Bir erkeğin oyunun geliştirmek için hemen yapabileceği 7 şey

1 – Eğilmeyi Bırakın

Bu erkeklerin yaptığı bir numaralı hatadır. Özelliklede kızla konuşmanın ilk 30 dakikasında. Kızlara doğru eğilerek konuştuklarının farkında bile değiller. Bu ‘’ Şuan seninle konuştuğum için çok mutluyum ‘’ izlenimi oluşturur. Ya da bir barda ortam gürültülü bile değilken kızın kulağına eğilerek konuşurlar. Bir kızın bilmesini isteyeceğiniz son şey onla konuşurken sizin ondan etkilenmiş olduğunuzu bilmesidir çünkü bu durum sizin tecrübesiz ve kızlar konusunda başarısız olduğunuz sinyalleri gönderir ve nihayetinde düşük bir değere sahip olursunuz. Arkaya yaslanın ve onun size gelmesine izin verin. Eğer biraz ilgi yaratırsanız o gelecektir.

2 – İzin İstemeyi Bırakın

Dans edebilir miyiz? Numaranı alabilir miyim? Seni öpebilir miyim? Elemanlar yakınlık kurmak için izin istediklerinde bunun dışardan neye benzediğini bilmiyorlar. İnsanlar bunları dediklerinde ne kadar alçaldıklarının farkında değiller. İzin istemek kızların beyninde sizin istediğinizi yapmamaya yönelik çeşitli olumsuz gerekçeler oluşturur. Ayrıca sizi reddedilmekten korkan bir erkek şeklinde gösterir. Bu da çoğu kadına çekici gelmeyen bir durumdur.

3 – Bir Tane Mükemmel ve Neşeli Hikayeniz Olsun

Bir kızla ilk kez konuştuğunuzda, kızın sizin kim olduğunuz hakkında bir fikri yoktur. Eğer bir kızla konuşuyorsanız kız çekicidir buda o kızın birçok erkekle muhabbeti olduğu manasına gelir. Güven, atletizm, maceraperestlik, zeka, mizah, hikaye anlatma kabiliyetinizi karşı tarafa yansıtan kısa bir hikaye anlatarak kendinizi diğer erkek sürüsünden ayırın. Çünkü kızlar satır aralarını okurlar, anlatacağınız hikaye sadece basit bir hikaye olmamalı, hikayeniz palavradan uzak, sizi ve yeteneklerinizi sunan bir hikaye olmalı.

Bunu başarmak için, Kızın dikkatinin sizde olduğu bir anda, ‘ Bu bana …… yı hatırlattı……….. ‘ kalıbını kullanarak hikayenize başlayın. Ben seyahatlerimle ilgili hikayeleri anlatmayı seviyorum çünkü hangi kız gezmeyi sevmez ki ? Eğer hikayenize ya da hikaye anlatma yeteneğinize güvenmiyorsanız şunun farkına varın en iyi hikaye anlatmanın yolu kendinize iyi hikayeler yaşatmaktır.

4 – Kadınları Tanımlamak için Ateşli Seksi gibi Kelimeleri Kullanmayı Bırakın

İlgi duymadığınız kızların size ne kadar kolay ilgi duyduğunu fark ettiniz mi? Çekici kızları vasat olanlardan daha değerli gördüğünüzde, muhtemelen davranışlarınız o çekici kızların sizden daha üstün (değerli) olduğunu kabul etmeniz yönünde değişecektir, ne yaptığınızın farkında bile olmayacaksınız. Bu sizin tarafınızdan bilinçsiz bir şekilde karşı tarafa sezdirdiğiniz kötü, yoksun, basit bir algı olacaktır. Eğer çekici kızları elde etmek istiyorsan, kızlar hakkındaki düşüncelerini kontrol etmede ustalaşman gerek. Sakın gördüğü her kızın ağzının içine düşen bir amsalak olmayın. Zihninizi kızların değerini düşürecek şekilde kandırın böylece daha iyi bir oyun sergileyebilirsiniz.

5 – Acilen Reddedil

Bir erkek olarak, yarın bir daha görmeyeceğin şirin bir kızın yanına git ve onla sohbet başlat. Bir açılış yap ya da sadece ne yaptığını sor. Kız sohbeti kibar bir tavırla sonlandıracak ve sen reddedilme ile yüzleşeceksin. Kızın senle herhangi bir şey yapmak istemediğini açıkça göstermesi belki seni kıracak ama oyununu mükemmelleştirmenin tek yolunun birkaç yüz kız ile etkileşime girmek olduğunu anlayacaksın. BAŞKA YOL YOK ! Bu şu manaya geliyor; okulunun, işinin yerinin dışında yemek yiyeceksin ya da konforlu sosyal çevreni terk edeceksin. Bu dünyadaki kızların %99 unun senle seks yapmak istemediğini kabul et. Senle yatacak bir kız bulana kadar aramaya devam et ve yap bunu.

6 – Ellerini Cebinden Çıkar

Ellerini cebinden çıkar. Eğer bir bardaysanız ve sıkılmış gözüküyorsanız, kendinizden bıkmış şekilde etrafta dolanıyorsanız, bir kıza yaklaştığınızda ondan olumlu bir geri dönüş almayı beklemeyin. Kızlar sizin onlara yanaşmadan önce ne yaptığınızı fark ederler, Eğer suratsız ve keyif kaçıran biri gibi görünürseniz sizinle konuşma olasılığı daha düşüktür. Masaların üzerinde zıplamanıza gerek yok sadece yüksek sesle konuşan herkesle çak bir beşlik yapan eleman olun, etrafta birilerine bakınan zorla ayağa kaldırılmış biri gibi olmayın. Arkadaşlarınızla ya da barmenle etkileşim halinde olun. Bu konuşkan durum sizin kızlara yanaşmanıza yardımcı olur.

7- Direk Cevaplar Vermeyi Bırak

Kızın sorularını mizah kullanarak şaka yollu savuşturun ya da bunun yerine kendi sorularınızla karşılık verin. Bunu yapman onu etkilemeye çalışmadığını gösterir. Aynı zamanda bu kıza ondan bir şeyler sakladığını düşündürür. Bu belirsiz tutumun konuşmayı devam ettirecek ve kızı perdenin arkasındaki gerçeği öğrenmek için meraklandıracaktır. Hemen göze çarparsın çünkü çoğu erkek kızın kendisini beğeneceği ümidiyle kızın sorularını hemen yanıtlayarak kızı kazanmaya çalışır. Bunun tam tersini yaparsanız kız sizin kim olduğunuzu anlamaya çalışacak, ama iş işten geçmiş olacak siz çoktan kancayı kıza atmış olacaksınız ve kızın tüm dikkatini çekerek daha etkili bir oyun oynayabilirsiniz.

Çeviri : 7 things a guy can do to improve his game now

Çeviren : Rasputin

Kadını zihinsel odağın yapmak

Beyazatlıpatates şöyle bir soru sormuştu :

Abi ne zaman flört aşamasında öpüşsem en geç bir haftaya kızlar etrafımdan yok oluyor. Bir değil iki değil. Hepsinde de yakınlaştıktan sonra iyi dönüt alıyorum. Buna rağmen kayboluyorlar. En sonki kız eski sevgilisine döndü mesela. Sinirlerimi bozuyor bu durum.

Ben de şöyle cevap verdim :

Daha once de yazmistim. Opusmek tamam da seks olmadan yiyismek bir erkek icin tehlikeli zira erkek komik hallere burunuyor. Opusmeden sonra hareketlerin betalasiyor olabilir. VS … AMA ve bu buyuk bir AMA … Terk ediliyorum demen sakat. Zira erkek sirf opustuk diye iliskimiz var havasina girmez. Siz sanki hala hedefte tek eslilik hatasina dusuyorsunuz. Ben mesela opusup sevistikten sonra kiz toz olursa bunu terk edilme diye tanimlamam zira daha iliski yok ki.

Bu devirde kafaniz hedefte tek eslilik mantiginda ise cok betalasirsiniz. Kafanizi degistirin. Demek istedigim iliskiye olabilir bakisinda olabilirsiniz ama iliski sizin bastaki hedefinizse pozisyonunuz zayif.

KEREM’in bu yoruma cevaben şunu yazmış:

Cvp için teşekkürler.
İlişkinin devam etmesinden kastım sürekli seks yapabileceğim biri haline gelmesidir karşı taraftaki kızın.
Öpüşmeden sonra yelkenleri suya indiriyor olabilirim doğru
Ama çözüm nedir ?
Dün öpüştüğüm kız.. ilgi göstermiyorsun. Bulunmaz hint kumaşı değilsin dedi.
Görüldü yaptım cvp vermedim doğru mu yaptım sizce?

Öncelikle gerçekten ilgi göstermiyorsan hata ediyorsun. Yani şimdiye kadar anlamışsınızdır, kırmızı hap orta yolcu bir akım. Radikal “kıç yalama” ile radikal “köpek edecem tüm karıları” uçları arasında orta noktada. Şimdi eğer kıza dozunda ilgi göstermiyorsan o kısmı çalışman lazım. Zira oyunun bokunu çıkarıyor olabilirsin :

Oyun (The Game)nun bilinmesi gereken ama çoğunlukla es geçilen oldukça önemli taraflarından biri, oyunun yolunun iki aşırı uç arasında bir denge çizgisinde devam ettiğidir. Örneğin genelde aşırı bir iyi çocuk geçmişi olan beta, eskiden bir kıza hiçbir sonuç almadan çok yatırım yaptığından, oyuna ilk başladığında tamamen öbür uca atlayarak bir sürü kıza yürürken, hepsine yetersiz yatırım yaparak yine havasını alır. Eskiden bir kadını çok takarken ve ona entellektüelliğin tepesinde muhabbetle yaklaşırken, kırmızı hap sonrası oyunu oynarken yürüdüğü hatuna aşırıya kaçmış bir “sikimde değilsin Nalan” zihniyeti ve çok havadan sudan bir muhabbet ile yanaşır.

