Erkekliğin 7 ölümcül günahı

Erkek olmanın ne demek olduğuna dair sonu gelmez tartışmalar sürerken ve erkeklik üzerinde bir anlaşma sağlanmamışken, erkekliği tanımlamak için maskülinitenin antitezi olan özellikleri tanımlamaktan başlayabileceğimize inanıyorum.

Aşağıda, bugünün erkekleri arasında salgın haline gelen yedi özelliği yazacağız.

1. Kendine Acımak

Burada listelenen 7 günah içinde, bu en hastalıklı olanı. Bu günahı işleyen erkek, kendisini bir kurban olarak görmeyi seçerek, ağlamak, şikayet etmek ve öfke nöbeti geçirmek gibi acıma duygusu yaratmasını umduğu hareketler icraa eder. Kendisi için üzülen erkek, kendi durumunu değiştirmek için hiçbir harekette bulunmayan erkektir. Hayatının neden bu kadar ızdırap dolu olduğunu anlayamayan erkek, kendi ızdırabını arttırmaktan başka bir şey yapmaz. Kendine acımak, kendi mezarını kendin kazmak gibi bir şeydir. Kendine acıyan her kimse, bu sert dünyanın acımasızlığını hakeder.

2. Rahatlık

Rahatlık, amaçsızlık ve boyun eğme ile aynı şeydir – temelde denemeden pes etmektir. Halinden memnun erkek, dışardan bir şey dürtmedikçe tepki vermeyen bir aylaktır. Katolik kilisesinin orjinal 7 günah listesinde bu, miskinliğe denktir.

Modern toplumumuzun temel problemi, erkek için (en azından fiziksel olarak) aşırı rahat olmasıdır. Geçmişte erkekler sırf zorunluluktan, maskülin enerjilerini sürekli işe koşmak zorundalardı yoksa hayatta kalamaz ya da yeni yerler fethedemezlerdi. Ama bugün, böyle bir zorunluluk yok. Çoğu erkek, güvenli ve konforlu ortamlarda çalışıyorlar ve işleri için çoğunlukla fiziksel hiçbir güce ihtiyaç duymuyorlar. Bununla beraber erkekler kendilerini eğlendiren elektronik ekranlarla çevrililer ve bu da onların fiziksel olarak dejenere olmalarına neden oluyor. Fiziksel dejenerasyonu ise zihinsel dejenerasyon takip ediyor. Bir kez tuzağa düştü mü erkek, azıcık çabayı bile büyük bir yük gibi algılıyor.

Rahatlık bir yaşam biçimi olamaz. Dini inancınız olsun olmasın, bir amacınızın ve itkinizin olması lazım. Dindar bir erkek, Tanrısı tarafından kendine çizilmiş yolu bilir; ateist ise kendisinin takip edeceği yolu kendi yaratmalıdır. İki durumda da, tüm erkekler, içlerindeki tutku ateşini sürekli canlı tutmalı ve hiç durmadan yollarında yürümelidirler.

3. Korkaklık

Korklar yaşarken bin kere ölürler. Kaderini korkularının eline bırakan bir erkek ise köleden başka bir şey değildir.

Korku, harekete geçmeyi çarpıtılmış ve abartılmış bir imgeyle bastırarak, erkeği gülünç bir şekilde kontrol eden bir hiledir. Gerçek şu ki, korktuğumuz şeylerin büyük çoğunluğu öldürücü değildir. İlkel zamanlarda bizi bekleyen tehlikelerin aksine, günümüzde risk olarak algıladığımız şeylerin hemen hiçbiri bizi fiziksel zarar veya ölüm riskine sokmaz. Buna rağmen erkekler kaç kare sokakta beğendikleri bir kıza yürüme  ya da zehirli politik doğruculuk diline karşı çıkma fikri karşısında korku içinde kalırlar? Kaç kere kaybetme ve alaya alınma korkusu ile bir şeye başlamadan vazgeçerler?

Korku da acı gibi hayatın önlenemez bir parçası. Cesaret, korkunun olmaması değil, korkuya rağmen harekete geçebilmektir. Çoğu erkek, daha fazla konsantre olarak ve amaçları için daha fazla bastırarak korkunun yüzüne gülmeyi öğrenebilirler.

4. Dikkati Dağılmışlık

Düşünürseniz, tüm hayatınız zaman ve enerjinizin odaklanması üzerine. Odaklanma olmadığında, hayatınızı boşa harcıyorsunuz. Dikkat dağınıklığı, disiplin eksikliğinin en kolay göze görünen işareti ve bu günümüz dünyasında her geçen gün daha da artan bir problem. Herkes, elektronik cihazların alarm ve sesleri ile dikkati dağınık bir şekilde yaşıyor.

Dikkatinizin dağıldığı her anın kayıp olduğunu bilin; verimliliğinizi kaybedersiniz, zamanınızı kaybedersiniz ve misyonunuza doğru olan yönünüzü kaybedersiniz. Bunlar cep telefonu, televizyon ve internet gibi küçük dikkat dağıtıcılar olabilir ya da kötü kişisel bütçe yönetimi ya da zehirli kadınlar gibi büyük dikkat dağıtıcılar olabilirler.

Dikkat süreniz sınırlı. Dikkat dağınıklıklarını hayatınızdan çıkararak ya da kendinizi dikkat dağıtıcı ortamlardan çıkarara dikkat sürenizi canınız gibi savunun. Ne üzerine odaklanırsanız osunuz, dikkatinizi nereye yönelttiğiniz konusunda sorumluluk sahibi bir kişi gibi davranın.

5. Bağımlılık

Bağımlılık ve düşkünlük aynı elmanın iki yarısıdır. Bir erkek kendisini uyuşturmak için madde bağımlısı olabilir ya da nesnelere, kişilere veya olaylara fazlaca düşkün olabilir. Hangisine bağlanırsa bağlansın, düşkün olduğu şeyin kendisine mutluluk ve tamlık getirdiğini düşünür. Ama acaba öyle mi?

Budist öğretiye göre, düşkünlük tüm ızdırapların kaynağıdır. Dışsal onay ihtiyacı olan erkek zincirlere vurulmuş biridir ve rüzgarda savrulan bir yapraktır. Düşkünlüğün sadece arzu nesnelerine karşı olmayabileceğini aklınızda bulundurun; öfke, intikam, acı, üzüntü ve geçmişten gelen ve gelecekte olacak herşeye pişmanlık ve endişe şeklinde bağımlı olabilirsiniz.

Unutmayın : Beraber sürüklenmemek için, bırakıp gitmeniz lazımdır.

6. Zayıflık

Zayıflığın birçok çeşidi vardır ama hepsi eşit şekilde zararlıdır. Fiziksel zayıflık bir erkek için kesinlikle kabul edilemez ve bunu daha ayrıntılı açıklamaya gerek yok. Zihinsel zayıflık ise daha aldatıcıdır. Bu, ruhunuza her an sızabilecek bir şeydir, özellikle de savunmasız olduğunuz zamanlarda. Erkek olarak, başınıza ne gelirse gelsin üstesinden geleceğine inanmalısınız. Bunları her zaman istediğiniz gibi çözemeyebilirsiniz ama her zaman güç ve cesaret gösterebilirsiniz.

Zayıflık ruhunuza, rica minnet de sızabilir. Buranın okuyucuları için feminist buyruğun oyunlarını tekrar listelemeye gerek yok. Sadece kendinizi bunlardan birine boyun eğerken bulursanız hemen bırakın.

Erkekler güçlü doğmazlar. Fiziksel güç gibi, zihinsel zayıflığı yenmenin de tek yolu adım adım kendinizi güçlendirmenizdir : saçma sapan şeylere “hayır” demeyi öğrenin. Çizginizi çizin ve kendiniz için ayağa kalkıp dik durun. Rahatsız edici ve korkutucu şeylerden kaçmak yerine onlara meydan okuyun. Saçma özürler uydurmayı bırakın ve harekete geçin. Zayıflıklarınızı yenmek için sınırlarınızı zorlamalısınız; kendinize sürekli “alfa” olduğunuzu söylemeniz sizi “alfa” yapmayacaktır.

7. İradesizlik

İradesizlik / irade gücünün eksikliği, burada yazan tüm günahların anasıdır. İrade gücü olmayan bir erkek bir erkek değildir. Erkeği iten bu ateş olmadan, hiçbir şey mümkün değildir. Günümüz erkeği ve özellikle genç erkekler için bu erdemi bulup ateşlemek daha zordur. Günümüz Batılı toplumlarında erkekler, hak sanrısı içindeki kadınlara ve cinsel sapkınlara yer açmak için halı altına süpürülmüşlerdir. Masküliniteyi yok etmeye yeminli günümüz feminize toplumunda, çoğu erkeği bıkkın, savaşı bırakmış ve moralsiz görmek şaşırtıcı değil. Durum ne kadar kötü olursa olsun, bu üstesinden gelinmesi gereken bir durum, kenarda matem tutulması gereken bir durum değil.

İrade, geliştirilmesi güçten daha zor bir şey. Bazı erkekler güçlü bir irade ile doğmuş gibidir ama irade geliştirilebilir. Yukarıdaki bazı önerileri yaparak ve her günün bir öncekinden daha iyi olması için çabalayarak, çelik iradenizi yavaş yavaş geliştirebilirsiniz. Diğer muhteşem erkekleri okuyarak onları rol modeli yapmak ve bu şekilde gerçek hayatta olabilecek bir akıl hocası gibi kullanmak ve diğer destekleyici erkeklerle takılmak iradeniz için iyidir. Ve son olarak unutmayın : asla vazgeçmeyin. Hiçbir koşulda vazgeçmeyin, hayat buna izin vermez.

Çeviri : The 7 deadly sins of manhood

Goldmund Unleashed ve Kyle Trouble gözünden Oyun nedir?

Aşağıdaki bölüm, Red Man Group Ep2 – The Importance of Game – (Rollo Tomassi, Goldmund Unleashed, Kyle Trouble et al) podcast yayınından.

Rollo Tomassi : İlk sorum, ne zaman Oyuna başladınız ve sizi oyuna başlatan ne idi? İkinci sorum ise, kendinizi PUA olarak mı görüyorsunuz ya da Oyuncu mu? Bunlar arasında fark olduğunu düşünüyorsanız, fark nedir? Sizin yaptıklarınız ile PUA’nın yaptıkları arasındaki fark nedir?

