Yüksek meziyetli- düşük dramalı kadın / düşük meziyetli – yüksek dramalı kadın

Kaliteli kadın / kalitesiz kadın kavramı bir süre önce yorumlarda çok tartışıldı. “Kaliteli kadın” içi boşalmış bir kavram olduğundan benim pek kullanmadığım bir şey. Zira kalitesiz kadın özellikleri az çok belli gibiyken, kaliteli kadın genelde tanımlayanın kendi değer yargısına göre değişiyor. Benim gerçekten iyi bir “kaliteli kadın” olduğunu düşündüğüm hatunu, başkası bakire değil diye kalitesiz sayacaktır. Objektif olarak kaliteli olduğu söylenebilecek bir kadını ortalama bir mavi haplı, kendi Disneyland fantazilerini uymadığı için (örneğin performans yükü olmadan (= gerçekten) ‘sevmediği’ ve kendini terk ettiği için) orospu diye yaftalayacaktır.

Bu konuda Rollo’nun kaliteli kadın miti yorumunu da okumanızı tavsiye ederim :

Kaliteli kadın kavramı, bunu kullanan her erkeğin objektif kriterleri ile şekillenir. Erkeğin kendi istediği kalıba uyan kadın (ki Disneyvari bir idealizasyondur bu istediği kadın) kaliteli olur, kendi ulaşamayacağı ve tavlayamayacağı ya da kendine yüzvermeyen, terk eden kadın ise kolayca orospu kategorisine atılır. Şimdi ortamda gerçekten kötü karakterli ve ciğeri beş para ermez kadınlar da olduğunu inkar etmeyeceğim ya da bu tür davranışları eleştirmeye karşı çıkmayacağım. Demek istediğim karşısındaki etten kemikten kadını kafasındaki varolmayan ama güçlü bir ideale sokuşturmaya çalışmak ve buna uymayan ya da bu idealin varsayacağı şekilde davranmayan kadını orospu diye yaftalamak tipik ve yaygın bir OHK davranışıdır.

Peki kadınları hiç mi değerlendirmeyeceğiz? Her kadın eşit mi? Değil tabii. Ama ben bu konuda Richard Cooper’dan ödünç alacağım ve kadınların karakterlerini şu iki kategori arasında bir yere koyan değerlendirmeyi önereceğim :

  • yüksek meziyetli- düşük dramalı ve
  • düşük meziyetli – yüksek dramalı.

Bu iki uç idealize arketiplerdir (yani mükemmel bir yüksek meziyetli – dramasız kadın yoktur) ama bir kadın bu skalada bir yere düşer.

Düşük meziyetli – yüksek dramalı hatunla uzun süreli ilişkiden ve Allah korusun evlilikten kaçının. Neyseki günümüzde bu tip kadınlar, “düşük meziyet – yüksek drama” özelliğini övünülecek bir şey olarak gördüğünden, hiç çekinmeden ve bağıra bağıra dünyaya gösteriyorlar. Özellikle de 20li yaşlarında. Örnek : Instagramda çoğu selfie olmak üzere düzenli olarak günde 3 tane fotoğraf paylaşan kadınların çoğu bu kategoriye girer. Bu fotoların içinde “götüm ne güzel değil mi, götümün çok güzel olduğunu görmüş müydünüz” şeklinde squad, bikinili popo, ana konusu popo foto atmış olan kızı gönül rahatlığı ile bu kategoriye sokabilirsiniz. Tinder‘dan gördüğüm kadarıyla, Tinder bu tip kızlarca çok daha fazla kullanılıyorsa bilemem ama, Instagramından bir kızın bu kategoriye düşüp düşmediğini anlayabilirsiniz.

Yukarıdaki drama, meziyetsizliğinin (güzel göt, vücut ve yüz meziyet değildir) varoluşsal boşluğunu ilgi orospuluğu ile kapatan kadın tipi dramadır. Diğer dramalı ve meziyetsiz kadınlara örnekler ise sürekli romantizm ve aranma talep eden kadınlar, elini hiç cebine atmayan kadınlar, ilişkide cinsellik (kucaklaşmak, el tutma, öpüşme, seks) hariç bir şey vermeyen kadın, gold digger, daha ilk günden “çok aşığım, senden çocuğum olsun istiyorum” kadını (bu aşırı duygusal patlama genelde dramanın öbür yüzüdür) vs …

Bu kadınlar genellikle masaya dişe dokunur bir şey koymazlar (cinsellik ve güzellik sayılmaz) ama çok fazla şey talep ederler. Şu aşağıdaki şema, bu kadınlarla ilişkinin şemasıdır.

Yüksek meziyetli ama düşük dramalı kadının ise en önemli özelliği ilgi orospusu olmamasıdır. Onun Instagram hesabı hergün güncellenmez, 1000 tane takipçisi olmaz, bazen Instagram hesabı bile olmaz. Çok eski bir kız arkadaşım var, mesafe yüzünden ayrılmıştık. Şimdi evlenmeye niyetim olsa gider ona yürürürüm. Mühendis, çalışıyor, güzel, dramasını görmedim ve instagramı yok 😀

Tek kriter instagram değil tabii. Bu hatunlar daha çıkar çıkmaz “aşkından yanıyorum, bebişim, aşkitom” sululuğuna girmezler, sürekli romantizm talep etmezler, ellerini ceplerine atarlar (arada yemeği, sinemayı, vs … ona aldırıp tepkisine bakarak çok rahat anlayabilirsiniz), gereksiz bir kıskançlıkları yoktur.

Şunu belirtmem lazım ki, kadınlar artan oranda skalanın karanlık tarafına kayıyorlar. Yani yeni gelen her nesilde, düşük meziyetli – yüksek dramalı kadın sayısı artıyor. AMA ŞUNU DA BELİRTMELİYİM Kİ, günümüzde çoğu erkek de uzun süreli ilişki için kadınlardan yüksek meziyet – düşük drama beklemiyorlar. Yukarıdaki şemadaki erkek zaten daha başından kadına kırmızı kümedeki her şeyi vermiş ama seks, duygusal destek ve statü hariç hiçbir şey talep etmeden kuzu kuzu uzun süreli ilişkiye girmiş oluyor.

Kadını mavi kümeye bir şey koymadan uzun süreli ilişki statüsüne ışık hızıyla çıkaran erkek, sürekli yüksek dramalı – düşük meziyetli kadınlarla beraber olur! Günümüzde kadınları sadece uydu erkekler bozmuyorlar. Kadının mavi kümeye ne koyup koymadığına bakmadan onu kız arkadaş yapan erkekler de bozuyorlar.

Peki yüksek meziyetli ve düşük dramalı kızı nasıl bulacağız?

Aslında bu basit. Bir kadının yüksek meziyetli – düşük dramalı olduğunu anlamadan önce (ki bu bir ilişkiye başladıktan sonraki 3 – 4 ay içinde anlaşılır) onu uzun süreli ilişki materyali görmeyeceksiniz.

Bu konuya Seks ve İlişkilerin Temel İlklesi yazısında değinmiştik. Bence RedPill camiasının en önemli yazılarından biri budur :

Bir kadın sizinle ilişkiye seviye – 0 ya da 1’den başlar. Bu aşamadan sonra bu kadının seviye 2 veya 3’e çıkması sizin için seks harici çaba harcaması ile olur. Size yemek yapması, bir yemeğe çıkarması, hediye alması vs. gibi yatırımlarla.

Bir kadın eğer seviye 2 veya 3’e çıkmak istiyor ise, sizin için zaman ve emek harcamalıdır. Burda altın oran geçerlidir. Yani sizin her 2 emek ve çabanıza karşı kadın 3 emek ve çaba göstermelidir.

Şu prensipleri mutlaka edinin:

(1) – Ne kadar güzel, seksi ve kolda gezdirilesi olursa olsun, düşük meziyetli ve yüksek dramalı bir kadınıher zaman hor görün. Bunu yüzüne çarpa çarpa yapmayın ama ilke olarak bu kadının önünde asla heyecanlanmayacak kadar onu sizden aşağıda görmeyi öğrenin.

(2) – İlişkinin ilk dört ayında bir kızı sevdicek olarak görmeyin, hediye almayın (doğum günü istisna), seni seviyorum demeyin ve iltifat etmeyin. Çıkın, eğlenin, nazik davranın, isterseniz centilmenlik yapın. Ama yukarıdakileri yapmayın. Ve daha önemlisi kendi kafanızda kıza “bu kız yüksek meziyetli – düşük dramalı numarası yapan düşük meziyetli – yüksek dramalı bir kevaşe olabilir. Öyle olmadığını bana ispatlaması lazım” deyin. Erkeklerin yüzde doksanı gibi kadınınızı ilk gün melek / tanrıça statüsüne yükseltip sonra işler boka sarınca “puhhh orospu” moduna girmeyin. Kadını ilk gün “orospu olabilir” seviyesinden melek seviyesine çıkarın daha iyi. Tabii melek seviyesine çıkarmayın ama ana fikri anlamışsınızdır.

(3) – Bu 3 -4 ay içinde seviye 3’e çıkmak için gerekli meziyetleri göstermeyen ve / veya drama çıkartan hatunu kız arkadaşı seviyesine çıkarmayın. NOKTA.

(4) – Yüksek meziyetli – düşük dramalı kız sayısı azalıyor olabilir ama siz yine de kız arkadaşınızın böyle olmasını talep edin. Ya böyle bir kızla birlikte olun ya da uzun süreli ilişkiye girmeyin. Hayatınızda kadın olmaması, hayatınızda dramalı ve meziyetsiz bir güzelin olmasından çok daha iyidir. Bu gerçeği özümseyin.