Bir kere görüldü attım ama cevap vermedim kısmı feminen bir hareket. Gerçi bulunmaz hint kumaşı değilsin lafının bağlamına göre “yeter lan senle mi uğraşacağım” mantığı ile anlaşılır olabilir ama çoğu durumda görüldü attım cevap vermedim diyen erkek karizma yapmıyor. Kız eğer çok ciddi bir saygısızlık yapmadı ise feminen olduğunu gösteriyor.

Aşırı uçlara kaçmadan oyunu dozunda oynamayı öğrenmeniz lazım. Koskoca Roissie bile kadınlarla iletişimde altın oran koyuyor, 2 / 3 oranı. Hiç takma, arama sorma demiyor. Yıllarını beta ayak paspası geçiren bir erkeğin “köpek çekecem lan hepsine” diye fantaziler kurması anlaşılır ama normal değil. Fazla betalaşmayın, duygusal yatırım yapmayın ama en azından biraz zaman ve ilgi yatırımı yapmadan da kimseyle birlikte olamazsınız.

Kıza attığın mesaja cevap gelmeden bir şeyler yazmamak, kızı kızdan daha sık aralıklarla mesajlamamak yeterli. Yani kıza mesaj attın. 1.5 saat cevap vermedi. O arada mesaj atmayacaksın. Kız sana mesaj attıktan sonra sen de 1.5 saat sonra cevap vereceksin. Böyle birkaç şeye dikat ettikten sonra ilk sen aramışsın (her saat aramadığın sürece tabii), 2 gün sonra aramışsın falan çok önemli değil.

Evet bunlar önemsiz ayrıntılar. Kerem’in sorunu başka. Ki bunu şurada yazmış :

Bir de şunu anlamadım? Yani Kıza:
“Sırf öpüştük diye sevgili olduğumuzu düşünme-ilişkideyiz diye düşünme” mi demeliyiz-hissettirmeliyiz?

İşte tam olarak sorun bu! “Sırf öpüştük diye sevgili olduğumuzu düşünme-ilişkideyiz diye düşünme” diyorum ama “mi demeliyiz-hissettirmeliyiz” diye soruyorsun. İşte bu mavi hap.

Kızı zihinsel merkezinize alıp ona nasıl göründüğünüz, ne hissettirdiğiniz, ne söylediğiniz ilk planda olduğu sürece kırmızı haplı davranamazsınız. Mış gibi bile yapmanız büyük külfet.

Sırf öpüştünüz diye sevgili olduğunu SEN düşünmemelisin. Kıza ne gösterdiğin, kızın ne düşündüğü önemli değil. SEN kendi zihinsel odağında olmalı, hep ilk SEN ne düşünüyorsun önemli olmalıdır.

Sen kızı öper öpmez “acaba ilişki olur mu” diye düşünürsen, kızın ne düşündüğü önemli değil. “kastım sürekli seks yapabileceğim biri haline gelmesidir” diyorsun da o ilişki zaten. İlişki bir kadından daha ilk öpüşmede fantazileniyorsa, mavi hap kafasını gösteriyor demektir.

Sen kızı öptün ve kız da hoşuna gitti ise dışarı çıkarırsın, ararsın sorarsın ama kız seni ilişkiye çekmeye çalışmadığı sürece ilişki aklına gelmez. Bu maskülen bir erkeğin doğal olarak yaptığı birşeydir.

Kızın seni ilişkiye çekmek istemesi demek, senin arayıp – sormaman ama onun peşinde koşması demek değil. Erkek olarak ilk adımları sen atarsın ama o adımlardan ilişkiyi kız yaratır. Bu da genelde doğal olarak olan birşey.

Tamam “yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak” diye bir araç var. Ama bu bir ara dönem ve bunu hemen aşıp kırmızı hapı içselleştirmeniz lazım. “Benim merkezimde ben varım, ben önce kendimi, sonra kızı düşünüyorum” diyebildiğiniz sürece gerisi genelde doğal işler.

Bunu Kerem’i öne çıkarmak için yazmadım. Çoğunuzun içinde bulunduğu hal bu. “demeliyiz-hissettirmeliyiz” dedikten sonra mavi renk yaptığınız her harekete işler.

Fakat birçok şeyde olduğu gibi, kendini etkisiz bir nesne gibi görme ucundan, kendini tamamen bir özne ucuna savrulmak, aşırı bir düzeltmedir. Daha önce hiçbir kırmızı çizgisi olmayan bir erkek, başlangıçta çoğunlukla sınırlarını aşırı şekilde dayatacaktır. Socrates ismini kullanan bir elemanın 21 Convention konuşmasında dediği gibi , bir erkek sosyal yeteneklerden ve aslında çok iyi ayar ve denge gerektiren PUA kalibrasyonundan yoksun iken oldukça agresif davranabilir ve bu da ona negatif etkide bulunur.

Kırmızı hap mantığı: Büyüklük yanılsaması

Disiplin devreleri

Okuyucu Murat sormuş :

Aslında tüm bu mevzular , duygularını yok edip tamamen gerçekler üzerinden ilerlemeyi amaç edinmiş adamlar için başarılı sonuçlar verecek. Kadınlarla, iş hayatında, temel insan ilişkilerinde kısaca hayatla yüzleşip duyguları bırakmayı gerektiriyor. En ufak bi duygu kırıntısı bizi düşürmeye yetiyor. Kıvılcımların yangınlara dönüştüğü gibi.

Peki sitenin daşşaklı abilerine soruyorum. Nasıl duygularımızı kontrol edecez?

Tamam, insan ilişkilerinde tamamen gerçeklerle ilgilrniyorum. Ama kendimle baş başa kaldığımda işe koyulmuyorum. Çalışmıyorum . Disiplin yazılarını okudum . Disiplin sahibi olmak için çok uğraştım ama bi noktada patlak veriyorum . Planladığım gibi olmayınca kafam bozuluyor. Kontrol edemiyorum kendimi.Mesela o gün 4 saat uyku 15 saat çalışma hedefledim

bu uyku süresi 10 dakka fazla olsun ya da çalışma süresi bi kaç saat aşşağıda olsun. Moralim bozuluyor sinirleniyorum. Kafayı bozdum bununla. Nasıl bu amınakoduğumun şeyini geçekleştircem artık çok sinirleniyorum kendime.

Bu kadarı abartı diyecek olan olursa sınava gircem yakın zamanda bu zamana kadar hiç bi sikim yapmadım. 20 yaşına geldim bu zamana kadar vaktim boş geçti ve bu beni çook pişman ediyor keşkelerle yaşıyorum resmen.

Öncelikle şunu söyleyeyim, çok az insan uzun süreler boyunca günde 4 saat uyku ile ayakta kalabilir. Nasıl plan yaparsan yap, günde bir 7 saat uyuyacak şekilde yap zira günde 4 saat uyursan, çalışmayı planladığın 14 saat boyunca çalışamayabilirsin.

Maalesef disiplin yazılarını tam okumuşa benzemiyorsun. Dün disiplinsizken bugün çok disiplinli hale geçmek istiyorsun. Dün hayatın boyunca gyme adım atmamış biri iken, bugün 200 kilo basmak istiyorsun (4 saat uyku, 15 saat çalışma). İkisi temelde aynı şey ve böyle bir atlamayı yapman mümkün değil.

Oyun ve disiplin gibi şeyler kavramsal olduğundan size hemen bir anda değiştirilebilir gibi geliyor ama bunlar hemen değiştirebileceğiniz şeyler değiller. Düşünün bir : oyunu ve disiplinli olmayı öğrenmek ne demek? Beyninizde yeni nöron ağları kurmak demek. Daha önce hiç otomatik hale getirmediğiniz bir davranışın beyninizde henüz bir devresi yok ki! Bunları kurmanız lazım. Bunlar da kaslar gibi fiziksel alemde yer alan hücreler ve kas geliştirir gibi yavaş yavaş kurulan şeyler.

O nedenle bir gün gidip 30 kıza yürüyen adam, aynı tempoda 1000 kıza yürüse de havasını alır, haftada 3 kere ama düzenli yürüyen başarır diyoruz. Disiplin de aynı. Disiplin demek, kendi kararınızla bazı davranışları otomatik ve düzenli hale getirmeniz demek. Bunun için o otomatikliği sağlayan beyin devrelerini geliştirmeniz lazım. Kas geliştirir gibi.

bu uyku süresi 10 dakka fazla olsun ya da çalışma süresi bi kaç saat aşşağıda olsun. Moralim bozuluyor sinirleniyorum. Kafayı bozdum bununla.

Yanlış. Bugüne kadar düzenli çalışmayan bir adamsan, çalışma saatini her hafta belli bir süre arttırabilirsin. Günde 3 saat çalışan adam, yarın günde 9 saat çalışan birine dönüşemez. Bir hafta sonra 3.5 saat, sonra 4 saat, vs … bir hızda dönüşebilirsin ancak.

Bu kadarı abartı diyecek olan olursa sınava gircem yakın zamanda bu zamana kadar hiç bi sikim yapmadım.

Bunu demekle “bu kadar abartı diyecek olan olursa Türkiye MMA şampiyonu ile ringe çıkacağım yakın zamanda bu zamana kadar hiç bi sikim yapmadım” demek arasında fark yok. Ne yaparsan yap dayak yiyeceksin. Ama en azından şimdiden çalış ki bir sonraki maça çalışmaya erkenden başlamış ol. Günde 4 saat uyuyup, 15 saat antrenman yaparsan sakatlanırsın, kasların da gelişmez.

Yanlış anlama, yumurta kapıya dayanmış, 15 saat kasma demiyorum. Ama bu yapacağın disiplin falan değil tamamen bir can havli ile oraya buraya saldırmak. Yap ama 4 saat değil de 5 saat uyumuşsun, 15 değil de 14 saat çalışmışsın kafayı bozman bu aşamada aptalca.

