz” diye düşünüp beni şutladı. (Tabii ben bunları yeni fark ediyorum).

Arada dediğim gibi bazen görüşüyoruz. Alfa diyebileceğim bir arkadaş var ve ne zaman bu kızla yeniden görüştüğümü söylesem beni itin götüne sokuyor. Ben ona “ama ben o kıza çakamadım, içimde kaldı, görevimi tamamlayamadım, bu erkek için başarısızlık değil mi?” diyorum. O, “hayır bu bir kadın düşüncesidir.” diyor.

Ek olarak, eski kız arkadaşımla yeniden olur mu diye konuştuğumuzda her seferinde “biz seninle mükemmel uyumluyuz mantık olarak (gerçekten mantık olarak çok uyumluyuz) ama ben sadece sana değil, hiç kimseye karşı bir şey hissedemiyorum. Boş bir kutu gibiyim. Hatta şu an görüştüğüm biri var, onu da hiç sevmiyorum” diyor. Ve bu tekerlemeyi yıllardır söylüyor. Bu kız 30 yaşında, hâlâ bekar ve kadrolu öğretmen. Artı, aslında fiziksel olarak çirkin ama çok tutkulu sevişeceğe benziyor. Beni çeken de bu galiba. Bilinçaltım da sürekli “sen bu kıza bi şekilde çakarsan oksitosinin etkisiyle sana yapışır” diyor.

Sonuç olarak sorularım:

1) Bir kızla seks yapamamak, yarım kalmışlık duygusu kadınlara has bir eksiklik duygusu mudur? Öyleyse neden? Bu bir başarısızlık, eksiklik değil midir? Ve benim, o eksiğimi kapatarak kendimi tam bir erkek gibi hissetme isteğim normal değil midir?

2) Ben bu kızla bir şekilde seks yaparsam oksitosin gerçekten de onu bana bağlamaz mı?

3) Bir kızın yaklaşık 5 yıldır “ben kimseye karşı hiçbir şey hissedemiyorum” demesi normal midir? Bu kız aslında ne demek istemektedir?

Sana denilmesi gerekeni alfa arkadaşın demiş zaten.

Arada dediğim gibi bazen görüşüyoruz. Alfa diyebileceğim bir arkadaş var ve ne zaman bu kızla yeniden görüştüğümü söylesem beni itin götüne sokuyor. Ben ona “ama ben o kıza çakamadım, içimde kaldı, görevimi tamamlayamadım, bu erkek için başarısızlık değil mi?” diyorum. O, “hayır bu bir kadın düşüncesidir.” diyor.

Adam haklı. Kız gibi düşünüyorsun. Ağzından çıkan her kelime, daha maskülin olmamak için bahane.Eski hatuna takılıp kalmayı, erkek olmaktan daha kolay bulan erkeklerin bu takılmaya iki bahanesi vardır : (1) intikam ve (2) kendini ispat. Aynı bok. İkisi de kıza muazzam duygusal yatırım ve tabii betalıkta dibe oynama ile sonuçlanır. Arkadaşın çok haklı. Feminen bir düşünce bu.

Öncelikle bu kızla tüm irtibatı tamamen kesip kesinlikle görüşmeyeceksin. Görüşürsen sen bilirsin. Nextleyemiyorum diye kendini kandırma. Görmesen bal gibi nextlersin. Hem bu kızı elde edemezsin (pardon, kız duvara toslayacağını anlayınca sen kenarda beklediğin için birden farkına varabilir, yani tehlikeli bir pozisyondasın)  hem de başka kızı elde edemezsin. Böyle yaşlanırsın. Seçim senin.

Bir kızla seks yapamamak, yarım kalmışlık duygusu kadınlara has bir eksiklik duygusu mudur?

Hayır. Bu kendisini kimseyi tavlayamayacak biri olarak gören, reddedilme korkusundan ölesiye korkan insan psikolojisidir. Kadında şirin gözükebilir belki ama erkekte iğrenç durur. Biyolojisi daldan dala atlama üzerine kurulu bir erkeğin kadınsı bir seks ve bağlanma göstermesi için maskülinitesini sağlam bastırması lazım. Kızların bazıları böyle olsa da çoğu bu kadar bile feminen değildir.

Bu bir başarısızlık, eksiklik değil midir?

Bu soruları resmen troll gibi soruyorsun. ONEitis yazısını iyi okumamışsın. Başkasının aldığı Şahin marka otoyu adam sana satmıyor, sen de alamıyorsun diye kendini başarısız sanıyorsun. İlla o Şahin’e bineceğim zira o benim için Ferrari. Yoksa yaya kalırım daha iyi. Şimdi çıkıp da “bu başarısızlık değil mi” diye sorman komik. Alternatifin pazarlığı öğrenip piyasada son model Toyota bulmak ve o başarı değil ama bu adamın Şahin’ine sahip olmak başarı.

Ve benim, o eksiğimi kapatarak kendimi tam bir erkek gibi hissetme isteğim normal değil midir?

Yukarıdaki örnekten anlayacağın gibi bir ruh hastalığından bahsediyoruz. Şahin’i Ferrari sanan, dünyada başka araba yok diyen adama deli denir, erkek değil.

Bir kızın yaklaşık 5 yıldır “ben kimseye karşı hiçbir şey hissedemiyorum” demesi …

Türkçe meali : Bu kız yaklaşık 5 yıldır “ben SANA KARŞI HİÇBİR ŞEY HİSSETMİYORUM” diyor.

normal midir?

Normal mi? Evet normal. Sana niye direk söylesin. Hatun 30una gelmiş. Adamın biri kenarda yedek lastik olmaya dünden hazır. Ben olsam ben de tutardım, sen olsan sen de tutardın.

Bu kız aslında ne demek istemektedir?

Tekrar ediyorum :

“ben SANA KARŞI HİÇBİR ŞEY HİSSETMİYORUM” Kapiş?

Bonus 1 : Senden hoşlanıyorum ama ilişkiye hazır değilim.

Bonus 2 : Karmaşık Sinyaller

Kusura bakma, senin topa tutulman lazım demiştim 😀 Umarım alınmazsın. Uyarmadı deme. Bu kız bir iki yıla senin değerinin farkına varıp seni kapatabilir.  Evlenir, çocuk yaparsınız. Erkek olarak sonunda kızı kapmış, başarmış olursun. Çocuk doğduktan sonra da şu adama dönersin.

