Kırmızı hap farkındalığına erişmek için ne yapmalı?

Bir okur sormuş :

Hocam selamlar, yanlış anlamayacağınızı düşünerek size birkaç soru sormak istiyorum. Erkek adam bloğundaki yazıları yeni yeni okumaya basladım. Daha önce kırmızı hap düşüncesi ve felsefesine dair hiçbir şey bilmiyordum. Kırmızı hapla ilk kez ne zaman karşılaştığımı hatırlamıyorum. Muhtemelen internet üzerinde bir şekilde denk geldi. Şimdiye kadarki ömrümü “sağlam” bir beta erkek olarak yaşadığımı itiraf etmeliyim. Gerçi günümüz toplumunda birçok erkeğin benim durumumda olduğunu düşünüyorum. Bu bütünüyle benim seçimim olmadığı için bunu söylerken utanmıyorum aslında. Yazıları okumaya başladığımdan beri Şimdiye kadar doğruluğundan zerre kuşku duymadığım düşünceler yavaş yavaş yerle bir olmaya başladı. Gerçeği görüp sorunu tanımlamak bir taraftan bana güven aşılayıp gaz verirken bir taraftan da derin bir boşluğa sürüklüyor. Çünkü kırmızı hapı yutmak sizlerin de belirttiği gibi kolay bir süreç değil. Belki birçok kişinin altından hakkıyla kalkamayacağı bir süreç. Yıllardır bu toplumun içinde yaşamış olmak bile bunu zor kılan etkenlerden biri sadece. Kırmızı hap farkındalığına erişmek sadece blogdaki yazıları okumakla ne ölçüde başarılır? Başkaca neler yapmak gerekir? Bu farkındalığı erişip mutlu alfa erkekler olmamız için ne önerirsiniz? Bu öğretinin hitap ettiği bir yaş aralığı var mı? Belirli bir yaştan sonra (27 yaşındayım) karakterde bazı şeyler oturduktan sonra değişim ne ölçüde mümkündür ya da mümkün müdür? Kişinin sahip olduğu ve ruhuna tabiri caizse perçinlenen toksik betalık düzeyi her çabayı beyhude kılabilir mi? Biraz uzun oldu ama geri dönüş yaparsanız çok sevinirim.

Sırayla cevaplayacak olursak :

Kırmızı hap farkındalığına erişmek sadece blogdaki yazıları okumakla ne ölçüde başarılır? Başkaca neler yapmak gerekir? Bu farkındalığı erişip mutlu alfa erkekler olmamız için ne önerirsiniz?

Sadece okuyarak öğrenilecek birşey değil bu. Araba kullanmak için de bir sürü ehliyet kursu kitabı okumak faydalıdır ve hatta gereklidir ama araba sürmeyi, direksiyona geçmeden öğrenemezsin. The Red Pill öğretisinin pratiği – Önce kendine odaklanmak ve Maskülin benliğini geliştirmek yazılarını uygulamak şart. Eğer hayatında disiplin yoksa Nasıl Disiplinli Olunur yazısı da iyi bir uygulama rehberi. Belki beta salgınının nedeninin testosteron ile bağlantısından, belki de disiplin kazandırdığından, ağırlık kaldırmak, kırmızı hap pratiğinin temel taşı. Haftada 3 – 4 kere gymde canını çıkarmadan, alfa davranışlarını arttırman gereksiz zor.

Bu öğretinin hitap ettiği bir yaş aralığı var mı? Belirli bir yaştan sonra (27 yaşındayım) karakterde bazı şeyler oturduktan sonra değişim ne ölçüde mümkündür ya da mümkün müdür?

Bir yaş sınırı yok. 30undan hatta 50sinden sonra kırmızı hap öğretisi ile tanışıp dönüşenler var. Aslına bakarsan, yaşı 40 civarı ve üstü olanların işi daha kolay zira onlar eskinin daha sert erkek neslini, en azından çocukken gözlemleme şansına sahipti. 27 ise hiç de geç bir yaş değil. Bakın, bu iş kolay değil. Pratik uygulamalara başladıktan sonra değişim görmeniz 6 – 12 ay, tam kırmızı haplanman ise 2 – 3 yıl ister. 27 yaşında biri için bu 30una gelmeden (CPD tırmanışının hızlandığı yaş), ustalaşmaya başlaman anlamına gelir.

Kişinin sahip olduğu ve ruhuna tabiri caizse perçinlenen toksik betalık düzeyi her çabayı beyhude kılabilir mi?

Nefes aldığın sürece o zehiri atabilirsin. Çoğu erkeğin betalıktan kurtulamama sebebi a) kırmızı hapı düşmanca bir şey görüp reddetmeleri ve b) eğer öğretiyi kabul etseler bile yeterince uzun süre pratik uygulamasını sürdürememeleri. İçindeki alfayı cilalayıp parlatmak yazısını okumanı tavsiye ederim.

Saha Raporu – Benim gibi betalıktan kurtulmak isteyenler adına cesaret verici daygame

Selanikerkegi rumuzlu okur şu mesajı gönderdi :

Merhaba, yaklaşık 1 sene önce kırmızı hapla tanıştım fakat pek önemsemedim (ta ki çevremdeki bütün kızlardan red yiyene kadar). Boyum 1.80 yeşil gözlü ve sarışınım ve dışarıda çoğu kızla kesişirim fakat iş konuşmaya gelince beta olduğum için benden kaçarlar.

Bu olaylar baya bi canımı sıktı ve 1 aydır teoride kendimi geliştirdim sıkı bir okur oldum. Kendimi geliştirmek için Haribo standında çalışan bir kızın yanına gittim (yanına giderken heyecandan başım dönüyordu 😀 ). Ben kıza “merhabalar çok tatlısın tanışabilir miyiz” dedim ama bunu söylerken gözlerim karardı dudaklarım titredi ve bayılacak gibi oldum. Ona rağmen kız güler yüzlülükle merhaba diyip elini uzattı ve konuşmaya başladık. Ben cevap verememeye başlayınca da müşteri rolü yapan omega arkadaşım olaya el atıp toparladı ve kızın instagramını aldım.

İlk gün beni tekrar görmek için can atan kız 1 hafta sonra “sülük gibi yapıştın yeter” dedi bende küfür edip sildim numarasını yani anlayacağınız betalığım bu kızı da mahvetti. Bu olaydan sonra tamamen kendimi kırmızı hapa vermiş durumdayım. Ben çok utangaç birisiyim kızlarla tanışmaya gittiğimde resmen ağzım yamuluyor ve dudaklarım titriyor, gözlerim kararıyor. Bu utangaçlığımı korkumu yenmek adına 25.03 tarihinde yani pazar günü tam 50 kızın yanına gideceğim artık ölür müyüm sakat mı kalırım bilemiyorum ama bu korkumu yenmek ve alfa yolunda çok büyük bir adım olacak.

Kızlarla yaşayacağım konuşma diyaloglarını, aldığım en olumlu ve en olumsuz cümleleri sizinle paylaşacağım. Betalığı yenmek isteyen diğer arkadaşlarada bu Daygame cesaret getirsin. Pazar akşamı neler yaşadığımı tek tek anlatacağım ve sizden tek isteğim betadan alfalığa attığım büyük adımda bana YÜRÜÜ BEEE BU ADAM OLACAKKK demeniz ve verebilirseniz de ufak tüyolar 🙂

Öncelikle, reddedilme korkusunu aşmanın tek yolu, kendini gönüllü olarak reddedilmeye maruz bırakmaktır. O nedenle kıza yürüdüğün için tebrikler.

Boyum 1.80 yeşil gözlü ve sarışınım ve dışarıda çoğu kızla kesişirim fakat iş konuşmaya gelince beta olduğum için benden kaçarlar.

Bu, yakışıklı ama beta davranan erkeğin çok başına gelir. Çok YD alırsın, ya da cold approachda yürümene olumlu tepki verilir. Ama ağzını açtıktan sonra kız soğur. Yaygın bir problem. Aslında ilginçtir, oyunun tipten daha önemli olduğunun kanıtı.

İlk gün beni tekrar görmek için can atan kız 1 hafta sonra “sülük gibi yapıştın yeter” dedi bende küfür edip sildim numarasını yani anlayacağınız betalığım bu kızı da mahvetti.

En azından bu kızı geri kazanırım diye sormadan bir sonraki yapmışsın. Ama bir kızı bir haftada soğutmak da başarı, ne yaptın da böyle oldu 😀 Asıl ibretlik olay o.

Bu utangaçlığımı korkumu yenmek adına 25.03 tarihinde yani pazar günü tam 50 kızın yanına gideceğim artık ölür müyüm sakat mı kalırım bilemiyorum ama bu korkumu yenmek ve alfa yolunda çok büyük bir adım olacak.

Daha yeni yazdık :

“Oyunu şöyle sanıyorlar : Çık dışarı, 100 tane kıza yaz, şansın yaver giderse biri sana yüz verir ve birlikte olursunuz. Ben de diyorum ki Oyun sayı oyunu değil azim / kararlılık oyunudur, devamlılık oyunudur. Her hafta sadece 1 kere yürüseniz, yılda 52 kere yürürsünüz. Buna kararlılık denir. Bu aynı zamanda ortalama bir erkeğin hayat boyu yürüdüğü kızdan daha fazlasına yürümüş olursunuz. Oyun bu kararlılık ve hatalrından ders çıkarma ile ilgilidir. Olay makineli tüfek gibi yürü .. yürü … yürü .. değil. Biliyorum bazı PUAlar var “çık dışarı makineli tüfek gibi ol” diyorlar. Bundan hiçbir şey öğrenemezsin. İki çeşit öğrenme vardır : bir şeyi içselleştirirsin ve senin bir parçan olur ya da hareketleri ezberlersin. PAU’yı eleştirenlerin çoğu bu zeber şeklini eleştiriyorlar. Bu rol yapmak, kendin olmamak, ezberleyip okumaları gereken bir senaryo.”