Goldmund Unleashed : Ben Oyuna, 2000lerin sonunda başladım. O zaman başka bir devirdi. Roissy’yi ve Neil Strauss’u okumuştum. Aslına bakarsan, PUA teknikleri 2000lerin sonunda hala işe yarıyordu. Mesela, 1.5 sene boyunca, yürümek istediğim kızlara şu tek girişi kullandım :

“Merhaba kızlar, şuradaki arkadaşımla bahse girdik de. 7 kıtayı biliyorsunuzdur, peki 5 Okyanusun isimlerini sayabilir misiniz?”

Görüyorsunuz, küçük, aptalca ama enerjiyi akışa sokan bir soru bu. 2000lerin sonunda bu soruyu 1.5 sene kadar kullandım ve o zaman işe yarıyordu. 10 yıl sonra bugün ise kızlar böyle şeylere alıştı. Bunu daha önce gördüler, PUA tekniklerini biliyorlar ve bu tür şeyler artık gerçekten çalışmıyor ve ben de artık bunları yapmaktan hoşlanmıyorum. Bence artık önemli olan kendini kalabalıktan ayırmak. Demek istediğim, artık tüm kızlar online. Instagram oyunu inanılmaz oldu. Kıza Instagramını göster ve 1,000den fazla takipçin olduğunu görsün, ondan sonra seninle gerçekten ilgileniyor.

Oyun artık bu şekilde çok değişti. Hatunlar artık sizin gerçekten kalabalıktan sıyrılmanızı istiyorlar. Son zamanlarda çok yaptığım bir şey. Kamera Oyunumu çok oynuyorum. Son bir haftadır barlarda insanlara gidip bir projemle ilgili soruyorum : “bir erkeği erkek yapan nedir?” Kağıda erkeği erkek yapan şeyin ne olduğunu yazdırıyorum. Sonra da fotoğraflarını çekiyorum. Kızlar barda bunu yaptığımı görüyorlar ve ondan sonra gerçekten ilgilerini çekiyorum. Benim kalabalıktan oldukça sıyrılmış olduğumu, insanların bana geldiğini görüyorlar ve … bu sanki Ün Oyunu (Fame Game). Ün Oyunu her geçen gün daha da önemli hale geliyor. Sanki yarı – ünlü olmanız lazım gibi … gerçek çekimi devam ettirmek için.

Benim son 10 yılda değiştiğini gördüğüm şey bu.

Rollo Tomassi : Sanırım Roosh bunu tahmin etmişti. İlerde Oyun + Ün ya da Oyun + bir şey gerekeceğini tahmin etmişti. Bunu 2010 yılında söylemişti. Bugün 2018 yılında ben bunun gerçek olduğunu çok görüyorum. Bir artı değer gerekiyor.

Goldmund Unleashed : Bence en büyük şey Instagram. Eğer bir kız sizin Instagram profilinizi görürse ve sizin 1,000lerce takipçiniz varsa, … benim gördüğüm, bunu görür görmez gözleri deli gibi parlıyor. Bu şu an her erkeğin göz önünde bulundurması gereken bir şey.

Rollo Tomassi : Sen Oyunun ne olduğunu düşünüyorsun? Ben oyunun, kırmızı hapın pratik tarafı olduğunu düşünüyorum. Biliyorsun, Oyun kırmızı hapa bilgi sağlar, kırmızı hap da oyuna. Sence Oyun nedir?

Goldmund Unleashed : Benim oyun tanımım şu : Kendi değerini en hızlı şekilde yansıtma yolu. Kadınlar yüksek – değerli erkek isterler ve sen ne kadar fazla ve hızlı etki bırakırsan, o senin en iyi oyunundur. Bu kişilik olabilir, zenginlik olabilir ya da stil olabilir. Sizin güçlü olduğunuz alan her ne ise.

Rollo Tomassi :Kyle?

Kyle Trouble: Ben Oyuna 21 yaşında başladım. Sanırım bundan önce birkaç kitap okumuştum. Ben tam bir sonradan açılandım. San Diago’da büyük bir parti üniversitesine gitmiştim ve hiç kız arkadaşım olmamıştı. Sonra kızlarla buluşmaya başladım ve herşey oradan çorap söküğü gibi geldi. Okuyarak öğrendiğim her şey gerçekleşti ve bu pozitif geribesleme döngüsüne evrildi. Olay o noktaya geldi ki Oyun benim kim olduğuma entegre bir hal aldı.

Ben de Goldmund gibi PUA linelar kullanarak başladım ve ilk bir iki sene bu şekilde oynadım. Zamanla bunlara ihtiyacım olmadığını ve kendi olduğum halimle rahat olduğumu gördüm.

Bence Oyun, dünyevi kısıtlarının sınırları içerisinde olabileceğin en iyi erkek olmaktır. Baştan çıkarma açısından kızın seni nasıl algıladığı ile ilgili, doğru düğmelere basma ile alakalı ama bana göre Oyun her alana uygulanabilir. Senin anne – babanla, çocuklarınla ve diğer insanlarla nasıl anlaştığın ve onlarla nasıl etkileştiğin ile ilgili. Uzun vadede seni erkek ve insan olarak şekillendiren bir şey.

Porno : Maskülinitenizi öldüren bir zehir

Bugün Family Alpha Hunter Drew, Stephen C. Storey’in bir tweetini paylaşmış :

Yani diyor ki :

“Benim gibi birçok erkek 10 – 12 yaşından beridir porno izleyip mastürbasyon yapıyor. İlk porno izlediğimde 5 yaşında idim. Benden daha büyük olan kuzenimle idim ve izlediğim şeyi hala çok net hatırlıyorum. Bu olay hiç yaşanmamalıydı.”

Storey’in burada bahsettiği çok yeni bir olay. 35 yaş üstü erkekler için mesela, bu pek söz konusu değildi. Bizim ulaşabildiğimiz tek materyal, içinde çıplak kadınların poz verdiği dergilerdi. Her ne kadar 90ların başında Star TV gibi yerlerde Playboy Late Night Show’lar başlasa da, evde tek televizyon olduğundan çoğu erkek bunları izleyemezdi.

Bugünkü çocuklar gibi güzel kadınları başka erkekler tarafından ağır sikilişini izleyip mastürbasyon yapılmazdı. Mastürbasyon, kendini o kadını sikerken kafanda canlandırarak yapılırdı. Bence aradaki fark çok büyük.

Hunter Drew bunu kendi tweetinde çok güzel yakalamış :

Hunter Drew diyor ki :

“Porno, maskülinitenin geliştirilmesi ve muhafaza edilmesi açısından zehirli bir şey.

Bu kelimenin tam anlamı ile boynuzlanmak.

Beynini, senin çekici bulduğun bir kadını başka bir erkeğin sikmesini izlemekten zevk almaya programlıyorsun.”

Porno’nun, özellikle de bugünkü hızlı internet üzerinden akan pornonun en bilinen zararı, beyni sürekli olarak değişik kadınları izleyerek boşalmaya iterek, zamanla beynin sadece kadınların sürekli değişmesi ile zevk almaya alıştırılması. Bu durumda gerçek seksten zevk alamaz duruma gelinebiliyor ve genç yaşta iktidarsızlığın artmasının en büyük sebeplerinden biri de muhtemelen budur.

Porno'ya hayır
Porno’ya hayır

Ama yukarıda bahsettiğim zararını da es geçmemek lazım. Bugünün 35 yaş üstü erkekleri mastürbasyon yapmıyor değillerdi. Ama elde bir dergide ya da kafada bir canlandırmada olan kadını düşünerek, o kadını siktiğini düşünerek mastürbasyon yapılırdı. Şahsen 20 yaşıma kadar izlediğim ve başkasının bir kadını siktiği videoları tek tek sayarım zira o kadar azdır. Ama bugünkü gençlere ekrandan çıplak ve güzel kadın yağmakla kalmıyor, aslında düşünürsen absürt gelecek bir şekilde başkasının / başkalarının bu kadınları sikmesini izleyerek mastürbasyon yapıyorlar. Bu açıdan bakınca bundan beta tek şey herhalde gerçekten beğendiğin kızı birinin yatakta yediğini izlerken, yatak kenarında mastürbasyon yapmaktır.

Pornoyu bu açıdan düşünün ve izlemenin sizi ne kadar aşağıladığının farkına varın. Porno filmindeki olay olurken kendinizi köşedeki sandalyede mastürbasyon yapan ezik olarak kafanızda canlandırın. Pornoyu hayatınızdan 100% atın. Burada yorumlarda tartıştık, biz mastürbasyona karşı o kadar sıkı değiliz ama porno hayatınızdan bir daha geri gelmemek üzere çıkmalı.

Ayrıca Pornoyu bırakmanın çok kolay yolu kitabına da bakabilirsiniz.

Kağıttan kaplan

Bir okur genç erkeklerin kırmızı hapla ilgili en çok yaptığı hatayı şöyle özetlemiş :

Mahmut Abi,

Senin, hayatınızda ipleri elinize almadan, önünüzde aşmanız gereken çok daha ciddi meseleler varken karı, kız toplarına çok girmemeyi tavsiye ettiğini biliyorum gençlere.

Misal, adamın ösym sınavı var, ya da hayatında tam sorumluluklarını eline alamamış, bağımlılıklarından tam anlamıyla kurtulamamış, disiplin kazanmamış vs. gidiyor burada okuduğu ilişki dinamikleri hakkında yazılarla, maskülin, alfa olmak ile ilgili şeylerle hemen “ava” çıkıyor. Eee oğlum senin hayatın akıp gidiyor boşuna, bi hedefin yok, ziyandasın… sitede okudukların arasında bunu mu anladın bir tek?

Ben red pilli ve bu siteyi, skeptico nun sitesini bazı genç arkadaşlara tavsiye ediyorum çevremde. fakat kadın erkek ilişkilerinin gerçek yüzünü görüp, sonra bunu bir kenara/cebine koyup, asıl yapmaları gereken hayatta güç kazanmak, iyi bir yerlere gelmek, sorumluluk almak olması gerekirken, gidiyorlar kız peşinde koşuyorlar güçlü bir karakter ve hayat inşa etmeye girişmeden.