Bakın 0’dan basamak basamak yukarı çıkarmanız gerekmez. Hatta çoğu zaman böyle olmaz. Bazı kızlar cinselliği sadece el tutma olarak verecektir. “Yok abi önce fuck buddy olacak yoksa kız arkadaş olamaz” diye bir saçmalık yok. 4 ay kıza köpek çekerim, “bak kızım daha kız arkadaşım değilsin havalara girme” derim diye bir embesillik de yok. RedPill redditinin aşırılığı o. Ama ana fikir şu : Hiç tanımadığınız kadın, elinizi tuttuğu / öptüğü / sarıldığı / seks yaptığı gün ya da haftasında sevdiceğiniz, hayatınızın anlamı, aşkitonuz olmayacak. Sizin kafanızda bu olmayacak.

Seks, güzellik ve kolumda göstereyim / bu kızı tavlamış olmanın ego patlamasını yaşayayım (statü) harici bir şey talep etmeyen erkek, kadınından bunlar hariç bir şey alamaz. Seks, güzellik ve statü harici talebi olmayan erkek, genelde yüksek dramalı ve düşük meziyetli kadınla eşleşir zira genelde seks, güzellik (*) ve statü kısmını ilk tatmin edenler bu kadınlardır.

Mavi haplı bir erkek bu duruma zaten düşer ama kırmızı hapı bilen bir erkek de bu duruma çok düşer. Biz buna “kırmızı hap teknikleri ile mavi hap idealleri gerçekleştirmeye çalışan” yani mor haplı erkek diyoruz. Bunu da daha sonra yazalım.

(*) Güzellik ile meziyet maalesef çoğunlukla ters orantılıdır. Zira gençliğe ve güzelliğe tapan günümüz toplumunda genç ve güzel bir kadın, ilgi görmek için bir meziyet kazanma, erdemli olma baskısı hissetmez.

Kızlara karşı öfke

Daha önce Fişten Çekilmenin 5 Aşaması yazısında, inkar aşamasının hemen ardından gelen öfke aşamasından bahsetmiştik :

2. Öfke – Kırmızı hap sonrası : “Bu çok saçma! Kadınlarla ilgili, neden deveye bu kadar hendek atlatmalıyım ki? Ben sadece kendim olmak istiyorum.  Ben de doğal alfa olamaz mıydım? Ebeveynlerimi / kardeşlerimi / öğretmenlerimi / Tanrıyı / liberalleri / feministleri / medyayı / toplumu suçluyorum, belki de James Holmes o kadar da deli değildi!”

Öfkenin bir versiyonu da yorumlarda ve maillerde sıklıkla işlenen “artık kadınlara nasıl güvenebilirim” temalı öfke. Bunun bir versiyonu da, sonradan ilk bulduğu daha iyi erkekle beni terk edecek (bu yanlış anlamaya AWALT yazısında değinmiştik), tek derdi benden faydalanmak olacak, vs … kadın için neden uğraşayım” öfkesi.

Daha önce burada ve twitter’da şunu paylaşmıştık :

Bence bu öfke döneminin sebebi, erkeğin kırmızı hap gerçeklerini reddetmemesi ama en derin mavi hap ideallerinin ise devam  etmesi. Bunu en çok “güven” meselesinde görüyorum.

Düşünün, adam 18 – 22 yaşında bir erkek. Üniversitede ya da çalışıyor. Daha kadınlarla uzun süreli ilişki tecrübe edeceği 25 yaş üstünde değil. Yani, bu yaşta bir erkeğin ilişkide ihtiyacı olacak son şey güven. Ama mavi hap henüz bünyeden tam atılmadığı için kafasındaki ilişki modu resmen Disney Masallarındaki “happily ever after” (sonsuza kadar mutlu yaşamışlar).

Bu öfke zaten genelde o ideallerin saçmalık olduğuyla yüzleşen erkeklerde geçiyor. Ama çoğu adam MGTOW’um dese bile biraz konuşsan anlıyorsun ki mavi haplı idealleri sapa sağlam. İdeallerinin peşinde koşmuyor hatta onlardan nefret ediyor ama onlar harici kafasında başka renkte bir ideal yok, olabileceğinin farkında değil. Ekşi sözlükte MGTOW başlığını biraz okusanız ne demek istediğimi anlarsınız. Geçenlerde Cüneyt burada bir Ekşi sözlük girişi paylaştı (gerçi adam trollmüş sanırım) :

gönül verdiğiniz kızın “kaliteli” veya diğer bir deyişle, güzel bir kadın olup olmadığını anlamak istiyorsanız, evlilik aşamasında, evlilik hazırlıkları sırasında bir iflas tiyatrosu çevirin … “merveciğim, maalesef ailem iflas etti, benim de durumum çok kötü, bankalar haciz için peşimde, borçlarım dağ oldu, bu kadar borçluyken evliliğe yüz binler akıtamam. azıcık gelirimle, dar bütçeli bir evlilik yapacağız, mütevazi bir nikah, mütevazı bir ev, mütevazı bir yaşam kuracağız. ikimiz de çalışıp evliliğimize katkıda bulunacağız, bir araya gelememizin başka yolu yok,” diyeceksiniz bu sırada diyaloğu, “seni kaybetmek istemiyorum, seni çok seviyorum, sennsiz yaşayamam,” gibi romantik sözlerle ve biraz ağlamayla falan da süslerseniz daha etkileyici olur.

Yazarın mavi haplı idealleri arka planda nasıl aktif farkedebildiniz mi? İflasta duramıyor ve iflas etmesi ile birlikte maskülinitesini kaybetmiş bir ağlak sünepeye dönüşülmesini tavsiye ediyor. Muhtemelen kafasındaki kaliteli kadının hala kendisini olduğu gibi seven ve sadece kendin ol temali mavi hap idealinin ta kendisi olduğunun farkında değil.

Mavi haplı idealler saçmalık. Bunu zaten biliyordum ama bu siteye başladığımdan beridir 18 yaşında, 22 yaşında hatta 32 yaşında bir erkeğin 13 yaşında ergen kız çocuğu gündüz düşleri ile “güvenemiyorum”, “çok seviyorum”, “elde etmem lazım”  yazmasına defalarca maruz kalınca bu saçmalık daha çok gözüme başladı. Evet arkadaşlar. Mavi hap sağolsun çoğu erkek, 13 yaşında bir kız çocuğunun ergen gündüz düşlerinde yaşıyor. Bu gündüz düşlerinden kurtuldular mı, öfkeleri bitecek.

Genç arkadaşlar, siz yakın zamanda evlenmeyeceksiniz. Şu an kız arkadaşınız olan ya da yarın kız arkadaşınız olacak kızı 5 sene sonra hiç görmüyor olacaksınız. Nedir bu güven ihtiyacı? Güvenemiyorum diye kızlara yürümemek, onlarla birlikte olma fırsatını kaçırmak?

Daha önce bir saha raporu yazmıştım, hatun beni eski erkek arkadaşı için tek kalemde terk etmişti ama o yaşlarda başıma bu gelebilir diye MGTOW olacağıma bu hatunla beraber olduğuma zerre pişman değilim. Bu olay bana daha sonra gerçekten de güvene ihtiyacım duyan ilişkilerimde kullanmam için altın değerinde şeyler öğretti ve 22 yaşında aylarca şahane seks yaptım ( ne yapmış olursa olsun öyle oral seks yapan hatunu hala sempati ile anıyorum ).

Güvene ihtiyacınız yokken bunu söylüyorum. Sizin yaşınız tecrübe yaşı. Gidip kalelere yürümek, bozguna uğramak, fethetmek, ders almak, olgunlaşmak, vs … yaşı.  Ama koca koca adamların derdi “aşk”, “güven”, “ilişki”, “kucak kucağa – yanak yanağa – el ele olmak”, “gökten 3 yumurta düşse, biz ersek muradımıza, onlar çıksa kerevetine”,  vs …

Titreyin kendinize gelin. Gülünç mavi hap ideallerini atın. Bunları o dizilerden ve romantik filmlerden falan öğreniyorsunuz muhtemelen ama o filmlerin ana o dizilerin izleyici kitleleri kadınlar, romantik komedilerinki ise ergen kız çocukları.

Mavi hap ideallerinden kurtuldunuz mu, öfke hemen geçecek. Yerini ise hayatınızın geri kalanını çok daha doyurucu yaşatacak bir olgunluk alacak.

Jordan Peterson – Geçmişi düzeltmek

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü, internet çağı erkeklerinin manevi babası, üstad Jordan Peterson’ın şahsen çok faydalı bulduğum “geçmişi düzeltmek” konuşmasını hiç çevirmemişiz. Reis, geçmişinde olan ve bir türlü kafasından silinmeyen travmaları veya kötü anıların ne işe yaradıklarını ve onlardan nasıl kurtulabileceğinizi anlatıyor.

“Geçmişi hatırlama sebebiniz onun objektif bir kaydını tutmak değil, geçmişte olan bilgiyi sizi geleceğe hazırlasın diye kullanmaktır. Ve siz geleceğe hazır olana kadar da zihniniz sizi rahat bırakmayacaktır.

Geçmişte başınıza negatif bir şey geldi. Neden başınıza geldiğini bilmiyorsunuz ve bu şey gelecekte bir daha başınıza gelirse ne yapacağınızı da bilmiyorsunuz. İşte bu (anı) sizinle kalacaktır.

Ve bence bunun yaptığı şeylerden biri de genel fizyolojik yükünüzü arttırmaktır. Bununla ilgili konuşan fizyolojistler var. Şöyle düşünün : zihninizin sürekli yaptığı bir şey var, otobiyografik deneyimlerinizin bir kaydını tutuyor. Ve sürekli ne sıklıkta başarılı olduğunuzu ve ne sıklıkta başarısız olduğunuzu hesaplıyor. Başarılı olma sıklığınız arttıkça, egemenlik hiyerarşisinde daha tepede olma ihtimaliniz fazla. Bu nedenle serotonin seviyeniz fazla ve daha sakin birisiniz.