Şimdi diğer arkadaşlara atış serbest.

Vaka Çalışması – İlteriş rahip modu

Abiler merhaba, yazı yazmayı pek bilmiyorum ama yazmam gerektiğini düşündüm. Bir söz var “dinlemeyi bilirsen, en aptaldan bile birşeyler öğrenebilirsin” O hesap benimki de..

11 yıllık ilişki sonrası “artık seni sevmiyorum” sözüyle terkedildim. Ben çok seviyordum, onun da beni çok sevdiğine emindim. Bu kadar emin olmam beni rahatlığa sürükledi. 178 boyum var. 80 kilonun üstüne çıkmışım o ara. Saçlarım iyice alarm veriyor. İş ve aile hayatımda sorunlar var. Ekonomik durumum Allah’a emanet. Efendi olacağım diye eziğin biri olmuşum falan baya sıkıntılıyım yani o dönem. Tabii bir beta olarak bütün bu problemlerimi sevdiceğime anlatıyor onun beni anladığını, bana destek verdiğini düşünüyordum.

Neyse abiler o dönem kız arkadaşım okulu bitirdi ve kpss dersanesine başladı. Benimle çok ilgisiz. Zorla buluşuyoruz. Buluştuğumuz da gereksiz yere gerginlik yaratıp kavga çıkarıyor, ağlıyor, sızlıyor. Ben de bir bok anlamıyorum tabi. Şimdi buraya dikkat! Birgün iş yerime geldi, konuşuyoruz falan şöyle dedi ; ” meriç var ya dersanede, çok komik taklidimi falan yapıyor benim”.  Ben de güldüm çok takılmadım.. Neyse kavga dövüş devam ediyoruz ilişkiye. Mesaj attı birgün “bitti artık yapamıyorum. seni artık sevmiyorum”. Ben dedim ” böyle mesaj ile olmaz gel yüzüme söyle”. Hay hay dedi. Buluştuk. Çatır çatır saydırdı suratıma : “senin dertlerinden bıktım, kendi hayatını mahvediyorsun benimkini mahvetmene izin vermiycem. Artık sevmiyorum seni. Zorla mı devam edeyim? Acıdığım için mi yanında olayım ? ” ben aptal oldum tabi sokak köpeği gibi inleye inleye dinliyorum sadece. “Bitti ilteriş dedi. Çık git hayatımdan ve sakın bana pişmanlık yaşatma. “Peki” dedim ilerledim. Ocak 2016 bir kar yağıyor o gün efsane.

İlteriş durur mu? Alkol sigara ver yansın ediyorum amk. İlyas Yalçıntaş, Oğuzhan Koç, Orhan Ölmez, arabesk rap (ulan yazarken kendimden utandım) ılık ılık akıtıyorum hergün. Arkadaşlarım geliyor “unut oğlum şu kızı” , “ben unutmak için sevmedim” falan kafasında yürüyorum. Sabahın köründe arabesk ile başlıyorum. Hatta bir gün ofiste yarak kürek şarkılar dinlerken bir kadın “ilteriş ağlıyor musun sen yeaaa” dedi. Yerin içine girmek istedim o an.

Daha sonra (en az 6 ay) bu durumu kabullendim. Uyku uyuyabilir hale geldim. Bu sefer de neden diyorum neden? Neden sorusunun cevabı aklıma geliyor aslında, adım gibi biliyorum neden terk edildiğimi fakat bu sefer de bunu kabullenmek istemiyorum. Ufak bir araştırma yaptım ve sonuç “meriç var ya dersanede, çok komik taklidimi yapıyor benim ” dediği o meriç var ya, he işte o meriç ile sevgili olmuş evlilik hazırlığı yapıp çeyiz diziyormuş (babayın düşmanlarını sikeyim).

Burada bir şeyler oldu abiler.. Burada işler nefrete dönüştü. Burada anladım ki mesele BENİM mesele BEN ile BENİM aramda. Orada burada kadın- erkek ilişkileri hakkında okurken MGTOW ile tanıştım. oradan da ERKEKADAM.ORG ile ve hikaye burada değişti (haziran 2017 ).

Sıralı liste okurken RAHİP MODU benim dönüm noktam oldu..

Neleri hayatımdan çıkardım ;
-İçki sigara uyuşturucu yok (az var )
-Porno, tatmin yok
-Arabesk/slow saçmalığı yok.
-Kimsenin hayatına bok atmak, özenmek yok.
-Gereksiz arkadaşlar, boş sohbetler yok
-Bir günümün diğeri ile aynı geçmesini sağlayacak hiçbir şey yok.
-Karı gibi mızmızlanmak ona buna dert yanmak yok.

Neler var ;
-Ağırlık kaldırmak var.
-Bir konu hakkında araştırma yapmak, okumak, bir şeyler hakkında bilgi toplamak var.
-Kılık kıyafeti yenilemek var.
-Eksikliklerini kabul edip onları zırh haline getirmek var.
-Saçma bir özgüven var.
-ağılık kaldırmak demişmiydim AĞIRLIK KALDIRMAK var.

Burada çoğu kişi şöyle düşünüyor; “ne değişecek amk”, “değiştiğini nasıl anlayacağım” , “kadınlar paraya gelir,paradan haber ver”. Ben böyle düşünmedim, sadece yaptım. KENDİME yaptım. Ne yaparsam KENDİM için yaptım. Tabi bu süreçte ERKEKADAM.ORG sıralı listeyi tekrar tekrar okuyorum. Not alıyorum. Altını çiziyorum. Çıktı alıp A4 kağıttan beğendiğim kısımları kesip duvarlarıma asıyorum. İnanın dostlar, değişim sürecini anlayamadan kendimi sahalarda buldum. Göz göze geldiğim her kız gözlerini önüne eğiyor, geceleri sürekli bir yerlere davet ediliyorum (çoğunu spora gitcem diye reddediyorum ama çoğu zaman param olmuyor). Kızlar benimle konuşmak için can atıyor. Abartmıyorum bakın iş ortamında, sosyal ortamlarda çoğu kadını ıslatıyorum. Hipergamisini kontrol edebilen duduklarını ısırmakla yetinirken, kontrol edemeyen (eski kaşar tipler) kucağımda zıplarken “ilteriş, ben ne zaman bu kadar aşık oldum sana” diyor. Gülüp geçiyorum. “Ne olur gitme bütün gün sevişelim” diyor kadın akşam daha genç bir kızla buluşacağımı, dinlenmem gerektiğini söyleyerek reddediyorum yine. Ve bu tarz, kadınlarda büyük bir arzu/istek/yanma /ıslanma ne derseniz onları uyandırıyor. Hatta yakın zamanda şöyle bir teklif aldım. Sana ben bakarım. Evini tutarım. Benim param ikimizi de yeter. (bunları diyen kadın 11 yaş büyük benden) ben özgürlüğüme düşkünüm diyerek bu teklifide reddettim.