20 yaş keşkeler yaşı değil. Bugüne kadar yetişkin geçirdiğin süre 2 yıl, hadi de 4 yıl. 4 yıl hiçbir bok yapmasan bundan sonra disiplinli çalışısan yine toparlarsın.

Sen şimdi istersen can havliyle kas sınava, ama bu disiplin falan değil. Disiplini sınavdan sonra sağlarsın. Üniversite sınavına hazırlanan ve önlerindeki sınavı kazanamayacak çocuklarla görüşüyorum. Hemen hepsinin planı şu: Sınava girerim, sonra sonuçlar gelince çalışmaya başlarım. Hayır. Sınava şimdi çalışmaya başla, sınava gir ve ondan sonra 2 hafta tatil yap ve çalışmaya devam et. Bunu sınavda iyi bir yer gelip gelmeyeceğini bilmeyenlere de tavsiye ediyorum. Şimdiden çalış, sınava gir, 2 hafta dinlen ve sonuçları beklemeden çalışmaya başla. Sonuçlar geldiğinde iyi bir yer kazandığını görsen 1 ay çalışma çöpe gider ama iyi bir yer kazanamadığını görürsen 1 ay eksta çalışmış olursun.

Son olarak da, şimdi üniversiteye girsen 24 yaşında mezunsun, gelecek sene girsen 25. Hemen hayata atılırsan, 25 yaşında mezun olduğunun acısını uzun dönem çekmezsin.

Evet, hayır, belki …

Birçok erkek manosphere’i mucize hapı ararken buluyor : aslında aradıkları, reddedilme sorununa çözüm. Reddedilme problemi, “bir erkeğin cinsel olarak başarılı olabilmesi için, reddedilme riskini göze alması ve reddedilme ile karşılaşması gereklidir” şeklinde özetlenebilir. Gerçek şu ki, çok azımız reddedilmekten hoşlanırız. Reddedilmek demek, yüzünüze bakılıp size “değersiz” bulunduğunuzun söylenmesi demektir. Eskiden bazı şarlatan PUAların sattığı şey de buna ilaç idi “3000 Dolar öderseniz ve benim seminerime katılırsanız, reddedilme riskini sonsuza kadar yok edeceksiniz”. Reddedilme ihtimali ile kanı donarak taş kesilen erkekler için çok ağız sulandırıcı bir ürün bu.

Fakat bu PUAları da negatif şekilde etkiledi. Bir ürün belli bir piyasaya göre geliştirilir ve bu örnekte pazar reddedilmenin düşüncesi ile bile taş kesilen ve sıklıkla oneitis hastalığına yakalanan erkeklerdi. Manosphere’in oluşma döneminde en çok gördüğüm soru “abi şimdi bir kız var …” ile başlar ve “bu kızı nasıl elde ederim (kız arkadaşım yaparım)” ile biterdi. Bu temelde “bir şirket var, bu şirketi nasıl müşterim yaparım” sorusu ile aynı. Bunun için öncelikle bu şirketin hayatını iyileştirecek bir ürüne ihtiyacımız var ve sonra da şirketin bu ürünün farkına varmasını sağlamalısınız. Sonra da bu ürünü onlara satmaya çalışmalısınız.

Bu taktikleri uygulamak her zaman başarı ile sonuçlanmayabilir ama umulan odur ki bu süreçte akıllı biri çıkıp da şu soruyu sorar : “abi biz ürünümüzün halihazırdaki halini almaya hazır başka müşteriler bulmak yerine neden ürünü sadece belli bir müşteriye göre geliştiriyoruz?”

Evet, Hayır, Belki …

Yıllar boyunca birçok şirket seminerine, çalıştayına ve eğitimine katıldım. Ama (ilişkilere) en çok uyarlanabilir olanı, kariyerimin başarında katıldığım ve satış odaklı olan bir tanesi idi. Bu satış çalıştayında eğitmen, 3 tip potansiyel müşteri tarif etti.

A) EVET!

B) Belki.

C) Anlat bana ….  ama hayır.

Müşteri A ile satış için çok uğraşmanıza gerek yoktur. Tek yapmanız gereken siparişi alıp, siparişi işlerken sıçmamanızdır. Bu insanlar ürünüze bayılmaktadır, şirketiniz hakkında çok güzel şeyler duymuşlardır, ürününüzü alma arzusu tarafından tamamen bastırılmış ve sayıca çok az çekinceleri vardır. Aslına bakarsanız bu tip müşterilere ürününüzü kötüleseniz bile, ürününüzün yanında yer alıp onu size karşı savunma eğilimindedirler. Ürününüze duygusal yatırım yapmışlardır, kafalarında zaten satın almışlardır ve zaten neden sıçmak için ısrar edesiniz ki?

Müşteri B ise potansiyel müşteridir ve ürününüze ihtiyaç duysa da henüz 100% ikna olmamıştır. Bunlar bir miktar satış, bilgi edinme ve ilgilenme süreci isterler. Eğer satış kanalınıza gelenleri elemede çalışır bir mekanizmanız varsa bunlar müşteri portföyünüzün çoğunluğunu oluştururlar. Bu müşterilere satış, belli bir yetenek ve tecrübe gerektirir. Bazıları sıkı bir markaj ister, bazılarına daha yumuşak yaklaşmak lazımdır ve yanlış hesaplamanız satışı yapamamanıza neden olabilir. Sadece güven ve rahatlığın inşaa edilmesine ihtiyaç duyan bir müşteriye sert bir satış süreci ile girerseniz, müşteri kaçabilir. “Neden hala düşünüyorsun, bu şahane bir ürün hemen şimdi almalısın” diye bastırılmasını bekleyene önceden güven ve rahatlık vermeye çalışırsan, müşteri bunu ürüne olan güveninizde zayıflık olarak algılayıp kaçabilir.

Ve son olarak da Müşteri C vardır. Bunlar ürününüzü hiçbir zaman almayacaktır ama bir satışçının kendilerine odaklanmasından gelen ilgiden zevk alırlar. Direk hayır demek yerine, zamanınızı boşa harcamanıza neden olacak şekilde etraflarında dönmenizi sağlarlar. İlginiz ile kendilerini önemli hissederler, egolarını tatmin ederler ama sizden hiçbir zaman ürün satın almayacaklardır. Bunlar karar verici gibi davranılmayı seven ama karar veremeyen kişiler olabilirler, eleştiri duygusu yüksek kişiler olabilirler ya da çoktan başka ürün almış olabilirler. Yani bu müşteri size C tipi iken başka ürüne A tipi ya da B tipidir. Bunun haricinde, aslında hiçbir ürünü almaya niyeti olmayan ama birine hayır demekten nefret eden karakterde biri olabilir.

Bu aşamada, 90ların sonunda ve 2000lerin başında (PUA) çalıştaylarına katılan erkeklerin çoğunun C tipi müşteriyi A tipi müşteriye çevirmenin sihirli yolunu arayan kişiler olduğunu anlamışsınızdır. Bunu tweetlediğimde biri bana erkeklere tüm kadınların B tipi müşteri olduğunun anlatıldığını, A ve C tipi müşterilerden asla bahsedilmediğini söylemişti. Bu aslında bir noktaya kadar anlaşılırdır, zira tüm kadınları B tipi olarak gösterirseniz, yani her erkeğin her kadınla şansı olduğunu ve şanslarının kendilerinin performansına bağlı olduğuna inandırırsanız, bu erkeklerin üretkenliğini arttırırsınız. Bu aynı zamanda neden bu kadar çok erkeğin bu tuzağa düştüğünü de açıklar.

Satış mesleğinde müşterileri bu şekilde kategorize etmenin sebebi, komisyon ile çalışan bir satışçının, A ve B tipi müşteriler aramaya ve satış kapamaya harcayabilecekleri zamanı, C tipi müşteriler ile heba etmesini önlemektir. Zira tersi, çok kötü satış rakamlarına neden olabilir. Bir satışçı olarak B’yi A’ya çevirmek için harcayacağınız zamanda, 3 – 4 tane A tipi müşteri bulabilirsiniz. Ya da C tipi müşteriyi B tipine çevirmek için boşa harcayacağınız zamanda birkaç B tipine satış yaparsınız ya da 10 – 20 tane A tipine satış yapabilirsiniz. Bir satışçı için başarılı zaman yönetiminin anahtarı, C tipi müşterileri en kısa sürede tanımlamaktır.

Dahası, kişi bu konuda biraz düşünerek her erkek için, her kategorideki kadın nüfusunun farklı oranlarda olduğunu söyleyebilir. “Alfa erkek” olarak tanımlayabileceğiniz biri için kadınların çoğu A kategorisinde iken, az bir kısmı B kategorisinde ve çok azı ise C kategorisinde olabilir. Ortalama beta için ise oranlar her kategoride 33% ya da çok daha kötü olabilir.

Evetçi Hatunlar, Hayırcı Hatunlar ve Belkici Hatunlar

PUAların “Hayırcı Hatunları” Evetçi veya Belkici Hatunlara çevirmeye odaklanması kendileri için mantıklıdır. Zira potansiyel PUA müşterilerinin çoğu bu duruma saplanmış vaziyettedir ve bu nedenle de PUAların ürünü pazarlarına göre şekillenmiştir. Yüksek değerli ve bu nedenle de sürekli “Evetçi Hatunlara” rastlayan erkekler, oyunu öğrenme ihtiyacı hissetmezler. Yatırımları konusunda bilinçli erkekler de, belli bir “Hayırcı Hatunu” saplantı haline getirip onu “Evetçi Hatuna” çevirme yolları aramaya çok daha az meyilli olacaklardır. Ama birçok erkek için temel problem, oyunu özellikle bir hayırcı hatunu evetçi hatuna çevirmek için öğrenmeleridir ve bu nedenle de zamanlarının çoğunu satış kapamaktan çok satış sürecinde harcamalarıdır.