Çevrenizin de daha az tehlikeli olduğunu varsayabiliriz. Tehlikenin tanımı bu : bir yerdesiniz, hareket ediyorsunuz ve olmasını istemediğiniz bir şey oluyor. Tehlike budur. Bu nedenle beyniniz sürekli ne kadar endişeli olmanız gerektiğini kalibre etmeye çalışıyor. Bunun için yaptığı şeylerden biri de sürekli olarak geçmiş başarılarınızın başarısızlıklarınıza oranının kaydını tutmak.

Geçmişiniz yenilgiler, istediğinizi alamadığınız durumlar, ile karakterize edildiği oranda, beyniniz vücudunuzu sürekli tetikte alarm halinde tutuyor. Zira yaptığınız herşey felaket ile sonuçlandı ise, feci tehlikeli bir yerde olmalısınız ve bir av hayvanı gibi her an herhangi bir yöne doğru kaçacak şekilde tetikte olmalısınız. Ne kadar av hayvanı gibi olacağınız ise kısmen nevrotiklik özelliğinizin ne kadar olduğuna, kısmen başka insanların gözünde ne kadar başarılı olduğunuza (zira başarılı iseniz sizi egemenlik hiyerarşisinde tepeye taşıyacaklardır) ve kısmen de başarısızlık / başarı oranınıza bağlı olacaktır.

Yani geçmişinize gidip, dünyaya bakış çerçevenizdeki delikleri bulup onları kapatabilirsiniz. Bir anlamda psikoterapide yaptığınız şey budur. Kısmen korktuğunuz, tiksindiğiniz ve karşılaşmaktan korktuğunuz şeylerle yüzyüze gelmek ki bu psikoterapinin büyük bir parçası. Ama geçmişinize gidip bu delikleri dile dökmek de aynı şey.

Freud, hastaları ile yaptığı serbest ilişkilendirme sürecinde bunu yapıyordu. Eğer hastalarının konuşmasına izin verirse, hastaların konuşmasının kafalarının karıştığı ve şüphe içinde oldukları böyle bir deliğe çarpana kadar devam ettiğini ve konuşmanın o bölge etrafında dolanıp durduğunu farketti. Sonrasında ise, hastaların duygusal boşalma yaşadığını gördü. Freud bu duygusal boşalımın iyileştirici olan şeyin kendisi olduğunu düşündü. Ama daha sonra James Pennebaker … benim egzersizlerim onun araştırmaları üzerine şunu buldu : üniversite öğrencilerine labda 3 gün 15’er dakika hayatlarında başlarına gelen ya da yaptıkları en kötü şeyi yazdırdığında, öğrencilerin kısa vadede çok kötü hissettiklerini ama uzun vadede daha iyi hissettiklerini buldu. Mesela bu deneyden sonra doktor ziyaretleri azaldı ve fiziksel sıhat göstergeleri iyileşti.

Benim görüşüme göre daha sağlıklı oldular zira sakinleştiler. Bir kez negatif anıyı ortaya serip gerektiği gibi düzenlediklerinde ( iyi yazılmış bir hikaye gibi düzenlediklerinde) ve onunla nasıl başa çıkabileceklerini anladıklarında, fizyolojileri sakinleşti. Stresleri azaldı, kortizol salgılamaları azaldı ki kortizol bağışıklık sistemini bastırır, sağlıkları düzeldi. ”

Jordan Peterson’a göre, bir anı 18 aydan eski ise ve aklınıza geldiğinde sizde negatif duygu uyandırıyorsa, bunun sebebi zihninizin sizin bu olaydan ders çıkardığınıza, gelecekte başınıza gelmeyeceğine ve gelirse de daha önce başınıza gelen negatif şeyin olmayacağına ikna olmamasıdır. Zihniniz bu hatırlatmaları, “bak başına bu geldi, ya bir daha gelirse” diye sürekli canlı tutmaktadır.

Bu anıdan kurtulmanın yolu ise, onu dikkatle ve sabırla yazıya dökmektir. Bu yazı bir kez yazıldıktan sonra yine yazılı olarak, bu durumun yine ortaya çıkması durumunda, geçmiş negatif deneyimin tekrar olmaması için ne yapacağınızı açıkça belirtmeniz gereklidir. Zaten çoğu durumda bu olay çocuk ve zayıf olduğunuzdan başınıza gelmiştir ve açıkça yazacağınız şey ise artık bir yetişkin olarak bunun bir daha başınıza gelme ihtimali olmadığıdır.

Burada YAZI ÇOK ÖNEMLİ. Bunları düşünerek yapamazsınız. Zira Peterson’un dediği gibi insanların çoğu yazmadan ya da konuşmadan düşünemezler! Onların ki siz de muhtemelen onlardan birisiniz düşünce dediği, kafalarına başkalarının sokuşturduğu şeylerin anlamsız tekrarlarıdır. Gerçekten düşünmek için yazmak zorundasınız, ya da çok güvendiğiniz birine anlatmak (psikoterapide kişi konuştuğu için düşünür ve ilerleme kaydeder).

Peterson’a göre rahatsız edici anı ile bu şekilde hesaplaşmak sizi kısa vadede çok kötü hissettirse bile yılmamanız lazım. Zira zihniniz düşünerek sizin ders çıkardığınızı farkettiğinde, artık o anının işlevi kalmayacak ve anı zihinden silinecek ya da anıyla gelen duygu patlaması ortadan kalkacaktır.  Geçmişinizdeki bu “anı”ları bu şekilde düzeltmek ise, zihniniz sizi bu anılarla sürekli tetikte tuttuğundan, sizin rahatlamanıza ve fizyolojik ve ruhsal olarak iyileşmenize neden olacaktır.

İlgilenenler ve İngilizce bilenlere, Peterson’un Past Authoring programını şiddetle tavsiye ederim. Bu kavram üzerine kurulu bir program. İleride bu programla ilgili de yazacağım.

Ayrıca ilgilenirseniz, Jordan Peterson’un Kişilik ve Dönüşümleri derslerinin notlarını Türkçe’ye çevirdik.

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Red Man Group Episode 3 Notları – Bölüm 2

Richard Cooper’ın Entrepreneurs in Cars kanalında üçüncüsünü yaptığı Red Man Group yayınından notlara devam ediyoruz (birinci bölüm). Burada Rob Says, birinci bölümde konuşulan kadınları birinci plana almamak ve kendini zihinsel odak noktası yapmak üzerine kendi deneyiminden yola çıkarak konuşuyor.

Rob : Konu hakkında açıkçası kendi deneyimimden yola çıkarak konuşacağım. Ben burada Rollo ve diğer elemanların konuştukları şeyi yaptım. Önüme plan konuldu, okula git – mezun ol – iş bul. Tamam peki sonra ne yapacağım baba? Git evlen. Ve ben de aynen öyle yaptım. Hayatı kendi kurallarımla yaşamak yerine gidip mavi haplı halimle evlendim. Üniversiteden çıkar çıkmaz toplumun bana dediğini ya da ailemin yapmam gerektiğini söylediği şeyi yaptım. Bu beni hiç de istemediğim bir ilişkinin içine attı. Bu tamamen benim suçum, sorumluluğu %100 kabul ediyorum.

Fakat bu beni evliliğin hergünü suratımın ortasından yumrukladı ve benim için ya kaç kurtul ya da öl kurtula geldi. Ya intihar et ya da terk et çünkü bu yaşam yaşamaya değmez. Sadece bir tek hayatımız varsa … kim bilebilir gerçekten kaç hayatımız olacağını ama ben sadece bir hayatımız olduğuna inanmaya eğilimliyim.

Benim için başka bir şey de … biliyorsunuz … erkekler domuz gibiler, aklınız fikriniz seks vs .. vs .. vs … duyarak büyüdüm. Ben bu dolmayı yedim ve konuştuğunuz tüm o beta şeylerini yaptım. Anlattığınız şeyler 20 yıl önce üniversiteden mezun olurkenki benim aynım. Kendimi öldürmek yerine boşanmaya karar verdiğimde ise herşeyi alacağını zerre umursamıyordum. Aslında donuma kadar alıp gitmesine bile tamamdım. O beni boşamadı, ben onu boşadım. Ama hayat (boşanma sonrasında) o kadar güzelleşti ki.

Donovan’ın dediği gibi kadını en son önceliğin yapmak … bu çok doğru. Boşandığımdan beridir hayatıma giren kadınlar harika kadınlar ama onları istediğim zaman bırakıp gidebilirim. Hey, ben burada kendime ait bir yaşam da sürdürüyorum. Aaron’un dediği gibi gidip motorsikletimi sürüyorum … 20 yıl sonra işimi değiştirdim. Yaptığım şeyi devam ettiremeyeceğimi görüp başka bir şey yapmaya karar verdim. Eğer öyle isimlendirebilirsek, 20 yıllık kariyerimi bıraktım.

Bunu izleyen erkeklere vermek istediğim mesaj şu : dünyaya sadece bir kere geliyorsunuz ve başkaları için yaşayıp size yapmanız gerektiği söylenen şeyleri yapabilirsiniz ama bu sizi cidden perişan edecek. Bazı şeyleri kendi istediğiniz şekilde yapıp sevmeyenlerinize siktir çekmeniz gerekecek. Onların ne düşündüğü kimin umurunda. Kendi hayatınızı yaşamalısınız. Bence kırmızı hapın bir kısmı bu : kendi hayatınızı yaşamak. Benim mesajım bu.

Aşağıdaki bölümde Rollo, kadınların kırmızı hapa karşı çıkarken en çok başvurduğu NAWALT kavramı hakkında konuşuyor :

Rollo : Öncelikle anlamanız gereken şey, kadınlar size bununla geliyor ise muhtemelen onların ego yatırımı yaptığı bir şeye meydan okuyan bir şey söylemişsinizdir. Çoğunlukla meydan okuduğunuz şey ise bir kadının kendilerinin bir kadın olarak sahip olduklarına inandıkları otoriteye meydan okumuşsunuzdur.