Buradan sonra ki kısım saha raporları, hatun avı bölümü ve ne sıklıkla seks yaptığıma giriyor..

Son olarak; Benim sevdiceğim başka abi, bu kız bana değer veriyor abi, beni seviyor abi, evlencez abi, onun yaşadıklarını bilmiyorsun abi diyen parazitler için de şöyle bir dip not; geçen hafta bestekar da bir kızla tanıştım. Memur imiş kendisi. 2 erkek 3 kız oturuyorlardı. Tanımıyorum hiç birini. GİRDİM, HATUNU ALDIM ÇIKTIM masadan. Geceyi beraber geçirdik. Uyandığımda çıkmak için hazırlanıyordu. Acelen ne gibi bir soru sordum.. ve efsane bir cevap geldi.. “NİŞANLIMIN ABLASI İLE ALIŞVERİŞE GİTCEZ” …

Yazımı Mahmut Beyin efsane cümlesi ile bitiriyorum.

Not : Bu yazılanlar saçma geldi ise, sizi şuradan dışarı alalım hanımefendi.

Vaka Çalışması – Yapılmaması Gerekenlerden Gerçek Bir Örnek – 1

Blogu uzun bir süredir takip ediyorum ve çok şey öğrendim. Red Pill forumunu da takip ediyorum tabi ki. Hatalarımı kabul etme konusunda bir problem yaşamıyorum tam tersi paylaşmam gerekenleri de blogla veya sizinle paylaşmak istiyorum. Uygun görürseniz yayınlayabilirsiniz. Yayınlama gereği duymasanız bile okuyup yorumlamanız bana çok şey katacak. Olayın özeti Meriçliğin ve betalığın ötesi bir durum. Bunları görüp yapmasınlar diye paylaşıyorum ki zaten bu blogdan birşeyler öğrenmiş insanların bu duruma düşeceğini zannetmiyorum. Bu benimle kız arasında geçen konuşma. Kızla aynı sınıftaydık ve bildiğiniz üzere sınıfın Whatsapp grubu kuruldu. Ben kıza mesaj atmayı düşünüyordum ama beklemediğim bir şekilde ilk mesajı bana kız attı. Konuşmalar gayet iyi gidiyordu fakat sık mesaj atmam bir hataydı ki Erkek Adam Bloğunda da buna değinildi. 2 haftalık sürecin sonlarına doğru ben umursamayan ve bir kıza ihtiyacı olmayan adam havasından çıkınca haliyle işler yokuşa sürüklenmiş oldu. Kız benim davranışlarımın değiştiğinin farkına varınca benim ondan hoşlandığım düşüncesine de kapılmış oldu. Konu gece bir şekilde bu yöne kaydı ve 2 gün içinde olanlar oldu. Konuşmaları zaten sizinle paylaşacağım. Yaptığım hatalara değineceğim ki daha tecrübeli olanlar daha farklı ve ayrıntılı yorumlar getirebilirler.

Kız: İyi geceler , tatlı rüyalar.

Erkek: Sana da. Sınavdaki kötü not için üzgünüm herşeyi düzelteceğim.

Kız: Ha şey neden böyle birşey dedin ?

Erkek: Hep sana mücadele etmen gerektiğini söylemiştim ne olursa olsun gücünü kaybetme demiştim fakat bir anlığına ben kaybettim.

Kız: Düzelteceksin

Erkek: Söz veriyorum.

Kız: Bana karşı sorumlu hissetmeni istemiyorum aslında.

Erkek: Neden ?

Kız: Bilmiyorum rahat hissettirmiyor.

Erkek: Hoşlandığımı mı düşünüyorsun ?

Kız: Hayır öyle bir fikirden bağımsız.

Erkek: Sana karşı sorumlu hissetmiyorum fakat fikirlerine önem veriyorum seni ayrı bir yerde görüyorum yeterli mi ? ( İşte y**rağı burada yemiş olduk bir anlamda. )

Kız:Yeterli değil. Açık değil. Oturmuyor tam bende sanırım.

Erkek: Açık mı olmamı istiyorsun

Kız: Bilmiyorum. Sanırım.

Erkek: Sana karşı içimde saf bir sevgi var ama bu öyle sıradan insanların anlattığı saçma aşk teorileri gibi bir şey değil.

Kız: Anladım.

Erkek: Artık uyu seni çok tuttum

Kız: Ben sanırım bana karşı oluşturduğun merakın dışında özel bir ilgi oluşturman fikrini oturtamıyorum. Mesela ben de seni çok merak ediyorum ama ben başka ilgimi çeken ortak ilgi alanlarımız olduğunu düşündüğüm herhangi bir insanı merak ettiğim gibi ediyorum. ( Ben seni arkadaşım olarak görüyorum anlamına geliyor bu )

Erkek: Bende neyi merak ediyorsun. Sormak istediğin bir şey olunca açıkça sorabilirsin

Kız: Sohbetimiz içerisine giriyor bunlar zaten

Erkek: Tamam o zaman problem özel ilgi mi

Kız: Özel ilgi ve kastettiğin sevgiyi biraz açar mısın

Erkek: Özel ilgi değil sadece seni diğer insanlar gibi sıradan görmüyorum anlatabildim mi

Kız: Evet

Erkek: Şimdi sevgiden mi bahsetmemi istiyorsun

Kız: Evet

Erkek: Sen ne hissediyorsun. Benim sana bakış açımı nasıl hissediyorsun.

Kız:Bilmiyorum. Bunu anlatmak istemiyorum sanırım.

Erkek: Özgür olmalısın

Kız: Bazen beni izlediğin hissine kapılıyorum

Erkek: İzlemek derken ne anlamda ?

Kız: Gün içerisinde

Erkek: Gözlerine bakmam gibi mi ?

Kız: Hayır aynı ortamda değilken mesela sen başka insanlarla sohbet ederken ben başka insanlarla koridorda. Bunun gibi.