Yani bir günde 50 kıza yürürsen hiçbir şey öğrenemezsin. Günde en fazla 3 – 5 kıza yürü (bardan bara atladığın bir gece bu sayı biraz daha fazla olabilir) ve hergün yürüme. Güzel bir Zen hikayesi vardır :

Çaylak rahip, usta rahibe “hergün 10 saat meditasyon yaparsam, kaç yılda uçarım”. Usta demiş 1o sene. Çaylak heyecanlanmış : “o zaman günde 20 saat meditasyon yapsam kaç senede uçarım”. usta cevap vermiş : “20 senede”.

Son olarak da, ağırlık kaldırıyor musun?

Yeni Bir Umut

Kırmızı Hapın Acı Tadı yazısının sonuna doğru şöyle yazmıştım:

Gerçek sizi özgür kılacaktır ama farkında olmak gerçeğin sizin canınızı daha az yakmasına neden olmayacaktır ya da gerçeği daha sevimli hale getirmeyecektir. Ve tabii ki gerçeğin farkında olmak sizi gerçeğin gerektirdiği sorumluluklardan azad etmeyecektir. Fişten çekilme esnasında erkeklerin en çok zorlandıkları şeylerden biri, Oyunun onları görmeye zorladığı acı gerçekleri kabul etmektir. Bu acı gerçeklerin içinde, yıllardır inanmaya koşullandığı şeylerin konforlu idealler olduğunu ve “sevgi dolu beklentilerin” aslında erkeği sakat bırakan engeller olduğu da vardır. Bunlara isterseniz yalan deyin, ama fişinden çekildiğiniz ve aslında bir sistem olan şeyi böyle kategorize etmekte bir miktar umutsuz nihilizm vardır. Siz aslında umutsuz vaka olduğunuzdan değil, sadece, fişten çekildiğiniz anda içine girdiğiniz yeni sistemde umut yaratacak içgörüye sahip olmadığınız için – her ne kadar bu yeni sistemde kontrol daha çok sizin olsa da.

Kendim fişten çekildiğimde öğrendiğim en zor derslerden biri, “umudu” çöpe atmaktı.

Gerçek ve kişisel umudu değil. Gerçekleştirilebilir olduğuna inandırıldığım “umudu” – doğru şartlar altında, kişilikler uyumlu olursa,  kader ve çalışır olduğuna inandırıldığım, feminen buyruğun tanımladığı diğer bazı etkenler lehime çalışırsa, feminen tanımlı rahatlığa ulaşabileceğim umudu.

Umudu tanımlayarak (ya da benim için tanımlanmasına izin vererek), o ideal durumu hiçbir zaman kendi tercihim olmamış olan bağlamda gerçekleştirmeyi çok istiyordum. Fişten çekildiğim zaman herkes kadar ben de bunalıma girdim. Öfkelendim. Temelde gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şeye bu kadar fazla yatırım yapmış olduğum hakkında düşünmek bile istemedim. Çünkü bu şeyin ne olduğunu yanlış anlamıştım, bilerek ya da kendi iyimser yorumum nedeniyle.

Benim kendi “fişten çekilmem” aşamalı bir işti ve birçok uzatmalı travmadan sonra meydana geldi. Ve evet kendimi, gerçekleşebileceğine inandırıldığım bir şey için, bir kalıba sokma umuduyla yaşadığım o kadar travmanın boşa gittiğini görmek, daha da bunaltıcı idi.

Bana satılan umudun, benim yararımı hiçbir zaman düşünmeyen sosyal paradigmadan geldiğini anlayana kadar da umudu atamadım. Bu zor bir gündü zira bunu yapmanın, kendim için yeni bir “ümit” bulmak gerektirdiğini anlamıştım. O zaman bana çok nihilist görünmüştü ve kendime acımaktan kaynaklanan nihilizm tercihi yapmamak için ciddi çaba gösterdim.

Kabul etmekte özellikle zorlandığım keşiflerden biri, kadınların erkeklerden farklı şekilde aşık oldukları gerçeği idi. Bunu kabul etmek zordu zira gerçekleştirmek için çabaladığım “eski umut”, mavi haplı düşünce yapısının temel doktrinlerinden birisi üzerine kurulu idi; hem kadınların hem de erkeklerin onayladıkları ve kabul ettikleri tek bir aşk kavramı olduğuna dair eşitlikçi düşünce.

Bunun gerçeklikle alakası olmayan bir idealleştirme olduğunu , kadınların erkekleri içten sevebileceklerini ve sevdiklerini ama tamamen farklı ve feminene özgü aşk kavramı olduğunu anladığımda, artık o ortak aşk kavramına dair “umut” beslemediğimi fark ettim. Ve kadın ve erkeklerin, birbirlerinden tamamen farklı şekilde ve farklı perspektifte aşk kavramları ile, birbirlerini yine de sevebileceklerine dair umuda sarıldım.

O zamanlarda üniversitede psikolojik danışmanlık yapıyordum. Hayatının 30 yılından fazlasını eski karısını ve ikinci karısını mutlu etmek için harcamış yaşlı bir adamı hatırlıyorum. 20li yaşlarının başından itibaren, kendi kişisel hayatını, bu iki kadının (hayatı boyunca sadece bu iki kadınla seks yapmıştı) ortak bir aşk kavramını gerçekleştirme kapasitelerine inandığı için beslediği umut ile, bu “aşk” için harcamıştı.

73 yaşında idi ve bütün hayatını gerçekte varolmayan bir umuda yatırım yaparak harcamıştı – bir kadının kendisini, erkeklerin kadınların kapasiteleri olduğunu düşündüğü idealize aşk ile sevebileceğine inanmak. Tam da hayatı boyunca kendisini bunun varlığına inandıran, feminen odaklı sosyal düzenden öğrendiği romantik, feminen tarafından tanımlanmış aşk idealleri ile.

İşte bu nedenle sürekli Erkekler Gerçek Romantiklerdir diyorum. Çünkü çoğunluk, bir kadında ve o kadın için mutluluk bulmak üzere idealize edilmiş bir aşka hayatlarını harcıyorlar.

Yeni Umut için Eski Umut

Yeni kırmızı hap dünyanızda da umut edebilir ve başarılı olabilirsiniz. Ama kırmızı hap gerçeklerini kendi eski, feminen merkezli, mavi haplı dünyanıza zorla sokuşturmak yerine kırmızı hap gerçeklerini içselleştirmeniz ve onları kırmızı hap bağlamında yaşamanız çok daha kolay olacaktır. Eğer kırmızı hap dönüşümünü gerçekleştirememiş ve bunu nasıl kullanacağımı anlayamamış olsa idim, bugün evliliğimin neye benzeyeceğini hayal edebiliyorum. Bunu yapmadıkları için evlilik koçlarına saati 149 Dolar ödeyen erkekler var.

Geçen haftanın yorumları içine gömülü bir yorum var. Buraya tamamen alıyorum (kırpılamayacak kadar iyi bir yorum) :

Sanırım anladım!

Yıllarca bu “rol yapma” gereksinimi ve bunun kadınların bizi, bizim onları sevdiğimiz gibi sevmediğini gösterdiği için kızgındım. Ve şimdi eski ilişkilerimi gözden geçirirken, bir şey aklıma geldi.

Her ilişkimde, onradan aşık olacağım kadınla karşılaşmadan önce, tamamen kendimi geliştirmek için çalışıyordum : forma girmek, arkadaşlarla takılmak, çevremi keşfetmek, muziğimle uğraşmak, vs. “Aşık olur” olmaz ise bu aktiviteleri zamanla bırakıyordum. Yeni kız arkadaşıma konsantre oluyor, onun ihtiyaçlarını sağlamaya ve istediği gibi olmaya (ya da istediğini sandığım gibi) çalışıyordum.

Ama işte benim Evreka anım : hatırladığım her zaman mutsuz, bir hücreye kapatılmış ve kapana kısılmış hissettiğim.

Rollo’nun “kadınlara tepkilerimiz koşullanmadır” derken bahsettiği şey bu mu? Kırmızı hap ile hissettiğimiz üzüntü, doğamızda olmayan bir şeye inanıp ona göre hareket etmemiz, başkalarının davranış ve inançlarının bize yüklenmiş olması mı?

Sanırım sonunda kendim için olanı anladım … kendini odağa koymak ve “rol yapmak” gibi şeyler aslında şu anlama geliyor : “bir ilişkide, başkalarının yapman gerektiğini söylediği şeyleri yapmak zorunda değilsin … her şeyden onun için vazgeçmek zorunda değilsin, yapmaktan hoşlandığın şeyleri yapmayı bırakmak zorunda değilsin ve onun kıçını yalamak zorunda değilsin”.

Benim durumunda, ben her şeyi iki sebepten bırakıyordum. Biri, yapmam gerekenin bu olduğunu düşünmemdi … Kadınların erkeklerden ne istediklerini duymam, annemin erkek nasıl olmalıdır nasihatları, vs. İkinci neden ise kendine güvensizlikti. Onun beni sevmesini istiyordum, gemiyi batırmak istemiyordum, onu kaybetmekten korkuyordum, vs … ve sonunda da kaybettim. Onun ve onun aşkı için değerli olmak için, onun suyuna gidip ona istediğini söylediği şeyleri ya da bana onun istediği şeyler diye öğretilenleri vermem gerektiğine inanıyordum.