İnandıkları şey her ne ise; feminen öncelikli düzeni, kendi egolarını, bunlara olan inançlarını, bencilliklerini destekleyen … orada bir miktar bencillik olmak zorunda zira bencillik kadınlarda içsel bir şey …

Kadınlar sizden bunları duyduğunda (kırmızı hap), sorun ne olursa olsun feminen öncelikli otorite ve kadın her zaman haklıdır varsayımı yaparlar. Onların inanç sistemlerine meydan okuduğunuzda, standart saldırı aletlerine sarılırlar : pipin küçük, vs. Orada sizinle tartışmaya değil sizi inanç sistemlerinize boyun eğdirmeye çalışıyorlar. İnanç sistemleri de kadın oldukları için haklı oldukları. Çünkü bu erkekler, feminen öncelikli şekilde, mavi haplı yetişmiş ve koşullanmış olmalıydılar. Bir erkek buna meydan okuduğunda, bu meydan okuma her şeyi sarsar.

Bir kadın NAWALT dediğinde bu ilk çağrıdır. Kendi deneyimleri evrenseldir.  Bununla ilgili birkaç yazı yazdım ama kadınlar NAWALT derken bir kadın doğası olduğunu, kadınların tahmin edilebilir olduklarını reddetmeye çalışıyorlar. Sizin dikkatinizi dağıtmaya çalışıyorlar zira kadınlarla ilgili önceden kestirilebilir çok şey var. Bir yanda erkekler var, kadınları tamamen şansa bağlayan ya da kendileri ile birlikte olmak için standartlarını düşürmeleri gereken tanrıçalar olarak düşünen erkekler var. NAWALT derken kendi deneyimlerinin her kadının deneyimi olacağını varsayıyorlar.

Ne zaman twitter’da bir kadınla tartışmaya başlasam geri çekiliyorum zira o kadını hiçbir şeye ikna edemem. Ama o tartışmaya girme sebebim her zaman şu oluyor : “NAWALT, örneğin bana bak. Ben, ben, ben, ben …” Kaç kere ben dediğini sayabilirsiniz. Kendi deneyiminin burada kadınları temsil edeceğini düşünürken ilginçtir ki sizin de bunu kabul etmenizi bekliyorlar.

Kadınlar ne zaman kadın milletini iyi gösteren bir şey söylerseniz AWALTı kabul ederler. Ne zaman kötü gösteren bir şey söyleseniz NAWALT derler.

Red Man Group Episode 3 Notları – Bölüm 1

Richard Cooper’ın Entrepreneurs in Cars kanalında üçüncüsünü yaptığı Red Man Group yayınınıdan notlar. Bu bölümde Rollo Tomassi, Aaron Clarey, Donovan Sharpe ve Robsays var. Herşeyi çevirmiyorum, önemsiz yerleri atlıyorum.

Richard Cooper : Bugünün dünyasında kadınlar konusunda standart operasyon protokolün nedir?

Aaron : 10 yıldır bir kız arkadaşım var ama devir değişti. Bu soruya 10 – 15 sene önce daha farklı bir cevap verebilirdim belki … Yaşadığın yer de önemli. Ama bugün müşterilerime tavsiye verirken, genç ya da yaşlı olmaları farketmiyor. Özellikle en önemli öncelikleri kadınlar ise şu : “kadınları en önemli endişeniz olmaktan çıkarın”. Yaşı ne olursa olsun erkeklerin şunu anlaması için uğraşıyorum : “hayatınız kuyruk peşinde koşmaktan çok daha önemli”. Ve madalyonun öbür yüzünde de hemen şu var : “eğer kadınları elde etmek istiyorsanız, onların peşinden koşmamanız lazım”. Kendinizi erkek olarak geliştirmeniz ve dışarı çıkıp kendinize bir karizma geliştirmeniz, hobi edinmeniz lazım. Siz temelde bu baharatsız yemeksiniz ve kendinizi biraz tatlandırmanız lazım. Kıza yemesi için sadece bir somun ekmek veremezsiniz. Ekmeğin içine ne koyacaksınız, jelibon mu koyacaksınız, tost mu yapacaksınız, kimyon mu serpeceksiniz?

Liseden mezun olan her 18 yaşında erkeğin ya da üniversiteden mezun olan her 22 yaşında erkeğin kadınlar çeşitlilik ve tat olarak sunacakları hiçbir şeyleri yoktur. Fiziksel olarak çok iyi durumda olabilirler ama (ortaya çıkmış) hiçbir yetenekleri ve deneyimleri yok. Hiçbir çekicilikleri yok. Bu nedenle de erkeklere kariyerlerinin peşinde koşmalarını, dışarı çıkıp maceralara atılmalarını ve hobi edinmelerini tavsiye ediyorum. Önce dışarı çıkıp yapmak istediklerinizi yapın ve “dünyanın en ilgi çekici erkeği olun” ve ancak bundan sonra … Böyle yaparak zamanınızı boşa harcamazsınız. Bir kariyer inşaa eder ve para kazanırsınız. Mükemmeliğin peşinden koşuyorsunuz.

Kendi hayatınızın ve hedeflerinizin peşinde kendi kurallarınızla koşmanızın bir “yan etkisi” de kadınların sizi çekici bulması olacak. Tamam, her kadın sizi çekici bulmayacak ama artık en azından artık kadınlara pazarlayabileceğiniz bir şeye sahipsiniz. Ama en azından artık 18 – 19 yaşında bir oğlan olmayacaksınız. Gençleri kızdırmak istemem ama o yaşlarda durum bu maalesef. En azından “hey hadi sinemaya gidelim mi”den fazlası olacaksınız. “Motorsiklet sürmeye gidelim mi”, “salsa yapmaya gidelim mi”, “şunu yapmaya gidelim mi” … Böylece onlara iyi vakit geçirtebilirsiniz. Ve barlarda, klüplerde kız peşinde koşarak çöpe atacağınız tüm zaman ve çaba olmadan onların sizi çekici bulmasını sağlayacaksınız.

Bu benim günümüzde erkeklere verdiğim tavsiyenin genel hatlarıyla özeti.

Donovan : Benim Aoran’ın kadınları birinci önceliğiniz yapmamak ile ilgili dediklerine eklemek istediğim bir şeyler var. Aoran’a %100 katılıyorum. Kendi şovumda ısrarla öğretmeye çalıştığım şey … Çoğu erkek kırmızı hapı iki nedenden biri yüzünden buluyor : kalp kırıklığı ya da hüsran, cinsel hüsran. Bunlardan biri ya da ikisi birden. Sonunda kızlar konusunda daha başarılı olmayı öğreniyorlar ama eninde sonunda bir boşluğa rastlayacaklar. Oyununuz ne kadar iyi olursa olsun ara ara haftalar boyunca bir kadınla beraber olmadığınız zamanlar olacak. O zaman anlamanız gereken … ya da en azından bu benim başıma gelmişti … Önüme gelenle yatarken birden karşıma kimse çıkmamıştı. Erkeklere anlattığım, kırmızı hapa gelme sebebimiz kadınlarla daha başarılı olmak. Bu çok açık. Ama büyük resmi görmemiz lazım. Kadınlarla başarılı olmak, kırmızı haplı yaşam biçiminin kadınlar dışındaki şeylerinin bir yan etkisi sadece.

Kadınları birinci önceliğiniz yaparsanız, onlar sizi en son öncelikleri yapacaklardır. Eğer kadınları son önceliğiniz yaparsanız, onlar sizi birinci öncelikleri yapacaklardır.

Kadınlar, kendileri ile de kendileri olmadan da yaşayabilecek erkekleri isterler. Bir kadın sizin onunla olmaktan daha başka bir işi olmayan biri olduğunuzu ve bir yere gitmeyeceğinizi anladığı anda sizi itici bulmaya başlayacaktır. Ve eninde sonunda sizi, onu son önceliği yapan bir erkekle aldatacaktır.

— o —

III. Önceliğin kendi misyonun olmalı, kadının değil

Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “herşeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına itaat etmeyi arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim herşeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “herşeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.
Amcığın 16 Buyruğu

— o —

Rollo : Benim mottom ve özdeyişlerimden biri şu : “kadınlar hayatınıza en fazla yoldaş olmamlılar ama asla hayatınızın odağında olmamalılar.” Bence çoğu “taze – fişten çekilmiş” kırmızı haplı erkeğin yanlış yaptığı yer de burası. Bu konuda birkaç yazım var ama en önemlisi Hayallerin kadınları ve çocukların eline dinamit vermek yazısı. Erkekler kırmızı hapı, oyunu ve PUA’yı tek bir amaç için öğrenir : bir kadınla birlikte olmak ya da eskiden olduğundan daha fazla seks yapmak. Mistery Method’u, hızlı baştan çıkarmayı, heartiste’yi , roosh’u veya beni bulurlar.  Sonunda belki oyunu oynamayı da öğrenirler. SoSuave yıllarında oyunu anlamaya başladığımdan beridir, oyunun gerisinde çalışan psikolojik süreçleri de anlamaya çalıştım. O zaman anlamaya başladım ki eğer bu erkekler oyunu öğrenip herhangi bir kadını baştan çıkarmaya başladıklarında, herhangi bir kadını elde edebilirler. Ama kadının özelliklerine dikkat etmedikleri için … mesela çok güzel bir kadının kafayı yemiş bir insan olabileceğini tam olarak anlamadıkları için yaptıkları, elde edebildiklerinin en “iyisini” almak.

Aoran’ın dediği gibi kendilerini geliştirmek akıllarına gelmediği için ya da o çabayı göze alamadıklarından oyunları içi boş bir kabuk olarak kalır. Ustalık yoktur. Biliyorsunuz eğlenen ustalık ve bunun ne kadar efektif bir oyun tekniği olduğu hakkında çok konuşuyorum. Aslında “eğlenen ustalık”, o boku gerçekten destekleyecek şeye sahipseniz çok etkili. O nedenle hep işin teorik tarafıyla, bu oyun tekniklerinin neden işe yaradığı ile ilgilendim. Blogu ve kitapları ortaya çıkaran da bu merak.