Bu konuda bir yazı yazmanı ve bunu “14 – 18 yaş arası gençlere tavsiyeler” ile beraber en tepeye sabitlemeni çok isterim. çünkü bu “ben anlatırım isteyen mgtow olur, isteyen oyunu oynar veya bu bilgileri başka türlü kullanır buna karışamam” şeklinde düşünmenden çok daha farklı. bilhassa gençler kırmızı hap’tan öğrendiklerini nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar, hata ediyorlar. bu adamlara nasıl kullanırsanız kullanın demek (bunu dediğini görmedim. kendilerine tatlı geldiği ve gerçeği göremedikleri için böyle yapıyorlar) çok büyük bir hata.

Gençlerin en eften püften sorularıyla bile ilgilenen birisin. bu konu dikkatini çekebilir diye düşündüm. benim zeki bildiğim arkadaşlar bile bu tuzağa düşüyorsa bunu es geçmemeli.

“14 – 18 yaş arası gençlere tavsiyeler” yazısı bence yeterli değil sözünü ettiğim nokta için. başlı başına bunun üzerinde duran, “gençler dikkat-danger-ölüm tehlikesi” girişiyle “1. amacınız hayatta başarılı, güçlü, disiplinli, çalışkan olmak olsun. sonrasında zaten kızlar kendiliğinden gelecektir. kız konusunu erteleyin, hayatınızı ve geleceğinizi rayına koyup, ayaklarınız yere sağlam basana kadar” minvalinde bir yazı çok iyi olur.

Çok sevdiğim bir sözü de buraya bırakayım.

“sorunlu insanları düzeltmek yerine, güçlü çocuklar yetiştirmek daha kolaydır.” Frederick Douglass

Ben önce hayatınızı disiplin altına alın sonra kızlar zaten gelir yolunu değil de hem hayatınızı yoluna koyun hem de aktif olarak avlanın diyen biriyim. Ama bunun çoğu erkek tarafından hayatını yoluna koymadan ava çıkmak şeklinde uygulandığını biliyorum.

Bu sitedeki kişisel gelişim ve disiplin tavsiyelerini uygulamadan, sadece PUA teknikleri ile kız tavlamayı öğrenebilirsiniz. Aslında teknikler işin kolay tarafı. Asıl zor olan işin kendi hayatını kontrol altına alma kısmı. O kısım olmadan sürekli yapana kadar yapıyormuş modunda takılırsınız. Eninde sonunda ya bir kadını oneitis yaparsınız ya da 40larında amaçsız bir erkek olarak kalakalırsınız.

Kadınlarla ve hayatta gerçekten başarılı olmak için dominant / egemen olmak zorundasınız. Daha kendi hayatına ve düşüncelerine egemen olamayan erkek, başkalarına egemen olamaz. Olsa olsa zorba ya da götün teki olur.

Mesela, buraya gelip ya da eposta atıp “abi acil yardım” diye kız meselesi / sorunu çözmek için tüyo / yardım isteyen ama bahsettiğimiz disiplin ve spor hayatını ısrarla yapmayan adamlara tek kelime yazmak israf. Siz gerekli ağır antrenmanı yapmadan ringe çıkan boksörlere benziyorsunuz. Biz size kenardan en iyi gardı, en seri yumruk kombinasyonlarını bağırsak ve siz hepsini tek tek yapsanız bir işinize yarayacak mı sanki? O tıfıllıkla isterseniz en teknik gardı alın, en seri yumrukları atın. Dayak yemeye ve nakavt olmaya mahkumsunuz. Ve süpriz süpriz süpriz … Bu maçtan çıkıp da yine ağır antrenman yapmadan ringe çıkarsanız, bilin bakalım ne olacak?

Aynı örnekten gidersek, o dayağı önemli bir toplantıdan birgün önce de yemek istemezsiniz. İnsanın hayatındaki önemli dönemeçlerde, benim hem hayatını düzene koy hem de kızlara yürü felsefem (tam olarak paralel değil, belki disiplin 4 – 6 ay pratik edildikten sonra yürümeler başlayabilir) zararlı olabilir. Bunun sebebi şu. Siz ne kadar öğretiyi hatmedip disiplini sağlarsanız sağlayın, ilişkilerde alfa davranışlar gösterecek kadar çelikleşmek, bir iki tavında dövülme gerektirir. Yani ilk bir – iki ilişkinizde sağlam betalık yapıp tekme yiyeceksiniz. Yılların betalığını öyle düşünce gücüyle sakin sakin atamazsınız. İşte bu yanmaların üniversite sınavı gibi bir şeyin hemen öncesinde olması sınavda ayağınızı kaydırabilir. Bu nedenle yürüme kısmını yapmamanız daha hayırlı.

Yanlış anlamayın. Tehlike yürümelerin başarısız değil başarılı olması. Reddedilmek sizi pozitif bir MGTOW dönemine bile sokabilir. Bende öyle olmuştu mesela. Lisenin ve aile ile yaşamanın kısıtlayıcı hayatından kurtulmak ve ortaokuldan bozma bir üniversiteye değil de iyi bir üniversiteye gitme motivasyonunu ateşleyen lisedeki abazanlığımdı ve derece yapıp üniversite kazanmamı sağladı. 16 – 17 yaşlarımda zoraki MGTOW yaşamamı boşa giden zaman olarak görmüyorum. Şimdi olsa yine aynısını yaparım. O sayede 23 yaşından itibaren kendi parasını kazanan, kendi evi olan ve bekar bir erkek olarak hayatın tadını çıkarabilen biri oldum. Üniversitede part – time çalışmadan okuyamayan biri olmama rağmen.

Rollo Tomassi’nin dediği gibi oyun tekniklerinin problemi, kırmızı haplı olmayan erkeğin herhangi bir kızı tavlaması :

Ama PUA idealinin en önemli problemlerinden biri, AFCizm’in temel sorununa hiç değinmemiş olması. Bu da şu : AFC (beta), AFC (beta) olmayı bırakmak istemiyor ki! Çoğunlukla istedikleri ONEitislerinin (ya da hayallerinin kadınının) kendileri ile uzun süreli beraber olmalarını ve böylece de yan gelip yatacakları şekilde “kendileri olmak” istiyorlar. Oyuna göre PUA Tanrısı Mystery bile PUA senaryosunun kendi ONEities’i olan Katya ile uzun süreli ilişkiye girmek için işe yaramadığında intihara meyilli, zavallı bir AFCye dönüşüyor. Tarihin en meşhur PUAsı bile hala AFC zihniyetinde zira o zihniyeti öldürmek için birşey yapmamış – içindeki AFCyi öldürmemiş.

Başka çok yaygın birşey de reform olmuş ve OYUN yolunda iyi ilerleyen AFCnin, oyun sayesinde hayallerindeki kızı tavlaması ve bunu başarır başarmaz onunla eski AFC çerçevesi temelli bir uzun süreli ilişkiye girerek onu kaybetmesidir. Ben büyük bir Ross Jefferies hayranı değilim ama zamanında dediği bir laf çok doğru : “PUA yeteneklerini bu kalaslara öğretmek, küçük çocukların eline dinamit vermek gibi birşey”. Bu laf kendi tahmin edebileceğinden daha doğru muhtemelen, çünkü felaket potansiyeli çok fazla. Birçok erkek, hedefteki kızı kapatabilecekleri sihirli değnek ya da sihirli formül peşinde. Ama bu onların uzun süredir fantaziledikleri tembel ve beta uzun süreli ilişkiye onları hazırlamak konusunda hiçbir şey içermiyor. Bu adamlar erkek adam değil, ellerinde dinamit olan oğlan çocuklarına dönüşüyorlar. Sonra OYUNu öğrenmek sayesinde hayallerinin kadınının kalbini çalan arkadaş, “başına gelmiş en güzel şey” olan bu hatun kendini terkedince yıkılıp, intihara meyilli bir hale gelince şaşırıyor muyuz? Ya da sevgili ONEities’i bipolar bozukluktan müzdarip çıkınca ve elemanın hayatı OYUN sonrası uzun süreli ilişkiye hazır olmadığı için tepetaklak olunca?

Herhangi bir kadını tavlamak için sadece PUA yeteneklerini kullanmanın problemi, bunun bazen gerçekten HERHANGİ bir kadını tavlaması. Önden araştırma yok, muhakeme yok, düşünmek. AFC oyun sayesinde güzel bir kızı ya da eskiden uydusu olduğu kızı tavlayabilmeye başlayınca o kadar kendilerinden geçiyorlar ki, nasıl bir kadınla beraber olmaları gerektiği konusundaki kriterleri boşveriyorlar. Bu nedenle duygu manipulasyonu yapan kadınlara karşı tamamen hazırlıksız oluyorlar, özellikle de bu kadınlar çok güzelse. Bu nedenle kısa zamanda bu kadını takıntı ve ONEitis haline getiriyorlar.

Bu teknikleri daha pişmemiş bir oğlan çocuğu olarak kullanıp, bir erkeğin girmeyeceği ilişkilere (sorunlu kızlarla) ya da anca yetişkin bir erkeğin başa çıkabileceği ilişkilere girmeleri. Bu durumda ya bir kızı kız arkadaş tutmaya çalışarak ya da kız tarafından terk edilip bunalıma girerek hayatının en önemli fırsatlarından birini heba etmesi.

Kendi hayatınızı kazandığınız ve kendi evinizde yaşadığınız dönemde, eğer o döneme iyi kazanan biri olarak girmişseniz, kadın – erkek ilişkileri daha güzel. Eğer aceleniz varsa hayata hemen atılmaya bakın (okulu uzatmayın, askere gitmemek için master yapmayın ve askerliğinizi yapın, iyi bir iş hayatına sahip olmak için çalışın, vs …). Tamamen kızlaran uzak durun demiyorum ama odağınızdan kızlar için sapmayın. Kızlar kaçmıyorlar.

Plan

Çok uzun süre hiç bir planım olmamıştı. Tabii ki hayatta ne yapmak istediğimi biliyordum, böyle sanatsal, herkes tarafından farkedilebilir ve gösterişli birşeyler olmalıydı. Fakat bu gerçekliğe girme yolu 17- 18 yaşındaki birisinin zihni için asla yeterince somut değildir. Herşeyden önce milli olmak istiyordum. Tutkularım vardı, yeteneklerimin farkındaydım ama bir planım yoktu.