Rollo’nun ve herkesin konuştuğu şey bu mu? Çünkü sanırım sonunda anladım. Bugüne kadar Oyunum bir yere kadar sahte idi. Bazı şeyleri yapmamam gerektiğini biliyordum ve kadınlara daha çekici gelecek şeyleri de yapıyordum. Ama görüyorum ki, kızgın olmak için bir neden olmadığı gibi – kendimi geliştirirken ve hobilerimle uğraşırken daha mutlu, onlara zaman ayırmazken ise daha kindardım – ama aslında bizim “rol yapmak” dediğimiz ve kadınları gerçekten mutlu eden şeyleri yaparken daha mutluyum.

Aslına bakarsanız Rollo’nun dediği gibi her iki şekilde de rol yapıyorsunuz.

Kırmızı hap şartlarında yaşamanın anahtarı, mavi haplı beklentilerinizde ve hayallerinizde rahatlığa kavuşacağınız inancını kafanızdan atmanızdır. Ve bunları kırmızı hap gerçeklerinin gerçekçi bir kavrayışına dayanan beklenti ve tutkularla değiştirmeniz gereklidir.

Bunu başından öğrenin : Kırmızı hap farkındalığını kullanarak, mavi hap dünyasında rahatlık ve duygusal tatminini başaramazsınız.

İçinizdeki betay öldürmek zor bir iştir ve bu işin bir kısmı da eski, rahat mavi hap paradigmanızdan kurtulmanızdır. Yeni fişten çekilen, kırmızı hapın farkında erkekler için, kırmızı hap tekniklerini kendi mavi haplı ideallerini gerçekleştirmek için kullanabilecekleri fikri çok cezbedicidir. Anlamadıkları şey ise bu mavi haplı ideallerin ve onları nasıl gerçekleştireceklerine dair anlayışlarının defolu olduğudur.

Kırmızı hap farkındalığı, doyum için kırmızı hap şartları gerektirir. Oracle Z, Return Of The King sitesinde mükemmel bir yazı yazdı : Why you shouldn’t seek emotional fulfillment through women? . Okumaya değer bir yazı ama Oracle Z’nin burada anlattığı feminen merkezli, mavi haplı doyum. Bir erkek istemesi gerektiğine koşullandırıldığı bu mavi haplı amaçları gerçekleştirebilse bile, kendini bu hedefin içinde hapsolmuş ve bu hedefin yükleri altında ezilmiş bulur.

Hobbes’un yukarıda gösterdiği gibi, mavi haplı hedefleri gerçekleştirmeye ve elinde tutmaya çalışmadığı zamanlar, hayatından, yeteneklerinden ve tutkularından en fazla doyum aldığı zamanlar.

Bu bir erkeğin kendini kırmızı hap şartlarında yeniden yaratması için yeterli değilmiş gibi, bir de kadın kendisine mavi hap şartlarında “mükemmel erkek” sunulduğunda, yavaş yavaş (bazen hemen) o erkekten tiksinmeye başlar.  Hareketlerinin de ispatladığı gibi, kadınlar bile bu mavi hap şartlarının mükemmel erkeğini istemezler zira mavi hap şartları, normalde kırmızı hap şartlarında heyecan verici, önemli ve arzulanabilir olabilecek erkekleri iğdiş eder.

Bunu daha önceki yazımda söyledim ama tekrar edeyim :

“Kadınlar erkeğin hayatına sadece yoldaş olmalılar, hiçbir zaman hayatının odağında olmamalılar.”

Mavi hap şartlarında yaşamak, defolu hedefleri gerçekleştirerek doyuma ulaşacağını ummak, erkeği kadını hayatının odağı yapmaya programlar. O umudu bünyenizden atın ve yeni sistemde umut yaratabileceğinizin farkına varın – içinde hayatınızın kontrolünün daha çok elinizde olduğu sistemde.

Çeviri : A New Hope

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Karım sürekli ailemi ve beni aşağılıyor

Bir erkek kızlar soruyor sitesine sormuş :

4 yıllık evliyim. karım sürekli ailemi ve beni aşağılıyor. bana sen erkek değilsin, adam değilsin vb. şeyler söylüyor. Çevremde sevilen biriyim bunları haketmediğimi düşünüyorum. sizce ne yapmalıyım?

Baştan ne yapmalı sorusuna cevap vereyim.

“Sen erkek değilsin” gibi hakaretler ve “aileye hakaret” eden kadını boşamak lazım.  Eğer boşayamıyorsan, bunları demesine izin vermeyeceksin. Şiddete vurmadan haddini bildireceksin. “Sen kimsin ki bana bunları söylüyorsun? Kendini bana hakaret etmeye çalışarak iyi hissetmeye çalışan aşağılık kompleksli yaratıktan başka bir şey değilsin” gibi bir şey söylemen ve bir daha da sana hakaret etmesine izin vermemen lazım.

Kocanı erkek olarak görmüyorsan, adam olarak görmüyorsan, koca olarak da kullanamazsın. Çocuk var tabii ama emin olun o çocuk için babaya böyle davranılan ve babanın bu davranışları çocuk için sineye çektiği bir evde büyümese çok daha iyi.

Bu adam önce bir avukatla ve sonra da boşanmış erkeklerle görüşüp plan yapmalı. Bu süreç boyunca ise karısının tüm hakaretlerini mahkemede kullanmak üzere gizlice kaydetmeli. Bütün hazırlıklar tamamlanınca da avukatla beraber bir metin yazılıp bu metin kadına okunmalı ve boşanma süreci başlamalı.

Eğer bu adam illa bu evliliği kurtarmak istiyorsa, Korku Oyununun 12 Seviyesini deneyebilir. Ne de olsa çocuk var ve adam dipte bir beta gibi konuşmuyor. Buradaki adam bir önce ele aldığımız adamdan daha iyi durumda. Aşığım seviyorum salya sümüklüğü yok. Bir baba olarak çocuk için katlanmış ama ben böyle davranılmayı haketmiyorum diyor. Saygı görmüyorsam boşanırım lafını da ediyor. Derdi tabii ki çocuk.

Şimdi devam edeyim.

Adamın sonradan yazdıkları sorununu belli ediyor ama bu konuda pek bilinmeyen bir gerçeği önceden belirteyim. Bazı kadınlar bunu, buradaki kadın kadar ağır olmasa da, erkek betalaşmasa bile yaparlar. Nedeni de CPDdir. Gerçek CPD kavramı bilgi olarak bilinmese de, kadınlar 35 yaşına doğru kendi CPDlerinin kocalarınınkinin altına düştüğünü ve kocalarınınkinin ise yükselmekte olduğunu farkederler. Eğer koca tam maskülin değil ama yeterince erkek ise, bu CPD dengesizliğini, kocasını sürekli aşağılamaya çalışarak ya da onun başarılarını hafife alarak dengelemeye çalışır. Yani “lan ben mavi haplı değilim bu kadın birden neden böyle saçmalamaya başladı” diyorsanız, sebebi genellikle budur. Yani bu “aşağılama” olayı kadın sizi düşük statülü gördüğünden değil, tam tersi yüksek statülü gördüğünden olabilir. Hele de kendisi götü göbeği salmış ama siz hala fit iseniz.

Burada farklı bir durum olsa da adamın şu söylediğinden, yukarıdaki durumun da etkili olduğunu tahmin ediyorum :

ben lisans o lise maddi sıkkıntı var malum

yok ev hanımı

Eğitim seviyeleri farklı. Bu kendi başına sorun olmayabilir ama kadın eğer kişilik olarak bunu dert edecek biri ise, bu eğitim farkı da yukarıdaki dinamiğe etki edecektir.

“Sen erkek değilsin ya da adam değilsin” gibi laflar boşanma nedeni. Adam da zaten aşağıdaki yorumlarda “boşanmak istediğimi söyledim ona. ama çocuk var” diyor. Şöyle de problemini açık ediyor :

karakterim bunda etkili katılıyorum. ben hep demokratik olanı seçeyim diyorum. hatalarım mutlaka var . ama bu hakaretleri hakedecek kadar hata yok.

Kadın, kendi aşağılık kompleksini adamı aşağılayarak gidermeye çalıştığı gibi, adamı aşağılayarak kendisini bırakıp daha iyisini bulabilmesine de engel olmaya çalışıyor.

Ayrıca eşitlikçi evlilik her ne kadar günümüz mottosu olsa da, pratikte kadınlar geminin kaptanı olan ve gemiyi idare eden bir erkekle birlikte olmayı tercih ederler.  Adam burda muhtemelen şu 2 kuralı ihlal etmiş. Haldun Aydıngün, burada çalışan mekanizmayı 20 sene önce yazmış : magandalar kadınları daha çok mutlu ediyor.

III. Önceliğin kendi misyonun olmalı, kadının değil

Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “herşeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına itaat etmeyi arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim herşeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “herşeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.

IV. Onun kuralları ile oynama

Eğer kadının kuralları koymasına izin verirseniz sizden en azılı tecavüzcülerin bile nail olmadığı bir şekilde tiksinecektir. En güçlü kadın da, en azılı feminist de güçlü bir erkeğe itaat etmeyi ve onun tarafından yönlendirilmeyi arzular. İki kutupluluk sağlıklı bir ilişkinin çekirdeğidir. Bir kadın, kaprisleri, istekleri ve sürekli değişen ruh hali ile sizin üzerinizden geçmeyi istemez. Kadının duyguları kasırga, ruhu ise kundakçıdır. Kendinizi onun fırtınalarına karşı duran bir kale duvarı gibi düşünün. Güçlü rüzgarlar ve en kötü dürtülerinin yarattığı fırtınalar karşısında tutunabileceği bir kaya aradığında, orada siz olmalısınız … güçlü, sağlam, sarsılmaz ve yerinden oynamayan.