Erkek: Yani bilerek mi geldiğimi düşünüyorsun. Takip etmek gibi mi

Kız: Takip etmek değil. Bakmak, gözlemlemek. Odak noktasının ben olması gibi.

Erkek: Seni gözlemlemeye ihtiyacım yok ki zaten çoğu şeyi anlattın bana.

Kız: Tamam

Erkek: İçine dert ediyorsun.

Kız: Rahat değilim.

Erkek: Bu benden mi kaynaklı ?

Kız: Bilmiyorum. Benden de kaynaklı bence

Erkek: Seni seviyor olma ihtimalim seni korkutuyor.

Kız: Evet

Erkek: Eğer sevseydim ne yapardın ?

Kız: Niye böyle şeyler düşünüyorum bilmiyorum.

Erkek: Peki neden korkuyorsun ? Önemli olan bu. Kırmaktan mı , kaybetmekten mi ?

Kız: Biri beni sevsin istemiyorum pek.

Erkek: Farkındayım seninle okulda çok konuşmamamın sebebi buydu. ( Kırmızı hapın acı tadını almaya başlıyoruz. )

Kız: Neydi.

Erkek: Sana karşı duygusal bir şey hissetme tehlikesine karşılık kaçıyordum.

Kız: Evet bence de iyi yapıyormuşsun. ( Hapın boğazdan inişi )

Erkek: Ama hissediyorum bu konuda senden özür dilerim. ( Bir de özür dileyerek sıvadık )

Kız: Hayır özür dileme

Erkek: Daha dikkatli davranmaya özen göstereceğim

Kız: Böyle hareketlerini kısıtlamasını istemem kimsenin bana karşı ama bu bir korku.

Erkek: Aklın karışıyor ve kendini iyi hissetmiyorsun. Bu benim için iyi bir durum değil ben kendimi düşünerek yaşayan birisi değilim.

Kız: Yani evet.

Erkek: Bunlara takılma bu benim sorunum. Artık uyumalısın.

Kız: Uyuyorum o halde

Erkek: İyi uykular

Kız: İyi geceler

Evet beyler gördüğünüz gibi olan oldu zaten geri dönüşünün olması da mümkün değil. Bu olaydan sonraki gün okula gittik ve aynı sınıfta olmamıza rağmen kıza hiç bakmadım bana dönüp baktığında hiç umrumda olmadı. Bir kelime bile konuşmadık. Kız neredeyse ağlayacak gibiydi 1 saat içinde sık sık bana baktı. Okul bittikten sonra eve gittiğimde bana şu mesaj geldi:

Kız: Konuşmayacak mıyız ?

Erkek: Neden bu kadar aklına takıyorsun ?

Kız: Neden mi? Ciddi mi soruyorsun bunu

Erkek: Evet

Kız: Bence bunun cevabını kendin verebilirsin.

Erkek: Ne cevap vermemi bekliyorsun. Seninle güzel şeyler paylaştık sırlarımızı anlattık. Bu yönden bu tepkiyi beklemiyordun bunu biliyorum ama dün beni izlediğini hissediyorum rahat değilim dedin ben de ona göre davrandım.

Kız: Ona göre böyle mi davranmak lazım. Kafanı çevirmek. Özür dilerim bunu söylediğim için ama çok kırıcı geldi fazlasıyla.

Erkek: Konuşmak istemediğimden değil ama öyle rahatta davranamazdım. Benim de senin gibi kendi yarattığım bir duvar var.

Kız: Pekala o zaman. İyi akşamlar diliyorum.

Erkek: Herşey normalmiş gibi davranıyorsun.

Kız: Sana karşı herhangi bir davranışta bulunmadım. Sadece bugün yüzüme dahi bakmadığın için sormak istedim konuşmayacak mıyız diye. Sen de neden öyle tepki verdiğini anlattın kendi duvarlarından bahsettin .

Erkek: Konuşmakta sakınca bulmuyorsan konuşurum bu problem değil.

Kız: Konuşmakta sakınca bulmak ? Ben bunların hiçbirini dile getirmeyi bırak düşünmüyorum bile.

Erkek: Sen tehlike görmüyorsun yani

Kız: Pek çok insanla sohbet ediyorum. Şu an bunu açıkladığıma inanamıyorum mesela. Her sohbet ettiğim insanı tehdit olarak görmüyorum ben. Fakat bugün kafanı çevirdin. Sohbet etmeyi bırak kafanı çevirdin ısrarla.

Erkek: Tamam kırıcı davranışımdan dolayı özür dilerim. ( Asla edilmemesi gereken bir özür. )

Kız: Ben pek ifade edemiyorum kendimi.

Erkek: Ben seni anlıyorum. Bana anlatmana gerek yok gözüne bakmam yeterli benim için.

Kız: Bunu ben istemedim. Ben sadece korktuğum birşeyi dile getirdim. Keşke getirmeseydim. Çünkü bugün sana günaydın bile diyemedim.

Erkek: Sakin olur musun

Kız: Sakinim

Erkek: Demek istediğin herşeyi anladım. İfade etmek istediklerini de o yüzden rahat ol lütfen.

Kız: Ben arkadaşlığımızı çok kıymetli görüyorum.

Erkek: Ben de öyle görüyorum. Bir an öyle düşünmediğimi düşündün ama

Kız: Evet

Erkek: sonuç olarak şimdi nasılsın

Kız: İyiyim tabiki

Konuşmalar gördüğünüz gibi böyleydi. Bu günden sonra herşey normalmiş gibi devam etti fakat bir süre sonra mesajlarıma geç cevap almaya ve devamında da hiç cevap almamaya başladım. Konuşmalarından tamamında ” Meriçliğin ve betalığın zirvesine nasıl ulaşılır? ” sorusunun cevabını almış olduk. İşin kötüsü de bunları yapmamam gerektiğini bildiğim halde yapmamdı bu apayrı birşey. Aslında herşey apaçık ortada. Yapmam gereken şey zaten belli. Kızdan hızlıca uzaklaşmak. Bundan sonraki yorumlar sizlerin.

Konuk Yazar : Secret Child

Vaka Çalışması – Aldatan Adam

Sizin Boşanan Adam’ın yazılarını –şimdilerde yazmasa da- halen keyifle okuyorum. Ben de bir Boşanan Adam’ım. Ama bana asıl yakışan isim Aldatan Adam…

Oysa ben mazbut, evine bağlı, eşinden başka hiç kimseye bakmayan, baksa bile kısa sürede gözünü çeviren, hatta baktığından dolayı pişmanlık duyup kızaran ve bu yüzden de karısına yakalanan bir adamdım.