Bu, çok fazla sayıda son dakika direnci ya da benzeri olaylarla karşılaşma nedeninizdir. C tipi müşterilerle çalışan her satışçı bilir ki, bunlar resmen ömür törpüsüdür. Bunlara satış için, kontrattaki maddelerin pazarlığı için haftalarınızı ve aylarınızı harcarsınız, avukatlar arasında dökümanlar ufak değişikliklerle defalarca gider gelir, ve tam kontratı imzalama aşamasında satın almama kararı çıkar. Ya da eğer imza atsalar bile, anlaşma şartlarını, ürün özelliklerini, satılan ürün paketini ve zaman çizelgesini değiştirmek için sürekli ensenizdedirler. Bunları hayırcı hatunlarla da sürekli deneyimlersiniz. Satış hiçbir zaman bitmez ve sadece konuşmayı devam ettirmek bile Herkülvari bir çaba gerektirir. Hayırcı bir kızla uğraşmanın en iyi yolu, C tipi müşteri adayı ile uğraşmanın aynısıdır. Onları açık bir karar vermeye zorlarsınız ve tepkilerine göre devam edersiniz. Hızlıca sonuca koşarsınız, ellerini hızlıca oynamaya zorlarsınız, ve bir kez hayır cevabını alınca da onları tamamen unutup önünüze bakarsınız. Bu, boşa harcadığınız çabayı en aza indirir.

Belli bir film türüne olan alerjime rağmen, “filmin %90ı boyunca hayırcı bir kız için ölüp biten ama sonunda bütün o zaman boyunca yanıbaşında bir evetçi kız olduğunu farkeden erkek tipi” beni her zaman eğlendirmiştir. Zira bu, belli bir erkek tipinde çok yaygın bir olgudur. Kadın dünyasında para birimi ilgidir, ve kız ile erkek arasında çok ciddi bir CPD uçurumu ya da çok kötü bir arka plan olmadığı sürece, hayırcı bir kız, hiçbir  zaman birlikte olmayacağı bir erkeğin ilgisinin tadına varmaya mutlu mesut devam edecektir. Hayırcı kızı belkici kızdan ayırmanın yolu genelde şöyledir : belkici kız konuşmayı onun için ilginç tuttuğunuz sürece muhabbete yatırım yapar. Hayırcı kızla muhabbeti ise sonuna kadar sizin sürdürmeniz lazımdır. Yani muhabbet rahatsız edici derecede tek taraflıdır.

Evetçi kızları, hayırcı kızlardan ayırmak daha kolaydır. Konuşmanın durduğu yerde bile muhabbeti devam ettirmek için aktif çaba gösterirler. Evetçi kızlarla hata payınız da daha fazladır. Hayırcı bir kızla muhabbet, iki yanında büyük bıçakların salındığı bir ipte dengede yürümek gibi ise, evetçi kızla muhabbet sakin bir şehirlerarası yolda araba sürmek gibidir. Kız konuşmaya yatırım yapacak, çoğu zaman pozitif tepkiler verecek ve eğer siz muhabbeti sürdürmekte zorlansanız bile sizi açmak için konular bulacaktır.

Belkici kızları hayırcılardan ayırmak biraz daha zordur zira diğer ikisine göre daha fazla bocalamaya meyillilerdir. Size bir mavi boncuk gösterip bir saklarlar, birgün soğuk, ertesi gün canayakındırlar. Bu durumda kıza eşiği aşırmak ve bir karara itmek daha nazik bir süreçtir. Zira eğer hayırcı bir kızla uğraşıyorsanız, kendinizi çok zaman harcamadan en kısa sürede azad etmek daha mantıklıdır. Ama aslında belkici olan bir hatunla uğraşıyorsanız, kızın evete mi hayıra mı meyilli olduğunu anlamaya biraz vakit ayırmanız daha faydalıdır.

Özet ve Sonuç

Eğer yolu kırmızı hapa çıkan erkeklerin en çok bocaladığı alanları sorarsanız, hayırcı bir kıza olan saplantıyı ve reddedilme korkusunu en tepede sayarım. Çoğu erkek, hayırcı bir kıza devasa zaman yatırmayı, dışarı çıkıp yeni adaylar aramaya tercih eder. Bu aynı zamanda mavi hap fantazisinin satış mottosudur ve Beta Erkek üretiminin arkasındaki stratejidir. Zira hayırcı kızlar birgün (yaşlanıp üstünde 30 yaş yazan) duvara tosladığında, bu sağlayıcı betalar onları pazardan çekip alacaktır. Sonuçta beta erkek, unicornuna kavuşacaktır.

Ama satışta çalışmış herhangi birinin size söyleyebileceği gibi, müşteri kovalamak, aslında sizi kovalayan müşterilerle satış kapamanıza engeldir. Daha başından ürününüzü almaya niyeti olan bir müşteri ile satış kapamak çok daha kolaydır zira bunların ikinci bir kere düşünme ihtimali azdır ve kontrat imzalamaya geldiğinizde onları yeniden satışa ikna etmek için çaba harcamanız gerekmez.

Çeviri : Yes, No, Maybe …

Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 2

Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 1‘in devamı.

Özet ve Sonuç

Hayat boyu, her insan hedeflerine ulaşabilmelerini sınırlayan huy ve inançlar edinecektir. Bunların çoğu, zihinsel yazılımımızdaki bazı açıklar nedeniyle, bilinçsiz olarak yapılır.

Hayatınız, iyi huylarınız ile kötü huylarınızın toplamının net değeridir. Yıllar önce, Olimpik halter takımına girmek için çalışan bir adamın yaşamı okuduğumu hatırlıyorum. Adam bu sırada şişmanlamış zira çok sıkı bir antrenman yapmasına rağmen, kendisini antrenmandan sonra cheeseburger, kızarmış patates ve kola ile ödüllendirme huyu edinmiş. Kötü antrenman pratiğini iyi bir diyet ile kompanse edebilirsiniz ama kötü bir diyetin sonuçlarını antrenman ile yokedemezsiniz.

“Mavi hap anlatısı” o kadar içselleşmiş inançlar üzerine kuruludur ki, bir erkek kırmızı hap yolculuğu boyunca bunlar üzerinde çalışıp bunları reddetmelidir. Örneğin, “kadınlar erkeklerin nasıl göründüğünü hiç önemsemezler” inancına sahip bir erkek, obez, pis ve herhangi bir giyim stiline sahip olmayışına çok rahat bahane bulabilir ve hala HB10 ruh ikizinin birgün kendisini bulacağına inanmaya devam edebilir. Bunun tersine “tüm kadınlar erkeklerin nasıl göründüğünü çok önemserler” inancına sahip biri ise kendi kişiliğini ve entellektüel gelişimini tamamen boşvererek 100% nasıl göründüğüne odaklanabilir.

Kişisel gelişim çoğunlukla uzun bir yolculuktur ve bu yolda ilerleme, yola baş koyan erkeğin istediğinden çok daha yavaştır. Bu yoldan dönmemek için, süreci sekteye uğratabilecek inançları ortaya çıkarıp, süreci destekleyecek fedakarlıkları destekleyecek inançları güçlendirmeniz lazımdır.

Hayatımın birkaç alanında neredeyse sürekli olarak kendimi geliştiriyorum ve bu konuda en çok karşılaşılan güçlüklerden biri de Red Pill Reddit’te “(endişe trolü) concern trolling” denilen şey. Yani size yakın birinin metod ve motivasyonlarınızı, “senin için endişeleniyorum” bahanesi ile sorgulaması. Geçmişte “vur ensesine al lokmasını” olan birinin kendi sınır çizgilerini dayatmaya başlaması, hayır demeyi öğrenmesi, her yaptığını hayatındaki herkese açıklamak zorunda olmadığını öğrenmesi, genellikle çevresindekilerin onun artık “kendisi gibi olmadığı” bahanesi ile saldırıyla karşılanır.  Zira bu kişinin kendini geliştirme süreci, onu kullanan insanları negatif etkileyecektir. Geçmişte şişman olan erkekler, zayıflama süreci boyunca, endişeli kişilerden “bu yaptığın sağlıklı mı?”, “kendine zarar vermeyesin” ya da hala 20% üstünde yağa sahipken “yeterince zayıfladın” gibi şeyler duyacaklardır. İroni şudur ki bu kişiler erkek kendisini fast fooda ve msır şurubuna boğarken hiç endişe belirtmemişlerdir.

Rational Male erkeklere kendi zihinsel odakları haline gelmelerini söylemekle gurur duyar ama erkeğin kontrol kaynağının dışardan olması gerektiği üzerine kurulu inanç, huy ve davranışları varken bu çok zordur. Dışsaldan içsel kontrol kaynağına geçişte, kişi egosunun ve IDin gücünü arttırırken, süper-egonun gücünü sınırlamalıdır.

Mavi hap anlatısının muhtemelen en sinsi yanı, sosyal olarak desteklenen ve belirtilen davranışların, sonuçları önceden görülür şekilde etkileyeceği anlatısıdır. Kısaca, mavi hap anlatısını takip ederek alacağınız ödül, sosyal makine içinde ne kadar iyi işleyen bir vida olmanıza bağlıdır. Mavi haplı erkek, kadınla konuşurken güçlü bir cinsel çerçevesi olmasının kötü olduğuna inanır. Sosyal baskıya rağmen kendi inanç ve değerlerinde diretmenin kötü olduğuna inanır. Cinsel ilgisini saklamanın ve toplumun öğretisi ile bağdaşmayan kendi değer ve inançlarını feda etmenin iyi olduğuna inanır.