Amcığın 16 Buyruğu

Türkiye hala o kadar kötü durumda değil. Şöyle bir soruya, Batı’da “ya yeterince ev işi yapmıyorsan, …” diye başlayan ve faturayı adama kesen bir sürü yorum yapılır. Burada ise genel konsensus “çekilir mi lan böyle hakaret, hemen boşa”.

Not 2: Biri şu yorumu yazmış :

Türkiye’de bu durumu yaşayan erkek sayısı az değildir, ama erkekler kadınlar gibi sürekli şikayet etmedğinmden kimse bilmezz.. aile içi şiddet deyince insanların aklına hep kadına şiddet geliyo..

Kadınlar fiziksel şiddeti de çok uygulasa da asıl uzman oldukları konu psikolojik şiddet. Erkeklerin şikayet etmesi ayıp olduğu için de, bunu yaşayan erkekler sineye çekerler genelde.

Bu durumlara düşmemek için, uzun süreli ilişkiler kitabımıza da bakabilirsiniz.

Korku oyununun 12 seviyesi

Korku oyunu“, onun kaprislerine ve zevkine zincirlenmiş biri değil de fırsatları ve başka opsiyonları olan bir erkek olduğunuz “korkusunu” karınıza aşılamaktır. Kadınlar bundan nefret ederler – ya da en azından size bundan nefret ettiklerini söylerler – ama kadınlar opsiyonları olan erkeklere karşı koyamayacakları şekilde çekim duyarlar. Bu “ikincil seçilim” ya da “önseçim önyargısı” olarak bilinir.

KH teorisi ve korku oyunu odaklı evlilik üzerine bir kitap yazıyorum. (Rahmetli) Atol Kay’in, Ian Ironwood’un ve tabii ki manospherein aslanı Rollo Tomassi’nin kitaplarından derliyorum. Sorun üzerinde bir süredir yaptığım çalışma, kendi kişisel deneyimlerim, okuduğum kitaplar ve tabii ki blog yazmam sayesinde, düşük cinsellikli evliliklerde ya da /r/deadbedrooms olayında neyin çalıştığına dair bazı sonuçlara ulaştım.

“How to Turn Around a Low Sex Marriage” (Düşük Seksli Evlilik Nasıl Kurtarılır?) adlı kitabımın teorik temellerini, tartışmak üzere sizinle paylaşıyorum. Burada paylaştığım şey, kırmızı hap oryantasyonu ve talimatları hariç şimdiye kadar yazdıklarım.

Bir evliliği kurtarmak hakkında yorumlar ve tartışmalar yazarsanız sevinirim.

Korku oyununu, seviye 5’in iyi ya da mükemmel bir ilişki için temel çizgi olacak şekilde bir süreklilik şeklinde kavramsallaştırdım. Bir başka deyişle, çoğu erkek için, 1 – 5 arası kişisel ve sosyal gelişim ile korku oyununun olması gereken seviyeleri.  Seviye 5 sonrası ise korku oyunu başka bir renk alıyor ve uygulanması ile karınızla ya da başka biriyle daha iyi bir ilişkiye çıkıyor.

Uyarı :

  • Aşağıdaki seviyeler birbiri ardına gelmeli.
  • Eğer iyi bir ilişkiniz varsa, seviye 5’i geçmeyin.
  • Herşeyi deneyip de evlilik bitti demeden aldatmayın.

Korku oyununun 12 seviyesi

Korku Oyunu Seviye 1

Shit testleri yakalamayı ve geçmeyi öğrenin. Kadının seksi reddetmesi ile sarsılmayan güçlü ve sarsılmaz bir çerçeve inşaa etmeye başlayın. Temel PUA ve baştan çıkarma konusunda okuduklarınız sizi bilgilendirecektir. Karınızı daha iyi okumaya ve baştan çıkarmaya başlayın … The Red Pill’de kenar sütunu, Athol Kay’in Married Man’s Sex Life’ını, Robert Glover’in No More Mr. Nice Guy kitabını ve Pook’un Book of Pook kitabını okuyun.

Korku Oyunu Seviye 2 :

Hayatınızın temel alanlarını geliştirmek için eylem planı geliştirin. Fiziksel, ruhsal, psikolojik, finansal ve kişisel alanları geliştirin. Bu alanda yolculuğunuz, haftada 3 – 4 kez tükenene kadar ağırlık kaldıracağınız spor salonunda başlıyor. Her kas grubunu haftada en az 2 kere çalıştırın. Athol Kay’in The Mindful Attraction Plan kitabını okuyun.

Korku Oyunu Seviye 3

Karınızdan bağımsız bir hayat inşaa edin. Bir klübe girin. Bir amaç ve uğraş edinin. David Dieda’nın Way of the Superior Male ve Robert Green’in Art of Seduction kitaplarını okuyun.

Çevirenin notu :  Bu uğraş yaratıcı bir şey olmalı. Arkadaşlarla video oyunu ya da halı saha maçı gibi şeyler değil.

Korku Oyunu Seviye 4

Karınıza ulaşılır olmanızı onun size nasıl davrandığına bağlamaya başlayın. Şu aşamada meşgul bir erkeksiniz. Cinsel olarak ilgisiz, can sıkıcı ve kızgın bir kadına harcayacak vaktiniz yok.  Eğer gerekiyorsa başka bir uğraş edinin. Bu aşama, dövüş sporlarına başlamak için ideal. Ian Ironwood’un The Ironwood Collection of Alpha Move.

Korku Oyunu Seviye 5

Giyeceklerinizi yenileyin ve her fırsatta şık giyinin. Maskülin, güçlü, sarsılmaz çerçevenizi daha da sağlamlaştırın. Kendi geminizin kaptanı gibi davranmaya ve ilişkinizi yönetmeye başlayın. Karınız üzerinde aktif olarak kino ve baştan çıkarma uygulayın. Rollo Tomassi’nin The Rational Male kitabını okuyun.

Çevirenin Notu : Bu aşamaya kadarı her kocanın ne olursa olsun yapması gereken şey. Bunları yaptıktan sonra çoğu kadın düzelir. Eğer düzelme sağladı iseniz ve evliliğiniz mutlu ise bu seviyenin üstüne çıkmayın. Örneğin seks ayda yılda bir ödev seksinden haftada iki – üç istekli sekse çıktıysa burda durun. Yoksa devam.

Bu aşamaya kadarki bölümde korku oyunu nasıl çalışır görmek için Soft Dread (Yumuşak Korku Oyunu) yazısını okuyun.

Korku Oyunu Seviye 6

PUA yetenekleri öğrenmeye başlayın. Aptalca bir şey yapmadan önce, bu yeni bilgileri karınız üzerinde deneyin. Baştan çıkarmayı karınız üzerinde uygulamaya zaman ayırın. PUA yeteneklerini önce kendi evliliğinizi kurtarmak için kullanın. Roosh’un Bang, and Day Bang kitabını okuyun.

Korku Oyunu Seviye 7

PUA pratiğine başlayın ve güzel kadınlara yürümeyi öğrenin. Richard Ruina’nın The Natural kitabını okuyun.

Korku Oyunu Seviye 8

Karınıza dışarıda güzel kızlarla konuşabilecek kapasitede olduğunuzu gösterin. Garson kızlarla başlayın. Karınızla iseniz ve o size vücudunu “iyilik olsun” diye teslim edeli 20 – 30 gün olmuşsa, onun gözü önünde o küçük tatlı şeyle muhabbet ettiğinizde iki şeyden biri (muhtemelen ikisi birden) olacak. Birincisi, karınız çıkgına dönecek sizi bir sürü şeyle suçlayacak. Çerçevenizi / eğlenen ustalığınızı koruyun. Sonunda karınızın tepki vermesini sağlıyorsunuz. Bu önemli :  tepki varsa o ilişki için umut da vardır. İkincisi, eve gittikten kısa süre sonra sizinle balayındakinden daha tutkulu bir şekilde sikişecektir.

Çevirenin Notu : Bu aşamaya kadar evliliğinizin ve seks hayatınızın düzelmiş olması lazım. Ama durum bu değilse, son seviyelere geçebilirsiniz.

Korku Oyunu Seviye 9

Zurnanın zırt dediği aşamaya geldik. Açık konuşma zamanı ama henüz ültimatom vermeyin. Bu seviyede de “korku oyunu” hala ima edilen ama söze dökülmeyen bir oyun.  is the lynchpin. Şu ana kadar yaptıklarınız işe yaramadıysa Athol Kay’in “opsiyon A” ya da “Opsiyon B” dediği noktadasınız. Örneğin “ya ihtiyacımı karşılayacak kadar seks yaparız ya da boşanırız” gibi. Unutmayın bu aşamaya kadar uzun bir süreç geçirdiniz. İlk 7 adımın her birine, evliliğinizde beta ayak paspası olduğunuz her yıl için bir ay verin (örneğin 3 senedir böyle iseniz toplam 21ay). Ama bu uzun süreçten sonra maskülin dilde konuşma zamanı geldi. Yine bir seks reddetmesinden sonra şöyle bir şey söyleyin : “bir ilişki için seninle seks yapmaya ihtiyacım olduğunu biliyorsun. Bunun bir erkek için biyolojik bir ihtiyaç olduğunu anlıyorsun değil mi?”. Kavga etmeyin, duygusal şantaj yapmaya kalkmayın. Bu lafı söyleyin ve çekin gidin. Birkaç saat ortada görünmeyin. Bunu değişik durumlarda bir iki kez tekrarlamanızı tavsiye ederim.  Drama ve kavgaya girmeyin. Burada amacınız savaş çıkarmadan karınıza beklentilerinizi açık şekilde belirtmektir. Aranızın iyi olduğu bir anda evliliğinizi yürütmek için gereksinimlerinizi karşılamak için beraber ne yapabileceğinizi tartışın.  Bu aşama birkaç hafta ya da belki daha fazla sürebilir.  Bunu uzatmayın yoksa en başa dönme tehlikeniz var. Karınızın isteklerinizi yerine getirmeyeceği kesinleştiğinde ise artık Kutsal Kitabı okuyup dua ettikten sonra yapabileceğiniz tek bir şey kaldı.