Çoğu erkek, özellikle de mavi haplı erkekler, kadınları hayatlarının odağı yapıyorlar. Çünkü onlara böyle yapmaları söyleniyor. Bu onların koşullanmasının bir parçası. Koşullanmaları ise bir kadını mutlu yapmak ve iyi bir baba, iyi bir koca olmak için hazırlanmak. Herhangi bir şekilde iyi bir sağlayıcı olmak için hazırlanmak. Çok erken yaşlardan kadınların kullanımına açık olmak, kadınlara ya da kadın milletine boyun eğmek … Öyle ki 30 yaşına, cinsel pazar değeri zirvesine tam tırmanmaya başlayacakları yaşa, geldiklerinde hayatları boyunca benim bekleyen betalar dediğim ideal mavi haplı olmak üzere yetiştirildiklerinin farkında değiller. Kadının cock carouselden inip parti yıllarını geride bırakmasını ve duvara toslamadan önce kendisine dayanak olabilecek ve güzelliği tamamen gitmeden kendisini cinsel pazarda alacak bir erkek arayacağı zamanı bekleyen betalar. Bu erkek onu orada çıkışta bekliyor olacak ve bu erkek bütün hayatı boyunca yaptığı şeyin, kendini dönüştürdüğü kişinin, feminen öncelikli sosyal buyruğun, kendi mavi haplı koşullanmasının, öğretmenlerinin hatta ailesinin, belki de kendi bekar annesinin bu buyruk doğrultusunda öğrettiklerinin, sonucu olduğunun farkında olmayacak. Bu öğretmenler” onu mükemmel sağlayıcı olmak üzere yetiştirdiğinin farkına varmadan evlenir ve çoğu erkeğin takip ettiği standart hayat planını takip eder. Sonunda da boşanmış, donuna kadar herşeyini kaybetmiş hatta hayatını kaybetmiş biri olur. Biliyorsunuz erkekler kadınlara göre 5 kat daha fazla oranda intihar nedeniyle hayatlarını kaybediyorlar ve erkeklerin hayatlarında nasıl bir yol izledikleri ile intihar istatistiklerine bakıyoruz.

Önleyici ilaç kitabını erkeklerin kadınların hayatlarında hangi olgunluk seviyesinde olduklarını bilmeleri ve buna göre stratejiler geliştirmeleri için yazdım.  Kadın hayatı ve cinselliği için neye öncelik verecek … Aslında erkekler için de aynı şekilde bir zaman çizelgesi ve ne yapmaları gerektiği hakkında yazmalıyım.

Erkekler küçük yaşlardan feminen eğitim sistemi içinde yetişiyorlar ve kendilerini sadece kadınlara nasıl hizmet ettiklerine göre ölçüyorlar. Bu nedenle de kırmızı hapla karşılaştıklarında öğreti erkeklerde şok etkisi yaratıyor. Kırmızı hapı anlamıyorlar zira hayatları boyunca hiçbir zaman kendilerini, kendilerinin zihinsel odak noktası yapmamışlar.

Eğer daha iyi bir yaşam sürmek istiyorsanız, hayatınızı kendi kurallarınızla yaşamak istiyorsanız, kendinizi kendi ZİHİNSEL ODAK NOKTANIZ yapmanız lazım. Ve ben bunun olabilecek en derin psikolojik seviyeden olması gerektiğini söylüyorum. Bu nedenle de bu kavrama zihinsel odak noktası diyorum.

Zihinsel odak noktasından kastım şu : siz, kendiniz, bir karar verme noktasında olduğunuzda aklınıza gelecek ilk kişi olmalısınız! Bir restorana giderken bile eğer kadını dışarı çıkarıyorsanız, aklınıza ilk sizin gitmek istediğiniz yer gelmeli, kadının gitmek isteyeceği yer değil.

Richard : Sana bir soru sorayım Rollo. Sözünü keseceğim. Seni bu konuda zorlamak istiyorum zira her zaman feminen buyruk gelip “sen çok bencilsin” diyecek … Buna ne cevap verirsin?

Rollo : Evet.  İyi. Çok iyi derim. Donavan’ın gelmeye çalıştığı şey bu. Bu tür bir karar vericilik … İnanıyorum ki kadınlar sadece hipergamik olmak için değil erkeklerde yetkinlik / güç aramak üzere de evrimleşti. Jordan Peterson bu konuda sürekli konuşuyor ama yeterince derine indiğini sanmıyorum. Egemenlik hiyerarşileri ve diğer her şey hakkında konuşmak istiyor ama kadınlar erkeklerde güç / yetkinlik de arıyorlar. Bu konuda Peterson “kadınlar zarar verebilme potansiyeli olan dominant erkekler ararlar” diyor.  Kadınların nasıl zararsız erkeklerle birlikte olmaktan nefret ettiğini söylüyor.

Bence bu kadınların erkekte yetenek / güç isteğinin yansıması. Evrimsel geçmişimizde bu, kadının erkeği cinsel olarak seçme yolu olduğu için. Bir ev inşaa edebilecek, avlanacak, sosyal olabilecek erkekler aradılar … Lastik değiştirebilecek bir erkek ararlar … bu çağda ve devirde nasıl lastik değiştirileceğini, temel yeterlilik, güç gösterisi olan şeyleri yapmayı bilmeyen ve bu işler için başka erkeklerin servislerini kiralayan bir çocuksanız Tanrı yardımcınız olsun … Kadının temel yeterlilik olarak göreceği bir şeyi yapamayan bir erkek … Hayatınızı bir kadın için yaşayın demiyorum ama demek istediğim kadınların aradıkları şey bu. Aradıkları her sorunu çözebilen, kendilerini her tehlikeden koruyabilecek, çocuklarına ve kendisine bazı şeyler sağlayabilecek erkekleri isterler. Bence kadınların alt beyninde sürekli çalışan bilinçaltı program bu.

Kadınlar “bizim erkeklere ihtiyacımız yok” demeye bayılıyorlar. “Kendi paramızı kazanıyoruz ve kendi bağımsızlığımız elimizde” diyorlar. Tabii ki bu doğru değil zira erkeklerden kadınlara direk ve dolaylı olarak kaynak aktarımının devasa olduğu bir çağda yaşıyoruz. Böyle bir şey daha önce hiç görülmedi.

Yaşadığımız çağda kadınlar hipergami denkleminin beta öder tarafının o kadar önemli olmadığına (en azından) inanıyorlar. Bu tarafın aileleri, eski koca veya devlet tarafından sağlandığını düşünüyorlar. Geriye kalan da hipergami ikililiğini tamamlayacak dominant, alfa, çekici erkeği aramak. Bu nedenle de erkeklerin buna adapte olduğunu görüyoruz.

Bugün bir dergide şunu okuyordum. Şirketlerin tepesindeki yönetici erkeklere “hayatlarında ne arıyorlar, artık başarılı olduklarına göre bundan sonra ne yapmak istiyorlar” diye soruyorlar. Bu erkeklerin %80’i “daha iyi bir vücudum olsun isterdim, keşke daha çekici olsaydım, daha fit olmalıyım” gibi cevaplar veriyorlar.

Bunlar başarılı, kariyer sahibi, istedikleri her şeye sahip erkekler. Sahip olamadıkları tek şey ise kadınların kendilerine gerçekten arzu duymaları. Paraları nedeniyle yapabildikleri alışveriş seksinden başka (Rollo burda fahişelerden değil, beta öder sebebi ile ulaşabildikleri ve kadınların arzudan değil para nedeniyle kendilerini onlara verdikleri seksten bahsediyor). Erkekler cinsel pazarın şu anki haline adapte oluyorlar.

Şunu da söylemeliyim ki bu araştırmayı ilk defa veya ikinci defa yaptıklarında cevaplar “iş kurmak istiyorum, aya gitmek istiyorum ya da siktiğimin Marsına koloni göndermek istiyorum” gibi şeylermiş. Ama şu an cevaplar “daha fit olayım ki kadınlar beni çekici bulsunlar” şeklinde.

Devam edecek …

Mastürbasyon ölüm sıkışı sendromu

Mastürbasyon ölüm sıkışı sendromu (masturbation death grip syndrome) adlı ilginç bir sendrom varmış. Boşalamama sorunu olan ya da boşalamama sorunu nasıl giderilir diye soran erkeklerin dikkat etmesi gereken bir problem bu. Geçenlerde yazdığım Saha raporu – Hücum borusu çalarken siperde yatan silah arkadaşı yazısına azerbaijan rumuzlu okuyucumuz şu yorumu yazınca haberim oldu :

Boşalamama sorununun sebebi büyük ihtimal fazla masturbasyon. Porno izlemesen bile masturbasyonu ellerini sert kavrayacak şekilde yapanlar zamanla penisin dokusunu zedeler ve penis hassasiyeti azalarak kaybolur. Bu yüzden ilişkiden zevk alamazlar. İngilizcede masturbation death grip syndrome deniyor. Bendede bu sorun var. Çok araştırdım internetden. Bu penisi yeniden eğitmekle ilgili. Masturbasyon yaparken krem kullanılmalı ve kesinlikle sert kavrayarak yapılmamalı. Bunu 1 ay yaptıkdan sonra man1 man oil kremi var penisin dokularını onarıp eski hassasiyeti geri getiriyor.

Mastürbasyon ölüm tutuşu sendromunun tanımı şu : “agresif mastürbasyona bağımlılık nedeniyle (genellikle penisin aşırı sıkı tutulması) cinsel ilişki sırasında orgazm olacak kadar duyarlı hissetmemek …

Burada olan olay penisteki sinirlerin zarar görmesi değil. Olay, sert mastürbasyonun uyarılarına alışan beynin, aynı seviye uyarı alamadığı için normal cinsel birleşmede orgazma ulaşamaması durumu. Yani iyi haber şu ki olay tıbbi bir problem değil. Tabii bu demek değil ki, sizin buna benzer bir sorununuz varsa ardında medikal bir problem yok.