Başta şartlandırılmış betaların 17 yaşında yaptığı şeyi yaptım. Feminist buyruk tarafından onaylanan senaryoyu takip ettim. İyi çocuk  > uyum > rahatlık > bağlılık > tek eşlilik ve eğer bu bölümlerin birinde kaderime çizilmiş seks bana lütfedilirse ki bu tamamen herhangi bir betanın olmanın gerektirdiği onay süreci sayesindedir. Fakat benim hala bir planım yoktu. Bu durum hala bana bir plan gibi geliyordu fakat aslında bir plan değildi.

ONEitis kız arkadaşlı bir seri monogami bir plan gibi gözüküyordu ki bu feminist buyruğun desteklediği bir şeydi ve mantıklı gözüküyordu. Aynı anda birkaç kadını idare etme kapasitesinde olan erkeklerden nefret ederdim. Kadınlar feminist buyruğun resmi onaylı senaryosundan sapan böyle oyunculardan nasıl büyülenebiliyordu? Bu kadınlar kendi yollarından sapmanın ne kadara hatalı olduğunu göremiyorlar mıydı? Kadınlar bu adamları neden seks ve yakınlıkla ödüllendiriyorlardı ve feminist öğreti tarafından onaylanmış önkoşullar olmaksızın neden yapıyorlardı? Feminist buyruk bana kadınlara her zaman saygıyla davranılmasını öğretmişti- cinsiyet olarak ve mantıklı şekilde benim bağımsız bir etkenim olarak. Kadınlar neden feminist buyruğun hepimizden önce uygulamaya koyduğu plandan sapan adamları neden ödüllendiriyordu ? Kadınlar neden benim gibi mantıklı düşünemiyorlardı ?

O zamanlarda farketmemiştim fakat kadınların doğuştan gelen hipergamisinin feminist buyruğun planı ile çeliştiğini göz önünde bulundurmakta başarısız olmuştum. Daha sonra hayatta, feminist buyruğun erkek ürünleri olan betalar buyruğun asıl planının farkına varacaklardı. Onların rolleri diğer erkeklerin genetik miraslarını büyütmekte olan kadınları desteklemek olacaktı. Çoğu beta erkek, kendini gerçekleştirme ya da öz farkındalığa varmayla feminist buyruğun planının farkına varabilirler. Bazıları için bu üzücü bir farkına varıştır zira artık çok geçtir ve yapılacak tek şey kötü etkisini azaltmaktır. Diğerleri içinse boşanma sonrası sadece eşlerinden ayrılma özgürlüğü değil aynı zamanda buyruğun palnından bir kaçıştır. Ve diğerleri için bu hayat etkileyen ideolojinin sonuçlarından sıyrılmanın rahatlığıdır.

Plan Yapmak

Zekice bir Yahudi deyişi vardır, “ insan plan yapar, Tanrı sadece güler.” Bu şefkatli asilzade sözüdür., fakat aslında dünyanın en ünlü betasının “sen planlar yapmakla meşgulken, hayat olur “deyişi ile aynı anlama gelir. Ya da başka bir deyişle “yapacak bir şey yok” ve aslında senin şu anki durumuna yol açan olaylar üzerinde hiç bir etkin yoktur.

Eskiden buna inanırıdm. Eskiden bir planımın olmasının az çok alakasız olduğunu düşünürdüm, çünkü eninde sonunda senin aslında sana olan şeylere üzerinde asla kontrolün olmamıştır. Annem eskiden benim fit olmamla ve vücut gelistirmeyle uğraşmamla ilgili takıntılı olduğumla konusunda beni devamlı eleştirirdi. Annem bana “ Yarının ne getireceğini asla bilemezsin, kanser olabilirsin,veya bir otobüs tarafından ezilebilir ve sonrasında üzerine titrediğin vücudun boşa harcanabilir” derdi. Ona “evet” dediğimi hatırlarım ama bu benim şimdi nasıl görünmek istediğimle alakalı, bir tabutun içinde iken bu umrumda olmayacak.

Bunlar her zaman ilginç konuşmalardı fakat işin aslı kendim için bir planım yoktu.

Plan Yapmamak

Plan yapmamak, başarısız olma planı yapmaktır. Deniz piyadesi arkadaşlarım bu sözü severler. Bu sözün orduda muhteşem bir mantra olduğuna eminim. Fakat kaçımız planımızın olmaması ya da plana bağlı kalmamamız sonucunda başımıza bir şeyler gelmesine izin verir ? Bizim başımıza gelen şeyler üzerinde tam bir kontrolümüz olduğunu söylemiyorum. Fakat bizim bir planımız olmadığında, başkalarının planları bizim başımıza gelecekleri etkiler. Yukarıda resmettiğim üzere, genç bir adamın planı olmadığında Feminist Buyruk zaten kendi planı ile oradadır – boşluğu kendi amaçları ile doldurmaya ve genç erkeği feminen planın erkeğin kendi konsepti olduğuna inandırmaya hazırdır.

Sosuave forumlarındaki liseli okuyuculara her zaman tavsiye ettiğim şey hoşlandıkları bir kıza yürüdüklerinde, başarı için plan yapmalarıdır. Bu genç adamların pek çoğu bir kıza çıkma teklif etme mekaniklerini ve korkusunu o kadar içselleştirmişlerdir ve kızla yakınlaşmak için manevralara dalmışlardır ki başarılı olduklarındae ne yapacaklarının planını yapmazlar.Onlara sonucun başarılı olmasını beklemelerini ve bu olunca ne yapacaklarını planlamalarını söylerim. Ve bunun için temel bir neden var.

Kız birden genç adamın teklifini kabul ederse çocuğun buluşma için hiç bir planı yoktur. Bu plansızlığın kıza verdiği mesaj, kızın buluşmadan sonrasını aklına getirmeyen bir erkekle buluşmaya, potansiyel yakınlığa ve hipergamik değerlendirmeye evet dediğidir.  Bir planının olmaması erkeğin beta özünü ele verir – erkek başarılı olacağını beklememektedir. Kız bunu derinlerde sezer ve buluşmanın bağlamı ve çerçevesi beta önkoşullarında çalışır.

Alfanın zihin yapısı başarılı olmayı bekler. Oyunun anahtar doktirinlerinden birisi rasyonel olmayan derecede özgüvendir ki bu oyunun ana elementidir. Bunun başarılı olması planın takip edilmesine bağlıdır ve planın takip edilmesi de bir planın olmasına bağlıdır. Bu plan ister PUA’nın yürüme sonrası ayaküstü buluşması şeklinde olsun ya da balayı gecesi bekaretini eşine çakmak için saklayan bir adamın planı olsun koşul hep aynıdır. Alfalar ne istediklerini çok önceden bilirler ve gitmek istedikleri nokta ile ilgili sağlam bir planları vardır.

Kendine güven

Sosuave forumlarında bana sık sık sorulan sorulardan biri de şudur;

“Rollo, erkeğin özgüvene sahip olması kadınlar için en çekici özelliği,  özgüvenimi nasıl geliştirebilirim ?”

Özgüven ilginç bir kavram, sadece kadınlara uygulanmasında değil, hayatın geneli için ilginç bir kavramdır. Özgüven mistik bir aleme çıkarıldığı için şöyle okuruz. “Başarısız olma sebebin kendine yeterince inanmamandır.” Bu anlayış sadece kendin ol sözünün akıl yürütmesiyle benzer bir mekaniğe sahiptir. Bu insanların başka söyleyecek bir şeyleri olmadığı zaman söyledikleri bir şey – “Ooo, adamım o kız konusunda sadece kendine güvenmen gerek, sürtüklerin istediği bu, sadece PoF (dating sitesi) profillerine bak, özgüven, özgüven, özgüven, …” Özgüven hakkında söylemedikleri şey, özgüvenin geçmiş başarılardan ve o başarıları tekrar edebileceğinizi bilmenizden türediğidir.

Hayalkırıklığını anlıyorum; kadınlar sadece kendin olmanı, erkekler sadece kendine güvenmeni söylerler. Her iki grup da sadece gerçekten mevzuyu anlayanların bildiği net olmayan özelliği ima ederler. Daha önce SKO presibinden bahsetmiştim, fakat kadınların talep listesinde bu kadar önemli olan özgüveni nasıl elde ederim ?

Özgüven, opsiyonlarından ortaya çıkar.

Geçmiş başarılarını tekrar edebildiğini bildiğinde veya bu başarıların tekrarı için elinde kaynağın olduğunda özgüvenin olur. Bu, kadınların güven istediklerin iddia ettiklerinden istedikleri koddur: “Diğer erkeklerin olmak istediği ve diğer kadınların kendisiyle yatmak istediği bir adam istiyorum.”

Bu durumun büyük ironisi ise kadınların istediği erkek özgüveni, bir kadının layık olan özgüveni aşan özgüveni, her zaman kibir olarak algılanacaktır. Neden?  Zira bu özgüven Feminist Buyruğun planıyla çelişir. Bu delicesine seksi bir şey, fakat aynı zamanda Feminist Buyruğa büyük bir tehdit teşkil eder.

Tabak teorisi serisinde bahsettğim üzere “siklemiyorum tavrı gerçekten siklemediğinde çok daha kolaydır. Eğer kadınlarla bağlılık olmama tavrını devam ettirirseniz, Feminist Buyruğun deli gömleği planı gevşemeye başlayacaktır. Senin PLANINDA olan, seninle birlikte olmak için samimi istek duyan kadınların örneklenmesi ve filtrelenmesidir. Bizim işimize yarayan yatıştırılmış veya mecburi bir arzu değil, fakat senin potansiyelini temsil ettğin özgüvenli, geleceğe dair beklentisi olan ve seksi olanla bağlantı kuran samimi bir istekdir. Bu senin bilişsel olarak mükemmel eşi aramandaki filtreleme veya gözden geçirme gibi gözükmez. – Mükemmel eş kendini sana sunar.