Bu durumda, basit bir etki – tepki ilişkisi anlatının bir parçasıdır. “Toplumun senden istediğini yaparsan ödüllendirileceksin”. Ama insan durup da sosyal sözleşmeyi biraz analiz ederse, bunun tarihte büyük çoğunluk için doğru olduğunu ama son yıllarda tamamen değiştiğini görecektir. 1940 veya 50lerde yaşayan erkekler, zanaat öğren – iş bul – çok çalış – evlen ve Amerikan Rüyasını yaşa sosyal planını takip edip de ödüllendirilse de, bu senaryo günümüzde tamamen ölüdür fakat yine de “doğru yaşam tarzı” olarak büyük bir şevkle erkeklere pazarlanmaktadır.(*)

Manipülasyon yöntemleri genellikle korku, buyruk, utandırma ve suçluluk duygusu üzerine kuruludur. Bu nedenle kendi ahlak anlayışınızı geliştirmeniz hayatidir. Eğer hala sizi geride bırakan ahlak anlayışı ile yaşıyorsanız, kötü yazılım parçasının beyninize ulaşması için kolay bir giriş noktası var. Kendi ahlak kodunuzu geliştirerek, bir nevi kendi anti-virüs yazılımınıza sahip oluyorsunuz. Bu ahlak kodu da aynı zamanda çerçeveniz için bir çapa noktasıdır ve dışardan gelen saldırılara karşı firewall görevi yapar.

(*) Çevirenin Notu :

“Yanlış olan, kadınları evliliği bozduğu için utandıran geleneksel baskılar tamamen kalkmış iken, bir erkeği sosyal ve kültürel baskı ile, utandırarak, ‘bağlanmaktan korkmakla’ suçlayarak ya da ‘Peter Pan Kompleksi’ gibi uyduruk şeylerle evlenmeye zorlamaktır. Boşanmaların yüzde 90’ı kadınlar tarafından başlatılmasına rağmen. Dahası, bir kadın bağlılığı yokettiğinde, çocuklar büyük zarar görürler ve kadın şimdi ve gelecekte terk ettiği erkekten para talep eder. Evlenmeyi reddeden bir erkek ne masum küçüklere zarar veriyor ne de yıllarca bir kadına para ödemek zorunda kalıyor. Bu absürt çifte standardın, topluma gözle görünmeyen ama büyük zararları var.”

Erkek Düşmanlığı Balonu (The Misandry Bubble) – Bölüm 1 – Kültürel Kriz

Çeviri : Red Pill Logic: Dangerous Habits

Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 1

Geçen hafta, yeni başladığı düşük karbonhidratlı diete sadık kalmada problem yaşayan bir adamla muhabbet ettim. Stres olduğunda bu stresi, diet kriptoniti olan yemeklerle yatıştırdığını anlattı, yani bol yağlı ve işlenmiş karbonhidratlı yiyeceklerle. Konuşmamız devam ettikçe, bu huyunun nereden geldiğini bulmak için Sokratik metodu kullanarak beyninin içine daldım.

Bu, kendisini geliştirmeye odaklanmış her erkeğin arada bir yapması gereken bir şey. Oturup, hedeflerinize ters ya da verimsiz olduğunu düşündüğünüz huylarınızı masaya yatırıp, bunların neden kaynaklandığını bulmaya çalışın. Scott Adams’ın dediği gibi, bizler biyolojik bilgisayarlarız ve işletim sistemimizin nasıl çalıştığı üzerine büyük etki eden küçük kod parçalarını sıklıkla içselleştiririz.

Kendimi geliştirmeyi ilk denediğimde, fena sıçmıştım ve bu çoğunlukla alışkanlık olan davranışlarım yüzündendi. Bu nedenle, kendimi kendime “psikoanaliz” yaparken ve bu davranışların kaynaklarını belirlemeye çalışırken buldum.  Dahası, bu davranışlarımın nereden geldiğini bulup, hedeflerime ters başka davranışları da içselleştirmeyi önlemeye çalıştım.

Çocukluğunuzda aldığınız görünürde zararsız mesajlar, sizinle hayat boyu kalabilirler ve on yıllarca davranışlarınızı pozitif ya da negatif şekilde etkileyebilirler. Bazıları savunma mekanizmalarının yararsız bir şekilde kullanımını öğrenirler, bazıları kendi kendilerini sabote ederler, banal bir yaşamı kabul ederler ve kendi rahat alanlarından öteye geçmek için kendilerine bir kere bile meydan okumazlar.

Alışkanlıklar nereden geliyorlar?

Doğduğumuz andan itibaren, alilemiz, arkadaş grubumuz ve diğer birçok etken tarafından sosyalleştiriliriz. Klasik “TV tarafından yetiştirilen çocuk” örneğin, çoğunlukla uyumlu bir mesaj vermek için hazırlanan kurmaca bir çevre tarafından sosyalleştirilir. İnsanlar diğer insanları taklit ederek, diğer insanların değerlerini ve kafa yapılarını içselleştirerek ve diğer insanlardan gördükleri tepkilerle öğrenirler.

4 yaşındaki size olan bir şey, bilinçaltınızda halen varolup sizin 20, 30 veya 40 yıl sonraki halinizi etkileyebilir ve bazen daha da uzun süre etkisini sürdürebilir. Freud süper-egodan, bu tip içselleştirilmiş çocukluk olaylarından ve mesajlarından bahsediyordu. Bunlar içsel kural-koruyucunuza entegre olup, sizin dengeli bir ego ve ID kazanmanız için gerekli gelişmeyi engelleyebilirler.

Her birine örnek vermek için, kendisine değersiz olduğu söylenen biri, çoğunlukla buna önceden tahmin edilebilecek 2 şekilde tepki gösterir, ya üstünlük kompleksi ya da aşağılık kompleksi geliştirir. Bu nedenle de ya bir narsisist ya da bir bağımlı olarak büyür. İlkinde egosu tarafından yönetilmektedir, ikincisinde de süper-egosu.

Yemek yemeyi kendini yatıştırmak için huy edinmiş kişi, bunu muhtemelen çevresindeki birinden ya da bir akrabasından görüp öğrennmiştir. Bir kişi “tüm ailem şişman, bu bizim genlerimizde var” diyebilir ama bu yarı doğrudur. Zira bu yemeği hayatla başa çıkabilme mekanizması olarak kullanma huyu edinmiş bir aile de olabilir. Burada hem egoyu, hem de süper-egoyu bastıran bir ID vardır.

Oyuna Etkisi

Oyun ve baştan çıkarmaya baktığımızda, burada da içselleşmiş huy ve anlatımlarla uğraşıyoruz. Mavi hap çerçevesini benimsemiş bir erkek, “mavi hap oyunu” diye etiketleyebileceğimiz huylar geliştirir. Burada huyları, süper-egosunun çocuklukta içselleştirdiği anlatılardan kaynaklanır.

Bunlar, “sadece kendin ol” ve “ruh ikizi miti” gibi ‘gerçekleri’ de kapsar. “Eğer kıza yürümen başarısız oldu ise, kızın doğru kız olmaması” defolu mantığı, iki cinsiyetin de aynı şekilde çalıştığını ve düşündüğünü sanan eşitlikçi miti, ve bir çoğu. İçseleştirdiği bu mit ve yanlış inanışlar, davranışlarının temelini oluşturur. Ve defalarca tekrarlanan davranışlar da huy halini alır.

Bu nedenle, mavi haplı erkek manosphere’e geldiğinde, bu bloga ya da başka bologa veya redpill reddit’e gelsin farketmez, içselleştirdiği ve hayatı boyunca sahip olduğundan bihaber olduğu bazı ‘gerçekleri’ kafasından atması gereklidir. Bu, birçok açıdan travmatik bir olaydır ve erkek çoğunlukla acının 5 aşamasından geçmek zorunda kalır. Aynı zamanda da, davranışlarının doğallaşması için yeni huyları içselleştirmesi gerekir.

Erken PUA dönemi “2 – 3 tane açılış öğrenin ve bunları kullanarak 100 kere yürüyün” tavsiyesinin nedenlerinden biri budur. Zaman içinde bu, erkeğin doğal tepkisi haline gelecektir ve aynı zamanda onun yürüme korkusunu aşmasına yardımcı olacaktır. Temelde bu, mavi haplı erkekler için bilişsel davranış terapisidir. Ama bu noktaya gelebilmek için, erkeğin kendisini bağlayan huyları ve içselleştirdiği inançları belirlemesi gerekir.

Huyların Sokratik Metodu

Sokratik metodu bilmeyenler için anlatalım. Sokratik metod, kritik düşünceyi ve  altta yatan varsayım ve fikirleri ortaya çıkarmak için müşterek diyalog içeren, sorular sorma üzerine kurulu epistemolojik yöntemdir. Klasik metotta, sorular, sorgulanan hipotezleri zayıflatmak için içsel tanım ve çelişkileri ortaya çıkaran hipotezler ortaya koyar.

“Rich Dad, Poor Dad” yazarı Robert Kiyosaki, zengin baba ile fakir baba arasındaki algı farkını zıtlaştırarak, iş paraya ve varlığa gelince perspektiflerin ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Eğer kişi varlıklı birinin ya kötü biri olduğuna ya da servetini ahlaksızlık ve yolsuzlukla yaptığına inanırsa, bunun doğal sonucu olarak kişi servet edinirse, kendisini ahlaksız biri olarak yargılamalıdır. Bu genelde, para konusunda insanın kendi ayağına sıktığı davranışlara neden olur ve kişinin finansal olarak amaçladığı hedeflere ulaşmasını engeller.

Aynı şekilde, kişinin cinsel ilişkiler alanında içselleştirdiği inançlar, bu alanda kişinin kendi ayağına sıkıp geride kalmasına neden olabilir. Bunun klasik örneği, kendi niyetini saklayıp kadının kendisinin ne kadar “harika bir erkek” olduğunu yavaşça keşfetmesini sağlayarak ve bu sırada da hiç harekete geçmeyerek (açıkça yürümeyerek), kadın onun üzerinden reddedilme yükünü alacağına ve kendisinin ruh ikizi olduğunu anlayacağına inanan uydu erkektir.