Eşimi çok seviyordum. Hatta aptallık derecesinde seviyordum. Gözümde hiçbir kusuru yoktu. Hayatımın bütün 20’li yıllarını onunla geçirmiştim. 10 yıllık beraberliğimizin 6 yılını evli olarak yaşadık. Aldatmıyordum. Oysa cinsel hayatımız da öyle ahım şahım değildi. Bir çok kez “Bu gece olmaz” sözüyle karşılaşmama rağmen, bunu pek de kafama takmıyordum.

Ama bir gün her şey değişti…

O gün eşimin işten çıkacağı saatlerde iş yerine telefon ettim. Arkadaşları biraz önce çıktığını söylediler. Bu ilk kez oluyordu. Şaşırdım. Erken çıkmak hiç adeti değildi. Olağanüstü bir durum varsa zaten bana haber verirdi. Ben eve döndüm ve onu beklemeye başladım. Gece yarısı olduğunda hala gelmemişti. Ve ben bütün saflığımla başına bir şey gelmiş olabileceğinden korkuyordum.

Saat 2 olduğunda kapı açıldı ve o içeri girdi. Kalktım ve telaşla onu merak ettiğimi, bir şey mi olduğunu sordum. Bir anda içkili olduğunu farkettim. Aman tanrım… Bu benim karım olamazdı. Bana yanıt bile vermedi ve içeri gidip yattı. Sabah uyandığında konuşmak istediğimde ise, dışarıda arkadaşlarıyla içmeye hakkı olduğunu ve buna karışmamam gerektiğini söyledi.

Haklı gibi görünüyor değil mi?

Oysa karımın benim tanımadığım hiç arkadaşı yoktu ki. İçmeye de gideceksek hep birlikte giderdik. Demek ki yeni arkadaşlar edinmişti. Yani ben iyi niyetle öyle düşünmüştüm.

Karımın geç gelmeleri haftada 2’ye 3’e çıktığında bir gariplik olduğunu sezmeye başlamıştım. Ama özgür ve çağdaş düşünceli olan ben, bir hesap sorma olayına giremiyor, içim içimi yerken ona sadece, “Bari giderken haber ver de merak etmeyeyim” diyordum. Ama o, bunu bile yapmıyordu.

Bu durum birkaç ay daha devam ettikten sonra, onun olmadığı bir akşam ben de dışarı çıkmak istedim. Beyoğlu’nda karımın ve benim severek gittiğimiz bir bara gittim. Bardan içeri girdiğimde gözüm bir masaya takılı kaldı. Masada oturan kişi, nişanlılığımız sırasında karımı tavlamaya çalışan, bizimle aynı meslekten bir adamdı. Karşısında da bir kadın oturuyordu. Kendi kendime “Demek sonunda birini bulabilmiş” diyerek yürüdüm. O masayı geçtim ve karşısındaki kadının kim olduğuna bakmak istedim.

İşte o an bütün bar üzerime yıkıldı. Çünkü onun karşısında oturan kişi benim resmi nikahlı karımdı…

Sonrası basit…

Eve döndüğümüzde iyi bir kavga, ertesi gün benim evden ayrılışım ve 1 ay sonra da boşanma…

Boşandıktan sonra eve kapadım kendimi. Her akşam bir küçük rakı ve beyaz leblebiyle sarhoş oluyor, ancak öyle uyuyabiliyordum. Yapılanı bir türlü içime sindiremiyordum.

O günlerde karşıma biri çıktı. Alımlı, akıllı, sevgi dolu ve tabii ki güzel vücutlu biri…

Harika günler geçirmeye başlamıştım. Hep tek eşliliğe inandığımdan çok geçmeden ona evlenme teklif ettim. Etmez olsaydım… Bir anda onun aslında psikolojik rahatsızlıkları olan, kompleksli ve kıskanç biri olduğu ortaya çıktı. Ayrılmaya kalktığım zamansa yaptığı şey bana çok pahalıya mal oldu. Cinsel ilişkilerimiz sırasında hep ben korunurdum. Ama bir gece şiddetli bir kavganın sonucunda, tutkuyla sevişmeye başladığımızda ilk kez “Prezervatif istemiyorum. Zaten günüm de yaklaştı” dedi. Kandım. Bana hamile olduğunu ve artık evlenmemiz gerektiğini söylediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. Bunu neden yaptın diye sorduğumda ise “Seni kaybetmemek için” deyiverdi. Resmen bir kez daha aldatılmıştım. Çocuğu aldırmaya razı ettim elbette. Ama bu olayın yarattığı yıkıcılığı anlatmama gerek yok sanırım.

Ondan ayrıldıktan sonra kısa süreli ilişkiler yaşadım. Ama vazgeçmiş değildim. Hayatımda sadece bir kişinin olmasını ve evlenmeyi düşünüyordum.

Biri daha çıktı karşıma…

Yine mükemmel başladı, mükemmel gelişti. Tam sırasında yine aynı aptallıkla evlenme teklif ettim. Üstüne bir de araba hediye ettim. Ama arabayı alan hatun ortalarda görünmemeye başladı. Üstüne üstlük benden soğuduğunu falan da gevelemeye başlayınca olay koptu…

Ve birden içimdeki canavarın harekete geçtiğini hissettim. Bu canavarın adı –her ne kadar kabullenemesem de- intikamdı.

Öncelikle acayip severken, beni piç gibi ortada bırakan bu kadına dersini vermeliydim. Hemen birini buldum. Bu onun çevresinden biriydi. Benim o kişiyle olduğum da çok geçmeden onun kulağına gitti. Ve telefonlar başladı. Hata yaptığını aslında beni hiç unutamadığını söylüyordu. Kozlar artık elimdeydi. Üstelik diğer kişiden ayrılmadan, onunla da birlikte olmaya başladım.

Tanrım bu ne büyük bir zevkti. Yalan söylüyordum. Yalan söylerken de keyif alıyordum. Birinin kulağına fısıldadığım aşk sözcüklerini, aradan bir saat geçtikten sonra buluştuğum diğerine de fısıldıyordum ve bu beni hiç rahatsız etmiyordu.

Biri daha çıktı karşıma. Onu da ikiletmedim tabii ki. Aynı anda üç kişiyle beraberdim. Trafiği idare etmek zor oluyordu ama aldığım keyif bu zorluğa değiyordu.