Çevirenin Notu : Arzunun pazarlığı olmaz ilkesine karşı olsa da, bundan sonra geçilecek aşamanın ciddiyeti ve bir evliliğin karşılıklı görev olarak da yürütülebileceği (özellikle çocuklar varsa) gerçeğini düşünerek kadını sözlü olarak uyarmak ve bir şans daha vermek için bu aşamayı doğru buluyorum. Ben şahsen bu aşamaya gelmiş biri olsaydım boşanmayı başlatırdım (ve 2 – 3 sene daha seksiz yaşamazdım) ama evliliğini hala kurtarmak isteyen erkekler bu aşamayı uygulayabilir. Ama dediğim gibi, yıllardır doğru düzgün seks yapmamış adamlara 2 – 3 sene daha sekssiz kal demek de saçma.

Bir kadın bunu duyduğunda “ayyy zorla seks mi olur?” gibi bir tavır takınır. Bir kadın kesinlikle sizinle yatmak zorunda değil. Bunu kafanıza yazın. Karınız diye hayat boyu sizi arzulayacak diye bir kural yok. Bıkar bıkar. Kendi tercihi. Fakat hiçbir kadının sizi sekssiz bir ilişkiye hapsetmeye “seks yok ama sen koca olarak dışarda da seks yapamazsın” demeye hakkı yok. Evlilik anlaşmasına imza atarken “dışarda değil sadece bu evlilik içinde seks yapacağım” sözü veriyorsunuz. Bu aynı zamanda “bu evlilik sözleşmesi içinde seks olacak” da demek. Eğer biri yoksa (evlilik içinde seks), diğeri de yok (evlilik dışında seks yapmama). O yüzden burada kadını zorlamıyorsunuz, seçim şansı veriyorsunuz.  Hem de bir iki senelik düzelme şansını ona verdikten sonra.

Korku Oyunu Seviye 10

Ne yapacağınızı anlatın : evi terk edeceksiniz ve boşanma işlemlerini başlatacaksınız. Ben direkten dönene kadar evliliğimde bu noktaya geldim. Karıma dedim ki : “Basit bir tercih yapacaksın : Ya benimle sikişirsin … ya da siktir olup gidersin (Fuck me…or fuck you)”. Bu aşamada eğer düzelme olmazsa ayrılıp boşanmaya ruhen hazır olmanız lazım. ASD (Artık Sikimde Değil) haliniz bu aşamadan sonra rol değil gerçek. The Art of War ve The 48 Laws of Power kitaplarını okuyun.

Çevirenin Notu : Sekssiz evlilik boşanma nedenidir. Bu seviyede bir iş yapacaksanız ön hazırlığınızı yapın. Bir boşanma avukatı ile görüşün, boşanmış erkeklerle konuşun ve banka hesabını ayırma, vs … gibi işlemlere başlayın.

Korku Oyunu Seviye 11

Bir kız arkadaş ya da metres edinin. Seks yapmaya başlayın.

Korku Oyunu Seviye 12

Termonükleer. Karınızı kız arkadaşınız olduğunu ve bu nedenle de artık onu istemediği sürece seks için rahatsız etmeyeceğinizi anlatın (zira siz eşine ihtiyacı olanı hemen veren bir kocasınız). Hatun patladığında ise tüm geceyi başka yerde geçirmek için evi terk edin. Ertesi gün eve gelin ya da boşanma işlemlerini başlatın.  Bu aşamada zaten bu soğuk ve frijit kadından bıkmış olmanız lazım.

Çevirenin Notu : Seviye 12 saçmalık ve eziklik. Hala böyle bir kadını yeniden kazanabilmek için, boşanmada kusurlu taraf olup yolunmayı göze almayı gerektiren, ONEitis mantıklı bir saçmalık. Bu seviye kesinlikle aptalca. Peki bu adam neden böyle yazmış? Zira ABD’de durum farklı. Orda boşanmada erkek kusurlu olsa da olmasa da sanki tüm suç ondaymış gibi sikiyorlar. Ama Türkiye’de boşanmada kusur diye bir olay var. Böyle bir hareket burada çok aptalca. Biz de 10 seneye kalmaz ABD gibi oluruz ama şu aşamada bu seviyeyi unutun.

Çevirenin Son Notu : Bir erkek ilişkisinin mutluluk derecesi ne olursa olsun ilk beş seviye korku oyununu her zaman oynamalıdır. Bir ilişkide karısı ne kadar çirkefleşirse çirkefleşsin, eğer bu çirkefleşme erkeğin betalaşmaya karşı koyamaması ile ayak paspasına dönüşmesi sonucu gerçekleşmiş ise, sorumluluğu alıp ilk 5 aşamayı hızlıca uygulayarak, karısına bir şans vermesi etik olarak gereklidir. Fazlaca fedakarlık gibi görünse de evlilik oyuncak değil, özellikle çocuk varsa.

Fakat 8’ince seviyeye kadar düzelme yoksa ve kadın erkeği sekssiz bir ilişkiye mahkum etmeye çalışıyorsa, yandan kız arkadaş veya boşanma çözümdür. Seks varsa ama başka dayanılmaz sorunlar varsa, boşanma tek tavsiye edebileceğim şey.

Çeviri : The 12 levels of dread : the rules for any long term relationship

Karım bana düşman gibi davranıyor

Burada anlattığımız temel zihin yapısı, uzun süreli ilişki ve evlilikte daha da gerekli. Zira bu ikisinde, özellikle de ikincisinde, mavi haplının kaybedeceği çok şey var. Örnek olarak internete baktım ve hızlıca şu aşağıdaki hikayeyi buldum. Hikaye çok eski olsa da oldukça sık görülen bir durum.

Eskiden “kılıbık” diye bir kavram vardı. Babamların bazı arkadaşlarıyla kılıbık oldukları için hunharca dalga geçtiklerini, medyada bu kavramın çok kullanıldığını hatırlarım. Hiç farkettiniz mi, artık neredeyse hiç kullanılmıyor? Bunun nedeni eskiden istisnai olan bu erkek tipinin artık neredeyse norm olma yolunda ilerlemesi olmasın? Sanırım günümüzde buna marifetmiş gibi hanımcılık diyorlar.

Örneğimiz Güzin Abla’ya yazılan şu yazı :

Karım bana düşman gibi davranıyor …

Güzin Hanım; çok kötü durumdayım. Ben 35 yaşında karısını çok seven, bulaşık, çamaşır, çocuk bakımı ve her türlü ev işini yapan bir erkeğim.

Ama farkına vardım ki bunlar eşimi mutlu etmek için yeterli değilmiş. 3 gün önce eve gittim ve eşim ağlayarak “Artık seni sevmiyorum, sana dokunmak istemiyorum, seni yabancı olarak görüyorum ve boşanmak istiyorum” dedi. Ve psikoloğa gitmek istediğini söyledi. Bütün dünyam yıkıldı o an. 3,5 yaşında bir kızımız var. O an ağlamaya başladım ve aklını başına toplaması için bir arkadaşıma gittim. 2 gün orada içip durdum. Bir psikolog ayarladım ve geçen cumartesi eşimle birlikte ona gittik. Ama eşim benim durumumum daha kötü olduğunu söyleyerek asıl benim tedavi görmem gerektiğini söyledi. Razı ettim birlikte gidecektik. 2 gündür durmadan içiyor ve ağlıyor. Bana bir düşmanmışım gibi davranıyor. Bana söylediği artık her şeyin biriktiği, patladığı ve bütün sorumluluğun da benim olduğu. Ama ben onu çok seviyorum, onsuz yaşayamam. Ona söyledim, “Ne olur bırakma beni, düzeleceğim. Daha farklı olacağım” dedim. Ama bana hiç umut vermiyor. Eşimle evliliğimizin altıncı yılını bitirdik. Geçen zamanda ekonomik olarak hep borç ödedik. Evlendiğimde kredi kartı borçlarım vardı, onları ödedik. Halen ödüyoruz ama bitmesine 1 ay kala, bankanın yaptığı bir yanlışlık sonucu eşime gelen “7.500 YTL borcunuz var” telefonu her şeyi bitiren son damla oldu. Aslında 280 YTL borcumuz kalmıştı, yanlışlık yapılmış. Ama olan oldu.

Diğer bir konu da; benim ailem maalesef sorunlarıyla devamlı eşimi meşgul ettiler, yalanları yüzünden 2 senedir onlarla görüşmüyoruz. Fakat ben arada sırada, ne olursa olsun, eşimin onları aramasını istiyordum. Bir sorun da; annesi kanser oldu ve hastalığının başından sonuna kadar, yaklaşık 1 sene bütün tedavisinde yanında bulundu. Şu an annesi iyi ama üzülmemesi lazım.

Ayrı bir sorun ise; kız kardeşi maalesef biraz asi ve ailesini çok üzüyor. Kilolu, devamlı içki içen, sorumsuz bir kız.