Eğer erkek, kadınlarla oldukça başarılı olan “Piçin”, bu başarısını ahlaksızca davranmasına (ve kötü çocuk olmasına) borçlu olduğuna inanırsa, bunun doğal sonucu olarak da “iyi” bir çocuk olmak için, “Piç”in cinsel başarı için kullandığı tüm davranışları reddetmelidir. Eğer ilişkilerde “Piç” ya da “kötü çocuk” olarak anılan kişiyi, para konusundaki “zengin baba”ya benzetirsek, erkek ahlaklı olmak için, başarıya gidecek tüm değerleri, kafa yapısını ve davranışları yoketmelidir.  Yani temelde, “piçin karşıtına” dönüşen erkek, baştan çıkarmanın tam tersi şekilde davranmayı içselleştirir.

Bu içselleşmiş inanç genellikle erkeğin annesi, kız kardeşi veya diğer kadın kadın akrabaları ile başlar ve alfa erkek modelinin yokluğunda, amaç erkeği gelecekteki “gelin” için uygun bir “beta öder” olarak yetiştirmektir. Bu kadınlar erkeği, kadınların ve kendilerinin istediğini söylediği erkeğe çevirecek şekilde yetiştireceklerdir,  davranışlarıyla aslen istedikleri görülen erkek tipinde yetiştirmeyeceklerdir.

Eğer kişi Sokratik yöntemi kullanarak bu huyuna saldırmak isterse, “kadın erkek ilişkileri hakkında neye inanıyorum?” sorusu ile başlamalıdır. Bu şekilde ortaya çıkan listeyi eline alan erkek, bütün bu inançları gözden geçirerek kurtulması gereken inanç, huy ve özelliklerini içeren ikinci bir liste hazırlamalıdır (*)

Çevirenin Notu :  Kadınlar piçlere ve kendilerine kötü davranan erkeklere verirler diye bir inancınız varsa, o çocukların gerçekten o kadar da piç ve kötü mü olduğunu, yoksa sizin ‘kadın’ çıkarını değil de kendi çıkarını merkeze alan erkeğe (kendi çıkarınızı kadın çıkarı için feda etmenizi sağlamak için) kötü demeyi mi içselleştirdiğinizi ciddi ciddi sorgulayın. Bir ipucu vereyim : mavi taraftan kırmızı tarafa geçen birçok erkek, aslında o çocukların yaptıklarının çoğunun kötülük olmadığını, kadını üzmek gibi bir özel çabalarının olmadığını, sadece kadına değil kendine öncelik verdiklerini ve erkeğin önceliği olmaya çalışan kadının kendi kendine üzüldüğünü görürler. Ahlaklı ve iyi çocukların ise sinsi ve içten pazarlıklı olduklarını ve bunu Nietzche’nin köle ahlakındaki mekanizma gibi, ahlak maskesi ile (beceremediğin şeyi yapamıyorum dememek ama o şeyi yapmak ahlaksızlık demek) kapattıklarını görürler. Para kazanmaya imkanı olan ama bunu yapacak çabayı gösteremeyen memur zihniyetli orta sınıfın (gerçekten fakir olan insanlardan çok daha fazla oranda), zenginleri ahlaksız ve havadan para kazanan kötü insanlar olarak görmesi gibi.

Devamı Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 2

Çeviri : Red Pill Logic: Dangerous Habits

En yaygın 5 sinsi cazibe katili

Bir erkeğin yürüdüğü ya da beraber olduğu bir kadının gözünde tüm cazibesini öldürebilecek, erkeği en kısa sürede “ya Mahmutcan çok iyi çocuk ama …” statüsüne ışınlanacak bir sürü şey var. Bunlardan bazıları hemen göze çarpmayan, aslında iyiymiş gibi görülen ve algılanan sinsi katiller. Aşağıdaki beşi en yaygın ve garantilileri. Israrla uzak durunuz.

1 – Tam Açıklık

Özellikle ilk buluşmalarda ama genel olarak ilk aylarda asla kendi hayat hikayenizi, karakterinizi, değerlerinizi vs. kıza fazlaca açmayın, kadının erkeğe arzu duymasına neden olan biyo-kimyasalları tetikleyen mistik atmosferi ortadan kaldırmayın. Kadının erkek ile ilgili kafasındaki imgenin asıl seksi kısmı, erkeğin hayatındaki bilinmezlikleri hayal gücü ile doldurmasıdır ve cinsel elektriğin asıl kaynağı bu hayalgücüdür.

Ortalama iyi çocuk, bu hatayı daha kızla karşılaştığı ilk 15 dakikada yapar ve daha sonra da neden kızın “bitse de gitsek” diye kendisinden kurtulmaya çalıştığına şaşırır.

Aşinalık baştan çıkarıcılığı öldürür. Oyunu, arzuyu ve lipidoyu bilinirlikten daha hızlı öldüren başka birşey bulmak zordur. Kadınlar ne kadar “birbirimizi tanıyalım” oyunu oynasalar da, karşılarındaki erkekle sekse giden yolda asıl ihtiyaç duydukları şey hayal güçlerinin kamçılanmasıdır.

Bir kadının hayal gücü, oyun cephaneliğinizdeki en önemli silahtır. Her teknik, her gündelik tepki, her jest, üstü kapalı söz ve sözel olmayan iletişim, kadının hayalgücünü uyarma temeline dayanır.

2 – Seni Seviyorum.

Daha yeni tanıştığınız bir kıza “seni seviyorum” demeyin. Burada daha yeni “3 ay” gibi bir süre, “dün” değil.

Bir kıza en az birkaç ay tanımadan “seni seviyorum” demek sizi hem muhtaç hem de aptal gösterir. Neden?

… sıkı durun …..

Kızı birkaç ay tanımadan “seni seviyorum” diyen erkek gerçekten aptal ve muhtaçtır da ondan. Bana “ama abi bildiğin gibi değil, aşk bu başka bir şey demetyin”. Daha yeni tanıdığınız birini sevemezsiniz. Bunu kıza söylediğinizde kız aslında sizin ona muhtaç olduğunuzu / olmaya başladığınızı çakacaktır. Bu da kontrol onda demektir. Dominantlığı çöpe atmanın daha hızlı yolu yoktur. “Seni seviyorum” diyerek tüm kartları kıza verirsiniz.

Bu aynı zamanda sizin lehinize olan pozitif cinsel elektriği de öldürür. Kendi cinsel çekiciliğine güvenen bir erkek, en az birkaç ay geçmeden bir kıza asla seni seviyorum demez. Ve bu süre sonunda da bu sözleri sadece kendi değerini ispatlamış bir kadına söyler. Ve eğer söyleyecek bile olsa, şu kuralı bozmaz:

Buyruk 1 – Asla seni seviyorum diyen ilk sen olma

Kadınlar bir erkeğin kalbini kazanmak için engeller aşmaları gerektiğini hissetmek isterler. Başka kadınların ilgisi için rekabet ettiği bir erkeğin ilgisini kazanmak için çabalamayı çok arzularlar ve sonunda onun kararsızlığını aşıp tek eşli bağlılığını kazanmayı. Duygusal dünyasını kadının ayaklarına kolayca seren bir erkek, kadının erkeğin aşkını kazanma zevkini gaspeder. Ona aşıksanız bile, o size seni seviyorum demeden, siz ona seni seviyorum demeyin. Onun yin tatminine doğru savaşma ihtiyacı için kendinizi tutkuyla dizginleyin. İlk adımı onun atması için onu esinlendirin, bu iyiliğinizin karşılığını size bin katıyla verecektir.

The Sixteen Commandments of Poon, Amcığın 16 Buyruğu

Not : Bu dediğimizi, kıza hiç seni seviyorum demeyin olarak anlayacak arkadaşlara diyeceğim tek şey şu ki ben o düşüklükte IQ ile bilgisayar kullanılamaz sanıyordum.

3 – Çok güzelsin.

Daha yeni tanıştığınız kıza “çok güzelsin” ya da bu anlama gelecek birşey söylemeyin. Bazı erkekler toptan iltifat yerine, kaşına ve gözüne iltifat etmeyi zararsız sanarlar ama aynı şey.

Birçok erkek, güzel bir kıza yürüdüğünde onun ne kadar güzel olduğunu belirtecek birşeyler söyler. Ya da diğer zilyon tane şekilde yalakalık yapar.

Yalakalık yapmak sizin oyundaki en büyük düşmanınızdır. Yalakalık sizi, cinsellik için yalakalık yapmak zorunda olan aşağı biri gibi gösterir. Aynı zamanda erkeklerin yüzde 99u şu ya da bu şekilde güzel kızlara yalakalık yaptığından, sizin iltifatınızı siz ne kadar yalakalık saymasanız da, kadın tarafından yalakalık olarak algılanır.

Buyruk 2 – Onun güzelliğini görmezden gel

Güzel bir kadını düşünürken beyninin ödül merkezini kontrol altına alabilen erkek, kadınlarla olan etkileşimini inanılmaz bir şekilde dönüştürebilir. Böyle yapabilirse, heyecanı ve endişesi kaybolur ve arzularının nesnesi ile daha samimi ve içten bir etkileşime girebilir. Büyük çapkınların idare edebileceklerinden çok fazla aşka boğulmalarının sebeplerinden biri budur – bir sürü güzel kadınla bir sürü pozitif deneyimden sonra güzellik önünde ortaya çıkan saygı ile karışık korkuları kaybolur, ve bununla beraber güzellik karşısındaki güçsüzlük de ortadan kalkar. Hoşunuza giden kızları tanımlamak için “güzel”, “tatlı”, “bomba”, “afet” gibi kelimeleri tamamen lugatınızdan çıkarmak size çok doğru bir zihinsel çerçeve kazandırır. Bunun yerine kendinize “bu kız ilginç” ya da “bu kız tanımaya değebilir” gibi şeyler söyleyin. Bir kadına asla güzelliği konusunda iltifat etmeyin, özellikle de henüz sikmediğiniz hatunlara. Beyninizin onları “gökten düşmüş meleğe” ya da “nadide bir kar tanesine” dönüştürmeye çalışan kısmının fişini çekin. Bu tür bir Zen Nirvanası seviyesine ulaşmak için yapabileceğiniz ileri eğitim tekniklerinden biri de yatabileceğiniz kadar güzel kadınla yatmanız (gerilemek istemiyorsanız çok fazla çirkin kadınla yatmayın). Kısa zamanda bir Jedi aşığa dönüşeceksiniz.