Artık Aldatan Adam’dım. Aldattıkça da değerleniyordum. Biri bana ‘İş çıkışı buluşalım’ dediğinde, “Gelemem, hem işim var, hem de yalnız kalmak istiyorum” diyor, bir başkasının kucağına koşuyordum. Böyle yaptıkça da “gizemli” biri oluyordum. Artık kadınların aradığı adamdım. Gizemli, kendinden emin, hükmeden, istediği zaman gelen, istediği zaman giden, bazen ortadan kaybolan, yatakta iyi bir aşık, sevgililerini iyi yerlere götüren, şık hediyeler alan…

Abarttığım zamanlar da oldu elbette. Hele bir kere kalabalık bir grup içinde 4 sevgilimi de aynı masaya oturtmuştum. (Bunun öyküsünü bir başka yazıda anlatırım). İnsanlar cesaretime inanamamıştı. Ama ben zaten onları baştan yok sayıyordum. Olsa da olurlardı, olmasa da… Bu rahatlığı hissettiğim için de korkmuyordum.

Aldatmaya devam ediyorum. Şu anda, yine 4 kişiyle beraberim. Hepsi mutlu. Tabii ki birbirlerinden haberleri yok. Ama benim bir tek şikayetim var. Bu trafiği yürütmek için iyi paraya ve zamana ihtiyaç var. Birincisiyle ilgili sorunum yok. Ama zamanım yetmiyor. Zaman sorununu da çözersem, sayıyı ikiye katlamayı düşünüyorum. Ne zamana kadar böyle devam eder falan diye de felsefik yaklaşımlar içine girmiyorum. Çünkü ben Aldatan Adam’ım ve aldattığım kadar yaşarım…

Unutmayın, size önemli bir ipucu, insanlar inanmak istedikleri şeye inanır. Gördüklerine değil…

Kaynak : Erkekadam.com (2000 yılında Demir Gönül tarafından yazılmıştır.)

Vaka Çalışması – Neden boşandım / Boşanan adam

90ların son yılında, daha 18 yaşında bir yeni erişkin olarak o dönemde kızlarla neyi yanlış yapıyorum diye kafa patlatırken elime bir kadın psikolog tarafından yazılmış, ilişkilerle ilgili bir kitap geçti. Tam hatırlamıyorum ama ismi “Sesimi Duyuyor musun?” gibi birşeydi. Bir kadından ilişki tavsiyesi kitabı okuyarak çok avantajlı bir konuma geçeceğini düşünen ben, heyecanla kitabı okumuş ve ondan sonraki 1 yılda kadın – erkek ilişkilerinde daha da dibe vurmuştum 😀 Kitap duygularınla barışık olmak, açık iletişim, ona küçük süprizler yapın tadında bir saçmalıktı.

Ulan psikolog hatun tavsiyesi bulmuşum neden dibe vurdum diye araştırırken (neden acaba?) o zaman yeni bir şey olan internette erkekadam.com çıktı karşınma. Bu site, feminizme karşı hiçbir erkek hareketinin olmadığı o karanlık dönemde bir ışık idi.

O zaman bende bilgisayar yok. Bilgisayar laboratuvarında günlerce bu siteyi okumuştum. Bu adamlar sayesinde kadın doğasını biraz anlamıştım ve bence bu site olmasa daha yeni başladığım üniversiteyi muhtemelen bakir bitirirdim.

Keşke o zaman arşiv alsaymışım. Site bugün ortada yok ve arşivini de bulamadım. Ama sitenin efsane yazarı boşanan adamın şu yazısını buldum. Çok sağlam bir yazı, bugün kırmızı hap gibi ismini koyamadan, formüle edemeden ne kadar çok kırmızı hap kavramı gösteriyor! Yine de öğreti ortada olmadığı için, üstad Boşanan Adam bile bazı şeyleri göremiyor ya da yanlış tanımlıyor. Örneğin “iyi bir insan” olduğu için acı çektiğini sanıyor “kötü olunca” değere bindiğini düşünüyor. Oysa bir mavi haplı beta olarak “kendini feda ederek femineni ne pahasına olursa mutlu etmeyi” iyilik sanıyor ve “kendi ihtiyaçlarını düşünmeyi” kötülük olarak algılıyor. Kadının neden o çekilmez dırdırcı yaratığa dönüştüğünü analiz etmiyor. Ve neden kadının tekrar canlandığının adını koyamıyor : Korku oyunu (Dread Game). Neyse bir ara bu yazının analizini de yapmak lazım.

Fakat şunu söyleyeyim; neredeyse 20 sene sonra yine okuyunca şunu anlıyorum ki eğer bir erkek yılların betalığı ile artık sınıra kadar acı çekerse, kırmızı hap kendi başına erkekte ortaya çıkıyor zaten. Hatta aslına bakarsanız, kırmızı hap öğretisi olmazsa bu öfke olarak çıkıp orada kalıyor. Oysa bugün kırmızı hap bu öfkeyi dindiriyor. Eğer o dönemde kırmızı hap olsa, bu adam muhtemelen özeleştiri yapıp yuvasını yıkmayacaktı. Bugün neyse ki internet ve bunun gibi siteler var ki, bir erkek sadece birkaç sene acı çekip işin aslını öğrenebiliyor ya da sadece öfke aşamasında takılmıyor.

Neden boşandım / Boşanan adam

Evliliğimiz boyunca karım Julide beni başta cinsel olmak üzere pek çok konuda inim inim inletmişti. Dayanabilmek için elimden ne gelirse yapmıştım. Her şeyden önce kendimi “iyi bir insan” olarak algılıyordum.

Bayağı erkeklerin tarzı “kötülüklerden” karıma yapabilmem söz konusu bile değildi. Ancak ne kadar gayret göstersem karımın içindeki mutsuzluk tabakası bağışıklık kazanan bir bakteri duvarı gibi aynı oranda kalınlaşıyordu. Yani bu mücadelede hep benden bir adım öndeydi. Evde kavga, gürültü, sinir krizleri, bayılmalar ve kıskançlıklar da gırla gidiyordu. Üniversitede tanışıp, sevişerek evlendiğim genç kız yerini hızla bir felakete terk ediyordu.

Evlendikten kısa bir süre sonra cinsel yaşantımız seyrelmeye başladı. Daha otuzuna basmamıştım ve haftada bir defa sevişmek normal sayılıyordu. “Canım her evlilikte böyle olur, ilk günlerin heyecanının tutmak kolay mı?” türünden yaklaşımlara diyecek birşey bulamıyordum.