Son bir sorun, eşim, okulunu derece ile bitiren matematik öğretmeni. Yaşı 35 oldu ama halen beklediği gibi bir işe giremedi. İş konusunda çok şanssız. 3 ay önce bir dershaneye girdi, ama maaşlar ödenmeyince, ayrıldı. İşte bütün bu sorunlar birikmiş ve sonunda bana patlamış.

Ne yapmalıyım, yardım edin ne olur?

Bizi takip ediyorsanız, daha ilk paragrafta sorunu yakalamış olmalısınız :D. Karşımızda evli ve damardan mavi haplı bir erkek var.

Ben 35 yaşında karısını çok seven, bulaşık, çamaşır, çocuk bakımı ve her türlü ev işini yapan bir erkeğim.

Çeviri Manyağı’nın Ev işi yapan erkeklerin hazin sonu ve benim Erkekler iyi oldukça onlardan istenenler artıyor yazılarımızda bu konuya değindik.

Ama farkına vardım ki bunlar eşimi mutlu etmek için yeterli değilmiş.

Haldun Aydıngün, burada çalışan mekanizmayı 20 sene önce yazmış : magandalar kadınları daha çok mutlu ediyor.

Keşke dibe batmadan bilebilseydin ama o devirde (2008) ve şimdi bu bilgiyi vermek yerine her yer bir sürü feminen ilişki danışmanlığı  zırvası ile dolu.  Bu zırvalar genellikle, karının daha fazla talebini yerine getir ve böylece karın mutlu olsun. Karın mutlu olsun, sen de mutlu ol. Öyle olmuyor işte.

Fakat olaya bir başka boyut katan kısım şurası :

Son bir sorun, eşim, okulunu derece ile bitiren matematik öğretmeni. Yaşı 35 oldu ama halen beklediği gibi bir işe giremedi. İş konusunda çok şanssız.

Öncelikle, adam terminal oneitis hastası. Bu kadın şanssız falan değil. Bildiğin tembel, sorumsuz ve üstüne narsist. Adam çalışıyor ve kendisi çalışmıyor. Buna rağmen adam hala fazlaca ev işi yapıyor ve çocuğa bakıyor.

Bir kadın, kendi kötü davranışlarını sineye çeken erkeği çok nadir “ya bak canım benim o kadar işi arası hem bana katlanıyor, hem de benim gibi götün tekini çekiyor” diye takdir eder. Bilinçaltından geçen “sünepe ezik, benim gibi bir kötü bir eşi bile kaybetmekten korkan aciz …” gibi bir şeydir. Kadınların bu eğilimini şuçlamadan önce biraz düşünün. Birincisi mi doğru, ikincisi mi? Maalesef bu tür adamlar için ikincisi doğru.

Bütün dünyam yıkıldı o an. 3,5 yaşında bir kızımız var. O an ağlamaya başladım ve aklını başına toplaması için bir arkadaşıma gittim. 2 gün orada içip durdum. Bir psikolog ayarladım ve geçen cumartesi eşimle birlikte ona gittik.

Attığı her adımın yanlış olduğunu söylememize gerek yok.

Bütün dünyam yıkıldı o an. 3,5 yaşında bir kızımız var. O an ağlamaya başladım

Bir kadın (ve kadınsanız adam) boşanalım lafını ağzından çıkardığı an, aranızdaki tüm sevgi, aşk-meşk sümüklü duyguları son planda olmalı. O an soğuk ve her adımını yatırımcı acımasızlığı ile atan bir adam  olmalısınız. Olmak zorundasınız. Karşınızda artık sizin eşiniz yok, sizi soğuk mahkemelere verecek ve dostunuz olmayan biri var. Üstelik o mahkemeler de onun tarafında, sizin değil.

Soru : Abi 6 sene evlilik ve çocuktan sonra aniden böyle bir şey duyunca nasıl duygusal davranmasın?

Cevap : Bir kere, bunun böyle olacağı başından belliymiş. Yani bu olay buraya gelene kadar kadın yıllarca sinyal verir / vermiş. İkincisi, evlendiğiniz zaman imza attığınız anda potansiyel olarak boşanmak için de imza atıyorsunuz. Tamam, evliliği düşünürken boşanma düşünmek romantik değil. Devlet şahitliğinde imza atmanız ve bu imzanın size verdiği yasal yükler de romantik değil. Ama kimse bunun hakkında konuşmuyor.  Evlilik planladığınız an, boşanmayı da planlayacaksınız zira imzayı attığınız an boşanma olursa yükleneceğiniz yasal sorumluluklar da başlıyor. Boşanmış erkeklerle konuşacaksınız, yasalara bakacaksınız ve bu adamın başına gelenin sizin de başınıza gelebileceğini varsayarak önceden duygusal olarak hazırlıklı olacaksınız.

Şimdi istediğiniz kadar hazır olun, “boşanalım” lafını duyduğunuzda bu adam gibi salya sümük ağlayıp bir iki gün alkolün dibine vurabilirsiniz. Kötü ama hemen toparlarsanız büyük sorun değil. Ama hemen toparlamanız lazım zira boşanmayı soğukkanlı yapmazsanız, hayat boyu taşımanız gereken fazladan yükler altına girebilirsiniz.

Ama eşim benim durumumum daha kötü olduğunu söyleyerek asıl benim tedavi görmem gerektiğini söyledi. Razı ettim birlikte gidecektik. 2 gündür durmadan içiyor ve ağlıyor.

Öncelikle : ARZUYU PAZARLIKLA ELDE EDEMEZSİNİZ:

İşte tam bu aşamada bir erkek “pazarlık yapma” yöntemine başvuracaktır. Bazen bu karşılık olarak kadının daha önceki gibi seks yapmaya döneceğini umarak, erkeğin artan bir şekilde kadın için birşeyler yapması şeklinde olur. Ya da evli bir çiftin “seks problemleri” ni çözmesi için “evlilik danışman”ına gitmesi şeklinde.

Psikolog ve evlilik danışmanlarının önereceği şeylerin çoğu arzu pazarlığı olacağından işe yaramayacaktır.

Ama ben onu çok seviyorum, onsuz yaşayamam. Ona söyledim, “Ne olur bırakma beni, düzeleceğim. Daha farklı olacağım” dedim.

ONEitis hastalığının korkunç yüzü. Neyi düzelteceksin abi?  Ya da daha farklı nasıl olacaksın?  Yazdıklarından anladığımız kadarıyla 6 yıl çalışabilecek iken tembel tembel evde oturan kadına bakmış, borç altında gıkını çıkarmamış, üstüne ev işi yapmış, çocuk bakmışsın. Hala evli olduğu sorumsuz insanda tek bir suç olabileceği aklına bile gelmiyor.  Anlatmıyor ama bu kadar borcu bu adamın kendisi için yapmadığına 1,000 Dolar para yatırırdım.

Ne yapmalıyım, yardım edin ne olur?

Güzin Abla demiş ki :

Bu süre içinde, eşin sana çok dolduğunu ve sana patladığını söyledikten sonra, hálá boşanmakta ısrarlı mı? Her insanın zaman zaman gücünün tükendiği, olaylar karşısında kendini yıkılmış ve artık dayanamayacak gibi hissettiği olur. Bu doğal bir şey. Eşinin de bütün bu anlattığın sorunları üst üste gelmiş. Dayanma gücünü gerçekten kaybettiği kabul edilebilir. Ancak “Seni sevmiyorum, sana dokunmak bile istemiyorum” sözleri gerçekten çok kırıcı. Hatasını anlar ve boşanmaktan vazgeçerse elbette ona dört elle sarıl, ailenle görüşmesi için ısrarlı olma, ona maddi durumunuzun giderek düzelmeye başladığını artık borç yapmayacağınızı söyle, kendine inandır. Ona sevgini, şefkatini göster, onu yatıştır ve rahatlat. Gerçekten birlikte gideceğiniz psikoloğun yardımı olacağına inanıyorum. Ayrıca eşinin ve kız kardeşinin bu içki tutkusu da yine bir uzmanın yardımıyla çözümlenecek bir sorun olsa gerek.

Bu tavsiyenin nasıl bir felaket olduğu bariz değil mi? Kadından ilişki tavsiyesi isteyerek başına gelecekleri haketmiş ama  Güzin Ablanın adama bir kere bile “sen bu kadına nasıl dayandın” dememesine dikkat edin. Feminen dayanışma göz yaşartıcı. Sisterhood über alles.

Bu doğal bir şey. Eşinin de bütün bu anlattığın sorunları üst üste gelmiş. Dayanma gücünü gerçekten kaybettiği kabul edilebilir.

Af buyur kimin dayanma gücü? Burada adamın kadına nasıl dayandığını sorgulamak lazım.

Ne yapmalıyım, yardım edin ne olur?

Bu durumda yapılması gereken öncelikle bu hikayedeki oneitis’in tembel, sorumsuz ve işe yaramaz bir asalak olduğunu kabul etmek lazım. Hani ev hanımı tembel asalak demiyorum, bu hem çalışmıyor, hem güzelce harcıyor hem de adama berbat davranıyor. Ev işi de pek yok. Götün teki erkek kadar kadın da var. Bu kadın o kadınlardan biri.

Bunun üstüne ilk yapılması gereken tamamen soğuk bir yatırımcı moduna girmek lazım. Çocuk varken zor ama bu tip narsist bir kadın çocuğu zerre düşünmez hatta erkeğe karşı rehine olarak kullanır. O nedenle çocuk ile ilgili duygusallık ile erkeği mahveder. Erkek tabii ki çocuğu düşünmeli zira kadın zerre düşünmeyecektir ama asla duygusal davranmamalı.