Problemin ortaya çıkmasına neden olan kavrayışın nedeni basit. Bir erkek, mastürbasyon sırasında aşağı yukarı hızlı hareketler ve daha sıkı bir kavrayış geliştirirse, zamanla bu uyarıya beyin alıştığından, aynı seviyede uyarılmak için erkek siki daha hızlı ve daha sıkı tutmaya başlıyor. Bu da yavaş yavaş ölüm sıkışı denilen sertliğe evriliyor. Fazlaca mastürbasyon yapan biri için bu şekilde duyarsızlaşmak daha kolay.

Fakat bir kadının vajinası, ne kadar sıkı olursa olsun, penisi aynı şekilde sıkamaz. Aslına bakarsanız, cinsel birleşmede ortaya çıkan uyarı sürtünmenin sonucu ve elle mastürbasyona göre çok daha nazik ve yumuşak. Aşırı mastürbasyon ve sıkı tutuştan müzdarip bir erkek için, vajina, orgazm için gerekli uyarıyı sağlayamayabiliyor. Bu da erkeğin uzun süre gidip gelmesine rağmen boşalamaması ile sonuçlanabiliyor.

Uzun süre boşalmamak kadının zevkten dört köşe olmasına neden olsa da, eğer gereğinden fazla uzarsa, kadından kompleks yaratabiliyor. Üstelik, erkek için de o kadar zevkli değil zira erkek orgazmdan alınan zevkten mahrum kalabiliyor. Yatakta 1 saat seks yaptıktan sonra gidip banyoda mastürbasyonla boşalmak hiç zevkli bir iş değil.

Olaya ilk değinen, cinsel tavsiyeleri ile ünlü Dan Savage.

Mastürbasyon ölüm sıkışı sendromu nasıl düzeltilir?

Öncelikle mastürbasyona en az bir hafta ara verin. Bu süre zarfında mümkünse seks de yapmayın. İbrenizin yavaş yavaş yükselmesine aldırmayın. Disiplinli olun ve elinizi sikinizden uzak tutun.

İkinci hafta sadece bir kere mastürbasyon yapın. Bu mastürbasyonda “asılmayın”. Bir kayganlaştırıcı krem satın alın ve elinizi bununla kayganlaştırarak mastürbasyon yapın.

Bu aşamadan sonra mastürbasyonlarınızda elinizi kullanmayın! Kendinize bir adet Fleshlight edinin / suni vajina (dikkat uluorta açmayın!) ve mastürbasyonu bunla yapın. Bunu kullanırken de kayganlaştırıcı kullanın. Fleshlight ve kayganlaştırıcı, vajinal sekse en yakın mastürbasyonu sağlar.

Haftada 2 – 3 kereden fazla mastürbasyon yapmayın. Eğer düzenli seks hayatınız varsa (haftada en az 2 kere seks yapıyorsanız) mastürbasyondan tamamen uzak durun. Mastürbasyonu tahrik edecek yayınlardan (örneğin porno, erotik yayınlar, cinselliği ön plana çıkaran müzik klipleri, vs …) uzak durun.

Erkekliğin 7 ölümcül günahı

Erkek olmanın ne demek olduğuna dair sonu gelmez tartışmalar sürerken ve erkeklik üzerinde bir anlaşma sağlanmamışken, erkekliği tanımlamak için maskülinitenin antitezi olan özellikleri tanımlamaktan başlayabileceğimize inanıyorum.

Aşağıda, bugünün erkekleri arasında salgın haline gelen yedi özelliği yazacağız.

1. Kendine Acımak

Burada listelenen 7 günah içinde, bu en hastalıklı olanı. Bu günahı işleyen erkek, kendisini bir kurban olarak görmeyi seçerek, ağlamak, şikayet etmek ve öfke nöbeti geçirmek gibi acıma duygusu yaratmasını umduğu hareketler icraa eder. Kendisi için üzülen erkek, kendi durumunu değiştirmek için hiçbir harekette bulunmayan erkektir. Hayatının neden bu kadar ızdırap dolu olduğunu anlayamayan erkek, kendi ızdırabını arttırmaktan başka bir şey yapmaz. Kendine acımak, kendi mezarını kendin kazmak gibi bir şeydir. Kendine acıyan her kimse, bu sert dünyanın acımasızlığını hakeder.

2. Rahatlık

Rahatlık, amaçsızlık ve boyun eğme ile aynı şeydir – temelde denemeden pes etmektir. Halinden memnun erkek, dışardan bir şey dürtmedikçe tepki vermeyen bir aylaktır. Katolik kilisesinin orjinal 7 günah listesinde bu, miskinliğe denktir.

Modern toplumumuzun temel problemi, erkek için (en azından fiziksel olarak) aşırı rahat olmasıdır. Geçmişte erkekler sırf zorunluluktan, maskülin enerjilerini sürekli işe koşmak zorundalardı yoksa hayatta kalamaz ya da yeni yerler fethedemezlerdi. Ama bugün, böyle bir zorunluluk yok. Çoğu erkek, güvenli ve konforlu ortamlarda çalışıyorlar ve işleri için çoğunlukla fiziksel hiçbir güce ihtiyaç duymuyorlar. Bununla beraber erkekler kendilerini eğlendiren elektronik ekranlarla çevrililer ve bu da onların fiziksel olarak dejenere olmalarına neden oluyor. Fiziksel dejenerasyonu ise zihinsel dejenerasyon takip ediyor. Bir kez tuzağa düştü mü erkek, azıcık çabayı bile büyük bir yük gibi algılıyor.

Rahatlık bir yaşam biçimi olamaz. Dini inancınız olsun olmasın, bir amacınızın ve itkinizin olması lazım. Dindar bir erkek, Tanrısı tarafından kendine çizilmiş yolu bilir; ateist ise kendisinin takip edeceği yolu kendi yaratmalıdır. İki durumda da, tüm erkekler, içlerindeki tutku ateşini sürekli canlı tutmalı ve hiç durmadan yollarında yürümelidirler.

3. Korkaklık

Korklar yaşarken bin kere ölürler. Kaderini korkularının eline bırakan bir erkek ise köleden başka bir şey değildir.

Korku, harekete geçmeyi çarpıtılmış ve abartılmış bir imgeyle bastırarak, erkeği gülünç bir şekilde kontrol eden bir hiledir. Gerçek şu ki, korktuğumuz şeylerin büyük çoğunluğu öldürücü değildir. İlkel zamanlarda bizi bekleyen tehlikelerin aksine, günümüzde risk olarak algıladığımız şeylerin hemen hiçbiri bizi fiziksel zarar veya ölüm riskine sokmaz. Buna rağmen erkekler kaç kare sokakta beğendikleri bir kıza yürüme  ya da zehirli politik doğruculuk diline karşı çıkma fikri karşısında korku içinde kalırlar? Kaç kere kaybetme ve alaya alınma korkusu ile bir şeye başlamadan vazgeçerler?

Korku da acı gibi hayatın önlenemez bir parçası. Cesaret, korkunun olmaması değil, korkuya rağmen harekete geçebilmektir. Çoğu erkek, daha fazla konsantre olarak ve amaçları için daha fazla bastırarak korkunun yüzüne gülmeyi öğrenebilirler.

4. Dikkati Dağılmışlık

Düşünürseniz, tüm hayatınız zaman ve enerjinizin odaklanması üzerine. Odaklanma olmadığında, hayatınızı boşa harcıyorsunuz. Dikkat dağınıklığı, disiplin eksikliğinin en kolay göze görünen işareti ve bu günümüz dünyasında her geçen gün daha da artan bir problem. Herkes, elektronik cihazların alarm ve sesleri ile dikkati dağınık bir şekilde yaşıyor.

Dikkatinizin dağıldığı her anın kayıp olduğunu bilin; verimliliğinizi kaybedersiniz, zamanınızı kaybedersiniz ve misyonunuza doğru olan yönünüzü kaybedersiniz. Bunlar cep telefonu, televizyon ve internet gibi küçük dikkat dağıtıcılar olabilir ya da kötü kişisel bütçe yönetimi ya da zehirli kadınlar gibi büyük dikkat dağıtıcılar olabilirler.

Dikkat süreniz sınırlı. Dikkat dağınıklıklarını hayatınızdan çıkararak ya da kendinizi dikkat dağıtıcı ortamlardan çıkarara dikkat sürenizi canınız gibi savunun. Ne üzerine odaklanırsanız osunuz, dikkatinizi nereye yönelttiğiniz konusunda sorumluluk sahibi bir kişi gibi davranın.

5. Bağımlılık

Bağımlılık ve düşkünlük aynı elmanın iki yarısıdır. Bir erkek kendisini uyuşturmak için madde bağımlısı olabilir ya da nesnelere, kişilere veya olaylara fazlaca düşkün olabilir. Hangisine bağlanırsa bağlansın, düşkün olduğu şeyin kendisine mutluluk ve tamlık getirdiğini düşünür. Ama acaba öyle mi?

Budist öğretiye göre, düşkünlük tüm ızdırapların kaynağıdır. Dışsal onay ihtiyacı olan erkek zincirlere vurulmuş biridir ve rüzgarda savrulan bir yapraktır. Düşkünlüğün sadece arzu nesnelerine karşı olmayabileceğini aklınızda bulundurun; öfke, intikam, acı, üzüntü ve geçmişten gelen ve gelecekte olacak herşeye pişmanlık ve endişe şeklinde bağımlı olabilirsiniz.

Unutmayın : Beraber sürüklenmemek için, bırakıp gitmeniz lazımdır.