The Sixteen Commandments of Poon, Amcığın 16 Buyruğu

4 – Büyülenmek

Diyelim ki bir bardasınız ve bir kadının yanına oturmaya karar verdiniz. İlkin onun onayını arıyormuş gibi algılanacak hareketlerden kaçının. Mesela vücudunuz ona dönük olmasın ve sadece arada ona bakmak için başınızı çevirerek konuşun. Kadın ilgi gösterene kadar vücudunuzu ona dönmeyin.

Kısacası bir kadınla beraber iken, özellikle de güzel bir kadın ile beraber iken, ONA ONUN BÜYÜSÜ ALTINA GİRMEDİĞİNİZİ GÖSTERİN.

Bunu yapmanın en yaygın yolları kızla konuşurken fazla gülümsememek, kız sizinle konuşuyor diye heyecanlanmamak, ona fazla odaklanmış bir dikkat vermemek, onu oyuncu bir şekilde alaya almak ve kıza sizin standartlarınızı geçmesi gerektiğini hissettirmektir. Bunlar sadece onun iç direncini kırmakla kalmaz, sizi BAŞKA KADINLAR TARAFINDAN YÜKSEK TALEP GÖREN bir erkek gibi de gösterir. Unutmayın, kadınlar sürü psikolojisine yatkındır ve başka kadınların çekici buldukları erkekleri ister istemez çekici bulmaya meyillidirler.

5 – Uslu ve söz dinleyen erkek

Genel olarak kadına yalakalık yapmadığınız zaman ona sizin kadar onun da sizin için çabalaması gerektiğini gösterirsiniz. İlk yaklaşmayı siz yapmış olsanız bile. Ve onunla aranızda birşey gelişmesi için önünde diz çökmeyeceğiniz mesajını da verirsiniz.

Unutmayın, kadınlar sizin kankanız değiller. Kankanız ile beraberken çok birşey ispat etmek zorunda değilsiniz. Erkek Adam olduğunuzu sürekli göstermek zorunda değilsiniz (fakat kankanızla bile itilip kakılmaya gelmeyecek biri olduğunuz göstermeniz lazım).

Kadınlar KENDİLERİNİN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKMEYECEK, HİÇBİR ŞEYE İHTİYACI OLMAYAN VE BİRŞEY İÇİN YALVARMAYAN ERKEKLERİ arzularlar.

Kadınlar, bir erkeğe olan duygularının ŞEHVET olduğunu hissetmek isterler. Duygularının “ona bunu borçluyum” dan kaynaklanmasını istemezler. Bu oldukça zayıf ve hastalıklı birşeydir. ŞEHVET ise karşı konulmaz bir kaynaktır.

Kızlara yürümek, kadınların MASKÜLEN ERKEKLERİ şiddetle arzuladıklarını anladıktan sonra oldukça kolay bir hareket haline gelir. Kadınlar efemine ve yalaka iyi çocukları değil, Erkek Adamları çekici bulurlar!

Eğer Erkek olmanın zevkine ve ayrıcalığına varmak istiyorsanız bunu asla unutmayın. İNSİYATİFİ ELİNİZE ALIN VE KADINLARIN NE DEDİĞİNE ALDIRMAYIN.

KADINLAR SADECE SÖZLERİNİ GEÇİREMEDİKLERİ ERKEKLERİ SEVERLER!

İyi çocuklar kadınların her dediğini dinleyip, her istediklerini yaptıkları için kaybederler. Bunu yapma sebepleri “iyi” olmaları değil, “zayıf” olmalarıdır. Ve “iyi” maskeleri, kadınların milyonlarca yılda evrilmiş “zayıf erkek belirleme” içgüdülerini kandıramaz.

Bir kadın size ayı, serseri, vs. gibi kötü çocuk olduğunuzu ima eden birşey söylüyorsa derin bir nefes alın ve hafifçe sırıtarak “iltifatın için teşekkürler” deyin. Ona onun sizin hakkınızda ne düşündüğünüzü zerre kadar takmadığınızı gösterin.

Saha Raporu – Metro yürümesi

Kırmızı hapı yutalı bir ay oldu. 25 yaşında bir betayım (şimdilik). İki başarısız game’den sonra, sabah metroda giderken kitap okuyan HB8 i gördüm. Kendimi uykusuz ve yorgun hissetmeme rağmen bu blogta ki abilerimin sanki o an bana yarış atıymışım gibi “yürü be oğlum kim tutar seni” tezahüratlarını hissedip konuşmaya karar verdim. Ama en zoru kızın ineceği durağı bekleyene kadar geçirdiğim 15 dakikaydı ve hepinizin bildiği gibi stresin tavan yaptığı iğrenç bir bekleyişle karşı karşıyaydım.

Edebiyata biraz hakim olduğum olduğum için sohbeti okuduğu kitaptan açmaya karar verdim :

Ben: Merhaba.
Kız : ….
B : Sürükleyici bir kitap sanırım.
K: Evet.
B:Adı ne kitabın ?
K:Bla blaeeale.
B:Üniversitede mi okuyorsun , hangi bölüm?
K:Gıda, sen?
B: İşe gidiyorum ama senin için yolumu biraz uzattım.
K:gülücük.

Sohbet karşılıklı şekilde kitaplar üzerinden 2 dakika daha devam etti…

B: Birazdan yollarımız ayrılıyor, numaranı verir misin?
K: Gülücük -hayır ya başka zaman belki.
B:Başka zaman yok, şimdi lütfen…
K:Ben vermeyim sen numaranı söyle.
B:0506…. muhtemelen aramayacaksın ama yine de bekliyorum( bunu heyecandan söyledim. Aklıma Mahmut abinin “kıza numara verilmez kızdan numara alınır” öğüdü geldi ama çokta ısrar etmeyi doğru bulmadım. İnstagram istemeyi de akıl edemedim)

Sonra görüşürüz dendi ve kız 12 saat geçmesine rağmen hala yazmadı(önemli de değil artık :))

Aynı gün öğleden sonra vapurda bir kız elimde ki dergiyi gördü ve sohbeti kendisi açtı. İnene kadar sohbet ettim ama hb5 olduğu için üstelemedim.
Vapurdan indim selfie çeken iki kızın arkasına yanaşıp “Beni de kadraja alın like sayınız artsın” dedim ama tebessüm ederek söylemediğim için soğuk bakışlar yiyerek terslendim(hiç bir önemi yok :))

Kendimi Tyler Durden kadar iyi hissettiğim bir gündü , neticeleri ne olursa olsun.

Yorumlarsanız sevinirim

İyi ki sizleri tanıdım.

Konuk Yazar : Sydney Carton

Saha raporu – 1000 kere yapsan yine de telefon alamayacağın iki yürüme örneği

Tüm okurlara merhaba.

Hapı yutalı çok olmamış birisiyim.Anlatacağım ilk day game olacak. Daha önce çok denedim ve neredeyse hepsinde ret yedim,yani telefon numarası alamadım,bu anlatacağım da yine ret ile bitti fakat yorumlarınızı merak ettiğim için size aktarmak istiyorum.

Oyun bir kaç gün önce yaşandı.Olaya en başından başlamak istiyorum.Kampüste bisiklet ile dolaşıyordum,ava çıkmıştım,bankta oturan esmer,kıvırcık bir kız gözüme çarptı.Etrafından bir,iki tur attım beni görmemişti.Arkadan yaklaşmaya karar verdim.Daha önce ki tecrübelerime dayanarak söyleyebilirikm ki bir kız bankta uzaklara veya telefonuna bakarak oturuyorsa %70 erkek arkadaşını bekliyordur.Bunu düşünerek kıza arakdan yaklaştım ve:

Ben:Bir şey sorabilir miyim ?

Kız:Evet,tabii.

Ben:Birisini bekliyor musun ?

Kız:Ne yapacaksın ?

Ben:Eğer erkek arkadaşını bekliyorsan gideceğim,kavga etmek istemiyorum.

Kız:Evet,erkek arkadaşım geliyor gitsen iyi olur.

Ben:Görüşürüz….

Kız:…

Bu asıl olaydan önce yaşadığım olaydı.Bundan en fazla 2 dk sonra ben “biri gider biri gelir.” kafasında olduğumdan dolayı tekrar ava çıkmıştım.Kampüsün düz bir yolunda tek başına yürümekte olan bir kız gördüm.Esmer,düz saçlı,yeşil gözlüydü.Bisikletliyim ve yanına yaklaştım.

Ben:Merhabaaa.

Kız gülerek biraz duraksadı,tanıştığımızı düşündü.

Ben:Hayır tanışmıyoruz.

Kız:İhihih merhaba diyince tanışıyoruz sandım.

Sonra yanlışıkla bisikleti kızın üstüne kırıdm.

Ben:Pardon.

Kız:Önemli değil,yanlış görmüş olabilirsin.

Ben:Seni tanımıyorum zaten,”Pardon” bisikleti üstüne kırdığım içindi.

Kız:İhihihi afedersin.

Ben:Ben Uğur,ya sen ?

Kız:Bende Buse.

Ben:Ne okuyorsun ?

Kız:Gıda Mühendisliği.

Ben:Harbiden mi ? Hep merak etmişimdir Gıda Mühendisleri ne yapar,İnşaat Mühendisini anlarımda Gıda ne yapar ?

Bu nokta kız kendini bana açıklamaya girişti ve çerçevesini bıraktı.

Kız:Hayır falan filan (Kız burada bir şey söyledi fabrika falan diye ama dinlemedim ve başka bir tarafa baktım o an.)

Sonra fakültenin önüne yaklaştım ve yolun karşı tarafına geçmesi gerekiyordu.

Ben:Gidiyor musun ?