Çok sayıda erkek birden brden fazla tabak çeviremeyeceğini düşünür. Bu adamlar tabak çevirmeyi, çevrelerinde uygun durumda olan her kadını sikmek olarak düşünürler ve tabak çevirmenin hedefinin amaçsızca seks olduğunu sanarlar. Bu, beni eleştirenleri tabak teorisini yaftalamayı umdukları bir hatadır :

“ Rollo hareket eden her şeyi sikin diyor, bu korkunç !”

Hayır, fakat birliktelik sözü vermeme kavramı temel olarak Feminist Buyruk planıyla çelişir ki bu nedenle Feminist Buyruk ve onun etkenleri buyruğun sosyal dominasyonunun devamlılığı için bu tarz hedef saptırmalara bel bağlar.

Eğer geçmişte tahmin edilebilir düzende başarılı olmaktan gelen özgüvene sahipseniz, gelecekte o görevi tekrar edebileceğinizi makul bir beklentiyle söyleyebilirisiniz. Kariyer, spor, belirli bir sosyal etkileşim bağlamında veya bir yetenek, beceri durumunda hepimiz ayağa kalkıp bireyin başarısını alkışlarız. Bu bireyler başarıyı çok kolay bir şeymiş gibi gösterirler. Kadınlar konusunda özgüvenlisiniz diyelim, geçmişte onlarla başarılı olduğunuzu, bir oyuncu olduğunuzu varsayalım – yıllarca sadık bir koca olarak aileni beslemiş olsan bile. Bunu açıkça söyle, kandırılmış tipik bir erkeksindir.

-Fakat özgüven piliçlerin aradığı şeydir Rollo, WTF ?

Aradıkları şey özgüven değil, plan. SENİN planın. Erkeklerin bir kadına yürümenin ötesinde buluşma planları hakkında örneklemeler vermek kolaydır fakat bu bir erkeğin hayatında sahip olması gereken kapsamlı planlamanın sadece bir örneğidir. Alfalar planlar. Bilinçli veya değil alfaların özgüvenleri, o planların olduğunu söze dökülmeden farkeden kadınlardan evrilir.

Çerçevenin Tomassi’nin ilk demir kanunu olmasının sebebi, gerektiğinde çiftleşme potansiyeline sahip kadınları bile dışarıda bırakacak, sağlam bir plana sahip erkeğe bel bağlamasıdır. Bir erkeğin planı onun seks arzusunun da üstünde olmalıdır, ama aynı zamanda seksi planını etkilemek için kullanmayı da içerir.

Aman Tanrım Rollo, bir erkeğin kadınla uzun dönem bağlılık niyeti olmasa bile seksin o erkeğin planına dahil olmasını mı öneriyorsun ?

Plan bağlamında, evet. Bu beni ahlaksız ve canavar gibi gösterebilir, fakat bir an durun ve bunun hakkında düşün. Peki kişisel ölçekte bu planın Feminist Buyruğun planından daha ahlaksız ve insanlıktan çıkmış olduğunu söyleyebilir misn ? Ya da küresel veya kanuni ölçekte ?

Hipergaminin uçukluğundan da mı kötü?

Sonucu da düşünerek başlayın

Fakat biz bundan daha iyiyiz değil mi ? Bizler asil, yürekli onurlu cinsiyetiz. Bizim görevimiz kadınların düşmesini önlemektir zira onlar kendileri için neyin iyi olduğunu bilmezler (buraya Arturcu bir düzyazı koyun(*))

Bu güzel bir nesir olabilir ama bir plan değildir. Kadınların erkeklerde aradığı tüm o yönlendirme ve kontrol (dominantlık demenin kibar bir yolu), aslında erkeğin vizyonunun yönlendirmesinden kaynaklanır. O kadın sana güveniyor mu ? Bir erkek olarak karşılaşabileceğin en büyük meta – SHIT test, kendi planın yerine  Feminist buyruğun planını koymandır. Ne küstahça ! Ne kadar kibirli! Nasıl cüret edersin!

Kafada sonucu düşünerek başla. Tomassi’nin ilk demir kanununun dediği gibi, kadın senin çerçevene girer. Senin gerçekliğine girer, o meraklı bir aktör, araştırmacı olandır, kadın onun için yarattığın dünyayı keşfeder, senin arkadaşlarınla, ailenle ve grubunla karşılaşır. Eğer uzun dönem ilişkinde bunun tersinin doğru olduğunu hissediyorsan, kadıının gerçekliğine ve hikayesine girmişsin demketir ve kimin planın yürürlükte  olduğu sorusu senin için cevaplanmış olur.

(*) – Ortaçağ romantizminin merkezindeki Kral Artur ve şövalyeleri mitinden bahsediyor.

Çeviri : The Plan

Çeviren : Icarus Everyman

Tek odağınızın kadınlar olması – Kadınlarla başarısız olmanın garantili yolu

Çoğu erkek kadınlar konusunda tekrar tekrar başarısızlığa uğruyor. Her seviyede. Ya kız arkadaşları yok, ya da bir tane kız arkadaşları varsa bile kız kısa sürede ilişkiden soğuyor ve saldırganlaşıyor, ilişkiler erkeğin isteği dışında bitiyor, vs. Bu erkeklerin anlamadıkları ise her ilişkide (ya da ilişki öncesinde) aynı hataları aynı tip kadınlarla yapıyor olmaları.

Çoğu erkeğin kırmızı hapı bulması, kadına odaklanmanın artık içinden çıkılamaz hale gelmesinden kaynaklanıyor. Kırmızı hapı bulan hemen herkesin kafasındaki sorular kadın – erkek ilişkileri ile ilgili ama biraz eşeleyince, bu kişilerin hayatının diğer alanlarında da büyük bir disiplinsizlik, duygusal zayıflık, finansal problemler, hedonist zevklerin ağında kıvranma (porno, video oyunları, mastürbasyon, vs …) gibi problemler olduğunu görüyoruz. Fakat çoğu erkek bunlara değil, en son sevdicekle ayrılması, ortalama bile diyemeyeceğin ve normalde 2 güne “adı neydi lan bu karının” diyeceğin hatunu uzaktan oneitis yapması gibi şeylere odaklandığı için kırmızı hapa geliyor. Aslına bakarsanız, bu aşamada durum yumurta – tavuk haline geliyor. Evet, kadınlarla başarısızlık aslında diğer alanlarda başarısızlığın bir belirtisi, hastalığın kendisi değil. Ama bu, aşağıda da bahsedeceğimiz “birbirini tamamlama miti” nedeniyle erkek bu belirtiye hastalığın kendisi imiş gibi o kadar fazla odaklanıyor ki, diğer alanları daha da boşveriyor ve kadınlara odaklanmak, hastalığın kendisi olmaya başlıyor.

İşte bu nedenle buraya gelince size pratik olarak yapmanız gereken şeylerin çoğunun (disiplin, ağırlık kaldırmak, kendi hayatına düzen vermek, vs …) kadınlarla alakasız olduğunu görüyorsunuz. Bunun, kadın – erkek ilişkileri konusunda “ona küçük süprizler yapın – çömelip kafanıza oturtun” tadında ana akım sitelerden farkını yakalamışsınızdır.

Bu odaklanmadan kurtulmak için şunu anlamak gerekiyor.

Kadınlar, erkeğin hayatının ana yemeği değil, olmamalıdır. Kadınlar, hayatın tatlılarıdır.”

Tatlı güzel şey, olması çok iyi, hayata renk katar. Ama yemesek ölmeyiz.  Kötüsü, tatlıyı ana yemek yaparsak, hayatımız kısalır, 40ını göremeden kalpten gideriz.

Kadınlar, mutluluğunuz için gerekli değiller. Bu, olmasalar daha iyi demek değil tabii ki. Evet, kadınlar hayatı gerçekten daha zevkli kılıyorlar. Evet, iyi bir kadınla beraber olmak erkeğe çok şey katıyor. Ama kadınlarla başarılı olabilmeniz için, hayatınızda kadın olmadan da mutlu olabilecek biri olmanız lazım.

Hayatınızda kadın olmadan da mutlu olabilmeniz için de, size ana akım medyadan, toplumdan ve kültürden pompalanan “kadın erkeği tamamlar” yalanını kafanızdan atmanız lazım.

Kadın erkeği tamamlamaz. Kadın, erkeği tamamlayamaz. Kadının böyle bir şeye ne kapasitesi vardır, ne de niyeti.

Her erkek gibi, özellikle de her genç erkek gibi, tam hissetmiyorsunuz. İçinizde bir boşluk var. Toplum ise bu boşluğu, hayatınızın kadınının dolduracağını söylüyor. Her dizide bu var, her romanda, her şarkıda. Buna inanmamak zor. İnandığınızda ise doğal olarak kadını hayatınızın odağı yapıyorsunuz.

Evet, yarımsınız. Doğru.

Ama diğer yarınızı, kendinizi disiplin, çalışma azmi ve duygusal güç ile inşaa ederek tamamlayacak kişi yine sizsiniz.

Başka biri değil, ve tabii ki bir kadın değil.

Kadınlar, bu tamamlama rolünü oynayamazlar ve kendilerinden bu rolü oynamasını bekleyen erkeklerden tiksinirler. İşte bu nedenle “sana ihtiyacım var”, “sensiz yaşayamam” gibi romantik ağıtların (!) realitede bir değeri yoktur.

Kendi içindeki boşluğu kendisinden başka dolduracak kimsenin olmadığın anlayan erkek, bu konuda çalışmaya başladığında, şu mucize ile karşılaşır : tabak çevirmeye bile ihtiyaç duymadan bolluk zihniyeti. O, elinin altında yiyebileceği birkaç tabak tatlı olan erkek kadar hatta ondan daha fazla bolluk zihniyetindedir. Tek farkı, onun kendine güveninin bir tabak tatlıya ihtiyacı olmamasından gelmesidir, elde şunu yiyemezsem bunu yerim diye tatlı opsiyonları tuttuğundan değil.