6. Zayıflık

Zayıflığın birçok çeşidi vardır ama hepsi eşit şekilde zararlıdır. Fiziksel zayıflık bir erkek için kesinlikle kabul edilemez ve bunu daha ayrıntılı açıklamaya gerek yok. Zihinsel zayıflık ise daha aldatıcıdır. Bu, ruhunuza her an sızabilecek bir şeydir, özellikle de savunmasız olduğunuz zamanlarda. Erkek olarak, başınıza ne gelirse gelsin üstesinden geleceğine inanmalısınız. Bunları her zaman istediğiniz gibi çözemeyebilirsiniz ama her zaman güç ve cesaret gösterebilirsiniz.

Zayıflık ruhunuza, rica minnet de sızabilir. Buranın okuyucuları için feminist buyruğun oyunlarını tekrar listelemeye gerek yok. Sadece kendinizi bunlardan birine boyun eğerken bulursanız hemen bırakın.

Erkekler güçlü doğmazlar. Fiziksel güç gibi, zihinsel zayıflığı yenmenin de tek yolu adım adım kendinizi güçlendirmenizdir : saçma sapan şeylere “hayır” demeyi öğrenin. Çizginizi çizin ve kendiniz için ayağa kalkıp dik durun. Rahatsız edici ve korkutucu şeylerden kaçmak yerine onlara meydan okuyun. Saçma özürler uydurmayı bırakın ve harekete geçin. Zayıflıklarınızı yenmek için sınırlarınızı zorlamalısınız; kendinize sürekli “alfa” olduğunuzu söylemeniz sizi “alfa” yapmayacaktır.

7. İradesizlik

İradesizlik / irade gücünün eksikliği, burada yazan tüm günahların anasıdır. İrade gücü olmayan bir erkek bir erkek değildir. Erkeği iten bu ateş olmadan, hiçbir şey mümkün değildir. Günümüz erkeği ve özellikle genç erkekler için bu erdemi bulup ateşlemek daha zordur. Günümüz Batılı toplumlarında erkekler, hak sanrısı içindeki kadınlara ve cinsel sapkınlara yer açmak için halı altına süpürülmüşlerdir. Masküliniteyi yok etmeye yeminli günümüz feminize toplumunda, çoğu erkeği bıkkın, savaşı bırakmış ve moralsiz görmek şaşırtıcı değil. Durum ne kadar kötü olursa olsun, bu üstesinden gelinmesi gereken bir durum, kenarda matem tutulması gereken bir durum değil.

İrade, geliştirilmesi güçten daha zor bir şey. Bazı erkekler güçlü bir irade ile doğmuş gibidir ama irade geliştirilebilir. Yukarıdaki bazı önerileri yaparak ve her günün bir öncekinden daha iyi olması için çabalayarak, çelik iradenizi yavaş yavaş geliştirebilirsiniz. Diğer muhteşem erkekleri okuyarak onları rol modeli yapmak ve bu şekilde gerçek hayatta olabilecek bir akıl hocası gibi kullanmak ve diğer destekleyici erkeklerle takılmak iradeniz için iyidir. Ve son olarak unutmayın : asla vazgeçmeyin. Hiçbir koşulda vazgeçmeyin, hayat buna izin vermez.

Çeviri : The 7 deadly sins of manhood

Saha raporu – Hücum borusu çalarken siperde yatan silah arkadaşı

Zamanında iş için sık sık İstanbul dışında bir büyük şehre gittiğim bir dönem oldu. Eskiden üniversiteden tanıdığım Sibel’in, o şehirde yaşadığını farkettim. Facebook’tan telefonunu alıp mesajlaşmadan sonra, bir iş gezimde buluştuk.

Benim o dönem yoğunluktan ve arda arda gelen birkaç başarısız girişimden dolayı bir seks hayatım yok. Parama kıyıp açlığı başka yollardan da gidermiyorum. Anlayacağınız ibrem 200’de. Sibel de çok hoş hatun. Çok dar bir kot ve dar bir kazakla buluşmaya gelerek ibremi 250ye çıkaran bir hatun.

Neyse beraber bir yemek yedikten sonra beni arabasıyla bir bara götürdü. Orada bir şişe şarap aldık. Araba kullanacağı için şişenin çoğunu ben içtim. Mesaj oyununda iyi flörtleşmiştim ama gecenin gidişatı benim çenemin düşmesi ile pek cinsel gerilimsiz devam ediyordu. Ama ayağıma gelen bir fırsatla gece hızla değişti. Bana birkaç fotoğraf göstermek istedi ve ben de “dur yanına geleyim daha rahat” diye karşılıklı oturmaktan, yan yana oturmaya geçtim.

Tüyo 1 : karşılıklı oturduğunuz kızın yanına bu bahaneyle geçebilirsiniz, gecenin o saatinde hala yatak ihtimalini canlı tutan hatun itiraz etmez ama itiraz etmedi diye yatacak varsayımı yapmayın.

Burada yarım saat kadar bacak açık klasik alfa oturuştan sonra kız yanıma sokulmasa da kapanmadı da. Sonra dışarı otoparka yürürken havanın soğuk olmasından dolayı üşüdüğünü söyledi. Gecenin ilk kinosunu da o zaman yaptım. Ceketimi al demedim tabii ki, gel sarılayım ısınırsın dedim ve hiçbir itiraz göstermeden gelip sarıldı (IOI 0’dan 100’e 5 saniyede ).

Arabası ile beni otelime bırakmak üzere yola çıktık. Klasik “içkiden sonra kahveye ihtiyacım var” geyiğine başladım.

Tüyo 2 : Bu söz genellikle kızı eve bırakırken eğer kızın niyeti varsa, gel sana kahve yapayım ile karşılanır. Eğer bu gelmezse, Plan B bende kahve içelimdir. Evde kahve olup olmamasını takmayın, genelde o kahve içilmiyor.

Benim aklımdan odamda kıza kahve yapmak geçiyor ama hatun “bende Türk kahvesi var” deyiverince “Ooo, tam istediğim şey” diyorum ve “tamam, bana gidelim” diyerekten ona gidiyoruz.

Kızın evine varıyoruz. Kapı kapandıktan sonra daha montlar çıkarmadan öpüşme, falan derken kızın yatağına atlıyoruz. İbrem 300, damarda alkol. Bütün gece sıçtık derken son anda işler zafere koşuyor ve ben de pek bir hararetliyim. Zar zor her şey üstümüzden çıkıyor (dar kot pantolonlardan nefret ediyorum), hatun kollarımda kıvranıyor ve ben son atağı yap … amıyorum. Bu aşamada devreye girmesi gereken silah arkadaşım siperde uyuyor maalesef. Tık yok. Belki içkiden, belki ibrenin 300lerde olmasından dolayı gelen onca heyecandan ama muhtemelen ikisinden birden. İşin sinir bozucu yanı da kahve muhabbetinden evin garajına kadar tam bir bayrak direği olan ve saklamak için takla attığım silah arkadaşım, hücum zamanında büzüşmüş yatıyor!

Bu olay başına gelmeyen adamlar vardır muhtemelen ama benim, 20lerimde birkaç kere başıma geldi. Ya artık heyecan yapmadığımdan, ya porno izlemeyip çok daha az mastürbasyon yaptığımdan, ya sigarayı bıraktığımdan ya da içkiyi asla fazla kaçırmadığımdan 30larımda başıma gelmedi. Biz erkekler bu konuya girmekten çekiniriz ama ben size anlatayım … anlatayım da stres olmayın. Olur böyle şeyler ama biz erkekler bunu kadınlardan daha fazla takıyoruz. Biz taktığımız için de gece bok oluyor. Bu durumda yapılması gereken olayı takıyor gibi konuşup takmamaktır.

Hatun “ne oldu?” diye soruyor ama o pozisyonda içerde olması gereken arkadaş kapıda bile olmadığından ne olduğunu anlamaması imkansız. Bu tür bir şey başıma ilk geldiğinde yerin dibine geçip, depresif bir ruh haline girmiştim (böyle şeylerin arada olduğunu bilecek tecrübem olmadığından), sonucunu gördükten sonra strateji değiştirdim. “Kaleyi fethetmeye geldim ama koçbaşı kalkıp kapıyı tokmaklamıyor (o gece ortaçağ kale kuşatması ile ilgili bir geyik yapmıştık) … offf çok utandım” dedim ve kızın yanına yığıldım. Kız “önemli değil” dedikten sonra da hafif hafif arkadaşla oynamaya başladı. Bu arada öpüşüp koklaşırken 10 – 15 dkda “arkadaş” uyandı ve devam ettik. Başka bir keresinde “arkadaş”ta tık yok diye hatunla yatmıştık ve bir iki saat sonra “arkadaş” da kalkınca devam etmiştim. Ben tamamen başarısız tek bir gece gördüm, o da ilk defa başıma geldiği ve depresif moduna girdiğim gece idi.

Yani kısacası, panik yok. Buluşmada aşırı içmekten ve heyecandan uzak durun. Eğer başınıza böyle birşey gelirse de bozuntuya vermeyin. Kendinizi rahat bir pozisyonda hatunla yiyişmeye bırakın, çok geçmeden silah arkadaşınız hücuma kalkacaktır.

Ana kuzusunun 5 göstergesi

Anneler Günü’nde, anneleri ne kadar el üstünde tuttuğumuzu bilirsiniz. Bazılarımız bu kutsallaştırmayı yanlış ve sinir bozucu buluruz ama bu bizim annelerimizden nefret ettiğimiz anlamına gelmez. Onları tabii ki çok severiz ve bazılarımızın güçlü babaları vardı ve iki ebveynin de çocuk gelişiminde rolü olduğunu biliyoruz. Ama anneye karşı duyulan dengesiz ve mantıksız bir sevgi, erkeği negatif etkileyen bir şey.

Bu devirde, tarihin hiçbir devrinde olmadığı kadar çok erkek anneleri gibi davranıyorlar. Elimde veriler yok ama herhangi bir gece bir bara gittiğinizde, bu önermeyi ispatlayabiliriz. Gerçekten de, çevrede bir sürü kız varken güzel bir kızın telefonla konuşmasının bitmesini sabırla bekleyen erkekler görüyorum. Ya da daha kötüsü, seksi kadınlarla “platonik arkadaş” gibi geceye akan erkekler görüyorum.