Kız:Evet,fakülteye geldik.

Ben:O halde telefon numaranı ver.

Kız:Hayır dedi ve güldü.

Ben:Peki dedim güldüm.

Ben:Görüşürüz.

Kız:Hoşçakal

Yorumlarınızı bekliyorum sormak istediğiniz herhangi bir detay varsa da cevaplayabilirim.

Konuk Yazar : Purplesox

Pozitif maskülinite mi hanzoluk mu?

Kırmızı Hap size pozitif maskülenliğe giden yolu gösterir. Agresif kaba hanzo etkafa olmanın yolunu değil. – Skeptico

Starker’ın bolca aşağılama, patronun kim olduğunu gösterme içeren saha raporuna yazdığım eleştiriden sonra AntiWorrior şöyle bir yorum yazmıştı :

Son zamanlarda (sadece bana mı öyle geldi bilmiyorum) bu sitede red pill felsefesi yavaştan yumuşatılmaya başlanmış gibi geldi.Yukarıdaki arkadaşın saha raporu kötü sonuçlansada bence davranışları dark triad a uyuyor.Yani götlük yapıyorsa yapıyordur önemli olan sonuca ulaşması,nasıl ulaştığı değil.Tabiki bu sadece benim görüşüm elbette katılmayanlar olucaktır.

Aslına bakarsan sitenin çizgisinde değişen bir şey yok. Kasım 2017’de yazılan oyunun bokunu çıkarmak yazısında da bu konulara değindik. Ben de şöyle yazdım :

Adam yukarida anlattigi seyi defalarca yaparak sifir cektiginden bahsediyor sen de gelmis onemli olan sonuca ulasmaktir diyorsun 😀 Istediginiz sonuc istikrarli olarak reddedilmek ise buyrun devam edin sert erkekler. Fakat nedense biz sonuc aliyoruz, bu tur sert trpciler hava.

Bu yazıyı ise AntiWorrior’un şu sorusuna cevaben yazıyorum :

Peki nasıl bir yol izlemeliyiz mahmut abi.Dark triad özelliklerini göstererek daha manipülatif bir şekilde mi olaya yaklaşmalıyız ? Demeye çalıştığım yeri geldiğinde göt gibi davranmamalı mıyız ? Kırmızı hapı aldıktan sonra iyi çocuk gibi davranmayacağımı biliyorum,kendimiz en değerli olanız karşımızdaki kadın bizim için ne kadar önemli olabilir ki ? Bu dediklerim tabi uzun süreli ilişki için değil kısa süreli ilişkiler için geçerli.

Nasıl bir yol izlemeliyiz?

Dominant olacaksın, maskülin olacaksın, bolluk zihniyetin olacak, önceliğin kendin olacak, vs … Ve oyunun bokunu çıkarmayacaksın :

Oyun (The Game)nun bilinmesi gereken ama çoğunlukla es geçilen oldukça önemli taraflarından biri, oyunun yolunun iki aşırı uç arasında bir denge çizgisinde devam ettiğidir. Örneğin genelde aşırı bir iyi çocuk geçmişi olan beta, eskiden bir kıza hiçbir sonuç almadan çok yatırım yaptığından, oyuna ilk başladığında tamamen öbür uca atlayarak bir sürü kıza yürürken, hepsine yetersiz yatırım yaparak yine havasını alır. Eskiden bir kadını çok takarken ve ona entellektüelliğin tepesinde muhabbetle yaklaşırken, kırmızı hap sonrası oyunu oynarken yürüdüğü hatuna aşırıya kaçmış bir “sikimde değilsin Nalan” zihniyeti ve çok havadan sudan bir muhabbet ile yanaşır.

Oyun her ne kadar erkeklerin her türlü erkeksi (maskülin) hareketinin zehirli ve zararlı olduğunu öğreten feminen doğmaya karşı olsa da oyun sağduyu dışında değil. Eskiden hatun sizinle ilk buluştuğunda tamamen rahat hissetsin diye tavşan gibi davranmanızın panzehiri, ilk buluşmada tecavüzcü Coşkun’a dönüşmek değil. Eskiden bir kadına çok çok zaman ve ilgi harcayıp da havanızı almanızın panzehiri, şimdi bir kadına öylesine, laf olsun diye yürümek değil. Eskiden muhallebicilerde sevdiceğinizle defalarca buluşurken ağzınızdan kaka ve cinsellik çağrıştırıcı kelimeler çıkmaması için özel çaba harcayıp yanlız gecelerinize yanlız geceler eklemenizin panzehiri porno filmlerinde izlediğiniz sikiş öncesi replikler hiç değil.

Erkeğin sadece alfa siker (ve atar) kısmına odaklanması tehlikeli :

Erkeğin kendisini tamamen Alfa siker tarafına odaklaması, erkek için, yaşınız ilerledikçe anlayacağınız bazı sebeplerden tehlikeli. Örneğin “kadının kafasına yumruğu vurup sikecen, işin bitince hemen kapıya koyacan ve arkanı dönüp yatacan dostum” tadında yazan bir sürü kırmızı hap yazarı var piyasada. Bunların bazıları ileri gidip “sabıkan olacak, tehlikeli olacan hacı, gökten başına am yağar” bile diyebiliyorlar. Evet, şu yazıdaki Corey oğlumuz gibi saf alfa siker modunda takılırsanız gökten başınıza am yağabilir ama bu moda kapılıp da 30larında ser sefil ya da en azından evine yeterince ekmek götüremeyecek bir işte, hayatın başka zevklerini yaşayamayacak gelir grubunda kendini bulan adamlar biliyorum. Tehlikeli, heyecanlı, dolu dolu yaşayacağım derken 20lerinde geberip giden ya da sabıka kazanıp hiçbir eli yüzü düzgün işi olamayan adamları saymıyorum bile.

Corey’e bakınca hemen iki şey aklınızdan geçiyor : Birincisi, bu çocuğa am yağıyordur. İkincisi ise, bu çocuk büyüyünce kendinin bile işine yaramayacak bir adam olacak. Evet, Corey tarzı alfalıkla bolca kadın sikmek zevkli bir olay ama kırmızı hap bu değil. Dahası, kırmızı hapı böyle yaşamak sizi başka ve çok güzel zevklerden de mahrum bırakabilir. Örneğin baba olmak, çocuklarına iyi bir hayat sağlayabilen ve iyi örnek olabilen bir baba olmak. Ya da erkeklerin saygı duyduğu, erdemli bir alfa olup, gecenin ışıklarını lüks bir penthouse apartman dairesinin balkonundan içki içerek izlemek. Yarın dünyanın öbür ucuna uçup, tropik bir adada güzel bir villada yıldızları izlemek. Ne bileyim, bol kaynağı olan, kendi hayatını egemenliği altına almış, erdemli bir erkek olmak işte.

Dark triad ile ilgili Skeptico’nun şu tweet serisini okumanızı tavsiye ederim :

“Alfa erkek” diye söze başlayan kişi Kırmızı hap’ı anlamamıştır. KH size alfa erkek olmayı öğretmez. Çünkü alfa erkek antisosyal kişilik bozukluğundan muzdariptir. Hayvanlarda görülen alfa erkeklere en yakın insanların çoğu hapistedir.

Alfa erkek dark triad adı verilen kişilik özeliklerini sergiler: narsisizm, psikopati ve Makyavellizm. Hapisteyken aşk mektubu alan katiller: alfa erkek.

Putin, Stalin, Hitler, RTE, Cengiz Han, Ted Bundy, Charles Manson, bunlar alfa erkek. Olmak, benzemek isteyeceğiniz karakterler değil. KH size alfa olun, alfaları taklit edin demez. Diyen adam ya başka şeyi kastediyor, ya da yanlış anlamıştır.

KH size maskülen olun der. Medyanın toplumun iğdiş ettiği erkek modelini terk edin, doğanızla daha uyumlu maskülen bir erkek olun der.

Maskülen erkek hanzo, baskıcı, agresif değildir.

Meriçlerin karikatürize ettiği etkafa kaslı kavgacı mahalle kırosu değildir. KH erkeği maskülenliğini ispatlamak zorunda kalmaz. Ben kralım demek zorunda kalan kişi nasıl gerçek bir kral değilse, erkekliğin göstermek, baskın çıkmak, agresif olmak zorunda kalan adam gerçek bir erkek değil, mızmız oğlan çocuğudur.

Konuşması, yürüyüşü, bakışı, hareketleri 7/24 nasıl bir erkek olduğuna dair sinyaller verir. Sürekli”şöyle yapayım şunu diyeyim” diye düşünmez. Söylediği her söz, yaptığı her hareket sünepelerden ayrılır.

Atatürk- maskülen bir erkektir. Makyavellist olabilir ama psikopat ya da narsisist değildir. İnsanlar”Atam’a bak be nasıl duruyor konuşuyor” dediğinde beğendiği şey pozitif maskülen kişiliğidir.

Alfa tanımını karikatürize edip alakasız bir şeyi ezmek çok kolay. Saman adamı argümanı KH size pozitif maskülenliğe giden yolu gösterir. Agresif kaba hanzo etkafa olmanın yolunu değil.

Skeptico’nun alfa erkekle ilgili yazdıklarına 100% katılmıyorum. Alfa dark triadların tekelinde değil, Rollo’nun alfa yazısında dediği gibi erdemli yöneticilerin tekelinde de değil. Ve kendi siyasi görüşünün etkisi ile RTE ve Putin’i Ted Bundy ile aynı kategoriye atarken, Atatürk gibi gayet RTE ve Putin klasmanında birini ayrı bir kişilikmiş gibi almış.

Fakat, alfa – beta kavramlarını referans arketipler olarak kullansak da, Skeptico’nun dediği gibi “Kırmızı Hap size maskülen olun der”. Aslolan budur :

Kırmızı Hap size pozitif maskülenliğe giden yolu gösterir. Agresif kaba hanzo etkafa olmanın yolunu değil.