Aradan birkaç yıl daha geçip de o günleri bile arar hale gelince nerdeyse tüm dünyamın karardığını görüyor ama hiçbir şey yapamıyordum. Modern ve iyi bir erkek olarak yapabileceklerimiz son derece sınırlıydı ya da bizi birileri fena halde böyle olması gerektiğine inandırmışlardı.

Cinsel dürtülerimi bastırabilmek için ağır sporlara ve ağır çalışmalara yöneldim. Evet, çok zaman insan bütün  enerjisini ve hırsını bu şekilde yok edebilirse belli bir huzura kavuşuyormuş. Ama işte tam “rahatladım” derken ofisteki genç bir kadının evrak verirken geliveren teninin kokusu, iskambil kağıdından dev bir şato yapar gibi kurduğunuz iç dengenizi bir anda yıkıveriyordu. Bunlar çok masum durumlardı. Hergün sekiz, haftada kırk saati omuz omuza çalışarak geçirdiğimiz hanımlardan samimi olarak ilgi gösterenler de çıkıyordu. Ama “Ah, o iyi adam olma” zorunluluğu yok mu? İşte hep oraya takılıp kalıyordum.

Bu arada karımı daha çekici görebilmek için yaptığım her hareket geri püskürtülüyordu. Yurt dışına yaptığım yolculuklardan aldığım iç çamaşırları orjinal etiketleriyle dolapta beklerken, karım her akşam rengi kaçmış aynı eski eşofman altı ve üstten ikinci düğmesi kopuk ince yün hırkasıyla yatağa girmekte ısrar ediyordu. “Çok üşüyormuş!” Ayrıca karımın incecik beli yerini yaygın bir kalçanın üzerine kalıplaşmış iri bir göbeğe, dik göğüsleri de yerlerini şimdi burada tanımlamak istemediğim başka birşeylere bırakmıştı. Arada sırada zamanın ne zalim olduğundan söz ettiğini duyup ifrit oluyordum. “Parmağını bile kıpırdatmazsan zaman sana ne yapacaktı ki?” Kendini bir mirasyedinin sorumsuzluğuna bırakmış, zararını çekmek de bana kalmıştı.

Yaşamımın en büyük hatasını yapmamın da üzerinden tam tamına on dört yıl geçtikten sonra kırk yaş bunalımının da yardımı ile gece boyu düşünmeye başladım. Artık sevişmelerimiz aydan aya bile değildi ve ben de on sekizindeki kadar (maalesef) istek doluydum. Ayrıca yatakta yaşadıklarımızın kalitesi ise sayısından da beterdi. İki ay bekledikten sonra karşıma çıkanla sertleşmediğim bile oluyordu.

Sonunda iki konuda kesin karara vardım. Birincisi bir sevgili bulacaktım, ikincisi de karımı tüm eksikleriyle sevecektim. Tipik bir körün gözlerini, bir sakatın bacaklarını seveceğiniz gibi. Ondan ayrılmayı, aradaki bir çocuktan ve şu anda hatırlayamadığım bir dolu başka nedenden istemiyordum. Karımın bu saatten sonra düzeleceğine ise zerre kadar ihtimal vermiyordum.

Ama o tamamen düzeldi ve bende ondan bu nedenle boşandım …

Ayşe ile aynı iş yerinde üç yıl kadar birlikte çalışmıştık. Orta boylu, hafif topluca, uzaktan bakıldığında kesinlikle güzel bulunmayacak bir hatundu. Benden bir yaş büyük olması dışında başından da iki evlilik geçmişti. Ancak inanılmaz bir yaşam enerjisine sahipti. Akmerkez’de onunla karşılaştığımda ofiste yaptığımız süper tatlı geyikler aklıma gelmişti. Hemen yukarıdaki kafeterya bölümüne çıkmış bir kahve içme bahanesiyle iki saate yakın kaynatıvermiştik.

Kararımı verdiğimde bulacağım sevgiliyi genç, ince, uzun, dik göğüslü bir manken tiplemesi gibi hayal etmiştim ve Ayşe dört özelliğin dördünde de bunun tam aksiydi ama ertesi gece onun yatağında bunların ne kadar da anlamsız şeyler olduklarını düşünüyordum. İlk soyunurken hiç de güzel görünmeyen o bedenden öylesine güçlü bir istek ve ateş çıkmıştı ki bir ara nefesim kesilmişti. Mecazi olarak söylemiyorum.

Gerçekten bir an nefes alamayıp ve öleceğimi sanmıştım. Bir erkeğin bu kadar şiddetli orgazm yaşayabileceği en ucuz porno romanlarında bile yazmıyordu. Bu da yetmezmiş gibi üç saat sonra bir ikincisi daha başıma gelecekti.

Çok gırgır bir fıkra duymuştum. Kadınlar manastırında genç bir rahibe koşa koşa baş rahibeye çıkar ve hıçkırıklar içinde en büyük günahı işlediğini söyler ve günahlarının affolması için bir yol göstermesini ister. Baş rahibe kızın yüzüne şöyle bir bakıp bir limon almasını, sonrada ikiye kesip bir yarısını yemesini salık verir. Genç kız sevinçle “o zaman günahlarım affolacak mı?” diye sorar. Baş rahibe acı acı gülümseyerek “Günahların affolmayacak ama yüzündeki bu salakça mutlu gülümseme silinecek ve diğer rahibeler durumu anlamayacak” der.

Gün ağarmadan ve yarım limonu yemeden eve gittiğimde Julide her zamanki yatak kostümleri ile horluyordu. Açıkçası ilk hafta bendeki değişikliği fark etmedi. Ancak bir süre sonra uyanmaya başlamıştı … Müthiş şaşırdığını hatırlıyorum. Nasıl oluyordu da dünyanın en efendi adamı böyle birşey yapıyordu. Bir süre cidden bocaladı ve sonunda karşı saldırıya geçmeye karar verip, eskiden beri uzmanlaştığı kıskançlık krizlerinden birini yapmaya kalktı. Bu durumda anteni kopmuş bir cep telefonundan daha kapalı olurdu. Konuşmanın faydasız olduğunu bildiğim için eskisi gibi ellerinden tutup onu yumuşatacağıma masanın üzerindeki ağır Murano kesme kristal kül tablasını alıp karşıdaki vitrinli dolaba fırlattım. İnanılmaz bir şangırtı koptu. Julide taş kesilmiş kalmıştı.