Hazır yeri gelmişken söyleyelim, kadını odağına koyanlar sadece mavi haplı erkekler değiller. Fişten çekilebilen ve Oyunu başarılı olan birçok erkek, özellikle bu devirde (Tinder gibi uygulamalar sayesinde) hatundan hatuna atlama sürecine girebilir.  Bu sürece girmek doğaldır fakat normalde bu süreç yerini yavaşlamaya ve hayatta daha anlamlı bir şeyler yapmaya bırakır. Tabii ki yavaşlamaktan illa ki uzun süreli ilişkiyi ve evliliği kastetmiyorum. “Am peşinde koşmak” da bir çeşit kadını hayatının odağına koymaya dönüşmeden, odağa kendini koymaktan bahsediyorum.(*)

Zamanla göreceksiniz ki kadınlarla başarılı olan erkekler, onları asla öncelikleri yapmayan erkeklerdir. Tekrar edeyim : Kadınları (sevgilisini, karısını, hatunlara yürümeyi) önceliği yapmayan erkekler, kadınlarla en başarılı olan erkeklerdir. Bu o kadar ilginç bir doğa kanunu ki, kadınları hayatınızın odağından çıkarıp kendinize odaklandığınızda, genellikle kadınlar hayatınıza girmek için uğraşmaya başlar. Siz kadınsız da mutlu yaşayabilecek hale gelirsiniz ama kadınlar kadınsız yaşamanıza izin vermezler.

III. Önceliğin kendi misyonun olmalı, kadının değil

Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “herşeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına itaat etmeyi arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim herşeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “herşeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.

Amcığın 16 Buyruğu

(*) – Çok erkekle yatmanın kadının ruhunu bozacağı ama çok kadınla yatmanın erkeğe güç katacağı söylenir. Bence bir yere kadar. Tayland’da bu “çok kadın” rakamının 3 hanelilerde olduğu adamlarla karşılaşmıştım. Hepsi bir başka dejenere idi. Katoilere (travesti) dalanların çoğu da bunlardan çıkardı. Tabii bu adamlar zaten dejenere olduklarından mı bu kadar yüksek rakamlara çıkıyorlar yoksa yüksek rakamlara çıktıkları için mi dejenere herifler tartışılır. Ama bu kadar skor iyi bir şey değil.

Neden çoğu erkek kırmızı hapı reddeder?

Hepimizin bildiği gibi, kırmızı hap bir erkeğin hayatına, sadece onu aradığında giriyor. Eğer kırmızı hapı aramayan bir arkadaşınıza kırmızı haptan bahsederseniz, kırmızı hap linki gönderirseniz ya da kadın – erkek ilişkilerinin gerçek doğasını anlatmaya çalışırsanız, büyük ihtimalle kırmızı hapı reddedecektir. Özellikle de bu arkadaşınız adamın enerjisini ve erkekliğini emen bir ilişki içinde ise veya oeitisin doruklarındaysa, size düşmanca davranacaktır. Ben olsam bir bak diye gösterirdim ama bu ne saçmalık diyenle de tartışmazdım.

Peki suç kimde, neden böyle? Bunun kısa cevabı, çoğu erkeğin kırmızı hapa hazır olmadığı ve bunların da çoğunun hayatları boyunca hiçbir zaman fişten çekilmeye hazır olmayacakları. Yani kırmızı hapı, sadece bunu arayan erkekler yutabilir. Kimsenin elinde istatistik yok ama kırmızı hapı yutmaya çalışan erkekler, bu gibi sitelere (çoğu yanlışlıkla da olsa) gelen erkeklerin küçük bir kısmıdır.

Şimdi de uzun cevaba gelelim. En önemli neden bence kırmızı hap öğretisinin gerçeklerini ile başa çıkamayacak olmaları. Mavi haplı olmanın en büyük faydası, mavi hap evreninin sağladığı umuttur. Bu umut gerçek dışı, gerçekleştirmesi zor ve gerçekleştirdiğini sansan bile vadettiği doyumu sağlamayan bir umut olabilir. Ama yine de bir umuttur ve insan ümit etmeden yaşayamaz.

Eğer kendin olursan, gerekli çabayı gösterirsen ve aramaya inanırsan, seni performans göstermeni beklemeden, eşitlikçi ve karşılıksız bir aşkla sevecek olan ruh ikizini bulacaksın umudu, sürekli performans göstermekten ve kadının aşkının erkeğin aşkından farklı olduğunu kabul etmekten daha kolay. Bugün yüzüne bakmayan 20liklerin 30 yaş civarı akıllanıp (!) senin değerini anlayacakları (görünürde de gerçekleşen) umudu, yılların abazanlığını bu masala inanarak hemen şimdi karşında olan yeniden doğmuş azize (!) İle giderme ihtiyacı, kırmızı hapı yutup gerçekte olanı kabul etmekten daha kolay (en azından kadının acil bebek ihtiyacını karşılayan beta öder rolünü icra edip, ayak paspası rolüne terfi edene kadar). Yanılıp şaşırıp yüzüne bakan ortalamanın altı sıradan bir hatunu oneitis yapmak, dışarıda reddedilmeye göğüs gererek opsiyonlarını değerlendirmekten daha kolay.

Bu olaya boşuna kırmızı hap demiyorlar. Konforlu, neyin ne olduğu senin için kararlaştırılan bilindik Matrixten, her şeyi senin inşa etmen gereken ve yeni bir umut yaratman gereken bir dünyaya uyanıyorsun. Daha bir eski sevgiliyi düşünmeme ya da sabah erken kalkma iradesi gösteremeyen adamdan beklemesi çok güç bir uğraş bu.

İkincisi neden ise, mavi hapın feminen propagandası ile kadın milletini günahsız melekler statüsüne koyan bir erkek için, kadınların bırakın kaka şeyler yapabileceğini söylemek, onların erkekler gibi sıradan insanlar olduğunu söylemek bile kadın düşmanlığı olarak algılanıyor. Bu algıya, mavi haptan tam çıkamamış kırmızı haplıların, “kadın beni olduğun gibi seven, performans beklemeyen, daha iyisini aramayan bir melek değilse, yaraktan yarağa atlayan orospudur, pisliktir, vs …” kadın düşmanlığı da oldukça yardımcı oluyor. Bir nedenden dolayı kadının aşk stratejisinin, erkeğin salak saf aşk kavramına uymaması, prenseslere hakaret olarak algılanıyor.

Günümüzde erkekler doğumdan 20li yaşlarına kadar hemen hemen tamamen kadınlar tarafından (anne, büyük anne, anaokulu / kreş öğretmeni (çoğu kadın), ilköğretim ve lise öğretmenleri (çoğu kadın)) yetiştirildikleri ve bu kadınlara sürekli itaat etmeye alıştıkları ve bu kadınların hep kendilerinden yüksek statüde olması nedeniyle, kadınların doğası diye gösterdiğiniz gerçekleri hakaret olarak algılıyorlar. Türk aile yapısında baba, tüm çocuk yetiştirme işini anneye bıraktığı için, bir maskülin rol modeli de yok. Ve son olarak artık medyada ve görsel sanatlarda maskülin rol modeli de olmadığını düşünürsek, kadın tornasından çıkmış bu adamlara kadın doğasını anlatmanın zorluğunu anlamış oluruz.

Yukarıdaki dinamik, erkeğin kurtarıcı şeması yazısında bahsettiğimiz, kadını koruma içgüdüsünü resmen hackleyip erkeğin aleyhine ve kadının yararına kullanıyor.

Ve son olarak da bir erkek, kırmızı hapın gerektirdiği disiplin ve itkiye sahip olmadığını bildiğinden kırmızı hapı reddederler. Kendi hayatını kendi ellerine almama stratejisinin gözden kaçırmamanız gereken bir yararı var : sonunda başkalarını suçlayabilme ve “istesem yapardım” diyebilme mastürbasyonu. Eğer hapı kabul ederseniz, kendinize sadece bir hedef durumu değil, yenilgi durumu da tanımlıyor, sorumluluğu elinize alarak başkalarını suçlama, harekete geçerek de “istesem yapardım” diye avunma lükünüz ortadan kalkıyor.

Kırmızı hap farkındalığına erişmek için ne yapmalı?

Bir okur sormuş :

Hocam selamlar, yanlış anlamayacağınızı düşünerek size birkaç soru sormak istiyorum. Erkek adam bloğundaki yazıları yeni yeni okumaya basladım. Daha önce kırmızı hap düşüncesi ve felsefesine dair hiçbir şey bilmiyordum. Kırmızı hapla ilk kez ne zaman karşılaştığımı hatırlamıyorum. Muhtemelen internet üzerinde bir şekilde denk geldi. Şimdiye kadarki ömrümü “sağlam” bir beta erkek olarak yaşadığımı itiraf etmeliyim. Gerçi günümüz toplumunda birçok erkeğin benim durumumda olduğunu düşünüyorum. Bu bütünüyle benim seçimim olmadığı için bunu söylerken utanmıyorum aslında. Yazıları okumaya başladığımdan beri Şimdiye kadar doğruluğundan zerre kuşku duymadığım düşünceler yavaş yavaş yerle bir olmaya başladı. Gerçeği görüp sorunu tanımlamak bir taraftan bana güven aşılayıp gaz verirken bir taraftan da derin bir boşluğa sürüklüyor. Çünkü kırmızı hapı yutmak sizlerin de belirttiği gibi kolay bir süreç değil. Belki birçok kişinin altından hakkıyla kalkamayacağı bir süreç. Yıllardır bu toplumun içinde yaşamış olmak bile bunu zor kılan etkenlerden biri sadece. Kırmızı hap farkındalığına erişmek sadece blogdaki yazıları okumakla ne ölçüde başarılır? Başkaca neler yapmak gerekir? Bu farkındalığı erişip mutlu alfa erkekler olmamız için ne önerirsiniz? Bu öğretinin hitap ettiği bir yaş aralığı var mı? Belirli bir yaştan sonra (27 yaşındayım) karakterde bazı şeyler oturduktan sonra değişim ne ölçüde mümkündür ya da mümkün müdür? Kişinin sahip olduğu ve ruhuna tabiri caizse perçinlenen toksik betalık düzeyi her çabayı beyhude kılabilir mi? Biraz uzun oldu ama geri dönüş yaparsanız çok sevinirim.

Sırayla cevaplayacak olursak :

Kırmızı hap farkındalığına erişmek sadece blogdaki yazıları okumakla ne ölçüde başarılır? Başkaca neler yapmak gerekir? Bu farkındalığı erişip mutlu alfa erkekler olmamız için ne önerirsiniz?