Bu davranışların suçlusu zayıf-babalar ve bekar-anneler. Babanın trajik bir şekilde öldüğü ve tek bir ebeveyn tarafından büyütülmek dışında bir alternatifin olmadığı durumlar biliyorum. Fakat güçlü bir baba karısına, çocuklarına aşılamak istediği değerleri öğretmelidir. Bazı erkeklerin de çocuklarından, hukuk sistemi marifeti ile uzak tutulduğunun da farkındayım. Bu talihsiz erkekler için konuşmuyorum; hayat kaotik bir şey. Benim hedefimde, annelerini mutlu etmeye odaklanıp annelerine dönüşen erkekler var. Eninde sonunda, çocukluğunuzda ne yaşamış olursanız olun, kendinizi değiştirmeniz gereken bir zaman var.

Güçlü babalar olmadan, zayıf erkekler kadınlara, sanki onlar anneleriymişcesine, annelerine davrandıkları gibi davranacaklardır; kutsal tanrıçalar. Bu nedenle, anasının kuzuları anneleri ile o kadar özdeşleşirler ki, kadın gibi davranmaya başlarlar. Aşağıdakilerden herhangi birini yapıyorsanız, çeşitli hobiler edinerek, diğer erkeklerle takılmaya başlamanızı tavsiye ederim.

1 – Kadınlara yürümekten korkarlar.

Bekar bir erkeğin, istediği bir kadının yanında suspus kalması için hiçbir neden yoktur.  Bir anne oğlunu, kendisine ve diğer kadınlara hayranlık duymak üzere yetiştirmeye meyillidir. Hepimiz biliyoruz ki kadınlar kendilerine kraliçe gibi davranılmasını istediklerini söylerler ama gerçekte ise karışıklığı severler. Erkekler de karışıklığı severler. Bu nedenle de, cesareti olan erkekler, kızları kaparlar.

Bir anne oğluna, istediği kadını tatmin etmek için elinden geleni yapması gerektiğini öğretir. Bu nedenle anasının kuzusu hoşlandığı bir kadını gördüğünde, onu en mükemmel şekilde tavlayacağı durum ile ilgili gündüz düşlerine başlar. Problem ise, kızı ürkütmemek ya da kızdırmamak için ona ne söyleyeceğini fazlaca analiz etmesinden kaynaklanır. Bu ruh hali, erkeğin suspus olmasını besleyen bir özgüven eksikliğine neden olur. Anasının kuzusuna, annesini hiçbir zaman üzüp ağlatmaması gerektiğini de öğretilmiştir ve o tam da tatlı annesi gibi bir kadın aramaktadır.

Kendi elleri ile kadınını başka erkeğe yem eden her erkeğin bildiği gibi; iyi çocuklar sona kalırlar. Bunun neden böyle olduğunu anlamalısınız. İyi çocuk bir yalancıdır – kadınla cinsel ilişki istemektedir ama bu gerçeği göstermek yerine onun etrafında dans etmeyi tercih eder. Yalancı biri, iyi bir çocuk değildir. Anneniz yanlış öğretmiştir.

2 – Seks yapmak istedikleri kadınla arkadaş olurlar.

Gece dışarı çıktığımda, kesinlikle “sadece arkadaş” olan bir “çifte” rastlarım. Bu tür “buluşmaları” sık gördüğünüzde, bir kadını suçlayamazsınız. Bir erkeğin hayatında, birden fazla platonik kadın arkadaş olmamalıdır.

Güzel kadınlarla “arkadaşça dışarı çıkmaya” giden erkekler, zamanlarını iki şekilde boşa harcarlar. Birincisi, gerçekten cinsel ilişki yaşayabilecekleri bir kadınla buluşabilecekleri zamanı boşa harcarlar. İkincisi, kendilerini kadınların çekici bulabileceği bir erkeğe çevirmek için kullanabilecekleri zamanı, kendilerini cinsel olarak çekici bulmayan bir kadına harcarlar. Dinleyin ana kuzuları : sizin “yakın arkadaş” saydığınız ve sizinle dışarı çıkan kızın sizinle çıkmasının tek sebebi, yapacak daha iyi bir işinin olmamasıdır.

 

3. Birden fazla kadın arkadaşları vardır.

Bir erkeğin hayatı boyunca sadece bir tane kadın arkadaşı olmalıdır. Bu demektir ki eğer lisede gerçekten platonik bir kadın arkadaşınız oldu ve artık onunla irtibatınız kalmadı ise, yeni bir kadın arkadaş edinmemelisiniz. Bir erkek, bir erkek olarak bir kadınla bağdaşamaz. Bu kural, arkadaşlarınızın karılarını ve kız arkadaşlarını da kapsar.

Sizin ilginizi çekmeyen ya da sizi istemeyen kadınlara tabii ki dostça davranabilirsiniz ama arkadaş olmayın. Eğer şu an birden fazla kadın arkadaşınız varsa, yatağa atmak istemediğiniz hatunu seçin ve onu arkadaş olarak tutun. Diğerlerinden kopun ya da onları yatağa atmaya çalışın.

4. Kadın gibi duygusallardır.

Anasının kuzusu, karşı cinsin duygusal baskısı altında ezilir. Bu nedenle de istedikleri kadına yürüyemezler. Bunun yerine, daha az saldırgan yolu tutarlar ve önce onlarla arkadaş olmaya çalışırlar. Bunun bir nedeni, reddedilmenin acısını kaldıramamalarıdır.

Anasının kuzusu, kızın birgün iyi çocuğu oynayan kendisinin değerini anlayarak kendisine varacağını düşündüğü kurmaca bir gerçeklikte yaşamayı tercih eder. Bir kadının kendilerini reddetmesi, annelerinin kendilerine öğrettiğinin tersidir. Dünya size, sizin özel biri olmadığınızı ve insanların içinde sizin olmadığınız bir hayatı seçebileceğinizi hatırlatacaktır. Bir kadın erkeğin yürümesini reddettiğinde, anasının kuzusu sanki kendi annesi, sevgisini reddetmiş gibi hisseder. Anasının kuzusu için bu çok fazla bir yüktür.

5. Anneleri onlar için kutsal bir tanrıçadır.

Analarının kuzularının anlamadığı şey, annelerinin babaları için diğer kadınlardan herhangi biri olduğudur. Bir ana kuzusunun annesini aşağılamaya çalış ve olacakları gör. Bazıları o kadar kendilerinden geçeceklerdir ki ağızlarından çıkanları kulakları duymayacaktır. Birçoğu da şiddete başvuracaktır.

Nasıl reaksiyon gösterirlerse göstersinler, bunu kırmızı ve ıslak gözlerle yapacaklardır. Anasının kuzusu muhtemelen babasının ölümünü kabul edebilecek iken, annesi öldüğünde intihara meyilli olacaktır. Su katılmamış bir ana kuzusu, neredeyse anasıyla evlidir. Annelerinin tek koruyucusu olarak, ona, onun şerefine ve aralarındaki ilişkiye saldıranlar şeytandır.

Sonuç

Annenizi sevmenizde hiçbir problem yoktur. Ama bu sevgi kontrolden çıktığında ve onun gibi davranmaya, sanki onunla “buluşuyormuş” gibi buluşmaya başladığınızda, kendinizi analiz edin. Anneniz sadece bir ölümlü ve babanızla hiç de “kutsal” olmayan şeyler yapmış bir kadın (belki de başka erkeklerle de). Anneniz bir azize değil. Annenizin memesinden kesildiğinizde, gerçek bir erkeğe dönüşebilirsiniz.

Çeviri : 5 Signs of The Mama’s Boy

Büyük porno deneyi – Gary Wilson

Daha önce İnternet porno bağımlılığı yazısında bahsettiğimiz your brain on porn sitesinin kurucusu Gary Wilson’un günümüz hızlı internet ve yüksek kalitede yüzbinlerce porno videoya cepten ulaşım imkanının yarattığı hiperstimülasyonun, günümüz erkekleri üzerindeki yıkıcı etkisini tartışıyor.

İnternet pornosu insanın beynindeki ödül devresini sürekli ayartıyor zira sürekli yenilik bir tıklama uzaklıkta. Birkaç tarayıcı penceresi aynı anda açıkken saatlerce tıklaya tıklaya porno klipleri tükettiğinizde, her on dakikada tarih öncesi avcı toplayıcı atalarınızın bütün hayatı boyu görebileceğinden daha fazla ateşli piliç görüyorsunuz.

Günümüz hızlı interneti ve video streaming teknolojisi sayesinde internet pornosu sonsuz sayıda “yeni” uyarana ulaşım sağlıyor ve ilkel ödül devresini sürekli uyarıyor. Erotik yazılar ve resimler uzun süredir insanlığın bildiği birşey. Bunun yarattığı dopamin pompalaması da. Fakat sadece 20 yıl öncesine kadar en sık karşılaştığınız erotik yenilik ayda bir yayınlanan Playboy dergisi ve eve alınan erotik video kasetleri idi. Ama bunların hiçbiri günümüzün birden fazla pencereli sonsuz porno büfesiyle yarışamaz. İnternet pornosunun en büyük farkı kullanıcısına ölene kadar sürekli yeni yeni ve daha ağır erotik sahneler izleyerek dopamin salgılanmasını hep tepe noktada tutma imkanı sağlaması.

Video Türkçe alt yazılı.

 

İnternet pornosu bağımlılığının varlığını kabul edenler bunu genelde uyuşturucu bağımlılığı ve video oyunu bağımlılığı ile karşılaştırıyorlar. Bağımlılıklar her ne kadar benzer beyin mekanizmalarını kullansa da burda büyük bir fark var : insanların seks için ayrı beyin devreleri var ve bunlar ergenlik döneminde çok hassaslar.

Ayrıca Pornoyu bırakmanın çok kolay yolu kitabına da bakabilirsiniz.