Aslında anasının bağırtılarına oldukça alışık olan Yeşim de odasından fırlayıp gelmişti. Çıt çıkmıyordu. “Bana kahve yap” dedim. “Orta şekerli Türk kahvesi olsun”. Gidip koltuğa oturdum ve dışarıyı seyretmeye başladım. Biraz sonra titreyen elleri ile kahveyi getirdi. Hayatımda ilk kez gerçekten “erkek” olduğumu hissediyordum. Ve son derece mutluydum. Arkamdan gelmeye başlayan minik şangırtılardan ve sessiz hıçkırıklardan cam parçacıklarının toplanmaya başladığını anlıyordum. Keyifle kahvemi höpürdettim.

Ayşe oldukça başarılı bir iş kadınıydı. Toplantılarıydı, seyahatleriydi derken haftada iki üç kezden fazla beraber olamıyorduk. Bu da benim son derece işime geliyordu. Bir yandan Julide’ye acıyordum ve her ne kadar bu duruma düşmemizde yüzde doksan onu sorumlu tusam da içim biraz eziliyordu. Cinsellik bu kadının içinde yoktu. Allah vermediyse onun ne kabahati olabilirdi ki. Julide ile beden evliliğimiz zaten yıllar önce tükendiğine göre, belki şimdi aynı çocuğu paylaşan iki eski dost olarak güzel şeyler yapabilirdik.

Ayrıca ben onun başka konularda başarılı olması için elimden geleni ortaya koymakta kararlıydım. Çok hoş bir döneme girmiştim. Cinselliği inanılmaz keyifli bir şekilde yaşıyordum. Evde hır gür çıkmıyordu. Kör bir göz gibi Julide’ye bakan camsız büfe sanki her türlü kavgayı önleyen bir tılsım görevi üstlenmişti.

Bir gece Julide yaralı bir çocuk gibi yatakta sokuldu. Onun bu haline dayanamamıştım. Eski üniversite günlerindeki gibi birlikte olduk. Ne iri göbeğine, ne yaygın kalçasına ne de sarkık göğüslerine baktım. Bir insanın cinsel sıcaklık istemesinin ne kadar doğal birşey olduğunu biliyordum. Kızımın annesi bunu benden talep ediyorsa almaya da hakkı olmalıydı. Benden bağımsız olarak bedenim de böyle düşünüyordu.

Daha sonra evde başka garip olaylar başladı. Sürekli birlikte olduğu kız arkadaşları sanırım ciddi bir taktik savaşı içine sokmuşlardı. Koca, her türlü istilacı güce karşı, tüm silahlarla savunulmalıydı. Julide on yıldır tüm ısrarlarıma karşın gitmeyi reddettiği jimnastik salonuna yazıldı.

Moron gibi yediği tatlı ve çikolatalar alınmaz oldu onun yerine ne kadar sebze meyve varsa dolabı doldurdu. Mahallenin dandirik kadın berberi yerine ciddi bir güzellik salonuna taşınılmaya başlandı.

Beli gittikçe inceliyor, gelişen omuz kasları göğüslerini çok daha diri taşıyordu. Kafkanın Metamorfoz’unu okumuş muydunuz? Sanki bu sefer onun tersi yaşanıyordu : bir hamam böceğinden harika bir insan çıkıyordu. Bu arada son bir değişiklik daha meydana gelmişti. Julide yatakta dişi panter kesilmişti. Her akşam üstümden inmiyordu. Yorgun olmam falan bahane değildi. Sanki bedenimle ayrı bir anlaşması vardı, onlar ikisi olayı koparırken ben içerden dehşet içinde olanı biteni izliyordum.

Bu arada Ayşe’ye gidişlerimde de herhangi bir azalma olmuyordu. Onun hem sohbetini hem de yatağını özlüyordum. Ancak yirmilik bir delikanlıyı bile kanırtacak bu durumunda sonsuza kadar sürmesi biraz zor olacağa benziyordu. İyi bir tedbir olarak aklıma Taocu seks geldi. Bilirsiniz bu öğretide erkekler boşalmazlar ve istedikleri kadar cinsel eylemde bulunabilirler. İkisi de yemedi. Her sevişmenin muhakkak sular sellerle “tapulanması” gerekiyordu. Sanki ruhumun anahtarı bu sularda gizliymiş gibi ikisi de boşalmamı istiyordu, hatta şart koşuyordu.

Birgün içimde birşey aniden “cırt!” diye yırtıldı. Julide’den inanılmaz nefret etmeye başladım.

Yaşantımın en mutlu olması gereken on küsür yılını kezzaba çevirmişti ve bütün bunlar ben “iyi bir insan” olduğum için başıma gelmişti. Ne zaman ki kötü olmuştum, bir anda her servis önüme sunulmuştu. İlgi, sevgi, seks, bakımlı ve güzel bir vücut, huzurlu bir yuva, ancak ben daha kötü bir adam olduktan sonra bana verilmişti.

Onca yıl sonra özverilere lanet ediyordum. Julide’nin ondan bana sağladıklarının yarısını alabilmek için yıllarca yalvarmıştım ama ağrıyan başlar, sinir krizleri, üşüyen, yağlı ve isteksiz bir vücuttan başkasına ulaşamamıştım.

Julide o akşam da şehvetle üstüme çıktı. Bedenime lanet ediyordum. Gene sertleşecek, gene yüreğimin istemediği bir sürü saçmalık yaşayacağım derken garip birşey oldu : Bu kez bedenim benden yana durdu. En azından teorik olarak erkekler her kadınla yatabilirler. Doğa onları böyle bir özellikle donatmış. Erkeğin vücudunun bir kadını sürekli reddetmesi ise çok ender olabilen bir durumdur ve bence kadına yapılabilecek en ağır hakerettir. Julide bildiği tüm hünerleri gösteriyordu ama “tık!” yoktu. Bense “Aslan evladım benim” diye içimden şarkılar söylüyor, methiyeler düzüyordum.

O geceden sonra bir daha Julide ile sertleşmedi. Kısa bir süre sonraysa içimdeki duygular dayanılmaz bir hale geldiğinden henüz dostça kalabileceğimiz bir aşamada evliliği bitirdik.

İşte, uzun yılların sadık, evli adamı böyle Boşanan Adam oldu …….