Sadece okuyarak öğrenilecek birşey değil bu. Araba kullanmak için de bir sürü ehliyet kursu kitabı okumak faydalıdır ve hatta gereklidir ama araba sürmeyi, direksiyona geçmeden öğrenemezsin. The Red Pill öğretisinin pratiği – Önce kendine odaklanmak ve Maskülin benliğini geliştirmek yazılarını uygulamak şart. Eğer hayatında disiplin yoksa Nasıl Disiplinli Olunur yazısı da iyi bir uygulama rehberi. Belki beta salgınının nedeninin testosteron ile bağlantısından, belki de disiplin kazandırdığından, ağırlık kaldırmak, kırmızı hap pratiğinin temel taşı. Haftada 3 – 4 kere gymde canını çıkarmadan, alfa davranışlarını arttırman gereksiz zor.

Bu öğretinin hitap ettiği bir yaş aralığı var mı? Belirli bir yaştan sonra (27 yaşındayım) karakterde bazı şeyler oturduktan sonra değişim ne ölçüde mümkündür ya da mümkün müdür?

Bir yaş sınırı yok. 30undan hatta 50sinden sonra kırmızı hap öğretisi ile tanışıp dönüşenler var. Aslına bakarsan, yaşı 40 civarı ve üstü olanların işi daha kolay zira onlar eskinin daha sert erkek neslini, en azından çocukken gözlemleme şansına sahipti. 27 ise hiç de geç bir yaş değil. Bakın, bu iş kolay değil. Pratik uygulamalara başladıktan sonra değişim görmeniz 6 – 12 ay, tam kırmızı haplanman ise 2 – 3 yıl ister. 27 yaşında biri için bu 30una gelmeden (CPD tırmanışının hızlandığı yaş), ustalaşmaya başlaman anlamına gelir.

Kişinin sahip olduğu ve ruhuna tabiri caizse perçinlenen toksik betalık düzeyi her çabayı beyhude kılabilir mi?

Nefes aldığın sürece o zehiri atabilirsin. Çoğu erkeğin betalıktan kurtulamama sebebi a) kırmızı hapı düşmanca bir şey görüp reddetmeleri ve b) eğer öğretiyi kabul etseler bile yeterince uzun süre pratik uygulamasını sürdürememeleri. İçindeki alfayı cilalayıp parlatmak yazısını okumanı tavsiye ederim.

Saha Raporu – Benim gibi betalıktan kurtulmak isteyenler adına cesaret verici daygame

Selanikerkegi rumuzlu okur şu mesajı gönderdi :

Merhaba, yaklaşık 1 sene önce kırmızı hapla tanıştım fakat pek önemsemedim (ta ki çevremdeki bütün kızlardan red yiyene kadar). Boyum 1.80 yeşil gözlü ve sarışınım ve dışarıda çoğu kızla kesişirim fakat iş konuşmaya gelince beta olduğum için benden kaçarlar.

Bu olaylar baya bi canımı sıktı ve 1 aydır teoride kendimi geliştirdim sıkı bir okur oldum. Kendimi geliştirmek için Haribo standında çalışan bir kızın yanına gittim (yanına giderken heyecandan başım dönüyordu 😀 ). Ben kıza “merhabalar çok tatlısın tanışabilir miyiz” dedim ama bunu söylerken gözlerim karardı dudaklarım titredi ve bayılacak gibi oldum. Ona rağmen kız güler yüzlülükle merhaba diyip elini uzattı ve konuşmaya başladık. Ben cevap verememeye başlayınca da müşteri rolü yapan omega arkadaşım olaya el atıp toparladı ve kızın instagramını aldım.

İlk gün beni tekrar görmek için can atan kız 1 hafta sonra “sülük gibi yapıştın yeter” dedi bende küfür edip sildim numarasını yani anlayacağınız betalığım bu kızı da mahvetti. Bu olaydan sonra tamamen kendimi kırmızı hapa vermiş durumdayım. Ben çok utangaç birisiyim kızlarla tanışmaya gittiğimde resmen ağzım yamuluyor ve dudaklarım titriyor, gözlerim kararıyor. Bu utangaçlığımı korkumu yenmek adına 25.03 tarihinde yani pazar günü tam 50 kızın yanına gideceğim artık ölür müyüm sakat mı kalırım bilemiyorum ama bu korkumu yenmek ve alfa yolunda çok büyük bir adım olacak.

Kızlarla yaşayacağım konuşma diyaloglarını, aldığım en olumlu ve en olumsuz cümleleri sizinle paylaşacağım. Betalığı yenmek isteyen diğer arkadaşlarada bu Daygame cesaret getirsin. Pazar akşamı neler yaşadığımı tek tek anlatacağım ve sizden tek isteğim betadan alfalığa attığım büyük adımda bana YÜRÜÜ BEEE BU ADAM OLACAKKK demeniz ve verebilirseniz de ufak tüyolar 🙂

Öncelikle, reddedilme korkusunu aşmanın tek yolu, kendini gönüllü olarak reddedilmeye maruz bırakmaktır. O nedenle kıza yürüdüğün için tebrikler.

Boyum 1.80 yeşil gözlü ve sarışınım ve dışarıda çoğu kızla kesişirim fakat iş konuşmaya gelince beta olduğum için benden kaçarlar.

Bu, yakışıklı ama beta davranan erkeğin çok başına gelir. Çok YD alırsın, ya da cold approachda yürümene olumlu tepki verilir. Ama ağzını açtıktan sonra kız soğur. Yaygın bir problem. Aslında ilginçtir, oyunun tipten daha önemli olduğunun kanıtı.

İlk gün beni tekrar görmek için can atan kız 1 hafta sonra “sülük gibi yapıştın yeter” dedi bende küfür edip sildim numarasını yani anlayacağınız betalığım bu kızı da mahvetti.

En azından bu kızı geri kazanırım diye sormadan bir sonraki yapmışsın. Ama bir kızı bir haftada soğutmak da başarı, ne yaptın da böyle oldu 😀 Asıl ibretlik olay o.

Bu utangaçlığımı korkumu yenmek adına 25.03 tarihinde yani pazar günü tam 50 kızın yanına gideceğim artık ölür müyüm sakat mı kalırım bilemiyorum ama bu korkumu yenmek ve alfa yolunda çok büyük bir adım olacak.

Daha yeni yazdık :

“Oyunu şöyle sanıyorlar : Çık dışarı, 100 tane kıza yaz, şansın yaver giderse biri sana yüz verir ve birlikte olursunuz. Ben de diyorum ki Oyun sayı oyunu değil azim / kararlılık oyunudur, devamlılık oyunudur. Her hafta sadece 1 kere yürüseniz, yılda 52 kere yürürsünüz. Buna kararlılık denir. Bu aynı zamanda ortalama bir erkeğin hayat boyu yürüdüğü kızdan daha fazlasına yürümüş olursunuz. Oyun bu kararlılık ve hatalrından ders çıkarma ile ilgilidir. Olay makineli tüfek gibi yürü .. yürü … yürü .. değil. Biliyorum bazı PUAlar var “çık dışarı makineli tüfek gibi ol” diyorlar. Bundan hiçbir şey öğrenemezsin. İki çeşit öğrenme vardır : bir şeyi içselleştirirsin ve senin bir parçan olur ya da hareketleri ezberlersin. PAU’yı eleştirenlerin çoğu bu zeber şeklini eleştiriyorlar. Bu rol yapmak, kendin olmamak, ezberleyip okumaları gereken bir senaryo.”

Yani bir günde 50 kıza yürürsen hiçbir şey öğrenemezsin. Günde en fazla 3 – 5 kıza yürü (bardan bara atladığın bir gece bu sayı biraz daha fazla olabilir) ve hergün yürüme. Güzel bir Zen hikayesi vardır :

Çaylak rahip, usta rahibe “hergün 10 saat meditasyon yaparsam, kaç yılda uçarım”. Usta demiş 1o sene. Çaylak heyecanlanmış : “o zaman günde 20 saat meditasyon yapsam kaç senede uçarım”. usta cevap vermiş : “20 senede”.

Son olarak da, ağırlık kaldırıyor musun?

Yeni Bir Umut

Kırmızı Hapın Acı Tadı yazısının sonuna doğru şöyle yazmıştım:

Gerçek sizi özgür kılacaktır ama farkında olmak gerçeğin sizin canınızı daha az yakmasına neden olmayacaktır ya da gerçeği daha sevimli hale getirmeyecektir. Ve tabii ki gerçeğin farkında olmak sizi gerçeğin gerektirdiği sorumluluklardan azad etmeyecektir. Fişten çekilme esnasında erkeklerin en çok zorlandıkları şeylerden biri, Oyunun onları görmeye zorladığı acı gerçekleri kabul etmektir. Bu acı gerçeklerin içinde, yıllardır inanmaya koşullandığı şeylerin konforlu idealler olduğunu ve “sevgi dolu beklentilerin” aslında erkeği sakat bırakan engeller olduğu da vardır. Bunlara isterseniz yalan deyin, ama fişinden çekildiğiniz ve aslında bir sistem olan şeyi böyle kategorize etmekte bir miktar umutsuz nihilizm vardır. Siz aslında umutsuz vaka olduğunuzdan değil, sadece, fişten çekildiğiniz anda içine girdiğiniz yeni sistemde umut yaratacak içgörüye sahip olmadığınız için – her ne kadar bu yeni sistemde kontrol daha çok sizin olsa da.

Kendim fişten çekildiğimde öğrendiğim en zor derslerden biri, “umudu” çöpe atmaktı.

Gerçek ve kişisel umudu değil. Gerçekleştirilebilir olduğuna inandırıldığım “umudu” – doğru şartlar altında, kişilikler uyumlu olursa,  kader ve çalışır olduğuna inandırıldığım, feminen buyruğun tanımladığı diğer bazı etkenler lehime çalışırsa, feminen tanımlı rahatlığa ulaşabileceğim umudu.

Umudu tanımlayarak (ya da benim için tanımlanmasına izin vererek), o ideal durumu hiçbir zaman kendi tercihim olmamış olan bağlamda gerçekleştirmeyi çok istiyordum. Fişten çekildiğim zaman herkes kadar ben de bunalıma girdim. Öfkelendim. Temelde gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şeye bu kadar fazla yatırım yapmış olduğum hakkında düşünmek bile istemedim. Çünkü bu şeyin ne olduğunu yanlış anlamıştım, bilerek ya da kendi iyimser yorumum nedeniyle.