“Boşanma isteğini anlıyorum ve karşı çıkmayacağım ama bana düşünmem için bir ay ver” diye evden ayrılmalı. Bu aşamada hiç renk vermemek esastır. Bu bir ayı, kadına çaktırmadan iyi bir boşanma avukatıyla konuşup plan yapmakla harcamak lazım. Hesapları nasıl ayırırım, boşanmada neler olacak, neler yapabilirim. Sonrasında ise kadına (avukatın onayladığı) bir mektup atılır.

Bence bu adamın bu kadını boşaması lazım. Kadın, beni boşama diye ayaklarına kapansa bile. Bu aşamadan sonra adam kırmızı hap ilahı gibi davransa bile bu kadın düzelmez. Kız çocuk için babaya böyle davranılan bir evde yaşamak bence daha zararlı.

Eğer bir şekilde evliliğe devam edilecekse de içine “asıl ben senin gibi sorumsuz, takdir bilmez, tembel bir kadından bıktım diyerek kadının tüm kusurları sayılır ve boşanmak istiyorsa işlemleri başlatması, istemiyorsa ise kendine çeki düzen vermesi gerektiği anlatılır ve kendine çeki düzen verdiğini düşününce ara”  denilmeli.

Maalesef bir iki ay çocuğu göremeyebilir. Ama ortada çocuk varken sizin olduğu kadar, narsisist götler hariç, kadınların da manevra alanı kısıtlıdır.

Sonuç : Gördüğünüz gibi bu adamın evlilik hayatında kullanabileceği ve bu aşamaya gelmeden evlilik yürütebileceği bir sürü kırmızı hap silahı var. Bu aşamadan sonra bile kırmızı haplansa, en azından boşanmayı yöneterek olabilecek en az zararla çıkabilir.

Ama en iyisi başından bu duruma gelmemek. Aman oneitisi kaybedeceğim korkusu ile taviz vere vere gelinen yer yine oneitis’ten ayrılık ama taviz vere vere ayrılık ile duygusal açıdan aşırı güçsüz bir pozisyona düşmek var. Ayrıca taviz vermese, kadına yerini ve haddini bildirse, belki de kendisine saygı duyabilen bir eşi olurdu.

Alfa Erkek – Kısa boylu üniversite öğrencisi modu

Fotoğraftaki kadın ABDli gazeteci Megyn Kelly. Tipik narsisist, cinsel devrim sonrası ortamın ürünü bir bimbo. Fotoğrafta ise oldukça mutlu görünüyor. Sanki fotodan biraz önce iş görmüşler gibi. Bu fotoğrafta ciddi alfa alametleri var. O nedenle bu senaryoya inanmaya eğilimliyim.

Aranızdaki bazı merdümgirizler “adam kısa lan, Megyn’i düdükleme şansı yok” (kadın 1.68 boyunda) diyor eminim. Bu siteye gidip geliyorsanız, hiç mi bir şeyler öğrenmediniz? Alfa erkeklik fiziksel yapıdan çok çok daha fazlasıdır. Kısa erkekler ortalamada uzun erkeklerden daha avantajsız olabilirler ama eğer bunu kişilik temelli çekicilik öğeleri ile telafi ediyorlarsa richter ölçeği ile 8-9 şiddetinde vajina sarsıntıları yaratabilirler. Bu oğlumuz da kadından kısa ve genç. Üniversite öğrencisi. Bu tip narsisist bir kadınla bu pozu vermesi kendisi ile ilgili bir şeyler söylüyor.

1) En bariz alfa alameti eli. “Havada asılı el”in tam tersi. Adam, sahiplenme kavrayışı ile kadını omuzundan tutmuş.

Havada asılı el (hoverhand). Çok yakın ama aslında çoook çook uzak :((

2) Alfa Erkek – God Mode ve Alfa erkek – Steve MOTHERFUCKING McQueen mode yazılarında değindik. Adamın vücudu ileriye, kadından öteye dönük. Kameraya bakıyor. Kadını kavramış ama ondan öteye dönük. Kadına eğilmemiş. Bunun şu aşağıdaki damadın geline tamamen teslim olmuş vücut dili ile karşılaştırın. Kafasını kadının saçlarına gömmüş, tüm vücudu ona dönük. İkisi yüzlerini birbirine dönük olsalardı belki belki romantik bir poz derdik ama kadın tabii ki kameraya ve adamdan öteye bakıyor. Tek artı nokta kızın adama doğru yaslanmış olması ama o da bu elemana ilerde çok iyi bir boşanma aukatı dilememizi engelleyemiyor.

3) Kadına umarsızca vücudunu yaslamış, kadın da aynı şekilde. Kalçadan omuza aralarında boşluk yok.

4) Adamın kemeri. Sanki tuvaletteki hızlı seksten sonra fotoya yetişmek için aceleyle bağlanmış gibi.

Kaynak : Spot The Alpha Male Tell

Sevgili miyiz?

Bir okuyucu sormuş :

Benim merak ettiğim bir konu var :

Kız “sevgiliyiz artık” , “beni kullanmıyorsun değil mi “, “sevgili olunca yaparım” … gibi sevgililik testleri atıyorsa ve biz bunlara tamamen siklemez cevap verirsek , ” ben sevgililik düşünmüyorum”, ya da “senle ben arkadaşız” gibisinden kız şöyle hissetmez mi :

“bu çocuk beni orospu gibi kullanıyor sevgili olacağı yok işini görmek için benle beraber” gibisinden düşünüp hissedip soğuyabilir veya hızın artmasına engel olabilir.

Biz sevgilin olucam dersek yalan söylemiş oluruz , veya sen sadece bir kızsın gibi şeyler söylersek bu seferde ağır öküz oluruz

Bakarız , belki oluruz , emin değilim gibi yarı yollu cevap mı vermek lazım bu testleri nasıl geçtin , veya mahmut abi böylr durumlarda sözel olarak nasıl tepki vermeliyiz hem yalan olmayacak şekilde hemde işleri ilerletebilmek için ?

Öncelikle bu sorulara cevap, “tabii canım, sen kendini rahat hissettiğin zamanı bekleriz”, “tabii sevgiliyiz” gibi şeyler değil. Bunlar gerçekten soru ama aynı zamanda shit testler. Sizin efendi çocukluk ölçünüzü gösteren. Piç olmanız şart değil ama efendi çocuk olmayın.

Ben bunla çok karşılaşmadım. Karşılaştığım kıza da gülerek “bunları konuşmak için çok erken” deyip hala sorulara devam ediyorsa bir daha bir şey demeden bıraktım. Bir kızı “sevgili oluruz tabii yavrum” diye kandırmak bence hem  yokluk zihniyetidir ve hem de ahlaksızlıktır. Eğer bu kızı potansiyel sevgili olarak görüyorsan doğrusu yukardakini söylemek ve ne yapacağını kıza bırakmaktır. İlerletmekten kastın hem yalan söylemeyeyim ama hem de öyle bir şey yapayım ki kalsın düdükleyeyim ise bunun olabileceğini sanmam.

Bu şeyle çok karşılaşmadığım konusuna dikkatini çekerim. Bunlarla çok karşılaşıyorsan fazla saldıray gitmiş olabilirsin, kısmen efendi çocuk izlenimi veriyor olabilirsin, kız gerçekten sevgili olmadan yatmıyordur ya da kız alfa siker dönemi geçirmiş ve beta öder arıyordur.

Bazen mesela “abi nasıl çıkma teklif edilir?” diye soruyorlar. Ben hayatımda çıkma teklif etmedim, bilmiyorum. Benimkisi anormal bir durum mu bilmem ama benim için hep buluşmalar öpüşmeye ve sonrasına gitti. Ağızdan kelimeler çıkmadı. En fazla “senden hoşlanıyorum” demişşimdir (o da hata). Hafif bir şekilde başladığın kızlardan sonradan kız arkadaşın olan kız, bu soruları soran kız değildir. Benim tecrübeme göre bu soruları ısrarla soran kızlardan kız arkadaşı çıkmıyor.

Örneğin tabak çevirmenin doğal akışı, kızlardan birinin kız arkadaşın olması ve diğerleriyle bağını doğal bir süreçle (kızların birbirinden haberi olmamalı) koparması şeklinde olur. İzlemesi çok şirin bir süreçtir. Kız arkadaşa evrilen kız, tek kelime etmeden azar azar hayatınıza yerleşir. Evinde saklı köşelerde eşyalarını “unutmaya” başlar (nedense sen değil diğer hatunların bulacağı şekilde unutulur bunlar :)), konserler ve tiyatrolar planlar, sabah işe gitmeden sana kahvaltı hazırlar, akşam bana gelsene yemek yaptım der, vs … Eğer sen karşı çıkmazsan (ki bazılarına çıkarsın) hayatına tek kelime etmeden yerleşir. Diğerlerine zamanın ve isteğin kalmaz (kızların birbirinden haberleri yoktur ama hissederler) falan. Sen karşı koymazsan ve maskülinsen süreç hemen hemen her zaman budur. Ben bu şekilde kız arkadaşım olanların hiçbirinden direk “sen beni kullanıyorsun”, “sevgilimiyiz” lafı duymadım. Duyduklarımla da hiç sevgili olmadım. Sessizce hayatına yerleşen kızların daha zeki ve daha geçmişi güvenli olduğunu düşünyorum. Çok fazla “sevgili miyük” baskısı yapan kızlardan geçmişi arıza olan daha fazladır.