Benim kendi “fişten çekilmem” aşamalı bir işti ve birçok uzatmalı travmadan sonra meydana geldi. Ve evet kendimi, gerçekleşebileceğine inandırıldığım bir şey için, bir kalıba sokma umuduyla yaşadığım o kadar travmanın boşa gittiğini görmek, daha da bunaltıcı idi.

Bana satılan umudun, benim yararımı hiçbir zaman düşünmeyen sosyal paradigmadan geldiğini anlayana kadar da umudu atamadım. Bu zor bir gündü zira bunu yapmanın, kendim için yeni bir “ümit” bulmak gerektirdiğini anlamıştım. O zaman bana çok nihilist görünmüştü ve kendime acımaktan kaynaklanan nihilizm tercihi yapmamak için ciddi çaba gösterdim.

Kabul etmekte özellikle zorlandığım keşiflerden biri, kadınların erkeklerden farklı şekilde aşık oldukları gerçeği idi. Bunu kabul etmek zordu zira gerçekleştirmek için çabaladığım “eski umut”, mavi haplı düşünce yapısının temel doktrinlerinden birisi üzerine kurulu idi; hem kadınların hem de erkeklerin onayladıkları ve kabul ettikleri tek bir aşk kavramı olduğuna dair eşitlikçi düşünce.

Bunun gerçeklikle alakası olmayan bir idealleştirme olduğunu , kadınların erkekleri içten sevebileceklerini ve sevdiklerini ama tamamen farklı ve feminene özgü aşk kavramı olduğunu anladığımda, artık o ortak aşk kavramına dair “umut” beslemediğimi fark ettim. Ve kadın ve erkeklerin, birbirlerinden tamamen farklı şekilde ve farklı perspektifte aşk kavramları ile, birbirlerini yine de sevebileceklerine dair umuda sarıldım.

O zamanlarda üniversitede psikolojik danışmanlık yapıyordum. Hayatının 30 yılından fazlasını eski karısını ve ikinci karısını mutlu etmek için harcamış yaşlı bir adamı hatırlıyorum. 20li yaşlarının başından itibaren, kendi kişisel hayatını, bu iki kadının (hayatı boyunca sadece bu iki kadınla seks yapmıştı) ortak bir aşk kavramını gerçekleştirme kapasitelerine inandığı için beslediği umut ile, bu “aşk” için harcamıştı.

73 yaşında idi ve bütün hayatını gerçekte varolmayan bir umuda yatırım yaparak harcamıştı – bir kadının kendisini, erkeklerin kadınların kapasiteleri olduğunu düşündüğü idealize aşk ile sevebileceğine inanmak. Tam da hayatı boyunca kendisini bunun varlığına inandıran, feminen odaklı sosyal düzenden öğrendiği romantik, feminen tarafından tanımlanmış aşk idealleri ile.

İşte bu nedenle sürekli Erkekler Gerçek Romantiklerdir diyorum. Çünkü çoğunluk, bir kadında ve o kadın için mutluluk bulmak üzere idealize edilmiş bir aşka hayatlarını harcıyorlar.

Yeni Umut için Eski Umut

Yeni kırmızı hap dünyanızda da umut edebilir ve başarılı olabilirsiniz. Ama kırmızı hap gerçeklerini kendi eski, feminen merkezli, mavi haplı dünyanıza zorla sokuşturmak yerine kırmızı hap gerçeklerini içselleştirmeniz ve onları kırmızı hap bağlamında yaşamanız çok daha kolay olacaktır. Eğer kırmızı hap dönüşümünü gerçekleştirememiş ve bunu nasıl kullanacağımı anlayamamış olsa idim, bugün evliliğimin neye benzeyeceğini hayal edebiliyorum. Bunu yapmadıkları için evlilik koçlarına saati 149 Dolar ödeyen erkekler var.

Geçen haftanın yorumları içine gömülü bir yorum var. Buraya tamamen alıyorum (kırpılamayacak kadar iyi bir yorum) :

Sanırım anladım!

Yıllarca bu “rol yapma” gereksinimi ve bunun kadınların bizi, bizim onları sevdiğimiz gibi sevmediğini gösterdiği için kızgındım. Ve şimdi eski ilişkilerimi gözden geçirirken, bir şey aklıma geldi.

Her ilişkimde, onradan aşık olacağım kadınla karşılaşmadan önce, tamamen kendimi geliştirmek için çalışıyordum : forma girmek, arkadaşlarla takılmak, çevremi keşfetmek, muziğimle uğraşmak, vs. “Aşık olur” olmaz ise bu aktiviteleri zamanla bırakıyordum. Yeni kız arkadaşıma konsantre oluyor, onun ihtiyaçlarını sağlamaya ve istediği gibi olmaya (ya da istediğini sandığım gibi) çalışıyordum.

Ama işte benim Evreka anım : hatırladığım her zaman mutsuz, bir hücreye kapatılmış ve kapana kısılmış hissettiğim.

Rollo’nun “kadınlara tepkilerimiz koşullanmadır” derken bahsettiği şey bu mu? Kırmızı hap ile hissettiğimiz üzüntü, doğamızda olmayan bir şeye inanıp ona göre hareket etmemiz, başkalarının davranış ve inançlarının bize yüklenmiş olması mı?

Sanırım sonunda kendim için olanı anladım … kendini odağa koymak ve “rol yapmak” gibi şeyler aslında şu anlama geliyor : “bir ilişkide, başkalarının yapman gerektiğini söylediği şeyleri yapmak zorunda değilsin … her şeyden onun için vazgeçmek zorunda değilsin, yapmaktan hoşlandığın şeyleri yapmayı bırakmak zorunda değilsin ve onun kıçını yalamak zorunda değilsin”.

Benim durumunda, ben her şeyi iki sebepten bırakıyordum. Biri, yapmam gerekenin bu olduğunu düşünmemdi … Kadınların erkeklerden ne istediklerini duymam, annemin erkek nasıl olmalıdır nasihatları, vs. İkinci neden ise kendine güvensizlikti. Onun beni sevmesini istiyordum, gemiyi batırmak istemiyordum, onu kaybetmekten korkuyordum, vs … ve sonunda da kaybettim. Onun ve onun aşkı için değerli olmak için, onun suyuna gidip ona istediğini söylediği şeyleri ya da bana onun istediği şeyler diye öğretilenleri vermem gerektiğine inanıyordum.

Rollo’nun ve herkesin konuştuğu şey bu mu? Çünkü sanırım sonunda anladım. Bugüne kadar Oyunum bir yere kadar sahte idi. Bazı şeyleri yapmamam gerektiğini biliyordum ve kadınlara daha çekici gelecek şeyleri de yapıyordum. Ama görüyorum ki, kızgın olmak için bir neden olmadığı gibi – kendimi geliştirirken ve hobilerimle uğraşırken daha mutlu, onlara zaman ayırmazken ise daha kindardım – ama aslında bizim “rol yapmak” dediğimiz ve kadınları gerçekten mutlu eden şeyleri yaparken daha mutluyum.

Aslına bakarsanız Rollo’nun dediği gibi her iki şekilde de rol yapıyorsunuz.

Kırmızı hap şartlarında yaşamanın anahtarı, mavi haplı beklentilerinizde ve hayallerinizde rahatlığa kavuşacağınız inancını kafanızdan atmanızdır. Ve bunları kırmızı hap gerçeklerinin gerçekçi bir kavrayışına dayanan beklenti ve tutkularla değiştirmeniz gereklidir.

Bunu başından öğrenin : Kırmızı hap farkındalığını kullanarak, mavi hap dünyasında rahatlık ve duygusal tatminini başaramazsınız.

İçinizdeki betay öldürmek zor bir iştir ve bu işin bir kısmı da eski, rahat mavi hap paradigmanızdan kurtulmanızdır. Yeni fişten çekilen, kırmızı hapın farkında erkekler için, kırmızı hap tekniklerini kendi mavi haplı ideallerini gerçekleştirmek için kullanabilecekleri fikri çok cezbedicidir. Anlamadıkları şey ise bu mavi haplı ideallerin ve onları nasıl gerçekleştireceklerine dair anlayışlarının defolu olduğudur.

Kırmızı hap farkındalığı, doyum için kırmızı hap şartları gerektirir. Oracle Z, Return Of The King sitesinde mükemmel bir yazı yazdı : Why you shouldn’t seek emotional fulfillment through women? . Okumaya değer bir yazı ama Oracle Z’nin burada anlattığı feminen merkezli, mavi haplı doyum. Bir erkek istemesi gerektiğine koşullandırıldığı bu mavi haplı amaçları gerçekleştirebilse bile, kendini bu hedefin içinde hapsolmuş ve bu hedefin yükleri altında ezilmiş bulur.

Hobbes’un yukarıda gösterdiği gibi, mavi haplı hedefleri gerçekleştirmeye ve elinde tutmaya çalışmadığı zamanlar, hayatından, yeteneklerinden ve tutkularından en fazla doyum aldığı zamanlar.

Bu bir erkeğin kendini kırmızı hap şartlarında yeniden yaratması için yeterli değilmiş gibi, bir de kadın kendisine mavi hap şartlarında “mükemmel erkek” sunulduğunda, yavaş yavaş (bazen hemen) o erkekten tiksinmeye başlar.  Hareketlerinin de ispatladığı gibi, kadınlar bile bu mavi hap şartlarının mükemmel erkeğini istemezler zira mavi hap şartları, normalde kırmızı hap şartlarında heyecan verici, önemli ve arzulanabilir olabilecek erkekleri iğdiş eder.

Bunu daha önceki yazımda söyledim ama tekrar edeyim :

“Kadınlar erkeğin hayatına sadece yoldaş olmalılar, hiçbir zaman hayatının odağında olmamalılar.”

Mavi hap şartlarında yaşamak, defolu hedefleri gerçekleştirerek doyuma ulaşacağını ummak, erkeği kadını hayatının odağı yapmaya programlar. O umudu bünyenizden atın ve yeni sistemde umut yaratabileceğinizin farkına varın – içinde hayatınızın kontrolünün daha çok elinizde olduğu sistemde.

Çeviri : A New Hope

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.