Aslına bakarsan, ben bu soruları ve ısrarı aklımın bir köşesine kırmızı alarm olarak not alıyorum. Bu kızın iffetinden bunu yapma ihtimali kadar, geçmişte kötü çocukların kucağından kucağına atlamış bir kız olma ihtimali de var. Hatta ne kadar ısrarcı ise o kadar ikincisinden şüphelenirim. İkinci tip kadınlar ise feminist dönemin hak sanılı aptallığı sayesinde bunu ağızlarından eninde sonunda kaçırır. “onca kötü ilişkiden sonra iyi biri ile beraber olmak istiyorum“. Acınası mavi haplılar buna beyaz şövalyeler olarak aptal aptal atladığından herhalde, çekinmeden konuşabiliyorlar.  Ama kırmızı haplı kulaklara sahipseniz, bunun “senden önce piç erkeklerin (onca kötü ilişki) kucağından kucağına atladım” itirafı olduğunu bilirsiniz.

Alfa erkek – Steve MOTHERFUCKING McQueen mode

Alfa erkek – God mode yazısında arketip alfa erkek duruşunun MARS (Roma Savaş Tanrısı) ile enfes bir temsilini göstermiştik.

Şimdi de Coolun Kralı (King Of Cool),  Steve MOTHERFUCKING McQueen’e bakalım. Mars’tan aşağı kalır yanı yok.

Roissy’nin bu duruşu çözümlemesinden bazı alıntılar:

Vücudunun sadece yarısı kadına değiyor. Diğer yarısı kadından öteye dönük. Sanki kadına dikkatini verme ile kadını bırakıp ufukta görünen özgürlüğe kanat açma arasında bir pozisyonda. Kadınlar, tam olarak evcilleştirilememiş / evcilleştirilemeyecek erkekleri severler. Steve MOTHERFUCKING McQueen bu erkeği duruşu ile temsil ediyor.

Kadına tepeden ve koruyucu şekilde bakıyor. Dominantlık göstergesi. Rahmetlinin sadece 1.77 cm olduğunu belirtelim.

Kol kadının omuzlarını sarmış ama tam bir kapama yok. Hem dominantlık hem de “sana ihtiyacım yok” sinyali veriyor.

Saçlar dağınık. Az önce bir düzine kadınla yatmış da gelmiş gibi bir hali var.

Bugünün çoğu fotosundan farklı olarak hatun kameraya bakmıyor. Yüzü bile görünmüyor. Tüm ilgisi Steve MOTHERFUCKING McQueen’de.

Ve son olarak da kontrapost pozisyonunda duruyor ki kadınlara çekici geldiği bilinen bir pozisyondur (kadınların kontrapost pozisyonu da erkeğe çekici gelir).

Saha Raporu – Tinder ilk buluşmada S-kapanışı

Erkek Adam kitapları serisinden Erkekler İçin Tinder Rehberi kitabı için tıklayınız.

Kırmızı hapla tanışalı 2 ay kadar bir zaman oldu ama geçmişte de pek beta sayılmazdım. Şimdi berrak zihinle düşününce betalığın en yükseği ile alfalığın alt sınırlarında bir yerlerde konumlandırıyorum geçmişimi. Yaşım 30. Şu an ki maddi durumum özel durumlar dolayısıyla pek parlak olmasa da statüsü fena olmayan bir işim var. Ayrıca ilişkiler konusunda da öyle pek toy sayılmam. Eğlenen ustalığı içsel olarak bilirim; “kendi ligimde” (amk feminen buyruğu, erkek neslini mahvettin) gördüğüm bir hatuna cesaret edip yürüyebildiğimde onu genelde alıp -lanet olsun- ONEitis yapmışımdır.
Bunları neden anlatıyorum? çünkü kırmızı hapla yeni tanışmış bir genco iseniz bu kadar kısa zamanda ve ilk kurşunda hedefi vurmanız pek olası olmayabilir fakat yılmayın. Hap gerçekten çalışıyor ve tinder uygulamasını bu blogta verilen cok hayati bilgilere göre kurgularsanız bu uygulama ciddi anlamda derya deniz.

Blogtaki bütün tinder yazılarını okuduktan sonra öğrendiğim her şeyi birebir uygulayarak profil oluşturdum ve kaydırmaya başladım. 3. gün fotoğrafında hb 6-6,5 görünen ( kesinlikle sağ elinizden iyi) bir hatunla eşleştim ve tam da, ”profilde yazandan yürümek” konusunu uygulayarak biosunda edebiyat öğretmeni olduğunu belirten hatunumuza edebiyat bahsi açtım.

Biraz genel kültür gerekiyor gençler. bu işler “Filiz sevişelim mi?” ya da “slm nerden??? olacak işler değil gibi geliyor bana. Biraz kendimize bir şeyler katmak şart. Büyük çoğunluğu hayatında 50 sayfa metin okumamış insanların oluşturduğu bir toplumda yaşıyoruz. Edebi ya da bilimsel bir değeri olan bir kitabı okumak sizi bir çok kişinin önüne geçirecektir.

Fişten çekilmemiş ve siteyi hatmetmemiş olsam muhtemelen o tinder geyiğine 15 gün devam eder hatununu sıkar ve kaçırırdım. Ama artık haplıyım ve erkekadam bloğu gibi bir hazinem var… Hemen whatsappa geçmem gerektiğini biliyordum ve hatundan numara istedim. Ufak bir shit testten sonra numarayı verdi whatsappa geçtik.

Kıza, whatsappa geçtikten 5 mesaj ve 15 dakika sonra buluşma teklif ettim! Cesarete bak… Bunu kırmızı haptan önce aklımdan bile geçirebilecek birisi değilim. “ne münasebet yahu, tinder kullanan herkes aranıyor mu?” (amk mavi hapı – aranıyor tabi aranmasa ne işi var tinderda. Gerçi koca arayan da var ama, o da sonuçta bir şey arıyor).

Buluşma teklifime home office calıştığını aksam 22:00 a kadar bilgisayar başında kalması gerektiğini söyledi. Saat 22:00 den sonra birşeyler yapabilirmişiz. O günkü date’i mesafe uzaklığı ve araçsız olmam sebebiyle kaçırdım.

Bundan 3 gün sonra (aradaki 3 gün o yazmadıkça bir şey yazmadım, o da fazla geyik yapmadı) geçtiğimiz Cuma akşamı mesai bitimine 1 saat kala birden bire aklıma esip (abazanlık) hatuna yazıp ertelediğimiz date’i gerçekleştirmeyi teklif ettim ve bingo! Hatun tam mesai bitimine işyerime çok yakın bir avmde randevu verdi!

Şimdi, maddi durumumun pek parlak olmaması( aracım yok, cebimdeki para kısıtlı) ve date ile ilgili fazla bir hazırlık yapmamış olmam sebebi (kıyafetim pek özenli sayılmaz, saç tıraşım gelmiş kafam papaz gibi) ile pek umutlu değildim. Hatunu sıkmaz en azından bir sonraki date için bir potansiyel gösterebilirsem yeter diye gittim ve seks ile ilgili hiç bir umudum yoktu.

Bulusmaya gittiğimde karşımda 1.73 boyunda ( uzun boy sevdiğim için bu hatunu benim için hb 7 ye cıkardı) hafif fazla kilosu olan ama fiziksel olarak pek de fena durumda sayılmayacak bir hatun buldum. Mesai bitimi olduğundan açtım ve yemek yemeyi teklif ettim. Avm içinde vasat bir yerde vasat bir yemek yedikten sonra vakti var ve eğer oturduğum semte gelirse güzel bir barda tekila içebileceğimiz söyledim (tekrar ediyorum, İstanbul’un yeni ve uzak bir semtinde oturuyorum ve aracım yok!) Hatun biraz düşünüp kıvrandıktan sonra kabul etti. Ve buraya dikkat, hatunla belediye otobüsüne binip 50 km yol gittim! (“kızlar paraya bakıyor yeaaaa, arabasız çapkınlık olmaz yeaa.” hassiktir ordan!).

Hatun barda içkinin de etkisi ile iyice gevşedi ve bana neyi var neyi yok anlattı. Biraz dert dinlemek durumunda kaldım tabii ama istediğimi alamayacağımı anladığım an da dert falan dinlemem.

Yine siteden öğrendiğim fiziksel temas taktiklerini kullanmaya başladıktan yarım saat sonra hatunla dilli milli öpüşürken buldum kendimi! ( baba büyük adamlarsınız) Haptan önce birkaç saattir tanıdığım bir kadını öpmeye yeltenmek de aklımdan geçirebileceğim bir olay değil. Ne salakmışım neler kaçırdım bu salaklık yüzünden…

Eh dil attığın hatunu gece yalnız yatırmak da yiğitliğe sığmaz. Hatuna eve geçelim, evde bir şişe tekilam var daha rahat devam ederiz dedim ve nazsız testsiz kabul etti. Bardan eve yürüttüm hatunu, taksi bile tutmadım lan!

Bu arada yalnız yaşamıyorum ailem ve kardeşim var. Ailem o gece evde değil ama erkek kardeşim de ilişki materyali ile evde o gece (pederi valideyi gönderdik ev boş hesabı) hatunla eve geldikten sonra iki shot daha ve sabaha kadar 4 posta!

Sonuç: İlk atışta 12 den vurma! Ama harekete geçmek lazım. Yürüme ve reddedilme korkusunu tamamen aşmış değilim hala. Ama çabalıyorum. Sırf kırmızı hap külliyatını okuyabilmek için bu yaşımdan sonra İngilizce kurslarına para döktüm. Fazla kilom var 1,5 aydır aç geziyorum ve ağırlık çalısıyorum. Ben bu yaşımda bunları yapıyorsam 20 li yaşlarındaki kardeşlerimin mazereti olmamalı. Kendi değerinizi yükseltin. Ve sokağa çıkın! sokakta hayat var….

Konuk Yazar : D’artagnan